Döviz kuru ihracat fiyatlarını yansıyor mu?



Benzer belgeler
Döviz kuru ihracat fiyatlarına yansıyor mu? 1

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

İHRACAT PERFORMANSI VE BÜYÜME. Ecem Erdoğmuş Hakan Kurtman

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Araştırma Notu 13/156

YTL değer kazanırken ihracat artışının hızlanması nasıl açıklanabilir?

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Ana Metal. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Mart

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Teknik Bülten. 09 Ağustos 2016 Salı

17 Kasım Piyasalarda Denge Arayışı Devam Ederken, Volatilite Düşüyor

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mart 2013

Teknik Bülten. 06 Eylül 2016 Salı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Ocak 2007

EKİM AYI FİYAT GELİŞMELERİ 5 KASIM 2013

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2014, No: 92

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Ocak 2008

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

Teknik Bülten. 17 Ekim 2016 Pazartesi

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ekim

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Araştırma Notu 12/139

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2012, No: 29

BAKANLAR KURULU SUNUMU

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Grafik-6.1: Konut Fiyat Endekslerinde Büyüme (Türkiye ve İstanbul)

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2012

7. Orta Vadeli Öngörüler

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

Teknik Bülten 06 Şubat 2017 Pazartesi

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Teknik Bülten. 31 Ekim 2016 Pazartesi

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 03 Kasım 2016 Perşembe

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Ağustos 2009

Özet; 1) TL Opsiyonlarında Son Durum 2) Kur Normalleşiyor 3) Tarihlere Göre Kur Oynaklığı 4) Döviz Opsiyonlarını Kullanarak Kur Tahmini

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Para politikasında yeni dönem PARA POLİTİKASININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Taylor kuralı. Parasal çapa arayışı

Teknik Bülten. 14 Nisan 2016 Perşembe

2014 NİSAN AYI ENFLASYON RAPORU


Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

Teknik Bülten 05 Haziran 2017 Pazartesi

HAFTALIK RAPOR 02 Kasım 2015

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Son Çeyrekte Büyüme Hız Kazandı

Teknik Bülten 12 Nisan 2017 Çarşamba

Teknik Bülten 15 Mart 2017 Çarşamba

%7.26 Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER VE DÖVİZ KURLARINDA BEKLENTİLER EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 2013 KASIM

Teknik Bülten. 08 Ağustos 2016 Pazartesi

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

2017 Yılı Enflasyon Beklentisi

Teknik Bülten. 12 Ağustos 2016 Cuma

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Günlük Bülten 06 Ağustos 2013

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 57

TÜRKİYE EKONOMİSİ 2005 Dış Dengeye Bakış

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

Ekonomi Bülteni. 09 Mart 2015, Sayı: 10. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

21 Aralık Aralık Bugün, Gözler ABD 3.Çeyrek Büyüme Verisinde Olacak

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 76

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Mart 2007

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ocak 2014

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 Yılı Enflasyon Gelişmeleri ve Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

Teknik Bülten 07 Aralık 2016 Çarşamba

Ekonomik Büyüme ve Tahminler: Ağustos Ekonomik Büyümede Sürpriz. 12 Ağustos Ozan Bakış 1. Yönetici Özeti. Tüketim

HAFTALIK RAPOR 16 Ocak 2017

Teknik Bülten 13 Aralık 2016 Salı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:14

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

GÜNE BAŞLARKEN 1 Haziran 2009

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

TCMB Faiz Kararına Doğru

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

SANAYİDE GELİŞMELER VE İSTİHDAM EĞİLİMLERİ. Esra DOĞAN, Misafir Araştırmacı. Damla OR, Yardımcı Araştırmacı. Yönetici Özeti

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Transkript:

Döviz kuru ihracat fiyatlarını yansıyor mu? Döviz kuru önemlidir Türkiye de ekonomik göstergeler arasında döviz kurunun kendine özgü bir yeri vardır. Vatandaş bir iktisatçı ile karşılaştığında daima aynı soru ile başlar: döviz kuru ne olacak? Diğer temel ekonomik göstergeler, enflasyon, faiz, büyüme, istihdam, dış açık, vs. ancak güncelliği varsa, örneğin yeni bir veri yayınlanmışsa sorulur. Buna karşılık döviz kuruna ilgi kurun yükselmesi, düşmesi yada sabit kalmasına bakılmaksızın hep mevcuttur. Neden böyle oldu? Akla hemen birbirini besleyen süreçler geliyor. Bir: son altmış yılda yaşanan ekonomik krizlerin hepsi şu yada bu şekilde döviz ve döviz kuru ile birebir bağlantılıdır. Neticede ekonomik krizin döviz hareketleri ile özdeşleşmesi toplumsal belleğe kazındı. İki: 980 sonrasında yüksek enflasyondan korunma arayışı vatandaşı mali varlıklarını dövize çevirmeye ikna etti. Böylece varlık ve gelir için döviz nominal ölçü birimi özelliğini kazandı. Üç: 200 sonrasında, dalgalı kur rejimi sıcak paranın getirisini döviz kuruna bağladı. Mali piyasaların hesapları kur üzerinde belirleyici olmaya başladı. Son altmış yılda yaşanan ekonomik krizlerin hepsi şu yada bu şekilde döviz ve döviz kuru ile birebir bağlantılıdır. Bu koşullarda farklı kesimlerin döviz kurunun kendi çıkarlarına paralel seyretmesi için kamuoyunu manipülasyona yöneltmesi şaşırtıcı değildir. Araçlardan biri de ortalığa salınan kent efsaneleridir. Çoğu yeni değildir; benzer argümanların 980 ler ve öncesinde de seslendirildiğini en azından birimiz birinci elden hatırlıyoruz. Örneğin dış açıkla mücadele etmek için TL nin değer kaybetmesi önerilerine hep aynı nedenle karşı çıkılırdı: dışarı satacak neyimiz var ASAF SAVAŞ AKAT İstanbul Bilgi Üniversitesi İİBF, Ekonomi Bölümü akat@bilgi.edu.tr EGE YAZGAN İstanbul Bilgi Üniversitesi İİBF, Ekonomi Bölümü eyazgan@bilgi.edu.tr

6 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 ki? Özal ın gerçekleştirdiği büyük devalüasyona rağmen ihracatın artmayacağı inancı iktisatçılar arasında bile çok yaygındı. Bugün de benzer tezler savunuluyor. Dış açıkla döviz kuru arasındaki ilişkinin zayıf olduğu, TL de değer kaybının ihracatı arttırmayacağı, ithalatın döviz kurundan ziyade iç talebin canlılığında etkilendiği, vs. söyleniyor. Bu argümanlara ampirik düzeyde destek bulmak da zor değildir. Örneğin 200 krizi ve sonrasına bakalım. İlk aşamada döviz fırlıyor; iç talep çöküyor; dış açık kapanıyor. İkinci aşamada döviz düşüyor; iç talep canlanıyor; dış açık geri dönüyor. Bu süreçte döviz kurunun dış açığa kısıtlı etki yaptığı, esas belirleyicinin ise iç talep olduğu sonucuna kolayca varılabilir. Bu yöntemin iki sorunu vardır. Biri dış açıkta gözlenen değişimin hem miktarın (iç talep) hem fiyatın (döviz kuru) eşanlı hareketini yansıtmasıdır. Tipik bir tanıma (identification) sorunudur. Daha gerçekçi bir sonuca ulaşabilmek için iki etkinin ayrıştırılması gerekir. Diğeri ise döviz kurunun ihracat ve ithalat üzerindeki etkisinde iç talep düzeyinin yarattığı asimetridir. İç talebin ithalata etkisi yüksek, buna karşılık ihracata etkisi sınırlıdır. Dolayısı ile yöntemin bu olguyu da hesaba katması gerekir. Ne yapılabilir? Yukarıdaki iki zafiyete bir çözüm yolu döviz kuru ile döviz cinsinden ihracat fiyatları arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Mantığı basittir. Kurun yükselmesi (düşmesi) döviz cinsinden ihracat fiyatlarının düşmesine (yükselmesine) yol açıyorsa, yerli üretimin dış ihracat pazarlarında rekabet gücü artıyor (azalıyor) demektir. Bu durumda, ceteris paribus, fiyat teorisinin Türkiye nin ihracat piyasalarında çalıştığı, yani döviz kurunun ihracat hacmini teorinin öngördüğü yönde etkilediği sonucuna ulaşırız. Bu ise, dolaylı şekilde de olsa, TL nin değer kaybının ihracat artışı yolu ile dış dengesizliğin düzelmesine katkı yapabileceği görüşünü destekler. Eğer böyle bir ilişki bulunamıyorsa, analizin derinleştirilmesi ve hangi faktör ve koşulların yerli üreticilerin dış pazarlarda rekabet gücünü artırmak için döviz kurunun kullanılmasını engellediğinin ayrıca araştırılması gerekir. Çalışmanın amacı ortaya çıktı. Türkiye de döviz kuru ile döviz cinsinden ihracat fiyatları arasındaki ilişkinin seyrine odaklanıyoruz. 200 sonrasında, dalgalı kur rejimi sıcak paranın getirisini döviz kuruna bağladı. Mali piyasaların hesapları kur üzerinde belirleyici olmaya başladı. Teorik gözlemler Döviz kurunun mal-hizmet fiyatlarına etkisi iktisat literatüründe üç ayrı boyutta ele alınıyor: ithalat fiyatlarına yansıması; tüketici fiyat endeksine yansıması; ihracat fiyatlarına yansıması. İlk iki etkinin odak noktası iç fiyatlar ve enflasyondur; bu çalışmanın kapsamı dışında kalıyor. Üçüncüsü döviz kurunun uluslararası rekabet gücüne etkisini aradığı ölçüde bizi ilgilendiriyor. Teorik literatürde uluslararası ticarete giren malhizmetlerin (tradables) fiyatlandırılması hakkında iki farklı varsayım kullanılır. Birincisi, standart Mundell-Fleming modelinin Obsfeld and Rogoff (995) uygulamasıdır. Yerli üretici ihracat fiyatını da yerli para cinsinden belirler. Varsayımın önemli çıkarsamaları vardır. Uluslararası düzeyde nispi fiyat uyumu döviz kurunun esnekliği ile sağlanır. Dolayısı ile para politikası iç fiyatların ve büyümenin istikrarına odaklanır; döviz kuru ile ilgilenmesi gerekmez (Clarida, Gali, ve Gertler, 2002). Diğerinde ise yerli üretici ihracat fiyatını ithalatçı ülkenin parası cinsinden belirler 2. Bu takdirde para politikasının uluslararası koşullardaki değişime tepki vermesi gerekir (Devereux and Engel, 2003 ve Corsetti and Pesenti, 2005). Döviz kurunun içeride ithalat ve ihracat fiyatlarına nasıl yansıdığı kullanılan fiyatlama varsayıma göre değişir. Dış ticaretin iki tarafı da üreticinin para birimini kullanıyorsa, döviz kuru değişikliği yerli para cinsinden ihracat fiyatlarını etkilemez; yerli para cinsinden ithalat fiyatına anında birebir yansır. Her iki tarafın ithalatçının para birimini kullandığı takdirde ise tersi gerçekleşir; döviz kuru ile beraber ihracatçının yerli para cinsinden fiyatı değişir; ithalatçının yabancı para cinsinden fiyatı değişmez. Gerçekleştirilen çalışmalar döviz kurundaki değişimin ithalat fiyatlarına yansımasının OECD için yaklaşık 0.5 düzeyinde olduğu (Campa ve Goldberg, 2005) görülüyor. Dolayısıyla OECD ye ihracat yapan ülkeler için ihracat fiyatlarına yansıma da yine 0.5 düzeyinde çıkıyor. Daha çok ülkeyi kapsayan son çalışmalar ise ithalat fiyatlarına olan yansımanın, genel olarak, in altında ancak ihracat fiyatlarına oranla daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ancak, gelişen ülkeler için ilk oranın ortalaması 0.54 diğerinin, ikincisi 0.5 bulunuyor

(Choudhri ve Hakura, 202). Ayrıca, Bussiere and Pentolen (2008) gelişmiş ekonomilerde ithalat fiyatlarına olan yansımanın azaldığını saptıyor 3. Öte yandan, son yıllarda ihracat fiyatlarına olan yansımanın, aralarında Türkiye nin de bulunduğu bazı gelişen ekonomiler için arttığını da gösteriyor. Türkiye, ihracat fiyatlarına yansımanın yüksek olduğu ülkelerden biri olarak Choudhri ve Hakura (202) nın çalışmasında ön plana çıkıyor 4. TCMB ise son dönemde döviz kurunun ithalat fiyatlarına olan etkisinin 0.5 düzeyine gerilediğini hesaplıyor (Kara ve Öğünç, 20). Döviz kurunu ithalat fiyatlarına yansıması gerilerken ihracat fiyatlarına yansımasının artması para politikası açısından önemli bir bulgudur. Hemen belirtmek gerekir ki bu çalışmalarda, döviz kurunun ihracat fiyatlarına yansıması hesaplanırken fiyatlar üreticinin yerel para cinsinden, ithalat söz konusu olduğunda ise tüketim yapılan ülkenin yerel parası cinsinden alınmaktadır. İlişkiyi Türkiye den ABD ye ihracat örneği ile somutlaştıralım 5. Türkiye de üreticilerin ihracat fiyatlarını dolar cinsinden saptadıkları biliniyor 6. Doların TL karşısında değer kazanmasının (TL nin değer kaybetmesinin) fiyatları nasıl etkileyeceğine bakalım. İki uç hal düşünebiliriz. Bir: dolar cinsinden ihracat fiyatı sabit kalır; yani TL cinsinden ihracat fiyatı nominal kura paralel yükselir. İki: TL cinsinden ihracat fiyatı sabit kalır; yani dolar cinsinden ihracat fiyatı nominal kura paralel düşer. Tahmin edileceği gibi, genellikle fiili ihracat fiyatı bu iki ucun arasında bir yerde oluşacaktır: üretici dolar cinsinden ihracat fiyatını biraz düşürür, ama TL cinsinden ihracat fiyatını mutlaka yükseltir. Denge noktasını belirleyen ise ihracatçı ve karşısındaki alıcının karşılıklı pazarlık güçleridir. Alıcı yerli para cinsinden ihracat fiyatını, üretici ise dolar cinsinden ihracat fiyatını sabit tutmaya çalışacaktır. Piyasada rekabetin yoğunluğu (alıcı ve satıcının piyasa güçleri) devreye girer. Bu husus önemlidir. Örnekten anlaşıldığı gibi, TL nin değer kaybının ihracat fiyatlarına yansıması büyük ölçüde ihracat piyasalarında rekabetin niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Üreticinin piyasa gücü yükseldikçe ihracatın dolar fiyatı oynamaz ve TL fiyatı artar. Tersine, alıcının piyasa gücü yük- Dolar bazında hesaplanan birim değer endeksi doların ülke paraları karşısındaki değişimden etkileniyor. Türkiye için euro-dolar paritesinin özel bir önemi var. AB nin Türkiye nin ihracatındaki payı (yakın geçmiş hariç) yüzde 50 ye yakındır; dolayısı ile ihracat fiyatları parite hareketlerini de yansıtmaktadır. İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 7 seldikçe ihracatın dolar fiyatı düşer ve TL fiyatı sabit kalır. Dolayısı ile döviz kurunun ihracat fiyatlarına yansıması ihracatın yapısından da etkilenir. Rekabetin yoğun olduğu mal-hizmetlerin ihracatta payı arttıkça, döviz kuru hareketlerinin döviz cinsinden ihracat fiyatlarına etkisi de yükselir. 7 Verilerin hazırlanması TÜİK aylık dış ticaret verilerine ek olarak iki endeks yayınlıyor: birim değer ve miktar endeksleri. Birim değer endeksi dolar cinsinden ihracat (ve ithalat) fiyatlarını dört ana kategori için izliyor 8 : tarım-hayvancılık, balıkçılık, madencilik-taş ocakçılığı ve imalat. İlk üçü amacımıza tam uymuyor; fiyatlar dış piyasalarda belirleniyor; çok dalgalanabiliyor; ilaveten ihracatta payları düşük. O nedenle imalat sanayi ihracat birim değer endeksine odaklanmak daha gerçekçi duruyor. Endeks yöntemi bir dizi zafiyet taşır 9. Türkiye gibi hızla gelişen ve değişen bir ekonomide önemli sorunlardan biri ihracatta yapısal değişimin yanlış ölçülmesi ihtimalidir. İhracatın içinde yüksek katma değerli ürün payının arttığını varsayalım; endekse fiyat artışı şeklinde yansıyabilir. Örnek: ihracatçı fason yerine kendi markasına geçiyor ve fiyatları yükseliyor. Dolayısı ile bu tür verilerin uzun dönemli (birkaç yılı geçen) analizlerde dikkatli kullanılmasında yarar görüyoruz. Bir başka eksiklik yayınlanan birim değer endeksinin ihraç pazarlarında imalat sanayi ürünleri fiyat artışlarını yani ithalatçı ülke enflasyonunu ihmal etmesidir. Nitekim ihracatı etkileyen ürünün mutlak (nominal) fiyatı değil, diğer ülkeler kıyasla nispi (reel) fiyatıdır. Buna karşılık Türkiye nin ihraç pazarlarında imalat sanayi fiyat değişimini ölçen ayrı bir endeks yoktur. Biz de dolaylı yoldan kısmi bir dış enflasyonu endeksi hesaplama yoluna gittik. ABD ve AB üretici fiyatları için imalat sanayi alt endeksleri yayınlıyorlar 0. İkisinin basit ortalamasını aldık: gelişmiş ülkeler imalat sanayi üretici enflasyonu diyebiliriz. Birim değer endeksini bu seriye bölerek Türkiye nin nispi (dünya enflasyonundan arındırılmış) ihracat fiyatlarına ulaştık. 2004 sonrasında ihracat fiyatlarının nominal ve reel olarak seyri Grafik de izleniyor. Nominal birim değer endeksinde artış Ocak 2004-Eylül

8 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 202 döneminde yüzde 38 (yıllık ortalama %4.2), reel endekste ise %2.8 (yıllık ortalama %0.4) oluyor. Beklenenin aksine, küresel krize ve büyük resesyona rağmen gelişmiş ülkeler imalat sanayi fiyatlarında dönem artışı %33.4 dir (yıllık ortalama %3.8). Nominal ve reel endekslerin trendleri (kesikli çizgiler) farkı net şekilde yansıtıyor. Grafiğin döviz kurunun ihracat fiyatlarına etkisi araştırılırken neden nispi (reel) fiyatların kullanılması gerektiğini yeterince anlattığını sanıyoruz. İhracat fiyatları ile döviz kuru arasındaki ilişkiye dönmeden önce bir düzeltme daha yapmak gereki- yor. Dolar bazında hesaplanan birim değer endeksi doların ülke paraları karşısındaki değişimden etkileniyor 2. Türkiye için euro-dolar paritesinin özel bir önemi var. AB nin Türkiye nin ihracatındaki payı (yakın geçmiş hariç) yüzde 50 ye yakındır; dolayısı ile ihracat fiyatları parite hareketlerini de yansıtmaktadır. Grafik 2 de paritede hem dalgalanma hem de uzun dönemde yukarı yönlü eğilim olduğu izleniyor. Dolar cinsinden reel birim değer endekslerinde parite değişiminin etkilerini temizlemek için dış ticaret (ve döviz kuru) üzerinde çalışanların yakın- n Grafik : Nominal ve Reel İhracat Birim Değer Endeksi İmalat Sanayi (2003=; dolar cinsinden) 2,8,6,4,2 Oca.04 Şub.05 Mar.06 Nis.07 May.08 Haz.09 Tem.0 Ağu. Eyl.2 BDX-nominal BDX-reel n Grafik 2: Euro-dolar paritesi (aylık ortalama),6 Euro-dolar paritesi,5,4,3,2, Oca.04 Şub.05 Mar.06 Nis.07 May.08 Haz.09 Tem.0 Ağu. Eyl.2 Euro-dolar paritesi

İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 9 dan tanıdığı 0.5 dolar + 0.5 euro döviz sepetini kullandık. Grafik 3 reel ihracat fiyatlarının dolar ve döviz sepeti cinsinden seyrini gösteriyor. Parite hareketlerini arındırmanın bilgi dağarcığımızı zenginleştirdiği hemen anlaşılıyor. Euronun dolar karşısında hızlı değer kazandığı dönemlerde (örnek: Ocak 2007-Mayıs 2008 arası) dolar cinsinden reel fiyat endeksi ihracat fiyatlarındaki artışı abartıyor. Keza, dolar yerine döviz sepetinin kullanılması trendin eğilimini de değiştiriyor. Dolar cinsinden reel ihracat fiyatlarının yıllık ortalama yüzde 0.4 arttığını söylemiştik. Sepet cinsinden ifade edince ihracat fiyatları yıllık ortalama yüzde 0.4 geriliyor. Şu ana kadar ihracat fiyatları verilerine endeks değerleri biçimde baktık. Ancak kamuoyu fiyat hareketlerini endeks yerine değişim üzerinden izlemeye alışıktır. Genellikle bir yıl öncesine göre yüzde değişime bakılır. Veriler aynıdır; bu yöntemin yararı fiyatların yukarı ve aşağı yönlü hareketlerini daha belirgin hale getirmesidir. Grafik 4 döviz sepeti ile reel ihracat fiyatlarının yıllık değişimini yansıtıyor. n Grafik 3: Dolar ve döviz sepeti bazında İhracat Birim Değer Endeksi (2003=),5,4,3,2, 0,9 Oca.04 Şub.05 Mar.06 Nis.07 May.08 Haz.09 Tem.0 Ağu. Eyl.2 BDX-Reel-Sepet BDX-reel n Grafik 4: Reel ihracat fiyatları yıllık %değişim (döviz sepeti) 5 Yıllık Değişim % 0 5 0-5 Oca.04 Şub.05 Mar.06 Nis.07 May.08 Haz.09 Tem.0 Ağu. Eyl.2-0 -5-20 BDX-Reel-Sepet

0 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 Ne görüyoruz? Döviz sepeti cinsinden reel ihracat fiyatlarının fevkalade yüksek oynaklığa sahip olduğu hemen göze çarpıyor. Fiyatlarda iki yönlü ani ve sert hareketler olabiliyor. 2004 sonrasında en sert düşüş yüzde 3 (Mart 2009), en yüksek artış yüzde 9 (Haziran 20) çıkıyor. Bu iki rekor değişimin küresel krize ve sonrasındaki toparlanmaya denk geldiğine dikkat çekelim. Diğeri, aylık dalgalanmalara rağmen, fiyat hareketlerinin alt dönemlere bölünebileceğidir. İhracat fiyatları bazılarında yükseliyor; diğerlerinde geriliyor. Bu gözlem analiz açısından önemlidir: başka verilere bakma ihtiyacı bile duymadan, söz konusu hareketlerin ana nedenlerinden birinin TL nin değerindeki hareketler olabileceğinden şüphelenmemiz normaldir. Sıra reel kur hesabına geldi. Tartılı Efektif Reel Kur TERK Merkez Bankası tarafından hesaplanıyor. 2003 bazlı endeks iki yenilik getirdi. Eskisinde (995=00) sadece TÜFE ve ÜFE (2005 öncesinde TEFE) vardı; şimdi TÜFE ye aylık iki alt endeks (gelişmiş ve gelişen ekonomiler) ve ayrıca çeyreklik birim ücret maliyeti endeksi eklendi. Hangisi tercih edilmeli? İhracat fiyatları ile ilişki aranırken ÜFE bazlı endeksi daha tutarlı bulduk. Bir anlama, nominal-reel ayırımı için üretici fiyatlarının kullanılması bu tercihi zorunlu hale de getiriyor. TL değer kazanınca TERK in yükseldiğini, değer kaybedince düştüğünü belirtelim. İhracat fiyatları ile reel kuru karşılaştırmadan önce bir işlem daha yapıyoruz. Verilerin aylık bazda izlenmesi sunumda sorun yaratıyor; küçük dalgalanmalar ana eğilimlerin görülmesini zorlaştırıyor. Bir tür parazit (gürültü) diyebiliriz. O nedenle bundan sonra tüm verileri üç aylık hareketli ortalamalar halinde kullanıyoruz 3. Reel kur ve ihracat fiyatları Grafik 5 de 2004 sonrası için ihracat fiyatları ve reel kur (sağ eksen) yer alıyor. İki gösterge arasında anlamlı ve güçlü bir ilişkiden söz etmenin zorluğu hemen görülüyor. İkisinin aynı yönde davrandığı ilginç bir dönem var: 2006 sonundan küresel mali krize kadar TL nin değeri ve ihracat fiyatları beraberce değişiyor (2008 ortasındaki kısa dönemi hariç tutuyoruz). Buna karşılık geri kalan alt dönemlerde ilişki ters yönde çalışıyor. TL değer kazanırken ihracat fiyatları düşüyor, TL değer kaybederken yükseliyor. Analizi burada kestiğimiz takdirde varacağımız sonuç açıktır: Türkiye bağlamında reel kurla ihracat fiyatları arasında fiyat teorisinin öngördüğü yönde bir ilişki mevcut değildir. İsteyen buradan kolayca TL nin değer kaybetmesinin Türkiye nin dış dengesine ihracat üzerinden olumlu katkı yapamayacağı sonucunu bile çıkartabilir. Gerçekten öyle mi? Yoksa bulunan ilişki ölçme hatalarından mı kaynaklanıyor? İkincisini savunacağız. Geri planda nispeten masum duran bir varsayım yatmaktadır. Grafik döviz kurunun ihracat fiyatına etkisinin anında gerçekleştiğini varsayıyor. Neden? Çünkü bir ayın reel kurunu o ayın ihracat fiyatı ile karşılaştırıyor. Halbuki gerçek yaşamda fiyatların döviz kuruna uyum sağlaması zaman alır. Arzın (ve talebin) fiyata anında tepki vermesi sadece iktisatçıların soyut modellerinde mümkündür. Nitekim ihracatın ancak cüzi bölümü spot piyasada gerçekleşir. Esas gövdesini oluşturan ihracat siparişleri aylar öncesinden yapılan anlaşmaların sonucudur. İhracat fiyatları ise sipariş sıra-

İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 n Grafik 5: Reel Kur ve İhracat Fiyatları (2003=) Üç aylık hareketli ortalama,3,25,2,5,,05 0,95 0,9 0,85 37987 38384 38777 3973 39569 39965 40360 40756 453 TERK -ÜFE BDX -reel-sepet sında, hatta bazen daha da öncesinden belirlenir. Literatürde sürtünme (frictions) ve gecikme (lags) denir. İlişkinin bunları hesaba katması gerekir. Kaç aylık gecikme? Güncel gözlemlerimizden hareketle iki-üç çeyreklik gecikmenin makul olacağını düşünüyorduk. Sonra ortasını alalım dedik ve önce yukarıdaki grafiği 7 ve 8 aylık gecikme ile çizdik; ardından 6 ve 9 ayı kontrol ettik. İlginç şekilde, 8 ay gecikmenin ihracat fiyatları ile reel kur arasındaki en iyi uyumu yansıttığı ortaya çıktı. Grafik 6 nın nasıl okunması gerektiğini de açıklayalım (reel kur sağ eksende). Örneğin Eylül 202 için, ihracat fiyatı o ayın verisini, reel kur ise sekiz ay öncesi verisini (Ocak 202) ifade ediyor. Mevcut tartışmanın özellikle son bir yılın gelişmelerine odaklandığını göz önünde tutarak, olayın daha net görülmesini sağlamak için dönemi 200 sonrası ile kısıtladık. n Grafik 6: Reel kur ve ihracat fiyatları (2003=) 3 aylık hareketli ortalama; kurda 8 ay gecikme ile,3,5,25,2,,5,05,,05 0,95 Oca.0 May.0 Eyl.0 Oca. May. Eyl. Oca.2 May.2 Eyl.2 TERK-ÜFE (- 8) BDX-reel-sepet

2 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 İki eğrinin beraber hareket ettiği grafikte çok açık görülüyor. TL de 2009 sonunda başlayan reel değerlenme süreci 200 yazından itibaren sepet cinsinden reel ihracat fiyatlarının yükselmesine yol açıyor. Buna karşılık 200 un ikinci yarısından itibaren TL nin değer kaybedince sepet cinsinden reel ihracat fiyatları da 20 ilkbaharından sonra düşüşe geçiyor. Meraklıları için endeks yerine değişim oranlarını da ayrıca Grafik 7 de veriyoruz. n Grafik 7: Reel kur ve ihracat fiyatları (3 aylık hareketli ortalama) Yıllık değişim % 5 Yıllık Değişim % 0 5 0-5 Oca.0 May.0 Eyl.0 Oca. May. Eyl. Oca.2 May.2 Eyl.2-0 -5-20 BDX-reel-sepet TERK-ÜFE (- 8)

İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 3 Şu ana kadar analizde karmaşık matematik araçları başvurma ihtiyacı duymadığımıza dikkat çekelim. Çabamızı çıplak verilerin taşıdıkları gürültülerden arındırılmasına yoğunlaştık; böylece ölçmeye çalıştığımız gerçeği daha iyi yansıtmalarını hedefledik. Ancak, bu yoldan sepet bazında reel ihracat fiyatlarının ve reel döviz kurlarının uzun dönem eğilimlerindeki farkların getirdiği sorunları çözemedik; örneğin Grafik 6 yı iki eksenli çizmek zorunda kaldık. Sorunun çözümü ekonometrik bir yöntemle iki serinin eğilimlerini hesaplamayı ve analizi iki serinin eğilimlerinden sapmaları üzerinden yürütmeyi gerektiriyor. Böylece serilerin uzun dönemli değişimden arındırılmış dalgalanmaları görülebiliyor 4. Tek eksenli Grafik 8 yukarıdaki Grafik 6 nın alternatifidir; oradaki bulguları teyit ediyor. TL nin reel değerinin ortalamanın üzerinde seyrettiği dönemlerde sepet bazında reel ihracat fiyatları da ortalamanın üzerine çıkıyor. TL nin reel değerinin ortalamanın altında seyrettiği dönemlerde sepet bazında reel ihracat fiyatları ortalamanın altında kalıyor. Ocak 200-Ocak 202 arasında oranlar da birbirine çok yakın seyrediyor. Buna karşılık 202 başında TL nin sert değer kaybı ihracat fiyatlarına daha az yansıyor; öte yandan 202 yazından itibaren TL hızla değer kazanınca ihracat fiyatları daha yavaş tepki veriyor. Analizi burada kesiyoruz. Emin olmak için karşılaştırmayı ÜFE bazlı TERK yerine Birim İşçilik Maliyetleri (BİM) endeksini kullanarak çeyrek bazında tekrarladık (gecikme üç çeyrek). Grafik 6 ve 8 le özdeş sonuçlar elde ettik. Sonuç yerine Bulgularımızı özetleyelim. Türkiye de reel kur hareketlerinin döviz cinsinden ihracat fiyatlarına yansıdığını, ancak bu sürecin zaman aldığını saptadık. Bu gözlem bizi şaşırtmıyor; çünkü iktisat teorisinin genel çerçevesi ile uyumludur. Piyasa ekonomilerinde, ekonomik karar vericiler fiyatların taşıdığı maddi kazanç müşevviklerine tepki verir. Bu davranış biçimi, piyasa ekonomisinin en kritik gücünü oluşturur; başarısının da nihai sırrıdır. Döviz kuru fevkalade önemli bir fiyattır; uluslararası mal piyasalarında alıcı ve satıcıların fiyat saptarken mutlaka döviz kurunu hesaba katmaları normaldir. İhracat fiyatları ile döviz kuru arasında fiyat teorisinin öngördüğü yönde bir ilişkinin ampirik olarak gözlemlenmesi iktisat politikası açısından önemlidir. Çalışmanın başında da belirttiğimiz gibi, döviz kuru düzeyinin dış dengesizliklerin düzeltilmesinde önemli bir işlev görebileceği, yani ülke parasında değer kaybının ihracat fiyatlarında düşüş sayesinde ihracat artışını hızlandırarak dış açığın n Grafik 8: Reel kur ve ihracat fiyatları HP eğilimden sapma 0,2 0,08 0,04 0,00 Oca.0 May.0 Eyl.0 Oca. May. Eyl. Oca.2 May.2 Eyl.2-0,04-0,08-0,2 BDEX-cyc TERK-cyc(-8)

4 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 26 202 kapatılmasına katkı yapabileceği tezini güçlendirir. Çalışmanın bir başka (belki ikincil ama önemli) amacı da ampirik analizlerde ölçme sorunlarının önemine işaret etmekti. O nedenle veriler üzerinde yaptığımız düzeltmeleri uzun uzun anlattık. Konuya hakim okuyucularımızdan onları sıktığımız için özür dileriz. SON NOTLAR Çalışmanın amacı meslektaşlarla polemik değildir; o nedenle örnek vermek istemedik. 2 Varsayım yerli üreticinin fiyatını üçüncü bir ülkenin parası (örneğin dolar) ile belirlenmesini de kapsar. 3 ABD ekonomisi için yapılan birçok çalışma ithalat fiyatlarına olan yansımanın düştüğünü gösteriyor (Strasser, 202 ve Vigfusson, Sheets and Gagnon, 2009). 4 Aynı çalışma, Türkiye de ithalat fiyatlarında yansımayı da keza yüksek tahmin ediyor. 5 Kur hareketinin enflasyona ve para politikasına değil, rekabet gücüne etkisini anlamaya çalışıyoruz. 6 Karışıklık yaratmaması için belirtelim: kastedilen ABD dolarının sipariş ve fatura para birimi (invoicing currency) olarak kullanılmasıdır. Yoksa, fiyatların dolar cinsinden sabit tutulup döviz kuru değişikliklerinin yerel para birimi cinsinden fiyatlara aynen yansımasını kastetmiyoruz. Yazgan ve Tekin (2009) global kriz öncesi Türkiye ekonomisini kapsayan bir çalışmada dolar cinsinden ihracat fiyatlarına yansımanın tam olduğunu ancak ithalat fiyatlarına yansımanın düşük olduğunu göstermektedir. 7 Teorik olarak, döviz kurunun döviz cinsinden ihracat fiyatlarına yansıması ihracatçı sektörlerde rekabet yapısını ölçmek için kullanılabilir. Şöyle ki, rekabetin düşük olduğu sektör ürünlerini ihraç eden ülkelerde yansıma düşük, rekabetçi sektör ürünlerini ihraç edenlerde ise yüksek çıkacaktır. 8 Toplamda ana kalemlerin açılımları ile birlikte endeks 26 ayrı seriden oluşuyor. 9 Fiyat endekslerinin genel sorunları biliniyor: ağırlıklar (sepet), yeni mallar ve kalite değişimi. Türkiye nin ihracatında AB nin yüksek payı parite hareketlerini de bu listeye eklemeyi gerektiriyor. 0 ABD: BLS kökenli PPI-Total Manufacturing Industries endeksi; AB için Eurostat IPI-Industry (except construction, sewerage, waste manage- ment and remediation activities) endeksi. Excel in trend komutunu (exponential) kullandık. 2 Bilimsel faaliyetin ebedi sorunlarından biri ölçme işlemi boyunca değeri sabit kalan bir ölçü birimi bulabilmektir. Parite değişikliklerinin ihmal edilebileceği kadar kısa dönemler (birkaç çeyrek) dışında doların bu özelliğe sahip olmadığı açıktır. 3 Örnek: Eylül 202 verisi Temmuz-Eylül dönemi ortalamasını yansıtıyor 4 Grafik 6 ve 7 ile uyum sağlamak açısından Hodrick-Prescott (HP) filtresi ve sapmalar üç aylık hareketli ortalama seriler üzerinden hesaplandı. Keza reel kur için gecikme 8 ay alındı. Kaynakça Campa, J.M. ve Goldberg, L.S. (2005), Exchange Rate Pass-Through to Import Prices, Review of Economics and Statistics, 87(4), 679-690. Clarida, R., Jordi G., ve Gertler, M. (2002), A Simple Framework for International Policy Analysis, Journal of Monetary Economics, 49, 879-904. Choudhri, E. ve Hakura, D. S.(202) The Exchange Rate Pass-Through to Import and Export Prices: The Role of Nominal Rigidities and Currency Choice, IMF Working Papers, WP/2/226. Corsetti, G. ve Pesenti, P. (2005), International dimension of optimal monetary policy, Journal of Monetary Economics, 52, 28-305. Devereux, M.B. ve Engel, C. (2003), Monetary Policy in Open Economy Revisited: Price Setting and Exchange Rate Flexibility, Review of Economic Studies, 70, 765-83. Kara, H. ve Öğünç, F. (20), Döviz Kuru ve İthalat Fiyatlarının Enflasyona Etkisi, TCMB, Ekonomi Notları, No: 20-4. Obstfeld, M. ve Kenneth, R. (995), Exchange Rate Dynamics Redux, Journal of Political Economy, 02, 624-60. Strasser, G. (202), Exchange rate pass-through and credit constraints, Journal of Monetary Economics, yayın aşamasında, online olarak ww.elsevier.com/ locate/jme adresinden erişilebilir. Vigfusson, R. J., Sheets, N. ve Gagnon, J. (2009), Exchange Rate Pass-Through to Export Prices: Assessing Some Cross-Country Evidence, Review of International Economics, Volume 7(), 7 33 Yazgan, M.E. ve Tekin, B., (2007), Exchange rate pass-through in Turkish export and import prices, Applied Economics, 4, 222 2228.