Savcı Selek'e ağırlaştırılmış müebbet istedi



Benzer belgeler
TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler

ISTANBUL ÜNIVERSITESI BGD'YE BELÇIKALI RAKIP

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ PROF. ONUR HAMZAOĞLU NA

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

HUKUSAL ÇALIŞMALARI. Durum : Kayıt defterine yazılma tarihinin gecikmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verildi.

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

BİRİKMİŞ NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK HAPİS CEZASI GEREKTİRMEZ...

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

Davanın selameti için sürgün

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2012/299. Karar No 2013/422

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

Bu sefer ki setimizde TERÖR, ERGENEKON ve DERİN DEVLET konusuna değindik. Oldukça kapsamlı bir çalışma oldu desek abartmış olmayız.

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

CEZA MUHAKEMESİNDE İSTİNAF. Doç.Dr. Hakan KARAKEHYA Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

10 Ocak 2013 BASIN AÇIKLAMASI

T.C. Resmî Gazete. Kuruluş Tarihi: (7 Teşrinievvel 1336)-7 Ekim Mart 1983 PAZARTESİ KANUNLAR

Ankara Garı Saldırısında Dava Süreci Ne Durumda?

OSMAN KAVALA DOSYASI YARGIYI YARGILAMA

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. TACİROĞLU - TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 2 Şubat 2006

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü. Sayı : [15189] /03/2015 Konu : Ceza Davalarının Takibi

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

: Av. Hüseyin ERSÖZ. Eski Büyükdere Cad. No: 22. Park Plaza Kat: 11 Maslak Sarıyer Istanbul. Tel: 0 (212) Pbx Fax: 0 (212)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A. : Görevi Kötüye Kullanma (Her iki sanık yönünden) SUÇ TARİHİ : 2014

İktisat Bölümü CEZA USUL HUKUKU BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET ŞERĐF ÖNER/TÜRKĐYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Eylül 2011

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T E. 2001/4012 K. 2001/8028 MANEVİ TAZMİNAT - YANSIMA ZARAR

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

AVUKAT YASİN GİRGİN

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Karar No

KAMUYA ÖZEL DUYURU. Aleyhimizde yapılan Bütün Suçlamaların Beraat ile Sonuçlandığını kamuya duyurmayı uygun görmüş bulunuyoruz.

T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLÜMÜ ESAS NO : 1988/46 KARAR NO : 1988/47

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARI

T.C. DANIŞTAY Sekizinci Daire Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR TUNCAY YAZICI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/735)

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

MUSA ANTER ve JİTEM ANA DAVALARI NASIL BİRLEŞTİ? Yazar: Duru Yavan

Daire üyesi H. A.; şekli unsurun her koşulda yerine getirilebilmesi imkanı bulunamayacağından bahisle> karşı oy kullanmıştır.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Đstanbul 3üncü Asliye Ceza Mahkemesi Esas No.: 1998/1637 Karar No.: 2000/484 (21 Nisan 2000 tarihli karar)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI TUTUKLU

Trafiği Kontrol ve Düzenleme Görevini Yürütürken Yaralanması Halinde Nakdi Tazminat Ödeneceği )

EK-1 ŞÜPHELİ - SANIK KARAR TAKİP FORMU... nın...tarihli ve...sayılı yazısı.

ÜLGEN HUKUK BÜROSU FATİH CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. SUÇ : TCK m.257, TCK m.281, TCK m.267

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALAN, KABUL EDEN VEYA BULUNDURMAK TEDAVİYE VE DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNE KARAR VERMEK

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

DANIŞTAY 12. Daire 2008/6979 E.N, 2009/854 K.N.

İdari Yargının Geleceği

: Av. Hüseyin ERSÖZ. Eski Büyükdere Cad. No: 22. Park Plaza Kat: 11 Maslak Sarıyer Istanbul. Tel: 0 (212) Pbx Fax: 0 (212)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

ATİLLA TAŞ DOSYASI Attila Taş, Ne Olmuştu? (1) Soruşturma ve ilk iddianame: (2) zemin oluşturduğu Kovuşturma Aşaması: (4)

İKİNCİ BÖLÜM Adayların Çalışma Esasları, Staj Süresi, Staj Mahkemelerinin Tespiti

Transkript:

On5yirmi5.com Savcı Selek'e ağırlaştırılmış müebbet istedi Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin yeniden görülen davada savcı mütalaasını açıkladı. Yayın Tarihi : 5 Aralık 2014 Cuma (oluşturma : 7/9/2016) Mısır davada Selek'in Çarşısı'nda esas ağırlaştırılmış hakkındaki 7 kişinin müebbet görüşünü öldüğü, hapisle 127 açıklayan kişinin cezalandırılmasını Cumhuriyet yaralandığı savcısı, patlamaya talep etti. sanık ilişkin Pınar PINAR SELEK'İN 15 YILLIK DAVA SÜRECİ Mısır Çarşısı'nda meydana gelen patlamanın ardından 15 yıldır süren soruşturma ve dava sürecinde, 2,5 yıl cezaevinde yatan sosyolog Pınar Selek, kamuoyunun gündeminden hiç düşmedi. Yargılama sürecinde annesini kaybeden Pınar Selek'i avukatı babasının yanında bu mesleği seçen kız kardeşi de savundu. Hakkındaki ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası'' kararını Paris'te öğrenen Pınar Selek, duygularını ''şok yaşadım'' sözleriyle dile getirdi. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Mısır Çarşısı'nın girişindeki Ünlüoğlu Büfe'de 9 Temmuz 1998'de meydana gelen patlama sonucu, 7 kişi ölürken, 9'u yabancı uyruklu 127 kişi yaralandı. Sokak çocuklarıyla beraber Taksim'de ''Sokak Sanatçıları Atölyesi'' kuran Pınar Selek, Mısır Çarşısı'ndaki patlama olayından bağımsız olarak, farklı bir nedenle 11 Temmuz 1998'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alındı. Selek, 19 Temmuz 1998'de tutuklanarak cezaevine konulurken, hakkındaki ilk dava, 28 Temmuz 1998'de, kaldırılan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) savcılığınca açıldı. İddianamede Selek'in, ''PKK terör örgütünün üyesi olmak'' ve ''bomba imal etmek'' suçlarından 10 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Bu dava kapsamında 5 Ekim 1998'de İstanbul 4 No'lu DGM'de hakim karşısına çıkan Pınar Selek hakkındaki ikinci iddianame, 23 Aralık 1998'de, Mısır Çarşısı'ndaki patlamayla ilgili oldu. İstanbul DGM savcılığı, çarşının girişine bomba konularak, 7 kişinin ölümüne 127 kişinin de yaralanmasına yol açtıkları iddiasıyla Selek'in de aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında idam cezası istemiyle dava açtı. Mısır Çarşısı'ndaki patlama dışında 1 Temmuz 1998'de Maltepe Askeri Gazinosu'na bomba atılması, 4 Temmuz 1998'de Küçükyalı 50. Yıl Parkı'na bomba konulması ve 28 Temmuz 1997'de Erdal Nayır'ın öldürülmesi olaylarına karıştıkları iddia edilen 15 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, sanıklar Pınar Selek, Abdülmecit Öztürk, Alaattin Öğet, Kadriye Kübra Sevgi ve İsa Kaya'nın, ''Devletin bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelik eylem yapmak'' suçundan eski TCK'nın 125. maddesi gereğince idam ile cezalandırılması talep edildi. İddianamede, diğer 9 sağının ise 3 yıldan 31 yıla kadar değişen hapisle cezalandırılması istendi. RAPOR ÜZERİNE SELEK'E TAHLİYE

Selek, 14 Nisan 1999'da İstanbul 4 No'lu DGM'de Mısır Çarşısı'ndaki patlamadan dolayı hakim karşısına çıktı. Savunmasında, sosyolog olduğunu ve bu işe başladığı andan itibaren araştırmalar yaptığını söyleyen Selek, bir komployla karşı karşıya kaldığını iddia etti. Davanın 7 Temmuz 1999'daki duruşmasında tanık olarak dinlenilen İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli bomba imha amiri Nazmi Nuri Çelik ise Mısır Çarşısı'ndaki olayda herhangi bir patlayıcı madde unsuru bulamadıklarını, bu nedenle dosyada da bulunan raporda belirttikleri gibi patlamanın gaz sıkışması sonucu olduğu kanısına vardıklarını söyledi. Çelik, 3 gün 3 gece süren araştırmaları sırasında, ne saat, ne dış kabı, ne de bomba pimi bulabildiklerini belirtti. Davanın 23 Aralık 2000'de yapılan duruşmasında, mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda da ''Patlamaya bombanın değil, LPG tüpünden sızan gazın neden olduğu'' belirtildi. Selek'in babası olan avukatı Alp Selek'in bu rapor üzerine yaptığı tahliye talebini değerlendiren mahkeme, 2,5 yıldır tukuklu yargılanan sanık Pınar Selek'in tahliyesine karar verdi. Selek, aynı gün mahkemenin kararı üzerine, Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nden çıktı. Yargılama sürecinde mahkeme, 7 Mayıs 2001'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden gönderilen ''Patlama sonrası büfe içerisindeki tüm deliller dikkate alındığında, patlamanın gaz birikimi sonucu değil, patlayıcı madde sonucu oluştuğu, bu nedenle dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilmesi'' talebi üzerine, patlamanın gaz sıkışması mı yoksa bomba sonucunda mı meydana geldiği konusunda tespit yapılabilmesi için dosyayı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderdi. İTİRAFÇI OLAN SANIKLAR Sanıklardan Alaattin Öget ile Kadriye Kübra Sevgi, 3 Ekim 2001'deki duruşmada ''itirafçı'' olmak istediklerini bildirdi. Öget, Mısır Çarşısı'ndaki olayın örgütün bir bombalama eylemi olduğunu öne sürdü. Davanın 27 Şubat 2002 tarihli duruşmasında okunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu'nca hazırlanan raporda ise ''ölümlerin büyük bir patlamadan kaynaklandığı ancak eldeki bulgulara göre orijinin tıbben tayin edilemeyeceği'' belirtildi. Davanın 29 Mayıs 2002'deki duruşmasında, daha önce itirafçı olmak istediklerini bildiren Öget ve Sevgi, ''bu taleplerinden vazgeçtiklerini ve Selek'i baskı altında suçladıklarını'' söyledi. Yargılama sürecinde, patlamanın neden kaynaklandığının tespiti amacıyla hazırlanan başka bir bilirkişi raporunda da ''patlama nedeninin bomba olduğu'', kimya profesörü olan diğer bir bilirkişinin düzenlediği farklı raporda ise ''patlamanın gaz sıkışmasından meydana gelmiş olabileceği'' kaydedildi. Bu dava kapsamında tutuklu yargılanan Kadriye Kübra Sevgi ise Kartal Özel Tip Cezaevi'nde hamile kalarak, Mart 2003'te Sağmalcılar Devlet Hastanesi'nde doğum yaptı. ''Balkan kardeşler cinayeti''

sanığı Seylan Çördük'ün, koğuşlar arasındaki duvara açtığı delikten Sevgi'yi hamile bıraktığı iddia edildi. Davanın 21 Temmuz 2003'teki duruşmasında avukat Alp Selek, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanlığı'ndan aldığı, ''Görüntü İşleme Teknolojisi'' ile patlamanın merkezini gösteren raporu mahkemeye sundu. Raporda, patlamanın merkezinin, büyük bir olasılıkla lahmacun fırınının içinde meydana geldiği öne sürüldü. TRAFİK KAZASI GEÇİRDİ, KARDEŞİ AVUKATI OLDU Pınar Selek, 31 Temmuz 2003'te ailesiyle birlikte tatile giderken Gelibolu'da geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı. Bir süre tedavi gören Selek, davanın bazı duruşmalarına da katılamadı. Yargılama sürecinde annesini kaybeden Selek'in kız kardeşi Seyda Selek de davayı takip ettikten sonra avukat olmaya karar verdi. Seyda Selek, 8 Eylül 2004'teki duruşmaya cübbesiyle birlikte girerek, ablasını savundu. Yargılama sürecinde ''Barışamadık'' adlı bir kitap yazan Selek, savunması olarak değerlendirilmesi için kitabını mahkemeye de sundu. Selek, cezaevine girdiğinde yazmaya başladığı kitabını 5 yılda tamamladığını, kitabın içeriğinde de savaşı anlattığını söyledi. Bu süreçte yasalarda yapılan değişiklik üzerine DGM'ler kaldırıldı. DGM'lerin yerine CMK 250. maddeyle görevli mahkemeler kurulurken, İstanbul 4 No'lu DGM'de yeni ismiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. İLK KARAR PATLAMADAN 8 YIL SONRA Davanın 28 Aralık 2005'te görülen duruşmasında Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç, esas hakkındaki görüşünü açıklayarak, deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, patlamanın bombaya bağlı olduğunu bildirdi. Savcı Saraç, Selek'in de aralarında bulunduğu 5 sanığın eski TCK'nın 125. maddesi uyarınca ''Devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya kalkışmak'' suçundan müebbet ağır hapisle cezalandırılmasını istedi. Davanın 8 Haziran 2006'da yapılan duruşmasında kararını açıklayan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı için sosyolog Pınar Selek ve sanıklardan Abdülmecit Öztürk'e ceza verilmesine gerek görmedi. Selek'in de aralarında bulunduğu ve ''yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek''le suçlanan 9 sanık hakkındaki davayı ise zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldıran mahkeme, Erdal Nayır'ın öldürülmesine ilişkin bir sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis, 2 sanığa da müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, 3 sanığı da çeşitli hapis cezalarına çarptırdı. BOZMA VE İKİNCİ KEZ YARGILAMA İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Mısır Çarşısı davasına ilişkin hazırlanan gerekçeli

kararda, 14 bilirkişi raporu olduğu, patlamanın ne sebepten kaynaklandığına dair yapılan araştırmalar sonucunda tutanaklar tutulduğu, mahkemece patlamanın sebebine ilişkin birçok kez uzman bilirkişiler ve uzman kurumlara inceleme yaptırıldığı, hazırlanan raporlar arasında çelişkiler bulunduğu, bu raporların birbirini doğrular mahiyette olmadığı anlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Saraç ise Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin verilen kararı temyiz ederek, Selek ve Öztürk hakkında mahkumiyet verilmesi gerekirken, delil yetersizliği yönünden beraat kararı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu savundu. Savcı, Selek hakkında ''yasadışı terör örgütüne yardım ve yataklık'' yönünden verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğu, Selek'in eylemlerinin ''terör örgütü üyesi olmak'', ''patlayıcı madde bulundurmak'' ve ''patlayıcı madde imal etmek'' şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 17 Nisan 2007'deki kararında, patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı için Selek ve Öztürk hakkında ''ceza verilmesine gerek olmadığı'' yönündeki kararı, ''hüküm kurulması'' gerektiğine işaret ederek bozdu. Selek'in de aralarında bulunduğu 15 sanığın bozma kararının ardından yeniden yangılanmasına başlandığı 1 Ekim 2007 tarihindeki duruşmada, mahkeme Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına hükmetti. Eski mütalaasını tekrarlayan Savcı Saraç, Selek'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Davanın 23 Mayıs 2008'deki duruşmasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda hükmü belirterek, Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı için Selek ve Öztürk'ün beraatine hükmetti. Mahkeme, 15 sanıktan birine ağırlaştırılmış müebbet, birine müebbet, diğer 3'üne de 6 ile 12,5 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi, 8 sanık hakkında açılan kamu davasını ise zamanaşımı nedeniyle düşürdü. İKİNCİ BOZMA VE SON KARAR Dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek'in ''sosyolojik araştırma yapma'' adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiği anlaşıldığı gerekçesiyle Selek ve Öztürk hakkındaki beraat kararını bozdu. Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında, suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK'nın 125. maddesinde tanımlanan devlet güvenliğine karşı suç oluşturduğuna hükmederek, Selek'in 125. madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun da bu beraat kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararına yapılan itirazı reddetmesinin ardından Selek'in de aralarında bulunduğu 5 sanığın yeniden yargılanması 9 Şubat 2011'de yapıldı. Savcı Saraç, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasını talep ettiği duruşmada mahkeme heyeti, Selek ile Öztürk hakkında daha önce verilen beraat kararında direndi. Savcı Saraç da mahkemenin direnmesine itiraz etti. Yapılan yargılama sürecinde davanın görüldüğü 7 Mart 2012 tarihli duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı Mehmet Ali Uysal, Pınar Selek'in de aralarında bulunduğu 4 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, bir sanığa da 8 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu'nun izinli olduğu 22 Kasım 2012 tarihli duruşmada, mahkeme heyeti sanıklar Selek ve Öztürk hakkındaki beraat kararına direnmekten vazgeçti. Mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk ile ilgili verdiği bozma kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, Yargıtay'ın bozma kararına uyulmasına hükmetti. Mahkeme, 24 Ocak'taki duruşmada dosyayı üçüncü kez karara bağlayarak, Pınar Selek'i ''Devletin hâkimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçunu düzenleyen TCK'nın 125. maddesi uyarınca, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Pınar Selek hakkında yakalama kararı çıkaran mahkemenin başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu, Selek'in cezalandırılması yönündeki karara muhalif kalarak ''beraat'' verilmesi yönünde oy kullandı. Mahkeme, Selek ile birlikte yargılanan firari bir sanığın dosyasını yakalanamadığı için ayırırken, Abdülmecit Öztürk ile Heval Öztürk'ün 12 yıl 6'şar ay, Maşallah Yağan'ı da ''patlayıcı madde bulundurmak'' suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Hakkında verilen üçüncü kararı Paris'te öğrenen Selek, kararı çok ağır bulduğunu belirterek, ''şok yaşadım''sözleriyle değerlendirdi. MAHKEMENİN DAHA ÖNCEKİ GEREKÇELİ KARARI Sosyolog Pınar Selek'i, 24 Ocak'ta ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Mısır Çarşısı'nda, 1998'de meydana gelen ve 7 kişinin ölümü, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamaya ilişkin görülen davanın gerekçeli kararının yazılmasını da bitirdi. Mahkemenin gerekçeli kararı, 407 sayfadan oluşuyor. ZAMAN AYARLI BOMBA Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin davanın gerekçeli kararında, olay yerinde bombaya ait bir bulguya rastlanılmamasının nedenleri arasında, ''itfaiyenin olay yerinde söndürme ve soğutma

işlemleri için çok su sıkması'' gösterildi Mahkemenin hazırladığı gerekçeli kararda, dosyada bulunan bilirkişi raporlarına değinildi. Olayla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bomba imha uzmanlarınca hazırlanan ekspertiz raporunun inceleme bölümünde, patlamanın merkezinin tarif edildiği belirtildi. Patlamanın büfe içerisinde belli bir noktada meydana geldiğinin belirtildiği ifade edilen kararda, olay yerinden toplanan parçalar, malzemeler ve elbiseler üzerinde yapılan kriminal incelemede de ''nitroselüloz ve nitrit'' iyonları bulunduğunun tespit edildiğinin yer aldığı kaydedildi. Kararda, bunların patlayıcı maddelerin içerisinde bulunan artıklardan olduğu ifade edilerek, ''Ancak olayda bombaya ait olabilecek herhangi bir madde ve malzemeye rastlanılmadığından patlamanın bombadan mı yoksa gazlardan mı meydana geldiğinin tespit edilemediği''nin belirtildiği anlatıldı. ''İTFAİYE ÇOK SU SIKTI; DELİLLER BULUNAMADI'' Ekspertiz raporu dikkatle incelendiğinde bomba patlamadığı şeklinde herhangi bir ifade veya tespitin olmadığı vurgulanan kararda, şöyle denildi. '' 'Sadece bombaya ait herhangi bir bulguya rastlanılmamıştır' denilmektedir. Bunun sebebi olaydan sonra itfaiyenin olay yerinde söndürme ve soğutma işlemleri için çok su sıkması, patlamadan sonra meydana gelen panik neticesinde bir çok insanın sağa sola koşması, yaralı ve ölülerin olay yerinden uzaklaştırma çalışmaları neticesinde olay yerinde bulunabilecek delillerin kaybolmasıdır. En önemli sebep muhtemelen orada patlayan bomba bir zaman ayarlı bomba olduğu için, zaman ayarlı bir bombanın patlaması neticesinde bombaya ait bulunabilecek parçalar, zaman ayarını sağlayan saat, akım kaynağı olarak kullanılan pil parçaları olur. Bu olayda bunların bulunmamasının en büyük nedeni patlamanın meydana geldiği büfe önünde saat ve pil gibi malzemeler satan bir seyyar tezgahın bulunması ve patlama sonrasında olay yerinde çok sayıda pil ve saat parçalarının olduğu görülmüş, bunların hangisinin bombaya ait olabileceğine dair bir tespit yapılamamıştır.'' BAŞKAN YILMAZABDURRAHMANOĞLU: ''ÇELİŞKİLER GİDERİLMEDİ'' Mahkemenin verdiği Selek'in cezalandırılmasına ilişkin karara muhalif kalan Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, birçok kez yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini belirtti. Soruşturma aşamalarında Mısır Çarşısı'ndaki patlamanın hangi sebepten kaynaklandığı ve yapılan araştırmalar sonucu bunun bir bomba patlamasıyla meydana gelip gelmediğinin tespit edilemediğini aktaran Yılmazabdurrahmanoğlu, sanığın olaya katılıp katılmadığı konusundan daha önemli olan şeyin patlamanın bombadan mı yoksa, başka bir sebepten mi kaynaklandığının tespiti edilmesi olduğunu ifade etti. Yılmazabdurrahmanoğlu şunları kaydetti:

''Öncelikle isnat edilen suçun oluşması için en önemli unsur durumunda olan patlamanın bir bomba sonucu meydana geldiğinin tespit edilememiş olması. Bu husustaki şüphe, delil durumu nazara alınarak sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk'e isnat edilen Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin atılı suçu işlediklerine dair mahkûmiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden her iki sanığın bu suçtan beraatlerine ve bu nedenle sanık Pınar Selek hakkında çıkartılan yakalama emrine dair, sayın çoğunluğun görüşüne muhalif olduğuma dair diğer hususlarda ise verilen kararın oy birliği ile verildiğine dair muhalefet şerhimdir.'' Bu dökümanı orjinal adreste göster Savcı Selek'e ağırlaştırılmış müebbet istedi