Şaşırtan Bukalemun Etkisi! CLEARFIL MAJESTY TM ES-2



Benzer belgeler
Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER

ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNİN TANITIMI

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

Estetik ve konvansiyonel diş hekimliği adına tüm dental tedaviler için alt yapı ve teknolojik olarak hazırız.

GC Türkİye. Kış. Kampanyaları

diastema varlığında tedavi alternatifleri

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: IŞIL DOĞRUER. İletişim Bilgileri: Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

EĞİTİM DANIŞMANLARI Serdar Gürel Özlem Coşkun

Empress Direct System

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir:

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: GÜLCE ALP. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla/ İSTANBUL

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BAHAR GÜRPINAR. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

Hasta bilgilendirme broşürü. Tam-seramik. ile mükemmel dişler

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PROGRAM YETERLİLİKLERİ

Heliomolar. Family. Başarıya götüren üçlü Heliomolar, Heliomolar HB ve Heliomolar Flow

kapatılmasında, kaide maddesi olarak, kavitelerin kaplanmasında, sınıf III ve V kavitelerde kullanılabilmelidir.

FARKLI IŞIK KAYNAKLARI İLE POLİMERİZE EDİLEN REZİN SİMANIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TEK BİLEŞENLİ SELF-ETCH BONDİNG

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI SEKTÖRÜ

Minimal Girişimsel Yaklaşımlarda Kullanılan Estetik Restoratif Materyaller

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu.

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI KLİNİK UYGULAMA BARAJLARI

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2)

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BAHAR ELTER. İletişim Bilgileri: Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

D İ Z İ N. Yücel Yılmaz, İlknur Tosun. Acta Odontol Turc 2013;30(3):123-7 (32 ref) TK

PROF.DR.L.ŞEBNEM TÜRKÜN

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

KOMPOZİT RESTORASYONLARDA BAŞARISIZLIK NEDENLERİ

Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi

Yrd. Doç. Dr. Özlem ÇÖLGEÇEN

Prof. Dr. Nuran Ulusoy. Kompozit Dolgu Maddeleri

Alt santral-lateral diş kök kanal tedavisi. Alt kanin diş kök kanal tedavisi. Üst molar diş kök kanal tedavisi. Alt molar diş kök kanal tedavisi

CAM İYONOMER SİMANLAR ŞEBNEM TÜRKÜN. Prof. Dr. L. Şebnem Türkün

Sabit Protezler BR.HLİ.011

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ UZMANLIK ÖĞRENCİSİ GENİŞLETİLMİŞ MÜFREDAT PROGRAMI

BİTİRME VE PARLATMA İŞLEMLERİNİN FARKLI KOMPOZİT REZİNLERİN YÜZEY ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ

DİŞ HEKİMİ A- GÖREVLER

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Yüksek Lisans Diş Hekimliği Fakültesi Ege Üniversitesi 2004 Doktora

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Diş Hekimliği. Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı

BAĞDAT CADDESİ LEVENT ACARKENT

AKADEMİK ÜNVANLARI. Üniversite Ülke Yıl. Lisans Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Türkiye 2010

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Daha güzel bir gülümseme mi istiyorsunuz?

Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Pedodonti Anabilim Dalı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Polimer Mühendisliği Bölümü. Polimer Nedir?

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

ÖZET all ceramic all you need

KÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI STAJ PUANLARI ve STAJ DERSİNİN SORUMLU ÖĞRETİM ÜYESİ

Tetric N-Collection. En yeni Koleksyonumuzu keşfedin. Nano-optimize restoratif sistem. Tetric

3M Oral Care. 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit.

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

Her şey geçiciler için

KOMPOZİT DOLGULARIN POLİSAJINDAN SONRA UYGULANAN GLAZE İŞLEMİNİN İN VİVO VE İN VİTRO OLARAK ARAŞTIRILMASI

CV - AKADEMİK PERSONEL

AKILLI SİSTEMLER VE BİLGİ ÇAĞI ÜRÜNLERİ

Geleceğin Kompozit teknolojisi

FARKLI YERLEŞTİRME TEKNİKLERİNİN VE IŞINLAMA SÜRELERİNİN REZİN KOMPOZİTLERİN MİKROSERTLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

GLUMA Ömür boyu güçlü bağlantı.

E.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ KAMU HİZMET STANDARTLARI

FARKLI POLĐSAJ TEKNĐKLERĐNĐN ESTETĐK KOMPOZĐTLERĐN YÜZEY PÜRÜZLÜLÜĞÜ ÜZERĐNE ETKĐLERĐ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA KULÜBÜMÜZÜN SUNUMU

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI

Dişhekimi. Telio. Tek elden geçici restorasyon. Telio CAD. Telio LAB. Telio CS

Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015

Fill-Up! Derin. Hızlı. Mükemmel.

FARKLI POSTERİOR KOMPOZİT REZİN MATERYALLERİN MİKROSERTLİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ*

Farklı İçeriğe Sahip Estetik Restoratif Materyallerin Polimerizasyon Sonrası Renk Değişimlerinin Değerlendirilmesi

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI KLİNİK STAJ BARAJLARI

Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ HAKKINDA KARŞILAŞTIRMALI BİLGİ NOTU

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı

Advanced Prep & Finishing Set for Cerec Restorations

ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİLERDE YAYIMLANAN MAKALELER. 1- Guler AU, Kurt S, Kulunk T. Effects of various finishing procedures on the staining of

ARALIK 2013 İÇİNDEKİLER

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ UZMANLIK EĞİTİMİ GENİŞLETİLMİŞ MÜFREDAT PROGRAMI

Nexco Flask. Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla. Çabucak venerleme

POSTERİOR DİŞLERDE DİREKT ve İNDİREKT YÖNTEMLERLE YAPILAN ESTETİK RESTORASYONLARDA BAŞARI BİTİRME TEZİ

ÖZGEÇMİŞ Yrd.Doç.Dr. ÖZLEM ÇÖLGEÇEN

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans ve Yüksek Lisans. Diş Hekimliği Fakültesi Ankara Üniversitesi 1973

OPAK RENKLİ KOMPOZİT REZİNİN IŞIK GEÇİRGENLİĞİNE ETKİSİ

Transkript:

Şaşırtan Bukalemun Etkisi! CLEARFIL MAJESTY TM ES-2 01

01. sayımızda İÇİNDEKİLER İ Ç İ N D E K İ L E R Dergi Adı G MAG Diş Hekimliği Dergisi İmtiyaz Sahibi Ünzile Kaymak Aksakoğlu Sorumlu Editör Prof. Dr. Ebru Çal İdare Merkezi Gülsa Tıbbi Cihazlar A.Ş. Meriç Mah. 5627 Sk. No.10 Çamdibi 35090 Bornova / İzmir Tel: 0 232 469 00 33 Fax: 0 232 469 09 00 www.gulsa.com.tr Yayın Türü Yaygın Süreli 6 Ayda Bir Yayınlanır. Tasarım ve Baskıya Hazırlık Recro Creative Baskı Printer Ofset 865 Sk. No.23 Kemeraltı / İzmir 0 232 489 88 03 Baskı Tarihi 25 / 05 / 2015 Dergimizde yayınlanan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yazılar kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Prof. Dr. Celal Artunç Yüzü Geleceğe Dönük bir Fakülteyiz Mehmet Ali Kılıçarslan: Meslekte Sorun Var mı? Dünden Bugüne Kompozit Resinler Bir Doktorun İzinde Bir Doktorun Gözüyle Capri Adası Döner NiTi aletler ile genişletme ve şekillenmede dikkat edilecek hususlar Genç EDAD söyleşisi Adeziv bağlayıcı sistemler üzerine bir güncelleme Çok Uluslu İki Japon Firmanın Ortaklığı Kuraray Noritake Dental Yaşama Dair 04 10 14 24 30 34 38 46 50 02

editörden. Prof. Dr. EBRU ÇAL E D İ T Ö R D E N Sevgili Okurlar, İlk kelimesi hedefe ulaşmak için çıkılan yolun coşkusunu, yeniliklerin heyecanını, güzel olacağı bilinse de öngörülemeyenlerin tatlı kaygısını anlatır. G-Mag in düşünce olarak gündemimizde yer almaya başlamasının ardından ilk sayının size ulaştığı şu ana kadar hislerimiz hiç farklı olmadı. Uzun süredir devam eden çalışmalarımız sırasında yaşadığımız coşku, heyecan eminiz lar arasında dolaşırken sizlere de ulaşacak. Mesleğimize gönül veren doktorların katkılarıyla yaratılan G-Mag sadece diş hekimlerinin değil, bu sektörün tüm çalışanlarının ya da rastlantıyla dergiyi edinenlerin ilgisini çekecek bölümlerden oluşuyor. G-Mag ilk sayısında alanlarında çok özel ve etkin olan uzmanların bilimsel makalelerini, diş hekimliğinin güncel sorunlarını, Genç EDAD grubunu sizlerle buluşturuyor. Sektörde uzun yıllardır varlığını başarıyla sürdüren Kuraray-Noritake firmasını ve Japon kültürünü bu sayımızda daha yakından tanımanızı hedefledik. Ege Bölgesinden köken alarak sizlere ulaşan dergimizin ilk sayısında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine yer vermeden geçemezdik... Sevgili Dr. Lakme Toktaş ın canlı ve neşeli gezi yazılarını yine elinizdeki ların arasında bulacaksınız ve birlikte Capri adasına kadar uzanacağız. Yaşama dair paylaşımlar bölümünde yer verdiğimiz deneme yazılarını okurken duygu yüklü anlar yaşayacaksınız... Her kelime, her satır, her, her makale, her sayıda bu coşku ve heyecanımızı umarız yıllar boyunca sizlere taşıyabilelim. Haydi şimdi, birlikteliğimizin keyfini yaşama zamanı... 03

SÖYLEŞİ Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Yüzü geleceğe dönük bir FAKÜLTE Türkiye nin ve Ege Bölgesi nin ilk kurulan Diş Hekimliği Fakülteleri arasında yer alan Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini; Dekan Prof. Dr. Celal Artunç değerlendirdi... Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof Dr. Celal Artunç ile sosyal sorumluluk projelerinden, rakamlarla fakülte verilerine; ülkemizdeki diş hekimlerine yönelik politikalardan, meslek sonrası eğitimlerin de konuşulduğu kapsamlı bir söyleşi yaptık. 04

Fakültenizin geçmişi hakkında bize bilgi verir misiniz? Özellikle yetersiz zamana veya ergonomik koşullara uyulmamasına bağlı olarak gelişen yorgunluk; tüm Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 1968 yılında, Dekan Prof. Dr. Fakültemizde teknolojik gelişmeleri dünyada meslekte yol aldıkça diş hekimlerinin kar- İsmail Ulutaş önderliğinde kuruldu. yakından takip ederek bu konuda diğer Fakültelerimize de öncü olmaya Temelde 3 bina üzerine kurulu olan fakültemiz, eğitim faaliyetleri, araştırmalar ve değişen diğer ihtiyaçlara karşılık vermek üzere 1995 yılında, bu günkü haline getirildi. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi; eğitim şısına çıkmaktadır. çalışıyoruz. CAD- CAM Eğitim Kliniği: Tek kaplamaları, tüm ağız köprülerini, estetik implant üstü protetik uygulamaları kalitesi, uzman kadrosu ile 21. yüzyıla taşınmaktadır. Fakülte 200 den fazla eğitimci, klinisyen ve araştırmacı, 200 ü aşkın personeliyle akademik eğitiminin yanı sıra, 900 den fazla öğrenciye 5 yıllık tezli yüksek lisans eğitimi vermektedir. ve porselen dolguları tek seansta ölçü almadan sıfır hatayla hazırlama imkanı sunan CAD-CAM Eğitim Kliniği açıldı. Çene Yüz Protezleri Kliniği Yeniden Yapılandırıldı : Bu kliniğin yeniden yapılandırılması ile 2009 yılında 17 hastaya hizmet verilmişken, 2013 yılında bu sayı 131 e yükselmiştir. 2015 yılı itibariyle Fakültenizin akademik yapısını bizimle paylaşır mısınız? Fakültemizde şu anda 66 profesör, 19 doçent ve 1 yardımcı doçentten oluşan öğretim üyesi kadrosu ile eğitim verilmektedir. Doktorasını tamamlamış 24 asistanımızın yanı sıra şu an 60 öğrencimiz doktora eğitimine, 43 öğrencimiz de uzmanlık eğitimine devam etmektedir. Diş Hekimliğindeki teknolojik gelişmeler ve yenilikleri ne ölçüde kullanabiliyorsunuz? Ultrason Kliniği: Radyasyon almadan baş-boyun bölgesine ait şişliklerin, çene eklemi hastalıklarının tanı ve teşhisinde yardımcı bir görüntüleme yöntemidir. Erzurum, Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültelerinden sonra Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi bünyesinde de bu klinik açılacaktır. 05

ile özellikle çocuk yaşlarda başlayan, erişkinlerde yüksek oranda görülen diş hekimi korkusunun yenilmesinde büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Böylelikle ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenen bireyler kazanılacaktır. Dental Volumetrik Tomografi İle Hasta Kuyruğuna Son: Görüntüleme yönteminde gerçek bir ilerleme olarak kabul edilen Dental Volumetrik Tomografi Cihazı ile daha geniş bölgeyi içine alan röntgen çekme olanağı sağlanmış olup, tedavi için yanılma payını minimuma indiren teşhis konulabilme olanağı yaratılmıştır. Bu teknoloji ile hem hastaların bekleme süresi azalmış hem de teşhis koyma kolaylaşmıştır. Yıllık ortalama 500.000 görüntü sisteme aktarılmakta ve 2 milyon görüntü arşiv kaydı olarak saklanmaktadır. Bu kiniklerimiz dışında dijital görüntüleme sistemi oluşturularak yıllık ortalama 500.000 görüntü sisteme aktarılmakta ve 2 milyon görüntü arşiv kaydı olarak saklanmaktadır. Hasta Veri Programı: Kağıt israfını önlemek için oluşturulan bu program, istekler doğrultusunda geliştirilmektedir. Hasta veri programı ile ilk muayeneyi yapan hekim hastanın hangi anabilim dallarında tedavi olacağını online ortama aktarıyor. Hasta protokol numarasıyla sisteme giren hekim hastanın ne tür bir tedaviye ihtiyaç duyduğunu tespit ederek, tedavisini gerçekleştirmektedir. Mevcut klinik yapılanmanız içerisinde yılda kaç hastaya diş sağlığı hizmeti verebiliyorsunuz? Kliniklerinizde standart diş hekimliği uygulamaları dışında öne çıkan yaklaşımlar nelerdir? Yıllara göre değerlendirmek gerekirse; YILLAR İLK KEZ GELEN HASTA ÖNCEDEN KAYITLI HASTA TOPLAM MÜRACAAT Lazer Kliniği: Modern diş hekimliğinde kullanılan lazerlerin birçok uygulama alanı vardır. Çok sayıda avantajı olan lazer uygulamaların neredeyse hiçbir yan etkisi yoktur. Lazerler diş hekimliğinde sert ve yumuşak doku uygulamalarında, implantolojide, ağız cerrahisinde ve diş beyazlatma gibi çok geniş kullanım alanı bulmaktadır. 2009 29.473 47.800 77.273 2010 31.628 50.662 82.290 2011 47.006 68.600 115.606 2012 47.731 67.635 134.372 06 Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi olarak kuracak olduğumuz lazer kliniğinde gerçekleşecek olan lazer tedavi uygulamaları 2013 49.182 73.894 174.316 2014 (Ekim) 36.754 60.350 153.453

Kliniklerimizde standart diş hekimliği uygulamaları dışında; ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçli nesiller yetiştirebilmek için koruyucu hekimlik çalışmaları yapıyoruz. Onkoloji hastalarına kemoterapi tedavi öncesinde ağız ve diş sağlığı açısından bu süreci rahat atlatabilmeleri için tetkik ve tedavilerini gerçekleştiriyoruz. Oldukça köklü bir geçmişe sahip olan Fakültenizin Türkiye deki Diş Hekimliği Fakülteleri arasındaki yerini değerlendirir misiniz? Bizim Fakültemiz Ege Bölgesi nin ilk Diş Hekimliği Fakültesi olmakla birlikte Türkiye nin ilk kurulan Diş Hekimliği Fakülteleri arasında yer almaktadır. Köklü bir geçmişi olması nedeniyle geleneklerine bağlı ancak teknolojiyi yakından takip ederek, bilimsel gelişmelere katkı sağlaması nedeniyle yüzü geleceğe dönük bir Fakülteyiz. Lisans eğitim programlarınızın diğer fakültelere göre farklılıkları nelerdir? Öncelikle belirtmek isterim ki; 5.sınıf öğrencilerimizin eğitim görmüş olduğu Multidisipliner Eğitim Kliniği nde vermiş olduğumuz eğitim Türkiye nin pek çok Diş Hekimliği Fakültesi nde uygulanmamaktadır. Öğrencilerimiz bu klinikte serbest bir diş hekimi gibi çalışmakta, hastalarının tüm tedavilerini asistanlarımızın ve öğretim üyelerimizin eşliğinde gerçekleştirmektedir. Diğer Fakültelerden farklı olarak; ders programlarımızda yer alan Topluma Hizmet Uygulamaları Dersleri yolu ile öğrencilerimizi sadece iyi birer diş hekimi olarak yetiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal konularda farkındalık yaratan, kamuoyunu harekete geçiren toplumsal projeler üretmelerini de sağlıyoruz. Mezunlarınızın DUS da elde ettikleri sonuçları bizimle paylaşır mısınız? Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi olarak lisans yerleştirme sınavlarında ilk sıralarda tercih edilen bir Fakülteyiz. Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavlarında da (DUS) Türkiye derecesi yapan öğrencilerimiz uzmanlık eğitimleri için bizim Fakültemizi tercih etmiştir. 2012 yılı İlkbahar Dönemi ve 2013 yılı Sonbahar Dönemi Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavında Türkiye Birincisi, 2014 yılı Sonbahar Dönemi Türkiye 7.cisi olan öğrencilerimiz Uzmanlık eğitimlerini Fakültemizde almak üzere bizi tercih ettiler. Bizim öğrencilerimiz de Fakültemizde verilen teorik eğitimin yeterliliğini DUS sınavındaki başarıları ile kanıtlamışlardır. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda ülkemizdeki diş hekimlerine yönelik politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim ve öğretim kalitesi açısından değerlendirildiğinde gelişmiş ülkelerin daha ilerisinde bir gelişme kaydetmiş durumdayız. Fakültenizin günümüzdeki fiziksel yapısı ile ilgili bizi bilgilendirir misiniz? Fakültemizin fiziksel yapısı ile ilgili yenileme çalışmalarımızı anabilim dallarına göre sıralayacak olursak; Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı nda; Hasta bekleme bölümü ve doktor kliniği yenilendi, ameliyathanenin bakımı yaptırıldı, seminer odası canlı ameliyat izlenebilecek duruma getirildi. Ağız, Diş ve Çene ve Radyolojiisi Anabilim Dalı nda; Hasta çağırma ve hasta takip sistemi oluşturuldu, buradaki röntgen cihazlarımız ve fiziki koşullarımız yenilendi. Endodonti Anabilim Dalı nda; Diş Hekimliğinde uzmanlaşmanın başlaması ile birlikte, Diş Hastalıkları ve Tedavisi ile Endodonti Anabilim Dalları, 6 Ocak 2011 Tarihinde Yükseköğretim Kurulu nun (YÖK) aldığı bir kararla iki ayrı anabilim dalı olmuştur. Bu kararla yaklaşık 42 yıldır iç içe çalışan Diş Hastalıkları ve Tedavisi Bilim Dalı ile Endodonti Bilim Dalı uzmanlık eğitiminde de iki ayrı anabilim dalı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu ayrılış nedeniyle Endodonti Anabilim Dalı için yeni bir kliniğe ihtiyaç duyulmuştur. Bu sebeple 2012 yılında Endodonti Anabilim Dalı nın açılışı gerçekleştirldi. Pedodonti Anabilim Dalı; Pedodonti Anabilim Dalımızda hasta takip sistemi oluşturuldu. Bu Anabilim Dalımız için ek bir klinik yapıldı. Ortodonti Anabilim Dalı nda; Dudak damak yarığı kliniğini yenilendi. Bu Anabilim Dalımıza fotoğraf odası yaptırıldı. 07

Periodontoloji Anabilim Dalı; Bu Anabilim Dalımızda doktor kliniği yenilendi. Anabilim dallarımızdaki fiziki yenileme ya da ek klinik yapma çalışmalarımızın yanı sıra Fantom Laboratuvarımızı genişlettik. Öğretim Üyeleri kliniğimizi yeniden yapılandırarak yeniledik. Mevcut binamızda pek çok yenileme çalışmalarımız olmasına rağmen; her geçen gün hasta sayılarımızın ve her yıl da öğrenci kontenjanımızın artması nedeniyle ek hizmet binasına ihtiyaç duyduk. Rektörümüz Prof.Dr.Candeğer Yılmaz ın da katkıları ile ek hizmet binamızın 2010 yılında temelini attık. Bu yılın son çeyreğinde bitirmeyi planlıyoruz. EK HİZMET BİNAMIZ: BİNA OTURMA ALANI BİNA TOPLAM ALANI TOPLAM KÜÇÜK AMELİYAT SAYISI TOPLAM BÜYÜK AMELİYAT SAYISI ÖĞRENCİ KLİNİK SAYISI (80 BOX) ÖĞRENCİ KLİNİĞİ TOPLAM ALANI ÖĞRETİM GÖREVLİSİ KLİNİĞİ (10 BOX) ÖĞRETİM GÖREVLİSİ TOPLAM ALANI SEMİNER SALONU (100 KİŞİ) TOPLANTI SALONU ÖĞRETİM ÜYESİ ODALARI SAYISI KAFETERYA YEMEKHANE (150 KİŞİ) 1780 m2 9800 m2 26 Adet 2 Adet 2 Adet 1846 m2 6 Adet 781 m2 1 Adet 3 Adet 57 Adet 1 Adet 1 Adet Fakültenizin meslek sonrası eğitim ve doktora programları hakkında bilgi verebilir misiniz? 08 2012 yılında kurmuş olduğumuz Meslek Sonrası Eğitim Koordinatörlüğü nün çalışmaları kapsamında 120 dolayında Türk diş hekimimiz ve 10 Azeri Hekim bizden eğitim aldı. Fakültemizde Uzmanlık eğitimi veriyor olmamızın yanı sıra doktora programları da açıyoruz. Türkiye de ilk defa Estetik Diş Hekimliği Tezsiz Yüksek Lisans Programı nı açtık. Bu programdan mezun olan hekimlerimiz Estetik Diş Hekimliği Tezsiz Yüksek Lisans Programının Diplomasını alacaklar. İleriki dönemlerde de ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programını açacağız. Fakültenizde yürüttüğünüz hangi sosyal projelerinizi duyurmak istersiniz? 2010 yılından bugüne kadar 19 Sosyal Sorumluluk projesi gerçekleştirdik. Rektörlüğümüz tarafından Yaşlı, Dişli, Mutlu projesi mansiyon, Siyah Güller Solmasın projesi ise birinciliğe layık görülmüştür. 2013-2014 Eğitim Öğretim yılı içinde; Organ bağışına dikkat çekmek, daha çok kitlelere ulaşabilmek için gerçekleştirdiğimiz Her Bağış Bir Gülüş Projesi ise; Metro Gross Market in Sosyal Girişimcilik ödülleri 2014 yarışmasında sağlık kuruluşları kategorisinde birinciliğe layık görülmüştür. Ege Üniversitesi Rektörlüğü ile Ege Orman Vakfı işbirliğinde gerçekleştirilen 55.000 fidan projesi kapsamında 1008 fidanla Diş Hekimliği Fakültesi Korusu oluşturuldu. Bu yıl Üniversitemizin kuruluşunun 60. yılı kutlanıyor. 60. yıl dolayısıyla yine Rektörlüğümüzün Ege Orman Vakfı işbirliğinde gerçekleştirilen 60.000 fidan projesi kapsamında Diş Hekimliği Fakültesi Korusu oluşturacağız. 2014-2015 eğitim öğretim yılında da toplumumuzda farkındalık yaratacak, kamuoyunu harekete geçirecek projelerimizi hayata geçirebilmek için çalışıyoruz.

09

MAKALE Kılıçarslan: meslekte sorun VAR MI? Bir dokun, bin ah işit diye bir atasözümüz vardır. Belki gerçekten dertliler için, belki de devamlı söylenen mızmızlar için söylenmiştir bilemeyiz ama, bizim cephede sorun var mı diye sorulacak olursa; cevabımız bağıra bağıra evet olacaktır. n e d i r? Nedir bu kadar yüksek sesle derdimiz var diye söyleten? Nedir bu meslek mensupları, meslek örgütleri ve ilgili kurumlar arasındaki anlaşmazlıklar? Nedir bu bitmek, tükenmek bilmeyen mücadele? Olaya geniş bir pencereden bakacak olursak; mesleki problemleri tüm dünyadaki diş hekimliği uygulamaları sırasında karşılaşılabilecek genel ve ülkemize özgü özel sorunlar olarak iki ana grupta irdeleyebiliriz. Evrensel problemler; her şeyden önce diş hekimliğinin çalışma alanından kaynaklanan ve dünyanın neresinde icra edilecek olursa olsun ortak olarak karşımıza çıkan bazı sıkıntılardır. Bu problemlerin başında şüphesiz ki uğraş alanımızın insan sağlığı olmasından kaynaklanan stres gelmektedir. Bütün vücut göz önüne alındığında orantısal olarak genellikle ağız içi gibi küçük, kapalı bir alanla sınırlandırılmış bir yerde binlerce sorunla uğraşmak, her hasta kendine özgü özellikte olsa da genellikle aynı işleri tekrarlıyor olmak, bizden hizmet alan kişilerin ızdırap çeken veya yüksek beklentileri olan kişilerden oluşması, çoğu zaman mesleğimizi teknisyenler gibi ekip arkadaşları ile işbirliği içerisinde icra etmemiz; işleyiş sırasında oldukça stresli dönemler geçirmemize neden olabilmektedir. 10 İşte bu nedenledir ki tüm dünyada psikolojik sıkıntı yatkınlığı olan meslek grupları içerisinde diş hekimliği de ön sıralarda yerini almaktadır. Mesleğimizin bir diğer evrensel problemi ise diş hekimliğinin zeka, bilgi, beceri kadar yüksek fiziksel performans gerektirmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle özellikle yetersiz zamana veya ergonomik koşullara uyulmamasına bağlı olarak gelişen yorgunluk; tüm dünyada meslekte yol aldıkça diş hekimlerinin karşısına çıkmaktadır. Belki de bu sorunla başa çıkmada en doğrusu; mesleki uygulamalar sırasında mesai sınırlaması veya mesaide iş sınırlaması getirebilmek, özellikle dünya sağlık örgütünün çalışma normlarını dikkate almaktır. Ayrıca yaşın sayısal olarak ilerlemesiyle fiziksel çalışma performansını da belirli

Yıllar boyunca ülkemizde en büyük diş hekimi hizmet sunum alanları özel muayenehaneler olmuştur. Kamuya bağlı hastanelerdeki yetersiz diş klinikleri sosyal güvencesini diş tedavisi için kullanmak isteyen hastalara yetişmekte zorlanmıştır. Özellikle yetersiz zamana oranda düşürmek, ekip çalışmasını veya ergonomik koşullara güçlü yanını oluşturmuştur. Ancak ön plana almak gerekmektedir. Bu uyulmamasına bağlı olarak 2000 li yılların başından itibaren gelişen yorgunluk; tüm da beraberinde organizasyon ve diş hekimliği fakültesi açma furyası, ekonomi problemlerini getirecektir. gerçekten ihtiyaç duyulan bölgelerin dünyada meslekte yol aldıkça yanı sıra popülist yaklaşımlara Şüphesiz ki ülkelerin gelişmişlik diş hekimlerinin kar- da zemin hazırlamıştır. Yaklaşık ve refah durumlarına, sosyal ve şısına çıkmaktadır. on yıl içerisinde özellikle plansız kültürel özelliklerine, yasal ve yapılaşmaya bağlı olarak açılan iktisadi düzenlemelerine göre bazı fakülteler ya yetersiz kaynak gerek yukarıda sayılan problemler sorunu veya daha da vahimi, öğretim şiddet çeşitliliği gösterir, gerekse üye kadrolarını oluşturamamak bu evrensel problemlere özel bazı başka sorunlar eklenir. Türk diş hekimliğinin de bu perspektifle şüphesiz ki pek çok genel ve özel sorunu bulunmaktadır: sorunu ile baş başa kalmışlardır. Ayrıca bir anda dramatik bir şekilde artan öğrenci ve buna bağlı mezun sayısı ile bu öğrenciler arasında asgari bir eğitim standartının hala 1.Eğitim: 22 Kasım 1908 Yılında Cemil Topuzlu Paşa ve Halit Şazi Bey in ortak gayretleri ile ülkemizde de bilimsel eğitim olanağı bulan diş hekimliği, özellikle 2000 li yılların başına kadar belli başlı üniversitelerde açılmış olan sınırlı sayıda, eğitici portföyü deneyimli, öğrenci sayısı fiziki kapasiteleri ve öğretim üye sayıları ile uyumlu, pratik eğitimi destekleyecek şekilde hasta profili geniş diş hekimliği fakülteleri ile dünya standartlarında eğitim vermiştir. Bu yıllarda özellikle Türkçe ders kitabı gibi malzemelerde sıkıntı çekilse de, pek çok Avrupa ülkesine oranla hasta sayısının fazlalığına bağlı olarak öğrencilerimize üst seviyede pratik eğitimi verebilmemiz Türk diş hekimliği eğitiminin oluşturulamamış olması, genel olarak öğündüğümüz eğitim kalitemizi gün be gün aşağıya çekmektedir. Bu sorunun önüne geçilmesi amacıyla atılmış olan en önemli adım; diş hekimliği dekanlar konseyinin kararı ile kurulan Diş Hekimliği Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (DEDAD) ın çalışmalara başlamış ve diş hekimliği için çekirdek eğitim programlarını (ÇEP) hazırlıyor olmasıdır. 2. Uzmanlık: Diş hekimliğinde uzmanlık; meslektaşlar ve meslek örgütleri arasında yıllar süren çekişmeli ve çelişmeli mücadelelerin ardından sekiz alanda kabul edilmesi ile yasal bir gerçeklik kazanmıştır. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı nın koordinatörlüğünde yapılan pek 11

çok uzmanlık kurultayı ve müfredat belirleme çalışmaları; uzmanlık eğitimleri için bir ön standart oluşturulmasını sağlamıştır. Şüphesiz ki bu alanda yolun henüz başında olunduğu unutulmamalıdır. Kabul edilen uzmanlık çekirdek eğitim programları, zaman içerisinde yeni düzenlemeler ile daha doğru bir zemine oturacaktır. Uzmanlıkta karşımıza çıkan en önemli iki konu; diş hekimleri ile uzman diş hekimleri arasındaki yetki/çalışma alanlarının hiç kimseyi mağdur etmeyecek ve kazanılmış haklara zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesi ve uzmanlık öğrenci kontenjanlarının doğru ve adaletli olarak belirlenmesi/dağıtılmasıdır. 3.Mesleğin Uygulanma Şekli ve İtibarı: Yıllar boyunca ülkemizde en büyük diş hekimi hizmet sunum alanları özel muayenehaneler olmuştur. Kamuya bağlı hastanelerdeki yetersiz diş klinikleri sosyal güvencesini diş tedavisi için kullanmak isteyen hastalara yetişmekte zorlanmıştır. Zaman zaman kamunun, özel muayenehanelerden hizmet satın alması gündeme gelmişse de hiçbir zaman bu konu uzun soluklu ve kapsamlı bir birliktelikle sonuçlanmamıştır. Yine 2000 li yılların modası olan Sağlık Bakanlığına bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM) açma furyası beraberinde pek çok diş hekiminin kamuda istihdam edilmesini sağlamıştır. Diş hekimlerine iş olanağı sunması ve ağız sağlığının topluma dengeli bir şekilde sunulması gibi avantajları var gibi görünse de, bu sistemin yine belki de popülist kaygılarla hatalı kurgulanması yarardan çok zarar getirmiştir. Sistemde iş tanımlarının olmaması, performansa dayalı çılgınlık; hem diş hekimlerini ucuz iş gücü durumuna düşürmüş, hem de hastaların kantitatif olarak yüksek, kalitatif olarak düşük hizmete ulaşmalarına yol açmıştır. Ayrıca tüm tedavi kalemlerinin hastaya ücretsiz sunulması, koruyucu hekimlik uygulamalarının belki de göz ardı edilmesine yol açmıştır. Ayrıca bu sistem özellikle orta ölçekli muayenehanelerle haksız rekabete yol açmış ve muayenehaneleri sıkıntıya sokmuştur. Son yıllarda ülkemizde sağlık çalışanları üzerinden vatandaşa şirin görünme gayretlerinden tabii ki diş hekimleri de kendi payına düşeni almıştır. Gerek hasta-hekim ilişkilerindeki saygı sınırının zaman zaman hekim aleyhine aşılması, gerekse hekime şiddet uygulamaları diş hekimlerinin onurunu ve çalışma şevkini kırmaktadır. Ancak Sağlık Bakanlığının tüm sağlık hizmeti sunum alanlarında sağlamaya çalıştığı kalite standartlarının sadece hastalar için değil, tüm sağlık çalışanları için de medeni ve kabul edilebilir çalışma koşulları sağlayacağını ummaktayız. Prof. Dr. Mehmet Ali KILIÇARSLAN 1968 Yılında Trabzon da doğan Mehmet Ali Kılıçarslan; 1990 Yılında Ankara Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi nden mezun olmuş ve 1997 Yılında Farklı Tekniklerle Hazırlanmış Porselen Laminate Veneer Kronların ve Yapıştırma Sistemlerinin Fiziksel Olarak Değerlendirilmesi konulu doktora tezi ile Protetik Diş Tedavisi alanında Diş Hekimliği doktoru unvanını almıştır. 2006 Yılında doçent olan yazar, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi nde Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı başkanlığı, Klinik Bilimler Bölüm başkanlığı ve dekan yardımcılığı yapmıştır. 2013 Yılında profesör olan Kılıçarslan, hâlen Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi dekan yardımcılığı görevini yürütmektedir. Kendisinin mesleki alanda ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulmuş çok sayıda sözlü ve yazılı tebliği, ulusal ve uluslararası indekslerde taranan bilimsel dergilerde basılmış yayınları ve Sağlık Bakanlığı onaylı iki adet Sabit Protez Ders Kitabı, İmplant Destekli Overdenture / Klinik ve Laboratuvar Uygulama El Kitabı adında çeviri kitabı ve 2013 yılında TÜBA ödülü alan Dört Elli Diş Hekimliğinde Yardımcı Personel ve Klinik Yöntemi isimli telif eseri mevcuttur. Türk Dişhekimleri Birliği - Ankara Dişhekimleri Odası (TDB ADO), Türk Prostodonti ve İmplantoloji Derneği (TPID), European Prosthodontic Association (EPA), International Association for Dental Research (IADR) ile Diş Hekimliği Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (DEDAD) üyesi de olan Kılıçarslan; evli ve bir çocuk babası olup, İngilizce bilmektedir. Ankara, Haziran 2014 12

13

MAKALE DÜNDEN BUGÜNE KOMPOZİT REZİNLER Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Mine ve dentin dokularına adeziv sistemlerle bağlanabilen kompozit rezinler, ilk olarak 1962 yılında Dr. Ray Bowen tarafından geliştirilmiş ve günümüze kadar pek çok farklı değişime uğrayıp, bağlayıcı sistemlerin (adeziv sistemlerin) de hızla gelişmesiyle en yaygın kullanılan estetik restoratif materyal grubu haline gelmişlerdir. 14

Kompozit Rezinlerin Genel Yapısı Kompozit terimi fiziksel olarak bir karışımdan oluşan bir materyali tarif etmektedir. Diğer bir deyişle, kompozit rezinler matris faz içinde dağılmış olan doldurucu partiküllerin bir silan ajan ile bağlanması sonucunda oluşmuş olan materyallerdir. Diş hekimliğinde kullanılan kompozit restoratif materyaller üç esas öğeden oluşur 1-16 1. Rezin matris (Organik faz) 2. İnorganik doldurucular (İnorganik faz) 3. Silan ajan (Bağlayıcı faz) Kompozit rezin genel yapısı: a) organik rezin matris b) inorganik doldurucu c) bağlayıcı ajan (silan) Rezin Matris Rezin matris, kompozit rezinlerin kimyasal olarak aktive olan bileşenidir. Serbest radikaller polimerizasyon reaksiyonu ile rijit bir polimere dönüşür. Rezin matris plastik bir kitlenin katı sert bir forma dönüşmesini sağlayarak materyalin diş restorasyonlarında kullanılmasına olanak sağlar. Yapısında en yaygın kullanılan monomerler üretan dimetakrilat (UDMA), bisfenol-a glisidilmetakrilat (Bis-GMA) ve trietilen glikol dimetakrilat (TEGDMA) tır. Yüksek moleküler ağırlığı nedeniyle Bis-GMA ve üretan dimetakrilat (UDMA) monomerler oldukça visközdürler ve küçük miktarda doldurucu ilave edilmesi bile klinik kullanım için fazlasıyla sert bir kompozit rezin elde edilmesine neden olmaktadır. Bu problemin üstesinden gelmek için, viskozite kontrol edici olarak bilinen metil metakrilat (MMA), etilen glikol dimetakrilat (EDMA) veya trietilen glikol dimetakrilat (TEGDMA) gibi düşük vizkoziteli monomerler ilave edilmektedir. 1-16 İnorganik Doldurucular Matris içine dağılmış olan çeşitli şekil ve büyüklükteki kuartz (kristalin silika), borosilikat cam, lityum aluminyum silikat, stronsiyum, baryum, çinko ve yitriyum cam, baryum aluminyum silikat gibi inorganik dolduruculardan oluşur. Materyale fiziksel özelliklerini veren kısımdır. Saf silika, kristalin (kristobolit, tridmit, kuartz) ve non-kristalin (silikat cam) formlarda bulunur. Kristalin formları serttir, ancak kompozit rezinin bitirme ve cila işlemlerini güçleştirir. Bu nedenle kompozit rezinler, günümüzde silikanın non-kristalin formu (silikat cam) kullanılarak üretilmektedir. 1-14 Silan Ajan Kompozit rezinlerin yeterli mekanik özelliklere sahip olması için doldurucu ve rezin matrisin güçlü bir şekilde birbirine bağlanması çok önemlidir. Bu bağlantıyı sağlayan ajan silanlardır ve cam dolduruculu kompozit rezinlerde en yaygın olarak kullanılanı γ-metakriloksipropil trimetoksisilan dır. Cam ve silan bağlanma ajanı arasındaki ara yüzeyde meydana gelen kondansasyon reaksiyonu silanın kovalent bağla cam yüzeyine bağlanmasını sağlar. Silan bağlanma ajanları inorganik fazın özellikle silika partiküllerinde olumlu sonuçlar vermiş, bu nedenle kompozit rezinlerin büyük bir çoğunluğunda silika içerikli inorganik doldurucular kullanılmıştır. 1-14 Kompozit Rezinlerin Sınıflandırılması Yıllar boyunca kompozit rezinler çeşitli özelliklerine göre ve sıklıkla da içeriklerindeki inorganik doldurucuların büyüklüklerine göre sınıflandırılmışlardır. Eski sınıflandırmalarda birçok grup mevcutken, burada sadece güncel olarak hala piyasada mevcut olan kompozit rezin gruplarından bahsedilecektir. 1-15 Kompozit rezinlerin güncel sınıflandırmasında yer alan kompozit rezin grupları. En solda makrofil grup, ortada mikrofil grup, sağda hibrit grup. 15

1. Makrofil kompozitler Partikül boyutları 1-15 μm arasında olup doldurucu içerikleri hacimce %60 ın üzerindedir. Diğer kompozit rezinlere göre daha yüksek basma ve aşınma direncine sahiptirler ve daha çok arka bölge dişlerinin restorasyonu için uygun materyallerdir. Doldurucu partiküllerin boyutları fazla olduğundan, çok parlak olarak cilalanmaları mümkün değildir ve ön bölge restorasyonları için gerekli translüsentlikleri yoktur. 2. Mikrofil kompozitler Partikül boyutları 0,1-1 μm arasında değişmekle beraber, hacimce doldurucu içerikleri %20-50 arasındadır. Partikülleri çok küçük olduğundan, mükemmel derecede cilalanabilmekte ve ön bölge estetik restorasyonları için uygun materyal grubunu oluşturmaktadırlar. Hacimce partikül içerikleri az olduğundan, yük gelen arka bölge restorasyonları için uygun materyaller değillerdir çünkü düşük basma ve aşınma dirençleri vardır. bağlayıcı sistemlerin kullanılmasından sonra ince bir tabaka şeklinde (0.5 mm) uygulanması önerilmektedir. 17-19 Hibrit kompozit rezinlere oranla daha küçük partikül boyutu, daha fazla organik matris ve daha az doldurucu içermekte ve dolayısıyla daha akışkan olabilmektedirler. 6-14,19 Bu kompozit rezinler, pits ve fissür gibi dar bölgelere veya undercut lı kavite kenarlarına rahatlıkla uygulanabilir. Minimal invaziv kavite preparasyonlarında, eski restorasyonların tamir işlemlerinde, Sınıf V kavitelerde, hibrit ve kondanse olabilen kompozit rezin restorasyonların altında düşük elastiklik modüllerine bağlı olarak stres kırıcı kaide materyali olarak kullanılabilirler. 17-19 3. Hibrit kompozitler Hibrit kompozitler hem makrofil hem de mikrofil olan iki çeşit doldurucu partikül birleşiminden oluşmaktadır. Hacimce doldurucu içerikleri %50-70 arasındadır. Her iki grubun olumlu özelliklerini kombine etmektedirler yani hem iyi oranda cilalanabilmekte hem de arka bölge restorasyonları için yeterli dayanıklılığı sağlamaktadırlar. Modern hibrit kompozitlerin doldurucularının çoğu kolloidal silika (0.04 μm) ve öğütülmüş cam partiküllerdir (0.6-2 μm). Toplam doldurucu içerikleri ağırlık olarak %75-80 dir. Cam partiküllerin ortalama boyutları 1 μm nin altında olan hibrit kompozitler, mikrohibrit kompozit rezin olarak adlandırılır. Hibrit ve özellikle mikrohibrit kompozit rezinler, mekanik özelliklerin estetik özelliklerle başarılı şekilde birleştirilmesi ile hem ön hem de arka bölge dişlerde kullanılabilen kompozit rezin türlerdir. 1-16 Yeni Kompozit Rezin Materyal Grupları 1. Akışkan (flowable) Kompozit Rezinler Akışkan kompozit rezinler 1995 yılında klinik kullanıma sunulmuştur. Hacimce doldurucu/rezin oranları çok düşüktür. Bu kompozit rezinler iki işlemle elde edilirler: (1) partikül boyutları arttırılarak, (2) doldurucu miktarları azaltılarak. Akışkan kompozit rezinler mikrofil ve hibrit kompozit rezinlerle kıyaslandığında, daha az yapışkan ve çok daha kolay kullanım özelliklerine sahiptir. Yine mikrofil ve hibrit kompozit rezinlerle kıyaslandığında, termal genleşme katsayıları, aşınma oranları ve yüzey pürüzlülükleri daha fazladır ve fiziksel özellikleri de zayıftır. 17-19 Kompozit rezinlerin polimerizasyon büzülmesinden kaynaklanan aralık oluşumu ve streslerin zararlı etkilerini azaltmak amacıyla akışkan kompozit rezinlerin, direkt kompozit restorasyonlar altında 16 Akışkan kompozit rezinin posterior kompozitlerin altında stres kırıcı olarak kullanılması. 2. Kondanse Olabilen (packable) Kompozit Rezinler Amalgama alternatif olarak ve arka bölge dişlerinin restorasyonları için geliştirilmiş yüksek viskoziteli kompozit rezinlerdir. Basınç uygulandığında, materyal hacmi azaldığı için, sıkı sıkıya doldurma anlamına gelen packable kelimesi bu grubu oldukça iyi tanımlar. Bu kompozit rezinler piyasaya sürüldükten kısa süre sonra ise, kompozit rezinlerin

manipülasyonlarının ve yerleştirme tekniklerinin amalgam ile hiç bir benzerlik göstermediği, daha farklı tekniklerin kullanımının zorunlu olduğu fark edilmiştir. sadece birkaç renk tonunda üretilmiş ve hibrit kompozit rezinlere göre daha düşük estetik ve cilalanma özelliklerine 6-14, 20-22 sahiptir Hibrit kompozit rezinlerden daha fazla oranda doldurucu partikül içerdikleri ve partikül dağılımları da daha fazla olduğu için viskoziteleri artmıştır. Sıkıştırılabilme özelliklerine bağlı olarak, bu materyaller ile Sınıf II kavitelerde aproksimal kontağın daha kolay oluşturulabileceği iddia edilmektedir. 6-14 En solda kondanse olabilen kompozit, ortada hibrit kompozit en sağda ise akışkan kompozitin kıvamlarını gösteren resim. Kondanse olabilen kompozit rezinlerin (packable) kıvamları Kondanse olabilen kompozit rezinlerin uygulanması Üretici firmaların söylemlerine göre, 4 mm lik tek kütle halinde aproksimal kavitelere de uygulanabilmektedirler. Klinikte bu kompozitleri amalgamlara benzer şekilde işlemek oldukça zordur. Geleneksel matris sistemlerinin kullanılması, yaygın olarak geniş kontakt alanlarına ve düz interproksimal konturlara neden olur. Bu problemin en iyi çözümü, üreticilerin farklı söylemlerine rağmen, kompozit rezinlerin tabakalar şeklinde yerleştirilmesi ve her tabakanın ayrı olarak ışıkla polimerize edilmesi ile gerçekleşir. Bazı kondanse edilen kompozit rezinler aynı üretici tarafından pazarlanan hibrit kompozit türleriyle aynı dolduruculara sahiptir. Farklılık yalnız bunların rezin matrislerinin %1-2 daha fazla doldurucu içerecek şekilde üretilmiş olmasıdır. Bu ürün grubu 3. Ormoserler 1998 yılında diş hekimliği camiasına tanıtılmış olan ormoserlerin (Organik olarak Modifiye edilmiş Seramikler) en önemli özelliği, bu materyalin gelişimine kadar kompozit rezinlerin inorganik partikül yapısında, oranında ve boyutunda değişiklikler yapılmaktayken; ormoserlerin geliştirilmesiyle birlikte kompozit rezinlerin organik matrisinde de yapısal değişiklikler yapılmış olmasıdır. 6-14 Bu grupta, ön ve arka grup dişlerin restorasyonlarında, kor yapımında, splint ve vener uygulamalarında kullanılmak üzere geliştirilen tek bir kompozit rezin bulunmaktadır (Admira/Voco). Ormoserler çok fonksiyonlu üretan ile tioter oligo metakrilat alkoksisilanın inorganik-organik kopolimerlerinden oluşur. Silanın alkoksisil grupları, hidroliz ve polikondansasyon reaksiyonları ile inorganik Si-O-Si ağını, metakrilat grupları da fotokimyasal yolla organik polimerizasyonu gerçekleştirir. Doldurucu partikülleri 1-1,5 μm arasında olup hacimce içerikleri %61 dir. Polimerizasyon büzülmeleri %1,97 dir. 6-14 Ormoserlerin aşınma direnci geleneksel kompozit rezinlerden yüksek olup, onlara göre en önemli farkı, organik matriste temel komponent olarak metakrilat polisiloksan kullanılmasının dimetakrilat monomer miktarını azaltarak alerjik reaksiyon görülme riskini minimalize etmesidir. Ormoserler, silanlanmış inorganik dolduruculara ek olarak inorganik-organik kopolimer içermektedirler. Düşük polimerizasyon büzülmesi, yüksek aşınma direnci, biyouyumluluğu ve çürük önleyici etkinliği ormoserlerin avantajları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak klinik basamakları, direkt kompozit rezin uygulamaları ile hemen hemen aynıdır. 4. İyon Salabilen (Smart) Kompozit Rezinler Çok az sayıda kompozit rezinde florür salabilen ve tekrar şarj olabilen cam partiküller mevcuttur. Yine de bu materyallerden salınabilen florür miktarı cam iyonomerler, kompomerler ve rezin modifiye kompozit rezinlere oranla çok daha 17

azdır. 6-14 Bu kompozit rezinlere tek istisna, iyon salabilen bir kompozit rezin olan Ariston phc (Vivadent) dir. Restorasyonun çevresindeki ph seviyesi aktif demineralizasyona bağlı olarak düştüğünde, yapısında bulunan özel kimyasallardan salınan florür, kalsiyum ve hidroksil gibi fonksiyonel iyonlar serbestlenir ve mikroorganizmalara ve ürettikleri asitlere karşı etki gösterir. Bu kompozit rezin materyal akıllı (smart) olarak tanımlanmaktadır çünkü remineralizasyonu başlatacak ve dental plağı inhibe edecek iyonları tam gerektiği durumlarda serbestlemektedir. Hatta bu tip bir restorasyona komşu diş dokularının ve dişlerin de demineralizasyondan korundukları iddia edilmektedir. Bu iyonların bakterisit etkileri ve asit tamponlama kapasiteleri ile demineralizasyonu azaltacakları ve ikincil çürük oluşumunu önleyecekleri düşünülmekteydi. 6-14 Ancak bu materyalin piyasadaki diğer kompozit rezinlere göre daha düşük fiziksel özelliklere sahip olması, aşınma oranının fazla olması, düşük bağlanma direnci göstermesi ve buna bağlı olarak da pulpa hassasiyeti ve başarısız klinik performans göstermesi sebebiyle artık piyasadan kaldırılmıştır. Gelecekte, plağın adezyon özelliğini önleyen veya azaltan restoratif materyaller büyük önem kazanacaktır ve bu doğrultuda daha fazla ARGE çalışması yapılacaktır. 5. Antibakteriyel Kompozit Rezinler Antibakteriyel özellik gösteren kompozit rezinlerin elde edilmesi iki yolla mümkün olmaktadır: 23-25 a. Rezin matris yapısına çözünebilir antibakteriyellerin ilave edilmesi b. Antibakteriyel ajanların, rezin matrisin içinde sabit kalmasının sağlanması Birinci yöntemde kullanılan ilave madde klorheksidindir. Restorasyon materyalinden salınarak etkinlik gösterir. İkinci yöntemdeki rezin materyaller antibakteriyel aktivite sağlamak için yeni bir monomer olan 12-methacryloyloxydodecyl-pyridinium bromide (MDPB) geliştirilmiştir. Matris içinde sabit kalan bu monomerin restorasyon dışına salınımı yoktur ancak bakteri üremesini ve bakteriyel plak birikimini önleyici etki göstermektedir. 23-25 Oksibismetakrilat monomerler, yaygın olarak kullanılan dimetakrilatlarla karşılaştırıldığında, polimerizasyon büzülmesini %30-40 oranında azaltmaktadır. 26-28 Bunun yanı sıra, likit kristal monomer sistemlerin de polimerizasyon büzülmesini azaltacağını gösteren laboratuar sonuçları da mevcuttur. En son geliştirilen ise, Silorane ve Oxirane monomerdir ve Filtek Silorane (3M/ESPE) isimi ile piyasaya sürülmüştür. Silorane esaslı kompozit rezinde, olumlu biyouyumluluk, artmış mekanik özellikler, 8,5-10 mm ye kadar polimerizasyon derinliği ve düşük polimerizasyon büzülmesi (hacimce %0,5-0,8) sonuçları elde edilmiştir. 26-28 Günümüz diş hekimliği pratiğinde kullanımları giderek artmaktadır ancak bu materyalle ilgili çok az sayıda uzun dönemli klinik çalışma yapılmış ve yayınlanmıştır. Bu az sayıdaki çalışmalarda ise genellikle hibrit kompozitlerle karşılaştırmalar yapılmış ve çok fazla bir üstünlük gösterdikleri bulunmamıştır. 28 7. Nano Partiküllü ve Nanohibrit Kompozit Rezinler Günümüzde geliştirilen nano teknolojinin amacı, ürünleri hafif, dayanıklı ve ucuz üretebilmektir. Geleneksel üretim teknolojilerinin tersine, küçük birimlerden bir bütünü oluşturmaktadırlar. Nano partiküllü kompozit rezinlerin inorganik fazında iki farklı doldurucu bulunur: 11-14,29-31 1. Silika nanodoldurucular (nanomerler) 20-75 nm 2. Zirkonya/Silika nano-öbekler (nanoclusterlar) 5-20 nm. Zirkonya/silika partiküller topluluk şeklinde zayıf bağlantılı kümeler oluştururlar. Kümelerin partikül boyutları 0.60-1.4μm arasında değişir. Zayıf bağlantılı kümeler, termodinamik faktörler yardımıyla, tek bir ünite gibi hareket eder- Nano partiküllü ve nano hibrit kompozit rezinler 6. Çok Az Büzülme Gösteren Kompozit Rezinler Kompozit rezinlerin polimerizasyon büzülmeleri; molekül ağırlıklarına, monomerlerin fonksiyonuna, içerdikleri doldurucu miktarına ve üretim teknolojilerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. 1990 larda spiro ortokarbonat monomerler olarak adlandırılan ve polimerizasyon sırasında genleşmeyen monomerler geliştirilmiştir. 6-14 Ancak, yetersiz biyouyumlulukları ve epoksi rezinlerin sertleşmesindeki yavaşlık bu monomerlerin gelişimini engellemiştir. Bis-GMA ve TEGDMA rezinlerin epoksi rezinlerin yerine kullanılmasının, spiro ortokarbonat monomerlerinin büzülmeyi azaltma etkisini çok aza indirgendiğinin görülmesi bu malzemelere yönelik çalışmaları durma noktasına getirmiştir. 18 Filtek Silorane ile yapılmış olan bir posterior kompozit rezin restorasyon