İnsanlar ve kurumlar güçlendirilmeli Türkiye ormanları için harekete geçiyor



Benzer belgeler
İNSANLAR VE KURUMLAR GÜÇLENDİRİLMELİ 14 KÖYDEKİ YAŞAM KALİTESİ İYİLEŞİYOR. Güneydoğu Anadolu daki dört köyün yaşam

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ÖZEL SEKTÖR

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

AKILLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE KAPSAYICI ÇÖZÜMLER

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

HIV/AIDS KÜRESEL ÖZET 2013

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi İKLİM ELÇİLERİ DANIŞMA 1. TOPLANTISI

TEPAV/EPIC Proje Değerlendirmesi. Lizbon Gündemi nin Yaygınlaştırılması Projesi nden öğrendiklerimiz

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

5. Dünya Su Forumu İstanbul Su Mutabakatı

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Birleşmiş Milletler Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP)

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

MARDİN YDO 2011 YILI 6 AYLIK FAALİYET BRİFİNGİ

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI)

Dünya Bankası Sivil Toplum I s birlig i

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

BİR ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE GİRİŞİMİ DRYNET PROJESİ

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

Global Compact Türkiye Üye Etkileşim Toplantısı. 25 Ekim yıl

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) AquaforMed Side Event. Istanbul, Mayıs 2014

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Bağış Grupları (Giving Circle) TÜSEV, İstanbul, 3 Şubat 2014 Eugenie Harvey, The Funding Network

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

20 AY (24 Mart Kasım 2007) AVRO AVRO Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu (ECD)

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Mardin Batman Siirt Şırnak

KADIN DOSTU KENTLER - 2

II. KKTC KOBİ ZİRVESİ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ GELECEK STRATEJİLERİ KONFERANSI

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

ÇEKAP PROJESİ KAPANIŞ TOPLANTISI DÜZENLENDİ

Sosyal Yatırım Programı


ÇEKAP Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

ULUSLARARASI İŞGÜCÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır.

Faaliyetin Adı. Görev Yöneticisi. Faaliyet Türü. Tarih Yer Şehir Açıklama Ortaklar Hedef Katılanlar

VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU

İş Yeri Hakları Politikası

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

PROGRAM YÖNETİMİ BİRİMİ 2009 YILI FAALİYET RAPORU

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

Canan Ercan Çelik TEİD, Yönetim Kurulu Üyesi Borusan Holding Kurumsal Fonksiyonlar Başkanı

KAMU KURUMLARI VE BELEDİYELER İLE YÜRÜTÜLEBİLECEK ÇALIŞMA VE PROJELER

AVRUPA BİRLİĞİ NİN TÜRKİYE DE DESTEKLEDİĞİ BAZI HİBE PROGRAMLARI

STÖ Ağları/Platformlar için Açık Çağrı: Stratejik İletişim Kapasite Geliştirme Eğitim Programı. Arka Plan. Program Hakkında

Uluslararası Finans Kuruluşlarının, Belediyelere ve Etkililiğin Arttırılmasına Yönelik Finansman Desteğindeki Rolü

Yerel Yönetim Reformuna Destek Projesi

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Gelecek Turizmde Çoruh Vadisi Deneyimi

Selçuk KARAÇAY HasanSÜEL Vodafone Türkiye

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

Dünya Su Günü 2008 Etkinlik Programı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÖDEMİŞ SONUÇ RAPORU

GÜNCEL FONLAR SON BAŞVURU TARİHİ KURUM PROGRAM ADI TOPLAM HİBE BÜTÇE PROJE SÜRESİ. 15 Aralık son raporların teslim tarihine göre proje süresi kısıtlı

TÜRKİYE DE BAĞIŞÇILIĞI ALTYAPISINI GELİŞTİRME PROJESİ KAPSAMINDA

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

İSTANBUL BÖLGE PLANI. 27 Haziran 2013

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

Avrupa Yeşil Çevre Eğitimi Ağı: GREEEN

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

İşletme 2023 Cumhuriyetin 100. Yılında Kurumsal Sorumluluk Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri 9 Aralık 2011, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Transkript:

Sayı: 33 Eylül 2008 14 köyde yaşam kalitesi iyileşiyor İnsanlar ve kurumlar güçlendirilmeli Türkiye ormanları için harekete geçiyor Sosyal işletme: Yoksulluğa yeni çözüm Her Damla Değer Katar: Örnek bir ortaklık

14 köyde yaşam kalitesi iyileşiyor Güneydoğu Anadolu daki on dört köyün yaşam kalitesi, Türkiye Hükümeti, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı nın (UNDP) desteğiyle iyileştirilecek. Ankara, Eylül 2008 Diyarbakır, Siirt ve Batman illerine bağlı tam on dört köyde mevcut altyapı koşulları incelendi ve bu köylerin üçünde (Batman a bağlı Ünsaldı ve Beyçayırı Köyleri ve Siirt e bağlı Doluharman Köyü) kanalizasyon sistemleri kuruldu. Siirt in İkizbağlar ve Beykent Köyleri nde ise kanalizasyon çalışmaları sürüyor. 2009 un sonuna kadar, Diyarbakır da yedi, Batman da dört ve Siirt te üç köy olmak üzere tam 14 köy kanalizasyon boruları, rogarlar, foseptik çukurları ve doğal arıtma tesisleri dahil olmak üzere yeni kanalizasyon sistemlerine kavuşacak. Diyarbakır-Batman-Siirt Kalkınma Projesi kapsamında sulama ve kanalizasyon sistemlerinin geliştirilmesinin yanı sıra seçilen on dört köyde hayvanlar için güvenli su kaynaklarının oluşturulması gibi diğer küçük-ölçekli çalışmalar da yürütülecek. Tarımı çeşitlendirmek ve ekonomik faaliyetlerin düzeyini genel anlamda arttırmak için çalışmalar yapılacak. Ayrıca yerel düzeyde sağlık koşulları ve hijyen ile ilgili duyarlılığı arttırmaya yönelik köy toplantıları ve seminerler de düzenlenecek. Tedarik zinciri analizlerinin sonuçlarına göre, Stratejik Yatırım Planları geliştirilecek ve küçük-ölçekli bireysel işletmeleri ve büyük işletmeleri desteklemek için hibeler verilecek. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nın yürütücüsü olduğu Diyarbakır-Batman-Siirt Kalkınma Projesi Güneydoğu daki Diyarbakır, Batman ve Siirt illerindeki az-gelişmiş bölgelerin tarımsal verimliliğini ve gelir düzeyini arttırmayı, bu üç ili doğrudan etkileyecek yenilikçi stratejiler geliştirmeyi, kırsal istihdam olanaklarını arttırmayı ve küçük ölçekli tarımsal girişimcilerin bireysel ve grup girişimlerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Proje ayrıca sosyal altyapıyı iyileştirmeyi, kendi kendini idame ettirebilen kurumlar oluşturmayı ve güçlendirmeyi ve genel anlamda kırsal kadın ve erkeklerin yaşam kalitelerini iyileştirmeyi amaçlıyor. Proje, hedeflerine birbirine bağlı üç bileşenle ulaşmayı amaçlıyor: Köy Geliştirme Programı: yoksulluğu köy düzeyinde azaltmayı amaçlıyor. Bu kapsamda farkındalık geliştirme faaliyetleri, çiftçiler için eğitimler ve köyün küçük-ölçekli sosyal ve ekonomik altyapı girişimleri için yatırımlar gerçekleştirilecek. Kırsal Ekonomik Büyüme: proje alanında şeffaf, etkin ve sürdürülebilir bir pazar ekonomisi oluşturmayı amaçlıyor. Bu bileşen sadece katılımcı köyleri değil Diyarbakır, Batman ve Siirt teki tüm kırsal alanları kapsıyor. Bu kapsamda, kırsal

tedarik zinciri yönetimi, iş aracılığı ve personel kapasitesinin arttırılması alanlarında hizmetler sunulacak. Kırsal finansman ve katılımcı hibeleri de sağlanacak. İstihdam için Kapasite Geliştirme: yükselen kırsal ekonomide daha iyi-ücretli istihdama erişim sağlayacak. UNDP, Diyarbakır-Batman-Siirt Kalkınma Projesi nin uygulanmasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nın kilit ortağıdır. UNDP, fonların akışı, programlama, muhasebe ve denetleme, mal ve hizmetlerin tedariği ve kalite güvencesi gibi konularda projenin idaresini kolaylaştırıyor. UNDP ayrıca saha düzeyindeki uygulamalar sırasında edinilen derslere ve örnek uygulamalara dayanarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı na stratejik kalkınma politikaları önerilerinde bulunuyor. Aralık 2007 de başlatılan proje 2012 yılının sonuna doğru tamamlanacak.

İnsanlar ve kurumlar güçlendirilmeli UNDP nin geçtiğimiz günlerde yayınlanan 2008 yıllık raporu, bireylerin, kurumların ve toplumların kapasitelerini güçlendirmek ve sürdürmek ve kendi kalkınma hedeflerini belirlemek ve bu hedeflere ulaşma aracı olarak kapasite geliştirmeye özel bir önem atfediyor. Ankara, Eylül 2008 Kalkınma alanında çalışanlar, halk düzeyinde, toplum düzeyinde ve ulusal düzeyde kapasiteyi güçlendirmenin; kalkınma olgusunun merkezinde olduğunun farkına varmaya başlıyor. İşte bu yüzden insanları ve kurumları kapasite geliştirme yoluyla güçlendirmek UNDP nin faaliyetlerinin temelini oluşturuyor diyor UNDP Başkanı Kemal Derviş yakın zamanda yayınlanan Kapasite Geliştirme: İnsanları ve Kurumları Güçlendirmek başlıklı 2008 UNDP yıllık raporunun önsözünde... UNDP nin geçtiğimiz günlerde yayınlanan 2008 yıllık raporu, bireylerin, kurumların ve toplumların kapasitelerini güçlendirmek ve sürdürmek ve kendi kalkınma hedeflerini belirlemek ve bu hedeflere ulaşma aracı olarak kapasite geliştirmeye özel bir önem atfediyor ve insani gelişme UNDP nin misyonunun ne sorusuna cevap veriyorsa, kapasite geliştirme de nasıl ına yanıt veriyor diyor. Rapor, öncelikle 2007 yılında çeşitli ülkelerin Binyıl Kalkınma Hedefleri nde kaydettiği ilerlemeyi ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin 2007 yılının ikinci yarısında yaşanan ve finans sektöründen kaynaklanan ekonomik yavaşlama ile iklim değişikliği tehditleri gibi karşılaştıkları zorlukları değerlendiriyor. Rapor, UNDP nin başta özel sektörle olmak üzere genel anlamda ortaklıklarını nasıl genişlettiğinin, program, proje, tedarik ve insan kaynakları yönetiminde ulusal uygulama kapasitelerini nasıl güçlendirdiğinin ve UNDP nin BM kalkınma sistemindeki rolünün kısa bir özetini sunuyor. Kapasite Geliştirme: İnsanları ve Kurumları Güçlendirmek kalkınma alanında çalışanların; aynı zamanda insanların, kurumların ve daha geniş ölçüde toplumun kapasiteleri için çalışılmadığı sürece, politikalar üzerinde çalışmanın imkansız olduğunun farkına vardıklarını vurguluyor ve uygun bir ortam, üretken bir kurum ve dinamik bir insan kaynağı temeli olmaksızın, ülkeler ulusal ve yerel kalkınma stratejilerini planlayamaz, uygulayamaz ve geliştiremezler diyor. Bu bakımdan UNDP, kapasiteyi ulusal ve yerel düzeylerde geliştirecek ve sürdürecek fırsatları yaratan stratejilere öncelik veriyor ve bunlar, kurumsal reform çabalarını, liderlik kapasitesini güçlendirmeyi, eğitimi teşvik etmeyi ve hesap verilebilirliği arttırmayı kapsıyor. Rapor ayrıca UNDP nin dört odak çalışma alanı olan yoksulluğu azaltma ve Binyıl Kalkınma Hedefleri ne ulaşılması, demokratik yönetişim, kriz önleme ve kurtarma ve son olarak da çevre ve sürdürülebilir kalkınma

alanlarındaki çalışmalarından örnekler gösteriyor, UNDP nin çalıştığı birçok ülkede edindiği uluslararası deneyimi paylaşıyor ve her odak çalışma alanı için 2007 giderlerinin verilerini sunuyor. Yoksulluğu azaltma çabalarıyla ilgili olarak, rapor, ekonomideki büyümenin insanları yoksulluktan çıkarmak için gerekli olmasına rağmen bunun tek başına yetmediğini ve hizmet verdikleri vatandaşları yetkin kılmak için kurumları güçlendirmenin, kapsayıcı büyümenin temel taşını oluşturduğunu vurguluyor. Bu kapsamda, UNDP yoksulluğu azaltma mücadelesini başka yerlerde başarısını kanıtlamış modelleri geliştirip yenilemek ve bunu yaparken de mevcut kaynaklardan yaratıcı bir şekilde yararlanmak için bir fırsat olarak görüyor. Rapor, UNDP nin kaynaklarının en büyük payını program harcamalarının %40 ını demokratik yönetişim için tahsis ettiğini belirtiyor. Bu bakımdan, UNDP demokrasiden yoksulların da faydalanmasına olanak tanıyan, etkin hizmetler tarafından desteklenen ve sürdürülen üretken devletlerin oluşturulmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu kapsamda, UNDP seçim süreçlerini, meclisleri, ademi merkeziyeti desteklerken insan hakları, hukukun üstünlüğü ve adalete erişimi de geliştiriyor. Doğal afetlerle mücadelede, UNDP erken uyarı ve erken kurtarma sistemlerini güçlendirmek için ulusal ortaklarıyla beraber çalışıyor. Rapor, gerek silahlı bir şiddet olayı olsun gerek doğal afetler olsun, bu gibi krizlerin en çok kadınları etkilediğini ve barışçı durumlarda bile mevcut olan ayrımcılığı şiddetlendirdiğini hatırlatıyor. İklim değişikliğiyle mücadele çabalarının bir parçası olarak, UNDP çevreyi sürdürülebilir bir şekilde yönetirken, yoksullara da yeterli koruma sağlamak için ulusal kapasiteyi güçlendirmek için çalışıyor. UNDP, en iyi uygulamaları ve politika önerilerini paylaşıyor, uyum ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme çabalarını koordine ediyor ve sera gazlarının yayılımını azaltmak için yenilikçi stratejilere öncülük yapıyor. Kapasite Geliştirmek: İnsanları ve Kurumları Güçlendirmek ayrıca UNDP nin hizmet sunumunda hesap verilebilirliğe, şeffaflığa, denetime ve sonuca-dayalı yönetime verdiği önemin altını çiziyor ve UNDP nin çoktaraflı donörler, yerel ve düzenli kaynaklar ve diğer kaynaklar dahil olmak üzere tüm kaynaklarını açıklıyor. UNDP nin 2008 yıllık raporu, UNDP nin farklı vakalarını, ortaklıklarını ve faaliyetlerinin örneklerini içeren tüm çalışmalarının somut bir sunumu...

Türkiye ormanları için harekete geçiyor Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı nın (WWF-Türkiye) işbirliği ve Küresel Çevre Fonu nun maddi desteğiyle Türkiye Hükümeti, Türkiye deki biyoçeşitliliğin uzun-vadeli korunması için yeni bir proje başlatıyor. Ankara, Eylül 2008 Bu kapsamda 11-12 Ağustos 2008 tarihinde Kastomonu daki Kastamonu Üniversitesi nde başlangıç niteliğindeki bir çalıştay gerçekleştirildi. Proje, başta ormanlar olmak üzere ulusal korunan alanlar sistemini güçlendirmeyi amaçlıyor. Ormanlar, biyoçeşitlilik açısından Türkiye nin en önemli doğal sistemlerinden biridir ve Türkiye nin topraklarının yaklaşık %27 si resmi olarak orman alanı olarak kabul ediliyor. Ancak Türkiye de toplam ulusal orman alanlarıyla karşılaştırıldığında herhangi bir korumadan yararlanan ormanlık alanlar %4 ten az. Diğer bir deyişle ormanlar Korunan Alanlar sisteminde yeterince temsil edilmiyor. Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi projesinin iki günlük başlangıç toplantısı 11 Ağustos 2008 tarihinde Kastamonu Üniversitesi nde yapıldı. Başlangıç toplantısında projenin detayları, proje ortakları tarafından sunuldu ve potansiyel yerel destek ve ortaklık olanakları tartışıldı. Ayrıca katılımcıların projeyle ilgili fikir ve önerilerinin alındığı bir proje değerlendirmesi de yapıldı. Toplantının ardından uluslararası uzmanlar ve paydaşlar için bir saha ziyareti gerçekleştirildi. Çalıştaya, UNDP Türkiye Temsilcisi Mahmood Ayub, UNDP Biyoçeşitlilik için Bölgesel Teknik Danışmanı Adriana Dinu, Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya, Kastamonu Valisi Nurullah Çakır, Çevre ve Orman Bakanlığı Ormancılık Dairesi Genel Müdür Yardımcısı İsmail Belen ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda proje koordinatörü olan Osman Öztürk ün yanı sıra ilgili diğer hükümet yetkilileri, yerel paydaşlar, STK temsilcileri ve yerel ve ulusal medya mensupları katıldı. Toplantıda konuşan UNDP Türkiye Temsilcisi Mahmood Ayub, Türkiye nin ormanlarının neredeyse yarısının kaynakların aşırı kullanımından dolayı tahrip olduğunu ve yeterli sayıda koruma alanlarının olmaması ve tehditleri etkin bir biçimde azaltmaya uygun olmayan yönetim yaklaşımlarının, korunan alanlar sisteminin etkin idaresine engel teşkil ettiğini belirtti ve tehditleri azaltmaya yönelik kurulan etkin koruma sistemlerinin uygulanması bu alanların uzun vadeli korumasını sağlamak için son derece önemlidir. Türkiye Hükümeti sayesinde, Türkiye korunan alanların kapsamını genişletmek için taahhütte bulunmuş oldu. Bu proje ve benzer girişimler, hepimizin çözümün bir parçası olduğunu gösteriyor. Biyoçeşitliliğin kaybını, bu alanlarda yaşayan yerel halkın ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan azaltmak için üstümüze düşen sorumlulukları kabullenmeliyiz dedi.

Mevcut korunan alanlar sisteminde temsil edilen yaşam alanlarını belirlemek amacıyla yapılan bir araştırmaya göre, WWF Akdeniz Program Bürosu Türkiye de 9 orman sıcak noktası belirledi. Proje, ilk başta WWF tarafından belirlenen 200 Küresel Ekolojik Bölge ve 122 Önemli Bitki Alanı sınıflarına giren Küre Dağları Milli Parkı nda uygulanacak. Küre Dağları Milli Parkı nın projenin pilot alanı olarak seçilmesinin sebebi ise, bu bölgenin Kuzey Anadolu nun yaprak döken ve iğne yapraklı ormanlarının bozulmadan kalan en iyi örneğini sergiliyor olmasının yanı sıra Karadeniz Nemli Ormanlar ına ait ve büyük ölçüde tehlike altında olan karstik dağlık bölgesini en iyi temsil eden bölge olması. Bu bölge ayrıca farklı sosyo-ekonomik, ekolojik ve kurumsal koşulları (Türkiye de ormanlık alanlara yakın mesafede yaşayan insanlar tüm kırsal nüfusun en yoksulunu oluşturuyor) da büyük ölçüde temsil ediyor ve bu da burada geliştirilecek yönetim modelinin denenip kanıtlandıktan sonra diğer bölgelerde de kolayca uygulanabileceği anlamına geliyor. Diğer yandan Küre Dağları halihazırda Türkiye nin diğer ormanları için de ortak tehlike oluşturan - aşırı otlatma, yol inşaatları, yabani bitkilerinin toplanması, kontrolsüz turizm ve kaçak kesim tehditleriyle karşı karşıya. Proje kapsamında beklenen sonuçlar orman koruma alanları için maliyet-etkin koruma yönetimi yaklaşımlarının geliştirilmesi, denenmesi ve uygulanması, koruma alanların yakın çevresindeki tampon bölgelerde sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi yaklaşımlarının uygulanması ve projenin geriye kalan 8 orman sıcak noktasında tekrarlanabilmesi için deneyimlerin yaygınlaştırılması. Proje, böylece Türkiye nin orman koruma alanları sistemini güçlendirecek. 1991 yılında oluşturulan Küresel Çevre Fonu (GEF), gelişmekte olan ülkelere küresel çevre koruma alanındaki proje ve programlarını finanse etmeleri için yardım ediyor. 1991 den bu yana geçiş ekonomisindeki ülkeler ve gelişmekte olan 160 ülkeye küresel çevre yararları sağlayan 1950 nin üzerinde projeye 7.4 milyar doları hibe ve 28 milyar doları diğer kaynaklarla ortak-finansman olmak üzere destek sağladı.undp, GEF in belirlediği üç uygulayıcı kurumdan biridir.

Sosyal işletme: Yoksulluğa yeni çözüm Temmuz 2008 de, UNDP ve EMES Avrupa Araştırma Ağı tarafından 'Sosyal İşletme: Yoksulluğu Azaltma ve İstihdam Yaratmak için Yeni bir Model' adlı bir rapor yayımlandı. Ankara, Eylül 2008 UNDP ve EMES Avrupa Araştırma Ağı tarafından hazırlanan ''Sosyal İşletme: Yoksulluğu Azaltma ve İstihdam Yaratmak için Yeni bir Model' adlı rapor, sosyal işletmelerin bölgesel profilinin, topluma-dayalı kalkınma için bir araç haline getirilmesi bakımından önemli bir adım. UNDP Yoksulluğu Azaltma ve Sivil Toplum Bölgesel Danışmanı Geoff Prewitt, tüm bunların ne anlama geldiğini anlatıyor. Sosyal işletme kısaca ne anlama geliyor? Bir STK dan farkı nedir? Sosyal İşletmelere atfedilen birçok tanım var. Kısaca, bu işletmeler kesin olarak toplumun yararına mal ve hizmet sağlayan, özel, özerk, girişimci örgütlerdir. Bu işletmelerin sahipleri genelde çalıştıkları toplumun üyelerinden biridir. Sosyal İşletmeler çoğunlukla yasal olarak STK olarak kaydediliyor. Ancak STKlar birçok çeşitli alanda hizmet verirken, Sosyal İşletmeler ekonomik faaliyetler (kâr amacı gütmeseler de), istihdam yaratılması, iş dahiliyeti ve hizmetlerin sağlanması gibi daha dar bir odak noktasına sahipler. Sosyal İşletmeler, STKların savunuculuk ve denetim gibi geleneksel bakımdan önemli gördükleri alanlarda çok az çalışıyor. Diğer yandan Sosyal İşletmeler kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları yapan özel sektör şirketlerini de andırıyor. Orta ve Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde bu gibi kurumlara neden gerek duyuluyor? Dünyadaki birçok ülke ekonomik olarak büyüse de, bu büyüme toplumun tüm kesimlerinin kalkınmasına dönüşemiyor. Bu bölgeye özgü problemler arasında merkez ve periferi arasındaki eşitsizlikler, çalışan yoksul ve işsiz büyüme olguları, reform yapılmamış ya da zayıf sosyal hizmetler ve koruma programları ve eskiden sanayileşmiş kesimlerin sorunları (sorunlu kentsel bölgeler) veya tek-fabrikalı şehirler bulunuyor. Bu, geçiş sürecinde başarısız olanların gözle görülür biçimde ortaya çıkmasına ve eşitsizliğin artmasına yol açtı. Sosyal İşletmeler bu savunmasız gruplara istihdam olanakları ve belli başlı hizmetler sunabilir. Ancak, uygun bir yasal çerçeveye ve diğer düzenleyici yararların yanı sıra başarılı olabilmeleri için hükümetin desteğine ihtiyaç duyuyorlar. Bu, sosyal hedeflere ulaşmada onların rolünün anlaşılması ve ticari faaliyetlerinde bir avantajlarının olması (örneğin daha hafif vergilendirme gibi) anlamına geliyor. Bu gibi hizmetleri sunmakla Hükümetler görevliyken Sosyal

İşletmeler bu geleneksel modelin neresine uyuyor? Sosyal İşletmeler ve Hükümet kurumları birbirlerini tamamlamalılar. Sovyetler Birliği nin yıkılmasıyla beraber bu bölgedeki Hükümetler zorlu bir dönüşüm sürecinden geçti. Sözde yüksek gelirli ülkeler ve iyi işleyen demokrasilerde bile Devlet herkese hizmet sunamayabilir özellikle de bazı özel hizmetleri. Örneğin, Devlet evrensel ilköğretim sağlamakla yükümlüyken, toplumun bazı kesimlerinin özel ihtiyaçları olabilir, bu kesimler farklı bir dil konuşuyor olabilir veya çok kırsal kesimlerde yaşıyor olabilir. Sosyal İşletmeler bu boşlukları doldurmaya yardımcı olabilir özellikle de Hükümet tarafından desteklenirlerse. Devletin rolü söz konusu olduğunda, Sosyal İşletmeler en iyi, destekleyici bir yasal çerçevenin olduğu Belçika ve İtalya gibi ülkelerde çalışır. UNDP nin Sosyal İşletmelerin gelişimine katkıda bulunduğu temel yollar nelerdir? Şu anda Sosyal İşletmelerin istihdam yaratmaya, savunmasız grupları desteklemeye ve hizmet sunumuna yapabileceği katkılar üzerinde farkındalık yaratmak için çalışıyoruz. Polonya ve Sırbistan gibi bazı ülkeler bu konuda oldukça ilerleme göstermiş durumda ve UNDP Hükümet fonlarının Sosyal İşletmeleri desteklemesi (Polonya) ve yasal bir çerçeve oluşturmaları (Sırbistan) için çalışıyoruz. Rapor 9 Temmuz 2008 tarihinde Barselona da Üçüncü Sektör Araştırmaları için Uluslararası Toplum (ISTR) ve EMES tarafından düzenlenen Üçüncü Sektör ve Sürdürülebilir Sosyal Değişim: Araştırmanın yeni Cepheleri başlıklı uluslararası konferansta tanıtıldı. Etkinlik, dört gün boyunca üçüncü sektöre ilişkin konuları ve genel anlamda sivil toplumu tartışmak için 58 ülkeden 600 akademisyeni, doktora öğrencilerini, araştırmacıları ve uygulayıcıları biraraya getirdi.

Her Damla Değer Katar: Örnek bir ortaklık UNDP ve Coca-Cola tarafından yürütülen Bölgesel Su Ortaklığı Girişimi Her Damla Değer Katar projesi 17-23 Ağustos 2008 tarihlerinde Stockholm da düzenlenen 2008 Dünya Su Haftası nda tanıtıldı. Ankara, Eylül 2008 Bu yılın Dünya Su Haftası nda temiz ve sağlıklı bir dünya yaratma çabalarında kaydedilen ilerlemeler ve fırsatlar değerlendirildi. Sağlık konusunda karşılaşılan zorluklara ve sağlık konulu Binyıl Kalkınma Hedefi ne ise özel önem verildi. 2008 Dünya Su Haftası kapsamında ayrıca Sağlık Koşullarıyla ilgili Çözümler için Özel Sektörle Ortaklık başlıklı bir seminer de Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi (World Business Council for sustainable Development WBCSD), Stockholm Uluslararası Su Enstitüsü (Stockholm International Water Institute SIWI) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 20 Ağustos ta düzenlendi ve seminer ITT Corporation, The Dow Chemical Company, Unilever, Borealis ve Coca-Cola gibi öncü şirketleri bir araya getirdi. Yaptığı açılış konuşmasında UNDP Türkiye Temsilci Yardımcısı Ulrika Richardson-Golinski sağlık ve su yönetimi konularının sağlık üzerine Binyıl Kalkınma Hedefi ne ulaşmanın ve erkeklerin, kadınların ve çocukların temiz su ve temel sağlık koşullarına erişimi olmaksızın yaşadığı bugünün dünyasında bu soruna etkin bir çözüm bulmanın küresel aciliyetinden ötürü UNDP nin özel sektörle kurduğu önemli ortaklığın altını çizdi. Daha sonra UNDP ve Coca-Cola tarafından yürütülen Her Damla Değer Katar projesi özel sektörün uluslararası örgütlerle ortak olarak sağlık koşulları üstünde çalıştığı, ayrı ayrı güçlerini ve daha az avantajlı toplumlarda yaşam kalitesini iyileştirmek için ortak taahhüttlerini birleştirdikleri örnek bir ortaklık çalışması olarak Bölgesel Proje Müdürü Dr. Boğaçhan Benli tarafından tanıtıldı. Seminer sırasında Coca-Cola, UNDP ile yürüttüğü çalışmalar sonucu kazandığı deneyimleri ve çıkarttığı dersleri paylaştı. Ayrıca dünyanın önde gelen şirketleri bir araya gelerek neler yapabileceklerini ve UNDP ve Hükümetlerin sağlık alanındaki çalışmalarına eğitimler, savunuculuk ve yatırımlar bakımından nasıl katkıda bulunabileceklerini tartıştılar. Seminerde ayrıca özel sektörün iyileştirilmiş sağlık koşulları çözümlerinde oluşan büyük boşlukları gidermek için nasıl katkıda bulunacakları, sağlık koşulları konusunun tek başına bir iş fırsatı olarak görülüp görülemeyeceği, şirket atık su stratejilerinin sağlık koşullarının iyileştirilmesine nasıl katkıda bulunacağı ve Birleşmiş Milletlerle işbirliğinin nasıl daha büyük bir etki yaratacağı konuları ele alındı. Uluslararası şirketlerin su ve sağlık konulu işlerinde, ürünlerinde ve hizmetlerinde nasıl liderlik gösterecekleri ve sivil toplum, küçük ve orta ölçekli işletmeler, uluslararası örgütler ve hükümetlerle nasıl etkin bir şekilde çalışabilecekleri tartışıldı.

Her Damla Değer Katar UNDP nin Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Ofisi (BDT) ve Coca-Cola Avrasya Ofisi tarafından yürütülen bölgesel bir su ortaklığı girişimi. Proje güvenli içme suyuna erişim, su yönetimi, su kaynaklarının yok olması, su kirliliği ve sağlık koşulları gibi suya bağlı zorlukları çözmeyi amaçlıyor.

Küresel AIDS Raporu yayınlandı 2008 Küresel AIDS Raporu dünyanın AIDS ile mücadelede nihayet gerçek bir ilerleme göstermeye başladığını doğruluyor ancak AIDS in tüm çabaları zorlamaya devam ettiğini vurguluyor. Ankara, Eylül 2008 AIDS Raporu geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, BM AIDS ile Mücadele Programı (UNAIDS) Başkanı Peter Piot ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Başkanı Thoraya Obaid tarafından tanıtıldı. Raporun tanıtımı sırasında UNDP Başkanı Kemal Derviş AIDS ile mücadele, 2015 e kadar diğer Binyıl Kalkınma Hedefleri ne ulaşmaya da doğrudan etkisi olan önemli bir Binyıl Kalkınma Hedefi dir dedi. AIDS le mücadelede kaydettiğimiz ilerleme, yoksulluğu ve çocuk ölümlerini azaltmada, beslenmeyi ve anne sağlığını iyileştirmede gösterdiğimiz çabalara katkıda bulunacak. Diğer yandan, AIDS in yayılmasını durdurmak ve tersine çevirmek istiyorsak, cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ve eğitimi teşvik etmek gibi diğer Binyıl Kalkınma Hedefler inde de ilerleme göstermek gerekiyor. 2008 Küresel AIDS Raporu benzersiz içeriği ve detaylı ülke girdileriyle şu ana kadar bu konuda hazırlanmış en kapsamlı rapor. Rapor küresel HIV salgınının mevcut durumunu değerlendiriyor, kaydedilen ilerlemeyi inceliyor, aşılması gereken engelleri belirliyor ve HIV risk ve savunmasızlığının toplumsal sebeplerini sorguluyor. Bununla beraber rapor, salgını tersine çevirmek için bir anahtar sunuyor, tedavi, bakım ve hafifletme yollarını inceliyor, ve HIV ve AIDS için tahminler, veriler ve ülke göstergeleri sunuyor. Rapor, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki HIV programlarının finansmanında yapılan 6-katlık bir artışın meyvesini vermeye başladığını ve birçok ülkenin AIDS ölümlerini azaltma ve yeni enfeksiyonları önlemede önemli ölçüde ilerleme kaydettiğini belirtiyor. Ancak bu raporun temel bulgusu kaydedilen bu ilerlemelerin hala eşit olmadığı ve hastalığın geleceğinin hala belirsiz olduğu. Bugün, antiretroviral ilaçlar[1] kullanmaya başlayan her iki kişiye karşılık, 5 yeni kişiye hastalık bulaşıyor diyor UNAIDS Başkanı Dr. Peter Piot. Salgından en çok etkilenen ülkelerde, HIV ortalama yaşam ömrünü 20 yıl kadar azalttı, ekonomik büyümeyi yavaşlattı ve haneiçi yoksulluğu arttırdı. Sadece Afrika nın güneyinde, salgın 18 yaşın altında yaklaşık 12 milyon çocuğu yetim ve/veya öksüz bıraktı. Hastalığın bulaşma oranlarının Afrika ya göre çok daha düşük olduğu Asya da, HIV, diğer hiçbir hastalığın sebep olmadığı kadar üretkenlik kaybına yol açıyor ve 2015 yılına kadar fazladan 6 milyon hanehalkını yoksulluğa sürükleyecek görünüyor. Bu nedenle rapor, HIV üzerine yapılan ulusal ve siyasi taahhütlerin yerine getirilebilmesi için daha güçlü bir liderliği, yakın geçmişteki başarıların geliştirilmesini, arttırılmış maddi kaynakları ve çabaların koordinasyonunun iyileştirilmesinin gerektiğini vurguluyor, salgının başlangıcından bu yana HIV e dayalı sebeplerden ötürü 25 milyon insanın hayatını kaybettiğini hatırlatıyor ve toplu olarak bu ölümler hesaplanamayacak kadar büyük bir insan potansiyelinin kaybını temsil

ediyor diyor. Rapor ayrıca çarpıcı rakam ve veriler de sunuyor. Buna göre, 2007 yılında küresel olarak HIV virüsü taşıyan yaklaşık 33 milyon insan vardı. Yıllık yeni HIV vakaları ise 2001 yılında 3 milyondan 2007 yılında 2.7 milyona düşse de, 2007 yılında AIDS e bağlı olarak yaklaşık 2 milyon kişi hayatını kaybetti. Afrika nın güneyi, HIV virüsü taşıyan insanların toplamının %67 sini ve 2007 de AIDS den ölenlerin %75 ini oluşturuyor. Diğer yandan HIV ile yaşayan kadınların oranı %50 de sabit kalırken, 2007 yılında 15 yaşından küçük yaklaşık 370 bin çocuğa HIV bulaştı. 2001 yılında HIV virüsü ile yaşayan 15 yaş-altı çocuklar 1.6 milyonken bu oran 2007 de 2 milyona ulaştı ve bu çocukların %90 ı Afrika nın güneyinde yaşıyor. Rapor ayrıca her kıtada hastalığın bulaşma yollarının detaylı bir incelemesini de sunuyor. Rapor HIV ve AIDS ile mücadelenin haklara-dayalı bir yaklaşım gerektireceğini vurguluyor. İnsan hakları ihlalleri, cinsiyet eşitsizliği, utanma ve ayrımcılıkla mücadelede sürdürülebilir ilerlemeye ihtiyaç duyuluyor. Rapor özellikle ilkokul ve ikinci öğretim başta olmak üzere kızların eğitimine yapılacak önemli yatırımların, kadın ve kızların HIV riskini ve hastalığa karşı savunmasızlığını azaltacağını ileri sürüyor. Rapor ayrıca hükümetlerin ve uluslararası donörlerin, kadınların ekonomik özgürlüğünü arttırmayı amaçlayan statejilere öncelik vermeleri gerektiğini ve tüm ülkelerin HIV ile yaşayan insanları korumak için alınacak ayrımcılık karşıtı önlemlerin sıkı bir şekilde uygulanmasını sağlamaları gerektiğini bildiriyor. Buna göre, HIV e dayalı ayrımcılığa karşı gerekli yasal korumaları olmayan ülkeler derhal bu yasaları çıkarmalılar. Rapor ayrıca kamu bilinci yaratılmasının ve haklarınızı öğrenin kampanyaları gerçekleştirme ihtiyacının altını çiziyor. Özellikle genç insanlara ulaşmak için okul ve topluma-dayalı programlar, kitle iletişim araçlarının kullanılması ve gençlik hizmetleri etkin birer strateji olabilir. Hükümetler, HIV virüsü taşıyan insanlar için yasal hizmetler sunmalı ve bu insanların antiretroviral ilaçlara erişim olanaklarını genişletmeli. HIV ile yaşayan insanların ve HIV in bulaşma olasılığı en yüksek olduğu grupların kapasitelerinin güçlendirilmesi için çok daha fazla maddi ve teknik desteğe ihtiyaç duyuluyor. HIV in tedavisiyle ilgili olarak rapor, düşük ve orta gelirli ülkelerde antiretroviral ilaç alanların sayısının 6 yılda 10 kat artarak 2007 nin sonuna kadar 3 milyon insana ulaştığını ancak özellikle yetişkinlere oranla antiretroviral ilaç alması çok daha düşük bir ihtimal olan çocuklara HIV tedavisinin zamanında yapılabilmesi için yoğun bir biçimde harekete geçilmesi gerektiğini belirtiyor. Rapor, HIV tedavi programlarının artmasını yavaşlattıkları gerekçesiyle sağlık sistemlerindeki eksik noktaları doldurmanın gerekliliğini vurguluyor. HIV tarafından etkilenmiş hanehalklarına maddi yardım sağlayan sosyal koruma programlarının salgının etkilerini azalttığı kanıtlandı ve bu gibi programlar derhal arttırılmalı, özellikle de salgından en çok etkilenen ülkelerde. Kısaca, Piot un dediği gibi AIDS, dünya çapında toplumun her sektöründen benzersiz bir çabayı gerektiren inanılmaz karmaşık bir konu. Ancak isteğin ve kaynakların olduğu bir dünyada bunu başarabiliriz. 362 sayfalık bu rapor genel anlamda şu ana kadar yapılmış en kapsamlı küresel değerlendirmeyi sunuyor. Rapor, ulusal ilerlemeyi gösteren 147 ülkenin raporlarına dayanıyor ve gerçek yaşam öyküleri de içeriyor. Şu ana kadar sayısız sivil toplum grupları hükümetteki meslektaşlarıyla bir araya gelerek raporlama sürecine dahil oldular. Rapor ayrıca 2001 HIV/AIDS le Mücadele Taahhüt Bildirgesi nin ve 2015 e kadar olan 6 ıncı Binyıl

Kalkınma Hedefi nin yarıyol noktasını işaretliyor. Rapor 2001 den beri kaydedilen ilerlemeyi ve 2015 yılına kadar neler yapılabileceğini inceliyor. [1] AIDSle mücadele için kullanılan ilaçlar