1
2
ALBERT CAMUS CALIGULA DÖRT PERDELİK OYUN BÜTÜN OYUNLARI 2 3
Caligula, Albert Camus 1944, Éditions Gallimard, Paris 2015, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: Mart 2015, İstanbul Bu kitabın 1. baskısı 2 000 adet yapılmıştır. Yayına hazırlayan: Ayça Sezen Düzelti: Burçak Karabağ, Aylin Samancı Mizanpaj: Bahar Kuru Yerek Ka pak ta sarımı: Utku Lomlu / Lom Tasarım (www.lom.com.tr) Ka pak baskı: Azra Matbaası Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkapı-Zeytinburnu, İstanbul Sertifika No: 27857 İç baskı ve cilt: Ayhan Matbaası Mahmutbey Mah. Devekaldırımı Cad. Gelincik Sokak No: 6 Kat: 3 Güven İş Merkezi, Bağcılar, İstanbul Sertifika No: 22749 ISBN 978-975-07-2416-9 CAN SANAT YAYINLARI YA PIM VE DA ĞI TIM TİCA RET VE SA NAYİ LTD. ŞTİ. Hay ri ye Cad de si No: 2, 34430 Ga la ta sa ray, İstan bul Te le fon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 canyayinlari.com y a y i n e v i @ c a n y a y i n l a r i. c o m Sertifika No: 10758 4
ALBERT CAMUS CALIGULA DÖRT PERDELİK OYUN BÜTÜN OYUNLARI 2 1957 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ Fransızca aslından çeviren Ayberk Erkay 5
Albert Camus nün Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Yabancı, 1981 Mutlu Ölüm, 1991 Tersi ve Yüzü, 1992 Yolculuk Günlükleri, 1993 İlk Adam, 1994 Yaz, 1994 Başkaldıran İnsan, 1995 Düğün / Bir Alman Dosta Mektuplar, 1995 Sürgün ve Krallık, 1996 Sisifos Söyleni, 1997 Veba, 1997 Düşüş, 1997 Asturya da İsyan / Bütün Oyunları 1, 2015 Yanlışlık / Bütün Oyunları 3, 2015 Sıkıyönetim / Bütün Oyunları 4, 2015 Adiller / Bütün Oyunları 5, 2015 6
AL BERT CA MUS, 1913 te Ce za yir de dünya ya gel di. Ce za yir Üni ver - si te si nde sürdürdüğü fel se fe öğre ni mi ni sağlık ne den le riy le yarıda bı - raktı. 1938 de Pa ris e git ti, ilk yapıtları Ter si ve Yüzü ve Düğün bu dö n e m d e y ay ı m l a n d ı. E d e b i y a t d ü n y a s ı n a a s ı l g i r i ş i n i, 19 4 2 d e y a y ı m l a n a n Ya bancı adlı ro manı ve Si si fos Söyle ni b a ş l ı k l ı f e l s e f i d e n e m e s i b e l i r l e d i. B i r b i r i n i t a m a m l a y a n b u i k i y a p ı t t a, v a r o l u ş ç u i z l e r t a ş ı y a n s a ç m a f e l s e f e s i n i g e l i ş t i r d i. Baş kaldıran İnsan, Yaz, Sürgün ve Krallık isim li eserleriyle hem ede bi yat hem de düşünce alan larında yet kin li ği ni kanıtladı. Mut lu Ölüm ve İlk Adam adlı ro man ları ölümünden son ra yayımlandı. 1957 de No bel Ede bi yat Ödülü ne de ğer görülen ve bugün XX. yüzyıl ede bi yat ve düşünce dünyasının en önem li isimlerinden bi ri ka bul edilen Ca mus, 1960 ta bir trafik ka zasında ya şamını yi tir di. AYBERK ERKAY, Fransız edebiyatı, çağdaş felsefe ve tiyatro kuramları eğitimi aldıktan sonra akademik ve yazınsal çalışmalarını bu alanlarda sürdürdü. Farklı Batı dillerinden çok sayıda edebî eseri dilimize kazandırdı. Arthur Rimbaud, Stendhal, Stéphane Mallarmé, Guillaume Apollinaire, William Blake, Tristan Tzara, Antonin Artaud, Boris Vian, Georges Bataille, Louis-Ferdinand Céline, Bernard-Marie Koltès gibi Batı edebiyatının farklı türlerinde öncülük etmiş isimlerden yaptığı tercümelerin yanı sıra kıyıda kalmış metinler üzerine yaptığı araştırmalar, yazınsal çalışmalar ve incelemelerle alana katkıda bulundu. 7
8
Kişiler CALIGULA CÆSONIA HÉLICON SCIPION GENÇ SCIPION CHEREA METELLUS LEPIDUS OCTAVIUS SARAY İDARECİSİ MEREIA MUCIUS MUHAFIZLAR KÖLELER ŞAİRLER Olaylar Caligula nın sarayında yaşanmaktadır. Birinci perde ile ikinci perde arasında üç yıllık zaman aralığı vardır. 9
10
BİRİNCİ PERDE Birinci sahne Soylu yurttaşlar sarayın bir odasında toplanmışlardır. İçlerinden biri oldukça yaşlıdır. Gergin oldukları her hallerinden bellidir. Hâlâ haber yok. Sabah yok, akşam yok. İKİNCİ SOYLU Üç gündür haber yok. Gidiyor ulaklar, dönüyor ulaklar, başlarını sallıyor, aynı lafı ediyorlar: Haber yok. İKİNCİ SOYLU Aranmadık yer kalmadı, başkası gelmez elden. 11
Kuruntu etmenin manası yok. Bekleyelim derim. Çekip gittiği gibi, dönüp gelecektir elbet. Saraydan ayrılırken gördüm onu. Tuhaf bakıyordu gözleri. Ben de gördüm, sordum neyin var diye. Yanıt verdi mi? İKİNCİ SOYLU Hiç, dedi, o kadar. Bir süre sessizlik. Hélicon girer, soğan yemektedir. İKİNCİ SOYLU (Halen gergindir.) Bunun sonu iyi değil. Genç adam nihayetinde, tabii şeyler bunlar. Muhakkak, diner ateşi zamanla. Diner mi dersiniz? İKİNCİ SOYLU Umalım ki bir an evvel unutsun. 12
Unutacaktır! Biri gider, onu gelir. HÉLICON Ne malum gönül meselesi olduğu? Başka ne olabilir sebebi? HÉLICON Karaciğer, olamaz mı? Ya da sabah akşam yüzünüzü görmekten midesi bulanmıştır. Kolay şey mi aynı suratlara katlanmak ömür boyu? Ara sıra başka yüzler görse belki dayanır ama nerede! Her gün aynı yemek, her öğün yahni! Ben gönül meselesi olduğuna inanmayı tercih edeceğim, öylesi daha hoş geliyor. HÉLICON Zarar gelmez öylesinden, mühim olan tarafı o. Malum, akıllı deli ayırmıyor aşk denen illet. Tutuldu ya bir illete, şükür ki her keder fani şu dünyada. Sizler söyleyin, ıstırap çekebilir misiniz bir yıldan fazla? İKİNCİ SOYLU Benim elimden gelmez. Kimsenin gücü yetmez. 13
Yaşanmaz olur hayat. Ne güzel söylediniz. Misal, buyurun bendeniz geçen yıl karımı kaybettim malumunuz. Gece gündüz gözyaşı döktüm ardından fakat sonra ne oldu... unuttum. Elbet, halen arada yüreğim sızlıyor fakat neticeye bakın asıl siz, geçti gitti işte. Derdi veren tabiat, dermanı da veriyor insana. HÉLICON Sizi tanıyana kadar ben de öyle bilirdim. Cherea girer. Haber var mı? Hâlâ yok. CHEREA HÉLICON İtidal beyler, itidal. Duruşumuzu muhafaza edelim. Ro ma İmparatorluğu, unutmayın ki bizzat bizleriz. Biz güçten düşersek imparatorluk perişan olur. Şu vakitte buna asla müsaade edemeyiz! İlk iş olarak şu anda yapmamız gereken, afiyetle karnımızı doyurmaktır, biz yiyelim ki imparatorluk güçsüz düşmesin. Doğru söylüyor, telaşa mahal yok, hele bir dereyi görelim... 14
CHEREA Canımı sıkıyor bu gidişat. Yolunda giderken her şey. Böylesini bulmuşken başımızda. İKİNCİ SOYLU Haklı, kusursuz bir imparatordu: Vicdanlı ve tecrübesiz. Bu kadar sızlanmanın manası yok, nedir bu haliniz durduk yere? Elbet tahtına dönecektir, buna mani bir durum yok ortada. Kabul ediyorum, Drusilla yı seviyordu. Seviyordu ama kız kardeşiydi nihayetinde; olmayacak işe kalkışıp yatağına dahi aldı. Fakat kadın öldü diye koskoca Roma yı felakete sürüklemeye hiç kimse cüret edemez. CHEREA Gözü dünyayı görmez olmuş. Korkar oldum ben, bu kaçış hayra alamet değil. Doğru diyor, ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Teferruatın önemi yok, devletin bekası gereği ensest bir ilişkinin faciaya dönüşmesine katiyen müsaade edilemez. Ensest yaşanmıştır, doğrudur fakat bu mevzu burada kalmalı, saray dışına çıkmamalıdır. HÉLICON Orasına sözüm yok fakat takdir edersiniz ki ensest ilişki pek bir ses getiriyor. Tabirimi mazur görün lakin yatak gıcırdadı bir kere, bütün komşular uyandı gürültüden. Hem yeri gelmişken sorayım, bu çekip gidişin Drusilla yla alakalı olduğunu nereden çıkarıyorsunuz? 15
16
17