1. HİNT DİNLERİ 1.1. Hinduizm 1.2. Budizm 1.3. Sihizm 1.4. Caynizm 2. ÇİN VE JAPON DİNLERİ 2.1. Konfüçyanizm 2.2. Taoizm 2.3. Şintoizm 3. DİĞER DİNLER 3.1. Zerdüştlük 3.2. Kabile Dinleri 3.3. Eski Türk İnançları
4.1. HİNT DİNLERİ Hinduizm Budizm Sihizm Caynizm Hint Yarımadası nda doğmuş ve gelişmiş dinlere Hint Dinleri denir. Bu dinlerin felsefeleri genel olarak birbirlerine benzemekle birlikte tarihi gelişimleri veya kurucuları açısından kendilerine has özellikleri vardır.
4.1.1. HİNDUİZM Hindu tabiri, İndus Nehri etrafında oturan halka verilen isimdir. Bazı kaynaklarda bu dine Brahmanizm de denilmiştir. Hindular ise kendi dinlerini Sanatana Dharma (Ebedî Düzen) terimiyle ifade ederler. Hinduizm, günümüzdeki çok tanrılı inançların en renkli temsilcisidir. Mabetlerinde sayıları yüzleri bulan putlar bulunur. Hintli Müslümanlarla iç içe yaşayan Hindular dünya nüfusunun yaklaşık %12 sini oluştururlar. Hinduizm, etnik kökenli bir dindir. Belli bir kurucusu ve inanç sistemi yoktur. Hinduizmin bilinen tarihi, otuz beş asırdan daha uzun bir zaman dilimini kapsar.
4.1.1. HİNDUİZM UPANİŞATLARA GÖRE EVRENİN GELİŞİM SEYRİ Saf Madde Madde Hayat Bilinçlilik Akıl Yetkinlik Saf Ruh Hinduizmde varlıkların oluşumu, saf maddeden saf ruha doğru bir süreçle ifade edilir. Bu iki uç arasında madde ve ruhtan oluşan varlıklar yer alır. Varlıklar dünyası, cansız nesneler, bitkiler, hayvanlar ve insanlar şeklinde kategorilere ayrılır. Varlıkların Mutlak Ruh a (Brahman) benzerlik oranı, insanlar kategorisinden aşağıya inildikçe azalır.
4.1.1. HİNDUİZM Hinduizmin en belirgin özelliklerinden biri kast sistemidir. Hindulara göre kast sistemi dinî bir inançtır ve Rigveda ya (Hinduizmin en eski yazılı kaynağı) dayanır. Kast, aynı işle meşgul olan, görev ve gelenekleriyle birbirine sımsıkı sarılan insanların meydana getirdiği birlik anlamına gelir. Herkesin öncelikle, kendi kastının gereklerini yerine getirmesi gerekir. Bireyin şu andaki hayatında çalışarak kastını değiştirme imkânı yoktur. Ancak daha üst kastlara mensup bir kimse olarak yeniden dünyaya gelmek ise kişinin içinde bulunduğu kastın gereklerini eksiksiz olarak yerine getirmesiyle mümkündür.
4.1.1. HİNDUİZM Yoga ve meditasyon dadünya Hinduizmde önemli dini kavramlardandır. insanındünyaya beden, zihin manevi gücünü bir araya getirme egzersizidir. Hinduizmde bu kavram samsara Hintprensiplere Bu dinlerinde göre ahiret inancı; hayatında karma, tenasüh yapılan ameller, (ruh göçü) kişinin veyoga, defalarca kaderine tesir eder gelme vevetekrar (reenkarnasyon) vücut bulmasında inancıyla rol bağlantılıdır. oynar. Meditasyon zihniedilir. olumsuz arındırma ve bir rahatlama yöntemidir. Hulul ise tanrı Vişnu nun insanbaşka şekline terimi ile Ölüm, birifade korku vasıtası, Budüşüncelerden inanç bir yokluk sistemine değil, göre bir varlıktan tam olgunluğa diğerine ulaşamamış geçiştir. Ruhlar, kimseler ölümsüz öldükten ve ebedîdir. sonra Kişi, karma birgirmesidir. hayat kanunu yaşamaya gereğidevam iyi veya ederler. kötü davranışlarına göre Hintlilerde ortak ibadet sembolü, om dur. Om kelimesi, Vedaları okumaya başlamadan, duadan, yemekten ve herhangi bir işe başlamadan önce söylenir. ilahî, beşerî, bulunan Hinduizmde hayvani ya karma da nebati inancıvücutlar dünya hayatındaki şeklinde tekrar ilişkileri hayat düzenleyen bulur. ahlaki prensiplerdir.
4.1.2. BUDİZM Budizm, MÖ 6. yüzyılda Hindistan da Buda tarafından kurulmuş bir dindir. Günümüzde yaşayan büyük dinler arasındaki Budizm Hindistan da doğmuş olmasına rağmen mensupları daha çok ülke dışında yaşamaktadır. Güney Asya ülkelerinde ve Uzak Doğu da yaygın olan Budizm, bazı Batı ülkelerinde ilgi görmüş ve taraftar kazanmıştır. Günümüzde üç yüz elli, dört yüz milyon civarında Budist olduğu kabul edilir.
4.1.2. BUDİZM Budizm, Hinduizm'deki Brahman şekilciliğine ve kast taassubuna karşı bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Bir hükümdarın oğlu olarak dünyaya gelen Buda nın asıl adı Siddharta Gautama dır. Buda, kendisine ilhama kavuşmuş, aydınlanmış, uyanmış anlamında sonradan verilmiş bir lakaptır. O, ilk vaazını kanun tekerleğini döndürmek şeklinde açıklamıştır. Bu sebeple tekerlek, Budizm'in sembolü olmuştur.
4.1.2. BUDİZM Buda, iki aşırılık arasında orta yolu telkin etmiştir. Bu orta yol, kişiyi Nirvana'ya ulaştıracaktır. Nirvana'ya ulaşmak için kötü huylara sahip benliği, arzu ve ihtirası yok etmek, hikmet olgunluğuna kavuşmak gerekmektedir. Kişi ancak Nirvana'ya ulaşarak tenasühten kurtulabilir. Buda nın öğretileri vefatından sonra bir araya getirilmiştir. Hindistan dışında Budizm; Çin, Burma, Seylan, Nepal, Tayland ve Japonya da yayılmıştır.
BUDİZM'İN DÖRT TEMEL KUTSAL GERÇEĞİ ŞUNLARDIR
BUDİZM'İN SEKİZ DİLİMLİ YOLU
4.1.3. SİHİZM Sihizm, 16. yüzyılda Hindistan da ortaya çıkmış, İslam ve Hinduizm karışımı bir dindir. Millî bir karaktere sahip olan Sihizmin kurucusu Guru Nanak tır (1469-1539). Günümüzde Hindistan da önemli bir yer tutan bu dinin dünyanın çeşitli yerlerinde üyeleri bulunmaktadır. Nanak, bir din kurma iddiasında bulunmamıştır. Hinduizm'in örf, âdet ve kültürünü tasfiye etmek, politeizmi, putçuluğu ve kast sistemini ortadan kaldırıp İslam ile Hinduizm arasında orta bir yol tutmak istemiştir.
4.1.3. SİHİZM Siyasi olarak başlayan bu hareket, daha sonra dinî bir şekil almıştır. O, İslam ın tek tanrı inancı gibi bazı hususlarından etkilenmiştir. Bununla birlikte Hint felsefesinden gelen nirvana tasavvurlarını benimsemiş, tenasüh fikrini kabul etmiş, fakat avataralara (tanrının bedenleşmiş görüntüsü) inanmayı reddetmiştir. Günümüzde Hindistan daki Sihler, sayılarının azına rağmen askerlik, taşımacılık, siyaset, spor, eğitim ve ekonomi alanlarında söz sahibidirler.
4.1.3. SİHİZM Bu dinin temel esasları şunlardır: Saç ve sakalın kesilmemesi. Tarak takılması ve sarıkla onların intizamının sağlanması. Diz altında bağlanan kısa pantolon giyilmesi. Sağ bilek üzerine çelik bilezik takılması. Kama taşınması.
4.1.4. CAYNİZM MÖ 6. yüzyılda Hindistan da ortaya çıkan dinlerden biri de Caynizmdir. Bazı bilginlere göre bir mezhep, bazılarına göre ise bir tarikat olarak görülen Caynizm, milli bir karaktere sahiptir. Günümüzde, üç milyon civarında mensubu olduğu tahmin edilmektedir. Caynizm, Hinduizm'in bazı özelliklerini ve mabet ayinlerinde din adamlarının rolünü kabul eder. Ahimsa (aşırı züht)yı prensip olarak alır, her türlü varlığı öldürmeyi yasak eder. Bu sebeple ziraatla uğraşmaz, iş hayatını tercih ederler.
4.1.4. CAYNİZM Beslenmelerinde biraz sebze ve meyve ile yetinirler. İyi bir Caynist içtiği suyu, aldığı havayı süzmek zorundadır. Bunun için de daima ağzında bir bez taşır, küçük bir canlıyı öldürmemek için yürürken önünü süpürür. Misyonerlik amacı gütmeyen Caynizmin hedefi, karmadan kurtulup Nirvana'ya ulaşmaktır. Bu da Caynizmdeki beş yasağa uymakla gerçekleşebilir.
4.1.4. CAYNİZM Caynizmde ahlaki kurallar, ruhban sınıfında olmayanlarda bile oldukça katı olup beş başlıkta toplanır: 1. Öldürmemek. 2. Yalan söylememek. 3. Hiçbir şekilde çalmamak. 4. Mümkün olduğu kadar cinsî münasebetten kaçınmak. 5. Asgari derecede mal ile yetinmesini bilmek.
1. HİNT DİNLERİ 1.1. Hinduizm 1.2. Budizm 1.3. Sihizm 1.4. Caynizm 2. ÇİN VE JAPON DİNLERİ 2.1. Konfüçyanizm 2.2. Taoizm 2.3. Şintoizm 3. DİĞER DİNLER 3.1. Zerdüştlük 3.2. Kabile Dinleri 3.3. Eski Türk İnançları
4.2. ÇİN VE JAPON DİNLERİ KONFÜÇYANİZM TAOİZM ŞİNTOİZM Çin de resmi niteliğe sahip üç din vardır. Bu dinler Konfüçyanizm, Taoizm ve Budizmdir. Çin in dışında Japonya da doğup gelişen Şintoizm ise dördüncü bir din olarak kabul edilir.
4.2.1. KONFÜÇYANIZM Çin in büyük filozoflarından biri olan Konfüçyüs (MÖ 551-478) Konfüçyanizmin kurucusudur. O, hayatının ilk yıllarının yoksulluk içinde geçmesine rağmen öğrenmeye olan merakı sebebiyle iyi bir eğitim görmüştür. Yirmi yaşında öğrenci yetiştirmeye başlamıştır. Metodu, geçmişlerin hikmetini yorumlamaktır. Onun sisteminin temelinde insan fıtratının iyi olduğuna inanmak ve bu fıtrata uygun davranmak yatar.
4.2.1. KONFÜÇYANIZM Konfüçyüsçülükte sosyal düzen ve sağlam bir toplumun oluşması için aile ve akrabalık bağları da son derece önemlidir. Konfüçyüsçülükte ahlaki yön, diğer özelliklerden daha fazla ön plana çıkmakta ve bu durum, yöneticilerde idare sanatı, soylularda siyasi ahlak, halkta da geleneğe bağlılık olarak gerçekleşmektedir. Konfüçyüs, dünyada ağırbaşlılık, cömertlik, samimiyet, doğruluk ve nezaket gibi beş ilkeyi uygulayabilme yeteneğine mükemmel erdem demektedir.
4.2.1. KONFÜÇYANIZM Konfüçyüs, insanın rahat bir hayat sürebilmesi için hayatın her safhasında orta yolu tutması, aşırılıktan kaçınması, iyiliğe iyilik, kötülüğe karşı da adalet gösterilmesi gerektiğini ifade eder. Konfüçyanizm, 1912 yılına kadar Çin in resmi devlet dini olmuştur. Bu dine bağlı olanların çoğunluğu Çin de, geri kalanları ise Japonya, Burma ve Tayland da yaşamaktadır.
4.2.2. TAOİZM Taoizm'in kurucusu Lao-Tzu dur. Lao-Tzu Konfüçyüs ile aynı yüzyılda yaşamıştır. Tao Te King in yazarıdır. Tao yaratıcı prensip, te insan fazileti, King de kitap demektir. (Hikmete Götüren Kitap) Bu kitap, bu güne kadar, bütün Taoist düşüncelerin kaynağı olup Tao nun ne olduğunu açıklamaktadır. Lao-Tzu, öğretilerinde ahlaki değerler üzerinde de durmuştur. Ona göre insan ancak manevi faziletleriyle insandır.
4.2.2. TAOİZM Örnek insan; iyi, merhametli, sadık, dürüst ve mütevazı olmalıdır. İnsan, tabiatın sesine kulak vererek Tao nun kanunlarına tabi olmalıdır. Çünkü memlekette ne kadar fazla şey yasaklanırsa millet o kadar fakir olur. İnsanlara karşı alınan tedbirler ne kadar ustalıkla hazırlanırsa o kadar inanılmaz hileler ortaya çıkar.
4.2.2. TAOİZM Ne kadar çok kanun ve emir bildirilirse o kadar eşkıya ve hırsız zuhur eder. Lao-Tzu ya göre insanın kendine hâkimiyeti, nefsini bilmesinden geçer. Taoizm'de ölüm ve ölüm sonrasından bahsedilmesine rağmen, cennet ve cehennem kavramı konusunda pek açıklık yoktur.
4.2.3. ŞİNTOİZM Şinto tanrıların yolu demektir. Şintoizm, diğer dinlere tepki göstermeyen bir dindir. Bir kurucusu da bulunmayan Şintoizm'de tabiat güçlerine ve ruhlara tapınma vardır. Bu inanca göre her şeyde bir ruh bulunur. Şintoizm'de insan kavrayışının üstündeki varlıkları ifade etmek üzere kami (üstün, yüksek) kelimesi kullanılır. Ruhun ölümden sonra yaşadığına ve ataların nesilleri koruduğuna inanılır. Ölen herkes kami olur; ama imparatorlar tanrı olarak kabul edilir.
4.2.3. ŞİNTOİZM Şintoizm'de bilinen anlamda put yoktur. Tanrılara, tapınaklarda onları sembolize eden nesneler vasıtasıyla tapınılır. İbadet, tapınakta veya evde yapılır. Şintoist olan kişi aynı zamanda başka dinlere de mensup olabilir. Bununla birlikte asıl olan Japon olmaktır. Japon halkı, belli bir dinden daha çok geleneksel halk inançlarının etkisi altındadır. Evlilik merasimleri Şinto tapınaklarında rahibin huzurunda yapılır. Cenaze işlerini Budist rahipler idare eder.
1. HİNT DİNLERİ 1.1. Hinduizm 1.2. Budizm 1.3. Sihizm 1.4. Caynizm 2. ÇİN VE JAPON DİNLERİ 2.1. Konfüçyanizm 2.2. Taoizm 2.3. Şintoizm 3. DİĞER DİNLER 3.1. Zerdüştlük 3.2. Kabile Dinleri 3.3. Eski Türk İnançları
4.3. DİĞER DİNLER ZERDÜŞTLÜK KABİLE DİNLERİ ESKİ TÜRK İNANÇLARI
4.3.1. ZERDÜŞTLÜK Zerdüştlük, MÖ 6. asırda ortaya çıkmış bir dindir. Zerdüşt, İran da doğmuştur. Zerdüşt, İran dinleri üzerinde önemli bir etki bırakmıştır. Tek tanrılı bir inanç telkin ettiği için onu, vahiy alan bir peygamber olarak kabul edenler vardır. Gathalar diye adlandırılan kutsal metinler ona dayandırılır. Zerdüşt, dünyayı kurtarmak üzere faaliyete geçtiği zaman, yüce tanrı Ahura Mazdah a ibadet, feriştehlere (meleklere) hürmet, kötü güçlere (şeytanlar gibi) lanet ve iyilikte yarış gibi konuları, öğretisinin temeli yapmıştır.
4.3.1. ZERDÜŞTLÜK Zerdüştlüğe göre âlemin gayesi yalanın ve kötülüğün hakikat tarafından yok edilmesidir. Zerdüşte göre âlemde mücadele eden iki ruh bulunur. Ahura Mazdah, bu iki ruhtan iyi olanla beraberdir. İnsanoğlu da bu iki ruhtan birini seçmek zorundadır. Bu seçim onun kaderini belirleyecektir. Ahura Mazdah, önce manevi bir nur olarak kabul edilirken Zerdüş ten sonra bu manevi nur, ateş olarak düşünülmüş ve böylece ateş kültü olan Mecusilik gelişmiştir. Zerdüştlüğe göre, insanları, hayvanları, öldürmek büyük günahtır. Zina da yasaktır.
4.3.2. KABİLE DİNLERİ İlkel kabile dinlerinde çeşitli kavramlar vardır. Bunlar her kabilede değişik kelimelerle ifade edilse de özde aynıdır. Ayin İlkel Yüce Tabu Totem Şaman, Büyü kabile tanrı bir haram tabiatüstü ilkel dinin kabilelerde ve mensupları yaratıcı kabile anlamına pratiği güçlerle mensuplarının varlık dinî ve kendilerinin gelen uygulanması ayin bağ inancı bir ve kurarak törenlerle kelimedir. kabilelerde görünmez kendilerine ilebelirli ilgili meşgul ortak bir kurallar kuvvetlerle inançlar Tutulması akraba olan, gayeye büyü saydıkları ulaşmak ve arasındadır. tehlikeli törenler yapan, kuşatıldığına veya hayvan, gelecekten ve bütünüdür. Ancak bir yasaklı durumu inanırlar. bitki buşeylerin haber üstün veya Kabile gerçekleştirebilmek cansız veren varlığı mensupları, varlıklara ve tasavvur çoğu ruhikendilerinde Bunlardan şekilleri dokunulmazlığını verdikleri zaman için durumlarını kendinden farklıdır. bir mana isimdir. O, danslar gizli ifade geçerek gizli insanları Toteme, güçler eder. bir aracılığıyla ruhlar gücü, olduğu ve kabilelerin her saklı alemiyle şeyi kabul dışa biryaratandır. vururlar. büyük enerji edilen iletişim atası kişilertanrı ya kaynağını Yüce olarak kurabilen tarafından inanılır. kimselere ifade ancak etmek uygulanan büyük verilen için kullanılan felaketlerde bir birisimdir. işlemdir. birdua kelimedir. edilir. Gelişmiş bir hayat tarzına ulaşamamış, geçimlerini avcılık, balıkçılık ve toplayıcılık gibi uğraşlarla sağlayan küçük topluluklara kabile denir. Kabileler, günümüzde genel olarak Afrika, Avustralya, Pasifik Okyanusu, Cava, Brezilya gibi bölgelerde bulunmaktadır.
4.3.2. KABİLE DİNLERİ
4.3.3. ESKİ TÜRK İNANÇLARI İslam öncesi Türklerin geleneksel dinlerinde Gök Tanrı inancı hakim unsurdur. Eski Türklerde tanrı inancı Henoteizm di. Bu deyim, birçok tanrının varlığını kabullenmekle birlikte bunlardan birine tapınmayı ifade eder. Tanrının her şeye gücü yeter ve o, sadece iyilikten hoşlanır.
4.3.3. ESKİ TÜRK İNANÇLARI Türklerde tanrı kelimesi, eskiden hem gök hem de ilah anlamında kullanılıyordu. Farklı bölgelerde, tanrı için Ülgen, Ülgön, Kuday, Tanara, Tura, İdi, Çalap ve Bayat gibi terimler de kullanılmıştır.
4.3.3. ESKİ TÜRK İNANÇLARI Eski Türk inançlarında dağ kültü, Gök Tanrı anlayışıyla ilgilidir. Dağların, Tengri nin makamı olduğuna inanılır. Dolayısıyla Türkler için dağlar, göller ve ırmaklar ruhları olan canlı varlıklardır
4.3.3. ESKİ TÜRK İNANÇLARI Eski Türklerde, dini ayin ve kurban merasimlerini yöneten, ruhlarla insanlar arasında aracılık yapan, din adamlarına kam denir. Eski Türkler, hastalık gibi ölümü de kötü ruhların bir eseri sayarlardı.
4.3.3. ESKİ TÜRK İNANÇLARI Eski Türk inançlarında, ölen için duyulan acı, çeşitli şekillerde ve bazı merasimlerle ifade edilirdi. Örneğin Kırgızlarda ölünün gömüldüğü gün, dul kalan zevcesi ile kızları saçlarını keserlerdi. Hunlar da kabile reislerini sırmalı elbiseler içinde gömerlerdi.
Dinin Adı Tanrısı Peygamberi Kurucusu Taoizm BELLİ DEĞİL LAO TZU Konfüçyanizm BELLİ DEĞİL KONFÜÇYÜS Kutsal Kitabı TAO TE KİNG Öldükten sonraya ilişkin Mensupları daha çok Farklı dinlerden geçiş inanç (Ahiret İnancı) nerelerde yaşamaktadır? mümkün müdür? YOK ÇİN EVET YOK ÇİN EVET VAR JAPONYA EVET YOK HİNDİSTAN HAYIR YOK HİNDİSTAN HAYIR TRİPİTAKA YOK ÇİN, JAPONYA, TAYLAND VS. EVET ADİ GRANT YOK HİNDİSTAN EVET BEŞ KLASİK DÖRT KİTAP Şintoizm BELLİ DEĞİL BELLİ DEĞİL KOJİKİ NİHONGİ BRAHMAN Hinduizm BRAHMAN BELLİ DEĞİL VEDALAR UPANİŞADLAR Caynizm BELLİ DEĞİL MAHAVİRA Budizm BELLİ DEĞİL BUDA Sihizm ALLAH NANAK AGAMA SİDHANTA