Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent. Gölmarmara. Editör Ahmet Yurttakal



Benzer belgeler
Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

ŞANLIURFA YI GEZELİM

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 234 ADA 1 PARSEL VE ÇEVRESİNE AİT

2. PLANLAMA ALANININ ÜLKE VE BÖLGEDEKİ YERİ

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 6920 VE 6921 PARSELLERE AİT

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Tarım Sayımı Sonuçları

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı

İdari Durum. İklim ve Bitki Örtüsü. Ulaşım

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ

SUSURLUK. TiCARET BORSASI. Ekonomik İstatistik Raporu SAYI : 2

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

İŞ GÜCÜ PİYASASI İHTİYAÇ ANALİZİ RAPORU

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

ÇATAK Kaynak: Tüik

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ

MANİSA İLİ, ŞEHZADELER İLÇESİ, YUKARIÇOBANİSA MAHALLESİ, PARSEL: /1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

Sağlıklı Tarım Politikası

TÜRKİYE COĞRAFYASI VE JEOPOLİTİĞİ

NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

2. PLANLAMA ALANININ ÜLKE VE BÖLGEDEKİ YERİ

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL ÖRGÜTLENME KONU: TARİŞ ÖDEVİ HAZIRLAYANLAR: NURAY BAYIK SEDA KORKMAZ İLKER ÖKSÜZ ALİ İHSAN KIRKBUNAR

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI

Edremit Tarihçesi: Edremit Coğrafyası: Edremit Nüfus Yapısı:

TARIM NÜFUS COĞRAFİ YAPISI ULAŞIM

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Tablo 37 - İllerdeki Konaklama Tesislerinin Kapasiteleri

TABLOLARIN LİSTESİ YAZI İÇİNDEKİ TABLOLARIN LİSTESİ ÖZEL AMAÇLI TABLOLARIN LİSTESİ GRAFİKLERİN LİSTESİ YAZI İÇİNDEKİ HARİTA VE KROKİLERİN LİSTESİ

Neden Malatya ya yatırım yapmalı

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

TURGUTLU (MANİSA) DERBENT MAHALLESİ, 154 KV ALAŞEHİR HAVZA TM-SALİHLİ-DERBENT-BAĞYURDU ENERJİ İLETİM HATTI UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ.

TURGUTLU (MANİSA) DERBENT MAHALLESİ, 154 KV ALAŞEHİR HAVZA TM-SALİHLİ-DERBENT-BAĞYURDU ENERJİ İLETİM HATTI NAZIM İMAR PLANI.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri. Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği)

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ SUNULLAH MAHALLESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 19M

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

1900 lü yılların başından beri Gemlik te zeytin ve zeytinyağı ticareti yapan bir ailenin mensubuyum. Siyah zeytin, yeşil zeytin, dilimli

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

ILISU KASABASI. Ramazan ÖZDEMİR TC AHİLER KALKINMA AJANSI AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

ISBN: YAYIN NO: GAPUTAEM-K-01

PLANLAMA ALANI. Harita 1: Planlama Alanı ve Çevresi Uydu Görüntüsü (Yakın)

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

AKHİSAR ( MANİSA ) NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

TARSUS TİCARET BORSASI

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

YILMAZ MAHALLESİ, 2580 PARSEL'E AİT

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

Güzelbahçe İlçe Raporu

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Türkiyede Bölgelere Göre Yetişen Ürünler

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

Büyük baş hayvancılık

MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ BEŞEYLÜL MAHALLESİ

ERCİŞ Erciş in Tarihçesi:

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Transkript:

Editör Ahmet Yurttakal Yayın Kurulu Ahmet Yurttakal Doğan Kara Ethem Pınar Fidan Çinçe Hasan Alevnur İsmail Dağdelen İsmail Karabıçak Katkıda Bulunanlar Ali Aydın, Cemal Şengül, Ertuğrul Çelik, Ferhat Çavaş, Feyzullah Buran, Mesude Bostancı, Şerife Döngel Türkan Bu kitap T.C. Kaymakamlığı nın kültür hizmetidir

Editör Ahmet Yurttakal Baskı Hazırlık Sercan Arslan İrfan Güngörür Baskı Esen Ofset Matbaacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Atatürk Bulvarı No: 50/G Başakşehir / İstanbul Tel: 0212 549 2568 dhl.146 / Faks: 0212 549 2574 www.esenofset.com ISBN: 978-605-1495-19-4 1. Baskı: Aralık 2013 İletişim Kaymakamlığı Eskicami Mahallesi Levent Cad. No : 2 /Manisa Tel: 0236 515 10 10 www.golmarmara.gov.tr Bu kitabın her türlü hakkı Kaymakamlığına aittir. İzin alınmadan basılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz

Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.

Önsöz Cafer SARILI Kaymakamı, Manisa ilinin en güzel ve en huzurlu ilçelerinden biridir. İsmini 12 km yakınında bulunan ve lezzet bakımından eşsiz sazan balığı ile Türkiye de ün yapan Marmara Gölü nden alan, Ege Bölgesi nin kuzeybatısında yer almaktadır. Yüzölçümü 289 km 2 dir. İlçe, Marmara Dağı nın eteğinde kurulsa da zamanla düzlük alanlara da yerleşim yapılmıştır. Toprakları çok verimli olan sebze ve meyve alıp satan tüccarların uğrak yeridir. Asit oranı bakımından incelendiğinde Türkiye nin en kaliteli zeytinyağlarının ilçemizde üretildiği görülmektedir. Manisa da yetişen tasavvuf büyüklerinden Yiğitbaş Ahmet Şemsettin Marmaravi de (1435 1504) doğumludur. Fatih Sultan Mehmed in oğlu ve Yavuz Sultan Selim in babası Sultan II. Beyazıt zamanında İstanbul da türeyen ve tarikat şeyhiyim diye halkı istismar eden bir takım sahte şeyhlerin hakiki 4

durumlarını tespit etmek üzere Manisa da ilmi derinliği ile maruf ve tevazu sahibi Ahmet Şemsettin Marmaravi İstanbul a bu çok önemli vazife için davet edilir. Sultan II. Beyazıt ın ricası ile kurulan imtihan heyetine reis seçilir ve teker teker halkı istismar eden yalancı şeyhleri ve onlara icazet verenleri imtihana çeker. Sahtekârlıkları ortaya çıkanların taç ve hırkalarını üzerlerinden çıkarttırır ve bir gemi dolusu hırkayı denize attırır. Bu hizmeti üzerine Sultan II. Beyazıt kendisine hürmet ve iltifatta bulunarak kendisini Velilerin Reisi, Yiğitbaşı Veli rütbesi ile taltif eder. 1504 yılında Manisa da vefat eden Ahmet Şemsettin Marmaravi Manisa da kendi ismi ile anılan Yiğitbaş sokağının başlangıcındaki türbeye defnedilmiştir. Korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları bakımından Halime Hatun Camii ve Külliyesi adeta bir şaheserdir. Osmanlı padişahlarından III. Mehmed in sütannesi ve Tekeli Lala Mehmet Paşa nın kayınvalidesi Halime Hatun adına, padişahın Manisa daki şehzadeliği döneminde (1583 1595) da inşa ettirmiş olduğu Halime Hatun Camii ve Külliyesi görülmeye değerdir. Ayrıca Osmanlı Devleti tarihinde, günümüz Ege Bölgesi ne denk gelen coğrafyada doğmuş olan tek Sadrazam olan, Tekeli Lala Mehmet Paşa doğumludur. Bu kitap tarihte böylesine büyük devlet adamı ve din âlimini yetiştiren ilçesinin tanıtımı için hazırlanan ilk kitap olma açısından çok önemlidir. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Ayrıca kitabın basımında desteğini esirgemeyen ilçemiz işadamlarından Gazanfer SANLITOP a teşekkür ederim. Ülkemizin farklı yerlerinde bulunan lı hemşerilerimize selam ve saygılarımı sunarım. 29.10.2013 5

İçindekiler Önsöz 4 Bunları Biliyor muydunuz? 8 1. Bölüm nın Tarihçesi 10 6. Bölüm nın Köyleri 62 2. Bölüm nın Coğrâfi Özellikleri 22 7. Bölüm da Eğitim 96 3. Bölüm da Tarım, Ticaret ve Ekonomi 28 8. Bölüm lı alı Şehitler 11212 4. Bölüm da Kültürel Hayat 42 9. Bölüm da İz Bırakanlar 122 5. Bölüm da Tarihi Eserler 54 10. Bölüm ra Fotoğraf Albümü 148 Mesafeler ve Haritalar 183 Kaynakça 186

Bunları Biliyor muydunuz? Sultan III. Mehmet in, sütannesi Halime Hatun anısına yaptırdığı caminin da bulunduğunu, Türkiye nin en lezzetli kavun ve karpuzunun da yetiştirildiğini, Ege Bölgesi nin çay üzerine kurulu en uzun köprüsünün da bulunduğunu, Marmara Gölü nün bir kuş cenneti olduğunu, yüzlerce çeşitli kuşun mekânı olduğunu, Manisa nın en güzel ve en lezzetli balığının da yendiğini, Anadolu nun piramitleri Bintepe Tümülüsleri nin (Lidya Kral Mezarlarının) da olduğunu, 8

Atatürk ün sağlığında ve özel izinle yapılan heykellerden bir tanesinin de da olduğunu, Kaliteli mermer ocaklarının birçoğunun bir zamanlar da bulunduğunu, Marmara Gölü nden Lidyalıların Hiç Kurumayan Göl. diye söz ettiklerini, 9

birinci bölüm

nın Tarihçesi

Ege Bölgesinin insanlık tarihinin en eski yerleşim bölgelerinden biri olduğu ve birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Salt bu bilgiye bakılarak dahi Ege Bölgesinde, Manisa iline bağlı bir ilçe olan nın da ilk çağlara, hatta dilimize tarih öncesi şeklinde çevrilen ve yazının icadından (M.Ö. 3200) önceki dönemleri belirtmek için kullanılan prehistorik çağlara dek uzanan bir tarihi olduğu söylenilebilir. Ancak bunu, günümüz yerleşkesi ilçesinin tarihi olarak aktarmak çok iddialı bir söylem olur. Zira araştırma eserlerde de sıkça belirtildiği üzere ilçe hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. 1 Bu açıdan bakıldığında da özellikle ilk çağlar açısından tarihi aslında ve Çevresi tarihi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu arada, tarihini, ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Marmara Gölü nden ayrı düşünmemek gereklidir. Günümüzde dahi önemli yerleşim yerlerinin insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından olan suya yakın bölgelerde olması, tarihte de büyük medeniyetlerin akarsular ve göller etrafında kurulması elbette ki bir tesadüf değildir. Marmara Gölü nün tarihin ilk çağlarında dahi var olan doğal bir göl olması tarihini milat öncesine dek taşımaktadır. Bugün dahi Marmara Gölü, bölge insanının ana geçim kaynağı olan tarım, hayvancılık ve avcılık noktasındaki geçim kaynaklarının merkezinde yer almaktadır. 1 Batı Anadolu bölgesi birçok uygarlığın beşiği olmasına rağmen sınırları içerisinde ilçenin tarihine ışık tutacak çok eski bir tarihi kalıntıya rastlanmamıştır. Behset Dursun, nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Uşak, 2011, s.6; İlçenin tarihi hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamakla birlikte H.Sibel Ünalan, Akhisar ve daki Türk Anıtları, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 1998, s.6. 12

, sırasıyla Lidya, Pers, İskender İmparatorluğu, Bergama, Roma ve Roma nın ikiye ayrılmasından (395) sonra da Doğu Roma (Bizans) hâkimiyetine girmiştir. 14. yüzyıl başlarında ilçe bir Türk-İslam beyliği olan Saruhanoğulları yönetimine girmiş ve 15. yüzyıl başlarından itibaren de tam anlamıyla Osmanlı Devleti nin kontrolüne girmiştir. Dolayısıyla ilçe, XIV. yüzyıldan itibaren Türk- İslam kimliğine bürünmeye başlamıştır. Bugün, da yer alan tarihi eserlerin hemen hemen tamamı da Osmanlı dönemine aittir., Türkiye Cumhuriyeti nin kurulmasıyla 1923 yılında Manisa nın diğer bir ilçesi olan Akhisar ın bucağı olmuş, 1987 yılında ise Manisa nın ilçesi olmuştur. Osmanlı Öncesi Dönem Yazılı kaynakların olmaması yahut az olması; üzerinden bir hayli zaman geçmesi, kaynakların tahrif olması ve toprak altında kalması, ilk dönem tarihi bilgilerinin ayrıntılı olamamasına, tarih bilgilerinin daha çok genel bilgiler olmasına, mit denilen efsanelerle karışmasına ve hatta bazen çıkarımlara dayandırılmasına sebep olmaktadır. Bu durum elbette ki nın ilk dönem tarihleri açısından da geçerlidir. Ancak, eldeki somut verilere bakılacak olursa nın ilk dönem tarihi hakkında şunlar söylenilebilir: Batı Ege havzası ilk çağlarda olduğu üzere, prehistorik çağlarda da yerleşmeye açık bir bölgedir. Bu bölgede, köylü toplumlarına geçiş olarak bahsedeceğimiz değişimler M.Ö. 6000 dolaylarında başlamış ve genellikle su kenarlarının stratejik önemini gösterecek şekilde akarsu ve göllere yakın konumlanmışlardır. Marmara Gölü çevresinde yapılan araştırmalar sonucunda prehistorik döneme ait çömlek parçaları bulunmuştur. Göl kıyısı boyunca biriken bu parçalar erken bronz çağ (M.Ö. 3000 M.Ö. 2000) yerleşmesine işaret etmektedir. Biri gölün 7 km batısında ve diğeri güneydoğusunda olmak üzere prehistorik dönemlere ait mezarlar bulunmuştur. Göl çevresinde tarih öncesi devirlere ait bir başka bir veri ise göldeki kazıklı yapıların izlerine rastlanılmasıdır. Bunlar da göl çevresindeki yerleşmelerin günümüzden 6000 yıl öncesine dair işaretler olarak kabul edilmektedir. 2 Gölün adının çeşitli kaynaklarda, Lidya kralı Gyges e ithafen Gygaeische, Gygean ve Koloe, şeklinde geçtiği anlaşılmaktadır. Antik çağda Lidya nın başkenti olan ve bugün Salihli ilçesi sınırlarında yer alan Sardis (Sard/Sardes) kenti de gölden 10 km uzaktadır. Gölün güney bölgesinde yer alan ve Bin Tepeler olarak bilinen bölgede Lidya krallarının mezarları bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar bölge tarihinin daha eskilere dayandığını ortaya koymaktadır. Lidya Uygarlığı nın Başkenti Sard şehri ile Bintepeler olarak anılan bölge arasında kalan bu bölgede arkeolojik kazı faaliyetleri yürüten Christopher Roosevelt de şunları söylemektedir: Bölgedeki en erken yaşam faaliyetleri günümüzden 400 bin ile 100 bin yıl öncesine, yani orta paleolitik çağlara kadar uzanmaktadır. M.Ö. 3000 2 Mustafa Girgin, Doğu Coğrafya Dergisi, Marmara Gölü, Erzurum. sayı 3, s. 84. 13

(Fotoğraf: Fatih Güneş) Bintepeler bölgesindeki Tümülüs mezarlar yıllarında bölgede on beş civarında yerleşim yeri olduğunu tahmin etmekteyiz. M.Ö. 2000 yıllara ait olan dört kale bulduk. Bu bölgede geniş bir yerleşim ağı olduğunu düşünüyoruz. 3 Yine Lidya Kralı Giges döneminde (M.Ö. 680) Efes ten başlayıp, Sard dan geçerek Gordion-Ankara-Sivas-Malatya-Ninova ve Sus a kadar uzanan ünlü Kral Yolu da denilen transit ticaret yolu açılmış, bu yolun güvenlik ve gerekli konaklama tesisleri kurulmuştur. 4 nın adını, yakınlarında bulunan göl ve mermer ocaklarından Gölmermere olarak aldığı, bu ismin de zaman 3 ABD li arkeologlar, Anadolu da tarihin izini sürüyor. başlıklı www.cumhuriyet.com.tr/?hn=148674 adresinde yer alan 14 Haziran 2010 tarihli haber. (Link 27.04.2013 itibariyle günceldir.) 4 Nazmi Özçelik, İlk Çağ Tarihi ve Uygarlığı, Nobel Yay., Ankara 2002, s. 113. içerisinde şekline dönüştüğü söylenmektedir. Bu ismin de gölün kuzeybatısındaki tepelerde vaktiyle işletilen mermer ocaklarından aldığı söylenmektedir. Şimdiki adı olan Marmara nın ise, Helen dilinde mermer anlamına gelen Marmaron sözcüğünün çoğul biçimi olduğu söylenir. 5 Evliya Çelebi de ünlü Seyahatnamesinde dan Mermere (Mermerecik) diye bahsetmiştir. 6 Bugün dahi nın yerli halkı kendi aralarında konuşurken bazen ilçeyi Mermere şeklinde telaffuz etmektedir. Osmanlı döneminde nahiyenin Marmara olan ismi, Türkiye döneminde yine 1930 a kadar Marmara ismiyle geçerken 1938 de artık olarak geçmektedir. 5 Girgin, a.g.e., s.84. 6 Evliya Çelebi, Seyahatname, Günümüz Türkçesine Çeviren: Zuhuri Danışman, c.13, Özaydın Matbaası, İstanbul, 1971, s. 69. 14

Bölgede, Lidya kültürünün temelini oluşturduğu söylenen ve M.Ö. 2500 lü yıllara uzanan bir Luvi kültüründen de söz edilmektedir. Ayrıca İlyada Destanında Tmolos/Bozdağ ile Gyges/Marmara Gölü arasındaki düzlük dolaylarında yaşayan Maiones (Maionlar) isminde bir ulusun yaşadığı ve bu bölgeye onlara ithafen Maiona denildiğinden bahsedilmektedir. Buranın da bir Lidya ülkesi olduğu söylenmektedir. Lidyalılar döneminde bölgenin bir kültür merkezi olarak öne çıktığı görülmektedir. Bu dönemde Sardes, Antik dünyanın en görkemli kentlerinden biriydi. Lidya kraliyet mezarlığının Marmara (Gygaria/Koloe) Gölü civarında olduğu söylenmektedir. Yığma kum tepelerinden oluşan Tümülüs tepe mezarlar, Bintepeler bölgesinden başlayarak Akhisar ın kuzeybatısındaki Süleymanlı ve Eroğlu köylerine kadar uzanmaktadır. 7 Lidyalılardan sonra bu bölgede Pers krallığının hüküm sürdüğü görülmektedir. Bu yörede bir Pers iskânının varlığını gösteren ilginç bir kanıt, Efes te (Ephesos) ele geçmiş olan ve Lidya daki Roma imparatorluk devri yerleşim yeri adlarını kaydeden önemli bir yazıttır. Bu yazıtta adı geçen Maibozanoi adlı Pers kavminin Marmara civarında yaşadığı düşünülmektedir. 8 Perslerden sonra bölge İskender in egemenliği altına girer. İskender İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bölgede kurulan en önemli devlet Bergama Krallığıdır. Bergama Kralı bir vasiyetname 7 Dursun, a.g.e., s. 7. 8 Dursun, a.g.e., s. 7. ile krallığını ve bütün hazinesini Roma İmparatorluğu na bırakmıştır. Böylece bölge Roma İmparatorluğu nun egemenliğine girmiştir. Bu dönemde Manisa ve çevresindeki şehirler oldukça parlak devirler geçirmişlerdir. 9 Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan, Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu nun zaferi ile sonuçlanan 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu nun kapıları Türklere açılmış oldu. 1075 yılından sonra Türkler, Manisa yöresinde bazı şehir ve yerleşim bölgelerini ele geçirdiler. Selçuklulardan sonra yöre Haçlı Seferleri sonucu bir kez daha Bizanslıların eline geçti. Ancak Türkler, birçok saldırılardan sonra bölgeyi tekrar ele geçirmişlerdir. Saruhan Bey 1313 yılında Manisa yı merkez edinerek Saruhanoğulları beyliğini kurmuştur. Saruhanoğlu İshak Çelebi nin Mahmut Danişmend e Marmara da bir çiftlik vakfettiği ve bunun çocukları olan Mehmet ve Ali ye de berat ile Mutasarrıflık verildiği belirtilmektedir. Yine İshak Çelebi, Marmara nın bir köyündeki çiftliği Ahi Ali ye vakfetmiş ve onun çocukları Cafer Ahmet ve Mahmut, berat ile mutasarrıf olmuşlardır. Saruhanoğlu, Marmara da Saka Hacı denilen yeri vakfetmiş, Marmara daki İçhisar Mahallesi nde imam olan Mahsur, berat ile buraya Mutasarrıf olmuştur. 10 9 Dursun, a.g.e., s. 7. 10 Dursun, a.g.e., s. 8. 15

Eski yıllarda Osmanlı Dönemi Osmanlı Devleti nin dördüncü padişahı Yıldırım Beyazıt, 1389 1390 yıllarında Manisa bölgesini Saruhanoğulları yöneticisi Hızır Şah tan teslim aldı ise de, 1402 Osmanlı Devleti ile Timur Devleti arasında yapılan Ankara Savaşı sonrası bu beylik, Saruhan bin İshak önderliğinde yeniden ortaya çıkmıştır. Ancak onun da bölgeye hâkimiyeti çok uzun sürmemiştir. 1411 ila 1415 yılları arasında bölge Yıldırım Beyazıt ın oğullarından Osmanlı padişahı Çelebi Mehmed in kontrolü altına girmiş ve böylece Saruhanoğulları nın Manisa kolu tarihe karışmıştır. 11 Bu dönemden 11 Feridun Emecen, DİA, Saruhanoğulları, Cilt 36, İstanbul 2009, s. 172-173. sonra da ve çevresi artık Osmanlı nüfuzuna girmiş oluyordu. Klasik Osmanlı döneminde, Saruhan sancağına bağlı bir kaza merkezi idi. 1628 yılından itibaren Manisa ya bağlı olarak görülmektedir. Bu dönemlerde daki aşiretler Gökçe Dutak Aşireti, Ozancalı Aşireti, Gündüz Aşireti olduğu belirtilmektedir. 12 Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi de 1671 1672 tarihlerinde o dönemki adı ile Mermere Kasabası na gelmiş ve gözlemlerini şöyle nakletmiştir: Saruhan Toprağında 150 Akçelik bir kazadır. On bir tane köyü vardır. Serdar ve Kethüda yeri vardı. Fakat Müftü ve Naibi 12 Dursun, a.g.e., s. 9. 16

yoktu. Lalapaşa Evkafıdır. Şehir bir kayalı bayır yerdedir. Birbiri üstüne 1200 evdir. Ama binden fazla konak harap olmuştur. Mamur olanlar on mahalledir. Manzarası geniş, havadar evlerdir. Lalapaşa nın Eski Camii kargir kubbeli, avlusu şadırvanlıdır. Medrese, İmaret, Dar-ul Hadis, Dar-ul kurra, mektep ve çeşmeleri hep Lalapaşa hayratıdır. Yüz kargir dükkân vardır. Yukarı Mahalle de Hafize Sultan Camii vardır. Hafize Sultan kerametleri görülmüş Ulu Sultandır. Pamuğu, kavunu, karpuzu meşhurdur. Havası güzeldir ama halkı fukaradır. Müderris Efendilerden başka ayanı yoktur. Hanifi Sultan, Mehmet Baba ve Ali Baba ziyaret yerleridir. 13 18. yüzyılda Anadolu Eyaletinde meydana gelen fiili bölünmüşlük neticesinde, sancaklardan dört eyalet meydana getirilmiştir. Aydın Eyaleti de 2 Haziran 1833 tarihinde fiilen oluşturulmuş ve 1838 yılında dört sancaktan meydana gelmiştir: Aydın, Menteşe, Saruhan, Sığla-Denizli. bu dönemde 1835 1842 yılları itibariyle Saruhan Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Bu düzenlemeye göre H. 1273 (1856 1857) salnamesinde 1856 yılında Akhisar, yine Marmara gibi Saruhan Sancağının kazası olarak geçmektedir. Osmanlı Devleti nde Vilayet sisteminde 1864 1867 yıllarında yapılan çok önemli düzenlemeyle zaten kadı naibince yönetilen ve bir kaza merkezi durumunda olmayıp resmi olarak kaza statüsünde olan birçok kaza nahiyeye dönüştü. da işte bunun sonucu 1867 yılında Akhisar a bağlı bir nahiye oldu. 14 13 Evliya Çelebi, a.g.e., s. 69. 14 Dursun, a.g.e., s. 9. Akhisar ın nahiye ve köy adları H.1300 (1884 1885) tarihli Aydın Vilayeti Salnamesinde yer almaya başlamıştır. Akhisar ın H. 1307 (1891 1892) H. 1326 (1908) yılları arasında salnamelerden, bu tarihlerde ve Körük namı ile iki nahiyesi olduğunu saptanabilmektedir. 1891 1892 Aydın Vilayet Salnamesine göre nahiyesinin Kılcanlar, Sazköy, Yeniköy, Gines, Moralılar, Güner, Harmandalı, Musalar, Gökçekonak, Karbağcı, Uzuncalar olmak üzere 11 köyü bulunmaktaydı. İbrahim Cavid tarafından hazırlanan bu salnameye göre 1891 1892 yıllarında Marmaracık () nahiye Müdürü Recep Ferid Efendi, Naib (yardımcısı) Ahmet Şevki Efendi, azalar ise Hasan Ağa, Mustafa Efendi ve Nikolaki Efendidir. Nahiye idaresinde Nikolaki Efendi gibi bir Rum un görev yapabilmesi Islahat Fermanı nın (1856) azınlıklara sağlamış olduğu haklardan kaynaklanmaktaydı. H. 1311 (1893) tarihli Aydın Salnamesine göre nın 14 köyü vardır. Ayrıca yörede zımpara madeni bulunmuş olup, Karadağ isimli alanda hafriyat çalışması yapılmaktadır. H.1324 (1906 1907) tarihli devlet salnamesine göre, Akhisar ın namı ile bir nahiyesi mevcut olup, bu nahiyenin 13 köyü bulunmaktaydı. H.1327 (1909) yılı devlet salnamesine göre ise, Akhisar merkezinin 45 köyü, nahiyesinin ise 13 köyü vardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Marmara, merkezi İzmir olan Aydın Vilayetinin Saruhan (Manisa) mutasarrıflığına bağlı bir kaza olan Akhisar a bağlı bir nahiyeydi. Cumhuriyet 17

dönemindeki değişikliğe kadar da böyle devam etti. 15 Birinci Dünya Savaşı ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti, İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918 de Mondros Mütarekesi ni imzalamak zorunda kalmış ve fiilen yok edilmişti. Silah, cephane ve ulaşım yoları ile tüm haberleşme araçları, liman ve tersaneler İtilaf Devletleri nin denetimine bırakılmış, İtilaf Devletleri ne, mütarekenin 7. maddesine 16 dayanarak, ülkenin herhangi bir yerini kendi güvenlikleri için işgal hakkı tanınmıştır. İtilaf devletlerinin asıl amacının Osmanlı topraklarını kendi aralarında paylaşma niyetinde oldukları açıktır. Bu amaçla 18 Ocak 1919 da Paris Barış Konferans ında toplanmışlardır. Toplantıda, İngilizlerin desteği ile nın da içinde bulunduğu Batı Ege coğrafyası Yunanistan ın payına düşmüştür. Milli Mücadele Dönemi Mondros Mütarekesinin imzalanması ile birlikte Yunan Başkanı Venizelos savaşa girmelerinin ödülü olarak itilaf devletlerinin Yunanistan a vermeyi önerdikleri Osmanlı toprakları ile ilgili bir nota hazırladı. Paris Barış Konferansına sunulan bu nota ile Marmara Denizi kıyısındaki Kurşunlu dan başlayan, Uşak ın batısından geçen ve güneyde Akdeniz kıyısındaki Kalkan da sona eren hattın içinde kalan toprakların Yunanistan a verilmesi 15 Dursun, a.g.e., s. 9. 16 Mondros mütarekesinin 7. maddesi: İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına sahip olacaklardır. isteniyordu. Bu bölge içinde Manisa ve çevresi de bulunuyordu. 6 Mayıs 1919 da komisyonun kararı Yunan Başkanına bildirilerek, işgalin başlaması istendi. Bunun üzerine 15 Mayıs 1919 da İngiliz donanması yardımı ile Yunan Askerleri İzmir e çıktılar ve şehri işgal etmeye başladılar. 20 Mayıs tan itibaren iç bölgeleri işgal etmeye başladılar. 26 Mayıs tan ibaren Manisa ve çevresi işgal altında kalmış oldu. Birinci Dünya Savaşı ndan önce olduğu gibi sonra da, Akhisar da ve da çeşitli azınlıklar yaşamaktaydı. 15 Haziran 1919 da, Akhisar ın ileri gelenleri tarafından milli bir cemiyet kurulmuştur. İzmir in işgali ile birlikte yurtta kurulan milli cemiyetlerin adı genellikle Redd-i İlhak adını almasına rağmen, Akhisar da kurulan cemiyetin adı Akhisar Redd-i İşgal dir. Bu cemiyetler işgali takip eden aylarda birçok kongreler yaptılar. Batı cephesinde toplanan kongrelerin en önemlisi Alaşehir Kongresi dir. Balıkesir kararlarını pekiştirmek ve Erzurum kararlarını değer lendirmek için 16 25 Ağustos 1919 tarihinde toplanan bu kongrede, Yunanlılara karşı direnişin artırılması ve gerekirse İtilaf Devletleri nden yardım alınması ka rarlaştırıldı. Burada Kuvay-ı Milliye nin varlığı kabul edilmiştir. Alaşehir Kongresi Kuvay-ı Milliye nin Manisa ve yöresinde teşkilatlanmasında kolaylıklar sağladı. Alaşehir Kongresine Marmara dan Reşat ve Hüsnü Beyler katılmıştır, Kongreden sonra Salihli, Alaşehir, Akhisar ve Soma direniş cepheleri daha merkezi ve daha disiplinli birer yapıya kavuşmuştur. 17 17 Dursun, a.g.e., s. 13. 18

da Kuvay-ı Milliye nin kurulmasında ve çalışmasında oldukça etkili olan kişi Hafız Tahir ismiyle bilinen Tahir (Barutçuoğlu) Beydi. nın önde gelen insanları arasında yer alan Hafız Tahir, da Kuvay-ı Milliye nin örgütlenmesinde bulunmuş ve bu örgütün başkanlığını yapmıştır. Tahir Bey ayrıca Sakarya Savaşı na katılmış ve savaşta ayağından vurularak yaralanmıştır. Doktorlar tarafından ayağının kesilmesine karar verilince yaverliğini yaptığı komutanına rica eder ve komutanı ayağının kesilmemesi için gereğinin yapılmasını ister. Tahir Bey in ayağı yine bu yaradan dolayı aksar ve asa kullanırdı fakat asasını o kadar ustalıklı kullanırdı ki kimse O nun ayağının aksadığını anlayamazdı. İstiklal Savaşı gazisi olan Hafız Tahir Bey e, İstiklal Madalyası verilmiştir. 18 Yunanlılar, 22 Haziran 1920 de Akhisar a karşı genel hücuma geçmişlerdi. Türk kuvvetleri saldırının daha çok kuzey cephesine yönelik olacağını düşünüyorlardı. Saldırı, Akhisar ve Soma yöresinden beklendiği için 23.Tümen in bazı birlikleri, kendi bölgesi dışındaki ya gönderilerek, Akhisar a yardımcı olmaya çalışılmıştı. 22 Haziran tarihinde yı işgal eden Yunan birlikleri bir gün sonra yani 23 Haziran tarihinde ise Akhisar ı işgal etmişlerdi. 23 Haziran 1920 günü, bir gün önce Akhisar ı işgal eden Efzun Alayı nın arkasından, Yunan birliklerinden İzmir Tümeni ve Ada- 18 Dursun, a.g.e., s. 13. 6 Eylül nın düşman 19 işgalinden Kurtuluş günü kutlamaları

lar Tümeni ne bağlı birlikler de Akhisar a gelmişlerdir. Burada düzen oluşturduktan sonra Anadolu nun içlerine ilerlemişlerdir. 26 Ağustos 1922 den başlayan büyük taarruzla Yunan ordusu büyük bir yenilgiye uğratılmış, bu tarihten sonraki tarihlerde Manisa ve çevre ilçeleri birer birer Yunanlılardan arındırılmıştır. nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi ismindeki Yüksek Lisans Tezi için bölgenin yaşlıları ile söyleşi yapan Behçet Dursun un eserinde şu bilgiler verilmektedir: Mahiye Nine, o yılları şöyle anlatıyor. Köylerinde eskiden Rumlarla birlikte yaşadıklarını ve Kurtuluş Savaşı başladığı andan itibaren büyük zorluklar yaşadıklarını ifade eden Mahiye Nine, o sıkıntılar içeresinde halk arasında bir komutanın isminin yayılmaya başlandığını, o komutanın isminin Kemal olduğunu söyledi. Mahiye Nine, bu ismin Türkler için umut, Rumlar için ise korkulan bir isim olduğunu dile getirerek, O günlerde büyükler, yeni doğan çocukların ismini Kemal koymaya başlamışlardı. Rumların Kemal isminden korktuklarını çok iyi hatırlıyorum. O günlerde 10 yaşlarındaydım. Bizim yaşımızdaki Rum çocukları Kemal ismini iyi biliyorlardı. Demek ki onların evlerinde de konuşulmaya başlamıştı dedi. O yıllarda çok büyük eziyetlere maruz kaldıklarını, dedesinin ve dört arkadaşının köyün deresine götürülerek öldürüldüğünü ifade eden Mahiye Karabulut, o yılları şu sözlerle anlattı: Artık büyük bir savaş yaşanıyordu. Büyük Taarruz sırasında düşman hem kaçıyor, hem de çoluk çocuk, erkek kadın demeden herkesi öldürüyordu. Annem, babam ve kardeşlerim ile tarlaya saklandık. Düşman ordusu boş durmadı. Salihli yi, Turgutlu yu yakarak geçti. Bunları çok iyi hatırlıyorum. Manisa ya varan düşman ordusu Manisa yı da yaktı. Tam üç gün üç gece Manisa yandı. Sonra Mustafa Kemal Paşa ve ordusunun düşmanı denize döktüğünü duyduk. İzmir in, Manisa nın, kasabalarının kurtulduğunu öğrendik. Bu durum herkesi sevinç gözyaşlarına boğdu. 19 Dedesi ve anneannesi o günleri yakından yaşayan esaret dönemi yaşanan zulmü çok iyi bilen Satı Turna ise o dönemi şöyle anlatıyor. 1903 doğumlu dedem eşi anneannem Kurtuluş Savaşı yıllarını yaşamış. Anneannemin babası Ali dedemiz birkaç kez bedel ödemiş. Sonunda 28 yaşında Çanakkale Savaşı na katılmış. Şehit olmuş. Geride 1 erkek ve 3 kız çocuğu öksüz kalmış. Büyük olan ağabeyleri de Kurtuluş Savaşı nda şehit olmuş. Anneannem, abisine Yaşar Efem derdi. Bir gün yakın cepheden sırtında azık torbası köye düğüne gelmiş. Zeybek oynayıp herkesle vedalaşmış. Gidiş o gidiş bir daha dönmemiş. Kız çocukları Fatma, Ayşe, Hatice 9, 6, 3 yaşlarında. Fatma benim anneannem kardeşlerine bakmış. Köyde sadece yaşlılar ve çocuklar kalmış. Eli silah tutan herkes cephelerde vatan için çarpışıyormuş. Ege Bölgesini Yunanlılar işgal etmiş. Bir gün Fatma (anneannem) köyün yaşlıları ile eşeklerine odun yükleyip ilçeye satmaya gitmişler. Dönüş yolunda Yunanlılar dağına yerleştirdikleri dürbünlü toplarıyla karşı 19 Mahiye Karabulut la 26.02.2011 tarihinde yapılan söyleşi, Dursun, a.g.e., s. 16. 20

dağı sürekli top ateşine tutmuşlar. Çocuk ve yaşlılar kaçmaya çalıştıkça önlerine arkalarına top mermileri düşüp çukurlar açıyormuş. Eşeklerin üzerindeki yaşlıların ayakları bacakları yara bere içinde kalmış. Canlarını zor kurtarmışlar. Yollarda, subaşlarında akşamdan kalma köz yığınları gördüklerini söylerdi. Çeteler ormanlarda saklanırmış. Onların korkusu da ayrı bir dert, derdi. Yine bir gün köyün yaşlısı Helime Ebe ekmek için hamur yoğuruyormuş. Devriye gezen bir grup düşman askeri köye gelmişler. Tüfeğin dipçiği ile nineye hem soru soruyor hem de eziyet ediyorlarmış. Sonra da yaptığı ekmekleri alıp gitmişler. Yaşlı nine kan ter içinde ekmekleri yapmış yeter ki canımıza kıymasınlar çoluk çocuğa zarar vermesinler diye isteklerine uymuş. Babamın babası Mustafa dedem, Osmanlı- Rus savaşına katılmış. Onun için biz ona Urus Dede derdik. Kurtuluş Savaşı yıllarında yine düşman askerleri ilçede gördükleri kişileri yakalıyor parola soruyor bilmezlerse hendeklerde kesiyorlarmış. Bir gün Mustafa dedemi yakalamışlar sorguluyorlarmış. Yerli Rumlardan birisi dedemi tanımış onlara bir şeyler söylemiş canını kurtarmış. 20 Hemen hemen bölgenin tamamında olduğu gibi Milli Mücadele yıllarında halkı da düşman zulmünü ne yazık ki yaşamıştır. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen bağımsızlıktan vazgeçilmemiş, 6 Eylül 1922 de düşman işgalinden kurtarılmıştır. 20 Satı Turna Arı yla 20.04.2011 tarihinde yapılan söyleşi, Dursun, a.g.e., s. 17. 21

ikinci bölüm

nın Coğrâfi Özellikleri

Coğrafi Konumu Ege Bölgesinin kuzeybatı kesiminde, 38.43 derece kuzey enlemleriyle 27.55 derece doğu boylamlarında yer almaktadır. Doğusunda Gördes; batısında Saruhanlı ve Ahmetli; kuzeyinde Akhisar; güneyinde Salihli ilçeleriyle çevrilmiştir. Yüzölçümü Harita Genel Komutanlığı na ait 1/1.000.000 ölçekli Mülki İdari Bölümleri Haritasına göre 289 kilometre karedir. Yüzölçümüm bakımından Manisa nın en küçük ilçesi dır. Manisa il merkezinin kuzeyinde yer alan ilçemizin denizden yüksekliği 98 metredir. İlçemiz il merkezine 58 km, Akhisar a 27 km, Salihli ye 39 km uzaklıktadır. Marmara Dağı nın eteğinde kurulmakla beraber son yıllarda ilçemizin yerleşim alanı düzlüğe doğru genişlemiştir. (Fotoğraf: Fatih Güneş) ve ovasının havadan görünümü 24

(Fotoğraf: Yılmaz Özçubukcu) Masmavi sularıyla Marmara Gölü Yüzey Şekilleri İlçemiz kuzeyinde Türkmen Dağları ndan doğan Kumçay, güneyinde Marmara Gölü, doğusunda Keçi Dağı, batısında Çal ve Marmara Dağları ile sınırlanmıştır. İklimi Akdeniz iklimine yakın bir karakter gösteren ikliminde; Akdeniz ikliminin karasal karakteri daha hâkimdir. Yağışlar soğuk aylarda daha fazladır. En sıcak aylar haziran, temmuz, ağustos; en soğuk aylar aralık ve ocak aylarıdır. Aralık ve ocak ayları yağış miktarının en fazla olduğu aylardır. Yaz ayları oldukça kurak geçmektedir. Bitki örtüsü iklim özelliklerine göre gelişmiştir. Bitki örtüsünün belli başlı türleri olarak karaçam, kızılçam, incir, dut, kavak, söğüt, karaağaç, defne, çınar, böğürtlen, ebegümeci, sarmaşık, zeytin, zakkum, ısırgan, kuzukulağı, menekşe, karanfil, lale olarak sayılabilir. Marmara Gölü İlçe merkezine 12 km uzaklıkta Gördes Çayı nın sularıyla beslenen Marmara Gölü bulunmaktadır. Marmara Gölü, ile Salihli arasındadır. Göl, yaklaşık 35 km 2 yüzölçümüne sahiptir ve 300 milyon m 3 su depolama hacmine sahiptir. Lidyalıların Hiç Kurumayan Göl. diye sözünü ettikleri alüvyal yığılmayla meydana gelmiş Gölün adı eski çağlarda Gygaeishe (Lidya Kralı Gyges den dolayı), Gygean ve Koloe olarak geçmekte ya da Homeros un İlyada sında söz edildiği gibi Gygaie/Gyged/Gyges Gölü adını almaktadır. Şimdiki adı olan Marmara ise Helen dilinde Mermer anlamına gelen Marmaron sözcüğünün çoğul biçimidir. 25

ismini göl ve mermer ocaklarından almıştır. Bir süre Gölmermere olarak geçen isim dile daha kolay gelmesi nedeniyle olmuştur. Tektonik kökenli bir oluk üzerinde oluşmuş, alüvyal bir set gölüdür. Gölün bulunduğu oluk Gediz depresyonuna bağlanan bir çukurluktur. Kuzeybatıdan güney doğuya doğru uzanan fayların sınırlandırdığı bu alanda, Menderes masifinin formasyonları ve alüvyonlar yaygındır. Marmara gölü doğal bir set gölü olmasına rağmen, yapay kanalları vasıtasıyla baraj gölü fonksiyonu kazanmış bir göldür. Göle bağlanan kanallar kış aylarında önemli miktarda suyun depolanmasını sağlarken, gölden tarım alanlarına yönelmiş olan kanallar da yaz aylarında sulamaya katılmaktadır. Marmara Gölü ne Gediz ırmağından su aktarılmaya başlanmıştır. Gölün sulak alan olarak önemi artmaktadır. Marmara Gölü nün bulunduğu sahada paleozoik yaşlı araziler yaygındır. Bunlar şist ve mermerlerden oluşan formasyonlardır. Marmara Gölü nün drenaj alanının 1780 kilometrekare olmasına karşılık kurak iklim koşullarının etkisi altındadır. Marmara Gölü ne su toplama alanındaki yazın kuruyan küçük derelerden ve Akpınar kaynaklarından su gelmektedir. Kurak geçen yıllarda göl seviyesi düşerken, nemli geçen yıllarda yükselmektedir. Göl çevresinde 200 e yakın kuş çeşidi bulunmaktadır. Gölde sazan balığı üretimi yapılmaktadır. Marmara Gölü ve çevresi sulak alan olarak korumaya alınmıştır. Nüfusu ve Dağılımı Aşağıdaki bilgiler ışığında ilçemizin nüfusunda yıllara göre azalma olduğu görülüyor. İlçe nüfusunun azalmasının başlıca sebepleri halkın bir kısmının büyük il ve ilçelere iş bulma, eğitim, büyük merkezlerdeki imkânların çokluğu nedeniyle yönelmesi ile son yıllarda tarımsal ürünlerin sanayi ürünlerine göre yeterince kazançlı olmaması ve sanayinin gelişmemiş olmasının getirdiği mecburiyettir. Sıra No Yılı Merkez İlçe Nüfus Köy Nüfusu Toplam İlçe Nüfusu 1 1990 10.976 7.548 18.542 2 2000 11.205 6.626 17.831 3 2007 9.938 6.149 16.087 4 2009 9.840 6.153 15.993 5 2010 9.750 6.087 15.837 6 2011 9.734 6.015 15.749 7 2012 9.699 5.910 15.609 ilçesinin 1990 2012 yılları arası nüfus dağılımı (TÜİK verileri) 26