İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ. AÇIK ve UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ. T k iç



Benzer belgeler
Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Uldız 410 da ölmüştür Uldız dan sonra Hunların yönetimine Karaton, Rua daha sonra Atilla ve Bleda birlikte geçmiştir

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

GÖÇ DUVARLARI. Mustafa ŞAHİN

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri AVRUPA HUN DEVLETİ

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Devrim Öncesinde Yemen

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

Roma mimarisinin kendine

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

İSTEYİNCE BU ÜLKEDE GÜZEL ŞEYLER OLABİLİYOR

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Çöküş ve Toparlanma. Çöküş ve Toparlanma Diocletianus un Reformları. İ.S. 3. yüzyıl kargaşası,

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Roma. Ostrogot. Konstantinopolis. a. Angllar, Saksonlar. b. Franklar c. Gotlar d. Vizigotlar e. Ostrogotlar f. Hunlar g. Vandallar. Piktler.

Başlangıç Meridyeni ve Greenwıch - İstanbul

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 6.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KÖKTÜRK DEVLET

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

İSTANBUL DA DEPREM GERÇEĞİ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

ŞANLIURFA YI GEZELİM

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

MADAM CURIE VE 2011 KİMYA YILI

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Helen Birliği/İskender İmparatorluğu

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK III. HAÇLI SEFERİ

H e r Y o l R o m a ya Ç ı k a r

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Diadokhlar Dönemi ve İPSOS SAVAŞI)

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

Lozan Barış Antlaşması

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

HAÇLI SEFERLERi Orta Çağ'da Avrupalıların Müslümanların elinde bulunan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresini geri almak için

Kent Devleti nden Akdeniz İmparatorluğuna: İtalya da Fetih ve Genişleme

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen

tamamı çözümlü tarih serkan aksoy

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Transkript:

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK ve UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ T k iç

BÖLÜM: TARİH DÖNEM (GÜZ / BAHAR): BAHAR EĞİTİM ÖĞRETİM YILI: 2013-2014 DERSİN ADI: ROMA TARİHİ II DERS NOTU YAZARININ ADI-SOYADI: DOÇ. DR. BİRSEL KÜÇÜKSİPAHİOĞLU 2 / 17

1. HAFTA DERS NOTU 3 / 17

İÇİNDEKİLER 1. İMPARATOR BÜYÜK KONSTANTINOS ve HALEFLERİ 1.1. İmparator Büyük Konstantinos Dönemi (306-337) 1.2. İmparator Büyük Konstantinos ve Halefleri 1.3. İmparator Büyük Konstantinos ve Halefleri 4 / 17

ÖZET Doğu Roma veya Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu nun yani IMPERIUM ROMANUM un devamı olup Roma tarihinin yeni bir dönemini teşkil eder. Sonraki dönemlerde araştırmacılar tarafından bu devleti ifade etmek için kullanılan Bizans tabiri ne imparatorluk tarafından ne de dönemindeki diğer devletlerce hiçbir zaman kullanılmamış, imparatorluk son gününe kadar kendisini Roma İmparatorluğu nun devamı olarak görmüş ve bu sebeple Imperium Romanum adını kullanmıştır. İmparatorları da bundan dolayı kendilerini Roma imparatorları olarak kabul etmişlerdir. Halkı ise Romaio (Romalı) olarak adlandırılmış ve farklı etnik kökenlere sahip unsurlar Romalılık fikri sayesinde bir arada tutulmaya çalışılmıştır. Roma İmparatorluğu nu 324-337 arasında tek başına idare eden İmparator Büyük Konstantinos oldu. İmparatorun yaptığı işlerden en önemlisi Byzantion u yani İstanbul u başkent yapmasıydı. Konstantinos, Roma nın artık eskisi gibi başkentlik görevini yapamadığını düşündüğünden yeni bir arayışa girişti. Aradığı bu yeni şehir doğudan ve batıdan gelebilecek dış saldırılara karşı hemen müdahale edebileceği bir yer olmalıydı. İmparator aralarında Dioclatianus un başkenti İzmit olmak üzere Niş, Sofya ve Selanik i düşündü. Hatta Truva da bir şehir plânladı. Üstelik bu şehrin sınırlarını bizzat kendisi çizdi. Fakat gördüğü bir rüya üzerine burayı bırakmak zorunda kalarak coğrafi konumu kadar siyasî, askerî ve ticarî bakımdan merkez olma özelliğine sahip Asya ile Avrupa nın birleştiği yerde bulunan Byzantion u seçti. Yeni başkente saray, senato binası, hipodrom ve Forum yapıldı. Birbirinden hoş pek çok sanat eseriyle süslenen şehir 11 Mayıs 330 da kırk gün süren eğlenceler sonunda resmen açıldı. Başkent, Yeni Roma (Nea Roma), İkinci Roma (Secunda Roma) veya kurucusuna izafeten Konstantinopolis olarak adlandırıldı. İmparator Konstantinos vasiyetname ile devletini 3 oğlu II. Konstantinos, Konstantios ve Konstans arasında paylaştırdı. Ancak bu oğullar babalarının ölümünden sonra anlaşamadılar ikisinin erken ölümleri ile iktidar büyük oğul Konstantios a kaldı. İmparatorluğun batı tarafında kendisini imparator ilan eden Magnentius isimli bir asiyi 351 yılında yenilgiye uğratan Konstantios döneminde doğuda İranlılar, batıda germenler imparatorluğu tehdit etti. Halefi Iulianus zamanında da bu tehdit sürdü. İmparator Valens zamanındaki en önemli dış sorun ise Gotlardı ve imparator bunlarla mücadelesi esnasında hayatını kaybetti. 5 / 17

1. İMPARATOR BÜYÜK KONSTANTINOS ve HALEFLERİ 1.1.İmparator Diocletianus tan Büyük Konstantinos a Roma İmparatorluğu Doğu Roma veya Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu nun yani IMPERIUM ROMANUM un devamı olup Roma tarihinin yeni bir dönemini teşkil eder. Sonraki dönemlerde araştırmacılar tarafından bu devleti ifade etmek için kullanılan Bizans tabiri ne imparatorluk tarafından ne de dönemindeki diğer devletlerce hiçbir zaman kullanılmamış, imparatorluk son gününe kadar kendisini Roma İmparatorluğu nun devamı olarak görmüş ve bu sebeple Imperium Romanum adını kullanmıştır. İmparatorları da bundan dolayı kendilerini Roma imparatorları olarak kabul etmişlerdir. Halkı ise Romaio (Romalı) olarak adlandırılmış ve farklı etnik kökenlere sahip unsurlar Romalılık fikri sayesinde bir arada tutulmaya çalışılmıştır. Roma İmparatorluğu MS 3. yüzyılda siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan çok zor günler yaşamaya başlamış, doğuda İran, batıda germen kavimleri bu durumu daha da ağırlaştırmıştı. Bu güç dönemde imparatorluğun başına bir asker olan Diocletianus (284-305) geçti. İmparator krize son vermek için çalışmalar başlattı ve bu sayede yeni bir dönemin başlamasına zemin hazırladı. Diocletianus, son derece geniş bu toprakların artık bir elden idaresinin mümkün olmadığını gördü ve ülkeyi düştüğü bu kötü durumdan kurtarmak için geniş kapsamlı bir reform hareketine girişti. İlk olarak Roma imparatorluğunun hâkimiyet merkezini doğuya İzmit e (Nikomedia) nakleden imparator ayrıca imparatorluğu 285 yılından sonra 2 Augustus ve 2 Caesar idaresinde 4 parçaya ayırdı (TETRARKHİA/ Dörtlü yönetim) Kendisi İzmit ten, diğeri yani Maximianus Milano dan ülkeyi yönetecekti. Bunların her birinin emrinde de ayrı bölgeleri idare edecek birer Caesar bulunacaktı. Aslında devlet görünüşte 4 parçaya bölünmüştü fakat devletin bütünlüğü fikrinden asla vazgeçilmedi. Mesela bir imparatorun çıkardığı yasa bütün ülkede geçerliydi ve her bir yönetici diğerine danışmak ve işbirliği yapmak zorundaydı. Augustuslar 20 yıl sonra kendi arzularıyla idareden çekildi ve yerlerine Caesarlar Doğuda Galerius, batıda ise Konstantius Khlorus Augustus oldu. Diocletianus döneminde Hristiyanlar bir kez daha takibata uğradı. Hatta imparator Hristiyanlığı seçenlerin ve din adamlarının kontrolü ile kiliselerin yakılmasını içeren fermanlar yayınladı. Yönetim ve orduda görev yapan Hristiyanların kovulmasını isteyen imparator aynı zamanda onların tutuklanması, işkenceler yapılarak öldürülmesini emretti. 6 / 17

1.2. İmparator Büyük Konstantinos Dönemi (306-337) Konstantius Khlorus un 306 yılında birdenbire ölümünden sonra yerine askerler tarafından oğlu Konstantinos imparator olarak seçildi. Niş doğumlu olan Konstantinos un askerin tercihi ile gelişi herkesi rahatsız ettiğinden Konstantinos uzun süre muhalifleri ile uğraşmak durumunda kaldı. Bu muhaliflerden biri olan Licinius u 324 yılında yapılan Chrysopolis (Üsküdar) Savaşı nda yenilgiye uğratan Konstantinos bundan sonra 324-337 yılları arasında Roma İmparatorluğu nu tek başına idare etti. Büyük Konstantinos un yaptığı işlerden en önemlisi Byzantion u yani İstanbul u başkent yapmasıydı. Konstantinos, Roma nın artık eskisi gibi başkentlik görevini yapamadığını düşündüğünden yeni bir arayışa girişti. Aradığı bu yeni şehir doğudan ve batıdan gelebilecek dış saldırılara karşı hemen müdahale edebileceği bir yer olmalıydı. İmparator aralarında Dioclatianus un başkenti İzmit olmak üzere Niş, Sofya ve Selanik i düşündü. Hatta Truva da bir şehir plânladı. Üstelik bu şehrin sınırlarını bizzat kendisi çizdi. Fakat gördüğü bir rüya üzerine burayı bırakmak zorunda kalarak coğrafi konumu kadar siyasî, askerî ve ticarî bakımdan merkez olma özelliğine sahip Asya ile Avrupa nın birleştiği yerde bulunan Byzantion u seçti. Konstantinos un beğendiği ve seçtiği bu şehir o zamanlarda büyük bir ihtimalle 20.000 kişinin yaşayacağı büyüklükte bir yerleşim yeriydi. Şehrin inşasına muhtemelen 324 yılında başlandı ve alanı öncekinden 4 kat daha genişletildi. Pek çok işçi, usta, kalfa ve mimar şehrin imarı için çalıştı. Hatta imparatorun bu şehrin inşasında 40 bin Got askerini işçi olarak çalıştırdığından bahsedilmektedir. Konstantinos, şehri düşmanlara karşı korumak için kara tarafını Marmara dan Haliç e kadar uzanan bir surla çevirtti. Yeni başkente saray, senato binası, hipodrom ve Forum yapıldı. Birbirinden hoş pek çok sanat eseriyle süslenen şehir 11 Mayıs 330 da kırk gün süren eğlenceler sonunda resmen açıldı. Başkent, Yeni Roma (Nea Roma), İkinci Roma (Secunda Roma) veya kurucusuna izafeten Konstantinopolis olarak adlandırıldı. İmparator az olan nüfusu artırmak için senatör ailelerinin Roma dan İstanbul a gelmesini sağlarken, başka şehirlerden insanların da buraya gelmesini emretti. Şehirde bulunanlara ve gelenlere yiyecek tedarikinde bulundu. Konstantinopolis in yönetim biçimi de zamanla Roma ya benzetildi. Şehir aynen Roma da olduğu gibi praefectus (vali) tarafından idare edildi. Bu valiler yani Konstantinopolis ve Roma valileri, imparatorluk valileri olan 7 / 17

Praefectus praetorio lardan sonra tüm devlet memurları içindeki en yüksek dereceli görevlilerdi. Yeni başkentin valisi sonraları eparkhos adını alarak şehrin hayatında önemli rol oynayacaktı. Konstantinopolis in adalet mekanizması ona teslim edilmiş; asayişin temini de onun emrine verilmişti. Ayrıca şehre ait ekonomik ve ticari hayat da valinin kontrolü altında bulunuyordu. İmparator tarafından yaptırılan ve Palatium Magnum olarak adlandırılan Büyük Saray I. bölgede inşa edilmiş olup, bugün Sultanahmet Camii nin bulunduğu yerden Marmara kıyısına kadar yaklaşık 100.000 m² lik bir alanı içine almaktaydı. Etrafı duvarlarla çevrili bu alanın içinde çeşitli binalar, bahçeler, hamamlar, kütüphaneler, kiliseler, yönetim mekânları, hapishane ve sütunlu revaklar bulunduğundan başlı başına bir şehir görünümü vermekteydi. Bu kompleksin ilk binaları olan Daphne, Magnaura ve Khalke ile 19 Divanlı Triklinos, Büyük Konstantinos tarafından yaptırılmıştı ve her gelen imparatorun ilave binalarıyla büyümeye devam etti. Büyük Saray imparatorluğun debdebesini ve görkemini gösteren en büyük yapılardan biri olarak varlığını XI. yüzyılın sonlarına kadar devam ettirdi. Bu tarihten sonra önemini kaybeden Büyük Saray ın yerine genelde Komnenos hanedanı zamanında Blakhernai Sarayı tercih edildi. Septimus Severus zamanında yapımına başlanan ancak bitirilemeyen Hipodrom ise Büyük Konstantinos tarafından yeniden ele alındı ve daha da genişletilerek kapasitesi 20.000 den 80.000 e çıkarıldı. Büyük Saray ın kuzeybatısında inşa edilen Hipodromun uzunluğu takriben 500, genişliği ise 117 m. olup, basamak basamak yükselen sıralara sahipti. İlk başlarda ahşap olarak yapılan oturma sıraları daha sonra mermerden inşa edildi. Hipodromda atların ahırları ile gösteriler için malzemelerin saklandığı yerler bulunmakta, altında ise özel olarak yapılmış bölümler yer almaktaydı. Buralarda görevliler ile başka yerlerden getirilen hayvanlar kalmaktaydı. İstanbul daki hipodromda Roma da uygulanan vahşet görülmemekteydi. Hipodromun ortasında uzunlamasına duran duvar spina olarak adlandırılmaktaydı ve bu spina dünyanın çeşitli yerlerinden getirilmiş sanat eserleri ile süslenmişti. Mesela Yılanlı Sütun, Örme Sütun ile Dikilitaş (Obelisk) bunlardan bir kaçıydı. İmparator Büyük Konstantinos tarafından hipodromda kathisma denilen imparatorluk locası yaptırıldı ve bu loca spiral bir merdivenle Büyük Saray a çıkabilmekteydi. Hipodrom çok yönlü kullanılabilen bir alan olmakla beraber en çok atlı araba yarışları ile tiyatro gösterileri için kullanılmaktaydı. Girişin serbest olduğu hipodromda oyunlar, imparatorun elinde tuttuğu beyaz bir mendili yere atması ile başlamaktaydı. Atlı araba yarışları Mavi, Yeşil, Kırmızı ve Beyaz denen gruplar tarafından 8 / 17

gerçekleştirilmekteydi; ancak zaman içinde bu gruplardan sadece Mavi ve Yeşiller kaldı. Bu iki grup ilerleyen dönemlerde siyasi bir hüviyet kazanarak halkın dinî, siyasi ve sosyal anlamda duygularının tercümanı oldu. Bu iki grubun kavgaları yüzünden başkent kimi zaman büyük sıkıntılar yaşamıştı. Hipodrom bu yarışlar dışında zamanla törenlerin tertip edildiği ve siyasi olayların yaşandığı bir yer olmaya başladı. Halk yönetime karşı tavrını en fazla hipodromda gösterebilmekte, yeni imparatorun tahta çıkışını burada toplanarak onaylamakta veya imparatorun tavrına buradan itiraz edebilmekteydi. Hipodrom en şiddetli vahşeti İmparator Iustinianos zamanında Nika isyanı sırasında gördü. 532 yılındaki bu isyanda kaynaklara göre 30.000-40.000 arasındaki isyancı hipodroma kapatılarak katledildi. Hipodrom, ayrıca imparatorluğa sorun olmuş dış devlet başkanlarının yenilgisi ve sonrasında esir alınarak başkente getirilmesinde halka teşhir için de kullanılmaktaydı. Mesela İmparator Iustinianos zamanında 533 yılında Kuzey Afrika daki Vandal krallığına karşı yapılan seferde Belisarios komutasında başarılı olan imparatorluk ordusu Vandal Kralı Gelimer i esir almış ve kral ile birlikte başkent İstanbul a dönmüştü. Bu zaferi kutlamak için hipodromda yapılan gösteriler esnasında Gelimer halka burada gösterilmişti. İmparator Konstantinos tarafından yaptırılan ve Mese caddesinin sonunda bulunan Konstantinos Forumu bugünkü Çemberlitaş ta bulunmaktaydı. Forum, zemini mermerle kaplanmış iki sıra sütunlu revaklar ve doğu-batı yönlerinde iki mermer kemerle biçimlendirilmişti. Forumda Helana nın heykelinden başka fil, aslan ve domuz heykelleri bulunmaktaydı. Büyük Konstantinos Forum un orta yerine Roma Apollon Tapınağı ndan 50 m. yüksekliğindeki porfir sütunu getirtmiş ve bunun üzerine heykelini koydurmuştu. İmparator, Ayasofya nın önünde bulunan meydanı yeniden düzenlemiş ve annesi Helena adına buraya bir heykel diktirmişti. Bundan dolayı burası Augusteion Meydanı olarak anılmaya başlandı. Sonraki dönemde buraya İmparator Iustinianos un yaldızlanmış bronzdan yapılmış atlı bir heykeli dikildi. Başkentin kuruluşu sırasında İmparator Konstantinos şehir halkının su ihtiyacını karşılamak için, Istranca Dağları ndan, Byzantion a kadar uzanan takriben 250 km. uzunluğunda bir su kemeri yaptırmaya başlamıştı. Ancak bu su kemerinin tamamlanışı onun ölümünden 36 yıl sonra, İmparator Valens (364-378) döneminde 373 yılında gerçekleşti. Günümüzde Bozdoğan Kemeri olarak bilinen bu su kemeri o dönemlerde Valens Kemeri olarak adlandırılmıştı. 9 / 17

Licinius ile birlikte 313 yılında ilan ettikleri Milano Fermanı ile Konstantinos, Hristiyanlığa serbestlik tanımış, Hristiyanlığa girmek isteyenlere dokunulmayacağını, önceden el konmuş ev ve kiliselerinin hiçbir tazminat gerekmeksizin ve kendilerine zorluk çıkartmaksızın geri verileceği ifade edilmişti. İmparator Konstantinos ayrıca 325 yılında İznik te toplanan I. Genel Konsil ile Hristiyanlığa yeni bir güç kazandırdı. İmparator doğunun ve batının bütün piskoposlarını bu konsile davet etmişti. Konsil 20 Mayıs 325 te 300 piskopos ve din adamının katılımı ile gerçekleşti. Papa Silvester in katılmadığı ancak temsilcilerini gönderdiği konsilde İskenderiyeli bir din adamı olan Arius un görüşü reddedilerek Baba ile Oğul un aynı olduğu fikrine varıldı ve Hristiyanlığın iman esasları ilk kez bu konsil ile ortaya çıkmış oldu. İmparator konsilde alınan kararlarda etkili olmuş, hristiyanlığı kabul etmemiş olsa bile kilisenin başkanı konumunda kalmıştır. İmparator Konstantinos, Diocletianus tarafından başlatılan reform sistemini geliştirerek tamamladı. Devlet merkezileştirildi ve devlet ile kilise arasındaki bağlılık sonuna kadar devam etti. İmparator sadece devletin ve ordunun değil aynı zamanda kilisenin de hâkimiydi. Sivil ve askeri, merkezi ve eyalet idarelerinin yetkileri birbirine karşı sınırlandırılırken imparator en büyük otorite olarak varlığını sürdürdü. Eyaletlerin sivil idaresi eyalet valisinin (prokonsül), askeri idaresi ise bir veya birkaç eyaleti yöneten kumandanların emrine verildi. İmparator solidus denen altın parayı kullanıma sundu ki uzun yüzyıllar hem imparatorluğun benimsediği hem de dünya genelinde özellikle ticari alanda geçerliliği korunan bir para oldu. İmparator Konstantinos un trajik bir aile hayatı oldu. İlk eşi Minervina dan Crispus adında bir oğlu dünyaya gelmişti. İmparator Minervina dan ayrıldıktan sonra Maximianus un kızı Fausta ile evlendi. 326 yılında Fausta üvey oğlu Crispus u kendisine uygun olmayan davranışta bulunmakla suçladı. İmparator bunun üzerine Crispus u pek çok başarısına ve kendisinden sonra tahta çıkacak olmasına bakmaksızın idam ettirdi. Konstantinos un annesi Helena ise Fausta nın doğru söylemediğini ifade ederek onunla ilgili hoş olmayan açıklamalarda bulundu. Rivayete göre bir süre sonra imparator duyduklarının etkisiyle Fausta yı öldürttü. 1.3. İmparator Büyük Konstantinos ve Halefleri İmparator Konstantinos dış güçlere karşı mücadeleyi elden bırakmadı. 332 yılında Gotlara karşı başarı kazanırken, 337 yılında da İran hükümdarı II. Şapur (309-380) un imparatorluğun 10 / 17

Mezopotamia bölgesine saldırması nedeniyle İran üzerine sefere çıktı. İmparator bu sefer esnasında İzmit yakınlarında hastalandı ve 22 Mayıs 337 tarihinde İzmit teki sarayda vefat etti. Daha sonra imparatorun cenazesi İstanbul a getirilerek Havariyun Kilisesi ne gömüldü. İmparator vasiyetname ile devletini 3 oğlu II. Konstantinos, Konstantios ve Konstans arasında paylaştırdı. Zaten bu üç oğul daha babalarının zamanında Caesar olmuşlardı ve babalarının yönetimi altında kendilerine verilen bölgelerde deneyim kazanmışlardı. Ancak bu oğullar babalarının ölümünden sonra anlaşamadılar ikisinin erken ölümleri ile iktidar büyük oğul Konstantios a kaldı. İmparatorluğun batı tarafında kendisini imparator ilan eden Magnentius isimli bir asiyi 351 yılında yenilgiye uğratan Konstantios döneminde doğuda İranlılar, batıda germenler imparatorluğu tehdit etti. Kendisinin hiç çocuğu olmadığı için babasının üvey kardeşi Iulius un oğlu Gallus u yardımcı olarak seçti. Ayrıca onu kızkardeşi Konstantia ile evlendirerek 347 yılında Caesar unvanı verip Doğu nun idaresi ile görevlendirdi ve Antakya ya gönderdi. İmparatorun bundaki amacı kendisi batıda meşgulken onun doğuda güvenliği sağlamasını temin etmesi olacaktı. Ancak Gallus un hırslı ve geçimsiz tavrı ve kendisini Augustus ilan etmesi Konstantios u çok sinirlendirdi ve onun bu davranışını 354 yılında ölümle cezalandırdı. Gallus un kardeşi Iulianus u ise Atina ya sürgün etti. Ancak bir süre sonra devleti Iulianus a bırakmayı düşündü. Bunun için öncelikle Iulianus u 355 yılı Kasım ayında caesar ilan etti ve tecrübe kazanması maksadıyla Galya bölgesinin idaresine verdi. Iulianus Galia ya gittiği zaman Rhein bölgesindeki imparatorluk şehirlerinin tahrip edildiğini gördü ve her şeyden önemlisi Romalı askerî birliklerin tamamen disiplinsiz olduklarını fark etti. Iulianus daha önceden hiçbir askeri tecrübesi olmamasına ve zamanının büyük bir kısmını okumakla geçirmiş olmasına rağmen kısa sürede germen kavimlerine karşı büyük başarılar kazandı. Iulianus bu bölgede mücadele ederken Konstantios ta Sirmium da bulunmakta, Quad, Sarmat ve Suevilerle uğraşmaktaydı. Iulianus a karşı sürekli kuşkulu yaklaşan, güvenmeyen Konstantios bir süre sonra ona karşı harekete geçme kararı aldı ancak 361 yılı Kasım ayında ölümü buna fırsat vermedi. Aryanist olan Konstantios zamanında Ayasofya Kilisesi nin ilk inşası tamamlandı. Iulianus, Konstantios un ölümünden sonra Aralık 361 de başkent İstanbul da imparator ilan edildi. İmparatorluğun batısını huzura kavuşturduğunu düşünen imparator doğusunda İran a karşı da aynısını gerçekleştirmeyi istedi ve 363 yılında Sasani İmparatorluğu na karşı bir sefer düzenledi. Ancak Iulianus birliklerini topladığı bir sırada nereden geldiği belli olmayan bir mızrakla vurularak öldü. Henüz 32 yaşındaydı ve onun ölümüyle Konstantinos hanedanı sona 11 / 17

ermiş oldu. Iulianus döneminde eski ilahlar kültü yani putperestlik yeniden canlanmış, Hristiyanları resmi kurumlardan ve ordudan uzaklaştırırken yerlerine paganları getirmişti. İmparator ayrıca tapınakların açılmasını ve ilahlara kurbanlar kesilmesini emretmişti. Iulianus un ölümünden sonra muhafız kuvvetleri kumandanı Iovianus imparator seçildi (363-364). Bu dönemin en önemli özelliği Sasanilerle imparatorluğun aleyhine çok aşağılayıcı şartlarla bir antlaşma imzalanması oldu. Bu anlaşma ile Nisibis (Nusaybin) ve Dicle nin ötesindeki bütün topraklar İranlılara bırakıldı. Ayrıca imparatorluk Armenia bölgesinin himayesinden de vazgeçti üstelik Sasanilere yüklü miktarda altın ödemeyi kabul etti. Bu Roma için kesin yenilgi demekti. İmparatorluk güçte olsa bunu kabul etti. Ancak imparator anlaşmayı imzalayan elçilerin beceriksiz ve yeteneksiz olduklarına hükmederek onları kınadı. Çünkü şartlar ne olursa olsun bir elçi imparatorluk çıkarlarını her şeyin üstünde tutmalıydı. Iovianus İznik Konsili görüşlerini desteklemekteydi. Döneminde hristiyanlık yeniden güçlendi ama putperestleri korkutacak herhangi bir davranışta bulunmadı. Iovianus 364 yılında birdenbire ölünce yerine kumandan Valentianus imparator seçildi (364-375) Valentianus kısa süre sonra kardeşi Valens i augustus unvanıyla müşterek imparator ilan etti (364-378) ve onu Tuna dan Van bölgesine kadar imparatorluğun doğu yarısının idaresi ile görevlendirdi. Kendisi de batı yarısının idaresini üzerine aldı. Valentianus İznik Konsili taraftarıydı kardeşi Valens ise aryanistti. Bu yüzden Valens hristiyanlara hoşgörü ile bakmadı ve döneminde imparatorluğun doğusunda karışıklılar hiç bitmedi. I. Valentianus 375 yılında Macaristan daki karargâhında bulunurken germen kavmi Quadların gönderdiği bir elçi heyetine öfkelendi ve muhtemelen geçirdiği beyin kanaması sebebiyle birkaç gün içinde öldü. Yerine oğlu Gratianus geçti. Valens ise yönetiminin başından beri germen kavimleri ile uğraşmaktaydı. İmparatorluğun Gotlarla mücadele ettiği bu dönemlerde Türk asıllı Hunların bölgeye geldikleri görüldü. Hazar-Aral Gölü ile Don Irmağı arasında hüküm süren Alanları; ardından Don Irmağı ile Dinyester arasındaki bölgede yerleşmiş olan Ostrogotları yenilgiye uğratan Hunlar bu tarihten itibaren Batı Gotları olarak bilinen ve Romanya civarında yaşayan Vizigotlarla da uğraştı ve kralları olan Athanarik i yenilgiye uğratarak Macaristan taraflarına sürdü. Athanarik ile gitmek istemeyen Vizigotlar ise rakibi Fritigern komutasında hareket etmeyi uygun buldu fakat onlarda Hunlara yenilmekten kurtulamadı. 12 / 17

Hunlara yenilen Fritigern komutasındaki Vizigotlar 376 yılı bahar aylarında imparatorluk topraklarına sığınmak için izin istedi. Valens devlet ileri gelenleri ile istişare sonucu Vizigotların imparatorluk topraklarına yerleşmelerine müsaade etti. İmparatorluk özellikle tarım alanlarında ve orduda Vizigotlardan istifade etmeyi düşünmüş, Hunlardan veya başka kavimlerden gelebilecek tehlike için onların tampon görevi üstlenebileceğini plânlamıştı. Bu sebeple Vizigotları iyi karşıladı ve imparatorluğun Balkan topraklarında iskân edilmelerini istedi. Fakat zamanla sayıları artınca durum değişti. Zira sayılarının 200 bin ve üzeri olduğu sanılmaktaydı. Bu nedenle imparatorluk Marcianopolis in güneyine doğru ilerlemelerini emretti. Zaten Vizigotlar da kısa sürede imparatorluktan rahatsız olmaya başlamışlardı. Çünkü yeterince yiyecek bulamamakta, temin edebildiklerini de çok yüksek fiyatlarla satın almak durumunda kalmaktaydılar. 377 yılında Marcianopolis şehrinde iki taraf arasında çıkan tartışma büyüyerek Vizigotların isyan etmesine sebep oldu. Kuzey Balkanlardan başlayarak imparatorluğu ele geçirmeye niyetlendiler. Kızgın bir şekilde civardaki köylere, şehirlere saldıran, her tarafı yakıp yıkan Gotları imparatorluk Sasanilerle mücadeleye gönderdiği ordunun bir kısmını bölgeye nakletmek suretiyle önlemeye çalıştı. Bu sayede Gotları Balkan Dağları ile Tuna nehri arasında yok etmeyi düşünmekteydi ancak imparatorluk Fritigern yüzünden bunu başaramadı. Zira Vizigot lideri Fritigern, imparatorluk ile mücadele edebilmek için Hun ve Alanlarla anlaşmıştı. Üstelik aynı sıralarda Ostrogotların çocuk yaştaki kralı Viderik de Makedonya ve Trakya da bulunan Hunlardan kaçmak sureti ile Tuna bölgesine gelmişti. Bu yeni gelen gruba imparatorluğun yerleşme izni vermemesi Fritigern ile birleşmesine sebep oldu. Böylece hem Vizigotlar hem de Ostrogotlar 377 yılı sonlarına doğru tüm Trakya yı işgal ve tahrip etti. Valens bu yaşananlar yüzünden zor durumdaydı üstelik savunma zafiyeti gösterdiği için hipodromda halkı tarafından eleştirilmişti. İmparator bu duruma son verebilmek için Valentianus un halefi olan yeğeni Gratianus (375-383) ile birleşip Vizigotlara karşı ortak bir sefer yapmaya karar verdi. Fakat bu savaş Gratianus un Alemanlar üzerine hazırladığı sefer yüzünden gecikti. Sonunda Valens yeğenini beklemeden Vizigotlar ile savaşı göze aldı. Edirne yakınlarında 9 Ağustos 378 günü yapılan çok şiddetli savaşta 30.000 kişi olduğu söylenen imparatorluk ordusu müthiş bir yenilgiye uğradı. Ordunun üçte ikisi kılıçtan geçirilirken, Valens de savaş alanında öldü. Vizigotlar önem arzeden şehirleri başta İstanbul olmak üzere ele geçirememişlerdi. 13 / 17

ÇALIŞMA SORULARI 1- İmparator Diocletianus dönemindeki yönetim sistemi hakkında bilgi veriniz. 2- Büyük Konstantinos tarafından İstanbul un başkent seçilmesini anlatınız. 3- Başkent İstanbul hangi tarihte resmen açıldı? 4- Büyük Konstantinos un halefi aşağıdakilerden hangisidir? a- Valens b- Konstans c- Konstantios d- Iulianus e- Diocletianus 5- Milano Fermanı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a- Hristiyanların takip edilmesini sağladı. b- Hristiyanların özgürlüğünü kısıtladı. c- Hristiyanlara eziyet ve zulüm edilmesine sebep oldu. d- Hristiyanlara ait kiliselerin yakılmasını sağladı. e- Hristiyanlara dinlerini yaşama konusunda serbestlik tanıdı. CEVAPLAR 1- İmparator Diocletianus çok geniş olan Roma topraklarının tek bir elden idaresinin mümkün olmadığını gördü ve ülkeyi düştüğü bu kötü durumdan kurtarmak için geniş kapsamlı bir reform hareketine girişti. İlk olarak Roma imparatorluğunun hâkimiyet merkezini doğuya İzmit e (Nikomedia) nakleden imparator ayrıca imparatorluğu 285 yılından sonra 2 Augustus ve 2 Caesar idaresinde 4 parçaya ayırdı (TETRARKHİA/ Dörtlü yönetim). Kendisi İzmit ten, diğeri yani Maximianus Milano dan ülkeyi yönetecekti. Bunların her birinin emrinde de ayrı bölgeleri idare edecek birer Caesar bulunacaktı. Aslında devlet görünüşte 4 parçaya bölünmüştü fakat devletin bütünlüğü fikrinden asla vazgeçilmedi. Mesela bir imparatorun çıkardığı yasa bütün ülkede geçerliydi ve her bir yönetici diğerine danışmak ve işbirliği 14 / 17

yapmak zorundaydı. Augustuslar 20 yıl sonra kendi arzularıyla idareden çekildi ve yerlerine Caesarlar Doğuda Galerius, batıda ise Konstantius Khlorus Augustus oldu. 2- Büyük Konstantinos un yaptığı işlerden en önemlisi Byzantion u yani İstanbul u başkent yapmasıydı. Konstantinos, Roma nın artık eskisi gibi başkentlik görevini yapamadığını düşündüğünden yeni bir arayışa girişti. Aradığı bu yeni şehir doğudan ve batıdan gelebilecek dış saldırılara karşı hemen müdahale edebileceği bir yer olmalıydı. İmparator aralarında Dioclatianus un başkenti İzmit olmak üzere Niş, Sofya ve Selanik i düşündü. Hatta Truva da bir şehir plânladı. Üstelik bu şehrin sınırlarını bizzat kendisi çizdi. Fakat gördüğü bir rüya üzerine burayı bırakmak zorunda kalarak coğrafi konumu kadar siyasî, askerî ve ticarî bakımdan merkez olma özelliğine sahip Asya ile Avrupa nın birleştiği yerde bulunan Byzantion u seçti. 3- Yeni başkent İstanbul 11 Mayıs 330 da kırk gün süren eğlenceler sonunda resmen açıldı. Yeni Roma (Nea Roma), İkinci Roma (Secunda Roma) veya kurucusuna izafeten Konstantinopolis olarak adlandırıldı. 4- c 5- e 15 / 17

KAYNAKLAR Akşit, O. (1985). Roma İmparatorluk Tarihi, İstanbul. Bailly, A.(2006), Bizans İmparatorluğu Tarihi, (Çev. H. Şaman) İstanbul. Barnes, T.D. (1982). The New Empire of Diocletian and Constantine, Cambridge. Brown, P.(2000). Geç Antikçağda Roma ve Bizans Dünyası, (Çev. T. Kaçar) İstanbul. Bury, J. B.(1958). History of the Later Roman Empire, New-York. Chronicon Paschale, 284-628, (Çev. Michael Whitby-Mary Whitby) Liverpool. Diehl C. (2006). Bizans İmparatorluğu Tarihi, (Çev. A. Göke Bozkurt) İstanbul. Dikici, R. (2007). Şu Bizim Bizans, İstanbul. Gregory, T. E. (2008). Bizans Tarihi, (Çev. E. Ermert) İstanbul. Kaçar, T. (2004). Üsküdar Savaşı ve Bizans ın Temelleri, Üsküdar Sempozyumu I, 23-25 Mayıs 2003, Bildiriler (C. I, s. 21-22) İstanbul. Küçüksipahioğlu, B. (2010). Osmanlı Öncesi İstanbul Tarihi, Akademik Araştırmalar Dergisi,( I, s. 1-15) İstanbul. Küçüksipahioğlu, B. (Şubat, 2005). İstanbul Nasıl Başkent oldu?, Popüler Tarih, (54, ss. 18-23). Küçüksipahioğlu, B. (Haziran 2005). Hristiyan Dünyasında İlk Ayrılıklar, Popüler Tarih, (58, s. 34-40). 16 / 17

Küçüksipahioğlu, B. (2013). Bizans İmparatorluğu Zamanında Hipodrom, İstanbul un Kitabı Fatih II, Eminönü-I, Fatih Güldal (Ed.), İstanbul, s. 635 vd. Ostrogorsky, G. (1991). Bizans Devleti Tarihi, Ankara. Sayar, M. (2009). Geç Antik Devir, Doğu Batı, (49, s. 235-261). Tekin, O. (2011). Helen ve Roma Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayını, Eskişehir. Vasiliev, A.A. (1943). Bizans İmparatorluğu Tarihi, Türkçe (Çev. A. Müfit Mansel) Ankara. Yalçın, A.B. (2000). Bizans Büyük Saray Yapıları ve Kurumları, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul. 17 / 17

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK ve UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ Tüm yayın ve kullanım hakları İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesine aittir. Hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. Ancak kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Ders notlarının içeriğinden yazarları sorumludur.

BÖLÜM: TARİH DÖNEM (GÜZ / BAHAR): BAHAR EĞİTİM ÖĞRETİM YILI: 2013-2014 DERSİN ADI: ROMA TARİHİ II DERS NOTU YAZARININ ADI-SOYADI: DOÇ. DR. BİRSEL KÜÇÜKSİPAHİOĞLU 2 / 19

2. HAFTA DERS NOTU 3 / 19

İÇİNDEKİLER 2. İMPARATOR I.THEODOSİOS VE HALEFLERİ 2.1. İmparator I. Theodosios Dönemi (379-395) 2.2. İmparator Arkadios ve Dönemi (395-408) 2.3. İmparator II. Theodosios ve Dönemi (408-450) 2.4. İmparator II. Theodosios ve Halefleri 4 / 19

ÖZET İmparator I. Theodosios dönemindeki en büyük tehlike yine Gotlardı ve imparatorun bu sebeple ilk siyasi faaliyetlerinden biri Balkanlarda asayişi sağlamak oldu. İmparator Gotları savaş ile yenemeyeceğini bildiğinden onları Roma medeniyetine alıştırmanın ve orduya ilgi duymalarını sağlamanın başka bir yolu olması gerektiğini düşündü. Sonunda Theodosios, Gotlarla 3 Ekim 382 de bir antlaşma imzaladı (Foedus yani tabilik anlaşması). Bu antlaşma ile Gotlar, imparatorluğa bağlı olarak Roma topraklarında oturma izni almakta neredeyse Romalılarla aynı haklara sahip olmakta ve millet olarak varlıklarını devam ettirebilmekteydi. Böylelikle hem barış sağlanırken hem de orduya alınan Gotlarla ordunun sayısı ve gücü arttı. Büyük Theodosios zamanında ikinci ekümenik genel konsil başkent İstanbul da toplandı ve bu konsille Hristiyanlık resmen devlet dini olarak kabul edildi. İmparator bu din dışındaki her tür siyasi akım ve görüşe hoşgörü ile bakmadı. Büyük Theodosios un 395 yılında Milano da ölümü ile devlet, oğulları Arkadios ve Honarios arasında babalarının isteği üzerine idari bakımdan ikiye ayrıldı. Honarios ülkenin batısı ile ilgilenirken, Arkadios Doğusu ile ilgilenecekti. Bu imparatorluğun iki ayrı toprak parçası veya iki devlet şeklinde bölünmesi demek değildi. Sadece idari bakımdan ikiye ayrılmış ve devletin bütünlüğü düşüncesinden kesinlikle vazgeçilmemişti. İmparator Arkadios zamanında Gotlar gerek Anadolu da gerekse Balkanlarda sorun olurken, halefleri II. Theodosios, Markianos ve Leon zamanında da Hunlar imparatorluk için ciddi sorun teşkil etti. İmparator Zenon döneminde ise Ostrogotlar önemli bir problemdi ve imparatorluk onları batıya göndermekle rahatlayabildi. Bu süreçte imparatorluğun batı tarafı Odovakar tarafından sona erdirildi ve İmparator Zenon bu duruma tepkisiz kalmakla suçlandı. 5 / 19