ADLİ BİLİMLER KONGRESİ 2016 GEZİ PROGRAMI 30 NİSAN 2016 CUMARTESİ Program Akışı; 13.00 - Milas Gümüşkesen Mezar Anıtı Milas Müze Müdürlüğü Eşliğinde 13.45 Uzunyuva Hekatomnos Anıt Mezarı Gezi ve Bilgilendirme Milas Müze Müdürlüğü Eşliğinde 15.00 - Çöllüoğlu Hanı ve Arasta Çevresi Gezi ve Bilgilendirme Milas Belediyesi Başkanlığı Eşliğinde 17.00 - Çöllüoğlu Hanı Kokteyl ve Müzik Dinletisi
Milas Müze Müdürlüğü Eşliğinde Yapılacak Olan Yarım Günlük Program; UZUNYUVA Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı, Anadolu nun güneybatısında yer alan Karya bölgesinin en önemli kentlerinden olan Milas ın Hisarbaşı Mahallesinde yer almaktadır. Temenos duvarı ile çevrili. Kutsal bir alanın ortasındaki podyumun altında, podyum üst yürüme düzleminden yaklaşık 11 m. yerin altına yapılan mezarın keşfi arkeoloji camiasında büyük bir heyecan yaratmıştır. Podyumun takriben mezar odasının üzerine denk gelecek bir noktasında Roma İmparatoru Augustus döneminde dikildiği anlaşılan onurlandırma sütunu için bu yer seçimi tesadüf olarak algılamak yanlış olur. Podyumun dış kaplama duvarları için Sodra mermerinden yapılmış devasa dörtgen bloklar kullanılmıştır. İç taraflarda ise bölgede fazla yaygın olmayan volkanik sert granit tercih edilmiştir. Gömü odasının üstündeki boş oda ilginç bir mimari plana sahiptir. Dörtgen planlı odanın yan uzun duvarlarının blokları taşırma tekniğinde yukarı doğru daralmakta ve piramidal bir kesit meydana getirmektedir. Bu odanın amacı hem mezarın üst yükünü hafifletmek hem de mezar soyguncularını yanıltmak olmalıdır. Odanın tabanındaki toprak ve kırık taş tabakalarının izolasyona yönelik olması büyük olasıdır. Lahitön cephede veda sahnesi, arka cephede av sahnesi, sağ yan cephede yine bir veda sahnesi, sol yan cephede ise koltuklarında oturan ve ayakta duran figürler yer alır. Hem Pers hem Yunan etkisinde yapılmış olan bu hanedan figürleri Klasik çağın zirve yapan sanat eserleri arasında yer alır. Lahitin heykeltıraşlık eserlerinde dönemin en önemli ustalarının çalışmış olması şüphesizdir. Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı 2012 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesinde haklı olarak yerini almıştır.
GÜMÜŞKESEN MEZAR ANITI Gümüşkesen mezar anıtı tamamen Sodra dağının ocaklarından çıkarılan gri-beyaz mermerden inşa edilmiş olup toplam yüksekliği 8. 45 m.dir. Arazinin eğimli olmasından dolayı anıtın doğu tarafı moloz taş ve harç karışımından elde edilen duvarla yaklaşık 1 m. yükseltilmek suretiyle düz bir platform elde edilmiş ve anıt bu düz alana oturtulmuştur. Doğu taraftaki bu uygulamaya karşın batı kısımda ise temeli Kuzeybatı istikametinde atılan bir sıra mermer levha teşkil etmektedir. Doğuya doğru giderek yükseklik kazanan bu alt yapının duvarında, anıtın inşa tarihinden daha eski dönemlere ait devşirme malzeme kullanıldığı gözlenebilmektedir. Zemin katın döşemesini oluşturan levhaların uzunlukları 3. 00-1. 30 m. genişlikleri ise 1. 10 ile 0. 50 m. arasında değişmektedir. Zemin katın içinde tavan levhalarını taşıyan dört paye ve bunların üzerine kuzey-güney doğrultusunda atılmış kirişler vardır. Payelerin silmeli sade başlıkları ilginçtir. Zemin katın duvarları büyük ve düzgün yontulmuş mermer bloklarla pseudoisodomik teknikte inşa edilmiştir. Anıt mezarın sütun kaideleri 0. 35 m. yüksekliğe sahip olup Küçük Asya-İon sütun kaidesi karakteri taşır. 0. 50 m. yükseklikteki korinth başlıklar ise alışılagelmişin dışında bir öğeye sahiptirler. Üst yapısı basamaklı bir piramit görünümünde olan mezar anıtı M.S. 2.yy.'a tarihlendirilmektedir. Dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnasos'taki Mausoleum'un, küçük bir kopyası olduğu düşünülmektedir.
Milas Müze Müdürlüğü Eşliğinde Yapılacak Olan Yarım Günlük Program; ÇÖLLÜOĞLU HANI VE ARASTA Abdülaziz Ağa tarafından 1719-1720 yılları arasında yaptırılan Çöllüoğlu Hanı, Hisarbaşı tepesinde, birbirlerine paralel ve dikey dar sokaklarla bağlanan ve Milas ın eski ticari hayatına yön vermiş, bugün dahi birçok zanaatkârı içerisinde barındıran tarihi arasta içerisinde yer almaktadır. Han a, kuzey cephesindeki kemerli kapıdan girilir. İki katlı, avlulu ve dikdörtgen bir yapıdır. Han ın alt katı hayvan barınakları, üst katı ise konaklama için kullanılmıştır. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin özgünlüğünü korumuş nadir yapıları arasındadır. Çöllüoğlu Hanı restorasyonu Milas Belediyesi tarafından 2010 yılında başlatılmıştır.
ADLİ BİLİMLER KONGRESİ 2016 GEZİ PROGRAMI 01 MAYIS 2016 PAZAR Program Akışı; 09.00- Beçin Kalesi Gezi ve Bilgilendirme Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir PEKTAŞ Eşliğinde 12.00 -Labraunda Kutsal Alanı Gezi ve Bilgilendirme Kazı Başkanı Doç. Dr. Olivier C. Henry Eşliğinde 14.00 -Euromos Antik Kenti Gezi ve Bilgilendirme Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Abuzer KIZIL Eşliğinde
BEÇİN KALESİ Beçin Antik Kenti, Muğla nın Milas İlçesi nin 5 km kadar güneyinde yer alan Beçin Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kent, Milas ovasına bakan yüksek bir tepe üzerinde kurulmuş olup başta Geometrik, Arkaik, Klasik dönemler olmak üzere Roma, Bizans, Menteşeoğulları ve Osmanlı gibi pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış antik bir yerleşim alanıdır. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan, bu değerli kültür varlığımız Beçin, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yerini almıştır. Eski metinlerde Barçın ya da Berçin olarak geçen kentin Türkler tarafından fetih tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Menteşe kuvvetlerinin Karia Bölgesi ne ilk esaslı nüfuzları 1270 den sonra olduğu bilinmektedir. İbn-i Batuta, Orhan Bey i şehrin kurucusu olarak tanıtır. Ahmet Gazi nin hükümdarlığı süresince beylik en parlak devrini yaşamış, 1391 de ölümünden sonramerkez Balat a nakledilmiştir. Ankara Savaşı ndan (1402) sonra beyliği geri alan İlyas Bey Bala da ve Beçin de bir süre daha saltanatını sürdürmüş; vefat edince oğulları Leys ve Ahmed beyliklerini sürdürmek istemişlerse de başarılı olamamışlardır. Beçin 1424 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiş ve ardından çok hızlı bir şekilde gerilemiştir. XVII. yüzyıl başında, Celali isyanları esnasında kent sakinleri tamamıyla İç Kale ye çekilmiş; 1950 li yıllarda kale içinde oturan son aileler de Beçin i terk etmiştir. Beçin şehri, kale ve bunun güneyindeki bir surun çevrelediği asıl iskan kısmından oluşur. Kale girişinin hizasındaki iki çeşme kalıntısıyla bir türbe yıkıntısından sonra iki aslan kabartmasının süslediği çeşmenin önünden geçerek Ahmet Gazi Medresesi nin kuzeyindeki düzlüğe varılır. Bu düzlükte yer alan yapılar şöyledir: batıda, bir kayalığa yaslanan kubbeli çeşme; güneyde- medresenin tam karşısında Orhan Beyin yaptırmış olduğu caminin kalıntıları; güneydoğuda Kızıl Han ve batıda kalan bir haziredeki iki türbedir.
LABRAUNDA KUTSAL ALANI Labraunda ile ilgili en erken bilgileri, antik çağın ünlü tarihçisi Heredot'dan öğreniyoruz. M.Ö. 500 lerde tüm Batı Anadolu kentlerini bir bir işgal eden Persler, 499 da Karya Bölgesine saldırır. Direnmelerine rağmen, Persler karşısında ağır yenilgi alan Karialılar, o zamanlar dağlık alanda kurulmuş sade bir yerleşim yeri olan Labraunda'ya sığınır. Ancak buraya da ulaşan Persler, Labraunda'yı da yakıp yıkarlar. Anadolu'nun güneybatısında yaşamış olan Karialılar için o dönemde Labraunda oldukça önemli bir kült merkezidir. "Çift Baltalı Tanrı" Zeus Labraundos kültünün kökeninin, su kaynağı ve tapınak terasının hemen üzerindeki büyük kayaya dayandığı düşünülmektedir. Mylasa dan (Milas) başlayan ve "Kutsal Yol" olarak adlandırılan 14 km uzunluğunda ve 8 m genişliğe sahip taş kaplamalı bir yol ile ulaşılan Zeus Labraundos un kutsal alanındaki en eski buluntular M.Ö. 5. yüzyıla aittir. M.Ö. 4. yüzyılda kente en parlak dönemini yaşatan Karia Satrapı Moussollos (M.Ö. 377-354) ve kardeşi İdrieus (M.Ö.351-344); Labraunda'yı bir aile kutsal alanı haline getirip, kutsal alanda her yıl 5 gün süren dinsel bayramların kutlanmasını geleneksel hale getirmişler. M.Ö. 355 yılında yapılan kutlamalar sırasında bir suikasten kıl payı kurtulan Moussollos, kentte büyük bir imar faaliyeti başlatmış, Zeus Tapınağı da dahil olmak üzere bir dizi anıtsal yapı yaptırmış. Helenistik devirde (M.S. 3-1 yüzyıllar) sadece bir çeşme yapısı inşa edilmiş olan kutsal alanda; M.S. 1-2 yüzyıllarda Kuzey Stoa yeniden inşa edilmiş ve 2 hamam yapısı ile birkaç yapı daha eklenmiştir. M.S. 4. yüzyılda, yöre halkının Hıristiyanlığı kabul etmesi ile Doğu Propylon yakınında bir Bizans Kilisesi yapılmıştır. Yine M.S. 4. yüzyılda meydana gelen büyük bir yangın felaketi nedeniyle kutsal alan kült yeri olmaktan çıkmıştır. Günümüzde ise Milas'a kadar uzanan 8 metre genişliğindeki kutsal yolun kalıntıları, bir kaç yerde korunabilmiştir.
EUROMOS ANTİK KENTİ İzmir Bodrum karayolu üzerinde, Milas'a 12 km. uzaklıkta Kızılbayır tepesi eteklerinde Selimiye bucağı yakınlarında Euromos antik kentini görebilirsiniz. Euromos antik kentler içinde en zahmetsiz ulaşılan antik kentlerin başında gelir. Euromos ismi Karia'yı içeren kaynaklarda çok sık geçmiş olup çevresinde de Amyzon, Herakleia ve Khalkedon gibi kentler vardır. En yakın köy Kızılcakuyu ile Selimiye'dir. Euromos'un başlıca geçim kaynağı şarap ve zeytinyağı idi. Yoldan tapınak sütunlarını ve agora kalıntılarını görmek olasıdır. Tapınağın ayakta kalan sütunlarından dolayı yöre halkı tarafından ''Ayaklı'' olarak isimlendirilen antik kentin nekropolü yol çalışmaları esnasında büyük bir tahribata uğramıştır. Euromos antik çağda, yörenin Mylasa'dan sonra en görkemli kentiydi. Kentten günümüze kalmış en etkileyici yapı M.S. II. yüzyılda inşa edilmiş tapınaktır. Ele geçen mimari buluntular ve seramikler Euromos'un M.Ö. 6. yy'da da var olduğunu gösterir.euromos M.Ö. 5. yy'daattika-delos deniz birliğinin bir üyesiydi ve birliğe vergi ödüyordu. Plinius'unEurome olarak adlandırdığı kent M.Ö 5.yy'dan daha erken dönemlerde karşımıza Kyramos ya da Hyramos adıyla çıkmaktadır. Euromos ismi Mausallos'unHellenleştirme politikası sonunda kullanılmaya başlanmıştır. EuromosYunanca'da güçlü demektir. Strabon iç Karia'daki kentleri sayerken değindiği kent, antik çağda Mylasa'da sonra bölgenin en önemli kentiydi. Mylasa'dan daha düşük tutarda vergi ödeyen kent, M.Ö 440'larda Atina'nın listeden çıkardığı kırka yakın Karia yerleşiminin arasında yer almıştır. Kent, M.Ö. 201-196 yılları arasında Makedonya Kralı V. Philippos'un denetiminde kalmıştır. Zeus Lepsynos Tapınağı, tiyatro, agora, hamam, surlar, nekropol günümüzde kentte görülebilen yapıların başlıcalarıdır.