Proje Özeti AYDEM Elektrik Perakende Satış A.Ş tarafından desteklenmiştir
KORKMUYORUM KARANLIKTAN ESKİSİ GİBİ PROJE ÖZETİ Denizli Koruyucu aile Derneği öncülüğünde, Aydem desteğiyle gerçekleştirilen Korkmuyorum Karanlıktan Eskisi gibi projesi, 1 Mart.2014-30. Ağustos.2014 tarihleri arasında yürütüldü. Proje Hedefleri Proje ile devlet koruması altındaki çocukların gelişimlerini sağlıklı bir biçimde tamamlayabilmeleri ve çocukların her türlü örselenmeden korunmaları için, aile temelli bakım modellerinden olan koruyucu aile modelinin, doğru tanımlanması, toplumsal farkındalığının oluşturulması ve yaygınlaştırılması, nicel artıların yanı sıra modele daha nitelikli koruyucu ailelerin dâhil edilmesi hedeflendi. Çocuk koruma sistemlerinde çok önemli bir yer tutan bakım modelleri içerisinde her kategoriden koruyucu aile modeline duyulan gereksinimler doğrultusunda planlanan çalışmalar ve faaliyetler gerçekleştirildi. Projenin hedef kitlesi; 25-65 yaş aralığındaki koruyucu aile olmaya uygun tüm yetişkinlerdi. *Bu alanda özel kuruluşlar ve kamu kuruluşları ve medya ile eşgüdüm içinde çalışması, bütüncül ve işlerlikli bir koruyucu aile modelinin oluşturulması, *Devlet koruması altındaki çocuklara yönelik, çocuk hakları ihlaline yol açan olumsuz düşünce kalıplarının değiştirilmesi, *Koruyucu aile modeline yönelik çocukların yüksek yararının gerçekleşmesinin önündeki önyargıların kırılması, *Koruyucu ailelerde bakımları sağlanan çocukların etkinlikler sürecinde bir arada olmalarının sağlanarak kendilerini yalnız hissetmemelerinin sağlanması, *Katılımcı çocukların sanatsal faaliyet yolu ile kişisel gelişimlerine katkıda bulunulması. *Katılımcı çocukların fotoğraf çalışmalarının sergilenmesi ile öz değer bütünlenmesine katkı sağlanması, *Etiketleme, ötekileştirme ve acıma duygusu yerine toplumsal sorumluluk duygusunun ön plana çıkarılması. * Farkındalık çalışmaları ile çocuk koruma sistemlerinde ihtiyaç olan, son çıkan yönetmelik çerçevesinde, her kategoriden koruyucu aile modelinin hayata geçirilebilmesi için daha fazla kişiye ulaşılması, projenin hedefleri arasındaydı. Korkmuyorum Karanlıktan Eskisi Gibi Projesinde ilk adım olarak projeye uygun görsel materyallerin hazırlanması ve görünürlüğünün sağlanması çalışmaları yer aldı. 25.Mart.2014 tarihinde Denizli de gerçekleştirilen kahvaltılı bir basın toplantısı ile medya ve kamuoyuna duyuruldu. Proje hayata geçirilirken, uygulamanın bir ayağında, koruyucu aile bakımından yararlanan 6-17 yaş aralığındaki çocuklar ve gençlerin fotoğrafçılık eğitimleri ve eğitim gezileri yer aldı. Katılımcı
çocuklar Yereldeki 3 gezinin ardından, İstanbul gezilerini gerçekleştirdiler. Farklı sanatçılarla tanışarak ve koruyucu aile konusunda bilgilendirildiler ve sanatçı duyarlılığıyla projeye destek olmaları konusundaki beklentilerimiz dile getirildi. Projenin ikinci adımında katılımcı çocukların çektiği fotoğraflardan oluşan fotoğraf sergisi, önce Denizli de, daha sonra Aydın, Fethiye, Marmaris te sergilendi. (Ağustos ayı sonuna kadar Bodrum, Muğla ve Dalyan da sergilenecek). Sergiye eş zamanlı olarak koruyucu aile bilgilendirmesine ve farkındalığına vurgu yapıldı. Proje uygulanırken, farkındalık yaratmak ve yaygınlaştırmak amacıyla, yereldeki tüm medya kuruluşlarının TV programlarında, yereldeki tüm gazeteler ile Milliyet ve Hürriyet gazeteleri Ege eklerinde de projenin etkinlikleri yer aldı. Katılım sağlanan bu ortamlarda koruyucu aile modeli anlatıldı ve medya desteğinin önemine dikkat çekildi. Projenin başlamasından itibaren oluşturulan sosyal medya hesapları (Facebook, Twitter, YouTube, GooglePlus) ve web sitesinde projenin tanıtılması ve yaygınlaştırılması sağlandı. Hazırlanan metinler, görseller ve çeşitli destek videoları paylaşılarak farkındalık çalışmaları etkinleştirildi. İstanbul gezisi sürecinde projeye destek olan sanatçılara, proje amaçları doğrultusunda farkındalık yaratılarak, koruyucu aile modeli hakkında geniş bilgilendirme çalışmaları yapıldı. Çocuklar duymasın dizisi oyuncularından Yakup Uysal ın dizinin senaryosuna koruyucu aile modelinin girmesinin önemi paylaşıldı. Proje ile ülke genelinde alanda çalışan diğer sivil toplum kuruluşu, belediyeler, valilikler ve kent konseyleri ile görüşmeler gerçekleştirildi. Projenin kendi sosyal ağlarında paylaşmaları, farkındalık ve yaygınlaştırma çalışmalarına katkı vermeleri sağlandı. Aydem Çalışanları için planlanan Muğla, Aydın ve Denizli de gerçekleştirilen Süpermen Türk Olsaydı Ahmet Şerif İzgören konferanslarında, proje hakkındaki görseller sunuldu ve kısa bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirildi. Konferanslara katılım sağlayan yaklaşık 2000 Aydem Çalışanı bu yolla koruyucu aile modeli hakkında kısa bilgi sahibi oldu. Fotoğraf sergisinin çocuk dostlarıyla buluştuğu tüm ortamlarda koruyucu aile olmanın ne olduğu, koruyucu aile olma koşulları önemi ve devlet korumasındaki çocuk açısından gerekliliği katılımcılara anlatıldı. Sergi sürecinde Koruyucu aileler duygu ve deneyimlerini paylaşarak, katılımcıları bilgilendirdi. Sorularını yanıtladı. Projede Denizli Fotoğraf sergisinin açık kaldığı süreçler 23 Nisan haftasında, Aydın Fotoğraf sergisinin açık kaldığı süreçler, babalar gününde olması nedeniyle oldukça yoğun ziyaretçiyi bilgilendirdi. PROJE SÜRECİNDE BELİRGİN OLARAK TESBİT ETTİĞİMİZ Proje boyunca elde edilen verileri istatiksel olmasa da gözlemlere dayalı tespitleri şöyle sıralayabiliriz: *Devlet koruması altındaki çocukların bakımlarına ve korunmalarına yönelik olarak bazı bilgilenmeler söz konusu olsa da bu bilgilenme toplumsal farkındalık ve sorumluluk yaratacak boyutta bir bilgilenme değildir. Koruyucu Aile modellemeleri hakkında bilgilenme ise yok denecek
kadar azdır. Bilinenler ise gönüllü aile ve evlat edindirme yöntemleriyle karıştırılan yetersiz bilgilerdir. * Bilgi eksikliğinin doğurduğu sonuçlardan biri olarak, bir çocuğun koruyucu ailesi olmak konusunda cesaretin olmaması, duygusal olarak hizmet modeline kendilerini yakın hissetseler de sorumluluk almaktan kaçınmalarını doğurmaktadır. *Devlet koruması altındaki çocukların koruyucu ailesi olmak konusunda genellikle küçük yaş kız çocukları düşünülmektedir. *Toplumun devlet korumasındaki bu çocuklara özellikle küçük yaş gruplarına acımayla yaklaştığı, daha büyük yaş grubu çocuklar için koruyucu aile olarak bakımlarını üstlenmek yerine, ekonomik destekler veya ziyaretler içeren farklı katkıları tercih ettikleri ve vicdani rahatlamalar hissettikleri gözlemlenmiştir. *Bu tür tercihlerin toplumsal algıda bir rahatlama yarattığı ve sorumluluklarını yerine getirme duygusunu oluşturduğu fark edilmiştir. Oysa sorun yetişkinlerin vicdani rahatlamalarının çok ötesinde bir çocuğun en temel ihtiyacı olan sevgi ve güven ihtiyacının karşılanması noktasında yaratılacak toplumsal düzenlemelerin içerisinde yer alınmasının sağlanmasıdır. *Koruyucu aile modeli hakkındaki farkındalığın ve algının yetersiz olduğu, konu hakkında bürokratik çevrelerde de bilgi ve bilinçlendirme çalışmasının yapılmasının önemli olduğu gözlemlenmiştir. *Sergi sürecinde koruyucu ailelerin duygu ve deneyimlerini paylaşmaları özendirici olmuştur. Farklı yaşam algılarının oluştuğunu görmek, çocukları yetişkin ailelerden onların başarı öykülerini dinlemek önemli bir isteklendirme aracı olarak gözlemlenmiştir. *Alanda farkındalık çalışmalarının sürekli olması, güncellenmesi ve detaylandırılması gerektiği gözlemlenmiştir. *Devlet koruması altındaki bu çocuklarımızın farklı bakım modellerinden yararlandırılırken doğru dil seçimini tercih edilmesi gerekmektedir. Yaygın olarak yuvadan çocuk almak olarak kullanılmaktadır. Sıklıkla kullanılan bu söylemlerin çocuğu incitici bir söylem olduğu bunların yerine Bir çocuğun bakımını üstlenmek cümlesinin tercih edilmesinin uygun olacağı proje sürecinde tüm katılımcılara vurgulanmıştır. *Dilde değişimin algıda değişime yansıyacağı ve hizmet modelinin tanıtımının çocuk hakları çerçevesinden yapılmasının önemli olduğu vurgulanmıştır. *Koruyucu aile modeline nitelikli ailelerin dâhil olmalarını sağlamak; sorunun çok yönlü çalışılması, zamanla farkındalığın ve algı dönüşümü yaşanmasının bu gibi projelerin hayata geçirilmesi ile mümkün olabileceği görülmüştür. *Proje süresince koruyucu aile için 0-18 yaş aralığındaki kız veya erkek tüm çocukların bu modelden yararlandırılabileceği konusu vurgulanmıştır. 4 Farklı kategoriden koruyucu aile modellemeleri üzerinde durulmuştur.
PROJE HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA ULAŞILAN SONUÇLAR *Bu alanda özel kuruluşlar ve kamu kuruluşları ve medya ile eşgüdüm içinde çalışması, bütüncül ve işlerlikli bir koruyucu aile modelinin oluşturulması, *Bu hedefe fotoğraf sergimizin açıldığı her yerde, başta ilimiz olmak üzere maksimum ulaşılmıştır. İlimizdeki tüm yerel gazetelerde, yereldeki De-Ha TV, DRT TV, ART TV, Pamukkale TV Televizyon kanallarında ve bölgesel basından Hürriyet Ege, Yenigün İzmir ve Milliyet gazetesindeki köşemizde projeye ve sergimize yer verilmiş, proje hedeflerimiz geniş bir kitleye duyurulmuştur. Aydın, Marmaris ve Fethiye yerel gazeteler sergimizi haber olarak değerlendirmiş, yapılan röportajlarla proje net olarak aktarılmıştır. Sergimiz açıldığı her yerde ASBP yetkililerinin ve yerel kamu yöneticilerinin büyük desteğini almış, halka ulaşma konusunda her türlü kolaylık sağlanmıştır. *Devlet koruması altındaki çocuklara yönelik, çocuk hakları ihlaline yol açan olumsuz düşünce kalıplarının değiştirilmesi, Olumsuz düşünce kalıplarının değiştirilebilmesinin, dildeki değişim ve ötekileştirilenleri tanımaktan geçtiğine inan dernek yönetimimiz; Sergimizin açıldığı her yerde öncelikle Yuvadan çocuk almak gibi (Çocuklar alınmaz nesne veya ürün değildir) incitici tanımların yerine, Bir çocuğun bakımını üstlenmek gibi doğru tanımların kullanılmasını sağlamıştır. Serginin kendisi ise olanak sağlandığında çocuklarımızın ne denli başarılı işler ortaya koyabildiğini göstermiştir. *Koruyucu aile modeline yönelik çocukların yüksek yararının gerçekleşmesinin önündeki önyargıların kırılması, Proje hedeflerimizin önceliklerinden olan önyargı ve kalıpların kırılması uzun soluklu bir hedef olup, sürekli tekrarlara, yeni yaşam örneklerinin kitlelere sunulmasına, çocuklarımızın başarı öykülerinin aktarılmasına bağlıdır. Sergimiz var olabildiği her yerde çocuklarımızın başarılı çalışmalarının güzel bir örneği olmuş, proje içerisinde yer alan koruyucu ailelerin duygu ve deneyim paylaşımları bu hedefe bir adım daha yaklaşmamızı sağlamıştır. *Koruyucu ailelerde bakımları sağlanan çocukların etkinlikler sürecinde bir arada olmalarının sağlanarak kendilerini yalnız hissetmemelerinin sağlanması, 8 Hafta süreyle bir arada olan 20 çocuğumuz gerek atölye çalışmaları, gerek yolculuklar, gerekse çekim aşamalarında kendilerinin yalnız olmadıklarını doyasıya yaşamış, kendilerine sağlanan olanaklarla ne denli başarılı olabileceklerini sergide yer alan ve sergiye koyamadığımız ancak çok güzel olan fotoğraf çalışmalarıyla göstermişlerdir. *Katılımcı çocukların sanatsal faaliyet yolu ile kişisel gelişimlerine katkıda bulunulması. *Katılımcı çocukların fotoğraf çalışmalarının sergilenmesi ile öz değer bütünlenmesine katkı sağlanması,
Proje katılımcısı olan çocuklarımızın her biri proje sürecinde fotoğraf makinesi sahibi olmuş, kendilerinde yaşattıkları güzellikleri objektiflerle sabitleme şansı bulmuşlardır. 20 çocuğumuz hem yaşam yolculuklarında yalnız olmadıklarını yaşamış, kendilerine benzer yaşam örnekleri olan arkadaşlarıyla, toplumda alkışlanmaya değer çalışmaların içinde olabileceklerini hepimize göstermişlerdir. Serginin sürekli tekrarlarının yapılıyor olması çocuklarımızın her birinde ayrı bir mutluluk yaratmakta, içinde yer aldıkları proje onları kalıcı işler yapabilir olma konusunda motive etmektedir. ( Projeye ilişkin çocuklarımızın ve ailelerinin değerlendirmeleri ayrıca raporlandırılacaktır.) *Etiketleme, ötekileştirme ve acıma duygusu yerine toplumsal sorumluluk duygusunun ön plana çıkarılması. Bizler proje hedefinde de belirttiğimiz gibi çocuklarımıza acımıyor tam tersine onları hakları olan bireyler olarak görüyor ve onlara saygı duyuyoruz. Toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalıştığımızı belirtip, insanları bu sorumluluğa ortak olmaya çağırıyoruz.. Sergimiz açıldığı her yerde acımayla baktıkları bu çocukların başarılı işler yapan çocuklar olabildiğini göstermiş, acımanın yerini takdir, ötekileştirmenin yerini anlama ve sevme, etiketlemenin yerini benimsemenin alması yolunda çok önemli bir iletişim aracı olmuştur. Farkındalık çalışmaları ile çocuk koruma sistemlerinde ihtiyaç olan, son çıkan yönetmelik çerçevesinde, her kategoriden koruyucu aile modelinin hayata geçirilebilmesi için daha fazla kişiye ulaşılması hedeflenmiştir. Projemiz çerçevesinde sergimiz ulaştığı her yerde öncelikle birebir iletişimin getirdiği avantajları yaşamıştır. Denizli ve Aydın da sergi tarihimizin özel günlere uygun planlanması çok daha fazla sayıda kişiye birebir ulaşmamızı sağlamıştır. Özel günlere ilişkin kutlama ve haberlerin içinde kendine yer bulan projemiz yerel gazeteler ve televizyonlar aracılığı ile çok daha geniş kitlelere ulaşmıştır. DEĞERLENDİRME Proje fotoğraf sergisiyle ve tanıtımlarla, medya ve TV desteğiyle, sosyal medya aracılığıyla çarpan etkisi de göz önüne alarak değerlendirildiğinde 10.000 üzerinde kişiye ulaşmıştır. FOX TV de yayınlanan Çocuklar duymasın dizisinin 147. Bölümde koruyucu aile olma konusunun dizinin senaryosuna girmesi sağlanmıştır. Bu gelişme projenin önemli kazanımlarından biridir. Projemiz kendi hedeflerini aşan bir ilgi görmüş, çalışmalarımız ve destekçilerimiz tüm kamu yöneticileri ve ilgililer tarafından takdirle karşılanmıştır. İlimizde koruyucu aile sayısı 103 e ulaşmıştır. İlimizde koruyucu aile olma talebi 240 Başvuru sayısı ile ülke genelinde 4. Sıraya yükselmiştir.
SONUÇ *Yardımseverlik algısının, gelişerek sosyal sorumluluk algısına dönüşmesini, devlet koruması altında olan çocuklarımızın, farklı travmatik süreçler geçirmiş oldukları, bu süreçleri atlatmada en temel ihtiyaçlarının sevgi ve güven duygusu olduğunun bilinmesini ve bu süreçlerin nitelikli koruyucu ailelerce desteklenmesi gerekmektedir. Proje sonucunda gözlem ve değerlendirmelerimize bakıldığında, projenin amacına yönelik olan koruyucu aile farkındalık ve bilinç düzeyinin yeterli olmadığı, projenin doğru bir noktada tasarladığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle projenin sürdürülmesi gerektiği, Koruyucu aile bakımından yararlanan çocukların çektikleri fotoğraflardan oluşan serginin, koruyucu aile olma konusundaki farkındalığın oluşturulmasında önemli bir ilgi ve etki yarattığı, ilerleyen süreçte farklı illerde özellikle ANKARA, İZMİR, İSTANBUL, ÇANAKKALE, GAZİANTEP gibi büyük şehirlerde de yer almasının çözüme anlamlı bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. *Katılımcı çocukların atölye çalışmalarını içeren, çektikleri fotoğraflardan ve hikâyelerden oluşan koruyucu aile modelinin de tanıtıldığı ve 1.000 adet kitapçık hazırlanarak yurt geneline dağıtımının sağlanması projenin hedeflerinin ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. TEŞEKKÜR Projenin tasarlanmasında, uygulanmasında, finansal destek sağlanmasında, ülkemizin çocuklarına hak ettikleri sevgi dolu ve güvenli bir aile ortamında büyüme şansları bulabilmeleri için tüm samimiyetleri ile yanımızda olan AYDEM yönetimine değerli katkıları için teşekkür ederiz. Çok yönlü çalışmalara ve çözüm odaklı bir yaklaşıma ihtiyaç duyan Koruyucu Aile modeli çocuk dostu duyarlı yüreklerin bir arada çalışmaları ile en nitelikli noktaya ulaşacaktır. Denizli koruyucu Aile Derneği Yönetim kurulu