AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012) Sarar / Türkiye davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Daire), komite olarak, aşağıdaki isimlerden oluşmaktadır: Isabelle Berro-Lefèvre, Başkan Guido Raimondi, Helen Keller, Yargıçlar Françoise Ellens-Pasos, Daire Yazı İşleri Müdür Yardımcısı 6 Mart 2012 tarihinde işleme konulan söz konusu başvuru üzerinde görüşüldükten sonra aşağıdaki karar verilmiştir: USUL 1.Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan (1974/09 no lu) davanın nedeni Türk vatandaşı Mehmet Sarar ın (başvurucu) 14 Aralık 2008 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması na ilişkin Sözleşme nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi-AİHS) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. 2.Başvurucu, İstanbul Barosu avukatlarından Sayın G. Tuncer tarafından temsil edilmektedir. Türk hükümeti (Hükümet), kendi vekili tarafından temsil edilmektedir. 3.8 Şubat 2010 tarihinde, başvuru Hükümet e bildirilmiştir. 4.Hükümet, başvurunun komite tarafından incelenmesine itiraz etmiştir. Mahkeme, Hükümet in itirazını inceledikten sonra, bunu reddetmiştir. 129 * Bu karar Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı nca tercüme edilmiş olup, www.inhak.adalet.gov.tr/ara/karar/sarar.pdf uzantılı web adresinden, kararın pdf haline ulaşılabilir. ** İşbu karar nihai olup, şekli değişikliklere tabi tutulabilir.
130 OLAY VE OLGULAR 5.Başvurucu 1970 doğumlu olup, Tekirdağ da ikamet etmektedir. 6.5 Nisan 2001 tarihinde, Terörle Mücadele Polis Şubesi tarafından sorguya çekilmiş ve göz altına alınmıştır. 7.12 Nisan 2001 tarihinde, hâkim tarafından dinlenmiş ve hâkimin kararı üzerine tutuklanmıştır. 8.16 Nisan 2001 tarihinde, anayasal düzeni bozmaya teşebbüs fiiliyle suçlanmıştır. 9.Yargılama sırasında düzenlenen duruşmaların sonunda, hâkimler özellikle suçun niteliği ve vasfına, mevcut delil ve dosyanın durumuna dayanarak, başvurucunun tutukluluğunun devamına karar vermiştir. 10.Başvurucunun serbest bırakılma talepleri, dosyanın incelenmesinin ardından reddedilmiştir. Savcılık mütalaaları karşı tarafa önceden bildirilmemiştir. 11.Dosyada mevcut bulunan ve mahkeme tarafından verilen üç ret kararı sırasıyla 20 Mart, 29 Mayıs ve 23 Ekim 2008 tarihlidir. 12.14 Mayıs 2010 tarihinde, başvurucu suçlu bulunmuş ve İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkûm edilmiştir. 13.Bu mahkûmiyete karşı yapılan temyiz konusunda, taraflarca hiçbir bilgi sunulmamıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME I.SÖZLEŞME NİN 5 3. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA 14.Başvurucu, Sözleşme nin 5 3. maddesine dayanarak, tutukluluk süresinin aşırı uzun olduğu iddiasıyla şikayetçi olmuştur. 15.Hükümet, söz konusu sürenin makul olmadığının düşünülemeyeceği kanaatindedir. A.Kabul edilebilirlik hakkında 16.Hükümet, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle itirazda bulunmuştur. Hükümete göre, başvurucu, 1 Haziran 2005 tarihinde
yürürlüğe giren Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu nun 141. ve onu izleyen maddelerine dayanarak tazminat başvurusunda bulunmalıydı. Mahkeme, başvurucunun şikayetinin, Sözleşme nin 5 3. maddesinden kaynaklandığını; ancak Hükümet tarafından ileri sürülen hukuk yolunun ise yasaya aykırı tutukluluktan dolayı tazminat alma hakkıyla ilgili olan Sözleşme nin 5 5. maddesini ilgilendirdiğini saptamıştır (bkz., diğer birçok karar arasından, Barış v. Türkiye, no.26170/03, 17, 31 Mart 2009 veya Tunce ve diğerleri v. Türkiye, no.2422/06, no.3712/08, no.3714/08, no.3715/08, no.3717/08, no.3718/08, no.3719/08, no.3724/08, no.3725/08, no.3728/08, no.3730/08, no.3731/08, no.3733/08, no.3734/08, no.3735/08, no.3737/08, no.3739/08, no.3740/08, no.3745/08 ve no.3746/08, 15, 13 Ekim 2009) Sonuç olarak, Mahkeme bu ön itirazı reddetmiştir. Ayrıca, bu şikayetin Sözleşme nin 35 3 a) maddesi anlamında açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve hiçbir kabul edilemezlik gerekçesi içermediğini düşünmektedir. Sonuç olarak, bu şikayetin kabul edilebilir olduğunu açıklamıştır. B.Davanın esasına dair 17.Başvurucu, tutukluluk süresinin aşırı uzun ve haksız olduğunu düşünerek şikayet etmektedir. 18.Hükümet, bu görüşe karşı çıkmaktadır. 19.Mahkeme, başvurucunun tutukluluk süresinin, 5 Nisan 2001 tarihinde başlayıp, 14 Mayıs 2010 tarihinde sona erdiğini tespit etmiştir. Tutukluluk 9 yıl 1 ay sürmüştür. Mahkeme, daha önce de benzer davaları incelediğini ve birçok kez Sözleşme nin 5 3. maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaştığını hatırlatmaktadır (bkz., diğer birçok karar arasından, Dereci v. Türkiye, no.77845/01, 34-41, 24 Mayıs 2005 veya Taciroğlu v. Türkiye, no. 25324/02, 18-24, 2 Şubat 2006). Mahkeme, söz konusu davada, daha önceki sonuçlarından farklı bir sonuca ulaşmak için hiçbir neden görmemiştir. 20.Mahkeme, Sözleşme nin 5 3. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır. 131
132 II.SÖZLEŞME NİN 5 4. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA 21.Başvurucu, Sözleşme nin 5 4. maddesine dayanarak, tutukluluğunun yasallığına itiraz etmek için etkili bir başvuru yolu sağlanmadığını iddia etmektedir. A.Kabul edilebilirlik hakkında 22.Mahkeme, Sözleşme nin 5 4. maddesinin, tutukluluğun yasallığına karşı yapılan başvurunun Mahkeme önünde incelenmesi esnasında uygulanması gerektiğinin hatırlatılması gereğini belirtmektedir. Başka bir ifadeyle, bu madde bir yandan salıverilme talepleriyle ilgili itirazların incelenmesinde, diğer yandan tutukluluk süresinin uzatılmasına dair kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesinde uygulanmalıdır. (bkz., Knebl v. Çek Cumhuriyeti, no.20157/05, 76, 28 Ekim 2010). 23.Somut olayda, Mahkeme, taraflarca sunulan belgelere göre, başvurucu en az üç kez tutukluluğunun kaldırılması talebinde bulunmuştur; İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Mart, 29 Mayıs ve 23 Ekim tarihlerinde, bu taleplere dair kararlarını vermiştir. 24.Mahkemenin vermiş olduğu tutukluluğun reddine ilişkin kararlara karşı yapılabilecek olası başvurular hakkında mahkemeye hiçbir bilgi sunulmadığından, Mahkeme, şikayetin bu üç itirazın reddi kararı prosedürü ile sınırlı olduğu kanısındadır. 25.Mahkeme, bunlardan ilk ikisinin yani 20 Mart ve 29 Mayıs 2008 tarihli ret kararlarına ilişkin başvurunun 16 Aralık 2008 tarihinde yapıldığını; bu nedenle altı aylık başvuru süresi kuralına uyulmadığını belirtmiştir. 26.Mahkeme, şikayetin bu kısmının kabul edilemez olduğunu bildirmiştir. 27.23 Ekim 2008 tarihli kararla ilgili şikayetlere gelince; Mahkeme, bunların, Sözleşme nin 35 3. maddesi anlamında açıkça dayanaktan yoksun olmadığını ve hiçbir kabul edilemezlik gerekçesi içermediğini düşünmektedir. Sonuç olarak, bu şikayetin kabul edilebilir olduğunu açıklamıştır.
B.Davanın esasına dair 28.Başvurucu, tutukluluğunun yasallığına dair itirazda bulunabilmeyi sağlayan bir başvuru yolunun bulunmadığını ileri sürmektedir. Özellikle Bağrıyanık v. Türkiye kararına (no.43256/04, 5 Haziran 2007) atıfta bulunarak, salıverilme taleplerine veya itiraz başvurularına dair yapılan incelemelerde, silahların eşitliği gibi gerekli tüm hukuki güvenceleri sağlanmadığını ileri sürmekte ve özellikle bu taleplerinin incelenmesi esnasında duruşma yapılmadığından şikayet etmektedir. 29.Hükümet, bu görüşe karşı çıkmaktadır. 30.Mahkeme, Sözleşme nin 5 4. maddesi uyarınca, tutukluluğa itiraz için başvuruda bulunulan mahkeme önünde yürütülen bir davanın çekişmeli olması ve bu davada savcı ile tutuklu kişi arasında silahların eşitliği ilkesinin sağlanmış olması gerektiğini hatırlatmaktadır (bkz., diğer birçok karar arasından, Schöps v. Almanya, no.25116/94, 44, AİHM 2001-I; Lietzow v. Almanya, no.24479/94, 44, AİHM 2001-I, Garcia Alva v. Almanya, no.23541/94, 39, 13 Şubat 2001 ve Svipsta v. Letonya, no.66820/01, 129, AİHM 2006-III (özetler)). 31.Mahkeme, tutukluluğa itirazı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesinin, savcının bu talep hakkındaki mütalaasını önceden başvurucuya veya avukatına bildirmediğini ve söz konusu kişilerin, konuya dair cevap verme imkanı olmadığını saptamıştır. 32.Bu unsur, 23 Ekim 2008 tarihli kararla ilgili olan davanın, Sözleşme nin 5 4. maddesinin gereklerini yerine getirmediği sonucuna varmak için yeterlidir. (bkz., diğer birçok karar arasından, Saghinadze et diğerleri v. Gürcistan, no.181768/05, 153, 27 Mayıs 2010, Fodale v. İtalya, no.70148/01, 43, AİHM 2006-VIII, veya Guiorgui Nikolaichvili v. Gürcistan, no.37048/04, 94, 13 Ocak 2009). 33. Başka bir deyişle, söz konusu hükmün ihlali söz konusudur. III.SÖZLEŞME NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA 34.Sözleşme nin 41.maddesi şunu öngörmektedir: Eğer Mahkeme, bu Sözleşme ve Protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Taraf ın iç hukuku bu ihlalin sonuçlarını ancak kısmen ortadan kaldırabiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, zarar gören taraf lehine adil bir tazmin verilmesine hükmeder. 133
134 35.Başvurucu, manevi tazminat olarak 40 000 Euro (EUR) talep etmektedir. 36.Başvurucu, aynı zamanda, avukat masrafları için 7 000 Türk lirası (TRY), mahkeme önünde yaptığı diğer harcamalar için 760 Türk lirası (TRY) talep etmektedir. 37.Hükümet, Mahkeme den bu iddiaların tamamını reddetmesini talep etmektedir. 38.Sözleşme nin 41.maddesi gereği, hakkaniyete uygun olarak, Mahkeme nin başvurucuya 11 000 Euro manevi tazminat ödemesine hükmetmiştir. 39.Masraf ve giderler konusunda, elindeki belgeleri ve içtihatını göz önünde aldığında, Mahkeme, başvurucuya 1 000 Euro ödemenin makul olduğu kanısındadır. 40.Mahkeme, gecikme faizi olarak Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın uygun olduğuna karar vermektedir. BU GEREKÇELERLE, AİHM, OY BİRLİĞİ İLE, 1.Sözleşme nin 5 3. maddesi hususundaki başvurunun kabul edilebilir olduğuna; Sözleşme nin 5 4 maddesi hususundaki 23 Ekim 2008 tarihli karara ilişkin başvurunun kabul edilebilir, geri kalan kararlara ilişkin başvuruların kabul edilemez olduğuna; 2.Sözleşme nin 5 3.maddesinin ihlal edildiğine; 3.Sözleşme nin 5 4.maddesinin ihlal edildiğine; 4.a) Mahkeme, davalı devletin başvurucuya üç ay içerisinde, ödeme tarihinde geçerli olan döviz kuru üzerinden Türk lirasına çevrilmek üzere, aşağıda belirtilen tutarları ödemekle yükümlü olduğuna, i- manevi tazminat için, her türlü vergi masrafları ile birlikte 11 000 Euro (on bir bin euro); ii- başvurucu tarafından yapılan mahkeme masraf ve harcamaları için, her türlü vergi masrafları ile birlikte 1 000 Euro (bin euro) ödemekle yükümlü olduğuna;
b) Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren, ödemenin yapıldığı tarihe kadar, Avrupa Merkez Bankası nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına karar vermiştir. 5.Başvuranın adil tazmine ilişkin diğer taleplerini reddetmiştir. İşbu karar, Fransızca dilinde tanzim edilmiş; Sözleşme nin 77 2. ve 3. maddeleri uyarınca, 27 Mart 2012 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir. Françoise Elens Passos Daire Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Isabelle Berro Lefèvre Başkan 135