ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI



Benzer belgeler
HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

Cumhuriyet Halk Partisi

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

ERASMUS KOORDİNATÖRLÜĞÜ GENÇLİK DEĞİŞİM PROJELERİ

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

ŞUBAT AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan a Resmi Bir Ziyaret Gerçekleştirdi

OCAK AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Konsey Başkanı nın Daveti Üzerine Brüksel e Gitti

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

AVRUPA BĐRLĐĞĐ ICT PSP PROGRAMI 2012 ÇAĞRISI SONUÇLARI AÇIKLANDI

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

EUREKA ve EUROSTARS Programları

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

1 MAYIS 2 MAYIS 3 MAYIS

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

Enerji Verimliliği: Yüzde 50 Çözüm

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

AKADEMİK YILI ERASMUS ARTI (+) PROGRAMI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

EYLÜL AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER

KARŞILIKLI TANIMA ANLAŞMALARI OCAK 2014 GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI AB VE DIŞİLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜCEL KARADİŞ/DAİRE BAŞKANI

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

International Cartographic Association-ICA

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ NİN GÜNCELLENMESİ

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AB Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Geleceğe Dönük Projeksiyonlar. Prof. Dr. Lerzan ÖZKALE, İTÜ Ankara, 18 Ekim 2006

1990 dan beri gazbeton sektörümüzün dayanıșması ve gelișimi için iș bașındayız.

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı.

Global Compact Türkiye Üye Etkileşim Toplantısı. 25 Ekim yıl

KAYSERİ SANAYİ ODASI. SLOVAKYA ÜLKE RAPORU 27 Kasım 2018

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

KAYSERİ SANAYİ ODASI. MACARİSTAN ÜLKE RAPORU 23 Kasım 2018

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ĐLKÖĞRETĐMDE PROJESĐ AVRUPA BĐRLĐĞĐ NEDEN KURULMUŞ, NASIL VE NE YÖNDE GELĐŞMĐŞTĐR? Doç. Dr. Çiğdem Nas

01/05/ /05/2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ EŞYA TAŞIMA GEÇİŞLERİ

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

LED&FĐBEROPTĐK RFID&BARKOD Sistem, Teknoloji ve Uygulamaları Fuarı

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HABER BÜLTENİ Sayı 108

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

EKİM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporunu Yayınladı.

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ ÜYELERİ NE

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU

DAHİLDE İŞLEME REJİMİ HAKKINDA GENELGE (2005/2) TELAFİ EDİCİ VERGİ UYGULAMASI

AKADEMİK YILI ERASMUS PLUS (+) PROGRAMI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ANKET-FİRMA. Soruları yanıtlarken firmanızla/sektörünüzle ilgili olmadığını düşündüğünüz sorulara yanıt vermeyiniz.

AB DE BU HAFTA TEMMUZ 2017

AB DE BU HAFTA EKİM 2017

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

HABER BÜLTENİ Sayı 51

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

AB Dışişleri Bakanları Đran ve Suriye ye yönelik yeni yaptırımlar uygulama kararı aldı.

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

AVRUPA DA HİBE DESTEKLİ STAJ DUYURUSU

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

ABD nin Çelik ve Alüminyum İthalatında Koruma Önlemlerine İlişkin Değerlendirme MART 2018

HABER BÜLTENİ Sayı 70

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

Transkript:

ĐKV'DEN HAFTAYA BAKIŞ ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI Kasım ayının sonuna geldiğimiz bugünlerde Avrupa Birliği yeni bir telaş içinde. Bu telaş AB nin kurumsal açıdan yeni bir döneme girmesinden kaynaklanıyor. Bu yeni dönem AB nin 2001 yılından bu yana devam eden Antlaşmaların revizyonu ile ilgili sancılı süreci sona erdirmesine tekabül ediyor. AB yoluna güçlendirilmiş bir yasal temel ve kurumsal yapı ile devam edecek. Bunun ilk sinyalleri geçtiğimiz günlerde geldi. Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy AB Konseyi Başkanı olarak seçilirken Barones Catherine Ashton yeni dış politika ve güvenlik yüksek temsilcisi olarak belirlendi. Dünyada az tanınan ve küçük bir ülkenin devlet adamı olarak Herman Van Rompuy un bu göreve seçilmesi bazı çevrelerde hayal kırıklığı yarattı. AB ye başkanlık edecek yeterliğe ve ağırlığa sahip olmadığı düşünüldü. Öte yandan özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ülkelerin AB içinde etkilerini sınırlayabilecek yüksek profile sahip bir Başkan a razı olmaları da gerçekçi bir beklenti olmaz. AB Konseyi Başkanlığı makamı AB nin dünyada görünürlüğünü artıracak ve Konsey çalışmalarını koordine ederek devamlılığı sağlayacak bir görev olarak düşünüldü. Ancak Nicolas Sarkozy ya da Angela Merkel gibi dünyada bilinen ve ağırlığı olan liderler de AB yi temsil etmeye devam edecekler. Örneğin geçtiğimiz yıl Gürcistan da yaşana krize benzer bir olay gerçekleştiğinde Herman Van Rompuy un yanında AB üyesi devletlerin liderleri de kuşkusuz etkin olmaya devam edecek. Van Rompuy un AB yi tek başına sırtlamasını beklememek gerekir. Bilindiği üzere, AB Konseyi Başkanlığı makamına aday olarak Đngiltere eski Başbakanı Tony Blair in de adı geçiyordu. Tony Blair tanınan, geniş kitlelere hitap edebilen ve medya açısından cazip bir lider. Öte yandan özellikle 2003 Irak işgalindeki rolü nedeniyle kendi ülkesi ve partisi içinde de önemli eleştirilere uğramış olması itibarını büyük ölçüde etkiledi. Bu açıdan AB Konseyi Başkanlığı na seçilmesi neredeyse imkansızdı. Irak işgali nedeniyle inanırlığını yitirmesinin yanında, Đngiliz olması, ABD ye yakınlığı ve özellikle Sarkozy ve Merkel gibi liderlere rakip olacak konumda bir siyasetçi olması da onun seçilmesini zora sokan diğer nedenler olarak sıralanabilir. AB Konseyi Başkanlığı gibi bir makamın gerçekten etkin olabilmesi için Üye Devlet liderleri üzerinde etkili olabilecek, birleştirici ve yönlendirici ve gerektiğinde arabulucu olarak işlev görebilecek saygın bir lidere ihtiyaç var. Öte yandan bugün Avrupa da bu makamı hakkıyla yerine getirebilecek çok az lider bulunduğu da diğer bir gerçek. Çoğu üye devlette genç ve göreceli olarak deneyimsiz liderler görevde. Çeşitli vesileler ile gündeme gelen Sarkozy dahi François Mitterand gibi politikacıların vizyonu ve ağırlığına sahip değil. Eski Belçika Başbakanlarından Guy Verhofstadt gibi AB üzerine düşünen, entegrasyon yanlısı 1

politikacıların ise bu tür makamlara gelme şansları yok. Lider yokluğu, içinde bulunduğumuz dönemin koşullarından da kaynaklanıyor. Đlginç zamanlarda yaşayasın Çin lanetinin çağrıştırdığı gibi, dünya bir geçiş dönemi yaşıyor. Bu dönemde de uzun vadeli politikalar uygulayabilmek oldukça güç. Daha çok günü kurtarmaya yönelik bir anlayış hakim. Aynı zamanda AB nin içinde bulunduğu zorluklar da vasat olanın egemen olmasına yol açıyor. Önümüzdeki ay Kopenhag da gerçekleştirilecek iklim değişikliği zirvesi öncesinde yaptığı cesur açıklamalarla Danimarka Đklim ve Enerji Bakanı Connie Hedegaard öne çıkan siyasetçiler arasında yer alıyor. Özellikle kadınların siyasette daha çok yer alması ve önemli pozisyonlara gelmeleri ile birlikte Avrupa da da lider açığı kapanacaktır. Erkek egemen kültürün değişmesi ve dönüşmesi daha girişimci ve cesur yeni bir siyasetçi jenerasyonunun ortaya çıkmasını sağlayacaktır. TURKEY AND EUROPE-AN EXAMPLE: ALESSANDRO MISSIR DI LUSIGNANO" BAŞLIKLI ANI KĐTABININ LANSMANI BRÜKSEL'DE GERÇEKLEŞTĐRĐLDĐ Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Türkiye Masası nda görev yapan, 2006 yılında uğradığı bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Alessandro Missir di Lusignano anısına ĐKV tarafından hazırlanan anı kitabının lansmanı Brüksel'de gerçekleştirildi. 2001 2006 yılları arasında Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Türkiye Masası nda görev yapan, 2006 yılında Fas ta uğradığı bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Alessandro Missir di Lusignano anısına ĐKV tarafından Đngilizce ve Fransızca olarak hazırlanan "Turkey and Europe - An Example: Alessandro Missir di Lusignano" başlıklı anı kitabının lansman ve tanıtımı, 27 Kasım 2009 tarihinde Brüksel'de Avrupa Komisyonu Berlaymont binasında gerçekleştirildi. Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in ev sahipliğinde düzenlenen lansman toplantısının açış konuşmasını ĐKV Brüksel Temsilcisi Haluk Nuray gerçekleştirdi. Açış konuşmasının ardından, görevinin son günüde Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn de bir konuşma gerçekleştirdi. Lansman toplantısında ayrıca kitabın editörü ve müteveffa Alessandro Missir di Lusignano'nun gazeteci kardeşi Letizia Missir di Lusignano, TÜSĐAD Uluslararası Kordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası ve müteveffa Alessandro Missir di Lusignano'nun babası Livio Missir di Lusignano birer konuşma yaptı. Yüzün üzerinde seçkin davetlinin katıldığı lansman toplantısı sonrasında anı kitabı katılımcılara ücretsiz olarak dağıtıldı. 2

ĐKV Brüksel Temsilcisi Haluk Nuray'ın koordinatörlüğünde, rahmetli Alessandro Missir di Lusignano'nun gazeteci kardeşi Letizia Missir di Lusignano ve ĐKV Uzmanı Melih Özsöz'ün editörlüğünde hazırlanan "Turkey and Europe - An Example: Alessandro Missir di Lusignano" başlıklı anı kitabı, Alessandro Missir di Lusignano'yu tanıyan yüzün üzerinde kişiyle yapılmış röportajları ve Missi in Türkiye nin AB üyeliğine verdiği desteği de gösteren çeşitli yazı ve makalelerini içeriyor. Đki yılı aşkın bir süredir hazırlıkları devam eden ve Đngilizce/Fransızca olarak 3000 adet basılan anı kitabı, başta Brüksel'deki AB kurumları olmak üzere, Türkiye'de üst düzey yetkililere ücretsiz olarak dağıtılacak TÜRKĐYE AB TROYKASI BAKANLAR TOPLANTISI ĐSTANBUL DA YAPILDI Türkiye nin AB adaylık statüsünün onaylandığı 1999 Helsinki Zirvesi nden beri her dönem başkanlığı sırasında bir kez düzenlenen Türkiye-AB Troykası bakanlar toplantılarını sonuncusu 26 Kasım Perşembe günü Đstanbul da gerçekleşti. Toplantıya Türkiye deki siyasi reform sürecini tartışmak üzere Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu nun yanında AB dönem başkanı Đsveç'i temsilen Dışişleri Bakanı Carl Bildt, bir sonraki dönem başkanı Đspanya adına AB Devlet Sekreteri Diego Lopez Garrido, Avrupa Komisyonu nu temsilen Marc Pierini ve AB Konseyi yetkilileri katıldı. Toplantıda gündemin en önemli maddelerinden biri AB tarafının Türkiye nin fiilen Kıbrıs Cumhuriyeti ni tanıması anlamına gelen ek protokolü uygulamasının gerekliliğini tekrarlamasıydı. Türkiye nin limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmamasının ele alınacağı 10 11 Aralık ta düzenlenecek AB zirvesi öncesinde gerçekleşen toplantı zamanlama açısından büyük önem taşımaktaydı. Bağış, toplantıda AB adaylık sürecinde Türkiye nin önüne çıkarılan engellerin Türk halkı üzerinde olumsuz bir etki bıraktığından ve Türkiye nin gerekli reformları yerine getirmesindeki azminden bahsetti. Davutoğlu da Türkiye nin üye olduğu bir AB'nin gerçek anlamda küresel bir çekim alanı haline gelme vizyonunu paylaştıkları için AB Troykasına teşekkür ettiğini söyledi. Đsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'e özellikle teşekkür etmek istediğini vurgulayan Davutoğlu, Bildt'in bakanlığı boyunca Türkiye'nin AB ilişkilerine her zaman katkıda bulunduğuna işaret etti. Đsveç Dışişleri Bakanı Bildt ise Avrupa Parlamentosu nun genişleme toplantısından geldiğini, toplantıda, Türkiye'ye karşı olanlar olduğu gibi destekleyenlerin de bulunduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin reform süreciyle ilgili yaptığı atılımlar ele alındı. Özellikle demokratik açılım konusuna özel önem veriyoruz ve yakından takip ediyoruz. Bu açılımın Türkiye'yi AB'ye daha yakınlaştıracağına inanıyoruz" dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Đran'ın uluslararası toplumla kaynaşmasına önem verdiklerini belirterek, "Dolayısıyla bu konularda elimizden gelen katkıyı sağlamak istiyoruz. Bölgenin karşılıklı gerilimlere dayalı bir atmosferden kurtulması lazım" dedi. 3

AVRUPA BĐRLĐĞĐ YENĐ LĐDERĐNĐ BELĐRLEDĐ 19 Kasım 2009 tarihinde, AB Devlet ve Hükümet başkanları tarafından gerçekleştirilen gayrı resmi zirvede AB Konseyi nin ilk daimi Başkanı ve AB Dışişleri Bakanı olarak da değerlendirilen yeni Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi belirlendi. AB Konseyi nin oybirliği ile vardığı karar ile Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy AB Konseyi nin Başkanı olacak. Van Rompuy AB Konseyi toplantılarına başkanlık yapacak ve Konseyin çalışmalarını yönlendirerek devamlılığı sağlayacak. Yeni Başkan ayrıca AB yi uluslararası alanda temsil edecek. Lizbon Antlaşması na göre Konsey Başkanı 2,5 yıllık bir süre için atanıyor ve bu süre bir kez yenilenebiliyor. Konsey Başkanlığı tam zamanlı bir iş olduğu için Van Rompuy un hali hazırda yürüttüğü Belçika Başbakanlığı görevini terk etmesi gerekiyor. Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevine getirilen Avrupa Komisyonu nun Ticaretten Sorumlu eski Üyesi Barones Catherine Ashton ise, bir önceki yüksek temsilci Javier Solana dan farklı olarak bazı ek görev ve yetkilere sahip olacak. AB nin daha etkili ve tutarlı bir dış politika izleyebilmesi için atanacak AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, hem Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcılığı görevini üstlenecek, hem de AB Dışişleri Bakanlar Konseyi ne başkanlık edecek. Ayrıca, Yüksek Temsilci ye çalışmalarında yardımcı olması amacıyla Avrupa Dış Faaliyetler Servisi kurulacak. Bu kararlar, 1 Aralık 2009 tarihinde Lizbon Antlaşması nın yürürlüğe girmesi ile birlikte işlerlik kazanacak. Ayrıca, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı olarak Catherine Ashton ın Avrupa Parlamentosu nun onayını da alması gerekiyor. AB Konseyi, söz konusu görevlere getirilecek kişileri belirlerken, siyasi görüşler açısından da bir denge sağlamayı amaçladı. Belçikalı Herman Van Rompuy Hıristiyan Demokrat kökenden gelirken, Đngiliz Catherine Ashton Đşçi Partisi kökenli. Öte yandan Herman Van Rompuy un özellikle geçtiğimiz yıl Belçika daki hükümet krizi sırasında oynadığı birleştirici rolün altı çiziliyor. Diğer taraftan, 2004 yılında yaptığı bir açıklamada, Türkiye nin AB de yeri olmadığını ifade eden Herman Van Rompuy un AB Konseyi Başkanlığı na getirilmesi Türkiye nin AB üyeliğini etkiler mi sorusuna karşılık olarak yaptığı açıklamada Van Rompuy, bunun kişisel görüşü olduğunu ve AB nin görüşünü etkilemeyeceğini kaydetti. 4

TBMM BAŞKANI MEHMET ALĐ ŞAHĐN FĐNLANDĐYA PARLAMENTO BAŞKANI SAULĐ NĐĐNĐSTO ĐLE GÖRÜŞTÜ TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 2 Aralık ta Finlandiya Parlamento Başkanı Sauli Niinisto ve beraberindeki Parlamento Heyeti ile görüştü. Mehmet Ali Şahin Türkiye nin AB üyelik süreciyle ilgili olarak, Türkiye nin üyelik statüsünün değiştirilmek istenmesi karşısında AB nin ahde vefa düşüncesini her zeminde göstermesini dileyen bir açıklamada bulundu. Şahin, görüşme öncesinde yaptığı konuşmada Türkiye Finlandiya arasındaki dostluğun 85 yıllık bir geçişinin olduğuna dikkat çekerek, o günden bugüne kadar iki ülke arasındaki ilişkilerin dostluk çerçevesinde gerçekleştiğine işaret etti.1999 yılında Finlandiya Cumhurbaşkanı Ahtisaari'nin Türkiye yi ziyaret edişiyle yeni bir sürecin başladığını ve Türkiye nin AB üyeliğinin 1999 yılında Finlandiya nın dönem başkanlığında tescil edilmesinin de kendileri için anlamlı olduğunu vurguladı. Niinistö de iki ülke arasındaki uzun bir geçmişe sahip olan ilişkilerin, farklı aşamalardan geçerek şu an her zamankinden daha yakın durumda olduğunu söyledi. Türkiye'nin AB üyelik görüşmelerinin başlamasının kabul edildiği Helsinki Zirvesi'nde Başbakan Yardımcısı olarak gelişmeleri gururla takip ettiğini belirten Niinistö, Türkiye'nin AB üyeliğinin, sadece meclislerinin resmi görüşü olarak kalmadığını, bütün milletvekilleri tarafından içtenlikle paylaşıldığını ekledi. MAKEDONYA, SIRBĐSTAN VE KARADAĞ A VĐZE MUAFĐYETĐ HAKKI TANINDI 30 Kasım 2009 tarihinde Avrupa Birliği Đçişleri ve Adalet Bakanları nın katılımıyla gerçekleştirilen Bakanlar Konseyi nde, 19 Aralık tarihinden itibaren Makedonya, Sırbistan ve Karadağ vatandaşlarına yönelik halihazırda uygulanan vize zorunluluğunun kaldırılarak, Schengen alanına vizesiz giriş yapmaları konusunda uzlaşıldı. AB Dönem Başkanı Đsveç in Adalet Bakanı Beatrice Ask ın başkanlık ettiği toplantıda, üçüncü ülke vatandaşlarının AB ülkelerine giriş koşullarını düzenleyen 539/2001 sayılı Tüzük te yapılan değişiklik neticesinde, Sırbistan, Makedonya ve Karadağ pasaportu taşıyan vatandaşların Schengen Alanı nda yapacakları kısa süreli seyahatler için (altı ay içerisinde toplam 90 günlük süreyi aşmayacak şekilde) vize alma yükümlülüğü ortadan kaldırıldı. Böylelikle, biyometrik pasaport sahibi Makedonya, Sırbistan ve Karadağ vatandaşları, daha önce belirtildiği gibi 1 Ocak 2010 da değil, 19 Aralık tarihinden itibaren Schengen ülkelerine vizesiz giriş yapabilecek. 5

Avrupa Komisyonu nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, söz konusu kararın Batı Balkan ülkelerindeki sivil toplumun AB ile bütünleşmesi ve Avrupalılaşması açısından önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, diğer Batı Balkan ülkelerinin de belirlenen kriterleri yerine getirdikleri zaman vize serbestisinden faydalanabileceğini belirtti. Olli Rehn ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadic ise, bunun Sırbistan vatandaşları için çok önemli bir gün olduğunu belirterek, 20 sene önce AB ülkelerine vizesiz giriş yapabiliyorduk, bugün bu hakkımızı geri elde ettik dedi. Avrupa Komisyonu nun Adalet, Özgürlük ve Güvenlik ten Sorumlu Üyesi Jacques Barrot ise, konuya ilişkin açıklamasında, Makedonya, Sırbistan ve Karadağ vatandaşlarının Noel tatilini vize almaya ihtiyaç duymadan Schengen alanındaki yakınları ile geçirebileceğini belirtti. Bu çerçevede, Bosna Hersek ve Arnavutluk un da vize serbestisi hakkını kazanabilmeleri için Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen kriterleri (belge güvenliği, yasadışı göç, kamu güvenliği, dış ilişkiler ve insan hakları alanlarında) karşılamaya yönelik çabalarını artırması gerektiği belirtildi. Söz konusu iki ülkeye yönelik nihai değerlendirmenin Mayıs 2010 da yapılması öngörülüyor. Kosova nın ise henüz tüm AB üye ülkeleri tarafından tanınmaması nedeniyle, bu aşamada vize serbestisinden yararlanmayacağı, ancak Kosova vatandaşlarına yönelik vize uygulamalarının kolaylaştırılacağı belirtildi. Hatırlanacağı gibi, vize serbestisinin bir ön adımı olan ve Batı Balkan ülkeleri ile imzalanan Vize Kolaylığı Anlaşmaları 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girmişti. AVRUPA BĐRLĐĞĐ ULUSLARARASI YENĐLENEBĐLĐR ENERJĐ AJANSI NA KATILDI Avrupa Komisyonu nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Andris Piebalgs ve Đsveç Đşletme, Enerji ve Đletişimden Sorumlu Devlet Bakanı Ola Altera 23 Kasım 2009 tarihinde AB nin Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı na (IRENA) katılımına ilişkin anlaşmayı imzaladılar. Böylece IRENA nın üye sayısı 138 e çıktı. Konuyla ilgili açıklama yapan Piebalgs, AB nın IRENA ya katılımıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen desteğin, dış politikasının en önemli unsurlarından olduğunu belirtti. Kopenhag Zirvesi ne kısa bir süre kalmışken atılan bu adımın AB nin fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçişe verdiği desteği vurguladığını ifade eden Piebalgs yenilebilir kaynaklara gecikmeksizin geçmenin ekolojik alanda olduğu kadar ekonomik alanda da fayda getireceğini söyledi. Bilindiği gibi IRENA 26 Ocak 2009 da rüzgar, güneş ve biyoyakıt kaynaklarıyla ilgilenen uluslararası bir ajans olarak kuruldu. Kuruluş amaçları arasında yenilenebilir enerji mükemmeliyet merkezlerinin kurulması, hükümetlere bu konuda ulusal programlarını yaparken danışmanlık verilmesi, yenilenebilir teknolojilerle ilgili bilgilerin paylaşılması, iyi uygulamalar ve mali kaynaklar konusunda bilgi verilmesi yer alıyor. 6

BELARUS - KAZAKĐSTAN - RUSYA GÜMRÜK BĐRLĐĞĐ NĐN AVRUPALI ĐHRACATÇILARI OLUMSUZ ETKĐLEMESĐNDEN ENDĐŞE EDĐLĐYOR Avrupa iş dünyasının önde gelen temsilcilerinden Business Europe tarafından, 18 Kasım tarihindeki Avrupa Birliği - Rusya Zirvesi öncesi, Avrupa Komsiyonu nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Catherine Ashton a Belarus, Kazakistan ve Rusya arasında 1 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girecek Gümrük Birliğine ilişkin kaygılarını dile getiren bir mektup gönderildi. Üç ülkenin oluşturacağı gümrük birliği ile, AB Ortak Dış Gümrük Tarifesi çerçevesinde halen uygulan gümrük tarifelerinden daha yüksek tarifeler getirilmesi ihtimali bulunuyor. Daha yüksek tarifelerin uygulanması ise, Avrupalı ihracatçıların, bu ülke piyasalarına erişimini olumsuz yönden etkileyebilecek. Business Europe Genel Sekreteri Philippe de Buck de, başta otomotiv, çelik, makine ve gida dahil olmak üzere Avrupa nın önemli sanayilerinin bu gelişmelerden zarar görmesinin beklendiğini belirtti. AB EŞĐTLĐK ZĐRVESĐ GERÇEKLEŞTĐRĐLDĐ 3. Eşitlik Zirvesi 16-17 Kasım 2009 tarihleri arasında Stockholm de düzenlendi. Avrupa Birliği Đsveç Dönem Başkanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen zirvenin ana konusu ise ulusal, yerel ve bölgesel makamlar, sivil toplum kuruluşları, sosyal taraflar, ticari işletmeler ve medya arasında Eşitlik Đçin Đş Birliği. Zirvenin amacı AB de hak ve fırsat eşitliğini teşvik etmek ve ayrımcılığın her çeşidine karşı daha etkili hareket etmek için bilgi ve deneyim paylaşımı yapmak. Aynı zamanda Avrupa Komisyonu tarafından 2 Temmuz 2008 de kabul edilen yeni ayrımcılık karşıtı direktif de gündem konusu oldu. 21. yüzyıl için hazırlanan söz konusu direktif, sosyal gündemin parçası olarak, engellilik, yaş, din ya da inanç ve cinsel tercihler üzerinden yapılan ayrımcılığı yasaklıyor. Zirvede dört başlıkta çalıştaylar da gerçekleştirildi: (1) Eşitliğe dayanan yönetişim çalışmaları: Tartışma için iki konu masaya yatırıldı: Kamu sektörüne yön veren eşitlik ve özel sektörde çeşitlilik yönetimi. Şu sorulara cevap arandı: Bu alandaki zorluklar nelerdir? Eşitlik esası Avrupa nın geleceği mi? (2) Eşitlik Alanındaki Mevzuat Bugün ve Yarın. Bu çalıştay ulusal düzeyde eşitliğe ilişkin mevzuat uygulamalarına ışık tuttu. Mevcut haklar ve sorunları değerlendirmek amacıyla üye devletler, sivil toplum ve diğer paydaşlar tarafından örnekler ortaya koyuldu. (3) Eşitlik için paydaşlık. Bu oturumda iş yerinde ayrımcılığın yok edilmesi ve hak eşitliğinin özendirilmesi için işbirliği ve ağ oluşturmanın yeni yolları tartışıldı. 7

(4) Eşitlik Alanında Medyanın Gelecekteki Çalışmaları. Đsveç Dönem Başkanlığı şu soruları yöneltti: Medya, toplumda eşitliğin değeri hakkında farkındalığı arttırır ve dünyada olan bitenler hakkında bilgilendirir. Medya bu rolü verimli bir şekilde oynuyor mu? Eşitlik zirvesinde Avrupa Ticaret Sendikası Konfederasyonu ve STK lar Sosyal Platformu Ayrımcılıkla Savaş - Herkes Đçin Eşitliği Garantile başlıklı ortak bildirilerinde, karar mercilerini ayrımcılıkla mücadelede daha etkili önemler almaya çağırdılar. Söz konusu bildiriye göre eşitlik ve ayrım gözetmeme politikaları Avrupa Birliği ve üye devletler için ekonomi, toplum ve işgücü piyasasına yönelik sürdürülebilir perspektiflerin vazgeçilmez unsurları. Đki kuruluş karar mercilerini aşağıdaki altı konuda eyleme geçmeye çağırdılar: 1) Yaş, engelli olma, din, inanç ve cinsel tercih üzerinden yapılan tüm ayrımcığı engelleyen direktifin 13. maddesinin AB Konseyi tarafından kabulü. 2) Cinsiyet eşitliği politikalarında ve yasamada kalan cinsiyet boşlukları ile mücadele etmek ve tüm AB politikalarında cinsiyetin ana görüş olarak ele alınması adına etkili yürütmenin sağlanması. 3) Tüm AB politikalarında eşitliğin ana yol olarak kabulü. 4) Güçlü sosyal politikalara ve eşitliği destekleyen kamu hizmetlerine yatırım yapmak. 5) Eşit haklara dayanan göç ve entegrasyon politikaları geliştirmek. 6) Avrupa ve ulusal düzeyde işçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla güçlü bir ortaklık kurmak. MACARĐSTAN/SLOVAKYA ĐHTĐLAFINDA ULUSAL MAHKEMELERĐN YETKĐLĐ OLDUĞUNA KARAR VERĐLDĐ Avrupa Komisyonu, Slovakya nın, Macaristan Cumhurbaşkanı nın ülkeye girişini yasaklayan kararına ilişkin sorunun çözüm yerinin ulusal mahkemeler olduğuna karar verdi. Macaristan Cumhurbaşkanı Laszlo Solyom un Ağustos ayında Komarno yu ziyaret edeceği sırada Slovak makamlarının ülkeye giriş izni vermeyi reddetmesi üzerine, Macaristan Slovakya yı AB hukukunun ihlali nedeniyle gerekli prosedürün başlatılması için Avrupa Komsiyonu nun Adalet ve Đçişleri nden Sorumlu üyesi Jacques Barrot ya şikayet etmişti. Barrot nun sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, konuyla ilgili direktifte yer alan serbest dolaşım ve kamu güvenliği nedeniyle bunun engellenmesine yönelik önlemlerin orantılı olup olmadığı konusundaki hükümlere uyulup uyulmadığını tespit görevinin üye ülke mahkemelerinin yetkisinde olduğu belirtildi. AB ĐSTĐHDAM VE SOSYAL ĐŞLER KONSEYĐ TOPLANTISI YAPILDI 30 Kasım da 2009 da AB Đstihdam ve Sosyal Đşler Konseyi, Brüksel de bir araya geldi. Konsey toplantısına, Đsveç in Đstihdam dan Sorumlu Bakanı Sven Otto Littorin ve Nyamko Sabuni Başkanlık etti ve Vladimir Špidla da Komisyon u temsilen katıldı. Bakan Littorin, 2010 sonrası Lizbon Stratejisi ne hazırlık ve krizden çıkış yolları meselelerinde önemli kararlar alındığını belirtti. 8

Konsey, gözden geçirilmiş doğum izni çerçeve anlaşması ve Uluslararası Çalışma Örgütü nün (ILO) Balıkçılık ta Çalışma ya dair Konvansiyonu nun, üye devletlerce onaylanmasına izin verilmesine ilişkin karar konularında da uzlaşmaya vardı. Toplantıda Konsey, Sağlıklı ve Müreffeh Yaşlanma konusunu da ele alarak, sağlık güvencesi konusunda Birlik çapında işbirliğine vurgu yaptı. Sven Otto Littorin, işsizliğin 2010 a kadar %10 un üzerinde seyredeceğini ve yeni tedbirler oluşturmak için birlikte çalışmanın şart olduğunu belirtti. Aynı zamanda Avrupa Komisyonu, krizle mücadelede ESPCO ya katkı sağlayacak bir çözüm olarak mikro finansman aracını (micro-funding facility) sundu. Vladimir Špidla da görüşünde Birliğin 2020 ye kadarki stratejisinin daha çok, demografik yaşlanma, iklim değişikliği ve ekonomik değişimlere yönelik olması gerektiğine yer verdi. Toplantıya katılan ilgili bakanlar iki soruya cevap aradılar. Đlki, iş piyasasındaki durgunluktan nasıl çıkılacağı ve ikinci olarak uzun vadede iş arzını güvence altına alabilecek daha kapsamlı bir iş piyasası oluşturacak, iş piyasası ve iş güvenliği politikasının unsurları nelerdir oldu. Bu sorulara üye ülke temsilcilerinden farklı yanıtlar ve öneriler geldi. Đlk olarak, Đstihdam Komitesi Başkanı, Bruno Coquet krizin yeni sorunlar yarattığını, buna karşın var olanlardan hiçbirini ortadan kaldırmadığını vurguladı. Çek Cumhuriyeti Lizbon 2 Stratejisinin hem olumlu hem de olumsuz yanlarından bahsetti. Almanya nın önerisi ise tartışmalara sebep oldu. Almanya, hedeflerin ve içeriklerinin üye ülkelerin tasarrufunda olması gerektiğini savundu. Buna karşın diğer üyelerden destek görmedi. AVRUPA BĐRLĐĞĐ ĐSTĐHDAM RAPORU YAYIMLANDI Avrupa Komisyonu 23 Kasım 2009 da, 21. Avrupa da Đstihdam Raporunu kabul etti. Avrupa Đstihdam Raporu, 9 Aralık ta Avrupa Komisyonu nun sunacağı Ortak Đstihdam Raporu nda yer alan analizlere temel teşkil ediyor. Komiser Vladimir Špidla nın sözcüsü Chantal Hughes verdiği demeçte raporun, Avrupa Birliği nin büyüme ve istihdam stratejisinin (Lizbon Stratejisi) analiz ve bilgilendirme aracı olduğunu söyledi. Đstihdam Raporu 2009 yayını, son katılan ülkeler de dahil olmak üzere Birlik içinde istihdamın durumunu ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor. Rapor, Avrupa Đstihdam Politikası nın geleceğine dair iki can alıcı meselede derinleşiyor: istihdam piyasasında hareket (giriş, çıkış ve geçişler) ve piyasaların gelişmesinde iklim değişikliğinin etkisi. Avrupa istihdam piyasasının dinamiklerinin ele alındığı birinci başlıkta, Avrupa da işçilerin %22 sinin her yıl işlerini değiştirdiği belirtiliyor. Bu tespit sadece esnek işgücü piyasasına sahip ülkelerle (Birleşik Krallık, Danimarka) sınırlı değil, aksine işgücü rotasyonunda Yunanistan dan, Đsveç e farklılık gösteren tüm üyeleri kapsıyor. Ayrıca, son araştırmalar gösteriyor ki, AB de hali hazırda işsizlerin yaklaşık %45 i, 12 ayı aşkın işsiz kalıyorlar.abd de ise bu durum işsizlerin %10 u için söz konusu. 9

Đklim değişikliğinin istihdam piyasasına etkisinin ele alındığı ikinci başlıkta, rapor, düşük karbon ekonomisin gerektirdiği yeni vasıfların yüksek nitelikli işçilere avantaj sağladığını belirtiyor. Ancak en azından başlangıçta, yeni teknolojilerin büyük pazarlara yayılması sürecinde, yeni vasıflar isteyen bu tür işlerin yeterli eğitimi almaları koşuluyla düşük nitelikli işçiler tarafından doldurulmalarının gerektiği belirtiliyor. Bu sebeple, belirlenen ölçütler, yeni işlere geçişi kolaylaştıracak vasıfların önemi üzerine yoğunlaşıyor ve toplumsal diyalogla birlikte, nitelik sıkıntısının ortaya çıkmasını engelliyor. Bu iki temel nokta, düşük karbon ekonomisine geçişi teşvik için gerekli bileşenleri ortaya koyuyor. Komisyon un söz konusu raporuna şu linkten ulaşılabilir: http: //ec.europa.eu/social/main.jsp?catld=119&langld=fr AVRUPA KOMĐSYONU NUN ĐNCELEMESĐNDEN SONRA CEP TELEFONU MELODĐSĐ VE OYUN SĐTELERĐNĐN %70 KADARI YENĐDEN DÜZENLENDĐ Avrupa Komisyonu, cep telefonları için internetten oyun ve melodi yükleme sitelerini temizliyor. Ebeveynlerin, genellikle pornografik web sitelerinin çocuklarını aldatmasına ve suiistimal etmesine dair şikayetleri üzerine Komisyon, üye ülkelerin yetkilileri ile birlikte 18 ay önce konuya ilişkin bir inceleme başlattı 17 Kasım 2009 tarihinde Komisyon konuya ilişkin bulguları açıkladı. Avrupa Komisyonu nun Tüketiciden Sorumlu Üyesi Meglena Kuneva, gençlerin bedava olduğunu düşünerek kayıt oldukları cep telefonu oyun ve melodi sitelerinin, yanlış reklamın kurbanı olmamaları, ebeveynlerin de telefon faturalarında tatsız sürprizlerle karşılaşmamaları gerektiğini belirtti. Araştırmanın sonuçlarının AB çapındaki bu çalışmanın, pazarı tüketiciler için temizlemek adına büyük değişikliklerin yapılabileceğini gösterdiğini ekledi. Çalışma doğrultusunda 554 siteden 301 i incelendi. Bunların %70 kadarı düzeltildi ve 58 tanesi kapatıldı. Sitelerin yarısından fazlası özellikle çizgi film karakterlerini seven çocukları ve TV karakterlerini kullanmak isteyen gençleri hedefliyor. Đncelemeler sonucunda çoğu web sitesinde birçok düzensizlik olduğu ortaya çıktı. Đncelenen web sitelerinde bulunan üç ana sorun şu şekilde; 1) Kontrol edilen web sitelerinden %41 inde hizmet ücreti tutarına ilişkin tutarsız bilgi olduğu saptanmıştır. Çoğu web sitesinde ücretle ilgili bilgiler eksik ya da ta ki müşteri telefon faturası ile bilgilendirilene kadar hiç belirtilmemiştir. Kayıt ile ilgili olarak da ya kayıt kelimesinden hiç bahsedilmemiş ya da kaydın ne kadar süre için yapıldığına ilişkin bir belirsizlik mevcuttur. 2) Kontrol edilen web sitelerinin %75 inde bu işi yapan tüccara ilişkin ismi, adresi, iletişim numaraları gibi iletişim bilgileri eksik ya da hiç bulunmamakta. Bu, AB mevzuatına (e-ticaret ve mesafeli satış ile ilgili yönerge gereğince hizmet sağlayanın detaylı iletişim bilgileri, e-posta adresini de kapsayacak şekilde bulunmalıdır) aykırı. 3) Kontrol edilen web sitelerinin %35 inin bilgilerini yanıltıcı bir şekilde sunduğu saptandı. Kontratta yer alan bilgiler sitede de yer almakta, çok küçük harflerle ya da görülmesi zor bir yerde bulunuyor. Yanıltıcı durumların %28 inde hizmetin bedava olduğu söyleniyor. Ancak, müşteri yanıltılıyor ve daha sonra bazı ek ücretlerin olduğu veya uzun süreli bir kontrata tabi olduğunu anlaşılmıyor. 10

En fazla yasadışı sitenin bulunduğu üye ülkeler Macaristan, Litvanya ve Romanya olarak açıklandı. Litvanya, 17 siteyi, Macaristan 13 siteyi, Romanya 16 ve Avusturya 5 siteyi temizledi. Slovakya, Đrlanda ve Portekiz de hiç yasadışı site bulunmamakta. Üye ülke yetkilileri kalan siteleri kontrol etmeye devam ediyor. 495 milyondan fazla cep telefonu Avrupalılar tarafından kullanılıyor. 2007 deki cep telefonu pazarının %29 unu sadece cep telefonu melodilerinin oluşturduğu belirlendi. 2007 de Avrupa daki cep telefonu melodi satışlarının değerinin 691 milyon Avro olduğu tahmin ediliyor. E-DEVLET KONFERANSI MALMÖ DE YAPILDI E-Devlet Konferansı 19-20 Kasım da, Đsveç in Malmö kentinde düzenlendi. Konferansın amacı, Avrupa nın daha açık olması ve e-devletin geliştirilmesi için yeni teknolojilerden daha fazla yararlanılmasını sağlaması ve nihayet toplumun devletle irtibatının kolaylaştırılması idi. Konferansın ana konusu online yönetimdi. Finansal ve ekonomik krize rağmen, konuya ilişkin önemli tespitler yapıldı. Bu tespitler, henüz yayımlanmış olan ve çeşitli ülkelerde elektronik yönetimin krizdeki etkilerine yoğunlaşan OECD Raporu nun sonuç kısmını oluşturdu. OECD Genel Sekreter Vekili, Aart de Geus iyileştirici önlemlerin kısmi etkisiyle, kriz, online yönetimi rayına oturtmak adına platform vazifesi gördü şeklinde konuştu. Raporun sonuç kısmında, vatandaşlar arasında yüksek güven ve kamu yönetimi işletmeleri de dahil olmak üzere, krizin, yüksek verimlilik gelişmiş ekonomi gibi faydalara yoğunlaşarak hükümetlerin e-yönetim programlarını hızlandırmalarını olumlu etkilediğine yer verildi. OECD, aynı zamanda AB nin halen yürürlükte olan uygulamaları üzerinde durdu. OECD ye göre, kriz ülkelerin e-yönetişimin önemini tekrar görmelerine olanak verdi. Krizin devletleri derinden etkilemesine karşın, online yönetim düşük maliyetli bir araç olarak kullanılabilirliğini kanıtladı. Ancak kullanımının yaygınlaşması amacıyla nihai kullanıcıların bir adım atarak e-kullanıcı haline gelmeleri için teşvik edilmeleri gerekiyor. OECD Genel Sekreteri Geus idarecilerin, vatandaşların bu tür kamu hizmetlerini kullanmaya teşvik edilmesinde sorun yaşandığını belirtti. OECD nin diğer bir raporunda, bir çok ülkede online kamu hizmetleri verilmesine rağmen, Avrupa vatandaşlarının sadece yarısı tarafından kullanıldığının altı çiziliyor. Konferans, tüm bunların yanında, Avrupa Elektronik Yönetimi ödüllerinin verilmesine de vesile oldu. Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen ödüller 2003 ten beri her 2 yılda bir veriliyor. Bilgi iletişim teknolojisine dayalı çözüm önerileri vasıtasıyla Avrupa e-yönetim politikalarının uygulanmasına katkı sağlayan projeler ödüllendirildi. Toplamda 3 kategoride 4 ödül veriliyor. Bu yılki ödüller, Đtalya ya, MEPA adıyla her kamu idaresine hizmet sağlayıcıların fiyatlarını karşılaştırmayı ve online veritabanı sayesinde malları ve hizmetleri satın almaya yarayan girişimiyle, Portekiz e ise tüm avcılara ülke genelinde bilet satış noktalarında, vergi levhalarını getirmeleri şartıyla avlanma izni veren hizmeti nedeniyle Portekiz Ormancılık yetkililerine verildi. 11

AVRUPA KOMĐSYONU NDAN KARTEL E 173 MĐLYON AVRO PARA CEZASI Avrupa Komisyonu, ısı dengeleyicileri (heat stabilisers) pazarını paylaşarak rekabet kurallarını ihlal ettikleri gerekçesiyle 10 teşebbüse toplam 173 milyon avro para cezası verdi. Ceza verilen kartel üyeleri olarak şu teşebbüsler belirlendi: Akzo (Hollanda), Baerlocher (Almanya), Ciba (Đsviçre), Elementis (Đngiltere/ABD), Elf Aquitaine/Arkema (Fransa), GEA (Almanya), Chemson (Avusturya), Faci (Đtalya), Reagens (Đtalya), AC Treuhand (Almanya). Sonuncusu dışındaki bütün bu şirketler, kalaylama dengeleyicileri ve ısı dengeleyicileri üretimi ve satışı alanında faaliyet göstermektedirler. Söz konusu dengeleyiciler, ısıya dayanıklıklarını arttırmak için PVC ürünlerine katılmakta. Bunlar ayrıca nihai PVC ürünlerinin sertliğini ve şeffaflığını arttırmakta ve renklerinin solmasını önlemekte. Aslında kartele katılmış olmakla birlikte Chemtura Corporation isimli şirket karteli Komisyona ihbar ettiği için ceza almadı. Soruşturma sırasında Komisyon ile işbirliği yaptıkları için Arkema, Baerlocher ve Ciba nın cezaları indirildi. Ancak daha önce benzer nitelikte bir kartele katılmış olduğu için Arkema nın cezası %90 oranında arttırıldı. REKABET VE TĐCARETE ULUSLARARASI ERĐŞĐM ADLI DÜŞÜNCE KURULUŞUNUN ARAŞTIRMASINA GÖRE FĐLĐPĐNLER GECĐKMEDEN AB ĐLE SERBEST TĐCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERĐNE BAŞLAMALI Rekabet ve Ticarette Uluslarararası Erişim düşünce grubunun yürüttüğü bir araştırmaya göre, Avrupa Birliği ve Filipinler in de üye olduğu Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği nin 10 ülkesiyle topluca serbest ticaret anlaşması görüşmelerine devam edilmesine karar verilmesini beklemektense, Filipinler gecikmeden Avrupa Birliği ile Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine başlamalı. Müzakereler 2007 yılının ortasında başlamış, ancak iki gelişmeden dolayı Mayıs ayında dondurulmuştu. Bu gelişmelerden ilki, Asya Bloku nun heterojen yapısından kaynaklanıyor. Asya Bloku, Burma, Myanmar, Kamboçya ve Laos gibi en az gelişmiş ülkeleri dışlıyor. Bloklar arası görüşmelerde, Avrupa Birliği ile Silah dışında herşey inisiyatifine başlandı. Diğer gelişme ise, Burma/ Myanmar ın siyasi nedenlerden dolayı Avrupa Birliği tarafından müzakereler dışında tutulması ile ilgili. Avrupa Komisyonu, Güney Kore ile STA müzakerelerinin başarıyla sonuçlanmasını takiben, Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği ile ikili müzakerelere başlamak istiyor. Raporda, Filipinler ile Avrupa Birliği arasında ikili görüşmelerin Filipinler sanayinin gelişmesine katkıda bulunacağı vurgulanıyor. 2006 yılında, Avrupa Birliği, Filipinler in ihracatına ortalama tarım ürünleri için %5,5 tarife uygulamaktadır. Đmalat sanayi malları için ise bu oran %1,4 tür. Filipinler den en çok ihraç edilen 50 ürün, Avrupa Birliği ne yapılan Filipinler den yapılan toplam ihracatın %81 ini oluşturmakta. Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ne ve en fazla kayırılan ülke ilkesine dayanarak, bu ihracatın % 90 nin Avrupa piyasasına gümrüksüz girdiği belirtiliyor. 12

Filipinler de, Avrupa Birliği ile bir STA oluşturulmasından, en çok petrol, tekstil, giyim, otomotiv yedek parça gibi sektörler kazançlı çıkacak. Mali hizmetler, sigortacılık, kimyasal ürünler, telekomünikasyon, inşaat, enerji ve su, kağıt, deri, makina ve elektrikli aletler üretimi gibi sektörler de büyük potansiyel teşkil diyor. Son olarak, Filipinler in, Avrupa piyasasına yönelik diğer ürünleri arasında balıkçılık, kümes hayvanları, tarım ürünleri, taze meyve özellikle muz, mango, greyfurt, kahve, kozmetik ürünleri, mücehver, kamera, sağlık, turizm, bilgi ve iletişim teknolojileri gibi alanlar yer alıyor. Söz konusu rapora göre, AB ile yapılan bir STA, Filpinler de yerleşmiş Avrupa şirketlerini ülkedeki etkinliklerini ve yatırımlarını artırmaya teşvik edebilir. AVRUPA PARLAMENTOSU, TELEKOM PAKETĐ NE ĐLĐŞKĐN SON ENGELĐ ORTADAN KALDIRDI 24 Kasım 2009 tarihinde Avrupa Parlamentosu nda gerçekleştirilen oylama neticesinde 40 ret ve 24 çekimser oya karşılık 510 evet oyu ile Telekom Reform Paketi nde öngörülen kuralların yürürlüğe girmesinin önündeki son engel de aşılmış oldu. Hatırlanacağı gibi, yaklaşık iki yıl önce Avrupa Komisyonu tarafından önerilen Reform Paketi, internet kullanımına ilişkin kurallar nedeniyle Avrupa Parlamentosu ve üye devletler arasında yaşanan zorlu müzakereler neticesinde, 4 Kasım tarihinde her iki tarafın da isteklerini belirli ölçüde yansıtan ortak bir metin üzerinde uzlaşılması mümkün olmuştu. Eğer bu son aşamada da uzlaşma sağlanması mümkün olmasaydı, reform paketinin bütünüyle rafa kaldırılması söz konusu olacaktı. Söz konusu metin uyarınca, herhangi bir üye ülkenin, adil ve tarafsız bir prosedür uygulamak şartıyla, hangi koşullar altında internet erişimini kısıtlayabileceği net bir şekilde ortaya koyuluyor. Telekom Paketi ile cep telefonu kullanıcılarının operatör değiştirme hakkı ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri başta olmak üzere temel haklarının iyileştirilmesi; kişisel veri güvenliğinin artırılması; sayısal televizyona geçiş yönünde spektrum yönetiminin uyumlaştırılması, Üye Devletler nezdindeki düzenleyici kurumlar arasındaki işbirliğinin sağlanması ve ulusal makamların telekom sektöründeki rekabeti artırmaya teşvik edilmesi amaçlanıyor. Bunun yanı sıra, AB genelinde genişbant kullanımının yaygınlaştırılması ve yeni nesil ağlara yatırımın hızlandırılması hedefleniyor. 18 Aralık tarihinde AB Resmi Gazetesi nde yayımlanarak yürürlüğe girmesi öngörülen Telekom Reform Paketi nin iç hukuka aktarılması için Üye Devletlere 30 Haziran 2011 tarihine kadar süre tanınacak. 13

BALIKÇILIK KONSEYĐ KARADENĐZ DE 2010 YILI ĐÇĐN TOPLAM KABUL EDĐLEBĐLĐR AVLANMA KOTALARI BELĐRLENDĐ 20 Kasım da gerçekleştirilen Balıkçılık Konseyi toplantısında Avrupa Birliği üye ülkelerinin balıkçılık ile ilgili bakanları, 2010 yılı için Karadeniz de toplam kabul edilebilir avlanma kotalarını (Total Allowable Catchments TACs) karara bağladı. Genel olarak kalkan ve hamsi benzeri bir balık olan çaçabalığına ilişkin avlanma kotalarının şekillendirildiği toplantı kararları temel olarak Karadeniz e kıyısı olan iki AB üye ülkesi olan Bulgaristan ve Romanya yı ilgilendirmekte. Toplantı öncesi Komisyon un geçen seneki kotaları %24 azaltılarak Karadeniz de avlanma için toplam AB kotasını 76 tona (her iki ülkeye 38 er ton) indirmek istemesine rağmen Konsey de alınan karar kotanın toplam 96 tonda kalmasını sağlamıştır. Ancak Konseyin bu kararı Bulgaristan ve Romanya nın Konsey e 15 Şubat 2010 dan evvel balıkçılık ve kalkan balığı avlanması üzerine kapsamlı bir yönetim ve denetleme planı sunması ve sonrasında bu planların uygulanması önkoşuluyla kabul edilmiştir. Şayet bu iki ülke, Konsey in aldığı bu karara uymaz ise, toplam kota doğrudan Komisyon un daha önce tavsiye ettiği gibi 76 tona indirilecek. Ancak bu iki ülke aynı zamanda Komisyon un Karadeniz de kıyısı olan diğer ülkelerle de bu avlanma yönetim planının istişare edilmesi konusunda girişimlerini sürdürmesini tavsiye etmekte. Özellikle Karadeniz de toplam kalkan balığı avlanmasının yüzde 10 unu gerçekleştiren Bulgaristan ın yanında, bu avlanmanın yüzde 70 ini gerçekleştiren Türkiye nin bu istişarelerin içinde olması isteniyor. 18 ÜLKE TARAFINDAN YÜKSEK SEVĐYEDE SALGIN (H1N1) 2009 HAREKETLĐLĐĞĐ RAPOR EDĐLDĐ 13-20 Kasım 2009 tarihleri arasında, Đtalya da bu senenin en yüksek seviyedeki H1N1 salgınının yaşandığı rapor edildi. Bunun yanında, Norveç, Moldavya, Rusya Federasyonu (Ural bölgesi) ve Đsveç de yüksek seviyede salgın ile karşılaştıklarını rapor ettiler. Aynı dönem içinde yüksek seviyede (H1N1) 2009 virüsü hareketliliğini rapor eden diğer ülkeler ise şöyle: Bulgaristan, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Đzlanda, Đrlanda, Litvanya, Lüksemburg, Polonya, Portekiz, Sırbistan, Türkiye ve Ukrayna. Belçika, Đzlanda, Đrlanda ve Đngiltere nin bazı bölgelerinde gribe hala sıkça rastlansa da gribin hareketliliğinin en fazla olduğu dönem geçmiş bulunuyor. 14

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Avrupa bölgesindeki 21 ülkedeki 181 ölümün, laboratuar sonuçları ile de doğrulanarak, salgının (H1N1) 2009 virüsü enfeksiyonundan kaynaklandığı açıklandı. Dünya Sağlık Örgütü, Nisan 2009 dan beri Avrupa bölgesindeki (H1N1) 2009 virüsü kaynaklı ölümlerin toplam sayısının 471 den 652 ye çıktığını rapor etti. Norveç Kamu Sağlığı Enstitüsü, üç H1N1 virüsünde mutasyonun belirlendiğini Dünya Sağlık Örgütü ne bildirdi. Mutasyona uğrayan virüslerin antiviral ilaçlara, oseltamivire ve zanamivire karşı duyarlı olduğu, ancak, çalışmaların şu anda var olan aşıların bu virüslere karşı koruma sağladığını ortaya koyduğu açıklandı. 20 Kasım 2009 tarihi itibariyle, Avrupa bölgesindeki 17 ülke, (H1N1) 2009 gribine karşı, özellikle hamile kadınları da kapsayan risk gruplarına yönelik, aşı kampanyasına başladı. AVRUPA KONSEYĐ NĐN SÜT ÜRETĐCĐLERĐ HAKKINDAKĐ YENĐ KARARI AB Bakanlar Konseyi beklendiği üzere 20 Kasım da süt ve süt ürünleri üreticilerine destek amacıyla 1234/2007 no lu tarım sektörü için Tek Ortak Pazar Organizasyonu (single Common Market Organization CMO) tüzüğünde değişiklik öngören bir karar aldı. Karar hakkında sadece Đngiltere çekimser oy kullandı. Bu karara ilişkin öneri Ekim ayı içerisinde Komisyon tarafından yapılmış ve Parlamento da öneri hakkında lehte görüş kullanmıştı. 1234/2007 no lu tüzüğün 186 ıncı maddesi, bazı tarımsal ürünlerin fiyatlarının çok hızlı yükselmesi veya düşmesi sonucu piyasada oluşabilecek sorunların önüne geçilmesi için Komisyon un belirli tedbirler alabileceğini belirtmekte. Daha önce süt ve süt ürünleri maddede belirtilen çerçeve içinde değerlendirilmemişti ancak sektördeki sorunlar ve fiyat dalgalanmalarının artması, 186 ıncı maddeyle ilgili hükümlerin bu alana da yansımasına neden oldu. Yeni tüzük, Tek Ortak Pazar Organizasyonu yönetmeliğinin 75inci maddesi üzerinden süt ve süt ürünleri sektörlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde ortaya çıkan maliyetler konusunda kota geri alım sistemi ile üye ülkelere destek olunmasını da öngörmekte. Bu madde, üye ülkelerin süt üretimlerinin tamamından veya bir kısmından süresiz olarak vazgeçen üreticiler için telafi önlemleri alabilmesine imkan tanımakta. Aynı zamanda yapılan değişiklik sonucu üye ülkelerin ulusal kotalarını aşmaları halinde ülkelere uygulanan cezaların, ülkelerin süt sektörlerini yeniden yapılandırmaları için kullanılabilmesinin de önü açıldı. Bu değişiklik hükümleri 2009/2010 ve 2010/2011 dönemlerinde geçerli olacaktır. 15

AVRUPA KOMĐSYONU TARAFINDAN KORUNMUŞ MENŞE VE KORUNMUŞ COĞRAFĐ ĐŞARETLER LĐSTESĐNE YENĐ ÜRÜNLER ĐLAVE DĐLDĐ Avrupa Komisyonu, 24 Kasım da Korunmuş Orijin Đşareti (PDO) ve Korunmuş Coğrafi Đşaretler (PGI) listesine Marroni del Monfenera (PGI) isimli Đtalyan ceviz türünü ve Fransız hardal türü olan Moutarde de Bourgogne u (PGI) ekledi. Bu iki ürün, coğrafi göstergelerin, orijin işaretlerinin ve geleneksel üretim özelliklerinin korunması amacıyla oluşturulan ve daha önce 850 den fazla ürünün bulunduğu listeye eklendi. AVRUPA PARLAMENTOSU ÜRÜNLERDEKĐ MENŞE ETĐKETĐNĐN DAHA AÇIKLAYICI OLMASINI ĐSTĐYOR 25 Kasım 2009 tarihinde, Avrupa Parlamentosu menşe işaretinin daha açık belirtilmesini talep etti. Böylelikle tüketiciler satın aldıkları ürünlerin tam olarak nereden geldiklerini bilme olanağına sahip olacak. Bu amaçla, Avrupa Parlamentosu menşe işaretli bir sistemin uygulanmasını istiyor. Avrupa Komisyonu ve üye ülkeler, Avrupalı tüketicileri, yabancı üreticiler ve ithalatçılar tarafından kullanılan sahte ve yanıltıcı işaretlere karşı korumakla yükümlü. Çin ve Amerika Birleşik Devletlerin aksine, Avrupa Birliği nde halen menşe etiketi açık ve tekdüze biçimde uygulanmamakta. Bunda, ulusal düzenlemelerde farklılıkların mevcut olmasının payı da bulunuyor. Bu nedenle, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu ndan, sunduğu taslağı olduğu gibi korumasını istiyor. Bu düzenleme, ilk olarak tekstil ürünleri, mücevher, giyim ve ayakkabı, deri, mobilya, aydınlatma ürünleri, cam ve seramik ürünleri ve çantaları kapsıyor. Avrupa Komisyonu nun gözden geçirdiği taslakta nihai tüketicilere yönelik olmayan ürünler veya Avrupa Birliği ile Serbest Ticaret Anlaşması olan ülkelerden gelen ithal ürünleri kapsam dışında tutuluyor. ULUSLARARASI ENERJĐ AJANSI AB NĐN ĐZLEDĐĞĐ ENERJĐ POLĐTĐKASINDA ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐĞĐ ĐLE ĐLGĐLĐ MÜCADELEYE ÇAĞIRIYOR Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2009 Enerjiye Bakış Raporu nda mevcut durum hakkında endişe verici bir tablo ortaya koydu. Eğer herhangi bir değişikliğe gidilmezse gezegenin geleceğinin tehlikeye gireceğine vurgu yapıldı. IEA, AB nin izlediği enerji politikalarını yani iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarını memnuniyetle karşılıyor. Avrupa Komisyonu nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Andris Piebalgs 2009 Uluslararası Enerji Raporu nda enerji ve iklim değişikliği hakkında önde gelen kararları onayladı. Kopenhag daki uluslararası iklim konferansı öncesinde çıkan raporun zamanlamasının bu anlamda doğru olduğu düşünülüyor. 16

Eğer küresel sıcaklık ortalamasının 2 derece düşürülmesi hedefleniyorsa daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra Ajansın verilerine göre genel yatırım 10.500 milyar Dolar. Bunun 4.700 milyar doları taşımacılık, 2.500 milyar doları inşaat ve 1.700 milyar doları elektrik sektörünü kapsıyor. Ekonomik kriz nedeniyle bu yıl tüm dünyada enerji tüketiminin azalacağı ancak, 2030 yılına ulaşıldığında mevcut düzeyin %40 üstüne çıkacağı bildirilen raporda, enerji talebinin azalması fırsatının iyi kullanılarak önlemler alınması tavsiye ediliyor. Bunun yanı sıra önerilen diğer önlemler, enerji verimliliğinin iyileştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması ve düşük karbon teknolojisi (karbon tutma ve depolama gibi) olarak belirtiliyor. Sonuç olarak raporda sadece Avrupa da değil, tüm dünyada düşük karbonlu ekonomi modeline bir an önce geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. AB DE KADIN ARAŞTIRMACILARIN ORANI ERKEK ARAŞTIRMACILARA GÖRE DAHA DÜŞÜK Avrupa Komisyonu Bilim ve Araştırma Genel Müdürlüğü nün bilimde cinsiyet eşitliği ve kadın araştırmacılara ilişkin istatistik raporu, She figures 2009 rakamlarına göre, kadınların, Avrupa Araştırmacılarının sadece %30 ünü oluşturması, bilimsel araştırmalarda, kadınların azınlıkta olduğunu ortaya koyuyor. AB-27 de, ortalama olarak, kadın ve erkek araştırmacılar arasında en iyi denge, hükümet ve yüksek eğitim sektörlerinde sağlanmış. Yüksek eğitim alanında, kadınlar, araştırmacıların %37 sini oluşturmakta. Bu oran, kamu sektörlerinde %39 ve ticari girişim sektöründe ise %19. 2006 yılında, AB-27 de, doktora mezunlarının %46 sı kadın. 2002 ve 2006 yılları arasında, kadınların oranı, bütün bilimsel sektörlerde artış gösteriyor. En yüksek artış, mühendislik, tıp, insan kaynakları, teknoloji ve sosyal bilimlerde kaydedilmiş. Ancak, akademik kariyerde, kadınlara karşı güçlü bir ayırımcılık olduğu dikkat çekiyor. Akademide, kadınların çoğu hiyerarşik açıdan düşük konumlarda görevlendirilmekte. Örneğin, AB-27 de, ortalama olarak üniversitelerin sadece %9 u kadın başkan tarafından yönetilmekte. Bu oran, tüm yüksek öğretim kurumlarında ise %13 tur. Avrupa Komisyonu yetkilileri bu rakamlardan dolayı kaygı duyduklarını belirttiler. Kadın ve erkek araştırmacılara sunulan olanakların daha eşit olmasını sağlayacak politikaların uygulanması gerektiği de vurgulandı. Ayrıntılı bilgiye şu web sitesinden ulaşılabilinir: http://ec.europa.eu/research/science-society/index.cfm?fuseaction=public.topic&id=126 TRANSPARENCY INTERNATIONAL YILLIK YOLSUZLUK RAPORU AÇIKLANDI Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) (TI), tarafından hazırlanan Küresel Yolsuzluk Raporu ve Yolsuzluk Algısı Endeksi 17 Kasım da açıklandı. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Dünya Bankası (DB) ve Ekonomik Đşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) işbirliği ile hazırlanan Yolsuzluk Algılama Endeksi, yolsuzluğu ölçme araçları arasında en etkili araştırma olarak biliniyor. Đçinde 180 ülke bulunan endeks tüm dünyada 1995 yılından bu yana hazırlanıyor. 17

2009 yıllı raporu ve 2009 endeksi Danimarka da yolsuzluğun olmadığını ortaya koydu. Yolsuzluk Algısı Endeksine göre en az yolsuzluğun olduğu 10 ülke arasında 4 Avrupa Birliği ülkesi ilk sıralarda yer alıyor: Danimarka (2.), Đsveç (3.), Finlandiya ve Hollanda (6.). Dünya genelinde ise birinci sırada Yeni Zelanda var. Transparency International, gelişmiş ülkelerin yolsuzluğun önünü kesmek için uluslararası düzeyde daha fazla gayret göstermeleri gerektiğini belirtiyor. TI başkanı Huguette Labelle, kara para transferine müsaade eden bankacılıkta gizliliği örnek göstererek, Kara paranın, emniyetli bir sığınağı olmamalı. Tüm bahaneleri ortadan kaldırma zamanı geldi. şeklinde bir açıklama yaptı. Her yıl olduğu gibi, savaşların ve süregelen çatışmaların yaşandığı kırılgan ve istikrarsız ülkelerden Afganistan ve Somali en fazla yolsuzluğun bulunduğu ülkeler olarak algılanıyorlar. Diğer AB ülkelerinin Yolsuzluk Algısı Endeksindeki sıralamaları ise şu şekilde: Lüksemburg (12.), Almanya ve Đrlanda (14.), Avusturya (16.), Birleşik Krallık (17.), Belçika (21.), Fransa (24.), Kıbrıs, Slovenya ve Estonya (27.), Đspanya (32.), Portekiz (35.), Malta (45.), Macaristan (46.), Polonya (49.), Çek Cumhuriyeti ve Litvanya (52.), Litvanya ve Slovakya (56.), Đtalya (63.), Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya (71.) Türkiye ise 61. sırada yer alıyor. Listede puanlar 0 ile 10 arasında değişiyor. Puanı 10 a yakın ya da yüksek ülkeler en az yolsuzluk yapıldığına inanılan ve yolsuzluk algılamasının en düşük olduğu ülkeler olarak biliniyor. Türkiye 2008 yılında 4,6 puan ile 58 inci sırada bulunurken bu yıl 4,4 puan ile 61 inci sıraya indi. Küresel krizle birlikte yolsuzluk algısı da artıyor. Bu artış hem Türkiye hem de bölge ülkelerinde yaşanıyor. Küresel Yolsuzluk Raporu na şu linkten ulaşılabilir: http://www.transparency.org/publications/gcr Yolsuzluk Algısı Endeksine şu linkten ulaşılabilir: http://www.transparency.org/policy_research/surveys_indices/cpi/2009/cpi_2009_table 4. YILLIK BĐRLEŞMĐŞ MĐLLETLER KÜRESEL ĐNTERNET YÖNETĐŞĐM FORUMU DÜZENLENDĐ Hükümetlere, özel sektöre ve sivil topluma, Đnternet Yönetişimine dair önemli meseleleri tartışma imkanı veren Birleşmiş Milletler Küresel Forumu nun dördüncüsü 15 Kasım tarihinde Sharm El Sheikh/Mısır da gerçekleştirldi. Forumun bu seneki teması Herkese Đmkan Yaratma idi. Tartışılan konular, erişim engelleri, çocukların korunması, cinsel suçlar, siber suçların önüne geçilmesi, taklit ürün satışı, mahremiyetin korunması oldu. Avrupa Birliği de bir delegasyonla foruma ve tartışmalara katıldı. 18

Avrupa Komisyonu nun Bilgi Toplumu ve Medya dan Sorumlu Üyesi Viviane Reding, yaptığı açıklamada, Forumun küresel düzeyde çok taraflı yapılan tek diyalog platformu olduğunu söyledi ve forumun 2015 e kadar devam etmesi çağrısında bulundu. Konuşmasında domain isimlerinin kullanılması ve özgür bir ortam olması gerektiğini hatırlatırken, çocukların korunması konularına ilişkin endişelerini de dile getiren Reding, Amerika Birleşik Devletleri ne internetin daha özgür ve uluslararası olacağına dair verdiği sözü yerine getirmesi çağrısında bulundu. Forum dolayısıyla, Avrupa Komisyonu, ICANN ın, ülkelerin kendilerine ait domain isimlerini Latin olmayan karakterlerle kullanmalarına imkan sağlayacak hızlı bir sürece başlanması kararını memnuniyetle karşıladığını belirtti. Bu durum şu anlama geliyor; Yunanistan, Bulgaristan, Malta, domain isimlerinde kendi alfabelerinde kullanabilecek. Komisyoner Reding, bunu yıllardır arzu ettiklerini ve internet kullanıcılarının kendi alfabelerini (Kiril dahil) kullanmalarına izin veren düzenlemeleri geçen yıl yaptıklarını kaydetti. AB NĐN DĐĞER DÜNYA ÜLKELERĐYLE DIŞ TĐCARETĐ ĐHRACATTAKĐ ARTIŞ SAYESĐNDE FAZLA VERDĐ AB istatistik kurumu Eurostat ın 17 Kasım da açıkladığı verilere göre ihracattaki artışa bağlı olarak, bu yılın Eylül ayında Avro Alanı dış ticaret dengesi fazla verdi. Avro Alanı nın, bu alan dışında kalan dünya ülkeleriyle dış ticaret fazlası 3,7 milyar Avro oldu. Bir önceki yılın Eylül ayında ise 6 milyar Avro dış ticaret açığı kaydedilmişti. Dış ticaret açığı 2008 yılı Ağustos ayında 10,8 milyar Avro dan 2009 Ağustos ta 2,3 milyar Avro ya indi. Eylül 2009 da bir önceki aya göre ihracat %5,5 ve ithalat %1,1 artış gösterdi. AB-27 nin AB dışı ülkelerle dış ticaret dengesi ise Eylül 2008 de 24,5 milyar Avro dan Eylül 2009 da 11,2 milyar Avro ya indi. Dış ticaret açığı Ağustos 2008 de 28,5 milyar Avro dan Ağustos 2009 da 12 milyar Avro ya düştü. Eylül 2009 da bir önceki aya göre ihracat %3,4 ve ithalat %2,2 arttı. DÜNYADA YENĐ BĐR REZERV PARA BĐRĐMĐ SEPETĐ OLUŞTURULMASINA DAĐR EĞĐLĐMLER ORTAYA ÇIKIYOR Uluslararası Para Fonu IMF nin Genel Sekreteri Dominique Strauss-Kahn 17 Kasım da verdiği demeçte, Özel Çekme Haklarına (SDR) dayanan ve bir sepet şeklinde yeni bir rezerv döviz kuru oluşturulabileceğini belirterek, global dünyada artık ulusal çözümlere yer olmadığına işaret etti. Aynı gün bir açıklama yapan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean- Claude Trichet de uluslararası rezerv para birimi olarak Avro nun Dolar ile rekabet etmek için ya da onun yerini almak amacıyla değil, AB piyasalarını tamamlamak ve Avrupa ya refah ve istikrar getirmek amacıyla var olduğunu belirtti. 19