M. Boynukalın Hocayla Kitabu'l-Asl ve Tahkik Faaliyeti Üzerine

Benzer belgeler
Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Kâşif Hamdi OKUR, Ismanlılarda Fıkıh Usûlü Çalaışmaları: Hâdimî Örneği, İstanbul: Mizah Yayınevi, 2010,

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

TANITIM VE DEĞERLENDIRME

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

el-imâm Abdurrahmân b. el-kâsım ve İctihâdâtuhû min hilâli l-müdevvene Ali b. Belkâsım el-alevî Riyad: Mektebetü r-rüşd Nâşirûn, sayfa.

Prof. Dr. Bünyamin ERUL

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

Tahsin Görgün-Yayınlar ve Çalışmalar 1. Tahsin Görgün (Kısa Özgeçmiş)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

İLK DÖNEM HADİS- REY TARTIŞMALARI ŞEYBÂNÎ ÖRNEĞİ Mehmet ÖZŞENEL, İstanbul: İFAV, 2015 Ali SEVER

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa.

Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

HADİS TARİHİ VE USULÜ

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Fıkıh Usulünde Fahreddin er-râzî Mektebi Tuncay Başoğlu İstanbul: İSAM Yayınları, 2014, 300 sayfa.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Ayşe KOÇ * * Yüksek Lisans Öğrencisi, e-posta:

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

ilam AKADEMi Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı İlmi Araştırmalar Merkezi

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

USUL/FIKIH TARTIŞMALARI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Hadisleri Anlama Sorunu

Hadisleri Anlama Sorunu Salih Kesgin

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

Hatîb el-bağdâdî, El-Kifaye Fî Ma rifeti İlmi Usuli r-rivaye, Kahire: Mektebet-u İbn Abbas, 2008, 632 s.* Abdüs Samet Koçak**

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

Mezhep Meselesi ve Fıkhî İhtilaflar

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

İmam Muhammed b. el-hasen eş-şeybânî nin Kitâbü l-asl İsimli Eserinin Tanıtımı ve Fıkıh Usulü Açısından Tahlili

Arapça Tefsir metinleri müzakere ve münakaşa edilecektir.

BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI

İmam-ı Azam Ebu Hanife

FIKIH MEZHEP SÜNNET. Hanefi Fıkıh Teorisinde Peygamber in Otoritesi

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

AKADEMISYENLER OSMANLI DA ILIM VE FIKIR DÜNYASINI TARTISIYOR

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

Kûfe nin Yetiştirdiği Mütebahhir Bir Âlim: İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

Mehmet Emin YAĞCI ** * Makale Gönderim Tarihi: Makale Kabul Tarihi:

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Ârif Halîl Ebu Îyd el-alâkâtü d-devliyye fi l-fıkhi l-islâmî

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

el-mesâilü l-müşterake beyne Usûli d-din ve Usûli l-fıkh Muhammed el-arûsî Abdülkâdir Mektebetü r-rüşd, t.y., 349 sayfa.

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar*

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRME

Transkript:

Muhammed Boynukalın Hocayla M. Boynukalın Hocayla Kitabu'l-Asl ve Tahkik Faaliyeti Üzerine Abdülkadir Yılmaz İmam Şafii ise bizzat İmam Muhammed den el-asl ı dinlemiş ve bu kitapları istinsah etmiştir. Bu sebeple İmam Şafii İnsanlar fıkıhta Ebu Hanife ye muhtaçtır ve Fıkıhta üzerimde en çok hakkı bulunan Muhammed b. Hasan dır demektedir. İmam Ahmed b. Hanbel de fıkhın ince meselelerini İmam Muhammed in kitaplarından öğrendiğini ifade etmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse el-asl fıkıh tarihinde çığır açan bir eserdir ve bir bütün olarak fıkıh ilmi bu eserden faydalanmış ve bir ölçüde bu aslın/temelin üzerine bina edilmiştir. Hocam öncelikle kendinizi okuyucularımız için tanıtır mısınız? Sonra Mısır a giderek el-ezher Üniversitesi Şeri- İstanbul, Fatih te 1971 yılında doğdum. Aslen Kara- at Fakültesi nden mezun oldum. Yüksek lisans ve manlıyım. Adım resmiyette Mehmet, ama aile için- doktoramı Türkiye de Marmara Üniversitesi İlahiyat de ve arkadaş çevremde küçüklükten beri Muham- Fakültesi nde yaptım. med adıyla çağrılıyor, tanınıyorum. Bazen bu biraz karışıklıklığa sebebiyet verebiliyor. Babam resmi- Daha sonra İslam Araştırmaları Merkezi nde (İSAM) yette adımı Muhammed olarak yazdırmak istemiş, fıkıh sahasında araştırma uzmanı olarak çalıştım. ama bunu başaramamış. İnşaallah artık bu tür so- 2011 yılında İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlim- runlar yaşanmıyordur. Ama bir zamanlar maalesef ler Fakültesi nin kuruluşu aşamasında altı ay koordi- yaşanıyordu. natör olarak görev yaptım. Şu anda aynı fakültede Babam ben on yaşındayken Arapça ve İslami ilimleri tahsil etmemiz maksadıyla ailece Suudi Arabistan a gitmeye karar vermişti. Bu sebeple ortaöğretimimi 92 Suudi Arabistan da tamamladım. Temmuz-Eylül 2013 RIHLE fıkıh doçenti olarak öğretim üyeliği görevimi sürdürmekteyim. 2012 yılında İmam Muhammed in el-asl isimli

Muhammed Boynukalın Hocayla eseri, sizin tahkikinizle birlikte neşredildi. Öncelikle İmam Muhammed in fıkıh ilmindeki yeri ve önemi ve sonrasında da el-asl ın; özel olarak Hanefi mezhebi içerisinde, genel olarak da Fıkıh ilmi içerisindeki yer ve öneminden bahseder misiniz? İmam Ebu Hanife nin vefatından sonra bir süre İmam Ebu Yusuf a talebelik yapan İmam Muhammed, Medine ye de gitmiş, İmam Malik ten Muvatta ı dinlemiş ve Muvattau Muhammed adıyla bildiğimiz Muvatta rivayetinde İmam Ebu Hanife yle İmam Malik in görüşlerini mukayese etmiştir. Böylelikle İmam Muhammed Irak ve Hicaz fıkhını, başka bir ifadeyle ehl-i hadis ve ehl-i re y in görüşlerini en muteber temsilcilerinden öğrenmiş ve bu iki fıkıh okulunu yakından tanımıştır. Daha sonra Irak a geri dönen İmam Muhammed tercihini Kûfe Okulu lehine yapmış, İmam Ebu Hanife ve İmam Ebu Yusuf un ictihadlarını topladığı eserleri telif etmeye başlamıştır. Kısmen İmam Züfer in görüşlerini de bu görüşlere ilave etmiştir. Tabii kendi ictihad ve görüşlerini de ortaya koymuştur. Bu görüş ve ictihadlar külliyatı el-asl adlı eseri oluşturmuştur. Aslında el-asl İmam Muhammed in her birini müstakil bir kitap olarak telif ettiği fıkıh kitaplarının toplamından teşekkül etmektedir. Meselâ el-asl ın bir bölümü olan Kitabü s-salat aslında müstakil bir eserdir. Kitabü z-zekât hakeza... Sonraki dönemlerde bu kitaplar tek bir eserin bölümleri haline getirilmiştir. Bir bütün olarak el-asl Hanefî fıkhının aslı ve umdesidir. Gerek İmam Muhammed in bundan sonra yazdığı eserler, gerek sonraki fakihler tarafından yazılan Hanefî fıkıh eserleri el-asl ın füruu, dalları mahiyetindedir. Diğer taraftan, el-asl fıkıh tarihinde yazılan ilk hacimli külliyattır. Ondan önce yazılan eserlerde Fıkıh ve Hadis bir arada ve birbirine yakın miktarlarda bulunurken el-asl da yer alan hadis ve rivayetler eserin tamamına nisbetle oldukça az bir miktar tutmaktadır. İmam Muhammed hicri 132-189 yılları arasında yaşamış, ictihad derecesine ulaşmış büyük bir fakih. Eserlerine baktığımızda onun mutlak müctehid derecesinde olduğunu tespit etmemiz mümkün. Zira İmam Muhammed İmam Ebu Hanife ye birçok görüşünde muhalefet etmiştir. Bununla birlikte o, genel anlamda ehl-i re y olarak bilinen ve İmam Ebu Hanife nin de dâhil olduğu Irak-Kûfe fıkhının esaslarını kendi kanaat ve ictihadıyla kabul etmiş bir âlimdir. Tabii İmam Muhammed in birinci üstadı ve veliyy-i nimeti İmam Ebu Hanife dir. Daha ondört yaşındayken, bir rivayete göre biraz daha erken, İmam Ebu Hanife nin ilim meclisine katılmış, onsekiz yaşına kadar bu meclisin müdavimi olmuş ve İmam Ebu Hanife nin ashabıyla istişare ederek ulaştığı görüşlerini yazan vasıflı talebelerinden biri haline gelmiştir. el-asl ın en eski ve sahih elyazma nüshalarından biri 2250 varak, matbu nüshası ise yaklaşık 7000 sayfadır. Ayrıca el-asl da İmam Ebu Hanife ve ashabının ortaya koydukları farazî fıkıh meselelerini ilk elden görme imkânına sahibiz. Bu şekilde mesele üretme ve bu meselelere çözüm arama fıkıh tarihinde bilindiği üzere İmam Ebu Hanife ve re y ehline has bir usûldü. İmam Malik gibi diğer müctehidler ve genel olarak ehl-i hadis bu usûle karşı çıkıyorlardı. Ancak el-asl ı gören diğer fakihler bu fıkıhtan müstağni kalmanın mümkün olmadığını anlamış ve bu külliyatın meselelerini alarak kendi mezhep ve meşreplerine uyarlamışlardır. Meselâ Mâlikî mezhebinin meseleleri Esed b. Furat ın Irak a gidip elasl ı elde etmesi ve bu meseleleri İbnü l-kasım a arzetmesiyle oluşmuş, bu meseleler el-esediyye adındaki eseri oluşturmuş ve bu eser Sahnun b. Said tarafından telif edilen el-müdevvene nin de esasını teşkil etmiştir. RIHLE Temmuz-Eylül 2013 93

İmam Şafii ise bizzat İmam Muhammed den el- Asl ı dinlemiş ve bu kitapları istinsah etmiştir. Bu sebeple İmam Şafii İnsanlar fıkıhta Ebu Hanife ye muhtaçtır ve Fıkıhta üzerimde en çok hakkı bulunan Muhammed b. Hasan dır demektedir. İmam Ahmed b. Hanbel de fıkhın ince meselelerini İmam Muhammed in kitaplarından öğrendiğini ifade etmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse el-asl fıkıh tarihinde çığır açan bir eserdir ve bir bütün olarak fıkıh ilmi bu eserden faydalanmış ve bir ölçüde bu aslın/ temelin üzerine bina edilmiştir. el-asl ı tahkik süreci nasıl gelişti? Örneğin bu eseri tahkik etmeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz? Çalışmanız toplamda ne kadar zaman aldı? el-asl ı tahkik etme düşüncesi oldukça genç yaşlardayken, merhum allâme Zahid el-kevserî nin el-asl ın elyazma nüshalarından bahsettiği bir makalesini okurken aklıma gelmişti. Daha Lise de okuyordum o dönemde. Tabii o yaşlarda bu sadece bir temenniydi. Sonra lisans ve lisanüstü tahsilimi sürdürürken İstanbul daki elyazma kütüphanelerine gidip gelmeye başladım. Bu dönemde Murad Molla kütüphanesinde bulunan el-asl ın en eski nüshasını inceleme fırsatı buldum. O dönemde Murad Molla Kütüphanesi eski yerindeydi. Sonra kitaplar Süleymaniye ye taşındı. 1998 de el-asl ı tahkik etmeye kesin olarak karar verdim. Ama buna ancak 1999 da doktora tezimi verdikten sonra başlayabildim. Başka işlerin araya girmesi sebebiyle fasılalı bir şekilde bu eserin tahkiki üzerinde yaklaşık on yıl boyunca çalıştım. Sonra eserin yayınlanma süreci iki-üç yılımı aldı. Bu süre içinde de eseri baştan sona bir kaç kez okudum, kontrol ettim. el-asl üzerine gerçekleştirdiğiniz bu çalışmada neler yaptınız? Bu çalışmada öncelikle eserin ülkemizde ve dünyada var olan nüshalarını tespit etmeye çalıştım. Bu nüshaların büyük çoğunluğu İstanbul daydı. Kahire de bir kaç nüsha bulunmaktaydı. İrlanda da Chester Beatty kütüphanesinde eksik ama eski bir nüsha vardı. Halep te sadece Kitabü s-salat ı içeren bir nüsha vardı. Hülasa, Türkiye de ve dünyada bulunan kırk civarında nüshayı görme ve inceleme fırsatım oldu hamdolsun. Göremediğim bir iki nüsha hakkında ise dolaylı şekilde bilgi edindim. Bu inceleme sonucunda el-asl ın en eski, sahih ve tam sayılabilecek nüshalarının çoğunun İstanbul da olduğunu gördüm. Bunların içinde en önemlisi, büyük çoğunluğu itibariyle hicri 637-639 yıllarında istinsah edilen Murad Molla nüshasıdır. Eserin tahkikinde bir kısmı tam bir kısmı eksik onyedi nüshadan faydalandım. Eserin hiç bir yerinde karşılaştırdığım nüsha sayısı üç ya da dörtten aşağıya düşmedi. el-asl ın önceden Şefik Şehate ve Ebü l-vefa el- Efgânî tarafından tahkik edilen kısımları var. Bu kısımlar el-asl ın yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Bu kısımların dışında kalan ve kitabın dörtte üçünü teşkil eden bölümü bilgisayarda yazdım, sonra nüshaları karşılaştırmaya başladım. Eserdeki ayetlerin hangi sûrede olduklarını ve ayet numaralarını tespit ettim. Hadis, sahabe ve tabiin sözlerini öncelikle İmam Muhammed in diğer eserlerinden, sonra diğer kaynaklardan bulmaya çalıştım. İmam Muhammed bu hadis ve kavilleri senediyle rivayet ettiği için müstensihlerin ravi adlarında yaptıkları hataları rical kaynaklarına bakarak düzelttim. Hadislerin tashih ve taz ifiyle pek uğraşmadım. Âcizane kanaatime göre hadislerin tashih ve taz ifi ictihadî bir meseledir. Özellikle ahkâm hadisleri ve bu hadislerin ravileri hakkında farklı mezheplere mensup âlimlerin farklı görüşleri bulunmaktadır. Bu tartışmalara girmek istemedim. İsteyen ahkâm hadislerinin tahriciyle ilgili malum eserlere bakıp bu konuda kolayca bilgi sahibi olabilir. Garip ve anlaşılması güç olan kelimeleri açıklamaya çalıştım. Birinci hedefim eserin kendisini müellifinin yazdığı hale en yakın ve düzgün bir şekilde neşretmekti. Bunu yapmaya gayret ettim. Eser için yazdığım mukaddimede el-asl ve nüshaları hakkında geniş bilgi vermeye, eseri birçok yönden tanıtmaya ve incelemeye çalıştım. Bu mukaddimeyi Arapçası basılmadan önce İmam Muhammed b. Hasan eş-şeybani nin Kitabü l-asl Adlı Eserinin Tanıtımı ve Fıkıh Usûlü Açısından Tahlili adıyla Türkçe olarak 2009 yılında neşretmiştim. 94 Temmuz-Eylül 2013 RIHLE

zi ndeki ilmî çalışma ortamı da bu eseri bitirmeme yardımcı oldu. Bu yönden, bir bütün olarak İSAM a da teşekkür borçluyum. el-asl neşrinizin mukaddimesinin ikinci bölümünü «el-asl daki usûlî görüşlere tahsis ettiniz. Tedvin sonrası usûl çalışmalarındaki görüşlerle İmam Muhammed'in el-asl daki usûlî İmam Ebu Hanife nin vefatından sonra bir süre İmam Ebu Yusuf a talebelik yapan İmam Muhammed, Medine ye de gitmiş, İmam Malik ten Muvatta ı dinlemiş ve Muvattau Muhammed adıyla bildiğimiz Muvatta rivayetinde İmam Ebu Hanife yle İmam Malik in görüşlerini mukayese etmiştir. Böylelikle İmam Muhammed Irak ve Hicaz fıkhını, başka bir ifadeyle ehl-i hadis ve ehl-i re y in görüşlerini en muteber temsilcilerinden öğrenmiş ve bu iki fıkıh okulunu yakından tanımıştır. el-asl tahkikinde karşılaştığınız zorluklar nelerdi? el-asl fıkıh tarihinde büyük bir öneme sahip olmakla birlikte belli bir dönemden sonra maalesef çeşitli sebeplerle unutulmuş ve kütüphane raflarında kalmış bir eser. Bu sebeple, eserin nüshaları çok olsa da bu nüshalar ilim ehli arasında fazla tedavül etmediği için esere birçok yazım hatası ve tahrif bulaşmış durumdaydı. Ayrıca bazı yerlerde metinde bir kelime, bazen bir satır, bazen bir kaç satır eksiklikler bulunabiliyordu. Bu hata, tahrif ve eksikliklerin bir kısmının tashih ve tamamlanmasını siyak-sibaka bakarak yapmak mümkündü. Bir kısmında ise bu hata ve eksiklikleri ancak başka eserlerin yardımıyla gidermek mümkün oldu. Bu konuda en çok faydalandığım eserler el-asl ın muhtasarı sayılan el-hakimüşşehid in el-kâfi si, el- Asl ın müellifi mechul olan başka bir muhtasarı, el-kâfi nin şerhi olan Şemsüleimme es-serahsi nin el-mebsut u ve bir Hanefi fıkıh sözlüğü olan Mutarrizi nin el-muğrib idir. İlk iki eser elyazması halinde, son iki eser ise matbudur. Ayrıca Hanefi fıkhına ait başka eserlere, hadis ve rivayet kaynaklarına müracaat ederek tashih ettiğim yerler de oldu. Tabii el-asl ın binlerce varakı bulan nüshalarının mikrofilm veya dijital kopyalarını elde etmek de çok kolay olmadı. Bu nüshaları bir anda temin etmek mümkün değildi. Dolayısıyla belli aralıklarla nüshaları elde etmeye çalıştım. Bu nüshaların önemli bir kısmının temininde bana mümkün olan her türlü kolaylığı gösteren sabık Süleymaniye Kütüphanesi müdürleri Nevzat Kaya ve Emir Eş beylere teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca İslam Araştırmaları Merke- görüşlerinin bir mukayesesini yapar mısınız? İmam Muhammed in döneminde fıkıh usûlü müstakil bir ilim dalı haline gelmemişti. Ama bu dönemde usûle dair birçok kural ve yöntemden söz edilmekteydi. Bu dönem bundan hemen sonra gelen, İmam Şâfiî nin er-risale sini yazarak başlattığı fıkıh usûlünün müstakil ilim dalı haline gelme döneminin hazırlayıcısıdır. Muhtemelen bu çalışmasında İmam Şafiî de İmam Muhammed le yaptığı münazaralardan faydalanmıştır. Meselâ er-risale de haber-i vahidin hücciyeti meselesinde İmam Şafii nin serdettiği delillerin bir kısmı İmam Muhammed tarafından el-asl da Kitabü l-istihsan da zikredilmektedir. Ayrıca kıyas ve istihsan konusunda ehl-i re y in öncülüğü bilinmektedir. İmam Şafii kıyası kabul etmiş, ama istihsanı reddetmiştir. Yine İmam Şafii, İmam Malik in ihticac ettiği amel-i ehl-i Medine yi reddetmektedir. Dolayısıyla bu dönemde yazılan İmam Muhammed in eserlerinde usûle dair pek çok atıf ve işaret bulunmaktadır. Kitab, sünnet, icma, kıyas, istihsan, sahabe ve tabiin sözleri, örf, Kûfe ehlinin ameli gibi birçok delile müracaat edilmektedir. Delalet ve hüküm bahisleriyle ilgili birçok terim ve kavram kullanılmaktadır. Bununla birlikte birçok terim henüz net bir anlama kavuşmamıştır veya hiç kullanılmamaktadır. Bu o dönem için tabii bir durumdur; çünkü henüz usûl müstakil bir ilim dalı değildir. Hatta aynı durum bir- RIHLE Temmuz-Eylül 2013 95

Tahkik çalışmaları son derece önemlidir. Bilindiği üzere ilim aklî ve naklî olmak üzere ikiye ayrılır. Nakle dayanan ilimlerde nakledilen bilginin kaynağından doğru bir şekilde nakledilmesi en önemli esastır. Bir bakıma tahkik işte budur. Bize nakledilen ilim ve eserleri doğru bir şekilde ortaya çıkarmak ve bizden sonrakilere doğru bir şekilde nakletmek. Bu sebeple tahkikle ilgili pek çok kuralın hadis usûlüne dair eserlerde ele alındığını görürüz. çok konuda İmam Şafii için de geçerlidir. Usûl ilmi günümüzde bilinen anlamıyla, yani terim ve kavramlarıyla ve geniş teferruatıyla hicrî dördüncü ve beşinci asırlarda teşekkül etmiştir. Hanefi usûlünün günümüze ulaşan ilk kapsamlı eserleri bu dönemde yazılan Cassas ın el-fusûl ü, Debusi nin Takvimü l-edille si ve Pezdevî ile Serahsî nin eserleridir. İmam Muhammed in gerek usûl gerek fürû sahasında zikrettiği görüş ve meseleler, bu eserlerde ortaya konan usûl düşüncesinin temelini oluşturur. Bilindiği üzere, Hanefiler in veya fukahanın metodu fıkıh meselelerinden yola çıkarak usûlü oluşturmaya çalışmaktır. Bu metodu meselâ Serahsî de çok açık bir şekilde görebilirsiniz. Açın Serahsî nin Usûl ünü, hemen her konuda el-asl dan naklettiği birçok fıkıh meselesi zikrettiğini ve bu meselelerle usûlü ispat etmeye veya desteklemeye çalıştığını görürsünüz. Bu bakımdan İmam Muhammed in usûlle ilgili görüş ve işaretlerine ilaveten, bunların yetmediği yerlerde, onun zikrettiği fürû meselelerinden hareketle bir usûl ortaya çıkarılmıştır. Bu usûl kanaatimce büyük ölçüde İmam Ebu Hanife, İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed in ictihadlarında takip ettikleri usûlü doğru bir şekilde yansıtmaktadır. Bazı teferruatta isabetli olmayan çıkarımlar yapılmış olabilir, ama sonra gelen Hanefi usûlcüler bu yanılmalara işaret etmiş ve onları düzeltmişlerdir. Tahkik çalışmalarının önemi ve bu çalışmalarda öncelik verilmesi gereken eserler sizce hangileridir? Tahkik çalışmaları son derece önemlidir. Bilindiği üzere ilim aklî ve naklî olmak üzere ikiye ayrılır. Nakle dayanan ilimlerde nakledilen bilginin kaynağından doğru bir şekilde nakledilmesi en önemli esastır. Bir bakıma tahkik işte budur. Bize nakledilen ilim ve eserleri doğru bir şekilde ortaya çıkarmak ve bizden sonrakilere doğru bir şekilde nakletmek. Bu sebeple tahkikle ilgili pek çok kuralın hadis usûlüne dair eserlerde ele alındığını görürüz. Çünkü burda da asıl Hz. Peygamber in sözünü sonrakilere en doğru şekilde nakletmektir. Tahkik edilen kitabın önemiyle mütenasib bir şekilde tahkikin önemi artar. Meselâ temel bir hadis kitabının tahkiki Hz. Peygamber in sözlerine verilen değerle orantılıdır ve son derece önemlidir. Müslüman âlimlerin eserleri belli bir sahayla sınırlı değildir; ama İslamî ilimlere ait temel Hadis, Fıkıh, Tefsir, Siret ve İslam Tarihi kaynaklarının düzgün bir şekilde tahkik edilmesi İslami ilimlerin doğru bir şekilde anlaşılıp nakledilmesi bakımından büyük öneme sahiptir. Maalesef birçok temel eser tahkiksiz ve çok kötü şekilde basılmıştır. Bir kısmı ise hiç günyüzünü görmemiştir. Özellikle Hanefi-Matüridi geleneğine ait eserler daha da sahipsizdir. el-asl gibi önemli ve temel bir kaynağın günümüze kadar tam bir şekilde neşredilmemiş olması bunu göstermektedir. İlk dönem-son dönem gibi bir ayırıma gidilmeden İslam ilimler tarihinde muteber görülmüş, önemli tesir icra etmiş temel kaynaklar, ders kitapları ve benzeri eserler mutlaka ciddi bir şekilde tahkik edilmeli ve günümüz şartlarında en güzel biçimde ilim dünyasının istifadesine sunulmalıdır. İlmî müesseselerimiz bu yönde çalışmak isteyenlere yardımcı ve teşvik edici bir tutum içinde olmalıdır. Biz maalesef geleneğini kaybetmiş bir toplumuz. Her şeyi yıkıp yeniden yapma hevesine kapılmış aklı evveller tarafından toplumumuz geleneğinden koparılmıştır. Hâlbuki hiç bir ilmî hareket, ihya vs. 96 Temmuz-Eylül 2013 RIHLE

geçmişini inkâr ve reddederek gerçekleşemez. Biz öncelikle geçmişimizi, âlimlerimizin bize bıraktığı zengin ilmî mirası tanımak ve bilmek zorundayız. Bu geleneği doğru bir şekilde anlama seviyesine geldikten sonra onun üzerine bir şeyler koyabiliriz, kendimizi geliştirebiliriz. Aksi takdirde söyleyeceklerimiz köksüz bir şekilde havada kalmaya mahkûm olacaktır. İslam dünyası ve özellikle de Türkiye'deki tahkik çalışmaları hakkında neler söylemek istersiniz? İslam dünyasında yapılan tahkik çalışmaları içinde gerçekten ilmî bir değer taşıyan çalışmalar olduğu gibi, sadece kitabın kapağına muhakkik adının yazıldığı ve başka hiç bir özellik taşımayan çalışmalar da bulunmaktadır. İlimle uğraşanlar az çok hangi muhakkikin ve hangi yayınevlerinin bu işe önem verdiğini bilir. Kimi İslam ülkelerinde lisansüstü çalışmalarda tahkike önemli bir yer verilmektedir. Hatta bazı hacimli eserlerin bir kaç öğrenciye dağıtılıp tez çalışması yaptırıldığı görülmektedir. Yine bazı İslam ülkelerinde vakıflar veya kültür bakanlıklarının veya ilmî araştırma merkezlerinin tahkik çalışmalarına destek verdiği ve bu eserleri neşrettiği bilinmektedir. Ülkemizde son yıllarda tahkik çalışmalarına yöneliş artmıştır. Lisansüstü tez çalışmalarında tahkiki yapılan birçok eser olmuştur. Ayrıca İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ve Kültür Bakanlığı na bağlı olarak kurulan Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tahkik çalışmalarına destek vermek ve bu eserleri neşretmek için çalışmalar yapmaktadır. Temennimiz bu çalışmaların pratik adımlara dönüşmesi ve İslam dünyasının en zengin koleksiyonlarına sahip, bir elyazması cenneti olan kütüphanelerimizde yatan eserlerin ilmî usûllere uygun şekilde neşrinin gerçekleştirilmesidir. Türkiye de son dönemde tahkik konusuna gösterilen ilgi artmıştır. Ancak bu ilginin tecrübeli ilim adamları ve ilmî kurumlar tarafından yönlendirilmeye ve yapılacak olan çalışmaların belli ilmî ölçüler içinde yapılmasını sağlamaya yönelik bir rehberliğe ihtiyacı vardır. İSAM bu alanda bir potansiyele sahiptir; inşallah bu, kuvveden fiile çıkar ve bu tür çalışmalar hızlanır. İslamî ilimlerin aklî ve naklî olmak üzere ikiye ayrıldığını, tahkikin daha çok naklî ilimler kısmına dâhil olduğunu ifade etmiştik. İlmî çalışmalarımızın dengeli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini, tahkikle uğraşırken diğer ilmî çalışmaların ihmal edilmemesi ve bu konuda aşırıya gidilmemesi gerektiğini söylemek isterim. Elbette insanların meyilleri farklı farklıdır; ama tahkikin genel olarak ilmî faaliyetlerimizin bir parçasını oluşturması ve bunun küllî bir bakış açısı içinde yer alması gerekir. Ülkemizde henüz böyle bir tehlike yok, ama bazı İslam ülkelerinde tahkikte aşırıya gidildiği, meselâ bir hadisin tahricinde dipnotta sayfalarca bilgi verildiği, hadisin bütün ravilerinin tek tek tetkik edildiği vs. görülmektedir. Tahkikte esas amaç bir eseri olduğu gibi ortaya çıkarmak olmalıdır. Bu amaca hizmet etmeyen teferruatla fazla uğraşmamak gerekir. Özellikle tahkik çalışması yapmak isteyenlerin kendi ihtisas alanlarıyla ilgili eserleri tahkik etmeleri, meselâ Fıkıh ehlinin fıkıh eserlerini, Hadis ehlinin hadis eserlerini tahkik etmesi hem bu eserlerin daha sahih bir şekilde tahkik edilmesini sağlayacak hem de o sahada çalışan kişiyi ilmî açıdan yetiştiren bir rol ifa edecektir. Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir husus var mı? Son olarak bu imkânı bana verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyor ve Daru l-hikme müessesesine faaliyetlerinde muvaffakiyetler diliyorum. RIHLE Temmuz-Eylül 2013 97