Enstitü Yayın No: 60 ISBN: 978-605-393-104-1



Benzer belgeler
ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİ YETİŞTİRİCİLİĞİ PAZAR ARAŞTIRMASI

Defne ağacı, bahçeye güzellik verir. Defne yaprağı, yemeklerinize lezzet katar. Defne yağlı sabunu ise cildinizi güzelleştirir

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

Orman Altı Odunsu Bitkiler

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

Juniperus communis. Adi Ardıç

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

KİŞNİŞ(Coriandrum sativum)

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

Journal of South-West Anatolia Forest Research Institute

İSMAİL ŞENEL MADEN Y. MÜH. (ODTÜ) DOĞA VE KUŞ GÖZLEMCİSİ

Baş Ağrıları Besleyici Takviyeler Boğaz İltihapları Bel Soğukluğu

KEKİK Rasim ÇETİNER 1

Proje Koordinatörü : Prof. Dr. Ayla GÜRDAL

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

YABANCI DİL BİLGİSİ Yabancı Dil / Derecesi KPDS ÜDS TOEFL IELTS

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

YENĠ NESĠL ORTAM ve YÜZEY DEZENFEKSĠYONU (akacid plus )

Akkemik, Ü. (Editör) Türkiye nin Doğal-Egzotik Ağaç ve Çalıları II. Orman Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara. 680 s.

KÜTAHYA AKTARLARINDA SATILAN BAZI TIBBİ BİTKİLERİN AĞIR METAL MİKTARLARININ İNCELENMESİ

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

UÇUCU YAĞLAR. Hazırlayan Songül BEKTAŞOĞLU T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

Administrator tarafından yazıldı Cuma, 26 Aralık :51 - Son Güncelleme Perşembe, 16 Temmuz :54

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü


Salix caprea L., Keçi Söğüdü, Orman Söğüdü

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

P E P _ H 0 5 C

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN EKONOMİK ÖNEMİ

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÇAYLAR

Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması. Grup Ege

Ülkemizde Kullanılan Bazı Bitkisel Droglar. Eczacılar İçin El Kitabı

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

TÜRKİYE DEKİ SATUREJA L. TÜRLERİNİN TİCARETİ VE DOĞADAKİ DURUMU-I

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (42): (2007) 43-48

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

DEĞĐŞĐK AZOT DOZLARININ FLORADAN TOPLANAN KARABAŞ KEKĐK (Thymbra spicata var. spicata L.) in BAZI AGRONOMĐK VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐ ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Solanaceae Familyası (Patlıcangiller)

Antibakteriyel bitkiler, Akneye iyi gelen bitkiler ve dahası. Antibakteriyel bitkiler, Akneye iyi gelen bitkiler ve dahası

Antibiyotik Antifungal Antimikrobiyel Antioksidatif Antiseptik Şifalı Bitkiler

Farklı Sıra Arası ve Sıra Üzeri Mesafelerinin Kekik (Origanum vulgare var. hirtum) de Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

PROJE GRUBUMUZ. * Ayla TAMAÇ * * Ayşe AKPINAR * * Betül AYHAN * * Emre SEYHAN *

DEĞİŞİK AZOT DOZLARININ FLORADAN TOPLANAN KARABAŞ KEKİK (Thymbra spicata var. spicata) İN BAZI AGRONOMİK VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

Prof.Dr. Fatmagül GEVEN

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI III

Ankara Ekolojik Koşullarında Sater (Satureja hortensis L) Bitkisinde Uçucu Yağ ve Bileşenlerinin Ontogenetik Varyabilitesinin Belirlenmesi

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

6. familya. Campanulaceae (çançiçeğigiller)

ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMASÖTİK BOTANİK

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Türkiye Ormancılık Sektöründe Odun Dışı Orman Ürünleri: İhracat Analizi

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

DEFNE (Laurus nobilis L.) YAPRAĞI VERİMİ ÜZERİNDE ETKİLİ FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR (ANTALYA - MANAVGAT YAYLAALAN ÖRNEĞİ)

Gümüşhane Yöresinde Yetişen Bazı Önemli Odun Dışı Orman Ürünleri ve Kullanım Miktarları

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA SERVİSİ

Geliştirilmiş İzmir Kekiği (Origanum Onites L.) Klonlarının Farklı Ekolojik Koşullarda Bazı Agronomik ve Teknolojik Özelliklerinin Belirlenmesi 3

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

Okaliptüs Eter Yağı. Okaliptüs Eter Yağı

zeytinist

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

GENUS: Convolvulus (gündüz güzeli, gündüz sefası)

2015 YILI KİMYA SEKTÖRÜ İHRACAT DEĞERLENDİRME RAPORU AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ KİMYA SEKTÖR ŞUBESİ

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

KAFEİN. HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Mart 2018 İhracat Raporu

TIBBĠ VE AROMATĠK BĠTKĠLERĠN KULLANIM ALANLARI, TIBBĠ ADAÇAYI (Salvia officinalis L.) VE ÜLKEMĠZDE KEKĠK ADIYLA BĠLĠNEN TÜRLERĠN YETĠġTĠRME TEKNĠKLERĠ

DOĞADAN TARLAYA... KEKİK

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

Transkript:

Enstitü Yayın No: 60 ISBN: 978-605-393-104-1 BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE DOĞAL YAYILIŞ GÖSTEREN ÖNEMLİ BAZI ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNİN YAŞ / KURU AĞIRLIK ORANLARI (ODC: 285; 754) The wet/dry weight rates of some important non-wood forest products which are naturally distributed on West Mediterranean region Sadettin GÜLER Dr. Saime BAŞARAN Kader Hale GÜLER TEKNİK BÜLTEN NO: 45 ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BATI AKDENİZ ORMANCILIK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ SOUTH-WEST ANATOLIA FOREST RESEARCH INSTITUTE (SAFRI) ANTALYA/TÜRKİYE

YAYIN KURULU Editorial Board Başkan Head Dr. Mehmet Ali BAŞARAN Üyeler Members Melahat ŞAHİN Dr. Ufuk COŞGUN Şenay ÇETİNAY Kader Hale GÜLER YAYINLAYAN Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü P.K.: 264 07002 ANTALYA Published by South-West Anatolia Forest Research Institute P.O. Box: 264 07002 ANTALYA TURKEY Tel.: +90 (242) 345 04 38 Fax: +90 (242) 345 04 50 E-posta: baoram@ogm.gov.tr Web: http//www. baoram.gov.tr ACAR OFSET Tel : +90 (242) 242 65 01 Faks: +90 (242) 243 88 82

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... ÖNSÖZ... ÖZ... ABSTRACT Sayfa No i iii v v 1. GİRİŞ... 1 2. LİTERATÜR ÖZETİ.... 5 3. MATERYAL ve YÖNTEM... 7 3.1. Kapsam ve Uygulama Yerleri..... 7 3.2. Bitkilerin Genel Özellikleri 8 3.2.1. Defne. 8 3.2.2. Mersin 10 3.2.3. Kekik 12 3.2.3.1. Yayla Kekiği.. 13 3.2.3.2. Taş Kekiği.. 16 3.2.3.3. Dağ Kekiği. 18 3.2.3.4. Karabaş Kekik 19 3.2.4. Büyük Çiçekli Adaçayı 21 3.2.5. Şalba. 23 3.3. Yöntem.. 24 4. BULGULAR VE TARTIŞMA..... 26 4.1. Bulgular... 26 i

4.1.1. Defne (Laurus nobilis).. 26 4.1.2. Mersin (Myrtus communis). 28 4.1.3. Yayla Kekiği (Origanum minutiflorum). 31 4.1.4. Taş Kekiği (Thymus longicaulis). 33 4.1.5. Kekik (Satureja cuneifolia)... 37 4.1.6. Karabaş Kekik (Thymbra spicata).. 39 4.1.7. Adaçayı (Salvia tomentosa)... 40 4.1.8. Şalba (Phlomis bourgaei).... 43 4.1.9. Şalba (Phlomis leucophracta)... 44 4.2. Tartışma........ 46 5. SONUÇ VE ÖNERİLER... 47 ÖZET... 52 SUMMARY... 53 KAYNAKÇA..... 54 ii

ÖNSÖZ Odun Dışı Orman Ürünleri (ODOÜ); 6831 sayılı yasanın 37. maddesinin 1. fıkrası gereğince tarife bedeli ödemek kaydıyla, yasanın ilgili maddesinde yazılı yerlerde halka izin verilmek suretiyle, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) nün 283 nolu tebliğine uygun olarak doğadan toplanmaktadır. Ürünlerin doğadan toplanması ile orman işletmesi tarafından tarife bedeli hesaplanmasına kadar geçen süreçte ürünler kurumaktadır. Tarife bedeli hesaplanacak olan kuru ürünün ne kadar yaş üründen elde edildiğinin hesaplanabilmesi için, bu ürünlere ilişkin kuruma endeksi değerlerinin bölgeler itibariyle bilinmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında, ihraç edilen Odun Dışı Orman Ürünleri arasında yer alan ve Batı Akdeniz Bölgesi itibariyle önemli oranda doğadan toplanan, dokuz adet bitki türüne ait Kuruma Endeksleri belirlenmiştir. Proje sonucunda elde edilen Kuruma Endeksleri (Yaş/Kuru Oranları), Antalya ve Isparta Orman Bölge Müdürlükleri görev ve sorumluluk alanları içerisinde gerçekleştirilecek olan, odun dışı orman ürünlerinin üretim ve satış işlemlerinde kullanılabilecektir. Ayrıca, Kuruma Endeksi değerlerinden, bu türlere yönelik yapılacak olan envanter çalışmaları kapsamında da yararlanılabilecektir. Projenin arazi çalışmaları aşamasında katılım ve katkı sağlayan Dr. Mehmet Ali BAŞARAN a teşekkür ederim. Proje kapsamında gerçekleştirilen doğadan bitki toplama ve toplanan bitkilerin hava kurusu hale getirilmesi çalışmalarına, teknik ve iş gücü bakımından özverili katkılarını esirgemeyen proje ekibine özellikle teşekkürü bir borç bilirim. Proje sonucunda elde edilen sonuçların bölge ve ülke ormancılığımıza yararlı olmasını ve bundan sonra yapılacak olan benzeri araştırma çalışmalarına yön gösterici olarak katkı sağlamasını dilerim. Antalya-Ağustos 2011 Sadettin GÜLER iii

iv

ÖZ Bu araştırma projesiyle; ODOÜ listelerinde ihraç edilen ODOÜ arasında yer alan ve Batı Akdeniz Bölgesi itibariyle önemli oranda üretimi yapılan dokuz adet bitki türünün (Defne (Laurus nobilis L.), Mersin (Myrtus communis L.), Yayla Kekiği (Origanum minutiflorum O. Schwarz et P.H. Davis), Taş Kekiği (Thymus longicaulis C. Presl. Subsp.chaubardii (Boiss. & Heldr. Ex Reichb. Fil.) Jalas var.alternatus Jalas), Dağ Kekiği (Satureja cuneifolia Ten.), Karabaş Kekik (Thymbra spicata L. var. spicata), Büyük Çiçekli Adaçayı (Salvia tomentosa Miller) ve Şalba (Phlomis bourgaei Boiss. ve Phlomis leucophracta P.H.Davis&Hub.-Mor.) Yaş/Kuru Ağırlık Oranlarının (Kuruma Endeksleri) ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu çalışma ile Antalya ve Isparta Bölgelerinde Odun Dışı Orman Ürünleri (ODOÜ) nin üretim ve satış işleri daha etkin ve düzenli bir şekilde yürütülecek ve bu ürünlerden elde edilen gelirin bütün paydaşlar arasında adaletli bir şekilde dağıtılmasına katkı sağlanmış olacaktır. Anahtar Kelimeler: Kuruma Endeksi, Yaş/Kuru Ağırlık Oranları, ODOÜ, Tarife Bedeli ABSTRACT The aim of this project is to determine wet/dry rates for NWFP of nine plant species which were exported in ODOÜ lists and produced generally in West Mediterranean Region; Bay laurel (Laurus nobilis L.), Myrtle (Myrtus communis L.), Turkish oregano (Origanum minutiflorum O. Schwarz et P.H. Davis), Stone thyme (Thymus longicaulis C. Presl. Subsp.chaubardii (Boiss. & Heldr. Ex Reichb. Fil.) Jalas var.alternatus Jalas, Satureja cuneifolia Ten., Garden thyme (Thymbra spicata L. var. spicata), Sage (Salvia tomentosa Miller) and Jerusalem sage (Phlomis bourgaei Boiss. ve Phlomis leucophracta P.H.Davis&Hub.-Mor.) in the Antalya and Isparta regions. Yield and sale of Non-Wood Forest Products (NWFP) in Antalya and Isparta region will become more active and regular with this study and it will contribute the distribution of the income which is gained from these products equally between all shareholders. Key Words: Drying Index, Wet/Dry Weight Rates, NWFP, NTFP, Wages-tariff v

vi

1. GĠRĠġ Sistematikçilerin bildirilerine göre yeryüzünde kesin tanımı yapılmıģ 2/3 ünü tohumlu bitkilerin oluģturduğu yaklaģık 375 000 bitki türü bulunmaktadır. Yapılan araģtırma ve yeni tespitlerle bu sayının 500 000 e ulaģtığı tahmin edilmektedir. Bu kadar zengin bitki türünün ancak 20 000 kadarından günümüzde faydalanılabildiği ve yine bunlardan ancak 500 kadarının da tarlada yetiģtirildiği literatürde belirtilmektedir. Günümüzde ticareti yapılan bitki türlerinin bir bölümü tıbbi, aromatik ve soğanlı bitkilerdir. Ticarete konu olan bitkilerin çok az bir kısmı tarlada üretilmekte olup, geri kalan çok büyük kısmı ise floradan toplanarak değerlendirilmektedir (Ceylan, 1995). Türkiye de doğadan toplanarak iç ve dıģ ticareti yapılan çiçekli bitki sayısının 347 olduğu, bunun da yaklaģık % 30 unun ihraç edildiği belirlenmiģtir (Özhatay ve ark., 1997). Günümüzde bitkiler, ilaçların ham maddesi olma yönünden çok önemli bir konumdadırlar. Bu önemlilik gün geçtikçe daha da artmaktadır. Ġnsanların sentetik ilaçlardan beklentisinin azalması, bitkisel kaynaklı ilaçlara olan eğilimi artırmaktadır. Devletlerin bu alana ayırdığı ödenek, her geçen gün daha da artmaktadır. Nitekim 1998 de dünya çapında bitkisel ilaçların pazarı 14 milyar dolar dolayında olurken, 1991-2000 yıllarının ortalamalarına göre, dünya yıllık tıbbi ve aromatik bitkiler dıģ alımı 400 bin ton ile 1.3 milyar dolar civarında gerçekleģmiģtir. Bu miktarın % 80 i, en fazla dıģ satım yapan 12 ülke (Çin, Hindistan, ABD, Almanya, Meksika, Mısır, ġili, Bulgaristan, Singapur, Fas, Pakistan, Türkiye) tarafından karģılanmaktadır. Bu ülkelerin baģında % 34 lük pay ile Çin gelmektedir. Hong Kong, ABD ve Almanya en önemli bitkisel drog ticaret merkezleridir. Türkiye, dıģ satım yapan ülkeler arasında % 5 lik pay ile 12. sırada yer almaktadır. Türkiye nin 1999-2003 yılları arasındaki rakamlarına göre yıllık tıbbi ve aromatik bitkiler dıģ satımı 33-52 bin ton arasında değiģtiği belirtilmektedir. Aynı Ģekilde bu bitkilerden elde edilen uçucu yağların üretim 1

miktarı ise 45 ile 50 bin ton ve bundan elde edilen gelir ise 1 milyar dolar dolayında gerçekleģmektedir. Dünya sağlık örgütü (WHO) verilerine göre dünya nüfusunun % 80 i, bitkisel ilaçlarla tedavi olmaktadır. Bu amaçla 20 bin bitki ve 4 bin bitkisel drogun kullanıldığı ve 400 tanesinin ise aktif olarak ticaretinin yapıldığı belirtilmektedir. Türkiye kodeksinde kayıtlı 140 tıbbi bitki vardır. Fakat Türkiye de 500 kadar bitkinin tedavi amaçlı kullanıldığı bildirilmektedir. (Ceylan, 1995; BaĢer, 2001; Özgüven ve ark., 2005) Günümüzde artık geçerli ve kullanılmakta olan, Avrupa Farmakopesi nde 235 adet bitkisel monograf yer almaktadır (BaĢer, 2009). Odun DıĢı Orman Ürünleri (ODOÜ) nden doğrudan doğruya veya iģlenerek yararlanılmaktadır. Örneğin; kekik, adaçayı, defne yaprağı, sığla yağı, okaliptüs yaprağı gibi orman alanlarında, orman içi açıklıklarda doğal olarak yetiģen bitkilerden elde edilen uçucu yağlar ve diğer kimyasal maddeler ilaç, kozmetik, boya, deri, gıda, Ģekerleme ve alkollü içki üretimi gibi birçok sanayi kolunda geniģ kullanım alanı bulmaktadır (Önal, 1993). ODOÜ nin çok önemli bir bölümü ihraç edilmekte olup, ülkemiz için önemli bir döviz kaynağı oluģturmaktadır. Son yıllarda ODOÜ nin ihracatından elde edilen gelir, asli ürünlerle baģa baģ gitmekte ve hatta çoğu kez asli ürünlerden elde edilen döviz miktarını geçmektedir. Ayrıca, ODOÜ veren bitki türlerinin yetiģtirilmesi ve ürünlerinin değerlendirilmeye baģlanması, asli ürünler gibi uzun yıllar almamakta ve her yıl veya 2-3 yılda bir üretim yapılabilmektedir (Güler, 2004). Tıbbi ve aromatik bitkilerin dıģsatım miktarları 20 kadar bitki türünü kapsamaktadır. Ancak, Türkiye de iç ve dıģ ticareti yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler hakkındaki kapsamlı bir çalıģmaya göre bitki türü sayısı, alt türler dâhil olmak üzere 347 adet olup, bunlardan 139 türün dıģ satımı yapılmaktadır. 1999-2003 yılları arasında dıģsatımı yapılan tıbbi ve aromatik bitkilerin ortalama miktarı 44 390 ton ve bunlardan elde edilen gelir ortalama 60 434 000 dolar dır (Özgüven ve ark., 2005). Ġnsanoğlunun tıbbi, aromatik ve diğer kullanım potansiyeli olan bitkilerden koruma-kullanma dengesi içinde faydalanmaya özen göstermesi çok önemlidir. Bu yalnızca bitki türlerinin varlığını sürdürmesi açısından değil aynı 2

zamanda tüm diğer doğal kaynaklarda olduğu gibi kaynakların tamamen tüketilmeden, Sürdürülebilir Kullanım ilkesine uygun olarak uzun süre kullanılabilmesi açısından da büyük önem taģımaktadır (Özhatay ve ark., 1997). ODOÜ üretimi; 6831 sayılı yasanın 37. maddesinin 1. maddesi gereğince tarife bedeli ödemek kaydıyla, yasanın ilgili maddesinde yazılı yerlerde halka izin verilmek suretiyle Orman Genel Müdürlüğü (OGM) nün 283 nolu tebliğine uygun olarak yapılmaktadır (Anonim, 1995). OGM nin Orman Bölge Müdürlüklerine gönderdiği 29.09.2005 tarih ve B.18.1.OGM.0.00.04.330.03/122 sayılı yazıda; odun dıģı orman ürünlerinin üretim ve satıģ uygulamalarında taģra teģkilatında farklılıklar oluģturulduğu konularında merkeze müracaatlar olduğu ve bu nedenle bu ürünler için uygulamalara bir açıklık getirilmesine gerek görüldüğü ifade edilmiģtir. Ġlgili yazının 5. maddesinde; Tarife bedelli satıģlarda, bu bedel dıģında yeni fiyat belirlenmeyecektir. DeğiĢik fiyat uygulamaları alıcıların haklı Ģikâyetlerine konu olmaktadır. Ürün miktarının üretime müteakip belirlenememesi durumunda kuru tarife bedeli endeksi belirlenecek veya Genel Müdürlükçe belirlenen endeksler uygulanacaktır. Bu endeksler dıģında uygulama yapılmayacaktır. Kuruma endeksleri ekte gönderilmektedir. Bölge Müdürlüğü içinde kuruma endeksi sağlıklı ölçülerek bulunmadı ise ekteki endeksler uygulanacaktır. DeğiĢik ve dayanaksız fiyat uygulamaları yapılmayacaktır ifadesi yer almıģtır. OGM nin Orman Bölge Müdürlüklerine yazdığı, konuya iliģkin 06.06.2007 tarih ve B.18.1.OGM.0.09.04/54 sayılı bir baģka yazıda ise; KütaĢ Tarım Ürünleri DıĢ Ticaret ve Sanayi A.ġ. nin 31.05.2007 tarihli dilekçesinde Kuru/YaĢ oranlarının bölgeler bazında çok fazla değiģiklik gösterdiği, bazı uygulamaların gerçeğin dıģında yüksek tutulduğu ifade edilmiģtir. Kuru/YaĢ uygulamasında; belirleme yapılmadan, uygulamada geçerliliği olmayacak Ģekilde kurutularak belirlemeler hatalı kuruma oranları oluģturacaktır. Bu konuda Orman Bölge Müdürlüklerinin yeterli duyarlılığı göstermesi, bölgeler arası değiģik ve hatalı oranların oluģmamasını sağlayacaktır. Bölgesel tespitlerin yapılmadığı Bölge Müdürlükleri için AraĢtırma Müdürlüğünün kuru ürünlere uygulanacak yaģ ağırlık oranları aģağıda verilmiģtir denilmektedir. 3

ODOÜ nin yaģ/kuru oranlarına iliģkin bugüne kadar belirli bir yönteme ve araģtırmaya dayalı olarak yapılmıģ olan ve ilgili yazıda da bahsi geçen tek çalıģma, ÖNAL tarafından 1993 de Muğla yöresinde yapılmıģ olan araģtırmadır. Önal (1993) de ve OGM nin ilgili yazılarında da belirtildiği gibi, odun dıģı orman ürünlerinin yaģ/kuru oranları bölgeler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Bu araģtırma projesiyle; OGM nin söz konusu yazıları eklerinde verilen ODOÜ listeleri ile ihraç edilen ODOÜ arasında yer alan ve Batı Akdeniz Bölgesi itibariyle önemli oranda üretimi yapılan, öncelikli dokuz adet bitki türünün YaĢ / Kuru Ağırlık Oranlarının (Kuruma Endeksleri) ortaya konulması amaçlanmıģtır. 4

2. LĠTERATÜR ÖZETĠ Proje sürecinde yapılan literatür çalıģmalarında, Antalya ve Isparta Orman Bölge Müdürlükleri görev ve sorumluluk alanlarına yönelik bu kapsamda bir çalıģmaya rastlanamamıģtır. Bu araģtırmanın konusu ile direkt ve dolaylı ilgili olduğu düģünülen baģlıca bilimsel çalıģmalar aģağıda alfabetik sırayla verilmiģtir. ACARTÜRK (2001); Türkiye nin çeģitli yörelerine ait yaklaģık 450 civarındaki bitkilerin tamamının biyolojik özelliklerine yer verilen çalıģmada, bu bitkilerin bir bölümünün halk arasındaki kullanımları ve iyi geldiği hastalıklar hakkında bilgiler verilmiģtir. BAYTOP (1978); Tıbbi ve faydalı bitkiler arasından seçilen örnekler yardımıyla, çiçekli bitkilerde yaprak, çiçek, meyve Ģekilleri hakkında bilgilerin verildiği çalıģmada, Ģekiller ile faydalı bitkiler tanıtılmıģ ve baģlıca familyaların genel karakterleri belirtilmiģtir. BAYTOP (1994); Türkiye genelinde ele alınan çalıģmada, Türkiye de gıda, baharat, ilaç, boyar madde veya süs bitkisi olarak kullanılan bitkilerin yöresel adlarını bir araya toplayan bir sözlük hazırlanmaya çalıģılmıģtır. BĠRAND (1952); Yazarın kendi ifadesiyle, Türkiye florasının ilk demirbaģ listesi olan bu çalıģmada, 671 cins ve 2 480 türe ait 6 145 örneğin yetiģtikleri yerler ve nitelikleri gösterilmiģtir. Alanında ilk çalıģma olması nedeniyle de tam olmadığı ve Türkiye de yetiģen bitki türlerinin hepsini noksansız olarak ihtiva etmekten uzak olduğu da ifade edilmiģtir. CEYLAN (1995); Türkiye de yayılıģ gösteren tıbbi ve aromatik bitkilerin tanımları ile botanik ve ekololojik özelliklerine yer verilmiģtir. KARAMANOĞLU (1976); Türkiye florası ile ilgili yayınların taranması, herbaryumlarda mevcut olan bitkiler ve ülkemizin çeģitli bölgelerinden toplananlarla, Türkiye florasına esas teģkil edecek nitelikte bir tür demirbaģ listesinin ortaya konulması amaçlanmıģtır. KARAMANOĞLU (1977); Kitapta bitkiler âlemi, tıbbi bitkiler, özellikle memleketimizde yetiģen tıbbi bitkiler, doğal sistem grupları altında tanıtılmaya çalıģılmıģtır. Tıbbi bitkilerin yetiģme yerleri, bunlardan elde edilen droglarla, bileģimlerinde bulunan önemli etken maddeler ve tedavide kullanma 5

yerleri de kısa olarak açıklanmıģtır. Bununla birlikte kitapta, bugün her hangi bir drog elde edilmeyen fakat diğer yönlerden faydalı olan (örneğin, besin bitkileri, süs bitkileri vb.) bazı önemli bitkiler de tanıtılmaya çalıģılmıģtır. ÖNAL (1993); Bölgeler arası değiģiklikler gösteren odun dıģı orman ürünlerinin kuruma endekslerini Muğla bölgesi için belirlemek üzere ele alınan çalıģmada, toplamda sekiz adet bitki türü (Defne (Laurus nobilis L.), Kekik (Origanum onites L.), Adaçayı (Salvia sp.), Mersin (Myrtus communis L.), Zakkum (Nerium oleander L.), Hayıt (Vitex agnus-castus L.), Biberiye (Rosmarinus officinalis L.) ve Derici sumağı (Rhus coriaria L.)) ne ait kuruma endeksleri ortaya konularak uygulama birimlerinin hizmetine sunulmuģtur. ÖZHATAY ve ark. (1997); Türkiye nin doğal tıbbi bitkilerinin ticaretiyle ilgili bu çalıģmada, Türkiye de doğal olarak yetiģen çiçekli bitkiler ve eğreltilerin yurtiçi ticareti ve ihracatı hakkında mevcut bilgiler derlenerek verilmiģ ve bir durum değerlendirmesi yapılmıģtır. ZEYBEK ve ZEYBEK (1994); Kapalı tohumlu bitkilerin (Angiospermae) familyalar itibariyle verildiği çalıģmada, bitkilerin botanik ve ekolojik özellikleri, faydalanma yöntemleri ve kimyasal yapılarına iliģkin bilgiler verilmiģtir. 6

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Kapsam ve Uygulama Yerleri AraĢtırma, Antalya ve Isparta Orman Bölge Müdürlükleri görev ve sorumluluk alanlarında yürütülmüģtür. Proje kapsamında, ODOÜ niteliğinde olan beģ farklı cinse ait toplam dokuz adet bitki türü (Çizelge 1) ne ait toprak üstü kısımlar (yaprak, sürgün, çiçek) araģtırmada materyal olarak kullanılmıģtır. Bitki türlerinin yoğun yayılıģ gösterdikleri alanlar literatür (Davis, 1982; Birand, 1952; Karamanoğlu, 1976) yardımıyla belirlenerek, bitkilerin çiçeklenme dönemlerinde arazi çalıģmaları bu alanlarda gerçekleģtirilmiģtir. Çizelge 1. Proje Kapsamındaki Bitki Türleri Table 1. The plant species in project Latince Adı Laurus nobilis L. Myrtus communis L. Origanum minutiflorum O. Schwarz et P.H. Davis Thymus longicaulis C.Presl. subsp.chaubardii (Boiss. & Heldr. ex Reichb. fil.) Jalas var. alternatus Jalas Satureja cuneifolia Ten. Thymbra spicata L.var. spicata P.H. Davis Salvia tomentosa Miller Phlomis samia L Ballota cristata P.H. Davis Türkçe Adı Defne Mersin Kekik Adaçayı ġalba Proje arazi çalıģmalarında yapılan gözlemler ve bölgedeki ilgili orman iģletme Ģeflikleri ile yapılan görüģmeler ve resmi kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda bölgede; ġalba adı altında Ballota cinsine ait Ballota cristata veya baģka bir Ballota türünün ve Phlomis cinsine ait Phlomis samia türünün doğadan toplanmadığı belirlenmiģtir. Bölgede ġalba adı altında çoğunlukla toplamaya konu edilen iki farklı Phlomis türü (Phlomis bourgaei Boiss. ve Phlomis leucophracta P.H.Davis&Hub.-Mor.) belirlenmiģ ve projeye dâhil edilmiģtir. 7

3.2. Bitkilerin Genel Özellikleri 3.2.1. Defne Familya: Lauraceae Cins: Laurus Tür: Laurus nobilis L. Ġngilizce Adı: Laurel, Sweet-bay Kullanılan Kısımları: Yaprak ve Meyveleri Toplama Zamanı: Yapraklar Temmuz-Eylül, Meyveler Eylül-Ekim Halk arasında nehtel, tahnal, tefrün, tehnel, tenel, tenhel ve teynel gibi farklı isimlerle bilinen (Baytop, 1994) defne; genellikle ağaçcık, bazen de 10 m ye kadar boylanabilen yuvarlak tepeli, sık dallı bir ağaçtır (ġekil 1). ġekil 1. Antalya-Manavgat Yaylaalan Yöresinde Defne Figure 1. Laurel in Antalya- Manavgat Yaylaalan Region Kısa ve kalın bir sapı bulunan yaprakların üst yüzü parlak koyu yeģil, kenarları hafif dalgalı, dar eliptik bir yapıda, her iki uca doğru sivrilmekte ve boyları 5-10 cm arasında değiģmektedir. Bir tespih tanesi büyüklüğünde ve 8

yumurta biçiminde olan üzümsü meyve önceleri yeģil, olgunlaģınca koyu siyah renkte olup, uzunluğu en fazla 2 cm ye ulaģır (Kayacık, 1977) (ġekil 2). DıĢ ticaretimizde de önemli yer tutan Akdeniz defnesi (Laurus nobilis L.), Ülkemizin uçucu yağ içeren önemli tıbbi aromatik bitkilerinden birisidir. Esas vatanı Küçük Asya ve Balkanlar olup herdem yeģil bir bitki türüdür. Fakat antik devirde Akdeniz in bütün kıyılarına götürülmüģtür. Bugün Akdeniz in karakteristik bitkilerinden birini teģkil eder ve Mediterranean rejiyonunun kıyı Ģeridini içerisine alan birinci zonu olan Lauretum zonunu isimlendirir. Yurdumuzdaki yayılıģı 600-800 m ye kadar çıkar. KıĢları ılıman, yazları sıcak olan yerleri sever. Toprak isteği fazla olmamakla beraber rutubeti yeterli dere yataklarını tercih eder (Kayacık, 1977). ġekil 2. Defne Yaprak ve Meyveleri Figure 2. Leaves and fruits of Laurel KurutulmuĢ yapraklar kuru incir ambalajlanmasında koruyucu, et ve balık yemeklerinde ise baharat olarak kullanılmaktadır. Yapraklardan su buharı distilasyonu ve meyvelerden presleme ile elde edilen yağlar; özellikle sabun sanayisinde ve cilt merhemleri hazırlanmasında kullanılmaktadır (Zeybek ve Zeybek, 1994). Acartürk (2001), ise defne yapraklarının mikrop öldürücü, terletici ve ağrı kesici özelliklerinin olduğunu ve halsizlik, hazımsızlık, aybaģı düzensizlikleri, romatizma ve uykusuzluk hastalıklarına iyi geldiğini ifade etmektedir. 9

Ülkemizde Defne türünün toplam yayılıģ sahası 131 862 hektar ve tahmini üretim potansiyeli ise 12 201 326 kg/yıl civarındadır (ġafak ve Okan, 2004). Orman Genel Müdürlüğü (OGM) nün 25.06.1964 tarih ve 156 sayılı tebliği gereğince, makilik alanlarda doğal olarak yetiģen, orman rejimi içinde kalan defne ağacı topluluklarından üretimi yapılan defne yaprağı ve meyvesi, ODOÜ arasında gösterilmiģ ve üretim esasları belirtilmiģtir (Yazıcı, 2002). 3.2.2. Mersin Familya: Myrtaceae Cins: Myrtus Tür: Myrtus communis L. Ġngilizce Adı: Myrtle Kullanılan Kısımları: Yapraklar ve Çiçekli Sürgünler Toplama Zamanı: Ġlkbahar Mersin, çok yıllık, herdem yeģil, çalı formunda ve genellikle kısa boylu, ancak bazen 1-3 m kadar boylanabilen bir türdür (ġekil 3). Akdeniz bölgesi, Orta Doğu ve Kuzey Amerika nın ılıman bölgeleri ile Avustralya da doğal olarak yayılıģ gösterir (Baytop, 1999; Jamoussi vd., 2005). Tunus un kıyı bölgeleri, Fas, Ġran, Ġspanya, Ġtalya, Eski Yugoslavya ve Korsika da, Türkiye ve Fransa da yabani olarak yetiģmekte olan Mersin bitkisinin kültürü yapılmaktadır (Jamoussi vd., 2005). Akdenizin tipik doğal bitkilerinden olan Mersin, Ülkemizde Adana, Antalya, Ġçel, Çanakkale, Ġstanbul, Zonguldak, Sinop, Ordu, Trabzon, Ġzmir, Samsun, Muğla ve Hatay illerinde doğal olarak bulunmaktadır (Oğur, 1994). Ülkemizde genellikle Mersin adıyla bilinmesine karģın özellikle Güney sahillerinde murt, hambeles ve adi mersin adlarıyla da bilinmekte ve bazı yerlerde ise yaprağına bahar adı verilmektedir. Mersin bitkisinden elde edilen uçucu yağ bileģenleri dolayısıyla tıpta ve ilaç sanayinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Mersin yaprakları ve meyveleri Ġtalya, Sardunya Adası nda Mirto Rosso ve Mirto Bianco adında iki ünlü likörün yapımında ve ayrıca astrenjan (büzücü) ve balsamik özellikleri sebebiyle halk hekimliğinde kullanılmaktadır. GeçmiĢte olgun meyveleri zengin vitamin içeriğinden dolayı besin takviyesi, meyvelerinin ve yapraklarının dekoksiyonu ise yeni doğan 10

bebeklerde hassas yıkama için kullanılmıģtır. Günümüzde yaprakların dekoksiyonu solunum hastalıklarına karģı kullanılmaktadır (Flamini vd., 2004). ġekil 3. Isparta-Sütçüler Yöresinde Mersin Figure 3. Myrtle in Isparta-Sütçüler Region Mersin bitkisi yaprakları; tanen (% 14-19), uçucu yağ (% 0.3-0.5) ve acı maddeler içermektedir. Meyvesi ise yine tanen, uçucu yağ ve Ģekerler ile organik asitler (malik ve sitrik asit) taģımaktadır. Mersin yaprak ve meyveleri dâhilen kabız, idrar yolları hastalıkları ve göğüs hastalıklarında antiseptik olarak, haricen ise yara iyileģtiri olarak kullanılmaktadır. Mersin uçucu yağı taģıdığı terpenler nedeni ile gıda ve parfüm sanayisinde, antiseptik, kan kesici ve yatıģtırıcı etkileri nedeni ile de dâhilen bronģit, verem ve Ģeker hastalığına karģı kullanılmaktadır. Yüksek miktarlarda tüketilmesi durumunda solunum sistemini tahriģ eder ve hamilelerde rahmin kasılması nedeniyle düģüklere sebep olduğu belirtilmektedir (Baytop,1999). Bitkinin yaprakları, çiçekli dalları ve yapraklarından elde edilen uçucu yağı (Mersin esansı) kullanılır. Yaprak ve meyveler mikrop öldürücü, iģtah açıcı, kan dindirici, antiseptik ve haricen yara iyi edici olarak kullanılır. Gıda ve parfümeri sanayisinde kullanılan önemli bir maddedir. Memleketimizde Ģeker hastalığına karģı da (günde 10 damla) kullanılır. Mersin meyveleri uçucu yağı, tanen, Ģekerler ve organik asitler ihtiva eder. Bu meyveler yemiģ olarak, kabızlık giderici ve antiseptik olarak kullanılır (Azırak, 2007). 11

3.2.3. Kekik Ġnsanlar arasında yaygın olarak kullanılan, tarımı yapılan ve ticarete sunulan kekikler daha çok Origanum, Thymbra, Thymus ve Satureja cinsleridir. Türkiye de bu bitkilere ait tür sayısı çok fazla, endemizim oranı ise oldukça yüksektir. Örneğin Origanum cinsine ait 23 tür olup, endemizim oranı ise % 65.2 dir (Ietswaart, 1980). Thymus cinsinin, 60 taksona ait 39 türü bulunduğu ve endemizm oranının ise % 45 olduğu bildirilmektedir (BaĢer, 2002). Halk arasında kekik olarak adlandırılan bazı türler ise Ģunlardır: Origanum onites, Origanum vulgare, Origanum syriacum, Origanum minutiflorum, Coridothymus capitatus, Thymbra spicata, Thymbra sintiensii, Satureja hortensis, Satureja montana, Thymus eigii, Thymus vulgaris, Thymus kotschyanus, vb. dir. Tüm bu türlerin ortak özelliği yüksek miktarda uçucu yağ içermeleri ve uçucu yağın ana bileģeninin karvakrol veya thymol olmasıdır. Bunlar kekiğin kendine özgü kokusunu veren maddelerdir (Meriçli, 1986; BaĢer ve ark. 1993; Padulosi, 1997; BaĢer, 2001; Özgüven ve Kırıcı, 2002). Anadolu da yetiģen kekiklerin bir kısmı halk tarafından taze veya kurutulmuģ halde çay olarak içilmektedir. Çok değiģik cinslere ait çok sayıda bitki türüne kekik adı verilmektedir. Bu bitkilerin en önemli ortak özelliği, kuvvetli veya hafif, karakteristik kekik kokusuna sahip olmalarıdır. Kekik, kokusunu taģıdığı uçucu yağda bulunan carvacrol ve thymol adlı maddelerden almaktadır. Kekik, genellikle çimenlik tarla kıyılarında, orman kıyılarında ve çayırlardaki karınca yuvalarının üstünde yetiģmektedir. GüneĢ ve sıcak istediği için, toprak sıcaklığının fazla olduğu kayalık ve dağlık bölgelerde çoğalır. Eterli ve uçucu yağ olarak thymol ve carvacrol içermektedir (Azırak, 2007). Etken maddeler ve bulunma oranlarında bitki tür ve varyetelerine göre değiģiklik göstermekle beraber türlerin çiçekli dal ve yapraklarının su buharı destilasyonuna tabi tutulması sonucunda kekik yağı adı verilen uçuk sarı renkte bir uçucu yağ ve destilasyon sonucunda % 0.4-3.5 oranında uçucu yağ, acı madde, tanen ve flavonlar elde edilmektedir. % 0.45-3.5 oranında bulunan uçucu yağda ise p-cymol, karvakrol, timol, pinenler ve seskiterpenler bulunmaktadır. Timol ve karvakrol bu karıģımın % 70 ini teģkil etmektedir (Büyükgebiz, 2006). 12

Öncelikle baharat olarak kullanılmakta, yağlı ve ağır yemeklerin tadını zenginleģtirmekte ve sindirimi kolaylaģtırmaktadır. ġifalı bitki olarak kekik; öncelikle kramp çözücü, dezenfekte edici ve balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Akciğer, mide ve barsak rahatsızlıkları kekiğin baģlıca kullanım alanlarıdır. Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında, çay içimi ve gargara biçiminde kullanılmaktadır. ĠĢtah açıcı ve sindirim sistemini uyarıcı etkisi bulunmaktadır. Sindirim sistemi rahatsızlıkları, kadınlarda adet düzensizlikleri ve ergenlik sivilceleri üzerinde de etkili olabilmektedir. Kekik tentürü friksiyonları ile romatizmal ağrılar, sinirsel rahatsızlıklar ve organ titreklikleri tedavi edilebilmektedir. Kekik yağı kötürümlük, kalp krizi, organ krampları, kas erimesi, romatizma, burkulmalar, tümörler, adale ezilmeleri, boğmaca, sara krizleri, zatürre ve alkol bağımlılığına karģı kullanılmaktadır (Azırak, 2007). Kekik türlerinin dallı ve çiçekli tepe ve yaprakları; çiçek açma dönemi olan Mayıs-Eylül ayları arasında, yere yakın mesafeden kesilmek suretiyle toplanmaktadır. Toplanan kekikler gölgelik yerlerde, ya da kurutma tesislerinde kurutulmakta, havadar ve rutubetsiz depolarda depolanmaktadır. Ġlaç sanayinde antiseptik imalatında kullanıldığı gibi, broģlardaki koyu kıvamlı salgıyı sıvılaģtırdığından öksürük Ģuruplarının bileģimine de girmektedir. Antibiyotik etki olarak mikroorganizmaların üremesini geciktirdiği veya tamamen durduğu için ağız antiseptiği olarak gargara yapımında faydalanılmaktadır. Derideki mantar hastalıklarına karģı inhibitör etkisi olduğundan, mantar ilaçlarının bileģiminde de yer almaktadır. Ayrıca, kimya sanayinde değerli bir kimyasal madde olan timol un elde edilmesinde kullanılabildiği gibi parfümeri ve kozmetik sanayisinde kullanılmaktadır (Büyükgebiz, 2006). 3.2.3.1. Yayla Kekiği Familya: Labiatae Cins: Origanum Tür: Origanum minutiflorum O. Schwarz et P.H. Davis Ġngilizce Adı: Oregano Kullanılan Kısımları: Çiçekli sürgünleri ve Yaprakları Toplama Zamanı: Temmuz-Eylül 13

Origanum L. cinsinin dâhil olduğu Lamiaceae (Labiatae) familyası dünyada yaklaģık 200 cins ve 3500 türle temsil olunmaktadır. Bu familya üyeleri baģlıca Akdeniz havzası ülkeleri olmak üzere Avustralya, Güney Batı Asya ve Güney Amerika ya kadar yayılıģ göstermektedir. Lamiaceae familyası baharat, halk ilacı ve koku kaynağı olarak kullanılan pek çok aromatik bitkiyi içeren bir familyadır. Yurdumuzda ise 45 cins ve 546 dan fazla türe sahiptir. Origanum cinsi dünyada 41 türüyle temsil edilmektedir. Bu türlerin % 75 i Akdeniz havzasında ve özellikle yurdumuzun da içinde bulunduğu Doğu Akdeniz bölgesinde doğal yayılıģ göstermektedir. Origanum L. cinsi Türkiye florasında da 23 tür ve 5 türaltı takson ile temsil edilmektedir. Bunlardan 15 i yurdumuz için endemiktir. Yurdumuz birçok türde olduğu gibi, Origanum L. cinsine ait çok sayıda türün dünyadaki en önemli gen merkezi konumundadır (Davis, 1982; Werker ve ark., 1985; Duman ve ark., 1995). Origanum türleri, uçucu yağlarında ana bileģenler olarak genellikle karvakrol ve timol taģırlar (Ravid and Putievsky, 1986; Sarer ve ark., 1985; Farag ve ark., 1989). Origanum türlerinden elde edilen uçucu yağlar, baģta koleretik ve antimikrobiyal etki olmak üzere bazı terapötik etkilere sahiptirler. Ayrıca ilaç, kozmetik, parfüm, likör ve sabun endüstrisinde de kullanılırlar (Farag ve ark., 1989; Souleles, 1991). 'Sütçüler kekiği', EĢek kekiği ve 'Tota kekiği' olarak da bilinen Yayla kekiği, yabani olarak yoğun bir Ģekilde toplanarak ihraç edilen endemik bir türdür (Özhatay ve ark., 1997; Baytop, 1994) (ġekil 4). Kontrolsüz ve Ģiddetli sökümler nedeniyle yoğunluğu her geçen yıl azalmaya baģlayan bu tür, Türkiye de geleceği tehdit altında olan ve acil olarak koruması gereken ilk 10 tür arasında gösterilmektedir (Özhatay ve ark., 1997). Yayla kekiğinin en önemli toplama merkezlerinden olan Sütçüler ilçesinin Ayvalı, Kesme ve Beydili yörelerinde, bir zamanlar yılda 140 tona kadar toplama yapılabilirken, son yıllarda bu miktar % 50 azalıģla 70 tona düģmüģtür. Bu düģüģün önüne geçmek amacıyla, Orman Bölge Müdürlüğü tarafından hem 'Kekik Toplatma ġartnamesi'ne uygun olarak kekiğin en az zarar göreceği bir zamanda toplanmasına, hem de 'Toplama yılı' ve 'Ara yılı' Ģeklinde bir uygulama yapılmasına çalıģılmaktadır. Bu uygulamada, ara yılında toplanmayan bitkilerin tohum dökerek çoğalmalarını teģvik etmek, toplama yılında ise toplama zamanının çiçeklenmeden sonraya bırakılması 14