TÜRKLERDE ESKİ DİNLER (Gök Dini, Şamanizm, Buddha Dini, Mani Dini)

Benzer belgeler
ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

dinkulturuahlakbilgisi.com BUDİZM Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

TARİH KPSS İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET ARİF ÖZBEYLİ

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

III. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ 2. KONU: ORTA ASYA DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

tamamı çözümlü tarih serkan aksoy

TÜRK EDEBİYAT TARİHİ

NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARI

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türk devletlerinde kağanın sarayında, kurultayda ve ziyafetlerde her boyun oturacağı yer "orun" ve kesilen hayvanın etinden alacakları pay "ülüş"

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Tarih İçinde Türk Edebiyatı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

kpss Önce biz sorduk 120 Soruda 83 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı Genel Yetenek Genel Kültür TARİH Tamamı Çözümlü SORU BANKASI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

önce biz sorduk KPSS Soruda 92 soru GENEL YETENEK - GENEL KÜLTÜR TARİH SORU BANKASI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ Eğitimde

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

İman. Çalışmanın ana fikri. İsa ya iman etmek, zihin, duygu ve iradeyle O na güvenmek, dayanmak demektir. Çizimler: Meghan Burns

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 5.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri TABGAÇLAR

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

HLM ye göre İÇ HUZURU

Tanrı nın İbrahim e Vaadi

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

tamamı çözümlü tarih serkan aksoy

COĞRAFİK UYGARLIKLAR. Mezopotamya ya kurulmuş devletler: Sümerler, Akadlar, Babiller, Assurlar ve Elamlılar dır. SÜMERLER AKADLAR ASSURLAR BABİLLER

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

İlk Türk devletlerinde kültür ve medeniyet

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

2. Kozmetik Kongresi, Subat 2012, Antalya. Prof.Dr. Mustafa BĐRĐNCĐOĞLU

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Türk Eğitim Tarihi. 2. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Dr.


İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

3.4. HİNDUİZM ve BUDİZM

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

KIRGIZ MİLLETİNE AİT <KIRKKIZ> EFSANESİ

ETKİNLİK - 1 BOŞLUK DOLDURMA

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı nın İbrahim e Vaadi

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 E 4 A 5 D 6 C 7 E

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

TEMALARIMIZ KULELER DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ DÜNYA EL YIKAMA GÜNÜ KURBAN BAYRAMI KIRMIZI GÜNÜ

Şaman Giysisi - Uzman Cemil Paslı Kişisel Sitesi Pazar, 23 Mayıs :09

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Yahudilerde, Hristiyanlarda, Müslümanlarda Mesih ve Mehdi Öğretisi

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Öğretim Görevlisi Murat KARACA İpek Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Nihat Sami Banar!ı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s 'ten özetlenmiştir.

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

İslamiyet e. Şamanizm den. Tek bir Tengri yani Tanrı vardı. Güneşten, aydan, Gençliğin Dünyası Kaya Boztepe

Transkript:

TÜRKLERDE ESKİ DİNLER (Gök Dini, Şamanizm, Buddha Dini, Mani Dini) 10. SINIF [Destan Dönemi ve İslâm Uygarlığı Çevresinde Gelişen Türk Edebiyatı Metinlerini Kavramak İçin Yardımcı Not] Feride TURAN Uz. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni [EYLÜL-2007] Güncelleme: MAYIS-2010

İÇİNDEKİLER GÖK DİNİ... 3 ŞAMANİZM... 3 BUDDHA (BURKAN) DİNİ... 6 MANİ DİNİ (MANİHEİZM)... 7 KAYNAKÇA... 8-2 -

Tarihte neredeyse bütün Türklerin toplu olarak inandıkları, katıldıkları ve benimsedikleri tek din İslamiyet olmuştur. Aşağıda bir kısmı ele alınan dinler bütünüyle Türk milletinin değil, boy boy ve zaman zaman bazı Türk boylarının dinleridir. Aynı çağlarda bütün Türklerin Şamanist, Gök dinli, Maniheist veya Budist olduğunu zannetmek yanlıştır. Türklerin İslamiyet ten önce boy boy ve yer yer mensup oldukları dinler: Gök dini, Şamanlık, Budha, Mâni. Ayrıca Zerdüştlük ile Hristiyan ve Musevi dinlerinin bazı Türk boy ve oymaklarında yayıldığı, Avrupa ya İslamiyetten önce göç eden birçok Türk kavminin ise Hristiyanlık içinde eriyerek kimliklerini kaybettikleri bilinmektedir. GÖK DİNİ Eski Türklerin Göktürk Kitabeleri nde ve destanlarında açık olarak görülen bazı inançlarını Şamanlık dininin dışında tutmak gerekir. Mitoslar, yazıtlar ve destanlar gösteriyor ki Türklerin benimsemekten vazgeçmedikleri manevi kültleri (din, inanç, tapınma, ayin) vardır. Türkler gökteki tek ve soyut bir tanrıya inanırlar. Bozkurt, mavi ışık, ağaç, Güneş, Ay vb. kutsaldır; ancak bunlar tanrı değildir. Onları kutsamak yine de Göktanrı yı ululamaktır. Kültigin Yazıtı Üstte mavi gök, altta yağız (kara) yer yaratıldıkta, ikisi arasında insanoğlu yaratılmış. diye başlıyor. Bu söz, göğü ve yeri yaratıcı değil; yaratılmış olarak kabul ediyor. Bundan anlaşılıyor ki en eski Türkler putperest değildi, İslamiyet i benimsemeleri de tesadüf olamazdı. Türkler gibi göçebe bir kavmin Güneş, Ay, ırmak, dağ, orman, toprak, akarsu, kaynak gibi hayat bağışlayan unsurlara büyük değer verdiği; hatta onları tapınma derecesinde kutsadıkları gerçektir. Fakat bunlardan hiçbirini yaratıcı tanrı olarak düşünmezlerdi. Bu Tanrı, kendisinden başka hiç kimseye benzemezdi. Tanrı bir olunca artık düalizm (iki tanrılık) kavramı da elbette söz konusu olmaz. Nitekim Türk inancında Göktanrı ya karşılık bir yer tanrısı veya yeraltı tanrısı yoktur. Gerçi Şamanlık ta ve Mani dininde bu vardır. Fakat Gök dininde yoktur. ŞAMANİZM Şamanizm, İslamiyet ten önce Türkler arasında doğmuş, gelişmiş, bazı yabancı etkilerle birlikte daha çok Türk mitolojisine dayalı inanç manzarası göstermiş bir din sayılmaktadır. Temeli daha çok Türk mitolojisine, totemizme, ilkel inançlara ve biraz da Grek, Pers mitoslarına özellikle bir çeşit animizm (tabiat varlıklarını canlı olarak kabul etme) e dayanan Şamanizm bazı Asya halkları arasında hâlâ yaşamaktadır. Türklerin Anadolu ya kadar getirdikleri birçok âdette dahi Şamanlık belirtileri sezilebilir. Şaman kelimesi Sanskritçe budist râhip, budist derviş anlamına gelen sramana dan gelmektedir. Türkçede karşılığı kam dır. Orta Asya da Şaman kelimesinin kökeni araştırıldığında bu kelime Asya halkları arasında büyücü, sihirbaz anlamında kullanılmaktadır. Şamanlık ın ilkel şekli cin ve perilere; dağların, suların, ölülerin (insan, hayvan, bitki), bütün canlıların ruhlarına inanmaktır. Şaman (Kam) denilen rahipler, büyük tanrı Ülgen e kurbanlar sunarak ve ayinlerde dua ederek bu ruhlara söz geçirtirler. Onları cehennemden kurtararak göğe ulaştırıp huzura erdirdiklerine inanırlar. - 3 -

Göktürklerde gelişen ve sonradan (Mani ve Buda dinlerine rağmen) Uygurlar, Kırgızlar, Başkırtlar arasında sürüp giden şekli ile Şamanlık, düalist (ikicil, iki tanrılı) bir dindir. Şamanlık a göre dünya yerin üstünde 9 (dokuz) kat gök ve yerin altında 9 (dokuz) kat (cehennem) tan ibarettir. Göklerin en üstünde Ülgen oturur. Ülgen, Güneş i ve Ay ı yaratmıştır. Ruhlara huzur bağışlar. Şimşekleri ve yıldırımı elinde tutar. Ülgen in 7 oğlu ve 9 kızı vardır. Bunlara ak kızlar denir. Bunlar iyilikte babalarına yardım ederler. Ülgen in katında ve emrinde Yayık, Suyla, Maygıl gibi daha küçük, koruyucu tanrılar vardır. Umay ise kadınlar ve loğusaları koruyan ana tanrıçadır ki Ülgen in eşidir. Yeraltı ise, yani cehennem kötü ruhlar barınağıdır. Bu 9 kat yer, Erlik adında kötülük tanrısının buyruğundadır. İnsanlara her türlü felaket ondan gelir. İstediği kurban verilmeyince bütün hastalık ve afetleri insan ruhlarına musallat eder. Yakaladığı ruhu karanlık dünyasına çekip uşak gibi kullanır. Atlet vücutlu, çatal sakallı, sakalı dizlerine kadar uzun, kömür karası kıllı, ihtiyar bir canavar şeklinde tasarlanır. Onun 9 oğlu ve 9 kızı vardır. Kızlarına kara kızlar da denir. Bunlar kötülükte babalarına yardım ederler. Kara kızlar özellikle Göktanrı katına yükselmek isteyen Şamanlara musallat olur, işveleri ile onları baştan çıkarmak isterler. Bu kara kızlar ayinler sırasında Şamanlar tarafından lânetlenir. Yeryüzünde ise Türkleri koruyan ve korunması gerekli olan kutsal periler bulunmaktadır. Bunlar yer-su (yir-sub) diye anılırlar. Bunlar konuşurlar, evlenir, çocuk yaparlar. Vatanın da sembolü sayılan bu periler yurt kutsallığının koruyucu melekleridir. Özellikle bu inanç vatanı çok kutsal gören Türk zihniyetinin bir aynası gibidir. Çok güzel olarak tasarlanan yer-sulara kem gözle bakanlar çarpılır. Dağ, ırmak, göl, pınar, ağaç, orman... Bunlar hep kutsal varlıklardır, hepsinin ruhları vardır. Çünkü oralar yer-su denen perilerin yataklarıdır. Ateş ve ocak da kutsal tanrı yadigârıdır. Bu yer-su tanrıları arasında dağ, ayrı ve üstün bir yer tutar. Çünkü dağ, Göktanrı ya en yakındır. Ruhları kurtaracak kurbanlar burada kesilir. Çinlilerle yapılan antlaşmalar burada imzalanır. Şamanlar çevredeki en yüce dağı, özellikle Altay zirvelerini koruyucu ruh, hatta kendilerini doğurtan, türeten bir ata sayarlar. Altay dağına âdeta tapılarak onu övücü ilahiler söylenir. Başbuğlar, büyük kahramanlar, boy reisleri ve kam lar da halktan ayrı olarak yüce dağ başlarına gömülürler. Şamanlık tapınaksız bir tabiat dinidir. Başlıca ayini Tanrı Ülgen e kurbanlar sunmak ve bu sunuş sırasında dualar, ilahiler söylemektir. Şaman adı verilen din adamları kurbanları sunar ve dua ederler. Onlar kötü ruhları uşak gibi kullanır. Şamanlar, kötü ruhları aldatıp korkutarak onların insan vücutlarına girmesine engel olur. İyilerin ruhunu Ülgen e ulaştırarak onun korunmasını sağlarlar. Gök ile haberleşir, Erlik ile mücadele ederler. Yıldızlarla sözleşerek ileride olup bitecek iyi ve kötü şeyleri haber verirler. Şiir söyler (saz eşliğinde), büyü yapar ve gizli açık her şeyi bilirler. Halk üzerinde sonsuz etkileri olduğu için beyler, hakanlar bile onların ağızlarına bakarlar. Çünkü kötü ruhları hapsetmek ve iyilere hürriyet vermek onların elinde sayılır. Halk üstündeki telkin güçlerini artırmak için acayip sayılacak mübalağalı ve tiyatromsu kıyafetlere bürünürler. Otuz parçadan yapılmış özel cüppeleri, büyük çizmeleri, üç karış uzunluğunda kırmızı külahları (börk) ve kendi alametlerini taşıyan davulları (tüngür) vardır. Ayini ancak bu kıyafetle yaparlar. Yarı meczup ve gaipten ses duyar gibi hâller takınırlar. Ayin sırasında sesler çıkarır, kendilerinden geçerek yakarırlardı. Zaten şaman kelimesinin coşku, heyecan, sıçramak, oynamak, dövünmek anlamlarına geldiği söylenir. Millet gözünde ve devlet katında önemli bir mevkisi olan bu şamanlar gücünü doğrudan Gök ten aldığına inanılan kişilerdi. - 4 -

Şaman lık babadan oğla geçer. Yalnız bunlardan halka kötülük gelmez. Yaptıkları işin değerine ve büyüklüğüne kendileri de inanmış dürüst insanlardır. Zaten kam lığa başlarken zavallıların koruyucusu, yoksulların babası, öksüzlerin anası olmaya ant içerler. Bunlar yuğ adı verilen ölüm törenlerinde sagu; sığır ve şölen törenlerinde kopuz eşliğinde dans ederek koşuklar söylerdi. Şamanlar kadın ya da erkek olabilir ve toplumun bir üyesidir. Toplumun içinde yaşamaları toplum-üstü olmadıklarının bir göstergesidir. Onlar toplumun inanç, duygu ve düşüncelerine tercüman olur. Türk kavimleri şamanlarına genellikle kam derler. Bu kelime kâhin, tabip, filozof, âlim anlamına gelmektedir. Moğollar, Buryatlar ve Kalmuk Türk Boyları erkek şamanlarına bö, böge, Aykutlar oyun, Çuvaşlar yum, Kırgız ve Kazaklar bakşı, baksı, bahsı demektedirler. Kamların en eski, en temel işleri arasında toplumun üremesinin devamını sağlamak, buna engel olan hastalıklara çare bulmaktır. Bunun yanında toplumda yaşayan bireyleri hastalıklardan korumak, hastalıklara neden olabilecek doğa olaylarını değiştirmek kam ın görevleridir. Örneğin Yakutlarda, Altaylarda ve diğer Türk bölgelerinde rüzgârın hastalık getirebileceğine inanılır. Bu rüzgârı durdurmak ya da rüzgârın yönünü değiştirmek kam ın işidir. Divan-ü Lügati t-türk te otacı ların hastaları şifalı otlarla tedavi ettikleri, kam ların ise daha çok efsun ve sihirle tedavi etmeye çalıştıkları yazmaktadır. En kuvvetli şamanlar kadın şamanlardır ve eski devirlerde şamanlığın kadınlara mahsus bir iş olduğunu gösteren belirtiler vardır. Mesela yakutlarda erkek şamanlar Şamanlık özel cübbeleri bulamadığı zaman kadın entarisi ile ayin yaparlar. Ayrıca özel şaman cübbesinin göğsünde kadın göğsünü simgeleyen yuvarlak madeni eşya vardır. Kam lar ve hatta Müslüman baksı lar uzun saç bırakırlar. Erkek egemen aile geleneklerine sımsıkı bağlı olan Kırgız-Kazak baksı ları bile Şaman törenlerinde az çok kadın kılığına bürünmeyi tercih ederler. Yine Orta Asya da erkeklerin saçlarını tıraş etmeleri Müslümanlık alametlerinden sayıldığı hâlde bazı Müslüman baksı lar bir tutam da olsa uzun saç bırakırlar. Şamanlığın Anadolu daki İzlerinden Bazıları Bugün hâlâ günlük hayatımızda izleri görünen Şaman inanışlarından bazıları şöyledir: 1. 40 sayısı: Şaman inanışına göre ruh, fizikî bedeni 40 gün sonra terk etmektedir. Ölenin ardından 40 gün sonra okutulan mevlitlerde bu sayı göze çarpar. Kırklamak, kırkını çıkarmak sözleri de bu inanışın ürünüdür. 2. Câmi avlularında mum yakılması, ağaçlara bez ve çaput bağlanması. 3.Köpek ulumasının uğursuz sayılması: Şamanizm'de köpek, ruhun yaklaştığını uzaktan acı ulumayla haber verebilmektedir. Köpeğin ruhu görmesi demek, yakınlarda birinin ölmesi demektir. Bu yüzden bir evin önünde köpek uluyorsa o evden çok yakında bir ölü çıkacak anlamına gelir. 4. Kurşun dökme. - 5 -

Edebiyat açısından bakıldığında şaman, eski Türklerde şairlere verilen isimlerden biridir. Kam, baksı, oyun, ozan gibi Bu isimlerin o günkü toplumda ifade ettiği anlamları şu kelimelerle kısaca anlatabiliriz: hâkim, hekim, büyücü, sanatçı, bilge. İşte bu yüzden eski Türklerde şiir, dans ve ayin ayrılmaz üçlüdür. Resim: http://www.historicalsense.com/archive/samanizm_1.htm BUDDHA (BURKAN) DİNİ M.Ö. 5. yy.da Hindistan da Buddha adlı efsanevi sabır ve olgunlukta bir şehzadenin kurduğu bu inanç, dinden ziyade derin felsefi bir sistemi andırır. Çünkü bu dinin tanrısı yoktur. Yalnız Nirvana denilen bir kavrama ulaşmak vardır. Buddha (Burkan), aydınlık, aydınlanmış anlamındadır. İnanıldığına göre Guatama Buddha (M.Ö. 583-483) Güneydoğu Hindistan da hüküm süren bir hükümdarın oğlu idi. Babası hayatın bütün acı ve kötü yönlerini ondan saklayarak onu mesut bir hükümdar yapmak üzere hazırlıyordu. Zevk sefa içinde yetişen genç prens bir gezinti sırasında cenaze alayına katılmış ihtiyar, hasta, sakat kimselere rastladı. Yeni evli bulunan prens bu acı durumdan sarsıldı. Sarayını, çoluk çocuğunu bırakarak bir bo ağacının altında yıllarca inzivaya çekildi. Yıllardan sonra bir gün, içinde bir aydınlanma oldu, ebedi saadeti bulmuştu. Ermiş bulunduğu gerçekleri yaymak için bütün Hindistan ı dolaştı. Müritleri ve ona inananlar onun bütün sözlerini yazdılar. Böylece Budizm in ilkeleri ortaya çıktı. Aslında Buddha bir timsaldir. Dünyevi arzu, heves ve emellerden kopabilip aydınlığa (burkan) kavuşan yolda sabır ve sebat gösteren her kişi Buddha olabilir. Buddha ya göre hayat elem ve ıstıraplardan ibarettir. Bu ıstırapların sebebi ihtiraslardır. Hırsları yenmek için 8 katlı yol gerekir. Bunlar şöyledir: 1. Doğru iman 2. Doğru karar 3. Doğru iş 4. Doğru söz 5. Doğru yaşama 6. Doğru çalışma 7. Doğru düşünme 8. Doğru murakabe (çile doldurma, denetleme) Bunları yapabilen kişi şu 10 çeşit günah tan kurtulur: Katillik, hırsızlık, iffetsizlik, yalan, iftira, küfür, dedikodu, kıskançlık, zulüm, imansızlık. Bu dünyanın sevinci ve kederi boş kuruntulardır. Her şey değişkendir. Değişmeyen, bozulmayan ebedi ülke Nirvana dır. Ruhların vücuttan vücuda geçmesi inancına, ruh göçüne tenasuh denir. Budizm de bu tenasuh inancı vardır. Budizm e göre kâinatta tek bir varlık vardır: O durmadan değişir, - 6 -

yeni şekillere girer. Ruh; hayvandan insana, insandan Tanrı ya doğru gelişir. Varlık çemberi şekilden şekle girerek tekerlek gibi durmadan döner. İnsanoğlu hayatta iyilik yaparsa Tanrı katına doğru yükselir. Kötülük yaparsa hayvan şekline girer, cezasını çektikten sonra tekrar insan olur. Hayvanlar; günahlarını çeken, hayvan kılığına girmiş insanlar sayıldığı için Budizm de hayvanları öldürmek ve hayvan eti yemek en büyük günahtır. İnsanoğlunun huzura kavuşması için bütün isteklerinden vazgeçmesi lâzımdır. Zira insanları hayata bağlayan isteklerdir. İsteklerden kurtulan insan mutlak huzura kavuşur. Buna nirvana denir. Budizm de 5 yasak vardır. Bunlar şöyledir: 1. Zina etmemek 2. Hırsızlık yapmamak 3. Canlı varlıkları öldürmemek (insan-hayvan) 4. Yalan söylememek 5. Sarhoş olmamak Kendini dünya işlerinden çekerek tamamıyla dine verenlere bodisatva adı verilir. Onlar Buddha yı örnek alırlar, onun gibi yaşarlar. Türkler arasında Budizm 385-550 yılları arasında Kuzey Çin de kurulan Toba Devleti zamanında yayılmıştır. Aslen Türk olan Tobalar, memur olarak Çinlileri kullanıyorlardı. Tobalar zamanla Budizm i kabul ettiler ve Çinlileştiler. 8. yy.da Çinlilerle iş birliği yapan ve diğer Türklerle savaşan Uygurlar önce Mani, daha sonra Buda dinini kabul ettiler. Doğu Türkistan da yaşayan Uygurlar, dinlerini değiştirmekle beraber dillerini korudular ve Türkçe pek çok eser meydana getirdiler. Göktürkler kendi örf ve âdetlerine uymadığı için bu dini kabul etmediler. Gerçekten de Türklerin hayata bakışı ile Budizm arasında büyük fark vardı: Türklerde hayvan eti yemek günah değildir. Tam tersine onların başlıca gıdası hayvan etidir. Eski Türkler hayatı severler; yeme içmeden, yaşamaktan hoşlanırlar. Budistlere göre insan vücudu pis kokulu, kanlı irinli bir varlıktır. Bundan dolayı ruhu yüceltmek için bedeni feda etmek lâzımdır. Türklerde ise vücuttan ve dünyadan nefret duygusu yoktur. Bu duygu onlara yabancı dinlerden, Budizm ve Maniheizm ve bunlarla yakın ilgisi olan tasavvuftan gelmiştir. Esas itibarıyla İslamiyet de dünyayı ve hayatı hakir görmez. İslamiyet beden ile ruh, dünya ile âhiret arasında denge kuran bir dindir. Türkler bu yüzden kendi zihniyetlerine uyan İslamiyet i benimsemiştir. Budizm de savaş da yasaktı. Bu, Türklerin savaşçı ruh yapısına uymuyordu. MANİ DİNİ (MANİHEİZM) Aynı zamanda şair ve nakkaş (ressam) sıfatlarıyla Divan Edebiyatı na bir timsal olarak geçen Mani nin M.S. 3. yy.da Hristiyanlık, Musevilik ve Budizm i az çok kaynaştırarak, bilhassa eski İran dini olan Zerdüştlük ü yenileştirerek kurduğu bir inanç sistemidir. M.S. 215 te Babil yakınındaki Ktesiphon da soylu bir aileden doğan Mani, 24 yaşında iken bildirilerini açığa vurmuştu. Ortaya koyduğu inanç sistemi, mevcut bütün dinleri kaynaştırmaya kalktığı için az zamanda Hindistan a ve hatta Akdeniz e kadar yayılan Mani nin bir süre İran daki Zerdüşt rahiplerinin nüfuzlarını sarstığı görülüyor. Bu yüzden Mani 273 te çarmıha gerilerek öldürülüyor. Onu çok tehlikeli saydıkları için bu dinle ilgili resimleri, edebi verimleri imha ediyorlar. Uygurlardan insanlığa kalan edebiyat eserleri, portre ve tablolar, duvar resimleri bu bakımdan büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Denilebilir ki Mani dünyası ele geçen Uygur eserleri sayesinde yaşamaktadır. - 7 -

Çift tanrılı (ikicil, düalist) olan Maniheizm in esasları; iyiliği temsil eden tanrı (ışık) ile kötülüğü temsil eden tanrının (şeytan, karanlık) mücadelesidir. İnsanda ruh, ışığın; beden, karanlığın sembolüdür. Devamlı olan bu savaşta bir gün mutlaka ışık, karanlığı yenecektir. O zaman belki de kıyamet kopacaktır. İnsanın ruhça yükselip üstün olabilmesi için bilhassa az yemesini, az uyumasını, az rahat etmesini buyuran bir inanç sistemidir. Bunun için Mani dini kendi mensuplarına et, yağ gibi kuvvetli gıdaları; süt ve şarap içmeyi yasak etmiştir. Onlara barışı, iyiliği, hareketsizliği emretmiştir. Hatta büyük Mani rahipleri yıllarca yerlerinden kıpırdamaksızın kalıyorlardı. İhtirası artıran et yerine sebze yenilmesi; savaştan, kandan nefret edilmesi isteniyordu. Mani dini Uygur devletince resmen Bögü Han zamanında (763) kabul edilmiştir. Prof. Dr. Bahaeddin ÖGEL, Maniheizm i tüccar ve şehirli dini olarak niteliyor. Bu inanç göçebe Türklerin hareketli, savaşçı yapısına tamamıyla aykırı olduğu için milletçe benimsenmemiştir. Manilik Türkler arasında ömürsüz olmuştur. Ne var ki sanat tarihçileri Türklerin savaşçılık vasıflarını öldüren Maniheizm in onlara sanat (özellikle resim, minyatür, şiir) bakımından çok büyük zenginlik kazandırdığını tespit etmişlerdir. Mani dini, Uygur devrine birçok zarif minyatür, manzum (şiir) ve mensur (düz yazı) parçalar kazandırmıştır. KAYNAKÇA 1. Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı (2), Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul, 1990. 2. Kaplan, Prof. Dr. Mehmet, Lise 1 Edebiyat, MEB Yayınları, Ankara, 1976. 3. Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Ortaöğretim Türk Edebiyatı Dersi Öğretim Programı, Ankara, 2005. 4. Türkiye Tarihi, I. Cilt, Cem Yayınevi, İstanbul, 1997. 5. http://www.historicalsense.com/archive/samanizm_1.htm (Mehmet Kurtoğlu, Altaylar'dan Anadolu'ya Şamanizm Tefekkürü, 17/05/2010; saat: 14.02) - 8 -