Mehmet Akif Ersoy un Hayatı

Benzer belgeler
VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY

MEHMET AKİF ERSOY - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

SEİSO nun Antalya nın Korkuteli ilçesinde kurduğu tesiste, yıllık 10 milyon kwh elektrik üretilmektedir.

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

NECİP FAZIL KISAKÜREK

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı.

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Fotobiyografi AHMET MİTHAT EFENDİ. AHMET MİTHAT (İstanbul, Aralık 1912)

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Alaaddin TOSUN İl Müftü Yardımcısı

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

Abdullah Mâhir İZ ( )

Cümlede Anlam TEST 38

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim.

ÖZLÜCE. Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. ÖZLÜCE İLKOKULU&ORTAOKULU E-DERGİSİ MART-2018 SAYI: 4.

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

EDİTÖR. Ocak Sayı:2. Başakşehir Lisesi Adına Sahibi Faris ÖZEK (Okul Müdürü) Genel Yayın Yönetmeni Yunus KOŞAR (Türk Dili ve Edebiyatı Öğrt.

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

ALTINDAĞ. 12 MART İSTİKLAL MARŞI NIN KABULÜ ve MEHMET AKİF ERSOY ÖZEL SAYISI

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

Mehmed Akif in Osmanlı daki sicil kaydı

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Şerif Kocadon için mevlit

24 Kasım Öğretmenler Günü Beykoz'da Coşkuyla Kutlandı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

T.C BEYOĞLU KAYMAKAMLIĞI HÜVİYET BEKİR İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLER KATALOĞU

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

TÜRK KÜLTÜRÜNDE COĞRAFYA II. Ed törler: Doç. Dr. Turhan ÇETİN Doç. Dr. Al MEYDAN

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

AYVALI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EĞTİM ÖĞRETİM YILI FAALİYET RAPORU

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TEVFİK FİKRET - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

1. Aile tarihimizi araştırırken aşağıdaki eşyalardan hangisi bize yararlı olabilir? A) Çeyiz sandığı B) Oyuncak kamyon C) Bilgisayar D) Tansiyon aleti

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

LGS İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük Deneme Sınavı

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

1888'de Galatasaray'ı bitirdikten sonra Hariciye Nezareti İstişare Odası'nda (Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi) kâtip olarak göreve başladı.

ADANA İL MÜFTÜLERİ ( ) GÖREVDEN AYRILDIĞI TARİH Mehmet Hüsnü EREN Adana, 1870 Medrese

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

İBRAHİM ŞİNASİ

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

GAZETECİ YAZAR BÜLENT AKKURT BODRUM DA DEFNEDİLDİ

Transkript:

Mehmet Akif Ersoy un Hayatı Mehmet Âkif Ersoy 1873 yılının Aralık ayında İstanbul'da Fatih ilçesinin Sarıgüzel semtinde dünyaya geldi. Nüfusa kaydı babasının doğumundan sonra imamlık yaptığı ve Âkif'in ilk çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde yapıldığı için nüfüs kağıdında doğum yeri Bayramiç olarak görünür. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova'nın İpek kenti doğumlu Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'dir. Mehmet Tahir Efendi ona doğum tarihini belirten "Ragif" adını verdi. Babası vefatına kadar Ragif adını kullansa da bu isim yaygın olmadığı için arkadaşları ve annesi ona "Âkif" ismiyle seslendi zamanla bu ismi benimsedi[. Çocukluğunun büyük bölümü annesinin Fatih Sarıgüzel'deki evinde geçti. Kendisinden küçük Nuriye adında bir kızkardeşi vardır. Eğitim Hayatı İlk öğrenimine Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebi nde o zamanların adeti gereği 4 yıl 4 ay 4 günlükken başladı. 2 yıl sonra iptidaii(ilkokul) bölümüne geçti ve babasından Arapça öğrenmeye başladı. Ortaöğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesi nde başladı (1882). Bir yandan da Fatih Camii'nde Farsça derslerini takip etti. Dil derslerine büyük ilgi duyan Mehmet Âkif rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe Arapça Farsça ve Fransızcada hep birinci oldu. Bu okulda onu en çok etkileyen kişi dönemin "hürriyetperver" aydınlarından birisi olan Türkçe öğretmeni Hersekli Hoca Kadri Efendi idi. Rüştiyeyi bitirdikten sonra annesi medrese öğrenimi görmesini istiyordu ancak babasının desteği sonucu 1885'te dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi ne kaydoldu. 1888 de okulun yüksek kısmına devam etmekte iken babasını kaybetmesi ve ertesi yıl büyük Fatih yangınında evlerinin yanması aileyi yoksulluğa düşürdü. Babasının öğrencisi Mustafa Sıtkı aynı arsa üzerine küçük bir ev yaptı aile bu eve yerleşti. Artık bir an önce meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak isteyen Mehmet Âkif Mülkiye İdadisi ni bıraktı. O yıllarda

yeni açılan ve ilk sivil veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ne (Tarım ve Veterinerlik Okulu) kaydoldu. Dört yıllık bir okul olan Baytar Mektebi'nde bakteriyoloji öğretmeni Rıfat Hüsamettin Paşa pozitif bilim sevgisi kazanmasında etkili oldu. Okul yıllarında spora büyük ilgi gösterdi; mahalle arkadaşı Kıyıcı Osman Pehlivan'dan güreş öğrendi; başta güreş ve yüzücülük olmak üzere uzun yürüyüş koşma ve gülle atma yarışlarına katıldı; şiire olan ilgisi okulun son iki yılında yoğunlaştı. Mektebin baytarlık bölümünü 1893 yılında birincilikle bitirdi. Mezuniyetinden sonra Mehmet Âkif Fransızcası'nı geliştirdi. 6 ay içinde Kur'an'ı ezberleyerek hafız oldu. Hazine-i Fünun Dergisinde 1893 ve 1894 te birer gazeli 1895 te ise Mektep Mecmuası nda "Kur'an'a Hitab" adlı şiiri yayınlandı memuriyet hayatına başladı. Memurluk Hayatı Okulu bitirdikten hemen sonra Ziraat Bakanlığı nda (Orman ve Maadin ve Ziraat Nezareti) memur olan Mehmet Âkif memuriyet hayatını 1893 1913 yılları arasında sürdürdü. Bakanlıktaki ilk görevi veteriner müfettiş yardımcılığı idi. Görev merkezi İstanbul idi ancak memuriyetinin ilk dört yılında teftiş için Rumeli Anadolu Arnavutluk ve Arabistan'da bulundu. Bu sayede halkla yakın temas halinde olma imkânı buldu. Bir seyahati sırasında babasının doğum yeri olan İpek Kasabası'na gidip amcalarıyla tanıştı. 1898 yılında Tophane-i Âmire veznedârı Mehmet Emin Beyin kızı İsmet Hanım la evlendi; bu evlilikten Cemile Feride Suadi İbrahim Naim Emin Tahir adlı çocukları dünyaya geldi. Mehmet Âkif edebiyata olan ilgisini şiir yazarak ve edebiyat öğretmenliği yaparak sürdürdü. Resimli Gazete de Servet-i Fünun Dergisi'nde şiirleri ve yazıları yayımlandı. İstanbul da bulunduğu sırada bakanlıktaki görevinin yanı sıra önce Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi (1906)'nde kompozisyon (kitabet-i resmiye) sonra Çiftçilik Makinist Mektebi'nde (1907) Türkçe dersleri vermek üzere öğretmen olarak atandı. II. Meşrutiyet Yılları İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde Mehmet Âkif Umur-ı Baytariye Dairesi Müdür Muavini idi. Meşrutiyet'in ilanından 10 gün sonra arkadaşı rasathane müdürü Fatin Hoca onu on bir arkadaşı ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye yaptı. Ancak Mehmet Âkif üyeliğe girerken edilen yeminde yer alan "Cemiyetin bütün emirlerine bilâkayd ü şart (kayıtsız şartsız) itaat edeceğim" cümlesinde geçen "kayıtsız şartsız" ifadesine karşı çıkmış "sadece iyi ve doğru olanlarına'" şeklinde yemini değiştirtmişti. Cemiyetin Şehzadebaşı İlmiye Mahfelinde Arap Edebiyatı dersleri veren Âkif Kasım 1908 de Umur-i Baytariye Müdür Muavinliği görevini sürdürürken Darülfünun da Edebiyat-i Osmaniye dersleri vermeye başladı. II. Meşrutiyet in Âkif'in hayatında en büyük etkisi meşrutiyetle birlikte yayın dünyasına adım atması olmuştu. Daha önce bazı şiirleri ve yazıları bir kaç gazetede

yayımladıysa da eser yayımlamaya uzun süredir ara vermişti. Meşrutiyetin ilanından sonra arkadaşı Eşref Edip ve Ebül ula Mardin in çıkardığı ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908'de yayımlanan Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı oldu. İlk sayıda Fatih Camii şiiri yayımlandı. Ebül'ula Mardin ayrıldıktan sonra dergi 8 Mart 1912'den itibaren Sebil'ür-Reşad adıyla çıkmaya devam etti. Âkif'in hemen hemen bütün şiir ve yazıları bu iki dergide yayımlandı. Gerek dergilerdeki yazılarında gerekse İstanbul camilerinde verdiği vaazlarda Mısırlı bilgin Muhammed Abduh'un etkisiyle benimsediği İslam Birliği görüşünü yaymaya çalıştı. 1910 yılında gerçekleşen Arnavutluk İsyanı onu çok üzmüş ve arkasından gelecek kötü olayları sezmişti. Balkanlar'da artan düşmanlık duygularını ve doğabilecek isyanları önlemek için bir şeyler yapma arzusu duydu ancak Balkan Savaşı ile hüsrana uğradı. 1914 ün başında iki aylık bir seyahate çıkarak Mısır ve Medine'de bulundu. Mısır seyahati hatıralarını "El Uksur'da" adlı şiirinde anlattı. 1913 te kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti'nin halkı edebiyat yoluyla aydınlatma amacı güden neşriyat şubesinde Recaizade Ekrem Abdülhak Hamid Süleyman Nazif Cenap Şahabettin ile beraber çalıştı. 2 Şubat 1913 günü Bayezid Camisi kürsüsünde 7 Şubat 1913 günü Fatih Camisi kürsüsünde konuşarak halkı vatanı savunmaya çağırdı. Mehmet Akif ve Teşkilât-ı Mahsusa Balkan Savaşı'ndan sonra ilk olarak Umur-i Baytariye görevinden (1913) sonra yayınlarının hükümetle uygun düşmemesi nedeniyle aldığı ikaz üzerine Darülfünun müderrisliği görevinden (1914) ayrıldı. Yalnızca Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi'ndeki görevine devam etti. Harbiye Nezareti ne bağlı Teşkilat-ı Mahsusa'dan gelen teklif üzerine İslam birliği kurma gayesi güden Almanya ya (Berlin e ) Tunuslu Şeyh Salih Şerif ile birlikte gitti. (1914). İngilizlerle birlikte Osmanlı'ya karşı savaşırken Almanlar'a esir düşmüş Müslümanların kamplarında incelemelerde bulundu ve farkında olmadan Osmanlı ya karşı savaşan bu Müslüman esirleri aydınlatmaya çalıştı. Fransız ordusundaki Müslümanlara yönelik yazdığı Arapça beyannameler cephelere uçaklardan atıldı. Almanya da iken yazdığı Berlin Hatıraları adlı şiirini dönünce Sebilürreşad da yayınladı. İstanbul'a döndükten sonra 1916 başlarında Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Arabistan'a gönderildi. Görevi bu topraklardaki Arapları Osmanlı'ya karşı kışkırtan İngiliz propogandası ile mücadele etmek için "karşı propaganda" yapmaktı. Mehmet Âkif Berlin'deyken heyecanla Çanakkale Savaşı ile ilgili haberleri takip etmişti. On dört ay süren savaşın zaferle sonuçlandığı haberini Arabistan'da iken aldı. Bu haber karşısında büyük coşku duydu ve Çanakkale Destanı'nı kaleme aldı. Arabistan dönüşünde iki ay Lübnan'da kalan Mehmet Âkif "Necid Çölleri'nden Medine'ye" şiirinde bu seyahatini anlattı... Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye Cemiyeti Lübnan da yaşayan Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa nın daveti ile 1918 de bu ülkeye giden Âkif Lübnan da iken Şeyhülislamlığa bağlı Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye Cemiyeti

başkatipliğine atandı. Ahmet Cevdet Mustafa Sabri Bediüzzaman Said Nursi gibi isimlerin kurduğu ve Osmanlı Devleti ile diğer İslam ülkelerinde çıkacak dini meseleleri halletmek İslam aleyhindeki gelişmelere yanıt vermek amacıyla kurulan bu örgütte çalışırken bir yandan da Said Halim Paşa'nın İslamlaşmak adlı eserini Fransızcadan Türkçeye çevirdi. Bu dönemde Anadolu toprakları işgale uğramış; Türk halkı Kurtuluş Savaşı 'nı başlatarak direnişe geçmişti. Bu harekete katılmak isteyen Âkif Balıkesir'e giderek 6 Şubat 1920 günü Zağnos Paşa Camii'nde çok heyecanlı bir hutbe verdi. Halkın beklenmedik ilgisi karşısında daha birçok yerde hutbe verdi konuşmalar yaptı ve İstanbul'a döndü. Bu arada Sebilürreşad idarehanesi Millî Mücadele ye katılmak için Anadolu ya geçmiş olanlarla İstanbul daki yakınlarının gizli haberleşme merkezi hâline gelmişti. Âkif Kurtuluş Savaşı nı desteklemesi nedeniyle 1920'de Dâr ül-hikmet il-islâmiye Cemiyeti'ndeki görevlerinden azledildi. Millî Mücadele'ye Katılması İstanbul'da rahat hareket etme olanağı kalmayan Mehmet Âkif görevinden azledilmeden az önce oğlu Emin'i yanına alarak Anadolu ya geçti. Sebil'ür-Reşad ı Ankara da çıkarması için Mustafa Kemâl Paşa'dan davet gelmişti. TBMM'nin açılışının ertesi günü olan 24 Nisan 1920 günü Ankara'ya vardı. Millî mücadeleye şair hatip seyyah gazeteci siyasetçi olarak katıldı. Ankara'ya varışından bir süre sonra ailesini de yanına aldırdı. Ankara ya geldiği günlerde Mustafa Kemâl Paşa Konya vali vekiline telgraf göndererek Âkif in Burdur milletvekili seçilmesini sağlamasını istemişti. Haziran ayında Burdur dan Temmuz ayında ise Biga dan mebus seçildiği haberi meclise ulaştı. Âkif Burdur mebusluğunu tercih etti. Böylece 1920-23 yılları arasında vekil olarak I. TBMM de yer aldı. Meclis kayıtlarında adı "Burdur milletvekili ve İslam şairi" olarak geçmektedir. Ankara'ya varır varmaz ona verilen ilk görev Konya Ayaklanması nı önlemek için halka öğütler vermek üzere Konya ya gitmekti büyük gayretine rağmen Konya da kesin bir sonuca ulaşamadı ve Kastamonu ya geçti. Halkı düşmana direnişe teşvik için 1920 yılının Kasım ayında Kastamonu daki Nasrullah Camisi'nde verdiği ateşli vaaz Diyarbakır da basıldı ve tüm vilayetlere ve cephelere dağıtıldı. Âkif Anadolu'ya geçerken Eşref Edip'e de arkasından gelmesini söylemişti. Eşref Edip Sebil'ür-Reşad Dergisi'nin klişesini de alıp İstanbul'dan ayrıldı. Son olarak 6 Mayıs 1921 günü derginin 463. sayısını yayımlamışlardı. Âkif derginin 464-466. sayılarını Eşref Ediple beraber Kastamonu'da yayımladı 464. sayı o kadar ilgi gördü ki birkaç kere basılıp Anadolu'ya ve askere dağıtıldı. 467. sayıdan itibaren yayıma Ankara'da devam ettiler. Derginin etkisi o kadar büyüktü ki yaydığı yoğun duyguların hâkimiyetindeki Türk halkları etkilenmesinden korkan Rusya gazetenin ülkeye girişini yasakladı. 1921'de Ankara'da Taceddin Dergahı'na yerleşen Mehmet Âkif Burdur milletvekili olarak meclisteki görevine devam etmekteydi. O dönemde Yunanlıların Ankara'ya

ilerleyişi karşısında meclisi Kayseri'ye taşımak için hazırlık vardı. Bunun bir dağılmaya yol açacağını düşünen Mehmet Âkif Ankara'da kalınmasını Sakarya'da yeni bir savunma hattı kurulmasını önerdi; teklifi tartışılıp kabul edildi. Mehmet Akif'in İstiklâl Marşı'nı yazması Aynı dönemde Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine ulusal marş yarışmasına katılmaya karar verdi. Konulan 500liralık ödül nedeniyle başlangıçta katılmayı reddettiği bu yarışmaya o güne kadar gönderilen şiirlerin hiç biri yeterli bulunmamıştı ve en güzel şiiri Mehmet Âkif'in yazacağı kanısı mecliste hâkimdi. Mehmet Âkif'in yarışmaya katılmayı kabul etmesi üzerine kimi şairler şiirlerini yarışmadan çektiler. Şairin orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17:45'te ulusal marş olarak kabul edildi. Âkif ödül olarak verilen 500lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar ül Mesai vakfına bağışladı. Mısır Yılları ve Kur'an Tefsiri İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilen Mehmet Âkif 1923 yılında Ankara'dan İstanbul a döndü. Abbas Halim Paşa'nın daveti üzerine kışı geçirmek için Mısır'a gitti. Gitmeden önce Kur'an'ı Türkçeye tercüme etmek için Diyanet İşleri ile anlaşma imzaladı. Kendisine teklif edilen bu görevi başlangıçta reddetmişti çünkü kendi eserlerini yazmak milli mücadele destanını yaratmak istiyordu ancak bu çeviriyi yapabilecek tek adam olarak görüldüğünden kabul etmesi için çok yoğun ısrar vardı ve kabul etmek zorunda kaldı. Bir kaç sene yazları İstanbul'da kışları Mısır'da geçirdi. (Türkiye'de gerçekleşen devrimleri kendi inançlarına ve ülküsüne aykırı gördüğü söylentileri vardır.) 1926 kışından sonra Mısır dan dönmedi. Kahire yakınlarındaki Hilvan'a yerleşti. Burada adeta inzivaya çekilerek Kur'an tercümesi üzerinde çalışmayı sürdürdü ancak 6-7 sene üzerinde çalıştıktan sonra sonuçtan memnun kalmadı ve bu sorumluluktan kurtulmak istedi. Sonunda 1932 de mukaveleyi fesh etti. Diyanet İşleri Başkanlığı hem tercüme hem yorumlama işini Elmalılı Hamdi Efendi'ye verdi. Âkif kendi yazdıklarını dostu Yozgatlı İhsan'a teslim etti ve ölür de gelmezse yakmasını nasihat etti. Mehmet Âkif Mısır yıllarında Kuran çevirisinin yanı sıra Türkçe dersleri vermekle meşgul olmuştu. Kahire'deki Câmi-ül Mısriyye" adlı üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi (1925-1936). Türkiye'ye Dönüşü ve Vefatı Siroz hastalığına tutulunca hava değişikliği iyi gelir düşüncesiyle önce Lübnan a sonra Antakya ya gitti fakat Mısır a hasta olarak döndü. 17 Haziran 1936 da tedavi için İstanbul a döndü. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul da Beyoğlu ndaki Mısır Apartmanı nda hayatını kaybetti. Edirnekapı Mezarlığı na gömüldü. Cenazesine resmi bir katılım olmadı ancak büyük bir üniversiteli genç topluluk katıldı. Mezarı iki yıl sonra üniversiteli gençler tarafından yaptırıldı; 1960 ta yol inşaatı nedeniyle kabri Edirnekapı

Şehitliği'ne nakledildi. Mezarlıkta Süleyman Nazif ve arkadaşı Ahmet Naim Bey'in arasında yatmaktadır. Mehmet Akif'in Edebî Hayatı Mehmet Âkif şiir yazmaya Baytar Mektebi'nde öğrenci olduğu yıllarda başladı. Yayımlanan ilk şiiri Kur'an'a Hitap başlığını taşır. 1908'den itibaren aruz ölçüsü kullanarak manzum hikâyeler yazdı. Hikâyelerinde halkın dert ve sıkıntılarını anlattı. Balkan Savaşı yıllarından itibaren destansı şiirler yazmaya başladı. İlk büyük destanı Çanakkale Şehitleri'ne başlıklı şiiridir. İkinci büyük destanı ise Bursa'nın işgali üzerine yazdığı Bülbül adlı şiiridir. Üçüncü olarak da İstiklâl Marşı'nı yazarak İstiklâl Savaşı'nı anlatmıştır. "Sanat sanat içindir" görüşüne karşı çıkan Mehmet Âkif dinî yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemişti. Edebiyat dili olarak Millî Edebiyat akımına karşı çıktı ve edebiyatta batılılaşma konusunda Tevfik Fikret ile çatışmıştır. Mehmet Akif Ersoyun Eserleri Şairin Safahat adı altında toplanan şiirleri 7 kitaptan oluşmuştur. Şair İstiklâl Marşı'nı Safahat'a koymamıştır. Nedenini ise şöyle açıklar: "Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm". 1. Kitap: Safahat (1911) - 44 manzume içerir. Siyasal olaylar mistik duygular dünyevi görevlerden bahsedilir. 2. Kitap: Süleymaniye Kürsüsünde (1912) - Süleymaniye Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim'in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder. 3. Kitap: Hakkın Sesleri (1913) - Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir. Ateizme ırkçılığa umutsuzluğa çatılmaktadır. 4. Kitap: Fatih Kürsüsünde (1914) - Fatih Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar vaizin uzun konuşması ile devam eder. Tembellik irtica (gericilik) batı taklitçiliği eleştirilir. 5. Kitap: Hatıralar (1917) - Âkif'in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah'a yakarışını içerir. 6. Kitap: Asım (1924) - Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir. Eğitim-öğretim ırkçılık savaş vurgunculuğu batıcılık gibi pek çok konudan bahseder. 7. Kitap: Gölgesada (1933) - 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Herbiri yazıldıkları dönemin izlerini taşır. Üç tanesi ayet yorumu şeklindedir. 8. Kitap: Safahat (Toplu Basım) (ilki 1943) - 6 Safahatı'ı bir araya getirir. 1943'teki toplu basımının sonuna Âkif'in hayattayken basılmamış şiirlerini içeren Damadı Ömer Rıza Doğrul tarafından bir araya getirilmiş 16 manzumeden ibaret Son Safahat başlıklı bölüm eklenmiştir.

Mehmet'in Şiiri Sana çiçek getirdim dikkatini çekmek için, Her sabah karşıladım; Bir gülücük görmek için, selam durdum en önde; Bir günaydın bekledim: Okan'a gülümsedin; sanki beni görmedin... Seni sevdim öğretmenim yine de seni sevdim, Bisikletim olsaydı inan sana verirdim... Sabah kırağıda geldim, Buzda karda hep geldim; Çok üşüdüm öğretmenim üşümüşsün demedin... Didem hastalanmış Didem dedin Şebnem dedin, Züleyha yı Tolga'yı her fırsatta seversin... Hasta oldum bilerek, Bunu hiç fark etmedin... Sevgini kazanmayı bir tek ben beceremedim... Kapılarda bekledim, tahtayı hep ben sildim; Bazen ayağa kalktım, kimi zaman eğildim, Gözümden yaş aktı bazen, Kendi kendime sildim, Sana yakın olmayı bir tek ben beceremedim... Yedi binlere kadar yazın dedin, Parmaklarım tutuldu yazmaktan vazgeçmedim... Defterine baktın Aytuğ ile Figen'in, Dokuz yaprak doldurdum ödevimi görmedin... Şiir verdin Nalan'a, Zühal'in resmini övdün, Süreyya'ya güven verdin, beni hiç mi sevmedin? Gücensem de öğretmenim, hiç kızmadım, Renk vermedim: Arka sıradaki Mehmet; seni seven Mehmet'in... Şiir : Saim Metin

BİR BARDAK SÜT Howard Kelly yoksul bir ailenin çocuğuydu. Kapı kapı dolaşarak bir şeyler satıyordu. O gün hiç satış yapamamıştı. Karnı açtı. Çalacağı ilk kapıdan yiyecek istemeye karar verdi. Kapıyı genç bir kadın açtı. Howard utandı ve sadece bir bardak su isteyebildi. Kadın kocaman bir bardak süt getirdi. Çocuk sütü içti, teşekkür ettikten sonra "Borcum ne kadar?" diye sordu. Genç kadın gülümseyerek, "Borcunuz yok. Annem bize yaptığımız iyiliğe karşı bir bedel almamamızı öğretti" dedi. Howard bir kez daha teşekkür ederek gitti. Yıllar sonra o genç kadın hastalandı. Onu büyük bir kentin hastanesine götürdüler. Kendisine Howard Kelly adlı genç bir doktor baktı. Howard kadını hemen tanıdı. Yıllar önce kendisine süt veren kadındı bu. Ama belli etmedi. Onu tedavi etti ve iyileştirdi. Kadının ödeyeceği fatura Dr. Kelly nin önüne geldi. Dr. Kelly bir not yazarak faturaya ekledi. Kadın faturayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyordu. Zarfı açtı ve notu gördü. Kâğıtta şunlar yazılıydı: "Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir."

15 MİLYON LİRAM VAR Öğretmen çocuğa sormuş. -Oğlum elini pantolonunun sağ cebine attın ve 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı.senin şimdi neyin var? -Öğretmen çocuğun 15 milyon liram var, cevabını beklerken çocuk cevap vermiş. -Herhalde üzerimde başka birinin pantalonu var öğretmenim! YAZI Bir gün bir cocuk 1. sınıfa başlamış.çocuk akşam eve geldiğinde babası yanına çağırmıs: -Minik Mehmet'im bugün okulda neler yaptınız?diye sormuş. Mehmet; -Babacığım, çizgiler çizdik bak! demiş. Yanlız adam hiç birşey görememiş Babası; -Yavrum ama burada hiç birşey yok! Demiş. Mehmet; -Öğretmen yazdı bende yazdım, öğretmen sildi bende sildim,demiş. EKSİ Öğretmen Murat'ı tahtaya kaldırıp işlem sormuş: -Şimdi buraya artı mı yoksa eksi mi gelmeli? Çocuk işaretin ne olduğunu kestirememiş. Arka sıralardan eksi diye kısık sesle biri seslenince eksi koymuş. Öğretmen sormuş:

-Bu eksi de nerden geldi? Çocuk alaycı bir gülümsemeyle: -Arka sıradan öğretmenim demiş. FELSEFE Ali Can okula gitmiş, Derse başlamislar. Ögretmen; - Kim cennete gitmek ister? demiş. Can hariç herkes parmak kaldirmis. Öğretmen Can'a : - Can sen cennete gitmek istemiyor musun? - Ama ögretmenim ya annem kızarsa.. - Niye kızsın annen oğlum boşu boşuna. Ayrıca herkes cennete gitmek ister. - Ama öğretmenim annem dedi ki; okuldan çıkınca hemen eve gel.

EĞLENCELİ BİLMECELER Bilmece: Termometrenin düşmesi neyi gösterir? Cevap: Çivisinin İyi Çakılmadığını... Bilmece: Bir Japon ne zaman merhaba der? Cevap: Türkçe Öğrendiği Zaman... Bilmece: İlk Türk bayrağını kim dikmiştir? Cevap: Terzi... Bilmece: Hiç kimsenin okuyadığı yazı hangisidir? Cevap: Alın Yazısı... Bilmece: Hangi piller patlar? Cevap: Torpiller.. Bilmece: Meyvelerin şefi hangi meyvedir? Cevap: Şeftali... Bilmece: Bir fil elektrik direğinden daha yükseğe zıplayabilir mi? Cevap: Elektrik direği zıplayamaz ki! Bilmece: Göze güzel görünen çakala ne denir? Cevap: HOŞ-ÇAKAL Bilmece: Hangi tene krem sürülmez? Cevap: Cevap: Antene Bilmece: Buzdolabına giren sineğe ne olur? Cevap: Yazık Bilmece: İçini boşaltınca büyüyen şey nedir? Cevap: Çukur

BİRAZ DAHA DİKKATLİ BAKAR MISINIZ! Resimlerde kaç tane insan var?

Yukardaki resimde iki farklı hayvan var.görebildiniz mi acaba? Yukardaki şekiller sanki dönüyorlar gibi Ne dersiniz?