SATICININ ZAPTA KARŞI TEKEFFÜL SORUMLULUĞU BAKIMINDAN 6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU NUN 216. MADDESİ NASIL OKUNMALIDIR?



Benzer belgeler
DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINDAKİ TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR

Özel Borç İlişkileri Dersi Vize Sınavı Cevap Anahtarı. (Çift Numaralı Öğrenciler İçin)

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

MEDENÎ USÛL HUKUKUNDA BELGELERİN İBRAZI MECBURİYETİ

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDE HAKSIZ KOŞULLARA İLİŞKİN TÜZÜK

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Açıklamalı Sirküler Rapor 2013/5

BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI

Kira Sözleşmesinin Genel Hükümlere Göre Sona Ermesi (TBK m )

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZŞARTLAR HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

ÝÞE ÝADE EDÝLEN ÝÞYERÝ SENDÝKA TEMSÝLCÝSÝNÝN ÝÞE BAÞLADIÐI TARÝHE KADAR BOÞTA GEÇEN DÖNEMÝ SÝGORTALILIK SÜRESÝ OLARAK DEÐERLENDÝRÝLEBÝLÝR MÝ?

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

Av. Hale MANAV İŞ SÖZLEŞMESİNDE FESHİN GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİ VE HUKUKİ SONUÇLARI

Dr. TANER EMRE YARDIMCI HUKUK YARGILAMASINDA SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜ

SINAİ MÜLKİYET KANUNU NDA İHTİYATİ TEDBİRLER

BORÇLAR HUKUKU AÇISINDAN YAPIM SÖZLEŞMELERİ-2 (DERS-04 EKİDİR)

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM Komisyona Başvuru Usul ve Kuralları ile Mülkiyet Hakkının Devri. Başvurunun İncelenmesi Ve İzin Belgesi

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

BİLİRKİŞİ GÖRÜŞÜNE BAŞVURULMASINA VE BİLİRKİŞİLERİN GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMELERİNE İLİŞKİN ESAS, USUL VE İLKELER

İlgili Kanun / Madde 6762 S. TTK. /4

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.)

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

ANONİM İLE LİMİTED ŞİRKETLER AÇIK ADRESLERİNİ ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE BELİRTMEK ZORUNDA MIDIR?

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İÇİNDEKİLER BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM

İçindekiler. Önsöz III BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM. Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI 1

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

Arabuluculuk tarihinden itibaren açılacak davalar için Zorunlu hale geldi.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/2

Türk Hukukunda Faturanın hukuki mahiyeti, ispat gücü ve faturaya itiraz.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

FATURADAKİ VADE FARKI KAYDININ BAĞLAYICILIĞINA İLİŞKİN İBK İNCELEMESİ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH:

Ayıplı aracın varlığı halinde tüketicinin 6502 sayılı yasaya göre seçimlik hakları

Saygılarımızla, Ekler: (Fon) Veri Yayın Sözleşmesi. Sözleşme Öncesi Bilgi Formu. / / tarihinde tebellüğ aldım. Unvan: İmza :

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

Federal İdare İş Mahkemesi

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

ÖZEL HUKUKTA ZAMANAŞIMI

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

SPLIT-TYPE AIR CONDITIONERS MODEL

ŞİKAYET NO : /222 KARAR NO : 2013/88 TAVSİYE KARARI ŞİKAYETÇİ : T.Ç. ŞİKAYET EDİLEN İDARE : Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu /ANKARA

Işıl YELKENCİ. Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması. Alıcının Sözleşmeden Dönmesi

ÇÖZÜM İDARI YARGIDA ŞIKAYET YOLUYLA DÜZELTME BAŞVURUSU YENIDEN DAVA AÇMA HAKKI KAZANDIRIR MI? Cansın DEĞİRMENCİOĞLU 32 *

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

6098 Sayılı (Yeni) Türk Borçlar Kanunun Kira Hukuku Açısından Getirdiği Yenilik ve Değişiklikler (2 Alt Kira ve Kullanım Hakkının Devri)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

LİMİTED ŞİRKETLERDE İMTİYAZLI PAYLAR

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

KUR FARKLARININ KDV SİNDE SON DURUM 14 AĞUSTOS 2018

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNUNDA KİRA SÖZLEŞMESİ

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

İCRA KEFALETİ VE ŞEKLİ UNSURLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

1. KONU: 2. KONUYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER: 2.1. Vergi Mevzuatında Yer Alan Düzenlemeler:

YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785)

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

Sirküler no: 106 İstanbul, 10 Aralık 2009

Beğenme Koşuluyla (Deneme/Muayene) Satış

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

Transkript:

SATICININ ZAPTA KARŞI TEKEFFÜL SORUMLULUĞU BAKIMINDAN 6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU NUN 216. MADDESİ NASIL OKUNMALIDIR? M. Fadıl YILDIRIM * ÖZET: 1 Temmuz 2012 den itibaren yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kullanılan dil ve yapılan çeviri yanlışlıklarının düzeltilmesi gibi şekil bakımından; genel işlem şartları kurumuna yer verme, kefalette kefilin, kirada kiracının konumumun iyileştirilmesinde olduğu gibi içerik bakımından önemli yenilikleri ihtiva etmektedir. Ancak bunun yanında, gerek benimsenen kanunlaştırma yönteminde müzakere edilmemesinin yarattığı mahzurlar gerek yapılması gereken düzenlemeler bakımından eleştirilerden de kurtulamamıştır. Kaynak Kanun olan İsviçre Borçlar Kanunu nun Fransızca metni yerine Almanca metninin 6098 sayılı Kanunun yapımında esas alınması suretiyle birçok çeviri yanlışlığı düzeltilmiştir. Ancak kanaatimizce satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğunu düzenleyen 216. maddenin anlaşılması konusunda tereddütler tamamen giderilememiştir. Bu çalışma söz konusu hükmün anlaşılmasında bir katkı sağlama amacıyla kaleme alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Satıcının Sorumluluğu, Zapta Karşı Tekeffül, TBK. m. 216 HOW TO READ ART.216 OF LAWNO.6098 TURKISH CODE OF OBLIGATIONS BY MEAN S OF SELLER S LIABILITY OF QUIET ENJOYMENT? ABSTRACT: Law No. 6098 Turkish Code of Obligations, which has been come into effect as from 1 July 2012, contains formal renewals such as fi xing language and translation errors as well as significant content renewals such as featuring general terms and conditions, improving situations of bailsman in contract of bailment and renter in rental agreement. But furthermore, the code cannot escape from critics for both omissions to discussions because of adopted method of codification and to regulate due matters. Instead of French text, German text of Swiss Code of Obligations, which is reference code for Law No. 6098 Turkish Code of Obligations, is rested and thus many translation errors are fi xed. However in our opinion, doubts cannot be dispelled completely for understanding Article 216 regulating seller s responsibility for quiet * Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk ABD. Öğretim Üyesi Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2 1049

M. Fadıl YILDIRIM enjoyment. This study has been written out to contribute to the understanding of above called article. Keywords: Seller s Liability, Art.216 of Law No:6098, Quiet Enjoyment GİRİŞ Satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğu, satıcının sattığı satım konusunun zilyetliğini devir ve mülkiyetini sağlama borcunun bir tamamlayıcı olmak üzere hem 818 sayılı Borçlar Kanununda hem de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer bulmuştur. Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının sattığı ve teslim ettiği satım konusu üzerinde üçüncü bir kişinin üstün hakkının bulunması sebebiyle zapt edilmesi sonucu ortaya çıkan bir sorumluluktur. Kanun koyucu yalnızca mülkiyetin alıcıya sağlanması ile yetinmemiş, ayrıca bunun tartışmasız olmasını da istemiştir. Kanun koyucuların genel olarak ifa yükümlülüğü ve ifa etmemenin sonuçlarının yanı sıra ayrıca zapta karşı tekeffül sorumluluğunu düzenlemeleri, alıcının kendisini malik addetmekte kendisine duyduğu güvenin korunmasıdır. Gerçekten de geçerli olarak kurulduğuna güvenilen ve fakat geçerli olarak kurulmamış bir sözleşmeye duyulan güven; ifa edilmemiş ve fakat ifa edileceğine dair duyulan güven ve görünüşte ifa edilmiş ancak ifanın görünüşte gerçekleştiğinin sonradan anlaşılması ile yaşanabilecek olumsuz durumlar ve özellikle alıcının çeşitli ithamlara maruz kalabilme (hırsız olduğu vs. şeklinde) tehlikesi, özel bir düzenleme yapmanın gerekçeleri arasında sayılabilir. Söz konusu hükümlerin genel olarak ifa engellerini düzenleyen hükümler karşısındaki (TBK. m. 112 vd.) konumu tartışmalı olmakla birlikte kanaatimizce hak sahibi bu hükümlere seçimlik bir biçimde dayanabilir 1. Satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğunun doğumu için kanunen aranan şartlardan biri olan zaptın gerçekleşmesi olgusu, mahkeme kararına bağlı olarak gerçekleşen zapt ve bir mahkeme kararına bağlı olmaksızın gerçekleşen zapt olmak üzere iki şekilde düzenlenmiştir. Kanun koyucu mağdur edilen alıcıyı mahkemelerin uzun süren yargılamalarına maruz bırakıp mağduriyetini daha fazla artırmamak için mahkeme kararı dışında yollarla 1 Giger, H., Das Obligationenrecht, 2. Abt., 1. Teilbd., Kauf, Tausch, Schenkung, 2. Aufl., Bern 1980, Berner Kommentar, Art. 192, N. 9; Keller, M./Siehr, K., Kaufrecht, 3. Aufl., S. 70; BGE 110 II 239. Özel hükümlerin öncelikle uygulanması gerektiği yolundaki görüş için bkz., Kostkiewicz, J. K., OR Handkommentar, Schweizerisches Obligationenrecht, 2. Aufl., Zürich 2009, Art. 192, N.3. 1050 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2

Satıcının Zapta Karşı Tekeffül Sorumluluğu Bakımından 6098 Sayılı... da üçüncü kişinin üstün hakkını tanımanın kapılarını aralamıştır 2. Bu tutum isabetlidir. Ancak ne var ki, söz konusu imkanı düzenleyen hükümler (BK. m. 191; TBK.m. 216) bir biçimde eleştiri konusu yapılmaktan kurtarılamamıştır 3. I. SORUNLU HÜKMÜN BORÇLAR KANUNLARINDA DÜZENLENİŞİ Sorunlu hüküm satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğunun bir mahkeme kararına dayalı olmaksızın alıcının malı üstün hak sahibine geri vermek durumunda kaldığı hali düzenlemektedir. 818 sayılı Borçlar Kanununda da hükmün sorunlu olduğu ve kaynak kanundaki bir fıkranın kanuna alınmadığı görülmekle birlikte, yeni düzenleme de kanaatimizce yanlış anlamalara sebebiyet verecek bir mahiyet taşımaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu düzenlemesi şu şekildedir. B. MAHKEME KARARI OLMAKSIZIN İADE Madde 191 - Müşteri, bayii vaktinde davadan haberdar ve kendi namına müdafaa ve husumette bulunmasını talep ve ihtar edipte dinletememiş ise; üçüncü şahsın mebi üzerindeki hakkını hüküm beklemeksizin hüsnüniyetle tanımış yahut istihkak müddeisiyle sulh akdetmiş olsa bile, bayie zaman terettüp eder. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda ise hüküm şekildedir: b. Mahkeme kararı olmaksızın satılanı verme MADDE 216- Satıcının zapttan sorumluluğu aşağıdaki hâllerde devam eder: 1. Alıcı, bir mahkeme kararı beklemeksizin üçüncü kişinin hakkını dürüstlük kurallarına uygun olarak tanımış ve satılanı ona vermişse. 2. Alıcı, üçüncü kişinin kendisine karşı dava açmasını beklemeden, satıcıyı satılan üzerindeki hak iddiasına ilişkin uyuşmazlığı dava yoluyla çözümlemesi, aksi takdirde tahkim yoluna başvuracağı konusunda gecikmeksizin uyarmış ve bundan sonuç alamadığı için tahkim yoluna başvurmuşsa. 2 Amstutz/Breitschmidt/Furrer/ ve diğerleri (hrsg.), Handkommentar zum Schweizer Privatrecht, Zürich 2007, Art. 194, N. 1; Giger, Art. 194, N.5; Aral, F./Ayrancı, H., Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri (6098 sayılı Kanuna Göre Hazırlanmış), Genişletilmiş 9. Bası, Ankara 2012, s. 98. 3 Yeni düzenleme için Gümüş, 71. Önceki düzenleme için Tunçomağ, K., Türk Borçlar Hukuku C. II, Özel Borç İlişkileri, İstanbul 1977, s. 217; Tandoğan, H., Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. I/1, Ankara 1985, s. 157. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2 1051

M. Fadıl YILDIRIM Satıcının sorumluluğu, alıcının satılanı üçüncü kişiye vermekle yükümlü olduğunu ispat etmesi durumunda da devam eder. Görüldüğü üzere tek fıkralık düzenleme iki fıkraya çıkarılmış, ilk fıkra önceki düzenlemeye yapılan eleştirileri karşılamak üzere, daha önce kaynak kanundan kanunumuza alınmayan dürüstlük kuralı uyarınca geri verme şeklinde özetlenebilecek düzenlemeyi içermek üzere iki bent halinde tanzim edilmiştir. Hükümde sorun, ilk fıkranın 2. bendinde yer verilen Alıcı, üçüncü kişinin kendisine karşı dava açmasını beklemeden, satıcıyı satılan üzerindeki hak iddiasına ilişkin uyuşmazlığı dava yoluyla çözümlemesi, aksi takdirde tahkim yoluna başvuracağı konusunda gecikmeksizin uyarmış ve bundan sonuç alamadığı için tahkim yoluna başvurmuşsa şeklinde bir yazımdan kaynaklanmaktadır. Hükmün lafzına bakıldığında şu sorular sorulabilir: Bundan sonuç alamadığı için tahkim yoluna başvurmuşsa ibaresindeki sonuç alınamama ne anlama gelmektedir? Tahkim sonrasında karar alıcı lehine olsa bir diğer ifade ile zapt gerçekleşmese dahi, satıcının zapta karşı tekeffül borcu doğmuş olacak mıdır? Tahkim yargılaması esnasında alıcı, üçüncü kişi ile sulh sözleşmesi yapabilecek midir? Bu soruları bize düşündüren 818 sayılı Kanundaki düzenlemede yer alan alıcının istihkak müddeisi ile sulh akdetmesi ile sonraki düzenlemede yer alan tahkime gitme dir. Alıcının üstün hak iddiasında bulunan kişi ile sulh olabilmesi için açılan davada, uyuşmazlığın, karşılıklı fedakârlıklarla sona erdirilmesi gerekmektedir. Sulh, mahkeme içi veya mahkeme dışı olsun, bir uyuşmazlığı sona erdirmesi bakımından ya normal mahkemelerde verilen mahkeme ya da hakem kararıyla söz konusu olabilir. Böyle hallerde yargılama, sulh sözleşmesi sebebiyle karar verilmesine mahal olmadığı kararı ile sona erdirilir. Buna göre, tahkime gidip bu yargılama sürecinde üstün hak iddiasında bulunan kişi ile sulh olan ve bu kapsamda satım konusunu geri vermeyi kabul eden kişinin, satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğuna gidebilmesi mümkündü. Böyle bir durumda alıcı elimizden geleni yaptık ancak, satım konusu şeyi vermekten başka çare yoktu şeklinde kendisini savunabilecekti. Diğer yandan doktrinde istihkak müddeisiyle sulh akdetme ibaresinin çeviri yanlışlığından kaynaklandığı ve metnin kaynak kanuna göre hakeme başvurma şeklinde anlaşılması gerektiği öteden beri savunulmaktadır 4. 4 Tunçomağ, K., Türk Borçlar Hukuku C. II, Özel Borç İlişkileri, İstanbul 1977, s. 217; Tandoğan, 157; Yavuz, C./Acar, F./Özen,B., Borçlar Hukuku Dersleri, İstanbul 2011, s. 62. Ayrıca bkz., TBK. m. 216 Gerekçesi. Bununla birlikte 1977 yılında Cavin yazdığı eserinde Verg- 1052 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2

Satıcının Zapta Karşı Tekeffül Sorumluluğu Bakımından 6098 Sayılı... 6098 sayılı Kanun un düzenlemesi böylesi bir sulh süreci yaşamak zorunda bırakmamıştır. Tahkim yargılamasının üçüncü kişinin üstün hakkının tanınması ve dolayısıyla satım konusunun iadesi kararı ile sonlandırılması yeterli görülmüştür. Ancak bu husus madde metnine yeterince yansıtılamamıştır. Kanun getirdiği düzenleme ile alıcıya şu imkânları vermiştir: i. Alıcı, kendisine karşı dava açılmasını beklemek zorunda değildir. Üstün hak iddiası ile karşılaşır karşılaşmaz, durumu derhal satıcıya bildirebilir. Dava açılmış ise durumdan mutlaka haberdar etmeli ve uyarı görevini yerine getirmelidir (Mitteilungs- und Mahnpflichten). ii. Alıcı satıcıdan, üçüncü kişinin üstün hak iddiasına karşı gecikmeksizin bir dava açarak uyuşmazlığı çözmesini isteyebilir. iii. Alıcı, satıcıya tahkim yoluna başvuracağı konusunda gecikmeksizin bir ihtarda bulunabilir. Dava yoluna satıcı gitmediği takdirde, hakem marifetiyle uyuşmazlığı çözme hakkını elde eden alıcı, tahkime giderek bu yargılama sonrasında üçüncü kişinin üstün hakkını tanımak ve dolayısıyla malı geri vermek durumunda kalmışsa, satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğu doğmaktadır. Kanunun ifadesine göre, tahkime gidilmesi satıcının zapta karşı tekeffül borcunun doğumu için yeterlidir; davanın, üstün hak iddiasında bulunan kişi lehine sonuçlanmasına gerek yoktur. Görüldüğü üzere 818 sayılı Kanun ile 6098 sayılı Kanun bir biçimde tahkime gidilmesi yolunu açmaktadır 5. Ancak madde metninden söz konusu iii. sonuç yeterince anlaşılamamaktadır. Sonuç alınamama dan kastın ne leich abschliesst, sulh akdederse ibaresine yer vermektedir. Cavin, P., SPR VII 1, Obligationenrecht, Besondere Vertragsverhaelnisse, Basel 1977, s. 64. Bu görüş kaynak Kanun un Fransızca metninde yer alan compromis ve İtalyanca metindeki compromesso sözcüklerinden kaynaklanmaktadır ve mahkeme içi veya mahkeme dışı sulha karşılık gelmektedir. Bkz., Beat/Higi/Schönle, Art. 194, N. 14. 5 Hükmün kaynak kanuna göre tadil edilmesi ve sulh akdetme ibaresinin kaldırılmış olmasına rağmen 6098 sayılı Kanun döneminde de alıcı ile üstün hak iddiasında bulunan kişinin tahkim yargılaması esnasında davayı sulh ile sonlandırmalarının önünde bir engel yoktur. Bkz.., Gümüş, M.A., Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C.I., İstanbul 2012, s. 72. Belirtmek gerekir ki, sulh her türlü ihtimalde yargılama konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın karşılıklı fedakarlıklarla sonlandırılması amacını güden kendine özgü bir sözleşme dir. Henüz yargılama yoluna gidilmeksizin bir anlaşmazlığın bir biçimde sonlandırılması sulh olmayıp borcun konusunun değiştirilmesi, borcun ortadan kaldırılması (ibra) veya borç ilişkisinin ortadan kaldırılması (ikale) olur. 818 sayılı Borçlar Kanununda da sulh akdetme ibaresi alelade bir anlaşma olmayıp, yargılama esnasında vuku bulan ve davayı sonlandıran taraf işlemleri arasında yer alan sulh sözleşmesi dir. Bu sözleşmenin mahkeme içinde veya dışında olması fark yaratmaz; mahkeme dışı sulh de mahkeme kayıtlarına geçirilerek yargılamanın bu nedenle sonlandırılması mümkündür. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2 1053

M. Fadıl YILDIRIM olduğu yoruma muhtaçtır. Kanaatimizce sorun Kaynak Kanunun çevirisindeki özensizlikten kaynaklanmaktadır. O halde hükmün kaynak kanuna göre anlaşılması gerektiği açıktır. Kaynak Kanun da ise düzenleme şu şekildedir: Art. 194 b. Herausgabe ohne richterliche Entscheidung 1 Die Pflicht zur Gewährleistung besteht auch dann, wenn der Käufer, ohne es zur richterlichen Entscheidung kommen zu lassen, das Recht des Dritten in guten Treuen anerkannt oder sich einem Schiedsgericht unterworfen hat, sofern dieses dem Verkäufer rechtzeitig angedroht und ihm die Führung des Prozesses erfolglos angeboten worden war. 2 Ebenso besteht sie, wenn der Käufer beweist, dass er zur Herausgabe der Sache verpflichtet war. Hükmün ilk fıkrasının çevirisi şu şekilde olmalıdır: Satıcının zapttan sorumluluğu şu hallerde de mevcuttur: Alıcı herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın üstün hak iddiasında bulunan kimsenin bu hakkını dürüstlük kuralları uyarınca tanımış veya tahkime başvurulacağı konusunda satıcıyı zamanında uyarmış olmakla tahkime gitmiş ve fakat davanın kaybedilmesi sonucunda satım konusunu istihkak iddiasında bulunan kişiye vermek zorunda kalmışsa. II. DÜZENLEMEYE DAİR GÖRÜŞLER A. HÜKMÜN GEREKÇESI Doktrindeki görüşlere geçmeden önce söz konusu maddenin hazırlayıcıları tarafından kaleme alınan gerekçesine de temas etmekte yarar vardır. Tasarının iki fıkradan oluşan 215 inci mad desinde, alıcının mahkeme kararı olmaksızın satılanı üstün hak iddiasında bulunan üçüncü kişiye geri verme usulü ve bu usule uyarak ya da uymaksızın satılanı geri vermesinin hukukî sonuçları düzenlenmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 191 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan b. Mahkeme kararı olmaksızın iade şeklindeki ibare, Tas arıda b. Mahkeme kararı olmaksızın geri verme şeklinde değiştirilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 191 inci maddesinden farklı olarak, Tasarının bu maddeyi karşılayan 215 inci maddesinin birinci fıkrasında, iki bent hâlinde, satılanın mahkeme kararı olmaksızın üçüncü kişiye verilmesine 1054 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2

Satıcının Zapta Karşı Tekeffül Sorumluluğu Bakımından 6098 Sayılı... karşın, satıcının zapttan sorumlu tutulduğu durumlar düzenlenmiştir. Bu konuda 818 sayılı Borçlar Kanununun 191 inci maddesinde kullanılan istihkak müddeisiyle sulh akdetmiş olsa bile şeklindeki ibarenin çeviri yanlışlığı da düzeltilmiştir. Ayrıca, 818 sayılı Borçlar Kanununun 191 inci maddesinden farklı olarak, alıcı kendisine karşı dava açılmasını beklemeden, satıcıyı üçüncü kişinin satılan üzerindeki hak iddiasına ilişkin uyuşmazlığı dava yoluyla çözümlemesi, bu yola başvurmazsa tahkim yoluna gidebileceği konusunda uyarabilecek ve bu uyarısı sonuçsuz kaldığı için tahkim yoluna gitmişse bu durumda hakem kararına göre hareket edebilecektir. Tasarının 215 inci maddesine, kaynak İsviçre Borçlar Kanununun 194 üncü maddesinin ikinci fıkrasına uygun olarak, 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, ikinci bir fıkra eklenmiştir. Fıkraya göre, alıcı satılanı geri vermekle yükümlü olduğunu ispat ederse, satılan üzerinde zaptı sağlayacak nitelikte, özel hukuktan doğan üstün hak (mülkiyet hakkı, sınırlı aynî hak veya etkisi kuvvetlendirilmiş kişisel hak) iddiasında bulunan üçüncü kişiye, satılanı bir mahkeme veya hakem kararı beklemeden geri vermiş olsa bile, satıcının zapttan doğan sorumluluğu devam edecektir. Görüldüğü üzere maddenin gerekçesinde tahkim yoluna gidileceği konusundaki uyarının sonuçsuz kalması zapta karşı tekeffül sorumluluğu için yeterli görülmüştür. B. DOKTRİNDEKİ DİĞER GÖRÜŞLER Konu ile ilgili bir başka görüş 6 düzenlemenin ihtar şartını yalnızca tahkim yoluna gitme seçimlik hakkının kullanılmasına özgülediği, üçüncü kişinin dava açması beklenmeksizin dürüstlük kuralına göre üçüncü kişinin hakkını tanımanın ise bir ihtar şartına bağlanmadığıdır. Bu görüşe göre söz konusu husus, ilk fıkranın benzer hususları düzenleyen iki bendi arasında bir çelişki yaratmaktadır. Zira ilk bentte düzenlenen husus, alıcıya satılanı üçüncü kişiye vermekle yükümlü olduğunu ispatı bir külfet olarak yüklenmeksizin, dürüstlük kuralları sınırları çerçevesinde üçüncü kişinin üstün hakkını dava açılmadan tanıma imkânı vermektedir. İkinci bentte ise tanımayı, alıcının satılanı üçüncü kişiye vermekle yükümlü olduğunu ispat etmesine bağlamaktadır. Yazara göre, oysa alıcının satılanı üçüncü kişiye vermekle yükümlü olmadığını ispatla külfetli olmaksızın dürüstlük kuralı sınırlarında üçüncü kişinin üstün hakkını dava açılmadan tanıma imkânı, satıcının bu konuda harekete geçmesi için dikkatinin çekilmesini, uyarılmasını, menfaatler dengesi gereği gerekli kılmaktadır. Bu ise ancak satıcıya yapılacak bir ihtar ile 6 Gümüş, 71-72. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2 1055

M. Fadıl YILDIRIM mümkün olabilir. Kanun koyucunun ihmali ile ortaya çıkan kanun boşluğu 216/I, b.1 in uygulanabilmesi için alıcı tarafından satıcıya ihtar yapılmasının kabulü ile doldurulmak zorundadır. Bir başka yazar 7 söz konusu düzenleme bağlamında Konu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu nda ele alınırken İsviçre hukukundaki düzenleme ile uyumlu bir çözüme kavuşturulmuştur. BK. m. 216 f.son hükmünde satıcının sorumluluğu, alıcının satılanı üçüncü kişiye vermekle yükümlü olduğunu ispat etmesi durumunda da devam eder denilerek, bu hususta yükümlü olduğunu iddia etmesi durumunda satıcının zapttan sorumluluğuna dayanabilmesini açıkça mümkün kılmıştır, demekte ve 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde yapılan mutlak surette mahkemeye başvurulması gerektiği yönündeki görüşlerin, yapılan düzenleme karşısında önemini kaybettiğini belirtmektedir. Yine bu yazarlara göre, madde metninde yer alan istihkak müddesiyle sulh akdetmiş olsa ibaresi, kaynak kanunda hakeme gitmeyi kabul etmiş olsa şeklindedir. Ne var ki bu farklılığın bilinçli yaratılmış olmayıp bir tercüme hatasına dayandığı, bu nedenle 818 sayılı Kanunun 191 hükmünün de kaynak kanuna uygun olarak anlamlandırılması gerektiği ileri sürülmekteydi. Yürürlükteki Borçlar Kanunu m. 216 ile bu tercüme hatası düzeltilmiştir 8. Görüldüğü üzere yazarlar doğrudan doğruya bizim işaret ettiğimiz konuya temas etmemekle birlikte, hükmün kaynak kanuna uygun hale getirildiği ve bu çerçevede anlaşılması gerektiğini ifade etmektedirler. C. DÜZENLEMENİN NASIL OKUNMASI GEREKTİĞİNE DAİR GÖRÜŞÜMÜZ Kanaatimizce düzenleme kaynak kanun rehberliğinde okunmalıdır. Buna göre düzenlemenin okunmasından aşağıdaki sonuçlar çıkmaktadır. Hüküm her şeyden önce bir hâkim kararı olmaksızın satılanı, istihkak iddiasında bulunan kişiye vermek bakımından ek külfetler aramaktadır. Bu külfetlere katlanmayan, hükümde düzenlenen haktan yani hâkim kararı olmaksızın geri verme den yararlanamaz; bir diğer ifade ile satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğuna gidemez 9. Hükümde düzenlenen külfetlerin ek olduğu nazara alındığında, zapta karşı tekeffül sorumluluğunun doğumu için kanunen aranan diğer şartlar da gerçekleşmelidir. 7 Yavuz/Acar/Özen, 61. 8 Yavuz/Acar/Özen, 62. 9 Gut, B.,/Higi, P./Schönle, H., Kommentar zum Schweizerischen Zivilrecht (Zürcher Kommentar), Bd. V/2a, Kauf und Schenkung, Art. 192-204, Art. 194, N. 2. 1056 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2

Satıcının Zapta Karşı Tekeffül Sorumluluğu Bakımından 6098 Sayılı... Hüküm aksi ile kanıtından okunacak olursa: satıcı, bir mahkeme kararı olmaksızın malı istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye verecek olursa, kendisine yönelen zapta karşı tekeffül talebini şu gerekçelerle püskürtmek ve bu sorumluluğundan kurtulmak imkânına sahiptir: Alıcının satım konusu şeyi bir mahkeme kararı olmaksızın üçüncü kişiye verirken dürüst davranmadığını örneğin, kendisini satım konusunu üçüncü kişiye vereceği konusunda haberdar etmediğini, uyarmadığını bunun dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürebilir. Yine satıcı, kendisine yapılan uyarının zamanında yapılmadığını veya iş işten geçtikten sonra yapıldığını; davayı üstlenmesi veya davaya katılması yönündeki uyarının vaktinde yapılmadığını ya da alıcının satın almış olduğu şeyi üçüncü kişiye verme yükümlülüğünün doğmadığını ileri sürebilir. Yine satıcı, alıcının tahkime gideceği konusunda kendisini uyarmadığını ve uyarsa idi tahkim davası sonucunda davanın kaybedilmeyeceğini ileri sürebilir. Böyle bir iddiada bulunan satıcı, tahkime gidileceği konusunda kendisine vakit kaybedilmeksizin bir ihbarda bulunulsaydı ortaya çıkacak daha elverişli durumu ispat ederek, sorumluluğundan kısmen veya tamamen de kurtulabilir 10. Hükümde satıcının hâkim kararı olmaksızın satım konusunun geri verilmesi bakımından iki alternatif düzenlenmiştir. İlk alternatifte (m. 216/I), alıcı dürüstlük kuralları uyarınca üçüncü kişinin iddiasını kabul edebileceği gibi, satıcıyı tahkime başvuracağı konusunda vakit geçirmeksizin uyararak, üçüncü kişinin üstün hakkının tanınmasını bu yargılama sonunda verilecek karara bağlayabilmesine de (oder sich einem Schiedsgericht unterworfen hat 11 ) imkân tanınmıştır. Dürüstlük kuralları uyarınca gerçekleşecek tanımada da tanımanın gerçekleşeceği konusunda satıcı uyarılmalıdır 12. İkinci alternatifte (m. 216/II) ise üçüncü kişinin üstün hakkını tanıyan alıcı, şayet satıcının bu sorumluluğunun halen devam ettiği inancında ise, şeyi üçüncü kişiye teslim etme yükümlülüğünün bulunduğunu ispat etmelidir. Alıcı bu alternatifle kendisine tanınan hakkı yeterince ispat edemediği bir diğer ifade ile üstün hak iddiasında bulunan kişiye satım konusunu geri verme yükümlülüğü altında bulunduğunu ispat edemediği takdirde, geri vermenin dürüstlük kurallarına uygun olduğunu ileri sürebilecektir. Bir diğer seçenek 10 Gut/Higi/Schönle, Zürcher Kommentar, Art. 194, N. 7. 11 Honsell/Vogt/Wiegand (hrsg.)basler Kommentar, Obligationenrecht I, Art.1-529, Art. 194, N. 1. 12 Gümüş, 71; Amstutz/Breitschmidt/Furrer/ ve diğerleri (hrsg.), Handkommentar, Art. 194, N. 2. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2 1057

M. Fadıl YILDIRIM de geri vermenin zamanında tahkime gidileceği konusunda uyarıldığı halde tahkim yargılamasında hiçbir biçimde satıcının yer almadığı (gerek davaya katılma gerek davayı üstlenme anlamında) ve dolayısıyla dava kaybedildiği için şeyi geri vermek zorunda kaldığının ispatıdır. Kaynak kanunda yer alan die Führung des Prozess erfolglos angeboten worden war ifadesi, yalnızca tahkime gidileceği yönündeki ihbarın neticesiz kalması, satıcının tahkim davasını üstlenmemesi veya alıcının yanında yer almaması değil; söz konusu yargılama sonrasında dava kaybedilmiş ise ve bu sebeple mal geri verilmek durumunda kalınmış ise satıcının sorumluluğunun devam edeceği şeklinde anlaşılmalıdır. Bu noktada şu soru akla gelmektedir: Acaba zamanında uyarılmasına rağmen, hiçbir biçimde alıcıya yardım etmeyen satıcı, tahkim yargılaması sulhun yanı sıra feragat veya davanın takip edilmemesi sonucu açılmamış sayılma kararı verildiği takdirde, kendisine yönelen zapta karşı tekeffül talebini savuşturabilecek midir? Bir diğer ifade ile her durumda alıcı tahkim yargılamasını sonuna kadar götürmek zorunda mıdır? Kanaatimizce alıcıdan böyle bir davranış beklenilmemelidir 13. Tahkim yargılaması esnasında gerçek durum anlaşılabilir ve alıcı, üstün hak sahibi üçüncü kişi ile sulh olabilir; tahkim yargılamasından feragat edebilir. Aksine bir tutum, alıcıya, davayı üstlenmeyerek veya birlikte davayı yürütmeyerek yardımcı olmayan satıcının bu davranışını ödüllendirmek olur. SONUÇ İsviçre Borçlar Kanunu nun Fransızca metninden yapılan tercümenin ürünü olan 818 sayılı Borçlar Kanunu nun 191. maddesinde zapta karşı tekeffül sorumluluğu düzenlenirken bir çeviri hatası yapılmıştır. Bu hata, 6098 sayılı Kanunun 216. maddesi düzenlenirken giderilmiş olmakla birlikte tereddütler tamamen bertaraf edilebilmiş değildir. Özellikle, üstün hak iddiasında bulunan kişinin üstün hakkının dürüstlük kuralı uyarınca tanınacağı ihbarının satıcıya yapılıp yapılmayacağı ve ihbarın sonuçsuz kalmasından neyin anlaşılması gerektiği, kanun koyucunun her türlü ihtimalde sulh yolunu kapatıp kapatmadığı hususları yeterince açık değildir. Kanaatimizce üstün hak sahibi iddiasında bulunan kişinin bu iddiasının dürüstlük kuralları uyarınca tanınacağının satıcıya bildirilmesi, dürüstlük kurallarının bir gereğidir. Böyle bir uyarıda bulunmaksızın malı geri veren, ancak düzenlemenin ikinci fıkrasında düzenlenen geri verme yükümlülüğünün doğduğunu ispat ederek satıcının tekeffül sorumluluğuna dayanabilir. Yine hüküm 13 Honsell/Vogt/Wiegand, Art. 194, N.1. 1058 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2

Satıcının Zapta Karşı Tekeffül Sorumluluğu Bakımından 6098 Sayılı... satıcının zamanında uyarılmasından sonuç alınamaması şeklinde değil, satıcının zamanında uyarılmış olması ve tahkim süreci başlatılmış olmasına rağmen davanın sonuçsuz kalması (Erfolglos des Prozess) yani, davanın kaybedilmesi üzerine üçüncü kişinin üstün hakkının tanınması ve dolayısıyla satım konusunun istihkak iddiasında bulunan kişiye geri verilmek zorunda kalınması şeklinde anlaşılmalıdır. Tahkime başvurulacağı şeklinde ihbarın gecikmeksizin yapılması gerekir. Satıcının davaya müdahil olamayacağı veya üstlenemeyeceği bir anda yapılan ihbarlar gecikmiş ihbarlardır. Vaktinde yapılan bir ihbara rağmen, davayı üstlenmeyen veya alıcı ile birlikte davayı yürütmeyen satıcının bu davranışı sonucunda, alıcı sonuna kadar davayı yürütmek zorunda bırakılmamalıdır. Bu dava feragat veya sulh ile sonuçlandırılabilecek ve hakem kararına bağlı olarak geri verme yükümlülüğü doğabilecektir. Bir diğer ifade ile çeviri yanlışlığı düzeltilirken, alıcının tahkim yargılamasında üçüncü kişi ile sulh olmasının önü kapatılmış değildir. Dava sulh ile sonlandığı takdirde de satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğu devam eder. Sulh ile tahkim yargılamasının sonlandırılmasında sulhun ayrıca dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılması gerekir; sırf satıcıya bir ders vermek amacıyla sulh yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır (MK. m. 2/II). Sonuç olarak hükmün nasıl okunması gerektiğine dair görüşümüzü bir kez daha yinelemekte yarar görüyorum: Satıcının zapttan sorumluluğu şu hallerde de mevcuttur: Alıcı herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın üstün hak iddiasında bulunan kimsenin bu hakkını dürüstlük kuralları uyarınca tanımış veya tahkime başvurulacağı konusunda satıcıyı zamanında uyarmış olmakla tahkime gitmiş ve fakat davanın kaybedilmesi sonucunda satım konusunu istihkak iddiasında bulunan kişiye vermek zorunda kalmışsa. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2 1059

BOŞLUK