MEDENİ USUL HUKUKUNDA KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN YETKİ. Özge ÖZNALÇIN 1

Benzer belgeler
TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. kısım, 1. bölüm, 4. bölüm 1. ayrım, 6. bölüm 1. ayrım

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

GÜLŞAH VARDAR HAMAMCIOĞLU Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi TÜRK MEDENİ KANUNU NA GÖRE YERLEŞİM YERİ

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 2013 YILI BARO TAVSİYE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİDİR.

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası

7 Mirasçılık belgesinin iptali

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

DÖNEMİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ. A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

GAZİANTEP BAROSU DÖNEMİ AVUKAT-VEKİL ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

SAKARYA BAROSU Tavsiye Niteliğinde AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 4.700,00 TL

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

4.900,00 TL 5.500,00 TL

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

(Resmî Gazete ile yayımı : Sayı : 20877)

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

Tel: Fax: ey.com Ticaret Sicil No : Mersis No: (1) SAYILI TARİFE

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ Malatya Barosu Yönetim Kurulu nun /47 sayılı Kararı ile

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /16

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Dr. Cengiz Serhat KONURALP İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. İcra ve İflas Hukukunda İhtiyati Tedbirler

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

İFLAS HUKUKU (HUK206U)

Türkiye Adalet Akademisi HMK Toplantısı

2015 Yılı Yargı Harçları

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

TAKİP HUKUKU EL KİTABI

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ KISIM Topluluk Mülkiyeti. BİRİNCİ BÖLÜM Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Konusu Hakkında Genel Bilgi İKİNCİ BÖLÜM

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Av. Özgün ÖNAL / MGC Legal Ortak. Bilmemiz Gerekenler

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

PRATİK BİLGİLER VERGİ UYGULAMALARI HARÇLAR TİCARET SİCİL HARÇLARI:

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

Transkript:

MEDENİ USUL HUKUKUNDA KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN YETKİ Özge ÖZNALÇIN 1 ÖZET Yetki kuralları bir davaya hangi yer mahkemesinde bakılacağını belirleyen kurallardır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 9. maddesinde genel yetki kuralı konulmuştur. Bununla birlikte birçok maddede de özel yetki kuralları bulunmaktadır. Hukuk yargılaması sistematiğinde kural, dava malzemelerinin taraflarca hazırlanmasıdır. Hâkim, diğer muhakeme usullerine göre daha pasiftir; çoğunlukla da tarafların seçimleriyle bağlıdır. Bu duruma paralel olarak da medeni usul hukukundaki yetki kuralları çoğunlukla kamu düzenine ilişkin değildir. Tarafların kanundaki şartları gözeterek yetki sözleşmesi yapmasına da cevaz verilmiştir. Yetki kurallarının bir kısmı da kamu düzenine ilişkindir. Bu yetki kuralları söz konusu olduğunda, usul hukukuna egemen olan tarafların hâkimiyeti ilkesinden de ayrılınmaktadır. Zira bu yetki kurallarının uygulandığı davalarda yetki sözleşmesi yapılamaz ve yetki itirazı da süreyle sınırlı olmaksızın mahkemeye bildirilebilir. Kamu düzenine ilişkin yetki kuralları her yetki kuralının içinde barındırdığı özel bir amaçla sevk edilmiştir. Örneğin, kanun koyucu iş davalarındaki yetkiyi düzenlerken iş hukukunun da amacına paralel olarak işçinin, işverene karşı korunmasını sağlamak istemiştir. Vekâlet sözleşmesinden doğan davalara ilişkin yetkide ise asıl davaya bakan mahkemenin bu dava dolayısıyla doğan vekil müvekkil arasındaki uyuşmazlıkları en kısa yoldan çözümleyeceğini, bir başka deyişle usul ekonomisini dikkate almıştır. Makalenin amacı, kamu düzenine ilişkin yetki kurallarının tabi olduğu hukuki rejim ve bu yetki kurallarının uygulandığı davalarda birtakım usul işlemlerinin nasıl yapılacağının belirlenmesidir. Öncelikle tüm özel yetki kurallarına bir arada yer verilecek, daha sonra kamu düzenine ilişkin yetki kuralları Yargıtay kararları ışığında incelenecektir. Son olarak da yetkisizlik kararları üzerine yapılacak işlemlere yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Medeni usul, kamu düzeni, yetki, yargılama, sözleşme, haksız fiil. GİRİŞ *** 567 563 1 Hâkim Adayı/ ANKARA.

564 568 Özel hukuktan doğan ilişkiler tarafların irade serbestisine dayanır. Bir hukuki ilişkide taraflar kendi rızaları ile borç altına girerler ve haklara ehil olurlar. Günlük hayatımızın akışı içinde bazen çok da farkında olmayarak defalarca bir hukuki ilişkinin muhatabı oluyoruz. Taraf iradelerinin egemen olduğu bu ilişkilerde süreç olağan devam edip hitama ererse bir sıkıntı yoktur. Ancak çoğu zaman bireyler arasındaki anlaşmazlıklar bir yargı organına taşınarak Medeni Usul Hukuku nun da alanına girer. Genel bir tanımla; mahkemelerin yargıda bulunabilmesi, daha doğru bir ifadeyle işin esasını incelemeye geçebilmeleri için, varlığı veya yokluğu gerekli şartlara dava şartları diyoruz. Dava şartlarını mahkemeye, taraflara ve dava konusuna ilişkin olmak üzere üç başlık altında toplayabiliriz. Bu çalışmamızın konusu olan kamu düzenine ilişkin yetki halleri mahkemeye ilişkin dava şartları arasında yer almaktadır. Medeni yargılamanın uygulanacağı, tarafların egemen olduğu özel hukuktan doğan uyuşmazlıklarda hâkim kural olarak re sen hareket edemez. Zira medeni yargıda kural, tarafların dava malzemelerini toplayıp getirmesi ve hâkimin bunlarla bağlı olmasıdır. Yetki hususu da esasen hâkim tarafından kendiliğinden gözetilemez. Ancak uyuşmazlığın yargı organı önüne taşınması kamusal bir alanın, bir kamu otoritesinin kendisini hissettirmesi anlamına gelmektedir. Bu noktada tarafların tamamen özgür olması düşünülemez. Kamu düzenine ilişkin yetki halleri de kamu yararı için ve temelde hep özel bir amacın gerçekleştirilmesi hedefiyle tesis edilmiştir. Kamu düzenine ilişkin yetki halleri kesin olup olmamalarına göre ayrı ayrı incelenecektir. Ayrıca sadece HUMK ta bulunan yetki kuralları değil, diğer kanunlardaki kamu düzenine ilişkin yetki kuralları da incelenecektir. I. KAMU DÜZENİ VE YETKİ İnsanlar, tarihin ilk dönemlerinden beri bir arada yaşama, topluluk oluşturma ve bir ortak yaşam sürdürebilme kavramlarıyla karşı karşıya gelmektedirler. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için de hiç kuşkusuz huzur ve güvenliği sağlamaya yönelik kurallara ihtiyaç vardır. Hukuk devleti; faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, yönetilenlere hukuki güvenceler sağlayan, aynı zamanda koyduğu hukuk kurallarıyla kendini de bağlı gören devlettir. 2 Bu durum, siyasi otoritelerin bireylerin 2 Metin Günday, İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, 9. Baskı, Ankara 2004, s. 38.

hak ve özgürlüklerini keyfi olarak sınırlayamamaları ve temel hak ve özgürlüklerin anayasal ilke olarak koruma altına alınmasının da sebebidir. Kamu düzeni sözlüklerde kamunun her bakımdan genel çıkarlarını koruyucu hükümlerin tümü, bir ülkede kamu hizmetlerinin iyi yapılması, devletin güvenliğini ve düzenini ve bireyler arasındaki ilişkilerde hukukun, huzur ve ahlak kurallarına uygunluğunu sağlamaya yarayan kurum ve kuralların tümü; toplumun huzur ve sükûnunun sağlanması, devletin ve devlet yapısının korunmasını hedef tutan, toplumun her alanındaki düzeninin temelini oluşturan bütün kurallar 3 olarak tanımlanmaktadır. Bu şekilde genel bir tanım kabul görmekle beraber insanlığın gelişimi ve farklı siyasi otoritelerin özgürlüklere müdahale dereceleri kamu düzeninin değişken bir kavram olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kavram farklı zaman ve yerlerde farklı anlamlar içerebilmektedir. Medeni Yargılama Hukukunda yetki ve kamu düzeni kavramları Yılmaz tarafından usul ekonomisi, toplumsal barış ve hakkaniyet ilkeleri ile bağdaştırılmıştır. 4 Gerçekten de bu ilkeler incelendiğinde kamu düzenine ilişkin yetki kurallarının varlık nedeni daha net anlaşılmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu md. 77 ve Anayasa md. 141/5 usul ekonomisi ilkesini açıkça düzenlemektedir. Usul ekonomisi; basitlik, hızlılık ve ucuzluk kıstaslarıyla açıklanmaktadır. Bu ilke yasalarda öngörülen düzenleme çerçevesinde yargılamanın kolaylaştırılmasını ve olumsuz ifadeyle karmaşık hale getirilmemesini amaçlar ve bunu hâkime bir görev olarak yükler. 5 Çünkü taraflar arasındaki uyuşmazlık bir dava ile mahkeme önüne getirildikten sonra artık kamu alanına girmiş demektir. 6 Bu nedenle usul ekonomisi düşünülerek tesis edilen yetki kuralları ile kamu düzeni arasındaki ilişki net olarak görülmektedir. Toplumsal barış ilkesi de hem usul ekonomisi hem de kamu yararıyla doğrudan ilgilidir. Bir uyuşmazlığın olabildiğince hızlı çözülmesi, adaletin gecikmemesi, toplumsal barışın sağlanmasında önemli bir adımdır. 569 565 3 Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü, Yetkin Yayınları, 1.Bası, Ankara 2000. 4 Mehmet Yılmaz, Mahkemelerin Kamu Düzenine İlişkin Yetkisi, Adalet Yayınevi, Ankara 2007, s.5. 5 Ejder Yılmaz, Usul Ekonomisi, AÜHFD, Y.2008 C.57 S.1, s.250. 6 Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 17. Bası, Ankara 2006, s. 406.

Hakkaniyet; hukukun katılığının giderilmesi, bireylerin yasa karşısında eşitliği ve onların haklarına uyulmasının zorunlu bulunduğu esaslarından doğal olarak çıkartılan adalet ilkesi, somut olayların özelliklerine uyan çözüm biçimlerinin en yüksek ahlaki temelini oluşturan ilke olarak tanımlanmaktadır. 7 Hakkaniyet katı kuralın somut olaya uygulanmasıyla ortaya çıkacak haksızlığın giderilmesindeki anahtardan başka bir şey değildir. Dolayısıyla hakkaniyete uygun olarak tesis edilen yetki kuralları da kamu düzeniyle doğrudan ilgili olacaktır. II. MEDENİ YARGILAMA HUKUKUNDA YETKİ KURALLARI Anayasamıza göre mahkemelerin yetkisi kanunla belirlenir (md. 142). Anayasa hükmü uyarınca da HUMK, davanın açabileceği yer itibariyle yetkili olan mahkeme veya mahkemelerin belirlenmesi hususunda birtakım kurallar koymuştur. 8 Bir mahkemenin yargı kudreti işin niteliği ve değeri bakımından olduğu gibi, coğrafi bakımdan da sınırlandırılmıştır. Başka bir deyişle her mahkeme belli bir bölgede, belli bir coğrafi sınır içerisinde yargı hakkına sahiptir. 9 566 570 Çalışmamızda yetki kurallarını genel yetki kuralları ve özel yetki kuralları olarak ayrı ayrı inceleyeceğiz. Özel yetki kurallarını da kamu düzenine ilişkin olup olmadıklarına ve kamu düzenine ilişkin yetki kurallarını da kesinlik özellikleri bulunup bulunmadıklarına göre ele alacağız. A. Genel Yetki Kuralı Kural olarak bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı ve bu mahkemeye de genel yetkili mahkeme denir. 10 HUMK un 9. maddesinin I. fıkrasına göre de genel yetkili mahkeme, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının Türk Medeni Kanunu gereği ikametgâhı sayılan yer mahkemesidir. Hükmün açıklığı gereği davanın açıldığı tarihteki ikametgâh esas alınacaktır. Başka bir deyişle dava açıldıktan sonra davalının ikametgâhında meydana gelecek değişiklik mahkemenin yetkisini etkilemez. 7 Yılmaz, Sözlük. 8 Timuçin Muşul, Medeni Usul Hukuku Temel Bilgiler, Yetkin Yayınları, 2.Baskı, Ankara 2009, s.83. 9 Necip Bilge-Ergun Önen, Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No:422, Ankara 1978, s.178. 10 Kuru-Arslan-Yılmaz, s.161.

1. Gerçek Kişilerin Yerleşim Yeri Medeni Kanunun 19. maddesine göre bir kimsenin ikametgâhı, onun sürekli kalmak niyetiyle oturduğu yerdir. Kanunda yerleşim yerinin tam bir tanımı bulunmamakta ancak daha ziyade hangi durumlarda yerleşim yerinden söz edilebileceği belirtilmektedir. Bu hükmün temelinde yerleşim yerinin kişinin hayat faaliyetlerinin merkezi olması fikri vardır. Kişinin iradesiyle edindiği bu iradi yerleşim yerinden söz edebilmek için iki unsurun varlığı aranmaktadır: 1- Objektif unsur: oturulan yer 2- Subjektif unsur: sürekli kalma yani yerleşme niyeti. 11 Davalılar birden fazla ise, dava, davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılır. (HUMK md. 9/2) 2. Tüzel Kişilerin Yerleşim Yeri Medeni Kanun, tüzel kişilerin de yerleşim yerine ilişkin hüküm getirmiştir. Kanunun 5. maddesine göre; tüzel kişiler yerleşim yerlerini kural olarak tüzük ya da ana sözleşmelerinde belirtirler, bunu belirtmedikleri takdirde tüzel kişilerin yönetim işlerini yürüttükleri yer, yasa tarafından tüzel kişilerin yerleşim yeri sayılır. 12 Tüzel kişilere açılacak davalar bakımından da genel yetkili mahkeme tüzel kişinin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi olacaktır. Tüzel kişinin yerleşim yeri, tüzel kişiye açılan davalar dışında da yetkili olabilmektedir. Tüzel kişinin açacağı davalar ve üyelerin birbirlerine karşı açacakları davalar bakımından söz konusu olacak bu yetki kuralı ve kuralın niteliği daha sonra incelenecektir. B. Özel Yetki Kuralları HUMK md. 9 da tüm davalar için geçerli genel yetki kuralı tesis edilmekle birlikte bazı davalar için de özel yetki kuralları sevk edilmiştir. Özel yetki kuralları çoğunlukla kamu düzeni düşüncesi ile konulmamıştır. Ancak bazı kurallar da istisnaen kamu düzenine ilişkindir. Kamu düzenine ilişkin özel yetki kurallarının bir kısmı kesindir. Başka bir deyişle dava ancak ve ancak o mahkemede açılacaktır. Kamu düzenine ilişkin 571 567 11 M. Kemal Oğuzman, Özer Seliçi, Saibe Oktay Özdemir, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), Filiz Kitabevi, Ankara 2005, s.10. 12 Aydın Zevkliler-Ayşe Havutçu, Yeni Medeni Kanuna Göre Medeni Hukuk-Temel Bilgiler, Seçkin Yayınları, Ankara 2005, s.144.

olmayan özel yetki kuralları ile kamu düzenine ilişkin olmakla beraber kesin olmayan özel yetki kuralları, genel yetkili mahkemenin yetkisini kaldırmaz. 13 Çalışmamızın bu bölümünde tüm özel yetki kurallarını bir arada görmek amacıyla hepsine yer verilecektir. Ancak konumuz olan kamu düzenine ilişkin yetki halleri daha sonra detaylı olarak inceleneceğinden bu bölümde sadece belirtilecektir. 568 572 1. Sözleşmeden Doğan Davalarda Yetki Usul Kanunumuzun 10. maddesi sözleşmeden doğan davalar için özel bir yetki kuralı koymuştur. Buna göre sözleşmeden kaynaklanan davalar genel yetkili mahkemede açılabileceği gibi sözleşmenin icra olunacağı yer mahkemesinde de açılabilecektir. Yine HUMK md. 10 gereği sözleşmeden doğan davalar için davanın açıldığı esnada davalı veya vekili orada bulunmak şartıyla sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. Sözleşmeden doğan davalar hakkında tesis edilen özel yetki kuralları kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesin de değildir. Kanun mutlak surette mukavele den bahsetse de bundan maksat mali sonuçlar doğuran sözleşmeler olup; evlenme, evlat edinme gibi paradan başka münasebetlerle ilgili bulunan akitler değildir ve kanunun açık hükmü gereği sigorta mukaveleleri de bu hükmün dışındadır. 14 a) Sözleşmenin Yerine Getirileceği Yer Mahkemesinin Yetkisi HUMK un 10. maddesinin birinci yarım cümlesindeki mukavelenin icra olunacağı mahal mahkemesi ibaresinde yer alan icra tabiri ifa (yerine getirme) anlamındadır. 15 İfa yeri iki tarafın sarih veya zımni iradesine göre belirlenecektir. Sözleşmede tarafların bu hususta bir irade beyanları varsa ifa yeri orası olacaktır. Ancak sözleşmeden tarafların bu şekilde bir irade beyanı anlaşılamıyorsa BK md.73 devreye girecektir. Şöyle ki para borçlarında ifa yeri, alacaklının verme zamanındaki mukim bulunduğu yer dir. Bunun sonucu olarak, borçlu para borcunu alacaklının yerleşim yerine götürüp ifa etmekle 13 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 171. 14 Bilge-Önen, s.191. 15 Ejder Yılmaz, İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi (Yargıtay ın Bir Kararı Münasebetiyle), Prof.Dr. Faruk Erem Armağanı, Türkiye Barolar Birliği Yayını, Ankara 1999, s. 979.

yükümlüdür. 16 Bu durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde dava açabilecektir. Aranacak borçlar bakımından ise BK md.73/3 hükmünün uygulanmasına olanak yoktur. Bu borçlar borçlunun ikametgâhında ödenir. 17 b) Sözleşmenin Yapıldığı Yer Mahkemesinin Yetkisi HUMK md. 10 davanın açıldığı tarihte davalının veya vekilinin orada bulunması şartıyla sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olmasına cevaz vermiştir. Bu hüküm Alman Usul Kanununda fuarlar ve belli bir süre devam eden pazarlarda yapılan sözleşmeler için kabul edilmiştir. 18 Akdin yapıldığı yerde dava açabilmek için davalının veya vekilinin dava zamanında bulunduğu yerde devamlı bir ikametgâhı olması şart değildir; davanın kendisine tebliği zamanında orada bulunması yeterlidir. 19 Ancak vekilin sadece tebliğleri kabule yetkili olması yetmez, davaya vekil tayin edilmiş olmalıdır. 20 2. İhtiyati Hacizden Sonra Açılan Davalarda Yetki Davacı, dava açmadan evvel o davaya ilişkin olarak ihtiyati haciz kararı almışsa, alacak davasını ihtiyati haciz kararını veren mahkemede açabilir. 21 Böylelikle ihtiyati hacizle birlikte bir yetkili mahkeme daha doğmaktadır. HUMK md. 12 deki yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesin de değildir. 22 3. Karşılık Davada Yetki Karşılık dava esas davaya verilecek süre içinde cevap layihasıyla açılır. 23 Bu yetki kuralının amacı her iki davanın da aynı mahkemede görülmesi- 573 569 16 Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Yayınevi, 5. Bası, Ankara 2005, s.389. 17 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.173. 18 Yavuz Alangoya, Kamil Yıldırım, Nevhis Deren Yıldırım, Medeni Usul Hukuku Esasları, Alkım Yayınevi, 5. Bası, İstanbul 2005, s.105. 19 Sabri Şakir Ansay, Hukuk Yargılama Usulü, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No:142, Ankara 1960, s.95. 20 Ansay, s. 95. 21 Alangoya-Yıldırım-Deren Yıldırım, s. 106. 22 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 174. 23 Lütfi Dalamanlı, İçtihatlı Hukuk Usulü, Ünal Matbaası, Ankara 1980, s.17.

dir. Dolayısıyla asıl davayı görmeye yetkili mahkeme asıl davaya karşı açılan karşılık davayı da görmeye yetkili kılınmıştır. HUMK md. 13 hükmü kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesin de değildir. 4. Şubenin Bulunduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi 570 574 Şubeyi, bir merkeze bağlı fakat müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi merkezde bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu halde kendi başına ticari işlem yapan yer 24 olarak tanımlayabiliriz. Şube her ne kadar kendi başına işlem yapabilirse de bu işlemlerden doğan hak ve borçlar merkeze aittir. Bu bağlılık nedeniyle şubenin kâr ve zararı merkeze aittir; şube aracılığıyla elde edilen hakların, üstlenilen borçların sahibi de şube değil, işletmenin kendisidir. 25 Bu nedenle şubenin yaptığı işlemden dolayı merkeze karşı merkezin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir ancak şube ile iş yapanlara kolaylık sağlamak için, şubenin işlemlerinden dolayı merkeze karşı şubenin bulunduğu yerde de dava açılabilir. 26 HUMK md. 17/1 kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesin de değildir. Şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisinin kalktığı 3 hal vardır. Bu hallerde kesin yetki söz konusu olduğundan daha sonra incelenecektir. Burada sadece bu istisnaların belirtilmesiyle yetinilecektir: 27 İflas davası yalnız şubenin bağlı bulunduğu gerçek veya tüzel kişinin işlem merkezinin bulunduğu yerde açılır. Tüzel kişinin tasfiyesi şubenin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılmasını engelleyecek ve sadece tasfiyenin yapıldığı yer mahkemesi yetkili olacaktır. Şirket, kooperatif, dernek ve vakıfların kendiişlerine ilişkin olmak üzere üyelerine karşı açacakları davalara şirket, kooperatif, dernek veya vakfın ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılır. 5. Sigorta Sözleşmelerinden Doğan Davalarda Yetki Kanunun 19. maddesinde düzenlenen sigorta sözleşmelerinden doğan tazminat davalarında yetki kuralı kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle daha sonra incelenecektir. 24 Yılmaz, Sözlük. 25 Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü Yayınları, 8. Bası, Ankara 2005, s.38. 26 Nesibe Kurt, Ticari Yargılama Hukuku, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2002, s. 87. 27 Kurt, s. 87.

6. Geçici Olarak Oturulan Yer Mahkemesinin Yetkisi Memur, asker, öğrenci, işçi, çırak ve hizmetçi gibi bir yerde geçici olarak oturanların bu ikametleri meşguliyetlerine göre uzunca bir süre devam edecekse bu kimseler aleyhine sakin bulundukları mahkemede dava açılabilir. HUMK md. 20 hükmü geçici olarak oturulan yer mahkemesinin yetkisini belli şartlara bağlamıştır. Bu şartlardan birincisi davanın alacağa veya menkul mallara ilişkin olması, ikincisi ise fiili ikametin uzunca bir zaman devam etmesidir 28 HUMK md. 20 kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesin de değildir. 29 7. Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki HUMK md. 21 e göre haksız fiilden doğan davalar fiilin meydana geldiği yer mahkemesinde de açılabilir. Bu yetkiyi fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinin, delilleri kolayca toplamak ve takdir etmek hususunda en müsait durumda bulunması haklı göstermektedir. 30 HUMK md. 21 kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesin de değildir. 8. Miras ile İlgili Davalarda Yetki Miras bırakanın son ikametgâhı mahkemesi kural olarak kesin yetkili olmakla beraber istisnaen mirasla ilgili bazı davalar miras bırakanın son ikametgâhı mahkemesinden başka bir yerdeki mahkemede de açılabilir. 31 Bu nedenle terekeye ilgili davalar kamu düzenine ilişkin yetki hallerinde her iki açıdan da incelenecektir (bkz. 11. md). 9. Gayrimenkul Davalarında Yetki HUMK md. 13 kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olduğundan ilerleyen bölümlerde incelenecektir. 10. Vekâlet Ücretine İlişkin Davalarda Yetki Usul Kanununun 15. maddesinde vekâlet ücretine ilişkin davalar düzenlenmiştir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkindir ve daha sonra değinilecektir. 575 571 28 Bilge-Önen, s. 185. 29 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 177. 30 Bilge-Önen, s.193. 31 Kuru-Yılmaz-Arslan, Usul, s.179.

572 576 11. Türkiye de Yerleşim Yeri Olmayanlara Karşı Dava Açılması HUMK md. 9/1 c.2 ye göre davalının yerleşim yeri belli değilse, davaya Türkiye de son defa oturduğu yer mahkemesinde bakılır. Buradaki davalının yerleşim yeri belli değilse deyimini md. 16 daki gibi davalının Türkiye de yerleşim yeri yoksa şeklinde anlamak gerekir. 32 HUMK md. 9/1 de bu kural koyulmakla beraber Türkiye de ikametgâhı olmayanlara karşı açılacak davalar için HUMK md.16 ve MÖHUK md. 41-42 de mal varlığına ilişkin davalar ve şahıs varlığına ilişkin davalar ayrımı yapılmıştır. Mal varlığına ilişkin davalara davalı Türkiye de oturmakta ise, davalının oturmakta olduğu yer mahkemesinde bakılır. Ancak davalı Türkiye de oturmuyor ise malın bulunduğu yerde veya davalının Türkiye de teminatı varsa teminatın bulunduğu yerde de ona karşı dava açılabilir. Türkiye de yerleşim yeri olmayanlara karşı açılacak şahıs varlığı haklarına ilişkin davalarda yetkiyi düzenleyen HUMK md. 18 hükmü yürürlükten kalktı ve yerini MÖHUK md. 41-42 hükümleri aldı. 33 Buna göre Türkiye de yerleşim yeri bulunmayan Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaları, ikamet ettikleri ülke mahkemesinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye de yer itibariyle yetkili mahkeme de bulunmaması halinde ilgilinin (iki taraf veya yalnız davalı Türk vatandaşı ise davalının, sadece davacı Türk vatandaşı ise davacının) Türkiye de sakin olduğu yer, Türkiye de sakin değilse Türkiye deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür. 12. Diğer Kanunlardaki Özel Yetki Kuralları HUMK un tesis etmiş olduğu özel yetki kurallarını belirttik. Bu noktada başka kanunlarda da özel yetki kuralları olduğu gözden kaçmamalıdır. Diğer kanunların kendi düzenleme alanlarıyla ilgili olarak koydukları yetki kurallarının hepsini incelemek mümkün değildir. Burada belli başlı yetki kurallarına işaret edilmekle yetinilecektir. a) İş Mahkemeleri Kanunundaki Yetki Kuralı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde belirtilen bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup daha sonra incelenecektir. 32 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.153. 33 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.155.

b) Medeni Kanunda Bulunan Yetki Kuralları Medeni Kanunun boşanmaya ve miras bırakanın son ikametgâhı mahkemesine ilişkin olarak getirdiği yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olduğundan daha sonra incelenecektir. Bunların dışındaki yetki kuralları şöyle sıralanabilir: - TMK md. 25/5: Davacı kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. - TMK md. 283: 743 sayılı eski Türk Kanunu Medenisi soybağı ile ilgili yetkiyi yalnızca soybağının düzeltilmesine hasretmişti ve bu durum soybağı ile ilgili diğer davalar açısından tartışmaya yol açmıştı. 34 Yeni TMK 283. maddesinde soybağı ile ilgili davalarda yetkiyi taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri olarak belirleyerek tartışmaları noktalamıştır. - TMK md. 365: Yardım nafakasında yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir. - TMK md 411: Bu maddede vesayetle ilgili yetki ve görev küçüğün veya kısıtlılık altına alınacak kimsenin yerleşim yerinin bulunduğu yer vesayet dairelerine ait kılınmıştır. 35 - Bunlar dışında Medeni Kanun da gaiplik (md. 32/2), evlat edinme (md. 315/1) ve kayyımlık (md. 430) ile ilgili özel yetki kuralları vardır. c) Ticaret Kanununda Bulunan Özel Yetki Kuralları Ticaret Kanunu nda da birtakım yetki kuralları öngörülmüştür. Bunların büyük bir bölümü çekişmesiz yargı işlerine ilişkindir ve çekişmesiz yargı işleri hakkındaki yetki hükümleri de kural olarak kamu düzenine ilişkin olup kesin yetki kuralı niteliğindedir. 36 - Çekişmesiz yargı için misaller: TTK md. 36, 68, 351, 573/2, 761, 790, 795, 982, 990/1, 1048, 1161, 1210 37 577 573 34 Ömer Gençcan, 743 ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa Göre Soybağının Kurulması, Reddi, İtiraz Davaları ve Soybağının Hükümleri, Yetkin Yayınları, Ankara 2002, s. 208. 35 Bilge Öztan, Aile Hukuku, Turhan Yayınevi, 5.Bası, Ankara 2004, s. 768. 36 Kurt, s. 90. 37 Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, Beta Yayınları, İstanbul 2001, s. 543.

- Çekişmeli yargı için misaller: TTK md. 309/3, 381, 950, 970 38 574 578 d) İcra ve İflas Kanununda Bulunan Özel Yetki Kuralları İİK md. 50/1 e göre HUMK un genel ve özel yetki kuralları (md. 9-27) ilamsız icrada da kıyasen uygulanacaktır. 39 Bununla beraber İİK, düzenlediği davalar hakkında özel yetki kuralları koymuştur ve bu davalar şunlardır: 40 Borçtan kurtulma davası, menfi tespit ve istirdat davaları, haciz ihbarnamesine itiraz etmeyen üçüncü kişinin takip alacaklısına karşı açabileceği menfi tespit davası, sıra cetveline itiraz davaları, iflas davası, ihtiyati haciz talebi, ihtiyati hacizden dolayı tazminat davası, konkordato talebi ve icra-iflas ceza davaları. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. 41 e) Ticari İşletme Rehni Kanunundaki Yetki Kuralı Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğundan daha sonra incelenecektir. f) Karayolları Trafik Kanunundaki Yetki Kuralı Bu yetki kuralı KTK md.110 da düzenlenmiştir. Buna göre, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açabilir. g) Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanundaki Yetki Kuralı Bu yetki kuralı 68. maddede düzenlenmiştir. Buna göre istihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi salahiyetlidir. 38 Kuru-I, s. 573. 39 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.113. 40 Kuru-I, s. 544. 41 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 114.

III. YETKİ KURALLARININ MAHİYETİ HUMK da medeni usul hukukunda mahkemelerin yetkisini belirlerken bazen tarafların mahkemeye müracaat kolaylığını ve taraftar arasında hakkaniyete uygun yükümlülük üstlenmesini bazen de kamu menfaatini göz önünde bulundurmuştur. 42 Kanun, kamu düzenine ilişkin yetki kuralları için intizamı amme esasına binaen tayin edilmiş salahiyet (md. 22) ve münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan mesail (md. 23) deyimlerini kullanmaktadır. Ancak kanun hangi yetki kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğuna açıkça belirtmiş değildir. 43 Bu durumda hükmün lafzına ve kanun koyucunun amacına bakarak kamu düzeni ile ilgili ilişkiyi kurmak yerinde olacaktır. HUMK ta kamu düzenine ilişkin yetkinin tersine kesin yetki ve kesin olmayan yetki ayırımı yapılmamıştır. Bu ayrım daha ziyade doktrin tarafından geliştirilmiş ve kabul görmüş bir ayrımdır. 44 Kamu düzenine ilişkin yetki kurallarının nasıl tespit edileceğini belirtmiştik. Aynı şekilde kesin olan ya da kesin olmayan yetki kurallarının da belirlenmesi ihtiyacı doğmaktadır. Kamu düzenine ilişkin kesin yetki kurallarının belirlenmesinde temel ölçüt ilgili davaya uygulanacak başka bir yetki kuralının bulunup bulunmadığıdır. Eğer o davaya belli bir yetki kuralının işaret ettiği mahkemeden başka bir mahkeme daha bakamıyorsa o yetki kesin yetki olacaktır. Böylece o davayla ilgili yalnızca kesin yetkili mahkemede dava açmak mümkün olacaktır. IV. KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN YETKİ A. Kamu Düzenine İlişkin Yetkinin Özellikleri Medeni Usul Hukukumuzda kural yetki hükümlerinin kamu düzenine ilişkin olmaması idi. Çalışmamızın bu bölümünde istisnaen kamu düzenine ilişkin olan yetki kurallarının tabi olduğu hukuki rejim incelenecektir. 579 575 42 Yılmaz-Yetki, s. 19 (naklen). 43 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 188. 44 Kuru-I, s. 550; Hakan Pekcanıtez-Oğuz Atalay-Muhammed Özekes, Yetkin Yayınları,7. Bası, Ankara 2008, s. 110; Yılmaz Yetki, s. 20.

576 580 1. Dava Şartı Olması Mahkemenin, bir davanın esasına dair yargılamada bulunabilmesi için mevcudiyeti gerekli hallere dava şartları denir. 45 Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere varlığı veya yokluğu aranan bu şartlar davanın açılması için değil esasa girilmesi için gerekli şartlardır. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış sayılır başka bir deyişle derdesttir. Ancak mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan(usulden) reddetmekle yükümlüdür. 46 Dava şartları mahkemeye taraflara ve müddeabihe ilişkin olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Kamu düzenine ilişkin yetki halleri mahkemeye ilişkin dava şartlarındandır. 47 Kesin yetkinin bulunduğu hallerde tarafların iradesinin rolü olmayacak, kamu düzenini ilgilendirdiği için görevde olduğu gibi, taraflarca yargılamanın her anında yetkisizlik ileri sürülebilecek ve mahkemece de re sen incelenebilecektir. 48 2. Yetki Sözleşmesi Yapılamaması Yetki sözleşmesi, bir veya birden fazla fakat belirli konularda ve belli bir mahkemenin yetkisini tayin ve tespit amacıyla taraflarca yapılan bir usul hukuku işlemidir. 49 Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için genel olarak şu şartlar gerekir: 50 - Sözleşme yazılı şekilde kurulmuş olmalı. - Uyuşmazlık belirli olmalı. - Yetkili kılınan mahkeme belirli olmalı. Anayasamızın mahkemelerin görev ve yetkisinin kanunla belirleneceğinin emredildiği 142. maddesi gereği böyle bir sözleşmenin mümkün olmaması gerekir. Ancak bu ifade kamu düzenine ilişkin yetki halleri söz 45 Baki Kuru, Dava Şartları, Ord.Prof.Dr. Sabri Şakir Ansay Anısına Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No:164, Ankara 1964, s. 111. 46 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 303. 47 Kuru-I, s.553, Yılmaz-Yetki, s. 30. 48 Alangoya, Yıldırım, Deren-Yıldırım, s. 111. 49 Yılmaz-Yetki (naklen), s. 30. 50 Nur Bolayır, Medeni Usul Hukukunda Yetki Sözleşmeleri, Beta Yayınları, İstanbul 2009, s.133 vd.

konusu olduğunda doğrudur. 51 Usul hukukumuzda kamu düzenine ilişkin olmayan yetki kural olduğundan tarafların yetkisiz bir mahkemeyi yetkili kılmaları mümkün olacaktır. Ancak tarafların yetki sözleşmesi yapma hürriyetlerine hiçbir sınır konulmadığı takdirde ekonomik ve sosyal yönden güçlü olan zayıf olan tarafı istediği şekilde yetki sözleşmesi yapmaya zorlayabilir. Dolayısıyla böyle bir sonucu önlemek için, kamu düzeninin ve kamu yararının sağlanması amacıyla yetki sözleşmesi yapma hürriyetine sınırlama getirilmiştir. 52 3. İlk İtiraz Olmaması Kural olarak davalı yetkili mahkemede dava açılmamış olduğu takdirde mahkemenin yetkisizliğini ilk itiraz olarak ileri sürer ancak; yetkide bir kamu düzeni kuralı söz konusu ise her zaman itiraz olunabilir. 53 Kamu düzenine ilişkin yetki hallerinde taraflar her aşamada yetki itirazında bulunabilir. Bu halde mahkeme de yetkisizliğini re sen gözetmelidir. 4. Bozma Sebebi Olması HUMK a göre nihai kararlar bir hukuk kuralının yanlış uygulanması sebebiyle temyiz olunur. Usul hukukumuzda temyiz sebepleri genel olarak maddi hukuka dayalı temyiz sebepleri ve usul hukukuna dayalı temyiz sebepleri olarak ayrılır. Temyiz sebebinin maddi hukuka dayalı olduğu hallerde hukuk kuralının hatalı uygulanması ile ortaya çıkan karar arasındaki ilişkiyi kurmak kolaydır. Usul hukukuna ilişkin bir kuralın yanlış uygulanmış olması halinde, bu yanlış uygulama ile verilen karar arasında bir illiyet bağının mevcut olup olmadığını tespit etmek yani o kural yanlış uygulanmamış olsaydı verilen kararın başka türlü olacağını söylemek çok zordur ve bazen imkânsızdır. 54 Bu nedenle bazı önemli usul hukuku kurallarının yanlış uygulanmış olması hallerinde, bu illiyet bağını mevcut farz ederek birtakım mutlak temyiz sebeplerinin varlığını kabul etmek zorunluluğu doğmuştur. 55 Ancak bu mutlak temyiz sebepleri dışındaki hallerde, bir usul hukuku kuralının temyiz sebebi teşkil edebilmesi için, hukukun bu yanlış 581 577 51 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.190. 52 Yılmaz-Yetki, s. 31. 53 Dalamanlı, s. 22. 54 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 749. 55 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 749.

uygulanmasının verilecek kararı değiştirebilecek nitelikte olması gerekir. 56 Kamu düzenine ilişkin yetki hususu, usul hukukuna ilişkin temyiz sebepleri arasında yer almaktadır ancak bunun mutlak temyiz sebebi mi nispi temyiz sebebi mi olduğu hususunda bir açıklık yoktur. 57 Doktrindeki birçok görüşe göre kamu düzenine ilişkin yetki halleri ve diğer tüm dava şartları mutlak bozma sebebi kabul edilmektedir. 58 Kanımızca da doğru olan budur. Daha önce de belirttiğimiz gibi yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hallerde taraflar yargılamanın her aşamasında (üst mahkeme de dahil) yetki itirazında bulunabilirler ve hakim de yargılamanın bitimine kadar yetkisizliğini re sen nazara almak zorundadır. Başka bir deyişle burada kamu düzenine ilişkin olmayan yetki halindeki gibi ilk itiraz söz konusu değildir. 578 582 Bilindiği üzere yetki itirazında bulunan taraf bu yetki itirazında yetkili mahkemeyi de göstermek zorundadır. Eğer yetki itirazında yetkili mahkeme gösterilmemişse yetki itirazı reddedilir. Ancak bu husus kamu düzenine ilişkin olmayan yetki halleri söz konusu olduğunda doğrudur. Kamu düzenine ilişkin yetkide ise mahkeme tarafların gösterdiği yetkili mahkemeyle bağlı değildir ve hatta yetkili mahkemenin gösterilmesine dahi gerek yoktur. Mahkeme davada hangi yer mahkemesinin kesin yetkiye haiz olduğunu re sen araştırıp bulur ve yetkisizlik kararında dosyanın o yer mahkemesine gönderilmesine re sen kendisi karar verir. 59 Re sen araştırma ilkesi; dava malzemesinin hazırlanmasında, tarafların yanında hâkimin de görevli olmasını ifade etmektedir. 60 Bu ilke daha ziyade çekişmesiz yargı işleri için uygulanır. Çekişmeli yargı işleri için ise re sen araştırma istisnai niteliktedir ve kanunda açık bir hüküm gerektirir. 61 Re sen araştırma ilkesinin nedeni kamu düzenidir. 56 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 749-752. 57 Yılmaz-Yetki, s. 35. 58 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.606; Alangoya-Yıldırım-Deren Yıldırım, s.505. 59 Baki Kuru, Görevsizlik ve Yetkisizlik Kararları Üzerine Yapılacak İşlemler, AÜHFD, Y.1967 C.24 S.1-4, s. 160. 60 Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. II, Beta Yayınları, İstanbul 2001, s. 1923. 61 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 361-362.

Kamu düzenine ilişkin yetki hallerinde tarafların yetki itirazı teknik anlamda bir yetki itirazı olarak nitelendirilemez. Çünkü bu, mahkemeye yetkisiz olduğunu hatırlatma niteliğindedir. 62 Belirtmek gerekir ki daha sonra da değineceğimiz gibi Yargıtay, kamu düzenine ilişkin ve fakat kesin olmayan yetki kurallarının (mesela boşanma davasındaki yetki kurallarının) kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu nedenle tarafların iradesiyle değiştirilemeyeceğini (yetki sözleşmesi) kabul etmesine rağmen, bu halde yetki itirazının ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceğine karar vermektedir. 63 Yargıtay ın görüşüne katılmak mümkün değildir zira boşanma davalarındaki yetki kuralları kamu düzenine ilişkindir ve yetki sözleşmesi yapılamaz. Ancak boşanma davalarındaki yetki ilk itiraz olarak kabul edilirse, davalının yetki ilk itirazında bulunmaması halinde zımni bir yetki sözleşmesi yapılmasına imkân verilmiş olur. 64 Kamu düzenine ilişkin olmayan yetki hallerinde mahkeme yetkisizlik kararı verirse dosyayı kendiliğinden yetkili mahkemeye göndermeyecektir. Bu noktada kamu düzenine ilişkin olmayan yetki ile kamu düzenine ilişkin yetki kuralları arasında herhangi bir fark yoktur ancak kamu düzenine ilişkin yetki dava şartı olduğundan dosya kendisine gönderilen mahkeme de yetkili olup olmadığını inceleyecektir. Başka bir deyişle dosyayı kendisine gönderen mahkemenin yetkisizlik kararıyla bağlı değildir. Eğer bu mahkeme de kendisini yetkisiz görürse bu olumsuz yetki uyuşmazlığı HUMK md. 25 uyarınca Yargıtay tarafından merci tayini yoluyla giderilecektir. 583 579 Kamu düzenine ilişkin yetkinin davanın tüm aşamasında mevzu bahis olabileceğini belirtmiştik. Ancak hüküm kesinleştikten sonra bu husus ileri sürülemez, hüküm sırf bu nedenle batıl sayılamaz ve yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez. 65 Kural olarak yetkisizlik kararları temyiz edilebilir. Miktar veya değeri temyiz sınırını geçmeyen taşınır ve alacak davaları ile özel kanun hüküm- 62 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s,186. 63 Kuru-I, s.629. 64 Kuru-I, s.630. 65 Kuru-I, s.631.

580 584 leri ile haklarında verilecek kararların kesin olduğu kabul edilen dava ve işlere ilişkin yetkisizlik kararları da kesindir. 66 HUMK md. 440/3 uyarınca yetkisizlik kararları hakkındaki Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez. B. Kamu Düzenine İlişkin Kesin Yetki Kuralları 1. Taşınmaz Davalarında Yetki HUMK md. 13 e göre gayrimenkule ilişkin davalar gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde açılacaktır. Bu yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralıdır. Bu noktada taşınmazlara ilişkin davalarda böyle bir yetki kuralının olması ve bu yetkinin kamu düzeninden sayılmasının açıklanması gerekecektir. Taşınmaz mallarla ilgili davalarda keşif yapılması zorunludur ve taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapmak da davanın hallinde zaman ve giderlerden tasarruf sağlayacağı için usulün 13. maddesindeki taşımazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu kabul edilmiştir. 67 a) HUMK md. 13 ün Anlamı Bu maddenin birinci fıkrasında gayrimenkule ilişkin davalar, gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde görülür. denilmektedir. Acaba gayrimenkule ilişkin dava ne anlama gelmektedir? Maddenin lafzı dikkate alındığında gayrimenkule ilişkin tüm ayni ve şahsi haklara dayalı davaların, gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği gibi bir anlam ortaya çıkmaktadır. Fakat ikinci fıkranın incelenmesiyle anlaşılıyor ki kanun koyucunun gayrimenkule müteallik davalar sözüyle kastettiği iddialar sadece ikinci fıkrada gösterilen neviden olanlar yani gayrimenkulün aynına ilişkin bulunanlardır. 68 Bir davanın gayrimenkulün aynına ilişkin olup olmadığını tam olarak ayırt etmek için ise şöyle bir kıstas kabul edilebilir: Eğer gayrimenkul, davada uyuşmazlığın doğrudan doğruya konusunu teşkil etmekteyse yani ihtilaf direk olarak o gayrimenkule ilişkin olup, gayrimenkul davanın müddeabihi ise uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkeme 13. maddeye 66 Kuru-I, s.619. 67 Orhan Yılmaz, Taşınmaz Mallara İlişkin Davalarda Yetki, YD Y.1978 C.3, s 374. 68 Ergun Önen, Gayrimenkul Davalarında Yetki, AÜHFD Y.1965-1966, C.22-23 S.1-4, s. 583.

göre tayin edilecektir. 69 Fakat ihtilaf vasıtasız olarak o gayrimenkule ilişkin bulunmaz aksine mesela o gayrimenkul dolayısıyla doğmuş bir amaca ilişkin bulunur ve gayrimenkulün bu davadaki rolü sadece endirekt olursa, bu takdirde uyuşmazlığın dolaysız müddeabihini şahsi bir hak olan bu alacak teşkil edeceğinden açılacak dava 13. madde anlamında bir gayrimenkul davası addedilemeyecek ve dolayısıyla yetki meselesi maddenin kapsamına girmeyecektir. 70 HUMK md.13 ün ifadesine rağmen maddenin sadece gayrimenkule ilişkin ayni hakları kapsadığı bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da isabetli olarak şöyle belirtilmiştir: 71 Usulün 13. maddesi hükmü uyarınca ayni hakka ilişkin taşınmaz mal davalarına bakılmakta iken, taşınmaz malın bulunduğu yerde, mahkeme teşkilatı kurulur veya o yer başka bir kaza çevresine alınırsa kamu düzeniyle ilgili bu durum karşısında mahkeme doğrudan doğruya (re sen) tarafların yetki itirazında bulunmalarına beklemeden yetkisizliğine karar vererek dava dosyasını taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesine gönderir; dava taşınmaz mal üzerindeki ayni hakka ilişkin olmayıp da bir akitle düzenlenmiş taşınmaz mal zilyetliğini ilgilendirdiği takdirde (kira akitlerinde olduğu gibi) taşınmaz malın başka bir mahkeme kaza çevresinde kalmasına veya o yerde mahkeme teşkilatı kurulmasına bakmaksızın davaya devam eder. 585 581 b) HUMK md. 13 ün Kapsamına Giren Davalar Türk Medeni Kanunu nun 704. maddesinde taşınmaz mülkiyetinin konusu arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak belirtilmiştir. Taşınmaz mülkiyetinin konusunu oluşturan bu şeylere ilişkin davaların hangileri ayna ilişkin sayılacak ve taşınmazın bulunduğu yerde açılacaktır? Bu bölümde bu nitelikteki davalar örnek kabilinde sayılacaktır. - İstihkak davaları (TMK md.618), tescil davaları (TMK md. 639) ile yolsuz tescilin silinmesi ve değiştirilmesi davaları (TMK md. 933) gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde açılır. 72 69 Önen, s.583. 70 Önen, s.583-584. 71 ABD Y.1966/1, s.52. 72 Kuru-I, s. 499.

- Gayrimenkul satış vaadine dayanarak gayrimenkulün tescili için açılan davalar, sonucu bakımından, bir ayni hak değişikliğini hedef tuttuğu için gayrimenkul üzerindeki bir ayni hakka ilişkin davalar olup, md. 13 e göre gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde açılır. 73 - Men i müdahale davası da gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan gayrimenkulün bulunduğu mahal mahkemesinde görülür. 74 - Kişisel haklar tapu siciline şerh verilmekle kuvvetlenir ve kişisel hakların tapu siciline şerh verilmesiyle ilgili davalar taşınmazın aynına ilişkin olduğundan HUMK md. 13 uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır. 75 - Gayrimenkule ilişkin taksim ve şüyuun giderilmesi davaları gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde açılır. 76 Dava bir ayni hakka dayanmamakla beraber bir ayni hak değişikliği (kurulması) amacıyla açılmış ise, davanın gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olarak kabul edilmesi ve gayrimenkulün bulunduğu yerde açılması gerekir. 77 582 586 c) HUMK md. 13 ün Kapsamına Girmeyen Davalar Gayrimenkule ilişkin olup da gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan davalar HUMK md. 13 ün kapsamına girmeyecektir. Ayni hakka karşılık gayrimenkulün üzerindeki şahsi haklara ilişkin davalar bu hükme tabi değildir. 78 Burada bize daha önce de belirttiğimiz gibi gayrimenkulün dolaylı bir müddeabih olup olmadığı doğru bir ölçüt olarak yol gösterecektir. Gayrimenkul üzerindeki şahsi haklar dendiğinde en sık karşılaşılacak tür kira sözleşmesinden doğan davalar olacaktır ve dolayısıyla bu davalar HUMK md. 13 kapsamında değildir. Kira bedelinin ödenmesi, tespiti ve kiralananın tahliyesine ilişkin davalar ayni hakka ilişkin olmadıklarından HUMK md.13 ün kapsamına girmez- 73 Senai Olgaç, Hukuk Davalarında Görev ve Yetki, Olgaç Matbaası, Ankara 1977, s.145. 74 Dalamanlı, s. 16. 75 Yılmaz -Yetki, s.45. 76 Kuru-I, s.503. 77 ABD Y.1969/4 s.717; Kuru-I, s. 504. 78 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 182.

ler. 79 Kira sözleşmesine dayanan bu davaların gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde diğer yetki kurallarına göre (HUMK md. 9, 10, 12, 20, 22) açılması mümkündür ancak şüphesiz bu durumda gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin ve kesin yetki olarak kabul edilemeyecektir. 80 - Ecri misil davaları birer alacak davası olarak kabul edilmektedir ve HUMK md.13 kapsamına girmezler. 81 - Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ve bu sözleşme gereğince verilen para ile kararlaştırılan cezai şartın ödenmesine ilişkin davalar, gayrimenkul inşaat bedeli ve tapu sicilinde mukayyet ismin tashihi ve satılan gayrimenkulün ayıplı olmasından dolayı tazminat verilmesine ilişkin davalar HUMK md.13 ün kapsamı dışındadır. 82 d) Taşınmaz Üzerinde Mülkiyet Dışındaki Ayni Haklara İlişkin Davalar HUMK md.13/2 uyarınca taşınmazın aynına ilişkin davaların yanı sıra taşınmaz üzerinde bir hakka ilişkin davalar da HUMK md.13/1 de ifade edilen taşınmaza ilişkin dava kapsamında yer almaktadır ve taşınmaz üzerindeki hak kavramı irtifak haklarını, taşınmaz mükellefiyetini ve rehin hakkını kapsamaktadır. 83 587 583 İrtifak hakkı, eşyalar üzerinde kişilere kullanma, yararlanma ya da hem kullanma hem de eşyadan yararlanma yetkisini bahşeder ancak hak sahibi hakkın konusu olan eşyayı, gayrimenkulü ancak hakkın muhtevasında gösterilen şekilde kullanmak ya da ondan yararlanmak durumundadır. 84 İşte Usul Kanunu nun 13. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi bu haklarda yetkiye işaret ederek gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesini belirlemiştir. Taşınmaz mükellefiyetine ilişkin davalarda yetkili 79 Yılmaz-Yetki, s. 47; Önen, s. 606; Kuru-I, s. 510; Olgaç, s. 145; Bilge-Önen, s. 190. 80 Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.183. 81 Yılmaz -Yetki, s.48. 82 Önen, s. 606 vd; Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s. 183. 83 Yılmaz -Yetki, s. 48; Yılmaz-Taşınmaz, s. 373. 84 Jale Akipek, Türk Eşya Hukuku (Ayni Haklar), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No:308, Ankara 1972, s. 37 vd.

mahkeme, HUMK md. 13 uyarınca taşınmaz mükellefiyetine tabi olan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. 85 584 588 e) Taşınmaz Zilyetliğine ve Hapis Hakkına İlişkin Davalar Geçici bile olsa gayrimenkulün zilyetliğine veya hapis hakkına ilişkin davalar, HUMK md. 13/2 hükmü gereği gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde görülecektir. Çünkü maddede zilyetliğe ve hapis hakkına ilişkin davalar taşınmaza ilişkin sayılmıştır. 86 f) Taşınmazın Bulunduğu Yer Taşınmazın bulunduğu yer kavramından taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu yer değil bilakis taşınmazın fiilen bulunduğu yer ifade edilmek istenmektedir. 87 Bu husus taşınmazın bulunduğu yer ile tapuda kayıtlı olduğu yerin yargı çevreleri farklı olduğunda önem kazanmaktadır. g) Dava Konusu Gayrimenkulün Birden Fazla Mahkemenin Yargı Çevresinde Olması Bu durumda kanunda herhangi bir çözüm yoktur. Doktrinde ise farklı fikirler vardır. Önen e göre böyle bir durumda az sonra değineceğimiz davanın birden çok gayrimenkule ilişkin olması halindeki gibi davacının yetkili mahkemelerden birinde dava açmasına imkân olmalıdır ancak davacı bu konuda tamamen serbest olmamalıdır. 88 Yılmaz a göre ise böyle bir çözüm kamu düzenine ilişkin kesin yetkinin amacına aykırıdır ve bu durumda usul ekonomisi ilkesinden hareketle uyuşmazlığın en hızlı, rahat ve kolay çözümlenebileceği yargı çevresindeki mahkeme kesin yetkili olmalıdır. 89 Bazı durumlarda ise taşınmazın bulunduğu yerin yargı çevresinde tereddütler olabilir. Böyle bir durumda husus idari makamlardan sorulmalı ve mahallinde keşif yapılmalıdır ancak yine de sonuç alınmazsa yargı çevresi belirlenmesi için Yargıtay ca merci tayini yoluna gidilmelidir. 90 Yılmaz a göre ise durumun idari makamlardan sorulması her zaman çözüm 85 Önen, s. 593. 86 Yılmaz, s. 50. 87 Önen, s.612; Kuru-Arslan-Yılmaz, Usul, s.185; Yılmaz-Yetki, s.52. 88 Önen, s. 613. 89 Yılmaz-Yetki, s.53. 90 Önen, s. 613 vd.

olmayabilir. Bir mahkemenin taşınmaza ilişkin davayı görmeye yetkili olup olmadığını görevi gereği bizzat kendisinin keşfen tayin ve tespit etmesi gerekir ancak idari makamlar bu gibi işleri polis veya jandarmaya yaptırdıkları soruşturma neticesinde cevap vermektedirler. 91 Bu da işin sağlıklı olup olmadığı konusunda tereddüt yaratabilir ve taraflar bu cevaba itiraz edebilir. h) Davanın Birden Fazla Taşınmaza İlişkin Olması Hali HUMK md.13/3 e göre davanın birden çok gayrimenkule ait olması halinde davacı gayrimenkullerden birinin bulunduğu yerde davasını açabilecektir. Başka bir deyişle davacıya bir seçim hakkı tanınmıştır. Doktrinde bu durum haklı olarak eleştirilmektedir. Davacı istediği mahkemede dava açmak hususunda tamamen serbest olmamalı; kıymet takdirine göre değeri en yüksek olan gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi ya da daha isabetli olarak uyuşmazlığın esasının ve önemli bölümünün ilişkin olduğu gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi yetkili olmalıdır. 92 ı) Adli Teşkilatta Meydana Gelen Değişiklikler HUMK a göre yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihteki koşullara göre belirlenir. Ancak yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hallerde durum farklıdır. Gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava görülmekte iken gayrimenkulün bulunduğu yerin yargı çevresi başka bir mahkemeye bağlanırsa ne olacaktır? Bu konuda doktrinde öngörülen çözüm yolu mahkemenin dosyayı re sen yeni yetkili mahkemeye devir ve tevdi etmesidir. 93 Davanın her aşamasında hatta hüküm bozulmasından sonra bile bu husus mahkemece nazara alınacaktır. 94 2. Miras Davalarında Yetki HUMK md. 11 e göre terekeye ilişkin davalarda yetkili mahkeme murisin son ikametgâhı mahkemesidir. Madde lafzından da anlaşılacağı üzere bu davaların bir kısmında kesin yetki hali söz konusu iken bir kısmında 589 585 91 Yılmaz-Taşınmaz, s. 378. 92 Önen, s. 651; Yılmaz-Yetki, s. 53. 93 Yılmaz-Taşınmaz, s. 375; Önen, s. 616. 94 Önen, s. 616.

ise kesinlik yoktur. Bu bölümde murisin son ikametgâhı mahkemesinin kesin ve kesin olmayan yetkisi ayrı ayrı ele alınacaktır. a) Son İkametgâh Mahkemesinin Kesin Yetkisi (1) Mirasın Taksimi Davası TMK md. 640 a göre birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki tüm hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılardan her biri sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. (TMK md. 642/1) Bu paylaşım yargı yoluyla olabileceği gibi rızaen de olabilir, Eğer mirasçılar yargısal taksime başvuracaklarsa murisin son yerleşim yeri sulh mahkemesi kesin yetkili olacaktır. (TMK md.642/2) 95 586 590 (2) Taksimin Butlanı ve Feshi Davası Miras taksimin yargısal veya rızai olabileceğini bir önceki bölümde belirtmiştik. Taksimin rızai olacağı hallede mirasçıların aralarında anlaşmaları ve bu anlaşmayı geçerlilik şartı olarak yazılı bir sözleşmeye dökmeleri kendilerini TMK md.676 uyarınca bağlayacaktır. Borçlar Kanununun genel hükümlerinde yer alan butlan ve fesih nedenleri taksim sözleşmesinde bulunmaktaysa TMK md. 680 e göre BK nın geçersizlikle ilgili genel hükümleri bu sözleşmelere uygulanır ve bu davalara miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinde bakılır. 96 (3) Terekenin İdaresi Nedeniyle Çıkan Uyuşmazlıklara İlişkin Davalar HUMK md. 11/1 gereği miras bırakanın son ikametgâhı mahkemesinde görülür. 97 (4) Ölüme Bağlı Tasarrufların İptal Davası Ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra hüküm doğuracak emirlerini içeren, onun son dileklerinin dışa vurulduğu bir hukuki iş- 95 Yılmaz-Yetki, s.56. 96 Yılmaz-Yetki, s. 57. 97 Kuru-I, s. 491.

lemdir. 98 TMK nın ölüme bağlı tasarrufların şeklinin düzenlendiği bölümüne baktığımızda (md. 531 vd.) murisin tahdidi olarak vasiyetname veya miras sözleşmesi kurumlarıyla iradesini açıklaması gerektiğini görüyoruz. 99 Ölüme bağlı tasarrufların iptali davasında yetkili mahkeme TMK md.576 uyarınca miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. (5) Tenkis Davası TMK md. 505 te sayılan saklı paylı mirasçıların payları miras bırakanca ihlal edilirse, bu kişiler tenkis davası açarak paylarını talep edebilirler. Bu tenkis davası da TMK uyarınca ölenin son ikametgâhı mahkemesinde açılır. Tenkis davası bir taşınmaza ilişin olsa bile taşınmazın bulunduğu yerde değil miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinde açılır çünkü HUMK md.11 deki kuralı, taşınmazlarla ilgili 13. maddedeki kurala göre daha özel niteliktedir. 100 (6) Miras Sebebiyle İstihkak Davası Medeni Kanun külli halefiyet ilkesi gereğince miras bırakanın borçlarından dolayı kişisel olarak kendi malvarlıklarıyla sorumlu hale gelen mirasçıların sadece münferit davalarla korunmalarını yeterli görmemiş, ayrıca mirasçılara sadece mirasçılık sıfatından dolayı, sahip oldukları hakları koruyan ve miras bırakanın ölümüyle meydana gelen boşluğun geç doldurulmasından doğacak olan sakıncaları gidermeye yönelik olan (miras bırakandan geçen davaların bir demeti olmayan) özel bir dava hakkı tanımıştır ki bu davaya miras sebebiyle istihkak davası denir. 101 Bu dava, terekeye veya terekedeki bir mala haksız zilyet olandan terekenin veya terekeye ait bir malın mirasçının mirasçılık hakkına dayanarak kendisine zilyetliğe ilişkin hükümler uyarınca verilmesini istemesidir. 102 Miras sebebiyle istihkak davaları HUMK md. 576 uyarınca miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinde açılır. 591 587 98 Pınar Ağca Toplandı, Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2008, s. 2. 99 Öztan, s.591. 100 Yılmaz-Yetki, s. 59. 101 Arif Kapkara, Miras Sebebiyle İstihkak Davası, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, Giriş. 102 Öztan, s.626.