Lesson 48:... enough to + verb, too... to + verb Ders 48:... yeterli/kafi + fiil, çok fazla/ aşırı... (to) + fiil

Benzer belgeler
TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 46: -est, most, least Ders 46: -est, en çok, en az

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +?

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not

Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,?

Lesson 47: like better, like the best, much more, more and more. Ders 47: tercih etmek, en çok sevmek. kat kat fazla, gitgide

Lesson 53 : Passive Interrogative Form of Passive Voice

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz)

Lesson 59: Negative yes-no Questions Ders 59: Olumsuz Evet-Hayır Soruları

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

Lesson 28: Other Prepositions (by, about, like, of, with, without) Ders 28: Diğer Edatlar Diğer Edatların Kullanımı.

Lesson 57 : all, both, each. Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri

Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I. Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative)

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde

Lesson 37: Infinitive 2 Ders 37: Eylemlilik/Mastar 2

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs. Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Lesson 56 : One, Other, Another. Ders 56: Bir, Diğer, Başka

Lesson 27: Prepositions of Direction (from, to, into, onto, away from) Ders 27: Yön Edatları Yön Edatlarını Kullanmak.

Lesson 25: Prepositions of Place (in, at, on, under, over, near, into, in front of) Ders 25: Yer Edatları Yer Edatlarını Kullanmak

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

Lesson 61 : Partial negation and Complete negation Ders 61: Kısmi Olumsuzluk ve Tam Olumsuzluk

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

Lesson 69: Articles. Ders 69: Tanımlıklar

Lesson 38: Infinitive 3. (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3. (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar)

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

Lesson 49: hardly, rarely, never. Ders 49: hemen hemen, nadiren, asla/hiç

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

Lesson 51: before, after, while, since Ders 51: önce, sonra, -iken, -den beri

Lesson 50: if, because, when. Ders 50: eğer, çünkü, sırasında/-dığında

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

He eats meat. She eats meat. It eats meat.

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

YABANCI DİL 1 Okutman Aydan ERMİŞ

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır.

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

Get kelimesinin temel anlamları

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

STAR STAR DİLKO YAYINLARI KONU ANLATIMLI YARDIMCI KİTAP MODERN ENGLISH AKILLI İNGİLİZCE DEFTERİ

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Sports. A Real Achievement

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları

Lesson 54 : Adjectival usage of the Participle. Ders 54: Sıfatların Ortaç (Sıfat-fiil) Kullanımı

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

İmran Ünal ER 1. AŞAMA. Vocabulary of the Second Week

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık.

MUST ile karıştırılmasına yol açabilir. Bu tür yanlışlığa yol açmamak için ifade ettiği gerçek anlamı vermek yerinde olur.

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble.

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YARIMBAĞ İLKOKULU 3/ A SINIFI İNGİLİZCE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3*

LN796 Turkish: Level One (Standard)

UNIT 2 YUMMY BREAKFAST BOOKLETS

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 2. DÖNEM 3. SINIFLARDA İNGİLİZCE DERSİNDE NELER YAPTIK?

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

DERS YILI 4.SINIF 1. SEVİYE TESPİT SINAVI 13 OCAK 2016 ÇARŞAMBA. Sınıf :... Süre : 90dk. 2.OTURUM SORU KİTAPÇIĞI MATEMATİK İNGİLİZCE

Genellikle onlar bahçede mı? Onlar şimdi bahçede mı? Yazın bir otelde kalır mısın? O her gün evde mı? Ödev zor mu? Ben yiyorum çünkü açım.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

Transkript:

Lesson 48:... enough to + verb, too... to + verb Ders 48:... yeterli/kafi + fiil, çok fazla/ aşırı... (to) + fiil Reading (Okuma) Your son is old enough to drive. ( Oğlun araba kullanacak kadar büyük. ) Mike ran quickly enough to win the race. ( Mike yarış kazanacak kadar hızla koştu. ) I am not rich enough to buy an expensive car. ( Pahalı bir araba alabilecek kadar zengin değilim. ) The police is not fast enough to catch the thief. ( Polis hırsızı yakalayacak kadar hızlı değil. ) 1

Is he old enough to start driving? ( O araba kullanacak kadar büyük mü?) Is he tall enough to be a police officer? ( O polis olabilecek kadar uzun mu?) That picture is too heavy to hang on the wall. ( O resim duvara asmak için çok ağır. ) It was too hot to go out. ( Hava dışarı çıkmak için çok sıcaktı. ) Is Jim too short to play basketball? ( Jim basketball oynamak için çok mu kısa?) Is that air conditioner too expensive to buy? ( Bu klima satın almak için çok mu pahalı?) Grammar focus (Dil Bilgisi) Sıfat /Zarf enough ( yeterli ) + Fiil (mastar) kalıbı birisinin/birşeyin niteliklerinin ilgili işi yapmaya yeterli olduğunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Örnek: You are smart enough to enter this university. (Bu üniversiteye girebilecek kadar zekisin.) too (çok fazla/aşırı) Sıfat/Zarf + Fiil (mastar) kalıbı birşeyin yapılamayacak kadar aşırı derecede olduğunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Örnek: You are too short to become a basketball player. (Sen basketbol oyuncusu olmak için çok kısasın.) 2

Speaking (Konuşma) 1) My students are clever enough to understand that. (Benim öğrencilerim bunu anlayabilecek kadar zekiler.) 2) The teacher s explanation was clear enough to understand. (Öğretmenin açıklaması anlamak için yeteri kadar netti.) 3) I know that the team is strong enough to defeat the opponent. (Bu takımın rakibi yenecek kadar güçlü olduğunu biliyorum.) 4) She is not old enough to watch this program. (Bu programı seyredebilecek kadar büyük değil.) 5) Is that candidate tall enough to join the pageant? (Bu aday tören alayına katılabilecek kadar uzun mu?) 6) Are the questions too hard to answer? (Sorular cevaplamak için çok mu zor?) 3

7) The thief drove his bike too fast to not get caught. (Hırsız, bisikletini yakalanmamak için çok hızlı sürdü.) 8) She arrived too late to catch the train this morning. (Bu sabah treni yakalamak için çok geç geldi.) 9) These boxes are too heavy to carry. (Bu kutular taşımak için çok ağırlar.) 10) We arrived too late to be able to see the beginning of the movie. (Filmin başlangıcını görebilmek için çok geç geldik.) 4

Gap Filling (Boşluk Doldurma) Doğru kelimeleri kullanarak boşlukları doldurun. 1) You are us Japanese until we understand. (Biz anlayana kadar Japonca öğretecek kadar kibarsın.) 2) My daughter is the entrance exam for Harvard University. (Benim kızım Harvard Üniversitesi giriş sınavını geçecek kadar zeki.) 3) The pool is in. (Bu havuz yüzmek için çok kirli.) 4) I don t think they are the class. (Onların bu sınıfı geçebilecek kadar zeki olduklarını düşünmüyorum.) 5) The mangoes are. (Bu mangolar yemek için yeteri kadar olgunlar.) 6) He was. (O yürümek için çok yorgun.) 5

7) Is the manager the task? (Bu müdür görevi kabul edebilecek kadar sorumluluk sahibi mi? ) 8) That guy is with the kids. (Bu adam çocuklarla oynamak için çok büyük.) 9) Is this coffee? (Bu kahve içmek için çok mu sıcak?) 6

Translating (Çeviri) Aşağıdaki cümleleri İngilizce ye çevirin. 1) Max doğru olanı yapacak kadar zekidir. 2) Bu şirkket içinde bir pozisyon alacak kadar iyi değil. (yardımcı kelime : uygun = available) 3) Bu şirket rakipleri ile rekabet etmeye hazır değil. (yardımcı kelime : rekabet etmek = to compete; rakip = competitor) 4) Spor salonuna gitmek için çok yorgunuz. 5) Problemler çözülemeyecek kadar zor mu? 6) Bu aday bu fabrika çalışacak kadar büyük mü? (yardımcı kelime : fabrika = factory) 7) Bu adam kutuları taşıyacak kadar güçlü değil. 8) Tiyatro da iyi bir koltuk/yer alacak kadar erken gittin mi? 9) Veronica testi geçecek kadar çalışmadı. 7