1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI
Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim kapasitesinin tam olarak kullanımını sağlayamadığı durumda ekonomi eksik istihdamda dengeye gelmektedir. Buna ek olarak para miktarı azalmakta, girişimciler borçlanma yerine borçlarını ödemeyi tercih etmektedirler. Para miktarının azalması toplam talepte azalmaya neden olmaktadır. 2
Deflasyon Durgunluk veya deflasyon da genel ekonomik dengenin bozulması ile ilgili bir sorundur. TA>TT durumudur. Bunu iki şekilde ifade edebiliriz. TA, TT den fazladır. TT, TA dan azdır. Veya talep yetersizdir. Yani durgunluk demek, toplam talep yetersizliğinden kaynaklanan bir toplam arz toplam talep dengesizliği demektir. 3
Durgunluk, Buhran, Kriz Durgunluk halinde bir ekonomide şu belirtiler söz konusudur: Milli gelir seviyesi düşmektedir (negatif büyüme) İşsizlik artmaktadır. Hem üretim faktörlerinin fiyatları ve hem de mal ve hizmetlerin fiyatlarında genel bir düşme eğilimi ortaya çıkmaktadır. Dolaşımdaki para arzı azalmaktadır. Borçlular (girişimciler) yatırım yapmamakta, yeni projelere girişmemekte, varolan borçlarını ödemeyi tercih etmektedirler. Bütün bunlardan dolayı toplam talep seviyesi azalmaktadr. 4
daralma canlanma DEVRİ (KONJONKTÜREL) HAREKETLER GSMH refah refah refah Trend refah Çöküntü (depresyon) Çöküntü Çöküntü Zaman 5
Devri Hareketler Bu şekle göre işsizlik, enflasyon, büyüme hepsi devri hareketlerle yakından ilişkilidır. Trend bize, tam istihdam olması halindeki GSMH nın seviyesini vermektedir. İki eğri arasındaki farka GSMH (çıktı) boşluğu denir. Yani; GSMH Boşluğu = Potansiyel GSMH Gerçekleşen GSMH dir. 6
7 Okun Kanunu
Okun, reel GSMH nın büyüme oranı ile işsizlik arasındaki ilişkiyi ampirik olarak incelemiş ve şu sonucu varmıştır. İşsizlik oranı değiştiğinde bunun büyüme oranını bire bir değiştirmediğini ifade etmektedir. 8
Büyük Buhran 1929 da ABD de meydana gelen ve tüm sanayileşmiş ülkelerde kendini hissettiren dünya ekonomik buhranında 1929-1932 arasında ABD borsasındaki % 85 lik bir çöküş buhranın ne kadar korkunç sonuçları olduğunu göstermektedir. 1929 da $1000 olan bir hisse senedi 1932 de sadece $150 etmekteydi. Yine 1929-1933 arası ABD nin GSMH ı %30 azaldı. İşsizlik oranı %3 den %25 e yükseldi. Yatırımlar tamamen durdu. Fiyatlar %25 azaldı. 9
Önemli İki Soru Bu buhran neden meydana geldi? Tekrar olması muhtemel mi? 10
Buhran Neden Meydana Geldi? 1. sorunun cevabı klasik iktisadi düşüncenin ekonomi kendi dengesini bulmakta, devletin müdahalesine gerek yok anlayışının geçerli olmadığını gösterdi. Modern makro ekonominin, maliye politikasının doğumu işte bu ortamda Keynes tarafından buhranın tekrar yaşanmaması için ve varolan sorunların çözümü için geliştirildi. Keynes 1936 da yayınladığı İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi kitabıyla müdahaleci devlet egemenliğini savunmuştur. Keynes e göre bir ekonomide istikrarsızlıkların temel kaynağı özel yatırım düzeyinin istikrarsızlığıdır. Ayrıca piyasaların istikrarsız olduğu ve bu nedenle de, eğer kendi haline bırakılırsa istikrarsızlık olacağını 1930 buhranı göstermiş, devletin toplam talebi arttırıcı önlemler almasını, aktif olarak devletin ekonomiye müdahalesini savunmuştur. 11
1950 lerde Milton Friedman öncülüğünün yaptığı bir görüştür. Bu görüşün temel dayanağı para politikasının üretim ve fiyat davranışı üzerinde etkili olduğunu ileri sürmektedirler. Parasalcı Görüş Bunlara göre bir ekonomide ekonomik faaliyetlerdeki dalgalanmaların temel nedeni para arzındaki istikrarsızlıklardır. Monetaristler, büyük buhranın yanlış uygulanan para politikasından kaynaklandığını belirtmekte, bundan sonra da para politikasının etkin kullanımı ile ancak buhranlar önlenebilir demektedirler. Eğer, para arzını yıllık sabit bir oranda arttırırsak bir ekonomideki istikrarsızlıklar büyük ölçüde azalabilecektir. ekonomideki dalgalanmaların temel nedeni para arzındaki istikrarsızlıklardır. Büyük buhranın büyüklük ve süresinin uzunluğu bu dönemde uygulanan yanlış para politikalarıdır. 12
Keynes in Görüşü istikrarsızlıkların kaynağı, özel yatırım kararlarındaki istikrarsızlıklardır (Hızlandıran Prensibi). Keynesyenlere göre tüketici talebi olmadığı sürece yatırım yapma kararı alınmayacaktır. 13
Deneyimler, 1929 buhranından dersler, ekonomideki yeni anlayışlar. 2008 krizi. 14
TA>TT olduğuna göre TT yetersizliği var demektir. Tüketim ve Yatırım Harcamaları yetersizdir. 15
16 Amaç, toplam talepteki yetersizlikleri gidermek olmalıdır. Bu nedenle kamu harcamalarının artırılması ve/veya vergilerin azaltılması gerekmektedir. Kamu harcamaları açısından doğrudan mal ve hizmet alımına yönelen harcamaların tercih edilmesi gerekmektedir. Yatırım ve cari harcamaların genişletici etkileri aynıdır.
Transfer harcamaları açısından yapılabilecek diğer bir analiz düşük gelir gruplarına yönelecek transfer harcamalarının cari ve yatırım harcamalarından farksız olacağıdır. Zira düşük gelir gruplarının marjinal tüketim eğilimi 1 dir. Hem durgunlukla mücadele açısından hem de gelir dağılımını iyilştirme açısından etkin bir çözüm olabileceğidir. Firmalara yapılacak transferlerin ekonomideki durgunluğu giderme etkisi zayıftır. Çünkü talep yetersizdir. 17
Durgunlukla Mücadelede Kamu Gelirleri Politikası Kamu gelirleri politikası açısından amaç, kullanılabilir kişisel gelirin artırılması ile özel tüketim ve yatırım harcamalarının artırılmasıdır. Verginin konu itibariyle geniş olması gerektiğidir. Bu açıdan gelir vergileri ile gider vergilerinin en etkin vergiler olduğu söylenebilir. Servet vergileri ise bu anlamda elverişli vergi türü değildir. Gider vergilerinin gelir vergisine göre üstünlüğünün olduğu söylenebilir. 18
Durgunlukla Mücadelede Borçlanma Politikası Durgunluk dönemleri borçlanmanın önemli bir yerinin bulunduğu açıktır. Zira artırılan kamu harcamaları ve azaltılan vergiler bütçe açığının finansmanı sorununu ortaya çıkaracaktır. Enflasyonist dönemlere göre borç yönetimi daha kolaydır. Çünkü durgunluk dönemlerinde atıl fonlar mevcuttur ve devlet atıl fonları borç ile toplayıp harcama olarak yeniden ekonomiye sokabilir. 19
Durgunlukla Mücadelede Borçlanma Politikası Borçlanmanın özel harcamalar üzerinde en az etki meydana getirecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Eğer kişiler ve firmalardan borçlanmada borç verdikleri parayı atıl olarak tuttukları paralardan karşılıyorlarsa toplam talepte bir azalma yerine artış olacaktır. Bankalardan borçlanılması durumunda yine genişletici bir etki oluşacaktır. Merkez Bankasından da borçlanma benzer bir neticeyi ortaya çıkaracaktır. 20
Durgunlukla Mücadelede Borçlanma Politikası Borçlanma Kişiler Eğer kişiler tasarruflarını borç verirse problem yok, tüketimlerini kısarlarsa problem olur. Firmalar Kaynak tasarruf ise problem yok. Ticari Bankalar Atıl fonlar ise problem yok, kredi verilerek özel sektör talebi artırılacaksa problem olur. M. Bankaları Para arzı artırılarak borçlanılmaktadır. TT daraltıcı etkisi yoktur. En etkin borçlanma yoludur (durgunlukta) 21