T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI MARAŞ TA GAYRİMÜSLİMLER VE KURUMLARI NERMİN ZAHİDE AYDIN TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ Eylül 2007
T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI MARAŞ TA GAYRİMÜSLİMLER VE KURUMLARI Danışman: Prof. Dr. Ahmet EYİCİL TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ Eylül - 2007
T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI MARAŞ TA GAYRİMÜSLİMLER VE KURUMLARI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ Kod No: Bu Proje 17/09/2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği ile Kabul Edilmiştir. Prof. Dr. Ahmet EYİCİL Doç. Dr. Orhan DOĞAN Yrd. Doç. Dr.Lütfi ALICI DANIŞMAN ÜYE ÜYE Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Enstitü Müdür Vekilli Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanundaki hükümlere tabidir.
T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ÖZET TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ MARAŞ TA GAYRİMÜSLİMLER VE KURUMLARI DANIŞMAN : Prof. Dr. Ahmet EYİCİL Yıl : 2007, Sayfa: 184 Jüri : Prof. Dr. Ahmet EYİCİL : Doç. Dr. Orhan DOĞAN : Yrd. Doç. Dr. Lütfi ALICI Bu araştırmanın amacı Osmanlı Devleti ndeki Gayrimüslimlerin durumu ve bilhassa Maraş ta Gayrimüslimlerle Müslümanların ilişkilerini incelemektir. Bu sırada Gayrimüslimlerle Müslümanların ilişkileri anlatılırken Avrupalı devletlerin, Gayrimüslimleri siyasi emellerine alet ederek Osmanlı Devleti ni parçalama planları araştırılmıştır. Araştırma yapılırken süreli yayın, yıllık ve ansiklopedi gibi basılı kaynaklardan yararlanılmıştır. Araştırmada Gayrimüslimlerle Müslümanların ilişkilerinin bozulmasında Avrupa devletlerinin siyasi faaliyetlerinin etkili olduğu tespit edilmiştir. Avrupalı devletler misyonerlik faaliyetlerini Osmanlı topraklarında artırarak bu yolla ilişkilerini canlı tutmuşlardır. Avrupalı devletler Şark Meselesi ni siyasi çıkarları uğrunda çözmeye çalışmış ve Osmanlı topraklarını parçalamayı hedef olarak seçmiştir. Bu hedefe ulaşmak için dini görüntü altında hızla misyonerlik faaliyetlerini desteklemiş hatta bunların başarıya ulaşması için bütçelerinden para ayırmışlardır. Bu gün de aynı devletler Avrupa Birliği ve demokratikleşme süreci içinde ülkemizi bölmeyi hedef edinmiştir. Osmanlı topraklarında barış ve huzur içinde yaşayan Gayrimüslimlerle Avrupalı devletlerin ilgilenmesinin özünde ekonomik ve siyasi nedenler bulunmaktadır. Bu nedenle Avrupalı devletler, maddi çıkarlarını saklı tutarak dini duyguları öne sürmüşlerdir. Misyonerler vasıtasıyla ve Gayrimüslimleri himaye etmek isteyen Avrupalı devletler, hakikatte Türkleri önce Avrupa dan sonra Anadolu dan atmayı amaç edinmiştir. Bu amaçlara hizmet eden misyonerler, Dünya ya Hristiyan gözüyle bakan, batı kültürünü benimseyen, batılılar gibi yaşam tarzı süren ve kendini Müslüman zanneden bir toplum oluşturmak istemişlerdir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Gayrimüslimler, Müslümanlar, Misyonerler, Ermeniler, Maraş I
DEPARTMENT OF HISTORY INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCE UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ABSTRACT MA Project NON-MUSLIMS AND INSTITUTIONS IN MARAŞ Supervisor : Prof. Dr. Ahmet EYİCİL Year : 2007, Pages: 184 Jury : Prof. Dr. Ahmet EYİCİL : Assoc. Prof. Dr. Orhan DOĞAN : Assist. Prof. Dr. Lütfi ALICI The point of this research is the position of non-muslims living in Ottoman Empire and especially to analyse the communications between Muslims and non-muslims. On that point, while explaining the communications between them European Countries plans to collapse the Otoman Empire, making use of non-muslims according to their political desire are analysed. During the research printed publications such as annuals, encyclopedia and periodical publications are used. In this research it is founded that European Countries political activities effected the communications between Muslims and non-muslims. Increasing missionary activities on the Ottoman lands European Countries kept alive the communication. European Countries tried to solve East Question fort he sake of their political profits and to collapse the Ottoman land was chosen as a aim. To reach that aim they supported missionary activities under religios scene and to reach that aim they even saved money from their budget. Today the same coutries targets to collapse our coutry within the period of European Association and democracy. The focus of European Countries intrest in the non-muslims living in peace on the Ottoman land has economical and political resons. From this point of view, European Countries reveals religious feelings, hiding financial profits. By means of missioners protect non-muslims, They, in fact aimed to desiring to exile Turks first from Europe and then Anatolia. Missioners serving fort hat aim wanted to form a society, seeing the world in Christian point of view, identifying themselves with western culture, living in west style and stil thinking themselves as Muslims. Key words: Ottoman Empire, Non-Müslims, The Muslims, Missionars, Armenians, Maraş. II
ÖN SÖZ Milletlerarası yarışta öne çıkmak isteyen devletler, rakip olarak gördükleri devletleri yıkmak için çeşitli araçlar kullanmışlardır. Bu araçlardan biri de misyonerliktir. Misyonerlik, Avrupa devletlerinin, İslam dünyasına egemen olmak ve İslam dünyasını kendi çıkarlarına göre yeniden kurup şekillendirmek için yapmış oldukları faaliyetlerdir. Batı dünyası Türk- İslam ülkelerini sosyolojik, ekonomik, siyasi, askeri, dini, ilmi ve fikri bakımdan yönetmek için kurumsallaşma yoluna gitmiştir. Osmanlı Devleti sahip olduğu jeopolitik ve jeostratejik durumu nedeni ile dünyanın ekonomik, siyasi, askeri ve dini merkezi durumundaydı. Misyonerler, Osmanlı Devleti ne karşı uyguladıkları siyasete malzeme olarak Gayrimüslimleri hedef kitle olarak seçmişlerdir. Özellikle Ermenilere yönelik faaliyetlere hız verilmiştir. Osmanlı Devleti ni kültürel anlamda zayıflatmak için misyonerlerden oluşan geniş bir kitle ülke topraklarına gönderilmiştir. Bu misyonerlerin görevi, Hristiyan kiliselerini ıslah ederek bu cemaatleri Türklerin karşısına bir kuvvet olarak çıkarmaktı. Bu amaçla Ermeni çocuklar için ücretsiz okullar açılmış, Protestanlık propagandası yapılmış, ücretsiz İncil ve diğer dini kitaplar dağıtılmıştır. Misyonerlerin açtıkları hastane, okul ve yetimhaneler vasıtasıyla Müslümanları dinlerinden çevirme yoluna gidilmiştir. Daha sonra Hristiyan Ermeniler gibi Osmanlı vatandaşı olan Ermeniler de Müslüman Türklere karşı kışkırtılmıştır. Misyonerler doğrudan din telkininin bir yararı olmadığını görmüşlerdir. Bunun üzerine sadece inanç değil, bütün bir dini ve ulusal kültürü yok etmek için uzun süreli çalışmalara girişmişlerdir. Misyonerler bilimsel gelişmelerden yararlanarak Hristiyan uluslara özgü değerleri yaymaya başlamışlardır. Batı teknolojisi düzeyine erişemeyen Osmanlı topraklarında yapılan misyonerlik faaliyetleri çok geçmeden etkisini göstermiş ve sosyal ilişkilerde bozulma görülmüştür. Hristiyan kültürünün Osmanlı Devleti ne girmesindeki amaç sadece kişilerin Hristiyanlığı kabul etmesini sağlamak değildir. İnancın çevresinde doğan kültür ve bu kültürün ulusların sosyal hayatında oynadığı rol önemlidir. Bu faaliyetlerin arkasında siyasal amaçlar bulunmaktadır. Maraş, Ortadoğu ya açılan güzergâh üzerinde bulunan tarihi bir şehirdi. XIX. yüzyılın sonlarına doğru Maraş nüfusunun %27 si Gayrimüslimlerden oluşmaktaydı. Gayrimüslim nüfusun büyük çoğunluğu Ermeni idi. Maraş taki Hristiyan Ermeni nüfus misyonerlerin ilgisini çekmiştir. Bu nedenle Maraş a bir misyoner istasyonu tesis edilmiştir. Misyonerler Maraş ta açtıkları okul, yetimhane ve hastaneler sayesinde çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Açılan bu kurumlar sayesinde Osmanlı Devleti nin birlik ve bütünlüğü hedef alınmıştır. Osmanlı Devleti nde Ermeni meselesinin doğmasında ve Ermeni komitelerinin silahlı eylemlere başlamasında bu dönemde başta Maraş olmak üzere çeşitli bölgelerde faaliyet halinde bulunan misyonerlerin büyük rolü olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada Maraş bölgesindeki Gayrimüslimler ve kurumları incelenmiştir. Çalışmada Maraş ın genel sosyal ve ekonomik durumu değerlendirildikten sonra, misyonerliğin Osmanlı Devleti ndeki ve Maraş taki faaliyetleri ortaya konmuştur. Bu araştırmayı yaparken maddi ve manevi anlamda yanımda bulunan aileme, kitap temininde yardımcı olan Suna GÜRBÜZ e ve çalışmamın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen danışman hocam Prof Dr. Ahmet EYİCİL e teşekkür ederim. III
İÇİNDEKİLER ÖZET... I ABSTRACT... II ÖNSÖZ... III İÇİNDEKİLER... IV ÇİZELGELER LİSTESİ... VI KISALTMALAR LİSTESİ... VIII 1. GİRİŞ... 1 2. MARAŞ TA SOSYAL, SİYASİ VE EKONOMİK DURUM... 3 2.1. Maraş ın Tarihi... 3 2.1.1. XV. Yüzyıla Kadar Maraş... 3 2.1.2. Osmanlı İdaresinde Maraş... 5 2.1.3. Maraş ta Ermeniler... 8 2.2. Maraş ın İdari Yapısı... 14 2.2.1. İdare... 14 2.2.2. Köyler, Nahiyeler ve Mahalleler... 16 2.3. Maraş ta Sosyal Durum... 27 2.3.1. Sosyal ve Dini Yapılar... 27 2.3.2. Camiler... 28 2.3.3. Kiliseler... 29 2.3.4. Vakıflar... 31 2.3.5. Medreseler... 32 2.4. Sosyal Hayat... 34 2.4.1. Müslümanlarla Gayrimüslimlerin İlişkileri... 34 2.4.2. Sosyal Hayat... 41 2.5. Gayrimüslimlerin Ekonomik Durumu... 43 2.5.1. Halkın Geçim Kaynakları... 43 2.5.2. Vergiler... 47 2.6. Maraş ta Nüfus... 51 2.6.1. Müslüman ve Gayrimüslimlerin Nüfusu... 51 2.7. Maraş ta Eğitim... 60 2.7.1. Gayrimüslimlerin Eğitim Kurumları... 60 2.7.2. Maraş a Bağlı İlçelerde Eğitim Kurumları... 65 3. MİSYONER FAALİYETLER... 68 3.1. Misyonerliğin Tanımı ve Kaynağı... 68 3.2. Misyonerlik ve Şark Meselesi... 71 3.2.1. İngiltere nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Misyonerlik Faaliyetleri... 73 3.2.2. Rusya nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Misyonerlik Faaliyetleri... 78 3.2.3. Almanya nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Misyonerlik Faaliyetleri... 80 3.2.4. Fransa nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Misyonerlik Faaliyetleri... 82 3.2.5. ABD nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Misyonerlik Faaliyetleri... 85 3.3. Misyonerlerin Çalışma Alanları... 92 3.3.1. Misyonerlerin Çalışma Hedefleri... 92 3.3.2. Misyonerlerin Kullandığı Teknikler... 93 3.3.3. Eğitim Kurumlarının Misyonerlik Faaliyetlerindeki Önemi... 105 3.3.3.1. Amerikan Okulları... 109 3.3.3.2. Fransız Okulları... 118 3.3.3.3. İngiliz Okulları...124 IV
3.3.3.4. İtalyan Okulları... 126 3.3.3.5. Alman Okulları..128 3.3.3.6. Rus Okulları... 136 3.4. Misyonerlerin Maraş taki Faaliyetleri... 137 3.4.1. Misyonerler Açısından Maraş ın Önemi... 137 3.4.2. Misyonerlerin Maraş taki Çalışma Alanları... 138 3.4.2.1. Maraş İlahiyat Okulu... 139 3.4.2.2. Maraş Kız Koleji... 141 3.4.2.3. Merkezi Türkiye Misyoner Çalışma Alanı Olarak Maraş... 143 3.5. Türkiye deki Misyonerlik Çalışmaları... 147 4. MARAŞ TA GAYRİMÜSLİMLERİN DURUMU... 151 4.1. Katolik Ermenilerin Kısa Tarihi... 151 4.1.1. Gayrimüslimlerin Dili... 151 4.1.2. Gayrimüslimlerin Dini... 156 4.1.3. Katogikos Seçimi... 158 4.2. Maraş ta Aşiretlerle Hristiyanların Durumu... 160 4.2.1. Aşiretlerle Hristiyanların İlişkileri... 160 4.2.2. Gayrimüslim Din Adamlarının Maraş a Gelmesi... 161 4.2.3. Tacirli Aşireti ve Hristiyan Ermenilerin İlişkisi... 162 4.2.4. Gayrimüslimler ile Vergi Anlaşmazlığı... 163 5. SONUÇ... 165 KAYNAKÇA... 168 ÖZ GEÇMİŞ EKLER V
ÇİZELGELER LİSTESİ Çizelge 2.1. 1318 Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi ne Göre Maraş Meclis-i İdare-i Liva da Bulunan İdareciler...15 Çizelge 2.2. 1318 Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi ne Göre Maraş Belediye Dairesi nde Çalışan Görevliler...15 Çizelge 2.3. XVI. Yüzyılda Maraş Kazasının Nahiyeleri...20 Çizelge 2.4. 1523-1579 Yılları Arasında Maraş Kazasının İdari Taksimatı...21 Çizelge 2.5. 1563 Tarihli Maraş Tahrir Defteri ne Göre Maraş Kazası Köylerinin Nahiyelere Dağılımı...22 Çizelge 2.6. Maraş ın Mahalleleri...23 Çizelge 2.7. 1526-1563 Yılları Arasında Maraş ın Mahalleleri ve Nüfus Durumları...24 Çizelge 2.8. 1318 Yılı Maarif Salnamesi ne Göre Maraş ta Bulunan Medreseler, Bulundukları Mahalleler...34 Çizelge 2.9. 1870 Halep Vilayet Salnamesi nde Maraş Sancağında Yetiştirilen Tarım Ürünlerinin Kazalara Dağılımı...44 Çizelge 2.10. Müslim ve Gayrimüslim Vatandaşların Meslek ve Mensuplarını Gösteren Çizelge...45 Çizelge 2.11. 235 Numaralı Maraş Şeriye Sicili ne Göre Halkın Kullandığı Eşya ve Fiyatları...46 Çizelge 2.12. 1563 Tarihinde Maraş Sancağında Bağ, Bahçe, Bostan, Kovan, Hayvan ve Değirmenden Alınan Vergi Miktarları...49 Çizelge 2.13. 1526-1563 Yılları Arasında Maraş Kazasının Toplam Vergileri...50 Çizelge 2.14. 1914 Yılında Türkiye deki Gayrimüslim Nüfus...53 Çizelge 2.15. 1526-1563 Yılları Arasında Maraş Kazasının Nüfus Durumu...53 Çizelge 2.16. 1885-1914 Yılları Arasında Maraş Sancağındaki Nüfus Değişimi...54 Çizelge 2.17. 1914 Yılında Maraş Sancağındaki Nüfus Durumu...55 Çizelge 2.18. 1902 Yılı Halep Vilayeti Salnamesi ne Göre Zeytun Kazasının Nüfusu...55 Çizelge 2.19. 1914 Yılında Maraş ve Zeytun daki Nüfus Durumu...55 Çizelge 2.20. 1911 Yılına Göre Maraş a Bağlı Yerleşim Yerleri, Müslim ve Gayrimüslim Nüfusu Gösterir Belge...56 Çizelge 2.21. Maraş ın Müslüman Nüfus Yapısı...56 Çizelge 2.22. Maraş ın Gayrimüslim Nüfus Yapısı...56 Çizelge 2.23. 1911 Yılına Göre Maraş Mahallelerindeki Nüfus...57 Çizelge 2.24.1320 (1902) Tarihli Halep Vilayet Salnamesi ne Göre Maraş Sancağının Nüfusu...58 Çizelge 2.25. 1870 Halep Vilayet Salnamesi nde Maraş Sancağı nın Erkek Nüfusu İle Hane Dinsel Dağılımı...58 Çizelge 2.26. Maraş Merkezine Bağlı Nahiye, Köy ve Aşiretlerin Nüfusu...59 Çizelge 2.27. XIX. Yüzyılda Gayrimüslim Okulların Sayısı...61 Çizelge 2.28. 1911-1912 Yılları Arasında Maraş ın Eğitim Durumu...63 Çizelge 2.29. 1908 Yılında Maraş taki Gayrimüslim Okullar...64 Çizelge 2.30. 1895-1896 Yılları Arasında Maraş Merkezindeki Okul ve Öğrenci Sayıları...65 Çizelge 2.31. 1908 Yılında Maraş Sancağına Bağlı Kazalardaki Okullar...66 Çizelge 3.1. 1933-1934 Merzifon Amerikan Okulu Hazırlık Sınıfı Haftalık Ders Çizelgesi 115 Çizelge 3.2. 1900 Yılında Dame de Sion Koleji Ücretleri..122 Çizelge 3.3. Notre Dame de Sion Yatılı Okulu nun Ders Programı...123 Çizelge 3.4. Sanayi ve Ticaret Okulu nun Ders Programı..128 Çizelge 3.5. Alman Okullarının Bulunduğu Yerler 131 VI
Çizelge 3.6. Maraş Kız Alman Rüşdî-İdâdi Mektebi nin Programı...132 Çizelge 3.7. Maraş Alman Kız -Erkek İptidaî Mektebi nin Ders Kitapları...134 Çizelge 3.8. Maraş Alman Rüşdî-İdâdi Kız Mektebi nde Okutulan Kitaplar 134 Çizelge 3.9. 1901 Yılında Maraş ta Faaliyet Gösteren Mekâtib-i Ecnebiye..144 Çizelge 3.10. Amerika Tarafından Maraş ta Açılan Okullar..146 VII
KISALTMALAR AB :Avrupa Birliği ABCFM :American Board Of Commisioners Foreign Missions ABD :Amerika Birleşik Devletleri AYMÖ :American Board Of Commissioners For Foreign Missions C :Cilt CMS :İngiliz Hristiyan Misyon Cemiyeti H :Hicri HVS :Halep Vilayeti Salnamesi Hz. :Hazreti MEB :Milli Eğitim Bakanlığı MÖ :Milattan Önce MS :Milattan Sonra s. :Sayfa ss. :Sayfa Sayısı S :Sayı TBMM :Türkiye Büyük Millet Meclisi TDK :Türk Dil Kurumu TDV :Türkiye Diyanet Vakfı TTK :Türk Tarih Kurumu WCCE :Dünya Hristiyanlık Eğitimi Konseyi YMCA :Hristiyan Genç Erkekleri Birliği YWCA :Hristiyan Genç Kadınlar Birliği vb :Ve benzeri yy. :Yüzyıl VIII
GİRİŞ 1. GİRİŞ Misyonerlik, Hristiyanlığın insanlar arasında yayılması olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde misyonerlik, insanları Hristiyan kültürünü benimsemiş ve Hristiyanlık anlayışıyla hayata bakan bireyler haline getirmeyi hedef almıştır. Ayrıca misyonerlik sömürgecilik emellerinin gerçekleştirilmesine zemin hazırlamıştır. Hristiyanlığı yayabilmek için misyonerler özel okullar, hastaneler, kütüphaneler, yabancı dil öğretim merkezleri, sığınma evleri, yetimhaneler ve pansiyonlar kurmuşlar, fakir ailelere ve kimsesiz çocuklara maddi yardımlarda bulunarak kitap, broşür ve dergi gibi yayın araçlarını hazırlamışlar ve çeşitli sanat etkinlikleri göstererek amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bu yüzden Hristiyan inancını yaymakla görevli olan misyonerler doktor, hemşire, öğretmen, barış gönüllüsü ve herkesin yardımına koşan bir eleman olarak hizmet etmişlerdir. Amerikan senatörü olan John Quincy Adams, 1833 yılında İngiltere ile Çin arasında çıkan ilk Afyon Savaşında Anglo-Sakson tezini, misyonerler örgütü önünde yaptığı konuşmada savunurken şöyle diyordu: Bu savaş, Çinlilere karşı Hristiyan değerlerini savunmak için yapılıyor. Bu değerlerin başında İsa nın Birbirinizi sevin ilkesi gelir. Birbirinizi sevin ilkesi, birbirinizle ticaret yapını da içerir. Oysa Çin afyon ticaretini engelleyerek bu ilkeyi çiğnemiştir (Küçükoğlu, 2003: 12). Türkiye de Hristiyan misyonerlerinin ilk faaliyeti bilhassa Ermeniler üzerinde görülmüştür. Daha önce siyasi hudutların zorlanmasıyla elde edilemeyen netice silahsız bir şekilde ve kültür yoluyla başlamıştır. Aslında bu türlü hareket İncil de yer alan esaslara da uygundu. Haçlı ordularının kuvvet uygulayarak başaramadığı işi nasihatla, kitaplarla, risalelerle, okul ve hastanelerle yapmak üzere silahsız bir misyoner ordusu Osmanlı Devleti ne gönderildi. Bunların görevi her şeyden önce, devletin sınırları içindeki yerli Hristiyan kiliselerini ıslah ederek bu cemaatleri cahil bir yığın olmaktan kurtarıp, Türklerin karşısına bir kuvvet halinde çıkarmaktı. Fakat çalışmalar bununla da kalmadı. Kendi ifadelerine göre insanların ruhunu kurtarmak için her tehlikeye atılan Hristiyan papazlar, Müslümanların da arasına girdiler. Memleketlerinden büyük yardım gören misyonerler bekledikleri gibi başarılı olamadılar. Doğrudan doğruya din telkininin bir faydası olmadığı anlaşılınca, bütün bir dini ve milli kültürü yaymak için uzun vadeli faaliyetlere giriştiler. Dini çalışmaların yanısıra ilim ve teknik değerlerden başlayarak eğlence vasıtalarına, örf ve adede kadar kendi din ve milletlerine has unsurları yaymaya başladılar. Şüphesiz Türkiye de bu yabancı kültür unsurlarının görülmesi sadece misyonerler yüzünden olmamıştı. Hristiyanlıkla ilgili birtakım unsurların Müslümanlar arasına girmesi büyük sarsıntıların meydana gelmesine neden olacaktı. İstenilen sosyal ve ekonomik seviyeye ulaşıldığı zaman, çeşitli ilişkilerde zaruri bir değişme görüleceği doğru olmakla beraber, bu değişmenin bahsedilen düzeyde ortaya çıkması, gerek toplumda, gerekse kültürde önemli bir krize işaretti. Bu sebepledir ki, Hristiyan kültürünün Türkiye ye girmesinden kastedilen mana hiçbir zaman şu veya bu kimselerin Hristiyanlığı kabul etmesi değildir. Burada önemli olan nokta sadece Hz. Muhammed i veya Hz. İsa yı tanımaktan ziyade, bu inancın etrafında doğan kültür ve bu kültürün milletlerin hayatında oynadığı roldür. Bugün Hristiyanlaştırma faaliyetlerinin istikameti de işte bu yöndedir. Hatta bu kültür yayma hareketinin arkasında siyasi amaçlar görülmektedir (Güngör, 2005: 12). XIX. yüzyılda, Osmanlı Devleti nin hâkim olduğu topraklarda yürütülen misyonerlik faaliyetleri, cemaatler arası çatışmalar ve mezhep kavgaları nedenleriyle sosyal düzen bozulmuştur. Misyonerler ve onları himaye eden İngiltere, Almanya, 1
GİRİŞ Fransa ve Amerikalı diplomatlar, Protestanlık propagandası yaparak Ermenileri siyasi çıkarlarına alet ettiler. Bu devletlerin temsilcileri, Ermenilere sağlık ve eğitim yardımlarında bulunarak, kiliselerinden şikayetçi olanları desteklediler. Ermenilerin kendi kiliselerinden ayrılıp yanlarında yer almalarını teşvik ettiler. Katolik misyonerlerin gayretleri sonucu Gregoryen Ermeniler bölünerek Katolik Ermeni Cemaati ve kilisesi teşkil edildi. Protestan misyonerlerin gayretleri sonucu da Protestan Ermeni Cemaati ve kilisesi kuruldu. Bu arada misyonerler, Ermeniler arasında eğitim faaliyetlerini yürütürken onların eğitim planlarını, okul yönetimlerini ve dini eğitimlerini kendi ülkelerinin eğitim sistemlerine benzetmeye çalıştılar. Fırsat buldukları zaman da cemaatin arasına yerleşerek onların kilise bütünlüğünü bozdular ve yerine kendi kiliselerini kurdular. Osmanlı Devleti nin Gayrimüslimlere tanıdığı dil, din ve kültürlerinde eğitim ve cemaat halinde yaşama hakkı, devletin zayıflamasıyla zararlı hale geldi. Batılı devletlerin teşvik ve destekleriyle Gayrimüslimler, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmaya alet oldular. Türkiye nin birçok bölgesine dağılan Protestan misyonerler, Ermeniler arasında faaliyet göstererek suni bir Ermeni meselesini ortaya attılar. Misyonerlik faaliyetlerinin şark meselesi ile yakından ilgisi bulunmaktadır. Misyonerler, Balkanlar da, Ortadoğu da, Kafkasya da ve Orta Asya da Türklerin gücünü zayıflatmak için çalıştılar. Bu bölgelerde etkili olan misyonerler, Anadolu topraklarında karışıklık çıkararak Türkiye yi bunalımlı bir ülke haline dönüştürdüler. Bilindiği gibi şark meselesini ortaya atan Avrupalı devletlerin amacı; Türkleri Avrupa ve daha sonra Anadolu dan atarak doğuya sürmekti. Bu amaca ulaşmak isteyen misyonerler, Dünya ya Hristiyan gözüyle baktılar ve öyle değerlendirdiler. Misyonerler, Hristiyan kültürünü benimsemiş bir yaşam tarzı süren ve kendini Müslüman zanneden bir toplum oluşturma niyetinde idiler. Misyonerler, sadece mensup oldukları dinlerini tebliğ etmediler. Önce Osmanlı Devleti ni, ardından Türkiye yi ve Avrasya daki Türk Cumhuriyetlerini hedef alan ve yurt dışında uzantıları olan siyasi faaliyetlerde de bulundular. Daha ileri giderek ülkenin iç işlerine karıştılar ve ulusal güvenliğimizi zayıflatan faaliyetleri dini görüntü altında yürüttüler. 2
MARAŞ TA SOSYAL, SİYASİ 2. MARAŞ TA SOSYAL, SİYASİ VE EKONOMİK DURUM 2.1. Maraş ın Tarihi 2.1.1. XV. Yüzyıla Kadar Maraş Kahramanmaraş ilinin tarihi prehistorya (tarih öncesi) dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 40.000-10.000 yılları arasındaki paleolitik dönemde Maraş ta yerleşim mevcuttu (Garanti Leasing, Tarihsiz: 42). Maraş ta paleolitik, neolitik, kalkolitik ve tunç çağlarının yaşanmış olduğuna dair kalıntılar bulunmaktadır (Yurt Ansiklopedisi, 1982-1983: 5664). Bu dönemden itibaren Maraş ta sırasıyla Asurlular, Hititler, Araplar ve Türkler hâkimiyet kurdular. Anadolu ya 1071 Malazgirt Savaşı ndan sonra gelen Türk boylarından bazıları Maraş ve çevresine yerleştiler. Maraş ve çevresine yerleşen Türkler, yerleştikleri yerlerin isimlerinde değişiklik yaptılar. Değişik şekillerde ifade edilen Maraş ın adı, Mera ş ve Mahalli Raşe olarak söylenilmektedir. Maraş ovasında buğday, pamuk ve pirinç ekimi gibi tarım yapılmaktaydı. Bilhassa pirinç tarımı nedeni ile sulu olan arazide fazla miktarda sivrisinek bulunmakta ve bu sinek nedeniyle sıtma hastalığı yaygın olarak görülmekteydi. Sivrisineklerin neden olduğu sıtmaya yakalanan hastalarda titreme görüldüğü için titreme anlamına gelen Mahalli Raşe kelimesi kullanılmaktaydı. Asuriler bu şehre Marajı derken, Araplar ise Mera ş demişlerdi. Bu şehir Romalılar zamanında Kirmenika adını almıştı. İngiliz yazar Jon Harsetenak, 1910 yılında yayımlanan kitabında, Sargon hükümdarına ait olan tuğlalarda Maraş isminin Markaji olarak belirtildiğinden bahsetmekteydi (Atalay, 1929: 7). Maraş ın adı hakkında en eski yazılı kaynaklar Asur Metinleri dir. Asur Metinleri, MÖ IX. yüzyıldan başlayıp VIII. yüzyılın sonlarına kadar süren dönemde meydana gelen askeri seferleri konu alan yıllıklardır. Bu yıllıklarda, Anadolu ya yapılan askeri seferlerden ve Gurgum Krallığı ndan bahsedilmektedir. Hititler, Maraş bölgesinde Gurgum adında bir krallık kurdular. Krallığın başkenti Markas tı. Markasi ve Gurgum sözcüklerini etimolojik bakımdan araştıran uzmanlar, Gurgum adının Hititlerin akrabası sayılan Luvilerin dilinden geldiğini belirttiler. Luviler MÖ 2300 tarihinde Maraş a yerleştiler. Maraş ın adı Romalılar zamanında Kaisereia Germanikeia şeklinde değiştirildi. MS 37 ile 41 yılları arasında Kaisernia Germanikera şeklinde ifade edilen Maraş adı, MÖ 54-MÖ 37 tarihleri arasında Antakya şeklinde kullanıldı (Zoroğlu, 2005: 304). Dulkadirli Beyliği nin XIV. yüzyılda bölgeye hâkim olmasıyla birlikte şehrin adı Maraş olarak anıldı ve Osmanlı devrinde de aynı isim kullanıldı. Daha sonra bu şehrin adı milli mücadelede gösterdiği başarıdan dolayı 7 Şubat 1973 te Kahramanmaraş olarak değiştirildi (Temel Britannica, Tarihsiz: 265). Maraş ın yerleşim yeri birkaç defa değişmiştir. En eski yeri Erkenez çayı kenarında Elmalar köyünün alt tarafında bulunan höyüklerin yakınındadır. Maraş ın ikinci yeri Kara Maraş denilen mevkiide ve Namık Kemal mahallesinin bulunduğu yerdedir (Atalay, 1929: 8). 3
MARAŞ TA SOSYAL, SİYASİ Maraş bölgesinde yerleşim üst paleolitik çağda başlayarak neolitik ve ilk tunç çağa kadar devam etti. Orta Çağ da Maraş, Suriye ve Mezopotamya yı Kapadokya ile Anadolu ya bağlayan önemli kervan yollarının kesiştiği noktadaydı. Hititlerin dağılmasından sonra Gurgum Devleti nin başkenti olan Markasi (Maraş), Kimmer ve İskitlerin saldırılarına uğradı. Maraş, MÖ VII. yüzyılın sonunda Medlerin, MÖ VI. yüzyılda Perslerin, MÖ 333 te Makedonyalıların eline geçti. Bu dönemde Roma Devleti ile Pontus Devleti arasındaki sürekli el değiştiren Markasi, MÖ 64 yılında Roma topraklarına katıldı (Ana Britanica, 1998a: 403). Maraş, Roma idaresinde iken Kuzey Suriye bölgesine dahil edildi. Suriye Krallığı nın yıkılmasından sonra Maraş ta oturan Komaklar isyan ettiler. Bunun üzerine İmparatoru Germenikus, Yukarı Suriye ile Maraş ı Roma ya bağladı. Roma idaresinde bulunan Maraş ta, Romalılar döneminden günümüze kalan birçok tarihi eser bulunmaktadır. Bu tarihi eserlerin en önemlileri Şehir Kalesi, Roma Nekropoli, Pazarcık ın Evri köyündeki su sarnıçları ve iki adet mağara ile Tilkiler köyündeki su sarnıçlarıdır (Kahramanmaraş Valiliği, Tarihsiz: 22). Evliya Çelebi Seyahatnamesi ne göre Maraş ta 42 mahalle, 104 dükkân ve iki bedesten bulunmaktaydı. En önemli hanlar Acem Hanı ve Müftü Hanı ydı. Maraş evleri toprak ve kireçten yapılmış olup genellikle tepeler üzerine kurulmuştu. Evlerin büyük bölümünde bağ, bağçe ve soğuk sular bulunmaktaydı (Göre, 2005: 735). Doğu Roma İmparatorluğu nun hâkimiyetine giren Maraş, V. yüzyılda Monofizitlerin merkezi oldu. Monofizitler, eski Doğu kiliseleri içinde yer alan ve Hz. İsa nın bir tek tabiatı olduğunu kabul eden dini bir cemaatti. Bu cemaatin görüşü Rumların ve Ermenilerin bir araya gelmesine neden olmuştu. Bölgede VI. yüzyılda Bizanslılarla Sasaniler arasında çatışmalar meydana geldi. Bizans İmparatoru Herakleos, Maraş ta yaşayan halk ile Suriye de yaşayan Rumları karşılıklı olarak değiştirdi. Yapılan mübadele sonucunda Maraş taki Rum nüfusu artı. Maraş, 637 yılında Halid bin Velid kumandasındaki İslam orduları tarafından fethedildi. Fetihten sonra bölgede halkın İslamlaştırılması süreci başladı. Fakat burada Müslüman Arapların hâkimiyeti kalıcı olmadı. Şehir, Bizanslılarla Müslümanlar arasında sık sık el değiştirdi. Savaşlara rağmen fetih seferleri nedeni ile bölgeye sürekli göç oldu ve şehirdeki Müslüman Arap nüfusu arttı (Kaya, 2005: 335). Fetih hareketlerini yürüten devrin en önemli komutanlarından biri de Ebû Süleym Ferecü l Hâdim et-türki dir. Bu Türk kumandan, Bizanslıların saldırılarını ve burada yaşayan halkın taşkınlıklarını önlemek amacıyla Tarsus u tahkim etmekle görevlendirildi. Ayrıca El Mâ-mûn, Tarsus tan Malatya ya kadar uzanan ve adına Sugûr denilen bu coğrafi bölgenin denetimini sağladı (Kitapçı, 1995a: 213). Müslüman kumandanların teşvikiyle Emeviler döneminde Maraş ta Müslümanların nüfusu arttı. Abbasiler döneminde ise Maraş ın nüfusu artarken bölgede fazla miktarda Gayrimüslim nüfus ikamet etmekteydi. Bu dönemde şehirde Arap, Ermeni, İran, Türk, Slav, Rum ve Afrika kökenli nüfus bulunmaktaydı (Demirci, 2005: 331). Maraş 868 yılında Ahmed bin Tolun tarafından fethedildi. Bizans yönetiminin, doğu bölgelerindeki Ermenileri İç Anadolu ya göçe zorlaması, şehrin sosyal ve kültürel yapısının değişmesine neden oldu. Maraş ve Kilikya bölgesindeki Ermeni nüfusunda artış görüldü. Ermeni asıllı Mleh tarafından şehre saldırı düzenlendi. Bu bölgeden ve Tarsus tan elli bin esir götürüldü. Böylece Maraş ve çevresindeki Rum nüfusunda önemli bir azalma meydana geldi. Kısa bir süre Taciklerin kontrolü altına giren Maraş, 949 yılında Bizanslıların, 952 yılında da Arap asıllı Hamdaniler hanedanının eline geçti. Hamdani hükümdarı Seyfuddevle tarafından Maraş ın yeri değiştirildi (Kaya, 2005: 336). 4
MARAŞ TA SOSYAL, SİYASİ Bizanslılar XI. yüzyıldan itibaren Anadolu ya saldırılar düzenleyerek bu bölgedeki küçük Ermeni krallıklarını ortadan kaldırdılar. Ermeniler, Selçuklular döneminde başlayan Türkmen göçleri ve fetihler nedeni ile ülkenin güneybatısına göç ettiler. Maraş ve Adana bölgesindeki Ermeni nüfusunda artış gözlendi. Böylece Kilikya Krallığı ortaya çıktı (Ersan, 2001: 604). Maraş bölgesi, 1085-1086 lı yıllarda Selçuklu komutanı Emir Buldacı tarafından fethedildi. Fakat Birinci Haçlı Seferi nin başlamasıyla birlikte bu bölge Haçlıların eline geçti. I. Kılıçarslan tarafından 1103 te fethedilen Maraş a 1136 yılında Danişmentliler hâkim oldu. Kısa bir süre Hristiyanların hâkimiyetine giren Maraş, 1149 yılında I. Mesud tarafından fethedildi. II. Kılıçarslan tarafından XII. yüzyılda şehirde bir uç beyliği ve Selçuklu askeri garnizonu kuruldu (Gökhan, 2005: 345). Nasretüddin Hasan Bey zamanında çağdaş bir şehir görünümünde olan Maraş ta Baba İshak İsyanı oldukça etkili oldu. Maraş ve çevresine yerleşen Ağaçeri Türkmenleri, Selçuklu Devleti ne karşı isyan etti. Şehirdeki Selçuklu idaresi Ermenilerin, Ağaçerilerin ve Moğolların akınları nedeniyle çöktü. Kilikya Ermenileri 1259 yılında şehri ele geçirdi (Kaya, 2005: 340). Maraş 1298 de Memlüklülerin, XVI. yüzyıldan itibaren de Dulkadirlilerin hâkimiyeti altına girdi. Dulkadir Beyler yüz seksen beş yıl boyunca Maraş ve Elbistan da hüküm sürdü (Baş, 2005a: 565). Beyliğin bulunduğu yörenin coğrafi konumu nedeni ile bölge kültürleri birbirine karıştı. Fakat Dulkadirli Beyliği ni oluşturan Türkmen oymakları özelliklerini korudular (Bedirhan, 2005: 397). Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Ali Bey in bir iftira nedeniyle idam edilmesi sonucu Maraş ve yöresi merkeze bağlandı. Şehir, Zulkadiriye eyaleti adıyla, İstanbul dan gönderilen valiler tarafından idare edildi. Kuruluşundan, Osmanlı Devleti ne bağlanmasına kadar geçen sürede Maraş ta saltanat süren Dulkadir Beyleri şunlardır (Kahramanmaraş Valiliği, Tarihsiz: 27): 1. Karaca Bey (1337-1353) 2. Halil Bey (1353-1386) 3. Sûli Bey (1386-1398) 4. Mehmet Bey (1398-1443) 5. Süleyman Bey (1443-1454) 6. Arslan Bey (1454-1466) 7. Şah Budak Bey (1466-1468) 8. Şehsuvar Bey (1468-1472) 9. Şah Budak Bey (172-1480) 10. Alaüddevle Bey (1480-1515) 11. Ali Paşa Bey (1515-1522) 2.1.2. Osmanlı İdaresinde Maraş Osmanlı-Memlük gerginliğinin II. Beyazıt zamanında savaşa dönüşmesinin nedeni, Dulkadirli Beyliği nin iç işlerine müdahale edilmesidir (Atik 2001: 207). Yavuz Sultan Selim, Şehsuvaroğlu Ali Bey i Dulkadirlilerin başına geçirdi. Alaüddevle ile vezirinin ve oğlunun kesik başı Mısır Memluk sultanına gönderildi. Dulkadirli Beyliği üzerindeki Memluk nüfuzuna son verildi. Bölgede Osmanlı hâkimiyeti sağlandı. Dulkadirli Beyi nin komşu devletlere karşı davranışları hem kendisinin, hem de beyliğin sonunu hazırladı. Yavuz Sultan Selim, Şehsuvaroğlu Ali Bey e çok 5