VERGİ CEZALARINDA TEKERRÜR UYGULAMASI VE BU KONUDAKİ SORUNLAR

Benzer belgeler
Danıştay 4. Dairesi, E:2014/4451, K:2016/2209 Tekerrür nedeniyle artırımlı ceza uygulaması için ikinci fiilin, birinci fiile ilişkin cezanın

BU YAZI VERGİ DÜNYASI DERGİSİNİN HAZİRAN 2014 SAYI 394 DE YAYIMLANMIŞTIR.

VERGİ CEZALARINDA İNDİRİM MÜESSESESİNİN ÖZELLİKLERİ

Sirküler no: 070 İstanbul, 1 Temmuz 2009

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

TEKERRÜR I-MADDE METNİ:

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4)

7103 SAYILI KANUN ile USULSÜZLÜK ve ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve DEĞERLENDİRİLMESİ

VERGİYE UYUMLU BAZI MÜKELLEFLERE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİ GETİRİLDİ:

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

VERGİ USUL KANUNU NDA YER ALAN MAKTU HADLER ARTTIRILMIŞTIR

BİLGİ NOTU / YILINDA UYGULANACAK HAD VE MİKTARLAR VERGİ USUL KANUNU

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 5 İST, yılında geçerli olacak VUK nda yer alan bazı tutar ve hadler belirlendi.

SİRKÜLER İstanbul, Konu: 6728 SAYILI KANUN İLE VERGİ USUL KANUNU NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

ALKOLLÜ İÇECEKLER İLE İLGİLİ BANDROL UYGULAMASI NEDENİYLE KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASINA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

İstanbul, DUYURU NO:2011/09

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

Sirküler Rapor /21-1 VERGİ USUL KANUNU NDA YER ALAN MAKTU HADLER ARTTIRILMIŞTIR

Sayı : 2014 / 1 Konu: Bilgilendirme 02 Ocak Ertürk Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. tarafından yayınlanan 1 nolu sirküler ilişikte sunulmuştur.

AA BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM A.Ş.

Sirküler Rapor Mevzuat /15-1 VERGİ USUL KANUNU NDA YER ALAN MAKTU HADLER ARTTIRILMIŞTIR

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH:

İZAHA DAVET MÜESSESESİ ve VERGİ İNCELEME SÜREÇLERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2015/129 Ref: 4/129

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

6111 SAYILI KANUN YAYIMLANDIĞINDA NEZDİNDE VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANMIŞ VE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ MÜKELLEFLERE SAĞLANAN İMKANLAR

E-BEYANNAME CEZA SİSTEMİNİN ANAYASA YA AYKIRI OLMADIĞI KESİNLEŞTİ

KONU : VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN VE 01/01/2012 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE UYGULANACAK OLAN HAD VE MİKTARLAR

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

ÖZEL USULSÜZLÜKLER VE CEZALARI. ( tarihinden geçerli olmak üzere) (Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 442)

ÖZEL USULSÜZLÜKLER VE CEZALARI. ( tarihinden geçerli olmak üzere) (Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 476)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/224 Ref: 4/224

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No :442

VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN MAKTU HADLER ARTTIRILMIŞTIR

VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN VE 1/1/2015 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE UYGULANACAK OLAN HAD VE TUTARLAR

Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığından. Karşı Taraf: Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı DENİZLİ (Pamukkale Vergi Dairesi Müdürlüğü)

Kanuni süresinden sonra verilen beyanname ve bildirim formları

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

Sirküler Rapor /163-1

SİRKÜLER 2011/98. Aralık 2011 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28154

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2015/052

Sirküler no: 067 İstanbul, 2 Ağustos 2010

SİRKÜLER RAPOR VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ. ( Sıra No : 422 )

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

HUMK, HMK VE İİK PARASAL SINIRLARI

HUMK, HMK VE İİK PARASAL SINIRLARI

YATIRIM İNDİRİMİ KONUSUNDA ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun )

VERGİ USUL KANUNU NDA YER ALAN MAKTU HADLER ARTTIRILMIŞTIR

VERGİ USUL KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTAR VE HADLER ARTTIRILDI

Sayı : 2014 / 285 Konu: Bilgilendirme 30 Aralık 2014

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

Özet: Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağında; 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 02/06/2015 Sayı: 2015/27 Ref : 6/27. Konu: GÜMRÜKTE GECİKME ZAMMI UYGULAMASI

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu

Birikim Yeminli Mali Müşavirlik

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI VE BELEDİYELERDE UYGULANMASI

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No Kabul Tarihi: 20/2/2008

I. DENİZ VE HAVA TAŞIMA ARAÇLARI İÇİN LİMAN VE HAVA MEYDANLARINDA YAPILAN HİZMETLERE TANINAN İSTİSNA

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI SONRASINDA SGK İDARİ PARA CEZALARINDA PEŞİN ÖDEME İNDİRİMİNİN UYGULANMASI

272 SERİ NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:420) Resmî Gazete 7 Aralık 2012 CUMA Sayı : Maliye Bakanlığından:

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Sirküler No: 2018 / 02 Tarih:

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

girmektedir.

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLER İÇİN % 5 LİK VERGİ İNDİRİMİ 13 MART 2019

Sirküler No: 2017 / 38 Tarih:

: Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı.

S İ R K Ü L E R Sayı: İstanbul,

İNDİRİMİ BAKIŞ MEVZUAT VERGİSİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE VERGİ BAŞLIK. Sayı 2017/39

VERGİ İNCELEMELERİ SONUCU TARH EDİLEN VERGİ İLE KESİLEN CEZALAR NASIL MUHASEBELEŞTİRİLİR?

VERGİ USUL KANUNU NUN CEZA HÜKÜMLERİNE İLİŞKİN 6009 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN ve TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE UYGULANACAK OLAN HÂD ve MİKTARLAR

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü / DAĞITIM YERLERİNE

2012 YILI MALİ TATİL UYGULAMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/36 Ref: 4/36

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

YATIRIM İNDİRİMİNE İLİŞKİN YAPILAN YENİ YASAL DÜZENLEME DE ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLEBİLİR

Transkript:

VERGİ CEZALARINDA TEKERRÜR UYGULAMASI VE BU KONUDAKİ SORUNLAR 1) KONU: Vergi Usul Kanunu nun 339 uncu maddesinde yer alan tekerrür müessesesi; herhangi bir vergi cezası uygulandıktan sonra tekrar ceza kesilmesi gereken bir durumun ortaya çıkması halinde cezanın arttırılarak uygulanması suretiyle, mükellefleri vergi kanunlarına aykırı uygulamalarda bulunmaktan caydırmayı amaçlamaktadır. Ancak, özellikle vergi daireleri tarafından yapılan uygulamalarda, VUK nda yer alan tekerrür müessesesinin farklı yorumlandığı ve uygulandığı, bu konuda görüş ve uygulama farklılıklarının olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca konuya ilişkin olarak Vergi İdaresinin de farklı bir yorum ve uygulama yaptığı, vergi daireleri otomasyon sistemi üzerindeki programların da bu yorum doğrultusunda yapıldığı, İdarenin bu düzenlemesinin de uygulamadaki farklılık ve tereddütlere kaynak oluşturduğu belirlenmiştir. Yine konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir karar da olaya yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çalışmada, vergi cezalarında tekerrür uygulaması konusu ve uygulamada yapılan bazı yanlış uygulamalar ele alınacak ve değerlendirilecektir. 2) YASAL DÜZENLEMELER VE TARTIŞILAN KONULAR: Tekerrür müessesesi, vergi sistemimize ilk kez Ülkemizde modern vergiciliğe geçiş aşamasında hazırlanarak yürürlüğe giren 7.6.1949 gün ve 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 319 uncu maddesi ile girmiştir. Anılan madde hükmü şu şekildedir: Madde 319: Kaçakçılık, kusur veya usulsüzlükten dolayı cezalandırılan ve cezası da kesinleşen bir kimse, aynı neviden bir fiili cezanın kesinleştiği tarihi takibeden yılın başından başlamak üzere kaçakçılıkta 5 yıl, kusurda 3 yıl, usulsüzlükte iki yıl zarfında tekrar işlerse, cezası; kaçakçılıkta yarısı, kusurda üçte biri, usulsüzlükte dörtte biri nispetinde arttırılır. Söz konusu hüküm, aynı ifadelerle bugün de uygulanmakta olan 04.01.1961 gün ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 339 uncu maddesinde de yer almış, vergi ceza sisteminde yapılan değişikliklere paralel olarak zaman zaman bazı ifade değişikliklerine uğramıştır. Madde üzerinde en son değişiklik, 01.01.1999 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4369 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle yapılmıştır. Anılan maddenin 4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki ve sonraki halleri aşağıdaki gibidir. Madde 339 (2365 sayılı Kanunun 65'inci maddesiyle değişen madde) Kaçakçılık, ağır kusur, kusur veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası da kesinleşen bir kimse aynı neviden bir fiili cezanın kesinleştiği tarihi takibeden yılın başından başlamak üzere kaçakçılık, ağır kusur ve kusurda beş, usulsüzlükte iki yıl zarfında tekrar işlerse cezası

kaçakçılıkta yarısı, ağır kusur ve kusurda üçte biri, usulsüzlükte dörtte biri nispetinde arttırılır. Madde 339 - (4369 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle değişen madde) Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Madde üzerinde yapılan değişikliklerin gerekçelerinde, ceza hükümlerinde yapılan değişikliklere paralel olarak tekerrürle ilgili madde de yeniden düzenlenmiştir denilmektedir. Örneğin konuya ilişkin en son değişikliğin yapıldığı 4369 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin gerekçesi olarak, Madde 9. - Tasarının 9 uncu maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ceza sisteminde yapılan değişikliklere paralel olarak tekerrür ile ilgili 339 ncu maddesi yeniden düzenlenmektedir. Ceza uygulamasında basitlik sağlamak amacıyla, tekerrür halinde kesilen vergi cezalarının artırımında herhangi bir farklılığa gidilmemiştir denilmektedir. Tekerrür müessesesi ile ilgili olarak, Vergi Usul Kanunu nun bugün de uygulanmakta olan 339 uncu maddesinin uygulaması hakkında geçmişte Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyuna açıklanmış genel tebliğ veya benzeri bir düzenleme bulunmamakta, ancak vergi idaresinin uygulamasına yön vermek amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı nın ilgili birimleri arasında yapılmış iç yazışmalar bulunmakta idi. Vergi idaresinin otomasyon sistemindeki (VEDOP) programlar da bu yazışmalar doğrultusunda geliştirilmiştir ve uygulama yapılmıştır. Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından, aynı İdarenin Uygulama ve Veri Yönetimi daire Başkanlığı na hitaben yazılan 02.12.2008 gün ve B.07.1.GİB.0.02.30/3009-339-15 sayılı yazıda; Maddedeki.cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere ibaresi sürenin sona ereceği tarihi tespit ile ilgili olup, tekerrür uygulamasına cezanın kesinleşmesini izleyen takvim yılı başından itibaren başlanacağını ifade etmemektedir. Dolayısıyla, cezanın kesinleştiği tarihten itibaren takip eden yılın başına kadar olan süre içinde de aynı nev iden bir ceza kesilmesi durumunda anılan maddeye uygun şekilde cezanın artırımlı olarak uygulanması gerekmektedir. Buna göre, gerek Başkanlığınızca yapılan ortak çalışmada gerek ise tarafınıza iletilen bilgi notunda örneklerle açıklandığı üzere, tekerrür nedeniyle ceza artırımının; cezanın kesinleştiği tarihi izleyen yılın başından itibaren değil cezanın kesinleştiği tarihten itibaren maddede belirlenen sürelerin sonuna kadar olan müddet için uygulanacağı tabiidir Denilmekte ve yazı ekinde yer alan bilgi notunda konuya ilişkin örnekler verilmektedir. Verilen örneklere göre, mükellef hakkında bir ceza kesildikten sonra, cezanın kesildiği

dönemle bağlantılı olmaksızın, hangi döneme ait olursa olsun yeni bir ceza kesilmesi durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. 2006 yılında vergi ziyaına sebebiyet vermekten dolayı hakkında ceza kesilen ve cezası da kesinleşen bir mükellefe daha sonra 2005 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde yine vergi ziyaına sebebiyet verdiği için kesilecek vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanarak % 50 oranında arttırılması nedeniyle, uygulamanın dayanağı olan VUK nun 339 uncu maddesinde yer alan düzenlemenin, hukuki güven ve hukuki istikrar ilkelerini zedelediği, ceza hukukunda tekerrüre ilişkin ilkelerle bağdaşmadığı, böylece Anayasa da teminat altına alınan suç ve cezaların kanuniliği ile hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, bir Vergi Mahkemesi tarafından konunun Anayasa Mahkemesine taşınması üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM), 20.05.2010 tarih ve 2009/51 Esas, 2010/73 Karar sayılı kararı ile 1 başvuruyu reddetmiş yani anılan düzenlemeyi Anayasa ya aykırı bulmamıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi söz konuyu başvuruyu reddederken, konunun ne şekilde yorumlanması gerektiği hakkında da ayrıntılı bir gerekçe yayımlamıştır. Konuya ışık tutması açısından Mahkemenin gerekçesinin bazı bölümleri aşağıya alınmıştır.. Anayasa nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirlilik tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Anayasa nın 38. maddesinin ilk fıkrasında, kimse, kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz denilerek suçun yasallığı, üçüncü fıkrasında da ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur kuralına yer verilerek cezanın yasallığı ilkesi benimsenmiştir. Anılan maddede ayrıca, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği kurala bağlanmıştır. Anayasa hukukunun temel ilkelerinden olan suç ve cezada yasallık, ceza hukukunun da temel ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Bu ilke, aynı zamanda temel hak ve özgürlükleri en geniş biçimiyle gerçekleştirip güvence altına almakla yükümlü hukuk devletinin de esas aldığı değerlerden olup, uluslararası hukukta ve insan hakları belgelerinde de özel bir yere ve öneme sahip bulunmaktadır. 1 02.12.2012 gün ve 27773 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun ana ilkeleri ile Anayasa nın konuya ilişkin kuralları başta olmak üzere, ülkenin sosyal, kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın gereksinmeleri göz önüne alınarak saptanacak ceza politikasına göre belirlenir. Yasa koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı, bunun hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımı ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği ve ceza sistemini tamamlayan müesseseler konusunda takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki, vergi suç ve cezaları bakımından da geçerlidir. Ceza hukukunda tekerrür müessesesi, bir ceza mahkumiyetine kesin olarak uğrayan bir kimsenin, yeniden suç işlemesi halinde Ceza Kanunu karşısındaki kişisel durumunu tanımlar. Tekerrür müessesesinin vergi suç ve cezaları bakımından gözetilmesi ve vergi suçlarında tekerrür halinde vergi cezalarının özel olarak belirlenmesi yasa koyucunun takdir yetkisi alanında bulunmaktadır. Hukuka aykırı bir eylemin tekerrürü halinde verilecek cezanın artırılması, daha önce verilen cezanın ıslah edici olmadığı ve failin suç işleme konusundaki ısrarının daha ağır bir cezayı gerektirdiği düşüncesinden doğmaktadır. Bununla birlikte, faile tekerrür nedeniyle daha ağır bir ceza verilebilmesi, bir başka deyişle failin ıslah olmadığının ve suç işleme konusundaki ısrarının ortaya konulabilmesi için, hukuka aykırı bir eylemi failin birden çok kere gerçekleştirmiş olması tek başına yeterli olmayıp, tekerrüre esas alınan eylemi nedeniyle daha önce cezalandırılmış olmasına rağmen bu tarihten sonra aynı eylemde tekrar bulunmuş olması gerekmektedir. Belirli bir kesinlik içinde yasada hangi eyleme hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafından bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörülebilmesi gerektiğinden, hukuka aykırı bir eylemde bulunduğu tarih itibariyle hakkında daha önce verilen bir ceza bulunmayan kişinin daha sonraki bir tarihte almış olduğu bir cezanın esas alınarak ve tekerrür hükümleri uygulanarak cezasının artırılması hukuk devleti ilkesine uygun bulunmamaktadır. Suçu işlediği tarihte henüz mükerrir olarak kabulü mümkün olmayan kişiye tekerrür hükümlerinin uygulanması, suç ve cezaların yasallığı ilkesine de aykırılık oluşturacaktır. Vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezası kesilen kişilere, bu cezaların kesinleştiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde tekrar vergi ziyaı cezası ya da tekrar usulsüzlük cezası kesilmesi durumunda cezalarda artırım uygulanacağını öngören itiraz konusu kuralda ise tekerrür hükmüne esas alınacak sonraki eylemin her halde ilk eylem için verilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte gerçekleşmiş olması gerektiği tabiidir. Bu nedenle, kural belirsiz ve öngörülemez değildir ve kuralın suç ve cezaların yasallığı ilkesine aykırı olduğundan da söz edilemez. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa nın 2. ve 38. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Konuyla ilgili AYM tarafından verilen karardan sonra Maliye Bakanlığı da uygulamaya açıklık getirmek üzere 49 numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri yayınlamıştır. 15/08/2011 tarihli Sirkülerde Bakanlık konuya ilişkin olarak; Bu itibarla bundan böyle, bir vergi cezasının tekerrür hükmü sebebiyle artırımlı uygulanabilmesi için tekerrüre esas alınacak sonraki fiilin her halde daha önce işlenmiş bir fiil için kesilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte işlenmiş olması gerekmektedir. Diğer taraftan, 339 uncu maddede yer alan "...cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere..." ibaresi tekerrürün uygulanacağı iki veya beş yıllık sürenin sona ereceği tarihin tespiti ile ilgili olup, ilk fiil için kesilen cezanın kesinleştiği tarihten itibaren takip eden yılın başına kadar olan süre içinde de aynı nev'iden bir ceza kesilmesini gerektiren fiilin işlenmesi durumunda anılan maddeye uygun şekilde cezanın artırımlı olarak uygulanması gerekmektedir Şeklinde açıklama yapmıştır. 3) KONUNUN TARTIŞILMASI: Vergi cezalarında tekerrür uygulaması konusunda AYM tarafından verilen karar ve Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan VUK Sirkülerine rağmen, uygulamada yaşanan sorunlar çözümlenememiş olup, bazı sorunlar halen de devam etmektedir. Sorunların bir kısmı, Maliye Bakanlığının yaptığı açıklama ve düzenlemelerden, bir kısmı ise uygulamadan kaynaklanmaktadır. Platformda bu sorunlara ilişkin yapılan tartışma ve değerlendirmeler izleyen bölümlerde yer almaktadır. 3. 1. Vergi Usul Kanunu na Göre Tekerrürün Şartları: VUK'nun 339'uncu maddesinde yer alan tekerrüre ilişkin hükümleri incelediğimizde; tekerrür müessesesinin şartlarını yani cezanın tekerrür nedeniyle arttırılabilmesi için gerekli şartları ana hatları ile aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Ceza, Vergi Ziyaı veya Usulsüzlük Nedeniyle Kesilmiş Olmalıdır: Kesilmiş Olan İlk Ceza Kesinleşmiş Olmalıdır: İkinci Ceza, Belli Bir Sürede Kesilmelidir: İlk Ceza İle Sonraki Ceza Aynı Neviden Olmalıdır: İlk Ceza ile Sonraki Ceza Aynı Mükellefe veya Vergi Sorumlusuna Kesilmelidir: 3. 2. Tekerrür Uygulanması İçin Sonraki Cezanın Dönemi Sorunu:

Vergi cezalarında tekerrür uygulaması konusunda karşılaşılan sorunların başında, konuya ilişkin AYM kararı ve Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan sirkülere rağmen halen tekerrür uygulaması için kesilen sonraki cezanın hangi döneme ait olması gerektiği hususudur. Sorunun kaynağını da Maliye Bakanlığı nın kendi yayınladığı sirkülerde aksi yönde görüş açıklamış olmasına rağmen, Vergi Daireleri Otomasyon Sistemi (VEDOP) üzerinde gerekli program değişikliğini yapmamış olması oluşturmaktadır. Dolayısıyla mevcut program; herhangi bir vergi cezası kesilip kesinleştikten sonra 5 yıllık süre içersinde yeni bir ceza kesilmesi halinde, sonraki cezanın hangi döneme ait olup olmadığına yani ilk cezanın kesinleştiği tarihten sonraki bir döneme ilişkin olup olmadığına bakmaksızın sonradan kesilen ceza için tekerrür hükmü uygulamaktadır. Vergi daireleri de program tarafından otomatik olarak gerçekleştirilen bu işlemin aksine bir uygulama ya da düzeltme yapmamaktadırlar. Konunun Platformda değerlendirilmesi sonucunda; söz konusu uygulamanın doğru ve yasal olmadığı, AYM nin kararında da vurguladığı üzere; Vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezası kesilen kişilere, bu cezaların kesinleştiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde tekrar vergi ziyaı cezası ya da tekrar usulsüzlük cezası kesilmesi durumunda tekerrür hükmüne esas alınacak sonraki eylemin her halde ilk eylem için verilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte gerçekleşmiş olması gerektiği, dolayısıyla, ilk cezanın kesinleşme tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak sonradan kesilen cezalar için tekerrür uygulamasının mümkün olmadığı konusunda görüş birliğine varılmıştır. Esasında Maliye Bakanlığı nın da yukarıda bahsedilen Sirkülerde bu doğrultuda görüş açıklamış olmasına rağmen, VEDOP sisteminde gerekli düzeltmeyi yapmamasından kaynaklanan bu sorunun, sistemde yapılacak program değişikliği ile çözülebileceği ve böylelikle uygulamada yaşanan gereksiz bir sorunun ve yargı sürecinin de ortadan kalkacağı konusunda mutabık kalınmıştır. 3. 3. Tekerrür İçin Suçun İşlenme Tarihi Konusu: Tekerrürle ilgili olarak ortaya çıkan başka bir sorun da ikinci cezanın, ilk cezanın kesinleştiği tarihi izleyen takvim yılı başından itibaren mi kesilmesi gerektiği yoksa ilk cezanın kesinleşme tarihinden sonra aynı takvim yılı sonuna kadar da ceza kesilmesi durumunda tekerrür hükümleri uygulanabilecek midir hususudur. Bir başka ifade ile örneğin kendisine kesilen bir vergi ziyaı cezası 15 Nisan 2015 tarihinde kesinleşen bir mükellefe sonraki cezalar için tekerrür hükümlerinin uygulanması için sonraki cezanın mutlaka 1 Ocak 2016 tarihinden sonraki bir dönem için mi kesilmesi gerekir yoksa, 15 Nisan 2015 tarihinden sonra 31/12/2015 tarihine kadar kesilecek cezalar için de tekerrür hükmü uygulanabilecek midir? Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayınlan 49 numaralı VUK Sirkülerinde; Diğer taraftan, 339 uncu maddede yer alan "...cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere..." ibaresi tekerrürün uygulanacağı iki veya beş yıllık sürenin sona ereceği tarihin tespiti ile ilgili olup, ilk fiil için kesilen cezanın kesinleştiği tarihten itibaren takip eden yılın başına kadar olan süre içinde de aynı nev'iden bir ceza kesilmesini gerektiren fiilin işlenmesi durumunda anılan maddeye uygun şekilde cezanın artırımlı olarak uygulanması gerekmektedir şeklinde açıklama yapılarak, tekerrür hükmünün uygulanabilmesi için ilk cezanın kesinleşmesinden sonra, ikinci cezanın kesilmesi için takip

eden takvim yılı başının beklenmesine gerek olmadığı, takip eden yılın başına kadar kesilecek cezalar için de tekerrür hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir. Konunun Platformda tartışılması sırasında; anılan Sirkülerde açıklanan görüşün özü itibariyle doğru ve tekerrür sisteminin mantığına da uygun olduğu, ancak VUK nun 339 uncu maddesinde yer alan, Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır şeklindeki düzenlemenin de lafsının açık olduğu ve tekerrürün ancak ilk cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere yeni bir ceza kesilmesi durumunda uygulanabileceği, bu nedenle de uygulamanın Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan görüş doğrultusunda olabilmesi için yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu görüşü benimsenmiştir. 3. 4. İlk Ceza İle Sonraki Ceza Tutarları Arasında Bağlantı Kurulmamasından Kaynaklanan Sorunlar: Tekerrür uygulaması konusunda karşılaşılan ve oldukça fazla haksızlığa yol açan başka bir sorun ise ilk ceza tutarı ile tekerrür uygulanacak sonraki cezanın tutarı arasında bir bağlantı kurulmamış olmasıdır. Bu nedenle uygulamada yanlış bile olsa mükellefler tarafından itiraz edilmeyerek kesinleşen çok küçük tutarlı cezalardan dolayı, ikinci ceza kesilmesinde orantısız bir ceza artırımı ile karşılaşılabilmektedir. Örneğin, damga vergisinin hatalı beyanından ya da idarenin yaptığı tespite dayalı olarak 100 TL tutarında vergi ziyaı cezası kesilen bir mükellef, gereksiz işlemlerle uğraşmamak için haklı olsa bile söz konusu cezaya itiraz etmeyerek bu cezayı ödemesi durumunda, anılan cezanın kesinleşmesinden sonra tekerrür hükümleri uygulanabilecek şekilde kurumlar vergisi tarhiyatına bağlı olarak 1.000.000 TL tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesi halinde, uygulanacak tekerrür hükmü nedeniyle 500.000 TL ilave cezaya muhatap olabilecektir. Yani başlangıçta 100 TL olduğu için önemsenmeyen bir ceza, sonradan mükellefe 500.000 TL gibi ilave bir yük getirmektedir. Bu sorunun çözümü konusunda Platformda yapılan tartışmalarda, iki görüş ön plana çıkmış ve önerilmesi benimsenmiştir. Birinci öneriye göre; tekerrür uygulanacak ikinci cezada, tekerrür nedeniyle arttırılacak tutarın, ilk ceza tutarı ile bağlantısının kurulması ve arttırılan cezanın ilk cezadan fazla olmamasının sağlanmasıdır. Buna göre yukarıdaki örnekte, ilk kesilen 100 TL lik ceza nedeniyle ikinci ceza için uygulanacak tekerrür nedeniyle arttırılan ceza tutarı en fazla birinci ceza tutarı olan 100 TL kadar olmalıdır. Böylece cezada orantısızlık problemi de ortadan kalkacaktır. İkinci öneriye göre ise, tekerrür uygulamasına konu olacak ilk cezanın kesinleşmesinin halen uygulandığı gibi;

Ceza için VUK'un 376'ncı maddesi uyarınca cezada indirim talebinde bulunulması ve ödeme yapılmış olması, Cezada uzlaşmanın vaki olması, Dava açma süresinin bitmiş veya yargı yolunun tükenmiş olması, Şartlarından herhangi birinin gerçekleşmesinin yeterli olması yerine, ilk cezanın rızaen ödeme ya da uzlaşma yolu ile kesinleşmesinin dikkate alınmaması, tekerrür hükmünün sadece yargı kararı ile kesinleşen cezalardan sonra uygulanması yoluna gidilmelidir. Böylece, çok küçük tutarlı cezalar için bununla ilgili yargılama prosedürleri ile uğraşmayarak ödemek isteyen mükelleflerin, daha sonra tekerrür hükümlerine maruz kalmamak açısından yargı yolunu tercih etmeleri nedeniyle ortaya çıkacak gereksiz işlemler de önlenebilecektir. 3. 5. Vergi Ziyaı Cezalardan Birinin VUK 359 uncu Madde Kapsamında Olduğu İçin 3 Kat Olarak Uygulanması: Bilindiği üzere VUK nun 344 üncü maddesi uyarınca, vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat olarak uygulanmaktadır. Bu gibi durumlarda yani kesilen vergi ziyaı cezasının birinin üç kat olarak uygulanması durumunda tekerrür hükümlerinin nasıl uygulanması gerektiği de tekerrürle ilgili olarak ortaya çıkan başka bir sorundur. Konunun Platformda tartışılması sonucunda; ilk cezanın vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi nedeniyle üç kat olarak uygulanmış olması halinde, sonraki cezanın bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiren bir fiil olması halinde tekerrür hükmünün uygulanabileceği görüşü ağırlıklı olarak kabul görmüştür. Ancak ilk cezanın bir kat olarak kesilmesi halinde daha sonra üç kat olarak kesilmesi gerekecek cezalar için tekerrür hükmünün uygulanmaması gerektiği konusunda ise görüş birliği sağlanmıştır. Anılan görüşün gerekçesi olarak da; sonradan kesilen cezanın, üç kat olarak kesiliyor olmasının içinde tekerrür hükümlerini de barındırdığı, işlenen fiilin cezasının kanunun başka bir maddesinde yer alan düzenleme nedeniyle zaten arttırıldığını, aynı fiile uygulanacak cezanın bir kez de tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılması halinde aynı fiile (suça) birden fazla ceza verilmesinin söz konusu olacağı, bunun ise ceza hukukunun genel ilkelerine aykırı olduğu, bu nedenle fiile üç kat ceza uygulanmak suretiyle zaten ağırlaştırılmış bir ceza uygulandığından, bu cezanın tekerrür hükümleri uygulanarak yeniden arttırılmasının doğru olmadığı görüşü kabul edilmiştir. 3. 6. Özel Usulsüzlük Cezalarında Tekerrür: Tekerrür uygulaması ile ilgili olarak Platformda tartışılan başka bir sorun ise özel usulsüzlük cezaları için de tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususudur. VUK nun 339 uncu maddesinde, usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiş ancak usulsüzlük cezaları açısından

herhangi bir belirleme yapılmamıştır. Dolayısıyla anılan düzenlemenin özel usulsüzlük cezalarını da kapsayıp kapsamadığı tartışmalıdır. Platformda yapılan değerlendirmeler sonucunda anılan düzenlemenin sadece genel usulsüzlük cezaları için geçerli olduğu ve özel usulsüzlük cezalarını kapsamadığı görüşü, aşağıdaki gerekçelerle benimsenmiştir. Özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren fiillerin neler olduğu ve bu fiillerle ilgili olarak kesilecek ceza tutarları VUK nun 353 ve Mükerrer 355 inci maddelerinde belirtilmiştir. Kanunun 353 üncü maddesinde, fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması durumunda kesilecek cezalar; Mükerrer 355 inci maddesinde ise damga vergisine ilişkin bazı düzenlemeler ile bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257 nci madde hükmüne uymayanlar için kesilecek cezalar için düzenleme yer almaktadır. Kanunun 353 üncü maddesinde yer alan düzenlemede, bentler halinde; her bir belge veya işlemle ilgili olarak ayrı ayrı yapılacak her bir tespit için uygulanacak yaptırımlar açık olarak belirtilmiş ve ayrıca bu işlemlerle ilgili olarak kesilecek cezalar konusunda yıllık bazda üst sınır belirlenmiştir. Dolayısıyla kanun koyucu, anılan maddede yer alan fiillerin birden fazla işlenmesi halinde bunun yaptırımını yine aynı maddede belirtmiş olduğundan, bu filer için ayrıca Kanunun 339 uncu maddesine göre tekerrür hükümlerinin uygulanması, aynı fiil için mükerrer ceza uygulanması sonucunu doğuracaktır. Kanunun Mükerrer 355 inci maddesi uyarınca kesilecek cezalarla ilgili olarak, ceza kesildikten sonra aynı fiilin tekrar edilmesi durumunda yapılacak işlemle ilgili ayrı bir düzenleme yapılmak suretiyle, tekerrür halinde uygulanacak yaptırım da belirlenmiştir. Anılan maddede; özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ olunur. Verilen sürede bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanır denilmek suretiyle, söz konusu fiillerin tekerrüründe uygulanacak ceza belirlenmiş olup, bu filer için ayrıca tekerrür hükümlerinin uygulanmasının gerekçesi de ortadan kalkmıştır. Kaldı ki; Maliye Bakanlığı nın yukarıda bahsedilen 02.12.2008 gün ve B.07.1.GİB. 0.02.30/3009-339-15 sayılı yazısının ekinde yer alan konuyu açıklamaya yönelik bilgi notunda da Özel usulsüzlük cezasında tekerrür uygulanmaz denilmek suretiyle, bu konu açıklığa kavuşturulmuştur. Dolayısıyla özel usulsüzlük cezalarında tekerrür uygulanmaması gerekir.