HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Benzer belgeler
MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

CEZANIN ERTELENMESİ VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARLARI. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA

AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINA AYRILMA

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme

ÇOCUK HÜKÜMLÜLERE AİT MÜDDETNAME DÜZENLENMESİ:

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

HÜKÜMLÜLERİN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINAAYRILMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK (Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25848)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

Ceza İnfaz Hukuku Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Düzenlemesi Işığında. Yard. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : Kanun Kabul Tarihi : 25/05/2005. Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

İNFAZDA DENETİM SÜRESİ KONUSU

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : Kanun Kabul Tarihi : 25/05/2005. Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX İNFAZ HUKUKU VE MAHİYETİ. 1. BÖLÜM CEZA TÜRLERİ 1. Hapis Adli Para Cezası... 4

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : 5352 Kabul Tarihi : 25/5/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 1/6/2005 Sayı : 25832

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

Yönetmelik. Adlî Sicil Yönetmeliği

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Hükümlü Disiplin Ceza ve Tedbirleri - Duraksama Yaratan Sorunlar ve Yanıtlar - Lehe Kanun Uygulaması

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) : E BAŞVURU NO : 2018/2765 KARAR TARİHİ : 13/08/2018

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTISI RAPORU TOPLANTI RAPORU

ULUSAL YARGI AĞI PROJESİ-II

Adli para cezası, Mükerrirlere özgü infaz rejimi, Kuruma giriş, Hükümlülerin Gözlem ve sınıflandırılması, Hükümlülerin Gruplandırılması

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

ADLÎ SĠCĠL KANUNU Kanun Numarası : 5352 Kabul Tarihi : 25/5/2005

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

NAFAKA HÜKÜMLERĠNE UYMAMAK

SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDAKİ TUTUKLULUK HALİNİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA İFADE ETTİĞİ ANLAM VE BUNUN İÇ HUKUKUMUZDAKİ YANSIMASI:

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

Sayı : [02] /556/ /01/2013

IÇINDEKILER I. BÖLÜM HÜKÜM KURMA ESASLARI. f) Cezanın İnsan Onuruyla Bağdaşır Nitelikte Olması 4. da) Birim Gün Sayısının Belirlenmesi 11

SİRKÜLER İstanbul,

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

EK-1 ŞÜPHELİ - SANIK KARAR TAKİP FORMU... nın...tarihli ve...sayılı yazısı.

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 31/10/ /11/2013 SAMSUN :KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Bilgisayar, internet ve bilişim alanında uzmanlaşmış teknik personelin ve hızlı soruşturma ile yargılamanın temeli olan, konusunda uzmanlaşmış

Emre Can BASA MÜKELLEFLERİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA SUÇU

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALAN, KABUL EDEN VEYA BULUNDURMAK TEDAVİYE VE DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNE KARAR VERMEK

İçindekiler. I. BÖLÜM GENEL OLARAK İCRA ve İFLÂS SUÇLARI ve YARGILAMA USULÜ

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARARI. KARAR :Sektörel Denetim Dairesi Başkanlığının hazırladığı takrir ve ekleri incelenmiştir.

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 31/10/ /11/2013 SAMSUN

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

BAZI ALACAKLARIN 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/33 Ref: 4/33. Konu: ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YAYINLANMIŞTIR

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARARI. Gündem Konusu : İnceleme - Referans Erişim Tekliflerine Uyum - Genişbant.

Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ

İKİNCİ BÖLÜM Adayların Çalışma Esasları, Staj Süresi, Staj Mahkemelerinin Tespiti

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU 2016 / 2017 ÖĞRETİM YILI BÜTÜNLEME SINAVI OLAY ÇÖZÜMÜ

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

ALKOLLÜ İÇECEKLER İLE İLGİLİ BANDROL UYGULAMASI NEDENİYLE KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASINA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

1.GRUP TARAFINDAN TESPİT EDİLEN SORUN VE SORULAR

İNFAZ HAKİMLİĞİ KANUNUNDA VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

ADLİ SİCİL YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25929

T.C. ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BUYUK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ NE A... ESAS NO : 2004/... KARAR NO: 2006/... UYARLAMA TALEP EDEN (HÜKÜMLÜ SANIK) : A.T.K.

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI

4. fıkrası aynen Kişinin, erteleme süresi zarfında;

İçindekiler 11. Baskıya Önsöz 7 Kısaltmalar 25 BİRİNCİ BÖLÜM İNFAZ HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI 1. İNFAZ VE İNFAZ HUKUKU KAVRAMLARI 27 2.

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÜKÜM KURMA SANATI I. BÖLÜM MAHKEMECE VERİLEN KARARLAR

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu. Karar Tarihi:

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

MADDE GEREKÇELERİ MADDE

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Karar No: 388/2 Karar Tarihi:

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü MALİYE BAKANLIĞINA

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) Sonrasında Zamanaşımı Uygulaması

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Transkript:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 13-16 HAZİRAN 2013 - MARDİN Grup Adı : Ceza Hukuku 5. Grup (Grup Umutlar Çiçek Açsın) Konu : İnfaz hukuku Grup Başkanı :Osman ATALAY (Yargıtay Üyesi) Grup Sözcüsü :Münüre KOYUNCU (Manisa Cumhuriyet Savcısı) Raporlama Heyeti : 1- Adnan TABAR (Antalya Cumhuriyet Başsavcı V.) 2- Mahmut ARSLAN (Boyabat Cumhuriyet Başsavcısı) 3- Ali Ulvi YILMAZ (Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcısı) 4- Seyfullah ÇAKMAK(HSYK Tetkik Hâkimi) 5- Ekrem BIYIK (Adalet Bakanlığı CTEGM Tetkik Hâkimi) 6- Adem BAYRAK (Adalet Bakanlığı CTEGM Tetkik Hâkimi) GİRİŞ: İnfaz hukuku son derece önemli olup, ceza hukukunun bir dalıdır. Hükümlü cezaevinde ne bir gün fazla, ne de bir gün az yatırılabilir. Hükümlünün infaz kurumunda bir gün fazla yatırılması durumunda hükümlü hakkı zedelenir. Buna bağlı olarak bir gün az yatırılması durumunda ise mağdurun hakkı ve kamu vicdanı zedelenecektir. Bu nedenle infaz teknik bir konudur. Çok iyi bilinmesi gerekir. Ayrıca infaz konusunda hazırlanan yasaların, tüzüğün ve yönetmeliklerin son derece anlaşılır olması ve uygulama birliğini sağlayacak şekilde olması gerekir. Söz gelimi infaz ile ilgili bir konuda Kars ta görev yapan bir Savcı, infazla ilgili düzenlemeleri okuduğunda ne anlıyorsa, Ankara da görev yapan bir Savcının da infaz ile ilgili düzenlemelerden aynı şeyi anlaması ve uygulaması gerekir. İnfazın uygulanabilirliği açısından, infaz mevzuatının net, açık ve anlaşılabilir olması gereklidir. İNFAZDA YAŞANAN PROBLEMLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SORUN 1:MÜDDETNAME HESABINDA ARTIK YIL UYGULAMASI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Cezalar TCK nın 45. maddesinde belirtildiği üzere hapis ve adli para cezalarıdır. 5275 sayılı infaz kanununun 4. maddesine belirtildiği üzere, cezalar kesinleşmeden kesinlikle infaz edilemez, kesinleşen ilamın infaz savcılığına gönderildikten sonra infaz aşamasında özellikle müddetname tanziminde artık yıl konusunda tereddütler bulunmaktadır. Bir kısım savcılıklar artık yıl konusunda Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görüşü gereğince artık yılı müddetname hesabında dikkate almakta, bir kısmı ise Yargıtay 1. Ceza Dairesinin görüşü gereğince artık yılı dikkate almamaktadır. UYAP ta artık yıl dikkate alınarak müddetname düzenlenmektedir. Ancak bu konuda uygulama birliği açısından bir an önce ya kanun değişikliği yapılmalı, ya 1

da Yargıtay Ceza Genel Kurulundan uygulama birliğini sağlayacak bir karar çıkarılmalıdır. Geçiş olarak hükümlünün lehine olarak artık yıl hem şartla tahliyede, hem de bihakkın tahliyede müddetname hesabında uygulanmalıdır düşüncesindeyiz. SORUN 2: DOĞRUDAN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNDA İNFAZ EDİLECEK CEZALARDA UYGULAMA BİRLİĞİ SORUNU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: 6352 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesinde belirtildiği üzere kasti suçlarda 3 yıl veya daha az hapislerde, taksirli suçlarda 5 yıl veya daha az hapislerde, miktarına bakılmaksızın adli para cezalarından çevrilen hapislerde hükümlü hakkında çağrı kâğıdı çıkmasına rağmen, tebliğden itibaren 10 gün içinde hükümlü infaz savcılığına gelmez ise, hakkında yakalama emri çıkartılmış ise kolluk tarafından yakalanarak hükümlü infaz cumhuriyet savcılığına getirildiğinde, kolluk marifeti ile hükümlü derhal açık ceza infaz kurumuna gönderilecektir. (02.09.2012 tarihinde yürürlüğe giren açığa ayrılma yönetmeliğinin 5 ve 6. maddeleri dikkate alındığında yakalama emri çıkan hükümlü kolluk tarafından yakalanınca derhal kolluk marifetiyle kapalı infaz kurumuna alınacak, oradan şartların gerçekleşmesi halinde açık infaz kurumuna gönderileceği belirtilmektedir. Bu durumda açığa ayrılma yönetmeliği ile 6352 sayılı yasanın geçici 3/2 maddesi arasında çelişki oluşmaktadır. Kanunlar hiyerarşisi açısından kanunların yönetmelikten önceliği bulunduğundan, bu konuda yönetmelik değişikliği yapılması önerilmektedir.) Açığa ayrılma yönetmeliği hükümleri ve bakanlık görüşleri uyarınca; Hükümlü 10 gün içerisinde infaz savcılığına müracaat ederse hükümlü hakkında açığa ayrılma yönetmeliği gereğince Ek-1 belgesi (açık ceza infaz kurumlarına gönderme tutanağı) düzenlenecek ve hükümlüye tebliğ edilerek 10 gün içerisinde açık infaz kurumuna teslim olması istenecektir. Teslim olmadığı takdirde hükümlü hakkında derhal yakalama emri çıkartılacak. Yakalama emri üzerine hükümlü yakalanıp infaz cumhuriyet savcılığına gelince derhal kolluk marifetiyle kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecektir. Açığa ayrılma yönetmeliğinin 5 ve 9. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, özellikle binlerce tazyik hapsi ve hapsen tazyik kararlarının bulunması karşısında, haklarında tüzüğün 193/2. fıkrası ve 6183 sayılı kanunun 60. maddesindeki hükümler ile HSYK nın 6 no lu genelgesinden belirtilen ifadeler doğrultusunda, doğrudan yakalama emrine benzer şekilde uygulama yapılması ve sonrasında sözü edilen yönetmeliğe göre açık ceza infaz kurumunun belirlenmesi yönünde, yönetmeliğe ekli ek-1 sayılı fotoğraflı belgenin tebliğ edilmesi ve 10 günlük süre verilmesi, müteakiben bu süreye uyulmaması durumunda yeniden yakalama emri çıkarılması zorunluluğunun bulunması sebebiyle kolluğa iki defa iş düşmekte, benzer şekilde savcılık infaz büroları da yoğun iş yükü altında kalmakta, pratik açıdan bu uygulamanın pozitif bir sonucu da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kanun koyucunun 6352 sayılı kanunun geçici 3/2. maddesindeki düzenleme ile bu tür ilamların doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilmesini istediği anlaşılmaktadır. Buna göre, haklarında doğrudan çağrı kâğıdı çıkarılan diğer yönetmelikte düzenlenen diğer bentlerde 2

olduğu gibi tazyik hapsi ve ya hapsen tazyiklerde de bu tür bir uygulama yoluna başvurulmasının yönetmelik koyucu tarafından gündeme alınması ve bununla ilişkili tüzüğün 193/2 fıkrasının da değerlendirilmek suretiyle işlem yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Yukarıda bahsedilen tüm hususlar sebebiyle uygulamada UYAP ortamının da tam olarak işletilememesi sebebiyle; bir hükümlü hakkında birden fazla yerde ek-1 tutanağı düzenlemek suretiyle işlem yapılmakta, bazı yer cumhuriyet savcılıklarınca açığa ayırma, bazı yer cumhuriyet savcılıklarınca ise doğrudan kapalı cezaevine gönderme uygulamalarından dolayı uygulama birlikteliği sağlanamamaktadır. Bu hususun, duyuru ya da görüşten ziyade Adalet Bakanlığınca sözü edilen yönetmelikte değişiklik yapılması suretiyle çözülmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. SORUN 3: 6411 SAYILI YASADAN ÖNCE ADLİ PARA CEZASI ÖDENMEDİĞİ İÇİN HAPSE ÇEVRİLMİŞ VE YAKALAMA EMRİ ÇIKARTILMIŞ İLAMLARDA YENİDEN ÇAĞRI KÂĞIDI ÇIKARTILIP ÇIKARILAMAYACAĞI KONUSU ÇÖZÜM ÖNERİSİ: HSYK nın 27.02.2013 tarihli ve 87742275-045.02-42-2013/125/7883 sayılı görüşünde açıklandığı üzere, para cezalarında ödeme emrine rağmen süresinde ödenmemiş ve hapse çevrilerek yakalama emri çıkartılmış ise 6411 sayılı yasadan sonra da yeniden çağrı kağıdı çıkartılmayarak yakalama emri devam edecektir. SORUN 4: 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU NUN 53 ÜNCÜ MADDESİNİN ALTINCI FIKRASINDA ÖNGÖRÜLEN SÜRÜCÜ BELGESİNİN GERİ ALINMASI GÜVENLİK TEDBİRİNİN CEZANIN KESİNLEŞMESİ İLE BİRLİKTE YA DA CEZANIN TAMAMEN İNFAZINDAN SONRA EL KONULMASI GEREKTİĞİ HUSUSUNDA UYGULAMADA OLUŞAN TEREDDÜTLERİN GİDERİLMESİ. ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Özellikle kanunun yazım tarzındaki hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ifadesinin kişilerin mağduriyetlerine sebebiyet vermesi ve aynı zamanda sonrasındaki cümle ile kendi içinde çeliştiği, bu nedenle yeniden düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte Denetimli serbestlik hizmetleri yönetmeliğinin 73/5. fıkrasında açık bir şekilde bu neviden kararların yerine getirilmesine, cezanın infazının tamamlanmasından itibaren başlanacağı belirtilmiştir. Yargıtay içtihatlarında ise kanunla paralel bir şekilde sürücü belgesinin geri alınmasının hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe gireceği ifade edilmektedir. Hak ve nesafete uygun çözüm; Yönetmelikte belirlenen usulden ibarettir. Bununla birlikte mevcut yasal düzenleme karışıklık meydana getirmektedir. Ancak yönetmelikteki düzenleme ile kanundaki düzenleme arasında da bir paralellik bulunmamaktadır. Asıl sorun kanundaki yürürlüğe girer ifadesi ile süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar ifadesinin nasıl yorumlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır. 3

Uygulamanın yönetmelik hükmü doğrultusunda şekillendirilmesi ve ilgili kurumların özellikle de HSYK nın duyuru ya da genelge düzenlemek suretiyle teşkilatı bilgilendirmesi yararlı olacağı, bir an için değerlendirilebilecek ise de kanunun yukarıda belirtilen ifadelerinin tadil edilmesinin daha uygun bir çözüm olacağı düşünülmektedir. SORUN 5: İCTİMA KARARLARININ VERİLİP VERİLMEMESİ KONUSU ÇÖZÜM ÖNERİSİ: 5275 Sayılı infaz kanununun 99 ve 101. maddeleri, hapis cezalarının ictimasını açıkça ön görmesine rağmen ve yine 107/3 maddesinde süreli hapiste en fazla 28 yıl yatırılabileceği ön görülmesine rağmen, para cezaları açısından da 106/7. maddesi gereğince birden fazla para cezası ilamlarında hükümlünün en fazla 5 yıl yatırılabileceği belirtilmesine rağmen uygulamada bazı mahkemeler içtima kararı vermekte, bazı mahkemeler de her bir ilam diğerlerinden bağımsızdır diyerek içtima kararı vermemektedir. İnfaz kanunun açık düzenlemesi karşısında mahkemelerce içtima kararının verilmesi gerektiği, ayrıca bu içtima kararının sonucu olarak hükümlünün cezaevinde kalacağı süre denetimli serbestlikten yararlanacağı süre açısından da yine içtima kararının verilmesi gerektiği önem arz etmektedir. Ancak hapis cezalarının toplanması ile para cezalarının toplanması ayrı ayrı yapılması gerekmektedir. SORUN 6:ÇOCUK MÜDDETNAMESİ TANZİMİNDE SUÇ TARİHİ İTİBARI İLE YANLIŞ HESAPLAMALARIN YAPILDIĞI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Çocuk müddetnamelerinde özellikle suç tarihi 1.06.2005 den önce ise, mutlaka iki müddetnamenin yapılması gerektiği, hem suç tarihi itibarı ile ½ ve ayda 6 gün indirimden yararlanarak yapılacak bir müddetname hem de yeni 5275 sayılı İnfaz Kanununun 107/5 maddesi dikkate alınarak 1/3 indirim + 18 yaş dikkate alınarak hükümlünün kapalı infaz kurumunda kaldığı 1 gün, 2 gün sayılarak ikinci müddetname yapılmalı, sonuç olarak hangisi hükümlünün lehine ise o müddetnameye göre hükümlü çocuk cezaevinde kalmalıdır. Ayrıca 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 28. maddesi ile 18 yaş, 15 yaşa indirildiğinden bu tarihten sonra yapılan müddetnamelerde de 15 yaşın dikkate alınması gerektiği, müddetnamelerin bir bütün olarak yapılarak, karma uygulama yapılmaması gerektiği belirlenmiştir. Ayrıca çocuklar hakkında 6008 Sayılı Kanun gereğince kesinlikle terör müddetnamesi yapılmayarak örgüt suçundan ceza alan çocuk hakkında da mutlaka normal müddetname yapılması gerektiği belirlenmiştir. SORUN 7:MÜKERRİRLİKTE TEKERRÜRE ESAS ALINAN CEZANIN VE MÜDDETNAMENİN NASIL YAPILACAĞI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Mükerrir hükümlü hakkında 5275 sayılı infaz kanununun 108/1-c maddesi gereğince tekerrüre esas olan sabıkalarının en ağırının dikkate alınması gerekmektedir. Mükerrir müddetnamelerinin yapılmasında iki müddetname yapılması gerektiği, birinci müddetnamenin 5275 sayılı infaz kanununun 108/1-c maddesi dikkate alınarak 1/3 + tekerrüre esas cezanın en ağırı dikkate alınarak yapılması, ikinci müddetnamenin ise 5275 sayılı infaz 4 kanununun 108/2 maddesi dikkate alınarak ¼

indirimden müddetname yapılması, sonuç olarak her iki müddetnamenin karşılaştırılarak hangisi hükümlünün lehine ise buna göre hükümlünün infaz kurumunda yatırılması gerektiği belirlenmiştir. Mükerrir hükümlüler hakkında ceza mahkemeleri kesinleşmiş ilamı infaz savcılığına gönderirken mutlaka hükümlünün tekerrüre esas cezasını gösteren sabıka kaydını, kesinleşmiş ilam örneklerini, Yargıtay ilamını da ekleyerek infaz savcılığına gönderilmesi gerektiği belirlenmiştir. SORUN 8: MAHSUP KONUSUNDAKİ PROBLEMLER, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükümlünün tutuklu olarak kaldığı sürenin, kesinleşmiş olan başka bir hapis cezasından mahsubunun TCK nın 63. maddesi gereğince mümkün bulunduğu, ancak mahsupta para cezası mahsuplarında yargılama aşamasındaki tutukluğun TCK nın 63. maddesi gereği 100 TL den mahsup edilmesi gerektiği, infaz aşamasındaki gözetim süresinin ise mahkemenin çevirmede ön gördüğü miktar üzerinden mahsup edilmesi gerektiği, hapis cezalarındaki mahsubun infaz edilmekte olan ilamın mahkemesinden istenmesi gerektiği, içtima edilmiş bir cezanın infazı söz konusu ise mahsubun ictima mahkemesinden istenmesi gerektiği, ayrıca mahsup veren mahkemenin bu mahsup kararının bir suretini ilgili mahsuba konu tutukluluğun bulunduğu mahkeme dosyasına bildirmesi gerektiği, SORUN 9:MÜKERRİRLER HAKKINDA SÜRELİ HAPİS CEZASININ ÜST SINIRININ NE OLACAĞI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Normal olarak birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet halinde, 5275 sayılı infaz kanununun 107/3-e maddesi gereğince en fazla 28 yıl hapis yatılacağının belirtildiği, ancak Mükerrir hükümlüler hakkında birden fazla süreli hapislerde yatılması gereken azami sürenin ne olduğu konusunda kanunda hüküm bulunmamaktadır. SORUN 10: DENETİM SÜRESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Açık infaz kurumunda şartla tahliyesine 1 yıl kalan hükümlünün denetimli serbestliğine karar verilmesinde, aranan koşullardan olan iyi hallilik ve değerlendirme raporunun düzenlenmesinde süre konusunda farklı uygulamaların olduğu, bu konuda bir standardın bulunmadığı nedenle süreye ilişkin bir yasal düzenlemenin olması gerektiği, SORUN 11:DENETİMLİ SERBESTLİĞE AYRILAN HÜKÜMLÜNÜN YENİ BİR PARA CEZASI İLAMI GELDİĞİNDE BU PARA CEZASI İLAMININ KİME TEBLİĞ EDİLECEĞİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükümlü cezaevinden denetimli serbestlikten dolayı çıktığından ve serbest bulunduğundan, Medeni Kanunun 471. maddesi gereğince para cezası ödeme emrinin hükümlünün bulunduğu adrese tebliğinin gerektiği ve vasi tayinine gerek bulunmadığı belirlenmiştir. 5

SORUN 12:HÜKÜMLÜNÜN YARGILANMAKTA OLDUĞU BİRDEN FAZLA DOSYASI OLMASI DURUMUNDA, AÇIK CEZA İNFAZININ NASIL YAPILACAĞI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükümlünün açık cezaevinde bulunduğu sırada soruşturması ve kovuşturması devam eden birden fazla dosyasının olması ve açığa ayrılma yönetmeliğine aykırı olarak üst sınırı olarak, üst sınırı 7 yıldan az olan suçlarda, bu durumda birden fazla dosyası olması dikkate alınarak hükümlünün kapalı infaz kurumuna iadesi gerektiği düşünülmektedir. Ayrıca hükümlünün açık cezaevinde iken kesinleşmemiş birden fazla üst sınırı 7 yıldan az ve toplamı 7 yıldan fazla dosyasının bulunması halinde hükümlünün yine kapalı infaz kurumuna iade edilmesi gerektiği düşünülmektedir. SORUN 13: TALEP ÜZERİNE İNFAZIN ERTELENMESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Çağrı kâğıdı üzerine hükümlünün infaz savcılığına müracaat ederek 5275 sayılı infaz kanununun 17/1 maddesi gereğince infazının ertelenmesini istemesi durumunda bu erteleme kararını hangi savcılığın vereceği konusunda tereddüt bulunduğu, bu konuda HSYK nın hükümlünün başvuruda bulunduğu yer savcılığının vereceği konusunda görüşü bulunduğu, ancak bu durumda hükümlünün kendisine erteleme kararı verecek savcıyı seçeceği konusunda endişe bulunduğundan hükümlünün yerleşim yeri (mernis adresi) İnfaz Cumhuriyet Savcılığından veya mahkeme kararının bulunduğu yer cumhuriyet savcılığından talepte bulunabileceği düşünülmektedir. SORUN 14:ŞARTLA TAHLİYENİN GERİ ALINMASI, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükümlü kapalı infaz kurumundan şartla tahliye ile çıktıktan sonra bihakkın tahliye tarihine kadar süre içerisinde, 5275 sayılı kanunun 107/12. maddesi gereği (eski 765 sayılı TCK nın 17. maddesi) kasten suç işlerse, bu suçtan hapis cezası alırsa ve bu ceza da kesinleşirse kanunen şartla tahliyesinin geri alınması söz konusu olacaktır. Şartla tahliyenin geri alınması kararı, birinci suçtan ceza aldığı ve şartla tahliye olduğu mahkemeden istenecektir. Şartla tahliyenin geri alındığı süre hakkında derhal yakalama emri çıkartılacak, öncelikle infaz edilecek, sonra diğer ilam infaz edilecektir. SORUN 15:ÇOCUKLAR HAKKINDA VERİLEN DENETİMLİ SERBESTLİK KARARININ, DENETİMLİ SERBESTLİK MÜDÜRLÜĞÜNCE ÇOCUĞUN BİZZAT KENDİSİNE DEĞİL VELİSİNE TEBLİGAT KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Çocuklar hakkında verilen denetimli serbestlik kararlarının denetimli serbestlik müdürlüğüne infazı için gönderildiğinde, bazı denetimli serbestlik müdürlüklerinin tebligatı çocuğun velisi muhatap alarak bizzat velisine tebligat yaptığı, ancak ilgili çocuk hakkında herhangi bir tebligat yapılmadığı anlaşıldığından, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, tebligatın bizzat ilgili çocuk muhatap alınarak yeni çıkan denetimli serbestlik hizmetleri yönetmeliğine göre işlem yapılması gerektiği düşünülmektedir. 6

SORUN 16: SEÇENEK CEZALARIN İNFAZINDA HÂKİMİN DOSYAYI TEKRAR ELE ALMASI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: TCK nun 50 nci maddesinde karar sonrası infaza ilişkin işlemlerin hâkim tarafından ele alınması öngörülmektedir. Bu durum, belki yıllar sonra hâkimin dosyayı tekrar ele almasına neden olmakta, hâkimlerin yargılama dışı iş yükünü artırmakta ve infaz sürecinin uzamasına neden olmaktadır. Bu nedenle, TCK nun 50 nci maddesinde yer alan infaza ilişkin hususlar ile karar sonrası hâkime verilen bazı infaz yetkilerinin infaz hâkimine devredilmesinin gerektiği düşünülmektedir. SORUN 17: SEÇENEK YAPTIRIMLARIN HÜKÜMLÜNÜN ISLAHI VE TOPLUMUN KORUNMASINDA ETKİLİ OLAMAMASI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Mevcut seçenek yaptırımlardan eğitim kurumuna devam etme, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya ilişkin düzenlemelerin infazında sıkıntılar bulunmaktadır. En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme seçenek yaptırımı kararı verildiğinde, bu nitelikte bir eğitim kurumu bulunamamaktadır. Belirli yer ve belirli etkinlik kavramları çok geniş yorumlanmaktadır. Örnek olarak, denize girmekten yasaklama, belediye otobüsüne binmekten yasaklama, evde sigara içmekten yasaklama, mahalle dışında misafirliğe gitmekten men, internet kafelere gitmekten men, gölde balık tutmaktan men, alkol kullanılan yerlere gitmekten men, okul müdür yardımcısı için evrak imzalamaktan men, at arabasına binmekten men gibi kararların infazı neredeyse mümkün olmamaktadır. Ehliyet ve ruhsatın geri alınmasına ya da meslek ve sanatın yasaklanmasına ilişkin seçenek yaptırımlar nedeniyle, hapis cezası vermediğimiz ve toplum içinde bıraktığımız kişiler hayatlarını devam ettirmekte zorlanmaktadırlar. Bu kişiler hapis cezasının sonuçlarından daha ağır sonuçlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Yasaklama ortadan kalktıktan sonra kişiler aynı mesleği yapacaklarından yasaklama ile ulaşılmak istenilen amaca ulaşılamayabilmektedir. Seçenek cezaların ev hapsi, kamu hizmeti cezası, denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenen programlara katılma, zararın tazmini ve belirlenen bölge sınırları dışına çıkmama cezaları ile sınırlı tutulması ve TCK da bu yönde düzenleme yapılması gerektiği, bu şekilde seçenek cezaların infazının mümkün hale geleceği ve mahkeme kararlarının kâğıt üzerinde kalmasının önüne geçilebileceği değerlendirilmektedir. 7

Ayrıca; -Kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımında gönüllü olma şartı kaldırılması ve yaptırımın süresinin gün yerine saat olarak belirlenmesi, -Adli para cezası müstakil bir ceza olduğundan seçenek cezalar arasından çıkartılması, -Seçenek cezalarda mahsubun ne şekilde yapılacağının belli kurallara bağlanması, TCK nun 63 üncü maddesinde bu düzenlemelere yer verilmesi, -Seçenek cezaların infazının nasıl yapılacağına dair kanun düzeyinde bir düzenleme yapılması, gerektiği değerlendirilmektedir. SORUN 18: HAPİS CEZASININ ERTELENMESİNDE YÜKÜMLÜLÜKLERİN DENETİM SÜRESİ İÇERİSİNDE YERİNE GETİRİLEMEMESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Mevcut TCK nun düzenlemesinde, erteleme halinde verilen yükümlülüklerin denetim süresi içerisinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Çoğu zaman, yükümlülüklerin infazı tamamlanamadan denetim süresi sona erebilmektedir. Erteleme müessesesinde denetim süresi içerisinde verilen bir kısım yükümlülüklerin infazı mümkün olamamaktadır. Ücret karşılığında çalıştırılma mükâfat olarak algılanmakta ve hükümlüyü kimse ücretli olarak çalıştırmak istememektedir. Eğitim kurumuna devam etme yaptırımında, çocuğun suçu işlediği yaşı ile kararın kesinleştiği ve infaz aşamasındaki yaşı farklı olabilmekte ve çocuk eğitim yaşının çok üstünde olabilmektedir. Rehberlik uygulamada yükümlülük olarak kabul edilmediği için hükümlülerin buna uymaması müeyyidesiz kalmaktadır. Bu nedenle, infazı mümkün yükümlülüklere yer verilmesi yönünde TCK da değişiklik yapılmalıdır. SORUN 19: GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZININ NASIL YAPILACAĞININ KANUNDA DÜZENLENMEMİŞ OLMASI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: 5275 sayılı CGTİHK da sadece hapis ve adli para cezalarının yerine getirilmesine ilişkin hükümlere yer verilmiş, ancak güvenlik tedbirlerinin nasıl yerine getirileceği düzenlenmemiştir. TCK nun 53/6. maddesinde düzenlenen güvenlik tedbirlerinden Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılma tedbiri, kişi ceza infaz kurumundan çıktıktan sonra bihakkın tahliyeye kadar devam ettiğinden kişinin cezaevi sonrası topluma adaptasyonunu ve ıslahını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenlerle kanunlarımızda güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin yeniden ele alınması gerektiği değerlendirilmektedir. 8

SORUN 20: UYUŞTURUCU MADDE TEDAVİSİ KARARININ AYNI KİŞİLER HAKKINDA BİRDEN FAZLA DEFA VERİLMESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Yargıtay uygulamaları nedeniyle kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan neredeyse hiç hapis cezası verilmemektedir. Bir kişi hakkında daha önce aynı suçtan ne kadar tedavi kararı verilirse verilsin, mahkemeler bir kişi hakkında otuz, kırk, elli, hatta yüz otuz defa yine tedavi ve denetimli serbestlik kararı vermektedirler. TCK nun 191 inci maddesinin altıncı fıkrasının son cümlesindeki ancak, bunun için kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir ifadesi, uygulamada Yargıtay kararları nedeniyle işletilememektedir. Bu durumu fark eden kullanıcılar eskiye oranla daha rahat uyuşturucu kullanabilmektedirler. Hâkim, yargılama yaparken kişinin hakkında daha önce tedavi kararı verilip verilmediğini bilememektedir. Bu nedenle kanunda gerekli düzenlemeler yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. TCK nun 191 inci maddesindeki düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. SORUN 21: ETKİN PİŞMANLIK VE MÜKERRİRLERE ÖZGÜ İNFAZ REJİMİNE GÖRE CEZANIN ÇEKTİRİLMESİNDE MÜEYYİDE OLMAMASI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Kanunlarımızda, etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunacağı ve 5275 sayılı infaz kanununun 108/4 maddesi gereğince mükerrirler hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirleneceğine ilişkin hükümler bulunmasına rağmen, hükümlünün denetimli serbestlik yükümlülüğüne uymaması halinde, uymamanın bir müeyyidesi bulunmamaktadır. Bu durumu fark eden hükümlüler, haklarındaki tedbire rağmen denetimli serbestlik yükümlülüğüne uymayabilmektedir. Bu nedenle, etkin pişmanlık ve mükerrirlere özgü infaz rejimine göre cezanın çektirilmesinde denetimli serbestlik yükümlülüğüne uyulmamasının, müeyyideye bağlanması gerektiği değerlendirilmiştir. SORUN 22: TEHLİKELİ VE RİSKLİ HÜKÜMLÜLERİN DE İYİHALLİLİK UYGULANMASINDAN YARARLANMASI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Cezaların infazında fiil yerine faili, suç yerine suçluyu esas alan bir infaz rejimi oluşturulmalıdır. İnfaz sürecinde, kişinin işlediği suçun türü veya niteliği değil risk ve ihtiyaçları belirleyici olmalıdır. Bunun için infaz kanununda yer alan iyi hallilik kavramının bu çerçevede gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. 9

İyi hallilik kavramının yeniden tanımlanması, infaz sürecinde iyi hallilik yerine tekrar suç işleme veya zarar verme riskleri ile suçlunun tehlikelilik durumunun belirleyici olması yönünde kanun değişikliği çalışması yapılması gerektiği değerlendirilmiştir. SORUN 23: HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINDA VERİLEBİLEN YÜKÜMLÜLÜKLERİN İNFAZI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde verilebilen eğitim programına devam etme, ücret karşılığında çalıştırılma, belli yerlere gitmekten yasaklanma, ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirme kararlarının infazında ertelemede olduğu gibi sıkıntılar yaşanabilmektedir. Hükümlünün ücretli çalıştırılacağı kurum veya kişi bulunamamaktadır. Hâkim tarafından takdir edilecek yükümlülüğün içeriği önceden bilinemediği için buna göre bir infaz yöntemi geliştirilememektedir. Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra, kişi hakkında verilebilecek yükümlülüklerin tekrar düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için kişinin daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmemiş bulunması şartı da getirilmelidir. SORUN 24: ADLİ KONTROL TEDBİRLERİNİN İNFAZI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: CMK da düzenlenen adli kontrol tedbirlerinden bazıları tutuklamaya alternatif niteliğe sahip bulunmamaktadır. Taşıt kullanamamak ve tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak tedbirleri gibi. Bu nedenle; adli kontrol tedbirleri tekrar gözden geçirilerek, tutuklamaya gerçekten alternatif olabilecek adli kontrol dışındaki tedbirler kaldırılmalı ve belirli tedbirler seçilmelidir. Konutu terk etmemek adli kontrol tedbirinde, tedbirin uygulanma süresinin belirtilmesi ve cezadan mahsubunun mümkün hale getirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir SORUN 25:ZORLAMA HAPSİNİN KESİNLEŞMESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ:6284 sayılı ailenin korunması hakkındaki kanun gereğince verilen zorlama hapsi cezalarının kesinleşme konusu, şartla tahliye uygulanıp uygulanmayacağı ve kapalı veya açık ceza infaz kurumunda infaz edilip edilmeyeceği konusunda ihtilaflar bulunduğu, CMK nın 203/3. maddesinde belirtilen duruşma düzen ve disiplinini bozan sanık hakkında verilen4 güne kadar disiplin hapsi, HMK nın 151/2. maddesinde belirtilen duruşma düzenini bozan kişiler hakkında verilen 4 güne kadar disiplin hapsi, 6284 sayılı ailenin korunması hakkındaki kanunun 13/1. maddesi gereğince verilen 10

zorlama hapsi cezalarının mahkeme hâkimince verilmesi üzerine derhal infaz edileceğinden, Bu kararlar infaz savcılığına gelince derhal ilgili kişiler CMK nın 2. maddesinde belirtildiği üzere, disiplin hapisleri başka cezalarla birleşmeyeceğinden, derhal infazı gerektiğinden ve şartla tahliye uygulanamayacağından, bu cezalarda kesinleşme beklenmez, derhal kapalı infaz kurumunda infaz edilir ve şartla tahliye uygulanmaz şeklinde düşünülmektedir. Kurul üyelerinden bir kısmı zorlama hapsi konusunda itiraz hakkı bulunduğundan itiraz sonucunun beklenmesi gerektiği ve zorlama hapsi cezalarının açık infaz kurumunda infaz edilebileceği konusunda görüş bildirmişlerdir. 6284 sayılı kanuna ilişkin geçmiş dönemde yapılan meslek içi eğitim seminerlerinde yapılan sunumlarda; zorlama hapsine karşı itiraz usulünün yönetmelikle düzenlenmesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu belirtilmiştir. Ancak kanunda açıkça yer verilmese de zorlama hapsine karşı itiraz hakkının tanınması gerektiği vurgulanmış, bununla birlikte tıpkı bir koruma tedbiri olan tutuklama tedbirinde olduğu gibi itirazın infazı durdurmayacağı görüşü belirtilmiştir. (Bu konuda yasal düzenlemenin sağlanması gerektiği düşünülmektedir.) SORUN 26: 5275 SAYILI CEZA İNFAZ KANUNUNUN 105/A KAPSAMINDA VERİLEN DENETİM TEDBİRLERİNİN VE TEDBİRİN İHLALİ SONUCU KAPALIYA İADE KARARLARININ UYGULANMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesi gereğince hükümlü hakkında verilen denetimli serbestlik kararı uyarınca, denetimli serbestliğe ayrılan kişinin yükümlülüklerine aykırı davranması veya diğer sebeplerle (5275 sayılı kanunun 105/A-6-7 maddeleri) kapalı infaz kurumuna iade kararı verilmesi durumunda, aynı maddenin 8. fıkrası 2. cümlesi gereğince, İnfaz hâkimliği kararının hükümlüye tebliğ edilip edilmeyeceği konusu, hükümlüye tebliğe gönderilmiş ise, itiraz süresinin beklenip beklenilmeyeceği konusu, dolayısıyla bu kararın kesinleşmesinin beklenmesinin gerekip gerekmediği konusu. Bu konuda uygulamada ihtilaflar bulunduğu ve farklı uygulamaların olduğu görülmektedir. Hükümlünün denetim süresinde aykırı davranması durumunda firar konusundaki suç duyurusunun kim tarafından yapılacağı konusunda ihtilaflar bulunduğu, bu konuda farklı uygulamaların olduğu görülmektedir. Ayrıca bazı yer cumhuriyet savcılıklarınca firar nedeniyle disiplin soruşturması da yapıldığı belirtilmektedir. Bu konunun da ihtilaflı olduğu, ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün bu konudaki görüşünün disiplin soruşturmasının yapılmaması yönünde olduğu belirlenmiştir. Hükümlünün denetim süresinde aykırı davranması durumunda, kapalı infaz kurumuna iade kararı ile birlikte, bu kuruma iade edilmesi halinde, bu hükümlü hakkında yapılacak müddetnamede mahsup edilecek sürelerin hesaplanmasında tereddütler bulunduğu görülmüş 11

olup, bu konuda yasal bir düzenlemenin yapılması gerektiği düşünülmektedir. Ancak kurul üyelerimizden öneri olarak; CMK nın 100. maddesi kapsamında tutuklanarak ceza evine alınması durumunda, 5275 sayılı kanununun 105/A maddesi kapsamında cezaevinden salıverildiği tarihten, tutuklandığı tarihe kadar olan bölümün mahsubu, Denetimin ihlal edilerek kapalı ceza infaz kurumuna iadesi halinde, denetim yükümlülüğünün ihlal tutanağının tarihinin esas alınarak mahsubunun yapılması, Denetim tedbiri devam ederken suç işleyerek kapalı infaz kurumuna iade edilmesi halinde, işlenmiş olan suç tarihine kadar olan sürenin mahsubunun yapılması düşünülmektedir. SORUN 27: HÜKÜMLÜ DENETİMLİ SERBESTLİĞE AYRILDIKTAN SONRA KESİNLEŞEN BAŞKA BİR SUÇTAN YENİ BİR İLAMININ GELMESİ DURUMUNDA NE YAPILACAĞI HUSUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükümlü denetimli serbestliğe ayrıldıktan sonra başka bir ilde kesinleşen suçtan dolayı yeni bir ilamı infaz savcılığına geldiğinde, UYAP bilişim sistemi uyarı vermediğinden, hükümlünün hem infazın ertelenme talebi olabileceği, hem de şartları uyduğu taktirde ayrıca yeniden denetimli serbestlikten faydalanma durumu olabileceği söz konusu olmaktadır. UYAP ta bu konuda uyarı veren bir sistemin olması gerektiği, ancak geçiş aşamasında infaz savcılığına başvuran kişinin T.C numarası ile T.C KİMLİK SORGULAMA butonu ile sorgulama yapılarak bu şekilde hükümlünün başkaca infaz etmekte olduğu veya denetimli serbestliğe ayrıldığı durumlar görülebilecektir. SORUN 28:HÜKÜMLÜ HAKKINDA ŞARTLA TAHLİYEYE KARAR VEREN MAHKEMENİN YÜKÜMLÜLÜK VE UZMAN GÖREVLENDİRMEMESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Hükümlü hakkında şartla tahliyeye karar veren mahkemenin 5275 sayılı yasanın 107/6,7,8,9 maddeleri gereğince, ilgili hakkında yükümlülüğe karar verebileceği gibi, bu konuda uzman da görevlendirebilecektir. Ancak şartla tahliyeye karar veren mahkemenin bu konuda genel uygulamalarda hiçbir yükümlülük ve uzman görevlendirmediği görülmektedir. İnfazda caydırıcılığın sağlanması ve hükümlünün yeniden topluma kazanılması açısından şartla tahliye ile birlikte yükümlülük verilmesi, uzman görevlendirilmesi konusunun önemli olduğu, Bu konuda ceza infaz kurumlarında şartlı tahliye kurullarının oluşturulması, şartla tahliyenin standartlarının ve kurallarının belirlenmesi, bu standart ve kurallara göre tahliye kararının kurul tarafından verilmesi, ancak itiraz halinde infaz hâkiminin denetimine tabi tutulması, ayrıca şartla tahliye süresince uygulanacak yükümlülüğün, kişinin risk ve ihtiyaçlarına göre 12

ilgili denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından belirlenmesi gerektiği düşünülmektedir. SORUN 29: MÜKERRİR HÜKÜMLÜLER HAKKINDA VERİLEN DENETİMLİ SERBESTLİĞİN İNFAZI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: 5275 sayılı yasanın 108/4. maddesi gereğince mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmak üzere denetim süresinin belirleneceği zorunlu olup, bu denetim süresinde 108/5. maddesi gereğince koşullu salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı, yine mükerrir hakkında 108/6. maddesi gereğince denetim süresinin uzatılmasına karar verilebileceği, denetim süresinin en fazla 5 yıl uzatılabileceği belirtilmektedir. Ancak uygulamada bu konuda problemler doğmaktadır. Problemlerin çözümü için denetimli serbestlik yönetmeliğinde değişiklik düşünülmelidir. SORUN 30: SEÇENEK YAPTIRIMLARDAN TCK NIN 50/1-b MADDESİNİN İNFAZINDA, CMK NIN 231/9 MADDESİNDE ŞARTLI HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINDA, TCK NIN 51/2 MADDESİNDEKİ CEZANIN ERTELENMESİNİN ŞARTA BAĞLI KILINDIĞI DURUMLARDA İNFAZIN NASIL, NE ŞEKİLDE VE KİM TARAFINDAN YAPILACAĞI KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Seçenek yaptırımlardan TCK nın 50/1-b maddesi gereğince, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi yaptırımının infazında tereddütler bulunduğu, İnfaz tüzüğünde bu konuda hüküm bulunduğu, infaz savcılığınca TCK nın 50/1. maddesinin infazının yapılması gerektiği, ancak zarar miktarının ve mağdurun hangi hesabına bu paranın yatırılacağının mahkemece mutlaka infaz savcılığına bildirilmesi gerektiği, mahkeme kararında bildirilmemesi durumunda infazda tereddüt varlığı nedeniyle 5275 sayılı kanunun 98. maddesi gereğince mahkemesinden kararın istenebileceği, CMK nın 231/9. maddesine belirtilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının geri bırakılması hükmünün şarta bağlaması durumunda, bu kararın kim tarafından nasıl ve ne şekilde infazı konusunda tereddütler bulunduğu, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, henüz kesinleşmiş infaz edilmesi gereken bir karar olmadığı, askıda bir karar olduğu nedenle, infaz cumhuriyet savcılarınca ancak kesinleşmiş kararların infaz edilebileceği nedenle bu tür kararların ilgili mahkemesince gereğinin yapılması gerektiği hususunda tereddütler bulunduğu, bu konuda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.02.2010 tarih ve 7967 sayılı görüşlerinin de bulunduğu, TCK nın 51/2. maddesi gereğince, cezanın ertelenmesinin şarta bağlı kılındığı durumlarda bu kararın nasıl infaz edileceği konusunda tereddütler bulunduğu, Bu tür kararların infazının İnfaz Cumhuriyet Savcılığınca TCK nın 50/1-b maddesindeki gibi yapılması gerektiği düşünülmektedir. 13

SORUN31:İNFAZ YASASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLERİN ÖDÜLLENDİRMEDEN ZİYADE HAK OLARAK KABUL EDİLMESİ KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: İnfaz mevzuatında yapılan değişikliklerin, hükümlünün yeniden topluma kazandırılması, cezaların caydırıcılık etkilerinin arttırılması ve hükümlünün iyi halliliğinin gözetilmesi olmasına rağmen, mevzuat değişikliklerinin uygulamada çoğu hükümlüye bir hak olarak uygulandığı görüldüğünden, uygulamada bu hükümlerin bir hak değil, iyi halli hükümlüye bir ödül olarak uygulanması gerektiği düşünülmektedir. SORUN 32: İNFAZDA EĞİTİM KONUSU, ÇÖZÜM ÖNERİSİ: İnfaz teknik bir konu olduğundan, özellikle infaz konusunda görev yapan Cumhuriyet Savcılarının ve İnfaz Hâkimlerinin, HSYK, Türkiye Adalet Akademisi, CTE, Kanunlar Genel Müdürlüğü ile birlikte sadece infazı içeren değişik seminer ve çalıştayların yapılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Bu kapsamda, yıl içerisinde sonbahar döneminde önceden planlama ve organizasyon yapılarak, katılımcıların konusunda uzman kişilerden seçilmesi ve gerekli bilgilendirmelerin de hazırlık çalışmalarının yapılabilmesini teminen, önceden ilgililere ulaşılmak suretiyle HSYK, Türkiye Adalet Akademisi, başta CTE ve Kanunlar Genel Müdürlüğü olmak üzere Adalet Bakanlığının diğer ilgili birimleri ile de istişare edilerek, gerekli çalışmanın başlatılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. SONUÇ: İnfaz hukukunun son derece önemli olduğu, insan hürriyetinin kısıtlanmasıyla doğrudan ilgili bulunduğu, infaz mevzuatında yapılan değişikliklerdeki amacın öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlün yeniden topluma kazandırılmasını sağlamaktır. İnfaz teknik bir konu olduğundan, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu yeniden ele alınarak, infaz hâkimliğinin yetki ve görevleri genişletilmeli, özellikle ceza mahkemelerince karar verilip kesinleştikten ve ilam infaza verildikten sonra, ceza mahkemesi hâkimi dosyadan el çekerek infaz ile ilgili şartla tahliye dâhil tüm infaz işlemlerinin ihtisaslaşmış infaz mahkemelerince yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyiz. İnfaz sistemimizin değişik kanunlar, tüzük ve yönetmeliklerde düzenlendiği veya farklı torba yasalarda infaz ile ilgili değişikliklerin yer aldığı, bunun da uygulama birliğinde sıkıntılara yol açtığı düşünüldüğünden, tüm infaz sistemimizin yeniden ele alınarak tek bir mevzuatta yer alacak şekilde düzenlenmesi gerektiği kanaatine varılmış olup, yukarıda infaz ile ilgili karşılaşılan uygulamadaki birçok soruna çözüm yolları önerilmiştir. 15.06.2013 14