OCAK 2012 YIL: 24 SAYI:



Benzer belgeler
Girişimcilik Konseyi kuruldu

SÜRDÜRÜLEBİLİR YARINLAR İÇİN; SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM ve ENERJİ VERİMLİLİĞİ

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) ALANINDA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR & ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ KONUSUNDA ÜSTLENİLEBİLECEK ROLLER

TTGV ÇEVRE PROJE FAALİYETLERİ VE İŞBİRLİĞİ AĞLARI OLUŞTURULMASI PROJESİ

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

Temiz Üretim Süreçlerine Geçişte Hibe Programlarının KOBİ lere Katkısı. Ertuğrul Ayrancı Doğu Marmara Kalkınma Ajansı

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

EKİM 2017 OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI NA HOŞGELDİNİZ

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

SEFERBERLİK HAREKETİ BAŞLADI TÜRK GİRİŞİMCİLERİ İÇİN DOSYA

İZMİR DE EKO-VERİMLİLİK (TEMİZ ÜRETİM) UYGULAMALARININ YAYGINLAŞTIRILMASI PROJESİ KAPSAMINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR. Sibel ERSİN, İZKA PPKB Birim Başkanı

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ VE GİRİŞİMCİLİK

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü

İmalat Sanayinde Döngüsel Ekonomi ve İklim Değişikliğine Yönelik Çalışmalarımız

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE TTGV FİNANSMAN DESTEKLERİ

ANKARA KALKINMA AJANSI.

TR42 DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI 2014 YILI MALİ DESTEK PROGRAMLARI BİLGİ NOTU

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

UNIDO EKO-VERİMLİLİK PROGRAMI ve TTGV Planlanan Faaliyetler ve Firmaların Katılımı

T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Mehmet TEZYETİŞ OSTİM Hizmet Merkezi Müdürü

08 Kasım Ankara

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

SANGEM nedir ve nasıl bir oluşumdur?

Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları

Mustafa BARAN Ankara Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

Stratejik Plan

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

KALKINMA AJANSLARI ve

AYDIN TİCARET BORSASI

HAZİRAN AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTIMIZA HOŞ GELDİNİZ

KADIN DOSTU KENTLER - 2

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ

GİTES KİMYA EYLEM PLANI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

Söz konusu dönemde benzinli otomobil sayısı ise yüzde 27,8'lik azalışla 4 milyon 62 bin adetten 2 milyon 929 bin adete geriledi.

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012

Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği

AYDIN TİCARET BORSASI

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

TR42 DOĞU MARMARA BÖLGESİ 2011 YILI OCAK-ŞUBAT-MART AYLARI EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

UNIDO Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı ve Çalışma Planı

İZMİR DE (TEMİZ ÜRETİM)

ANKARA KALKINMA AJANSI

İNŞAAT MALZEMESİ SEKTÖRÜNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇERÇEVESİNDE YENİLİKÇİLİK VE ARGE

TR83 Bölgesi nde Ar-Ge ve İnovasyon ile Yenilenebilir Enerji Anket Sonuçları

2.ULUSAL ENERJİ VERİMLİLİĞİ ZİRVESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

Üniversite-Sanayi İşbirliği: Politika Kararları ve Uygulamalar. Yasemin ASLAN BTYP Daire Başkanı

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

TÜRKİYE ENERJİ STRATEJİLERİ & POLİTİKALARI ARAŞTIRMA MERKEZİ İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK ENERJİ VE TASARRUF KONULU EĞİTİM PROGRAMI

Yeni üretim hattı ile kapasite artısı aylık ve yıllık ciromuzda en az %20'lik artış sağlanmıştır.

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Transkript:

OCAK 2012 YIL: 24 SAYI: 277 T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf YAZAR ile Röportaj Tüketim ve Enerji Verimliliği Enerji Verimliliği ve Temiz Üretim Enerji Verimliliğinde Toplam Faktör Verimliliği Yaklaşımı Enerji Verimliliği

Verimlilik ve Kalite Yönetimi Kitabı Yayımlandı Uluslararası Çalışma Örgütü nün (ILO) orijinal adı Productivity and Quality Management: A Modular Programme olan Verimlilik ve Kalite Yönetimi: Modüler Program isimli iki ciltlik yayını Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından çevirisi yapılarak okuyucuların hizmetine sunulmuştur. Uluslararası yetkinliğe sahip uzmanlar tarafından ele alınan ve işletmeler için temel kavramlarından olan verimlilik ve kaliteyi bir arada ve modüler bir program çerçevesinde anlatan bu iki ciltlik yayında aşağıdaki konu başlıkları yer almaktadır: Cilt I: Verimlilik ve Kalitenin Artırılması: Kavramlar, Süreç ve Teknikler Modül 1: Örgütsel Mükemmellik ve Verimlilik Kültürü Modül 2: Verimlilik ve Kalite Faktörleri Modül 3: Verimlilik ve Kalite Sorunlarının Teşhisi Modül 4: Verimlilik Ölçümü ve Analizi Modül 5: Bir Şirket Verimlilik İyileştirme Programı nın (VIP) Tasarlanması Modül 6: Bir Şirket Verimlilik İyileştirme Programı nın Uygulanması Modül 7: Bir Şirket Verimlilik ve Kalite Hareketinin Düzenlenmesi Modül 8: Örgütsel Değişimin Gerçekleştirilmesi Modül 9: Toplam Kalite Yönetimi Modül 10: Endüstri Mühendisliği Teknikleri Modül 11: Mali Analiz ve Maliyet Analizi Modül 12: Sermaye Verimliliği Yönetimi Cilt II: Yüksek Potansiyelli Verimlilik ve Kalite Arttırma Alanları Modül 13: İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Modül 14: Verimlilik Motivasyonu ve Verimlilikteki Artışın Sonuçlarının Paylaşılması Modül 15: Endüstri İlişkileri ve Verimliliğin Artırılması İçin Katılım Modül 16: Yenilik Yönetimi ve Yeni Teknolojiler Modül 17: Çalışma Organizasyonu ve Tasarımı Modül 18: Üretim Yönetimi Modül 19: Malzeme Yönetimi Modül 20: Enerjinin Verimli Kullanılması Modül 21: Bakım Yoluyla Verimlilik Modül 22: Bilgi Yönetimi Modül 23: Ofiste Verimlilik ve Kalite

Hızlı bir gelişme sürecinde olan ülkemizde tüm boyutlarıyla verimlilik, tartışılamayacak bir öneme sahiptir. Nitekim kalkınma planlarında yüksek bir ekonomik büyüme hızına ulaşılması ve bu hızın sürdürülmesi hedeflenirken, en büyük önem, verimlilik kavramı üzerinde yoğunlaşmıştır. Bir başka değişle verimlilik ile ilgili hedefler, ekonomik büyümenin ve gelişmenin niteliksel hedeflerinin başında gelir. Ekonomik büyüme ve gelişmenin sürdürülmesi için hem üretim faktörlerine hem de faktör verimliliklerine sürekli artan bir nitelik kazandırmak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Enerjinin günlük yaşamdaki artan önemi, yaşamın sürdürülebilmesi için ihtiyaç duyulan enerjinin teminini de ciddi bir sorun haline getirmiştir. Özellikle, birincil enerji kaynaklarının teminin ithalata bağlı olması ve bu ithalatın da ülke ekonomisi için önemli bir maliyet oluşturması reel enerji politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Üretimin ana girdilerinden olan enerjinin etkin ve verimli kullanımı ile ülkemiz gelişme hedeflerine daha kolay ulaşabilecektir. Enerjide dışa bağımlılığı oldukça yüksek olan Japonya nın birim hâsıla başına enerji tüketiminde dünyanın en başarılı ülkesi olması, dışa bağımlılıkta Japonya dan daha iyi konumda olan ülkemiz için enerji verimliliği alanında kat etmemiz gereken uzun bir yol olduğuna işaret etmektedir. Öte yandan enerjinin tüketiminde sağlanacak tasarruf kadar üretiminde sağlanacak verim artışı da son derece önemlidir. İçerisinde bulunduğumuz Ocak ayında 31 incisi kutlanan Enerji Verimliliği Haftası, ülkemizde enerji verimliliği bilincinin toplumun tüm kesimlerinde pekiştirilmesi için faydalı bir araçtır. Ülkemizin 2023 yılı hedeflerine ulaşmak amacıyla tüm kamu kurum ve kuruluşlarının işbirliği ile toplumun tüm kesimlerinin sürdürülebilir kalkınma, verimlilik ve temiz üretim konularında bilinçlendirilmesi yolunda yapılan çalışmalar Bakanlığımız tarafından da öncelikli olarak ele alınmakta ve desteklenmektedir. Bu aydan itibaren yeni tasarım ve boyutları ile beğeninize sunduğumuz Anahtar Dergisi nin Enerji verimliliği temalı bu sayısına verdikleri röportajla destek sağlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Sayın Yusuf Yazar a ve ilgili konularda hazırladıkları makaleleriyle katkıda bulunan tüm uzmanlara teşekkür ediyoruz. Anıl YILMAZ Genel Müdür V.

İçindekiler T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN AYLIK YAYIN ORGANIDIR OCAK 2012 YIL: 24 SAYI: 277 Bu dergi 6.000 adet basılmaktadır. ISSN: 1300-2414 Yayın Türü: Yerel Süreli Türkçe - İngilizce SAHİBİ T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA GENEL MÜDÜR V. Anıl YILMAZ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Cangül TOSUN YAZI KURULU Cangül TOSUN - Bahadır AVŞAR Ferdi GÜREL - Sevgin DEMİRCİ FETTAHOĞLU GRAFİK TASARIM ve UYGULAMA Nurettin SÖKMEN İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU Fatma ÇİL FOTOĞRAFLAR Hakan CANBAKIŞ Cüneyt OLGAÇ ABONE Ferdi GÜREL (312) 467 55 90 / 303 ferdi.gurel@sanayi.gov.tr Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. YÖNETİM YERİ T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Gelibolu Sokak No: 5 Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) Faks: (312) 427 30 22 Faks (Dergi): (312) 467 47 79 e-posta: vgm@sanayi.gov.tr internet: http://vgm.sanayi.gov.tr BASKI KORZA YAYINCILIK BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Büyük Sanayi 1. Cad. 95 / 1 İskitler - Ankara Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27 www.korzabasim.com.tr - korza@ korzabasim.com.tr 8 4 İş Sağlığı - Güvenliği ve Verimlilik Projesi (HESAPRO) Açılış Toplantısı Gerçekleştirildi 5 31. Enerji Verimliliği Haftası ve 3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu İstanbul da Gerçekleştirildi 6 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2011 Yılı Üçüncü Çeyreği Sonuçları Açıklandı 8 Yerli Marka Asansör Atağı Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı Düzenlendi Mesleki Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Alanında Ulusal Forum Oluşturulması Çalıştayı Ankara da Gerçekleştirildi 9 Girişimcilik Konseyi Kuruldu 10 Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği Ferda HEKİMCİ 16 Enerji ve Verimlilik Serdal ERGÜN - Yücel ÖZKARA 20 Enerji Verimliliği ve Temiz Üretim Ferda ULUTAŞ 16 BASILDIĞI TARİH: Anahtar Dergisi nin Ocak 2012 sayısı 20.01.2012 tarihinde basılmıştır.

Sayı 277 - Ocak 2012 28 39 34 10 25 Enerji verimliliğinde başarı; toplumun tüm kesimlerinin duyarlı, kararlı ve ortak hareketleri ile sağlanabilir Erdal ÇALIKOĞLU 26 RÖPORTAJ: Yusuf YAZAR T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü 28 KOBİ lerde Rekabet Gücü Artırma Stratejileri Serkan ULU 33 Faydalı Bilgiler: Enerjiyi Niçin Verimli Kullanmalıyız? 34 Enerji Verimliliğinde Toplam Faktör Verimliliği Yaklaşımı ve Bunun Türkiye de Uygulanabilirliği Dr. Mustafa Kemal AKGÜL 40 Kara Ulaşım Araçlarının Karbondioksit (CO 2 ) Emisyonlarına Eko-Verimlilik Yaklaşımı İhsan GÖCEN 47 NEWS: The Kick-Off Meeting of The HESAPRO Project Was Held Productivity Statistics Related to The Third Quarter of 2011 Have Been Published 48 Uluslararası Verimlilik İstatistikleri / International Productivity Statistics Ulusal Verimlilik İstatistikleri / National Productivity Statistics 46 3 OCAK 2012

İş Sağlığı - Güvenliği ve Verimlilik Projesi (HESAPRO) Açılış Toplantısı Gerçekleştirildi 4 OCAK 2012 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü nün (VGM) koordinatörlüğünde yürütülecek olan Health and Safety at Work in Relation with Productivity İş Sağlığı - Güvenliği ve Verimlilik (HESAPRO) adlı uluslararası projenin açılış toplantısı 19 Aralık 2011 tarihinde Verimlilik Genel Müdürlüğü Konferans Salonu nda yapıldı. Açılış konuşmasını Verimlilik Genel Müdür Vekili Anıl Yılmaz ın yaptığı toplantıya; proje ortaklarının yöneticileri ve yetkilileri katıldılar. Verimlilik Uzmanı İlknur Frolet tarafından yapılan sunumda HESAPRO Projesi tanıtıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülecek olan projenin ortakları, amaçları ve stratejilerinin de anlatıldığı sunumun devamında, Türkiye deki işçi sağlığı ve güvenliği konusunda yapılanlar ve VGM tarafından işçi sağlığı ve güvenliği konusunda gerçekleştirilen çalışmalar anlatıldı. Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç ise böyle önemli bir projeyi hayata geçirecek olan tüm proje ortaklarını tebrik ederek, başarılı bir çalışma süreci temennisinde bulundu. Toplantının devamında proje ortakları temsilcileri kurumlarını tanıtan sunumlarını gerçekleştirdiler. Bu kapsamda; Çankaya Üniversitesi nden Dr. Benhür Satır, Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi Fransız Ulusal Ajansı ndan (ANACT) Julien Pelletier, Belçika İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü nden (PREVENT) Veronique De Broeck, Finlandiya İş Verimliliği Enstitüsü nden (TTS) Veli- Matti Tuure ve Aila-Peippo Pasuri ve Slovak Verimlilik Merkezi nden (SLCP) Ľuboslav Dulina ile Zuzana Ságová kurumlarını ve iş sağlığı ve güvenliği hakkında yürüttükleri çalışmaları anlatan birer sunum yaptılar. Toplantının öğleden sonraki ikinci bölümünde projenin web ortamında da paylaşılacak olan çıktıları üzerinde de ilk çalışmanın gerçekleştirildiği oturumda, ortak kuruluşlar, proje çıktılarının bir Uygulama Kiti formunda ele alınmasının uygun olacağını değerlendirdiler. Proje ile ortak ülkelerdeki işçi hakları ve işverenin görevlerinin mevzuat ile belirlenen esaslarının yanı sıra, uygulamaya yönelik olarak çeşitli örneklerin ve işletmeler tarafından kullanılabilecek araçların söz konusu Uygulama Kiti ile yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Toplantının ikinci gününde ise Proje kapsamında daha önce planlanan saha ziyaretleri kapsamında İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM) ve TERMİKEL A.Ş. de ziyaretler gerçekleştirildi. İSGÜM de gerçekleşen ziyarette İS- GÜM Merkezi Müdürü Çiğdem Ünal ın açış konuşmasının ardından, Verimlilik Genel Müdürlüğü Uzmanı Fatma Çil tarafından HESAPRO Projesi hakkında kısa bilgi verildi. Ardından İSGÜM Uzmanlarından Nurdan Kılıç İSGÜM çalışmaları ve hizmetleri hakkında bir sunum yaptı ve daha sonra ise İSGÜM Hijyen Laboratuarları gezilerek ölçüm yapan cihazlar hakkında bilgi verildi. İS- GÜM ziyaretinin ardından, Sincan Organize Sanayi Bölgesi nde faaliyet gösteren ve solo ve ankastre model elektrik, LPG ve doğalgaz ile çalışan her türlü fırın, ocak ve aspirator üreticisi TERMİ- KEL A.Ş. ziyaret edilerek, fabrikanın üretim yapılan bölümleri gezilerek, iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları hakkında bilgi edinildi. Avrupa ve Türkiye den alanında uzman kuruluşlardan oluşan bir ortaklık yapısına sahip olan Projenin ortakları hakkındaki özet bilgiler ise şöyle: ANACT Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi Fransız Ulusal Ajansı: ANACT 1973 yılında, çalışma koşulları ve işletme etkinliğinin iyileştirilmesi, değişim metotlarının benimsetilmesi ve çalışanlarla ilgili alanlarda yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi misyonu ile kurulmuştur. Mevcut durumda 300 çalışan ve 26 bölgesel birim ile yılda bin 500 işletmeye ulaşmakta ve yılda yaklaşık 300 faaliyet organize etmekte ve yayın çalışmalarını sürdürmektedir. ANACT, işveren örgütleri, işçi örgütleri ve devlet temsilcilerinden oluşan 3 taraflı bir yönetim yapısına sahiptir.

SLCP Slovak Verimlilik Merkezi: SLCP, 1998 yılında, Slovakya da rekabet edebilirlik, verimlilik, kalite ve yenilikçilik konularında araştırma ve uygulama çalışmalarının yürütülmesi amacıyla ulusal bir merkez olarak kurulmuştur. SLCP nin misyonu; verimlilik ve rekabet edebilirlik alanlarında Slovak endüstrisi ve gündelik yaşamında ileri düzeyde bilgi ve yeterliklerin yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi olarak ortaya konulmuştur. PREVENT Belçika İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü: Kâr amacı gütmeyen bir enstitü olarak, 5 milyon Avro bütçe, 35 kişilik personel ve üniversiteler, işletmeler ve hükümet uzmanlarından oluşan 150 dış uzman ile faaliyet göstermektedir. PREVENT, bağımsız bir araştırma kuruluşu kimliğinde olup politika yapıcılar, araştırmacılar ve uygulayıcılar ile yakın ilişki içinde çalışan Prevent İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü, araştırma ve uygulama arasında bir köprü görevi yapan ve ulusal ve uluslararası eğitim programları ile İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanları yetiştiren Prevent Çalışma Yaşamı Akademisi ve kuruluşun Luxemburg ayaığını oluşturan Prevent Lux ten meydana gelen üçlü bir yapıdır. TTS Finlandiya İş Verimliliği Enstitüsü: TTS, bir araştırma, geliştirme ve eğitim enstitüsü olarak faaliyet göstermekte olup işletmeler ve kuruluşlarla rekabet edebilirlik, verimlilik ve çalışma yaşamının kalitesi konularında çözüm üretmek üzere ortak çalışmalar yürütmektedir. Kuruluş, yılda yaklaşık olarak 8 bin kişiye çeşitli alanlarda gelişim olanağı sunmakta olup yılda 100 kadar ulusal ve uluslararası araştırma, geliştirme ve eğitim projesinde koordinatör, ortak ya da uzman desteği vererek görev almaktadır. Çankaya Üniversitesi: 1997-1998 akademik yılında Sıtkı Alp Eğitim Vakfı tarafından kurulan Üniversite, 4 fakülte, 19 bölüm, 2 enstitü altında 12 yüksek lisans programı, bir mesleki eğitim okulu ve İngilizce hazırlık sınıfı altında yaklaşık 4 bin 500 öğrenciye eğitim vermektedir. Üniversite pek çok uluslararası ve ulusal fonlu proje yürütmekte, ayrıca İş ve İnşaat Makineleri Kümesi ve 2010 yılında kurulan Anadolu Kümeleri İşbirliği Platformu nda (AKİP) aktif olarak faaliyet göstermektedir. 31. Enerji Verimliliği Haftası ve 3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu İstanbul da Gerçekleştirildi Toplumdaki enerji verimliliği kültürü ve bilincinin artırılmasına yönelik olarak 1981 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ikinci haftasında kutlanmakta olan Enerji Verimliliği Haftası etkinlikleri kapsamında bu yıl 31. Enerji Verimliliği Haftası ve 3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu 12-13 Ocak 2012 tarihlerinde İstanbul da yapıldı. Etkinliklere Verimlilik Genel Müdürlüğü nü temsilen Verimlilik Uzmanları Serdal Ergün ve Yücel Özkara katıldılar. Oldukça geniş katılımlı olarak gerçekleşen ve pek çok paralel oturumlar ile gerçekleştirilen etkinliklerde ülkemizin her kesiminden enerji ve enerji verimliliği ile ilgilenen akademisyenler, kamu ve özel kesimden temsilciler, sivil toplum kuruluşları ve firmalar yer aldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ın açılışını yaptığı etkinliğe; TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Bilim ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı ve Komisyon Üyeleri; TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Kıvanç Dinçer, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ile pek çok bürokrat ve özel kesimden temsilciler katıldılar. Forumun bu yılki temel konusunun Enerji Verimliliği Strateji Belgesi olarak ele alınan etkinliklerde, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü nden Genel Müdür Yardımcısı Vekili Erdal Çalıkoğlu Belge ile ilgili olarak ülkemizde 2023 yılına kadar planlanan enerji verimliliğine ilişkin hedefleri; yasal yükümlülükler ve yaptırımlar, teşvik ve destek sistemleri ile tanıtım, eğitim ve farkındalık yaratma olarak üç temel üzerinde belirlediklerini ve topyekûn bir gayret ile ülkemizin enerji verimliliği konusunda ileriye gidebileceğini ifade etti. Etkinliklerin ikinci gününde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın katılımı ile düzenlenen ödül töreninde beyaz eşya sektöründe faaliyet gösteren firmalara ödülleri verildi. Başbakan Erdoğan törende yaptığı konuşmada, bir ülkenin refah seviyesini belirten önemli bir göstergenin enerji tüketimi olduğunu; bunun yanında enerji tasarrufunun ise bir ülkenin gelişmişlik seviyesini ortaya koyan en önemli gösterge olduğunu ifade ederek, ülke olarak yüzde 20 oranında tasarruf hedefine ulaşabileceğimizi vurguladı. OCAK 2012 5

ÜÇ AYLIK ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREĞİ SONUÇLARI AÇIKLANDI Dursun BALKAN - Faik Yücel GÜNAYDIN - Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA Verimlilik Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü) 2011 yılı III. Döneminde; İmalat sanayi genelinde çalışan kişi başına üretim endeksi önceki yılın aynı dönemine göre %3,3 artış, bir önceki döneme göre ise %4,9 azalış göstermiştir. Bölümler itibarıyla çalışan kişi başına üretim endeksinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre en büyük azalış %11,06 ile bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı, en büyük artış ise %23,64 ile ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç) bölümlerinde gerçekleşmiştir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi İstatistik Programı kapsamında hesapladığı ve yayınladığı Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri nin 2011 yılı III. dönemini 2 Ocak 2012 tarihinde kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu dönemde de EFİS Rev.2 ye (Avrupa Birliğinde Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflandırılması) göre sanayinin B-Madencilik Taşocakçılığı, C-İmalat Sanayi ve D-Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı kısımları, Ulusal Verimlilik İstatistikleri nin kapsamını oluşturmuştur. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (MIGs) çerçevesine uygun şekilde 5 sanayi grubunda da istatistikler yayımlanmıştır. Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Şekil 1 de imalat sanayi genelinde çalışan kişi başına üretim endeksi ve çalışılan saat başına üretim endeksi değerleri verilmiştir. Çalışan kişi başına üretim endeksi, 2011 yılı üçüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2010 yılı III. dönemine göre) %3,3 artarak 113,5 değerine ulaşmıştır. Çalışan kişi başına üretim endeksi, bir önceki döneme göre (2011 yılı II. Dönemine göre) ise %4,9 azalmıştır. 2011 yılı ilk döneminde, çalışılan saat başına üretim endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,9 artarak 118 değerine ulaşmıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksinde, bir önceki döneme göre ise %2,6 azalış gözlenmiştir. Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin Yapısı 6 OCAK 2012

İmalat sanayi genelinde verimliliğin belirleyicileri olan üretim ve istihdam endeksleri incelendiğinde, 2011 yılının üçüncü çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2010 III. çeyrek) istihdam endeksinin %4,9 ve üretim endeksinin de %8,3 artması ile verimliliğin %3,28 arttığı gözlenmiştir. 2011 yılının üçüncü çeyreğinde, 2011 yılının ikinci çeyreğine göre istihdam endeksi %1,5 artarken üretim endeksi %3,4 azalmıştır. Bu etkilerle birlikte imalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi bahsedilen dönemler karşılaştırıldığında %4,9 azalmıştır. Bu tarz dönemlik değişimler mevsimsel etkiler içerdiğinden yıllık değişimlerin izlenmesi daha sağlıklı sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır. Bu doğrultuda, imalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi ve mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks Şekil 3 te birlikte ele alınmıştır. Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeks İmalat sanayi için mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksi incelendiğinde yukarıdaki değişimler gözlenmiştir (bkz: Şekil 3). Bu serinin; 2011 yılı III. döneminde, 2010 yılı III. dönemine göre yıllık bazda %3,24 artış gösterdiği ortaya çıkmıştır. Bir önceki dönem olan 2011 II. Çeyrek ile kıyaslandığında ise 2011 III. dönemine ait bu serinin %1,43 azaldığı ortaya çıkmıştır. Şekil 4 te toplam sanayi ile madencilik, imalat sanayi ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı kısımları için bir önceki döneme göre değişimleri orijinal seri ve mevsimsel etki içermeyen seriler gösterilmektedir. Şekil incelendiğinde özellikle madencilik ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı kısımları için bulunan orijinal serilerin büyük dalgalanmalar gösterdiği, buna karşın reel değişimlerin çok daha küçük olduğu görülmektedir. Bu iki sektörde mevsimsel etkilerden arındırılmış serilerin orijinal serilere göre daha az dalgalanmalar göstermesi sektörlerin karakteristik özelliklerinden kaynaklanmaktadır. İmalat sanayi ve toplam sanayide ise madencilik ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı kısımları ile karşılaştırıldığında mevsimsel etkilerden arındırılmış seri ile orijinal seri arasındaki farkların daha az olduğu ortaya çıkmaktadır. Şekil 4. Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış ve Orijinal Serilere Göre Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksindeki Değişim 2011 IV. Dönemi kapsayan Ulusal Verimlilik İstatistikleri nin bir sonraki yayım tarihi 2 Nisan 2012 dir. Ulusal Verimlilik İstatistikleri ne http://vi.sanayi.gov.tr adresinden ulaşılabilmektedir. OCAK 2012 7

Yerli Marka Asansör Atağı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Çırağan Sarayı nda düzenlenen Türk Asansör Sektörü ile İnşaat Sektörü Buluşması nda yaptığı konuşmada dışa açık bir ekonomi modeliyle hareket eden Türkiye nin, ihracat ve ithalat arasında bir denge kurması gerektiğini kaydetti. Bu dengenin kaybolmasının, özellikle cari açığın finansmanında sıkıntılar yaşanmasına ve ülke tasarruflarının azalmasına neden olduğuna işaret eden Bakan Ergün, özellikle içinde bulunulan hızlı büyüme süreçlerinde, toplumun ihtiyaçlarının yerli ürünlerle karşılanmasının, dış ticaret dengesinin korunmasında büyük önem taşıdığını anlattı. 2023 yılına kadar, Türkiye nin hemen her yerinde çok önemli kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirileceğine değinen Ergün, yeni asansör ihtiyacının yanında, eski asansörlerin yenilenmesi de icap edeceğini, tahminen eskimiş, miadını doldurmuş, güvenlik sorunu olan ve kazalara sebep olabilecek olan 200 bin civarında asansörün yenilenmesi gerektiğini bildirdi. Asansör sektörünün hem iç pazarda hem de dış pazarda büyük bir potansiyel taşıdığını ifade eden Ergün, önemli bir değişim geçiren asansör sektörünün de bu pazardan önemli pay alması gerektiğini ve alacağını düşündüğünü aktardı. Ergün, birçok sektörde olduğu gibi asansör firmalarının da, ne yazık ki sürekli bölündüğüne ve küçüldüğüne değinerek, oysa bu firmaların şirket evlilikleri yaparak büyümelerinin, ölçek ekonomisinden yararlanmalarının ve böylece markalaşarak dünyaya açılmalarının gerektiğini söyledi. Bakanlığının, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumların, Ar-Ge ve işbirliği konularında önemli destekleri bulunduğuna değinen Ergün, Mesela birkaç asansör firmamız bir araya gelerek, KOSGEB in işbirliği-güçbirliği programından yararlanarak ortak Ar-Ge ve tasarım merkezi kurabilirler. Bu çerçevede bütün asansör firmalarımızı bu tür desteklerden yararlanmaya davet ediyorum dedi. Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı Düzenlendi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği nin (TÜDER) işbirliği ile düzenlenen Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı Bilkent Otel de gerçekleştirildi. Çalıştay da konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, önümüzdeki yıllarda büyük sağlık projelerinin de hayata geçmesiyle Türkiye nin sağlık turizminde de büyük bir atılım yapacağı düşünüldüğünde tıbbi cihazlar sektörünün büyük öneme sahip olduğunu ifade etti. Ergün, her alanda olduğu gibi tıbbi cihazlar sektöründe de ürünlere değer katılmasının önemli olduğunu vurguladı. Ergün, cari açıkla ilgili sorunun da orta ve uzun vadede yerli üreticilerinin ürünlerine katacağı değerle çözülebileceğini belirterek, Ürettiğimiz ürünler yüksek katma değerli olmazsa ve ileri teknoloji içermezse o zaman bu alandaki açığımızı kapatamayız. Üretim ve teknoloji kapasitemizi artırarak hem dışarıya daha fazla ürün ihraç edebilir, hem de ithalatta karşıladığımız ihtiyaçları yerli üretimle ikame edebiliriz. Şu an üzerinde çalıştığımız ve yakında açıklayacağımız teşvik paketini de cari açık sorununu çözen bir perspektifle hazırlıyoruz. Hükümet olarak geride kalan sürede kamunun büyük alım gücünü fiyatları düşürmek için ciddi manada kullandık. Bu konuda başarılı da olduk, ama aynı gücü savunma sanayinde ofset uygulamalarla kullandığımız gibi ilaç sanayi gibi diğer sektörlerde de kullanmamız gerekiyor diye konuştu. Mesleki Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Alanında Ulusal Forum Oluşturulması Çalıştayı Ankara da Gerçekleştirildi Avrupa Rehberlik Merkezi (Euroguidance) 2011 yılı faaliyetleri kapsamında Mesleki Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Alanında Ulusal Forum Oluşturulması Çalıştayı 14-15 Aralık 2011 tarihleri arasında Ankara da gerçekleştirildi. Çalıştay a Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü uzmanları da katıldı. 2009 yılında Kapadokya da düzenlenen 3. Mesleki Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Konferansı çıktılarından olan Ulusal Forum ve Mesleki Bilgi, Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetlerinde İşbirliği Mutabakat Belgesi nden yola çıkılarak gerçekleştirilen etkinlikte Ulusal Forum un statüsü, temel görevleri ve kalite-iletişim konularında 3 ayrı grup çalışması yürütülerek bu alanlarda öneriler hazırlandı. Mutabakat Belgesi ne taraf olan kuruluşlardan 60 a yakın temsilcinin katıldığı Çalıştay sonucunda, ulusal forumun İŞKUR ve MEB koordinasyonunda Ulusal Mesleki Rehberlik ve Danışmanlık Kurulu olarak faaliyet gösterecek şekilde tasarlanması önerildi. 8 OCAK 2012

Girişimcilik Konseyi Kuruldu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ün yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜ- SİAD) Başkanı Ümit Boyner, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral in de aralarında bulunduğu Konsey çatısı altındaki 32 kurum ve kuruluşun temsilcisi, Girişimcilik Manifestosuna imza attı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 4 Ocak 2012 tarihinde kurulan Girişimcilik Konseyi nin, girişimcilerin finansmanını çözmek için, yerli ve yabancı finans kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya, risk sermayesi fonları ve iş melekleri gibi alternatif finansal araçları geliştirmeye yönelik eylemler hazırlayacağını bildirdi. Ergün, Türkiye Girişimcilik Konseyi nin kuruluş töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye nin, son yıllarda gerçekten çok önemli değişimler yaşadığını, yıllardır birikmiş birçok sorununa çözüm üretirken, geleceğin güçlü Türkiye sini inşa edecek adımları da atmaya başladığını kaydetti. Bakan Ergün konuşmasında, Türkiye nin, bugün birçok açıdan dünyada ekonomi çevrelerinin en çok takdir ettiği ülkelerin başında geldiğini söyledi. 2010 yılında yüzde 9 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin, 2011 yılında da yüzde 8 civarında büyüyeceğini dile getiren Ergün, Türkiye nin TİM verilerine göre, 2011 yılında 135 milyar Dolar civarında ihracat gerçekleştirdiğini anımsattı. Türkiye nin, her açıdan girişimciler için çok daha cazip bir merkez olma özelliği kazandığını söyleyen Ergün, Türkiye de girişimciliğin daha ileri seviyelere taşınması gerektiğini de belirtti. Girişimcilik Manifestosu Manifesto da şunlar kaydedildi: Ülkemizin çalışkan ve dürüst girişimcileri için, 32 kuruluş, aynı çatı altında toplanarak güçlerimizi birleştirdik. Bu güç birliği ile ülkemiz girişimcilerine daha hızlı bir işleyiş, daha etkin bir iş ortamı yaratmayı amaçladık. Türkiye yi sadece kendi coğrafyasının değil, dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri yapmak idealiyle bir araya geldik. Girişimci dostu bir ekosistem için yeni stratejilerin belirlenmesini sağlayacağız. Girişimcilik kültürünü yaygınlaştıracağız. Girişimci adaylarının bilgi ve finans kaynaklarına erişimini kolaylaştırmak için çalışacağız. Girişimcilere yönelik iletişim ağlarının geliştirilmesini destekleyeceğiz. Eko girişimcilik, sosyal girişimcilik, inovatif girişimcilik, genç girişimcilik ve kadın girişimciliği gibi tematik alanlarda girişimciliği destekleyeceğiz. Girişimcilerin ihracata yönlendirilmesi ve dünya pazarlarında uluslararası rakipleriyle yarışacak rekabet gücünü kazanmaları için çalışacağız. Girişimcilik konusunda iletişim bilgilendirme, araştırma ve veri toplama ortamlarının ileri standartlara eriştirilmesi için çalışacağız. İş hayatına atılacak girişimci adaylarını destekleyeceğiz. Bu manifestoda imzası bulunan kurumlar olarak, bir vizyon etrafında ortak hareket etmek için buluştuğumuz Girişimcilik Konseyi çatısı altında girişimcilerimize gereken her türlü desteği vereceğimize söz veriyoruz. Konsey in Başkanlığını Bakan Nihat Ergün yürütecek Girişimcilik Konseyinin Başkanlığını, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün yürütecek. Konseyin, sekretarya hizmetlerini ise KOSGEB İdaresi Başkanlığı yerine getirecek. Konsey deki kuruluşlar Girişimcilik Konseyi altında yer alan 32 kuruluş şöyle: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, KOSGEB, İŞKUR, TÜBİTAK, YÖK, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, TOBB Genç Girişimciler Kurulu, TOBB Türkiye Girişim Sermayesi Meclisi, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), ENDEAVOR Derneği, Genç Yönetici ve İşadamları Derneği (GYİAD), Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Teknogirişim İşletmeleri Araştırma Geliştirme (TEKNOGİRİŞİM) Derneği, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD), Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜ- GİK), Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD). OCAK 2012 9

Makale Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği SÜRDÜRÜLEBİLİR YARINLAR İÇİN; SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM ve ENERJİ VERİMLİLİĞİ Ferda HEKİMCİ / Verimlilik Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Dünya Beyaz Adam ın düşmanıdır ve Beyaz Adam onu fethetti mi ilerlemeye devam eder ( ) Annesi dünyaya ve kardeşi göğe, satın alınan, yağma edilen, koyunlara ya da parlak boncuklara değişilen birer malmış gibi davranır; iştahı dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır ( ) Bu son, bize bir sır Çünkü son Bufalo katledildiğinde, vahşi atlar ehlileştirildiğinde, ormanın gizli köşeleri insan kokusuyla dolduğunda ve diri tepeler konuşan tellerle lekelendiğinde Anlamamız mümkün değil ki; çalılık nerede? Gitmiş! Ve kıvrak taylara, av hayvanlarına elveda demek nedir? (işte) Yaşamın sonu ve yaşamaya çalışmanın başlangıcı (1) Seattle, 1854 10 OCAK 2012 İnsanoğlu önceleri sadece doğadan aldığını tüketiyordu. Sonra üretim ve ticari etkinliklere yöneldi. Sanayi devrimi ve arkasından küreselleşme pazarın olağanüstü büyümesine neden oldu. Ancak, bu ekonomik etkinlikler sırasında iyice tahrip olan doğa, artık alarm vermeye başladı. Bugün ise bu durum artık yarınları, yaşamın sürdürülebilirliğini tehdit eder hale gelmiştir. Çünkü insanoğlu, sanayileşme sürecinde kendi yaşam ortamını oluşturan; toprağı, su ve havayı yani doğayı da acımasızca tüketmiştir. Sonuç, dünyamıza küresel ısınma, iklim değişiklikleri, ekosistemlerin tah- 1 1854 yılında, Duwarmish Kızılderililerinin Reisi Seattle, kendisinden topraklarını satmasını isteyen ABD Başkanı Franklin Pierce yazdığı mektuptan alınmıştır. Bu mektup Birleşmiş Milletler Çevre Koruma Teşkilatınca, çevre üzerine şimdiye dek bilinen en güzel ve en içten anlatım olarak yayınlanıp simgeleşmiştir.

Makale Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği rip olması vb. çevresel sorunlar olarak geri dönmüştür. Nitekim Birleşmiş Milletler raporları bu tükeniş ve tahribatın en önemli sonucu olan Küresel ısınmanın son elli yılda insan eliyle yaratıldığını ve yüzyıllarca süreceğini ortaya koymakta. Oysa, insanoğlu; kendi eliyle yarattığı bu duruma karşı da bir şeyler yapabilmelidir... Bu yolda yapılabilecek en akılcı şey ise Sınırlı kaynakların verimli, bilinçli ve duyarlı kullanılmasıdır. Bu çerçevede Sürdürülebilir Tüketim ve Üretimi sağlayabilmektir. Sürdürülebilir yarınlar için sürdürülebilir kalkınmayı başarabilmektir. Enerji ve Küresel Isınma İnsanlar yeme, içme, ısınma, ulaşım vb. yaşam etkinliklerini (tüketimlerini) karşılayabilmek için enerji harcarlar. İnsanların bu tüketimlerini karşılayabilmeleri, yaşamlarını sürdürebilmeleri için ise çeşitli mal ve hizmetlerin üretilmesi gerekir. Böylece hem tüketim hem de üretim için enerji harcanır. Bu ekonomik etkinlikleri gerçekleştirebilmek için ortaya çıkan enerji gereksinimi ise çok büyük ölçüde fosil yakıtlar denilen kömür, petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarından karşılanmakta; bunun sonucu olarak atmosfere başta karbondioksit olmak sera gazları salınmaktadır. Bilim adamlarınca küresel ısınmanın en önemli nedeni olarak ilk sırada tüketim ve üretim etkinlikleri sırasında atmosfere salınan sera gazları gösterilmektedir. İnsanların çeşitli faaliyetleri (tüketimleri) için enerji kullanımının % 49, endüstrileşmenin % 24, ormansızlaşmanın % 14, tarımın % 13 oranında küresel ısınmaya katkısı olmaktadır (http://www. cevreorman.gov.tr/hava_02.htm). Sanayi devrimiyle başlayan ve küreselleşmeyle olağanüstü gelişerek yaygınlaşan olağanüstü tüketim ve üretim süreci sonucu karbon salınımı %31 lik bir artış göstermiştir (Atalık, 2005). Küresel Isınma, Verimlilik? Bugün küresel ısınma nedeniyle dünyamızın içinde bulunduğu geri dönülmesi bir hayli zor olan durum dikkate alındığında; artık iyice sınırlı olan kaynakların üretim ve tüketimde daha etkin ve yararlı kullanılması bir tercih olmaktan öteye adeta bir zorunluluk olarak algılanmalıdır. Günümüzde tüketimin ve buna koşut olarak üretimin hızla artması sonucu ortaya çıkan küresel ısınma, iklim değişiklikleri vb. çevresel sorunlar, sürdürülebilirlik ve verimlilik kavramlarını gündeme getirmektedir. Buna göre, verimlilik kavramının artık sadece çıktılarla girdiler arasında oransal bir kavram olmaktan çok; çevreye saygı ve sürdürülebilirlik esaslarını da içermesi gerekmektedir. Bu çerçevede, gelinen noktada kural, koşul, sınır tanımadan bilinçsizce yapılan tüketimi karşılayabilmek için yapılacak olan üretimin eko sistemin yeniden üretme ve özümseme kapasiteleri dahilinde olması, yani sürdürülebilir olması gerekmektedir. Bu anlamda verimlilik ve sürdürülebilir gelişme arasında yakın pozitif bağlantılar olduğu açıktır (Prokopenko, 2006:13). Eko-Verimlilik (Temiz Üretim), Enerji Verimliliği, Su Verimliliği gibi yaklaşımlarla sağlanacak olan kaynak tasarrufu ile bir yandan aşırı enerji kullanımı, aşırı tüketim ve aşırı atık oluşumu kaynağında önlenerek azaltılabilecek; diğer yandan ise zarar gören çevrenin kendini yenileyebilmesine, küresel ısınmanın hızının azaltılmasına ve doğal çevreden gelecek nesillerin de faydalanmasına olanak sağlanacaktır (MPM, 2011). Bu bağlamda verimlilik kavramının günümüzde, yalnızca üretimde kullanılan etmenler ile üretilen mal ve hizmetlerin nitelik ve niceliği arasında bir oran olarak açıklanması, çeşitli yönlerden yeterli görülmemekte; tüketim alanının da verimlilik alanı olarak algılanması zorunlu olmaktadır (MPM, 2006). Sürdürülebilir Yarınlar İçin 1970 lere kadar yalnızca bireylerin yaşam düzeylerinin artırılmasını hedefleyen ekonomik gelişmeye odaklanan insanoğlu, 1970 li yılların başında çevre konusunda da bilinçlenmeye başlamış ve 1972 yılında Roma Kulübü nün Büyümenin Sınırları adlı raporunun yayınlanması ile başlayan süreç, 1987 yılında Sürdürülebilirlik düşüncesinin yazına girmesi ile hız kazanmıştır (ODTÜ, 2008). Süreç içerisinde gelişen çok çeşitli tanımlar arasında Dünya Çevre Komisyonu sürdürülebilirlik kavramını; insanların mevcut ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kaynakların miktarını ve şeklini etkilemeden karşılayabilmesi olarak tanımlamıştır (WCED, 1991:6). Günümüzde insanlığın yarınları da yaşayabilmesinin olmazsa olmazı tüketimde ve üretimde sürdürülebilirliğin sağlamasına bağlıdır. Oysa insanlık, doğaya hakim olabilmek düşüncesiyle yeni teknolojiler geliştirip, bu teknolojiyi yönetme gücünü kullanarak, doğada kurulu dengelerin bozulmasına yol açmaktadır. Bu bozulma, doğal kaynakların üretim sürecine sokulması ve bu süreç içerisinde yer alan üretim-tüketim faaliyetleri sonucu oluşan atık ve artıkların çevrenin sınırlı özümseme kapasitesi dikkate alınmadan doğaya verilmesi ile meydana gelmektedir. İnsanların sınırsız ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanılan doğal kaynakların sınırlı olması çevre ile ekonominin uyumlaştırılmasını gerekli kılmaktadır (Hertvvich, 2005:1-6 ve Jackson, 2005: 19-36). Sürdürülebilir Kalkınma; Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim 2002 yılında Johannesburg ta gerçekleştirilen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi nde sürdürülebilir tüketim ve üretim sürdürülebilir kalkınmanın ön koşulu olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede sürdürülebilir tüketim ve üretim, çevre alanındaki küresel politikaların iş dünyasına ve tüketiciye yansı- OCAK 2012 11

Makale Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği 12 OCAK 2012 yan uygulamalarının önemli bir parçası olarak değerlendirilmeye başlanmıştır (http://www.rec.org.tr/sayfa.asp?id=l). Haziran 2003 de Fas ın Marakeş kentinde yapılan Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Uluslararası Uzmanlar Toplantısı ile başlatılan ve Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim için 10 Yıllık Çerçeve Programı nın oluşturulması ile sonuçlanan Marakeş Süreci nde Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Süreci (STÜ) konusunda öncelikler belirlenerek, ulusal ve bölgesel girişimlerin gerçekleştirilmesine karar verilmiş ve toplumsal ve ekonomik gelişmenin ekosistemin taşıma kapasitesi içerisinde gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Günümüzde STÜ konusunda bölgesel stratejilerin belirlenmesi ile konu üzerinde ulusal plan hazırlamak isteyen ülkelere gerekli danışmanlığın sağlanması amacıyla uluslararası ve bölgesel uzman toplantılarıyla Marakeş Süreci devam ettirilmektedir (UNEPa,2005). Gelinen noktada, aşırı baskı altındaki bir ekosistemden kaynaklanan ciddi çevresel etkiler nedeniyle, kaynakların etkin kullanımı (yani verimlilik), sürdürülebilir gelişmenin sağlanması açısından temel bir strateji haline gelmiştir (Prokopenko, 2006:13). Diğer yandan tüketim ve üretimin salt azaltılması anlamına gelmeyen STÜ kavramı yüksek verime sahip üretim teknoloji ve yöntemlerinin kullanımıyla, aynı miktarda üretim için daha az doğal kaynak ve enerji kullanımı ve daha az atık üretimi prensibine dayanmaktadır (TTGV, 2011:8). Sürdürülebilir tüketim ve üretim kavramı çevresel kaygıların yanısıra; doğal kaynakların korunması, yoksullukla mücadele, endüstriyel verimlilik, ekonomik kalkınma, sağlık, eğitim ve yaşam kalitesi gibi pek çok farklı alana hitap etmektedir (UNEP b, 2005). Bu bağlamda sürdürülebilirlik, toplumdaki tüm öğelerin işbirliğini özellikle de üretici ve tüketicilerin ortak hareket etmelerini gerektirmektedir. Bireylerin bilinçli bir şekilde kaynakları yönetebilmeleri ve sürdürülebilirliği sağlamaları için 3-R den söz edilmektedir. Bunlar; Azaltmak (Reducing), Yeniden Kullanma (Reusing), Geri dönüşüm (Recycling) olarak açıklanmaktadır (Gönen, Özmete, 2006:50-55). Bu yaklaşım ile kaynakların bir yaşam döngüsünün olduğu kabul edilmektedir. Bu yaklaşım üretimde Eko Verimliliğin olduğu kadar; tüketimde ise bilinçli, etik ve yeşil tüketimin kodlarını da oluşturmaktadır. Sürdürülebilir Tüketim Sürdürülebilir tüketim, sürdürülebilir kalkınma paradigmasına bağlı olarak geliştirilmiştir. Sürdürülebilir gelişme paradigması hem sürdürülebilir tüketimi hem de sürdürülebilir üretimi içermektedir. Çoğu kez de sürdürülebilir üretim ve tüketim (STÜ) faaliyetleri, sürdürülebilir tüketim kavramı altında birleştirilmektedir (McLaren, 2007). Sürdürülebilir tüketim kavramı, 1992 yılında Rio da düzenlenen Dünya Zirvesi nin sürdürülebilir gelişme eylem planı çerçevesinde yer alan Gündem 21 Belgesi 4. bölümde küresel ekolojik çevrede sürekli artan bozulmanın başlıca nedeni, özellikle gelişmiş ülkelerde sürdürülemez üretim ve tüketim kalıplarının sergilenmesidir saptamasıyla yer alarak yazına girmiştir. Bu zirve sonucunda, sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak ve insan eylemlerinin ekolojik çevreye karşı olumsuz etkilerini en aza indirmek için tüketim kalıplarını değiştirmek, insanoğlunun en büyük mücadelelerinden biridir denilmiştir (UN, 1992). Norveç Çevre Bakanlığı tarafından 1994 yılında geliştirilen ve OECD nin 2002 raporunda yayınlanan tanımlamaya göre sürdürülebilir tüketim; gelecek kuşakların gereksinimlerini dikkate alarak, yaşam döngüsü bakışıyla doğal kaynakların, toksik maddelerin, atık salınımlarının ve çevreyi kirletici maddelerin kullanımını en aza indirgerken temel gereksinimleri karşılayan ve daha iyi bir yaşam kalitesi sunan mal ve hizmetlerin kullanımıdır (Seyfang, 2004:324). Sürdürülebilir tüketim, satın alma karar sürecinde sosyal ve çevresel kaygıları güden ve pazarı dönüştürebilecek etkiye sahip yeşil ve etik tüketiciler tarafından, öbürlerine göre daha verimli bir biçimde üretilmiş malların tüketilmesidir (Seyfang, 2005:294). Bir yönüyle sürdürülebilir tüketim, hem tüketicileri hem de politik karar organlarında yer alanları güçlü araçlarla ikna etmeye dayanan bir olgudur (Veenhoven, 2004:1-2). Sürdürülebilir tüketim, endüstriyel üretimin neden olduğu ekolojik sorunlara bir çözüm oluşturma arayışında olan bir söylemdir (Dolan, 2002:170). Aslında, dünyada var olan tüketimle ilgili birbirine zıt iki temel sorun bulunmaktadır. Bunlar; aşırı tüketim ve yetersiz tüketimdir (Clark, 2007:492). Bu yüzden, sürdürülebilir tüketim kavramı gelişmiş ve gelişmekte-az gelişmiş ülkeler için farklı anlama gelmektedir (Cohen, 2010:3). Örneğin, dünyanın en zengin çeyreği, tüm tüketimin % 86 sını; en yoksul çeyreği ise % 1.3 ünü gerçekleştirmektedir. Bu şekilde dünyanın bir bölümü tüm kaynakları kayıtsızca tüketirken, bir başka bölümü ise temel gereksinimlerini bile karşılayamamaktadır. İşte sürdürülebilir tüketim, dünya üzerindeki bu eşitsizliği gidermeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir üretim alanında kaynakların etkin kullanımı ve temiz üretim vb. gibi başarılı uygulamalara rastlansa da, sürdürülebilir tüketim alanında henüz çok az başarı sağlanmış görünmektedir (Veenhoven, 2004:1). Ürün boyutuna göre ise sürdürülebilir tüketim; geliştirilen ürünlerin, daha az doğal kaynak ve enerji kullanılarak, daha az atık oluşturacak, büyük ölçüde geri dönüşebilecek veya geri dönüşmese de atıkları çevreye zararlı olmayacak, kullanımında en az doğal kaynak tüketimi ge-

Makale Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği rektirecek, dayanıklı ve onarılabilecek biçimde üretilen ürünlerin tüketimidir. Sürdürülebilir yaşam biçimi ise, çevreyi öbür yaşam biçimlerine oranla daha az incitecek davranışları sergileyen ve toplumsal eşitsizliklere daha az bağlı olacak biçimde tüketim davranışlarının sergilenmesi sonucu oluşmaktadır (Hertwich, 2002:2). Yapılan tanımlardan da anlaşılacağı gibi; sürdürülebilir tüketim düşüncesi, gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmayı amaçladığı için uzun erimli ; ayrıca, tüm insanlığın katılımını gerektirdiği için de bütüncül bir yaklaşımdır. Üzerinde yaşadığımız dünyayı insan bedenine benzetirsek, bizlerin de bu bedenin farklı organlarında ya da dokularında yaşayan mikroorganizmalar olduğumuz söylenebilir. İnsan bedeninin herhangi bir organı, dokusu ya da hücresinde yaşanan işleyiş bozukluğu tüm sistemin işleyişini bozmakta ve sorun giderilemezse sonuç ölüm olmaktadır. Bu yüzden dünya üzerindeki tüm ülkelerin, işletmelerin ve halkların (tüketicilerin) sürdürülebilir tüketim çabalarına girişmesi gerekmektedir (SCR,2006:4). Etik Tüketicilik, Ekolojik Yurttaşlık, Temiz (Sürdürülebilir) Tüketicilik İngiltere ve ABD de de 1990 lı yılların başlarında başlayıp tüm batıya yayılan Etik Tüketicilik (Ethical Consumerism) bilinciyle etik tüketiciler küresel şirketlerce az gelişmiş ülkelerin hammadde kaynaklarının, küçük çiftçi ve imalatçılarının ürünlerinin çok düşük fiyatlarla sömürülmesine de karşı çıkmış, ayrıca tüketim tercihlerinde çevre ve ekolojik değerleri öne çıkarmışlardır. Kısaca, etik tüketiciler artık kalite ve tüketici odaklılığın yanına sosyal sorumluluk bilincini ve etik değerleri de koyuyor. İşte; pazarı kendi istemi doğrultusunda oluşturup, yönünü çizebilmenin kendi elinde olduğunun bilincinde olan batılı tüketici, artık bilinçli tüketicilik ilkelerine etik tüketiciliğin insancıl ve çevreci naifliğini de ekliyor ve böylece ekonomik eylem yeni bir trend kazanıyor (Hekimci, 2007a:14-15). Akdeniz Üniversitesi nde gerçekleştirilen Yerel Gündem 21 çalışmalarından yola çıkarak Etik Tüketiciliği; tüketicinin evrensel haklarından olan seçme hakkının etik olarak üretilen veya topluma, çevreye zararlı olmayan mal ve hizmetlerden yana kullanması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu seçimin; tüketicinin söz konusu üretim ürünlerini satın alması yönünde olduğu gibi, tüketicinin aksine bir üretimi almama hakkını kullanarak boykot etmesi şeklinde de olabileceğini söyleyebiliriz (Hekimci, 2010: 106-109). Bu yaklaşımından hareketle, etik tüketici olmak demek; bir yumurta satın almak kadar kolay veya çocuk işçilerce üretilen ürünlerin boykot edilmesi ya da çevreye en az zararlı ürünün seçilmesi kadar da karmaşık olabilecektir. Etik sınıfa giren ürünler ise; organik tarım ürünleri, tasarruflu ampuller, yenilenebilir kaynaklardan enerji temini, geri dönüşümlü kağıt ve onaylanmış ormanlardan üretilmiş ağaç ürünleri olarak sıralanabilir (Akdeniz, 2007). Diğer yandan, tüketicilerin satın alma karar sürecinde ekolojik yurttaş gibi davranmalarıyla sürdürülebilir tüketime ulaşmak olasıdır. Ekolojik yurttaşlık ise, günlük yaşantımızda yaptığımız davranışların (seçimlerin) öbürleri üzerindeki ekolojik etkilerini azaltmayı hesap ederek, gerektiğinde tüketim kalıplarını değiştiren ve nasıl yaşamamız gerektiğini sorgulayan bir kavramdır (Seyfang, 2005:291). Bu çerçevede tüketicilerin çevre dostu tüketime yönelik tutum ve davranışları gündeme gelmektedir. Çevre dostu tüketim, tüketim eyleminin her safhasında çevreye verilecek zararı en aza indirerek çevresel faydayı düşünmek olarak tanımlanabilir. Çevre dostu tüketim; ekolojik, geri dönüştürülebilir ve ihtiyacımız kadar ürünleri tüketerek sergilenebileceği gibi doğayı kirletmeyen, çevre projelerini destekleyen ve çevre dostu ürünler üreten firmaların ürünlerini satın alarak da gösterilebilir (Yılmaz ve Arslan, 2011:1-10). Yukarıdakilerin hep birlikte değerlendirilmesi sonucu temiz (sürdürülebilir) tüketicilik ise tüketicilerin, sosyal sorumlu, etik ve bilinçli tüketicilik ilkeleri kapsamında, çevresel davranışları benimseyerek, çevre dostu ürünleri tercih edip, özel tüketim davranışlarında ekolojik yurttaşlık temellerinde yapacakları politik ve çevreci seçimlerle, tüketimlerinin ekolojik etkilerini azaltmayı ilke edinerek, doğal kaynakların, toksik maddelerin, atık salınımlarının, çevreyi kirletici maddeler ile ürünlerin kullanımını en aza indirgeyen ve dünya üzerindeki yetersiz tüketimi ve gelecek kuşakların gereksinimlerini dikkate alan tüketim anlayışıdır şeklinde ortaya konulabilir. Bu bağlamda sosyal sorumlu, etik, bilinçli tüketiciler temiz (sürdürülebilir) tüke- OCAK 2012 13

Makale Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği ticilik gereklerinden hareketle doğal kaynakları koruyan, daha az kaynak kullanıp daha az atık oluşturan, üretimde verimliliği artırarak sürdürülebilir kalkınmaya olanak sağlayan temiz (sürdürülebilir) üretime talep yaratacaklardır. Enerji Verimliliği Enerji verimliliği de STÜ gibi sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir argümanını oluşturmaktadır. Enerji verimliliği; enerjide arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılıktan kaynaklanan risklerin azaltılması, enerji maliyetlerinin sürdürülebilir kılınması, iklim değişikliği ile mücadelenin etkinliğinin artırılması ve çevrenin korunması gibi ulusal stratejik hedefleri tamamlayan ve bunları yatay kesen bir kavramdır. Sürdürülebilir kalkınmanın öneminin gittikçe daha çok anlaşıldığı günümüzde, enerji verimliliğine yönelik çabaların değeri de aynı oranda artmaktadır (http://www.eie.gov.tr/duyurular/ EV/EV-Strateji_Belgesi/ENVER_Strateji_Belgesi-Taslak_20110730.pdf). Enerji verimliliği; yaşam standardımızı, üretim kalitesini ve miktarını düşürmeden, daha az enerji kullanarak aynı miktardaki işi yapabilmektir. Gaz, buhar, ısı, hava ve elektrikteki enerji kayıpları enerji verimliliğiyle önlenir, atıklar değerlendirilir ya da gelişmiş teknolojiler kullanılarak, üretimi düşürmeden enerji talebi azaltılır. Enerji verimliliği; daha verimli enerji kaynaklarının kullanımının yanı sıra gelişmiş endüstriyel süreçler ve enerji geri kazanımları gibi etkinliği artırıcı önlemlerle de gerçekleştirilebilir (http://www.wwf.org.tr/ pdf/enerjiverimliligi.pd). Bugün herkes tarafından kabul edilen bir gerçek ise en ucuz enerjinin, verimli kullanım sonucu tasarruf edilen enerji olduğudur. Sonuçta enerji tasarrufuyla ek kaynak kullanılmadığından çevre de korunmuş olacaktır. Enerji Verimliliği ve İnsana Özgü Yaklaşımlar İnsanlığın çevresel sorunlarla ve bu sorunlarla başa çıkmasında yine insan 14 OCAK 2012 ve insana özgü davranışların önemi ortaya çıkmaktadır. Çevresel sorunların çözümünde en önemli etkenlerden olan enerji verimliliği ni sağlayabilmek için asgaride birer insan olarak hepimizin ortak noktalarından hareket etmek ise en akılcı ve etkin yol olacaktır. Bunlardan en önemlisi; evrensel anlamda ortak tüketici kimliğimizdir. Bu ortak noktalardan bir diğeri ise yaşadığımız ülke bazında ortak yurttaş kimliğimiz olacaktır. Küresel pazarının en önemli gücü haline gelmiş olan tüketici ; bu kimliğini yaşadığı ülkenin yurttaşı olmakla da seçmen kimliğiyle birleştirmektedir. Tüketici olarak nedeni olduğumuz ekonomik etkinlikleri (üretim, tüketim vb. etkinlikleri) yerine göre tüketiciyurttaş kimliğimizle yönlendirebilir, yerine göre de iş, aile ve özel yaşamımızda yapabileceğimiz bilinçli tercihlerle Çözümün Bir Parçası olabiliriz. Zaten talebin çevreci ürünlere yönelişi, üreticileri de çevre konusunda daha hassas olmaya zorlayacaktır. Bu gerçek karşısında tüketicilerin davranışlarını gözden geçirmesi gerekir. Bu doğrultuda, sosyal ve çevresel duyarlılıkları ön plana alarak farklılık yaratıp, rekabette ön tutmak isteyen sosyal sorumluluk sahibi firmaların ürünleri ile Sürdürülebilir-Temiz Üretim / Eko- Yeşil Verimlilik yöntemleriyle teknolojilerini geliştiren firmaların ürünleri tercih edilerek, pazarın çevre dostu mal ve hizmetlerden oluşmasını, bu doğrultuda da işletmelerin sosyal sorumluluk almaları sağlanmalıdır. Nitekim, sosyal sorumlu, etik, bilinçli tüketicilerce yaratılan talep son yılarda Kurumsal Sosyal Sorumluluk, SA Sosyal Sorumluluk Standartları, Kurumsal Vatandaşlık, Etik Ticaret kavramını ortaya çıkarmıştır. Bu alandaki gelişmeler; Yeşil Pazarlama Stratejileri ile desteklenmektedir. Başta enerji kullanımı olmak üzere üretimde çevresel etkileri de içeren Eko-Yeşil Verimlilik ya da Sürdürülebilir-Temiz Üretim yaklaşımı hızla gelişmektedir. Tarımda ise Ekolojik Tarım uygulamaları ile kimyasal gübre, ilaçların toprağı ve suyu kirletmesinin önüne geçilebilmek olasıdır (Hekimci, 2007 b:52-60). Diğer yandan insanlar yurttaş kimlikleriyle devletten çeşitli hizmetler alırlar. Bu bağlamda devletin hizmet üretici kimliği ile yurttaşın tüketici kimliği gündeme gelir. Devletin görevi bu hizmetleri en etken ve etkili bir biçimde sunarak Yurttaş Mutluluğu nu sağlamaktır. Sağlık, Güvenlik ve Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı evrensel kabul edilmiş tüketici hakları olarak tüm yönetimleri bağlar. Öte yandan demokrasi, sosyoekonomik açıdan tüm etkinliklerin yurttaş-tüketici ve kamuoyu ile uyum içerisinde karşılanmasını gerekli kılar (Hekimci, 2003:72-79). Dolayısıyla, tüketici-yurttaş-seçmen kimliğinin ortaya koyularak bu doğrultuda, çevreyi koruyucu mevzuat ve uygulamaları yaşama geçirmesi ısrarla talep edilmelidir. Bu durum son dönem çağdaş tüketici hareketinde tüketicilerin Ekolojik Yurttaşlık yaklaşımı doğrultusunda yapacakları politik ve çevreci tercihleri öne çıkacaktır. Bu çerçevede ülkelerin; sanayi, ulaşım, tarım ve ticaret politikalarında, çevreyi koruyucu önlemlerin, mevzuat ve uygulamaların vakit geçirilmeden yaşama geçirilmesi; bu bağlamda tüketicilerin temiz tüketim yolunda bilinçlendirilerek, temiz üretime yönelik talep baskısını oluşturması gerekmektedir. İşte bu noktada demokratik rejimlerde yönetim üzerinde baskı oluşturabilecek olan en etkili demokratik gücün, üzerinde seçmen kimliğini de barındıran tüketiciler, bilinçli, ekolojik yurttaşlar olacağı unutulmamalıdır. Uzmanlar ülkemizdeki binalarda sadece çatı yalıtımı, pencerelerde çift cam kullanımı, sızma kayıplarının azaltılmasıyla; soba ve kalorifer gibi ısıtma sistemlerinde iyi işletme ve verimli ısıtma sistemlerinin kullanılmasıyla önemli boyutta enerji tasarruf edilebileceğini belirtmektedirler. TMMOB Enerji Komisyonunun verdiği bilgilere göre verimli elektrikli cihazlarının

Makale Sürdürülebilir Yarınlar İçin; Sürdürülebilir Tüketim ve Enerji Verimliliği ve aydınlatma sistemlerinin de kullanılmasıyla ülkemizdeki binalarda yapılabilecek enerji tasarrufu potansiyeli ortalama 4.7 Milyon Ton Eşdeğer Petrol ü bulmaktadır (http://www. emo.org.tr/ekler/045c59a90d7587d_ ek.pdf?tipi=3&turu=x&sube=14). Bu durum, her birimizin kişisel etkinliklerimiz nedeniyle kullandığımız enerjiden tasarruf etmemizi zorunlu kılmaktadır. Günlük yaşamımızda yapacağımız küçük değişiklikler ve enerji verimli cihazları tercih edip kullanarak enerjinin daha etkin ve verimli kullanılmasına katkı sağlayabiliriz. (2) Sonuç olarak; sürdürülebilir yarınlar ancak yaşamını bilinçle sürdüren duyarlı insanlara bağlı olarak şekillenebilecektir. Bu süreçte STÜ, enerjinin verimli kullanımı başlıca yaşamsal bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun motor gücünün ise tüm sosyoekonomik süreçlerde sosyal sorumlu, etik davran ve temiz-sürdürülebilir tüketime yönelen bilinçli tüketiciler olacağı şüphesizdir. Yine bu yazı kısıtlarında değinilmese de, yeri gelmişken temiz bir tüketime yönelecek olan tüketici nin; bilgilendirilme ve eğitilme hakları doğrultusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi Evrensel Tüketici Hakları yönüyle ekonomik etkinliklerin içerisindeki ilgili çevrelere ve özellikle de bu etkinlikleri düzenleme durumunda olan devlete, önemli, kaçınılmaz, ödev ve görevler yüklemekte olduğunu vurgulamadan geçmek bir eksiklik olacaktır. Zira, sürdürülebilir tüketim, ancak hepimiz birlikte çalışırsak başarılabilecektir. Bundan böyle, sürdürülebilir yaşam ve gelişim süreci büyük ölçüde bilinçli tüketici davranışlarına odaklanmaktadır (Babaoğul ve Altıok, 2008:304-402). 2 Konuyla ilgili kapsamlı bilgi için bakınız (Hekimci, 2007: 52-60). Küresel İklim Değişikliği (İzmir Panel Konuşmaları), II. Oturum/ Küresel İklim Değişikliği ne Karşı Ne Yapabiliriz?, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını, 52-60, İzmir. KAYNAKÇA Akdeniz Ü. (2007). Yerel Gündem 21, Sürdürülebilir Turizm-Sözlük, www.akdeniz. edu.tr/muhfak/cevre/coastlearn.../glossary. htm. Erş.Tarihi:12.7.2008. Atalık A.T. (2005). Küresel Isınma, Su Kaynakları ve Tarım Üzerine Etkileri, www. zmo.org.tr, 11. 4.2007. Babaoğu,M. ve Altınok, N. (2008). Sürdürülebilir Tüketim ve Tüketici Eğitimi, 13. Uluslararası Pazarlama Kongresi Bildiri Kitabı, 394-402, Çukurova Ü., Adana. Clark, G. (2007). Evolution of the Global Sustainable Consumption and Production Policy and the United Nations Environment Programme s (UNEP) Supporting Activities, Journal of Cleaner Production, No.15. Cohen, B. (2010). A Guidance Framework for Mainstreaming Resource Efficiency and Sustainable Consumption and Production in a Developing Country Context, Environment, Development and Sustainability. Dolan, P. (2002). The Sustainability of Sustainable Consumption, Journal of Macromarketing, Vol.22, No.2. Gönen,E. Özmete, E. (2006). Aile ve Tüketici Bilimlerinin Sürdürülebilirlik Perspektifi I. Uluslar arası Ev Ekonomisi Kongresi, (50-55). Hekimci, F. (2003). Yurttaş Mutluluğu, 3. Kalite Sempozyumu Bildiriler Kitabı, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Yayını,72-79, Bursa. Hekimci, F. (2007a) Etik Tüketicilik ve Etik Ticaret I, MPM Anahtar Dergisi, 226, 14-15, Ankara. Hekimci,F. (2007b). Küresel İklim Değişikliği (İzmir Panel Konuşmaları), II. Oturum, Küresel İklim Değişikliği ne Karşı Ne Yapabiliriz?, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını, 52-60, İzmir. Hekimci, F. (2010). Yeni ekonominin Yükselen Değerleri: Etik Tüketicilik ve Etik Ticaret, Türkiş Dergisi, Sayı 397, s.106,109, Ankara. Hekimci, F. (2011). Bir Yaşam Biçimi Olarak Enerjinin Verimli Kullanımı, IPA, BEEAMS- Aday ve Üye Ülkelerde Enerji Veriminin Arttırılması Çalıştayı Sunumu, Istanbul. Hertwich, E. (2002). Life-Cycle Approaches to Sustainable Consumption, Workshop Proceedings Interim Report, International Institute for Applied Systems Analysis, Laxenburg, Austria. Hertwich, E.G. (2005). Consumption and Industrial Ecology Journal of Industrial Ecology, 9, 1-6. Jackson,T. (2005). Live Better By Consuming Less? Journal of Industrial Ecology,9 (l-2), 19-36. Mc Laren, S.J. (2007), Defining a Role for Sustainable Consumption Initiatives In New Zealand, 2nd International, Conference on Sustainability Engineering and Science, Auckland, New Zealand. MPM, (2006). MPM-Amaç Alanları, Stratejik Amaçlar, Amaçlar ve Hedeflerin Oluşturulması Altyapı Çalışmaları Raporu, Ankara. MPM, (2011). 100 Soruda Verimlilik-Genel, Yayına Hazırlanmış Kitapçık. ODTÜ, (2008). ODTÜ Çevre Topluluğu, Çevresel Duyarlık Bağlamında Davranış Biçimi Olarak sürdürülebilirlik www.cevre. metu.edu.tr/node/24, Erişim Tr. 2012. Prokopenko, J. (2006). Verimliliği Teşvik Kuruluşları:Evrim ve Deneyim, MPM Yayınları, No: 675, Ankara. Seyfang, G. (2004). Consuming Values and Contested Cultures: A Critical Analysis of the UK Strategy for Sustainable Consumption and Production, Review of Social Economy, Vol.62, No.3. Seyfang, G. (2005). Shopping for Sustainability: Can Sustainable Consumption Promote Ecological Citizenship?, Environmental Politics, Vol.14, No.2. TTGV. (2011). Sanayide Eko Verimlilik (Temiz Üretim) Kılavuzu: Yöntem ve Uygulamalar, s.8. Ankara. UNEP. (2005:a). Making the Marrakech Process Work, Discussion Paper, 2nd Expert Meeting on The 10-Year Framework of Programmes on Sustainable Consumption and Production, San José, Costa Rica, 5-8 September 2005. UNEP,(2005:b). Advancing Sustainable Consumption in Asia, A Guidance Manual, Unep, Europeaıd, Asıa Proeco. United Nations Conference on Environment & Development Rio de Janerio, Brazil, 3 to 14 June 1992 AGENDA 21, http://www.un.org/ esa/sustdev/documents/agenda21/english/ Agenda21.pdf, Erişim Tr. 9.1.2012. Veenhoven, R. (2004). Sustainable Consumption and Happiness, Driving Forces and Barriers to Sustainable Consumption, International Workshop, University of Leeds. WCED. (1991). Ortak Geleceğimiz, (Çev: Belkıs Çorakçı), (6) TÇSV Yayınları, Ankara. Yılmaz V. Arslan T. (2011). Üniversite Öğrencilerinin Çevre Koruma Vaatleri ve Çevre Dostu Tüketim Davranışlarının İncelenmesi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,Cilt/Vol.: 11 - Sayı/No: 3 : s. 1 10., (2006). I Will If You Will, SCR (Sustainable Consumption Roundtable), England,www.sd-commission.org.uk/ publications/downloads/i_will_if_you_will. pdf (20.07.2007). http://www.eie.gov.tr/duyurular/ev/ev- Strateji_Belgesi/ENVER_Strateji_Belgesi- Taslak_20110730.pdf, Erişim Tr. 4.1.2012. http://www.emo.org.tr/ ekler/045c59a90d7587d_ ek.pdf?tipi=3&turu=x&sube=14, Erişim Tr. 3.10.2010. http://www.wwf.org.tr/pdf/enerjiverimliligi. pdf, Erişim Tr. 8.1.2012. www.cevreorman.gov.tr/hava_02. htm,1.11.2007 http://www.rec.org.tr/sayfa.asp?id=l, Erişim Tr.2010. OCAK 2012 15

Makale Enerji ve Verimlilik ENERJİ ve VERİMLİLİK Serdal ERGÜN - Yücel ÖZKARA Verimlilik Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Bir ekonominin performansını belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Sanayi yapısı, mevcut teknoloji, sermaye birikimi, işgücü, hammadde gibi etmenlerin yanı sıra iş ilişkileri, işgücünün niteliği, entelektüel sermaye, teknolojinin bilgi boyutu gibi pek çok somut ve soyut faktör; üretimi, verimliliği, gelişmeyi, kalkınmayı, gelir dağılımını ve pek çok iktisadi göstergeyi etkilemektedir. Ülkelerin ana hedeflerinden biri olan ekonomik gelişme ve bu bağlamda şekillenen kalkınma kavramları ekonominin yönetimi açısından ön planda olmuştur. Refah artışının ve bu artışın dengeli dağılımı toplumsal ve sosyal gelişme için gereklidir. Üretimin bahsi geçen hammadde kaynakları arasında enerji bütün sektörlerin ana girdisi olduğundan her zaman ayrı bir konumda yer almıştır. Enerjinin rolü her zaman önemli olduğu gibi, günümüzde dünyanın içinde bulunduğu sosyal ve siyasal dönüşümler paralelinde gelişen teknoloji ve ekonomiler ile daha da artmaktadır. Ekonomik gelişmeler enerji tüketimlerinde artışı beraberinde getirdiği gibi artan ekonomik büyüme ve enerji tüketimi ile birlikte özellikle fosil yakıt kullanımından kaynaklanan sera gazı salımlarında tedirgin edici artışlar ortaya çıkmaktadır. Sera gazı emisyonlarının küresel iklim değişikliği ile dünyamızın geleceğini tehdit etmesi ve beraberinde getirdiği sürdürülebilir kalkın- 16 OCAK 2012

Makale Enerji ve Verimlilik ma sorunları dünya gündeminin ön sıralarında yer almaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan, dünya genelinde enerji taleplerindeki hızlı artışlar ve bunun yol açtığı çevresel etkiler ülkeleri daha çevreci enerji politikalarına yönlendirmektedir. Küresel düzeyde emisyon oranlarını düzenlemeye yönelik ilk önemli adım 1997 yılında başlayan Kyoto Protokolü sürecidir. Günümüzde de bu protokolün devamı niteliğinde benzer çalışmalar ülkeler arasında devam etmekte ve dünyanın geleceğine dair hedefler ve buna yönelik programlar oluşturulmaya çalışılmaktadır. Küresel iklim değişikliğinin önlenmesi sürecinde petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtların giderek daha tehditkâr bir durum arz etmesi ve fosil yakıtların tükenebilir nitelikte olması gerçeği ile artık ülkeler enerji üretim ve tüketim kompozisyonlarında yeni arayışlara yönelmektedirler. Bu arayışları iki ana eksende yürütüldüğü söylenebilir: Kaynak çeşitliliğinin artırılması ve enerji verimliliği. Kaynak çeşitliliğinin artırılması konusunda ülkelerin hem uluslararası boyutta stratejik hem de tükenmeyen enerji kaynakları olan yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde teknolojik yönelimleri ortaya çıkmaktadır. Enerji verimliliği konusunda ise özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli bir potansiyel mevcuttur. Özellikle, enerjinin yoğun olarak kullanıldığı sanayi kolları ile binalar ve ulaşımda yapılacak iyileştirmeler yoluyla enerji tüketimlerini düşürmek ve enerji taleplerinin ekonomik gelişmeyi engellemeden yönetilmesi hedeflenmektedir. Türkiye için duruma bakacak olursak, ülkemiz enerjide dışa bağımlılığı yüksek bir ülkedir. Ekonomik gelişme çabası ve beraberinde getirdiği artan enerji talebi ile bunun yol açtığı çevresel etkiler göz önüne alındığında enerji verimliliğinin ve kaynak çeşitliliğinin artırılması ülkemiz için kritik bir öneme sahip olmaktadır. AVRUPA BİRLİĞİ NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ POLİTİKALARI Enerji tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji kaynakları arasındaki payını artırmaya yönelik çalışmalar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gündemlerinde yer almaktadır. Avrupa Birliği nin 2000 li yıllar ile birlikte bu konularda bazı düzenlemeleri olmuştur. Avrupa Birliği nin yenilenebilir enerji politikalarının üzerinde yoğun biçimde durmasının ardında üç temel sebep vardır. Bunlar, AB nin enerji kaynakları konusunda büyük oranda dışa bağımlı olması sebebiyle enerjide kaynak çeşitlendirilmesine gidilmesi zorunluluğu ve son olarak AB nin karbondioksit salımında dünya sıralamasında Amerika Birleşik Devletleri ve Çin den sonra üçüncü sırada yer almasıdır [1]. Avrupa Komisyonu 1997 yılında hazırladığı Gelecek için enerji: Yenilenebilir Enerji Kaynakları-Topluluk Stratejisi ve Eylem Planı başlıklı Beyaz Kitap ta yenilenebilir enerjilerin toplam enerji tüketimindeki payını 2010 yılı itibarıyla AB genelinde %12 ye çıkarmayı hedeflemiştir. Ancak 2010 yılında bu hedefin tutturulamadığı ancak %10 lar seviyesinde kaldığı görülmektedir. 2001 yılında ise Avrupa Birliği, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Üretilen Elektrik Enerjisini Teşvik Hakkında Direktif i uygulamaya koymuş ve bu direktif ile birlikte, AB çapında elektrik üretiminde kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının payının 2010 yılıyla birlikte %21 oranına çıkarılması hedeflenmiştir. Ancak bu oran 2010 yılında %19 olarak gerçekleşmiştir. 2007 yılına gelindiğinde ise Komisyon, Yenilenebilir Enerji Yol Haritası nı sunarak enerji tüketimindeki yenilenebilir enerjilerin payının 2020 itibarıyla %20 ye çıkarılmasının zorunlu hale getirilmesi teklif edilmiştir. Biyoyakıtlar için ise asgari %10 luk bir hedef öngörülmüştür [2]. 2007 yılındaki Avrupa Komisyonu, Avrupa nın enerji politikası ile ilgili 2020 yılına dört adet temel hedef koymuştur [3]. Bu hedefler: 2020 yılında sera gazı emisyonlarının 1990 yılı seviyelerine göre en az % 20 azaltılması, Enerji verimliliğinin 2020 yılına kadar % 20 iyileştirilmesi, Yenilenebilir enerjini payının % 20 ye çıkarılması, Ulaşımda kullanılan yakıtlarda biyoyakıtların payının %10 a çıkarılmasıdır. Bu hedefler ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde güneş enerjisinin daha ön planda olduğu görülmektedir. Ülkemiz ise 2023 yılında elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerjilerin payının en az %30 olmasını hedeflemektedir. ENERJİ VERİMLİLİĞİ ve TÜRKİYE Ülkemizde, bina sektöründe %30, sanayi sektöründe %20 ve ulaşım sektöründe %15 olmak üzere önemli düzeyde enerji tasarruf potansiyeli olduğu tespit edilmiştir. Enerji verimliliği için nereden başlanmalı diye sorusuna enerjinin en çok nerelerde kullanıldığına bakarak yanıt aranmalıdır. Sanayi kesimi Türkiye de birincil enerjinin %24 ünü, elektriğin ise %47 sini kullanmaktadır. Elektriğin yaklaşık dörtte biri de meskenlerde tüketilmektedir. Bu veriler enerji verimliliğinde hangi alanlara odaklanılması gerektiğini göstermektedir. Sanayi kesimi en çok enerji tüketen kesim olmakla birlikte, binalar ve ulaşım da üzerinde titizlikle durulması gereken alanlardır. Ayrıca ülkemiz ekonomik büyüme sürecinde enerji tüketimi hızla artan bir konumdadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, ekonomik OCAK 2012 17

Makale Enerji ve Verimlilik büyüme hızı 1 birim olan bir ülkenin enerji talebi 1 birimden fazla artmaktadır. Ülkemizin yıllık enerji tüketimi %4-5, yıllık elektrik enerjisi ihtiyacı da %7-8 civarında artmaktadır. Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde geçtiğimiz 10 yıllık dönemde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke konumundadır. Aynı şekilde ülkemiz, dünyada 2000 yılından bu yana elektrik ve doğalgazda Çin den sonra en fazla talep artışına sahip ikinci büyük ekonomi konumundadır. Bu gerçek, ekonomik gelişme hızımız ile birlikte ülkemizin enerji ihtiyacının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı konusunda öngörüleri güçlendirmektedir. Artan enerji ihtiyacı ile birlikte enerji yatırımları da artacak, bu da ekonomik ve finansal gereksinimleri ve çeşitli sektörel güçlükleri ile beraber ortaya çıkacaktır. Oysa enerji verimliliği, yatırım ihtiyacını azaltan, atıl kapasitelerin kullanılmasını ve etkin kaynak kullanımını gerektiren bir olgudur. Bu sayede daha rasyonel yatırımlar ve daha dengeli bir enerji piyasası gündeme gelecektir. Enerji yoğunluğu, ülkeler arası karşılaştırma yapmak amacıyla sıkça kullanılan göstergelerden biridir. Enerji yoğunluğu, Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla başına tüketilen Ton Eşdeğer Petrol cinsinden enerji miktarıdır. Ülkelerin rekabetçiliğini etkileyen, ekonomik gelişmelerini enerji verimliliği anlamında ifade eden bu gösterge, enerji yoğunluğu düşük olan ülkelerin birim hâsıla üretmek için daha az miktarda enerji harcadıklarını göstermektedir. Enerji yoğunluğu incelendiğinde ülkeler arası ciddi farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Bu durum gerek teknolojik farklılıklardan, gerekse ülke sanayilerinin yapısal farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Aşağıdaki Şekil 1 de bazı seçilmiş ülkeler ile Türkiye nin enerji yoğunlukları verilmiştir. Şekil 1. Türkiye ve bazı seçilmiş ülkelerde yıllara göre enerji yoğunlukları (Kaynak: Eurostat) Şekil 1 de verilen ülkelerin enerji yoğunluklarına yıllar içinde bakıldığında Türkiye nin (2009 yılında) dünyanın enerji yoğunluğu en az ülkesi olan Japonya ya kıyasla yaklaşık olarak üç kat daha enerji yoğun bir ekonomiye sahip olduğu görülmektedir. Oysa Japonya, enerjide dışa bağımlılığı oldukça yüksek bir ülke olmakla beraber, enerji yoğunluğunda dünyadaki en başarılı ülke konumundadır. Gelişmiş ülkeler olan ABD, Japonya, Almanya ve Fransa da 2000 yılından bu yana bir düşüş eğilimi göze çarpmaktadır. Bu durum ülke olarak enerji verimliliği konusunda kat edeceğimiz uzun bir yol olduğunu göstermektedir. Enerji yoğunluğunda kısa ve orta vadede bir azalma yaşanması, enerji verimliliği ile mümkün olacaktır. Sanayide enerji yoğunluğunun azalması rekabet gücünü doğrudan etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektrik enerjisinin yoğun kullanıldığı bir diğer kesim meskenlerdir. Meskenler ile birlikte tüm binaları düşündüğümüzde enerji verimliliğinin artırılabileceği pek çok alan ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki yalıtımdır. Isıtma-soğutma sistemleri daha etkin çalışan ve iyi bir şekilde yalıtılmış binalar ile enerji verimliliği büyük ölçüde sağlanabilir. Elektrik tüketen ev aletlerinde çevreye duyarlı ve enerji verimliliği yüksek ürünlerin tasarım ve üretimi ile ilgili yapılan ve gelecekte yapılacak olan düzenlemeler ile meskenlerde enerji verimliliğinde önemli ilerlemelerin olacağı beklenmektedir. Meskenlerde enerji verimliliğini sağlayacak bir başka teknoloji de kojenerasyon uygulamalarıdır. Kojenerasyon, bir sistemde kayıp olarak dışarı atılan enerjiyi kullanarak başka amaçlar için kullanma amacını esas alır. Geleneksel elektrik üretiminde verim ortalama %30-40 civarındadır. Termik kaynaklı santrallerde elektrik üretiminde ciddi miktarda ısı açığa çıkmakta ve üretim için kullanılan ısıdan arta kalan bu ısı enerjisi kojenarasyon sistemleri ile değerlendirilebilmektedir. Geleneksel sistemlerde ısıtma ve soğutma için gereken buhar, sıcak su, soğuk su ayrı sistemlerde üretildiğinde fazladan enerji ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Ancak atık ısının geri zamanımı ile kojenerasyon sistemlerinde 18 OCAK 2012