ÖNSÖZ. Şerafettin AŞUT Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı



Benzer belgeler
7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

%7.26 Aralık

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

1-Ekonominin Genel durumu

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18


Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ADANA İLİ EĞİTİM DURUMU RAPORU

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

EkonomikRapor MERS N HAKKINDA GENEL B LG LER 13-20

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Sayı: Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

1- Ekonominin Genel durumu

internet adreslerinden

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

1- Ekonominin Genel durumu

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MART 2018

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7. Orta Vadeli Öngörüler

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1-Ekonominin Genel durumu

Transkript:

EKONOMİK RAPOR 211

ÖNSÖZ Finans piyasalarında 28 ortalarında kredi krizi olarak başlayan ve 29 da likidite krizi olarak devam eden global kriz gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelerde, kapsamlı parasal ve mali teşvik programlarının devreye sokulmasıyla küresel boyuttaki etkileri hafifleme trendine girmiştir. 211 yılı ile tüm dünyada bir olumlu seyir görülse de krizin negatif etkilerinin tam anlamıyla atlatıldığı ve kriz öncesi düzeye geldiği söylenemez. Özellikle, AB Bölgesinde devam eden ekonomik sorunlar ve önemli bir pazarımız olan Suriye ve Kuzey Afrika da yaşanan Arap Baharı ekonomimiz üzerinde olumsuz etki yapmaya devam etmektedir. İş dünyasına kulak verilerek detaylı bir şekilde revize edilen teşvik paketi bu sıkıntılı ortamda 212 için yeni yatırımcılara nefes aldıracak gibi görünüyor. Mersin iş dünyasının bu bölgelerden vazgeçme lüksü yoktur. Ancak, yeni pazarlar bulma çabamızı hiçbir zaman bırakmamamız gerektiğini düşünüyoruz. Bölgenin en istikrarlı ve gelişmiş ülkesi olan Türkiye her şeye rağmen bir cazibe merkezi olmaya devam edecektir. Mersin iş dünyası olarak amacımız sadece farklı pazarlar bulmak değil, ürün çeşitliliğimiz ile de rekabetçiliği yakalamaktır. Bu anlamda Ekonomi Bakanlığımızla yakın temasa geçerek MersinMısır ve MersinTripoli Ro Ro seferlerini başlatarak pazarlara ulaşacak yeni rotalar açtık. Kriz nedeniyle kredi musluklarını kapatan bankalar, ekonomideki toparlanmaya paralel tekrar kredi musluklarını açmış, buda özel sektörü rahatlatmıştır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak neredeyse her gün bir Banka heyetini özellikle KOBİ kredileri bilgilendirmesi için kabul ediyoruz. Bankaların bu ilgisi özellikle Kobiler için çok önemli. 211 yılında üretmeye ve ihraç etmeye devam eden Türk iş dünyası yarattığı istihdam ile yeni iş kapıları açmıştır. Yani 21 11 Türkiye nin krizden çıkış yılı olmuştur. Mersi Ticaret ve Sanayi Odası olarak organize ettiğimiz eğitim projeleri ile kentin istihdamına katkı koyduk ve 211 yılını Mersin olarak istihdamda Türkiye şampiyonu olarak kapadık. Geride bıraktığımız yılda Mersin deki gerçekleşmelere baktığımızda; 29 yılının ilk çeyreğinde dip noktaya ulaşan sanayi üretimi yılın ikinci çeyreğinden itibaren toparlanmaya başlamıştır. Üretimdeki gelişmelere paralel olarak istihdamda benzer eğilimlerin olduğu gözlenmiştir. 21 yılında gerek sanayi üretimi, gerek Serbest Bölge üretimi, gerekse liman kapasitesindeki istikrarlı yükseliş Mersin ekonomisinin olumlu bir yolda gittiğini göstermektedir. Artık, hem ülke hem de Mersin olarak orta teknolojili üretimden, daha çok katma değer yaratacak olan yüksek teknolojili üretime geçmemiz gerekiyor. Orta gelir tuzağından kurtulmamız ve ArGe ye önem vermemiz gerekiyor. Bu geçişi sağlayabilirsek ve gençlerinizi buna göre eğitebilirsek işte o zaman hedeflerimize ulaşabiliriz. 2 binin üzerinde kayıtlı üye sayısı ile kentimizin en büyük sivil toplum örgütü olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, kentimizin ve iş dünyasının yaşadığı sıkıntıları istatistiklerden faydalanarak somut tablolar ortaya koyabilmekteyiz. Bu bağlamda; Odamız tarafından hazırlanan kitabımız farklı kurumlarca derlenen verilerin detaylı olarak bir araya getirilerek, toplumsal ve kültürel yapı, ekonomik yapı ve makro ekonomik göstergeler, alt yapı sistemleri, sivil toplum kuruluşları alt başlıklarında incelenen konuların yanı sıra Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki gelişmeler ve beklentilere ait değerlendirmelere de yer verilmiştir. Yayınımızın üyelerimize ve ilgililere faydalı olmasını diler, destek veren tüm Kurum ve Kuruluşlara teşekkür ederiz. Şerafettin AŞUT Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

MERSİN TİCARET ve SANAYİ ODASI YETKİ ORGANLARI YÖNETİM KURULU Serdal KUYUCUOĞLU Başkan Yardımcısı Şerafettin AŞUT Başkan Murat KARTEPER Sayman Üye Ayhan KIZILTAN Rıza DURDU Ali Fuat BUDUR Hakan Sefa ÇAKIR İbrahim ZEPER Uğur KUZUCU Ufuk MAYA Kasım TANRIÖVER MECLİS ÜYELERİ İsmet SÖKÜN Başkan Yardımcısı Faik BURAKGAZİ Başkan Mehmet Alper GÜRSOY Başkan Yardımcısı Yakup GİTMİŞ Katip Üye Süleyman YILMAZ Kenan YAVUZ Salih ERTAŞ Hakan Sefa ÇAKIR Yusuf Vedat YÜCESOY Mehmet KARABULUT Doğan NARİN Mahmut ARSLAN Mehmet Taci BAYAM Hadi DOĞAN Mustafa Sıtkı YETER Ufuk ONUK Ali Fuat BUDUR Nihat TAN Hatem DÜLEK İbrahim ZEPER Halim EREN Mevlüt ISIYEL Mehmet İLHAN Hakan KAYACI Celal SALMAN Senan İDİN Nafi AĞAOĞLU Sabahattin KILIÇÇIOĞLU İhsan ACIR Mehmet Rıza BOYRAZ İbrahim BİRSÖZ İbrahim KİPER Mehmet KİPER Seyit Serdar AKYURT Erhan ÖZYILDIRIM Musa AKDEMİR Nesim EKİNCİ Birol GELBUL Nuh YÜKSELGÜNGÖR Kenan PEKER İbrahim ARGÜN Mehmet GÖKÇEL Mehmet ALTAY Serdal KUYUCUOĞLU Sadık Çağatay GÜNEŞ Uğur KUZUCU Mustafa KABADAYI Savaş TÜRKALP Çetin KANAR Mehmet KELEŞ Bedirhan ORAK Ufuk MAYA Güner ÖZDEMİR Mehmet GÜNENÇ Mehmet Azmi DAMLA Sezgin ARIMUM Adil ACIR M. Mutlu KOYUNCUOĞLU Murat KARTEPER Doğan ERTÜRK Hıdır KARADAĞ Necmi GÖÇTÜ Numan OLCAR Halit ARSLAN Yaşar GÖLLÜ Mehmet Orhan ÖZBABA Kasım TANRIÖVER Suat ERAS İbrahim AKTAN Haci İbrahim BİLİR Hüseyin DİNLER Gürsel TEMEL Cebrail ORMAN Erol KARACA Cuma KAPLAN Hikmet ELÇİÇEĞİ Abdullah YILMAZ Şahin ÖDER Cumali AVŞAR Sabri TEKLİ Sinan ACAR Mehmet Salih BİLGİN Hasan Hüseyin İPEK Mehmet KİSİN Mehmet ÇAĞLAYAN Serdar ALTUNTAŞ Serdal KURU Ayhan KIZILTAN Serhat Servet DÖVENCİ Şerafettin AŞUT Yalçın DARICI Rıza DURDU Saffet ÖZDEMİR

İÇİNDEKİLER Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Beklentiler Mersin Hakkında Genel Bilgiler 11 21 TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL YAPI Nüfus Eğitim Kültür Sağlık Sosyal Güvenlik Çalışmaları Sosyal Hizmetler 31 36 45 47 5 53 EKONOMİK YAPI VE MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER Ekonomik Yapı Tarım ve Ormancılık İmalat Sanayi Organize Sanayi Bölgesi Dış Ticaret Mersin Serbest Bölgesi Mersin Limanı Faaliyetleri Ticaret Borsaları ve Toptancı Halleri Turizm Madencilik Makroekonomik Göstergeler Milli Gelir Fiyat Endeksleri Parasal Göstergeler Yatırımlar Kamu Gelirleri İstihdam 57 73 77 79 95 99 13 17 113 114 118 121 127 131 134 ALT YAPI SİSTEMLERİ Enerji Ulaştırma Haberleşme Hizmetleri Konut 147 149 154 156 SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Hakkında Genel Bilgiler İlimizdeki Mesleki Kuruluşlar 165 168

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER Dünya ekonomisi 211 yılında, Euro Bölgesi nde kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair endişe ve alınan politika tedbirlerinin etkisi altıda kalmıştır. Euro bölgesinde Yunanistan başta olmak ülkelere verilen destekler ve finansal sisteme yönelik desteklere rağmen küresel iktisadi görünüm olumsuz etkilenmeye devam etmiştir. Doğal olarak, başta Euro Bölgesi ekonomilerinde olmak üzere küresel ölçekte büyüme tahminleri aşağı yönlü olmuştur. Gelişmiş ülke kaynaklı küresel büyümede yaşanan sorunlar, gelişmiş ülkelerde para politikalarının normalleşme sürecinin uzun süre alacağına işaret etmiş, düşük faiz ile genişletici politikalar sürdürülmüştür. Özellikle 211 yılının son çeyreğinde, gelişmiş ülkelerde para politikasının bir önceki çeyreğe göre belirgin bir şekilde gevşetildiği gözlenmiştir. ECB başta olmak üzere, bazı gelişmiş ülke merkez bankalarının politika faizlerini düşürdükleri gözlenmiştir. Bu çerçevede 212 yılının başından itibarıyla risk iştahında göreli bir iyileşme gözlense de, Euro Bölgesi ne ilişkin sorunların çözümüne yönelik belirsizlikler sürmektedir. Bu durum, artan bulaşıcılık riski ile birlikte küresel finans piyasalarındaki kırılganlığın devam etmesine neden olmaktadır. Tablo1. Küresel Büyüme Eğilimleri 21 211 212 T Küresel Büyüme 5.3 3.9 3.5 Gelişmiş Ülkeler 3.2 1.6 1.4 Gelişmekte Olan Ülkeler 7.5 6.2 5.7 ABD 3. 1.7 2.1 Euro Bölgesi 1.9 1.4.3 Japonya 4.4.7 2. Çin 1.4 9.2 8.2 Brezilya 7.5 2.7 3. Rusya 4.3 4.3 4. Kaynak: IMF, World Economic Outlook April 212 Küresel Görünüm 211 yılının özellikle son üç aylık dönemde Euro Bölgesi borç krizi ağırlaşırken, sorunlar finans sektöründen reel ekonomiye yansımıştır. Borç krizi nedeniyle sermaye yeterliliği sorunlarıyla karşı karşıya kalan bölge, bankacılık sektörünün yeni riskler üstlenme şansı bulunmadığı, hatta sermaye yeterlilik rasyolarına ilişkin getirilecek yeni düzenlemelere uyum süreci mevcut risklerin azaltılması zorunluluğu belirsizliği artırdığı gibi reel kesimi de kredi kanalından sıkıştırmaktadır. Bütün bu değerlendirmeler, Euro Bölgesi neilişkin sorunların ancak kademeli ve zamana yayılarak çözülebileceğine işaret etmektedir. 11

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER ABD ekonomisinde ise 211 yılında hane halkı harcamaları ve istihdam beklenenden bir miktar daha iyi performans göstermiş, ancak yatırımlarda istenen gelişme görülmemiş ve emlak sektörü baskı altında kalmaya devam etmiştir. Bu doğrultuda, ABD Merkez Bankası (Fed) iktisadi faaliyeti destekleyici para politikası uygulamasını sürdürmüş; bu kapsamda kısa vadeli hazine tahvillerinin uzun vadelilerle takasına dayanan genişleme paketini devam ettirmiştir. Ekonomideki yavaş kalkış ve enflasyon baskısının sınırlılığı FED i 214 yılı sonlarınakadar faiz oranlarında mevcut düşük düzeyine devam ettireceği yönlü açıklamaya itmiştir. Ayrıca FED gerektiğinde de ayrıca piyasaya likidite vereceğini belirtmiştir. Bu temel gelişmelerle birlikte değerlendirildiğinde, dünya ekonomisinde 21 yılı ortalarından itibaren düşüş eğilimi sergileyen küresel büyüme oranı, bu eğilimini 211 yılı son çeyreğinde de sürdürmüştür. Gelişmiş ekonomilerdeki belirsizliklerin, özellikle ihracat ağırlıklı ekonomiye sahip Avrupa ülkelerinin olumsuz büyüme görünümü dünya ticaretini sınırlamaya devam etmektedir. Doğal olarak küresel büyümede ve ihracatta yaşanan olumsuz gelişmeler tüm ülkeleri saracak boyutta etkili olmaya devam etmektedir. Türkiye ekonomisi de geçen yıl bu gelişmeler çerçevesinde etkilenmiş, 211 yılında da para politikasını olası risk algılaması çerçevesinde oluşturmaya çalışmıştır. Tablo 2. Dünya Ticareti ve Petrol Fiyatları (Artış Hızı %) 21 211 212 T Dünya Ticaret Hacmi 12.9 5.8 4. Petrol Fiyatları * 27.9 31.6 1.3 Enflasyon Gelişmiş Ülkeler 1.5 2.7 1.9 Gelişmekte olan Ülkeler 6.1 7.1 6.2 Kaynak: IMF, World Economic Outlook April 212 *Petrol fiyatları Batı Teksas ve Brent ağırlıklı ortalamasıdır. Emtia Fiyatları ve Enflasyon Baskısı Küresel canlanmanın gecikmesi ve ihracat pazarlarında yaşanan tıkanıklar kadar, bizim gibi başta enerji olmak üzere emtia ithalatçısı durumundaki ülkeleri etkileyen en önemli sorunlardan biri de emtia fiyatlarındaki gelişmelerdir. Dünya ekonomisi 1997 yılında başlayan Asya Krizi nden çıkış yolunu gelişmiş ülkelerden başlayarak genişletici politikalar olarak görmüştür. 22 yılından itibaren Merkez Bankalarının düşük faizparasal genişlemeci politikaları genişletici maliye politikaları ile desteklenmiş, küresel düzeyde 28 yılına kadar sürecek olan talep itişli canlanma başlamıştır. Ancak genişletici politikalar sonucu emtia fiyatlarında da yukarı hareketler başlamış, artan enflasyon baskısı Merkez bankalarını faiz yükseltmeye itmiş ve artan faizle birlikte artan mortgage taksitleridüşen gayrimenkul fiyatları katlanılamaz hale gelmiş ve 28 29 yıllarında dünya küresel bir kriz ile karşı karşıya gelmiştir. Sonuçta daralan dünya ekonomisi petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarını da düşürmüştür. CRB, ağırlıklı ortalama emtia fiyatlarını temsil etmektedir. Grafikten de görülebileceği gibi 28 yılında başlayan küresel kriz ile birlikte emtia fiyatları hızla düşmeye başlamış; örneğin 15 dolara kadar yükselen petrol fiyatları 3 dolarlara, bin doların üzerine tırmanan altın fiyatları da 7 dolara kadar inmiştir. 12

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER Grafik 1. Emtia Fiyatlarındaki Gelişmeler Küresel krizin atlatılmaya başladığına ilişkin beklentiler ve genişletici politikaların etkisiyle emtia fiyatları yeniden yükselmeye başlamış 211 yılında fiyatlar zirve yaparken bu kez Avrupa bölgesinden gelen daha önce söz ettiğimiz gelişmeler ve genelde küresel anlamda beklenen canlanmanın sağlanmaması emtia fiyatlarını yeniden aşağı doğru çekmeye başlamıştır. Bu yükselişte Çin ve ABD ekonomisine ilişkin açıklanan olumlu veriler ve Euro Bölgesi borç krizinin çözümüne yönelik atılan adımlar etkili olmuşsa da ülke ekonomilerine ilişkin büyüme tahminlerinde aşağı yönlü risk unsurlarının ön plana çıkmasıyla tekrar düşüş eğilimi göstermiştir. 212 yılı Ocak ayında yeni bir parasal genişleme paketi beklentisiyle artış gösteren değerli metal fiyatları daha sonra özellikle Euro bölgesine ilişkin kötümser beklentilerin etkisiyle 212 yılının birinci çeyreğinin sonun doğru yeniden düşme eğilimine girmiştir. Emtia fiyatlarında ve bunu temsil eden endekslerdeki hareketlilik temelde belirsizliğin ve kırılganlığın bir ifadesi olarak algılanmalıdır. Riskten kaçma eğiliminin başta altın olmak üzere tüm emtia fiyatlarını yukarı doğru hareketlendirdiği bilinmektedir. Henüz gelişmiş ekonomilerde durgunluktan çıkış yolu bulunamamışken emtia fiyatlarından kaynaklı enflasyon beklentilerinin olumsuzlaşmaya başlaması tedirginlik yaratmakta, özellikle ABD ekonomisinin bu baskı altında durgunlukla mücadele edecek bir parasal genişlemeye gitmesini de zorlaştırmaktadır. Emtia fiyatlarındaki oynaklık ve enflasyonist baskı yaratması sorunu Avrupa bölgesinde de parasal genişlemeyi sınırlandıran en önemli faktördür. Bölgenin yeniden toparlanması için gereken likiditenin sağlanmasındaki bu kısıt, bankaların kredi genişlemesini de sınırlamaktadır. Burada en önemli risk Avrupa bankalarının, Avrupa Merkez Bankası kanalından uzun vadeli borç almak yerine denizaşırı ülkelerdeki risklerini azaltmaya çalışma biçiminde girişecekleri eylem olacaktır. Söz konusu girişim uluslararası sermaye hareketlerinin kısılması anlamına gelecektir. Diğer taraftan hammadde fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki istikrarsızlığı artırma yönlü baskı yaratabilir. Çünkü enflasyon artışı ile birlikte tepkiselliğin ortaya çıkması muhtemeldir. İran ın petrol ihracatının sınırlanması ve Doğu Akdeniz deki olası sıkıntılar da petrol üzerindeki baskıyı artıracak diğer risklerdir. UK Brent, Dubai ve Batı Teksas petrolünün ağırlıklı ortalama fiyatının 211 yılında varil başına 14.1dolar olarak gerçekleştiği, 212 yılında da ortalama fiyatın 114,71 dolar civarında seyredeceği vadeli piyasa fiyatlarından anlaşılmaktadır. Emtia fiyatları yoluyla enflasyon baskısının yükselmesi ve özellikle Euro bölgesindeki daralma beklentileri, yaşanan sıkıntı ve belirsizlikler Türkiye ekonomisine bir taraftan enflasyon bir taraftan da cari açık sorunlarını taşımıştır. Emtia fiyatlarının 211 yılının ortasından itibaren gerilemesinin, Türkiye ekonomisine gerek enflasyon gerekse cari açık konusunda nefes aldırdığı bilindiğine göre; 212 ve sonrası dönemde Euro bölgesindeki gelişmelerin ve başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerinde ne denli önemli etkisi olduğu ortadadır. 13

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER Türkiye ekonomisi 211 yılında Euro bölgesinde yaşanan kamu borçlarının ödenmesine ilişkin sıkıntılar, küresel ölçekte canlanmanın henüz beklenenden yavaş olması ve başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki hareketlerin etkisi altında kalmasına rağmen; 211 yılında güçlü seyreden kredi gelişmeleri ile birlikte en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olmuştur. TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi 211 yılının tamamında bir öncekiyıla kıyasla yüzde 8.5 oranında bir büyüme kaydetmiştir. Buna göre Türkiye nin cari fiyatlarla GSYİH sı 1.294,8 milyar TL, dolar bazında ise 772.2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Tablo 3. Türkiye de GSYİH Gelişmeleri (Milyar TL) Cari Fiyatlarla GYİH Cari Fiyatlarla GSYİH ($) Sabit Fiyatlarla GSYİH Büyüme (%) 21 1.98.7 731.6 15.8 9.2 211 1.294.8 772.2 114.8 8.5 Kaynak: TÜİK 211 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11.9 gibi yüksek büyümeyi yakalayan Türkiye ekonomisinde ikinci çeyrekte büyüme yüzde 9.1 olarak gerçekleşmiştir. Ancak Euro bölgesinde yaşanan sıkıntılarla birlikte Merkez Bankası ve ilgili kurumların kredileri sıkılaştırmaya yönelik politikaları ve döviz kuru gelişmeleri üçüncü çeyrekte büyümeyi yüzde 8.5 e, dördüncü çeyrekte de yüzde 5.2 ye çekmiş, yavaşlama eğilimi 212 yılının ilk çeyreğinde de devam etmiştir. Kısaca 211 yılı başından itibaren iktisadi faaliyetler ivme kaybetmiş, 212 yılının ilk çeyreğinde de bu düşüş belirginleşmiştir. Ancak 212 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yeniden iktisadi faaliyetlerde bir artış gözlenmiştir. 211 yılında yaşanan yüksek büyüme istihdam üzerindeki olumlu etkisini göstermiş; 21 yılında Aralık ayı itibariyle yüzde 11.4 olan işsizlik oranı 211 yılının aynı döneminde yüzde 9.8 e gerilemiştir. Merkez bankası yaptığı çalışma ile (Enflasyon Raporu 2121 s.7) istihdamdaki sektörel dağılıma dikkat çekmiştir: istihdamda son dönemde gözlenen iyileşmenin sektörler geneline yayılan bir gelişme olmadığı dikkat çekmektedir. Sanayi, sanayi ile bağlantılı hizmet kalemleri ve mali kuruluş, gayrimenkul kiralama ve iş hizmetleri sektörleri tarım dışı istihdama katkı anlamında kriz öncesine benzer bir eğilim sergilerken, işsizliğin kriz öncesi hızlı büyüme dönemlerinin dahi altına inmesinde inşaat ve toplum hizmetleri gibi yurtiçi kredi koşullarına duyarlı ve/veya kamu sektörü ile göreli olarak daha yakın ilişkisi olan sektörlerdeki istihdam artışları etkili olmuştur. Kriz dönemleri bir tarafa bırakılırsa genelde Türkiye ekonomisi özel kesim tüketim ve yatırım harcamaları ile kamu harcamalarından oluşan güçlü yurtiçi talep kaynaklı büyümektedir. 211 yılının ilk üççeyreğinde de yine büyümenin kaynağı yurtiçi talep olmuştur. Ancak yılın dördüncü çeyreğinde parasal sıkıştırma etkili olmuş, özel kesimin büyümeye katkısı devam etmekle birlikte dana önceki çeyreklere kıyasla zayıflamıştır. Buna karşın uzun süreden bu yana ilk kez büyümeye en önemli katkı net dış talepten gelmiştir. 14

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER Grafik 2. GSYİH ve Nihai Yurtiçi Talep Gelişmeleri (28 Ç1=1, mevsimlik etkilerden arındırılmış) 115 GSYİH Nihai Yurtiçi Talep 11 15 1 95 9 85 8 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 25 26 27 28 29 21 211 Kaynak : TÜİK, TCMB İhracat, İthalat ve Cari Denge Yurtiçi talebe dayalı büyüme, yetersiz tasarruf, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarının yüksek seyretmesi ve değerli ülke parası cari açığı artırmaktadır. Küresel kriz döneminde daralan küresel ticaret ve durgunluk Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemiş ancak cari açık üzerinde kapatıcı etkisi olmuştur. 28 yılında GSYİH nın yüzde 5.6 sı kadar olan cari açık 29 yılında 2.2 ye gerilemiş ancak küresel krizin etkilerinin azalması ile birlikte yeniden artışa geçmiş, 211 yılında da GSYİH nın yüzde 1 una ulaşmıştır. Cari açığın büyük oranlara ulaşması kırılganlığın artmasına neden olmaktadır. Hiç kuşkusuz cari açığın düzeyi kadar finansmanının kalitesi de önemlidir. 21 yılında verilen 46.6 milyar dolarlık cari açık önemli ölçüde; doğrudan yabancı sermaye yatırımları, portföy yatırımları ve dış borçlanmadan oluşan sermaye hareketleriyle (58.8 milyar dolar) kapatılmıştır. Aynı yıl nedeni saptanamayan, 2.7 milyar dolarlık, Net Hata noksan olarak ifade edilen döviz girişi söz konusu olmuştur. 211 yılında ise 77.1 milyar dolarlık cari açığa karşın 66 milyar dolarlık bir sermaye girişi sağlanmıştır. Normal koşullarda finansmanın kötüleştiği açıktır. Ancak aynı dönemde 12.1 milyar dolarlık Net hata noksan kaynaklı döviz girişi gerçekleşmiştir. 15

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER Tablo 4. Cari Açık ve Finansmanı (Milyar Dolar) 28 29 21 211 Cari Denge 41.5 13.3 46.6 77.1 İhracat (fob) 14.8 19.6 12.9 143.4 İthalat (fob) 193.8 134.4 177.3 232.8 Sermaye Girişi Sermaye Hareketleri 34.7 1. 58.8 6 6. Net Hata ve Noksan 4.1 4.1 2.7 1 2. 1 Cari Denge / GSYİH 5.6 2.2 6.4 1. Kaynak: TCMB 28 yılı öncesi uluslararası sermaye hareketleri içinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının payı yüksek iken, küresel krizin ardından uluslararası sermaye hareketleri içinde sıcak para olarak adlandırılan portföy yatırımlarının payında hissedilir bir artış olmuştur. Net hata noksan da sıcak para olarak nitelendirilmektedir. Türkiye nin cari açığının finansmanında da 21 yılından itibaren kalitesi tartışılabilir olan portföy yatırımları ve nedeni bilinmeyen döviz girişleri etkili olmuştur. Euro bölgesinde yaşanan sıkıntılar da eklendiğinde, cari açığın finansman kalitesindeki azalış 21 yılı sonunda Merkez Bankası tarafındanbir dizi önlemin alınmasını zorunlu hale getirmiştir. 16

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER Merkez Bankası nın Değişen Para Politikası Merkez Bankası 211 yılında, bir tarafta başta Euro bölgesinde yaşanan belirsizlikler ve cari açık sorununun ciddi boyutlara ulaşması sonucu enflasyon hedeflemesi stratejisini geliştirerek; fiyat istikrarının yanı sıra finansal istikrarı da kapsayacak bir para politikası benimsemiştir. Bu çerçevede faiz koridorunu etkili biçimde kullanmaya başlamıştır. Faiz koridorunun likidite yönetimiyle birlikte etkin olarak kullanılması, TCMB ye küresel ekonomideki belirsizliklere karşı etkin politika önemleri almakta hız ve esneklik kazandırmaktadır. TCMB etkin bir likidite yönetimiyle piyasanın gün içerisindeki likidite ihtiyacının politika faizi ve diğer imkânlardan karşılanacak kısmına karar vererek gecelik faizlerin istediği seviyelerde oluşmasını sağlamaktadır. Bu çerçevede güçlü sermaye akımları olduğu zamanlarda faiz koridoru aşağı doğru genişletilerek kısa vadeli spekülatif hareketler engellenmekte ve ucuz likidite yoluyla sağlanan kredi büyümesi sınırlandırılmaktadır. Benzer şekilde küresel sermaye akımlarının yavaşladığı ve kur oynaklığının arttığı dönemlerde faiz koridoru yukarı yönde genişletilmektedir. Faiz koridorunun yukarı yönde genişletilmesi aynı zamanda enflasyon görünümüne ilişkin geçici unsurları bertaraf etmekte de kullanılabilmektedir. Örneğin bu kapsamda, 29 Aralık 211 tarihinden itibaren ek sıkılaştırmaya gidilerek politika faizinden yapılan bir hafta vadeli fonlama miktarı düşürülmüş ve bankaların fon ihtiyaçlarını koridor içerisinde daha yüksek maliyetli kaynaklardan karşılamaları sağlanmıştır. Bu sayede bankaların ortalama fonlama maliyetleri kısa zaman içerisinde artırılabilmiştir. TCMB den sağlanan fonların ortalama faizinin artması temel olarak bankaların geleneksel repo ihalelerinden ve gecelik vadede TCMB den borçlanma imkânını kullanmalarından kaynaklanmıştır. TCMB gecelik piyasa faizlerinin koridorun içerisinde kalacak şekilde dalgalı bir seyir izlemesine izin vermekte ve bu durum bankalar açısından fonlama maliyetlerine dair belirsizlik yaratarak faiz riski oluşturmaktadır. Bu durum bankaların kredi verme iştahını azaltıcı yönde etki edebilmekte ve faiz riskini sınırlamak isteyen bankaların kredi arzını daraltmalarına yol açabilmektedir. Buna ek olarak fonlama maliyetlerinde artan belirsizlik sonucunda bankalar kendilerine daha kalıcı bir kaynak sağlamak amacıyla bu dönemde mevduat faizlerini de artırmışlardır. Kredi faizlerindeki artışın mevduat faizlerindeki artıştan daha fazla olması sebebiyle kredimevduat faiz farkı açılmıştır. Kredi faizlerinin mevduat faizinden daha fazla artmasının temel sebebinin mevduata kıyasla vadesi daha uzun olan ticari kredilerin fonlama maliyetlerindeki belirsizliğe daha duyarlı olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir Sonuç olarak, uygulanmakta olan faiz koridoru ve bununla ilişkili olarak likidite yönetim stratejisi, TCMB nin küresel belirsizliklere yönelik tasarladığı son derece esnek bir politika aracıdır. TCMB bu araç ile hem bankalara sağlanan likiditenin marjinal maliyetini hem de kısa vadeli piyasa faizlerini kontrol edebilmekte ve bu yolla döviz kuru oynaklığı ile krediler üzerinde etkili olabilmektedir. TCMB, önümüzdeki dönemde de faiz koridorunu likidite yönetimiyle birlikte aktif olarak kullanarak gerekli politika tepkilerini vermeye devam edecektir. (Kaynak: TCMB, Enflasyon Raporu 2121 s. 994) Bu uzun alıntıdan da görülebileceği gibi Merkez Bankası, bir taraftan enflasyon bir taraftan da spekülatif döviz girişi ve dolayısıyla döviz kuru kontrolü yapmaya başlamıştır. Bankaların zorunlu karşılıklarının artırılması, parasal sıkılaştırma ile kredi kanalının daraltılması ve büyümenin yavaş yavaş aşağı çekilerek cari açığın kapatılması hedeflenmiştir. Küresel risk iştahının Euro bölgesindeki yaşanan gelişmelerle birlikte azalması, 211 yılının genelinde sermaye girişi konusunda sıkıntıların oluşmasına neden olmuştur. Merkez bankasının 211 yılı başından itibaren Türk Lirasının değer kaybetmesine spekülatif girişi engelleyerek bir anlamda izin vermesi, genelde banka kredilerinin yüzde 25 artışla sınırlı kalması, ihtiyaç kredilerinin daraltılması yönünde ek önlemler ve yükselen fon maliyetleri etkili olmuş bir taraftan kur artma eğilimine girmiş diğer taraftan da kredi kanalı daralmaya başlamıştır. Özellikle yılın ikinci yarısında bu gelişmeler daha etkilidir. Yılın son çeyreğinde Yunanistan başta olmak üzere kamu borçlarının çevrilebilirliği konusundaki endişeler Türkiye den sermaye çıkışı ile sonuçlanmış yılbaşında dolar 1.53 TL iken yıl sonunda 1.91 TL ye kadar yükselmiştir. Doğal olarak bu gelişmeler ithalatın azalma trendine girmesine, ihracatta ise artan rekabet gücü nedeniyle artış eğiliminin hızlanmasına neden olmuştur. Daha önce belirttiğimiz gibi ihracatın büyümeye katkısı yılın son çeyreğinde artış göstermiştir. 17

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER Enflasyonda Yükselme Trendi Türk Lirasındaki değer kaybı bu kez enflasyon üzerinde olumsuz yönde etkili olmuştur. Enflasyon hedefi 211 yılında yüzde 5 ler civarında iken büyük ölçüde hedeftensapmış ve TÜFE 211 yılında yıllık yüzde 1.45 lere ulaşmıştır. ÜFE ise yüzde 13.33 gibi daha yüksek bir oranda gerçekleşmiştir. Merkez Bankası bu olumsuz gelişme karşısında yeniden fiyat istikrarına yönelerek bir taraftan döviz satışı yaparak diğer taraftan da faizleri yükseltip parasal sıkılaştırma ile sermaye girişini özendirmeye ve piyasada döviz talebini azaltmaya yönelik eğilimlerini artırmıştır. Böylece Türk lirasının yeniden değer kazanması yönünde adım atılarak enflasyon baskısı azaltılmaya çalışılmıştır. 211 yılında dünyada genelde hammadde fiyatlarındaki hissedilir gerilemeye yurtiçinde kredi daralmasına karşın enflasyonun çift hanelere çıkmasının nedeninin Türk Lirasının değer kaybı ile ilişkili olduğu noktasından hareket eden Merkez Bankası, 212 yılı başından itibaren Euro bölgesindeki Yunanistan belirsizliğinin azalmasının da desteği ile Türk Lirasının yeniden değer kazanmasını sağlamıştır. Büyümenin düşmesi ve ithalatın azalmasının etkisi ile kamu kesiminin bütçe konusunda yaşadığı gelir kaybı kamu kaynaklı fiyat artışlarını körüklemiştir. Dolayısıyla 212 yılının ilk çeyreğinden itibaren yeniden kredi itişli yurtiçi talebe dayalı büyüme sürecine geri dönülmüş görünmektedir. Kamu Maliyesi 211 yılının genelinde yaşanan yüksek büyüme hızı kamu maliyesi üzerinde olumlu etki yaratmıştır. Canlı ekonomik ortam ve artan ithalat kamunun vergi gelirlerini önemli ölçüde artırırken, faiz oranlarındaki gevşeme bütçenin olumlu seyretmesine neden olmuştur. Diğer taraftan 211 yılının Mayıs ayında, Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması (vergi ve sosyal güvenlik prim affı) yasası kapsamında bütçeye ek gelir sağlanmıştır. Kısaca, kamu maliyesindeki düzelme devresel etki ve yasal düzenlemelerden kaynaklanmıştır. Tablo 5. Merkezi Yönetim Bütçesi Gerçekleşmeleri (Milyar TL) 21 211 Artış Oranı (%) Gerçekleşme/Bütçe Hedefi (%) Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri 294,4 313,3 6,4 1,2 Faiz Giderleri 48,3 42,2 12,6 88,9 Faiz Hariç Bütçe Giderleri 246,1 271,1 1,2 12,3 Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri 254,3 295,9 16,4 16, I. Vergi Gelirleri 21,6 253,8 2,5 19,3 II. Vergi Dışı Gelirler 35,5 32,6 8,1 82,7 Bütçe Dengesi 4,1 17,4 56,5 52, Faiz Dışı Denge 8,2 24,8 21,5 177,5 Kaynak: Maliye Bakanlığı 18

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER 21 yılı bütçesi büyük ölçüde küresel krizi ve küresel krizin etkilerinin kaldırılmasına yönelik önlemlerin etkisi altında kalmış, bu nedenle Merkezi Yönetim bütçesi 4.1 milyar TL lik bir açıkla sonuçlanmıştır. Ancak 211 yılında ekonomik canlanmaya paralel olarak artan vergi gelirleri ve kamu alacaklarının yapılandırılması (Aralık ayında 13.3 milyar TL gelirsağlanmıştır) konusunda gerçekleştirilen yapısal düzenlemelerle birlikte açık 17.4 milyar TL ye gerilemiştir. İlave olarak faiz dışı harcamalardaki göreli yavaşlama bütçeye olumlu katkıda bulunmuştur. Dönemsel olarak bakıldığında yılın ilk üç çeyreğinde ekonomideki yüksek büyüme ve faiz dışı harcamaların yavaşlaması sözkonusu iken yılın son çeyreğinde büyümenin yavaşlaması ve faiz dışı harcamalardaki artışların etkisi artmıştır. Ancak faiz giderlerindeki düşüş bütçenin son çeyrekte bozulmasını engellemiştir. Yine de konjonktür etkisi ve yasal düzenlemelerin etkisi arındırıldığında bütçenin bir önceki yıl ile neredeyse aynı performansı sergilediği görülmektedir. Nedeni ne olursa olsun Merkezi Yönetim Bütçesi nin olumlu seyretmesi ve bunun sonucunda bütçe açığının küçülmesi; diğer taraftan da Faiz Dışı Denge nin 211 yılında 24.8 milyar TL fazla vermesi, büyüyen GSYİH ile birlikte Bütçe açığının GSYİH ya oranını 21 yılındaki yüzde 3.6 düzeyinden 211 yılında yüzde 1.3 e çekmiştir. Aynı şekilde 21 yılında yüzde 4 olan Kamu Borcu / GSYİH oranı 211 yılında yüzde 38 lere düşürmüştür. Tablo 6. Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri (Milyar TL) 21 211 Artış Oranı (%) Gerçekleşme/Bütçe Hedefi (%) Genel Bütçe Gelirleri 246,1 286,4 16,4 15,4 I Vergi Gelirleri 21,6 253,8 2,5 19,3 Gelir Vergisi 4,4 48,8 2,8 13,1 Kurumlar Vergisi 2,9 27, 29, 116,6 Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi 26,3 3, 13,8 111,7 Özel Tüketim Vergisi 57,3 64,2 12,1 15, İthalde Alınan Katma Değer Vergisi 36,2 48,7 34,5 118,6 II. Vergi Dışı Gelirler 35,5 32,6 8,1 82,7 Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri 9,8 9,1 7,6 124,1 Faizler, Paylar ve Cezalar 21,1 19,5 7,7 94,2 Sermaye Gelirleri 3,4 2,5 27,3 24,6 Kaynak: Maliye Bakanlığı Vergi dışı gelirler azalırken; ekonomik canlanmanın vergi gelirleri üzerindeki olumlu etkisi Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri tablosundan da görülebilmektedir. 211 yılında genel bütçe gelirleri yüzde 16.4 artarken, ekonomik canlanma ile birlikte kurumlar vergisi tahsilatları yıllık bazda yüzde 29 oranında büyümüştür. İthalattan alınan KDV artışı da yüzde 34.5 oranında artışla dikkat çekmektedir. Özel Tüketim Vergisinin 211 yılında düşük seyretmesinin nedeni, bu gelirin yaklaşık yarısını oluşturan petrol ve doğalgaz ürünleri ile yaklaşık yüzde 25 ini oluşturan tütün mamulleri üzerinden alınan ÖTV nin artışındaki yavaşlamadır. 19