PATENTİN HÜKÜMSÜZLÜK HALLERİNİN HUKUKİ VE TEKNİK OLARAK İRDELENMESİ. Dr. FATİH TUNÇDEMİR

Benzer belgeler
Av. Deniz KAYATEKİN. Patentin Hükümsüzlüğü

Endüstriyel Tasarım Tescilinde Yenilik ve Ayırt Edici Nitelik Değerlendirmesi. İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü, Beytepe Kampusu Ankara,

PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

b) Kanun Hükmünde Kararname: 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi,

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

Sınai Mülkiyet Kanunu ile Gelen Yenilikler 2017

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

Kabul Tarihi :

MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25


SINAİ MÜLKİYET KANUNU NDA İHTİYATİ TEDBİRLER

Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

SINAİ MÜLKİYET KANUNU İLE GELEN YENİLİKLER

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/120, 324

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

İTİRAZIN KONUSU: günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun;

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

HUKUK. Hakan AKDAĞ

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU HAKKINDA BİLGİ NOTU

FİKRİ HAKLAR. ESD ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR BAŞVURU SÜRECİ Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

MARKA GENEL BİLGİLER

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

YURTDIŞI İNŞAAT HİZMETLERİ SEKTÖRÜ İÇİN ULUSLARARASI TAHKİM REHBERİ

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR LİSTESİ... xv GİRİŞ...1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

MURAT ORUÇ Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi HAKSIZ REKABETTE MADDİ TAZMİNAT DAVASI

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

Yrd. Doç. Dr. Emre CAN İDARİ İŞLEMİN ŞEKİL UNSURU

KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDEN DOĞAN VEKÂLETSİZ İŞGÖRME

PATENTLER YAZILIM PATENTLERİ

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi:

DAVA ŞARTLARI DAVA ÇEŞİTLERİ

SESSİZ KALMA SURETİYLE HAKKIN KAYBI İLKESİ & MARKANIN TANINMIŞLIK DÜZEYİNİN TESPİTİ & MARKAYI KULLANMA ZORUNLULUĞU

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

Büyük haksızlık en sonunda ortadan kalktı!

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

Patent Başvuru Kılavuzu. Patent/Faydalı Model Nedir?...2 Patent Başvuru Süreci 4 Faydalı Model Başvuru Süreci..5 Patent Veritabanları 5

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572

FİKRİ HAKLAR ESD GENEL KAVRAMLAR. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

Anahtar Kelimeler : İmar Planının Yargı Kararıyla İptali, İmar Hukukunda Kazanılmış Hak, Yapı Ruhsatı

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

ANONİM ORTAKLIKTA ESAS SÖZLEŞMESEL BAĞLAM

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Transkript:

T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ PATENT DAİRESİ BAŞKANLIĞI PATENTİN HÜKÜMSÜZLÜK HALLERİNİN HUKUKİ VE TEKNİK OLARAK İRDELENMESİ UZMANLIK TEZİ Dr. FATİH TUNÇDEMİR ANKARA-2014

T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ PATENT DAİRESİ BAŞKANLIĞI PATENTİN HÜKÜMSÜZLÜK HALLERİNİN HUKUKİ VE TEKNİK OLARAK İRDELENMESİ UZMANLIK TEZİ Dr. FATİH TUNÇDEMİR TEZ DANIŞMANI YRD. DOÇ. DR. SELİN ÖZDEN MERHACI ANKARA-2014

ÖNSÖZ Bu çalışmanın hazırlanmasına imkân sağlayan ve çalışma sürecinde değerli desteklerini esirgemeyen Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı na ve Patent Dairesi Başkanlığı na, mesai arkadaşlarıma, tez çalışmasının yürütülmesinde destekleriyle bana yol gösteren değerli danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Selin ÖZDEN MERHACI ya ve manevi olarak her daim arkamda hissettiğim eşim ve kızıma teşekkür ederim. Dr. Fatih TUNÇDEMİR Ankara 2014

İÇİNDEKİLER TABLOSU ÖNSÖZ... ii ŞEKİLLER SAYFASI... v KISALTMALAR... vi ÖZET..... vii ABSTRACT... viii 1. Genel... 9 2. Hükümsüzlük Kavramı... 11 2.1 Genel Olarak Hükümsüzlük Kavramı... 11 2.2 Medeni Hukuktaki Hükümsüzlük Halleri... 12 2.2.1 Yokluk... 12 2.2.2 Butlan (kesin hükümsüzlük)... 12 2.2.3 İptal Edilebilirlik... 13 2.2.4 Askıda Hükümsüzlük (Noksanlık)... 13 2.3 Patent Hukukunda Hükümsüzlük Kavramı... 13 3. Neden Hükümsüzlük Davası... 15 4. Hükümsüzlük ve Patentin Sona Ermesi Arasındaki İlişki... 17 5. Hükümsüzlük Davası... 19 5.1 Davanın Niteliği... 19 5.2 Davanın Tarafları... 20 5.3 Dava Açma Süresi... 21 5.4 Görevli ve Yetkili Mahkeme... 22 5.4.1 Görevli Mahkeme... 22 5.4.2 Yetkili Mahkeme... 23 5.5 Dava Sonucu... 23 5.6 Hükümsüzlük Halleri... 23 5.6.1 Ulusal Patentler... 23 5.6.1.1 İncelemeli Patentler... 24 5.6.1.2 İncelemesiz Patentler... 27 5.6.1.3 Faydalı Modeller... 29 5.6.2 Avrupa Patentleri... 30 5.7 Hükümsüzlüğün Etkisi... 30 5.7.1 Terkin Etkisi... 30 5.7.2 Geçmişe-Geriye Etkili Olma... 31 5.7.2.1 Kural: Geriye Etkili Olma... 31 5.7.2.2 İstisnalar: Geriye Etkili Olmama... 33 5.7.2.2.1Hükümsüzlük Kararı Öncesi Patente Tecavüz Sebebiyle Verilen Hukuken Kesinleşmiş ve Uygulanmış Kararlar... 33 5.7.2.2.2 Hükümsüzlük Kararı Öncesi Yapılmış ve Uygulanmış Sözleşmeler 35 5.7.2.3 İstisnaların istisnaları... 40 5.7.2.3.1 Kötü Niyet ve Kusur.40 5.7.2.3.2 Kötü Niyet ve Kusurun Zamanı.44 5.7.2.3.3 Kötü Niyet ve Kusurlu Hareketin Sonuçları...44 5.7.2.4 Hükümsüzlüğün Geçmişe Etkili Olmasının Önemi... 46 5.7.3 Hükümsüzlüğün Ek Patente Uygulanması... 47 5.8 Patentin Kullanılmaması Nedeniyle Hükümsüzlük Davası Açılabilir mi?... 47 5.9 Patentin Hükümsüzlüğü Davalarında Bilirkişi... 49 5.10 Patentin Hükümsüzlüğünün Tahkime Elverişliliği... 51 3

5.10.1 Patentin idari bir kurumu tarafından kamu otoritesine dayanılarak verilmesi... 52 5.10.2 Mahkemelerin değerlendirmesinin objektif olması... 53 6. İtiraz Talepleri / Hükümsüzlük Dava İstatistiklerinin Ülkeler Bazında Karşılaştırılması... 54 7. Patentin Hükümsüzlüğünde İstemlerin Patentlenebilirlik Kriterleri ve Koruma Kapsamı Açısından Yorumlanması ve Eşdeğer Doktrin... 61 7.1 İstemlerin Yorumlanması... 61 7.1.1 İstemlerin Yorumlanmasında Kullanılacak Genel Yorum Kuralları... 62 7.1.1.1 Clara Non Sunt Interpretanda (a transparent text requires no interpretation)... 62 7.1.1.2 İstemin Desteklenmesi... 62 7.1.1.3 Patent Sahibi ile Üçüncü Kişiler Arasında Denge... 63 7.1.1.4 Yoruma Esas Alınacak Zaman... 63 7.1.2 İstem Kapsamının Yorum Yoluyla Belirlenmesi... 64 7.1.3 İstemin Muhatabı... 65 7.1.4 İstemlerin Lafzi Olarak Yorumlanması ve Terimler... 66 7.1.5 İstemlerin Yorumlanmasında Tarifname ve Resimler... 67 7.1.6 İstemlerin Yorumlanmasında Başvuru Dosyası ve Başvuru Sahibinin Beyanları... 69 7.2 Eşdeğer Doktrin... 70 7.2.1 Eşdeğer Unsur... 71 7.2.2 Eşdeğer Unsur Çeşitleri... 72 7.2.2.1 Doğrudan Eşdeğer Unsurlar... 72 7.2.2.2 Dolaylı Eşdeğer Unsurlar... 73 7.2.3 Eşdeğerlerin Tespitinde Amaç... 73 7.2.4 Eşdeğerlerin Belirlenmesinde Sınırlar... 74 7.2.4.1 Başvuru Sahibinin Beyanları... 74 7.2.4.2 Tekniğin Bilinen Durumu... 75 7.2.5 Ülkeler Bazında Eşdeğer Doktrin Uygulamaları... 76 7.2.5.1 Amerikan Uygulaması... 76 7.2.5.2 İngiliz Uygulaması... 77 7.2.5.3 Alman Uygulaması... 79 7.2.5.4 Japon Uygulaması... 81 7.2.5.5 Avrupa Patent Sistemi Uygulaması... 83 7.2.5.6 Değerlendirme... 84 8. Patent veya Faydalı Modelin Hükümsüzlüğüne ilişkin Anayasa Mahkemesi Kararlarının İncelenmesi ve Hukuki Değerlendirmeler... 85 8.1 Faydalı Modele Hükümsüzlük Davası Açabilmek için İtiraz Koşulu na ilişkin KHK nın 165/3 maddesinin Anayasa Mahkemesi nce İptali... 85 8.2 Hükümsüzlük Davası Açılması Durumunda Hakların Üçüncü Kişilere Karşı İleri Sürülemeyeceğine ilişkin KHK nın 158/2 maddesinin Anayasa Mahkemesi nce İptali... 87 8.3 Kanun Hükmünde Kararnamelerle Suç Oluşturulamayacağına ilişkin KHK nın 136 ncı maddesinin (a) ve (b) bentlerinin Anayasa Mahkemesi nce İptali... 89 9. Sonuç... 97 KAYNAKÇA... 101 4

ŞEKİLLER SAYFASI Şekil 1 Avustralya için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 55 Şekil 2 Almanya için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 55 Şekil 3 İsrail için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 56 Şekil 4 Güney Kore için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 56 Şekil 5 Çin için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 57 Şekil 6 Avrupa Patent Ofisi için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 57 Şekil 7 Japonya için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 58 Şekil 8 Amerika Birleşik Devletleri için toplam tescil ile toplam itiraz veya hükümsüzlük talebi ilişkisi... 58 Şekil 9 İstemlerin yorumlanmasına ilişkin akış şeması... 69 Şekil 10 İngiliz Patent Hukuku nda Eşdeğer Unsur Sorgu Sistemi (Catnic Sorgu Sistemi)... 78 5

KISALTMALAR BGH: Bundesgerichtshof CASRIP: The Center for Advanced Study and Research on Intellectual Property CPC: Topluluk Patent Sözleşmesi EPC: Avrupa Patent Sözleşmesi EPO: Avrupa Patent Ofisi GRUR: German Association for the Protection of Intellectual Property IIC: International Institute for Conservation of Historic and Artistic Works KHK: 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24/06/1995 PIBD: Industrial Property Bulletin Documentary TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi TPE: Türk Patent Enstitüsü UK: United Kingdom USA: United States of America USPQ: United States Patents Quarterly WIPO: Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı 6

ÖZET Teknolojik gelişme alanında hukuki güvenilirlik ve kesinliği sağlamanın yanında sonraki muhtemel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin de önünü açan patent sistemi ve bu sistem sonucu patent sahibine sağlanan tekel hakkının sonradan mahkeme kararı hükümsüz kılınması hususu; mülkiyet hakkının kaybı açısından hukuki olarak, mahkeme sürecinde istemlerin yorumlanması, koruma kapsamının belirlenmesi ve patentten doğan hakka muhtemel tecavüz vakalarının tespiti açısından da teknik bir incelemeyi zorunlu kılar. Bu nedenle patentin hükümsüzlüğü davası, normal bir hükümsüzlük davasından farklı olarak, hem hukuki hem de teknik unsurlar içermesi itibariyle karma bir dava olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla söz konusu davaya ilişkin hukuki ve teknik parametrelerin açığa kavuşturulması, hem daha isabetli kararların alınmasını hem de sınai mülkiyet alanında tam rekabet düzeninin oluşturulmasını sağlayacaktır. Bu nedenle bu çalışmada, patentin hükümsüzlüğüne ilişkin bütün hukuki ve teknik hususlara değinilmeye çalışılmıştır. Bu sayede Ekim 2014 tarihinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu na gelmesi muhtemel kanun taslağında öngörülen, tescil sonrası itiraz taleplerinin Türk Patent Enstitüsü nce incelenmesi hususuna, bu çalışmanın yol gösterici olması düşünülmüştür. Çalışmanın ilk bölümlerinde davanın özellikle hukuki niteliği ele alınmış ve sırasıyla hükümsüzlük halleri, hükümsüzlüğün etkisi ve istisnai durumlar ile kötü niyet ve kusur kavramlarına yer verilmiştir. Ayrıca patentin hükümsüzlüğünde bilirkişilik ve tahkim müesseseleri ile ülkeler bazında tescil edilen patentlerden ne kadarının hükümsüzlük veya itiraz talebi ile karşı karşıya kaldığına ilişkin istatistiksel hususlara da kısaca değinilmiştir. Çalışmanın diğer bölümünde hükümsüzlük davasının esasına girilmiş ve davanın teknik niteliği üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda sırasıyla istemlerin yorumlanması, koruma kapsamının belirlenmesi ve eşdeğer doktrin kavramları ülkeler bazında karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve dava süresince söz konusu olabilecek belirsizlikler üzerinde durulmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise patentin hükümsüzlüğüne ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına değinilmiş ve bu iptal kararlarının gerekçeleri irdelenmiştir. Anahtar kelimeler: Patent, Hükümsüzlük Davası, Hükümsüzlük Halleri, Hükümsüzlüğün Etkisi, İstemler, Koruma Kapsamı, Eşdeğer Doktrin 7

ABSTRACT Patenting system, providing the legal reliability and certainty and paving the way for the future possible research and development activities, and invalidation of the patent and the regarding monopoly right granted by this system later in the court, requires both a legal examination in view of the loss of the proprietary right and a technical examination in view of interpretation of claims, determination of scope of protection and possible infringement cases to the patent. Therefore an invalidation case for a patent differs than an ordinary invalidation case and thus could be assessed as a mixed legal case in view of both the legal and the technical factors. In this way, making these legal and technical parameters explicit provides taking right decisions in the courts and forms a fully competitive market. Therefore all the legal and technical aspects of the invalidation of a patent are tried to be dealt in this study. In this way, this study is considered to be guide line, for the assessment of the post grant oppositions by Turkish Patent Institute, being proposed by the draft law which is possible to be a law in the General Assembly of Grand National Assembly Of Turkey after October 2014. Legal aspects of the invalidation is taken into account in the first sections of the study especially the invalidation cases, effects of invalidation and the exceptions, lack of good faith and negligence. Also, expert s opinion and arbitration in view of invalidation are mentioned together with statistical information on the percentage of invalidation or opposition demands with respect to granted patents for different countries. In the next section of the study, merits and the technical aspects of the invalidation case are introduced. Interpretation of claims, determination of scope of protection and doctrine of equivalence are examined comparatively with respect to different countries and uncertainties during the lawsuit process are disclosed. In the last part of the study, annulment decisions of the Constitutional Court together with their justifications are analyzed. Keywords: Patent, Invalidation Case, Invalidation Situations, Effects of Invalidation, Claims, Scope of Protection, Doctrine of Equivalence 8

1. Genel 08/06/1995 tarihli ve 4113 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu nca 24/06/1995 tarihinde kararlaştırılan 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname nin (KHK) 5 inci maddesine göre yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlar, patent verilerek korunur. Patent belgesi alınmasıyla ortaya birtakım haklar çıkar. Bu haklar patentten doğan haklar olarak isimlendirilir ve KHK nın 73 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre patent sahibi, patent konusu buluşun üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulmasını önleyebilecektir. Üçüncü kişilerin patent sahibine tanınmış olan bu haklardan izinsiz ve ticari amaçlı olarak faydalanmaları patentten doğan hakka tecavüz sayılmaktadır ki bu durum KHK nın 136 ncı maddesinde ayrıca düzenlenmiştir. KHK nın 75 inci maddesinde patentten doğan hakkın kapsamı dışında kalan fiiller düzenlenmiştir. Buna göre; sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan filler, deneme amaçlı filler, ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması, Paris Sözleşmesi ne dahil ülkelerin hava, kara, deniz ve uzay araçlarının yapımında, çalıştırılmasında ve ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfü olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartıyla, kullanılması ve Sivil Havacılık Anlaşması nın 27 nci maddesinde öngörülen fiiller patentten doğan hakkın kapsamı dışında yer almaktadır. Yine KHK nın ilgili maddelerinde özel olarak düzenlenmiş hükümler de (hakkın tüketilmesi (madde 76), ön kullanım hakkı (madde 77), kanuni tekel durumu (madde 81), lisans verme teklifi (madde 81), zorunlu lisans (madde 99 devamı)) patentten doğan hakkı sınırlayan fiillere örnek teşkil etmektedir. Patentten doğan hakkın sınırları özellikle tecavüzün belirlenmesinde önemlidir. Çünkü patentten doğan hakka tecavüzden bahsedebilmek için, üçüncü kişinin yaptığı fiilin hakkın kapsamına giren fiillerden birisi içerisinde yer alması gerekmektedir. Şayet üçüncü kişinin yaptığı fiil hakkın kapsamı dışında kalıyorsa, bu fiil tecavüz sayılmayacaktır. Dolayısıyla, hakkın kapsamı dışında kalan bu fiiller, aynı zamanda tecavüz nedeniyle açılan davada üçüncü kişinin tecavüz iddiasına karşı kullanabileceği savunma araçlarını oluşturmaktadır. Yalnız savunma araçları sadece bunlarla sınırlı değildir. Patentten doğan hakkın sona erdiğini 9

veya patentin hükümsüz olduğunu ileri sürmek de savunma aracı olarak kullanılabilmektedir 1. Nitekim patent sicilinden terkin işleminin gerçekleştirilmesi için Türk Patent Enstitüsü (TPE) kayıtlarına giren birçok mahkeme kararına bakıldığında bu davaların çoğunlukla tecavüz davasına, karşı dava olarak açıldığı görülmektedir. Bu çalışmada tecavüz davalarında sıklıkla gündeme gelen patentin hükümsüzlüğü hem hukuki (davanın niteliği, etkileri, taraflar, dava süreci, delillerin değerlendirilmesi, bilirkişi, tahkime elverişliliği vb.) hem teknik açıdan (istemlerin yorumlanması, eşdeğer doktrin, koruma kapsamı, yenilik, tekniğin bilinen durumunun aşılması, patent verilebilirlik şartları vb.) incelenecek, tazminat taleplerine ilişkin olmak üzere kötü niyet ve kusur kavramları açıklanacak ve patentin hükümsüzlüğüne ilişkin Anayasa Mahkemesi nin iptal kararlarına değinilecektir. 1 SARAÇ, T.: Patent Hukukunda Hükümsüzlük Davaları, 1. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu, 2005, s. 1 10

2. Hükümsüzlük Kavramı 2.1 Genel Olarak Hükümsüzlük Kavramı Türk Dil Kurumu na göre hükümsüz kelimesi yürürlükten çıkarılmış, yürürlükten kaldırılmış, geçersiz hale gelmiş anlamlarına gelmektedir. Hükümsüzlük ise hükümsüz olma durumu, geçersizlik anlamlarını karşılamaktadır 2. Diğer yandan hükümsüz kelimesi bir hukuki muamelenin yapıldığı andan itibaren hiçbir hukuki sonuç meydana getirmeyecek şekilde sakat olması anlamını da ifade etmektedir. Hukuki anlamda hükümsüzlük bir hukuki işlemin kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine veya kişilik haklarına aykırı olması veya konusunun imkansız olması nedeniyle 3 hukuki sonuç doğurmamasıdır. Görüldüğü üzere Borçlar Kanunu nda sadece kanunun emredici hükümlerine değil ahlaka aykırılık olması durumunda dahi hükümsüzlük sonucunun doğacağı belirtilmiştir. Burada konu ve amaç açısından ahlaka aykırılık söz konusu olmalıdır 4. Sözleşmenin konusunun ahlaka aykırı olup olmadığı belirlenirken, hakim kendisinin veya tarafların özel ahlak anlayışını değil, toplumdaki doğru düşünen vatandaşların ortak görüşlerini dikkate almak zorundadır. Zaten şu husus da belirtilmelidir ki ahlak ve hukuk kuralları çoğu kez ortak bir alanı kapsarlar. Yani kanun koyucu birçok ahlak kuralına hukuk düzeni içerisinde yer vermiştir. Bu durumda konu veya amaç açısından ahlaka aykırı olan sözleşme aynı zamanda hukuka (kamu düzenine, kişilik haklarına) da aykırı bir nitelik taşır. Hükümsüzlüğe yakın kelime olarak geçersizlik kabul edilebilir 5. Hukuki işlemin kurucu unsuru irade beyanıdır. Eğer irade beyanı yoksa bu durumda hukuki işlem de yok demektir. Buna karşılık, irade beyanlarında veya beyan faillerinde hukuki işlemin geçerli olması için aranan niteliklerden, diğer bir deyişle tamamlayıcı unsurlardan birisi yoksa bu durumda yokluk dışındaki diğer hükümsüzlük halleri (butlan, iptal edilebilirlik gibi) söz konusu olur 6. 2 Türk Dil Kurumu, 1998, s. 1013 3 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, madde 27 4 REİSOĞLU, S.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 1998, s.104 5 ÇOTUKSÖKEN, Y.: Türkçe Anlamdaşlar ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü, İstanbul, 2012, s. 122 6 HATEMİ, H. ve GÖKYAYLA, E.: Borçlar Hukuku Genel Bölüm, İstanbul, 2011, s. 68 11

Paris Sözleşmesinin beşinci maddesinde, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması nın Fikri Mülkiyet Haklarının Mevcudiyeti, Kapsamı ve Kullanımına İlişkin Standartlar ismini taşıyan ikinci kısmın Patentler başlığı altındaki beşinci bölümün 32. maddesinde ve Avrupa Patent Sözleşmesinin 138. maddesinde patentin hükümsüzlüğüne ilişkin ilkelere yer verilmiştir. Ulusal mevzuatımızda ise 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname nin (KHK) Patentin Hükümsüzlüğü ve Patent Hakkının Sona Ermesi ismini taşıyan dokuzuncu kısımda yer alan 129, 130, 131 ve 132. maddelerinde patentin hükümsüzlüğüne ilişkin hükümler yer almaktadır. Patentin hükümsüzlüğünü incelemek için öncelikle medeni hukuktaki hükümsüzlük kavramını incelemek ve bu kavramı patent hukukundaki hükümsüzlük kavramı ile karşılaştırmak faydalı olacaktır. 2.2 Medeni Hukuktaki Hükümsüzlük Halleri Medeni Hukukta hükümsüzlük kavramı yokluk, butlan (kesin hükümsüzlük), iptal edilebilirlik ve askıda hükümsüzlük (noksanlık) olmak üzere dört ana başlıkta incelenebilir. 2.2.1 Yokluk Yokluk halinde hukuki işleme ilişkin kurucu unsurlardan biri veya bir kaçı hiç bulunmamış ve dolayısıyla hukuki işlem hiç doğmamıştır. İrade beyanının veya kanunun varlığını aradığı ve şart kıldığı kurucu unsurlardan birinin bulunmaması yokluk sonucunu doğurur 7. Yokluk hali, ilgili herkes tarafından her zaman ileri sürülebileceği gibi böyle bir işlemin hükümsüz hale gelmesi için ayrıca bir dava açılmasına da gerek yoktur. Herhangi bir dava açılması durumu söz konusu olursa, mahkeme yokluk halini resen göz önünde bulunduracaktır 8. 2.2.2 Butlan (kesin hükümsüzlük) 7 KAYATEKİN, D.:Patentin Hükümsüzlüğü, İstanbul, 2013, 2013, s. 64 8 ERMAN, H.: Medeni Hukuk Dersleri, İstanbul, 2007, s.78 12

Butlanda, hukuki işlemin kurucu unsurlarında herhangi bir eksiklik bulunmamasına rağmen kamu düzenine ilişkin geçerlilik şartları bulunmamaktadır. Burada hukuki işlem doğmuş ancak ölü doğmuştur. Butlan halinde yapılan işlem en baştan itibaren hükümsüz olup, yokluk halinde olduğu gibi, hükümsüz hale gelmesi için ayrıca bir dava açılmasına gerek yoktur. Herhangi bir dava açılması durumu söz konusu olursa, mahkeme bu durumu resen göz önünde bulunduracaktır 9. 2.2.3 İptal Edilebilirlik Hukuki işlemlerde bazı sakatlıklar, işlemin kendiliğinden hükümsüz olmasını sağlamamakla birlikte işlemin iptal edilebilme imkanını verirler. Bu durumda bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılması söz konusu olur ve mahkemece bu durum resen dikkat alınamaz. Sakat doğmuş olan bu hukuki işlem kanunun öngördüğü sürede iptal edilmediği takdirde geçerli hale gelecektir. İptal edilebilirlik durumunda, işlem iptal edilinceye kadar tüm hukuki sonuçlarını doğurur. Eğer işlem bozucu yenilik doğuran hak kullanılarak iptal edilirse bu durumda söz konusu hukuki işlem baştan itibaren hükümsüz hale gelecektir 10. 2.2.4 Askıda Hükümsüzlük (Noksanlık) Bu durumda hukuki işlem kurucu unsurları açısından bir eksiklik içermemektedir. Ancak hüküm ifade etmesi için bir unsurla tamamlanması gerekmektedir. Bu durumda hukuki işlem askıda hükümsüz kabul edilir. Askıda durum devam ettiği müddetçe işlem hüküm ve sonuç doğurmaz. Tamamlayıcı unsur gerçekleşirse hüküm ifade etmeye başlar ama askıda hükümsüz işlem baştan beri geçerli hale gelir. Ancak tamamlayıcı unsurun gerçekleşmeyeceği kesin olarak belli olursa hukuki işlem tamamen hükümsüz hale gelir 11. 2.3 Patent Hukukunda Hükümsüzlük Kavramı Patent hukukunda hükümsüzlük kavramı medeni hukuktaki hükümsüzlük türlerinden butlan ve iptal edilebilirliği içine alacak şekilde üst bir ortak kavram olarak düşünülmektedir. Çünkü burada patentin patentlenebilirlik kriterlerine sahip olmaması geçerlilik şartlarının 9 ERMAN, 2007, s.78-79 10 OĞUZMAN, K. ve BARLAS, N.: Medeni Hukuk: Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar, İstanbul, 2011, s. 122 11 HATEMİ, H.: Medeni Hukuka Giriş, İstanbul, 2012, s. 171 13

bulunmadığı anlamına geldiği gibi (butlan durumu), patentin verilmemesi gerektiği halde verilmesi halinde hukuki olarak bir sakatlık söz konusu olması ve işlemin iptal edilebileceği anlamı da ortaya çıkmaktadır 12. KHK da esas olarak hükümsüzlük ifadesi kullanılmış olmakla birlikte KHK nın 129 uncu maddesinin 3 üncü ve 4 üncü fıkralarında iptal terimine de yer verilmiştir 13. Burada istemlerin iptalinin kastedilmiş olduğu düşünülse dahi 4 üncü fıkradaki istemin hükümsüzlüğü ifadesi bu fikri haksız çıkarmaktadır 14. Bu açıdan KHK da her iki terime birden yer verilmesi Tekinalp tarafından özensizlik olarak görülmüştür 15. Patent hukukunda hükümsüzlük kavramına medeni hukuktakinden öte bir işlev yüklenmiştir 16. Medeni hukukta hükümsüzlük kavramı ile ifade edilmek istenen yalnızca soyut olarak bir geçersizliktir. Patent hukukunda ise hem patentin soyut olarak geçersizliği hem de somut olarak patentin sicilden terkini söz konusu olacaktır. Gerçi bu duruma aşağıdaki bölümlerde davanın niteliğine ilişkin değerlendirmelerde değinilecektir. Sicile kayıt gerektirmeyen sözleşmelerde soyut bir geçersizliğe karar verilmesi hükümsüz kılma için yeterli olmakla beraber, patentler, patent sicilinde kayıtlı oldukları sürece üçüncü kişiler için hüküm ifade edeceğinden, üçüncü kişiler açısından da hükümsüz sayılması için sicilden terkin edilmeleri gerekmektedir 17. Patent sicilinden terkin edilmesi gereken bu kayıt, medeni hukuktaki yolsuz tescil kavramına benzetilebilir. Yolsuz tescilde tapu kütüğüne yapılan kaydın kurucu unsurlarındaki sakatlık sebebiyle bir uygunsuzluk durumu vardır. Bu sakatlık, tescilin yapıldığı andan itibaren olabileceği gibi sakat bir terkin veya tadil sebebiyle de olabilir 18. Bu kapsamda patent sicilinin de tapu sicili gibi aleni olması ve iyi niyetli üçüncü kişilerin korunması ilkesi gereği, patentin sicilden terkininin aynen tapu kaydındaki yolsuz bir tescilin terkini gibi olduğu söylenebilir. 12 KAYATEKİN, 2013, s. 65 13 SARAÇ, 2005, s. 4 14 KAYATEKİN, 2013, s. 66 15 TEKİNALP, Ü.:Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2005, s. 572 16 SARAÇ, 2005, s. 4 17 SARAÇ, 2005, s. 4 18 OĞUZMAN, K. ve SELİÇİ, Ö.: Eşya Hukuku, İstanbul, 2001, s. 210-211 14

3. Neden Hükümsüzlük Davası Hükümsüzlük davasının öngörülmesi, patent hukukunun amaçları ile bağlantılıdır. KHK nın birinci maddesine göre amaç, buluş yapma faaliyetini özendirmek, buluşların sanayiye uygulanması ile teknik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleşmesini sağlamaktır. Bir ülkede yapılan buluşların sayısı arttıkça hem teknik olarak hem de ekonomik olarak ülkenin ilerlemesi sağlanmakta, sonuçta bir bütün olarak toplumun refahı artmaktadır. Peki, buluş yapma faaliyeti nasıl özendirilecektir? Buluş yapma faaliyetinin özendirilmesi için buluşçunun ödüllendirilmesine ihtiyaç vardır. Buluşçuya verilecek ödül ise patent belgesidir. Çünkü patent belgesi, buluşçuya tekel hakkı tanımaktadır. Bu tekel hakkı sayesinde buluşçu, başkalarının buluştan ticari bakımdan izinsiz yararlanmalarını engelleyebilmekte, buluştan yararlanmak isteyenler ise karşılığını ödemek durumunda kaldıklarından, buluşçu, emeğinin karşılığını alma imkanına kavuşmuş olmaktadır. Buluşlar topluma bir kere açıklandıktan sonra süratle taklit edilebilmektedir. Başkalarının buluştan bedava yararlanmalarının önüne geçilmediği sürece, buluşçunun buluşu gerçekleştirmek için harcadığı emeğin karşılığını alması sağlanamaz. Buluş yapan kimselerin yaptığı buluşların karşılığını alamadığı yönünde bir inanç topluma yerleşirse, buluşçular ya yeni buluş yapma yoluna gitmeyecek ya da yaptıkları buluşu topluma açıklamamayı tercih edeceklerdir. Her iki durum da, hem buluşçu hem de toplum için aynı derecede tehlikelidir 19. Buluşun topluma açıklanmaması toplum için tehlike ve ciddi zarar oluşturur. Buluşun, buluşçu tarafından sır olarak saklanması durumunda, söz konusu sır toplum tarafından öğrenilinceye kadar geçecek süre için toplum bütünüyle buluşçunun tekeline terk edilmiş bulunmaktadır. Bu durum, buluşçunun toplumu sömürmesine ve haksız kazanç elde etmesine yol açacaktır. Buluşun sır olarak saklanması aynı zamanda toplumdaki teknolojik ilerlemenin de önünü tıkar. Çünkü her yenilik, geçmişte açıklanmış bilginin üzerine kurulur. Buluşçunun bilgisini sır olarak saklaması durumunda, gerçekte çözülmüş ve bilinen bir bilgiyi keşfetmek için toplumdaki pek çok kimse birbirinden bağımsız olarak çaba sarf edecektir. Bu ise, hem kamu kaynaklarının etkili kullanılmaması sonucunu doğuracak hem de teknolojik ilerlemenin gerçekleşmemesine ya da son derece yavaş gerçekleşmesine sebep olacaktır. 19 SARAÇ, 2005, s. 2 15

Buluşçunun buluşunu sır olarak saklaması kendisi için de zarar tehlikesi taşımaktadır. Özellikle mikrobiyolojik buluşlar ile kimyasal sektörler dışında kalan pek çok alanda sır olarak saklanmaya çalışılan buluş fikri tersine mühendislik yoluyla son derece kolay şekilde öğrenilebilmektedir. Toplum bir kez bilgiye sahip olduğunda artık bunun toplumdaki diğer fertler tarafından serbestçe kullanılmasına engel olunamamaktadır. O halde yapılması gereken, bir yandan buluşçunun buluşu gerçekleştirmesi sebebiyle ödüllendirilmesi diğer yandan söz konusu buluşu kullanmakta menfaati bulunan toplumun, buluştan faydalanmasının sağlanmasıdır. Bunun için buluşçunun menfaati ile toplumun menfaati arasında bir denge kurulmak zorundadır. Bu dengeyi kurabilmek için patent hukuku değişik çözümler ve kurallar benimsemiştir. Bu çerçevede, buluşu topluma açıklamasına karşılık olarak buluşçuya yasal bir tekel hakkı tanınmıştır. Ancak bu tekel hakkı her türlü buluş için ve süresiz olarak değil, toplumun menfaati nedeniyle yalnızca belirli koşulları taşıyan buluşlara ve belirli bir süreye bağlı olarak tanınmıştır. Yine amaç çerçevesinde, buluşun topluma tam olarak açıklaması ve belirli bir süre içerisinde kullanılması yükümlülüğü buluşçuya yüklenmiştir. Toplumun menfaati ile buluşçunun menfaatinin dengelenmesi amacıyla kabul edilmiş müesseselerden biri de patentin hükümsüzlüğüdür. Yukarıda da bahsedildiği üzere, buluş yapma faaliyetini özendirebilmek, yararlanmasında toplumun menfaati olduğu düşünülen buluşlara patent verilerek tekel hakkı tanınmakta, buluşçunun emeğinin karşılığını alması sağlandığından, toplumdaki diğer fertleri buluş yapmaya teşvik edici bir dürtü oluşturulmaktadır. Patent, buluşun topluma açıklanmasında öngörülen yarar nedeniyle bir ödül olarak tanımlanmaktadır. Zaten patentin buluşçunun açıklamasına karşılık olarak verilmesi nedeniyle, patent verilme işleminin hukuki nitelik bakımından bir tür sözleşme ilişkisi olduğu patent hukukunda kabul edilmektedir 20. O halde, açıklanmasında toplumun menfaati olmadığı sonradan anlaşılan buluşlara verilmiş olan ödül (yani tekel hakkı ve bunu temsil eden patent belgesi), şartları oluştuğunda geri de alınabilmelidir. İşte tekel hakkını ve bunu temsil eden patenti ortadan kaldırabilmenin yolu olarak patentin hükümsüzlüğü müessesesi benimsenmiştir. Diğer bir deyişle, korunmaya layık olmayan buluşun patentle korunması dolayısıyla ihlal edilmiş olan toplum menfaatini telafi etmenin yolu, hükümsüzlük davasıdır 21. 20 D AMATO, A. ve LONG, D.:International Intellectual Property Law, London, 1997, s. 272-273 21 SARAÇ, 2005, s. 2 16

4. Hükümsüzlük ve Patentin Sona Ermesi Arasındaki İlişki Hükümsüzlük kararı sonucu patentten doğan hak ortadan kalkmakta, patent sahibi önleme yetkisini yitirmektedir. Bu yönüyle hükümsüzlük, hakkın sona ermesi ile aynı sonucu doğurduğu için, hakkın sona ermesini sağlayan istisnai bir yol olarak da kabul edilebilir. Ancak, patentin hükümsüz sayılması ile patentten doğan hakkın sona ermesi birbirinden farklı hukuki sonuçlar doğuran iki hukuki durumdur. Patentin hükümsüz sayılması ancak dava yolu ile ve bir mahkeme kararıyla mümkündür. Patentin sona ermesi ise, bazen hak sahibinin iradesi ile bazen de kendiliğinden gerçekleşir. Patentin hükümsüz sayılmasına ilişkin karar, kural olarak geçmişe etkilidir. Patentin sona ermesi ise geleceğe etkilidir. Patentin sona ermesinde patent mutlak surette toplumun malı haline gelir. Kural olarak hükümsüzlüğüne karar verilen patentle korunan buluş da toplumun malı haline gelir. Ancak, özellikle patentin gaspına dayanılarak açılan hükümsüzlük davası sonucu verilen karar, bu karara konu patentle korunan buluşun toplumun malı haline gelmesine neden olmaz. Bu durumda iki önemli sonuç söz konusudur: a) gasp nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş patent konusu buluş, hakkı gasp edilmiş kimse tarafından yeniden patent konusu yapılabilirken; sona ermiş bir patent hiçbir şekilde yeniden patent konusu yapılamaz. b) gaspa dayalı hükümsüzlükte yeniden patent elde etmek mümkün olduğundan, aleyhine hükümsüzlük kararı verilmiş olan kimse de dahil olmak üzere başkalarının patenti kullanması mümkün olmayabilir. Buna karşılık, sona eriş bir patent toplumun malı haline geldiğinden herkes tarafından serbestçe kullanılabilir. Öte yandan her iki müessesenin birbirine benzer yönleri de bulunmaktadır. Bu yönleri şu şekilde sıralayabiliriz: a) Hükümsüzlük ve sona erme sebepleri tahdidi niteliktedir (sınırlı sayıdadır). 17

b) Gerek hükümsüzlük gerekse sona erme yalnızca taraflar arasında değil, herkes bakımından sonuçlar doğurur. c) Kısmi sona erme gibi, kısmi hükümsüzlük de söz konusu olabilir. 18

5. Hükümsüzlük Davası 5.1 Davanın Niteliği Hükümsüzlüğe dayanarak patenti sicilden sildirmek için açılmış dava, hükümsüzlük davası olarak adlandırılır. Ancak bu davanın bir eda davası mı yoksa tespit davası mı olduğu tartışılmaktadır. Bir görüşe göre, dava sonucunda verilen kararın salt bir tespiti içermediği, bunun yanında tescilden terkini de içerdiği ve bu yüzden bir eda davası niteliğinde olduğu düşünülmektedir 22. Diğer bir görüşe göre ise, dava sonucunda verilen karar ile var olan bir hukuki durum ortadan kaldırıldığı için hükümsüzlük davasının inşai dava olduğu ileri sürülmektedir 23. Her ne kadar inşai kararlarda, yeni bir hukuki durum yaratılsa da ve bunun sonucu olarak etkilerin bu andan sonra oluşacağı düşünülse de, KHK da özel olarak kararın geçmişe etkili olacağı ilkesi bu durumun istisnasını oluşturmaktadır. Hükümsüzlük davasının reddi halinde, mahkemenin ortaya koyduğu hükmün, salt bir tespit niteliğinde olacağı düşünülmektedir 24. Bu görüşler ışığında hükümsüzlük davasının sadece bir tespit davası olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü dava sonucunda sadece patentin hükümsüz olduğu veya geçerli olduğu tespit edilmemekte aynı zamanda patent sicilinden terkini sağlanmaktadır. Ayrıca hükümsüzlük davasının bir inşai dava olduğu düşünülmektedir. Çünkü dava sonucuna kadar patent belgesi sahibi bir mülkiyet hakkına sahipken dava sonucunda patentin hükümsüz kılınmasıyla mülkiyet hakkı geçmişe etkili olacak şekilde sona ermekte ve mevcut bir hukuki durumun değişmesi söz konusu olmaktadır. Hükümsüzlük, tecavüz davası içinde savunma olarak ileri sürülebileceği gibi ayrı bir dava konusu da olabilir. Hükümsüzlük davalarının büyük çoğunluğu, patent sahibinin patente tecavüz iddiasıyla patentten doğan hakkın sağlamış olduğu önleyici yetkiyi kullanması durumunda, bir karşı dava olarak ortaya çıkmaktadır. 22 TEKİNALP, 2005, s. 573 23 PASLI, A.:Fikri Mülkiyet Hukukunda Hükümsüzlüğün Sonuçları, Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, Sayı 3, İstanbul 2006, s. 170 24 NACAKÇI, O.: Patentin Hükümsüzlüğü ve Patent Hakkının Sona Ermesi, İstanbul, 2006, s.6 19

5.2 Davanın Tarafları Hükümsüzlük davası hukuki yapısı itibariyle hem özel hem de kamu hukukuna dair özellikler taşır. KHK nın 6. maddesinde ve özellikle 6/2-a da belirtildiği üzere konusu kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olan buluşlar kamu menfaatine hizmet ederken, patentin hak sahipliğinin sicilde kayıtlı olan kişiye değil de başka bir kişiye ait olduğu temeline dayanan hükümsüzlük davası özel menfaatlere hizmet etmektedir. Bu nedenle hükümsüzlük davası açma hakkında sahip olanlar açısından o kadar geniş bir alan ortaya çıkmaktadır ki bazı durumlarda herkesin bu davayı açabileceği dahi savunulmaktadır 25. Patentin hükümsüzlüğü davası açma ehliyeti KHK madde 130/1 gereği: a) zarar gören kişilere, b) cumhuriyet savcısı kanalıyla resmi makamlara KHK madde 130/1 ve dolayısıyla KHK madde 129/1-d atfıyla madde 11 gereği: c) buluşu yapana veya haleflerine veya devredilmişse devralana d) patent birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse, taraflar başka türlü kararlaştırmadıkça müştereken buluş sahiplerine, e) aynı buluş birbirinden bağımsız birden çok kişi tarafından aynı zamanda gerçekleştirilmişse, daha önce başvurana veya rüçhan hakkına sahip olana f) aksi sabit oluncaya kadar, patent almak için ilk başvuran kimseye tanınmıştır. KHK madde 130/1 de yer alan zarar gören kişiler ifadesinden kanun koyucunun davacı tanımını sınırlandırmak istemediği sonucunu çıkarabiliriz. Bu ifade ile mağdur olduğu kanaatinde olan birçok kişinin bu davayı açabilmesine fırsat sağlanmıştır. Ancak bu şekilde bir yorum KHK madde 129/1-d atfıyla açılacak davalarda söz konusu olamamaktadır. Bunun nedeni KHK madde 11 de belirtilen davacıların sınırlı sayı ilkesine tabi olmasıdır. Diğer bir deyişle bunların dışında zarar gören sıfatı ile bu maddeye (madde 129/1-d) dayanarak dava açmak hakkı tanınmamıştır. Buradaki amaç, gerçek buluş sahibine hükümsüzlük davası açma hakkı tanınarak mağduriyetin önlenmesidir. Ayrıca davacıya KHK madde 129/2 uyarınca 25 BENTLY, L. ve SHERMAN, B.: Intellectual Propert Law, New York, 2004, s. 376-377 20

hükümsüzlük yanında madde 12 de yer alan talepleri ileri sürme hakkı da tanınmıştır. Bu talepler: a) gasbın söz konusu olduğu dava konusu önceki patent başvurusunun kendi başvurusu olarak kabul edilmesi ve işlem görmesini b) aynı rüçhan hakkından yararlanarak ayı buluş için yeni bir patent başvurusunun yapılması ve bu yeni başvurunun ilk başvurunun tarihi itibariyle işlem görmesi c) gasbın söz konusu olduğu başvurunun reddedilmesi taleplerinden biri olabilir. Zarar gören kişi ifadesinden anlaşılması gereken, zarara uğrayan veya uğrama tehlikesi olan veya bir patenti kullanabilme olanağı kısıtlanan veya kısıtlanabilme tehlikesi bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişidir. Resmi makam teriminden anlaşılması gerekense patent ile ilgili herhangi bir kuruluştur. Örneğin Türk Patent Enstitüsü veya ilgili herhangi bir bakanlık bu kapsamda değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcıları ise kamu menfaatinin söz konusu olduğu her durumda dava açma yetkisine sahiptir. Patentin hükümsüzlüğü davası KHK madde 130/3 gereği davanın açıldığı anda Patent Sicili nde patent sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Patent üzerinde sicilde hak sahibi olarak görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca onlara tebligat yapılır. Hükümsüzlük davası Enstitü aleyhine açılamaz. Ancak hükümsüzlük davasında davacı, kendi patent başvurusunun reddi kararının veya davalının patent başvurusuna yaptığı itirazın reddi kararının iptalini de talep etmişse, böyle bir durumda davanın konusu itibariyle Enstitü nün de davalı olarak gösterilmesi gerekir. Enstitü nün davalı olarak gösterilmesi durumunda görevli ve yetkili mahkeme Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi dir. 5.3 Dava Açma Süresi Patentin hükümsüzlüğü davası KHK madde 130/2 uyarınca koruma süresinin devamı süresince her zaman veya hakkın sona ermesini izleyen beş yıl içinde açılabilir. Hakkın sona ermesine rağmen hükümsüzlük davası açılmasına imkan tanınmasının nedeni gerçek buluş sahibinin korunması düşüncesidir. Sona erme nedeniyle toplumun malı olacak buluşu bu 21

statüden çıkararak patente bağlamakta buluş sahibinin menfaati olduğu düşünülmüş, yeniden patent almasına olanak tanınmıştır. Beş yıllık sürenin başlangıcına ilişkin olarak, sona ermesini izleyen dendiği için sona ermenin gerçekleştiği zaman esas alınmalıdır; çünkü bu andan itibaren patent toplumun malı sayılmaya başlanır. Üstelik sürenin dolduğu, vazgeçildiği ve ücretin ödenmediği an kolaylıkla ve kesin olarak saptanabilmektedir. Dava açma süresi içinde sessiz kalınması durumu ise hak kaybına sebep olacaktır. Örnek verecek olursak incelemeli patente, başvuru tarihinden itibaren başlamak üzere yirmi beş yıl, incelemesiz patente, başvuru tarihinden itibaren başlamak üzere on iki yıl geçmediği takdirde hükümsüzlük davası açılabilir. Patent ya da faydalı model başvurusu henüz kesinleşmeden ve ortada bir tescil belgesi yok iken hükümsüzlük davası açılamaz. Tescili tekemmül ettirilmemiş başvuru konusu patent veya faydalı modelin hükümsüz kılınması istenemez. Nitekim bu husus 2008 tarihli bir Yargıtay kararında davalının faydalı modeli henüz başvuru aşamasında olup tescile bağlanmadığı gerekçesiyle, vakitsiz açılan davanın reddine karar verilmiş olup bu karar onanmıştır şeklinde ifade edilmiştir 26. 5.4 Görevli ve Yetkili Mahkeme 5.4.1 Görevli Mahkeme Hükümsüzlük davasında görevli mahkeme KHK madde 146 uyarınca tek hakimli olarak görev yapan ihtisas mahkemeleridir. Yine aynı madde uyarınca Asliye Hukuk ve Asliye Ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığı nın teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler. Yabancı bazı hukuk sistemlerinde hükümsüzlük talebi, tescil kurumlarına da yapılabilmektedir. Avrupa Patent Sözleşmesi madde 99 ve devamında özellikle madde 101/2 de, İtiraz Bölümü nün madde 100 de belirtilen itiraz sebepleri karşısında Avrupa patentinin devam ettirilmesinin mümkün olmadığı kanısına varması durumunda patent 26 Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.06.2008 tarih, 2007/6203 Esas ve 2008/7559 Karar sayılı kararı 22

hükümsüz kılınacağı ifadesi yer almaktadır. Benzer şekilde Topluluk Patenti Anlaşması madde 55 ve devamı ile İngiliz Patentler Kanunu madde 72 ve devamında hükümsüzlük talebinin tescil kurumlarına yapılabileceği ifade edilmektedir. Alman Hukuku nda ise hükümsüzlük savunması tecavüz davası ile görülememektedir. İhlal davaları normal hukuk mahkemelerinde görülürken, hükümsüzlük davaları Federal Mahkeme olan Bundespatentgericht te görülmektedir 27. 5.4.2 Yetkili Mahkeme Hükümsüzlük davasında yetkili mahkeme KHK nın 137. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre üçüncü kişiler tarafından patent başvurusu veya patent sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının bulunduğu yerdeki mahkeme olarak gösterilmiştir. Bu nedenle hükümsüzlük davasında yetkili mahkeme KHK madde 137/4 uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Maddenin devamında patent sahibinin Türkiye de ikamet etmemesi halinde, sicilde kayıtlı patent vekilinin iş yerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmiş ise, Enstitü merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili olacağı belirtilmiştir. 5.5 Dava Sonucu Hükümsüzlük davasının sonucunda mahkeme davayı ya kabul eder ya da reddeder. Davanın reddine karar verilmesi durumunda, mahkeme davaya konu olan patentin tescili sırasında herhangi bir hükümsüzlük sebebi olmadığını tespit etmiş olmaktadır. Bu nedenle var olan durumda bir değişiklik olmaz ve sicilde değişiklik yapılması gerekmez. Ancak mahkemece davanın kabulü yani patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halindeyse ortaya çıkacak durumlar Hükümsüzlüğün Etkileri bölümünde incelenecektir. 5.6 Hükümsüzlük Halleri 5.6.1 Ulusal Patentler 27 ÇOLAK, U.:Alman Hukukunda Patent Hakları, Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, Sayı 2, Ankara, 2005, s. 62 23

5.6.1.1 İncelemeli Patentler a) KHK madde129/1-a şu şekilde ifade edilmiştir: Patent konusunun bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci ila 10 uncu maddelerinde belirtilen, patent verilebilirlik şartlarına sahip olmadığı ispat edilmişse, patentin hükümsüz sayılmasına yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Patent verilebilirlik şartları buluşun yeni olmasına, tekniğin bilinen durumunu aşmasına ve sanayiye uygulanabilir olmasına ilişkindir. Buluş konusunun bu şartlara haiz olmaması veya buluşun KHK madde 6 da belirtilen patent verilemeyecek konular arasında olması hükümsüzlük davasının açılması için yeterlidir. Buluşun yeni olmaması veya tekniğin bilinen durumunun aşılmaması (buluş basamağı içermemesi) en sık karşılaşılan hükümsüzlük sebepleridir. Çünkü her ikisi de patente karşı ileri sürülen itirazlar olup tecavüz davasında karşı koyma için stratejik öneme sahip savunma silahlarıdır 28. b) KHK madde129/1-b şu şekilde ifade edilmiştir: Buluşun, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığı ispat edilmişse, patentin hükümsüz sayılmasına yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Buluşun patentle korunabilmesi için tarım dahil, sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir olması gerekmektedir (KHK madde 10). Bununla birlikte, uygulamayı mümkün kılacak yeterlilikte açık ve tam olarak tanımlanmış olmalıdır, aksi takdirde buluşun sanayiye uygulanmayan buluştan farkı kalmayacaktır. Böyle bir buluşun patent almasının toplumun yararına olmayıp tam tersine gelişmenin önünü tıkayıcı bir işlem olduğu düşünülmektedir. Patent üzerinde münhasıran hak sağlama, buluşun tamamen açıklanmasına bağlıdır ve bunu ticari rakipleri koruma süresi dolar dolmaz üretmesin diye tam olarak açıklamayan kimsenin bu haktan istifade etmesi dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Bununla birlikte, buluş sahibi sadece buluşu yapmaya ya da çalıştırmaya yetecek taslağı hazırlamakla yükümlüdür, en verimli biçimde işletme yolunu açıklamak zorunda değildir 29. 28 FIRTH, A. and PHILIPS, J.: Introduction to Intellectual Property Law, England, 2001, s. 102 29 FIRTH and PHILIPS, 2001, s. 102 24

Sonuçta patent sahibine devlet tarafından patent korunumu sağlanması işlemi iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olarak değerlendirilirse burada devletin yükümlülüğü mülkiyet haklarında olduğu gibi patent konusuna ilişkin bir koruma sağlaması, patent sahibinin yükümlülüğü ise araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin devam ettirilmesi ve kalkınmanın sürdürülebilir kılınması için buluşu tam, açık ve yeterli bir şekilde açıklamaktır. Burada yeteri kadar açık ve tam olmadığının tespitinde (disclosure), sıradan bir kullanıcı değil de buluşun kapsamındaki teknik alanda uzman bir kişinin bilgisi esas alınmalıdır (skilled person in the art). Böyle bir uzman tanımlamayı açık ve tam görmezse mahkeme hükümsüzlüğe karar verir. İspat yükü bu halde davacıdadır 30. c) KHK madde129/1-c şu şekilde ifade edilmiştir: Patent konusunun, yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıktığı veya patentin 45 nci madde anlamında ayrılmış olan bir başvuruya veya 12 nci maddeye göre yapılan bir başvuruya dayandığı ve onların kapsamını aştığı ispat edilmişse, patentin hükümsüz sayılmasına yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Bir patentin sağladığı haklar ve dolayısı ile patentin sınırı, başvuru sırasında yapılan istemlerle kısıtlıdır. Bunun için, patentin konusu, patent başvurusunun kapsamını aşarsa, aşan kısmın terkinini sağlamak amacıyla hükümsüzlük davası açılabilir. Mahkeme de bu iddiayı haklı görürse kısmi hükümsüzlük kararı verir. Ancak patent iptal edilmeyen kısmı bakımından geçerliliğini korur (KHK madde 129/3 ve 129/4). Patent konusunun başvurunun kapsamı dışına çıkıp çıkmadığının belirlenmesinde istemler belirleyici olur. Başvuru bir istem ile ilgiliyken, patent diğer istemleri de kapsıyorsa, başvurunun içermediği patent, o istemler itibariyle iptal edilir. Ancak bir istemin kısmen hükümsüzlüğüne karar verilemez (KHK madde 129/3). Patentin, başvurunun tamamen kapsamı dışına çıkması durumunda patent tümüyle iptal edilir. Ayrıca patent hakkından vazgeçmede görüldüğü gibi, KHK madde 135 uyarınca kısmi sona erme de mümkün olmaktadır. Bu kapsamda üçüncü kişinin, hükümsüzlük davası açmadan önce, patent sahibinden, patentin başvuru kapsamını açtığı istemler itibariyle kısmen vazgeçme talebinde bulunmasını talep etmesi usul ekonomisi açısından daha faydalı olacaktır. 30 TEKİNALP, Ü.: Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2002, s. 575 25

KHK madde 45 te belirtilen buluşun bütünlüğü ilkesinin ihlali durumunda: Madde 45 - Patent başvurusu, sadece bir tek buluşu veya genel nitelikte bir ana buluş fikri etrafında gerçekleştirilmiş olan ve birbirlerine bu ana buluş fikri ile bağlı birden çok buluşu içerir. Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne uygun olmayan başvurular, Yönetmelikte belirtilen hükümlere uygun olarak başvurulara ayrılır. İlk başvuru konusunun kapsamı içinde kalmak kaydı ile, ayrılan her başvuru için başvuru tarihi, ilk başvurunun tarihidir. İlk başvuruda rüçhan hakkı talep edilmişse, ilk başvurunun rüçhan hak veya hakları ayrılan her başvuruya da tanınır. Patent isteme hakkının gasbı davası açan gerçek buluş sahibi, davanın kendi lehine sonuçlanması durumunda, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde KHK madde 12 de öngörülen - gasbın söz konusu olduğu dava konusu önceki patent başvurusunun kendi başvurusu olarak kabul edilmesini ve işlem görmesini, - aynı rüçhan hakkından yararlanarak aynı buluş için kendi adına yeni bir patent başvurusunun yapılmasını ki bu durumda bu başvuru ilk başvurunun tarihi itibariyle işlem görür ve gasbın söz konusu olduğu başvuru hükümsüz kalır, - gasbın söz konusu olduğu başvurunun reddedilmesi seçeneklerinden birini tercih edebilir. Bunlardan birini seçtiğinde, gerçek buluş sahibinin yaptığı bu başvuru kapsamı aşıyorsa, aşan kısım için hükümsüzlük davası açılabilir ve mahkeme talebi kabul ederse kısmi patent söz konusu olur. c) KHK madde129/1-d şu şekilde ifade edilmiştir: edilmişse, Patent sahibinin, 11 nci maddeye göre patent isteme hakkına sahip bulunmadığı ispat 26

Patent sahibinin, 11 nci maddeye göre patent isteme hakkına sahip bulunmadığı hakkındaki iddia, ancak buluşu yapan veya halefleri tarafından ileri sürülebilir. Bu durumda, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesi hükmü uygulanır. KHK madde 11 e göre patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup, başkalarına devri mümkündür. Patent almak için ilk başvuran kimse, aksi sabit oluncaya kadar, patent isteme hakkının da sahibidir (KHK madde 11/4). Dünyada benimsenen çeşitli sistemlere göre patent, ya buluş başvurusunu ilk yapana (first to file), ya da gerçek buluşçuya (first to invent) verilir. Avrupa Patent Sözleşmesini (EPC) benimseyen diğer ülkeler gibi Türkiye de de gerçek buluş sahipliği benimsenmektedir. Patent sahibi aleyhine, gerçek buluş sahibi tarafından gasp davası açılmış ve davalının patent istemeye hakkı olmadığı ispat edilmişse, patentin hükümsüzlüğüne karar verilir. Gerçek buluş sahibi, hükümsüzlük davası ile birlikte KHK madde 13 e dayanarak patentin kendine devir edilmesini talep etmişse, mevcut patent hükümsüzlük kararı nedeniyle iptal edilir ve yeni patent, sahibi adına düzenlenir. Bu anlamda KHK madde 12, madde 13 ve madde 129/1-d hükümleri gasp davasının hükümsüzlük davası ile birlikte açılmasını gerekli kılmaktadır. 5.6.1.2 İncelemesiz Patentler Her ne kadar kural incelemeli olarak patent verilmesi yönündeyse de, gerek araştırma ve incelemenin uzun zaman alması, gerekse de çok masraflı olması incelemesiz patent verilmesinin kanun koyucu tarafından kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur. İncelemesiz olarak verilen patentlerde koruma süresi 7 yıldır. Bu sürede buluşun piyasa değerinin belirlenmesi sağlanır ve üretilip üretilmeyeceği konusunda karara varılır. Bu nedenle de ticari yönden zamandan ve paradan tasarruf edilmesi sağlanır. KHK madde 70 e göre incelemesiz patent verilmesi sistemine göre verilen patentin yeniliğinin olmadığı veya tekniğin bilinen durumunun aşılmadığı konuları itiraz konusu yapılamaz. Buradan hareketle, patent verilebilirlik şartlarına sahip olmayan, ancak Enstitü tarafından bu şartların tespit edilememiş olduğu tüm buluşlara yönelik başvurular incelemesiz patentle sonuçlanacağı söylenebilir 31. 31 YALÇINER, U.: Türkiye de Patent ve Faydalı Modellere Yönelik Uygulamalar, Türkiye de Fikri ve Sınai Hakların Etkin Uygulanması Sempozyumu, İstanbul, 2004, s. 21 27

Bunun son derece tehlikeli bir sonuç olduğu açıktır. Patent verilebilirlik şartları bakımından itirazlara uğramış ve incelenerek verilmiş bir patent aleyhine hükümsüzlük davası açılabiliyorsa, incelemeden verilen patent aleyhine evleviyetle açılabilmelidir. Kaldı ki, patentin hükümsüzlüğüne ilişkin hükümlere bakıldığında, patentlerin incelemeli ya da incelemesiz olmasına göre bir ayrım yapılmadığı görülmektedir. Öyleyse, patentin hükümsüzlüğüne ilişkin kurallar ortak hüküm niteliğinde olup her iki türde verilen patentlere de uygulanabilir. Burada, üçüncü kişilerin de inceleme talebinde bulunmaları mümkün olduğundan incelemesiz patente karşı hükümsüzlük davası açmanın gereksiz olduğu düşünülebilir. Hatta hem inceleme talebinde bulunulup hem de bu talebin sonuçlanmasını beklemeden dava açılması halinde aynı anda bir taraftan mahkemece diğer taraftan ise Enstitü tarafından (veya onun adına uluslararası başka kuruluşlarca) inceleme işlemi yapılacaktır. Her iki kurumun kararının farklı çıkma ihtimali dikkate alındığında olumsuz bir takım sonuçlar doğabileceği ve dolayısıyla incelemesiz patentlere karşı hükümsüzlük davasının açılmaması gerektiği düşünülebilir. Ancak, incelemesiz de olsa bir patent belgesi söz konusu olduğundan ve bu belgenin hükümsüzlüğüne karar verilmediği sürece geçerliliği hakkında tartışma yapılamayacağından, bu belgenin ortadan kaldırılması gereği vardır. KHK ya göre, idari bir makam tarafından verilmiş olsa dahi, patent belgesinin hükümsüz kılınması, ancak bir mahkeme kararı ile gerçekleşebilir (madde 129/1). Enstitünün patentin verilmesi kararını geri alarak işlem ihdas etmesi ve patenti sicilden terkin etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, incelemesiz patentler açısından da hükümsüzlük davasının açılabilmesi mümkün ve gerekli olmaktadır. Nitekim Yargıtay ın bu görüşü destekleyen kararı mevcuttur 32. Hem inceleme talebinde bulunulup hem de hükümsüzlük davası açılması halinde, iki farklı sonucun ortaya çıkmasına engel olmak için, mahkeme inceleme talebinin sonucunu beklemelidir. Bir başka deyişle, mahkeme inceleme talebini bekletici sorun yapmalı ve inceleme talebinin sonucuna göre karar vermelidir. Çünkü Enstitü bu işle görevli özel bir kurum olup, bünyesinde konunun uzmanı kimseleri istihdam etmekte veya araştırma talepleri bu konuya yeterlilikleri uluslararası alanda kabul edilmiş kuruluşlara inceleme yaptırmaktadır. Mahkeme de bu konuda bilirkişi incelemesi yaptıracaktır. Bu işle görevli Enstitü, mahkeme 32 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 25.04.2002 tarih ve 2002/81-3895 Karar sayılı kararı 28