Ünivers. Dokuzuncu yıl açılış töreni. İzmir Ekonomi Üniversitesi İktisadi. Girişimciler İEÜ de buluştu. Hakan Tartan.



Benzer belgeler
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ FAALİYET RAPORU

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

EYLÜL - EKİM BÜLTENİ

ETKİNLİK RAPORU tarihli olağan Genel Kurulda bizlere bu derneği adımıza yaraşır bir biçimde yönetmek üzere görevlendirdiniz.

Malzeme Şenliği' Mart 2018

yılları arasında Yeni Şafak Gazetesinin İnternet Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi.

İçindekiler. Hakkımızda Misyon Vizyon TKYD Üyelik Ayrıcalıkları Faaliyetler

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

ÇAĞDAŞ EĞİTİM KOOPERATİFİ ÖZEL 3 MART İLKÖĞRETİM OKULU

OSMAN ADĠL DEMĠRCĠOĞLU ĠLE DETAYLI BĠR RÖPORTAJ YAPTIK. BU RÖPORTAJLA ĠLGĠLĠ

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

DEÜKARİYERİM KARİYER YÖNETİM SİSTEMİNİN AMACI Dokuz Eylül Üniversitesinde, öğrenimi devam eden ve mezun öğrencilerin etkin bir şekilde kariyer

Staj. 128 Ülke Liderlik Fırsatı den beri Dünyanın En Büyük Gençlik Organizasyonu Üye

r o rmıanmaıra mar.maıa

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

GAZ ANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok

BİZ SİZ HEPİMİZ. Biz: Hakkımızda I Siz: Misyonumuz I Hepimiz: Vizyonumuz

LBG ISTANBUL,YILDIZ PARTNERLİK KİTAPÇIĞI

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

2011 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

Bilgi Çağına Uyumlu, Doğru Kariyer Yolları

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2015 / Sabancı Center

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

İŞTE OTİZM VE ASPERGER SENDROMU BİRLİĞİ

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ. Türkiye İnovasyon Haftası 2015 KBÜELAR Takımı Faaliyet Raporu KBÜ ELAR

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2016 / Sabancı Center

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

BİLGİ İşletme

Cumhuriyet Halk Partisi

GÖKYÜZÜNDE FARK YARATANLAR Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Kişisel Gelişim Programı

Hukuk ve Hukukçular için İngilizce/ English for Law and Lawyers

5. KARİYER GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİ

Üniversiteler İş Sağlığı ve Güvenliği Platformu İzmir KOÇ ÜNİVERSİTESİ

Bölüm Profili. Gediz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü nde ;

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

AĞUSTOS 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

2016 KONYA İKİ DOĞU İKİ BATI ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER AKADEMİSİ BAŞVURU KLAVUZU

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

TRABZONSPOR ŞENOL GÜNEŞ STADYUMU AÇILIŞI


ÖZGEÇMİŞ. İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım İstanbul Ü. 2007

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Şerafettin TUĞ Kaymakamı

LİBYA NIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI PROGRAMINDA TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ KONFERANSI 10 NİSAN 2013, ANKARA

DİCLE ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Öğrenci Memnuniyet Anketi

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ KARİYER MERKEZİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

ATAA'dan Michigan Eyalet Üniversitesi'nde Öğrenci Yönlendirme Programı

Yrd. Doç. Dr. M. Arcan TUZCU

Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ. Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI KARİYER GELİŞTİRME MERKEZİ İSTANBUL KAGEM FAALİYETLERİ

ÖZEL KOCAELİ MARMARA ANAOKULU İLKOKULU AKADEMİK TAKVİM KOCAELİ PRIVATE MARMARA KINDERGARTEN PRIMARY SCHOOL ACADEMIC CALENDAR

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK FAKÜLTESİ BİTİRME PROJELERİ YARIŞMASI

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ

%30 u İngilizcedir. MÜDEK 2/27

SAĞLIK KÜLTÜR ve SPOR DAİRE BAŞKANLIĞININ 2012 YILI SOSYAL FAALİYETLERİNDEN GÖRÜNTÜLER

BURCU GERİŞ, Başkan Yardımcısı ve CFO, TAV Havalimanları Holding

KASIM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Muazzez ve Yaşar Şapçı Ortaokulu. Okullar Hayat Olsun Projesi 2014 Yılı Çalışma Raporu

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Pazartesi Basın Gündemi

YOZGAT TİCARET VE SANAYİ ODASI Yılı Faaliyet Raporu

Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI KONTENJAN TESBİT FORMU

Bu bölümde A.B.D. nin tarihi ve A.B.D. hakkında sıkça sorulan konular hakkında genel bilgilere yer verilmektedir.

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İTÜ SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ KULÜBÜ

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

XI. REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA ANA BİLİM DALI BAŞKANLARI TOPLANTISI 8-9 Haziran 2012 Kars

Marmara Üniversitesi Kurumsal İletişim ve Marka Yönetimi Sertifika Programı Marmara University Corporate Communication & Brand Management Program

Fotoğraf: Rektörümüz Sayın Prof. Dr. İlyas Çapoğlu nun Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu Ziyareti

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

Transkript:

Zülal Kalkandelen Zülal Kalkandelen ismini bilenler kendisini Roll Dergisi ndeki müzik ya da Cumhuriyet Gazetesi ndeki New York yazılarından bilirler. Kalkandelen in New York un kültürel ve sosyal yaşamına ışık tutan denemelerden oluşan ilk kitabı New York u Yaşamak 2003 te yayımlandı.yazarın bu kitaptan başka iki eseri daha bulunmakta. 8 de Hakan Tartan Bu sayımızdan itibaren sizlere İletişim Fakültesi Danışma Kurulu üyelerimizi tanıtmaya başlıyoruz. İEÜ İletişim Fakültesi Danışma Kurulu Başkanı Hakan Tartan ise ilk konuğumuz. Hakan Tartan ile muhabirlikten yazarlığa uzanan çok yönlülüğünü, İzmirlilik kimliğini ve Konak Belediye Başkanı olarak projelerini konuştuk. 4 de Ünivers İEÜ İletişim Fakültesi Uygulama Gazetesi Atatürk Haftası Dokuzuncu yıl açılış töreni Mezunumuz Bahar Puralıgil İzmir Ekonomi Üniversitesi nin (İEÜ) 9. akademik yılı açılışına katılan Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, öğrencilere yeni dönemin ilk dersini verdi. Demirel, üniversitenin dokuzuncu akademik yılında dokuzuncu cumhurbaşkanı olarak burada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konuşmasının ardından Demirel e, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Attila Sezgin ve Mütevelli Heyeti Başkanı Ekrem Demirtaş, üniversitenin önceki yıllardaki akademik yıl açılışlarında yaptığı konuşmalarından derlenen Süleyman Demirel 2001-2009 Konuşmaları isimli kitabı hediye ettiler. Daha sonra öğrencilerin dans gösterilerine yer verildi. Demirel, söylenen 10. Yıl Marşı na Türk Bayrağı sallayarak eşlik etti. Demirel, açılış yemeği çıkışında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Demirel, gazetecilerin, Hükümetin açıkladığı Demokratik Açılım paketini nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna; Bunlar çok ciddi şeyler. Ayaküstü konuşulmaz cevabını verdi. Bir Ekrem Demirtaş, Süleyman Demirel ve Atilla Sezgin gazetecinin, açılışta yaptığı konuşmasında, 20 seneye yakın güç verdi. İzmirlilere ben kişilerin bakabilecekleri kadar çocuk yapması gerektiğini söylediğini hatırlatması ve miz var. Anadolu nun her yerine de var minnettarım. İzmir e müstesna bir sevgi- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın da üç tabii ki. Siyaset çok kişiyle yapılır. Herkese çocuk yapılmasıyla ilgili sözlerini sorması yer vardır. Siyasetteki kural Bir elin nesi üzerine Süleyman Demirel; Yaparsanız, var iki elin sesi vardır. Siyasette, az olalım, çocuklar işsiz kalır dedi. Demirel, Demokrat Parti deki yeni yapılanma çalışlım olur. şeklinde karşılık verdi. biz olalım olmaz. Çok olalım, hepimiz olamaları konusundaki sorulara; İzmir bana İtalya da ünlü bir dergide çalışan 2008 Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü mezunlarımızdan Bahar Puralıgil ile yurtdışında çalışmanın avantajları ve dezavantajları, iş bulma sürecini ve İEÜ lü olmanın ona kattıkları üzerine bir röportaj yaptık. Kampüs2 Öğrenci Dekanlığı İEÜ nün gizli kahramanlarını tanıtmaya devam ediyoruz. Üniversitemiz içerisindeki birçok aktivitenin, sosyal ve kültürel oluşumun içerisinde çok güçlü bir temel yapı taşı mevcut: Öğrenci Dekanlığı Öğrenci Dekanı Mine Kayıcan kapılarını Ünivers e açtı. Kampüs3 Hasan Fehmi Bey Girişimciler İEÜ de buluştu İzmir Ekonomi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ve ekogirişim tarafından düzenlenen Uluslararası Girişimcilik Kongresi nde akademisyenler, kamu kurum ve özel sektör temsilciler ve öğrenciler bir araya geldi. Açılış konuşmasında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alev Katrinli, girişimciliğin teşvik edilmesi ile gelişmekte olan ülkelerin istihdam oranları, uluslararası pazarlardaki rekabet güçleri, dolayısıyla refah ve gelişmişlik düzeylerinin artacağına dikkat çekti. Girişimcilik teşviki ile teknolojiyi ve pazardaki yenilikleri yakından takip eden, etkili ve verimli çalışan kurumların yaratılması sağlanacaktır. sözleri ile konuşmasına devam eden Prof. Dr. Katrinli, Böylelikle; yeni kurulan veya faaliyette bulundukları pazarlara yeni açılımlar getiren firmalar istihdamda olumlu yönde katkıda bulunacak ve ülke ekonomisinin gelişmesinde büyük rol oynayacaklardır. dedi. Kongre boyunca girişimciliğin farklı boyutlarıyla ele alınacağını ileten Prof. Dr. Alev Katrinli, KOBİ lerin karşılaştıkları sorunlara farklı kesimlerden katılımcılarla çözüm önerilerinin geliştirileceğini belirtti. Prof. Dr. Katrinli, kongre süresince; girişimcilik, inovasyon, girişimcilik finansmanı, kurumsallaşma, BASEL, e- işletmecilik, pazarlama, risk yönetimi ve aile şirketlerinde yönetim gibi KOBİ leri ilgilendiren temel konularda bilimsel makalelerin sunulacağını söyledi. Kongrenin açılış oturumunu ise Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu, gerçekleştirdi. Müftüoğlu, girişimcilik kavramı konusunda genel bir değerlendirme yaparak, rekabetin geliştiği global pazarda inovatif düşünebilme yetisinin ve girişimcilik yeteneklerinin geliştirilmesinin sağlayacağı faydalardan bahsetti. Prof. Dr. Müftüoğlu, dünyanın bulunduğu rekabetçi düzene değinerek Alın teri değil, akıl teri önemlidir. dedi. Aynı zamanda Müftüoğlu ülkemiz genç nüfusunun Türkiye için büyük bir avantaj olduğunu dikkat çekerek bu avantajın doğru kullanılmaması durumunda dezavantaja dönüşebileceğini belirtti. Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu, gençlere girişimcilik ruhunun aşılanması ve inovatif düşünme yetkinliğinin kazanılması konusunda üniversitelere büyük görevler düştüğüne işaret etti. İçindekiler» Kampüs2-4 z Gündem5 z English6 z İnceleme7 z Medya8 z Kültür-Sanat9 z Dosya10 z Rehber11 z Spor12 Bu sayımızda, gazetecilikle ismi özdeşleşen, öyle ki, öldürüldüğü gün olan 6 Nisan 1909 tarihini Basın Şehitleri ni anma günü olarak kabul edilen bir isimden bahsedeceğiz. Türk Basın Tarihi nde katledilen ilk gazeteci: Hasan Fehmi Bey i sizlere tanıttık. Melih Şendil Dosya10 Her hafta farklı bir stadtan relevizyonlarımıza konuk olan, pazartesi günleri haftanın renkleri programında bizleri futbolun başka diyarlarına yolculuğa çıkaran, 1992 yılında başladığı sipikerlik kariyerinde kendine haz bir tarz oluşturan Melih Şendil ile görüştük Spor12

02 Kampüs İzmir Ekonomi Rotaract Kulübü nü tanıyalım İzmir Ekonomi Rotaract Kulübünü anlamak için belki de öncelikle rotaract nedir bunu bilmek gerekiyor. Çünkü günümüz Türkiye sinde rotaractın ne olduğunu, vizyonunu misyonunu bilen kişi sayısı pek de fazla değil. İzmir Ekonomi Rotaract Kulübünü anlamak için belki de öncelikle rotaract nedir bunu bilmek gerekiyor. Çünkü günümüz Türkiye sinde rotaractın ne olduğunu, vizyonunu misyonunu bilen kişi sayısı pek de fazla değil. Rotaract 1960 lı yıllarda Uluslar Arası Rotary Yönetim Kurulu tarafından kurulmuş. Rotaract kelimesi Rotary ve Action kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş. 18 ile 30 yaş arasında olan genç kadın ve erkeklerin topluma ve kendilerine karşı sorumlu birer birey aynı zamanda liderlik potansiyeline sahip kişilik kazanmaları için kurulmuş. Rotaract kulüplerinin kurulabilmesi ve etkin bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri için onları her yönden destekleyen, yol gösteren, danışmanlık yapan bir rotary kulübünün olması gerekmektedir. Rotary kulübü faaliyetlerine Hizmet yolu ile evrensel dostluk sloganı yön verir. Çoğu zaman kendinden önce hizmet mantığıyla topluma hizmet etmek aynı zamanda da kişisel olarak kendilerini geliştirmek amacındadırlar rotaractörler. Şu anda dünya üzerinde 180.000 den fazla rotaractör ve 7. 458 adet rotaract kulübü bulunmaktadır. Türkiye de ise 2.450 rotaractör ve 140 kulüp bulunmaktadır. Peki ne yapar rotaract kulüpleri? Hizmet, liderlik gelişimi ve profesyonel gelişim projeleri olmak üzere yapılan üç çeşit proje vardır. Hizmet projeleri toplumun hayat kalitesini evde ve dışarıda arttırmak için yaratılmıştır. Bu projeler çevre, okuma, yazma, açlık ve sağlık sorunları gibi en kritik ve güncel sorunların çözümünü sağlamaya yöneliktir. Her rotaract kulübünden biri topluma hizmet diğeri uluslar arası anlayışı teşvik için yılda en az iki büyük hizmet projesi tamamlaması istenir. İzmir Ekonomi Rotaract kulübü ise 2007 yılında Bostanlı Rotary Kulübünün destekliğinde Türkiye nin ilk üniversite rotaract kulübü olarak kurulmuş, sırasıyla Nilsu Özdağ ve Pelin Bekiroğlu nun başkanlığıyla büyük başarılarla çok hassas projeler yaratmıştır. Nilsu nun başkanlık döneminde Dokuz Eylül Hastanesi Çocuk Onkoloji bölümüne yapılan sinema odası çocukların hastanede geçirdiği zamanı birazcık da olsa farklı kılmak için yaratılmıştır. Kızılay la ortak olan Kan Bağışı projesi bir hafta boyunca üniversitemiz bünyesinde gerçekleşmiş başta İzmir Ekonomi Rotaract Kulübü üyeleri olmak üzere 100 den fazla öğrenci kan bağışı yaparak ihtiyacı olan insanlara yardım etmiştir. Ayrıca Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfıyla yapılan ortak projede. Maddi durumu iyi olmayan 300 öğrenciye Yılbaşı Balosu düzenlenmiş ve hepsine yılbaşı hediyeleri verilmiştir. Böylece İzmir Ekonomi Rotaract Kulübü de minik çocukları gülümsetmenin mutluluğunu yakalamış oldu. Buna ek olarak TEGV binasının tüm sınıflarına Atatürk resmi, klima ve kitap bağışı yapıldı. Bir başka topluma hizmet projesiyse Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği üyelerine Çanakkale şehitliği gezisi düzenlendi ve maddi bağış yapıldı. Kulübün bu dönemki başkanı Cemre Ursavaş başkanlık ceketini geçtiğimiz aylarda giydi. Topluma hizmet edecek projelerin yanı sıra kişisel gelişimlerini artırıcı faaliyet- İzmir Ekonomi Üniversitesi Rotaract Kulübü ler ve mesleki gelişim projeler de dönem kulübün hedefleri arasında yer almaktadır. Bir başka dönemsel hedef ise Uluslararası Rotaract ı toplumsal sorumluluk sahibi, duyarlı gençlere tanıtıp, nitelikli üyeler kazanıp, daha çok hizmet ve dostluğa ulaşmaktır. Meslek edindirme, okuma yazma, sağlık projeleri, eğitim, açlık, su tasarrufu vb. gibi evrensel konular üzerindeki çalışmalar da dönem projeleri arasında yer alacaktır. Sizde rotaractör olmak isterseniz: mailto:cemreursavas@hotmail.com cemreursavas@hotmail.com adresi ile iletişime geçip toplantılara katılabilirsiniz. Mezunlarımızdan Bahar Puralıgil in başarı öyküsü İtalya da ünlü bir dergide çalışan 2008 mezunlarımızdan Bahar Puralıgil ile yurtdışında çalışmanın avantajları ve dezavantajları, iş bulma sürecini ve İzmir Ekonomili olmanın ona kattıkları üzerine bir röportaj yaptık. Kendi hikayenizden biraz bahsedilir misiniz? 1985 İzmir doğumluyum. 1996-2003 arası İzmir Amerikan Kolejinde okuduktan sonra, İzmir Ekonomi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümüne girdim. 2008 de okulum bittikten sonra Milano da European School of Economics te bir yıl Uluslararası Pazarlama masterı yaptım. Şu an master programıma dahil olan stajımı İtalya da The Work Style Magazine dergisinde yapmaktayım. layalı henüz iki ay oldu. Buraya okul aracılığıyla stajyer olarak girdim. Ancak burada stajerlik kavramı Türkiye deki birçok şirketten daha farklı, şirketin normal bir çalışanı gibi sorumluluklarınız oluyor. Mesela ben derginin bir sonraki sayısı için İzmir le ilgili dört sayfalık bir makale yazdım. Dergide çalışmak zevkli fakat yorucu bir iş. Ancak yurtdışında böyle bir tecrübe edindiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Herkese mutlaka tavsiye ederim! Bahar Puralıgil Böyle ünlü bir dergide çalışmanın avantajları ve dezavantajları neler? Uluslararası bir dergi olduğu için konular, yazarlar, hatta fotoğrafçılar bile hep dünyanın farklı yerlerinden seçiliyor. Bu bence çok büyük bir avantaj, çünkü bu kişilerle sürekli iletişim halindeyiz ve bu da çok geniş bir network imkanı sağlıyor. Çalışma saatleri uzun ve yorucu bir iş ancak bunu bir dezavantaj olarak görmüyorum, her işin kendi zorlukları mutlaka var. Mezun olduktan sonra nasıl bir süreç geçirdiniz? Mezun olduktan sonra ilk birkaç hafta mezun olmanın verdiği rahatlıkla her şey çok güzel geçiyor. Ancak bir süre sonra bir boşluğa düşüyorsunuz, yani hayatımızda okulun ya da işin olmaması aslında göründüğü kadar keyifli değil. Ancak ben okulumun son döneminde daha sonrasında ne yapacağıma zaten karar vermiştim. O süreç benim için okul ve vize başvurularıyla geçti. The Work Style Magazine dergisiyle olan maceranızı bizlerle paylaşabilir misiniz? The Work Style Magazine de çalışmaya baş- İzmir Ekonomi Üniversitesi size neler kattı? Ekonomi Üniversitesi ben girdiğim yıl henüz yeni sayılabilecek bir üniversiteydi. Hatta okuduğum bölümün ilk dönem öğrencilerinden biriyim. Okulda gerçekten kaliteli bir eğitim aldım. Ancak sunu özellikle belirtmek istiyorum ki, okulda ikinci yabancı dilin zorunlu olması öğrenciler için gerçekten çok büyük bir avantaj. Hatta makalem için Ekrem Demirtaş ile görüştüğümdekendisinede belittim. Bence haftada dört saatten daha fazla ders konulmalı. Bunun sadece iş hayati için değil, kişinin kendine olan özgüveni için de ne kadar önemli olduğunu, mezun olduktan sonra insan daha iyi anlıyor. Türkiye de çalışmak ile yurtdışında çalışmanın farklılıkları sizce neler? Daha önce de belirttiğim gibi, burada işe yeni başladığınız andan itibaren büyük sorumluluklar yükleniyorsunuz. Tabii ki bir alışma suresi tanıyorlar ancak bir an önce takimin bir parçası oluyorsunuz. Böylece işi daha çabuk kavrayıp kendinizi gösterme fırsatını da daha çabuk buluyorsunuz. Bunun dışında bence imkanı olan herkes, çalışmak için olmasa da en azından eğitim için, hatta kısa dönem bir dil kursu için mutlaka yurtdışında yaş ama tecrübesi edinmeli. Çünkü zorlukları bir yana, size kattıkları ve keyfi gerçekten çok büyük.

Kampüs 03 İEÜ yapı taşlarından: Öğrenci Dekanlığı Üniversitemiz içerisindeki birçok aktivitenin, sosyal ve kültürel oluşumun içerisinde çok güçlü bir temel yapı taşı mevcut: Öğrenci Dekanlığı Öğrenci Dekanı Mine Kayıcan kapılarını Ünivers e açtı. Radyo İzmir Ekonomi Yayında http://comm.ieu.edu.tr/radyo/radyo_index.html Radyomuzu dinlemek için; http://www.ieu.edu.tr ON AIR butona tıklayınız. Halil Türkden: Öncelikle okuyucularımıza Öğrenci Dekanlığı nın ne iş yaptığını, nelerle uğraştığını ve hangi alanlarda okula destek sağladığını aktaralım dilerseniz. Mine Kayıcan: Öğrenci Dekanlığı öğrencilerin okuldaki ilk günlerinden bu yana onların yanında yer alarak, gerek akademik gerekse günlük yaşantılarında yanlarında yer alarak bir bakıma onların arkasında durmaya çalışıyor. Sosyal ve kültürel alandaki çalışmalarımızla öğrencilere sadece akademik alanlarda değil, ders dışında geçirdikleri boş vakitlerde de danışmanlıkta ve mimarlıkta bulunuyoruz. Ayrıca ülke çapında düzenlenen eğitim fuarlarında üniversitemizin tanıtımını yapıyoruz. İl il, bölge bölge dolaşarak İzmir Ekonomi Üniversitesi nin sunmuş olduğu ayrıcalıklarından söz ediyoruz. Öğrenciler Dekanlık ile akademik yaşamlarında ilk ne zaman karşılaşıyorlar? Üniversite adaylarına ve bazı eğitim kurumlarına Üniversite Giriş Sınavı sonrasında doğru seçimler yapılabilmesi açısından bazı çalışmalarımız oluyor. Yaz aylarında daha onlar kayıt olmadan, okulumuzda bir rehberlik ve tercih danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Birçok öğrenci daha üniversitemiz öğrencisi Mine Kayıcan olmadan Öğrenci Dekanlığı ile tanışma fırsatı buluyor. Peki,Öğrenci Dekanlığı hangi birimlerden oluşmaktadır, kısaca özetleyelim isterseniz. Öğrenci Konseyi ve Öğrenci kulüplerimiz öğrencilere her yıl özgür bir ortamda örgütlenebilme şansı sunuyor. Ayrıca üniversite yaşantısının ilk zamanlarında uyum sürecini atlatmada, ileriki zamanlarda da karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada öğrencinin yanında yer alan Öğrenci Gelişim ve Danışma Merkezi gibi bir birimimiz var. Öğrencilerin sorunlarını veya düşüncelerini rahatlıkla ve güvenle dinleyip yol gösterebilen bir merkez burası. Biraz önce de bahsettiğim gibi öğrencilerimizin tercih aşamasında onların yanında bulunan bir Tanıtım ve Halkla İlişkiler birimimiz var. Bu birim sayesinde aynı zamanda üniversitemizin tanıtımı ve reklamını da yapıyoruz. Tasarım ofisimizde ise İzmir Ekonomi Üniversitesi nin marka değerini korumak ve arttırmak amaçlı projelerimiz var. Güzel Sanatlar ve İletişim Fakültesi öğrencilerine bu ofiste marka ve reklamcılık konusunda iyi birer tecrübe edinme olanağı sunuyoruz. Bunlara ek olarak Spor Koordinatörlüğü de dekanlığa bağlı bir birimimiz. Spor Koordinatörlüğü sayesinde öğrenciler ders dışında da sağlıklı ve başarılı bir yaşam için çeşitli spor becerilerini sergileyip, müsabakalara katılabiliyorlar. En önemli bölümlerimizden biri ise Kariyer Yönlendirme Merkezimiz. Öğrencinin okula gelmeden önceki tercih döneminden mezun olduğu ana kadar yanındasınız bir bakıma. Kariyer Yönlendirme Merkezi nin işlevleri nelerdir bu konuda? Mezuniyet dönemine gelmiş ya da mezun olmuş öğrencilerimize iş yaşamlarında doğru ve akıllı adımlar atmalarına yardımcı oluyor bu merkez. Kariyer Yönlendirme Merkezi her öğrenci için çok önemli bir birim.çünkü iletişimde olduğumuz bazı firmalar ve İzmir Ticaret Odası aracılığıyla öğrencilerin zorunlu stajlarını yapabilecekleri imkanlar sunuyoruz.öğrencilerin eğitimleri sırasında geleceklerini planlama ve kariyer bilincine sahip olmaları açısından da Kariyer Günleri ve çeşitli seminerler düzenleniyor. Öğrenci Dekanlığı her alanda öğrencinin yanında diyebiliriz sanırım. Elbette, dediğim gibi öğrencilerle yolculuğumuz daha onlar bu okula gelmeden önce başlıyor ve kariyerlerine adım atıncaya kadar yanlarında oluyoruz. Ayrıca daha yeni çalışmalarımız da var. Örneğin; özürlü öğrencilerimiz için mimari açıdan çevrede düzenlemeler yaptık. Bunlara ek olarak bir de Klinik psikologumuz mevcut. Birçok kişinin haberi yok böyle bir uygulamadan fakat sıklıkla kullanılan birimlerden biri de bu bölüm. Yeri itibariyle kolay görülebilen bir yer değil fakat ihtiyacı olan için doğru bir yerde olduğunu düşünüyorum. Zaten göz önünde bir yer olsaydı bu kadar çok tercih edilmezdi sanırım. Üniversiteyi bir insan vücudu olarak ele alırsak, Öğrenci Dekanlığı sanki bu vücudun derisi gibi işliyor, ne düşünüyorsunuz bu konuda? Aslında doğru bir benzetme, yani okulumuzun ülke ve dünya çapında tanıtımı ve markalaşması konusunda çabalarımız ve çalışmalarımız var. Çeşitli fuarlarda ve seminerlerde İzmir Ekonomi Üniversitesi ismini 100 kişiye sorduk... Ünivers in yenilenen yüzünden memnun musunuz? %58 Evet %24 Hayır %18 Fikrim yok Kampüste sigara içme alanlarını yeterli buluyor musunuz? %28 Evet %72 Hayır Milli takım antrenorü yabancı uyruklu olmalı mı? %18 Evet %82 Hayır duyuruyoruz.dışarıdan görülebilen birçok işin altında Dekanlık birimleri var.fakat bu vücudun dış görünüşünde yer aldığımız kadar iç organlarda da yer aldığımızı düşünüyorum.bazı görünmez işlerin altında da Öğrenci Dekanlığı nı bulabiliriz. Gençliğin enerjisi toplumsal faydaya dönüştü İEÜ Toplum Gönüllüleri Kulübü İzmir Ekonomi Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Kulübü nün (EKOTOG) 2008-2009 yılında yürütmüş olduğu Nesilden Nesile projesine İzmir Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali ÇALKAYA tarafından teşekkür belgesi verildi. Toplum Gönüllüleri nin yürütmüş olduğu Nesilden Nesile projesi, maddi durumu dershaneye gitmeye elvermeyenler öncelikli olmak üzere, ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine ücretsiz eğitim verilmesini kapsayan bir projedir. Balçova Belediyesi ile ortaklaşa yürütülen bu projede 40 öğrenciye ilköğretim Türkçe, İngilizce, Matematik ve Fen Bilgisi derslerinde ücretsiz eğitim desteği verilmiştir. Proje çerçevesinde Toplum Gönüllüsü gençler öğrencilerine derslerinde yardımcı olmanın, onları SBS ye hazırlamanın yanında projenin kişisel gelişim yönüne de önem vermişlerdir. Öğrencileri ile daha çok abla, ağabey-kardeş ilişkisi içinde olan gençler, öğrencilerine sağlamış oldukları faydaya ek olarak, zorlu fakat bir o kadar keyifli bu projede kendi kişisel gelişimlerini de sağlamışlardır. Balçova Belediyesinin EKOTOG için çok amaçlı sınıflar tahsis etmesi, öğrencilerin sınıf ortamında ders almasını ve karşılıklı iletişim içine girebilmesini sağlamıştır. Bu konularda Balçova Belediyesinin gösterdiği hassasiyet ve almış olduğu sorumluluklar projenin güçlenmesinde etkili olmuş ve EKOTOG üyelerinin üstündeki yükleri de azaltmıştır. Mayıs ayının son haftasında projenin bitmesiyle birlikte Mehmet Ali ÇALKAYA, Toplum Gönüllüsü gençleri vermiş olduğu emeklerden dolayı teşekkür belgesiyle onurlandırdı. Ayrıca yapılan bu desteğin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Çalkaya, üniversitelerin ait olduğu yeri geliştirdiğine inandığını söyledi ve EKOTOG ile önümüzdeki yıllarda da yepyeni projelerle bir araya geleceklerinin sözünü verdi. Her gence teker teker belgelerini vererek teşekkür eden Mehmet Ali Çalkaya, projelerin sadece çocuklara yönelik olmaması gerektiğini ve yetişkinlere de çeşitli projelerle destek olmak gerektiğini vurguladı. Topluma faydalı olma bilincini ve Toplum Gönüllüsü olabilmenin farkındalığını taşıyan gençlere teşekkür eden Çalkaya hatıra fotoğrafı çektirerek EKOTOG lu gençlerden ayrıldı. Toplum Gönüllüleri Eleştirmek için değil değiştirmek için! sloganıyla projelerine devam edecek.

04 Kampüs» Kısa Kısa İEÜ Modüler Sistem ile yabancı dil eğitiminde devrim yaptı İzmir Ekonomi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Hazırlık Programı nda yeni akademik yılda Modüler Sistem uygulanmaya başlandı. Eğitim dilinin İngilizce olduğu İzmir Ekonomi Üniversitesi nde, hazırlık sınıfında öğrenim görmeye başlayan öğrenciler için artık sınav stresi yok, kendilerinin sorumluluklarının daha farkında bir yıl geçirecekler ve kendilerine yeni hedef belirleme çabasında olacaklar. Mimar Abdi Güzer le İzmir Ekonomi de 60 dakika Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlik Fakültesi nin temel taşlarından biri haline gelmiş bir öğretim üyesi olan Celal Abdi Güzer, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mimarlık Bölümü nün düzenlediği Mimarlık Konuşmaları serisinin 22. konuğu oldu. Atatürk stilini podyuma taşıdılar İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda Tasarım Bölümü Öğrencileri, Atatürk ün İzinde Yarının Giysileri temalı bir defile düzenledi. Üniversite bahçesinde tüm öğrenci ve öğretim görevlilerinin katılımıyla gerçekleştirilen 10 Kasım Atatürk ü Anma Törenlerinin ardından öğrenciler günün anlam ve önemine yaraşır bir defileye imza attı. Ekosem Kamu İhale Kurumu İşbirliği EKOSEM (İzmir Ekonomi Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi) kapsamında, İzmir Ekonomi Üniversitesi nde Kamu İhale Kurumu işbirliği ilk defa gerçekleştirilen Sertifikalı Kamu Alımları Eğitimi nin açılışı İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Salonunda yapıldı. ABD Büyükelçiliği müsteşarı İEÜ de ABD Büyükelçiliği Müsteşarı Douglas A. Silliman ABD Bilgi Bürosu nun davetlisi olarak geldiği İEÜ de ABD nin Obama Yönetimindeki Dış Politikası konulu bir seminer verdi. Son beş yıldan beri Türkiye ile ilgili çalışmalar yürüten Siliman, Nobel Barış Ödülü ile ilgili Obama nın dünyanın ilgisini çektiğini, daha iyi bir gelecek için dünyaya umut verdiğini belirtti. Obama ile ABD nin dış politikasında değişiklikler meydana geldiğini ileten Silliman, Obama nın dış politikasını Tüm Dünyada Barış İçin İşbirliği olarak özetledi. Küresel kriz karşısında mimarların gücü Küresel Kriz Karşısında Mimarların Gücü temasıyla gerçekleşen Mimarlık Haftası 2009 bu yıl da zengin, dopdolu programlar ile mimarlık ve mimarlığın toplum ile olan ilişkisini güçlendirdi diyebiliriz. Aktivite alanı olarak Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi seçilen Mimarlık Haftasında çeşitli atölye çalışmaları, sergiler ve çeşitli söyleşiler gerçekleştirildi. Ayrıca Mimarlığın kentli ile buluşmasını sağlamak amacıyla kent ve yapı gezileri düzenlendi. Metro istasyonları, Kordon gibi kentin bazı merkezleri sergiler ile ve çeşitli etkinliklere sahne oldu. Mimarlığa duyulan hassasiyeti arttırmak için el ilanları ve broşürler dağıtıldı, kentin dört bir köşesindeki reklam panolarna afişler asıldı. Mimarlık mesleğinin doğası gereği teknik, kültürel, toplumsal ve ekonomik yetilerden dolayı küresel krizin etkilerinin ağır hissedildiği bu dönemde Mimarlık Haftası etkinlikleri mimarları ve katılımcıları büyük ölçekli görevler edinmeye davet etti. İEU- SUNY Fredonia arasındaki akademik ilişkiler genişliyor. Seçime doğru... Nedir bu Öğrenci Konseyi ve neler yapar diyerek yola çıktık, öncelikle Öğrenci Dekanlığı nın kapısını çaldık ve Fulya Eltepe bizleri bu konuda bilgilendirdi. Eltepe, konseyin görevleri ve amaçları açısından şunları vurguladı, Öğrenci Konseyi nin temel görevi, öğrencilerin okul yönetimiyle arasındaki iletişimi sağlamak ve arkadaşlarını bilgilendirip onlara önderlik etmektir. Ayrıca, kurulan ekiplerle sosyal ve kültürel aktivitelerin organizasyonuna öncülük edebilmelilerdir. Dolayısıyla konsey seçimlerinde aday olacak öğrencilerin her konuda duyarlı ve aktif kişiler olması gerekmektedir. Hem ders uygulamalarını daha iyiye götürecek hem üniversitedeki arkadaşlarının sosyal ortamlarını geliştirecek projeler üretmeli bu ekip. Bir diğer önemli nokta ise, seçilen konsey başkanının Senato toplantılarına katılma hakkının bulunması. Bu, üniversitedeki bütün eğitim-öğretim faaliyetleriyle ilgili kararların alındığı toplantıya bizzat katılarak söz hakkına sahip olması demek. Birçok önemli kararın alındığı bu toplantılarda, konsey başkanı üniversite öğrencilerinin sesi oluyor bir bakıma. Bizlerin gönlünden geçen, her sene her bölümden birçok aday çıkmasıdır. Böylece aradaki rekabet arttıkça en aktif ve en faydalı ekibin başa gelmesi sağlanabilir. Gerçekten çalışmak isteyen bir grubun başa gelmesini istiyoruz. Eltepe nin vurguladığı bir diğer nokta ise aday sayısı açısından da seçmen açısından da katılımın az olması. Üniversitemizde Suny programlarını ve Yüksek Lisans bölümlerini saymazsak 18 tane bölüm var, bunun dışında yüksekokullarda 7 tane program var. Dolayısıyla en az 24-25 kişinin katılım sağladığı bir seçim olmalı. Çünkü ne kadar çok kişi olursa, o kadar çok proje olur ve o projelerin takibi yapılabilir. Ayrıca her bölüm temsil edilebilme şansına sahip olur. Bir diğer önemli Almanca Konuşma Kulübü İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde Kasım 2005 yılında kurulan Deutscher SprachKlub / Almanca Konuşma Kulübü üniversitemiz öğrencilerinin Almanca eğitiminde kazandıkları temel bilgilerin pratik yapılarak geliştirilmesini amaçlamaktadır. Almanca eğitiminde kazanılan okuma, yazma, konuşma ve dinlediğini anlama gibi temel yetilerin (oyunlar oynayarak, film izleyerek, bir konu hakkında pro-kontra tartışmaları yaparak) geliştirilmesi, bunun yanı sıra Almanca konuşulan ülkeler hakkında kültürel, siyasal, coğrafi ve ekonomik bağlamda bilgi edinilmesini sağlamaktır. Bu amaca uygun olarak her hafta akademik danışmanlar Hale Yetişer ve Jale Vural ın katılımlarıyla konuşma saatleri düzenlenmektedir. Dönem sonlarında kulübümüz üyeleri ya Almanca konuşulan Alman Pastanesine ya da Alman Kültür Merkezine giderek kendilerini ödüllendirmişlerdir. Bu ödüllendirme orada kalmayıp üniversitemizin Almanca Bölümü Koordinatörlüğü tarafından her üyeye verilen katılım belgesi ile de devam etmektedir. Kulübümüze üniversitemizde ikinci yabancı dil olarak Almanca yı seçen ya da daha önce Almanca eğitimi almış herkes katılabilir. Katılmak isteyen tüm öğrencilerimiz hale.yetiser@ieu. edu.tr adresine mail atabilirler. Kulübümüz bir de Web Sayfası oluşturmuştur: www. sprachklub.com İEU-SUNY Fredonia gözüşmeleri Üniversitemiz Mütevelli Heyeti Başkanı Ekrem Demirtaş, Rektörü Prof. Dr. Atilla Sezgin, ile rektör yardımcıları Prof Dr. Cemali Dinçer, Prof. Dr. Oğuz Esen ve öğretim üyelerinden oluşan İzmir Ekonomi Üniversitesi heyeti, New York Eyalet Üniversitesi (SUNY) Fredonia Kampüsü ne ziyarette bulundu. 15-18 Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen ziyarette, iki üniversite arasında mevcut ortak lisans programları çerçevesindeki akademik işbirliğini genişletmek konusunda görüşmeler yapıldı. İki üniversite arasında akademisyen değişimi, çift-diploma programlarına Psikoloji Bölümü nün de dahil edilmesi, ortak bilimsel çalışma ve projeler geliştirilmesi, İEÜ öğrencilerinin hazırlık sınıfını SUNY-Fredonia da tamamlamaları gibi konularda ön çalışmaların başlatılması yönünde kararların alındığı ziyaret, Fredonia Kampus Rektörü, Prof. Dr. Dennis Hefner in, İEÜ heyeti için evinde verdiği yemek daveti ile sonlandı. İEU ve SUNY arasında halen İşletme, Ekonomi, Bilgisayar ve yazılım Mühendislikleri, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık alanlarında ortak lisans programları yürütülüyor, bu programlara yerleşen öğrenciler çift diploma ile mezun oluyorlar. nokta ise, oylamaya katılımın az olmasıdır. Normalde 200-300 olan katılım sayısı geçtiğimiz yıl 1090 civarındaydı. Bu yetkilileri biraz olsun sevindirdi ama yine de yeterli değil. Çünkü okuldaki öğrenci sayısı 6000-6500 civarı ve katılım 1000 sayısını sadece geçen yıl geçebildi. Aslında öğrenciyi oy vermeye iten şey, gerçekten temsil edilebilecek olmalarına inanmaları. Eskiden sandık usulüyle seçiliyordu ama artık Oasis kolaylığı da geldi okulumuza. Seçimlerin böyle kullanışlı bir ortamdan yapılma imkânı sunulmasına rağmen hala çok az bir katılım var. Bu işin önemi adaylar tarafından da seçmen öğrenciler tarafından da iyice anlaşılmalı. Çünkü o kadar önemli bir mesele ki, geçen sene Güzel Sanatlar Fakültesi ndeki bölüm temsilcileri fakülte kuruluna bile girmeyi talep ettiler ve kabul edildiler. İEÜ den Heidelberg e Heidelberg Almanya nın güzide güzellikleri olan romantik bir üniversite şehri. Her yaz İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencilerinden bir grup, sömester veya yaz tatillerinden yararlanarak Heidelberg Paedagogium Dil Okulunda Almanca bilgilerini geliştirmek ve pratik yapmak, bunun yanı sıra Almanya yı ve kültürünü daha yakından tanımak için Heidelberg e gittiler, dünyanın farklı bölgelerinden arkadaş bulma imkanına sahip olan öğrenciler, farklı kültürlerden ve dillerden insanlarla tanışma olanağını da yakalamışlar. Siz de böyle bir imkandan yararlanmak, eğlenmek, Almanca nızı geliştirmek, kültürünü tanımak ve farklı insanlarla tanışmak istiyorsanız; bilgi için: tulay.inceisa@ieu.edu.tr e-posta adressine yazmanız yeterli.

Gündem 05 Geçip giden Manşet Eve Dönüş AKP nin Kürt milletine yönelik demokratik açılımı ve Abdullah Öcalan ın çağrısı sonucunda ilk somut adım atıldı. Silahlı mücadeleye katılmamış 34 PKK üyesi Mahmur ve Kandil kamplarından ayrılarak yurda döndüler. Aralarında çocukların da olduğu gruptan 29 kişi savcılıktaki sorgularının ardından, 5 i ise nöbetçi mahkemede sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal gelişmeleri AKP nin PKK ya teslimiyeti olarak değerlendirdi. 34 kişinin dönüşü bölgede büyük sevinç uyandırdı. Bunun yanında, 1 yıl uzatılan sınır ötesi harekat yetkisi ile ilgili olarak MGK toplantısından Elimde hâlâ vurma yetkisi var mesajı çıktı. Gezme Ceylan Bu Dağlarda... 12 yaşındaki Ceylan Önkol, Diyarbakır ın Lice ilçesine bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrası nda, alay komutanlığından atıldığı iddia edilen havan topuyla parçalanarak öldü. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Ceylan ın ölümüne, arazide bulduğu patlamamış 40 milimetrelik bombaatar mermisine elindeki tahrayla vurması sonucu oluşan patlamanın neden olduğunu ileri sürdü. Fakat yapılan incelemede, patlamaya neden olan tarım aletine delil olarak el konulmadığı, Ceylan ın elbise ve doku parçaları ile metal parça gibi 22 kanıtın bir bölümünü köylüler, bir bölümünü de avukatının bulup getirdiği açıklandı. Patlamadan sonra savcı ve doktor saatlerce olay yerine gitmedi, bunun yerine ceset karakola götürülüp otopsi yapıldı. Ceylan ın ölümüyle ilgili soruşturmanın nasıl geciktiği bilirkişi raporuna da yansıdı. Rapor, Önkol ailesinin avukatlarına yaklaşık 15 gün sonra teslim edildi. Siyaset Tenhada Buluşmak Yok CHP ile AKP arasında yaşanan açılım diplomasisi krizi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün de araya girmesiyle yeni bir boyut kazandı. Baykal ın canlı yayın talebine rağmen Erdoğan gizli görüşme isteğinde direndi. Baykal ise buna Kapım sana açık, içeceğin çay olsun. Ama yok öyle tenhada buluşmak. Senin yanlışını paylaşmayız diye yanıt verdi. MHP den Sert Çıkış Hükümeti, ABD ve AB ile Barzani ve Talabani ile iş birliği yapmakla suçlayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, demokratik açılımı ihanet projesi diye nitelendirerek DTP üyelerine hakaret etti. Akman Adliyede Eski RTÜK Başkanı ve üyesi Zahid Akman, Almanya daki yürütülen Deniz Feneri e.v. soruşturmasıyla ilgili olarak Ankara Adliyesi nde ifade verdi. Son Uzan da Gitti Uzan Ailesi nin AKP muhalefeti bir medya imparatorluğunun sona ermesine neden oldu. Genç Parti nin kuruluş evresinden bu yana AKP ile hem meydanlarda hem medyada sert bir mücadele içinde olan Uzan Ailesi nin Türkiye de kalan son ismi Cem Uzan da yurtdışına kaçtı. Türkiye nin özel televizyonculuk sürecinin başlangıcından bu yana medyada var olan ailenin bankalarında ve ticari işlemlerinde yolsuzluk yapıldığı, holdingin çeşitli ulusal ve uluslar arası usülsüzlüklere karıştığı belirlenmişti. Aydın Doğan ın Zor Günleri Türk ticari hayatının en büyük cezası Doğan Yayın Holding e kesildi. 826 milyon TL tutarındaki cezanın nedeni ise Doğan Yayın Holding in yüzde 25 hissesinin Axel Springer e satışıyla ilgiliydi. Vergi elemanları bu satışın 2006 yılında yapıldığını iddia etti. Belgeler ise Alman yayıncı kuruluşun parayı 2007 yılı Ocak ayında gönderdiğini ortaya koyuyordu. Bazı çevreler tarafından Erdoğan ın Doğan Yayın Holding ten intikamı olarak değerlendirilen vergi cezası ile ilgili önemli bir nokta da cezayı kesen görevlilerin Erdoğan a ulaşıp bu cezayı verip vermemek konusunda görüş almaları. DYH teminat göstererek şimdilik cezanın yaratacağı muhtemel krizi erteledi. İnsan Hakları Türk Basını Özgür Değil RSF nin (Uluslararsı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü) Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması nda Türkiye 20 sıra birden geriledi ve Filipinler le birlikte 122. sırayı paylaştı. Listenin en başında Danimarka, Finlandiya ve İrlanda yer alırken, ilk 20 ye sadece 15 tane Avrupa Birliği ülkesi girebildi. Özbek in Ayakkabısı Birgün Gazetesi Politika Editörü Sefer Selçuk Özbek, İstanbul da ikincisi düzenlenen IMF-Dünya Bankası toplantıları sırasında IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn a ayakkabı fırlattı. O esnada bir kız öğrenci pankart açmak istedi ve protestocu gençler Hırsız IMF, işbirlikçi AKP diye sloganlar attı. Kahn, kendine karşı yapılan ayakkabı eylemini Türk öğrenciler kibar, şikayetlerini dile getirmek için sonuna kadar beklediler diye değerlendirdi. Hâlâ sosyalist olduğunu söyleyen Fransız Sosyalist Partisi eski üyesi ve maliye bakanı Strauss-Kahn ın şikayetçi olmaması üzerine Özbek sekiz saat sonra serbest bırakıldı. Protestolar ve Acı Gerçekler İstanbul da gerçekleştirilen IMF ve Dünya Bankası toplantıları, Taksim de toplanan KESK, DEV-LİS, ÖDP, Halkevleri, Türk-İş Şubeler Platformu, EMEP, DİSK, TMMOB, Diren İstanbul Grubu, Anti Kapitalistler, Mücadele Birliği üyelerinin oluşturduğu 5000 kişi tarafından protesto edildi. Polisin müdahalesinin yanında bazı vatandaşlar da göstericilere sopalarla saldırdı. İki gün devam eden protestoların sonunda 190 kişi gözaltına alındı, iki kişi tutuklandı. Toplantılar sırasında IMF Başkanı ekonomik durumu 2010 da pek çok ülkede işsizlik artacak. Düşük gelirli ülkelerde toplumsal huzursuzluklar hatta savaş bile görülebilir diye yorumlarken Dünya Bankası Başkanı, kriz nedeniyle bu yıl 59 milyon insanın daha işsiz kalacağını, önümüzdeki yıl 90 milyon insanın aşırı yoksulluk içinde yaşayacağını belirtti. Dink Davası 12 Ekim de Hrant Dink davasının 11. duruşması yapıldı. Dink in öldürülmesinde kullanılan silah mahkemeye geldi. Tetikçi zanlısı Samast, silahı hatırlamadığını söyledi. Sanıklardan Hayal Yüzde yüz bu silahtı dedi. Sanıklar İskender ve Yolcu, Hayal i Kamplardaki sempatizan ve milistlere dönüş yolu açıldı Sayfa: Selin Bayraktar, Sarphan Uzunoğlu silahı verirken gördüklerini, Tuncel silahı televizyonda gördüğünü söyledi. Dink in ailesi mahkemeyi ve savcıları eleştirdi. Savcının tahliye talebi reddedildi. İhmali tespit edilen Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek görevinden alındı. Kamera Arkasında Polis Engin Çeber in tutuklu olduğu sırada çekilen yeni görüntüleri ortaya çıktı. Metris Cezaevi nde çekilmiş görüntülerde polisin Çeber ve arkadaşlarına uyguladığı uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddet yer alıyor. Çeber ile birlikte işkenceye uğrayan Aysu Bakkal yasadışı davrandıklarını söylediklerinde dayak yediklerini ve polislerin aralarına geçip fotoğraf çektirdiğini belirtti. Devlet Memuruysan Sus Yıldız Teknik Üniversitesi, bir televizyon programında Kürt sorunu hakkında konuşan sözleşmeli öğretim görevlisi Özgür Sevgi Göral ı Devlet memuru ideolojik beyanda bulunamaz gerekçesiyle kadroya almadı. Bir Pardon Daha mı? Devrimci Karargah örgütüyle irtibatlı oldukları iddia edilen ve 27 Nisan da tutuklanan gazeteci Aylin Duruoğlu, dansçı ve müzisyen Ceren Sütlaş ve 12 sanık için bir sonraki duruşma için beş ay sonrasına gün verildi. Sütlaş ın avukatı Tunç Demircan durumu Dava başladığında müvekkilimin tutukluluğu 10 ayı bulacak. Peki, 10 ay sonra pardon denirse ne olacak? Bu ülkenin kaynakları var, bu sorun çözülmeli. diye eleştirdi. Ortadoğu İsrail in Ayrılık Sancısı TRT-1 de yayınlanan Gazze deki Dökme Kurşun operasyonu sırasında olanların anlatıldığı Ayrılık dizisi, İsrail den büyük tepki aldı. Jeneriğinde Erdoğan ın Şimon Peres e Davos ta one minute dediği anı ve bir Filistinli babanın omuzlarında taşıdığı çocuğun bir İsrail askeri tarafından vurulmasını gösteren dizi diplomatik krize neden oldu. Türkiye nin devlet Televizyonu TRT 1, bu hafta Gazze deki Dökme Kurşun operasyonu sırasında geçen olayları anlatan bir diziyi yayına soktu diyen Yedioth Ahranot gazetesi, dizide İsrail ordusu askerlerinin, Çocukların üzerine bilinçli olarak ateş eden, Gazze- Frankfurt un Türkiye Öncüsüne Veda Tükiye de iletişim biliminin önde gelen isimlerinden toplum bilimci Prof. Dr. Ünsal Oskay 70 yaşında hayatını kaybetti. 2002 yılında dekanı olduğu Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi nden Ünsal Oskay emekliye ayrılan, Varlık, Agos, Gergedan ve Milliyet Sanat gibi birçok önemli dergide makaleleri yayımlanan Oskay özellikle Frankfurt Okulu nun popüler kültür konusundaki çalışmalarının Türkiye de tanınmasına yazıları ve çevirileriyle büyük katkıda bulundu. Kadınların Aktivistine Uğurlama Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Dicle Koğacıoğlu, Boğaziçi Köprüsü nden atlayarak yaşamını Dicle Koğacıoğlu yitirdi. Arabasında Çok acı var, dayanamıyorum yazılı bir not bırakan Dicle Hoca nın cenazesinde kadınlar mor çiçeklerle süsledikleri tabutunu omuzlarda taşıdı. Cenazeye ailesi, arkadaşları ve öğrencilerinin yanı sıra Mor Çatı, Sosyalist Feminist Kolektifi, Amargi gibi kadın örgütleri üyeleri ve Tuzla Tersanesi işçileri katıldı. Tören öncesi Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği görevlilerince, Koğacıoğlu nun vasiyeti gereği derneklerle ilgili tanıtıcı broşürler dağıtıldı. lileri idam mangalarının önüne diken, sivillere ateş eden kana susamış askerler olarak gösterildiğini yazdı. Dizinin muhafazakâr danışmanı, şair ve gazeteci Hakan Albayrak ise dizide gerçeklerden başka bir şeye yer vermediklerini söyleyip Yaparken ayıp olmayan gösterince mi ayıp diye sordu. Ermenistan İle Türkiye Yeni Bir Sayfa Açtı Tarihsel problemlerin ticari ve sosyal olarak tamamen ayırdığı Ermenistan ile Türkiye bir dizi protokol dahilinde atılacak adımlarla yeni bir döneme girdi. Protokolün imzalanacağı gün yaklaşık üç saatlik bir imza krizi yaşandı. Krizin sebebi tarafların protokolle ilgili konuşma metinleriydi. Bu sorun konuşmaların yapılmaması ve Hillary Clinton ın çabalarıyla aşıldı. Protokol hükümetlerce imzalansa da tabanda yankıları hala sürüyor. Her iki ülkenin meclisinde de muhalifler Nalbantyan ve Erdoğan ın mimarları olduğu sürece karşı bayrak açtılar. Bu arada Ermenistan ile Türkiye arasında Bursa Atatürk Stadı nda oynanan A Milli Takımları Futbol Karşılaşması ise olaysız atlatıldı.

06 English Ninth opening ceremony U.S. Embassy Deputy Chief of Mission Douglas A. Silliman gave a seminar about The Foreign Policy of President Obama at the IUE as the guest of USA Information Office. Silliman who has been making studies about Turkey for the last five years stated that Obama drew the attention of the world with Nobel Peace Prize and promised hope to the world for a better future. Silliman stated that there occurred some changes in the foreign policy of the USA and he summarized the foreign policy of Obama as Cooperation for Peace throughout the World. Silliman said that the foreign policy of Obama could be collected under four titles such as; nuclear weapon reduction and disarmament, providing peace and security, protecting the planet, establishing a global economy that provides opportunity for everyone. Silliman underlined the fact that a nuclear competition was beginning in some of the regions and if no action was taken this could lead to war and terrorism. He said that the reaction of the international community was very important. Silliman who said that all the countries were decisive about disapproving terrorism stated that the future belonged to constructive people rather than destructive ones. He stated that they were disposed to put signature to more projects with Turkey about issues besides military. He also said that they wanted Israel and Palestine to negotiate without any The Ninth President of Republic Süleyman Demirel attended the 9th Opening Ceremony of İzmir University of Economics (IUE) and gave the first course of the new academic year. Demirel expressed his pleasure for attending the ninth academic year of the university as the ninth president of republic. After the speech, IUE Rector Prof. Dr. Attila Sezgin and Board of Trustees President Ekrem Demirtaş presented the book entitled Süleyman Demirel 2001-2009 Speeches to Demirel compiled from the speeches he made in the previous academic year opening ceremonies. Later the students made dance shows. Demirel accompanied the 10th Year march by waving the Turkish flag. Demirel, who attended the 9th Academic Year opening ceremony of İzmir University of Economics answered the questions of the journalists. A journalist asked; What do you prerequisites and to live together in peace. Silliman said they would have regional and multilateral attempts and Turkey could be a part of it. About the third title focused on environment, Silliman said that the danger coming with global warming could not be denied and they were working for clean energy. About global economics, he said the USA was trying to overcome the most destructive crisis of its history and many Americans were in trouble with finding a job and paying their bills. He emphasized that the USA and G20 countries were working for not experiencing such kind of crisis again in the world. During the visit of Obama to think about the government s latest initiative policy?, and Demirel said, These are very serious issues. You cannot have a quick word about it. One journalist reminded him his speech advising the people to have children as much as they can look after, and Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan s speech telling the people to have at least three children. Demirel said, If you do so, your children will become unemployed. Upon the questions about the new structuring of Democratic Party, Demirel said, İzmir gave me strength for 20 years. I am grateful to the people in İzmir. I have an exceptional love for İzmir. For all of Anatolia of course. Politics is made with many people. There is room for everyone. The rule in politics is two heads are better than one. In politics, you cannot think to govern by yourself only. You should think about the majority, the whole. US Embassy, Deputy Chief of Mission at IUE Turkey, in the meeting with President of the Republic Gül, they talked about working to increase the trade relation between Turkey and the USA said Silliman. He said that they were trying to develop profitable models for the cooperation between the Turkish and American companies and his visit to İzmir had to be evaluated in this context. At the end of his speech, Silliman said that it was not easy to accomplish the aims stated in these four titles and they were not going to be real only with America s efforts. Upon the questions asked, he said that everyone had to share responsibilities and find global solutions for global problems. Entrepreneurship congress at IEU In the International Entrepreneurship Congress organized collectively by İzmir University of Economics Faculty of Economics and Administrative Sciences Department of Business Administration and EKOGİRİŞİM, the academicians came together with the public institutions and private sector representatives. In the opening speech, Dean of Faculty Economics and Administrative Sciences Prof. Dr. Alev Katrinli drew attention to the fact that by encouraging entrepreneurship, the employment rates of the countries, their competitiveness in international markets and therefore their welfare and development levels would increase. With entrepreneurship encouragement, efficient and productive institutions that closely follow the innovations in the technology and the market will be established. said Prof. Dr. Katrinli and continued, Thus, the newly established companies or the companies that bring new initiatives to their markets will contribute positively to employment and play an important role in the development of the national economy. Prof. Dr. Katrinli stated that throughout the congress, the different dimensions of entrepreneurship would be discussed and different suggestions would be put forward for the problems of SMEs by the attendees from different sectors. Prof. Dr. Katrinli said that scientific articles would be presented in the congress related to the basic subjects regarding SMEs like, entrepreneurship, innovation, entrepreneurship financing, institutionalization, BASEL, e-business administration, marketing, risk management, and management in family-owned businesses. Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu made the opening session of the congress. Müftüoğlu made a general evaluation about entrepreneurship concept and talked about the benefits of thinking innovative and developing entrepreneurship skills in the global market where competition improved. Prof. Dr. Müftüoğlu mentioned about the competitive order in the world and said, Not the elbow grease but the mind grease is important. He also said that the young population in Turkey was a big advantage but it could turn into a disadvantaged if not used correctly. Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu, underlined the fact that the universities had an important role in instilling entrepreneurship spirit and earning innovative thinking skill. World famous architect Benini at Izmir University of Economis Italian Architect Dante O. Benini who is regarded as one of the most important three architects alive came to Turkey as the guest of Construction-Industry Center in the scope of International Construction 2009 İzmir Fair. Architect Dante O. Benini gave a conference on Absolute Future in İzmir University of Economics Conference Hall and gave information about the architecture and cities of future to the students and sector representatives. In İzmir University of Economics Conference Hall, Dante O. Benini, who has worked with important architects from all generations gave information about the future that awaits the cities and architecture to the architects, academicians and students in the light of his experiences. Famous architect Benini told his projects, works and lighting system and the techniques he used in architecture. Benini said, I read at least 100 pages of book in a day to produce these works. I develop myself culturally. Acting President of İzmir Chamber of Commerce Administrative Board Akın Kazançoğlu said, Being a world city, being a brand is a very big target. You can only achieve this by thinking big and making big organizations. On the way to make İzmir a brand, it is very important to host international organizations and conferences. With this in mind, we organized this event with the cooperation of İzmir University of Economics and Construction Industry Center. Our wish to emphasize this target once more with a world famous architect has a very important reason. It is important to reveal the historical and cultural side of İzmir. With the new millennium, today, we need new urban habitation policies where participation, social dimension, human, and environment come to the forefront.

İnceleme 07 Çok yönlü başkan: Hakan Tartan İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi nin sektörle tanışmasını sağlamak, öğrencilerin eğitim aldıkları alandaki bilgilerini hayata geçirmelerine destek almak ve alanın önde gelen isimleriyle bir araya gelerek bilgi paylaşımında bulunabilmek amacıyla oluşturulan İletişim Fakültesi Danışma Kurulu nun üyelerinden Danışma Kurulu Başkanımız Hakan Tartan çok yönlülüğü ve İzmir projeleri üzerine konuştuk Gazeteciliğe ne zaman ve nasıl başladınız? Üniversite sınavını kazandıktan sonra, kendime bir yol haritası çizmenin zamanının geldiğine karar verdim. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ne kaydımı yaptırdıktan sonra yaşamın içinde olmak istedim. Tiyatrocu anne ve babanın tek çocuğu olarak rahat bir Üniversite yaşamı geçirebilirdim. Ama ben zor olanı seçtim ve Milliyet Gazetesi nde işe başladım. Öyle kolay da olmadı. Doğal olarak gündüz okula gidiyordum, gece çalışıyordum. 1979 yılında başladığım aktif gazeteciliğe Milliyet ten sonra Hürriyet, Sabah, Ateş ve Star Gazeteleri nde muhabirlik, yöneticilik ve yazarlık yaparak devam ettim. 4 ü şiir olmak üzere 10 kitabım yayımlandı, iki oyunum Devlet Tiyatroları nda sahnelendi. Muhabirlik, yazarlık, yöneticilik, üniversitelerde dersler vermeniz, bu çok yönlülüğünüzün kaynağı nedir? Biraz çaba, biraz sevgi, biraz da başarmayı istemekle oluyor. Gazetecilik, yazarlık ve şairlik, bilgi donanımı ve alt yapı istiyor. Okumayı ve ailemden aldığım genetik mirasla şiir yazmayı çok seviyorum. Ben bu sevdamı çalışma hayatımın her döneminde, okullarda kütüphaneler kurarak halkla da paylaştım. Bilgi birikimim, mükemmeliyetçi oluşum ve insanlara yardım etme duygum ise yöneticilik vasfımı öne çıkarıyor. Mükemmeliyetçilik, dürüstlük, pozitif bakış açısı ve güvenilirlik benim için olmazsa olmazlardan. Yaşam felsefemde insanlara hep yardım etmek ve sorunlarını paylaşmak var. Kötü düşüncelerin insan hayatını olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Hayata olumlu, pozitif bakmaya çalışıyorum. Ben hayatı iyisiyle kötüsüyle, çirkiniyle güzeliyle, yanlışıyla doğrusuyla, zoruyla kolayıyla, aşırıya gitmeden karşıtlarıyla seviyorum. Sade yaşamayı seviyorum. Hedeflerim doğrultusunda yaşantımı programlarım. Aile kavramının önemli olduğuna inanırım. Yapabildiğimin en iyisini yapmayı, olabildiğimin en iyisi olmayı düşünürüm. Fakültemizin Danışma Kurulu Başkanısınız. İletişim Fakültelerinde de ders verdiğinizi biliyoruz. Bizim için iletişim fakültelerinde verilen eğitimi değerlendirir misiniz? Artık, günümüzde gazeteler, ajanslar, televizyon ve radyolar olsun hemen tüm kurumlar yabancı dil bilen iletişim mezunlarına ihtiyaç duyduğunu dile getiriyor. Her geçen gün gelişen yazılı ve görsel medyanın doğal olarak iyi yetişmiş iletişim mezunlarına önemli sayıda ihtiyacı bulunuyor. İletişim fakültelerinden her yıl mezun olan öğrenci sayısı oldukça fazla. Mezun olanların bir bölümü diğer mesleklere yönlendiriliyor veya kendi isteği ile farklı bir meslekte yaşamını sürdürmeyi deniyor. Artık iletişim fakültelerinde eğitim dünya standardında yürütülüyor kanımca. Fakülteler, kendi kadrolarının dışında dışarından da gelen deneyimli gazetecilerin bilgilerinden de yararlanıyor. Ünlü yazarlar, deneyimli muhabirler, usta spikerler, yapımcılar, yönetmenler, gazetecilik mesleğinin hemen her bölümünde bilinen meslektaşlarım gelecekte iyi birer gazeteci yetiştirmek için katkı sağlıyor. İletişim Fakültelerinde verilen bu sağlıklı eğitim ile birlikte, bu mesleği seçenlerin de göstereceği gayret ile hedefe ulaşmak daha kolay olacak. Artık günümüzün iletişim fakültelerinde görsel iletişim tasarımı, bilişim ve teknoloji alanlarında, hatta habercilik alanında bile uzman gazetecilik anlamında farklılık gözleniyor. İletişim fakülteleri sektörel gelişmelere ayak uyduruyor ve artık farklı niteliklere sahip yeni mezunlar veriyor. Mesleğe yeni başlayacak olan gazeteciler için neler önerirsiniz? Yeni başlayacak olan gazetecilere önerim, yaşamları boyunca meslekteki gelişimlerini devam ettirebilmek için çağa ayak uydursunlar. Çok çalışsınlar, bilgi birikimi edinsinler. Yaşama sevgi penceresinden baksınlar. Kendilerine güvensinler. Hem ülke içindeki, hem de ülke dışındaki ekonomik, siyasi, kültürel rekabetten geri kalmasınlar. İyi bir yabancı dil eğitimi alsınlar. Günlük hayatın dışında, Amerikan politikasındaki gelişmelerden tutun da Japonya daki ekonomik politikalara kadar gündemi yakından takip etsinler. Artık dünyada bir İngiliz gazeteci ile bir Türk gazetecinin arasında mesleki anlamda bir fark kalmadı. Yani mesleğe başlayan gazetecilerin ayakta kalabilmelerinin bence tek yolu artık fark yaratmaktan geçiyor. En iyi haberi bulan gazeteci, en iyi programı üreten televizyoncu, en yaratıcı reklam filmini çeken yönetmen artık küreselleşen dünyamızda ayakta kalabilmek için kaliteli işler üretmek zorunda. Buradan şu sonuç çıkıyor; okullar sadece bir araçtır. Önemli olar gazetecinin ne ürettiği, ne sunduğudur. Çok yönlülüğünüzün bir parçasını da politikacı kimliğiniz oluşturuyor. Milletvekilliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ndan sonra şimdi de Konak Belediye Başkanısınız. Nasıl bir Konak hayal ediyorsunuz? Gerek gazeteci gerekse siyasetçi olarak hiç halktan kopmadım. Bu benim en büyük artım. İki dönem İzmir Milletvekilliği yaptım. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptım. Bakanlığım sırasında Türkiye ve İzmir için önemli çalışmalarım oldu. Devlet yönetim tecrübesine sahibim. Kente hizmet etmenin adı olmaz. Gazeteci olarak da hizmet edersiniz, milletvekili ve bakan olarak da. Şimdi ben buna belediye başkanı olarak devam ediyorum. İzmir denince akla Konak, Konak denince İzmir geliyor. Türkiye de belki de ilk defa İzmir in başkent olması konusunu gündeme getiren benim. Kafalara bu yavaş yavaş yerleşti. Daha da yerleştireceğiz. Finansın başkenti İstanbul, devletin başkenti Ankara, ama bence sağlık turizminin, kültürün, sanatın, çağdaşlığın başkenti de İzmir. Bu anlamda o projeleri de İzmir Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği yaparak gerçekleştirmeye çalışacağız. Ben mutlaka İzmir Konak ta kültür, sanat, eğitim, turizm ve sağlık alanında bir çıkış yaratmaya çalışacağım. İnsanların eğitim merkezi olarak gördükleri bir İzmir Konak olacak. Sağlıkta, turizmde çok daha mutlu olabildikleri bir kent olacak. Fuarcılığın, kongre turizminin merkezi de... Ve bu anlamda en ciddi açılımlardan bir tanesi de kentli ile denizi buluşturan bir yapı hayalimin olması. Bugün Hakan Tartan maalesef İzmirli denizle buluşamıyor. Hep çeşitli engeller var. Onu bir parça aşmaya çalışacağım. Konak İzmir in gülen yüzü. Bazen günde 2 milyona yakın insan sirkülasyonunun yaşandığı bir merkez. Gözler hep üzerimizde. Ama benim bütün görevlerimde verdiğim bir mesaj var; sevgi dolu bir kent. Dost bir Konak hayal ediyorum. Gençlerle kucaklaşan. Kent meclislerinde herkese söz hakkı veren bir İzmir Konak. Kent Kadın Meclisi, Kent Gençlik Meclisi, Kent Çocuk Meclisi Böylelikle geleceğe güvenle bakan bir Konak oluşturulmuş olacak. Öncelikli olarak düşündüklerim arasında kenti zenginleştirmek var. Kadınları üretime daha fazla katacağız. Vakıfları, dernekleri bu anlamda kullanacağız. Aile bütçelerine de katkı olacak. Gençler için gençlik merkezleri olacak. Bir de engellilere yönelik yapmak istediklerim var. Konak ta yaşayanlar Bu kentin sakini değil, sahibi olacaklar. Yurttaşlarımın daha mutlu olmalarını sağlamaya çalışacağım. Parklarının sayısı, sınırları içindeki ağaçların sayısı artmış, Avrupa standartlarının üzerine çıkmış bir Konak çok uzakta değil. Çiçek gibi temiz bir Konak. Son yıllarda adeta İzmirlilik diye bir kimlik oluşmaya başladı. Var mı sizce böyle bir şey, varsa ne ifade ediyor? İzmirli, her şeyin en güzeline layık. Dünyanın en güzel kentlerinden biri İzmir Ama kendini yenilemesi, geliştirmesi gerekli. Sevgi eli, çağdaşlık eli şart. Nasıl bir İzmir mi? Dış dünyaya açık, gencine, kadınına değer veren bir İzmir... Çağdaşlığını lafla değil somuta indirgemiş bir İzmir. Dünya çapında sanatçıların, devlet adamlarının, işadamlarının dost kapısı yaptığı, toprak altı zenginliklerinin akılcı değerlendirildiği bir İzmir... Uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapan, huzurun, sevginin doruğunda bir İzmir... Yabancı sermayenin gönül rahatlığı ile yatırım yaptığı bir İzmir. Sadece emekli kenti değil, emekli insanlarımızın, huzuru bulduğu, ama çocuklarını iş bulamadığı için başka kentlere göndermediği, burada sevdiği, yaşattığı bir İzmir. İşsizlik sorununu en aza indirgemiş, emeklilere kucak açarken gençlerini de ulusal ve uluslararası kuruluşların merkezinde geleceğe hazırlayan bir İzmir... İhracat şampiyonu bir İzmir. Ulaşım sorunu yaşamayan, temiz havası ile örnek bir şehir... Foça sında, Çeşmesi nde, Urla sında, Gümüldür ünde, Narlıdere sinde, Güzelbahçe sinde, Özdere sinde, Yeni Foça sında, Dikilisi nde 12 ay turizmin, jeotermal ile sağlığın yaşandığı bir İzmir. İzmirlilik galiba çağdaşlık buluşması. Farklı bir yaşam biçimi. Sevginin, çağdaşlığın ve hoşgörünün ağır bastığı. Son olarak çok genç yaşta siyasete giren ve önemli mevkilerde bulunan birisi olarak günümüzün gençlerinin siyasetle ilgisi konusunda neler söylemek istersiniz? Gerek mesleğim gereği yazdığım haberler ve köşe yazıları, gerekse bakanlık ve milletvekili olduğum dönemlerde hayatımın merkezinde hep siyaset oldu. Yaşamım siyasetle iç içe. Siyaset halkla hizmet demektir. Türkiye de genç nüfus var, ama siyasette yeterince ağırlığı yok... Popüler kültür, geçim ve gelecek kaygısı partilerin gençlere yönelik çok fazla politikalarının bulunmaması, gençlerin siyasete olan ilgisini de azaltıyor. Bu nedenle gençlerin siyasete ilgisini artıracak farklı projeler geliştirilmelidir. Siyasi partiler bu konuda çalışmalar yapmalıdır. Siyasette değişikliğin en kestirme yolu gençlerin siyasete girmelerini özendirmektir. Onlarla sıkı iletişim kurmak. Dünyalarına girmek. Onlara çağdaş ve güçlü bir eğitim verilmesi için gerekli altyapıyı hazırlamak. Yeni teknolojileri eğitim sisteminin içine entegre etmek. İlköğretimden başlayarak Üniversite ye dek doğru ve çağdaş bir eğitim verilmesini sağlamak. Herkesi gelecekte kolay iş sahibi olacak bir eğitimle donatmak. İşin özü: Gençler için bir şeyler yapmak. Onların aydınlık ve mutlu geleceği için kafa yormak. Bu aynı zamanda gelişen bir Türkiye anlamına geliyor. Güzel bir gelecek için değmez mi? Bütün bu saydıklarımız gençler ve yeni nesil için önemli. Bunları sağladığımız takdirde, gençlerin önü açılır. Siyasete girerler ve siyasete farklı, olumlu bir hava taşırlar. Ünivers İEÜ İletişim Fakültesi Uygulama Gazetesi Sahibi Prof.Dr. Attila Sezgin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Prof.Dr. Sevda Alankuş Yayın Kurulu Öğr.Gör. Burak Doğu Araş. Gör. Nükhet M. Tayaz Yazı İşleri Seray Özbiçer, Halil Türkden Sarphan Uzunoğlu, Hakan Gözütok, Anıl Eren Küçük, Erman Gönülşen, Hande Uz Ekim Sayısı Bölüm Editörleri Öğr.Gör. Burak Doğu Araş.Gör. Nükhet M. Tayaz Araş.Gör. Özgür Seçim Araş.Gör. Rana Kuddaş Görsel Yönetmen Öğr.Gör. Burak Doğu Tasarım Hakan Gözütok Yer İzmir Ekonomi Üniversitesi Balçova Yerel, aylık süreli yayındır. Kasım 2009 Basım Yeri: Yılmaz Matbaacılık ve Form 2826 Sokak No: 52 Kat: 3/301 I. Sanayi Sitesi İzmir (232) 459 97 18 pbx

08 Medya Zülal Kalkandelen ile New York ve Türkiye üzerine Zülal Kalkandelen ismini bilenler kendisini Roll Dergisi ndeki müzik ya da Cumhuriyet Gazetesi ndeki New York yazılarından bilirler. Kalkandelen in New York un kültürel ve sosyal yaşamına ışık tutan denemelerden oluşan ilk kitabı New York u Yaşamak 2003 yılında yayımlandı. Yazarın bu kitaptan başka iki eseri daha bulunmakta. Zülal Kalkandelen Zülal Kalkandelen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü nü bitirdi. A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi dalında, Prof. Dr. İdris Küçükömer in Düzenin Yabancılaşması adlı kitabının eleştirisi üzerine yazdığı tezi tamamlayarak Yüksek Lisans derecesini aldı. 1992-1996 Kültür Bakanlığı nda hizmet verdi. 1997-2000 NTV ve CNBC-e de program koordinatörü/ yapımcı/ program bölümü sorumlusu olarak çalıştı. Yapımcısı olduğu INFO adlı program büyük müzik firmalarının Türkiye temsilcilikleri tarafından En İyi Müzik Programı seçildi. Aynı zamanda Roll dergisi için müzik yazıları yazdı.2001- New York a yerleşen Kalkandelen ile New York ve tekrar dönüş yaptığı Türkiye üzerine konuştuk. Zülal Kalkandelen 2001 yılından beri New York ta yaşıyor. New York u Yaşamak adlı kitabınızda da rüyaları süsleyen bu kenti ayrıntılarıyla anlatmışsınız okuyucunuza fakat; niçin Türkiye den ayrıldınız ve niçin New York? Öncelikle şunu belirteyim ki, artık New York ta yaşamıyorum. Zaman zaman yine kenti ziyaret ediyorum, ama orada yaklaşık 4.5 yıl yaşadıktan sonra İstanbul a döndüm. Sorunuza gelince, Türkiye den ayrılmamın nedeni, 2001 yılındaki ekonomik kriz sırasında işimi kaybetmem... Kriz patladığı zaman CNBC-e kanalında çalışıyordum. Televizyon kanalları da, bu gibi durumlarda her zaman olduğu gibi, ilk tasarruf yöntemi olarak bazı personeli işten çıkarmayı seçmişti. İşine son verilen çok sayıda insan arasında ben de vardım. O dönemde bunun anlamı, en az bir yıl işsiz kalmak demekti; çünkü o yıl bütün medya kurumlarındaki durum buydu. Ben de aldığım tazminatla hep yapmak istediğim bir şeyi gerçekleştirdim. Yurtdışına gidip Türkiye ye oradan bakmayı ve yeni kültürler tanımayı düşündüm. Çünkü diğer ülkelere turist olarak gitmekle bir süre oralarda yaşamak arasında çok fark var. Bunun için de en çekici yer New York tu. Daha önce gezi amaçlı gitmiş ve çok sevmiştim o kenti. Bunun birinci nedeni, müzik açısından son derece tatmin edici bir atmosfere sahip olmasıydı. Tam bir müzik sevdalısı olduğum için bana çok hitap eden bir kent New York. İkinci neden de, bütün dünya kültürlerini buluşturan eşsiz bir kent olması. Ben New York u bir deney tüpüne benzetiyorum. Bir bilim insanı düşünün; deney amacıyla tüpün içine çeşitli kimyasal maddeler atıyor ve karıştırılıp ne olacağına bakıyor. Normal olarak birbirine tepki verip patlamaya yol açabilecek çok sayıda madde, nedense o tüpün içinde bambaşka bir karışım yaratıyor ve hiçbir patlama olmuyor... Bu bana çok ilginç gelir. Kemalizm den Karl Marx a Gandhi den El Kaide ye, Demokrasi den Cinsel Ayrımcılığa, Mardin Katliamından Vietnam Savaşına, Müzikten Fotoğrafçılığa kadar bu çok yönlülük içinde Zülal Kalkandelen i besleyen nedir? Beni besleyen en temel şey, merak tabii ki. Yaşadığım dünyaya olan merakım çok farklı alanlara ilgi duymama neden oluyor. Kanımca, gazetecilik açısından da şarttır bu.. Bir insanın çevresinde olan bitene ilgi duymadan, sadece kendisine odaklanarak gazetecilik yapması, bana göre olanaklı değildir. O nedenle, yazılarım hep yaşadığım toplumla ve dünyadaki olaylarla ilgili. Son yıllarda ülkemizde de giderek daha fazla örneklerini gördüğümüz bir gazetecilik türü var. Kimileri, kendi özel hayatını yazı konusu yapıp, kendisini haber haline getiriyor. Gonzo gazetecilik diyorlar buna... Bir yazı türü olabilir ama benim gazetecilikten anladığım bu değil. Çünkü ben gazeteciliği bir kamu hizmeti olarak görüyorum. Mesleğe böyle yaklaşınca da, beni en çok besleyen unsur, adalet duygusu oluyor. Özellikle ilgi duyduğum iki alan var: Politika ve müzik. Lisans eğitimim gazetecilik alanında, ama yüksek lisansımı siyaset bilimi dalında yaptım. Politika ile hep ilgiliydim. Yaşamımızın her aşamasını doğrudan etkiliyor politika. Nasıl ilgilenmeyeceksiniz ki? Müzik ise, bana göre dünyayı yaşanılır kılan en önemli, en güzel şey. Fotoğrafla da ilgileniyorum ama o bir hobi sadece... Sizin için New York u New York yapan semtler nereleridir, neden? Benim için New York u New York yapan semtlerin başında East ve West Village gelir. Orada yaşarken en çok zaman geçirdiğim semtler bu ikisiydi. Kentin bohem kültürü buralarda daha çok hissedilir. Diğer yerlere göre buradaki binalar, çok daha eski ve kısadır; ama bana göre mimari açıdan daha ilginçtir. Herkesin aklına New York denince, gökdelenler gelir; oysa bence barları, vegan restoranları, ikinci el CD ve plak satan dükkanları, kitapçıları ve sanat galerileriyle, ayrı bir kimliği vardır bu bölgenin. New York Üniversitesi, New School gibi saygın eğitim kurumlarının kampüsleri de aynı yerdedir ve bu nedenle bir gençlik merkezidir. Ayrıca çok güzel iki park vardır bu bölgede. Birisi, East Village deki Tompkins Square Park; diğeri de West Village deki Washington Square Park. Her ikisi de kentteki çok kültürlülüğün bütün unsurlarını barındırır. Üniversiteliler de vardır o parklarda, evsizler de... Gözlem yapmak ve zaman geçirmek için ideal yerlerdir. Tabii parklardan söz edince Central Park tan söz etmemek olmaz. Bir şehircilik mucizesidir bu park. New York gibi her şeyin paraya dönüştürüldüğü bir kentte, böylesine büyük ve değerli bir alanın yapılaşmaya kapatılıp park olarak kullanılması, imrenilecek bir olay... New York u benim için özel kılan en önemli yer ise, 42. Sokak taki New York Halk Kütüphanesi. Orada öyle çok zaman geçirdim ki, benim için adeta bir sığınak halini aldı... Yazın serin, kışın sıcak, içi kitapla dolu sessiz bir mabet gibi... İnsan başka ne ister ki? 2.sınıf vatandaş konumunda kadınlar, ayrımcılık ve şeriat 21. yüzyılda bile kadın, erkek egemen toplumlarda bir gölge olarak varlığını devam ettiriyor. Dünya Kadın Hakları mücadelesi için neler yapılmalı, çözüm nerede aranmalı? Çözüm eğitimde... Kadının kendi haklarına sahip çıkar hale gelmesi için önce eğitim şart. Kız çocuklarının eğitimi mutlaka sağlanmalı; çünkü bir insanın başkalarına bağımlı olmaktan kurtulması için ekonomik özgürlüğü olmalı. Bunun mümkün olabilmesi, yani bir kadının işe girip kendisine bakacak parayı kazanabilmesi için, eğitim görmesi zorunludur. Bununla birlikte, aynı anda da tüm toplumda kadınların eşitliği yönünde kapsamlı kampanyalar yapılmalı. Eski ku- şaklardan yeni kuşaklara aktarılan eşitliksizci, çağdışı anlayışların kökeni, ancak bu şekilde uzun dönemli kampanyalarla kurutulabilir. Tabii devlet ile sivil toplum örgütlerinin el ele vererek etkili olabilecekleri bir sorun bu... Kırsal alandaki kanaat önderleri ile işbirliği yapılarak, halkın bilinçlendirilmesi sağlanmalı. Ayrıca bugün hala varlığını koruyan bazı yasalarda kadınlar lehine yeni düzenlemeler yapılması gerek. Kadınların ülkemizde içinde bulunduğu durumun düzeltilmesi için, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmalı, kadınların iş hayatına daha fazla katılımı desteklenmeli. Oradan buraya baktığınızda gözünüze ve yüreğinize neler takıldı? Orada yaşarken Türkiye ye bakınca, sahip olduğumuz değerlerin daha belirgin hale geldiğini söyleyebilirim. Türkiye, kültürüyle, tarihiyle, dünyadaki yeriyle çok önemli bir ülke. Tarihte örneği olmayan bir devrimi, Atatürk Devrimi ni başarmış bir ülke. Bütün Müslüman coğrafyasındaki tek laik demokrasi! Bunun değeri çok iyi bilinmeli ve gençlik buna sahip çıkmalı. Cumhuriyet in ilanından bu yana girilen çağdaşlaşma yolunda çok önemli adımlar atıldı, ama elbette daha düzeltilmesi gereken çok şey var ülkede... Bunun yanı sıra, Türkiye dışardan bakınca, kendi içinde müthiş çelişkileri de barındıran bir ülke olarak görünüyor. Çok etkileyici bir kültürel geçmişin bulunduğu bu topraklarda, bugün bu kadar az okunuyor oluşu, kütüphane ve müze kültürünün gelişmemiş oluşu, bilimsel çalışmalarda geride kalışımız, doğrusu üzüntü verici... Yeni bir roman projeniz var mı? İlk romanımdan sonra yazmaya başladığım bir projem var. Ama henüz olgunlaştığını söyleyemem. Son zamanlarda Roll battı!, Roll kapanıyor! diye bir panik oldu. Sonradan ise bu iddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı. Bu konuya ilişkin düşünceleriniz neler? Roll u uzun yıllardır hazırlayan yayın yönetmeninin İstanbul dan Ayvalık a taşındığını ve dergiyi artık üç ayda bir, daha geniş kapsamla yayınlamayı planladığını biliyorum. Müziğe tutkun bir ekibin, tamamen gönüllülük esasında çalışarak, büyük bir özveriyle çıkardığı bir dergi Roll. Kaliteli içeriğiyle, ülkemizdeki müzik kültürüne çok önemli katkıları oldu. Böylesine ticari bir sektörde, bunca yıldır bağımsızlığını koruyarak varlığını sürdürmesi, gerçek bir mucizedir. Çok zor, belki de imkansız bir iş başarılmıştır. Sona ermesi, ciddi bir kayıp olur. Ben devam edeceğini, bir şekilde yaşayacağını düşünüyorum. Dünyaca ünlü mimar Benini İEÜ de Dünyanın yaşayan en önemli 3 mimarı arasında sayılan İtalyan Mimar Dante O. Benini, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Yapı-Endüstri Merkezi nin konuğu olarak Uluslararası Yapı 2009 İzmir Fuarı kapsamında Türkiye ye geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Konferans Salonu nda Mutlak Gelecek konulu konferans veren Mimar Dante O. Benini, Türk mimarlara, öğrencilere ve yapı sektörü temsilcilerine geleceğin mimarisi ve kentleri konusunda bilgi verdi. Her kuşaktan önemli mimarlarla çalışan Dante O. Benini, İzmir Ekonomi Üniversitesi Konferans Salonu nda gerçekleştirilen konferansta, İzmirli mimarlara, akademisyenlere ve öğrencilere kendi tecrübelerinin ışığında kentleri ve mimarlığı bekleyen gelecek konusunda bilgi verdi. Projeleri ve eserlerini anlatan ünlü Mimar Benini, ışıklandırma sistemleri ve mimari açıdan kullandığı teknikleri anlattı. Mimar Benini, Bu eserleri ortaya koyabilmek için günde en az 100 sayfa kitap okuyorum. Kendimi kültürel yönde besliyorum şeklinde konuştu. İTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kazançoğlu, Dünya kenti olmak, marka kent olmak çok büyük bir hedef. Böyle büyük hedeflere ancak büyük düşünerek, büyük organizasyonlar ile ulaşılabilir. İzmir in marka kent hedefine giden yolda, uluslararası organizasyon ve konferanslara ev sahipliği yapması, son derece önemlidir. Bu anlayışla, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Yapı Endüstri Merkezi işbirliği ile böyle bir organizasyon düzenledik. Dünyaca ünlü bir mimar ile bu hedefimizi bir kez daha vurgulamak istememizin ise önemli bir nedeni var. İzmir in marka kent hedefine giden yolda, var olan tarihi Dante O. Benini ve kültürel dokuyu ortaya çıkarabilmek çok önemli. Yeni milenyumla birlikte bugün; katılım, sosyal boyut, insan ve çevrenin ön plana çıktığı yeni kentsel yerleşim politikalarına ihtiyaç duyuluyor. dedi.

Kültür-Sanat 09 46. Altın Portakal Film Festivali Uluslararsı Altın Portakal Film Festivali 17 Ekim de yapılan törenle sahiplerini buldu. Festivalin 46 yıllık tarihinde ilk kez iki film En İyi Film Ödülü nü paylaştı: Bornova Bornova ve Kosmos. İnal Temelkuran ın filmi Bornova Bornova geceden beş ödülle ayrıldı. Kosmos filmiyle büyük ödülü paylaşan Erdem, En İyi Yönetmen portakalının da sahibi oldu. En İyi İlk Film Ödülünü kazanan İki Dil Bir Bavul un yönetmenlerinden Özgür Doğan, En İyi Belgesel ödülünü kazanan 5 No lu Cezaevi nin yönetmeni Çayan Demirel ve Kara Köpekler Havlarken deki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülünü kazanan Volga Sorgu, ödüllerini 28 Eylül de Diyarbakır Lice de patlayan bomba nedeniyle hayatını kaybeden Ceylan Önkol a ithaf ettiler. Festivalde Onur Ödülü ne layık görülen Vedat Türkali, 45 yıl önce Karanlıkta Uyuyanlar filmiyle katıldığı festivalde gördüğü siyasi baskıları anlattı. Uçurtma Avcısı Khaled Hosseini in yazarı olduğu Uçurtma Avcısı son derece eşsiz bir roman. 1970 li yıllardan itibaren Afganistan halkının yaşadığı zulmü, etnik ayrılıkçılığı ve temizliği anlatırken bir yandan da Afgan baba ve çocuğu Emir ve babanın gayri meşru çocuğu Hazara ırkından gelen Hasan ın birbirlerine karşı sadakati, yalanları, fedakârlıkları ve birbirlerine duydukları sevgi müthiş bir kurguyla işlenmiş. Roman, Afgan halkının Sovyet Rusya dönemindeki ve ardından Taliban dönemindeki yaşadığı acıları anlatmakla beraber Afgan kültüründen izler taşıyor. Ayrıca Emir ve Hasan ın kardeş olduklarını bilmeden yaşadıkları hayatları birbirlerine karşı sadakatsizlikleri aynı zamanda sevgileri çok akıcı bir Festivalde verilen bazı ödüller ve sahipleri: - En İyi Film: Bornova Bornova, Kosmos - En İyi İlk Film: İki Dil Bir Bavul - En İyi Yönetmen: Reha Erdem, Kosmos - En İyi Senaryo: Onur Ünlü - Beş Şehir - En İyi Erkek Oyuncu: Öner Erkan - Bornova Bornova - En İyi Kadın Oyuncu: Nergis Öztürk - Kıskanmak 2009 Nobel Ödülleri Nobel töreni sırasında ödüller sahiplerine veriliyor 1901 yılından beri her yıl altı farklı dalda verilen Nobel ödüllerinin 2009 sahipleri açıklandı. Fizik ödülü, ışığın fiber optik içinde aktarılması alanındaki çalışmaları ve bir görüntüleme yarı iletken devresi icat etmeleri dolayısıyla Amerikalı Charles K. Kao, Willard S. Boyle ve George E. Smith e verildi. Yeni antibiyotiklerin geliştirilmesine yardımcı olabilecek ribozomların yapısı ve işleyişi konusundaki çalışmalarıyla Amerikalı Venkatraman Ramakrishnan ve Thomas Steitz ile İsrailli Ada E. Yonath kimya ödülüne layık görüldü. Amerikalı bilim adamları Elizabeth Blackburn, Carol Greider ve Jack W. Szostak, kanser ve yaşlanmayla ilgili araştırmaları nedeniyle Nobel Tıp Ödülü nün sahibi oldu. Akademi tarafından yapılan açıklamada şiirin yoğunluğu ve nesirin açıklığını kullanarak yoksulların dünyasını tasviriyle Romanya asıllı üslupla kaleme alınmış. Emir ve Hasan aynı evde birlikte büyümelerine rağmen yaşadıkları hayatlar arasında büyük farklılıklar vardır. Emir zengin işadamının oğlu, Hasan ise işadamı Baba nın yardımcısının oğludur. İki çocukta çok yakın arkadaşlar olarak büyümüşlerdir ancak bir uçurtma yarışı sırasında Emir Hasan a yapmaması gereken büyük bir hata yapmıştır. Bu hatanın ardından ilişkileri hiçbir zaman eskisi gibi olmamış, Emir de bütün hayatı boyunca vicdan azabı çekmiştir. Sovyet işgali sırasında Amerika ya kaçan Emir ve baba Hasan ı asla unutamamışlardır. Yıllar sonra Hasan ve karısının Taliban askerleri tarafından öldürüldüğünü öğrenen Emir onun çocuğunu kurtarmak için Afganistan a - En İyi Kurgu: Erkan Tekemen - Bornova Bornova - En İyi Sanat Yönetmeni: Zeynep Koloğlu Usta - En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Volga Sorgu - Kara Köpekler Havlarken - En İyi Yardımcı En İyi Müzik: Mehmet Erdem ile Özgür Akgül - Deli Deli Olma - En İyi Görüntü Yönetmeni: Florent Herry - Kosmos Alman yazar Herta Müller Nobel Edebiyat Ödülü nün sahibi oldu. 1969 yılından beri verilen Nobel Ekonomi Ödülü nü ABD li Elinor Ostrom ile Oliver E. Williamson paylaştı. Indiana Üniversitesi nde öğretim üyesi olan Ostrom, Nobel Ekonomi Ödülü nü kazanan ilk kadın oldu. İsveç Bilimler Akademisi, Ostrom u, özellikle kamu olmak üzere, ekonomi yönetimi analizleri, Williamson ı ise özellikle şirketin sınırları olmak üzere ekonomi yönetimi analizlerinden ötürü ödüle layık gördü. Norveçli Nobel Komitesi, 2009 Nobel Barış Ödülü nü hala birçok ülkede askeri bulunan ABD nin devlet başkanı Barack Obama ya verdi. Veriliş nedenini ise uluslararası diplomasiyi ve halklar arasındaki kooperasyonu güçlendirmek için sarfettiği sıradışı çabaları olarak gösterdi. Selin Bayraktar döner, vicdanını hafifletmek ister ve küçük çocuğu kendi oğlu gibi sever. Uluslar arası çok satanlar listesine girmiş ve 8 milyon kişi tarafından okunmuş olan Uçurtma Avcısı, hem 2006 hem 2007 de Orange ( Penguin Reader s) ödülünü kazanmış ayrıca 2007 de filmi çekilmiştir. Bu değerli romanı herkes okumalı. Hande Uz Gizem Güngör Medya ve İletişim Bölümü ZAMAN ZAMAN HER ZAMAN AŞK Onun uğruna o kadar çok söz söylendi ki, kitaplar, şiirler yazıldı, filmler çekildi, şarkılar bestelendi, kavgalar hatta savaşlar yapıldı. Evet, hiç kimsenin kayıtsız kalamadığı o duygudan, aşktan söz ediyorum. Yıllarca insanların açıklamaya çalıştığı o üç harfli sözcükten aşktan... Kalbimizi hızlandıran, midemize ağrılar girmesine neden olan, düşüncelerimizi durduran ve kimi zamanda bizi bunalıma sürükleyen bu duygunun aslında tamamen fiziksel olduğunu düşünebiliyor musunuz? Öncelikle bu duyguyu yaşayabilmek için karşımızdaki insanın kokusu beynimizin ilgili bölümlerine aşk sinyali olarak gönderiliyor. Bu sinyalin gönderilebilmesi için de vücudumuz doğacak çocuğun daha güçlü bir bağışıklık sistemi olması için, bağışıklık sistemi bizden çok daha farklı olan bir kişiyi seçiyor. Daha sonra vücudumuzda aşk hormonu olarak da bilinen feronom hormonu ve daha birçokları salgılanıyor ve olanlar oluyor. Biz de vücudumuzun bu seçimi ve salgılanan hormonlarla kendimizi ya güzel bir masalın içinde yada bir kabusun içinde buluveriyoruz. Öyle ki bu hormonlar Ferhat a Şirin için dağları deldirip, Romeo ve Juliet i aşkları uğruna öldürüyor, Mecnun u Leyla yı bulmak uğruna çöllere düşürüyor. Aşk tanrısı Eros u ise annesi güzellik tanrıçası Aphrodite in güzelliğini kıskanıp dünyanın en çirkin erkeğine aşık etmesini söylediği bir kralın kızı olan Psykhe ye aşık ediyor. Aşk tanrısı bile hormonlarına sahip olamazken bize de bu duygunun sözünü dinlemek düşüyor. Ama tabii ki bunu yaparken dikkat edilmesi gereken şeyler var.yapılan bir araştırmaya göre aşk beyinde karşındakine karşı güvene, haz duymaya, inanca yol açıyor, sonra da yargılama ve muhakeme bölümlerini etkisiz hale getiriyor.. Böylece de tek taraflı aşk, takıntılı aşk dediğimiz halleri kolayca yaşayabiliyoruz. Bunun sonucunda da acı çekmemiz olası. Ama Fuzuli nin dediği gibi aşkın sefasını değil cefasını sevenlerdenseniz o başka. Eğer yaşadığınız hallerden mutsuzsanız bir psikoloğa gidip tedavi olabilir, kendi kendinizi tedavi edebilir, arkadaşlarınızdan medet umabilir ya da üç yıl bekleyebilirsiniz. Çünkü aynı araştırmaya göre aşkın süresini belirleyen, sinir büyüme faktörü (NGF) en fazla üç yıl sonra azalıyor. Böylelikle sevdiğinizi gördüğünüzde ya da düşündüğünüzde oluşan kalp çarpıntıları, karın ağrıları, dünyaya karşı yaşadığınız umursamazlıkta yavaş yavaş kaybolmuş oluyor. Bilim aşka üç yıl ömür vermiş ama Ferhat ile Şirin, Romeo ve Juliet, Leyla ile Mecnun, yaşadıklarının sadece üç yıl süreceğini akıllarının ucundan bile geçiremezdi herhalde. İşte diillere destan bu hikayeler ve niceleri de bu duygunun ne kadar kutsal ve her zaman insanların hayatında olduğunu gösteriyor. İslam, Hristiyanlık ve Musevilik e göre Adem ile Havva nın varoluş hikayeleri bile bir aşk hikayesi ve insanlığın varoluşu da bir aşk hikayesiyle başlıyor. Başka söze gerek yok sanırım. Kim nasıl açıklarsa açıklasın insanların yaşamında bu duygu her zaman vardı; var olacak. Alman düşünür Feuerbach ın sözleriyle; Varlık sezginin, duyunun ve aşkın sırrıdır. Bu kişi, bu şey, yalnız duyumda, yalnız aşkta, mutlak bir değere sahiptir. Sonlu ve sonsuz orada bulunur. Aşkın sonsuz derinliği ve aşkın gerçeği, yalnız bununla kaimdir... En derin ve en yüze gerçekler duyumlarda saklıdır. Varoluşun gerçek ve ontolojik belgesi aşktır. Varoluşun aşktan ve duyumdan başka belgesi yoktur.

10 Dosya İlk Basın şehidimiz: Hasan Fehmi Bey Halide Edip, Mor Salkımlı Ev adlı eserinde anlatıyor: Evimin penceresinden cenaze alayını gördüm. Adeta o beyaz sarıklı muazzam kalabalık hareket halinde bir papatya tarlasını hatırlatıyordu. Ortalığı herhangi bir gürültüden daha korkunç bir sessizlik sarmıştı. Halide Edip, Mor Salkımlı Ev adlı eserinde anlatıyor: Evimin penceresinden cenaze alayını gördüm. Adeta o beyaz sarıklı muazzam kalabalık hareket halinde bir papatya tarlasını hatırlatıyordu. Ortalığı herhangi bir gürültüden daha korkunç bir sessizlik sarmıştı. Bu sayımızda, gazetecilikle ismi özdeşleşen, öyle ki, öldürüldüğü gün olan 6 Nisan 1909 tarihini Basın Şehitleri ni anma günü olarak kabul ettiğimiz bir isimden bahsedeceğiz.katledilen ilk gazeteci: Hasan Fehmi Bey Hasan Fehmi 1874 yılında doğdu. Arnavut kökenli bir Osmanlı vatandaşıydı. Mülkiye Mektebi nde eğitim gören Hasan Fehmi, üniversiteyi bitirdikten sonra Paris e gitti. Burada İttihat ve Terakki Cemiyeti nin mensuplarıyla tanıştı. Prens Sabahattin ve çevresini de burada tanıdı. Daha sonra Mısır a gitti. İkinci Meşrutiyetin ilanı üzerine İstanbul a geri döndü. Osmanlı topraklarına dönüşü ve her şeyin başlangıcı İstanbul a dönen Hasan Fehmi Bey, Mevlanazade Rıfat Beyin sahibi bulunduğu Serbesti gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Gazetenin başyazarlığını ve yazı işleri müdürlüğünü de üstlendi. Yazılarını ateşli, heyecanlı bir dille yazdı. Dönemin hemen bütün Mülkiye talebeleri gibi o da ülkedeki değişimleri savunan bir kişi olarak ortaya çıktı. Bir bakıma dönemin radikal yazarlarından biri sayılıyordu. Düşüncelerin özgürce sergilenmesinden yana bir tavır koydu. Bu kişiliği ve yazıları sebebiyle kısa zamanda ilgi odağı oldu. Gazete bu vesile ile çok sayıda insanın eline ulaşmaya başladı. Özgür düşünceden yana tavrı ve mevcut siyasi hareketlerden hiç birisinden yana olmamasıyla kısa zamanda ilgi odağı olmuştu Serbesti... Gazete aydınların elinden düşmüyor, bu kitleye seslenmek isteyen herkes orada yazmaya çabalıyordu. Yazılarında özellikle özgürlük alanının genişleyeceği sözünü vererek iktidara geldikten sonra tam manasıyla bir baskı rejimi kuran İttihatçılara yönelik sert eleştirileriyle dikkat çekiyordu. Hükümetin nefret hedefiydi bir bakıma İttihatçılar, Hasan Fehmi yi susturmak için gazeteye tehdit mektupları gönderildi Ancak Hasan Fehmi Bey tehditlere boyun eğmeyerek yazılarına devam etti. İttihatçılar, bunun üzerine hem Hasan Fehmi yi susturmak hem de başkalarına ibret olması için suikast planladılar. Aslında İttihat ve Terakki Cemiyeti özgürlükleri genişletme ve daha fazla özgür ortamı sağlamayı hedef edindiğini açıklamış ve muhtelif aracılarla bu konuda reklamını yapmıştı. Ancak, iktidara gelen İttihat mensupları geçmişe oranla çok daha fazla tahammülsüz ve eleştiriye kapalı bir tutum sergilediler. Baskı rejimine karşı çıkarak taraftar bulan ve böylece iktidar şansı elde eden parti, daha fazla baskı yapmaya başladı. Cemiyetin bu tavrı, çok sert eleştirilere sebep oldu. 6 Nisan 1909 günü,günümüzden tam 100 yıl önce 6 Nisan 1909 u 7 Nisan a bağlayan gece, Hasan Fehmi Bey, okul arkadaşı Kaymakam Ertuğrul Şakir Bey le Beyoğlu ndan S i r k e c i y e gitmekteydi. Galata Köprüsü nü g e ç t i k t e n sonra Sirkeci Postah a n e s i n i n önünde bir tetikçi Şakir Bey e bir el, Hasan Fehmi Bey e de üç el ateş etmişti. Yaralanan Şakir Bey, arkadaşını kurtarmak için yardım ararken, polisler onu katil diye köprüdeki karakola götürdüler. Şakir Bey in ısrarları sonucunda polisler Hasan Fehmi Bey in yanına gelince gazetecinin öldüğü görüldü. Katil Eminönü ne kaçarak gözden kaybolmuştu. Cinayet, bundan sonraki birçok gazeteci katlinde olduğu gibi aydınlatılamadı. İstanbul kaynıyor Gazeteci Hasan Fehmi nin öldürülmesi haberi İstanbul a bomba gibi düştü. Ertesi günü çıkan gazeteler İttihatçılar a ateş püskürüyordu. Hasan Fehmi Bey in başyazarlığını yaptığı Serbesti Gazetesi Basın özgürlüğünün ilk kurbanı ömrünü sürgünlerde geçirmiş olan hürriyet evlatlarından Hasan Fehmi Bey in ruhuna fatiha başlığıyla çıkmıştı. Serbestî Gazetesi, cinayeti protesto için bir miting düzenlemek istemiş ve gazetelerde ilân edilmişti. Miting daha sonra Pazar gününe ertelendi ve İttihatçılar a muhalif gazeteler katillere lanet okuyup, maktul Hasan Fehmi Bey e mersiyeler yazarak herkesi mitinge çağırdı. Gazeteler, hükümeti Ya hürriyet şehidi Hasan Fehmi Bey in katilini bulmalı, yahud mâlum olan beş kişiyi vatan haricine çıkarmalı. Bu iki şeyden başkası milletin öfkesini yok edemez diye yayınlar yaptılar. Her gün cinayetle ilgili haberler çıkıyor, çelişkili haberler yüzünden yetkililer suçlanıyordu. Volkan Gazetesi, Hasan Fehmi Bey in katilinin ortaya çıkmaması için Şeref Sokağı ndan (İttihat ve Terakki nin Merkez-i Umumîsinin bulunduğu yer) Adliye ve Zabtiye nezaretine telefon edilerek cinayet gecesi gazete başyazarının yanında bulunup, yaralanan Şakir Bey in katil olarak ileri sürüldüğü iddia etmiştir. Hasan Fehmi Bey in hatırasını yaşatmak için heykelinin veya bir kubbe yapılması günlerce gazetelerde tartışıldı. Cenazesinde bütün İstanbul ayaklanmıştı. Hasan Fehmi nin 8 Nisan günü yapılan cenaze törenini tarif için herhalde İstanbul ayağa kalkmıştı tabirini kullanmak abartı olmaz. Cenazenin kaldırılacağı gün muhteşem bir kalabalık vardı. On binlerce kişi cenazeye katılmıştı. Üniversite öğrencileri, subaylar, dervişler büyük bir heyecan içinde Hasan Fehmi Bey in cenazesini kaldırmaya gelmişlerdi. Binlerce kişilik insan selinin parmakları ucunda, kırmızı atlastan yapılmış bir Türk bayrağına sarılmış olan tabut Sirkeci deki Büyük Postane nin önünden geçerek Cağaloğlu ndan İkinci Mahmud Türbesi ne götürülüp, cenaze defnedildi. Binlerce insanın toplandığı bu mahşerî günü Sadri Sema şu şekilde anlatır: Hasan Fehmi nin cenaze kafilesi İttihad ve Terakki Cemiyeti ni ürkütmüştü. O gün bütün İstanbul ayaklanmıştı. Bütün İstanbul gözü yaşlı kara bir sessizliğe bürünmüş, sessiz bir mahşere dönmüştü. Bir zamanlar halkın gözünde bir demet gül olan İttihat ve Terakki Cemiyeti, o gün göze batan bir demet diken olmuştu. Cenaze Meclis-i Mebusan önüne getirildi. Cenaze töreni adeta İttihatçı muhaliflerinin bir gövde gösterisi olmuştu. 31 Mart a doğru Hukuk Fakültesi talebeleri, hocaları Celalettin Arif Bey in teşviki ile harekete geçmiş, Mülkiye Mektebi talebeleri ile birleşerek Babıâli nin kapısına dayanıp Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa dan katillerin tutuklanmalarını istemişlerdi. Başlangıçta hayli küçük olan topluluk Babıâli den ayrılırken halkın da kendilerine katılmasıyla 10 bin kişiyi bulmuş, kalabalık bu kadarla da kalmayıp Mebusan Meclisi ne gidinceye kadar 50 bini geçmişti.. Sonrası malum: 31 Mart hadisesi. O atılan kurşun söz hürriyetine, fikir hürriyetine, vicdan hürriyetine atılmış bir kurşundu ve maalesef ilk ve son olamadı. Önümüzdeki 6 Nisan da lütfen bir gazete alın, ve kağıt kokusunda birer Hasan Fehmi arayın, özgür bir ses arayın! Halil Türkden

Rehber 11 SİNEMALAR, FİLM GÖSTERİMLERİ Fransız Kültür Merkezi Tıkanma Yönetmen; Clark Gregg Tür; Komedi / Dram 2008, ABD 92 1-5 Kasım 2009 KONSER Ozee Yaşar 6 Kasım Cuma 25 TL TİYATRO İzmir Devlet Tiyatrosu Ayının Fendi Avcıyı Yendi Konak Melek Ökte Sahnesi 1 Kasım Bir Daha Çal Sam Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi 1 Kasım Şerefine İnsanoğlu Sabancı Kültür Merkezi Sahnesi 21 Kasım Yollarda Karşıyaka Oda Tiyatrosu 3, 4 Kasım Konak Melek Ökte Sahnesi 12-14, 17-21, 24-26, 28 Funda Arar 13 Kasım Cuma 30 TL Rezervuar Kanişleri Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi 26, 28 Kasım FESTİVAL İzmir Kısa Film Festivali Rumba Yönetmen; Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno Romy Tür; Komedi / Dram 78 6-12 Kasım 2009 Dona Agata nın Kaçırılışı Konak Melek Ökte Sahnesi 3-7 Kasım Volkan Konak 19 Kasım Perşembe 35 TL Jeanne D arc ın Öteki Ölümü Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi 5-8, 12, 13-15, 19, 21, 22 Kasım Limon Ağacı Yönetmen; Eran Riklis Tür; Dram 2008, İsrail-Almanya-Fransa,106 13-19 Kasım 2009 Efes Pisen Blues Festivali 20-21 Kasım Tam: 30 TL, Öğrenci: 20 TL Sanatçılar: Terry Evans, Ray Schinnery, Shemekia Copeland Yer: İzmir Hilton Mor ve Ötesi 20 Kasım Cuma 20 TL Sonbahar Yönetmen; Özcan Alper Tür; Dram 2007, Türkiye, 95 20-25 Kasım 2009 Manga 27 Kasım Cuma 25 TL Sakarca Konak Melek Ökte Sahnesi 8, 15, 22, 29 Kasım Selahattin Akçiçek Sahnesi 12, 13 19, 22 Kasım Bir Garip Orhan Veli Karşıyaka Oda Tiyatrosu 10, 11, 17, 18, 24, 25 Kasım Sergi Hayalet Beton, Dikbaş Tepe, Dargın Ağaç Fransız Kültür Merkezi 16 Kasım - 4 Aralık GÖSTERİ Melekler Eşliğinde Kukla gösterisi Fransız Kültür Merkezi 19, 20 Kasım

12 Spor Turkcell Süper Lig in sesi: Melih Şendil Anekdotlarla süslediği maç anlatımı, gollerdeki kendine has bağırışlarıyla, Melih Şendil, Halit Kıvanç, Orhan Ayhan, Tansu Polatkan, İlker Yasin gibi efsane isimlerin ardından yeni efsane spikerlerimizden biri olma yolunda. Turkcell Süper Lig maçları onun sesiyle daha bir güzel. Her hafta sonu Mutlu akşamlar sevgili futbolseverler diyerek bizleri futbola davet eden Melih Şendil i yakından tanıyalım. Erman Gönülşen: Belki de çok alışıla gelmiş bir soru olacak ama mesleğe ilk adımınızı nasıl attınız? Melih Şendil: Gazetecilik Bölümünde okuyordum, hocamız Rıfat Aras a kullanılmayan stüdyoda bizi sunuculuk yönünde yetiştirmesi için baskı kurduk. İlk başta Gidin başımdan! diyerek talebimizi pek hoş karşılamadı ama yoğun baskılarımız sonuç verdi ve en sonunda sınav açmaya razı oldu. On air yazısıyla o sınavda tanıştım. Şu anda geldiğim bu noktayı fakültemde aldığım temel eğitimlere borçluyum. Spikerlik kariyerinizde ilk çalıştığınız kanal ve anlattığınız maç hangisiydi? Televizyonculuk kariyerim bütün gün spor yayını yapacak TRT 3 ün TRT tarihinde ilk kez açtığı spikerlik sınavına katılarak başladı. Sınavı kazanan beş kişiden biriydim. Sınavı kazanarak başladığım TRT serüvenimde ilk anlattığım karşılaşma 1992 yılında Konyaspor-Altay maçı idi. O zamanlar ki TRT Spor Müdürü Tansu Polatkan beni direkt denize attı ve bana Yüz dedi. TRT gibi televizyonculuğun mutfağında çok usta kişilerle mesleğe adım attıktan sonra hangi kanallarda görev aldınız? 1992 yılında başladığınız meslek hayatınız boyunca başınızdan geçen en komik olay nedir? Melih Şendil TRT de beş yıl çalıştıktan sonra Atv, Show Tv, Cine 5, Supersport ta görev yaptım ve son olarak da şu anda çalıştığım kurum olan Lig Tv de görev alıyorum. Atv de çalıştığım dönemde Cine 5 in lig maçlarının yayın hakkını almasıyla birlikte Show TV ye geçtim. 1996 yılından bu yana lig maçlarını aralıksız anlatıyorum. Başımdan geçen en komik olay 2002-2003 sezonunda Fenerbahçe-Diyarbakırspor maçının ardından canlı yayında sandalyemin kırılıp tepetaklak düştüğüm andır. Jimnastik te madalya yağmuru 16. Uluslararası İzmir Ritmik Jimnastik Turnuvası Rusya, Azerbaycan, Kırgızistan, Gürcistan, Polonya, Özbekistan, Belçika, Kanada, İsrail, Mısır ve Türkiye nin katılımıyla 2-4 Ekim tarihleri arasında İzmir Kültürpark Celal Atik Spor Salonu nda gerçekleşti. 11 ülkeden 25 i genç,10 u büyük olmak üzere toplam 35 jimnastikçinin madalya mücadelesi verdiği turnuvada ülkemizi dört büyük, altı genç sporcu temsil etti. Gençlerde ip-çember ve top-labut, Büyüklerde ise top-çember ve ip-kurdele elemeleri sonunda dört aletli final müsabakalarında gençler kategorisinde, Asya Nur Taş çember aletinde altın, ip, top ve labut aleti müsabakalarında gümüş madalyayı boynuna geçirdi. Sporcularımızdan Eda Coşkun Spikerlik kariyerinizde sizi daha çok Süper Lig maçlarında dinliyoruz. Peki içinizde uhde olmuş anlatmak istediğiniz bir turnuva ya da bir maç var mı? Şampiyonlar Ligi finali anlatmak içimde hep istediğim bir duygudur. Hayatımda sadece bir sezon dünyanın en kaliteli futbol organizasyonunu anlatabildim. Son oynanan Manchester United-Barcelona finalini anlatmayı çok isterdim. Euro 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası nda Lig Tv çok başarılı bir televizyonculuk örneği gösterdi. Siz orada o maçları bizlere anlatan kişi olarak neler hissettiniz? Avrupa Şampiyonası nda anlattığım maçlardan inanılmaz keyif aldım. Rıdvan Dilmen ve Pier Van Hooijdonk ile birlikte çok keyifli, eğlenceli ve sonunda gururlu ayrıldığımız bir ay geçirdik. Milli takımın o nefes kesen doksan dakikalarının sonunda anlatım kabininde gülmek ile ağlamak arasında tarifi zor duygular yaşadık. Şampiyonada oynadığımız grupta ki son maçımız olan Çek Cumhuriyeti ve çeyrek finalde karşılaştığımız Hırvatistan maçlarını asla unutamam. Turkcell Süper Lig de geçen yıl en çok keyif aldığınız maç hangisiydi? Geçtiğimiz yıl Türkcell Süper Lig de 4-2 lik Fenerbahçe- Sivasspor maçı en keyif aldığım maçtı. Golsüz biten Beşiktaş-Bursaspor ve Fenerbahçe-Trabzonspor maçları da sezonun iyi doksan dakikalarındandı ise top aletinde altın, labutta bronz madalyanın sahibi oldu. Büyükler kategorisinde ise Pınar Akılveren, kurdela aletinde altın alırken, ip ve çember finallerini ikinci sırada tamamladı. Büyükler kategorisi final heyecanında top aletinde, Burçin Terzioğlu altın, kurdela da gümüş, ip aleti final müsabakasında kürsüde üçüncü sırada yer aldı. İki gün süren bu organizasyonu sporcularımız toplamda beş altın, altı gümüş ve yedi bronz madalya ile tamamladılar. Müzik ve estetiğin birleşimini görsel şovlarla süsleyen birbirinden farklı ülkelerden gelmiş sporcular madalya mücadelelerinde kıyasıya yarışırken izleyenleri de kendilerine hayran bıraktılar. Erman Gönülşen Medya ve İletişim Bölümü DURAKLAMA ANLARI İzmir futbolunda Ekim ayına temsilcilerimizin aldığı istikrarsız sonuçlar ve erken gelen teknik direktör istifaları damgasını vurdu. Türkiye Kupası ndaki Süper Lig takımlarıyla eşleşmeler ise bizleri erken bir şekilde Süper Ligin havasına soktu. ALTAY, art arda aldığı üç galibiyetle puan sıralamasında yükselişe geçen Altay için, Kemal Kılıç la iyi bir ivme yakalayan Adanaspor deplasmanından alınan bir puan hayati derecede önemliydi. Sonuçta bu ligde var olmak için, iç saha kadar deplasmanda da puan toplamak gerekiyor. Siyah-beyazlı ekip bunu başararak önümüzdeki haftalar için güven verdi. Altay da Burak Çalık, geçen ayki performansı ile takım içinde en dikkat çekici oyuncu olmayı başardı. BUCASPOR, geçtiğimiz ay Kemal Kılıç ın istifasıyla sarsılıp, görevi Özcan Kızıltan a devreden sarı-lacivertli ekip ise istikrarsız sonuçlara imza atarak taraftarlarını üzdü. İç sahada bol pozisyon bulan, farlı kazanan bir takım olan Bucaspor, deplasmanlarda ise tam tersine bir oyunla puanları hediye etti. Eğer ki, hedef üst sıralarsa deplasmanda en az bir puan almak şart. Bank Asya Ligi nin altın kuralı bu. KARŞIYAKA, Bucaspor gibi yeşil-kırmızılı ekipte istikrar sorunu yaşayan takımlardan bir diğeri. Beş maçlık seyircisiz oynama cezası dolan Karşıyaka, bu dönemde sürpriz puan kayıpları yaşadı. Geçen sezon gol noktalarında sıkıntı çeken takım, bu sezon rahat gol atarken, bu sezon ise takım savunmasında problemler yaşıyor. Seyircili oynayacağı maçlarla Karşıyaka nın seri yakalayıp tekrar üst sırları zorlaması gerektiğini düşünüyorum. GÖZTEPE, Akif Başaran dan boşalan koltuğa Erol Azgın nın gelmesi takıma pozitif bir hava kattı. Bunun göstergesi de Erol Azgın yönetiminde iki maçta alınan altı puan ile tekrar takımın zirveye yaklaşması. Devre arası gelmeden gelen teknik direktör değişiklikleri hem hoca, hem de oyuncular için sıkıntı yaratır. Önemli olan bu süreci en az hasarla geçmek. Kaldı ki sarı-kırmızlı ekip bu süreci kazasız atlatıyor. ÜÇÜNCÜ ligde ise Altınordu, İzmirspor a oranla daha bir takım görüntüsü verdi.aldığı sonuç ve puan sıralamasında bunu gösterdi. İzmirspor da ise yönetim sorunlarına bir de teknik direktör sorunları eklenince durum mavi beyazlılar için çok karıştı. Formula 1 de mutlu sona Jenson Buton ulaştı Formula 1 de, 2009 yılı Dünya Şampiyonu Brawn GP nin İngiliz pilotu Jenson Buton olurken, takımı Brawn GP de Formula 1 tarihindeki ilk sezonunda takımlar şampiyonu olarak büyük bir başarıya imza attı. Dünya Şampiyonu unvanıyla ilk açıklamasını yapan İngiliz pilot, Bu harika. Özellikle işlerin ters gittiği birkaç yarıştan sonra bu çok iyi oldu. Harika bir yarıştı, Ben Dünya Şampiyonuyum! 21 yıl önce kartinge başladığım zamanki amacım buydu. Kazanmayı seviyorum. Hiçbir zaman gerçekten bir dünya şampiyonu olacağımı bilemezdim ama bugün bunu yaptık! diyerek mutluluğunu dile getirdi.bu sezon Formula 1, değişen kurallarla en zevki sezonlardan birine sahne olurken bu bağlamda en büyük pay Red Bull Racing ve Brown GP takımlarınındı. Ferrari ve McLaren gibi iki köklü takımı yarış dışı bırakarak sürdürdükleri şampiyonluk mücadelesinden ise galip ayrılan takım, Ross Brawn ın çiçeği burnunda takımı Brawn GP oldu. Honda nın Aralık 2008 de Formula 1 Dünya Şampiyonası ndan çekileceğini açıklamasının ardından Honda nın eski takım direktörü Ross Brawn tarafından kurulan Brawn GP, sezon başında araçlarını fazla denemeye vakitleri olmasa da sezonun ilk yarışında, Avusturalya GP de ki parlak zaferle bu sezon kendilerinden sıkça bahsedileceği kesindi. Uzun bir aradan sonra Formula 1 de Ferrari ve McLaren hegemonyasını yıkan Brown GP ye yapılması gereken tek şey ayakta alkışlamak. Jenson Buton zaferini kutlarken