ARNAVUTLUK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRÜ PROF. DR. SHABAN SİNANİ İLE MÜLÂKAT



Benzer belgeler
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve H ac ı. Araştırma Merkezi. Araşt!rma Dergisi. Research Quarterly

Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler İçin Kariyer Rehberliği Programları Dizisi

... OKULU 7/... SINIFI SOSYAL BİLGİLER DERSİ YILLIK BEP ÇALIŞMA PROGRAMI. İletişimi olumsuz etkileyen davranışlara örnekler verir

GAZİ ÜNİVERSİTESİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

ANKARA GAZİ ÜNİVERSİTESİ AVRASYA ARAŞTIRMA TOPLULUĞU LİDERİ AHMET AK BU TOPLULUK SAYESİNDE ÇEVREM DEĞİŞTİ VE DAHA ÇOK SOSYALEŞMEMİZE SEBEP OLDU

Şair Yazar Mustafa Uçurum Çocuklara okumayı sevdirmenin en güzel yolu onlarla kitapları buluşturmak olmalı

EKREM DEMİRTAŞ İZMİR TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Tablo 11 Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Temel Alanı

Ayrıntılı bilgi için: Arzu Kılıç

SİGARA İLE SAVAŞTA BİR DENEYİM ÖRNEĞİ GRAMMER KOLTUK SİSTEMLERİ A.Ş. DR.YÜCEL BENDER İŞYERİ HEKİMİ

Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

5-9 EKİM / SAYI 2 ELİT CAMBRIDGE OKULLARI

SINAVA HAZIRLANAN BİR ERGENİN ANNE-BABASI OLMAK

Haberler / News. Dizin / Index

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ ÖĞRETİM DEĞERLENDİRME ANKETİ

28-29 KASIM 2013 TARİHLERİNDE OKULUMUZ TATİL EDİLECEKTİR.

SEKÜLER TREND BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim

ADAY ÖĞRETMEN YETİŞTİRME SÜRECİ. ŞUBAT 2016 Ankara

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Öteki dersi ilk kez alıyorum ve genellikle hoşlanılmayan bir ders : mantık.

Kısmen insan davranışlarını veya sezgilerini gösteren, akılcı yargıya varabilen, beklenmedik durumları önceden sezerek ona göre davranabilen bir

2016 GEK VİZYON. 10 / 13 Mart 2016 İLAÇ DIŞI SATIŞ ETKİNLİĞİ

Avrupa ve Türkiye de Aktif Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Sayın Bakanım, Yükseköğretim Kurumuna hoş geldiniz, onur verdiniz. Daha önce üyesi olarak önemli hizmetler verdiğiniz bu kurumda sizi Türkiye

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Bahar Dönemi Seçmeli Derslerine İlişkin Duyuru

Kocaeli Üniversitesi. Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu

GEÇEN ZAMAN İÇİNDE KIBRIS TÜRK PULLARINDAKİ DÖNEMLER

REHBERLİK VE İLETİŞİM 7

4.5G için 450 bin km alt yapı gerekiyor

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

REW İSTANBUL 2016 FUAR SONUÇ RAPORU

ANKARA İLİ BASIM SEKTÖRÜ ELEMAN İHTİYACI

PHILOXENIA ULUSLARARASI SEYAHAT VE TURİZM FUARI KASIM 2012 SELANİK / YUNANİSTAN

Gazi Üniversitesi Patent Destek Birimi Deneyimleri

İşletmelerin rekabet avantajlarını koruyabilmeleri için sürekli olarak inovasyon yapmaları gerekir. Bunun için de ürettikleri ürünleri ve sundukları

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Türkiye, Rusya ve Kafkasya İlişkileri SPRI

T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ

SPOR KAMUOYUNA DUYURUMUZ

Tablo 1 Eğitim Bilimleri Temel Alanı

T.C. RİZE VALİLİĞİ Doğuş Çay İlkokulu Müdürlüğü

Cumhuriyet Halk Partisi

KUZEY KIBRIS KOBİ LERİ GELECEK STRATEJİLERİ KONFERANSI 3 MART 2016 KKTC

VLADİMİR PUTİN İN YUNANİSTAN VE AYNOROZ GEZİSİ

Estetik müdahaleler son zamanlarda gündelik yaşamın bir parçası haline geldi.

Çocuk Kütüphaneleri ve Kütüphaneciliği

Türkiye de Sorumlu Amatör Balıkçılığı Birlikte Geliştireceğiz

HABER BÜLTENİ xx Sayı 16

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

MATEMATİK DERSİNİN İLKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE LİSELERE GİRİŞ SINAVLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ

AKSARAY TSO AKSARAY TSO

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül- 16 Ekim 2015)

DEVLET KEMER TAKIYOR. Kamu Aracı Kullanan Sürücüler ve Kurum Yöneticileri için Emniyet Kemeri Kullanımı Farkındalık Projesi. Doç. Dr.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

Kral II. Hassan Dünya Su Büyük Ödülü Kuralları

KIZILPINAR ATATÜRK İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SENE SONU SEMİNER ÇALIŞMASI PLANI

İş kazalarında yaşamını yitiren binlerce işçinin anısına...

Dünya Gençlik Kongresi

ULUSLARARASI İŞLETMECİLİK

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ HAZİRAN. Turizm Sektörü Genel Değerlendirmesi ve Sektörde Çalışanların İş Tatmini

ERASMUS STAJ HAREKETLİLİĞİ ERASMUS

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Cumhuriyet Halk Partisi

SANAT TARİHÇİSİ TANIM. Türkiye de ve dünyada yapılmış sanat eserlerini kronolojik gelişme ve yöresel boyutlarında inceleyen ve değerlendiren kişidir.

TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

N O E K T Y E F İ. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 54

Farklı bir çevrimiçi öğrenme

Akaryakıt kaçakçılığına geçit yok

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 74. Yıldönümünde, 10 Kasım 2012 Cumartesi günü aşağıdaki programa göre anılacaktır.

En büyük boşanma sebebi ilgisizlik

HABER BÜLTENİ xx Sayı 17

TBMM GENEL SEKRETERLİĞİ (MİLLİ SARAYLAR DAİRE BAŞKANLIĞI) BÜNYESİNDE STAJ YAPACAK OLANLARIN BELİRLENMESİ İLE GÖREV VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNERGE

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜNDE 50 YILLIK GELİŞME ve GELECEĞE BAKIŞ. Necdet Utkanlar

Bodrum hakkında bilinmeyen bir gerçek belgesiyle ortaya çıktı

Dünya Nüfus Günü, 2016

SOSYOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK DANIŞMA GÖREVLİSİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KARİYER GÜNLERİ

Yard. Doç. Dr. Necmettin ÖZEL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğr. Grv. İbrahim KARAGÖZ Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Türkçe Basım İçin Önsöz

BAŞVURULARDA HATA YAPILMAMASI İÇİN İLANIMIZI SON SAYFAYA KADAR LÜTFEN DİKKATLİCE İNCELEYİNİZ

Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları Uşak

7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ARŞİVCİLİK VE ARŞİVLERİN GELECEĞİ: e-dönüşüm Sürecinde e-belge Yönetimi ve e-arşivler

Parlamento Seçimi ve Sami Meclisi Seçimi 2009

TÜRK SANAYĠSĠNĠN KALBĠ TEKSTĠL VE HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER

ULUSLARARASI İLİŞKİLER ÇALIŞMALARI VE EĞİTİMİ KONGRESİ III DUYURU

Avrupalı Hukukçular Viyana'da Toplandı

64.Hükümetin Programında ve üç aylık eylem planında yer alan vaatlerin biri de polislerin ek gösterge ve emniyet tazminatlarında artış hakkında idi.

BÜLTEN. Rotary de birlikteliğimizin temel harcı sevilmek, değer verilmek ve sevmek gelir. diyebilir miyiz?

Ekibinizi Bâb-ı Hümâyûn dan Bâb-üs Selâm a, oradan da bir imparatorluğun saltanatına doğru büyük bir maceraya davet ediyoruz.

MİLLİ GÜVENLİK BİLGİSİ SORULARI

8. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Dünya Bankası Gençliğin Sesi Grubu Gençlik ve Yönetişim Çalışma Grubu Raporu

İLK ÖĞRETİM MÜFREDATINDA DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ

Transkript:

ARNAVUTLUK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRÜ PROF. DR. SHABAN SİNANİ İLE MÜLÂKAT Anila POLAT Tarih Sayesinde Birleşenleri, Arşivler Sayesinde Daha Da Yakınlaştırmalı ÖZET Arnavutluk Devlet Arşivi Genel Müdürü Shaban Sinani ile yapılan bu mülâkatta son yıllarda yaptığı çalışmalar ve gerçekleştirdiği uluslararası projelerle ön plâna çıkan Genel Müdürlüğün elinde bulunan Arnavutluk arşivlerinin dünya arşiv çalışmaları açısından önemi hakkında bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca Sayın Sinani nin elinde bulunan arşiv belgelerinin Osmanlı tarihi açısından önemi konusundaki düşünceleri de yer almaktadır. Öte yandan mülâkatta yine söz konusu arşivlerde yer alan belgelerin dünya Bektaşiliği açısından önemi ve bu konuda merkezimizle girilen işbirliği hakkında bilgiler de yer almaktadır. İki ülke devlet arşivleri ile ilgili kurumların işbirliği ile ilgili bilgi almaktadır. ABSTRACT This interview which has been done with the General Director of Albanian Archieves, Prof. Dr. Shaban Sİinani, involves the information about the Albanian Archieves which belong to General Directing and which gains importance with the sudies and international projects that they had completed fort he last years. Also, his ideas about the importance of archieves that he has had fort he Ottoman History take place in this interview. Moreover, The information about the importance of archieves fort he World of Bektashian and the information about the collaboration with our center take place here. In addition to this, The information about the collaboration of two countries for the archieves take place here. Anahtar Kelimeler: Arnavutluk Devlet Arşivleri, Shaban Sinani, Osmanlı Devleti. Key Words: Albanian Archieves, Shaban Sinani,Otoman Empire. Soru: Arnavutluk Devlet Arşivlerinin dünya arşiv çalışmalarındaki yeri ve önemi nedir? Cevap: Meslekî terimlerde arşiv kelimesinin iki anlamı var. Birinci anlam; belge zenginliği, diğer anlam ise belgeleri saklayan kurum. Bu yüzden de cevabımda her iki anlam hakkında konuşmak istiyorum. Arnavutluk Arşivleri bünyesinde inanılmaz sayıda orijinal belge bulunmaktadır ve bu belgelerin tarihi 6. yy.a kadar dayanmaktadır. Bir asır öncesine kadar Arnavutluk ta daha da eski orijinal belgeler bulunuyordu. Belçikalı bir araştırmacı olan Pierre BATIFFOL, 1868 yılında Berat ta 4. yy.a ait bir belge buldu. Onun söylediğine göre; bu şehirde kaldığı sürece Gjirokastra şehrinde, biri 4.

yy.a diğeri ise 1. yy.a ait olan çok eski iki belge bulunduğuna dair bilgi almıştı. Antik çağ tarihinin babası olarak bilinen Origjen de Gjirokastra daki bu el yazmasından bahsetmektedir. 1904 yılına kadar bu belge, Arnavutların elinde idi. Maalesef en eski el yazmalarından bazıları yok olmuştur, bazıları da Arnavutluk ta bulunmamaktadır. Ama, elimizde 6. yy.dan kalan ve tüm dünya için önemli olan belgeler var. Arnavutluk ta bulunan en eski belgelerin Hristiyan dini ile ilgili bilgi içerdiğini söylemeyi enteresan buluyorum. Bu el yazmaları kiliselere ve manastırlara ait idi. Arnavutluk, Osmanlı yönetimi altında iken, yani Balkanların diğer halkları ve Anadolu halklarıyla aynı çatı altında yaşadığı beş asır boyunca bu belgelere hiç kimse zarar vermedi. Bu İmparatorluğun başka bir resmi dini olduğu halde yetkililer diğer din ve kültüre ait olan kütüphanelere zarar vermedi. Daha sonra gelen ateist ve komünist yönetim, dinî faaliyetleri ve herhangi bir dine inanmayı kanunlarla yasaklamasına rağmen bu belgeleri ve diğer dillere ait olan başka el yazmalarını yok etmedi. Bazen medya tarafından yazılan haberlere bakmayın. Arnavutluk ta el yazması belgeler ve kitaplar hiçbir zaman yakılmadı. Yaklaşık 15 yıl boyunca devam eden bu eski zenginlik, Balkanlarda ve geniş bir bölgede Arnavutluk Devlet Arşivleri nin en önemli arşivlerden biri olmasını sağlıyor. Bizim bulunduğumuz bölgede bu kadar eski zamanlara ait orijinal belge ve el yazması saklanan başka arşiv bulunmamaktadır. Bu da Arnavut dünyasında belge saklama kültürünün var olduğunu gösteriyor; buna rağmen Batı medyasında tam tersini yazıyorlar. Saklama, kültür ve uygarlığın göstergesidir. Değerler için uygun ortamlar oluştuğunda belgeler saklanabiliyor. Arnavutluk ta bu uygun ortam her zaman vardı ve bu ortam daima korundu. Bu ülkenin tarihî kaderinde binlerce yıl boyunca değişik imparatorlukların parçası olmak yazılmıştır ama; her zaman bu yerin kendi eliti var olmuştur. Bu elit tabaka devamlı, hiç ara vermeden yazılı izler bıraktı. Arnavutluk imajında yazının tarihi parlak bir sayfa bıraktı. Arnavutluk arşivlerinde Eski Yunanca, Latince, Osmanlıca, Farsça, Arapça, İtalyanca ve Fransızca yazılan belgeler bulunmaktadır. Sayı bakımından oryantal dillerindeki belgeler, Arnavutça belgelerden sonra ikinci sırada geliyor. Arnavutluk Arşivlerinde saklanan bu zengin arşiv gösteriyor ki Arnavut kültürü hoşgörülü bir kültürdür. Diğer kültürlere ait değerleri kabul etmesine rağmen kendi etnik özelliklerini korumayı başarmış ama hiçbir zaman izole edilmiş bir kültür haline gelmemiştir. Osmanlı ve Türk uygarlığından gelen birçok kültürel değer bizim yazılı ve sözlü kültürümüzde hâlâ saklanmaktadır. Arşiv kelimesinin ikinci anlamına gelince başka bir gerçekle karşılıyoruz. Arnavutluk Devlet Arşivi, kurum olarak 1949 yılında kuruldu. Yani, bu kurum genç sayılır. Arşivlerin zenginliği geçmişe dayanarak toplanmıştır. Arnavutluk arşivleri şeklen yönetimsel arşivler değildir; miras arşivleridir. Evet, Arnavutluk arşivleri bir kurum olarak 55 sene önce kuruldu ama bu; Arnavutluk ta arşiv tarihinin 55 sene önce başladığı anlamına gelmiyor. Orta Çağ dan beri, yani 14. yy.dan beri Arnavutluk un önemli ailelerinin kendilerine ait mühürleri, logoları, bayrakları, yazışmaları, büroları, sekreterleri ve posta hizmetleri vardı. Arnavutluk Devlet Arşivlerinde Arnavut şehirlerinin sicil defterleri saklanmaktadır. Sadece Berat Şeriye Sicil Defteri, 211 ciltten oluşmaktadır ve dört asırdan daha uzun bir zamanın bütün devlet işlevleri kaydedilmiştir. Bu sicil defterinin Arnavutluk un en kapsamlı sicil defterleri olduğunu düşünülüyordu ama; uzmanlar İşkodra Sicil Defterlerinin sayı ve zaman dilimi açısından çok daha büyük olduğunu düşünüyorlar. Sicil defterlerinde Osmanlı Devleti nin bütün işlemleri ve yazışmaları kopyalanılıyordu. Bu defterlerde tespit edilen ferman sayısı 600 den fazladır. Bunların yanı sıra büyük sayıda; Berat, Buyullurdi, Hücet, Hatt-i Humayyun, resmi emirler, kararlar ve resmi ilânlar bulunmaktadır. Soru: Kurumunuz başarılı arşiv çalışmalarıyla bütün Balkanlarda dikkat ve ilgi çekmektedir. Son üç yıl içerisinde hangi çalışmaları yaptınız ve ileriye yönelik ne gibi çalışmalar plânlıyorsunuz?

Cevap: Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Gerçekten de son zamanlarda Arnavutluk Arşivleri, Balkanların ve Avrupa nın dikkatini çekmeye başladı. Bu da arşivlerimizde saklanan ve sadece Arnavut halkı ile sınırlı kalmayan (insanlığın kültürüyle ilgili olan) belgelerin değerinden kaynaklanıyor. Bu değerler her zaman burada idiler ama; uzun bir süre için Arnavutluk Arşivleri kapalı bir şekilde hizmet ediyordu ve hemen hemen hiç kimse burada bulunan belgelerin neler olduğunu bilmiyordu. Bu senelerde yaptığımız aslında çok basit bir şeydir. Yeni değerler icât etmedik; çünkü arşivler kendi kendilerine belge yaratmazlar, sadece var olanları duyurduk; hatta kabul etmeliyiz ki bu belgelerin çok küçük bir kısmını duyurduk. En eski el yazmalarıyla başladık ve onlardan iki tanesi UNESCO nun Memorie du Monde (Dünyanın Hafızası) programında kaydedildi. Dünyadaki insanların manevi miraslarını koruyan bu proje, bu uluslar arası örgütün en önemli projesidir. Bahsettiğim bu iki el yazmasında belirtildiğine göre: Arnavutluk tan geçen bütün orduların malları (Fransız büyük Karl ın ordusu (13. yy), Sırbistan ın Car Stefan Urosh un ordusu (yıl 1356), Avusturya - Macaristan ordusu (yıl 1914), Faşist ordu (yıl 1944) Arnavutlar tarafından gasp edilmek isteniliyor. Ama; Osmanlı ordularının mallarını gasp etmek ya da bu orduları tehlikeye atmak için herhangi bir istek olmamıştır! Bu bilginin de saygıyı hak ettiğini düşünüyorum ve bu düşüncemin açıklaması şudur. Bizim çalışmalarımızın bir amacı da büyük kültürlerin ilgisini uyandırmaktı. Komşu ülkelerin ve Batılı ülkelerin, özellikle de Arnavutlarla olan irtibatları uzun bir süre boyunca devam eden tarihi etkileyen olayları olan ülkelerin, devlet kuruluşlarının ilgisini çekmeyi başardık. Şu anda yüzden fazla yabancı (İtalyan, Türk, Fransız, Avusturyalı, İngiliz, Amerikalı, Malezyalı, Hırvat ve Japon) araştırmacı kendi ülkelerindeki doktora tezlerini savunabilmek için ya da monografik yayınları için Arnavutluk Devlet Arşivlerinde bulunan belgelerden faydalanıyor. Bu araştırmacıların bir kısmı Osmanlıca uzmanı ve Türkologlar. Bu insanlar ilk önce Osmanlı İmparatorluğu nun çok değişik etnik grup, dil, alfabe, din ve kültürlerden oluşan bir devlet olarak nasıl işlediğini bilmek istiyorlar. Bu araştırmacılar sadece merak ettikleri için Osmanlı tarihi ile ilgilenmiyorlar. Onlar, bugünkü Avrupa Birliği nin (Çok millet, dil, din ve kültürlerden oluşan bir birliktir.) işleyişini daha kolay ve iyi yapabilmesi için bu tarihi inceliyorlar. Arnavutluk Devlet Arşivlerinin diğer devletlerin arşivleriyle, üniversitelerle, kurumlarla, kütüphanelerle, müzelerle, organizasyonlar ve uluslararası projelerle irtibatı var. Arşivdeki belgelerin hizmete sunulmasıyla yurt dışında yaşayan araştırmacıların buraya gelmeleri ve arşivlerden hizmet almaları sağlandı. En belirgin örnek de İtalyan kurumlarının durumudur. Bu kurumlar, çok ünlü bir İtalyan şarkıcının(enrico Caruso) en eski plağının Arnavutluk ta saklandığını bilmiyorlardı. Onlar, II. Dünya Savaşı nda Arnavutluk ta görevlendirilen askerlerin sansür edilmiş mektuplarının sayısının üç bine ulaştığını bilmiyorlardı! Arnavutluk arşivlerinde ülkelerinin ünlü mimarlarının, mühendislerinin ve yapımcılarının projelerinin saklandığını bilmiyorlardı. Bu belgelerin varlığını geniş halk kitlelerine anlattıktan sonra hemen hemen bütün (Palermo dan Milano ya kadar yayınlayan) İtalyan Üniversiteleri bu belgelerle ilgilenmeye başladı. Türkiye de bulunan kurumlarla da başarılı bir işbirliği ve çalışma yaptık. Bildiğiniz gibi, Gazi Üniversitesinde eğitim veren Prof. Dr. Alemdar YALÇIN ve Yard. Doç. Dr. Gıyasettin AYTAŞ ın (Onlar aynı zamanda Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacıbektaş Veli Araştırma Merkezinin yöneticileridirler.) mükemmel çalışmaları ve Gazi Üniversitesi rektörünün ilgisi sayesinde, üç dilde (Türkçe, Arnavutça ve İngilizce) hazırlanan bir katalog yayımlamayı başardık. Bu katalog, Arnavutluk Arşivlerinde saklanan ve yayımlamayan çoğu Osmanlıca yaklaşık 500 el yazmasını içermektedir. Bahsettiğim araştırmacıların notlarına göre bu kitaplardan 38 i oryantal kaynaklı bibliyografyalar tarafından tanınmıyor. Dolayısıyla bu görüş, el yazmalarının orijinal eserler olduğu anlamına geliyor. Bu katalogda yer alan en eski eser 1403 yılına aittir. Şu anda kataloğun ilk baskısı tükendi ve daha

analitik yeni bir baskı yayımlanırsa iyi olacaktır. Bu kataloğun yayımlaması diğer kurumlarda bunlara benzeyen çok sayıda eser olduğunu öğrenmemiz açısından bir vesile oldu. Tiran daki Milli Kütüphanemizde oryantal dilerde yazılan yaklaşık 800 el yazması eser var. Priştina Kütüphanesinde çok daha fazla eser bulunmaktadır. Kosova Arşivinde ise yaklaşık 165 eser var. Elbasanlı bir koleksiyoncunun el yazması bir eseri vardı; yaklaşık bir sene önce bu eseri kamerayla çekmeyi başardım ve İstanbul da IRCICA nın tanınmış uzmanlarıyla yaptığım bir görüşmede el yazması belgenin Kur an-ı Kerim den öce kullanılan Arapça ile yazılmış olduğunu öğrendim. Eğer bu tespit doğruysa dünyaca değerli bir el yazması eser olduğu anlamına geliyor. Türkiye nin arşivleri ile başarılı bir işbirliğimiz oldu. Yoğun uğraşlar sonucunda Arnavutluk taki Sultan Fermanları ve Arnavutlar adlı bir sergi açtık, bu sergi Kosova da ve ülkenin birkaç şehrinde yeniden açıldı ve büyük bir ilgiyle karşılandı. Türk Arşivlerinden 15. yy.da Osmanlı yetkililerince tutulan bir kadastro ve demografik bir defter ve 1750 ye kadar Arnavutluk için yazılan önemli belgelerin bir defterini aldık. Türkiye Arşivlerinin imkânlarını göz önünde bulundurarak düşünüyorum ki daha fazla şeyler yapabiliriz. İş birliği ile gerçekleşmeyi bekleyen projelerden birkaçı: Doktor İbrahim Temo ve Beraberlik-Gelişme Harekatı (belge değerlendirmesi); Berat Şehrinin Sicilat Defterleri (veri ansiklopedisi) vs. 2005 yılı boyunca özellikle Ocak ayının ikinci yarısından sonra Tiran daki TİKA yetkilileri tarafından Arnavutluk arşivlerine büyük bir ilgi gösterilmektedir. Biz şu anda ortak bir proje plânlamaktayız ve çok yakında Arnavutluk taki Sultan Fermanları ve Arnavutlar adlı bir katalog yayımlayacağız. Bu yayında Arnavutluk Arşivlerinde bulunan bütün fermanlara yer verilecektir. Fermanların sayısı yaklaşık 600 dür; 80 orijinal fermanın fotoğraflarına; Türkçe, İngilizce, Arnavutça çevirilerine eserde yer verilecek. Bu fırsatla bir de Osmanlı Yönetiminde Hoşgörü adlı uluslararası bir konferans yapılacak. Kuvvetle ümit ediyorum ki bu etkinliklere Gazi Üniversitesi ve Türk Kültürü ve Hacıbektaş Veli Araştırma Merkezi de katılacaklar. Fransız kurumlarıyla da karşılıklı işbirliğimiz var. Bu çalışmalar doğrultusunda iki ay önce burada, Tiran da Belgelerle Arnavutluk taki Fransa Varlığı adlı bir sergi düzenledik. Bu sergide 15. yy sonlarına ait orijinal belgeler sergilendiğinde Fransız tarafı inanılmaz derecede şaşırdı! Hırvatistan tarafı ile de çok ciddi ortak çalışmalarımız var, sorumluluklar üstleniyorlar ve görevlerini eksiksiz tamamlıyorlar. Bir ay önce 9 ciltten oluşan Illyricum Sacrum adlı kitabı yayımladık. Bu eserde M.Ö. 1269 yılından M. S.1750 yılına kadar devam eden kaynaklar, Balkan ve Antik Türk şehirleri (Smirna- bugünkü İzmir, Sinop vs.) hakkında bilgi içermektedir. Bu kitap Balkan ve Türk uzmanları için çok önemli olacaktır. Onlar antik kültürü yani Hitit kültüründen başlayıp Osmanlı Devleti nin kuruluşuna kadarki kültür bilgilerini ilginç bulmayabilirler ama; Osmanlı hatta modern Türkiye de bu kültürden ve aynı coğrafya bölgesinde oluştu. Gelecekte yapmak istediğimiz çok projelerimiz var ama; bana göre Arnavutluk Devlet Arşivlerinde saklanan ve bahsettiğim katalogda yer alan Osmanlıca el yazması belgelerin yayımlanması en önemli projemizdir. Bu yayının yaklaşık 20 ciltten oluşabileceği tahmin edilmektedir. Bu projenin fikri Ankara da çalışan meslektaşlarımız Prof. Dr. Alemdar Yalçın ve Yrd. Doç. Dr. Gıyasettin Aytaş tan geldi. Onlar, bu projeyi entelektüel anlamda gerçekleştirmek, organize etmek ve çok pahalı olan bu proje için gereken kaynakları bulmak amacıyla inanılmaz çabalar göstermekteler. Ama; bu çalışmanın sonunda dünya literatürüne çok önemli bir eser eklenecektir ve bu kitaplarda dünya Bektaşiliği için çok önemli bilgiler yayımlanacaktır. Üstelik bu kitaplarda oryantal literatüründe yer almayan tam 38 el yazması eser yer alacaktır. Dolayısıyla bu alanda araştırma yapan kişilerin literatürleri daha da zengin olacaktır. Bir gün bu projenin gerçekleşebileceğini düşündüğümde çok heyecanlanıyorum. Bu da projenin gerçekleşeceğine daha çok inanmama yol açıyor.

Soru: Arnavutluk Devlet Arşivlerinin Osmanlı tarihi açısından ne gibi önemi bulunmaktadır, neden? Cevap: Ben, Türkiye deki meslektaşlarıma söylüyorum ki Arnavutluk Devlet Arşivini küçük bir Osmanlı arşivi olarak algılamalılardır; çünkü, sakladığımız belgelerin ikinci dili Osmanlıca dır. Bir gerçeği söylememe izin verin: Arnavutluk Devlet Arşivinde saklanan en eski Osmanlıca belgesi Türkiye arşivlerinde saklanan en eski Osmanlıca belgesinden daha da eskidir. Tabi ki Türkiye de bu belgelerden daha da eski belgeler vardır (Süleymaniye Kütüphanesi ve diğer kurumlar), ama sadece arşivleri karşılaştırırsak verdiğim bilgi gerçektir. Arnavutluk arşivlerinde Osmanlı tarihinin bir bölümü bulunmaktadır, daha doğrusu bizim ortak tarihimizin bir bölümü. Osmanlı yönetimi bulunduğu her yerde belgelerle iz bıraktı. Arnavut bölgeleri dört vilayette bölünüyordu ve bunlardan ikisinde bütün Rumeli ile iletişim kuruluyordu çünkü; bu iki vilayet Avrupa nın Türkiye si olarak değerlendiriliyordu. Tiran da saklanan belgelerde Osmanlı İmparatorluğu nun kanunları yazmaktadır. Ama aynı zamanda yerli halkın karakterine, yerli örf ve adetlerine saygı gösteriliyordu. Osmanlı Devleti nin yönetimi yerli halklara karşı ilgisiz değildi ama; bazen bunun tam tersini yazıyorlar hatta birkaç araştırmada bunu ispatlamaya bile çalışmışlar. Bu yönetimin yetkilerini kullandığı durumlar hakkında belgeler var. Bu belgelerde görülüyor ki İmparatorluğun merkezindeki bütün kanunlar, kurallar, emirler ve kararlar yerli halkın kimliği ve gelenekleri ile uyumlu bir şekildeler. Bu gelenekler araştırılıyordu ve emirler buna göre veriliyordu böylece yapay çatışmalar ve anlaşmazlıklara karşı önlem alınabiliyordu. İşkodra şehri aynı zamanda kuzeydeki dağlık bölgenin merkezidir. Bu bölgede Leka Dukagjini n Kanunları (töreler) çok etkili idi ve yerli halkın hukuk düzenlemeleri bu töreler sayesinde yapılıyordu. Osmanlı yetkilileri İşkodra da Djibal diye adlandırılan bir kurum kurdular ve bunun görevi yerli töreleri araştırmak ve bu bölgede kanunları törelere uygun bir şekilde uyarlamaktı. Osmanlı hukukunun Arnavutluk un birkaç yöresinde (güneyde Himara ve kuzeyde Mirdita yöreleri) var olan bu törelerle uyum içinde olması yüzyıllar boyunca sürdü. Osmanlı Devleti nin diğer bölgelerinde de buna benzeyen durumlar olmuş olmalı; örneğin Yunanistan ın kuzeyinde bulunan Suli bölgesinde. Özellikle diğerlerinin din ve inançlarına (bu durumda Hristiyanlığa) karşı Osmanlı Devleti nin düşünce ve tutumlarını belirten belgeler önemlidir. Fermanlardan başlayıp emirnameler ya da ilanlara kadar onlarca Osmanlı belgesi var. Bu belgelerde Osmanlı Devleti nin takip ettiği siyaset, Hristiyanların ibadet yerleri ve mal ve mülklerinin korunması hakkında bilgiler var. Kural olarak, bir Papaz, Fener den (Patrikhane den) tayin edildiğinde, Sultan, resmi bir yazıyla yerli yönetime ve halka bu değişikliği bildiriyordu. Başka belgelerde ise Osmanlı protokolünde papazların yerinin nerede olduğu hakkında bilgi veriyor. Bu da Osmanlı da Hıristiyan halklarına yabancı gözüyle bakılmadığını göstermektedir. 18 yy. başında Arnavutluk ta Osmanlı alfabesiyle yazılan Arnavutça ile edebiyat gelişmeye başladı ve Berat şehrinde şair Nesim Frakulla ünlü oldu. Şair olarak onun en güçlü rakibi şehrin valisi idi. Ama; bu şiir yarışması şehir halkının Nesim in tarafları ve valinin tarafları olarak iki gruba ayrılmasına neden oldu. Sultan ın bir fermanı hakkında konuşmak ilginç olacaktır. Bu fermanda Sultan, valiye seçim yapması gerektiğini söylüyor. O, görevinden vazgeçip şiir yarışmasına devam edebilir ya da eğer görevine devam etmek istiyorsa şiir yazmayı bırakarak bu konudaki şehir halkının çatışmasına son verebilir. Aslında vali görevini bırakıp edebiyatı seçti. Bilindiği gibi Osmanlı kayıtlarında ve pasaportlarda vatandaşlık aynıdır. Uyruk yazılmıyordu ve herkes istediği dini yazmakta serbest idi. Özet olarak belirtmeliyim ki Arnavutluk taki Osmanlı belgelerinin özellikle, yerli halkın töreleri ile Osmanlı kanunları arasındaki ilginin nasıl olduğunu anlamak için önemi çok büyüktür. Bu, bir süper-devletin tarihinin bir parçasıdır. Toplumların arasındaki değişiklikleri dikkate alarak (bu toplumlar etnik, kültürel dinî ve geleneksel bakımdan sıkça birbirinden büyük farklılıklar gösteriyordu)

asırlarca bir arada yaşatmayı başardı ve ancak dünyada meydana gelen büyük krizler ve savaşlar parçalanmalarına neden oldu. Ama; belirttiğim gibi bu raporların araştırılmasının tarihî, sosyal ve siyasî değeri var. Bugünkü süper-devletlerin bundan etkilenerek, en iyi çözümleri örnek alması ve Osmanlı yönetiminde yapılan hataları tekrarlamaması için bu belgeler çok önemlidir. Tarihin birleştiği insanları arşivler daha da yakınlaştırılmalıdır. Soru: Arnavut Bektaşiliği açısından önemli olan kaynak kitapların Arnavutluk Bektaşiliğine nasıl daha yararlı hale getirileceği konusunda düşünceleriniz nelerdir? Cevap: Bence Bektaşilikle ilgili belgeler en önemlilerindendir. Belirtmeliyim ki Bektaşiliğin Dede Babası Sali Niyazi Dede Arnavutluk a geldiği ve Tiran da yerleştiği zaman bu belgelerin bir kısmı da geldi. Ama; görünüşe bakılırsa birçok el yazması, bu bölgenin spesifik özeliklerini taşıyor. Gazi Üniversitesi nin öğretim görevlilerinin de belirttiği gibi Bektaşi el yazmalarının bazıları Arnavut yazarlar tarafından yazılmıştır (İşkodralı Hamdi, Dıraçlı Nazif, ve Elbsan Gjrokasra ve Avonya dan birkaç yazar daha). Bir kısmı da Arnavutlar tarafından kopyalanan ünlü eserlerden oluşmakta. Arnavutluk ta Bektaşi yazılarının bir geleneği vardı, yazmaları kopyalar ve yazarlardı. Başka bölgelerde yazılan el yazmaları da var. Özelikle Türkiye de yazılan belgeler var ama; kader onları Arnavutluk a getirmiş. Bu da gösteriyor ki Arnavutluk ta her zaman Osmanlı metropollerinin manevi zevklerini benimseyen kültürel bir elit tabaka vardı. Bana göre Bektaşilik ile ilgi belgelerin arasında Erkanname olarak adlandırılan belgelerin ayrı bir önemi var. Bu el yazmalarında Bektaşi gurupların kuralları yazılmaktadır. Biliniyor ki erkannameler dünyadaki bütün Bektaşiler için aynıdır ve değişmez. Ama; araştırmacılar bunlarda da bir takım farklılıklar görmekteler. Dolayısıyla bu belgeler, dinin kuralarının uygulandığı toplumun kültürüne ve yapısına nasıl uyarlandığını incelemek açısından büyük bir önem taşıyorlar. Bence Arnavutluk ibadet yerlerinde daha sonra da arşivlerde saklanan bu erkannameler bütün insanlığa ait bir zenginliktir. Aynı zamanda düşünüyorum ki Bektaşilik edebiyatı için özellikle nefeslerin bulunduğu el yazmalarının ayrı bir değeri var. Bu nefeslerde de yerli gelenekler ve dinî gelenekler arasında bir uyum var. Bildiniz gibi Arnavutluk taki Bektaşiliğin en önemli ibadet yerlerinden biri Kroye dağındaki Sarı Saltuk un türbesidir. Orta Çağ ın başında bu türbenin mağarası San-Spiridon (Hristiyan inancına göre bu kutsal kişi denizde yolculuk yapan insanları koruyordu.) anısına yapılan bir manastır idi. Bu manastırın izlerini bugün de görebiliyoruz. Daha sonra ikinci katta Sarı Saltuk un tekkesi yapıldı. Artık bu ibadet yerine hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar dua etmeye gidiyorlar. Bu ibadet yeri bir Palimestri ye benzemektedir yani her bölüm alt bölümlere ayrılmaktadır. Arnavut Bektaşilerinin Sarı Saltuk için söyledikleri şarkı da aynı özeliğe sahiptir. O şarkı Sarı Saltuk için söyleniyor ama birden San-Spiridon u hatırlatan satırlarla karşılaşıyoruz. Bu nefeste, denizde bulunan insanları sudan gelen felaketlerden korumak için Sarı Saltuk a dua ediliyor. Düşünüyorum ki arşivde saklanan Bektaşi edebiyatı ürünlerinin dünyanın kültür ve düşüncelerinin bir parçası olabilmesi için ilk önce bugünkü alfabeye çevrilmesi gerekiyor. (Osmanlıca ya da Arnavutça olsun.) Sonra okur için gereken açıklamaları yapıp en azından Türkçe ve Arnavutça basılmalıdır. İngilizce ye çevirme imkânları olursa ve bu dilde de basılırsa çok iyi olacaktır. Bundan sonra Prof. Dr. Alemdar Yalçın ve Yrd. Doç. Dr. Gıyasettin Aytaş ın önerdikleri son adımı atmaya hazır oluruz: Bütün bu belgelerin orijinal fotoğrafları ve çevirilerinin birçok cilt halinde yayınlanması. Biz bu işe başladık ve hızlı adımlar atmaktayız ama çok iyi biliyoruz ki yaptığımız çok zor bir iştir. Önemli olan bu işi başarıyla tamamlamak için kararlı olmamızdır.

Soru:Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivlerinin Arnavutluk açısından önemi nedir? Arnavutluk tarihine katkıda bulunmak için Türkiye Cumhuriyeti Arşivleri neler yapmalı? Cevap: Türk arşivleri, özellikle 1970-1980 yıllarında Arnavutluk arşiv kaynaklarına yardımcı olabilmek için çok çaba gösterdiler. O zamanlar Osmanlı arşivlerinden Kosova vilayetine ait demografik (nüfus ve mal-mülklerin kayıt edildiği defterler) kayıtları yapılan defterler alındı. Arnavut bilim adamları bu defterlere dayanarak insanların yaşadıkları bölgeleri ve bu yerlerin adlarını inceleyerek Kosova halkının başka bölgelerden göç eden bir halk olmadığını; hatta 16. yy.dan beri yerli bir halk olduğunu ispatladılar. Bazı Sırp bilim adamları ise bu bölgelerde yaşayan halkın Osmanlı Devletince Kosova ovasına yerleşmek ve Balkan halklarına karşı savaşmak için para aldıklarını iddia ediyorlar. Arnavutluk halkının otantik özellikleri ile ilgili olan benzer problemler bulunmaktadır; Arnavutluk sınırları içinde ya da dışında, yani Arnavutların bulunduğu bütün bölgelerde Arnavut tarihi ve coğrafyasıyla ilgilenen bilim adamları bu durumlara da müdahale etmeliler. Balkan bilim adamlarından birkaçı, Arnavutlar, Osmanlı yönetiminde daha serbest oldukları ve bu yönetimce korundukları için diğerlerinin bölgelerine yerleştiklerini söylemektedirler. Ama; Orta Çağ ın sonlarına doğru küçük göçler olmasına rağmen Arnavutlar her zaman bu bölgelerdeydi ve Osmanlı kayıt defterleri sayesinde bölge halklarının tarihteki demografik, demo-etnik ve demo-dinî araştırmaları yapılabiliyor. Yani bu defterler Balkanlardaki bazı bilim adamlarının ilginç tezlerini silahsız bırakmaya yardımcı oluyor. Osmanlı arşivleri aynı zamanda Arnavutluk tarihinin birçok önemli kişilerinin (Onlar hayatlarının büyük bir kısmını Osmanlı devletinin başkentinde yani İstanbul da geçirdiler ve önemli görevleri vardı.) yaptıkları çalışmalarını keşfedebilmek için yardımcı olabilirler. Örneğin 19. yy.daki Arnavutluk un en büyük şairi Naim Frasheri (Ona, milli şair sıfatı verildi. Türkiye için Yunus Emre gibi.), 1892-1896 yılarında Osmanlı Devleti nin Eğitim ve Kültür Bakanlığında yabancı dildeki yayınların müdürü idi. Onun eline binlerce el yazması geçti ve onların yayımlanmasını onaylayıp onaylamadığını resmi yazılarla bildiriyordu. Aslında Naim Frasheri nin bu yönü hakkında bilgimiz yok. Aynı şey ondan önce yaşayan insanlar için de söylenebilir. Buna İskender Bey de dahildir. Daha önce de söylediğim gibi Osmanlı dönemindeki Arnavut-Türk ilişkilerine tarafsız bakılmalı. Şu anda Arnavutluk hükümeti, Arnavutluk ta kullanılan tarihi eğitim kitaplarını önyargılardan ve düşmanlık hislerinden temizlemek için Yunan hükümeti ile ortak bir çalışma yapmaktadır. Bana göre Arnavutluk tarihinin en çok önyargıyla bakılan kısımları Arnavutluk-Türkiye tarihinin anlatıldığı bölümdür. Tarih kitaplarının birçok bölümünde düşmanın adı Türk tür, işgalcilerin adı Türk tür, kötülük yapanların adı Türk tür, barbarların adı Türk tür, hüküm edenin adı Türk tür, geri kalma nedeni Türklerdir vb. ibareler bulunmaktadır. Kısacası Arnavutça bir deyimde söylendiği gibi: Türk, Türk kafalı oluyor! Bence, tarihteki bu geleneksel önyargıyı değiştirmek için taraflar yeni, birinci derece kaynaklar ortaya atmalılar. Aslında Arnavutluk halkı, Türklere karşı herhangi bir kin ya da nefret beslemiyor ama; tarihten çok masal gibi yazılan bu bilgileri değiştirmek hiç kimsenin aklına gelmediği için tarih kitaplarında hâlâ önyargı var. Bu tür sıfatların korkusundan kurtulmak ve hoşgörüye yönelik birkaç adım atmak için bu sene çok iyi bir fırsattır. Çünkü 2005 yılında İskender Bey in doğumunun 600 ncü yılı kutlanacak. Bu fırsatla Türk arşivleri, İskender Bey in Sultanın hizmetinde olduğu zamanlar, Sultan adına savaşlar yönettiği zaman ya da yeniçeri okullarında eğitim aldığı zamanlar hakkındaki belgeleri ortaya çıkarabilirler. Bu, gelişim için önemli bir adım olurdu ve diğer taraftan bu durumda Arnavutluk un başka adımlar atması için bir neden olurdu. Soru: Türk ve dünya kamuoyunun sizi daha iyi tanıyabilmesi için özel yaşamınız ve hobilerinizden bahsedebilir misiniz?

Cevap: Ben Tiran Üniversitesi Filoloji bölümünü bitirdim. Diploma savunmamı Arnavutluk un en büyük dilbilimcilerinden olan Shaban Demiraj ın kontrolü altında yaptım. Üç-dört sene boyunca gazeteci olarak çalıştım ve daha sonra yedi yıl boyunca devlet başkanı yanında kültür danışmanlığı yaptım. Bu görev sayesinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve yazar Aziz Nesin dahil olmak üzere Türkiye nin siyasi ve kültür hayatının önemli kişileriyle, tanışma fırsatı buldum. 1990 lı yıllarda Bilim Akademisinde çalıştım ve aynı zamanda Etnoloji alanında doktoramı savundum. Basılan dokuz kitabın yazarıyım. Bu kitapların çoğunun bütün etnolojiye bağlı olan monografik karakterleri var ama; bazıları araştırma özetleridir. Yurt dışında (İtalya, Türkiye, Fransa, Almanya, İsveç, Slovenya, Hırvatistan, Kara Dağ ve Yunanistan da) birçok makale ve araştırmam yayımladı. Beş yıldan beri Arnavutluk Devlet Arşivlerinin genel müdürlüğünü yapmaktayım. Bu süreçte akademik ve pedagojik çalışmalara ara vermedim. İki sene önce Doç Dr. unvanı istemek için hak kazandım ama; Bilim Akademisi aynı zamanda iki basamak birden tanımasına karar verdi ve Profesör unvanı verdiler. En azından 15-20 sene için bilimsel araştırma projelerim var. Ben bunu bilimsel ideal olarak adlandırıyorum. Ailem, çok yardımcı oluyor ve çalışmalarım için her zaman boş zaman bırakıyorlar. Eşim ve iki kızım bazen beni outsider olarak değerlendiriyorlar. Aslında, ailemin bana verdiği bu özgürlüğü haksız yere de kullanıyorum. Kapalı bir hayat yaşıyorum, kalabalık yerlerde ve tanımadığım insanlar arasında olmak, lokantalarda ve özellikle diskolar ve barlarda bulunmak hoşuma gitmiyor. Bir bakıma geleneksel bir kişi sayılabilirim. Devlet tarafından bana verilen görevi tamamlamak için düzenli olarak ofiste 8 saat çalışıyorum ve bundan sonra kendi projelerim için 5-6 saat daha çalışıyorum. Haberleri akşam yemeğimi yerken yani günde bir defa televizyondan izliyorum. Bu durum sıkça uykusuz kalmama neden oluyor. Yemekler konusunda pek naz yapmıyorum, tek sorun eti pek sevmememdir. Benim için günün en büyük lüks okumaktır. Okumaya günde 1-2 saat zaman ayırıyorum. Çocuklarımla ve eşimle ilgilendiğimde daha çok oynuyorum ve yapabildiğim kadarıyla espriler yapıyorum. Her yerde ve şartlar nasıl olursa olsun (gürültüde, sakin yerlerde bir ilçe otelinde ya da çok lüks ortamlarda) çalışabilirim. Çalışmak, benim için bir tür tedavi ve kendini tanımak demektir. Çalışmalarım etnoloji, antropoloji, birinci derece kaynaklar, edebiyat ve oryantalizm ile ilgilidirler. Buna rağmen işkolik sayılmam çünkü; tatil yapmaya karar verdiğimde gerçek anlamıyla tatil yapıyorum. Arkadaşlarımla ya da dostlarımla beraber olduğumda kendimi tamamen onlara veriyorum. Dışadönük bir insan olduğumu düşünüyorum böylece insanlar benim hakkında kolayca fikir yürütebilirler. Gerçek dostlarımla kendimi rahat hissediyorum, şaka yapıyorum ve konuşurken herhangi bir sıralama yapmıyorum. Bu durumlarda insanları mutlu ettiğimi fark ettiğimde iki kat daha mutlu oluyorum. Tabi ki hatalar da yapıyorum; çünkü, melek ya da ruh değilim. Af dilediğimde bunu bütün kalbimle yapıyorum ve asla gösteri amaçlı değildir. Aksi takdirde özür kelimeleri ağzımdan çok zor çıkar. Bazı sınırlarım da var, mesela çalışmalarıma değer vermiyorum. Basılan kitaplarımdan bazıları yabancı dillere de çevrildi ama yazar haklarımı aramadım, arkadaşlarıma dağıtmak için birkaç kopyalarını almakla yetindim. Özet olarak kişiliğim için çalışmak, tapınmaktır; bilim, iyilik ve inanç idealdir. Her canlıyı seviyorum. Özel hayatımda biraz tutucuyum ve kamuoyu önünde kendimi gösterişli bir şekilde göstermekten kaçınıyorum. Oluşturduğunuz okuyucu kitlesi ve beni daha iyi tanımak amacıyla yaptığınız bu röportaj için teşekkürler. Bu fırsatla onlara en samimi selam ve hürmetlerimi iletmek istiyorum.