E T M NOTLARI (MED KAL - PAZARLAMA)
GİRİŞ AĞRI VE DEKSALGİN Ağrı, hastaların hekimlere başvurmalarındaki en önde gelen nedendir. Gerek yaşam kalitesini ciddi anlamda bozması, gerekse klinik açıdan pek çok hastalığın ön görünümünde bulunması nedeniyle tıbbi açıdan çok önemli bir durumdur. Aynı zamanda ağrının kişiye özel bir algılama ve ifade sürecine bağlı olması konuyu daha da önemli bir hale getirmektedir. Yüzyıllar boyunca ağrı ve ağrının giderilmesi ve dolayısıyla ağrı giderici maddeler üzerine çalışılması tıp ile ilgilenen herkesin en önemli uğraş alanı olmuştur. Deksketoprofen trometamol etken maddeli Deksalgin ürünümüzün tüm öğrenilmesi gereken özelliklerinin inceleneceği bu eğitim notlarına başlamadan önce, sizin için hazırlanmış olan ve ürün eğitimleri öncesi temel bilgilerin sunulduğu Ağrı ve Tedavisi eğitim notlarını okumuş, dolayısıyla bu modül için gerekli alt yapıya sahip olmuş olmalısınız. Söz konusu Ağrı ve Tedavisi eğitim notlarında ağrının tanımlandırılması, sınıflandırılması, patagonezi, oluşum mekanizmaları ile ağrının değerlendirilmesinin yanı sıra, ağrıyı oluşturan hastalıklara ve ağrının farmakoterapisine ayrıntılı şekilde yer verilmektedir. Bu seti bitirdikten sonra elinizdeki eğitim notlarına başlamanız, öğrenme sürecinizi daha da hızlandıracaktır. Deksalgin eğitim notlarınız aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır. Bölüm 1. Medikal Alt Yapı: Ürünümüzün medikal alt yapısı ile ilgili kısa hatırlatma notları Bölüm 2. Deksalgin: Deksalgin hakkında ayrıntılı ürün bilgisi Bölüm 3. Klinik Çalışmalar: Deksketoprofen trometamol ile yapılan ve pazarlama faaliyetlerinde kullandığımız önde gelen klinik çalışmaların açıklamaları Bölüm 4. Pazarlama: Deksalgin in çalışırken kullanacağımız, ürünümüzün konumlandırılması, IMS analizleri, ayrıntılı rakip bilgileri, SWOT analizleri ile tanıtım stratejileri bilgileri İyi çalışmalar ve başarı dileklerimizle...
fiirket içi kullan m için haz rlanm flt r. MED KAL ALT YAPI DEK/MED/01-01
Bu bölümde neler öğrenmeyi hedefliyoruz? Bu bölümü bitirdiğimizde bir NSAİ olan Deksalgin in medikal alt yapısı ile ilgili temel bilgilere yönelik kısa hatırlatmaları göreceğiz. - Ağrının tanımı ve sınıflandırılması, - Nosisepsiyon kavramı ve ağrı oluşumu, - Enflamasyon-ağrı ikişkisi, - Enflamasyonun klinik belirtileri, - Başlıca ağrılı hastalıklar, - Ağrının tedavisi ve NSAİ, - NSAİ etki mekanizması, - NSAİ sınıflanrılması, - Ağrıda merdiven tedavisi 2 3 4 5 6 9 10 11 12
AĞRI NEDİR ve NASIL SINIFLANIR? Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği (International Association for the Study of Pain=IASP) ağrıyı, vücudun herhangi bir yerinden başlayan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan, kişinin geçmişteki deneyimleri ile ilgili, sensoryal, emosyonel, hoş olmayan bir duygu olarak tarif etmiştir. Ağrının, doku hasarının bilinçsiz olarak farkına varılması şeklinde de tanımlanabileceği bildirilmiştir. Bu tanımlamayla birlikte ağrı, gerçekte mevcut olan veya potansiyel doku hasarı ile birlikte bulunan, hoş olmayan duyusal ve emosyonel tecrübe olarak ya da herhangi bir dokuda hasar oluştuğunda ortaya çıkan, kompleks ve nahoş bir algılama olup, hastayı doktora getiren en önemli neden olarak da tanımlanabilir. Ağrı, bedenin bir köşesinden köken alan, hoş olmayan, kişiyi panik ve kaçış davranışına yönelten algılamadır. Ağrı çeşitli şekillerde sınıflanabilir; pratikte en çok kullanılan nörofizyolojik mekanizmalara göre ve süreye göre yapılan sınıflamadır. Ağrının sınıflandırılması 1. Nörofizyolojik mekanizmalara göre a. Nosiseptif b. Somatik c. Visseral d. Nöropatik (nonnosiseptif) e. Psikojenik 2 2. Süreye göre a. Akut b. Kronik 3. Etyolojik faktörlere göre a. Kanser ağrısı b. Postherpetik nevralji c. Orak hücreli anemiye bağlı ağrı d. Artrit ağrısı 4. Ağrı bölgesine göre a. Baş ağrısı b. Yüz ağrısı c. Bel ağrısı d. Pelvik ağrı
Nörolojik mekanizmaya göre sınıflandırmada, nosiseptif ağrı, somatik ağrı, visseral ağrı, nöropatik ağrı ve psikojenik ağrıdan bahsedebiliriz. Süreye bağlı olarak ise ağrıyı akut ve kronik ağrı olarak tanımlayabiliriz. Üç temel patofizyolojik ağrı süreci vardır: İlki periferik sensitizasyondur ve burada doku travması, enfeksiyon gibi nosiseptif uçların aşırı duyarlı hale gelmesi söz konusudur. İkinci mekanizma ise normal olan duyusal nöronların aşırı uyarılabilir hale gelip yollarının üstündeki normal bölgelerdeki ektopik deşarjlarıyla gerçekleşir. Son patofizyolojik süreç ise omurilik ve beyindeki devrelerde amplifikasyon artışıdır. NOSİSEPSİYON NEDİR ve AĞRI NASIL OLUŞUR? Nosiseptörler, sinir sistemi dışında tüm doku ve organlarda bulunan reseptörlerdir. Mekanik, termal ve kimyasal uyaranlara yanıt veren sinir uçlarıdır. Bu reseptörler uyarıldığında beyine ağrıya neden olan sinyalleri iletirler. Nosiseptörlerin, sürekli veya tekrarlayan uyarılar karşısında duyarlılıkları artar ve doku hasarlandığında veya enflamasyon geliştiğinde prostaglandinler, bradikinin gibi kimyasal medyatörler salgılanır ve bunlar nosiseptörleri daha duyarlı hale getirirler. 3 NOSİSEPSİYON PERSEPSİYON (Algılama) MODÜLASYON (Değişime uğrama) TRANSMİSYON (İletim) TRANSDÜKSİYON (Aktivasyon) Ağrı yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi 4 aşamada üst merkezlere doğru ilerler ve ağrı duyumunun oluşumu gerçekleşir: Transdüksiyon, transmisyon, modülasyon, persepsiyon.
ENFLAMASYON ve AĞRI İLİŞKİSİ Enflamatuvar reaksiyon, dokuların bütünlüklerini tehdit eden saldırılara yanıt verme ve tepki gösterme yoludur. Dolayısıyla, etkilenmiş dokuda bir dizi yapısal değişiklik başlatan spesifik maddeleri açığa çıkaran bir savunma mekanizmasıdır. Dokular bir hasar yaşadığında, belli maddelerin etkilenmiş bölgedeki sentezi ve açığa çıkması artar. Enflamatuvar medyatörler adı verilen bu maddeler bir dizi etki oluşturarak bu zararlı ajana karşı savaşmaya çalışır. En önemli mediatörler şunlardır: - Lökotrienler, - Prostaglandinler, - Prostasiklin, - Serotonin, - Histamin. Lökotrienler, prostaglandinler ve prostasiklin, hücre zarının kapsamında yer alan araşidonik asitten oluşturulur. Histamin ve serotonin enflamatuvar süreçte önemli bir rol oynar. Sentezlenen önceki maddelerin tersine, histamin ve serotonin, dokularda bulunan belli savunma hücrelerinin (mastositler veya bazofiller) içinde zaten depolanmıştır ve tetikleyici bir uyaran olduğunda serbest bırakılırlar. 4 MADDE Prostaglandinler (PGE2, PGF2α, PGD2) Prostasiklin (PGI) Lökotrienler Histamin ve serotonin ETKİLER - Ağrı indüksiyonu (Ağrının tetiklenmesi) - Yoğun vazodilatasyon oluşumu - Bronkodilatasyon (PGE2) - Bronkokonstriksiyon (PGF2α) - Gastrik mukus üretimi indüksiyonu - Menstrüel kramplar (dismenore) - Yoğun vazodilatasyon - Trombosit agregasyon inhibisyonu - Gastrik sıvının asidik bileşeninde azalma - Ağrı indüksiyonu - Vazodilatasyon/vazokonstriksiyon - Bronkokonstriksiyon astım, solunum güçlüğü - Gastrik mukus üretiminde artış - Yoğun vazodilatasyon - Vasküler geçirgenlikte artış Histamin ve seratonin akut enflamasyonun önemli mediyatörleri olmakla beraber araşidonik asit, siklooksijenaz enzimi ile lökotrien, prostasiklin ve prostaglandin gibi enflamatuvar süreçte ve ağrı oluşumunda önemli olan mediyatörleri oluştururlar.
Doku hasarı Hücre zarı fosfolipidleri FOSPOLİPAZ A2 Histamin, Serotonin Araşidonik asit Arteriolar vazodilatasyon Vasküler geçirgenlik Lipooksijenaz Siklooksijenaz NSAİ lar Ağrı ve diğer enflamatuvar belirtiler (kızarıklık, sıcaklık...) Lökotrienler - Vazodilatasyon/vazokonstriksiyon. - Bronkokonstriksiyon solunum güçlüğü, astım. - Gastrik mukus üretimi. - Ağrı indüksiyonu. PGI2 (Prostasiklin) - Yoğun vazodilatasyon. - Trombosit agregasyonunu inhibe eder. - Gastrik mukus üretimi. PGE2 PGF2 PGD2 - Yoğun vazodilatasyon. - Bronkodilatasyon (PGE2), - Bronkokonstriksiyon (PGF2α). - Gastrik mukus üretimi. - Ağrı indüksiyonu. - Menstrüel kramplar (dismenore). TXA2 - Trombosit agregasyonunu destekler. - Vazokonstriksiyon. 5 Enflamasyonun 5 önemli klinik belirtisi şunlardır; - Ağrı - Sıcaklık - Kızarıklık - Şişlik - Fonksiyon Kaybı Ağrının ölçülmesi ve değerlendirilmesi hekim açısından zorlu bir süreçtir ve en önemli 3 yönteme dayanır: Anamnez, gözlem, ölçüm alet kullanımı. Ağrı ölçümlemesi için bazı ölçekler geliştirilmiştir, bunlardan başlıcaları şunlardır: - Basit tanımlayıcı ölçek - Sayısal ölçek - Görsel kıyaslama ölçeği
AĞRILI HASTALIKLAR Ağrı, hastalıklarda en sık görülen semptomlardan biridir. Bazı olgularda ağrı hastalığın kendisi olabilir. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiyi Ağrı ve Tedavisi eğitim notlarının 2. bölümünde bulabilirsiniz. Burada bu hastalıklarla ilgili çok kısa bir hatırlatma yapacağız. Sefalji Sefalalji veya baş ağrısı hemen her zaman selim bir süreçtir. Baş ağrısı başlıca aşağıdaki tablodaki gibi sınıflandırılır. Baş ağrısı Primer (birincil) baş ağrısı - Migren - Gerilim tipi baş ağrısı Sekonder (ikincil) baş ağrısı Migren Migren, 4 ila 72 saat süren, orta dereceli ila şiddetli, zonklayıcı ve tek taraflı bir baş ağrısıdır. Migrenin nedeni bilinmemektedir, patofizyolojisi tam olarak anlaşılmamıştır. Migren ağrılarından ya da auradan önce 2 saatten 2 güne kadar sürebilen ve prodromal faz adı verilen bir dönem yaşanabilir. Bu dönemde sıklıkla bir takım ruhsal değişiklikler ve fiziksel belirtiler görülebilir ve bu belirtiler migrenli hastaların yaklaşık % 60 ında saptanmaktadır. 6 Gerilim Tipi Baş Ağrısı Gerilim tipi baş ağrısı, 30 dakika ila 7 gün arasında sürebilen, hafif ila orta şiddetli zonklayıcı olmayan, iki taraflı baş ağrısıdır. Gerilim tipi baş ağrısının başlamasına ya da devam etmesine neden olan faktörler içinde psikososyal stres, fiziksel zorlanmalar, anksiyete, depresyon, somotoform bozukluklar, uykusuzluk sayılabilir. Gerilim tipi baş ağrısı çoğunlukla enseyi veya frontal bölgeyi etkiler, iki taraflıdır ve bir basınç hissi olarak algılanır. Gerilim tipi baş ağrısının epizodik ve kronik olarak 2 formu vardır. Dismenore Dismenore terimi, gözlenebilir hasarların yokluğunda menstrüasyon ile ilişkili dönemsel ağrıyı tanımlamaktadır. Dismenore karnın alt kısmında lokalize olan bir viseral kaynaklı ağrıdır. Devamlı veya akut piklerle seyredebilen kramplar şeklinde görülür ve yayılabilir ya da kalçada, uylukların arkasında ve belde hissedilebilir. Çoğu zaman bulantı, diyare ve/veya konstipasyon gibi diğer klinik manifestasyonlar eşlik eder. Prostaglandinler, uterusun kasılmalarını tetiklemenin yanı sıra, pelvis nosiseptörlerini uyarıp duyarlılaştırarak, ilgili yolları boyunca lokal duyu sinirlerinden beyinde yer alan ağrı merkezlerine doğru yol alan bir ağrılı uyaran yaratır.
DİŞ AĞRISI Diş ağrısı dişçiye gitmenin en yaygın nedenidir. Etkilenmiş yapıya bağlı olarak birçok kaynağı olabilir. Ağzın yumuşak dokularından kaynaklanan oral ağrı ile, kemik yapılarından kaynaklanan maksilla (üstçene) ağrısının birbirinden ayırt edilmesi önemlidir. Bununla birlikte, ağız nosiseptörler bakımından son derece zengin olduğundan, bu ağrı kaynaklandığı yapıdan bağımsız olarak çoğu zaman şiddetlidir. ARTRİTLER Romatizmal hastalıklar kemikler, kıkırdak (kartilaj), tendonlar veya ligamentleri etkileyen hastalıklardır. Bu klinik tablolarda ağrının oluşumunun özeti aşağıdaki tabloda görebilirsiniz. Eklem enflamasyonu olayların özeti: Sinovya sıvısının kaydırıcı ve taşıyıcı özelliklerinin kaybı. Sinovya sıvısındaki sıvı ve kan hücrelerinin miktarı artar Kapsülün şişmesi, basınç ve traksiyonda artış Ağrı Sinovya sıvısındaki kan hücrelerinin sayısı artar. 7 Kandan sinovya sıvısına fibrinojen girebilir Kısmi pıhtılaşma fenomeni. OSTEOARTRİT Osteoartrit ya da kireçlenme (OA) eklemlerde kıkırdak yıkımından yani eklem harabiyetinden oluşan ve eklem ağrıları ile eklem tutukluğuna yol açan bir hastalıktır. Ayrıca dejeneratif eklem hastalığı, artroz, osteoartroz veya hipertrofik artrit gibi değişik tanımlamaları vardır. Osteoartrit, eklemde kıkırdak kaybının ve hasarının bir sonucudur. Osteoartritin en sık görülen klinik tabloları: El parmakları: Nodüler el artrozu, Omurga: Spinal artroz, Kalça: Koksartroz Diz: Gonartroz dur. Genellikle tutulan eklemler onları çok kullanmaktan ya da uzun süre haraketsizlikten sonra ağrı oluştururlar.
ROMATOİD ARTRİT Romatoid artrit, bir çok eklemi aynı anda tutabilen, kronik seyirli, etyolojisi bilinmeyen, sistemik iltihabi bir otoimmün hastalıktır. Romatoid artritte eklem tutulumu, şekil bozukluğu yaparak zaman içinde önemli sakatlıklara yol açabilmektedir. Hastalığın etiyolojisi henüz tam olarak bilinmemektedir. Romatoid artritin tuttuğu eklemlerde ağrı ve şişlik dışında bir miktar sıcaklık olabilir ancak iltihabın diğer belirtisi olan kızarıklık yoktur. Bu nedenle romatoid artritli bir hastada görülebilecek kırmızı ve sıcak bir eklem karşısında septik artrit düşünülmelidir. ANKİLOZAN SPONDİLİT Ankilozan spondilit, ağrılı ve çoğunlukla ilerleyici olan bir romatizmal hastalıktır. Omurga ve leğen kemiğindeki eklemlerin bazılarının ya da tümünün birbiri ile kaynaşması durumudur. Ankiloz kemiklerin birleşmesi, birbirine yapışması demektir. Spondilit ise vertebraların (omurga kemiklerinin) iltihabını tanımlar. Hastaların çoğunda bu yapışma kısmidir. AS nin oluşma nedeni tam olarak bilinmemektedir. Yavaş dereceli olarak başlayan sırt ağrısı ve katılık, omuz, diz ve bilekler ile boyunda görülen ağrının önde seyrettiği ankilozan spondilitin tedavisinde NSAİİ ın önemli bir rolü vardır. GUT Gut bazı eklemlerde ani ve şiddetli gelişen ağrı, hassasiyet, kızarıklık, şişme ve sıcaklık artışı nöbetlerine neden olan bir hastalıktır. Genellikle tek eklemi, sıklıkla da ayak başparmağını etkiler. Bununla birlikte diz, ayak bileği, ayak, el, el bileği ve dirsek eklemleri de etkilenebilir. Nadiren hastalarda omuz, kalça ve omurga tutulumu gelişebilir. Gut hastalığındaki ağrı ve şişmenin nedeni ürik asit kristallerinin eklemde birikmesidir. Günümüzde akut ataklardaki ağrı ve şişliklerin tedavisinde ilk tercih edilen ilaçlar olan NSAİİ ların gut tedavisinde de önemli bir yeri vardır. 8 SIRT AĞRISI Sırt ağrısı 2 tipte incelenir. Lomber ağrı veya lumbago: Lomber omurgayı etkiler. Servikal ağrı: Servikal omurgayı etkiler. Sırt ağrısının nedenleri servikal veya lomber ağrı olmasına bağlı olarak farklılık gösterebilirse de, ağrının kaynakları birçok ortak yönü paylaşmaktadır. Genel olarak, bu nedenleri iki büyük gruba ayırabiliriz: Mekanik kaynaklı nedenler Enflamatuvar nedenler
AĞRI TEDAVİSİ Ağrı tedavisinin önemli bir bölümü, olası nedeni belirlemek ve olabildiğince ortadan kaldırmaktır. Genel olarak, tedavi aşamalar halinde uygulanır. Ağrının yoğunluğuna bağlı olarak, daha az güçlü ilaçlarla başlatılmalıdır. Bu kronik ağrısı olan hastalar için büyük önem taşır, çünkü bu hastalar belli bir ilaç uzun bir süre kullanıldığında buna dirençli hale gelebilirler. Analjezikler ilk tercih edilen ve gerek akut gerek kronik ağrıyı tedavi etmek için pratisyen hekim tarafından en çok kullanılan ilaçlardır. İzlenmesi gereken temel ilkeler şunlardır: Her bir olguda en uygun ilacı seçmek; doz, uygulama aralığı ve yöntemini belirlemek; daha büyük potens (etki gücü) için ilaçları birlikte kullanmak ve advers etkilerden olabildiğince kaçınmak. Ağrının farmakolojik tedavisi için, aşağıdaki terapötik seçenekler bulunmaktadır: 1. Nonsteroid antienflamatuvar analjezikler (NSAİİ lar) veya non-opiatlar 2. Opiat analjezikler 3. Koadjuvan ilaçlar 4. Lokal anestetikler 9 Nonsteroid antienflamatuvar analjezikler ağrı tedavisinde en çok kullanılan ilaçlardır. NSAİ lar üç önemli etkiye sahiptir: Antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik (ateş düşürücü). Bu etkiler, yalnız analjezik ve antipiretik olan ve daha sonra ele alınacak biri dışında tümünün ortak etkileridir. Çeşitli NSAİ ların bu etkilerin her birindeki potensi ilaca göre farklılık gösterir, çünkü belli bir NSAİ bir diğerine kıyasla daha fazla antienflamatuvar aktivite ve daha az analjezik etki ya da daha fazla analjezik etki ve daha az antienflamatuvar aktivite gösterebilir. NSAİ lar hafif ila orta şiddetli ağrının tedavisinde endikedir; şiddetli ağrı için çoğu zaman, maksimum ağrı giderme sağlamak için tüm analjezikler arasında en güçlüleri olan opiat analjeziklerle birlikte kullanılmaları gerekmektedir. NSAİ lar siklooksijenaz (COX) enziminin aktivitesini inhibe ederek etki gösterir. Bu enzim araşidonik asitten prostaglandinlerin sentezinde ilk aşamadır. COX enziminin inhibisyonu PGE2, prostasiklin gibi enflamasyon mediatörlerinin oluşumundaki bütün olaylar zincirini bloke edecektir. Pro-enflamatuvar maddeler olmalarına ek olarak, bu enflamatuvar mediyatörler ateşin yanı sıra patojenik ağrı mekanizmalarına katılır (PGE2 gibi bazıları, bunu çok yoğun biçimde yapar). NSAİ ların analjezik, antienflamatuvar ve antipiretik etkileri, bu mediyatörlerin sentezinin inhibe edilmesinden kaynaklanır.
Hücre zarı fosfolipidleri FOSPOLİPAZ A2 Araşidonik asit Lipooksijenaz Siklooksijenaz NSAİ lar Lökotrienler - Vazodilatasyon/vazokonstriksiyon. - Bronkokonstriksiyon solunum güçlüğü, astım. - Gastrik mukus üretimi. - Ağrı indüksiyonu. PGI2 (Prostasiklin) - Yoğun vazodilatasyon - Trombosit agregasyonunu inhibe eder - Gastrik mukus üretimi PGE2 PGF2 PGD2 - Yoğun vazodilatasyon - Bronkodilatasyon (PGE2) - Bronkokonstriksiyon (PGF2α) - Gastrik mukus üretimi - Ağrı indüksiyonu - Menstrüel kramplar (dismenore) TXA2 - Trombosit agregasyonunu destekler - Vazokonstriksiyon 10 Bununla birlikte, NSAİ lar tarafından COX enziminin inhibisyonu, özellikle sindirimle ilişkili olan bazı advers etkilerinden de sorumludur, çünkü PGI, PGE2 ve lökotrienler midenin içini kaplayan mukus üretiminde rol oynamaktadırlar. Bu maddelerin sentezinin inhibisyonu ile, bu mide koruyucu etkiler azalacak veya kaybolacaktır. Bu etki mekanizması tüm NSAİ larda ortak olmakla birlikte, COX enziminin inhibisyonunun moleküler süreci ilaca bağlı olarak değişir ki, bu da ilacın analjezik, antienflamatuvar ve antipiretik potensinin daha fazla veya daha az olmasını belirler. Çoğu NSAİ lar ile enzimin inhibisyonu geri dönüşümlü olsa da, bu etki asetilsalisilik asit gibi bazılarıyla geri dönüşümsüzdür. Bunun yanı sıra, geri dönüşümlü enzim inhibe edici etkisi olan ilaçlarda inhibe edici etkinin süresi de bir NSAİ dan diğerine farklılık gösterecektir.
NSAİ LERİN SINIFLANDIRILMASI NSAİ LARIN SINIFLANDIRILMASI TERAPÖTİK GRUP Salisilatlar (salisilik asit türevi) Para-aminofenoller Propiyonik asit türevleri Pirazolon türevleri Asetik asit türevleri - İndolasetik - Pirolasetik - Fenilasetik Oksikamlar Antranilik asit türevleri (fenamatlar) Alkanonlar Sulfonanilidler COX-2 selektif inhibitörler Asetilsalisilik asit (ASA) Parasetamol İbuprofen, deksibuprofen, ketoprofen, deksketoprofen, naproksen, flurbiprofen Dipiron veya metamizol, fenilbutazon İndometasin, sulindak Ketorolak, tolmetin, etodolak Diklofenak, aseklofenak Piroksikam, tenoksikam, meloksikam Mefenamik, meklofenamik, tolfenamik asit Nabumeton Nimesulid ÖRNEK NSAİ LAR Rofekoksib, selekoksib 11 Konu ile ilgili ayrıntıları Ağrı ve Tedavi eğitim notlarının 3. bölümünde bulabilirsiniz. Deksketoprofen trometamol, analjezik, antiiflamatuvar ve antipiretik etkiye sahip, biyoteknolojik yöntemler kullanılarak üretilen yeni bir moleküldür. Deksketoprofen saf s(+) enantiomerdir. Trometamol, deksketoprofenin çözünürlülüğünü 100 kat arttıran tuzudur ve fizikokimyasal özelliklerini iyileştirir. Ayrıca mide sıvısındaki çözünürlüğünü arttırarak absorbsiyonu arttırır. Deksketoprofen hem merkezi, hem periferik analjezik etki gösterir. 30 dakika gibi kısa bir sürede etki başlangıcına sahip olan deksketoprofen COX1 ve COX2 aktivetelerini inhibitörüdür. Hem merkezi, hem periferik analjezik etki gösterir. Analjezik, antipiretik, anti-enflamatuvar etkilere sahiptir. Erişkinlerde, kas-iskelet sistemi ağrıları, dismenore ve diş ağrılarının semptomatik tedavisinde kullanılır. Günlük önerilen dozu ve maksimum dozu 75 mg dır. Maksimum konsantrasyonuna 15 60 dakika arasında ulaşır. Yarılanma ömrü 1,65 saattir. Renal kolik, bel ağrısı gibi şiddetli ağrılarda ve oral NSAİİ kullanılmayan postoperatif ağrılarda parenteral formun kullanım avantajı bulunmaktadır.
AĞRIDA MERDİVEN TEDAVİSİ 1 NON-OPİAT (NSAİ) +/- KOADJUVAN 2 ZAYIF OPİAT +/- NON-OPİAT (NSAİ) +/- KOADJUVAN 3 Eğer ağrı devam eder veya artarsa GÜÇLÜ OPİAT +/- NON-OPİAT (NSAİ) +/- KOADJUVAN Eğer ağrı devam eder veya artarsa Hafif ila orta Orta ila yoğun Çok yoğun 12 Ağrının yoğunluğu WHO Analjezik Merdiveni 1. BASAMAK Non-opiat analjezikler (NSAİ lar) hafif ila orta dereceli ağrının tedavisinde tercih edilen ilaçlardır. Koadjuvan ilaçlarla birlikte kullanılabilirler. 2. BASAMAK Ağrı daha yoğun olduğunda, bir zayıf opiat yukarıda anılan tedaviyi tamamlayabilir. 3. BASAMAK Ağrı çok yoğun olduğunda (örneğin, kanserle ilişkili ağrı) ve önceki önlemlerle kontrol altına alınamadığında, bir güçlü opiatın kullanımı endikedir. Geniş deneyimin bulunması ve ilacın oral yoldan uygulanma rahatlığından dolayı, morfin tercih edilen ilaçtır.
KENDİMİZİ SINAYALIM 1. Ağrıyı tanımlayınız ve sınıflandırma özelliklerini anlatınız. 2. Nosisepsiyon nedir ve ağrı nasıl oluşur? 3. Başlıca ağrılı hastalıkları klinik özelliklerini belirterek tablolaştırınız. 13 4. Non steroid antienflamatuvar ilaçların etki mekanizmasını anlatınız. 5. Ağrının merdiven tedavisini ve NSAİ için önemini belirtiniz.