Kronik Aðrý Yakýnmasý Olan ve Osteomiyelit Belirtileriyle Kendini Gösteren Bir Yapay Bozukluk Olgusu



Benzer belgeler
17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Dokuz Yaþýnda Yapay Bozukluk: Bir Olgu Sunumu

Aile Hekimliðinde Genogram

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:


Bir Eðitim Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin Deðerlendirilmesi


Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Dissosiyatif Bozuklukta Taný ve Ayýrýcý Taný: Olgu Sunumu

Yaþlý hastanýn deðerlendirilmesi aþamasýnda bazý

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Ýntihar Giriþimlerinin Ýncelenmesi: Risk Faktörleri ve Takip

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol

Somatoform Bozukluklarýn Ýlaçla Tedavisi

Kan vücutta damarlar içerisinde dolaþýr.akciðerlerde

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Kuadriplejili Bir Hastada Panik Bozukluðu ve Psikolojik Savunma Süreçleri

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Anoreksiya Nervoza Tanýlý Ýki Kýz Kardeþ: Olgu Sunumu #

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI


Tamamlanmamýþ Evlilik: Ýki Olgu #

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý

Yaygýn Anksiyete Bozukluðu Tanýlý Bireylere Verilen Psikoeðitimin Tedavideki Etkinliðinin Ýncelenmesi

Son yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin

Erciyes Üniversitesi Hastanesi nde Yatan Hastalarýn Hasta Haklarý Konusundaki Bilgi Düzeyi

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi

Kalple Ýliþkili Olmayan Göðüs Aðrýsý Olan Hastalarda Psikiyatrik Eþtaný

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir.

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal Deðerlendirme

Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma


Tablo 2 Üniversitelerdeki Týpta Uzmanlýk Eðitim Dallarý ve Kontenjanlarý

Paradoksal Disfaji Ardýndaki Geriyatrik Depresyon: Bir Olgu

Yaþlýda Travma Sonrasý Stres Bozukluðu: Bir Olgu Sunumu

Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite


Psikiyatrik Bozukluklara Baðlý Engellilik Hali; Üniversite Hastanesi Deneyimi. Disabilites Due to Psychiatric Disorders: Sample Of University Hospital

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným



Siirt Verem Savaþ Dispanserinde tüberküloz tanýsýnda hatalý radyolojik yaklaþýmlar

Cinsel yanýtlarýn fizyolojik bir döngüsü vardýr. Bu. Erkek Cinsel Ýþlev Bozukluklarý. Özet

Kayseri il merkezinde çalýþan hekimlerin hasta haklarý konusundaki bilgi düzeyleri

Somatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Ne Zaman Travmatik Yas Tanýsý Konur? Ne Zaman Tedavi Baþlar?

Bir Üniversite Hastanesinde Yatan Hastalardan Ýstenen Psikiyatrik Konsültasyonlarýn Deðerlendirilmesi

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

Yardým Çalýþanlarýnda Travmatik Stres

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu ve Primer Enürezis Nokturnalý Çocuklarýn Annelerindeki Psikiyatrik Belirtiler ve Yetiyitimi

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Bel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi #

Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet

Akne Vulgaris ve Psikopatoloji Ýliþkisini Aydýnlatmaya Yönelik Bir Çalýþma

6. Büyük kan dolaþýmýnýn amacý nedir? Büyük kan dolaþýmýnda kanýn izlediði yolu kýsaca açýklayýnýz.

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Bedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu?

4 trilyon 565 milyarý tedavi gideri olmak üzere toplam 99 trilyon 689 milyar TL (8), yaklaþýk

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Psikiyatri Polikliniðine Baþvuran Bir Grup Yaþlýda Huzurevi ya da Aile ile Kalmanýn Depresyon ve Anksiyete Düzeyine Etkisi


Transkript:

OLGU SUNUMU Kronik Aðrý Yakýnmasý Olan ve Osteomiyelit Belirtileriyle Kendini Gösteren Bir Yapay Bozukluk Olgusu Selda Þahin 1, Burhanettin Kaya 2 1 Uz.Dr., 2 Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara ÖZET Yapay Bozukluk (YB) fizik ya da psikolojik belirti ya da bulgularýn amaçlý olarak ortaya çýkarýlmasý, bu davranýþýn altýnda yatan motivasyonun hasta rolünün benimsenmesi ve böyle davranmayý gerektiren dýþ etken olmamasý olarak tanýmlanmaktadýr. YB sahip olan hasta birçok hastaneye akut ve genellikle kurgusal hastalýklarý taklit ederek baþvurur. Taný ve tedavi amaçlý birçok tehlikeli iþlem uygulanýr. YB'un gizli doðasý geleneksel epidemiyolojik çalýþmalarý engellediðinden, bozukluðun sýklýðý ve yaygýnlýðý bilinmemektedir. Bu nedenle vaka serileri çok deðerlidir. Bu yazýda týbbi açýklama getirilemeyen ve olaðan tedavilere yanýt vermeyen aðrý yakýnmalarý ile kendini gösteren, osteomiyelit þüphesiyle birçok týbbi ve cerrahi giriþime maruz kalan bir olgu var olan kaynaklar çerçevesinde tartýþýlmýþtýr. Olgumuzun týbbi yardým almaya istekli olmasý, hastalýk belirtilerini sürekli biçimde anlatma eðilimi, birçok istemli týbbi ve cerrahi giriþim öyküsünün bulunmasý, bu konudaki isteklerinin devam etmesi DSM-IV-TR ölçütlerine göre 'fiziksel belirtilerle giden YB' tanýsýný düþündürmüþtür. Hekimin hedefi bu psikiyatrik durumu erken tanýmak olmalýdýr. Doðru taný ve uygun bakým için YB'dan þüphelenilmesi önemlidir. Olgularda erken dönemde taný koyup tedaviye baþlama zarar görme riskini azaltmaktadýr. Ancak YB'un gözden kaçmasý ya da geç taný konmasý pahalý ve tehlikeli kronik bir hastalýða dönüþmesine neden olur. Kaynaklarda yapay bozukluðun tedavisi ile ilgili kesin bir yaklaþým olmadýðý, klinik gidiþinin kötü olduðu belirtilmektedir. Anahtar Sözcükler: Yapay bozukluk, aðrý, ödem, ostemiyelit. () SUMMARY A Case Report of Factitious Disorder with Osteomyelitis Symptomatology and Chronic Pain Factitious Disorder (FD) is characterized by physical or psychological symptoms that are intentionally produced or feigned in order to assume the sick role. External incentives for the behaviour are absent. The patients with this syndrome may visit several hospitals feigning acute, usually spectacular illnesses. They may undergo multiple dangerous operations for diagnostic and therapeutic reasons. Because FD's secretive nature thwarts traditional epidemiological research, the incidence and prevalence of FD with predominantly physical symptoms are unknown and case series are an invaluable data source for it. In the presenting case presence of the following factors raised the possibility that the patient has factitious disorder with physical symptoms according to DSM IV-TR criteria: no change or fluctuation of the course of the "illness" despite treatment, to be disposed to get medical help, prone to explain the symptoms, long medical record with multiple admissions at various hospitals, willing to undergo painful or risky tests and operations. The goal of the physician is early recognition of the psychiatric condition. A high index of suspicion is needed for correct diagnosis and care. Early detection and treatment of the cases is essential to prevent the risk of harm. However, when FD is missed or untreated, it can become a chronic syndrome that is expensive and potentially dangerous. In literature, no clearly effective treatments are present and it is emphasized that the prognosis is bad. Key Words: Factitious disorder, pain, edema, osteomyelitis. Makalenin geliþ tarihi: 05.01.2009, Yayýna kabul tarihi: 09.01.2010 147

Þahin S, Kaya B. GÝRÝÞ Yapay Bozukluk (YB) fizik ya da psikolojik belirti ya da bulgularýn amaçlý olarak ortaya çýkarýlmasý, bu davranýþýn altýnda yatan itkinin (motivasyon) hasta rolünün benimsenmesi ve böyle davranmayý gerektiren dýþ etken olmamasý olarak tanýmlanmaktadýr (Folks ve ark. 2000). Yapay bozukluðu olan hastalar bilinçli olarak hastalýðý doðurmakta ya da oynamakta, taklit etmekle birlikte, altta yatan itkinin farkýnda deðildirler. Bu davranýþýn temel amacýnýn hasta rolüne girerek týbbi bakým görmek olduðu belirtilmektedir (Rothchild 1994). DSM-IV TR Yapay Bozukluk Taný Ölçütleri de fizik ya da psikolojik belirti ya da bulgularýn amaçlý olarak ortaya çýkarýlmasý ya da bu tür belirti ya da bulgular varmýþ gibi davranýlmasý, bu davranýþýn altýnda yatan itkinin hasta rolünü benimseme, bunun yanýnda böyle davranmayý gerektiren dýþ etken (temaruzda olduðu gibi ekonomik kazanç saðlama, yasal sorumluluktan kaçma ya da daha iyi koþullarda yaþama arzusu gibi) olmamasýna vurgu yapmaktadýr (APA 1994). Özellikle fiziksel belirtilerle giden yapay bozukluklarýnýn sýklýk ve yaygýnlýklarý bilinmemektedir. Çünkü doðasý gereði geleneksel epidemiyolojik çalýþmalar olanaklý olmamaktadýr. Bu nedenle olgu serileri yapay bozukluðu anlamak için çok deðerli bilgi kaynaklarýdýr. Sutherland ve Rodinin 1288 psikiyatri konsültasyonunu deðerlendirdikleri araþtýrmada yapay bozukluðun sýklýðý %0.8 olarak bulunmuþtur (Krahn ve ark. 2003). Bu yazýda üç yýldýr süren ve yapýlan tüm incelemelere karþýn herhangi bir organik bir neden saptanamayan kol aðrýsý ve kolda ödem nedeniyle týbbi ve cerrahi giriþimlere maruz kalan bir olgu tartýþýlacaktýr. OLGU 32 yaþýnda, ilkokul mezunu ve iþsiz erkek hasta; üç yýldýr süren sað kolda ödem ve aðrý nedeniyle Gazi Üniversitesi Hastanesi'ne baþvurmuþ. Ortopedi ve algoloji bölümlerince yapýlan incelemelerde herhangi organik bir neden bulunmamasý ve tedaviden yanýt alýnamamasý üzerine psikiyatri bölümüne yönlendirilen hasta tanýsal deðerlendirme amacýyla yatýrýldý. Hastanýn þikayeti 2006 yýlýnda baþlamýþ. Sað kolunda birden bire oluþan kanamalý bir lezyon sonrasýnda kolunda ödem ve aðrý oluþmuþ. Dýþ merkezde dermatoloji, ortopedi, anestezi ve fizik tedavi ve rehabilitasyon (FTR) bölümleri tarafýndan takip edilmiþ ve çeþitli tedaviler uygulanmýþ. Hastanýn aðrý ve ödem þikayetlerinin sürmesi üzerine Gazi Üniversitesi Algoloji Polikliniði'ne baþvurmuþ. Osteomiyelit ön tanýsýyla hasta ortopedi bölümüne yönlendirilmiþ. Hastanýn aðrýlarýnýn olmasý nedeniyle algoloji, enfeksiyon hastalýklarý ve FTR bölümlerince takibi sürdürülmüþ. 1 yýl arayla biyopsi amacýyla yapýlan operasyonlar sonucu hastanýn kültürlerinde üreme olmamasý ve osteomiyelit lehine patoloji bulunmamasý ve uygulanan tedavilere raðmen þikayetlerinin sürmesi üzerine hasta kliniðimize yönlendirilmiþ. Köyde yaþamýný sürdüren,düþük gelirli bir ailenin hayatta kalan ilk çocuðu olan hastamýz 15 yaþýndayken annesini böbrek rahatsýzlýðý nedeniyle kaybetmiþ. Babasý annesinin ölümünden üç ay sonra bir baþkasýyla evlenmiþ. Bu evlilik sonrasýnda babasýnýn hastamýzý kýz kardeþiyle birlikte evlatlýktan reddettiðini belirtiyor. Anne ve babasý sürekli tartýþýrlarmýþ. Babasýnýn annesine, hastamýza ve kýz kardeþine sürekli olarak þiddet uyguladýðýný ifade ediyor. Bu nedenle babasýnýn hep kötü bir insan olduðunu düþünürmüþ. Ýlkokul mezunu olan Bay R, ailesi izin vermediði için öðrenimine ilkokuldan sonra devam edemediðini, buna çok üzüldüðünü belirtiyor. 1996 yýlýnda askere gitmiþ, maaþ alabileceði için komando olmak istemiþ. Bu dönemde iklim deðiþikliðine baðlý baþ dönmesi, ateþ yükselmesi olmasý nedeniyle bir ay revirde kalmýþ. Bir kez de bulantý-kusmaya baðlý iki gün süreyle hastane yatýþý olmuþ. Normal sürede askerliðini tamamlayan hasta memleketine döndüðünde amcasýyla yaþadýðýný ve zamanýný daha çok tarlada çalýþarak geçirdiðini, fakat bulantý ve kusma þikayetleri nedeniyle çalýþmayý sürdüremediðini belirtiyor. Mide ülseri nedeniyle birçok batýn operasyonu geçirdiðini belirten hasta önerilen bir ameliyatýn riskli olduðu gerekçesiyle Ankara'daki bir devlet hastanesine sevk edilmiþ. Dahiliye ve genel cerrahi bölümlerinde çeþitli tetkikler yapýlmýþ. Tedaviler sýrasýnda bulantý-kusma þikayetleri gerilemiþ, ancak hastanýn kolunda ödem ve aðrý þikayetleri geliþmiþ. 148

Kronik Aðrý Yakýnmasý Olan ve Osteomiyelit Belirtileriyle Kendini Gösteren Bir Yapay Bozukluk Olgusu Hastaya bu amaca yönelik tetkik ve tedaviler uygulanmýþ. Bu süre içinde valiliðe ait bir misafirhanede ve þefkat evlerinde kalmýþ. Bu evlerde kalabilmenin koþulu yatarak ya da ayaktan tedavi alma, þehir dýþýnda yaþama ve yeþil kart sahibi birey olmakmýþ. Ayrýca hastaya ortopedi bölümü tarafýndan verilmiþ %41'lik iþgücü kaybý raporu mevcutmuþ ve emekli sandýðý tarafýndan kendisine aylýk baðlanmýþ. Ek olarak þimdiki hastalýðý nedeniyle valilik, bir özel kuruluþ ve bazý þahýslardan da maddi yardým aldýðýný belirtti. Hastanýn ilk ruhsal durum muayenesinde bilinç açýk, yönelim tamdý. Düþünce yapýsý ikincil ve içeriðinde somatik uðraþlar mevcuttu. Algý bozukluðu saptanmadý. Duygu durumu ötimik ve duygulanýmýnda güzel aldýrmazlýk belirgindi. Hastaya Minesota Çok Yönlü Kiþilik Envanteri (MMPI), Beier Cümle Tamamlama (BCT), Roschach, Bender-Gestalt testi, Benton testi ve WAIS-R uygulandý. MMPI bulgularý birlikte deðerlendirildiðinde, hastada pasif-baðýmlý kiþilik zemininde depresyon ve anksiyetenin de yer aldýðý somatizasyon bozukluðu olabileceði; BCT, Roschach bulgularýna göre, hastanýn immatür, katý bir yapýda olabileceði, kiþilerarasý iliþkilerde sorunlarýnýn olabileceði; Bender-Gestalt testi, Benton testi ve WAIS-R test bulgularý birlikte deðerlendirildiðinde hastanýn tüm zeka bölüm puaný 63 olup, hafif mental retardasyonu olabileceði belirtildi. Ancak hastanýn eðitim seviyesinin düþük olmasý ve dominant kolunu kullanamamasý yapýlan nöropsikolojik testlerin sonuçlarýnýn olumsuz yönde etkilediði düþünülmüþtür. Hastanýn yapýlan ilk fizik muayenesinde yaþamsal bulgularý normaldi. Batýn muayenesi sýrasýnda çoklu batýn operasyonuna baðlý oluþan ikincil ýzgara karýn görüntüsü dikkat çekiyordu. Sað kolu askýda olan hastanýn dirsek ve omuz hareketlerinin kýsýtlý olduðu gözlendi. Rutin kan tetkiklerinde, EKG ve akciðer grafisinde herhangi bir patoloji saptanmadý. Psikiyatriye baþvurduðunda omeprazol, morfin sülfat, lüzumu halinde parasetamol,ampisilin-sulbaktam, tramadol ve tenoksikam kullanmakta olan hasta taný ve tedavi amacýyla servisimize yatýrýldý. Bu dönemde yapýlan sað kol MR incelemesi ve yapýlan konsültasyonlar sonucunda bu durumu açýklayan herhangi bir patoloji bulunmadýðý belirtildi. Ortopedi konsültasyonu sonucunda ise hastamýzýn herhangi kol askýsý kullanmasýnýn gerekmediði ifade edildi Ancak hastamýz ýsrarla kol askýsýný kullanmasý gerektiðini ve bunu kullanmak istediðini belirtiyordu. Enfeksiyon hastalýklarý, Algoloji ve Fiziksel Týp ve Rehabilitasyon bölümlerine danýþýlan hastanýn ilgili birimler tarafýndan antibiyotik tedavisinin sonlandýrýlmasý ve analjeziklerinin aþamalý olarak kesilmesi önerildi. Hastaya uygulanan kol egzersizleri ve farady uygulamasý sýrasýnda istemli direncinin olduðu gözlendi. Yakýnmalarýnda deðiþiklik olmayan hastanýn izinli olduðu dönemde aðrý nedeniyle baþvurduðu bir özel saðlýk kurumunda lokal anestezi uygulandýðý öðrenildi. Yeterli tedavi iþbirliði yapmamasý nedeniyle poliklinik kontrolü önerilerek taburcu edildi. Hasta taburculuðundan bir yýl sonra ziyaret amacýyla polikliniðe geldi. Dýþ merkezde kordotomi uygulandýðý ve sonrasýnda kolundaki aðrýnýn ve ödemin düzeldiðini belirtti. Yapýlan fizik muayenesinde herhangi bir bozukluk saptanmadý. Sýrtta C5-C7 seviyesinde ameliyata baðlý skar mevcuttu. Hastanýn bu dönemde doktoru tarafýndan bulunan bir iþte çalýþtýðý ve ekonomik sorun yaþamadýðý öðrenildi. Üç ay sonra yeniden polikliniðe baþvuran ve maaþ ödenmediði için zor durumda olduðu belirten hastanýn yakýnmalarýnýn yinelediði öðrenildi Bu tarihten yaklaþýk iki ay sonra kontrol görüþmesine gelen hastanýn bir baþka hastanede epilepsi nedeniyle takip edildiði öðrenildi. Hastamýz uygulanan tedaviye raðmen ilacýn istenilen kan düzeyine ulaþamamasýndan yakýnmaktaydý. Nöroloji polikliniðine yönlendirildi ve hekime yapay bozukluk nedeniyle psikiyatri tarafýndan takip edildiði bilgisi iletildi. Polikliniðimize yaptýðý son ziyaretinde ise sað bacaðýnda da ödem olduðu gözlendi. Düzenli olarak psikoterapiye gelmesi önerilen hastamýz kendisine yapýlan tetkikler nedeniyle bu tedavileri gelemeyeceðini belirtti. TARTIÞMA Üst ekstremite yapay bozukluklarý çeþitli biçimlerde olabileceði ve birçok sýnýflandýrma sisteminin mevcut olduðu belirtilmektedir (Al-qattan 2001). Bu olguda kolda oluþan lezyon, ve buna ikincil olarak ortaya çýkan yakýnmalar ile taný, inceleme, yatarak ve ayaktan tedavi süreci ve poliklinik takip- 149

Þahin S, Kaya B. lerinde geliþen ek yakýnmalar özetlenmiþtir. Hastanýn öyküsünde týbbi açýklamalarla uyuþmayan, olaðan tedavi yaklaþýmlarýna ve kullanýlan ilaçlara yanýt vermeyen belirtiler olmasý, yeni ve beklenmedik yakýnmalarýn ortaya çýkmasý, hastanýn ayrýntýlý incelemeler yaptýrma, muayene edilme ya da yakýnmalarýný anlatmaya hevesli olmasý, sürekli bir týbbi yardým alma talebi içinde bulunmasý, baþka bilgi kaynaklarýnda bilgi toplanmasýna direnç göstermesi, bunun yanýnda birçok cerrahi giriþim öyküsünün olmasý DSM-IV kriterlerine göre 'fiziksel belirtilerle giden Yapay Bozukluk (YB) tanýsýný düþündürmüþtür. Yapay bozukluk bir dýþlama tanýsýdýr. Þüphe duyma yapay bozukluk tanýsý yolunda ilk ve en önemli basamaðý oluþturur (Sadock 2007). Taný için hangi kanýtlarýn yeterli olduðunu belirtmek oldukça güçtür. Ayýrýcý taný konarken bu hastalarda gerçek fizik ve/veya psikolojik hastalýklarýn olabileceði de akýlda tutulmalýdýr. Bazý olgularda, gerçek organik hastalýða eklenmiþ yapay davranýþ ile doðrudan yapay davranýþtan ileri gelen organik hastalýðý ayýrt etmek olanaksýzdýr. YB olan bireylerde ileri dönemlerde, özellikle týbbi bilgileri arttýkça, týbbi giriþim ve uygulamalara karþý istekli olmalarýndan da kaynaklanan gerçek fiziksel hastalýklar ve sakatlýklarýn ortaya çýktýðý belirtilmektedir. Simülasyon (temaruz) YB ayýrýcý tanýsýnda düþünülmesi gereken diðer bir psikiyatrik hastalýktýr. Birlikte görülme oranýnýn % 3 olduðu belirtilmiþtir. Simülasyonda açýk bir amaç daima vardýr ve simülatör istediði zaman (örneðin, beklenenden daha iyi bir kazanç saðlanmýþsa, kiþinin vücudu veya yaþamý tehlikeye girecekse, çevre davranýþýn amacýný anlamýþsa) hastalýðýný durdurabilir. Fizik belirtili YB, simulasyondan özellikle kendine zarar verici davranýþlar sergileme eðilimi ile ayrýlmaktadýr (Noyan 2000). Krahn ve arkadaþlarý (2003) kaleme aldýklarý bir yazýda yapay bozukluk davranýþýný "uydurma hikaye", "simülasyon", "abartma", "alevlendirme (agreve etme)" ve, "kendisinin oluþturduðu hastalýk" olarak sýnýflanan beþ kategoriye ayýrmýþtýr. Bu düzeylerin birbiriyle örtüþtüðü ve hastanýn hekime baþvurduðu tablonun zamanla deðiþtiði öne sürülmüþtür. Sunulan olguda hastanýn þikayetleri nedeniyle maddi kazancý belirgindir, ancak bunun hastalýk sürecinde oluþmasý maddi kazancýn birincil amaç olmasýndan çok hastalýk sürecinde öðrenilen bir durum olduðunu düþündürmektedir. Ayrýca hastanýn kordotomi gibi mortal giriþimlere istekli olmasý YB lehinedir. El ödemi olan 22 hastanýn incelendiði bir çalýþmada kadýn hastalarýn yakýnmalarýnýn ortalama baþlama yaþýnýn 16, erkek hastalarýn ise 32 olduðu belirtilmiþtir. Genellikle baskýn elde ödemin geliþtiði, ödemin genellikle turnike, deri irritasyonu ve el sýrtýndaki þiþmelerden geliþtiði görülmüþtür. Genellilkle ödemlerin aðrýsýz ve halka þeklinde gözlemlenen renk deðiþikliðinin üst kýsmýnda (proksimalinde) oluþtuðu ve lenfografik bulgularýn genellikle normal ya da kýsmen geniþlemiþ (dilate) olduðu belirtilmiþtir. Her ne kadar 10 hasta tazminat yardýmý alsa da ikincil kazanç amacýyla temaruzun birincil hedef olmadýðý tespit edilmiþtir. (Smith 1975) Sunulan olgunun þikayetleri ortalama üç yýldýr mevcuttur ve hastanýn þikayetleri baskýn olan elindedir. Kolundaki þiþlik proksimaldedir ancak yapýlan fiziksel incelemede elde kýsmi siyanoz dýþýnda bir bulgu bulunamamýþtýr. Maddi kazancý olsa da bunun birincil amacý olmadýðý düþünülmemektedir. YB olan bireylerin hastalýk öykülerinde iki temel ortak özellik dikkati çekmektedir: Bunlar saðlýk sistemine yakýnlýk ve zayýf ve uygun olmayan baþa çýkma yöntemleridir (Al-qattan 2001). Hastanýn öyküsünde babasýyla sýnýrlý iliþkilerinin olduðu, baba tarafýndan þiddet uygulandýðý, annesinin vefatý sonrasýnda babasýnýn hastayý evlatlýktan reddettiði ve belirtilerinin bu dönemden sonra ortaya çýktýðý gözlemlenmektedir. Davranýþçý açýklamalar yapay bozukluðun sosyal öðrenme, pozitif ve negatif pekiþtirmenin sonucu olduðunu öne sürmektedir. Yapay bozukluk olgularýnýn çocukluk dönemlerinde kritik bir hastalýk yaþamýþ olabilecekleri ya da ciddi bir hastalýðý olan bir yakýnlarý olabileceði ifade edilmektedir. Hastalýk rolü deneyimi ya da bu rolü üstlenmiþ bir modele sahip olma, dikkat, sempati, destek ve þefkate tanýk olan çocuða pozitif bir pekiþtirme deneyimi saðlamaktadýr. Ayrýca görev ve sorumluluklarýndan uzaklaþmanýn hastalýk rolü üzerinde negatif pekiþtireç olarak iþlev göreceði de vurgulanmaktadýr (Barsky ve ark.1992). Hastamýz annesinin böbrek rahatsýzlýðýna baðlý yaþamýný yitirdiðini ifade etmiþtir. Bu dönemle ilgili bilgilerimiz sýnýrlý olsa da hastanýn annesinin hastalýðý süreci ve sonrasýnda deneyim- 150

Kronik Aðrý Yakýnmasý Olan ve Osteomiyelit Belirtileriyle Kendini Gösteren Bir Yapay Bozukluk Olgusu lediði yaþantýlar hastamýzda pozitif ve negatif pekiþtirici bir iþlev görmüþ olabiliceðini düþünmekteyiz. Menniger, 1934 yýlýnda "çoklu ameliyat baðýmlýlýðý" kavramýný geliþtirmiþtir. Bu yapay davranýþýn kiþinin kendine ve sadistik ana babayý temsil eden doktora yönelik olan öfkeden kaynaklandýðýný varsaymýþtýr. Spiro ise 1968'de yoksunluk, travma, zayýf özsaygý ve üst benlik eksikliklerinin temel etiyolojik etken olduðunu öne sürmüþtür. Psikodinamik kuram yapay bozukluðu intrapsiþik bir savunmanýn ürünü olarak ele almaktadýr. Bu savunma cinsel, saldýrgan veya oral nitelikteki dürtülerin çýkýþý ya da egonun suçluluk ve düþük özgüvene karþý koruma uðraþýsý olarak ifade edilen iki yoldan biriyle harekete geçer:. Ýlkinde deneyimlerin baþkalarýna yönelik öfke ve düþmanlýk geliþtirmesine neden olmasý durumunda bedensel belirti üretmenin yardým ve ilgi saðlamak amacýyla kullanýldýðý öne sürülmektedir. Bu seçenekte birey yardýmý yetersiz olarak yansýtarak öfkesini boþaltabilmekte ve intra psiþik çatýþmalarýný azaltabilmektedir (Barsky ve Klerman 1983). Ýkinci seçenekte ise bir kiþinin hasta olduðuna inanýldýðýnda sorumluluklarýndan muaf tutulduðu, ardýndan sempati, ilgi ve destek kazandýðý ifade edilmektedir. Üretilen hastalýk yaþanan baþarýsýzlýklar için bir mazeret niteliði kazanmakta, egoyu suçluluk ve düþük öz saygýya karþý korumaktadýr. Bozukluðun etiyolojisi bu kuramla açýklanmaya çalýþýlmýþsa da, YB hakkýndaki bilgilerimiz, yalnýzca hastalarýn öznel yaþantýlarýndan elde edilen verilerden oluþtuðundan kuramsal ve kurgusal kalmaktadýr. Eisendrath, Rand ve Feldman temaruzda ikincil kazançlarýn (maddi kazanç ya da zor durumlardan kurtulma) ikincil zararlardan (gelir kaybý, prestij ve fiziksel yeterlilik) fazla olduðunu belirtmektedir. Ancak yapay bozuklukta ikincil zararlarýn ikincil kazançlardan -eðer varsa- daha fazla olduðunu; birincil kazancýn ise ikincil zarardan daha fazla görüldüðünü ifade etmektedir. Yapay bozukluðu olan bir bireyi dýþarýdan gözleyenler için birincil kazanç her zaman belirgin deðildir. Her ne kadar belirti üretme seçeneði kasýtlý olsa da yapay bozukluðu olgusunun motivasyonu bilinç dýþýdýr. Tam tersi, temaruzda bireyin psikolojisinden öte var olan durumda anlaþýlýr olan belirgin teþvik ve koþullar söz konusudur. Tartýþýlan olgu, ikincil kazanç ve ikincil zarar açýsýndan deðerlendirildiðinde, fiziksel iþlevselliðinin azalmasý, gelir kaybý gibi sonuçlar göz önüne alýndýðýnda ikincil kazançtan çok ikincil zararýnýn ön planda olduðu düþünülmüþtür (Bosch 2003) Tedavide, baþlangýçta olgulara sert yüzleþtirme tekniði uygulanmýþtýr ancak bu yaklaþým nadiren kiþinin davranýþýný deðiþtirmesini saðladýðý belirtilmektedir. (Lipsitt 1996). Buna dayanýlarak sýklýkla bu yaklaþým yargýlayýcý olmayan bir yüzleþtirme yaklaþýmýna dönüþtürülmüþtür (Kellner ve Eth 1983; van Moffaert 1991). Silver (1996), bu hastalara konversiyon olgularýna benzer biçimde yaklaþýlmasýný önermiþtir. Solyom ve Solyom (1990) tarafýndan yayýnlanan bir olgu sunumunda yapay olduðu belirlenen iki paraplejik hastaya faradik masajýn, sirkülasyonu arttýracaðý ve sinirleri uyaracaðý söylenmiþ, uzun süreli izlemlerinde olgularýn iyilik hallerinin sürdürdüðü gözlenmiþtir. Tüm bu açýklamalara karþýn yapay bozukluðun tedavisi ile ilgili kesin bir yaklaþým yoktur ve sýklýkla bu olgularýn klinik gidiþlerinin kötü olduðu kabul edilmektedir (Stephen 2000). Hastamýzýn yaklaþýk 10 yýllýk öyküsü olan kronik bir olgu olmasý, yatýþ döneminde ikincil kazançlarýnýn ön planda olduðu bir durumda bulunmasý terapötik iþbirliðinin kurulmasýnda en büyük engeli oluþturmuþtur. Bu olgu yapay bozukluðun erken taný ve tedavisinin, hem gereksiz testlerin yapýlmasý ve tetkiklerden hastanýn zarar görme riskini engellemek açýsýndan ne denli önemli olduðunu göstermekte; hem de erken evrede taný konmuþ YB olgularýnýn psikiyatrik tedaviden daha çok yararlanacaðý düþüncesini desteklemektedir. Diðer yandan taný koyma eþiðini de belirlemek günümüzde henüz yanýtý verilememiþ bir sorudur. Bir yandan YB tanýsýnýn hýzlý konulmasý atipik seyreden bazý hastalýklarýn atlanmasýna neden olabilirken, diðer yandan YB tanýsýný koyma sürecinde çekinceli davranarak geç kalýnmasý da bu bireylerin gereksiz týbbi inceleme ve giriþimlere maruz kalarak zarar görme riskini arttýracaktýr. Olgu örnekleri klinik araþtýrmalara kapalý olan hastalýðý daha iyi anlamamýza yardýmcý olmakla birlikte bu yeterli deðildir. Diðer týp disiplinlerine yönelik konsültasy- 151

Þahin S, Kaya B. on-liyezon çalýþmalarý ile birlikte bu olgularýn daha erken dönemde tanýnmalarý ve psikiyatrik tedaviye ulaþmalarýnýn saðlanmasý gerektiði düþünülmektedir. Yazýþma adresi: Dr. Selda Þahin, Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara, sahin_selda@hotmail.com KAYNAKLAR Al-qattan M. M.. Factitious Disorders Of the Upper Limb, Journal of Hand Surgery (British and European Volume, 2001) 26B: 5: 414±421 Amerikan Psikiyatri Birliði: Psikiyatride Hastalýklarýn Tanýmlanmasý ve Sýnýflandýrýlmasý Elkitabý, Yeniden Gözden Geçirilmiþ Dördüncü Baský (DSM IV-TR), Washington DC, 2000'den çeviren Köroðlu E, Hekimler Yayýn Birliði, Ankara, 2001. Barsky AJ, Klerman GL: Overview: hypochondriasis, bodily complaints, and somatic styles. Am J Psychiatry 140:273-283, 1983 Barsky AJ, Wyshak G, Klerman GL: Psychiatric comorbidity in DSM-III-R hypochondriasis. Arch Gen Psychiatry 49:101-108, 1992 Bosch A.F,.A Patient with the Diagnosisof a ''Factitious Disorder'': A Phenomenological Investigation, Magister Artium in Clinical Psychology, Departmant of Psychology Faculty of Humanities, University of Pretoria 2003 Folks DG, Feldman MD, Ford CV: Somatoform disorders, factitious disorders,and malingering, in Psychiatric Care of the Medical Patient, 2nd Edition. Edited by Stoudemire A, Fogel BS, Greenberg DB. New York, Oxford University Press, 2000, pp 458-475 Kellner CH, Eth S: Code blue-factitious cyanosis. J Nerv Ment Dis 170:371-372, 1982 Krahn L, Li H, O'Connor M.K., Patients Who Strive to Be Ill: Factitious Disorder With Physical Symptoms, Am J Psychiatry 2003; 160:1163-1168 Lipsitt DR: Introduction, in The Spectrum of Factitious Disorders. Edited by Feldman MD, Eisendrath SJ. Washington, DC, American Psychiatric Press, 1996, 19-28 Noyan A.M. :Yapay Bozukluklar. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2000; 1(3):162-173 Rothchild E. Fictitious twins, factitious illness. Psychiatry 1994; 57: 326-332 Sadock BJ, Sadock VA (Editors):Kaplan & Sadock's Comprehensive Textbook of Psychiatry Volume:II; Eighth Edition, Lippincott Williams & Wilkins, Çeviri editörü: Hamdullah Aydýn. Syf: 1829-1843,Güneþ Kitabevi. Ýstanbul, 2007 Silver F: Management of conversion disorder. Am J Phys Med Rehabil 75:134-140, 1996 Smith R.J: Factitious Lymphedema of the Hand, The Journal Of Bone And Joýnt Surgery vol. 57-A, No. I. Pp 89-94, January, 1975 Solyom C, Solyom L: A treatment program for functional paraplegia/ Munchausen syndrome. J Behav Ther Exp Psychiatry 21:225-230,1990 Stephen W. Bretz, MD, John R. Richards, MD : Munchausen Syndrome Presentýng Acutely In The Emergency Department. The Journal of Emergency Medicine, Vol. 18, No. 4, pp. 417-420, 2000 Van Moffaert MM: Integration of medical and psychiatric management in self-mutilation. Gen Hosp Psychiatry 13:59-67, 1991 152