İSLAM TARİHİ II. Hafta 14. Prof. Dr. Levent ÖZTÜRK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

Benzer belgeler
İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

12 ADIMDA 12 ÖĞRENCİ PROJESİ TARİH BİLGİSİ TESTİ

İlk Müslüman-Türk Münasebetleri ve Türklerin İslâmiyete Girişi

İLK TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ. Karahanlılar -840 Tolunoğulları -868 Akşitler -935 Gazneliler -963 Büyük Selçuklu Devleti-1040

İktisat Tarihi I

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Türkiye Tarihi Ders Notları

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 4. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

2.5. AHİ EVRAN 2.6. HACI BEKTAŞ VELİ 20:38

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Anadolu ya ilk Türk akınları ve ilk beylikler

Gazneliler ( ):

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

İSLAM TARİHİ II. Hafta 8. Prof. Dr. Levent ÖZTÜRK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

TÜRKLER VE MÜSLÜMANLIK

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

Karahanlılar ( )

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

TÜRK-İSLÂM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Tel: / e-posta:

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Tarihteki Türk Devlet Bayrakları Videosu. Tarihteki Türk Devlet Bayrakları Ders Notu

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SELÇUKLU KÜLTÜR VE MEDENİYETİ. Devlet Teşkilatı:

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 5: 6 Kasım 2006 Konu: Selçuklu Devleti Okuma: Ortaylı, 2000:

TARİH DANS EDİYOR HÜRREM SULTAN DANS GÖSTERİSİ

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YIL DÖNÜMLERİ

ORTA ASYADAN TÜRK GÖÇLERİ

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

TÜRK İSLAM DEVLETLERİ ( Yüzyıl)

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

T.C. KAYSERİ DİNİ YÜKSEK İHTİSAS MERKEZİ 12. DÖNEM İHTİSAS KURSİYERLERİ

1988 de S. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsünde Tefsir ana Bilim Dalında Yüksek Lisans, 1993 de Doktorasını tamamladı.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

ELMALILI M. HAMDİ YAZIR SEMPOZYUMU

ÖZGEÇMİŞ VE YAYINLAR

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

Journal of International Social Research, Volume: 4, Issue: 19, Fall 2011, s

Anadolu'da kurulan ilk Türk beylikleri

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Anadolu Selçuklu Devleti Kültür ve Medeniyeti

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

Kayseri Tıp Tarihi Müzesi'nin yer aldığı Çifte Medrese, yıllarında Selçuklu hükümdarı

Transkript:

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ İSLAM TARİHİ II Hafta 14 Prof. Dr. Levent ÖZTÜRK Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan ders içeriğinin tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt 1 veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Her hakkı saklıdır 2012 Sakarya Üniversitesi

ÜNİTE14 Müslüman Türk Devletlerinde İlmî ve Kültürel Hayat İÇİNDEKİLER 14.1. İlmî Hayat 14.2. Kültürel Hayat HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Türk İslâm devletlerinde ilme verilen değeri anlatabilecek, Ünitemizde ele aldığımız devletlerde yetişmiş bilim insanlarını listeleyebilecek, Ekonomik gelişmeler ile ilmî çalışmalar arasındaki ilişkiyi yorumlayabilecek, İlmî hayatı destekleyen kurumsal yapıların Türk İslâm devletlerindeki tarihsel gelişimini açıklayabilecek, Türk İslâm devletlerindeki kültürel hayatla ilgili önemli kesitleri tekrarlayabilecek, Olumlu veya olumsuz siyasî hâdiseler ile ilmî ve kültürel gelişmeler arasındaki ilişkiyi çözümleyebilecek, Türklerin İslâmiyet e ve ilme verdikleri değeri saptayabileceksiniz. 2

ÖNERİLER Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Hasan İbrahim Hasan ın, Siyasî Dinî Kültürel Sosyal İslâm Tarihi (trc. İsmail Yiğit v.dğr., I-XI, İstanbul 1985-1986) adlı eserinden ilgili bölümleri okuyunuz. Philip K. Hitti nin, Siyâsî ve Kültürel İslâm Tarihi (trc. Salih Tuğ, İstanbul 1980) isimli eserinden ilgili bölümü okuyunuz. Diyanet İslâm Ansiklopedisinden ilgili maddelerin ilim ve kültür bölümlerini gözden geçiriniz. Müslüman Türk Bilim Adamları, Müslüman Türk Bilim Öncüleri vb. başlıklarla internet üzerinden tarama yaparak karşınıza çıkan bilim insanlarının hangi devlet zamanında yaşadığını araştırınız. http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/biliminsanlari/caginiasanlar/index. htm sayfasını inceleyiniz [Bilim ve Teknik Dergisinin resmi sitesi, Basın İçin Haberler bölümü, Bilim insanları kısmının Çağını Aşanlar başlığı]. 3

Müslüman Türk Devletlerinde İlmî ve Kültürel Hayat 14.1. İLMÎ HAYAT Bu ünitede Müslüman Türk devletlerini sırasıyla ele alarak ilme verdikleri değeri, gerçekleştirilen ilmî çalışmaları ve önemli bazı eserleri zikretmeye çalışacağız. Daha önceki bilgilerimizden hatırlayacağınız üzere Tolunoğullarının Mısır daki hâkimiyetleri kırk yıl kadar sürmüştü. Tolunoğullarının iktidarı oldukça kısa bir zaman dilimine denk gelmesine rağmen muhtelif sahalarda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bunda Ahmed b. Tolun ve haleflerinin ilme ve ilim adamlarına gösterdikleri saygı önem arz etmektedir. Bu saygı ve destekde bizzat Ahmed b. Tolun un Sâmerrâ da iyi bir eğitim almış olması önem arz etmiştir. Onun Türkçe ve Arapça şiir yazdığı, buna ilave olarak musikiye meraklı olduğu bilinmektedir. Tolunoğulları döneminde çeşitli ilim dallarında birçok çalışma yapılmıştır. Hiç kuşkusuz bunların başında edebiyat gelmektedir. Dil ve gramer çalışmalarının da önemsendiği bu süreçte bazı âlimler, hanedan mensuplarına özel eğitim vermiştir. Bu dönemde Ahmed b. Tolun un hayatını yazan Abdullah b. Muhammed el-belevî önemli bir tarihçidir ve Sîretü Ahmed b. Tûlûn adlı eseri günümüze gelmiştir. Tolunoğulları döneminde fıkıh, kıraat alanında da önemli âlimler yetişmiştir. Tolunoğulları döneminde Ahmed b. Tolun un yaptırmış olduğu hastane aynı zamanda bir tıp eğitim merkezi idi. Onun burada kurdurmuş olduğu kütüphane daha sonra İhşidîler tarafından kullanılmıştır. İhşidîler döneminde özellikle Kâfûr un saltanat nâibi olduğu dönemde ve kendi iktidarı yıllarında ilim adamları özel bir himaye gördü. Bunda Abbâsî Devleti nin başkenti Bağdat ın Şiî Büveyhî hanedanlığı tarafından işgal edilmesi ve Mısır da daha huzurlu bir ortamın mevcudiyeti etkili olmuştur. İhşidî Devleti tarafından himaye gören âlimler arasında İbnü d-dâye, Kindî, Abdullah el-fergânî, İbn Zulâk ile şair Mütenebbî zikredilebilir. İtil Bulgarları arasında da İslâm yayıldıktan sonra ilme gösterilen teveccüh oldukça yüksektir. Pek çok sayıda Bulgarî nisbeli bilim insanın bulunması bunu açıkça göstermektedir. Bulgar kadısı Numan b. Yakub el-bulgarî (ö. 559/1164), Ebü l-alâ Hamid el-bulgârî bunlar arasında zikredilebilir. İtil Bulgarlarının kendi dönemlerindeki Ruslara nazaran daha yüksek bir bilgi seviyesine sahip oldukları, çeşitli bilim dallarında pek çok bilim insanının yetiştiği bilinmektedir. 4

Karahanlılarda da ilim ve kültür zengin bir biçimde gelişmiştir. Balasagun ve Kaşgar gibi hükümdarlığın en uzak coğrafyalarında bile ilim ve kültür hayatı oldukça canlı idi. Kaşgar kenti özellikle ilmin ve kültürün merkezi haline gelmişti. Doğuda Çin ve Uygur kültürlerinin tesiri görülürken, batıda İran-İslâm kültürünün etkisi daha fazla hissedilmekteydi. Karahanlılar döneminde batı topraklarında Buhara ve Semerkant iki önemli ilim merkezi oldu. Karahanlılar döneminde Buhara ve Semerkand da birçok medrese kuruldu. Bu medreselerde Kâşânî, Kündî, Elmâî, Harkânî, Nesefî, Pezdevî gibi önde gelen âlimler yetişti. Buğra Kara Hakan Ebû İshak İbrahim b. Nasr ın yaptırdığı Semerkant taki medrese oldukça şöhret sahibi idi. Buhara da Hanefi mezhebine mensup âlimleri yetiştirmek üzere kurulmuş sadr-i cihanlar, masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere kurulmuştu. On birinci ve on ikinci yüzyıllarda Karahanlıların hâkim olduğu coğrafyada üç yüzü aşkın fakih yetiştiği ve onların da dört yüze yakın eser bıraktığı bilinmektedir. Diğer sahalarda da yüzlerce eser kaleme alındı. Ancak bütün bunlardan öte Karahanlılar döneminde Kur ân-ı Kerîm in ilk defa Türk diline tercüme edildiği unutulmamalıdır. Karahanlılar döneminde yazılan Yusuf Has Hâcib in Kutadgu Bilig adlı eseri, Türk kültürü hakkında bilgi sunan en zengin kaynak hüviyetine sahiptir. 1069 veya 1070 yılında yazılan eser, aruz vezninde altı bin beş yüz beyitten oluşmaktadır. Eser Kaşgar Hâkânî lehçesiyle yazılmıştır. İdeal devlet modelini, hakanın vazifelerini ve çevresiyle ilişkilerini kaleme alan siyasetnâme türündeki bu eser, aynı zamanda İslâm kültürünün Türk kültürüne ne kadar derin tesir ettiğini göstermektedir. Eser, Tamgaç Buğra Kara Hakan Ebû Ali Hasan b. Süleyman a sunulmuştur. Eserde dile getirilen tavsiye ve hakikatlerin Kurân ve Hadis kültürünün tesirinde yazılmış olduğu görülmektedir. Almaî nin Târîhu Kaşgar ı dönemi anlatmakla birlikte günümüze gelmemiştir. Kaşgarlı Mahmud un Divânü Lügâti t-türk ü 1072-1077 yılları arasında Bağdat ta, Arap dünyasına Türkçeyi ve Türk kültürünü tanıtmak üzere kaleme alınmış bir eser olup bugün dönem hakkında en zengin malzeme ve bilgi sunan kaynak eser özelliğini korumaktadır. Selçukluların hâkimiyetinde bulunan Bağdat ta 1077 yılında Abbâsî Halifesi Muktedî-Billah a (1075-1094) sunulmuştur. Uygur alfabesiyle kaleme alınmış olan Edib Ahmed Yüknekî nin Atabetü l-hakâik adlı eseri yine bu dönemden günümüze gelen bir çalışmadır. Eser ahlak kitabı mahiyetinde bir nasihatler manzumesidir. Yesevîliğin kurucusu Ahmed Yesevî nin (ö. 1167) dizeleri de Hikmet adlı eseriyle günümüze ulaşmıştır. Hece vezni ile yazılan bu eser, Yunus Emre üzerinde en fazla tesir uyandıran eser ve üsluplardan birisidir. Müslüman Türk Devletlerinin pek çoğunda Ehl-i Sünnet anlayışının hâkim olması en belirgin özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. 5

Hint coğrafyasında İslâmiyet in yayılması için büyük çaba sarf eden Gazneli Mahmut aynı zamanda Ehl-i Sünnet anlayışının yerleşmesi için de büyük çaba sarf etmiştir. O, özellikle Fâtımîlerin Abbâsî Devleti üzerindeki baskıyı azalttı ve Fâtımî dâilerini engellemeye çabaladı. O, aynı zamanda Batınî akımlarla ve Mutezilî görüşlere sahip kişilerle de mücadele etti. Gazneli Mahmut, sarayında Hanefî ve Şâfiî âlimlerini kabul ederek birçok ilmî meclise hâmilik yaptı. Gazneli Mahmut ve Mes ûd, birçok şairi de kendi saraylarına davet etmişlerdir. Gazneliler döneminde edebiyatın çok geliştiği kabul edilir. Şehname müellifi Firdevsî dönemin en meşhur şairidir. Şair Firdevsî ve Bîrûnî gibi âlimler Sultan Mahmut tarafından büyük bir destek görmüşlerdir. Beyhakî Târîhu l-mesûdî adlı eserinde Gazneli Sultanı Sultan Mesud dönemini anlatır. Utbî, Sebüktegin ve Mahmud dönemini kaleme almıştır. Gazneli sarayında toplanan pek çok şair arasında Minuçihrî ve Ferrûhî gibi Türkler de bulunuyordu. Sultan Mahmud un sarayındaki şairlerden en meşhuru Şehnâme yazarı Firdevsî dir. Sultan Mahmud Hârizm den gelen hristiyan bilgin Ebü l-hayr İbnü l- Hammâr ı da himaye etmiştir. Sultan Mahmud, Hârizm i ele geçirdiği zaman (1017), Ebû Reyhân el-bîrûnî yi Gazne ye getirdi. Sultan Mahmud ona büyük değer verdi. O, Sultan Mahmud la pek çok Hindistan seferine katıldı. Hindistan ile ilgili gözlemlerini Tahkîk mâli l-hind adlı eserinde kaleme aldı. Aynı değer ve ilgi, Gazneli sultanları Mes ûd ve Mevdûd tarafından kenisine sunuldu. Astronomi ile ilgili eseri Kânûnü l-mesûdî yi Sultan Mes ûd a sundu. Sultan Mevdûd a ithafen de Kitâbü l-cemâhir fî Ma rifeti l-cevâhir adlı mineraller ve taşlarla ilgili eserini sundu. Gazneliler döneminin önde gelen tarihçisi Utbî, Yemîdüdevle unvanını alan Sultan Mahmud adına Târîhu l-yemînî adlı eserini yazmıştır. Bu kitap, 975-1021 yıllarını anlatmaktadır. Utbî yanında Gerdizî, Beyhakî ve İbn Hassûl da dönemin önde gelen tarihçilerindendir. Gazneliler döneminde önemli medreseler inşa edildi. Sultan Mahmud döneminde kurulan Beyhakiyye, Safdiyye, Ebû Sa d el-esterâbâdî ve Ebû İshak el-isferâyânî adındaki dört medrese, İslâm kültürünün önemli ilim merkezlerinden olmuştur. Selçuklu Devleti nin ünlü veziri, Gazne sarayında yetişmiştir. Gazneli Sultanı İbrahim her yıl Kur ân istinsah ederek onu çeşitli hediyelerle Mekke ye gönderirdi. Gazneliler döneminde tasavvuf hareketi de oldukça güçlüydü. Ali b. Abdullah el- Cürcânî, Ebû Abdurrahman es-sülemî, Abdülkerim b. Havâzin el-kuşeyrî önde gelen isimler arasında yer alır. Hârizmşahların Me mûnîler hanedanı (), ilim ve edebiyat alanında bilim insanlarını desteklerdi. İbn Sînâ, Bîrûnî, İbnü l-hammâr, Ebû Mansûr es-seâlibî gibi meşhur âlimler, Me mûnî hükümdarı Ebü l-abbâs II. Me mûn un himayesini görmüşlerdi. 6

Özellikle miladi on ikinci yüzyılda, idare merkezi olan Gürgenç en seçkin âlim ve sanatkârların buluştuğu yer haline geldi. Aynı şekilde Hârizmşahların hâkimiyetinde bulunan Buhara ve Merv kentleri de ilim merkezi haline geldi. Medreselerinin ve kütüphanelerinin çokluğu ile dikkatleri çeken bu dönem Moğolların işgallerinin öncesine tesadüf etmektedir. Hârizm bölgesi İslâm hâkimiyetine girdiği andan itibaren Sünni bir yapıya sahipti. Bu bakımdan Hârizmşahlar hâkimiyetleri altında bulunan bölgelerde bu yapıyı korumaya itina göstermişlerdir. Özellikle Hanefîlik ve Şâfiilik özel bir himaye görmüştür. Özel medreseler açılmış ve eğitim verilmiştir. Bu dönemde ön plana çıkan âlimler arasında Zemahşerî, Fahreddîn er-râzî, Necmeddîn el-kübrâ, Şehristânî gibi isimler yer aldı. Moğol istilası ile birlikte birçok âlim Hindistan, Suriye, Mısır ve Anadolu ya göç etti. Hârizmşahlar toplumunda seyitler, diğer Türk devletlerinde olduğu gibi özel bir hürmet görüyordu. Din âlimleri de özel bir sınıf oluşturmuş idi. Hârizmşahların dini hayatında tarikatlar da önemli bir rol üstlenmiştir. Irak ve Horasan bölgesinde on birinci yüzyılda kendisini hissettiren tarikatlar, on ikinci yüzyıl Hârizmşah toplumunun da can damarını oluşturmuşlardı. Hânkâh adı verilen büyük merkezler dervişlerin yetiştirildiği kurumlar haline gelmiştir. Hârizm de büyük nüfuz sahibi olan mutasavvıf Necmeddin Kübra, Moğollara karşı savaşırken şehit olmuş (ö.1221); hakkında birçok menkıbe meydana getirilmiştir. Ahmed Yesevî ve müritlerinin Hârizm bölgesinde de derin tesirleri bulunuyordu. Hârizmşahlar döneminde başta başkent Gürgenç olmak üzere Herat, Belh, Merv ve Nişâbûr gibi kentler ilim merkezleri olarak ön plana çıkmışlardı. Hârizmşahlar döneminde başkent Gürgenç, Horasan bölgesiyle yarışacak kadar ilim ve kültür noktasında yüksek seviyede idi. Kütüphaneler oldukça zengindi. Hârizmşahlar ın hâkimiyetinde bulunan tüm kentlerde birden fazla kütüphane bulunuyordu. Sadece Merv de on kütüphane vardı. Merv deki bazı kütüphanelerin onar bini aşkın kitaba sahip olduğu göz önünde bulundurulursa bu canlılığın mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Selçuklular döneminde ilim ve kültür hayatı oldukça gelişmişti. Başta hükümdarlar olmak üzere vezirler emirler pek çok medrese inşa etmişlerdir. Büyük Selçuklu Devleti nin kuruluşundan itibaren bu medreselerin inşa edildiği bilinmektedir. Tuğrul Bey Nişâbur da, Çağrı Bey Merv de, Alp Arslan Bağdat ta medrese yaptırdılar. Vezir Nizâmülmülk ün inşa ettirdiği Nizâmiye medresesi bunlar içinde en meşhur olanıydı. Medreselerde müderris, vaiz, kütüphaneci, muallim, gramerci bulunurdu. Medreselerde Kur ân, fıkıh, tefsir, hadis, nahiv, sarf, dil ve edebiyat dersleri okutulurdu. Nizâmiye medresesinde dini bilgiler yanında tıp gibi bilim dalları da okutulurdu. Melikşah döneminde bir rasathane kuruldu (1074). Matematikçi ve astronomi âlimi Ömer Hayyam rasat işleriyle meşgul oldu. O ve mesai arkadaşları Melikşah ın Celâlüddevle 7

unvanına nispetle Celâlî takvimini hazırladılar. Ebû Mansûr Abdurrahman Hâzinî, Sultan Sencer döneminde yaşadı. Astronomi ve fizik sahasında önemli çalışmaları vardı. Selçuklular döneminde yetişmiş ünlü âlimler arasında Cüveynî, Şehristânî, İbnü l- Cevzî, Gazzâlî, Serahsî yer alır. Büyük Selçuklular devrinde edebiyat sahasında Farsça gözde idi. Tefsir ilminde Büyük Selçuklular döneminde önemli çalışmalar yapılmıştır. Eserlerin tamamına yakını telif olup kullanılan dile çoğunlukla Arapçadır. Rivayet tefsirinde Vâhidî, Beğâvî, İbnü l-cevzî; işârî tefsirde Kuşeyrî; ilmî tefsirde Gazzâlî ve Râzî; Şia tefsirinde Tûsî ve Tabersî gibi müfessirler bu dönemde yetişmiştir. Anadolu da ilmî faaliyetler, 1071-1178 yılları arasında Sivas, Tokat, Amasya, Kayseri, Malatya civarında hüküm süren Dânişmendliler döneminden itibaren başladı. Bu beyliğin kurucusu Melik Ahmed Gazi, bilge bir kişi olduğu için kendisine Dânişmend denilmiştir. Melik Ahmed Gazi, fetihlere devam ederken aynı zamanda ilmî çalışmaları desteklemiş, birçok ilim ve fikir adamını himaye etmiştir. Anadolu da inşa edilen en eski medreseler Dânişmendliler zamanında Niksar, Tokat, Sivas ve Kayseri de yapıldı. Bunlar dışında Malatya birçok bölgeden gelen ilim adamlarının toplandığı bir ilim kenti olma özelliğini kazandı. İran ve Süryanî kültürünün yoğun bir şekilde hissedildiği kent Tokat gibi şehzadelerin ilim tahsil ettikleri merkez oldu. Selçuklu sultanlarının İran şahlarının ad ve unvanlarını kullanmalarında bunun etkisi bulunmaktadır. I. Gıyâseddîn Keyhüsrev in tahta ikinci defa geçiş döneminde Malatya ya Meşhur sufi İbnü l-arabî, Anadolu Ahi Teşkilatının kurucusu Şeyh Nasîruddîn Mahmud, Evhadiye tarikatinin kurucusu Evhaduddîn Kirmânî gibi pek çok âlim gelmiştir. Anadolu da inşa edilen en önemli medreseler şunlardır: Konya da İpekçi Medresesi (Altun Aba Medresesi), Sırçalı Medresesi, Karatay Medresesi; Kayseri de Sahibiyye, Sivas ta Gök Medrese; Kırşehir de Caca Bey Moğolların İslâm ülkelerini hâkimiyetleri altına almaları üzerine Moğol istilasından kaçarak Anadolu ya gelen birçok ilim adamı Anadolu daki fikrî hayatı derinden etkilemiştir. Moğolların 640 (1243) yılında Anadolu yu hâkimiyetleri altına almaları ile başlayan süreç tasavvuf hareketlerinin artmasına neden olmuş; mistik eğilim ve yaşama rağbet artmıştır. Bu dönemde fen bilimlerine ilginin azaldığı ve tasavvufî mahiyette eserlerin sayısının arttığı bilinmektedir. Bununla birlikte Anadolu coğrafyasında astroloji kültürünün çok yaygın olduğu ve sultanlara bu hususta birçok eser takdim edildiği görülmektedir. Bu tabiattan güç alan siyasetçinin insanlar üzerinde yarattığı etkiye dayanmaktadır. Bunun yanında ilerleyen yıllar içinde on üçüncü asrın sonlarına doğru astronomi, fizik, tıp, matematik gibi bilim dallarına ilgi duyulmuş, bunlarla ilgili bilgileri almak üzere ilim yolculuğu yapanlar ile bu hususta kitap telif edenlerin sayısı artmıştır. Anadolu nun birçok yerinde inşa edilen Dârüşşifâ, Dârülafiye, Dârussıhha 8

aynı zamanda tıp eğitiminin verildiği kurumlar oldu. Diyarbekir Artuklular dönemi bilginlerinden Cizreli Ebü l-izz in otomatik makinelerin projelerini çizdiği çalışması burada unutulmamalıdır. Anadolu Selçukluları döneminde Türkler, medreseler dışında darüşşifa, rasathane, gibi yapılarla Anadolu hayatına ilim önemli katkılar sağlamışlardır. 14.2. KÜLTÜREL HAYAT Müslüman Türk devletlerinin sultan, emir veya devlet başkanları bulundukları coğrafyalarda her zaman kültür hayatını desteklemişler, zenginleşmesi için özel çaba sarf etmişlerdir. Hatta bizzat kendileri kültürün canlı kalmasına katkı sağlamışlardır. Ahmed b. Tolun un edebiyat ve musikiye olan merakı, Türkçe şiirler yazdığı bilinen hususlardandır. Sarayda önde gelen dil âlimleri veliahtları ve devlet adamlarının çocuklarını yetiştirmek için özle çaba sarf ediyorlardı. Müslüman Türk devletlerinin bir kısmında İslâm kültürüyle kaynaşma sürecine bağlı olarak eski kültürlerinin devamı olan örf ve adetlere rastlanıyordu. İbn Fadlân ın ziyareti esnasındaki gözlemlerine göre Bulgarlar aile ilişkilerinde ve miras meselelerinde İslamî kurallara uymuyorlardı. Ölen babaya kardeş varis olurdu. Bu arada katl, fuhuş ve hırsızlığın cezası ölümdü. Türk örfünün bir devamı olarak İtil Bulgarlarında resmi kabullerde hakanın yanında karısı bulunurdu. Hükümdar çarşıdan geçerken herkes ayağa kalkar, başını açardı. Bugün Anadolu Türk toplumunda olduğu gibi kadın erkek ilişkilerinde karşısındakini kardeş olarak algılamaktan doğan daha rahat bir tutum izlenirdi. Ancak ahlakî açıdan nezaket ve temel kurallar ön planda kalırdı. Zina en büyük suçlardan birisiydi. Karahanlılar Devletine genel olarak baktığımızda devletin batı kısmının İran-İslâm kültürünün, doğu bölümünün ise Çin ve Uygur kültürlerinin tesirinde olduğu görülmektedir. Bu durum güçlü bir sentezin ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. Buna ilave olarak Türk kültürünün korunması adına da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle Türk-İslâm Edebiyatının ilk ve en önemli eserleri bu dönemde ve bu coğrafyada vücuda getirilmiştir. Geçen seneki Osmanlı Türkçesi derslerinden hatırlayacağınız üzere Türkçe, Uygur ve Arap alfabeleriyle yazılmıştır. Karahanlıların kullandığı Türkçe ye Karahanlı Türkçesi veya Hâkâniye Türkçesi denilirdi. Çağatay Türkçesinin oluşumuna kadar Orta Asya da müşterek olarak kullanılmıştır. Karahanlı Türkçesi ile yazılmış olan Kutadgu Bilig, Divan-ı Lügâti t-türk, Divan-ı Hikmet gibi örnek olarak zikredilebilir. Türk kültüründe hükümdarlar çeşitli vesilelerle halka açık sofralar kurarlardı. Ziyafete katılanlara yemek haricinde çeşitli hediyeler (diş kirası) verilirdi. Ayrıca hükümdar düzenlenen ziyafet sonrasında kurulan ortamdaki eşyaları bağışlardı. Buna yağma denirdi. 9

Gaznelilerde sarayda ve orduda Türkçe konuşulurdu. İlmî eserler Arapça yazılırdı. Farsça da gelişmiş olmakla birlikte devletin resmî dili Arapçadır. Hârizmşahlarda bazı üzücü hâdiseler sonucunda genel matem tutulduğu olurdu. Sultan Sencer in ölümü üzerine matem tutulduğu bilinmektedir. Genelde sultan türbelerine iltica etmek suretiyle af dilemek bir âdet haline gelmişti. Ancak her zaman işe yaramayabiliyordu. Reaya çok geniş bir kesimi oluşturuyordu. Onların önde gelenleri dahi devlet yönetimine alınmazdı. Hanedan mensuplarının ve önde gelen kişilerin tüccarlar vasıtasıyla ticarete katılırlardı. Çarşılar sokaklarda üstü örtülü ve belli esnaflara ayrılmış kısımlardan oluşurdu. Hârizmşahlar toplumunu oluşturan bir kesim de işsiz ve fakirlerden oluşan ve kendilerine rind denilen kişilerdi. Bunlara Horasan bölgesinde ayyâr ve şettâr adları veriliyordu. Hârizmşahlarda resmi yazışma dili Farsça idi. Türkçe ise saray erkânı ve orduda kullanılıyordu. Halk arasında özellikle göçebe topluluklarda Türkçe nin canlı kalmasını sağlayan en önemli etkenlerden birisi Ahmet Yesevî nin şiirleri ve sohbetleridir. Moğol hâkimiyeti sırasında Rabguzî nin yazdığı Türkçe Kısasu l-enbiyâ, on dördüncü asrın başlarında Hârizm bölgesinde İslâmiyet i henüz kabul etmiş veya tanımak üzere olan kişilerin ihtiyacını karşılamak üzere kaleme alınmıştı. Selçukluların tarih sahnesine çıktığı dönemde Abbâsî Halifesi Kâim-Biemrillah (423-468/1031-1075) Şii Büveyhî iktidardan kurtulmak üzere Tuğrul Bey i Bağdat a davet etmiş; sonuçta Selçuklular Büveyhî iktidarına son vermişti. Abbâsî halifeliği manevî otoritesini sürdürmekle birlikte Selçuklular uzun yıllar siyasî hâkimiyeti ellerinde bulundurdular. Selçuklular bu hâkimiyeti sağladıktan sonra sünnî anlayışın hâmisi durumuna yükseldiler. Zira Selçuklular da sünnî yapı hâkimdi. Hanefî ve Şafii mezhepleri tercih ediliyordu. Bâtınî mezheplere karşı mücadele veriliyordu. Selçuklu devletinde mezhepler arasında çatışmanın çıkmaması için gayret sarf ediliyordu. Hristiyan ve Musevi unsurlar da din ve vicdan hürriyetinden olabildiğince istifade ediyorlardı. Selçukluların hâkim olduğu coğrafyalarda farklı din ve görüşlere hoşgörülü yaklaşımı zengin fikir ve düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Anadolu da on ikinci yüzyılda başlayan bu hoşgörü yaklaşımı on üçüncü yüzyılda Mevlânâ Celâleddîn Rûmî ve Yunus Emre gibi şahsiyetleri doğurmuştur. Anadolu Selçuklu coğrafyasında yetişen âlimler arasında yer alan Kadı Burhâneddin (ö. 1211) eserini I.İzzeddîn Keykâvus a takdim etmiştir. On üçüncü yüzyılda yaşayan İbn Bîbî, Anadolu Selçuklularının tarihini kaleme aldığı Evâmirü l-alâiyye adlı kitabıyla meşhur olmuştu. Anadolu da yaşayan, yetişen veya bulunmuş olan birçok mutasavvıf bulunmaktadır. Bunların en meşhuru Muhyeddîn Arabî dir (1165-1240). Konya da yaşayan Muhyeddîn Arabî nin görüşleri öğrencisi Sadreddîn Konevî (ö. 1274) tarafından sürdürülmüştür. 10

Moğol akınlarından kaçan birçok ilim ve fikir adamının Anadolu ya sığınması fikir ve ilim hayatının zenginleşmesi bakımından önemli bir tesir oluşturdu. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî (ö. 1273) küçük yaşta babası Bahâeddîn Veled le Konya ya geldi (1228). Bahâeddîn Veled, Selçuklu Sultanı Alâeddîn Keykûbad tarafından Konya ya davet edildi. 1231 yılında ölümü üzerine babasının görevleri Mevlânâ ya verildi. Mevlânân sağlığında bir tarikat kurmadı, bir şeyh gibi davranmadı. Ancak dönemini devlet adamlarından ve halktan büyük sevgi ve saygı gördü. Gıyâsüddîn Keyhüsrev in gürcü eşi Mevlânâ nın sohbetlerinden istifade ediyordu. IV. Rükneddîn in eşi Gömeç Hatun da Mevlânâ dan istifade edenler arasında yer aldı. 1266 yılında Moğollar tarafından öldürülen Sultan IV.Kılıç Arslan da Mevlânâ yı sarayında ağırlayan sultanlar arasında yer alır. Mevlânâ nın yaşadığı dönemde Selçuklu toprakları Moğol hâkimiyetinde idi. İslâmiyet i sathî bir şekilde kabul etmiş olan Babâî gibi çeşitli Türkmen kitlelerinin faaliyetleri yoğundu. Farklı grup ve anlayışların çekiştiği bir ortamda, Mevlânâ nın birleştirici bir rol üstlendiği açıktır. Onun her kesimle irtibatı dostluğu pekiştirmiştir. Cenazesinde her ırk ve dine mensup pek çok kişinin katılımı onun sağladığı sevgi selinin en açık tezahürlerinden birisidir. Din ve edebiyat sahasında Türkçenin en güzel dizeleri Yunus Emre (ö. 1320) tarafından kaleme alındı. Yunus Emre nin din farkı gözetmeksizin dile getirdiği dizeler insanları Allah sevgisinde ve kâmil insan olma yolunda birleştirmiştir. Selçuklular döneminde Kayseri de teşekkül eden Ahi Teşkilatı yanında Türkmen kadınları da Bâciyân-ı Rûm teşkilatını kurmuşlardır. Ahi teşkilatının kadınlar kolu olan bu yapı, Türkmen şeyhi Evhaddüddîn Kirmânî nin kızı ve Ahi Evran ın eşi olan Fatma Bacı liderliğinde teşekkül etmiştir. Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu hristiyanları Bizans dönemine nazaran daha mutlu bir yaşayışa ve din özgürlüğüne sahip oldular. Zaman zaman Antakya, Malatya gibi kentlerde yaşayan halkların yöneticilerinden şikayetleri üzerine Selçuklu sultanlarının bu kentleri daha kolay hâkimiyetleri altına aldıkları; onlara büyük bir şefkat ve hoşgörü sergiledikleri bilinmektedir. Müslümanlarla hristiyanlar arasında çok sayıda evliliğin gerçekleşmesi, bu evliliklerde hristiyanların kendi din ve inanç özgürlüklerini rahatça yaşamaları bu hoşgörünün bir tezahürüdür. Selçuklu vakıflarından Müslüman-gayrimüslim herkes faydalanabiliyordu. Kervansaraylar herkese açıktı. Anadolu Selçuklularının hoşgörü ve yardım özelliğinin en bariz örneklerinden bir kısmı Haçlı ordularının yürüyüşü sırasında yaşanmıştır. Konrad yönetimindeki Alman ordusunun Antalya ya ulaşma çabası sırasında büyük kayıplar vermeleri, açlık vb. sorunlarla yaralıların ortalarda bırakılması üzerine Anadolu topraklarında kalan bu kişiler Selçuklu Türkleri tarafından gözetilmiş, yaralıları tedavi edilmiştir (1047). I. Kılıç Arslan ın Haçlılarla yaptığı çetin savaşlara rağmen hâkimiyetindeki hristiyan 11

halka müsamaha ile davrandı. Birlikte yaşamın tabii bir tezahürü olarak İslâm ve Hristiyan kültürünün bazı değerleri birbiriyle meczolmuş, ortak değer şeklinde dönüşmüştür. Aya Yorgi kutlamalarının Hızır-İlyas kutlamalarıyla aynı tarihe denk gelmesi bunun ilginç örneklerinden birisidir. Anadolu ve Balkanlar da birçok Aya Yorgi ye ait makam, kilise ve manastır Hızır-İlyas a mal edilmiştir. ÖZET Türk-İslâm devletleri başlangıçtan itibaren sünnî ve genellikle hanefî bir yol izlemişler; bâtınîlik ve Şiilik ile mücadele içinde olmuşlardır. Sultanların tamamı ilmi ve âlimleri desteklemiştir. Âlimler gördükleri himayenin medyunu olarak ilim ve kültür dünyasını aydınlatan önemli eserler vücuda getirmişlerdir. Türklerin İslâmiyet i benimsedikleri en erken tarihlerden itibaren büyük bir kısmı günümüze gelen maddîmanevî eserler bunun en açık delilidir. Türklerin İslâm dünyasına girişleri ile başlayan süreçte kültürel etkileşim de yaşanmıştır. Türkler İslâm dinini kabul ettikten sonra büyük ölçüde yaşam biçimlerini şekillendirmiş iseler de eski Türk örf ve adetleri ile inançların bir kısmı devam etmiştir. Bugün gerek Orta Asya gerekse Anadolu da gözlemlenen yapı bunun bir işaretidir. Türklerin İslâmiyet i kabulü ve asırlar içinde kurdukları devletler ile ortaya çıkan coğrafyada Balasagun dan İznik e, Sinop tan Fustat a geride bırakılan kültür mirası Türklerin İslâmiyet e verdiği değerin ve İslâm ı yüceltme duygusunun en güçlü tezahürüdür. 14.6. DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi Gazneli sarayının önde gelen şairlerinden birisidir? a) İbn Zulâk b) Mütenebbî c) İbn Dâye d) Firdevsî e) Sülemî 2. Aşağıdaki Türk Devletlerinden hangisinde Kur ân-ı Kerîm ilk defa Türkçeye tercüme edilmiştir? a) Gazneliler b) Tolunoğulları c) Selçuklular 12

d) İhşidîler e) Karahanlılar 3. Bir ahlak kitabı hüviyetine sahip Atabetü l-hakâyık adlı eserin müellefi aşağıdakilerden hangisidir? a) Kaşgarlı Mahmud b) Yunus Emre c) Edib Ahmed Yüknekî d) Yusuf Has Hâcib e) Mevlânâ 4. Meşhur sufi İbnü l-arabî, Anadolu Ahi Teşkilatının kurucusu Şeyh Nasîruddîn Mahmud, Evhadiye tarikatinin kurucusu Evhaduddîn Kirmânî gibi pek çok âlimin geldiği ve faaliyet gösterdiği Anadolu Selçuklu kenti aşağıdakilerden hangisidir? a) Tokat b) Malatya c) Kayseri d) Antalya e) Konya 5. Aşağıdakilerden hangisi Gazneli sultanları tarafından himaye gören âlimlerden birisi değildir? a) Utbî b) Bîrûnî c) Beyhakî d) Firdevsî e) İbnüddâye Cevap Anahtarı: 1. d, 2.e, 3. c, 4. b, 5.e. 14.7. KAYNAKLAR Yazıcı, Nesimi, İlk Türk-İslâm Devleti: İtil (Volga) Bulgar Hanlığı (VII-XV. Yüzyıllar), Diyanet İlmi Dergi, XXIX/1 (Ankara 1993), s. 57-69. Yazıcı, Nesimi, İlk Türk-İslâm Devletleri Tarihi, 6. Baskı, Ankara 2007. 13

Palabıyık, M.Hanefi, Gaznelilerin Hindistan Seferleri, Ekev Akademi Dergisi, XI/32 (Erzurum 2007), s. 139-152. Özaydın, Abdülkerim, Hârizm, DİA, XVI (İstanbul 1997), s. 217-220. Taneri, Aydın, Hârizmşahlar, DİA, XVI (İstanbul 1997), s. 228-231. Karahanlılar Çetin, Osman, Türk-İslâm Devletleri Tarihi, İstanbul 2009. Hasan İbrahim Hasan, Siyasî Dinî Kültürel Sosyal İslâm Tarihi (trc. İsmail Yiğit v.dğr.), I-VI, İstanbul 1985-1986. Hitti, Philip K., Siyâsî ve Kültürel İslâm Tarihi (trc. Salih Tuğ), İstanbul 1980. Merçil, Erdoğan, Müslüman-Türk Devletleri Tarihi, 6. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2011. Sayılı, Aydın, Bilimin Tarihsel Gelişmesine Türklerin Katkıları, Uluslar arası İbn Türk, Hârezmî, Fârâbî, Beyrûnî ve İbn Sînâ Sempozyumu Bildirileri: Ankara 1985, Ankara 1990, s. 5-10. Kartal, Ahmet, Şiraz dan İstanbul a: Türk-Fars Kültür Coğrafyası Üzerine Araştırmalar, İstanbul 2010, s. 344-359. Paydaş, Kazım, Mevlânâ Celâleddin in Anadolu Selçukluları İle Olan Münasebetleri, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, XVIII (Temmuz Aralık 2007), s. 23-35. Özgel, İshak, Büyük Selçuklular Döneminde Tefsir İlmi ve Müfessirler, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi V/2 (2005), s. 31-51. Şeker, Mehmet, Milletimizin Anadolu da Birarada Yaşama Tecrübesi, Dinin Dünya Barışına Katkısı, Ankara 2006, s. 110-134. Yazıcı, Nesimi, Osmanlı Öncesinde Anadolu da Müslüman Türklerde Hoşgörü ve Birarada Yaşama Kültürü Üzerine Bir Değerlendirme Denemesi, Uluslar arası Türk Dünyasının İslâmiyete Katkıları Sempozyumu, Isparta 2007, s. 335-345. Muheymid, Ali b. Salih, Karahanlılar ve İslâm ın Yayılmasındaki Katkıları (trc. Ali Aksu), Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, V/1 (Sivas 2001), s. 281-309. 14