Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlan 642 İlmi Eserler 105 DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI / 642 Yayın Editörü & Redaksiyon Dr. Mehmet BULUT Dizgi&Grafik Cevdet DOĞAN 2005-06-Y-0003-642 ISBN 975.19.3756-6 IIL DİN ŞÛRASI Baskı Türkiye Diyanet Vakfi Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi Ostim Örnek Sanayi Sitesi 358, Sokak No: 11 06370 Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 354 91 31 TEBLİĞ VE LERİ 20-24 Eylül 2004 / ANKARA Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Dairesi Başkanlığı Tel: (0 312) 295 73 06 Ankara - 2005
XII / III. DİN ŞÛRASI TEBLİĞ VE LERİ İÇİNDEKİLER/XIII İKİNCİ KOMİSYON AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE DİN EĞİTİMİ Avrupa Birliği Sürecinde Din Eğitimi Konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Görüşü.389 I. OTURUM TEBLİĞ Avrupa'da Kur'an-ı Kerim ve Dinî Bilgiler Kurslan: Problemler ve Çözüm Önerileri (Almanya Örneği) Doç. Dr. Recai Doğan 391 Doç. Dr. Mustafa Köylü 409 Prof. Dr. M. Zeki Aydın 410 Oturum Müzakeresi 412 II. OTURUM TEBLİĞ Türkiye'de ve Almanya'da (İslâm) Din Dersleri Prof. Dr. Mualla Selçuk - Prof Dr. Cemal Tosun 417 Prof. Dr. Fahri Kayadibi 428 Prof Dr. Selahattin Parladır 430 Oturum Müzakeresi 432 m. OTURUM 1. Federal Almanya'da İslâm Din Dersleri Dr. RabiaMüller 439 2. Avrupa Birliği Sürecinde İslâm Din Derslerinin Pedagojik Boyutu Prof. Dr. Ünal Abalı 445 Yaşar Sankaya 460 Prof. Dr. Halit Ünal 462 Prof. Dr. Saffet Bilhan 463 Oturum Müzakeresi 465 IV. OTURUM 1. Avrupa'daki Türk Çocuklannın İslâm Din Eğitimi (Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri) Prof. Dr. Nevzat Y. Aşıkoğlu 469 2. Diyanet Hizmetleri Bağlamında Avrupa'daki Türk Gençlerinin Eğitimi Doç. Dr. Recep Kaymakcan 481 Ahmet Karamercan '>. 490 Prof. Dr. Beyza Bilgin 493 Oturum Müzakeresi 496 V. OTURUM 1. Avustralya'da islâm Din Eğitimi (Türk Çocuklarının Din Eğitimi) izzet Tosun 501 2. Federal Almanya'da İslâm Din Dersi Özkan Ergen 516 Prof Dr. Mustafa Tavukçuoğlu 523 Prof Dr. Suat Cebeci 525 Yrd Doç. Dr. Yurdagül Mehmedoğlu 527 Oturum Müzakeresi 529 VI. OTURUM 1. Yapısal Adaptasyon ya da Caminin Asli Fonksiyonlarını Üstlenme Süreci Yrd Doç. Dr. Kemal Ataman 531 2. Amerika'da Yapılan Dinî Eğitim Çakşmalan (Sorunlan ve Çözüm Yollan) Dr. Aicha Al-Adavfiya 5 3 9 Dr. Sabit Şimşek 5 4 3 Yrd. Doç. Dr. Hadi Adanalı 545 Oturum Müzakeresi 549 VII. OTURUM 1. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Yurtdışı Yayın Faaliyetleri Dr. Ahmet Onay 555
480 / III. DİN ŞÛRASI TEBLİĞ VE LERİ II. KOMİSYON: AVRUPA BİRLİĞİ SURECİNDE DİN EĞİTİMİ / 481 retmen olarak eğitilmesi veya akademik işbirliği üe 2 yıl Türkiye'de iki yıl Almanya'da öğretmen eğitimi, alternatif modeller olarak düşünülebilir. 10 Her durumda başarılı olabümek ve sorudan çözebilmek için; araştırmaya dayalı bilgi, bilgiye dayalı karar, verilen karan uygulama kararlılığının olması gerekmektedir. Saygılanmla. IV. OTURUM (21 Eylül 2004) İKİNCİ TEBLİĞ DİYANET HİZMETLERİ BAĞLAMINDA AVRUPA'DAKİ TÜRK GENÇLERİNİN EĞİTİMİ Doç. Dr. Recep KAYMAKCAN* Giriş Türkiye'nin Avrupa Birliğine tam üyelik müzakereleri için tarih verilmesinin ümit edildiği bir zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı'mn, çoğunluğunu AB ülkelerinde sunduğu din hizmetleri ve eğitimi faaliyetlerini konu alan, bir şura tertip etmesinin anlamlı olduğunu belirtmek isterim. Bilindiği gibi, AB üye ve aday ülkelerle Türkiye arasındaki en temel farkı, Türkiye'de halkın çoğunluğunun Müslüman olması oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin AB'ye hazırlık sürecinde din ve din eğitimi konulan diğer bir AB ülkesine göre daha fazla önem taşımaktadır. Bu açıdan DİB ve diğer din eğitimi ve öğretimi ile ilgili kuruluşlann dini hizmetler ve din eğitiminin AB boyutuna ayn bir duyarlılık göstermeleri ve araştırmalar yapmalan beklenmektedir. Benzer gayretleri, AB ülkelerinin de göstermesi ümit edilmektedir. Nitekim 2003 yıkıda Avrupa'daki din eğitimi ile ilgilenen uluslar arası altı ayn organizasyonun ortak şemsiye kuruluşu CoGREE. (The Co-ordinating Group for Religious Education in EuropeJ'nın toplantısında din eğitimi ile ilgili tartışmalara Avrupa Müslümanlan dışında Türkiye'nin üyelik müzakerelerini dikkate alarak diğer Müslüman ülkelerinin de dahil edilmesinden sonuç bildirgesinde bahsedilmektedir 1. Diyanet İşleri Başkanlığı halkı, inanç, ibadet ve ahlak gibi dinî konularda aydınlatan ve ibadet yerlerinin idaresinden sorumlu olan Anayasal bir kuruluş olarak, tıpkı yurtiçinde olduğu gibi, yurtdışında da din hizmetleri vermektedir. DİB 2003 yılı istatistiklerine göre çoğunluğu Batı Avrupa ülkeleri olmak üzere yurtdışında 1187 personelle hizmet vermektedir. Bu ülkeler arasında da 639 personel sayısıyla Almanya önde gelmektedir 2. DİB'in 1980'li yılların başından itibaren daha organize olarak yaptığı yurtdışındaki Müs- " Sakarya Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi. 1 CoGREE'i genel sekreteri Peter Schreiner'in 13 Şubat 2O03'te Avrupa Komisyonu Eğitim ve Kültür Genel Direktörüne gönderdiği 2006 Sonrası AB Eğitim, Öğretim ve Gençlik Programlan hakkında yazdığı mektupta geçmektedir. Bkz.»w r.oyree.mm/p^r^atementelil 3Q2P3,PPC, erişim: 07.04.2003. 2 Diyanet İşleri Başkanlığı 2003 Yılı İstatistikleri, APK Daire Başkanlığı, İstatistik no: 15, Ankara, 2004.
482 / III. DİN ŞÛRASI TEBLİĞ VE LERİ II. KOMİSYON: AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE DİN EĞİTİMİ / 483 lüman-türklere yönelik faaliyetlerinde önemli aşamalar kaydettiği ve deneyimler kazandığı bir gerçektir. Ancak verilen hizmetlerin kalitesinin, üstün ve eksik yönlerinin bilimsel olarak tespit edilmesi geleceğe yönelik hizmet üretiminde etkinlik sağlanması bakımından bir gerekliliktir. Aynca burada şu noktanın altını çizmek gerekmektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı'nın gereksinim duyduğu insan gücü ihtiyacını karşılamak üzere Avrupa'ya işçi gönderen ülkelerden hiçbirinin bu ülkelerde devlet eliyle Türkiye'nin yaptığı boyutta soydaşlanna din hizmeti ve eğitimi sunduğunu söyleyemeyiz. Örneğin, İngiltere'de yaşayan Müslümanlar arasında Pakistanlılar önemli bir grubu teşkil ettiği halde bu ülkede Pakistan devleti tararından din hizmeti verilmemektedir. Büyük ölçüde Türkiye'ye özgü yurtdışındaki Türklere yönelik din hizmetleri deneyiminin iyi tahlil edilerek gelişen şartlara göre yeniden uyarlanması ve AB'ye üyelik sürecinde bizler için ne anlam ifade edeceği üzerinde durulmalıdır. Türkiye'nin de dahil olduğu ve 80 ülkede yapılan Dünya Değerler Araştırmasında kişilerin dini kurumlara güvenini ölçen bir soru sorulmuştur. Bu soruya Türk deneklerin verdiği cevapta insanların yaklaşık % 64'ü Diyanet'e kesinlikle veya oldukça güvendiğini ifade etmiştir. DtB'e güvenmediğini ifade edenlerin oranı ise % 16'dır 3. Diyanet İşleri Başkanhğı'na halkın yönelişini anlamaya yönelik diğer bir empirik çalışmada Diyanet'e olumlu tutum içerisinde olanların oranı ise % 65'ler civanndadır 4. Bu iki araştırma sonucu birbiriyle örtüşmektedir. Yine Değerler Araştırması sonuçlanna göre Türklerin yoğun olarak yaşadığı ve AB üyesi olan Batı Avrupa ülkelerinin hiçbirinde dini kurumlara (kiliseye) güvenin, Türkiye'deki kadar yüksek olmadığı görülmektedir. DtB'e karşı Türk halkının duyduğu bu yüksek güvenin bu kurumun yurtiçi ve yurtdışındaki faaliyetleri için en önemli zenginlik kaynağı olduğunun belirtmek isterim. Sekülerizmin ve çoğulculuğun etkisini daha fazla göstermeye başladığı bir dünyada, dini bir kuruma karşı duyulan bu yüksek güvenin artarak devam ettirilmesinin önemi açıktır. Bu sebeple DtB'nın, halkın yurtiçi ve yurtdışındaki dinî faaliyetlerle ilgili beklentilerini göz önüne alması ve hizmetlerde kaliteyi artırma yönündeki çabalan desteklemesi gerekmektedir. Bu genel değerlendirmelerden sonra bildiride, yurtdışındaki Türk gençlerinin genel durumu, bunlann yaşadıklan toplumla ilişkilerinde dinin yeri üzerinde durulacaktır. Akabinde de DtB'e gençlere verdiği hizmetlerle ilgili problemler ve bunlann iyileştirmesine yönelik öneriler sunulmaya çalışılacaktır. Bildiri ile ilgili bazı sınırlılıklar üzerinde durmak istiyorum. Yurtdışındaki din görevlileri, din dersi öğretmenleri vb. konularda empirik bazı çalışmalar 5 olmasına rağmen özel olarak çocukların ve gençlerin Diyanetin sunduğu hizmetler konusundaki beklentilerini ve 3 1996 Dünya Değerler Araştırması, 135 nolu soruya verilen cevap. 4 Kemalettin Taş, Türk Halkının Gözüyle Diyanet, tz yayıncılık, istanbul, 2002. 5 Konuyla ilgili bazı çalışmalar içi bkz. Cemal Tosun, Din ve Kimlik, TDV yay., Ankara, 1993; N. Yaşar Aşıkoğlu, Almanya'da Temel Eğitimdeki Türk Çocuklannm Din Eğitimi, TDV Yay., Ankara, 1993; Mustafa Tavukçuoglu, Avrupa'da Türk Ailesi ve Din Eğitimi (Avusturya Örneği), Mehir Vak. Yay., Konya, 2000; Mustafa Tavukçuoglu, Belçika'da Türk AUesi ve Din Eğitimi, Mehil Vak. Yay., Konya, 2000; Talip Küçükcan, "Diaspora'da Dini İnanç ve Tutumlar: Genç Türkler ve Dini Hayat", Gençlik Dönemi ve E p m l-l l, Ed. Hayan Hökelekdeğerlendirmelerini içeren empirik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Dolayısıyla bildiride genel olarak gençlerin eğitimi, kimlik problemleri vb. konularda yapılan uygulamalı araştırma sonuçlarından; ki çoğunlukla Almanya ile ilgilidir, yurtdışında görev yapmış bazı din görevlileri ile görüşme ve gözlemlerden istifade edilmiştir. Bildiri de, değerlendirmeye genç Türk nüfusunun fazla olması ve Diyanetin hizmet alamna daha fazla girmesi sebebiyle Avrupa ülkeleri esas alınmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Avrupa dışında, ABD ve Avustralya'ya da din görevlisi göndererek din hizmeti sunmaya çalışmaktadır. Ancak bunlann sayısı son derece sınırlıdır. ABD'de görev yapan ateşe dahil din görevlisi yalnızca 11, Avustralya'da ise bu sayı 12'dir 6. Örneğin, ABD'de Türk nüfusunun Avrupa'ya göre az olması ve bu ülkede dağınık olması nedeniyle diyanet hizmetlerinin daha ziyade sembolik seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa'da Türk Gençleri Türkiye'den yurtdışı göçü, 1960lı yılların başından itibaren başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine yönelmiş, 1970'li yıllarda ise yoğun bir şekilde devam etmiştir. Başlangıçta geçici bir süre çalışmak ve tasarruf yapıp ülkeye geri dönmek üzere giden işçilerimizin bu geçiciliği kalıcılığa dönüşmüş, yurt dışında kalman süre uzadıkça aile birleşmeleri gerçekleşmiştir. Sonuçta hayatının tamamım yurtdışında geçiren ikinci ve üçüncü kuşak ortaya çıkmıştır. Günümüzde, Avrupa'daki Türklerin nüfusu 3 milyonu geçmektedir 7. Avrupa'daki Türk varlığının önemli bir bölümünü de çocuklar ve gençler teşkil etmektedir. Yalnız Almanya'da okul çağındaki çocuk ve gençlerin 500 binin üzerinde olduğundan bahsedilmektedir. Bu gençlerin yaşadıklan topluma uyum sağlamalannda ve kimliklerinin oluşumunda muhtemelen din faktörü Türkiye'deki bir gençten daha fazla önem kazanmaktadır. Birinci nesil açısından işyerinde uyumlu olmak yeterli olmakta iken gençlerde okul ve okul dışı çevreyle uyum problemi gündeme gelmektedir. Birinci nesilden farklı olarak gençlerin iki yönlü sosyalleşme süreci ile karşı karşıya kalması bizlerin gençlerin din konusundaki tutumlannı anlamamıza da yardımcı olacaktır 8. Gerçekte Avrupa diyasporasmdaki gençlik dini yönden Türkiye'deki bir gencin yaşadıklannı yaşamakta ve buna ilaveten dini algılamalan farklı olan Hristiyan, çoğulcu ve daha seküler bir toplumda Müslüman olarak yaşamanın mücadelesini vermektedirler. Bilindiği gibi genel olarak 12-25 yaş arası gençlik çağı olarak kabul edilmektedir. Çocukluktan gençliğe geçişle birlikte bilişsel gelişim soyut düşünceleri algılayacak hale gelmekte ve li, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2003, ss.169-194; Yurdagül Mehmedoglu, "Almanya Achen Bölgesinde Yaşayan Türk Gençlerinin (Örgün Eğitimde) Din eğitimi ve Öğetimi Beklentileri", Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Çalışma Toplantısı-1, DEM Yayınlan, İstanbul, 2004, ss.253-275. 6 Bkz. 2003 yılı Diyanet İşleri Başkanlığı İstatistikleri. 7 Musa Taşdelen, Hacı Duran ve Ahmet Eskicumalı, Avrupa'daki İkinci ve Üçüncü Kuşak Türk Gençliği (Kimlik ve Uyum Sorunlan) Sakarya Üniversitesi Araştırma Raporu, Sakarya, 1999. 8 Bkz. Musa Taşdelen ve arkadaşlan, M.Sait Doğan, Bati Avrupa'da Türk Gençlerinin Din Algılaması ve Dini Davramşlan, Değişim Yay., İstanbul, 2001.
484 / III. DİN ŞÛRASI TEBLİĞ VE LERİ II. KOMİSYON: AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE DİN EĞİTİMİ / 485 gençte muhakeme yeteneği gelişmektedir. Ergenlikle, gençlerin kimlik arayışı başlamakta ve giderek ailenin genç üzerindeki etkisi azalmaktadır. Gençlik dönemi şüphelerin fazla olduğu ve otorite ile ilişkiler konusunda da son derece dikkat edilmesi gereken bir evredir. Bu hayata anlam verme ve kimlik kazanma süreci içerisinde din hem teolojik olarak hem de kültürün bir unsuru olarak fonksiyon icra etmektedir. Avrupa'ya göç eden ilk nesil, dini ve kültürel olarak camiler etrafında örgütlenmişlerdir. Onlar için cami Türkiye'dekinden daha fazla bir anlam ifade etmektedir. Yabancı bir kültür ortamında sosyalleşme ve kimliklerinin korunmasında cami önemli fonksiyon icra etmiştir. Eğitim düzeylerinin düşük olması ve bulundukları ülke dillerini öğrenmedeki sıkıntıları dolayısıyla cami onlar için ibadet edilen bir mekanın ötesinde bir yer olmuştur. Ancak genç nesiller için aynı şeyi söyleyemeyiz. Onlar içinde bulunduklan toplumun kültürünün şekillendirdiği eğitim kurumlarına devam etmekte, anadillerinden başka bir dili öğrenmekte ve o dil ile öğrenim görmektedirler. Okulda ve okul dışında Türkler'den farklı arkadaşlan olmaktadır. Bu onlara yaşadıklan toplumu daha iyi tanıma ve sunulan fırsatlardan daha çok faydalanma imkanı verirken bazı krizlerin yaşanmasını da beraberinde getirmektedir 9. Aileden ve anavatandan aldıklan değerler ile okuldan veya yaşadıklan ülkedeki değerler arasında çatışmalar olabilmektedir. Zira Avrupa'daki Türk gençlerin kimlik şekillenmesindeki önemli unsurlann başında, din, dil ve anavatan temel kavramlan oluşturmaktadır. Yine kültürel kimliklerinin oluşmasında ve sosyalleşmelerinde cami tek mekan olmasa da önemli bir mekan olma özelliğini sürdürmektedir. Dolayısıyla Avrupa'da camilerin fonksiyonunun Türkiye'den farklı olduğunu din hizmetleri verirken göz önüne almak gerekmektedir. Avrupa'daki Türk gençlerinin yaşadıklan toplumun dini yönden bazı özelliklerine değinelim. Her şeyden önce bu toplumlar çoğulcu bir özelliğe sahipir. Bu çoğulculuğun yansımalannı din üzerinde de görmek mümkündür. Bu çoğulculuk klasik dinler arası çoğulculuğu aşan ve aynı din içerisinde çoğulculuğu öngören bir yaklaşım sergilemektedir 10. Avrupa ülkelerinde Hristiyanlık fert ve toplum üzerinde belirleyici etkisini kaybetmiştir. Türkiye'ye göre daha seküler bir toplum yapısı arz etmektedir. Yapılan araştırmalar, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkelerinde en azından kurumsal dindarlığın oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Avrupa'da ön planda olan başka bir değer ise, ferdiyetçiliktir. Toplum üst düzeyde kendi sorumluluğunu üstlenen otonom fertler istemektedir. Kişisel otonom ve özgürlüğe her şeyin üzerinde önem atfedilmektedir. Ailede ve çevrede fertlerin karar verme süreçlerine katılması desteklenmektedir. Ancak ferdileşmenin önemli bir unsurunu oluşturan özgürlüğün gençler tarafından etkin ve faydalı olarak kullanılması sorunu gündeme gelmektedir. Ferdileşme aynı zamanda geleneksel kurumların (siyasi partiler, kilise vb.) daha çok sorgulanmasını ve bu kurumlara duyulan güvenin azalması sonucunu doğurmaktadır. Dini otoritelere daha eleştirel bakılması ve güvenin azalmasının da bu sürecin bir parçası ol- 9 Bkz. Musa Taşdelen ve arkadaşlan. 10 Bkz. Robert Jacksorı, Rethinking Plurality and Pluralism, Routlege, London, 2004. duğunu söyleyebiliriz. Gençler dine inanmaya devam etmektedirler. Fakat bu dini inanışta ferdî dindarlık daha ön plana geçmektedir 11. Türk gençlerinin yaşadıklan ülke halklan çoğunlukla Hristiyandır. Toplumun farklı alanlannda, Hristiyanlığm Batı kültürü üzerindeki etkileri söz konusudur. Diyasporadaki gençlerimiz farklı bir dini ortamda, kendi dini kimliklerini, ana toplumla irtibatı devam ettirerek nasıl geliştirebileceklerdir? Üstelik Amerika'daki 11 Eylül saldırılan sonrası negativiteyi belirtmek için onlara "Müslüman çocuk veya genç" denilmektedir 12. Üstelik yapılan araştırmada Avrupa'daki Türklerin üçte ikisi sık sık veya zaman zaman kendilerini yaşadıklan toplum tarafından aynmcılık yapıldığını düşünmektedirler 13. İşte yukanda bazı özelikleri belirtilmeye çalışılan bir çevrede cami ve cami dışmda din görevlisi veya dini anlatan kişi, gence nasıl yaklaşmalıdır? Her şeyden önce Türkiye'de yaşayıp eğitimini orada yapmış bir din görevlisinin Avrupa'daki Türk gencini anlaması mümkün mü? Mümkünse bu nasıl olacaktır? Din hizmetleri verilirken bu gençlerle nasıl iletişim kurulmalıdır? İlmihal bilgilerini ve Kur'an'ı yüzünden okumayı öğrenmeyi aşan tarzda cami merkezli din eğitiminde gençlerin hayatlanna anlam vermede ve değerler sistemini oluşturmasına katkı sağlayacak şekilde nasıl bir İslâm öğretilmelidir? Problemler 1. Çocuk ve gençlerle din görevlileri arasındaki iletişim: Çoğulcu, ferdiyetçiliğin ön planda olduğu seküler Avrupa toplumlannda yetişen, aileden getirdiği değerlerle yaşadığı ana toplumun değerleri arasında çatışmalan yaşayan üçüncü nesil Türk gençlerine benzer tecrübeleri yaşamamış din görevlilerin gençleri nasıl anlayabileceği ve iletişim kurabileceği gündeme gelmektedir. Gençlerle etkili iletişim kurmak için benzer süreçlerden geçmek veya uzun süre bilinçli gözlemlerde bulunmak ve tahayyül etmek gerekebilir. Din görevlilerinin neredeyse tamamına yakınının Avrupa'daki gençlerin deneyimini yaşamadıklanna göre geriye onlar hakkında bilinçli gözlem ve konuyla ilgili yazılan literatürü takip etmek kalmaktadır. Bir din görevlisi üstün bir gayret göstererek görev yaptığı ülkedeki gençlerle etkin iletişim kurmaya başladığı andan itibaren diğer bir sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Bu defa yurtdışındaki kalma süresi bitmektedir. Türkiye'den yeni gelen din görevlisi her ne kadar yurtdışına gitmeden önce hizmet içi eğitim kurslannda genel bazı bilgiler verilse de benzer süreci yaşamak durumunda kalmaktadır. Ancak gençlerin din görevlilerini dini model alma ve din hizmeti verme konusunda güvendiklerini ifade etmek gerekir 14. 2. Dil sorunu: Avrupa'daki çocuklar ve gençler bulunduklan ülkelerin dilini öğren- 11 Bkz. Hans-George Ziebertz, Religious Education in a Plural Western Society, UT Verlag, Müster, 2003. 12 Ina ter Avest, "Children and God, narrated in stories", 14th International Seminar on Religious Education and Values, Philadelphia, USA, 25-30 Temmuz 2004. 13 Ulrich von Wilamowitz-MoeUendorff, Almanyadaki Türkler, Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilciği, tarihsiz, (muhtemelen 2002 veya 2003'de yayınlanmış, olabilir) 14 Hasan Alacacioglu, Deutsche Heimat islam, Waxmann, Berlin, 2000. (Almanca kaynaklardan bazı bölümleri çevirerek faydalanmamı sağlayan Nesibe Gülşen'e teşekkür ederim)
486 / III. DİN ŞÛRASI TEBLİĞ VE LERİ II. KOMİSYON: AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE DİN EĞİTİMİ / 487 mekte, okulda, sosyal hayatta bu dilleri kullanmaktadır. Cami ve cami etrafında şekillenen derneklerde ise kullanılan dil Türkçe'dir. Gençler ise daha iyi bildikleri dilleri kullanma eğilimindedir. Hatta Türkçe dil becerilerini geliştirmede önemli bir araç olan Türkçe TV kanallannı çocuk ve gençlerin seyretmek istemediği ifade edilmektedir. Hutbe ve vaazlarda ve cami etrafında şekillenen iletişim ve eğitimde din görevlileri Türkçe kullanmaktadır. Bu anlaşılabilir ve gençlerin Türkçe düzeylerinin gelişimine katkı sağlayabilecek bir durumdur. Ancak gençlerin Türkçe yetersizlikleri sebebiyle dini bazı kavranılan ve söylemleri anlamada zorlandığı belirtilmektedir. Bu durumda din görevlisinden bulunan ülkenin dili ile açıklamada bulunulup diyalogu devam ettirmesi beklenmektedir. Aynca din görevlilerinin genç ve yetişkin Türklerin nasıl bir sosyo-kültürel ortamda yaşadıklannı anlamalan, medyayı takip etmeleri ve yaşadıklan toplumun dinle irtibatlı kurumlan ile ilişki sağlamalan için de bulunduklan ülkenin dilini öğrenmeleri son derece önemlidir. Böylelikle din görevlileri yaşadıklan toplumlar hakkında bilgi ve iletişim kanallan artacak ve etrafında bulunan birkaç Türk'ün vereceği bilgi sınırını aşarak ufku genişleyecek ve görevini daha etkin olarak yerine getirecektir. Neticede o ülkede yaşamaktan daha fazla mutluluk duymaya başlayacakür. Ancak yurtdışında görevlendirilen din görevlilerinin dil yeterliliklerine baktığımızda durumun hiç iç açıcı olmadığı görülmektedir. Türkiye'de yabancı dil tazminatı almayı dil yönünden bir yeterlilik ölçüsü olarak kabul edersek 2004 yılı istatistiklerine göre yurtdışında görevli personelden 7'sinin yabancı dil tazminatı (C ve üzeri dil seviyesi) aldığı görülmektedir. Bunlann 6'sının Arapça'dan yalnız l'inin İngilizce'den olduğu düşünülürse yurtdışı görevlerinde dil konusunda mevcut durum daha iyi anlaşılacaktır 15. 3. Gençler ve cami: Çocuk ve gençlerin başta cami merkezli din hizmeti olmak üzere özel olarak DlB'den beklentilerinin ne olduğuna dair emprik bir araştırma sonucu bulunmamaktadır. Her şeyden önce Avrupa'daki gençlerin DİB'i nasıl algıladıktan, hizmet niteliği ve süreçleriyle ilgili beklentilerinin bilinmesi ve bunlardan din görevlilerinin haberdar edilmesi gerekmektedir. Avrupadaki Türk gençleri üzerine yapılan bazı araştırmalarda gençlerin çoğu zaman zaman camiye gittiklerini ve din eğitimi aldıklan en önemli yerin cami olduğunu ifade etmektedirler^. Dolayısıyla camilerde verilen hutbe, vaaz ve din eğitimi faaliyetierinde gençlerin ihtiyaçlarının dikkate alınmasını gerekli kılmaktadır. Türkiye'den merkezi olarak hazırlanan Cuma hutbesinin Berlin'deki bir gencin beklentilerine ne kadar cevap vereceği üzerinde düşünülmelidir. Aynca vaaz ve dini sohbetler gençlerin din ile ilgili sorulanna hangi düzeyde cevap verebilmekte ve yaşadıklan dünya ile İslâm arasında irtibat kurabilmektedir? 11 Eylül sonrası dünyada oluşan ve şiddetle İslâm arasında ilişki kurmaya çalışılan olumsuz İslâm imajı Türk gençlerinin İslâm algılamalanna nasıl etki etmektedir? Bu konularda camide ne yapabilir? Bir diğer önemli mesele ise şudur: Cami ile irtibaö az veya hiç olmayan gençlerimizle iletişim kurmak için neler yapılış 2003 Yılı Diyanet İşleri Başkanığ, İstatistikleri. İstatistik kitapçığında açıkça ifade edilmemekle birfikte bu rakamlar yalnız dm hızmetlen müşaviri, müşavir yardımcısı ve ateşeleri de kapsıyor olabilir 16 Musa Taşdelen ve arkadaştan; Hasan Alacacioglu, malıdır? 4. Kur'an kursu programı: Diyanet İşleri Başkanlığı tarafında yurtdışı teşkilatı için hazırlanan "Kur'an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Programfnın 17 içerik ve pedagojik yönden yeterli olduğunu söylemek mümkündür. Bu program Türkiye'de uygulanan programın neredeyse aynıdır. Türkiye'de bu programın yetersizliği tartışılmaktadır. Aynca yurtdışı şartlannı dikkate alacak herhangi bir esneklikte bulunmamaktadır. Bu programda İslâm sunumunda büyük oranda İslâm'ın yaşayan şeklini, üzerinde düşünmeyi fazlaca dikkate almayan "ilmihal merkezli" bir din anlayışı sunulmaktadır. Didaktik olarak da bu programın gençlerin dikkatini çekecek durumda olmadığı söylenebilir. Bu kurslan destekleyici yardımcı kitap ve görsel malzeme yetersizliği de meselenin diğer bir boyutunu oluşturmaktadır. Hafta sonlan veya tatillerde verilen Kur'an kurslanna çocuk ve gençlerin düzenli devam etmedikleri, öğrenme konusunda isteksiz olduklan ve sınıf yönetiminde sorunlar yaşandığı, yetişkinlerin çocuklarla yeterince ilgilenmediği ifade edilmektedir. Öneriler: 1. Avrupa'daki Türk çocuklan ve gençlerinin DİB hizmetlerinden, din eğitiminden memnuniyet durumu, beklentileri ve İslâm algılamalanyla ilgili projelendirilmiş emprik çalışmalara acil ihtiyaç bulunmaktadır. Muhtemelen Diyanet İşleri Başkanlığı'nın öncülüğünde Türkiye ve yurtdışındaki ülkelerden akademisyenlerle işbirliği yapılarak gerçekleştirilecek bilimsel araştırma sonuçlan DİB'in gençler veya yetişkinlerin yurtdışı hizmeti politikası oluşturmasına ve geliştirmesine ışık tutacaktır. 2. Yurtdışında görev yapan din hizmetleri müşavirleri, ateşeleri ve din görevlilerinin her biri bulunduklan ülke ve bölgelerde din hizmetleri ve eğitimi konusunda birbirinden farklı ve benzer problemler yaşamakta ve bu problemlerin üstesinden gelmek için uğraşmaktadırlar. Bazı görevliler ortamın bütün zorluklannı aşarak gençlere ve yetişkinlere yönelik başarılı hizmetler sunmaktadır. Farklı ülke ve bölgelerde görev yapan din görevlilerinin birbirlerinin deneyiminden faydalanmalannı sağlamak amacıyla bölgesel çalıştaylar (vvorkshop) yapılabilir. Din hizmetleri müşavirliklerince organize edilecek ve konuyla ilgili birikimi olan bir akademisyenin yönetiminde gerçekleştirilecek bu çalıştaylar din görevlilerinin yaşadıklan deneyimleri paylaşmalannı sağlayacağı gibi aym zamanda yeni düşünce ve yaklaşımlann gelişimine de zemin hazırlayacaktır. Farklı yerlerde gerçekleştirilecek çahştay sonuçlan DİB'in yurtdışı hizmet politikası geliştirmesinde istifade edilebilir. Aynca Avrupa ülkelerinde kiliselerin gençlere yönelik faaliyetlerinin neler olduğu, nasıl bir metot takip ettikleri, başarılı ve başarısız olduklan yönler ve bunlann nedenleri gerçekçi ve bilimsel olarak tespit edilerek istifade edilebilir. 3. Cami ve cami etrafında şekillenen dernek faaliyetlerine gençlerin katılımının daha çok sağlanması için çaba harcanmalıdır. Geleneksel eğitim anlayışında ana hatlanyla öğ- 17 T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Yurtdışı Teşkilatı Kur'an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kurslan Yönergesi ve Müfredat Programı, Ankara, 1997.
488 / III. DİN ŞÛRASI TEBLİĞ VE LERİ II. KOMİSYON: AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE DİN EĞİTİMİ / 489 retmen bilgiye sahip olan ve onu öğrenciye veren bilgi kaynağı, öğrenci ise bu bilgiyi alıp öğrenmeye çalışan pasif alıcı konumundadır. Bu şekilde öğretim hangi ortamda olursa olsun öğrenenin ilgisini çekmemekte ve motivasyonu azaltmaktadır. Bu nedenle gençlere değerli olduklannı hissettirmek ve öğrenme motivasyonunu artırmak için din eğitimi veya diğer kültürel faaliyetler yapılırken karar alma ve uygulama süreçlerine gençlerin katılımı teşvik edilmelidir. Örneğin, fiziki şartlan yeterli olan ve dini olarak temel bilgileri almış gençlere yönelik dini ve kültürel içerikli seminer programları düzenlenip bu süreçte gençlerin aktif görev almalan sağlanabilir. Din görevlisinin gözetiminde yapılacak bu faaliyetlerle gencin sorumluluk duygusunun gelişimine katkı sağlanacak ve kendisine değer verildiğini hissedecektir. Aynca din ile ilgili konuda yalnız kitapta yazılanlan değil yaşadığı toplumda din ile bağlantılı deneyimleri gündeme getirme fırsatı bulacaktır. İlaveten, bazı cami külliyelerinde bulunan ve gençlerin ilgisini çeken sportif ve kültürel aktiviteler için sunulan fırsatlann geliştirilmesi anlamlı olacaktır. 4. Diyanet İşleri Başkanlığı'nm birleştirici misyonuna uygun olarak Avrupa ülkelerindeki farklı dini gruplardan Türk gençlerini, diğer Müslüman ülke gençlerini ve yaşanan ülkelerdeki çoğunluğu Hristiyanlığa mensup gençlerle dini ve ahlaki niteliği olan ortak kültürel faaliyetlerde bulunmalan son derece anlamlı olacaktır. Böylece aynı dine inanan gençler farklı yorumlar ve ülke geçmişlerine rağmen ortak değerlerinin neler olduğu üzerinde düşüneceklerdir. Hristiyan gençlerle yapılacak faaliyetlerde farklı din mensuplan ile karşılıklı birbirlerini yargılamadan dini yönden anlamalan, gençler için hayatlannda dinin anlamının ne olduğu konusunda düşünce ve deneyimlerini paylaşma fırsatı bulacaklardır. Bu çeşit faaliyetler için İslâm ve Hristiyanlık tarafından kutsal kabul edilen günler, geceler, bayramlar tercih edilebilir. 5. Yurtdışına gönderilecek din görevlilerinin hizmet içi eğitimine yönelik yurtdışındaki Türk gençlerinin din algılaması, beklentileri vb. araştırma sonuçlan, yurtdışından dönen din görevlilerinin verdiği raporlar vb. istifade edilerek bir el kitapçığı hazırlanmalıdır. Çocuk ve genç psikolojisi, bu dönemin dinsel yönden özellikleri, onlarla nasıl iletişim kurulması gerektiği, özellikle de yurtdışında azınlık olarak yaşayan gençlerimizin durumunu içeren konular hizmet içi eğitim kurslannda ayn bir önem verilmelidir. Görevlilere yurtdışı hizmetinde kendilerini bekleyen sorumluluğun farkında olmalan sağlanmalı ve resmi sorumluluklann ötesinde gönüllü hizmet algılamasının gençlere yönelik faaliyetlerde ne kadar önemli olduğu özellikle belirtilmelidir. Aynca daha önceki din şuralannda da dile getirilmesine rağmen yeterli mesafe kat edilemeyen din görevlilerinin dil yeterliliklerinin geliştirilmesine yönelik politikalara ayn bir önem verilmelidir. En çok Türk'ün yaşadığı ve DİB'in en çok din görevlisi istihdam ettiği Almanya dikkate alınarak başta Almanca olmak üzere yabancı dil öğretimine ayn bir önem verilmelidir. Bu aynı zamanda dolaylı Türkiye AB'ye tam üye olduğu zaman diğer ülkelerle dini ve kültürel diyalog yapmanın DİB açısından altyapısının hazırlanmasına katkı sağlayacaktır. 6. Yurtdışı için hazırlanmış olan Kur'an Kurslan programı Türkiye için hazırlananın aynısı ve pedagojik açıdan yetersizdir. Bu program Türkiye'deki Kur'an Kursu programlannın yeniden hazırlanması bağlamında ele alınıp değiştirilmelidir. Müslümanlann azınlık olarak yaşadığı Avrupa ülkelerindeki Türk gençleri için kimliklerinin bir parçası olarak din ayn bir yere sahiptir. Özellikle 11 Eylül sonrası oluşan olumsuz ve şiddetle özdeşleşen İslâm imajı gençler için bazen problem olabilmektedir. Bu nedenle İslâm sunumunda banş ve öteki ile olumlu ilişkilere, İslâm'da kadın vb. özel olarak vurgu yapılarak bu hususlarda gençlerin bilgilendirilmesi özellikle ehemmiyet kazanmaktadır. 7. İslâm'ın azınlık ortamında olduğu, çoğulcu ve seküler toplumun özelliklerini göz önüne alan pedagojik ilkelere göre hazırlanmış ilmihal türü kitaplan aşan yazılı ve görsel malzeme hazırlamasına öncülük edilmelidir. Hazırlanan bu materyaller Türkçe'nin yanı sıra değişik Batı dillerine çevirisi yapılmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nm 2004 yaz ayında hazırlayıp ücretsiz olarak yaz kursuna devam eden öğrencilere dağıttığı "Dinimi Öğreniyorum" kitabının iyi bir başlangıç olduğu söylenebilir. Aynca yurtdışındaki din görevlileri gençleri, dini konulan içeren internet tartışma gruplan ve internet sayfalan hazırlamak için teşvik edebilir. 8. Başta gençler olmak üzere yurtdışındaki Türklerin kendi yaşadıklan kültürel ve dini meseleler üzerinde eleştirel olarak düşünmelerine katkı sağlanmalıdır. Uzun vadede Türkiye'nin oradaki genç ve yetişkinlerin dini ihtiyaçlan da dahil olmak üzere Avrupa'daki Türklere etkili, gerçekçi olarak ne kadar süre daha yardımcı olacağı düşünülmelidir. Sözgelimi, kendi din görevlisini, din dersi öğretmenini yetiştirme konusunda teşvik edilmeli ve gençler bu konularda yönlendirilmelidir. Gençler bu bağlamda AB üye ve aday ülkelerin istifade ettiği ve Türkiye'nin de yeni katıldığı ve üniversite düzeyinde karşılıklı öğrenci değişimini de içeren ERASMUS programı ve gençlik kültürel değişim programlanndan istifade edebilirler. 9. Devlet politikası olarak AB üyesi olmayı hedeflediğimiz ve yakın zamanda tam üyelik müzakerelerine başlamayı ümit ettiğimiz bir dönemde çoğunluğu AB ülkelerinde yaşayan gençlerimizin din, kültür vb. konularda yaşadıklan problemler ve fırsatlar Türkiye için geleceğe yönelik AB deneyimi için bir anlamda laboratuar niteliği taşımaktadır. Bu açıdan da Avrupa'daki gençlerin din hizmetleri ve eğitimi konusuna bakılması anlamlı olacaktır.