Abdülhak Şinasi Hisar da Mazi ve Ati Üzerine Notlar



Benzer belgeler
Zariç, Mahfuz, Abdülhak Şinasi Hisar da Medeniyet ve İnsan Üzerine Notlar, Hece S. 201, s

Metin Edebi Metin nedir?

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

LYS. Lisans Yerleştirme Sınavı. Öğretmenin defteri

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

DEMANS. ÿ Bu bir Demans (bunama hastalığı) olabilir mi? ÿ Demans tam olarak nedir? ÿ Alzheimer tipi Demans nasıl cerayan eder?

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

TEMEİ, ESER II II II

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MODÜLDE KULLANILAN SEMBOLLER

Edebî Türlerinin Tespiti ve Anı İzlenimi Sorunu Bakımından Abdülhak Şinasi Hisar ın Eserleri

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Şam / Mart. Medine / Ocak. Semerkand / Şubat. Kayrevan / Nisan. İstanbul / Mayıs. Gırnata / Haziran. Kudüs / Ağustos. Bahçesaray / Eylül

Ders Adı : SEÇ.III: TÜRK EĞİTİM TARİHİ I Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 6. Ders Bilgileri.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Psikomotor Gelişim ve Oyun

Çoklu Zekâ Teorisi Ek 2

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

ARİF NİHAT ASYA'NIN NESİRLERİ

Ege Üniversitesi Elektrik Elektronik mühendisliği Türk Dili 1. Vize ders notları ve örnek soruları

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

GÜNLÜK (GÜNCE)

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Artık başkalarının mali başarılarımı desteklemelerine izin veriyorum. Benim refahımın, mali başarımla bir ilişkisi yok.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

sosyal ve zihinsel olarak sağlıklı gelişmeleri için hayati önem taşımaktadır. çocuklar için mükemmel yeteneklere dönüşebilir ve çoğalarak

Sevgili dostum, Can dostum,

YAZARIN AMACI ve ANAFİKİR

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

2. PROF. DR. ALAYBEY KAROĞLU Sanatta Otuzuncu Yıl Anısına düzenlenen ÇAĞDAŞ TÜRK SANATI SEMPOZYUMU

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

MEV KOLEJİ ÖZEL GÜZELBAHÇE İLKOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 1. DÖNEM EYLÜL- EKİM - KASIM 1.SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

EYÜBOĞLU EĞİTİM KURUMLARI KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU 27. EDEBİYAT VE KİTAP GÜNLERİ EDEBİYATTA GENÇ OLMAK CAK 2018

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

[!]Tercih edilen araç - gereçler en az bir ders öncesinden öğrencilere bildirilmeli; araç gereç ve teknik seçimlerinde öğrencilerin ilgi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ 1. HAYATI ESERLERİ DÜŞÜNCE DÜNYASI...24 Tasavvufî Düşünce ve Kenan Rifâî...

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

beste tarafından yazıldı. Perşembe, 06 Mart :31 - Son Güncelleme Cumartesi, 14 Ağustos :11

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

İNSANLARIN NİYETLERİ VE DAVRANIŞLARI SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DAİMA

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

Zariç, Mahfuz, Abdülhak Şinasi Hisar'ın Şairliği ve Şiirleri, Hece, S. 209, s

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar.

ili-?., r f ı Apa Ofset Basımevi, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu yayını

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

2016 EYLÜL MUSTAFAKEMALPAŞA / BURSA T.C. MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİL VE ANLATIM DERSLERİ UYGULAMA SINAVI YÖNERGESİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Göz teması kuramazlar, biriyle göz göze geldiklerinde sanki boşluğa bakıyor gibi dururlar ya.

Hipnoz durumu nedir? H İ P N O Z NE DEĞİLDİR? NEDİR? Uyku Uyanık bir durum. Bilinçsiz bir durum Rahatlama durumu. Aldanma Hayalinizde canlandırma

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

TOPLUMSAL İLETİŞİMDE DİLİN GÜCÜ. Uzm. Pedagog Yıldız KONAL SÜSLÜ

Zikir hareketleri, 1 li, 2 li, 3 lü ve 4 lü ritmlerden kuruludur. Bu ritmler, kendi içlerinde değişik hızlarda uygulanır.

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Servet BASOL 1

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Transkript:

Abdülhak Şinasi Hisar da Mazi ve Ati Üzerine Notlar Dr. Mahfuz ZARİÇ Karşımıza geçmiş-gelecek olarak çıkan zaman konusu, ikili karşıtlıklara pek çok yazısında yer vermiş olan Hisar ın eserlerindeki temel karşıtlıklardandır. Hisar ın eserlerindeki belli başlı diğer karşıtlıklar ise çocukluk-ihtiyarlık, eski hayat-yeni hayat, alaturka-alafranga, Doğu-Batı, hayalhakikat, maddiyat-maneviyat, birliktelik-yalnızlık, endişe-özlem, değerler-değer yitimi, içe dönük olma-şekle önem verme, vefa-vefasızlık, bilgi-cehalet, hayat-ölüm gibi karşıtlıklardır. Hisar, romanlarında zaman konusunu, Doğu dünyasında özellikle I. Dünya Savaşı sonrasının buhranlı zamanlarında pek çok düşünür ve yazar tarafından bir çıkış kapısı olarak kabul gören Bergsoncu felsefenin Yaratıcı Evrim düşüncesi paralelinde göreceli ve anlaşılmaz bir bütünlük, bir süreklilik ve tekâmül süreci olarak ele almıştır. O, zamanı bir bütün olarak görmüş, geçmişin hâlde yaşadığına inanmış ve geçmişi şimdiki zaman içinde yeniden yorumlamıştır. Anlatıcıları aracılığıyla, nice çocuksu yanılgıları ve ön kabulleri dile getirmiştir. Değerleri ve yaşantılarıyla geçmiş zamanı yücelttiğinde veya tenkit ettiğinde de ileri yaşlardaki bakış açısıyla yazdığını özellikle vurgulamıştır. Zamanın, varlığı değiştiren, dönüştüren, olgunlaştıran, tamamlayan ve nihayet ölüme, ademe sürükleyen, öğreten ve unutturan bir süreç olduğunu anlatmıştır. Hisar ın eserlerinde, zamanın anlaşılmazlığı sorununun bir benzeri insan ve hakikat olguları için de söz konusu edilmiştir. Zaman, hatıra ve mazi bilincinden tarih bilincine varılmıştır. Hisar ın roman anlatıcıları ve roman kişileri de zaman konusunda benzer düşünceler ileri sürer. Çamlıca daki Eniştemiz romanında zaman kavramı dönem, içinde yaşanılan mekân, sosyal çevre ve insan anlamlarında kullanılmıştır. Roman anlatıcılarına göre zaman, gözlerle görünmeyen ve ele geçmeyen, her şeyin şekillerini değiştiren, vücutlarını eriten, hüviyetlerini başkalaştıran, hâtıralarını unutturan dehşetli bir unsur, bir müthiş maddedir. Hâl, sadece bir zaman parçası değil, mâzimizi hatırlatan ve atimizi hazırlayan, hem mâziye hem de atiye karışan bir zaman bütünlüğüdür. Yaşadığımız zaman dilimi, bizim yaşımız nispetinde yaşlıdır. Zamanla beğeniler yerlerini tenkitlere, itikatlar şüphelere, umutlar ümitsizliklere, sevgiler pişmanlıklara, hayaller hakikatlere bırakabilir. Hayatta hep aynı insan kalmayız. Zaman bakış açımızı, bilgilerimizi ve kanaatlerimizi değiştirir. Zamanla hayattaki tek mutlak gerçeğin değişim olduğunu anlarız. İnsanı, mekânı, toplumu ve medeniyeti kendine bağlayan en büyük anlaşılmaz ve değişmez, zamandır. Değiştiren hakikat de zamandır. Zamanla, sıhhatler yerlerini çöküşe, bilgiler cehalete, hayatlar ölüme bırakır. Zamanla, kavramların mahiyeti ve kuşakların kullandığı lisanlar da değişime uğrar; dil eski diye nitelenir. Unutulamaz sanılan pek çok şey unutulur. Nice bilgiler, doğrular ve yanlışlar birbirine karışır. Hisar ın eserlerinde ve mektuplarında vakti sayan, bölen ve gösteren saatlere de ayrı bir önem verilir. Geçmiş zaman evlerinin kalbi gibi görülen saatler, alaturka ve alafranga oluşları 150

açısından ayrı ayrı ve ayrıntılı olarak ele alınırlar. Saatlerin yanı sıra tespihler, aynalar, kibrit kutuları ve yorganlar gibi pek çok geçmiş zaman eşyası da geçmiş zaman yaşantıları ve değerlerine dikkatler çekilmek üzere incelikle anlatılır. Mutlak anlamda anlaşılamadığı ve tanımlanamadığı için bir algı olarak kabul edilmek durumunda olan zaman, bir ihtiyaç ve çaresizlik eseri olarak geçmiş ve gelecek olarak bölümlenirken hâl, zamanı kesintisiz bir bütüne, bir sürekliliğe dönüştürür. Bu yöndeki zaman algısı psikolojik zaman, ezelî ve ebedî zaman olarak da adlandırır. Hisar ın eserlerinde, mesafeyle izaha çalışılan zaman kavramı, ebedîyetin bir delili olarak da gösterilir. Hisar a göre zaman ve mesafe, varlıklarını birbirlerine borçludurlar. Zaman ile mesafenin birleşimi varlığa eştir. Zaman, zihnin mesafesi, mesafe ise gözle görülen zamandır. Zamanı bölme, adlandırma çabaları itibaridir. Zaman birimlerinin, dış dünyada ölçüldüğü var sayılsa da duygu planında geçerliliği kalmamaktadır. Zamanın geçme hızı veya ruhumuzda ifade ettiği mesafe, uzunluğu ve kısalığı yaşımıza, o anki durumumuza veya duygularımıza göre değişiklik gösterebilmektedir. Geçmiş zaman, sadece felsefî bir mana ile de nitelendirilemez. Gençlikte bize önümüzde geleceğin bitmez mesafeleri gibi serilen bütün zamanlar, süratle geçer; zaman geçtikçe, gözlerimizin kucaklayabildiği mesafeler artar. İnsan yaşlandıkça kendisini yine geniş zamanların uzun mesafeleri içinde duyar; zaman daha süratli geçer ve darlaşır; insanın parası çoğaldıkça da zamanı azalır. Uzaydaki mesafe farkları yüzünden de nice ölmüş yıldızların ışıklarını, o yıldızlar canlıymış görürüz. Bütün bu gerçekler geçmiş, şimdi ve gelecek kavramlarını göreceli olduğunu düşündürür. Hisar anı, deneme, biyografi, inceleme ve antoloji türü eserlerinde, tarihin eksik kalmış unsurlarından insanı, yeri geldikçe öne çıkarır. Öne çıkardığı gerçeklik kavramını da romanlarında yer yer Yeni Tarihselci bir tutumla sorgular. Boğaziçi Mehtapları nda kadim tarihçilerin, millî hayatın vakalarını yazmalarına karşın, kendilerini hikâye etmeği ihmal etmiş olmalarından yakınır. Zamanın göreceliğinden hareketle sosyal gerçeklerin siyasî olaylara hâkim olageldiğini, resmî tarihlere göre yazılan bir tarihin sosyal ve samimi olacak bir tarihin aşağısında kalacağını ileri sürer. Tarihe insanî bir bakışla yönelmemizi önerir. Evliya Çelebi nin açtığı çığırda yazan tarihçilerin azlığından, tarih diye yabancıların tesiriyle en çok savaşlardan söz edilmesinden ve medeniyet, dil konularının yeterince öne çıkarılmamasından, bir Türk medeniyeti tarihinin hâlâ yazılamamış olmasından yakınır. Örnek bir Boğaziçi yalısı müzesi tesis edilmesini temenni eder. Tarihin de ırken Türklük ve gayri Türklük iddiasıyla anlatılmasına karşı çıkar. Hisar a ve anlatıcılarına göre genel olarak mazi ve özellikle çocukluk dönemi, tehlikesiz cennet zamanlarımızdır. Bir tür hayat sevgisi, en sağlam temeller, abıhayat, bir bağ ve köprüdür demektir. Mazi, lezizdir. En kıymetli zamanlarımız ve millet olmanın temel gereklerindendir. Sarsılmaz bir destektir. Bir iklimdir. Bir sığınaktır. Bir hazinedir. Millî hayatımızın varlıklarıdır. Geçmişe özlem de tabiî bir hadisedir. Maziyi gönlümüzün süzgecinden geçirmiş ve onu tasfiye 151

edilmiş hatıralara dönüştürmüşüzdür. Geçmişe yaslanmak açık bir hak ve bir zarurettir. Geçmiş zamanı, bugünkü yargılarımızla değil kendi zamanlarına ve değer yargılarına göre muhakeme emeliyiz. Hatıralar aracılığıyla gerçekleştirilen hatırlama eylemi, geçmişi tekrar yaşamanın bir yoludur. Geçmişi anmakla kimi roman kişileri ve anlatıcılar zaman ve mekân değiştirmiş gibi bir hisse kapılırlar. Hatıralar, Hisar ın romanlarında bazen de bir ders alma kaynağı veya tarihe düşülen notlar olarak ele alınır. Zamanın geçmiş olarak nitelenen ve bireysel anılar olarak görülen kısmı, yazıya aktarılmakla, müzeler ve sandıklar gibi bir tür toplumsal hafızaya dönüşürler. Anlatıcılar, bazen de milletteki ders alma kabiliyeti noksanlığından şikâyet ederler. Hisar, bütün yazdıklarıyla aynı zamanda medeniyet demek olan geçmiş zamanın unutturulmamasına ve maziye, geleceğin inşasında hak ettiği önemin verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Geçmiş zamanı anmanın ve hatıraların anlatıcılar ve diğer anlatı kişileri üzerinde teskin ve teselli edicilik gibi etkileri söz konusu olabilmektedir. Geçmişi unutmak da delilik gibi metaforik sonuçlar doğurabilmektedir. Unutmak ve unutulmak bazen de ölümle kıyaslanmaktadır. Hisar a ve anlatıcılarına göre çoğu zaman bir sığınak işlevi üstlenen ve sandıklara da benzetilen hatıralar, bazen eski ninniler gibi uyutur. Sandıkların içlerindeki eşyalar hazine değerinde olduğu gibi, hatıralar da asıl servetlerimizdir. Mazimizi ancak hatıralar sayesinde anlarız. Mazi bilinci beraberinde gelecek endişesi ve bilinci de getirmektedir. Geleceği düşlemek roman kişileri üzerinde bazen mest eden bir ziyafet etkisi yapmaktadır. Gelecek bilinci, yeniliğin kaçınılmaz bir tekâmül, inkişaf ve nihaî tercih olduğunu gösterir; hayatın mukadder, insanın ise kaderi ile mahdut bir varlık olduğu sonucuna ulaştırır. Geçmiş zamanı taşıyan, koruyan veya hapsettiği varsayılan, zamanın bütünlüğünü görünür kılan unsurlardan sandıklar, gazeteler, müzeler, mektuplar, resimler, diğer sanat eserleri ve yazılı kaynaklar zaman hafızaları olarak ele alınmıştır. Hisar, eserlerinde bazı eşyalara, mekânlara ve sanat formlarına yer verir. Bunlar zaman hafızaları olarak da adlandırabileceğimiz sandıklar, müzeler, gazeteler, kitaplar, resimler ve fotoğraflar gibi unsurlardır. Sandıklar, zaman tüneli, hatıra mahfazası, hazine ve müzelere benzetilir. Müzeler, geçmiş zamanın gelecek kuşaklara aktarılması için hayatî öneme sahip kurumlar, devirlerin mirasını birbirine katan hazineler, millî mabetler, vatanın sınırları ve cepheleri olarak görülür. Müze konusuna bir medeniyet, eğitim ve kalkınma meselesi olarak bakan Hisar a göre Osmanlı da müzecilik düşüncesi Saraylarda uygulanmaya başlanmıştır. Geçmiş zamanlarımızda millî medeniyet ve sanata yabancı kalınmış, bu değerler küçümsenmiştir; dahası birçok tarihî eserin yurtdışına kaçırılmasına göz yumulmuştur. Bilimsel yöntemlerle, çeşitli müzeler tesis edilmeli ve geliştirilmelidir. Gazeteler, günü ve günceli kaydedip geçmişi, geleceğe taşırlar. Ölüm ilanları gibi gazete haberleri, yaşayanların ölüye yani geçmişe bir selamı hükmündedir. Gazeteler, topluca 152

dikkate alındığında ise bir arşiv değeri ve tarihe düşülen notlar niteliği kazanırlar. Sanat, gönüllerde gizlenen ezelî güzellik ve saadet ihtiyaçlarına cevap verir. Zaman dışı hâllerden ve zamanı hapsetmeye elverişli bir form olan sanat, edebiyat kolu vasıtasıyla hatıraları ve ele alacağı konuları ölümsüzleştirir. Sanat bir yandan da hakikatlere eriştirir. Yazı ve edebiyat hem zamanı kaydederler hem de zamana şahit olurlar. Edebiyat, bir bütün olarak millet hafızası demektir. Batılılar bilgi birikimlerini birer mahfazada saklar gibi kitaplarına alırlarken bizde nice millî güzellikler ve medeniyet unsurları kitaplara aktarılmadığı için unutulup gitmektedir. Zaman hafızalarından fotoğraflarda, geçmiş hayatlar çağıldar gibidir. Tablolar, geçmiş zamanın ruhunu hissettirir; bitmemiş bir zamanı bütün canlılığıyla yansıtabilir ve maziyi söyler. Zaman hafızalarından ve yeni hayatın zenginlik, sığınak ve mabetlerinden olan sinema, seyredenlere zaman dışı hâller yaşatır; seyircileri âdeta maziden koparıp kurtarır; atiden de bir zaman için ayırıp koruyarak kendisinin zaman dışındaki varlığına alır. Hisar ın eserlerinde yer verilen geçmiş zaman hafızalarından bir kısmı da musiki ve onun unsurlarıdır. İkinci bir lisan olan musiki, maziden gelen uğultulara, seslere benzer ve dinleyenleri hakikatin üstünde açılan kutsî bir âleme götürür. Gündelik lisanla anlatılamayacak en gizli temayüllerimizi, bizim de ancak böyle duyunca öğrendiğimiz sırlarımızı söyler. Musiki, hem dünya ile bir bağ hem de hülyaları coşturan bir güçtür. Musikinin unsurlarından olan sazlar, dinleyenlere geçmiş zamanı tekrar yaşama zevkini tattırırlar. Şarkılar da geçmiş zamanlara, mekânlara ve yaşantılara ait birer hazine kıymetindedirler. Hisar ın eserlerinde, insanda zamanın aşıldığı hissinin uyandığı, zamanın dışına çıkıldığı düşüncesinin doğduğu bazı zaman dışı hâller ve dönemler de söz konusu edilir. Bunlar rüyalar, hayaller, delilik, çocukluk ve ilk gençlik ile ihtiyatlıktır. Hisar ın romanlarında bazı rüyaların, gündüzden inşa edildiği vurgulanır. Semboller ve imajlarla örülmüş, yorumlara müsait kimi rüyalar sahibine mutlak anlamda bir bilme ve hakikate erme duygusu yaşatır; sahibini arındırır. Rüyalar bazen de sahibine anlaşılma saadetini tattırır. Hayalleri hakikate döndürür. Ruhu olgunlaştırır. Zihni, tekâmül ettirir. Gaipten veya gelecekten haberler verir; hatta geleceğe bile yön verebilir. Bazı rüyalar, roman kahramanları Fahim Bey ve Ali Nizamî Bey de olduğu gibi görenin hayatına yön veren bir etken veya bir dönüm noktası olur. Hisar a göre rüya görmek de bir üslûp meselesidir, bir incelik ve bir manevî hüviyet ister. Rüyalar en şahsî varlıklarımızdır. Onlar asıl hususiyetimizin toprağında açılan ve derhal dağılan çiçeklerdir. Hayaller, Hisar ın kimi roman kişileri için zamanın aşıldığı veya dışına çıkıldığı, geleceğe dair arzu ve ümitlerin gerçeğe dönüştürüldüğü hâller olabilmektedir. Yerine göre ezelî bir vuslat umudu, kıvanç, teselli, tokluk, mutluluk, zenginlik, arınma kaynağı veya mev ut bir cennet olabilen hayaller bazen insanın gerçeklerle olan bağını koparabilmekte bazen de insanı başka bir iklime götürebilmektedir. Hayaller, fanilik hissine karşı da bir sığınak ve bir kurtarıcı liman olabilmektedir. 153

Geçmiş zamanlar âdeta bütünüyle bir hayal ve rüya iklimi, eski insanlar ise hayal perdesi kahramanları gibi görülür. Zaman dışı hâllerden çocukluk, Âdem in cenneti gibidir. Hisar ın veya anlatıcılarının özlemle andığı çocukluk ve ilk gençlik dönemleri vaktin, gönüllerin ve keselerin bol; ruhların tasasız, ömürlerin muhabbetli olduğu; insanların hoş, derin, gönüllü ve âdeta dünya güzeli göründüğü; sonu gelmeyecek ve fâniliğimizin dışında bir ebedîyetten bir pay verdiği sanılan, içinde ezelî bir derinlik sezilen, kalplerde bitmez tükenmez bir hürmet hazinesi saklanan, güzellik ve sanat hazinelerinin hudutsuz olduğu; dünyanın gizli hayatıyla ve aşırı bir hassasiyetle görüldüğü; bütünün kurulmasının ve insanın kavramasının tecrübeyle iyi bilindiği; kafalarda bütün fikirlerin birbirlerine hücum ederek çarpıştıkları zamanlardır. Çocukluktan ilk gençliğe geçiş zamanları, dünya manzaralarının tatlarını ruhumuza işleyen senelerdir. Çocuk, bir bütündür. Bir tohum hâlinde her şeyi görür, duyar ve düşünür. Çocuğun ruhuna ve hafızasına serpilen tohumlar zamanla çiçeklerini açıp meyvelerini verir. Çocuklar, hayatı bir yarım uyku içinde geçirerek dünyayı da yarı bir rüya gibi görürler. Büyüklerin huylarını ve sırlarını bilirler. Her şeyi sezgileriyle anlarlar. Çekildikleri yalnızlık köşelerinde bir düş dünyası kurarlar. Delilik de zaman kavramından bağımsız olunduğu hissi uyandıran hâllerdendir. Roman merkezî kişisi Fahim Bey in, aklını ve eski kimliğini kaybeden köpeği İrondel in hırçınlığı ancak ona ismi ile hitap edildiğinde yani mazisiyle bir bağ kurulduğunda son bulabilmektedir. İrondel simgesi için unutulan benlik, bir korku kaynağı olarak gösterilir. Anlatıcı, delilikle akıllılığın göreceli olduğunu ve bakış açısına göre de değişiklik arz ettiğini, geçmiş zaman insanlarının delileri gönüllerinden büsbütün uzaklaştırmadıklarını; hatta delilerin doğru düşüncelere daha yakın olduklarını, onlardan çok şeyler öğrenebileceğimizi, ikiyüzlülük sergileyemeyen delilerin tabiatlarının akıllı insanlardan daha sağlam olduğunu, zaten deli oldukları için aldatamadıklarını ve hayal kırıklığına uğratmadıklarını; zamanın öğretici, olgunlaştırıcı ya da tahrip edici etkilerinden uzak olduklarını; deliliğin kısmen devam eden çocukluk gibi olduğunu; deliliğin sanatla, oyunların ise hakikatle sıkı münasebetleri bulunduğunu ve herkesin biraz deli olduğunu söyler. Hisar ın merkezî roman kişilerinden Fahim Bey in deliliği dâhiliğe, Hacı Vamık Bey in deliliği çocukluğa, Ali Nizamî Bey inki ise daha çok veliliğe dönük ve yakındır. Anlatıcı, Hacı Vamık Bey in poker oyunu ile namaz ibadetini bir arada icra edebilmesini de delilik değil de mantıkilik olarak nitelemeyi önerir. Fahim Bey, iş hayallerini gerçekleştiremediği ve servetlere ancak hayal dünyasında kurduğu iş dünyasında kavuştuğu için; Hacı Vamık Bey, çocuksuluğu ve aşırılıkları yüzünden; Ali Nizamî Bey ise ailesinden kalan serveti bitirip tükettiğinden değil de beş parasız kaldığında hayata tutunmak için büründüğü Bektaşî kılığı ve yaptıkları yüzünden delilikle itham edilmişlerdir. Zaman dışı hâllerden ihtiyarlıkta, bir yandan gözlerden nice perdeler kalkar, anlayış açılır, müsamaha artar ve hayatın iç yüzü görülmeye başlanır; bir yandan da seçicilik azalır, hakikatlerden 154

kaçılır ve farkındalık yitirilir. Hayal kurma, hatıralara sığınma ve bir rüya hayatı yaşama, iç içe geçer. Hep mazi sayıklanır. Maziye sadakat artar. Şikâyetler ve somurtkanlıklar artar. İhtiyarlar, zaman ilerledikçe kendilerini yaşlarının çok öncesinde sanırlar. Yalnızlıkları arttıkça da etraflarına yabancılaşırlar, çocuklaşırlar. Kaynakça Romanları: Hisar, Abdülhak Şinasi, Ali Nizamî Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği, YKY, İstanbul, 2005., Fahim Bey ve Biz, 3. Baskı, YKY, İstanbul, 2008., Çamlıca daki Eniştemiz, 2. Baskı, YKY, İstanbul, 2008. Anı/Denemeleri:, Geçmiş Zaman Köşkleri, YKY, İstanbul, 2006., Boğaziçi Yalıları, 2. Baskı, YKY, İstanbul, 2010., Boğaziçi Mehtapları, 5. Baskı, YKY, İstanbul, 2010. Anı/Biyografileri, İstanbul ve Pierre Loti, YKY, İstanbul, 2005., Yahya Kemal e Vedâ, YKY, İstanbul, 2006., Ahmet Hâşim: Şiiri ve Hayatı, YKY, İstanbul, 2006. Antolojileri:, Geçmiş Zaman Fıkraları, YKY, İstanbul, 2006., Aşk İmiş Her Ne Vâr Âlemde, YKY, İstanbul, 2006. İnceleme Yazıları:, Geçmiş Zaman Edipleri, (Yayına hzl. Tahsin Yıldırım), Selis Kitap, İstanbul, 2005., Kelime Kavgası/Edebiyata ve Romana Dair, (Yayına hzl. Tahsin Yıldırım), Selis Kitap, İstanbul, 2005., Kitaplar ve Muharrirler I, (Yayına hzl. Necmettin Turinay), YKY, İstanbul, 2008., Kitaplar ve Muharrirler II, (Yayına hzl. Necmettin Turinay), (Yayına hzl. Necmettin Turinay), YKY, İstanbul, 2009., Kitaplar ve Muharrirler III, (Yayına hzl. Necmettin Turinay), YKY, İstanbul, 2009., Türk Müzeciliği, (Yayına hzl. Necmettin Turinay), YKY, İstanbul, 2010. Zariç, Mahfuz, Abdülhak Şinasi Hisar ın Eserlerinde Geçmiş ve Gelecek Zaman, Ankara Ü., 2013. 155