TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZ DİZİMİNDE ÖZNE SORUNU- DİL BİLİMSEL BİR YAKLAŞIM ÖZET

Benzer belgeler
TÜRKĐYE TÜRKÇESĐNDE ÖZNE DURUM BĐÇĐMBĐRĐMĐ ALABĐLĐR MĐ?

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

DEDE KORKUT. Türkçede İstem Değiştirimi I: Ettirgenleştirme

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

DEDE KORKUT. Özne Türleri mi, Öznenin Özellikleri mi? The Types Of The Subject Or The Features Of The Subject. Salim KÜÇÜK * - Ülkü ÜNAL

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TARİH İFADE ETMEK İÇİN KULLANILAN YAPILARIN SÖZ DİZİMİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ *

GEÇİŞLİ FİLLERLE KURULMUŞ DEYİMLEŞMİŞ BİRLEŞİK FİLLER İN YÜKLEM OLDUĞU CÜMLELERDE NESNE MESELESİ Selma GÜLSEVİN

YÜKLEM, YALNIZ ÖZNEYİ Mİ İÇİNDE TAŞIR?

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

TÜRKÇEDE NESNE BELİRTME VE NESNE YÜKLEME: TÜRKÇE SÖZLÜ SÖYLEM ÜZERİNE BİR UYGULAMA *

ÖZNE YÜKLEM UYUMU BAKIMINDAN FARKLI BĐR CÜMLE TĐPĐ

İDV ÖZEL BİLKENT ORTAOKULU SINIFLARINA KONTENJAN DAHİLİNDE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.

BASICS OF ENGLISH SENTENCE STRUCTURE

TÜRKÇEDE NESNEYİ BELİRLEME SORUNU THE PROBLEM OF IDENTIFYING OBJECT IN TURKISH

Sosyal Bilimler Dergisi 1

ÖZNESİ GÖSTERİLMEYEN BİR CÜMLE TİPİ DAHA. Selma GÜLSEVİN

TÜRKÇEDE ÖZNE SEÇME HİYERARŞİSİ Subject Choice Hierarchy in Turkish

T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÖZNE KAVRAMI VE ÖZNEYİ OLUŞTURAN KELİME GRUPLARI ÜLKÜ ÜNAL

REŞAT NURİ GÜNTEKİN İN ÇALI KUŞU ROMANINDAKİ SIFAT TAMLAMALARININ DERİN YAPISI VE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

CÜMLE ÖGELERİNİN TASNİFİ CLASSIFICATION OF ELEMENTS OF THE SENTENCE

3. Snf Sözdizim Sunumu

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

"IF CLAUSE KALIPLARI"

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

NESNE ÜZERİNE. Arzu Sema Ertane Baydar * Özet

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

FİİLİMSİLER. a)isim FİİL(MASTARLAR):Fiillere getirilen (MA y IŞ MAK) ekleriyle türetilen sözcüklere isim fiil denir.

İŞLEVSEL DİL BİLGİSİNİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDEKİ YERİ

The University of Jordan. Accreditation & Quality Assurance Center. COURSE Syllabus

Ders Adı : TÜRK DİLİ II: CÜMLE VE METİN BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

İŞSİZ BİREYLERİN KREDİ KARTLARINA İLİŞKİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ YAPISAL EŞİTLİK MODELİYLE İNCELENMESİ: ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ

İngilizce konu anlatımlarının devamı burada Tıkla! Spot On 8 Ders Kitabı Tüm Kelimeleri. How do we spell the Present Continuous Tense?

İŞLEVSEL DİL BİLGİSİNİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDEKİ YERİ Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2007, sayı:1,s:

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

ADIN YÜKLEME (NESNE) DURUMU VE TÜMCENİN NESNE ÖGESİ ÜZERİNE

"Farklı?-Evrensel Dünyada Kendi Kimliğimizi Oluşturma" İsimli Comenius Projesi Kapsamında Yapılan Anket Çalışma Sonuçları.

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 3 Sayı:4 Yıl:2000

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

Türkiye Türkçesinde Dakikalı Saat İfadeleri ve Saat Grubu

Fıstıkçı Şahap d t c ç

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

Dilbilgisi ve Diller

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

İngilizce. Brackets- Ayraçlar Base Form- Kök Biçim

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

FİİLER(EYLEMLER) 2-TÜREMİŞ FİLLER:FİİL YA DA İSİM KÖK VE GÖVDELERİNDEN YAPIM EKİ ALARAK TÜREMİŞ FİİLERDİR. ÖRN:SU-LA(MAK),YAZ-DIR(MAK)...

Cases in the Turkish Language

GEÇİŞLİLİK-GEÇİŞSİZLİK NİTELİKLERİ DEĞİŞKEN OLABİLİR Mİ? MAY BE VARIABLE FEATURES OF TRANSITIVITY- INTRANSITIVITY

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

BPR NİN ETKİLERİ. Selim ATAK Çevre Mühendisi Environmental Engineer

VURGULAMA İŞLEVLİ DİL BİRİMLERİ ÜZERİNE

Türkçede -DAn biri Yapılı Kelime Grupları Üzerine * 1 Leylâ Karahan **2. The Word Groups Constructed With -DAn biri In Turkish Language

TÜRKÇEDE ORTA ÇATI THE MIDDLE VOICE IN TURKISH

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

Dil Araştırmaları, Sayı 2, Bahar 2008

WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS. Lect. Yasin ORTAKCI.

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

ÖZNE TÜRLERİ ÜZERİNE ON SUBJECT TYPES

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

The University of Jordan. Accreditation & Quality Assurance Center. COURSE Syllabus

1.1. CÜMLENĐN ÖGELERĐ

Anlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları

TÜRKÇEDE İSTEMİ ARTIRAN BİÇİMBİLGİSEL KATEGORİLER *

Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2, Temmuz 2011

Pekiştirilmiş / Pekiştirmeli Özne Üzerine

TÜRKİYE TÜRKÇESİ VE TATAR TÜRKÇESİNİN KARŞILAŞTIRMALI SÖZ DİZİMİ

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

Doç. Dr. Emine Yarar

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Present continous tense

Satıcı burnu havada, kendini beğenmiş biri. Yaklaşık beş yıl kadar bu Edirne'de oturduk.

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

(Bu örnekte görüldüğü gibi aktive cümlenin nesnesi, pasif cümlenin öznesi konumuna geçmektedir.)

Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE CÜMLEDE TÜMLEÇLER ÜZERİNE. On the Sentence Complements in Turkey Turkish

U.D.E.K. Üniversite Düzeyinde Etkisi. M Hëna e Plotë Bedër Universitesi. ÖZET

KALEIDOSCOPES N.1. Solo Piano. Mehmet Okonşar

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama

MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I

ÖZNESİZ CÜMLELER ÜZERİNE ON SENTENCES WITHOUT SUBJECT

SÖZCÜK TÜRLERİ NASIL TASNİF EDİLMELİDİR?

Turkish and Kurdish influences in the Arabic Dialects of Anatolia. Otto Jastrow (Tallinn)

Doç. Dr. Emine Yarar

Transkript:

, p. 295-314 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.8566 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZ DİZİMİNDE ÖZNE SORUNU- DİL BİLİMSEL BİR YAKLAŞIM Nuh DOĞAN ÖZET Türkçe dil bilgisi ve söz dizimi çalışmalarında özneyle ilgili birbirinden oldukça farklı görüşler ileri sürülür. Özne farklı tanım ve yaklaşımların etkisiyle söz dizimi incelemelerinde karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hâl almış, çeşitli şekillerde ortaya çıkan bir dil bilgisi sorununa dönüşmüştür. Türkçe söz diziminde öznenin ne tanım ve uygulamalarında ne de öznenin biçim birimi ve türleri konusunda tam bir birlik vardır. Özne belirlenirken çoğu zaman benzer örneklerden benzer sonuçlara gidilmiş, yapılan tanımların dışına çıkacak örneklerden kaçınılmış ya da görmezden gelinmiştir. Türkçede özne dilin farklı düzlemleriyle olan organik ilişkisinden dolayı farklı dil bilgisel ve işlevsel ilişkileriyle betimlenir. Bu yaklaşım öznenin gerçek kimliğini tespit etmeyi hayli zorlaştırmıştır. Öznenin dilin mantıksal, anlam bilimsel, edim bilimsel ve söz dizimsel ilişkileriyle birlikte tanımlanması öznenin tanımı, türleri ve biçim birimi gibi temel sorunların ortaya çıkışına yol açmıştır. Öznenin söz konusu sorunları cümlenin ayrı dil düzlemlerinde değerlendirilmesiyle ancak aşılabilir. Özne söz dizimsel düzlemde cümlenin yalın durum ekli birincil bileşenini ifade eder. Mantıksal düzlemde öznenin fiilin çatısına bağlı olarak birinci ya da ikinci üyelerini yüklenebildiği görülür. Özne anlam bilimsel düzlemde eden, deneyimci, tetikleyici, sebep, etkilenen, konu vs. çeşitli anlamsal rolleri temsil edebilir. Edim bilimsel düzlemde ise özne bilgi yapısının temel unsurları olan odak ve konu bileşenlerini kodlayabilir. Anahtar Kelimeler: Özne sorunu, özne sorunun nedenleri, söz diziminin düzlemleri, öznenin işlevsel ilişkileri Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. Yrd. Doç. Dr., Ordu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, El-mek: nuhdogan55@hotmail.com

296 Nuh DOĞAN THE PROBLEM OF SUBJECT IN TURKEY TURKISH SYNTAX A LINGUISTIC APPROACH ABSTRACT In this study it has been aimed to present the main reasons of subject problem and relations betwen subject and other levels of syntax, and to suggest linguistic a approach which can be solve the problems such as definition, types and morphem of subject. In Turkish the subject has been described in terms of different grammatical and functional relations since the subject has different organic relations betwen levels of language. This apraoch has highly prevented determining real identity. To describe the subject with logical, semantic, pragmatic and syntactic components of language has caused the main problems such as definition, types and morphem of subject. This problems of subject can only be overcomed when the sentence is analyzed in the separate levels of language. In the syntactic level subject is immediate cunstituent that is nominative case in sentence. In the logical level subject can be first or second argument according to voice of verb. In the semantic level subject represents various semantic roles such as agent, experiencer, instigator, causer, patient and theme etc. In the pragmatic level subject can code the focus and topic which are main components of information structure. STRUCTURED ABSTRACT There are various approaches to the matter of subject in the literature on Turkish grammar and syntax. Subject has become a complex and entangled phenomena due to many different definitions and approaches, and turned into a grammatical issue that surfaces in various forms. In Turkish syntax, there is no consensus on the definition and application of subject or the types and morphological structure of subject. In identifying subject most of the time similar outcomes were found based on similar samples, and those samples that would be beyond the existing definitions were avoided or ignored. This study aims to identify the main reasons regarding the problem of subject and its relationship with other structures of syntax; and offer a linguistic approach that can provide a solution to a number of main issues such as identifying subject, types of subject and morphological structure of subject. It is aimed by this approach to establish a new way of syntactic analysis. The theoretical framework of the study is primarily based on valency grammar and functional grammar as well as other linguistic approaches. In Turkish syntax subject has mostly been analysed in line with other structures of language. Subject has been interpreted as both a logical member and a semantic role, both a syntactic/grammatical element necessary for the sentence structure and a person, a phenomena or an object that is talked about, namely theme. The reason why there are different definitions and types of subject in Turkey Turkish is that it is proposed that subject can be realised with different morphological case markers by different suffixes connecting with

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 297 different words; that subject and other linguistic relations are reduced down to the argument structure of the verb, semantic and pragmatic functions; and that the standards that are used to identify the relationships belonging different structures of language are utilised individually or as a whole. Maintaining this attitude will increase uncertainty and complexity about subject. The syntactic structure of a sentence in Turkey Turkish can be analysed according to various structures, and the structures the previously mentioned phenomenon such as subject, argument/complement, agent and theme belong to (Ugurlu, 1999: 64). It needs to be decided by analysing what structure of language subject belongs to or what criterion should be used while identifying subject. The discrepancy in the definition and application of subject, types of subject and morphological structure of subject could only be identified by handling the issue within its own structure and analysing its functional relations with different structures of language. A sentence can be analysed on four different structures; logical, syntactic, semantic and pragmatic. Subject has various relations with other phenomena or functions in other structures. Subject, as a syntactic/grammatical function, can coincide with semantic and pragmatic functions such as agent and topic or theme (Dik, 1980: 3). It is possible for syntactic, semantic and pragmatic functions to intersect with each other in the same phenomena in a sentence although the coding procedures of these functions onto the phenomenon in the sentence are partially independent of each other (Dik, 1980: 3; 1989: 24; Brown & Miller, 1991: 314). It could be assumed that subject and other grammatical relations can be understood better by linking subject and other grammatical relations with semantic and pragmatic roles within the framework of their relations with semantics and pragmatics (Comrie, 2005: 86, 87). However, subject and other grammatical relations do not always coincide with the same functions. Although grammatical relations such as subject and object are connected with certain relations about semantic and pragmatic relations, they are actually different from them; syntax has meaning and function; that is, it has complex grammatical relations that cannot be reduced down to semantic and pragmatic functions (Comrie, 2005: 86). In grasping better the concept of subject, taking into consideration it with its semantic and pragmatic functions would not bias its grammatical/syntactic role. However, it is observed that in the past that semantic and pragmatic functions of subject in Turkish were emphasised more than its syntactic/grammatical functions and these functions became too intertwined to distinguish from each other. It is necessary for the problem of subject in Turkey Turkish to be solved to identify the syntactic/grammatical functions of subject and separate them from its semantic and pragmatic functions. Subject in a language is the immediate non-case-marked constituent of a sentence on the syntactic structure. On the logical structure, subject is able to have primary and secondary arguments depending on the voice of the verb predicate. On the semantic structure, subject can represent the roles such as agent, experiencer, cause, patient and theme. On the pragmatic structure, subject can code topic and focus, the main components of the information structure.

298 Nuh DOĞAN While languages have various ways of realising subject, individual languages may have their individual procedures of realising subject. If in a language certain subjects have different morphological case markers, there are different procedures for subject-verb agreement and it can be realised in different positions, then that language can be assumed to have different ways of realising subject (Woolford, 2009: 17). In Turkish subject does not have different ways of realisation from a syntactic point of view. In Turkish subject is a component of the syntactic and grammatical structure of a sentence and it is always unmarked in the syntactic structure. Subject in Turkish, except for the sentences formed with impersonal verbs, is always a prerequisite for the grammatical structure of a sentence, a main syntactic position where different logical and semantic arguments of a verb are mapped, and a grammatical relation. Although subject in Turkish does not have any other ways of marking apart from the nominative case (unmarked), it has various ways of realisation. The Overt Subject, realising as the immediate constituent of the sentence in the deep structure, can be realised overtly or covertly in the surface structure. Subject in Turkish may not be realised in the surface structure in certain linguistic contexts where it refers to pronouns via personal markers. That subject is not realised in the surface structure does not mean the sentence does not have a subject. Whether subject is realised in its syntactic location or not, or that it is realised in different syntactic locations has different pragmatic functions (Zimmer, 1986, 196). Conclusion Subject has complex grammatical and functional relations with different structures of language. This naturally makes it difficult to identify and define the actual role of subject. Not differentiating between the grammatical and functional relations of subject has made it almost impossible to identify subject and other syntactic constituents in sentence analysis. Syntactic analysis in Turkish can be made by taking into consideration different language structures which subject has functional relations. First of all, subject needs to be considered as a structural constituent of the syntactic structure of the sentence and kept separated from its functional relations with other structures. The functional relations of subject with logical, semantic and pragmatic structures should be analysed individually. It is seen that this approach enables a more plausible analysis that identifies the different dimensions of a sentence. Analysing subject within its own linguistic structure and identifying its functional relations with other linguistic structures has the potential to eliminate the problems occurring in Turkish syntax regarding the definition, morphological structure and types of subject. Key Words: Problem of subject, reasons of subject problem, levels of syntax, functional relations of subject Giriş Türkçe dil bilgisi ve söz dizimi çalışmalarında özneyle ilgili birbirinden oldukça farklı görüşler ileri sürülür. Özne farklı tanım ve yaklaşımların etkisiyle söz dizimi incelemelerinde karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hâl almış, çeşitli şekillerde ortaya çıkan bir dil bilgisi sorununa

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 299 dönüşmüştür. Türkçe söz diziminde öznenin ne tanım ve uygulamalarında ne de öznenin biçim birimi ve türleri konusunda tam bir birlik vardır. Özne belirlenirken çoğu zaman benzer örneklerden benzer sonuçlara gidilmiş, yapılan tanımların dışına çıkacak örneklerden kaçınılmış ya da görmezden gelinmiştir. Bu çalışmada özne sorununun temel nedenlerini ve öznenin söz diziminin diğer düzlemleriyle ilişkisini ortaya koymak; öznenin tanımı, özne türleri ve öznenin biçim birimi gibi temel meselelere çözüm getirebilecek dil bilimsel bir yaklaşım sunmak amaçlanmıştır. Bu yaklaşımla yeni bir cümle çözümleme yöntemi hedeflenmektedir. Çalışmanın kuramsal çerçevesini başta istem dil bilgisi ve işlevsel dil bilgisi olmak üzere çeşitli dil bilimsel yaklaşımlar oluşturmaktadır. 1. Özne Sorunun Ana Hatları Türkiye Türkçesinde özne sorunun çoğunlukla öznenin tanımı, türleri ve biçim birimi konusunda düğümlendiği görülür. 1. 1. Öznenin Tanımı Türkiye Türkçesi söz dizimi ve dil bilgisi çalışmalarında yer alan özne tanımlarında genellikle şu üç hususa dikkat çekilmiştir: i) Özne cümlede yapan/kılanı ve olanı temsil eder. ii) Özne cümlenin fiilden sonra ikinci temel unsurudur. iii) Özne fiilin gösterdiği işi, oluşu, durumu, yargıyı üzerine alır. Bilim adamlarının bir kısmı 1 (i), (ii) ve (iii) maddelerinin tümü üzerinde; bir kısmı 2 (i) ve (ii); bir kısmı 3 (i) ve (iii); bir kısmı 4 ise sadece (i) maddesi üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak birleşir. Bununla birlikte söz dizimi incelemelerinde öznenin söz konusu tanımlarına pek uyulmaz (Özmen, 2010: 335). Araştırmacıların tanımlarıyla yaptıkları cümle çözümlemelerinin hem kendi içinde hem de diğer araştırmacıların tanım ve çözümlemeleriyle çoğunlukla çeliştiği, birçok durumda eksik ve yetersiz kaldığı görülür. Türkiye Türkçesinde, yukarıdaki tasnifte görüldüğü gibi, çoğu dilci öznenin cümlede kılanı ve olanı temsil ettiği (i) konusunda birleşir. Bu tanımda kılan ve olan olmak üzere öznenin yüklenebileceği iki işlevin olduğu ileri sürülür. Türkçe söz diziminde genellikle öznenin yüklemi isim olan cümlelerde, edilgen fiilli cümlelerde ve yüklemi oluş bildiren cümlelerde olanı, diğer cümlelerde yapan/kılanı karşıladığı kabul edilir (Karahan, 2011: 18; Karaağaç, 2009: 191). Ancak kılan ve olanın öznenin işlevlerini açıklayamadığı, birçok durumda yetersiz kaldığı ve çelişkiye yol açtığı; özellikle olan terimiyle anılan işlevin oldukça belirsiz şekilde kullanıldığı görülür. (1a) da nesne konumunda bulunan ve etkilenen işlevini yüklendiği kabul edilen camı ögesinin, (1b) de özne konumuna yükseldiğinde anlam bilimsel işlevlerinde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen söz dizimi incelemelerinde çoğunlukla olanı temsil ettiği kabul edilir. Anlamsal nitelikleri açısından birbirinden oldukça farklı olmasına rağmen (2b) de edilgenleştirmeyle özne konumuna yükselen bu olay unsuru ile (1b) deki cam unsurunun aynı işlevi karşıladığı kabul edilir. İsim cümlelerinin öznesi bir olanı temsil etmediği hâlde (Özmen, 2010: 338) söz dizimi incelemelerinde (3), (4) ve (5) in özneleri olan ile karşılanır. Oysa (1b) ve (2b) nin özneleri ile (3), (4) ve (5) in öznelerinin olan kavramıyla nitelenemeyecek, birbirinden farklı anlamsal işlevleri vardır. 1a) Ahmet, camı kırdı. 1 Bilgegil, 1983; Koç, 1996; Kükey, 1975. 2 Banguoğlu, 2000: 525; Ergin, 1993: 399; Dizdaroğlu, 1976: 39; Ediskun, 1999; Topaloğlu, 1989; Özkan, Sevinçli, (2008: 101); Bozkurt, 2004: 136; Karaağaç, 2011: 189. 3 Korkmaz, 2003; Karahan, 2011; Zülfikar, 1990: 134; Eker, 2009: 394. 4 Bolulu, 1998; Delice, 2007; Demir-Yılmaz, 2005.

300 Nuh DOĞAN 1b) Cam kırıldı. 2a) Toplum bu olayı hiç önemsemedi 2b) Bu olay hiç önemsenmedi. 3) Ben öğretmenim. 4) Kutuda oyuncak var. 5) Bu ev, size layık değil. Etken çatılı bazı cümlelerin öznesinin hangi işlevle karşılanacağı da hayli kafa karıştırıcıdır. (6), (7), (8) ve (9) daki cümleler, isim cümlesi ya da yüklemi oluş bildiren ya da edilgen çatılı bir cümle olarak değerlendirilemeyeceğinden hâkim anlayışa göre öznelerinin kılan işleviyle betimlenmesi gerekirdi, ancak söz konusu ögelerin kılan ya da olan işleviyle nitelenmesi güçtür. (6), (7), (8) ve (9) un özneleri (1a) ve (1b) nin öznelerinden anlamsal bilimsel işlevleri açısından oldukça farklıdır. 6) Ali uyuyor. 7) Anahtar kasayı açmadı. 8) Bu dizi film tutar. 9) Salon, beş yüz kişi alır. Türkiye Türkçesinde öznenin anlam bilimsel işlevlerinin betimlemesinde kılan ve olan kavramlarının yetersiz kalması, dilcileri öznenin yüklenebileceği yeni işlevler ileri sürmeye itmiştir. Kükey (1975) te özne, işi yapan (gerçek özne), yapılan işten etkilenen (sözde özne), bir varlık adı olarak kendisinden söz edilen öge şeklinde tanımlanarak öznenin üç farklı işlevi olduğu öne sürülmüştür. Böylece edilgen fiilli cümleler ile isim cümlelerinin öznesinin yüklendiği işlevler arasında bir ayrım yapılarak olan terimiyle baş gösteren belirsizlik giderilmeye çalışılmış, edilgen çatılı cümlelerin öznesinin işlevi yapılan işten etkilenen ya da kısaca etkilenen kavramıyla betimlenmiştir. Ancak (1b) nin öznesinin işlevi etkilenen ile işaretlenmesine rağmen (2b) deki gibi kimi edilgen çatılı cümlelerin öznelerinin, aynı anlamsal özellikleri taşımadığı, dolayısıyla etkilenen işlevini yüklenemediği görülür. Diğer taraftan, etkilenen işlevi etken çatılı cümlelerin öznesi tarafından da yüklenilebilmektedir (10). İsim cümlelerinin öznesi için söz konusu edilen bir varlık adı olarak kendisinden söz edilen ifadesi ise anlam bilimsel bir işlev olmaktan uzaktır. Zira bu, tüm özneler için de söz konusu edilebilir. 1b) Cam kırıldı. 2b) Bu olay hiç önemsenmedi. 10) Çiçekler soldu. Öznenin anlam bilimsel işlevleri Karaağaç (2009) da da betimlenmeye çalışılmıştır. Karaağaç (2009: 191), öznenin etken özne, edilgen özne, bilinmez özne ve durağan özne olmak üzere dört işlevinin olduğunu, isim cümlelerinin öznesinin bir yapma ve olma belirtmediğinden durağan özne işlevini yüklendiğini ileri sürer. Ancak etken özne ve edilgen özne terimleriyle bir işlevden çok dil bilgisel bir kategoriye işaret edilmiştir. Bir yapma ve olma belirtmediği düşünülen durağan özne ise (11) deki fiil cümleleri için de söz konusu edilebilir. Türkçe söz diziminde kılan ve olan yanı sıra önerilen söz konusu işlevlerin de birçok durumda yetersiz kaldığı, öznenin işlevleriyle ilgili çelişkileri gideremediği, öznenin yüklenebileceği işlevleri betimlemekten uzak olduğu, bazılarının ise anlamsal bir işlevden ziyade dil bilgisel bir kategoriye ve edim bilimsel bir işleve işaret ettiği görülmektedir. 11) Çanta masanın üzerinde kaldı/duruyor. Bilim adamlarının öznenin tanımlarında çoğunlukla birleştiği ikinci husus öznenin fiilden sonra cümlenin ikinci unsuru (ii) olduğu yargısıdır. Ancak (1c) ve (1d) de mantıkça ya da asıl özne kabul edilen tarafından ve +E durumu ekli ögelerin cümlenin ikinci unsurları olmadığı,

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 301 aksine cümlenin seçimli gerçekleşen üçüncü ve dördüncü unsurları olduğu anlaşılır. Ayrıca (12) de, geçişsiz fiillerin meçhul çatı biçimleriyle kurulan cümlelerde de öznenin bulunmadığı görülür. 1c) Cam, Ahmet tarafından kırıldı. 1d) Ahmet, camı kardeşine kırdırdı. 12) Sokaklarda yürünmüyor. Bilim adamlarının öznenin tanımlarında çoğunlukla birleştiği üçüncü husus, öznenin fiilin gösterdiği işi, oluşu, durumu ya da yargıyı üzerine alan unsur (iii) olduğu yargısıdır. Bu ifadeyle fiilin bildirdiği işe, oluşa müdahil olan katılanlar kastediliyorsa (8a) ve (13a) da fiilin belirttiği işi, oluşu, durumu ya da yargıyı üzerine alan unsurun sadece özneyle sınırlandırılamayacağı görülür. (8a) ve (13a) da iş, oluş, durum ya da yargı özne ve diğer unsurlarla birlikte eş değer şekilde paylaşılır. Aksi takdirde söz konusu cümlelerin dil bilgisel bir cümle olmaktan çıktığı görülür (8b), (13b). 8a) Salon, beş yüz kişi alır. 8b) *Salon alır. 13a) Yemek, elli lira tuttu. 13b) *Yemek, tuttu 1. 2. Özne Türleri Türkçe söz dizimi incelemelerinde birbirinden farklı birçok özne türü ileri sürülmüştür. Türkiye Türkçesindeki çoğu özne türünün farklı terimlerle karşılanmakla birlikte çoğunlukla aynı kavramları ifade ettiği görülür. (1a) da Ahmet gerçek/gerçekte ya da etken özne; (1b) ve (1c) de cam sözde, gramerce, güçte (kimse) ya da edilgen özne; (1c) de Ahmet tarafından öbeği örtülü, dolaylı, gerçek ya da mantıkça özne; (1d) de Ahmet gramerce, ettiren (kimse) ya da yaptıran özne, +E durum ekli kardeşine unsuru ise mantıkça ya da yapan özne; (5) te bu ev gerçek 5 ya da durağan özne kabul edilir. (1e) de gizli ya da pekiştirmeli 6 bir öznenin, (12) de ise belirsiz/bilinmez öznenin olduğu ileri sürülür. 1a) Ahmet, camı kırdı. 1b) Cam kırıldı. 1c) Cam, Ahmet tarafından kırıldı. 1d) Ahmet, camı kardeşine kırdırdı. 1e) Camı kırdı. 5) Bu ev, size layık değil. 12) Sokaklarda yürünmüyor. Fiillerin çatılarına göre başka özne türleri de tasarlanmıştır; dönüşlü fiillerin dönük, oldurgan fiillerin olduran, işteş fiillerin ise karşılıklı ya da ortaklaşa öznesi (kimse) olduğu ifade edilmiştir. Çeşitli söz dizimi ve dil bilgisi çalışmaları gözden geçirildiğinde başka özne türlerine de rahatlıkla rastlanabileceği, özne türlerinin bunlarla sınırlı olmadığı görülebilir 7. Söz diziminde bu 5 Dilciler doğrudan ya da dolaylı olarak bu özne türünün isim cümleleri ve yüklemi etken, dönüşlü ve işteş çatılı eylem cümlelerinde bulunduğunu ifade ederler. Gerçek özne eylem cümlelerinde yüklemde bildirilen iş, oluş ve hareketin yapıcısı/kılıcısı, isim cümlelerinde ise olanı temsil ettiği dile getirilir. Bk. Dizdaroğlu, 1972; Ediskun, 1999; Koç, 1996; Hatiboğlu, 1972, Kükey, 1975; Delice, 2007. 6 Delice 2007. 7 Özellikle bk. Bolulu 1992, Mehmedoğlu, 2006, Üstünova 2008.

302 Nuh DOĞAN kadar fazla özne türünün olması dil bilimsel açıdan pek mümkün değildir; bu, dil bilgisi araştırmaları ve öğretimi için kuşkusuz ciddi bir sorun teşkil eder. 1. 3. Öznenin Biçim Birimi Türkçe söz diziminde çoğunlukla öznenin yalın durumla işaretlendiği ve fiile eksiz bağlandığı ileri sürülür 8. Bununla birlikte söz konusu özne çeşitleri dikkate alındığında Türkçede öznenin farklı durum biçim birimleri alarak ve farklı kelimelerin ulanmasıyla da gerçekleşebileceğinin kabul edildiği görülür. Türkçe söz diziminde mantıkça kimse adı verilen öznenin cümlede +E durum biçim birimiyle 9 ya da +CA eki ve tarafından, vasıtasıyla, etkisiyle gibi kelimelerin ulanmasıyla 10 belirtilebileceği dile getirilir. Fiilimsilerin öznesi olduğu ve +IN (ilgi) durum biçim birimiyle gerçekleşebileceği benimsenmiştir 11. Çeşitli çalışmalarda öznenin cümlede yalın durum dışında +I, +DAN ve +LA durum biçim birimleriyle de yer alabileceği ileri sürülmüştür 12. Bu, Türkçe söz diziminde bir cümlede sayıları değişen, çeşitli öznelerin bulunabileceği yaklaşımını doğurmuştur. Buna göre (1e) ve (12) nin öznesinin hiç olmadığı; (1a) nın bir, (1c) ve (1d) nin farklı durum ekleri ve farklı kelimelerin ulanmasıyla oluşmuş iki öznesinin olduğu ifade edilir. Bu tür yaklaşımlar, (1f) nin iki farklı durum eki ve bir kelimenin eklenmesiyle gerçekleşmiş üç öznesinin olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Ancak bir cümlede farklı şekil özelliklerine sahip bu kadar farklı özne ileri sürmek dil bilimsel açıdan kabul edilebilir değildir. 1e) Camı kırdı. 12) Sokaklarda yürünmüyor. 1a) Ahmet, camı kırdı. 1c) Cam, Ahmet tarafından kırıldı. 1d) Ahmet, camı kardeşine kırdırdı. 1f) Ahmet, camı kardeşine Ali vasıtasıyla/aracılığıyla kırdırttı. 1e) Ahmet in camı kırması (onu korkuttu.) 2. Özne Sorununun Temel Nedenleri Türkçe söz diziminde özne çoğunlukla dilin farklı düzlemlerine ait çeşitli kavramlarla değerlendirilmiştir. Türkçede, Johanson (1990: 193) da da ifade edildiği gibi özne, fâil (täter/kılıcı), birinci tamlayıcı (erstaktant/üye) ve konu (thema/bilinen) kavramları birbirine karıştırılmıştır (Uğurlu 1999: 64). Özne hem mantıksal bir üye hem anlam bilimsel bir rol hem cümlenin yapısı için gerekli söz dizimsel/dil bilgisel bir unsur hem de cümlede sözü edilen, hakkında bir şey söylenilen kişi, olgu ya da nesne yani konu (theme) olarak değerlendirilmiştir. Öznenin tanımlarında dile getirilen hususlara tekrar farklı bir gözle bakıldığında (i) de anlam bilimsel, (ii) de söz dizimsel/dil bilgisel, (iii) de ise edim bilimsel bakış açısının hâkim olduğu söylenebilir: i) Özne cümlede yapan/kılanı ve olanı temsil eder. ii) Özne cümlenin fiilden sonra ikinci temel unsurudur. iii) Özne fiilin gösterdiği işi, oluşu, durumu, yargıyı üzerine alır. Türkçede aynı bakış açısının özne türlerine de yansıdığı söylenebilir. Buna göre (1a) da Ahmet unsurunun gerçek özne kabul edilmesinde anlam bilimsel, dil bilgisel ve edim bilimsel; (1b) de cam unsurunun gramerce ya da sözde özne kabul edilmesinde dil bilgisel ve edim 8 Bk. Ergin 1993: 399; Karahan 2011: 19; Zülfikar 1990: 135; Bozkurt 2004: 137; Özkan, Sevinçli 2008: 101. 9 Banguoğlu 2000: 417 18. 10 Koç 1996, Dizdaroğlu 1976, Korkmaz 2003, Delice 2007. 11 Bk. Banguoğlu 2000; Ediskun 1999; Kahraman 2009, Karaağaç 2012. 12 Bk. Boz 2009; Baydar 2008, Kahraman 2009.

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 303 bilimsel; (1c) ve (1d) de tarafından kelimesi ve +E durumu ekli unsurların örtülü, dolaylı ya da mantıkça özne kabul edilmesinde ise anlam bilimsel bakış açısının belirleyici olduğu görülür. 1a) Ahmet, camı kırdı. 1b) Cam kırıldı. 1c) Cam, Ahmet tarafından/vasıtasıyla kırıldı. 1d) Ahmet, camı kardeşine kırdırdı. Türkiye Türkçesinde farklı özne türlerinin olduğu ve öznenin farklı durum biçim birimleriyle ya da farklı ek ve sözcüklerin ulanmasıyla gerçekleşebileceğinin ileri sürülmesi, öznenin ve diğer dil bilgisel ilişkilerin fiilin üye yapısına, anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevlere indirgenmesinden ve dilin farklı düzlemlerine ait ilişkilerin belirlenmesinde kullanılan ölçütlerin bazen birlikte bazen de ayrı ayrı işletilmesinden ileri gelir. Bu tutumun sürdürülmesi özneyle ilgili belirsizliği ve karmaşayı artıracaktır. Türkiye Türkçesinde cümle söz dizimi farklı düzlemlere, yukarıda söz konusu edilen özne, üye/tamlayıcı, kılıcı/fâil, konu gibi kavramların ait oldukları düzeylere göre incelenebilir (Uğurlu 1999: 64). Öznenin dilin hangi düzlemine ait bir unsur olduğuna ve özneyi belirlerken hangi ölçütlerin temel alınması gerektiğine karar verilmelidir. Öznenin tanımı ve uygulamadaki çelişkiler, özne türleri ve öznenin biçim birimi gibi meseleler öznenin ancak kendi düzleminde ele alınması ve dilin farklı düzlemleriyle olan işlevsel ilişkilerinin belirlenmesiyle çözülebilir. 3. Dilin Düzlemleri ve Özneyle İlişkisi Cümle dil bilgisel bir yapıdır; ancak bu yapı tek bir düzlemden oluşmaz. Dilin, dolayısıyla cümle söz diziminin farklı düzlemleri vardır 13. Bir cümle mantıksal, söz dizimsel, anlam bilimsel ve edim bilimsel olmak üzere dört farklı düzlem ya da yapıda incelenebilir. Öznenin diğer düzlemlerindeki unsur ya da işlevlerle farklı boyutlarda türlü ilişkileri vardır 14. Özne, söz dizimsel/dil bilgisel bir işlev olarak yapan/kılan (agent) ve konu (topic, theme) gibi anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevlerle kesişebilir (Dik, 1980: 3). Söz dizimsel, anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevlerin bir cümlede aynı unsurla çakışma olasılığı olmakla birlikte bu işlevlerin cümledeki unsurlara kodlanması kısmen birbirinden bağımsızdır (Dik, 1980: 3; 1989: 24; Brown & Miller, 1991: 314). Özne ve diğer dil bilgisel ilişkilerin anlam bilimi ve kullanım/edim bilimiyle olan ilişkileri çerçevesinde, anlam bilimsel ve edim bilimsel rollerle ilişkilendirilmesi sonucu daha kolay anlaşılabileceği söylenebilir (Comrie, 2005: 86, 87). Ancak özne ve diğer dil bilgisel ilişkiler, söz diziminde her zaman aynı işlevlerle kesişmez. Özne, nesne gibi dil bilgisel ilişkiler, her ne kadar anlam ve kullanımla (edim) ilgili çeşitli ilişkilerle bağlantılı olsa da gerçekte onlardan farklıdır; söz dizimi anlam ve kullanıma, başka bir deyişle anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevlere indirgenemeyecek kadar yoğun dil bilgisel ilişkilere sahiptir (Comrie, 2005: 86). Öznenin daha iyi anlaşılabilmesi için edim bilimsel ve anlam bilimsel işlevleriyle ele alınması onun dil bilgisel/söz dizimsel kimliğine zarar getirmez. Ancak Türkçede zamanla anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevlerin öznenin söz dizimsel/dil bilgisel işlevinden daha önde tutulduğu ve söz konusu ilişkilerin birbirinden ayrılamayacak kadar iç içe geçtiği görülür. Türkiye Türkçesindeki özne sorunun çözülebilmesi için öznenin söz dizimsel/dil bilgisel hüviyetinin belirlenmesi, anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevlerinden ayrıştırılması gerekir. 13 Bk. Marantz 1984; Dik 1980, 1989. Dik (1980) in işlevsel dil bilgisinde işlevsel ilişkiler söz dizimsel, anlam bilimsel ve edim bilimsel olmak üzere üç farklı düzlemde belirlenir. Özne, üç farklı düzlemde söz dizimsel, anlam bilimsel ve edim bilimsel işlevleri açısından ayrı ayrı ele alınır. Özne ve nesne gibi söz dizimsel işlevler, olay durumlarının (state of affairs) söz diziminde sunulduğu perspektifi; eden, etkilenen gibi anlam bilimsel işlevler fiilin ifade ettiği sürece katılan rolleri; konu (theme, topic), odak/yorum (rheme, focus, comment) gibi edim bilimsel işlevler ise bir unsurun bilgisel konumunu belirtir (1980: 3; 1989: 24). 14 Chafe (1975) te öznenin eski bilgi, karşıtsallık, belirtililik, konu ve bakış açısı gibi çeşitli işlevleri olduğu ifade edilir.

304 Nuh DOĞAN 3. 1. Öznenin Mantıksal Yapıyla İlişkisi Sözlüksel unsurlar, özellikle de fiiller söz dizimini belirleyen belirli bir mantıksal yapı bilgisine sahiptir. Fiiller, bir süreci başka bir ifadeyle bir olay durumunu ifade ederler. Gerçek dünyada herhangi bir olayı ya da süreci karşılayan fiil insan zihninde o eyleme katılacak birtakım üyeleri canlandırır. Bir olayda rol alanların sayısı nasıl olaya göre değişiyorsa dilde bir olayı ya da süreci karşılayan fiillerin gerek duyduğu üyelerin sayısı da değişir. Bazı fiiller, gerçek dünyada tek bir üyenin katıldığı olayları ifade ederken bazıları iki, üç ya da dört üyenin katıldığı olayları belirtir. Türkçe açısından düşünüldüğünde belirli anlamlarıyla yürü- bir [x]; kır- iki [x, x]; ver- üç [x, x, x]; aktar- dört [x, x, x, x] üyenin katıldığı bir olayı zihinde canlandırır. Fiiller ifade ettiği olaya katılan üye sayısı kadar söz diziminde üye boşluğu açar. Fiil ve diğer sözlüksel unsurların açtığı söz dizimsel üye boşluklarının sayısı söz diziminin ya da onun kurucusu olan sözlüksel unsurun mantıksal yapısı olarak tanımlanabilir. Mantıksal yapı bu tür sözlüksel unsurların gizil gücü olarak kabul edilir. Söz dizimsel üye boşlukları belirli tamlayıcılarla belirli dil bilgisel konumlarda gerçekleşir. Fiilin mantıksal üyelerinin hangi tip tamlayıcıyla gerçekleşebileceği ya da yüzey yapıya çıkıp çıkamayacağı dillere göre farklılık arz eder. Fiilin mantısal yapısındaki üyelerinden biri cümlenin yapısında genellikle yalın durumda ve özne konumunda gerçekleşir. Ancak fiilin hangi üyesinin özne konumunda gerçekleşeceği, o dilin iç dinamiklerine ve çatı gibi dil bilgisel süreçlerine bağlıdır. Türkçede iki üyeli kırmak fiilinin birinci üyesi, çatısı bakımından etken bir cümlede her zaman özne konumunda görev alır (1a); ancak edilgenleştirmeyle fiilin ikinci üyesi özne konuma yükseltilebilir (1b), birinci üyesi ise isteğe bağlı bir unsur olarak gerçekleşir (1c). Edilgenleştirme fiillerin temel mantıksal üye yapısını etkilemez. Söz diziminde hangi dil bilgisel dönüşümler olursa olsun fiilin mantıksal üye yapısı ve üyelerin rütbeleri değişmez. Kırmak ve yürümek fiillerinin birinci üyeleri (1b), (1c) ve (12) de zorunlu bir unsur ya da özne olarak gerçekleşmez, buna rağmen söz konusu üyeler kırmak ve yürümek fiillerinin her zaman birinci üyeleridir. Edilgenleştirme gibi dil bilgisel süreçler fiillerin mantıksal üye yapısının ancak yüzey söz dizimsel yapıdaki gerçekleşme biçimlerinde etkili olabilir. Edilgenleştirme fiilin üye yapısının yüzey yapıda ya azalmasına ya da üyelerinin söz dizimsel önceliklerinin ve konumlarının değişmesine neden olur. Edilgenleştirme (1c) de kırmak fiilinin birinci üyesinin söz dizimsel önceliğini ve konumunu değiştirirken (12) de yürümek fiilinin mantıksal yapısındaki birinci üyenin yüzey yapıda gerçekleşmesini engellemiştir 1a) Ahmet, camı kırdı. 1b) Cam kırıldı. 1c) Cam, Ahmet tarafından kırıldı. 12) Sokaklarda yürünmüyor. Bilgegil (1964: 240) ta fiillerin mastar şekillerinin bile -var sayılan- bir özne ve nesneyi muhafaza ettiği ileri sürülür. Bu, Türkçede öznenin fiillerin mantıksal üye yapısıyla ilişkilendirildiğini gösteren bir yaklaşımdır. Türkçe söz diziminde özellikle (12) gibi cümlelerde özne olarak tanımlanabilecek hiçbir söz dizimsel unsur ve öznenin gerçekleşebileceği hiçbir söz dizimsel boşluk olmadığı hâlde belirsiz/bilinmez bir öznenin tasarlanması, fiilin mantıksal (üye) yapısının dikkate alınmasından kaynaklanır. Bu yaklaşım ayrıca mantıksal yapının geçişsiz fiillerin edilgenleştirildiği cümlelerde anlam bilimsel yapıyla da eş tutulduğu gösterir. (Bk. Bölüm 3.2.). 3. 2. Öznenin Anlam Bilimsel Yapıyla İlişkisi Merkezî bir fiil çevresinde oluşan, anlam bilimsel rollerin kaydedildiği rol çerçevesi anlam bilimsel yapıyı meydana getirir (Chafe, 1970: 10). Türkiye Türkçesi söz diziminde özne, doğrudan anlam bilimsel yapıyla ilişkilendirilmiş ve öznenin yukarıda ifade edildiği gibi çoğunlukla kılan ve

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 305 olan adı verilen rolleri yüklendiği dile getirilmiştir. Öznenin anlam bilimsel yapıyla doğrudan ilişkisi olmadığı gibi kılan ve olan gibi rollerle de bir göbek bağı yoktur. Fiilin üyeleri anlam bilimsel yapıdaki farklı rolleri yüklenerek söz diziminde farklı konumlarda gerçekleşebilirler. Özne sadece kılan ve olanı değil, fiilin türüne ve dil bilgisel süreçlere bağlı olarak fiilin anlam bilimsel yapısındaki çeşitli rolleri yüklenebilir. Öznenin edilgen fiilli cümlelerde ve isim cümlelerinde olan, diğer cümlelerde kılan işlevini yüklendiği savının bilimsel bir dayanağı yoktur. Bunun Türkçede sadece söz konusu işlevlerin dikkate alınmasından kaynaklanan bir genellemeden ibaret olduğu söylenebilir. Türkiye Türkçesi söz diziminde işlevsel dil bilimi yaklaşımlarının göz ardı edilmesi, öznenin yüklenebileceği işlevlerin belirlenememesine ve uygulamada bir takım çelişkilerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. İşlevsel dil bilgisi ve çeşitli dil bilimi kuramlarında evrensel nitelikler gösterdiği ileri sürülen çeşitli sayıda anlam bilimsel rol ya da işlevlerden oluşan farklı listeler önerilmiştir. Dik (1980), işlevsel dil bilgisinde 16; Uzun (2003: 105) ise Türkçe için 9 rol önermiştir. Doğan (2011) in Türkçe için önerdiği rol listesi dikkate alındığında yukarıda tartışılan cümlelerin öznesinin Türkçede şu rolleri yüklenebileceği söylenebilir: [EDEN]: yüklemde bildirilen işi yapan 1a) Ahmet [EDEN] camı kırdı. [ETKİLENEN]: yüklemin ifade ettiği süreçten etkilenen 1b) Cam [ETKİLENEN] kırıldı. 10) Çiçekler [ETKİLENEN] soldu. [TETİKLEYİCİ]: edeni eyleme geçiren 1d) Ahmet [TETİKLEYİCİ] camı kardeşine kırdırdı. [DENEYİMCİ]: bilişsel, duyusal, duygusal bir süreci tecrübe eden 2a) Toplum [DENEYİMCİ] bu olayı hiç önemsemedi. 13a) Ali [DENEYİMCİ] uyuyor. [İÇERİK]: fiilin ifade ettiği bilişsel bir sürecin içeriği 2b) Bu olay [İÇERİK] hiç önemsenmedi. 7) Bu dizi film [İÇERİK] tutar. [TANIMLANAN]: başka bir kavramla tanımlanan varlık 15 3) Ben [TANIMLANAN] öğretmenim. [KONU] 16 : bir yerde bulunan ve herhangi bir etkilenmeye uğramadan yer değiştiren 4) Kutuda oyuncak [KONU] var. 5) Bu ev [KONU], size layık değil. 11) Çanta [KONU] masanın üzerinde kaldı. [ARAÇ]: bir eylemin yapılmasında kullanılan araç 6) Anahtar [ARAÇ] kasayı açmadı. 15 Halliday (1985), isim cümlelerinin öznelerinin türüne göre tanımlayıcı, tanımlanan, taşıyıcı ve niteleyici işlevlerini yüklenebileceğini ifade eder. Buna göre (3) te öznenin tanımlanan işlevini yüklendiği söylenebilir. 16 Anlam bilimsel rol listelerindeki konu (theme) kavramı edim bilimsel bir kavram olan konu (topic) dan farklıdır (Bk. 2. 4.). Bu kavram İbe Akcan (2010: 251) de de ifade edildiği etkilenmeyen terimiyle de karşılanabilir.

306 Nuh DOĞAN [HEDEF]: hareketin yönü ya da sonlandığı yer 8) Salon [HEDEF], beş yüz kişi alır. [DEĞER]: ölçülebilir olan 9a) Yemek [DEĞER], elli lira tuttu. Özne yukarıdaki cümlelerde yüklendiği rollerin dışında farklı cümleler söz konusu olduğunda başka roller de yüklenebilir. Türkiye Türkçesi söz dizimi incelemelerinde meçhul fiillerle kurulmuş cümlelerin öznesinin belirsiz/bilinmez olduğu, ancak mantıken bir öznesinin bulunduğu (Zülfikar 2004: 49) ifade edilir 17. Türkçe söz dizimi incelemelerinde geçişsiz fiillerin edilgenleştirildiği cümlelerde, olmayan söz dizimsel bir unsurun mantıksal bir üye ve anlam bilimsel bir rolle eşit tutulduğu görülmektedir. Yüklemi ister edilgen geçişli ister edilgen geçişsiz olsun her türlü cümlede mutlaka özne bulunur (Baydar, 2008) şeklindeki yaklaşımların altında da bu anlayış yatmaktadır. Belirsiz/bilinmez özneyle, yüzey yapıda gerçekleşmeyen ancak fiilin mantıksal yapısında yer alan ve eden rolünü yüklenen birinci üye kastedilir. Fiilin belirli bir rol yüklenen üye ya da üyeleri yüzey yapıda belirli bir tamlayıcıyla her zaman gerçekleşmez. (12) de, Türkiye Türkçesinde geçişsiz fiillerin edilgen biçiminin birinci üye ve eden rolü için söz dizimsel bir boşluk açamadığı görülür. Fiilin eden rolünü yüklenebilen birinci üyesiyle özne arasında yapışık bir ilişki yoktur. Özneyle fiilin üye ve rol yapısındaki unsurlar aynı kaderi paylaşmaz. Fiilin üye ve rol yapısının özneden farklı bir işlevi ve işleyişi vardır. Öznenin de üye ve rol yapısından farklı söz dizimsel görevleri ve işlevleri söz konusudur. 12) Sokaklarda yürünmüyor. 3. 3. Öznenin Edim Bilimsel Yapıyla İlişkisi Dik (1980: 15), edim bilimsel işlevleri konu (theme) ve eklenti (tail); konu (topic) ve odak (focus) olmak üzere ikili gruplara ayırır. Dik (1989: 24) e göre edim bilimsel işlevler, meydana geldiği daha geniş bir iletişim bağlamı içinde bir unsurun -gönderici ve alıcının edim bilimsel bilgisine ilişkin- bilgisel konumunu belirtir. Edim bilimsel işlevlerin cümlenin bilgi yapısını meydana getirdiği kabul edilir. İşsever (2000: 3), Türkçede bilgi yapısının (information structure) konu, odak ve eklenti (tail) bileşenlerini içerdiğini dile getirir 18. Konu, sözcede sözü edilen, hakkında bir şey söylenilen kişi, olgu ya da nesne; odak/yorum ise sözcede konuya ilişkin olarak söylenendir (İmer vd. 2011: 178; Vardar, 2002: 137). Eklenti (tail) ise, önermeye sonradan akla gelen düşünceler olarak, onu açıklamayı ya da genişletmeyi amaçlayan bilgiyi sunar (Dik 1980: 16). Dil biliminde cümlenin bilgi yapısına ait konu (topic, theme, link), odak (focus, rheme) ve yorum (comment) gibi bileşenlerin dillerde yapısal olarak kodlandığı ileri sürülür (İşsever, 2000: 1). Vallduví (1992) ye göre bilgi yapısı söz dizimsel, anlam bilimsel ve ses bilimsel bileşenler gibi dil bilgisinin özerk bir bileşenidir (İşsever, 2000: 2). İşsever, Türkçede bilgi yapısının 17 Geçişsiz fiillerin edilgen biçimlerinin öznesinin olmadığı (Karahan, 2011: 20) ya da belirsiz/bilinmez öznesinin olduğu (Koç, 1996: 475; Karaağaç, 2009: 190) ileri sürülür. Meçhûl fiil ve belirsiz özne tartışmaları için bk. Zülfikar, 2004. 18 Odak, cümledeki en önemli birim ve cümlenin tek bilgisel parçası olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle, odak tümcenin zorunlu bir parçasıdır; yani tümcede eksiltilemeyecek tek birim odaktır. Konu ve eklenti (tail) ile oluşan temel, ortak ya da eski bilgi odakta sunulan bilgiyi taşıyan bir çerçevedir. Odağın tümcenin bilgisini oluşturmasına karşılık, konu ve eklentiden oluşan eski bilgi, dinleyicinin bilgi deposuna herhangi bir katkıda bulunmamaktadır. Cümlenin konu ve eklenti bölümünde sunulan bilgi konuşucunun dinleyicinin bildiğini düşündüğü bir bilgi olmasından dolayı, bu parçanın tek işlevi, odak bilgisinin dinleyicinin bilgi deposuna uygun bir biçimde kaydedildiğini garanti altına almaktır. Bu nedenle, konu ve eklenti tümcede zorunlu değildir; eksiltilebilir. Odaksız bir tümce olanaksızken, temel bilgisi (konu ve eklenti) olmayan tümceler olasıdır (İşsever, 2000: 45,46).

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 307 bileşenlerinin yüzey yapıda dilsel olarak kodlandığını ve bu kodlamanın Türkçede söz dizimsel yapılabileceğini ifade eder (2000: 3). Cümlenin biçimsel yapısıyla bilgi yapısı, özellikle odak yakından ilgilidir (İşsever, 2000: 2). Konu (theme/topic), Türkçede genellikle cümle başında yer alır, cümle yapısı içinde çoğunlukla özne ya da özneden önceki konumlarda yer alan ögelerle belirtilebilir (İmer vd. 2011: 178). Dolayısıyla konu-odak/yorum ya da eski bilgi-yeni bilgi kavramları, temel cümle yapısındaki dil bilgisel ilişkilerle yani özne-yüklemle çoğunlukla çakışır. Türkçede bilgi yapısının temel bileşenlerinden olan konu ile konunun yüzey yapıda çoğunlukla kodlandığı öznenin eş görüldüğü, öznenin konu edim bilimsel işlevini yüklenmese bile sıklıkla yüklendiği bu edim bilimsel işlev ya da bilgi yapısı bileşeniyle tanımlandığı anlaşılmaktadır. Özne, her zaman konu işlevinin kodlandığı söz dizimsel konumda gerçekleşmez; özne ve konu dilin farklı düzlemlerinin bileşeni olduğundan birbiriyle tanımlanamaz ve birbirinden hareketle belirlenemez. (1a) ve (1g) nin önermesel içeriği aynıdır, aynı süreci ifade eder. Ancak aynı süreci ifade eden bu cümlelerin söz dizilişi farklıdır. (1a) ve (1g) nin dil bilgisel ilişkileri de aynıdır. Hem (1a) da hem de (1g) de Ahmet özne, camı ise nesnedir, ancak (1a) daki özne konu iken (1g) deki aynı özne odaktır 19. 1a) Ahmet camı kırdı. 1g) Camı Ahmet kırdı. Türkiye Türkçesinde öznenin işi, oluşu, yargıyı üzerine alan varlık (Koç 1996: 466; Karahan 2011: 18), yüklemin anlamı kendisiyle gerçekleşen öge (Bilgegil 1964: 20) ya da yüklemin gösterdiği kılış ile doğrudan ilgili olan şey (Korkmaz, 2003) şeklindeki yaygın tanımlanışında edim bilimsel bakış açısının hâkim olduğu anlaşılır 20. Bilgegil (1964) in Cümlenin iki tarafı vardır: ilgiyi kapsayan, yüklem; kendisi için bu ilginin kavramı olan da öznedir. şeklindeki açıklamaları da Türkçede özne ve yüklemin konu (theme, topic) ve odak/yorum (rheme, focus) kavramlarıyla değerlendirildiğini göstermektedir. 3. 4. Öznenin Söz Dizimsel ve Dil Bilgisel Yapıyla İlişkisi Mantıksal ve anlam bilimsel yapının dillere özgü söz dizimsel gerçekleşmeleri vardır. Sözlüksel unsurların anlam bilgisinin yansıması olan mantıksal ve anlam bilimsel yapı yüzey yapıya yansımadan önce derin yapıda evrensel nitelikli olduğu kabul edilen soyut söz dizimsel bir yapıya kavuşur. Derin söz dizimsel yapının unsurları arasında birtakım ilişkiler vardır. Derin söz dizimsel yapının unsurları arasında bulunan ilişkilerin birbirine yakınlığı aynı değildir. Söz dizimsel unsurlar birbiriyle daha yakın ilişki içinde oldukları bazı öbek yapılar oluştururlar. 19 Daha fazla bilgi ve örnekler için bk. İşsever 2000: 7-15. 20 Edim bilimsel bakış açısından uzak düşünüldüğünde söz konusu tanımlamaların çelişkili olduğu görülür. Yüklemin anlamı sadece özneyle gerçekleşmez ya da yüklemle doğrudan ilgili olan ve işi, oluşu, yargıyı üzerine alan sadece özne değildir. Öznenin dışında başka ögeler de yüklemin anlamının gerçekleşmesini sağlayan ve yüklemin gösterdiği iş, oluşla doğrudan ilgili unsurlardır.

308 Nuh DOĞAN Üretici dönüşümsel dil bilgisinde bir cümle (C), ad öbeği (AÖ) ve eylem öbeği (EÖ) olmak üzere iki temel parçadan oluşur. Cümlenin AÖ ve EÖ şeklindeki ana ayrımı, bütün diller için geçerlidir; diğer ayrımlar açısından diller birbirinden farklılık gösterebilir (Uzun, 2003: 29). AÖ ile EÖ arasında, aynı budaktan dallanmaları dolayısıyla, yakın söz dizimsel bir ilişki vardır. AÖ, cümlenin derin yapısında dil bilgisel bir kategoriyi ifade eder. Chomsky (1965: 68, 69), derin yapıda cümle budağından dallanan ya da cümlenin birincil unsuru olan AÖ kategorisinin dil bilgisel işlevini özneyle işaretler. Öbek yapılar, cümlelerde yer alan bu işlevsel bilgiyi de sunar ancak bu bilgi kategoriler arasındaki ilişkilerde dolaylı olarak bulunmaktadır; örneğin özne cümle (C) tarafından doğrudan dallandırılan AÖ dir (Uzun, 2003: 61). Dolayısıyla özne yapısal olarak yani söz dizimi ağacı açısından tanımlanabilir (1. ve 2. Şekil); öznenin anlam bilimsel bir tanımı yoktur, açık yapısal bir tanımı vardır: Özne cümlenin birincil bileşeni olarak gerçekleşen AÖ dir (Carnie, 2006: 116). Özneyi nesneden ve diğer söz dizimsel

Türkiye Türkçesi Söz Diziminde Özne Sorunu- Dil Bilimsel Bir Yaklaşım 309 üyelerden ayıran şey onun bileşen yapısındaki (constitute structure) bu benzersiz yapısal konumudur (Falk, 2006: 17). Birincil bileşen olan AÖ kategorisinin yüzey söz dizimsel yapıdaki dil bilgisel karşılığı öznedir. Özne, cümlede fiilin yankategorilediği 21 söz dizimsel unsurlar arasındaki en önemli dil bilgisel ilişkidir. Dil bilgisel ilişkiler fiiller ile ad öbekleri, sıfat öbekleri, edat öbekleri arasında bulunan yapısal bir ilişkidir; dil bilgisel ilişkiler sistemi, işlevsel yapıyla muhtemelen ilişkili olan derin söz dizimsel yapının bir özelliğidir (Jakendoff 1972, s. 25). 2. Şekil de, derin yapıda temel söz dizimsel bir kategori olarak gösterilen özne, yüzey söz dizimsel yapının ve cümlenin dil bilgisel yapısının öncelikli iki unsurundan biridir. Dik (1980: 3), söz dizimsel düzlemde yüklemin yankategorilediği AÖ kategorilerinin, başka bir ifadeyle özne ve nesnenin söz dizimsel işlevlerinin olduğunu; söz konusu söz dizimsel işlevlerin Chafe (1975: 54) te de ifade edildiği gibi bir dilsel ifadede olay durumlarının (state of affairs) sunulduğu bakış açısını verdiğini dile getirir. Öznenin söz diziminde fiilin farklı üye ve rollerini yüklenmesi, ifade edilen olay durumlarının farklı açılardan sunumlarına götürecektir (Dik 1980: 13). 1a) Ahmet camı kırdı. 1c) Cam Ahmet tarafından kırıldı. Öznenin söz dizimsel işlevi, olay durumlarını sunmak için bir varlığı birincil gözlem noktası olarak işaretleme şeklinde yorumlanabilir (Dik 1980: 14). Kırmak fiilinin ifade ettiği olay durumu (1a) da Ahmet unsurunun, (1c) de ise cam unsurunun penceresinden sunulmuştur. Nesne ise ikincil gözlem noktasını işaretleme olarak yorumlanabilir. 4. Türkçede Öznenin Gerçekleşme Biçimleri ve İşlevleri Dillerin faklı özne belirtme yolları olduğu gibi belirli bir dilin de ayrıca farklı özne belirtme biçimleri olabilir. Bir dilde bazı özneler farklı durum biçim birimlere sahipse, farklı şekilde özne yüklem uyumu sağlanıyorsa ve diğerlerinden farklı konumlarda meydana geliyorsa o dilde farklı özne belirtme biçimlerinin olduğu söylenebilir (Woolford 2009: 17). Kronfilt (2009: 83) Türkçede tipik öznelerin herhangi özel ve farklı bir özne işaretleyicisini taşımadığı, ana cümlenin ve basit cümlelerin öznesinin durum işaretli olmadığını, yalın durumun (nominative) morfolojik olarak boş olduğunu ifade eder 22. Bununla birlikte Kronfilt (2009: 83) girişik birleşik cümlelerde isim tamlaması kuruluşunda olan yan cümlenin tipik olmayan öznelerinin ise ilgi durumuyla (genetive) belirtebileceğini dile getirir. Cümle içinde çeşitli dil bilgisel yapılar vardır. Cümle en büyük, başka bir ifadeyle üst dil bilgisel yapı olarak değerlendirilebilir. Johanson (1990: 194) te ifade edildiği gibi özne sadece üstyapıda (cümlenin dil bilgisel yapısında) söz olarak bulunan bir dil birliğidir (Uğurlu 1999: 64). Türkçe söz diziminde bir cümle dil bilgisel açıdan isimleşerek isim ve isim soylu sözlüksel unsurların gerçekleştiği alt dil bilgisel yapılarda gerçekleşebilir. Dolayısıyla bir olay durumu, cümle söz dizimi yerine isim ve isim soylu sözlüksel unsurların gerçekleştiği alt dil bilgisel yapılarda sunulabilir. İlgi durum ekli unsurların olay durumunda yer alan mantıksal ve anlam bilimsel işlevleri yüklenmesi ve bir AÖ nin birincil kurucusu olarak gerçekleşmesi onları tek başına özne yapmaya yetmez. Yukarıda da ifade edildiği gibi özne cümlenin doğrudan dallandırdığı birincil bir kurucudur. İlgi durum ekli unsurlar ise AÖ bileşeninin dallandırdığı kuruculardır. Her ne kadar bir olay durumunu belirtseler de sunulduğu dil bilgisel ve söz dizimsel 21 Yankategorileme, bir sözlüksel birimin söz dizimsel yapıda birlikte görüneceği diğer kategorilere yönelik seçimini sunar (Uzun, 2003: 97). 22 Ercan ve Bakırlı (2009) da öznenin Türkçede Dik (1979) un dünya dillerde görüldüğünü dile getirdiği altı özne belirtme biçiminden dördüyle belirtildiği ileri sürülür.

310 Nuh DOĞAN yapılar birbirinden farklıdır. Aynı olay durumlarının sunulması farklı dil bilgisel yapılarda aynı söz dizimsel işlevleri üsteleneceği anlamına gelmez. Türkçede öznenin söz dizimsel açıdan farklı belirtme biçimleri yoktur. Türkçede özne, cümlenin söz dizimsel ve dil bilgisel yapısının bir unsurudur ve cümle söz diziminde her zaman yalın durumda işaretlenir. Özne, cümlenin dil bilgisel yapısı için meçhul fiillerle kurulmuş cümleler dışında her zaman gerekli olan, fiilin farklı mantıksal ve anlam bilimsel üyelerinin konuşlandığı temel söz dizimsel bir konum ve dil bilgisel bir ilişkidir. Türkçede öznenin yalın durum (nominative) dışında farklı belirtme biçimleri olmamakla birlikte söz diziminde birden fazla gerçekleşme biçimi vardır. Derin söz dizimsel yapıda cümlenin birincil kurucusu olarak gerçekleşen AÖ, başka bir ifadeyle özne yüzey söz diziminde açık ya da gizli gerçekleşebilir. Türkçede özellikle özne, zamir öznelerine şahıs ekleriyle gönderimde bulunulduğu bazı bağlamlarda dilsel bağlamın etkisiyle yüzey yapıda gerçekleşmeyebilir 23. Öznenin yüzey söz diziminde gerçekleşmemesi, cümlenin öznesinin olmadığı anlamına gelmez. Öznenin cümlede kendisi için açılmış söz dizimsel boşlukta gerçekleşip gerçekleşmemesinin ya da farklı söz dizimsel konumlarda gerçekleşmesinin birtakım edim bilimsel işlevleri vardır (Zimmer 1986: 196). Türkçede, özellikle zamir öznelerinin vurgu, karşıtlık ve yeni bilginin sunumu gibi önemli iletişimsel işlevleri olduğu görülür (Zimmer 1986: 195, 196). Şahıs eklerinin gönderimde bulunduğu boş adıl (gizli özne) ile kullanımları söyleme dayalı olan açık adıl (gerçek özne) birbiriyle örtüşmez (Öztürk 2000: 56). Enç, (14a) ve (14b) eş anlamlı olmasına rağmen, onların kullanımları farklı olduğu için birbiriyle değiştirilemeyeceğini, zira bu iki cümleden hangi cümlenin kullanılması gerektiği söylemin (discourse) yapısına bağlı olduğunu dile getirir (1986: 195, 196). Taylan-Erguvanlı, birleşik cümlelerin öznelerinin şahıs zamirlerinin gönderimde bulunduğu boş adıllarla karşılandığında cümlenin dil bilgisel olmaktan çıkacağını (15a), dolayısıyla açık adılların (15b) de zorunlu olarak bulunması gerektiğini vurgular (1986: 211). Söylemin konusunun (topic) devam edip etmediği veya yeni bir konunun sunulup sunulmadığına bağlı olarak zamir öznesi cümlede bulunur (16b) ya da bulunmaz (16a). Yeni bir konu sunumuna işaret eden (16b) deki son cümle bir zamir öznesi gerektirir. Zamir öznelerinin edim bilimsel açıdan işlevi olup gereksiz ya da fazladan değildirler, dolayısıyla rastgele gerçekleşmezler (Enç 1986: 196). Bu bakımdan Türkçe bir zamir düşürme dili değildir 24 (Öztürk 2000: 56). (14a) Ø çarşıya gidiyorum. (14b) Ben çarşıya gidiyorum. (15a) *Ø yarışı kaybettim ama Ø henüz kaybetmedin. (15b) Ben yarışı kaybettim ama sen henüz kaybetmedin (16a) Ben hiçbir şey görmedim, Ø duymadım, Ø bilmiyorum. (16b) Ben hiçbir şey görmedim, duymadım, bilmiyorum; galiba sen biliyorsun. Söz diziminde zamir öznelerinin zorunlu ya da seçimli gerçekleşmesinde edim bilimsel özelliklerinin dışında dil içi ve dil dışı kimi başka bağlamların da etkisi olabilir. İster edim bilimsel isterse başka nedenlerden kaynaklansın öznenin söz diziminde açık gerçekleşmemesi cümle söz diziminin dil bilgisel gerekliliklerini değiştirmez. Fiil, üye/istem yapısı gereği eğer öznenin yüklenebileceği bir tamlayıcı için söz dizimsel bir boşluk açabiliyorsa, özne yüzey söz diziminde ister gerçekleşsin ister gerçekleşmesin, o cümlenin her zaman bir öznesi vardır. Özne, hem derin hem de yüzey söz dizimsel yapı açısından söz diziminin temel bir unsurudur. Derin söz dizimsel 23 Türkçede bağlama bağlı olarak sadece özne değil nesne ve diğer tümleçler de gerçekleşmeyebilir (Gencan, 1983: 78, 79). 24 Öznenin cümleden düşürülmesi sadece Türkçe için geçerli bir durum değildir. Çince, İtalyanca ve İspanyolcada da adıl öznelerinin düşürüldüğü görülür (Kırkıcı 2009: 266).