ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E Bülteni



Benzer belgeler
Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

OCAK AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Konsey Başkanı nın Daveti Üzerine Brüksel e Gitti

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı.

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

EKİM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporunu Yayınladı.

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

1 MAYIS 2 MAYIS 3 MAYIS

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012

AB DE BU HAFTA TEMMUZ 2017

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 40. Hafta (4-10 Ekim 2010)

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 18. Hafta (2 9 Mayıs 2010)

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

ŞUBAT AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan a Resmi Bir Ziyaret Gerçekleştirdi

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

20 Kasım Açıklanan nihai bütçe taslağında, Yunanistan ın bütçe açığını, 2010 yılında GSYH nin yüzde 8,7 si oranına indirmeyi hedeflediği açıklandı.

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE

TÜRKİYE Lİ AVRUPA AVRUPALI TÜRKİYE. 1. Avrupa Birliği Tarihi. 2. Avrupa Birliği Kurumları. 3. Türkiye-AB İlişkileri. 4.

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

İktisadi Kalkınma Vakfı

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

Sayı: 7/2017. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı. yapar:

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

ARALIK AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye ile AB arasında Vize Serbestisi Diyalog Süreci başladı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Türkiye ve Avrupa Birliği

AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ NİN GÜNCELLENMESİ

SIRA SAYISI: 679 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

ERASMUS KOORDİNATÖRLÜĞÜ GENÇLİK DEĞİŞİM PROJELERİ

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 5. Hafta (31 Ocak 6 Şubat 2011)

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Araştırma Notu 15/179

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN GELİŞİMİ VE NEDENLERİ III. AVRO BÖLGESİNDEKİ BORÇ KRİZİNİN SİSTEMİK NEDENLERİ 10

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile ortak basın toplantısında konuştu

EYLÜL AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER

YENİ EKONOMİ PROGRAMI YAPISAL DÖNÜŞÜM ADIMLARI 2019

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

AB Dışişleri Bakanları Đran ve Suriye ye yönelik yeni yaptırımlar uygulama kararı aldı.

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

9. Uluslararası İlişkiler

Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi. Erasmus+ KA1 Personel Hareketliliği Bilgilendirme Toplantısı 13 Mart 2014

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

Transkript:

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E Bülteni 22 28 Şubat 2012 İKV DEN HAFTAYA BAKIŞ... 1 İKV 23-23 ŞUBAT 2012 TARİHLERİNDE AVRO KRİZİ İLE İLGİLİ İKİ SEMİNER DÜZENLEDİ... 2 68 İNCİ TÜRKİYE-AB KARMA PARLAMENTO KOMİSYONU TOPLANTISI YAPILDI... 5 SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI İNKAR YASASI FRANSA ANAYASA KONSEYİ NDEN DÖNDÜ... 6 KKTC CUMHURBAŞKANI EROĞLU VE GKRY LİDERİ HRİSTOFYAS YENİDEN BİR ARAYA GELDİ... 6 G-20 ÜLKELERİNİN MALİYE BAKANLARI AVRO GÜVENLİK DUVARININ GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ VURGULADILAR... 7 AB ÜYESİ 12 ÜLKENİN BAŞBAKANLARI AB DE BÜYÜMEYİ HIZLANDIRMAK İÇİN EYLEM PLANI ÇAĞRISINDA BULUNAN BİR MEKTUP KALEME ALDILAR... 8 BELGRAT VE PRİŞTİNE, KOSOVA NIN TEMSİLİ VE SINIRLARIN BÜTÜNLEŞMİŞ YÖNETİMİ KONUSUNDA ANLAŞTI... 9 AB DIŞİŞLERİ BAKANLARI SURİYE YE YAPTIRIMLARI GENİŞLETTİ... 10 AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ GAZETECİ ERBİL TUŞALP IN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANDIĞINA HÜKMETTİ... 11 AİHM, GÖÇMENLERİ LİBYA YA GÖNDEREN İTALYA YI SUÇLU BULDU... 11 AVRUPA BİRLİĞİ, ERMENİSTAN İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERİNİ BAŞLATMAYA HAZIRLANIYOR... 12 AVRUPA KOMİSYONU KAMU AÇIĞI ÖNLEMLERİNİ YERİNE GETİREMEYEN MACARİSTAN IN 2013 YILI İÇİN UYUM FONUNDAN ALDIĞI DESTEĞİN ASKIYA ALINMASINI ÖNERDİ... 13

ALMANYA DA İKTİDAR VE ANA MUHALEFET PARTİLERİ CUMHURBAŞKANI ADAYI OLARAK JOACHİM GAUCK ÜZERİNDE UZLAŞTI... 13 AVRUPA KOMİSYONU, ACTA YI AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI NA SEVK ETTİ... 14 AVRUPA KOMİSYONU ALMANYA VE AVUSTURYA DA HAVALİMANLARINA İLİŞKİN SORUŞTURMA BAŞLATTI... 15 AVUSTURYALI ENERJİ ŞİRKETİ OMV ROMANYA KARASULARINDA DOĞAL GAZ REZERVİ BULDUKLARINI AÇIKLADI... 15 AB STANDARTLARINA GÖRE MODERNİZE EDİLEN KÜÇÜKÇEKMECE BALIK PAZARI AÇILDI... 16 FRANSA AVRUPA KOMİSYONU NA MON 810 CİNSİ MISIR ÜRETİMİNİN DURDURULMASI ÇAĞRISINDA BULUNDU... 16 EK: İKV NİN TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NEZDİNDEKİ DAİMİ TEMSİLCİSİ BÜYÜKELÇİ SELİM YENEL İLE RÖPORTAJI... 17

İKV DEN HAFTAYA BAKIŞ Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği gündeminde 20 Şubat ta Avro Alanı Maliye Bakanları tarafından onaylanan kurtarma paketi ile ilgili tartışmalar devam etti. 25-26 Şubat ta Mexico City de bir araya gelen G-20 ülkelerinin Maliye Bakanları İMF devreye girmeden önce AB nin Avrupa Kurtarma Fonunu güçlendirmesi gerektiğini vurguladılar. Avrupa Komisyonu Avrupa ekonomisinin son üç yıllık dönemde ikinci kez daralmaya girdiğini açıkladı. Avrupa Komisyonu, bütçe açığını azaltmayı başaramayan Macaristan ın uyum fonu kapsamındaki 2013 yılı ödeneği olan 495 Milyon Avro luk fona erişimini askıya alacağını açıkladı. Avrupa Komisyonu, AB ile Ermenistan arasında Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşmasına yönelik müzakerelerin başladığını açıkladı. 23-23 Şubat tarihlerinde İstanbul da gerçekleşen 68 inci Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında konuşma yapan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Komisyonu nun Türkiye nin katılım müzakerelerine yeni bir ivme kazandırmak için Ekim 2011 de ortaya koyduğu pozitif gündem i desteklediğini belirterek, AB kurumlarını ve üye devletleri de pozitif gündemi desteklemeye çağırdı. Batı Balkanlar açısından önemli gelişmelerin yaşandığı geçen hafta, Sırbistan ve Kosova heyetleri AB arabuluculuğunda gerçekleşen Belgrat-Priştine diyaloğunda, Kosova nın bölgesel forumlarda temsili ve bütünleşmiş sınır yönetimi konusunda anlaştılar. Böylelikle, Sırbistan ın AB adaylığı için ön koşul kabul edilen Kosova ile AB arabuluculuğunda gerçekleşen diyalogda ilerleme sağlanması ve ilişkilerin normalleştirilmesi şartları Sırbistan ın adaylığının ele alınacağı Mart ayı AB Liderler Zirvesi ne bir hafta kala çözülmüş oldu. Bosna-Hersek hükümeti de Haziran 2012 de Avrupa Birliği ne adaylık başvurusu yapacağını açıkladı. Suriye de Esad rejiminin sivil halka uyguladığı şiddet devam ederken, Türkiye nin de aralarında bulunduğu elliyi aşkın ülkenin Dışişleri Bakanları Suriye deki krizi çözebilmek için Suriye Halkının Dostları Grubu çerçevesinde 24 Şubat ta Tunus ta bir araya geldi. AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları da 27 Şubat ta AB nin Esad rejimine karşı uyguladığı yaptırımları ağırlaştırma kararı aldılar. Bu kapsamda, Suriye Merkez Bankası nın AB deki varlıklarının durdurulması, altın ve değerli taş ticaretinin yasaklanması, Suriyeli şirketler tarafından işletilen kargo uçakları için AB havalimanlarına iniş yasağı ve Suriyeli 7 Bakanın yaptırımlar kapsamına alınmasına karar verildi. İktisadi Kalkınma Vakfı 23-24 Şubat tarihlerinde Avro Krizi ne ışık tutmak amacıyla iki seminer düzenledi. 23 Şubat ta gerçekleşen ve Leiden Üniversitesi nden Prof. Dr. Jan Slot un konuşmacı olarak katıldığı Ekonomik ve Parasal Birliğin hukuki boyutu konulu seminerde ekonomik ve parasal birliğin esasları, kuralları, işleyiş mekanizması ve karşı karşıya olduğu sorunlar ele alındı. İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu nun açış konuşması yaptığı, Avrupa Komisyonu Ekonomik ve 1

Mali İşler Genel Müdürlüğünden Dirk Verbeken, Atina Üniversitesi nden Prof. Dr. Nicholas Baltas, Rotterdam Erasmus Üniversitesi nden Prof. Dr. Fabian Amtenbrink, Koç Üniversitesi nden Dr. Murat Üçer ve Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel den Dr. Zsolt Darvas ın katılımıyla T.C. Merkez Bankası Eski Başkanı Yavuz Canevi nin moderatörlüğünde 24 Şubat ta gerçekleşen yuvarlak masa toplantısında ise, Ekonomik ve Parasal Birliğin geleceği analiz edildi. İKV, Türkiye nin AB Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel ile AB nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, Türkiye nin AB ile yürüttüğü üyelik müzakereleri ve son dönemde sıkça tartışılan pozitif gündem e ilişkin bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajın tam metni bültenin sonundaki ekte verilmiştir. Tüm okuyucularımıza iyi bir hafta diliyoruz. İKV 23-23 ŞUBAT 2012 TARİHLERİNDE AVRO KRİZİ İLE İLGİLİ İKİ SEMİNER DÜZENLEDİ İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından düzenlenen ve Hollanda Leiden Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Avrupa Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Piet Jan Slot un konuşmacı olarak katıldığı 23 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen seminerde AB nin 1993 Maastricht Antlaşması ile temellerini attığı ekonomik ve parasal birliğin esasları, kuralları, işleyiş mekanizması ve karşı karşıya olduğu sorunlar ele alındı. Prof. Dr. Slot, seminere AB nin temel ilkelerinden sermayenin serbest dolaşımını anlatarak başladı ve bu konuda AB mevzuatının temelini oluşturan 88/361 sayılı yönergeye atıfta bulundu. Prof. Dr. Slot, ödemeler ve sermaye dolaşımını birbirinden ayırmak gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Slot ekonomik ve parasal birliğin temelini oluşturan Antlaşma hükümlerini açıkladı ve genel olarak parasal birlik ile ilgili hükümlerin Avro bölgesine katılan Üye Devletlere, ekonomi politikaları ile ilgili hükümlerin tüm Üye Devletlere uygulandığını belirtti. Lizbon Antlaşması ile bütçe denetimini güçlendirmek ve ekonomi politikası rehber ilkelerini belirlemek konusunda 136 ncı maddenin kabul edildiğini belirten Slot, son dönemde yaşanan krize karşı alınan önlemleri anlattı. Avrupa Mali İstikrar Mekanizmasının olumlu bir gelişme olduğuna değinen Slot, Ocak ayında Çek Cumhuriyeti ve İngiltere dışında diğer Üye Devletlerin üzerinde uzlaşmaya vardığı Ekonomik ve Parasal Birlik te İstikrar, Eşgüdüm ve Yönetişim adındaki anlaşma ile ilgili bilgi verdi. Prof. Slot söz konusu anlaşmanın otomatik yaptırımlar, sıkı denetim ve dengeli bütçe kuralı yoluyla mali disiplini sağlamayı amaçladığını kaydetti. 2

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E Bülteni İKV Ekonomik Kriz ve Ekonomik ve Parasal Birliğin Geleceğini Tartıştı İKV tarafından Ortak Geleceğimizi Konuşmak başlıklı proje çerçevesinde gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği nde borç krizini Ekonomik ve Parasal Birliğin geleceğinin analiz edildiği ikinci yuvarlak masa konferansı 24 Şubat 2011 tarihinde gerçekleştirdi. İKV, değişen dünyada Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine ışık tutmak amacıyla, Türkiye-AB ilişkileri ve AB politikalarına ilişkin başlıca konularda yuvarlak masa toplantıları dizisi düzenlemektedir. Birinci yuvarlak masa toplantısı Değişen Orta Doğu ve Kuzey Afrika da Türk ve AB perspektifleri konusu ele alınırken bu ikinci toplantıda Avro Alanı nda ekonomik krizin temel sebepleri ve Avro Alanı nda ortaya çıkan ekonomik krizin çözümü için AB düzeyinde ve üye ülkelerde alınan önlemler analiz edildi. Bu konferans aynı zamanda AB yetkilileri tarafından öngörülen önlemlerin etkinliğinin daha iyi değerlendirilmesine de imkan verdi. Konferansın açış konuşmasını yapan İKV Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu, Türkiye ile AB arasında kurulan Gümrük Birliği sayesinde Türkiye ekonomisinin AB ye tam olarak entegre olduğuna işaret etti. 2001 krizi ertesinde Türkiye nin birçok reform gerçekleştirerek mali sorunlarını aştığını belirten Kabaalioğlu, Türkiye nin halen yapısal problemleri bulunması ve cari açığının artmasına karşın birçok AB üyesi ülkenin aksine Maastricht kriterlerini karşıladığına vurgu yaptı. Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü nden Dirk Verbeken, krizin dört aşamada geliştiğini anlatarak, AB de mortgage piyasası kriziyle başlayan ve global kredi krizinden sonra global ekonomik ve finansal krize dönüşen krizin son aşamada Avrupa da borç krizini ortaya çıkardığını belirtti. AB ve üye ülkeler düzeyinde krize karşı alınan önlemleri detaylı olarak anlatan Verbeken, bunları Yunanistan a ilişkin piyasa belirsizliklerinin ortadan kaldırılması, kırılgan üye ülkelerde bütçe konsolidasyonu ve büyümeyi artırıcı önlemlerin alınması, borçlu ülkelerde krizin yayılmasının önlenmesi amacıyla önlem alınması, AB bankacılık sektörünün güçlendirilmesi, Avro Alanı yönetişim çerçevesinin güçlendirilmesi olarak sıraladı. Bu önlemlerle birlikte kaybolan güvenin de yeniden tesis edilmesinin önemine işaret etti. Verbeken yeni önlemlerin gözetim ve yaptırımlardan oluşan daha sıkı mali kurallar içerdiğini belirterek bunların yanında AB nin büyüme ve rekabet gücünün artırılmasını amaçlayan Avrupa 2020 Stratejisi hedeflerinin de yerine getirilmesinin önem taşıdığını vurguladı. Konferansın oturum başkanlığını yapan İKV Yönetim Kurulu Üyesi ve TEB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, İKV nin düzenlediği bu konferansın AB nin önemli kararlar aldığı ve girişimlerde bulunduğu, içinde bulunduğumuz dönemde 3

gerçekleştiriliyor olmasının zamanlama açısından çok yerinde olduğunu belirtti. AB liderlerinin Yunanistan ın kurtarılmasına ilişkin planı geçtiğimiz günlerde kabul etmiş olmasının pozitif bir gelişme olduğunu ve tünelin ucunda ışık görüldüğünü ifade etti. Rotterdam Erasmus Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fabian Amtenbrink, AB de ekonomik yönetişim alanında gerçekleştirilmekte olan reformun hukuki boyutu üzerinde duran Amtenbrink bu kapsamda öngörülen yeni yasal çerçevede Avrupa Parlamentosu nun rolünün ve gücünün artmasının gereğinden bahsetti. Diğer yandan, ikincil mevzuatta gerçekleştirilmesi öngörülen düzenlemelerin belirsizliğe ve şeffaflığın azalmasına yol açacağına dair endişeleri olduğuna işaret etti. Atina Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nicholas Baltas, küresel ekonomik krizin sebeplerinden bahsettikten sonra AB kurumları tarafından Avro Alanı borç kriziyle mücadelede alınan önlemleri ve Avrupa Merkez Bankası nın süreçteki rolü üzerinde durdu. Baltas, potansiyel büyümenin artırılması ve ekonomik yönetişim reformuna odaklanmak amacıyla AB yetkililerinin büyümeyi artırıcı mali düzenlemeler gerçekleştirmeleri gerektiğini belirtti. Baltas, kriz yönetimi çerçevesinin de kurulması gerektiğini ifade etti. Düşünce kuruluşu Bruegel den Dr. Zsolt Darvas, ABD nin AB ye göre daha yüksek kamu açığı ve borç sorunu olduğuna dikkat çekti. Darvas, krizden önce, İstikrar ve Büyüme Paktı tarafından belirlenen kuralların uygulanmasındaki başarısızlık ve yapısal düzenlemeler ve kriz yönetiminin geliştirilmesi için düzgün bir mekanizmasının olmamasının, yönetişimdeki zayıflık ve ekonomik entegrasyonun tamamlanmamış olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Darvas, krizin aynı zamanda düşük büyüme, Avro Alanı nda makroekonomik politika eksikliği ve üye ülkelerin birbirlerine bağımlılığını da gözler önüne serdiğini ifade etti. Darvas tarafından önerilen çözümler arasında, riskin paylaşıldığı federal ekonomik istikrar aracı niteliğinde bir bankacılık federasyonunu ortaya koydu. Darvas ayrıca ekonomi kurtarma destekleri arasında AB de şu anda Eurobond ihracının da tartışıldığını ifade etti. Koç Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Murat Üçer, başta rekabet gücündeki eksikliklerden kaynaklanan kamu borcunun sürdürülebilirliği ve dış açıklar olmak üzere Avro Alanı nın sürekli olarak iki önemli sorunu olduğunu vurguladı. Avro Alanı nın geleceğine ilişkin karamsar düşüncelere sahip olan Üçer, üye ülkelerin kamu borçlarının dış talep ve dış finansman açısından Türkiye yi de olumsuz yönde etkileyebileceğini, bu yüzden Türkiye nin dış ticaret ilişkilerini çeşitlendirmek amacıyla yeni piyasa imkanlarını araştırmaya devam etmesi gerektiğini belirtti. Leiden Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Piet Jan Slot da krizin çözülmesinde siyasi kültür eksikliği ve yeni aktörlere olan ihtiyaca işaret ederek Prof. Dr. Fabian Amtenbrink in de değindiği, Avrupa Parlamentosu nun rolünün artırmasına ilişkin çabaların henüz sonuç vermediğini ifade etti. 4

68 İNCİ TÜRKİYE-AB KARMA PARLAMENTO KOMİSYONU TOPLANTISI YAPILDI 68 inci Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantısı 23-24 Şubat 2012 tarihlerinde İstanbul da yapıldı. Toplantıda konuşma yapan AB Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış, Avrupa Komisyonu'nun sunduğu pozitif gündem i memnuniyetle karşıladığını belirterek, AB kurumlarını ve AB üyesi devletleri pozitif gündeme destek vermeye çağırdı. Bağış yaptığı konuşmada, AB yi sadece aynı coğrafyayı, aynı inancı ve aynı kültürü paylaşan tekdüze bir oluşum olarak görmenin AB nin kuruluş felsefesine ve ruhuna aykırı olduğunu belirtti ve AB nin bu gibi yaklaşımlara bir meydan okuma olarak ortaya çıktığını ve özgürlüklerin sınır tanımazlığına inanan farklılıkların barış içinde yaşayabileceği iddiasını savunan kıymetli bir proje olduğunu kaydetti. Son zamanlarda, AB nin bu iddiadan uzaklaştığını belirten Bağış, bundan duyduğu endişeyi dile getirdi. Bağış, ayrıca, Türkiye nin AB ile yaşadığı sorunların çözümüne katkı sağlama iradesini paylaştığını, ancak Türkiye nin AB üyelik sürecine sahip çıkma kararlılığının genellikle AB nezdinde karşılık bulamadığını belirtti. Fransa daki cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2012 yılının ikinci yarısında GKRY nin AB Konseyi dönem başkanlığı nedeniyle 2012 yılının zor bir yıl olacağını ifade eden Bağış, bunlara rağmen Türkiye nin AB sürecini reformlar üzerinden devam ettireceklerini vurguladı. Son dört KPK toplantısı süresince hiçbir faslın müzakereye açılmadığına dikkat çeken Bağış, bir zamanlar tanınması bile AB nin en önemli gündem maddesini oluşturan Hırvatistan ın AB nin 28 inci üyesi olmaya hazırlandığını belirterek, Türkiye konusunda da gerçekçi davranılması gerektiğini vurguladı. Avrupa Komisyonu nun Ekim 2011 de ortaya koyduğu pozitif gündem i desteklediğini belirten Bağış, bunun Türkiye nin AB ile yürüttüğü katılım müzakerelerinin yerini alamayacağını vurguladı ve AB kurumlarını ve AB üyesi devletleri pozitif gündeme destek olmaya çağırdı. Bağış, vize muafiyeti konusunda ise, Geri Kabul Anlaşması nın ancak AB Konseyi tarafından Avrupa Komisyonu na vizesiz seyahat görüşmeleri için yetki vermesi halinde imzalanacağını belirtti. Konuşmasında Türkiye nin yararlanmakta olduğu AB fonlarına da değinen Bağış, KPK Ortak Tavsiye Kararı ndan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, kararın IPA fonlarına erişimin kolaylaştırılmasıyla yardımların miktar ve etkinliğinin arttırılması ve Türkiye ye tahsis edilen fonların kullandırılmasında uygulanan usul ve esasların basitleştirilmesine önemli katkılar sağlayacağını belirtti. 5

SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI İNKAR YASASI FRANSA ANAYASA KONSEYİ NDEN DÖNDÜ 77 senatör ve 65 milletvekilinin başvurusu ile Fransa Anayasa Konseyi ne götürülen 1915 olayları ile ilgili Ermeni soykırımı iddialarının reddini suç sayan Yasa 28 Şubat 2012 tarihinde Konsey tarafından iptal edildi. İptal gerekçesini yasanın ifade ve düşünce özgürlüğüne aykırı olması oluşturdu. Cumhurbaşkanı Sarkozy yeni bir yasa teklifi hazırlanması için harekete geçeceğini açıkladı. Kararın gerekçesinde söz konusu yasanın Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi ve Fransız Anayasası na aykırı olduğu, Anayasanın 34. Maddesindeki Vatandaşlık hakları ve vatandaşların kamu özgürlüklerine bağlı temel haklarından özgürce faydalanmaları ifadesine ters düştüğü belirtildi. Söz konusu yasa Ermeni soykırımını inkar edenlerin 1 yıl hapis cezası ve 45.000 Avro para cezasına çarptırılmasını öngörüyordu. Yasa gerek türkiye de gerekse Fransa kamuoyunda tepki çekmiş ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu öne sürülmüştü. Türkiye yasanın kabul edilmesi halinde Fransa ya karşı bir dizi diplomatik, siyasi ve ekonomik yaptırımın uygulamaya koyulacağını açıklamıştı. Fransa Ulusal Meclis i 2001 yılında 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak tanımıştı. 1965 yılından bugüne kadar sözde Ermeni soykırımını tanıyan (Ermenistan dışında) 20 ülke bulunuyor. Bu ülkeler şunlar: Almanya, Arjantin, Belçika, GKRY, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Kanada, Litvanya, Lübnan, Polonya, Rusya, Slovakya, Şili, Uruguay, Vatikan, Venezuela, Yunanistan. KKTC CUMHURBAŞKANI EROĞLU VE GKRY LİDERİ HRİSTOFYAS YENİDEN BİR ARAYA GELDİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas 21 Şubat 2012 tarihinde Kıbrıs müzakereleri kapsamında Lefkoşa ara bölgede yeniden bir araya geldi. Mülkiyet konusunun verilerle çözümlenecek bir konu olmadığını, önemli olanın kriterler ve kurallar olduğunu ve bu konudaki kararlılıklarından vazgeçmediklerini belirten Eroğlu, GKRY Lideri Hristofyas'ın mülkiyet konusuna çok sıcak bakmadığını, çünkü KKTC den alacağı toprak miktarını bilmeden bu konuda bir taahhüt vermemekte ısrarcı olduğunu vurguladı. Mülkiyet tartışmaları ilk başladığı günden beri, Hristofyas'ın, KKTC den alacağı toprağın hesabını yaptığını ifade eden Eroğlu, KKTC nin BM Genel Sekreteri'nin raporunda da belirttiği gibi, toprak konusundaki haritanın en son, yani çok taraflı konferans tarihi belli olduktan sonra görüşülmesini savunduğunu kaydetti. 6

GKRY Lideri Hristofyas Türkiye yi AB ye ve BM ye Şikâyet Etti GKRY lideri Dimitris Hristofyas, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu yla 21 Şubat 2012 tarihinden bir gün sonra da doğalgaz ve petrol arama ihalesine karşı uyarı açıklaması yapan Türkiye'yi Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler e şikayet etti. GKRY nin 2'nci tur imtiyaz hakkı ihalesine çıkmasının "uluslararası hukuka dayalı bir hareket olduğunu" da öne süren Hristofyas, AB Genel İşler Konseyi'nin "AB üyesi ülkelerin bütün egemenlik haklarını yeniden teyit eden" Aralık 2011 kararlarına atıfta bulundu. GKRY nin en yüksek tirajlı gazetesi olan Fileleftheros, bu tartışmalar sürerken, Avrupa Komisyonu nun Türkiye ile durma noktasına gelen müzakereleri canlandırmak amacıyla GKRY nin veto ettiği müzakere başlıklarını açmak için etkilerini aşmayı göze aldığı iddiasında bulundu. Gazetenin haberinde İngiltere'nin talimatıyla başlatılacak paralel süreç çerçevesinde Komisyon un, GKRY nin bloke ettiği 23 üncü (Yargı ve Temel Haklar) ve 24 üncü (Adalet, Özgürlük ve Güvenlik) başlıkları müzakereye açmayı planladığı da öne sürüldü. Avrupa Komisyonu tarafından teyit edilmemiş olan haberde söz konusu girişimin başta İngiltere olmak üzere İsveç, İtalya ve İspanya tarafından da desteklendiği öne sürüldü. GKRY Lideri Hristofyas Dönem Başkanlığına Hazırlık Çalışmaları Çerçevesinde AB Komisyonu Başkanı Barroso ile Görüştü 1 Temmuz 2012 tarihinde devralacağı Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı na hazırlık çalışmaları çerçevesinde, 23 Şubat 2012 tarihinde Brüksel e gelen GKRY Lideri Dimitris Hristofyas ve beraberindeki heyet Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso yla da bir araya geldi. Hristofyas ın basın açıklamasında kısa bir süre önce KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile yaptığı görüşmeye ve Türkiye hakkında AB ve BM ye yazılı olarak ilettiği şikâyetlerine değinmemesi dikkat çekti. AB Komisyonu Başkanı Barroso da Avrupa Birliği nin GKRY ye yaklaşık 4 ay sonra başlayacak olan dönem başkanlığı süresince tam destek vereceğini belirterek, GKRY dönem başkanlığının mali açıdan çok kritik bir dönemde gerçekleşeceğinin de altını çizdi. G-20 ÜLKELERİNİN MALİYE BAKANLARI AVRO GÜVENLİK DUVARININ GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ VURGULADILAR Dönem Başkanı Meksika nın ev sahipliğinde 25-26 Şubat ta Mexico City de bir araya gelen G-20 üyesi ülkelerin Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Avro Alanı 7

krizinde Uluslararası Para Fonu (IMF) devreye girmeden önce AB nin Avrupa Kurtarma Fonuna daha fazla katkıda bulunması gerektiğini belirttiler. Avrupa Mali İstikrar Fonu'nda (EFSF) halihazırda 410 Milyar Avro luk kaynak bulunuyor. Bilindiği üzere, Temmuz 2012 de EFSF nin 500 Milyar Avro luk kaynakla Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) adı altında kalıcı hâle getirilmesi öngörülüyor. Ancak, G-20 ülkeleri, bu fonun, yetersiz olacağı görüşündeler. AB üyesi ülkelerin liderlerinin 1-2 Mart taki AB Liderler Zirvesi nde EFSF nin kalan kaynaklarının ESM ile birleştirilerek, Avrupa Kurtarma Fonunun toplam kapasitesinin artırılmasına ilişkin bir karara varmaları bekleniyor. Ancak, bu fonlara en fazla katkı sağlayan devlet olan Almanya nın böyle bir artışa olumlu bakmadığı biliniyor. AB ÜYESİ 12 ÜLKENİN BAŞBAKANLARI AB DE BÜYÜMEYİ HIZLANDIRMAK İÇİN EYLEM PLANI ÇAĞRISINDA BULUNAN BİR MEKTUP KALEME ALDILAR Aralarında İngiltere, Polonya, Hollanda, Finlandiya, İspanya ve İsveç in bulunduğu AB üyesi on iki ülkenin liderleri Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ya, ortak bir mektup göndererek AB yi büyüme sürecine geri döndürecek bir eylem planı hazırlanması amacıyla çağrıda bulundular. Mektupta, 1-2 Mart 2012 tarihinde gerçekleşecek AB Liderler Zirvesi nde AB yi içinde bulunduğu büyüme krizinden çıkaracak cesur kararlar alınması gerektiğine değiniliyor. 12 ülkenin hazırladığı metinde, son küresel krizden sonra dünyada önde gelen rekabetçi ekonomilerin hızla büyümesine karşın finansal piyasalarda yaşanan çalkantılar ve borç yükünün AB de ekonomik toparlanmayı daha güç bir hale soktuğu belirtiliyor. Serbest ticaretin geliştirilmesi, ulusal işgücü piyasalarının reforme edilmesi ve tek pazarın tamamlanması için sekiz öncelik ortaya koyuluyor. Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, İrlanda, İtalya, Letonya, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, İspanya ve İngiltere liderlerinin imzaladığı mektupta, Almanya ve Fransa liderlerinin imzaları yer almıyor. Metinde, tek pazarın tamamlanması için AB ekonomisinin yüzde 80 ini oluşturan hizmetler sektöründe kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik acil önlemler alınması gerektiği belirtiliyor. Bu kapsamda 2015 e kadar gerçek bir dijital tek pazarın kurulması gerekiyor. Fikri mülkiyet alanında girişimler, çevrimiçi (online) ödemeler ve uyuşmazlıkların çözümü gibi konuların güvence altına alınması öneriliyor. Mektuba imza koyan ülkeler ayrıca, 3 üncü Enerji Paketi nin uygulanarak 2014 e kadar verimli ve etkin bir enerji tek pazarı kurulmasına ilişkin kararlılıklarını da ortaya koydular. Diğer yandan, 12 ülke altyapıya yatırım yapılabilmesi için mevzuat ve planlamaya ilişkin engellerin kaldırılması amacıyla acil önlem alınması gerektiğini belirtiyor. Avrupa Araştırma Alanı nın kurulmasının yanı sıra AB genelinde bir risk sermayesi rejiminin oluşturulmasının, yenilikçi girişimler, hızlı büyüyen şirketler ve küçük işletmelere yatırım imkanlarını artıracağı açıklanıyor. Güçlü, dinamik ve rekabetçi mali 8

hizmetlerin büyümeye katkı sağlayacağına işaret ediliyor. Rekabeti bozucu etkileri nedeniyle, üye ülkelerin bankalara sağladığı garantilerin azaltılması ve bankaların da uluslararası kriterler kapsamında yeterli miktarda sermaye bulundurmaları ve G20 ilkelerine bağlı kalmaları gerektiği ifade ediliyor. Tek Pazarın üçüncü ülkelerle ticaret ve ilişkileri de içeren dış boyutuna da vurgu yapılarak açık küresel pazarlar oluşturulması için kararlı girişimlerde bulunulmasının gereği açıklanıyor. Gönderilen metinde son olarak, üye ülkelerin ulusal işgücü piyasalarının reformu için çağrıda bulunuluyor. Bunun için de üye ülkelerarası karşılaştırmalı değerlendirmelerin yapılarak ulusal işgücü piyasalarında serbest piyasaya engel oluşturan mevzuat düzenlemelerinin ortadan kaldırılması hedefleniyor. BELGRAT VE PRİŞTİNE, KOSOVA NIN TEMSİLİ VE SINIRLARIN BÜTÜNLEŞMİŞ YÖNETİMİ KONUSUNDA ANLAŞTI Avrupa Birliği nin arabuluculuğunda yapılan Belgrat-Priştine diyaloğunda, Sırbistan ve Kosova heyetleri 23-24 Şubat 2012 tarihlerinde Kosova nın bölgesel platformlarda hangi adla temsil edileceği ve sınırların bütünleşmiş yönetimi konusunda mutabakata vardılar. Anlaşmaya göre, Kosova, bölgesel platformlarda Kosova* ismi ile temsil edilirken, * işareti ile İşbu ibare Kosova nın statüsüne halel getirmez ve 1244 Sayılı Karar ile Kosova nın Bağımsızlık Bildirgesine ilişkin Uluslararası Adalet Divanı Kararına uygundur dip notu kullanılacak. Hatırlanacağı üzere, 1244 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Kararı Sırbistan ın toprak bütünlüğünün altını çizerek, Kosova da Kosova özerk yönetiminin yetkilerinin ihyasını da garantileyecek geçici bir BM yönetimi (The United Nations Interim Administration Mission in Kosovo - UNMIK) oluşturulmasını karara bağlamıştı. 17 Şubat 2008 de bağımsızlığını ilan etmiş olan Kosova, Sırbistan tarafından bağımsız bir ülke olarak tanınmıyor.. Bu nedenle, Sırbistan, Kosova nın bağımsız bir ülke olarak ulusal sembolleri ile katıldığı uluslararası platformlara katılmamakta direnmekteydi. Uluslararası Adalet Divanı ise, Temmuz 2010 da Kosova nın bağımsızlık bildirgesinin uluslararası hukuku ve 1244 Sayılı BMGK Kararını ihlal etmediğine hükmetmişti. Bu anlaşma ile Kosova bölgesel forumlarda temsil edilebilecek ve anlaşmalar imzalayabilecek. Şimdiye kadar, anlaşmaları Kosova adına UNMIK imzalamaktaydı. Sırbistan ve Kosova heyetleri arasında varılan diğer anlaşma ise, 2 Aralık 2011 tarihli bütünleşmiş sınır yönetimi (integrated border management- IBM) anlaşmasının uygulanmasına yönelik teknik bir protokolün imzalanması oldu. 9

AB dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Avrupa Komisyonu nun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle, yaptıkları ortak basın açıklamasında, bu anlaşmaların yalnız Sırbistan ve Kosova için değil, Batı Balkanlar da istikrarın sağlanması ve dolayısıyla AB için önemli gelişmeler olduğunu belirttiler. Ayrıca, anlaşmaların, 1-2 Mart ta yapılacak ve Sırbistan ın adaylığı konusunun görüşüleceği AB Liderler Zirvesi öncesinde Sırbistan için farklı bir önemi olduğunu belirttiler. Kosova içinse, anlaşmaların, AB ile akdi ilişkilerin ilerletilerek Kosova nın Avrupa perspektifini güçlendireceğini belirttiler. Ashton ve Füle ayrıca, tüm bunların ışığında, Komisyon un Kosova ile bir İstikrar ve Ortaklık Anlaşması(SAA) imzalamak üzere fizibilite çalışmalarına başlayacağını duyurdular. Mart ayındaki AB Liderler Zirvesi nde Sırbistan ın aday ülke ilan edilmesi bekleniyor. AB DIŞİŞLERİ BAKANLARI SURİYE YE YAPTIRIMLARI GENİŞLETTİ AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları 27 Şubat ta bir araya gelerek Suriye de Esad rejiminin sivil halka uyguladığı şiddete ve sistematik insan hakları ihlallerine karşı AB nin Suriye ye uyguladığı yaptırımları ağırlaştırma kararı aldılar. Ağırlaştırılmış yaptırımlar kapsamında, Suriye Merkez Bankası nın varlıklarının dondurulması, altın ve diğer değerli taşların ticaretinin yasaklanması, Suriyeli nakliyeciler tarafından işletilen kargo uçuşlarının yasaklanması ve Suriye Hükümeti nden yedi Bakanın mal varlıklarının dondurularak seyahat yasağı kapsamına alınmaları öngörülüyor. Suriye de muhalefetin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi ni desteklediklerini ve Suriye halkının meşru bir temsilcisi olarak kabul ettiklerini belirten AB Dışişleri Bakanları, muhalefeti Arap Ligi gözetiminde bir temsili koordinasyon mekanizması oluşturarak; demokratik, istikrarlı, azınlık haklarının korunduğu bir Suriye yolunda düzenli ve barışçıl bir geçişin temel prensipleri üzerinde anlaşmaya çağırdılar. AB Dışişleri Bakanları, AB nin Suriye deki durumla ilgili Arap Ligi nin girişimlerini desteklediğini belirterek, Arap Ligi, Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Körfez İşbirliği Konseyi ile birlikte hareket edeceklerini bildirdiler. Ayrıca, BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan ın BM ve Arap Ligi Suriye Krizi Ortak Temsilcisi olarak atanmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, AB nin Annan ı Suriye krizine barışçıl bir çözüm bulma çabalarında destekleyeceğini taahhüt ettiler. 10

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ GAZETECİ ERBİL TUŞALP IN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANDIĞINA HÜKMETTİ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gazeteci Erbil Tuşalp ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiği şikâyetiyle açtığı davada Türkiye yi haksız bularak Tuşalp a maddi tazminat ödenmesine karar verdi. Bilindiği üzere Başbakan Erdoğan 2005 ve 2006 yıllarında Birgün gazetesinde yayımlanan İstikrar ve Geçmiş Olsun başlıklı iki yazısı nedeniyle Erbil Tuşalp a tazminat davası açmış, mahkeme de Tuşalp in, Başbakan Erdoğan hakkındaki yazılarında eleştiri sınırlarını aştığına hükmederek gazeteciyi 10 bin Türk lirası tazminat ödemeye mahkum etmişti. Kararı ilk olarak temyize götüren Tuşalp kendisine verilen ceza Yargıtay tarafından da onanınca tüm iç hukuk yollarını tüketmiş olduğundan AİHM ye başvurmuştu. AİHM, 22 Şubat 2012 tarihinde açıkladığı Tuşalp kararında Türkiye nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin ifade ve düşünce özgürlüğüyle ilgili 10 uncu maddesini ihlal ettiğine hükmederek Türkiye yi Erbil Tuşalp a 5 bin Avro para cezası ödemesini karara bağladı. Gerekçeli kararında basının demokratik toplum açısından vazgeçilmez işlevine dikkat çeken AİHM, basın özgürlüğünün bir derece abartı ve tahrik içerebileceğinin de altını çizdi. AHİM kararında, incitici, şok edici ve rahatsızlık verici vurguların da ifade özgürlüğü kapsamına girdiği ve bunun, demokratik bir toplumun varlık sebepleri arasında yer alan çoğulculuk, hoşgörü ve geniş fikirliliğin gerekleri olduğu kaydedildi. AİHM, GÖÇMENLERİ LİBYA YA GÖNDEREN İTALYA YI SUÇLU BULDU 23 Şubat 2012 tarihinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İtalya ya karşı dava açan Hirsi Jamaa ve arkadaşlarının (Hirsi Jamaa and Others v. Italy) davasında, İtalya nın 2009 yılında bir grup göçmeni Libya ya göndererek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ni (AİHS) ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, Sözleşme nin 1. Maddesi gereği, ihlal iddialarının İtalyan yargısı kapsamında yer aldığına; göçmenlerin Libya ya gönderilmesi ile bağlantılı olarak, Libya nın, göçmenleri kendi ülkeleri olan Somali ve Eritre ye sınırdışı etmesi ihtimali neticesinde, davalıların kötü muamele riski ile karşı karşıya bırakılması ile Sözleşme nin 3. Maddesi nin iki defa (insanlık dışı veya onur kırıcı muamelenin yasaklanması) ve 4. Protokol ün 4.Maddesi nin (toplu sınırdışıların yasaklanması) ihlal edildiği sonucuna vardı. Aynı zamanda, 3. Madde ve 4. Maddenin ihlali ile bağlantılı olarak, göçmenlere etkili bir temyiz hakkı sunulmadığına dayanarak; Mahkeme, 13. Madde nin de ihlal edildiği sonucuna vardı. İtalya, dava konusu olan her göçmen için 15 bin Avro tazminat ödemeye mahkum edildi. 11

Bu karar AB üye ülkeleri açısından büyük önem taşıyor. Bundan böyle AB ülkeleri, Frontex (Avrupa Dış Sınırlar Ajansı) bünyesinde yürütülen operasyonlardan bağımsız olarak, sınır kontrolü ve geri gönderme politikalarını gözden geçirerek, kendi toprakları dışında kalan her birey için geri göndermeme ilkesini (non refoulment) gözetmek ve toplu sınırdışıların önüne geçmekle yükümlüler. Bu karar, üye ülkelerin AİHS den kaynaklanan yükümlülüklerinin sınırlara bağlı olmadığını, kendi sınırları dışarısında da insan haklarını korumaları ve uygulamaları gerektiğinin altını çiziyor. Uluslararası Af Örgütü nün iltica uzmanı Franziska Vilmar, Mahkeme nin aldığı kararın, açık denizlerden Avrupa'ya ulaşmaya çalışan mültecilerin haklarını korumak bakımından önemli bir yeri bulunduğunu söyledi. Af Örgütü, bu karardan sonra tüm AB ülkelerine çağrıda bulunarak korumaya ihtiyacı bulunan mültecilerin Avrupa'ya kolay ve güvenilir bir şekilde alınmasını talep etti. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği "karar AB üyesi ülkelerin göçmenleri geri gönderirken sorumluluklarını hatırlaması açısından bir dönüm noktasıdır" açıklamasında bulundu. Söz konusu davaya ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.echr.coe.int adresinden ulaşılabilir. AVRUPA BİRLİĞİ, ERMENİSTAN İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERİNİ BAŞLATMAYA HAZIRLANIYOR AB Konseyi, 17 Şubat 2012 tarihinde Avrupa Birliği nin Ermenistan ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerini başlatılması için onay verdi. Avrupa Komisyonu, müzakerelerin başlaması için, Ermenistan'dan, özellikle teknik düzenlemeler, sağlık ve bitki sağlığı ile ilgili önlemler ve fikri mülkiyetin koruması alanlarında bir dizi reformlar yapmasını talep etmişti. Ermenistan'ın bu alanlarda yeterli ilerleme kaydetmesi üzerine, Avrupa Komisyonu da, Ermenistan ile Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması için (Deep and Comprehensive Free Trade Area- DCFTA) müzakerelerini başlatmaya karar verdi. Avrupa Komisyonu nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Karel De Gucht, Ermenistan ile serbest ticaret müzakerelerinin başlatılmasının Ermenistan ile AB arasındaki ticaret ilişkileri bakımından bir dönüm noktası teşkil ettiğini belirtti. Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması, Doğu Ortaklığı (Eastern Partnership- EaP) ve Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde Temmuz 2010 tarihinden bu yana Ermenistan ile müzakere edilen Ortaklık Anlaşması nın bir parçasını oluşturuyor. Avrupa Komisyonu ndan yapılan açıklamaya göre, söz konusu müzakereler, modern, şeffaf ve tahmin edilebilir ticaret ve yatırım ortamında hayati önem kazanan konuları kapsayacak ve pazara giriş koşulları ile birlikte, Ermenistan'la AB arasında daha yakın bir ekonomik entegrasyona yardımcı olacak düzenleyici 12

yakınlaşmaya da odaklanacak. Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması, Ermenistan'a, Avrupa Tek Pazarına daha avantajlı erişim imkânı sağlayarak, Ermenistan da ekonomik büyümenin hızlanmasını sağlayacak. Ayrıca, Ermenistan ve AB arasında daha yakın bir ekonomik entegrasyon ile Ermenistan'daki siyasi istikrar ve güvenliğin geliştirilmesi de amaçlanıyor. Avrupa Birliği, Ermenistan'ın birinci ticari ortağı konumunda olup, 2011 yılında iki taraf arasında malların ticaret değeri 960 Milyon Avro'ya ulaştı. Halihazırda Ermenistan, AB'nin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi kapsamında AB piyasalarına tercihli erişimden faydalanıyor ve AB den sürdürülebilir kalkınma ve iyi yönetişim (GSP+) için ilave teşvik alıyor. AVRUPA KOMİSYONU KAMU AÇIĞI ÖNLEMLERİNİ YERİNE GETİREMEYEN MACARİSTAN IN 2013 YILI İÇİN UYUM FONUNDAN ALDIĞI DESTEĞİN ASKIYA ALINMASINI ÖNERDİ Avrupa Komisyonu, Macaristan ın uzun vadeli bütçe kesintilerini yerine getirmemesi nedeniyle 2013 yılı için uyum fonundan alması öngörülen 495 Milyon Avro tutarındaki fonu askıya alacağını bildirdi. Avrupa Komisyonu nun Ekonomik ve Mali İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, 22 Şubat ta yaptığı açıklamada bu kararın bir ceza olmadığını ancak, Macaristan ı yeni bir kurtarma planı kabul etmesi için bir teşvik ve önceden tedbir almaya yönelik bir önlem olduğunu belirtti. Macaristan bütçe açığını 2011 de GSYİH sının yüzde 3 ünün altında tuttu. Ülkenin bütçe açığı bu yıl da yüzde 2,8 ile yine sınır düzeyin altında bulunuyor. Ancak, Avrupa Komisyonu hedeflerin, özel emeklilik fonlarının bütçeye transferi, bankalar, perakendeciler ve diğer şirketlere yönelik bir kereye mahsus vergi kesintileri gibi geçici önlemlerle tutturulduğunu belirtti. Macaristan 2004 te AB ye üye olduktan sonra her yıl AB nin bütçe açığı limitini aşmıştı, ancak geçen Aralık ayında İstikrar ve Büyüme Paktı nın revize edilmesi ve bütçe açığı sınırını aşan ülkelerin izlenmesi kararıyla birlikte, söz konusu sınırı aşan ülkeler arasında yaptırıma tabi olan ilk ülke oldu. Aşırı bütçe açığı prosedürü Avro Alanı dışındaki ülkelerin en fazla GSYİH nın yüzde 3 ü kadar kamu açığına sahip olmaları sınırını ihlal etmeleri ve düzeltici önlem almamaları halinde uyum fonundan aldıkları desteğin askıya alınması şeklinde cezaya tabi tutulmasını öngörüyor. ALMANYA DA İKTİDAR VE ANA MUHALEFET PARTİLERİ CUMHURBAŞKANI ADAYI OLARAK JOACHİM GAUCK ÜZERİNDE UZLAŞTI Bir önceki Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff un hakkındaki görevi kötüye kullanma suçlamaları nedeniyle istifa etmesinden sonra bir araya gelen Almanya nın dört büyük siyasi partisi, eski Doğu Almanya'da (DDR) insan hakları savunucusu olarak öne çıkan Joachim Gauck u Almanya Cumhurbaşkanlığı için ortak aday olarak gösterme konusunda anlaştı. 13

Düzenlediği basın toplantısında müşterek adaylarının Joachim Gauck olduğunu duyuran Almanya Şansölyesi Angela Merkel, mensubu olduğu Hıristiyan Demokrat Parti nin başka isimleri tercih ettiğini, ancak Almanya çapında bir mutabakata varabilmek amacıyla Joachim Gauck ta karar kılındığını da sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanlığı konusunda varılan uzlaşı hakkında görüş bildiren Ana Muhalefet Partisi SPD nin Genel Başkanı Sigmar Gabriel, 2010 yılı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet olarak Joachim Gauck u aday gösterdiklerini hatırlatarak, aradan geçen zaman içerisinde herkesin bu tercihlerinin doğruluğunu gördüğünü vurguladı. Gabriel ayrıca, iktidar partilerin yürütmüş olduğu adil müzakerelerden de memnun olduklarını kaydetti. Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Philipp Rösler de Gauck un herkes için iyi bir cumhurbaşkanı olacağından emin olduklarını söyledi. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth da partisinin ve Sosyal Demokratlar ın 20 ay önce aday gösterdiği Joachim Gauck un seçilmesinden çok sevinçli olduklarını belirterek, Alman kamuoyunun Gauck a güvendiğini ve cumhurbaşkanlık görevini layıkıyla yerine getireceğine inandığını ifade etti. AVRUPA KOMİSYONU, ACTA YI AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI NA SEVK ETTİ Ticarette Sahteciliğin Önlenmesi Anlaşması nın (Anti-Counterfeiting Trade Agreement- ACTA) onay sürecinin birçok üye ülke tarafından askıya alınması ve birçok ülkede protestolara neden olmasının ardından, Avrupa Komisyonu Üyeleri 22 Şubat ta ACTA yı Avrupa Birliği Adalet Divanı na (ABAD) sevk etti. Avrupa Komisyonu nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Karel De Gucht 22 Şubat ta bir açıklama yaparak, tartışmalı anlaşma ile ilgili temel insan hakları ihlali iddialarının incelenmesi için ABAD a başvurduklarını açıkladı. De Gucht, ACTA nın Aralık 2011 de Avrupa Konseyi nde oybirliğiyle kabul edildiğini ve üye devletlerin ACTA yı imzaladıklarını anımsattı. Son zamanlarda, ACTA nın ulusal hükümetler tarafından onay sürecinin Avrupa genelinde internet özgürlüğü ve fikri mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili bir tartışmaya yol açtığını belirtti. ACTA ile ilgili tartışmanın, sosyal medyada ve internet bloglarında yanlış bilgilendirme ve söylentilerle dayalı olarak sürdüğüne değinen De Gucht, tartışmanın gerçeklere dayanması gerektiğini ve bu nedenle, söz konusu anlaşmanın ABAD a sevk edilmesinin gerekli bir adım olduğunu belirtti. 14

ACTA nın fikri mülkiyet haklarına küresel standartlar getirmeyi amaçladığını belirten De Gucht, bunun Avrupalı firmaların dünyanın dört bir yanında iş yaparken, ürünlerini korumalarını kolaylaştıracağını belirtti. Fikri mülkiyetin, Avrupa nın başlıca hammaddesi olduğunun altını çizen De Gucht, 200 Milyar Avro luk sahte ve korsan ürünlerin dünya pazarında dolaşmasından dolayı yitirilen işlerin korunmasına da yardımcı olacağını belirtti. De Gucht, ayrıca, ACTA nın son zamanlarda sosyal medyada iddia edildiğinin aksine, web sayfalarının sansür edilmesine ve kapanmasına yol açmayacağına; dolayısıyla internet ve ifade özgürlüğünü kısıtlamadığını vurguladı. İnternet ve sosyal web sayfalarının kullanımının değişmeyeceğini, bu alanda yeni kurallar getirilmediğini; ACTA nın yalnızca mevcut kuralların uygulanmasını sağladığını kaydetti. ACTA nın yürürlüğe girebilmesi için, üye ülkelerin parlamentolarında ve Avrupa Parlamentosu nda onaylanması gerekiyor. AVRUPA KOMİSYONU ALMANYA VE AVUSTURYA DA HAVALİMANLARINA İLİŞKİN SORUŞTURMA BAŞLATTI Avrupa Komisyonu 22 Şubat 2012 tarihinde, Almanya ve Avusturya kamu otoriteleriyle Saarbrücken, Zweibrücken, Lübeck-Blankensee (Almanya) ve Klagenfurt (Avusturya) havalimanları arasında yapılan mali anlaşmaların ve bu havalimanlarıyla bunları kullanan havayolu şirketleri arasında yapılan indirim ve pazarlama anlaşmalarının AB devlet yardımları kurallarıyla uyumlu olup olmadığını araştırmak üzere soruşturma başlattı. Komisyon dan yapılan açıklamaya göre, rakipleri karşısında haksız bir avantaj sağlayan devlet yardımı içeren bu anlaşmaların iç pazarda rekabeti bozma olasılığı göz ardı edilemez. Kamu otoritelerinin ekonomik faaliyette bulunan şirketlerle ticari ilişkiye girmeleri ya da yatırım yapmaları, eğer bu ilişki piyasa koşullarında hareket eden özel şirketlerin kabul edebileceği şartlarla yürütülüyorsa AB devlet yardımları kuralları buna engel değildir. İlke olarak havacılık sektöründe altyapı yatırım yardımları, eğer gerekli ve orantılı ise, genel çıkarlara hizmet ediyorsa ve ayrımcılık yapmıyorsa, AB rekabet kurallarına uygun olduğu kabul edilebilir. Buna karşılık, söz konusu olayda olduğu gibi eğer verilen işletme desteği (operating support) ise bunun havalimanları arasındaki rekabeti bozma olasılığı çok daha yüksektir ve prensip olarak iç Pazar ile bağdaşmaz. AVUSTURYALI ENERJİ ŞİRKETİ OMV ROMANYA KARASULARINDA DOĞAL GAZ REZERVİ BULDUKLARINI AÇIKLADI Avusturyalı enerji şirketi OMV Karadeniz'de ExxonMobil ile ortaklaşa sahip oldukları Domino-1 kuyusunda çok büyük miktarda doğalgaz bulunduğunu açıkladı. Romanya karasularında bulunan ve kıyıya uzaklığı 170 km olan Neptun sahasında yer alan kuyudaki doğal gazın miktarının 42 ile 84 Milyar metreküp aralığında olabileceği tahmin ediliyor. OMV nin CEO su Gerhard Roiss, bunun OMV nin bugüne dek bulduğu en büyük rezerv olabileceğini belirtti. 15

AB STANDARTLARINA GÖRE MODERNİZE EDİLEN KÜÇÜKÇEKMECE BALIK PAZARI AÇILDI Küçükçekmece Belediyesi nin 2010 yılında başvurusunu yaptığı "Küçükçekmece Perakende Balık Pazarı'nda AB Standartlarının Uygulanması" projesi hayata geçti. Türkiye genelinde yapılan 400 başvuru arasından ilk 24'e girerek AB fonundan 145 bin Avro hibe kazanan Küçükçekmece Belediyesi, AB standartlarında hazırladığı balık pazarının açılış törenini geçekleştirdi. Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, balık tüketiminin sağlıklı bir şekilde yapılması için bu projeyi başlattıklarını dile getirdi ve balıkçıları bir merkezde toplayarak balığın üretimden tüketimine kadar olan tüm evrelerinin en iyi şekilde yapılması için eğitim verdiklerinin de belirtti. Belediye Başkanı Yeniay dan sonra söz alan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış AB Standartlarının Küçükçekmece Perakende Balık Pazarında Uygulanması Projesi ile AB fonları kullanılarak Türkiye nin Avrupa Birliği Standartlarının üstünde bir balık pazarına kavuştuğunu belirtti. Su ürünlerinin Türkiye nin AB ye ihraç ettiği tek hayvansal ürün olduğunu ifade eden Bağış, proje kapsamında 35 ilde balıkçılık konusunda çalışmalar yapıldığını belirtti. Toplantının öğleden sonraki ilk bölümünde Sivil Toplum Diyaloğu II Tarım ve Balıkçılık Hibe Programı kapsamında balıkçılık konusundaki projelerin AB Ülkelerinden gelen proje ortaklarının sunumlarının yer aldığı Sivil Toplum Diyaloğuna AB den Bakış konulu oturum yapıldı. Son bölümde ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcileri, İstanbul Üniversitesi öğretim görevlileri ve AB Türkiye Delegasyonu üyelerinin de katıldıkları AB Balıkçılık Politikaları ve AB müktesebatı Uyum Paneli gerçekleştirdi. FRANSA AVRUPA KOMİSYONU NA MON 810 CİNSİ MISIR ÜRETİMİNİN DURDURULMASI ÇAĞRISINDA BULUNDU Fransa hükümeti, 20 Şubat ta Avrupa Komisyonu ndan Amerikalı Monsato şirketinin ürettiği genetiği değiştirilmiş MON 810 cinsi mısır ekiminin acilen askıya alınmasını istedi. Fransa Tarım Bakanlığı ndan yapılan açıklamada, söz konusu talebin bilimsel verilere dayalı olduğu ve MON 810 un çevre açısından risk taşıdığı açıklaması yapıldı. 16

MON810 cinsi mısır AB çapında ekimine izin verilen tek GDO lu ürün olmasıyla biliniyor. Fransa, MON 810 cinsi mısırın ekimini 2008 yılında çevresel sebeplerle yasaklamıştı, Avrupa Adalet Divanı Eylül 2011 de bu karara karşı gelmiş, Fransız üst mahkemesi de benzer bir karara varmıştı. Halihazırda, MON 810 cinsi mısırın ekimi Avusturya, Almanya, Yunanistan, Macaristan ve Lüksemburg da yasak. Fransa da AB genelinde bir önlem alınmadığı takdirde, söz konusu mısır cinsinin ekimini tekrar yasaklayacağını bildirdi. Avrupa Komisyonu nun Sağlık ve Tüketici Politikası ndan Sorumlu Üyesi John Dalli nin basın sözcüsü Frédéric Vincent, Avrupa Komisyonu na Fransa dan MON 810 cinsi mısırın ekiminin yasaklanması talebinin geldiğini doğruladı ve bunun kendilerine resmi olarak bilimsel verilerle iletilmesi gerektiğini bildirdi. Bu bilimsel verilerin Komisyon tarafından, Avrupa Gıda güvenliği Otoritesi ne (EFSA) iletilmesi gerekiyor. EFSA, bu veriler ışığında MON 810 cinsi mısırın çevreye, insan ve hayvan sağlığına olumsuz etkileri olup olmadığına karar verecek. EK: İKV NİN TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NEZDİNDEKİ DAİMİ TEMSİLCİSİ BÜYÜKELÇİ SELİM YENEL İLE RÖPORTAJI AVRUPA BİRLİĞİ NEZDİNDEKİ DAİMİ TEMSİLCİMİZ SELİM YENEL: KAPALI KAPILAR ARDINDA DESTEK DEĞİL; AÇIKTAN DESTEK İSTİYORUZ. İKV Brüksel Temsilcisi Haluk Nuray ve İKV Kıdemli Uzmanı Zeynep Özler, bu görevi geçtiğimiz sonbahar devralan yeni Avrupa Birliği Nezdindeki Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Sayın Selim Yenel ile Brüksel de, Daimi Temsilciliğin yeni binasında bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmenin ana konusunu ekonomik krizin gölgesinde Birliğin durumu ve gidişatı ile son dönemde sıkça tartışılan Pozitif Gündem oluşturdu. Sayın Büyükelçi Selim Yenel, Pozitif Gündem ile Türkiye-AB müzakere sürecinin nasıl bir ivme kazanacağına ışık tutarken, İKV nin de proje ve yayınlarıyla önemli katkı sağladığı vize konusundaki tıkanıklığın nasıl aşılabileceğine dair AB diplomatik kulislerinde konuşulanları aktardı. İKV: Uzun bir soru ile başlayalım. Biz sivil toplum temsilcileri olarak bir değişiklik hissediyoruz. Burada (Brüksel de) -tabiri caizse- "alanımız daraldı" gibi hissediyoruz. Müzakerelerin ilerlediği dönemde, açılan fasıllarla ilgili genel müdürlüklerdeki sorumlu kişiler nezdinde faaliyet içindeydik; ayrıca Türkiye ye yönelik olumlu bir sivil toplum ilgisi vardı. Böylece Türkiye konusunda çok daha geniş bir kesimle çalışabiliyorduk. Oysa son bir senede, süreçteki duraksamaya bağlı olarak, genel müdürlüklerdeki Türkiye ilgisi söndü. Sivil toplum cephesinde gösterilen ilgi ise daha çok sorunlu alanlar üzerine Özellikle ifade özgürlüğü ve mesela tutuklu gazetecilerle ilgili. Sürekli bir şeyleri izah etmek zorunda kalıyoruz. Buna mukabil uluslararası alanda Türkiye nin parlayan bir görüntüsü var. Kendimize daha güvenliyiz. Bu bir çelişki oluyor; yani böyle bir durumda alanımızda daha da genişleme olması gerekirken bir daralma söz konusu. Bu daralma nerede durdurulacak; nasıl eski duruma döndürülecek? Yani önümüzde bizi bekleyen neler, hangi imkânlar var bu süreci ilerletecek? Bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz sizden? 17

S.Y.: Tabii..Sanırım en önemli gelişme, Adalet Bakanlığı nın Başbakanlık a iletmiş olduğu bu yeni reformlar. İfade özgürlüğü, tutukluluk gibi alanlardaki yeni yasa teklifi. Parlamentoya iletildi. Şimdi parlamento bunu ele alacak; 2 ay içinde bir yasa çıkarılması öngörülüyor. Böylece 2 milyon dava etkilenecek ve büyük bir alanda bir rahatlama sağlanacak. İşte ifade özgürlüğü, tutukluluk halleri ve daha birçok alandaki şikâyetlerin önemli ölçüde giderilmesi bekleniyor. Onu o şekilde sağlamış olacağız. Öte yandan Pozitif Gündem var biliyorsunuz. Pozitif gündemle ilgili olarak, Avrupa Komisyonu nun Genişleme Genel Müdürü Stefano Sannino ile bir görüşme gerçekleştirdik. Üzerinde çalışabileceğimiz alanları tespit ettik. Bizim için ve sizin için en önemli alanlardan bir tanesi bu fasıllar. Şimdi fasıllar kapalı olmasına rağmen biz çalışmak istediğimizi 2 yıl önce de söylemiştik ve nihayet onlar buna tamam dediler. Gayri resmi olarak çalışma grupları kurulacak. Belirlenecek 8 ya da 9 tane fasıl üzerinde neler yapılabileceğini konuşacağız. Sayın Bağış buraya gelecek ve Komiser Füle ile görüşecek. Ayrıca, Sayın Sannino Türkiye ye gidecek ve AB Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Haluk Ilıcak ile görüşecek. Bu alanlar belirlendikten sonra çalışma grupları oluşturulacak ve hangi fasıllar belirlendiyse oradaki müktesebat çalışmaları üzerinde tekrar durulacak. Neleri uyumlaştırmamız, neleri değiştirmemiz gerektiği vs. Tahminen açılış kriterleri ve kapanış kriterleri ne olabilir bunlar üzerinde çalışılacak. Zira, son sözü tabii üye ülkeler söylüyor ancak Komisyon büyük ölçüde bunları daha iyi bildiği için, yol gösterici olacak. Eğer pozitif gündemdeki bu alanlarda çalışmaları devam ettirebilirsek, yapabilirsek süreç tekrar işlemeye başlayacak. Hem Türkiye de hem de burada Brüksel de faaliyetler yeniden başlayacak. Bu, sivil toplum örgütleri açısından da ciddi bir açılım anlamına geliyor. Bence en umut vadeden alan burası. Diğer alan ise vize konusu. İstanbul da da konuşmuştuk. Orada bir durağanlık vardı. İşte geri kabul anlaşmasında mesafe kaydettik, fakat Komisyon bir yetki alana kadar ne paraflıyoruz ne başka bir adım atıyoruz. Bu noktada süreç tıkanmıştı. Şimdi tekrar diyaloğu başlatıyoruz. Bu konudaki sorumlu genel müdür Stefano Manservisi. Kendisi Türkiye ye gelerek, yetkililerle görüşecek. Böylece vize ve sınır kontrolü gibi alanlarda neler yapılabileceğini ele alacaklar. Burada önemli olan vize muafiyeti tabii. Şu ana kadar Avrupa Birliği bir takım açılımlar yapacağını ve vize uygulamalarını daha standart bir hale getireceğini belirtmişti. Genel olarak herkese ne uygulanıyor, bir de özel olarak bize ne gibi bir uygulama getirecek onu bilmemiz lazım. Biz sonuçta diğerlerinden farklı bir konumda olduğumuza göre bize ekstra bir şeyler yapılması lazım. Aksi takdirde pozitif gündemin pozitifliği kalmayacak. İşte Türkiye de ele alınacak konular bunlar. Bir güven tesisi lazım çünkü bir güvensizlik ortamı hâkim. Bunu atlatmamız lazım. Çünkü biz Komisyon a güveniyoruz. Komisyon gerçekten iyi çalışıyor, fakat Komisyon eğer Konsey den bir yetki alacaksa orada bir tıkanıklık oluyor. Bir veya iki ülke tıkayabiliyor bu işi. Ve biz çok açık söyledik, biz size güveniyoruz dedik ama siz o yetkilendirmeyi alamıyorsunuz. Bunu sağlamak istiyoruz; bu güveni tekrar tesis etmemiz lazım. İşte bu noktadayız. İKV: Sektörler açısından en önemli husus bu zaten. Son tahlilde biz iş dünyasına bağlı bir kuruluşuz. Vize konusu başta olmak üzere, bu kesimi ilgilendiren diğer öncelikli konu da fasıllara bağlı mevzuat değişikliği veya mevzuat değişikliği ihtimalleri. Dolayısıyla eğer böyle bir diyalog başlarsa, sivil sektörün de bu diyaloğa baştan itibaren dâhil edilmesi hakikaten olumlu bir hava yaratabilir. Diğer taraftan, müzakereler başlayalı oldukça uzun bir zaman geçti. Dolayısıyla belki açılıp geçici olarak kapatılmış fasılların da yeniden açılması ihtiyacı doğabilir S.Y.: Gayet tabii İKV: Orada da bayağı bir çalışma yapılması lazım. 18