BÖLÜM 1: PARÇADAKİ ÖNEMLİ KELİMELER / YAPILAR / EŞ ANLAMLILAR



Benzer belgeler
1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

BÖLÜM 1: PARÇADAKİ ÖNEMLİ KELİMELER / YAPILAR / EŞ ANLAMLILAR

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES

THE BEST TO READ - I

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES

İngilizce konu anlatımlarının devamı burada Tıkla! Spot On 8 Ders Kitabı Tüm Kelimeleri. How do we spell the Present Continuous Tense?

Aviation Technical Services

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

1. A lot of; lots of; plenty of

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

ÜNİTE 7 QUANTIFIERS (2) İÇİNDEKİLER HEDEFLER YABANCI DİL I. Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much

SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK - TEKRAR KURU (8 hafta ders saati)

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH

BASICS OF ENGLISH SENTENCE STRUCTURE

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION


Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

"IF CLAUSE KALIPLARI"

Aviation Technical Services. *(1(/ ø1*ø/ø=&( 352*5$0, $ 3UH,QWHUPHGLDWH

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

İNGİLİZCE FİLOLOJİ YILLIK PLAN ORTA DÜZEY

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

He eats meat. She eats meat. It eats meat.

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

ZAFER HOCA YDS YÖKDİL ÜCRETSİZ KAYNAKLARI

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 6

İDV ÖZEL BİLKENT ORTAOKULU SINIFLARINA KONTENJAN DAHİLİNDE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.

GAZİ İLKÖĞRETİM OKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI YETİŞTİRME KURSU İNGİLİZCE DERSİ 6. SINIF KURSU YILLIK PLANI

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Get kelimesinin temel anlamları

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

ÜNİTE 1. Baturay ERDAL PRONOUNS YABANCI DİL 1 İÇİNDEKİLER HEDEFLER

SEVİYE 1 - GÜZ DÖNEMİ 1. ÇEYREK (8 hafta ders saati)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

25. İngilizce Geniş Zaman Konu Anlatımı (Simple Present) (

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

BÖLÜM 1: PARÇADAKİ ÖNEMLİ KELİMELER / YAPILAR / EŞ ANLAMLILAR

Genellikle onlar bahçede mı? Onlar şimdi bahçede mı? Yazın bir otelde kalır mısın? O her gün evde mı? Ödev zor mu? Ben yiyorum çünkü açım.

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

DERS BİLGİLERİ. Ders Adı Kodu Yarıyıl Teor+Uyg. Saat Kredi AKTS. Mesleki İngilizce MSİ Yabancı Diller Yüksekokulu

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Y.DİL III.(İNG.) DKB

Parça İle İlgili Kelimeler

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İNGİLİZCE HAZIRLIK PROGRAMI SEVİYE 2 DERS MÜFREDATI

Sample IELTS Task 2 scoring band 6

İNGİLİZCE HAZIRLIK PROGRAMI 3. SEVİYE ÖĞRENCİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. İngilizce İNG

T.C. SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

DERS BĠLGĠLERĠ. Ders Adı Kodu Yarıyıl Teor+Uyg. Saat Kredi AKTS

A: Başlangıç/Beginner. Verilen dil kalıplarıyla sözlü ve yazılı iletişim kurabilir. İletişimsel, öğrenci odaklı, ikili ve grup çalışmaları

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

be (= am / is / are) able to

Almanca Uluslararası İşletme Bölümü için İngilizce II

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

YABANCI DİL I Okutman Salih KILIÇ

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON DOWNLOAD EBOOK : WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON PDF

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 7. A Prepositions of Place 1 B Present Simple (+ / - /?) 3 C Adverbs of Frequency 8

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

THE BEST TO READ - I

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

Phrases / Expressions used in dialogues

Hafiflik (Yoga, pilates ve chi kung'un sentezi)

ÜNİTE 6 QUANTIFIERS (1) YABANCI DİL I YILDIRAY KURNAZ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Quantifiers: - Some - Any - Much - Many - Little - A little - Few - A few

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

İNGİLİZCEDE TEMEL KAVRAMLAR

Bilimsel Metinler için Temel Gramer Bilgileri

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

T.C ÇANKAYA KAYMAKAMLIĞI Yeni Karaca Eğitim Merkezi Müdürlüğü

The Effects of Prolonged Sitting

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İNGİLİZCE II KISA ÖZET KOLAYAOF

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ KONTROL VE OTOMASYON BÖLÜMÜ MESLEKİ YABANCI DİL-I

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 1. A Subject Pronouns 1 B The Verb To Be (+, -,?) 2 C Introducing Yourself 5.

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

Lesson 57 : all, both, each. Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz)

Transkript:

HOME SWEET HOME 10. parça BÖLÜM 1: PARÇADAKİ ÖNEMLİ KELİMELER / YAPILAR / EŞ ANLAMLILAR Kelime Türkçe Karşılığı Eş / Yakın Anlamlısı many (adj) çok, birçok a lot of, lots of, a number of, plenty of, scores of people (n) insanlar house (n) ev home, resident, dwelling, domicile important (adj) önemli significant, vital, crucial, critical thing (n) lives (plural n), life (n) şey hayat, yaşam in fact (adv) aslında actually, indeed, as a matter of fact, as such population (n) nüfus live (v) yaşamak reside, dwell, inhabit, populate rented (adj) kiralık housing (n) ev, konaklama accomodation, dwelling would rather (modal) tercih etmek would sooner, would just as soon, would prefer to V0, prefer to V0 own (adj) price (n) kendi fiyat go up (v) artmak, yükselmek increase, go up, rise, skyrocket all the time (adv) young (adj) devamlı, sürekli, her zaman genç always, constantly enough (adj) yeterli ample, sufficient, adequate money (n) para fund, currency buy (v) satın almak purchase small (adj) flat (n) parents (n) even (adv) married (adj) küçük daire anne baba bile evli especially (adv) özellikle specifically, particularly, in particular, notably high (adj) southeast (n) yüksek güneydoğu quite (adv) oldukça, epey fairly, rather low (adj) düşük, alçak 252

PASSAGEWORK YDS ÖN HAZIRLIK SEVİYE-2 often (adv) sıklıkla, genellikle usually, generally, mostly, most of the time, frequently buy (v) satın almak purchase old (adj) eski perhaps (adv) belki de, muhtemelen probably, possibly, maybe, conceivably hundred (num) yüz because (conj) -dığı için, çünkü as, since, for, inasmuch as, now that, in that, seeing as, seeing that have to (v) spend (v) -mek / mak zorunda -meli / malı harcamak a lot of (adj) çok lots of, plenty of,much, a great deal of, a good amount of, a large quantity of must repair (n) tamirat fixing, restoration, renovation decoration (n) dekorasyon BÖLÜM 2: PARÇANIN OKUNMASI For many British people, a house is the most important thing in their lives. In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing. They would rather have their own houses, but prices are going up all the time, and many young people have not got enough money to buy a house. They live in small flats or in their parents' house (even when they are married). Prices are especially high in the southeast of England. In the north, and in Scotland, prices are quite low. Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are not so expensive. But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration. BÖLÜM 3: ÇEVİRİ ÇALIŞMASI For many British people, a house is the most important thing in their lives. In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing. They would rather have their own houses, but prices are going up all the time, and many young people have not got enough money to buy a house. They live in small flats or in their parents' house (even when they are married). Prices are especially high in the southeast of England. In the north, and in Scotland, prices are quite low. Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are not so expensive. But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration. Birçok İngiliz için, ev hayatlarındaki en önemli şeydir. Hatta nüfusun %60 ı kiralık evde yaşamaz. Onlar kendi evlerine sahip olmayı tercih ederler ama fiyatlar sürekli yükseliyor ve birçok genç insan ev almak için yeterli paraya sahip değil. Onlar küçük dairelerde ya da ailelerinin evinde yaşarlar (evliyken bile). Fiyatlar İngiltere nin güney doğusunda özellikle yüksektir. Kuzeyde ve İskoçya da fiyatlar oldukça düşüktür. Genç insanlar sıklıkla çok pahalı olmadıkları için belki de yüz yaşının üzerinde olan eski evleri satın alırlar. Ama onlar, tamirat ve dekorasyon üzerine çok zaman ve para harcamak zorunda kalırlar. 253

UĞUR ALBAYRAK & SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ BÖLÜM 4: DİLBİLGİSİ ANALİZİ I. For many British people, a house is the most important thing in their lives. Birçok İngiliz için, ev hayatlarındaki en önemli şeydir. Cümledeki for bir preposition yani edattır ve için ya da boyunca anlamına gelerek sağındaki ismin sonuna eklenir. Burada many British people: Birçok İngiliz ismine bağlıdır ve birçok İngiliz için anlamını vererek görüş bildirmektedir. Bu kısım As far as many British people are concerned, According to many British people gibi ifadelerle de yazılıp Birçok İngilize göre, Birçok İngilize sorulursa gibi anlamlar verilebilir. Cümlede bulunan important: önemli anlamına gelen bir sıfattır ve bu sıfatın içinde bulunduğu the most important thing diziliminde geçen the most important ifadesi bir superlative yapıdır. Superlative yapılar kısa sıfatların sonuna -est ekini, uzun sıfatların başına the most ifadesini getirerek oluşturulur ve en az üç kavramı en yüksek / düşük derece veya miktar olarak belirterek niteler. Cümlede geçen the most important thing ifadesi bu bağlamda en önemli şey olarak çevrilebilir. Ayrıca superlative yapıların başında article the kullanıldığına da dikkat etmek gerekir. II. In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing. Hatta nüfusun %60 ı kiralık evde yaşamaz. Cümle aslında, hatta, gerçekte anlamına gelen in fact zarfı ile başlamaktadır ve bu zarf yerine really, actually, indeed, as a matter of fact, as such gibi ifadeler de kullanılabilir. Bu ifadeler cümleye emphasis: vurgu anlamı katan ifadelerdir. Cümledeki of bir preposition: edattır ve -ın, -in anlamına gelerek sağındaki ifadeye şeklinde eklenir. Burada the population: nüfus ismine bağlıdır of the population: nüfusun anlamına gelmektedir. Cümledeki doesn t: does not yapısı simple present tense: geniş zamanda olumsuz cümlelerde özne ile fiil arasına getirilerek kullanılan (...the population doesn t live ) ve cümleye olumsuzluk anlamını katan yapıdır. I, we, you ve they zamirleri ya da çoğul isimler özne görevinde olduğunda cümleye olumsuzluk anlamı katmak için do not: don t kullanılır. Yine aynı görevi yapan does not: doesn t ise he, she, it zamirleri ya da tekil isimler özne görevinde olduğunda olumsuzluk anlamı vermek için kullanılır. III. They would rather have their own houses, but prices are going up all the time, and many young people have not got enough money to buy a house. Onlar kendi evlerine sahip olmayı tercih ederler ama fiyatlar sürekli yükseliyor ve birçok genç insan ev almak için yeterli paraya sahip değil. Cümledeki would rather: tercih etmek ifadesi genel tercihlerimizi ya da belli bir durum için geçerli olan tercihlerimizi ifade ederken kullanılır ve devamına V0 alır. Bu ifade yerine would sooner ve would just as soon ifadeleri de kullanılabilir. Aynı anlamı veren would prefer ise devamına to V0 alır. Cümledeki are going up bir Present Progressive (Continuous) Tense: şimdiki zaman çekimlemesidir. Present Progressive Tense: Şimdiki Zaman: am / is / are Ving konuşma anında gerçekleşen olayları anlatırken kullanılır ve -yor şeklinde çevrilir. am / is / are Ving yardımcı fiilleri ile Present Progressive / Continuous Tense yaparken am yardımcı fiili I öznesiyle, are yardımcı fiili we, you, they ve is yardımcı fiili he, she, it ile kullanılır. 254

PASSAGEWORK YDS ÖN HAZIRLIK SEVİYE-2 Cümlede all the time sıklık zarfı (adverb of frequency) her zaman, sürekli, daima anlamında kullanılan zarftır. Bu zarf yerine always, continually, invariably gibi zarflar da kullanılabilirdi. Cümledeki enough: yeterli ifadesi devamına infinitive: to V0 yapısı alır. enough + (noun phrase) + to V0 sıkça karşılaşılan bir dizilimdir. enough money to buy: satın almaya yetecek kadar şeklinde çevrilebilir. IV. They live in small flats or in their parents' house (even when they are married). Onlar küçük dairelerde ya da ebeveynlerinin evinde yaşarlar (evliyken bile). Cümlede even zarfı anlama vurgu katmak için kullanılan bir ifadedir ve hatta, bile anlamında çevrilebilir. even when: -dığında bile anlamını verir. V. Prices are especially high in the southeast of England. Fiyatlar İngiltere nin güneydoğusunda özellikle yüksektir. Cümlede bulunan especially zarfı özellikle anlamı vermektedir; bu ifade yerine in particular, particularly, notably, specifically zarfları da kullanılabilirdi. VI. In the north, and in Scotland, prices are quite low. Kuzeyde ve İskoçya da fiyatlar oldukça düşüktür. Cümlede are yardımcı fiilinin ardından quite low ifadesi kullanılmıştır. Bu yardımcı fiili be fiilinin çekimlenmiş halidir. be fiili de linking verb (bağlaç fill) ya da copula (r) (-dır, -dir) olarak adlandırılan yapıların en sık kullanılanıdır. Bu yapıların ardından gelen ifadeler nesne değil complement (tamamlayıcı) olarak adlandırılırlar ve bu şekilde kullanılan sıfatlara da predicative adjectives (yüklem olarak kullanılan sıfatlar) denilir. quite low ifadesi burada bir nesne değil özne tamamlayıcı olarak görev yapar. am / is / are yardımcı fiilleri bu cümledeki gibi bağlaç fiil / yüklem görevinde olduğu zaman -dır, -dir olarak çevrilebilir. Bu bağlamda cümle...fiyatlar oldukça düşüktür şeklinde çevrilebilir. Ayrıca cümlede am ya da is değil de are kullanılmasının sebebi öznemizin çoğul özne (prices: fiyatlar) olmasıdır. Cümlede quite zarfı oldukça anlamında kullanılmıştır ve bu zarf yerine rather, fairly zarfları da kullanılabilirdi. VII. Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are not so expensive. Genç insanlar sıklıkla çok pahalı olmadıkları için belki de yüz yaşının üzerinde olan eski evleri satın alırlar. Cümledeki often sıklık zarfı (adverb of frequency) sıklıkla, sık sık, genellikle anlamında kullanılır. Bu zarf yerine usually, generally, most of the time, mostly, frequently, oftentimes gibi zarflar da kullanılabilir. Cümlede geçen perhaps: muhtemelen zarfı ise olasılık anlamı vermek için kullanılır; bu zarf yerine probably, possibly, maybe, conceivably gibi ifadeler de vermektedir. Cümlede more than ifadesi -den daha fazla anlamında kullanılmıştır. Cümledeki because kelimesi bir neden-sonuç bağlacıdır. -dığı için, çünkü anlamında kullanılmıştır ve yerine as, since bağlaçları da kullanılabilir. because bağlacının devamına SVO: tam cümle getirmek gerekir. 255

UĞUR ALBAYRAK & SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ VIII. But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration. Ama onlar, tamirat ve dekorasyon üzerine çok zaman ve para harcamak zorunda kalırlar. Cümle But: ama ile başlamaktadır ve bu bağlaç öncesindeki cümle ile bir zıtlık oluşturmaktadır. Cümlede but yerine however, nonetheless, nevertheless, even so, on the other hand vs. gibi sentence adverbs: cümle zarfları da kullanılabilirdi. Cümledeki have to bir modal: kip gibi düşünülebilir. Modallar yetenek, olasılık, gereklilik, rica, zorunluluk, tavsiye vb.. anlamlar taşır. have to modalı zorunluluk: -meli/malı, -mek/mak zorunda anlamı vermektedir; bu yapı yerine have got to Vo modalı da kullanılabilirdi. Cümlede a lot of: çok ifadesi devamında sayılamayan isim alarak kullanılmıştır. Bu kullanımda a lot of yerine yine çok anlamına gelen lots of, plenty of, much, a greal deal of, a good amount of, a large quantity of gibi ifadeler de kullanılabilirdi. Ayrıca a lot of, lots of, plenty of üçlüsü devamlarına hem sayılabilen hem de sayılamayan isim alabilir. Cümledeki on bir preposition (edat) görevi taşır ve spend fiiline aittir. spend time / money on something: bir şey üzerine para / zaman harcamak anlamı vermektedir. BÖLÜM 5: OKUMA PARÇASI SORULARI / ALIŞTIRMALARI Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız. 1. We can understand from the passage that ----. A) many British people would rather buy old houses B) the minority of the British population live in rented housing C) young people buy old houses because they like them more D) 40% of the British population own a house E) when young people get married, they all live in their parents house 2. According to the passage, as far as many British people are concerned, ----. A) buying a house is easier nowadays than it was in the past B) young people should not live with their parents after they get married C) house prices are quite high all across England D) there is nothing more important than a house in their lives E) small flats are better than large flats, but people do not prefer them 3. According to the author, buying an old house ----. A) looks like a good option for young people, but not for the old B) is not easy and there is also the cost of repairs and decoration C) may cost more than planned D) is probably not a good idea as house prices are falling E) does not bring about any problems 256