Lesson 48:... enough to + verb, too... to + verb Ders 48:... yeterli/kafi + fiil, çok fazla/ aşırı... (to) + fiil Reading (Okuma) Your son is old enough to drive. ( Oğlun araba kullanacak kadar büyük. ) Mike ran quickly enough to win the race. ( Mike yarış kazanacak kadar hızla koştu. ) I am not rich enough to buy an expensive car. ( Pahalı bir araba alabilecek kadar zengin değilim. ) The police is not fast enough to catch the thief. ( Polis hırsızı yakalayacak kadar hızlı değil. ) 1
Is he old enough to start driving? ( O araba kullanacak kadar büyük mü?) Is he tall enough to be a police officer? ( O polis olabilecek kadar uzun mu?) That picture is too heavy to hang on the wall. ( O resim duvara asmak için çok ağır. ) It was too hot to go out. ( Hava dışarı çıkmak için çok sıcaktı. ) Is Jim too short to play basketball? ( Jim basketball oynamak için çok mu kısa?) Is that air conditioner too expensive to buy? ( Bu klima satın almak için çok mu pahalı?) Grammar focus (Dil Bilgisi) Sıfat /Zarf enough ( yeterli ) + Fiil (mastar) kalıbı birisinin/birşeyin niteliklerinin ilgili işi yapmaya yeterli olduğunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Örnek: You are smart enough to enter this university. (Bu üniversiteye girebilecek kadar zekisin.) too (çok fazla/aşırı) Sıfat/Zarf + Fiil (mastar) kalıbı birşeyin yapılamayacak kadar aşırı derecede olduğunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Örnek: You are too short to become a basketball player. (Sen basketbol oyuncusu olmak için çok kısasın.) 2
Speaking (Konuşma) 1) My students are clever enough to understand that. (Benim öğrencilerim bunu anlayabilecek kadar zekiler.) 2) The teacher s explanation was clear enough to understand. (Öğretmenin açıklaması anlamak için yeteri kadar netti.) 3) I know that the team is strong enough to defeat the opponent. (Bu takımın rakibi yenecek kadar güçlü olduğunu biliyorum.) 4) She is not old enough to watch this program. (Bu programı seyredebilecek kadar büyük değil.) 5) Is that candidate tall enough to join the pageant? (Bu aday tören alayına katılabilecek kadar uzun mu?) 6) Are the questions too hard to answer? (Sorular cevaplamak için çok mu zor?) 3
7) The thief drove his bike too fast to not get caught. (Hırsız, bisikletini yakalanmamak için çok hızlı sürdü.) 8) She arrived too late to catch the train this morning. (Bu sabah treni yakalamak için çok geç geldi.) 9) These boxes are too heavy to carry. (Bu kutular taşımak için çok ağırlar.) 10) We arrived too late to be able to see the beginning of the movie. (Filmin başlangıcını görebilmek için çok geç geldik.) 4
Gap Filling (Boşluk Doldurma) Doğru kelimeleri kullanarak boşlukları doldurun. 1) You are us Japanese until we understand. (Biz anlayana kadar Japonca öğretecek kadar kibarsın.) 2) My daughter is the entrance exam for Harvard University. (Benim kızım Harvard Üniversitesi giriş sınavını geçecek kadar zeki.) 3) The pool is in. (Bu havuz yüzmek için çok kirli.) 4) I don t think they are the class. (Onların bu sınıfı geçebilecek kadar zeki olduklarını düşünmüyorum.) 5) The mangoes are. (Bu mangolar yemek için yeteri kadar olgunlar.) 6) He was. (O yürümek için çok yorgun.) 5
7) Is the manager the task? (Bu müdür görevi kabul edebilecek kadar sorumluluk sahibi mi? ) 8) That guy is with the kids. (Bu adam çocuklarla oynamak için çok büyük.) 9) Is this coffee? (Bu kahve içmek için çok mu sıcak?) 6
Translating (Çeviri) Aşağıdaki cümleleri İngilizce ye çevirin. 1) Max doğru olanı yapacak kadar zekidir. 2) Bu şirkket içinde bir pozisyon alacak kadar iyi değil. (yardımcı kelime : uygun = available) 3) Bu şirket rakipleri ile rekabet etmeye hazır değil. (yardımcı kelime : rekabet etmek = to compete; rakip = competitor) 4) Spor salonuna gitmek için çok yorgunuz. 5) Problemler çözülemeyecek kadar zor mu? 6) Bu aday bu fabrika çalışacak kadar büyük mü? (yardımcı kelime : fabrika = factory) 7) Bu adam kutuları taşıyacak kadar güçlü değil. 8) Tiyatro da iyi bir koltuk/yer alacak kadar erken gittin mi? 9) Veronica testi geçecek kadar çalışmadı. 7