INTERLINGUA-TÜRKÇE SÖZLÜK a, al (=a+le) : -e, -e doğru, -e kadar; -de [yer, zaman] ab : o zamandan beri, -dan beri; (bir yer)den, itibaren accender : ışık yakmak, tutuşturmak, yakmak adjutar : yardım etmek, faydası olmak ager : harekete geçmek, etkimek alicubi : bir yer, bir yerde alcun (= alicun) : bazı, kimi, (belirsiz) bir miktar alique : bir şey, biraz alora : o zaman, o halde, dolayısıyla alte : yüksek, yüksek ses altere : başka, diğer, öbür amar : sevmek ambe : her ikisi(de) an? : [soru kipi] mi? ancora : henüz, daha, hâlâ anno : yıl, sene anque : bir de, de ante : önce, evvel, -den önce antea : eskiden, önceden aperir : aç mak, başlatmak apparer : gözükmek, görünmek, meydana çıkmak appellar : çağrıda bulunmak, adını koymak appertiner : bağlı olmak apportar : getirmek apprender : öğrenmek, haber almak april : Nisan [ay] apud : yakın, yakınında arbore : ağaç arder : yanmak, yakmak ascoltar : dinlemek, kulak vermek assatis : yeter miktarda, oldukça assecurar : temin etmek, sağlama bağlamak, emin olmak assi : böyle, böylece, bu yüzden attender : ilgilenmek, beklemek attinger : elde etmek, varmak, ermek attraher : çekmek, cezbetmek audir : işitmek, duymak augmentar : artırmak, desteklemek augusto : Ağustos [ay] autumno : sonbahar [mevsim] avante : önce, önünde ave : kuş avion : uçak basse : düşük, alçak bastante : yeterince, yeterli batter : dövmek belle : (çok) güzel ben : iyi; ben que : -diği halde, olmakla beraber besonio : gereksinim, ihtiyaç biber : içmek bon : iyi, hayır boteca : dükkan, butik brachio : kol breve : kısa bucca : ağız cader : düşmek, yıkılmak calide : ılık, sıcak cambiar : değişmek, değiştirmek camera : oda, meclis campo : tarla, alan, saha, kamp capace : geniş, yetenekli capite : baş, amir car : sevgili, pahalı casa : ev; a casa : evde, eve; in casa : evde caso : durum cata : her bir causa : neden, durum; a causa de : nedeniyle, -diği için celar : gizli tutmak, saklamak celo : gök, gökyüzü cento : yüz (= 100) cercar : aramak, araştırmak certe : kesin, şüphesiz cessar : durmak, kesmek, durdurmak cinquanta : elli (= 50) cinque : beş (= 5) circa (= circum) : çevresinde, yakınında citate : şehir clauder : kapatmak cognoscer : tanımak colliger : toplamak collo : boyun comenciar : başlamak como : nasıl, -diği için, gibi comprar : satın almak comprender : kavramak, anlamak - 4 -
con : ile, birlikte, beraber contar : (sayı) saymak; anlatmak continer : içermek, kapsamak, zaptetmek convenir : toplanmak, anlaşmak, uygun gelmek coperir : kapsamak, örtmek corde : yürek, kalp corpore : beden, gövde; madde, miktar; grup cosa : şey, nesne costar : mal olmak creder : inanmak, iman etmek; sanmak crescer : büyümek, gelişmek, artmak cuje : kimin currer : koşmak; çalışmak curte : kısa cute : deri, cilt dar : vermek de, del (= de+le) : (bir yer)den, -nın deber : borçlu olmak, gerekmek; ödev debile : hasta, hâlsiz dece : on (= 10) decembre : Aralık [ay] deman : yarın demandar : sormak, rica etmek, dilemek dente : diş depost : sonra, sonradan derecto : yetki, doğru, doğruluk; görev desde : o zamandan beri detra : arkasında, gerisinde devenir : olmak, başına gelmek dextre (= dextere) : sağ [yön] dicer : demek, söylemek die : gün, gündüz difficile : zor, güç digito : rakam; parmak disparer : yok olmak, gözden kaybolmak dolor : keder, üzüntü, acı dominica : pazar [gün] dono : hediye; yetenek dubita : kuşku, şüphe ducer : yönetmek, öncülük etmek dum (= durante que) : süre, zaman; -ken; -e kadar; yeter ki dunque : bu nedenle, onun için duo : iki (= 2) durante que : süre, zaman; -ken; -e kadar; yeter ki e : ve, ile; daha sonra effortiar se : çabalamak emer : satın almak era (= esseva) : -di'li geçmiş zaman eki es : -im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler esque? (= an?) : ~ mi? esser : olmak; varlık, yaratık esseva : -di(-m, -n, -k, -niz, -ler) est : doğu [yön] estate : yaz [mevsim] estranie : garib, tuhaf; dış estranier : yabancı etate : yaş, çağ etiam : da, dahi, yanı sıra; hatta ex : -den, -dan; arasından exiger : gerektirmek, talep etmek exprimer : sıkıştırmak, basmak; belirtmek, ifade etmek extra : -siz; ayrıca, üstelik; dış, dışında; ilave olarak facer : yapmak, etmek, meydana getirmek; neden olmak facie : yüz, surat facile : basit, kolay, rahat facto : gerçek, olgu; beceri fatigate : yorgun februario : Şubat [ay] felice : mutlu, sevinçli, memnun; uğurlu femina : kadın, dişi ferir : vurmak, çarpmak filia : kız çocuk filio : erkek çocuk fin : son, bitim; amaç, erek; a fin de : yapmak için; a fin que : ulaşmak için, yapmak için; al fin : sonunda; in fin : sonuçunda, sonunda; kısaca finir : tamamlamak, bitirmek, sona erdirmek foco : ateş, alev folio : sayfa, yaprak; (bitki) yaprak foras (= foris) : dışarıda, dışında; -den başka fornir : sağlamak, tedarik etmek forsan : belki forte : güçlü, kuvvetli, sağlam fortiar : zorlamak, mecbur etmek fratre : erkek kardeş frigide : soğuk fundar : kurmak, inşa etmek, temelini atmak fundo : alt, zemin; temel; vakıf, kuruluş gamba : bacak ganiar : kazanmak gauder : sevinmek gaudio : sevinç, neşe gorga : boğaz, gırtlak grande : büyük, iri; geniş grate : minnettar - 5 -
ha : var haber : sahip olmak; -si olmak hastar : acele etmek heri : dün hiberno : kış [mevsim] hic : burada, bu noktada hodie : bugün homine : adam, erkek; insan hora : saat; de bon hora : erkenden humero : omuz ibi : orada il : o, onu, ona il ha : işte var illa : o [dişi] illac : orada illas : onlar [dişiler] ille : o [erkek]; şu, o illes : onlar [erkekler]; şunlar, onlar illo : o [nesne] illos : onlar [nesneler] impedir : engellemek imprimer : bildirmek, yayınlamak in : -de, -da, içinde; -e, -a, içine incontrar : karşılaşmak, rastlamak; buluşmak infante : bebek infra : aşağıda, altta; daha ileride inseniar : öğretmek insimul : beraber, birlikte integre : bütün, tüm, tam; doğru, dürüst inter : arasında, arada; ortasında interim (= intertanto) : bu arada; geçici intra : içinde, içeride inviar : göndermek, yollamak io : ben ipse : kendi(-m, -n, -miz, -niz, -leri) ir : gitmek iste : bu; ikisinden sonuncusu isto : bu [nesne] ja (= jam) : zaten, çoktan; az önce jacer : yatmak, durmak jammais : hiç, şimdiye kadar januario : Ocak [ay] jectar : atmak, fırlatmak jocar : oynamak [oyun, eğlence] jovedi : perşembe [gün] julio : Temmuz [ay] junger : birleştirmek junio : Haziran [ay] juvene : genç, yeni, taze juxta : yakın, yakınında la : orada, orayı labio : dudak lacrima : göz yaşı large : geniş, büyük; eliaçık las : onlar (dişil) lassar : bırakmak, izin vermek latere : yan, taraf, kenar lavar : yıkamak le : [dilbilgisi] belirli tanımlık (tekil); o, onu leger : toplamak, seçmek; okumak legier : hafif lente : yavaş les : [dilbilgisi] belirli tanımlık (çoğul); onlar, onları levar : kaldırmak, dikmek, inşa etmek; alıp götürmek leve : hafif; önemsiz libere : özgür, hür; serbest, açık libro : kitap, cilt lingua : dil; lisan littera : harf, mektup lo : o, onu, ona [nesne] lo que : o, şu loco : yer; alan, bölge; konum longe : uzun; uzun zaman lontan : uzak, uzakta; ötede lor : onların los : [dilbilgisi] belirli tanımlık (çoğul); onlar, onları lumine : ışık lunedi : pazartesi [gün] ma : ama, fakat, ancak maio : Mayıs [ay] major : daha büyük, daha önemli mal : kötü, bozuk, zararlı malgrado : nisbete rağmen mancar : eksik olmak, yetersiz olmak mangiar : yemek, yemek yemek maniera que (= maniera de) : tarz, biçim; (bu) tarzda, biçimde mano : el mar : deniz martedi : salı [gün] martio : Mart [ay] matino : sabah matre : anne me : beni, bana medie : yarı, yarım, buçuk; orta; ortalama melio : daha iyi melior : daha iyisi - 6 -
mense : ay; aylık mente : akıl, zekâ, hafıza mercuridi : çarşamba [gün] mesme : aynı, aynısı; kendi(-m, -n, -miz, -niz, - leri) mesmo : aynı şekilde; bir de; hatta; mesmo si : (yapmış/olmuş) olsa da mi : beni, bana micre : küçük mille : bin (= 1000) minor : küçük, daha az minus : eksi, -den az; a minus que : -medikçe, -mezse; al minus : en azından mitter : koymak, sokmak molle : yumuşak moneta : para monstrar : göstermek, oynamak morir : ölmek mover : hareket etmek, kımıldamak multe : [sıfat] çok, birçok, pek multo : [zarf] çok, birçok, pek mundo : dünya nam : için, nedeniyle, -e göre, -e rağmen nascer : doğmak naso : burun natar : yüzmek [spor] nemo : hiçbir kimse nette : temiz, düzenli; çok iyi ni : yok, değil nihil : hiç, hiçbir şey nimie : çok, birçok nimis : çok, fazla, aşırı no : hayır nocte : gece nomine : ad, isim non : değil, yok, -siz nonne? : değil mi? nonobstante : -e rağmen, -e karşı nord : kuzey [yön] nos : biz nostre : bizim novanta : doksan (= 90) nove : yeni; de novo : yeniden novem : dokuz (= 9) novembre : Kasım [ay] nulle : hiçbir nunc : şimdi, şu anda nunquam : asla, hiçbir zaman o : ya da, veya - 7 - oblidar : unutmak obra : eser, çalışma, iş obtener : elde etmek, sağlamak, almak occurer : yer almak, olmak octanta : seksen (= 80) octo : sekiz (= 8) octobre : Ekim [ay] oculo : göz omne : tüm, bütün; her biri on : (her hangi bir) kişi ora : şimdi, şu anda osso : kemik pagar : ödemek pais : vatan, ülke pan : ekmek parer : görünmek, gibi görünmek parlar : konuşmak, söylemek parola : kelime, sözcük parve : küçük, ufak passato : geçmiş patre : baba pauc : küçük, biraz pauco : az, biraz, kısa paupere : yoksul, fakir pede : ayak pejor : daha kötü pena : ağrı, acı; dert; a pena : güç bela, zar zor pensar : düşünmek per : -den, içinden; yüzünden; aracılığıyla; tarafından perder : kaybetmek periculo : tehlike pertiner : -e ait olmak, ile ilgisi olmak pesante : ağır peter : istemek, talep etmek, yalvarmak petra : taş placer : sevindirmek; zevk plen : dolu plure : birçok, çeşitli plus : daha, daha çok; de plus in plus : çok ve daha çok; de plus : ayrıca, üstelik; in plus : bunun yanında, ek olarak poc : küçük, biraz poco : az, biraz, kısa poner : koymak, yerleştirmek populo : halk, ulus porta : kapı portar : taşımak post : -den sonra, ardından
postea : sonradan, daha sonra postmeridie : öğleden sonra poter : güçü olmak, yeteneği olmak; -ebilmek povre : yoksul, zavallı precio : değer, kıymet prender : tutmak, sahip olmak presso (a) : yakın, yakınında presto : hızla, çabucak primavera : ilkbahar [mevsim] prime : ilk, birinci; başlıca pro : için, uğruna; çünkü probar : kanıtlamak; denemek prohibir : yasaklamak, engel olmak promitter : söz vermek proponer : önermek, teklif etmek proprie : gerçek, uygun; kendi proque : niçin, neden, niye; çünkü, -diği için proxime : gelecek, ön puera : kız çocuk puero : erkek çocuk qual : hangi, hangisi, hangisini qualque : herhangi bir; bazı quando : ne zaman; -diği zaman quante : ne kadar; kaç tane quanto : nicelik, miktar, tutar quanto a : -e gelince quaranta : kırk (= 40) quasi : hemen hemen quatro : dört (4) que : ne, hangi; -diği qui : kim, kimi, kime; -diği rapide : hızlı, ivintili ration : neden, sebeb; oran; pay, hisse re : hakkında, ile ilgili, -e gelince recercar : araştırmak, soruşturmak reciper : almak, kabul etmek recte : düz, doğru, dimdik rege : kral regina : kraliçe regno : hükümdarlık, saltanatlık regratiar : teşekkür etmek regrettar : pişman olmak reguardar : dikkatle bakmak; saymak, gözüyle bakmak remaner : kalmak, durmak repasto : yemek vakti, öğün responder : yanıtlamak, karşılık vermek restar : durmak, artakalmak retornar : dönmek, geri gelmek retro : arka, geriye doğru - 8 - ric : zengin rota : tekerlek, direksiyon sabbato : cumartesi [gün] salutar : selamlamak, selam vermek salvo : -den başka, hariç san : sağlıklı sanguine : kan saper : bilmek a saper : yani satis : yeter, yeterince scriber : yazmak se : kendi, bizzat seculo : yüzyıl, asır secunde : ikinci secundo : saniye; uygun olarak; -a göre secur : güvenli, emin sed : ama, fakat, ancak seder : oturmak seliger : seçmek semper (= sempre) : her zaman, daima, sonuna dek senior : bay seniora : bayan senioretta : bayan sentir : duyumsamak, hissetmek septanta : yetmiş (= 70) septe : yedi (= 7) septembre : Eylül [ay] septimana : hafta sequer : izlemek, peşinden gitmek sera (= essera) : -ecek, -acak sex : altı (= 6) sexanta : altmış (= 60) si : evet; eğer sia : olsada, -ise sin : -siz, olmadan sinistre : sol, sola sino : göğüs, sine sol : güneş; tek başına, yalnız solmente (= solo) : yalnızca, sadece son : -iz, -siniz, -dirler soror : kız kardeş sorta que (= sorta de) : bir tür sortir : dışarı çıkmak, gitmek sovente : sık sık, çoğu kez speculo : ayna sperar : umut etmek star : durmak stomacho : mide, karın stoppar : durmak, durdurmak, önlemek strata : yol
su : onun sub : altında subite : ansızın subito : aniden, birdenbire sud : güney [yön] suggerer : önermek super : üstünde, hakkında supponer : zannetmek, farz etmek supra (= sur) : yukarıda, üstünde, hakkında tabula : masa, tablo tacer : sessiz olmak, saklamak tal : öyle, bu gibi tamen : henüz; hâlâ tante : çok, birçok, hemen hemen tanto : öyle, o derece; in tanto que : olduğu kadarıyla tarde : geç, gecikmiş te : seni, sana tempore : zaman, vakit; devir, çağ; hava tener : tutmak, almak, sahip olmak terra : toprak, doğa testa : baş, kafa; kabuk timer : korkmak tirar : ateş etmek, (ateş edip) vurmak; çizmek toccar : değmek, dokunmak tornar : dönmek, döndürmek, çevirmek tosto : kısa bir süre içinde, birazdan plus tosto : tercihan, daha doğrusu tote : tüm, bütün; tamamen; her biri totevia : henüz, yine de, hâlâ toto : her şey; non del toto : bir şey değil tractar : muamele etmek, davranmak, saymak traducer : taşımak, nakletmek; çevirmek, tercüme etmek traher : çekmek, sürüklemek traino : tren tranquille : sakin, sessiz trans : karşıdan karşıya, ötesinde, ileri tranta : otuz (= 30) travaliar : çalışmak, cabalamak travalio : çalışma, iş, emek tres : üç (= 3) troppo : çok trovar : bulmak tu : sen, seni, sana tunc (= alora) : o zaman, ondan sonra ubi : nereye, nerede; -diği yerde ubique : her yerde, nerede olursa olsun ulle : herhangi bir ultime : en son, sonuncu ultra : ötesinde; -in dışında un : bir, tek; bir (= 1) unquam : hiçbir zaman usque : -e kadar, -inceye kadar utile : yararlı, faydalı va : git vader : gitmek, işlemek varie : çeşitli, bazı vender : satmak venerdi : cuma [gün] venir : gelmek, ulaşmak ventre : göbek ver : doğru, gerçek verso : şiir, nazım; arka sayfa, karşı vespere : akşam vetere (= vetule) : yaşlı, eski via : yol, yön viagiar : seyahat etmek, yolculuk yapmak vice : kere; a vices : bazen; in vice de : -nun yerine vider : görmek vinti : yirmi (= 20) visage : çehre, yüz vista : manzara, görünüş viste : -e göre, -e karşın vita : hayat, yaşam viver : yaşamak voce : ses volar : uçmak voler : istemek, dilemek vos : siz, sizi, size vostre : sizin west : batı [yön] ya : zaten, çoktan zero : sıfır (= 0) - 9 -