İki soydaş Sultan Bayezid ve Timurlengin ın hakimiyet mücadelesi



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Cumhuriyet Halk Partisi

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

YÖNETMELİK. Kastamonu Üniversitesinden: KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ MUHAMMED İHSAN OĞUZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

3. Hangi ülkenin vatandaşlığını taşıyorsunuz? Alman vatandaşlığı: evet Başka bir ülkenin vatandaşlığını taşıyorum:...

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT KULÜBÜ TÜZÜĞÜ MADDE 1-DAYANAK:

Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi.

Turizm Şurası Yönetmeliği

Öğretim araç ve gereçlerinin reformu

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Günlük Kent Gazetesi

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Biz yeni anayasa diyoruz

GENÇ ERKEK HENTBOL TAKIMIMIZ İL İKİNCİSİ OLDU

10SORUDA AİLE SİGORTASI

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

T.C MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ DOĞA, KÜLTÜR VE İZCİLİK TOPLULUĞU TÜZÜĞÜ

Gümüşlükspor Futbol Okulu açıldı

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ

Devrim Öncesinde Yemen

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

Avrupa da Yerelleşen İslam

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

ĐDAŞ ĐSTANBUL DÖŞEME SANAYĐĐ A.Ş. ANA SÖZLEŞME TADĐL TASARILARI

Şerif Kocadon için mevlit

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği YÖNERGESİ

TARİHLİ MECLİS KARARLARI

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) 38. Genel Konferansı'na katılmak için gittiği Paris te, UNESCO Genel Direktör

Cumhuriyet Halk Partisi

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

E Y L Ü L Ders Yılı nın Başlaması Tören/Program Komisyonu 08:30

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

MECLİS KARAR ÖZET TUTANAĞI Ü Y E L E R T.C. KARAPINAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI KARAR TARİHİ : 09/05/2014 KARAR NUMARASI : 13

Sosyal Güvenlik Haftası Çeşitli Etkinlik ve Ziyaretlerle Kutlandı

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

GÜRCİSTANDA NEDEN OKUMALISINIZ?

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

SORULAR / CEVAPLAR. 2 metabolic balance ile kilo nasıl dengeleniyor?


İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi II

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

Transkript:

8 Sayı:66-15 Mart 2012 saray İki soydaş Sultan Bayezid ve Timurlengin ın hakimiyet mücadelesi Hazırlayan- Saray 1. Kuzey Afrika nın bilinen en eski halkı Berberiler Fas, Cezayir, Tunus, Libya ve Mısır a kabileler halinde dağılmışlardır. Birbirlerine kesin dil birliğiyle bağlı olmakla birlikte, fiziksel ve kültürel özellikleri büyük çeşitlilik gösterir. Paleolitik ve Neolitik Çağ ırklarının karışımından doğdukları sanılan Berberiler, sırasıyla egemenliği altında yaşadıkları Fenike, Kartaca, Roma, Hıristiyan ve İslam uygarlıklarından büyük ölçüde etkilendiler. 7. yüzyılda başlayan Arap istilası sırasında İslamiyeti kabul etmeleri en az bir yüzyıl sürdü. İlk Arap istilacılar sayıca da az olduklarından, Berberileri etnik ve dilsel açıdan etkileyemediler. Kırsal kesimdeki Berberi kabileleri 12. yüzyıldaki Bedevi istilasına değin oldukça özerk yapılarını korudular. Bu tarihte bölgeye giren Bedevi Araplar, Berberi köylü ekonomisini yıkarak birçok yerleşik kabilenin göçebeliğe geçmesine yol açtılar. Fenikelilerden Araplara ve son olarak da Fransızlara kadar uzanan istilacılar zinciri, Berberilerin bu toplumlarla tam kaynaşmasını sağlayamadı. Günümüzde Araplaşmış Berberi kabileleri olduğu gibi, dağlık kesimlerde ve vahalarda lehçelerini ve geleneklerini koruyarak yaşayan Berberi kabileleri de vardır. Berberilerin İslamlığın Harici mezhebini benimsemeleri bir tür ulusal direnç duygusu olarak yorumlanabilir. Berberi lehçelerinin sayısı yüzleri bulur. Berberice konuşanların oranı Magrip in doğusunda batıya oranla daha düşüktür. Özellikle Fas ta nüfusun üçte ikisi Berberice konuşur. Geleneksel Yapı Öteki Magrip toplulukları gibi, Berberi toplumsal örgütlenmesinin de odağını İslam ve kabile geleneği oluşturur. İslam, aile sınırlarını da aşarak, yaşamın dünsel ve din dışı bütün alanlarını düzenler. Bununla beraber özellikle kırsal kesimde hala yaşayan özgün Berberi inanç ve gelenekleri de vardır; bunlar bir biçimde İslam ile uyumlu hale getirilmiştir. Gerek yerleşik, gerek göçebe topluluklar için temel toplumsal ve siyasal örgütlenme biçimi, kabilelerdir. Sayıları bazen yüzleri, bazen de binleri bulan kabile üyeleri, kendilerini beni amn (kuzenler) olarak adlandırır ve kabilenin kurucusu olan ve ona adını veren ortak bir atadan geldiklerine inanırlar. Toplumsal yapıda, kent ile kırsal kesim ve yerleşik yaşam ile göçebelik arasındaki ikilikler son derece belirgin ve belirleyici bir rol oynar. Genellikle Arapların egemen olduğu kentlerde kırsal kesimden kopmuş Berberiler ve mevsimlik işçiler dış mahallelerde yaşar. Kırsal kesimde Berberilerin çoğu yerleşik çiftçiliği sürdürmektedir. Bunlar kışın alçak düzlüklerde ekim yapıp, yazın dağ otlaklarında sürü güderler. Geçmişte Bedevi göçebeler ile yerleşik Berberiler arasındaki çatışmaların yerini bir dengeye bırakmasıyla sağlanan karşılıklı bağımlılık, genelde günümüzde de sürmektedir. Yerleşik topluluklar, canlı hayvan ve hayvan ürünleri karşılığında, göçebelerin hayvanlarını köy otlaklarında otlatmalarına izin verir ve onların tahıl gibi yiyecek gereksinimlerini sağlar. Vahalarda yerleşmiş olan topluluklar düşman kabilelerin saldırılarından korunma karşılığında göçebelere ait hurma ağaçlarına bakar. Her Berberi topluluğunda şerif denen ve peygamber veya evliya soysundan geldiğine inanılan bir ya da birkaç din adamı bulunur. Kutsal kişiliklerinden dolayı kötülülerden korunduğuna inanılan bu din adamlarının Berberi kabileler üzerinde etkisi büyüktür. Uzun süreli ve kalıcı yerleşimlerin bulunduğu bölgeler dışında, Berberi kabileleri kendilerini atalarının yurduna bağlı saymaz ve zaman zaman çok uzak yerlere göç ederler. Bu yer değiştirmeler, ekonomik nedenlerin yanı sıra, topluluk dayanışmasının atalarının yurduna bağlılıktan daha ağır basmasından da kaynaklanır. Topluluk dayanışması savaş, tarlaların kurayla dağıtılması, otlakların ortak kullanılması gibi konularda kendini gösterir. Kabile, cemaat denen ve ileri gelen ailelerin temsilcilerinden oluşan bir meclisçe yönetilir. Arap kabilelerinde reislik babadan oğla geçerken, Berberi cemaat reisleri seçimle belirlenir. Kabile sayısı üçle aştı arasında değişen ve fırka denilen babayanlı klanlardan oluşur. Klan üyeliği ile oturulan yer arasında zorunlu bir bağ yoktur. Örneğin Kabilya da her köy özerk bir fırka oluştururken, Uvras (Aures) yöresinde bir köy birkaç fırkayı barındırır. Kan bağı akrabalığı, kabile ya da klana dayalı mitik akrabalıktan farklıdır. Ortak bir atadan gelen tüm erkek bireyler aynı ailenin üyesidir. Berberi gelenekleri evlat edinmeye de izin verir. Bütün aile üyelerinin, aile mirası ve belli yükümlülükler konusunda, akrabalık derecesine göre değişen kesin hakları vardır; bir üyenin davranışından (örneğin adam öldürmede) öteki üyeler de sorumlu tutulur. Her türlü toplumsal örgütlenmenin temelini akrabalık oluşturur. Kabile, klan, geniş aile ve ev birimi, iç içe çemberler gibi birbirini kapsayan farklı düzeydeki akrabalık ilişkilerini kapsar. Aile topluluğunun çekirdeğini ortak bir konutu ve yiyeceği paylaşan ve başkanın kesin otoritesi altında yaşayan yakın akrabalar oluşturur. Evlenen oğul babasının yanında yaşamaya devam eder; kız çocuk ise baba tarafından bir kuzeni ile evlenmemişse, kocasının yanına gider. Dul kalan, boşanan ya da reddedilen kadın kendi ana-babasının yanına döner. Bazen 3-4 kuşak bir arada yaşar ve aile üyelerinin sayısı 50 kişiyi bulur. Saygın bir aileye ait olmanın, onurlu bir ad taşımanın büyük önemi vardır; çünkü toplumsal statü aile belirlenir. Aile içinde herkesin konumunu ve görevini belirleyen kesin bir disiplin uygulanır. Bununla birlikte ailenin birliği, baskıcı bir otoriteye kesinkes boyun eğmekten çok karşılıklı güven ve saygı temeline dayanır. Ailenin başı her şeyi denetler ve yönetir, ama öteki bireylerin üstü kapalı onayını almadan hiçbir şey yapamaz. Karşıt güçlerin dengesi, ortaya bir tür demokrasi çıkarmıştır. Berberilerde erkek çocuk erken yaşta annesinden ayrılır, 6-7 yaşında sünnet edilir ve eğitilmek üzere erkek akrabalarının yanına verilir. Bu eğitim sırasında kadınların görüşlerine önem vermemeyi, büyüklere karşı uysal ve saygılı olmayı öğrenir. Kardeşler arasındaki sıcak ilişki, 10-12 yaşlarında daha uzak ve resmi bir niteliğe bürünür. Küçük kardeş ağabeylerine karşı saygılı davranır ve genel yerlerde birlikte görünmemeye çalışır. Çocuklar anne ve babalarına tam bir itaatle bağlıdır. Erkek ve kız kuzenler birbirlerine eşit davranırlar. Aile ortamı, çocukların günlük yaşamdaki adetleri öğrenmesini sağlar. Konut tiplerinin çeşitliliği, Magrip kültürel zenginliğini ve farklı yaşam biçimlerini yansıtır. Başlıca konut tipleri ev, kulübe (gurbi) ve çadırdır. Bir cami görünümü taşıyan zengin ailelerin evlerinde İspanyol ve Magrip mimarisinin özellikleri görülür. Kentlerin dış kesimlerinde ise bahçelerle çevrili konaklar, apartmanlar ve derme çatma konutlar yan yana yer alır. Dağlık yörelerdeki Berberi köyleri, savunma amacıyla yamaçlara kurulmuştur. Bu köyler genellikle agadir, guelae ya da gasr denen duvarlarla çevrilidir. Ovalardaki yerleşik topluluklar genellikle çadırlarda ve gurbi lerden oluşan köylerde yaşar. Gurbi, toprak ya da dallardan yapılan ve kolaylıkla yıkılıp yeniden kurulabilen saz ya da yaprak damlı kulübedir. Steplerde ise gerçek göçebeler yaşar. Bedevilerinkine benzeyen çadırları, yün, keçi veya deve kılından yapılmış uzun limelerden (flij) örülmüştür. Çadır, yerdeki kazıklara bağlı yün ya da kıldan yapılmış iplerle ve ağaç direklerle desteklenir. Zemin halı ve kilimlerle kaplanır. Geceleri sürüyü korumak için çadırlar bir çember biçiminde dizilir. Ekonomik Yaşam Çöldeki ekonomik yaşam temelde göçebe hayvancılığa dayanır. Doğal bitki örtüsünün deve, koyun ya da keçi yetiştirmeye elverişli olduğu bazı kıyı ovaları ile steplerde de durum aynıdır. Sürüleri için otlak arayarak sürekli dolaşan göçebeler, kışı güneyde yazı ise kuzeydeki Atlas Dağlarında veya deniz kıyısındaki tepelerde geçirirler. Mısır ve arpa ekimi ilkel yöntemlerle yapılır. Toprak 2 yılda bir nadasa bırakılır, gübre kullanılmaz. Toprak bir çift hayvanın çektiği tahta bir karabasanla, sonbahar yağmurlarından sonra sürülür. Hasat ve harmanda yalnızca insan ve hayvan gücünden yararlanılır. Toprakta özel mülkiyetin olduğu yörelerde fellahin denilen topraksız köylüler ya da küçük çiftçiler ile hammasin denilen ve ürünün beşte biri karşılığında çalıştırılan işçiler bulunur. Yağışların düzensizliği, siyasi istikrarsızlık, katı mülkiyet kuralları ve otlatmaya öncelik verilmesi gibi etkenler yüzünden toprağı iyileştirici yöntemler gelişmemiştir. Bununla birlikte vahalarda ve belirli dağlık yörelerde yaşayan köylüler daha işlek tarım teknikleri uygulayarak tahıl, sebze, zeytin, meyve ve hurmaya dayalı yoğum bir karma tarımla uğraşırlar. Köylerde çömlek yapımı ve dokumacılık gibi işlerin çoğunu kadınlar görür. İmalat gelişmemiştir. Köylerde tahıl öğütme dışındaki bütün işler küçük aile atölyelerinde ilkel el aletleri kullanılarak yapılır. Başlıca imalat etkinlikleri, kumaş dokumacılığı, alet yapımı ve inşaattır. Tabakhaneler yaygın olarak her yerde bulunur. Deri sanayisinde ayakkabıcı, saraç, maroken sepicisi gibi son derece usta zanaatçılar çalışır. Kentlerdeki inşaatlarda çalışan mozaikçi, seramikçi ve heykelciler Magrip mimarisine önemli katkılarda bulunmuştur. Ev, bahçe, tarla ve hayvanlar özel mülkiyet kabul edilir ve mirasa konu olabilir. Kural olarak miras hakkı aile bireyleriyle sınırlıdır; ama akrabalar da miras üzerinde hak iddia edebilir. Aile mirasının parçalanması ve satılmasını önlemek için habüs denen vakıflar kurulmuştur. Genelde Müslüman cemaatin malı sayılan topraklar, kiracılarından belirli bir kira payı alınan fethedilmiş topraklar ile geçmişte sultan ve beylerin kabileye bıraktığı toprakları da kapsar. Toprak sahibi kabile ve klanlar tarlaları ve su kaynaklarını ailelere göre dağıtırken, otlak kullanımını belirli bir düzene bağlarlar. Her kent ya da kasabanın dışında haftada bir hayvan pazarı kurulur. Kırsal kesimde de suk denen haftalık pazarlar kurulur; buralarda çerçiler Avrupa mallarını ve kentlerde yapılmış eşyaları satar. Bölgelerarası ticaret sınırlıdır. Malla, deve veya katır sırtında taşınır. 1930 lardan sonra sömürgeciliğin etkisiyle geleneksel yapıda belirli bir çözülme başlamıştır. Kara ve demiryolu ağları kırsal kesime ticari malların yanı sıra düşünceler de taşımıştır. Fas, Tunus ve Cezayir in bağımsızlığa kavuşmasından sonra ekonomik kalkınmaya verilen önem, değişim sürecini daha da hızlandırmıştır. Bunun en önemli sonuçlarından biri de zengin tarım bölgelerine, kıyı kentlerine ve İspanya, Fransa gibi ülkelere işçi göçünün hızlanmasıdır. Kentlerde kamu görevlisi, kırsal kesimde de ücretli işçi olmak önemli bir konum haline gelmiştir. Geleneksel yapı sınıflar arası gerilimleri yumuşatıcı bir etki yaratmakla birlikte, maddi refah isteği belirli bir siyasal bilinçlenmeyi doğurmuştur. Din ve Kültür Magrip teki dinsel inançlarda İslam ve yerel gelenekler iç içe geçmiştir. Genelde bütün halk temel ibadetleri yerine getirir; ama Kur an ın bütün kurallarına yalnızca kentlerde oturan eğitim görmüş dar bir çevre uyar. Bı çevrede bile ruhlar ın varlığına inanılır. Kötü ruhlardan korunmak için yerine getirilen adetler günlük yaşamın bir parçasıdır. Gebe kadınlar muska takar, bazen de siyah incilerden yapılmış el biçiminde bir tılsım taşır. Çocuk yedi günlük olunca adı konur ve bir koyun kurban edilir. Kentlerdeki zanaatçıların başlıca estetik esin kaynağını İslam oluşturur. Kentsel mimari ve döşeme, Ortadoğu ve Endülüs etkilerini yansıtır. İspanyol-Magrip etkisinin en güçlü biçimde görüldüğü yer Fas tır. Tunus ta Fatımi etkisi yoğundur. Tunus ve Cezayir, Osmanlı kültüründen de ağırlıklı biçimde etkilenmişlerdir. Berberi sanat yapıtları düz çizgili süslemeler taşır. En zengin motifler zikzak çizgilerden geliştirilmiştir; bunlar kabileden kabileye değişiklik gösterir. Orta Atlaslar bölgesinin yünlü halılarındaki değişik renk ve dengeli yollar yaygın bir süsleme biçimidir. Elle yapılan çömlekler Neolitik örneklere çok benzer; süslü parçalar bazı eski Ege seramiklerini andırır. Başyazar Yardımcısı İsa Abdulkahhar DİZGİ ROMAN BEKİR BAŞYAZAR 07504487791 07704487791 Email: emad.rafeet@yahoo.com Email: sarayarbil@yahoo.com Adres: Erbil, Minare Mahallesi, Aşgal Caddesi

7 Sayı:67-31 Mart 2012 saray GUT HASTALIĞI VE TEDAVİSİ H. Sevcan Kasapoğlu - Serdarlı GUT HASTALIĞI Vücuttan uzaklaştırılması gereken maddeler, ürik aside dönüştürülerek atılır. Özellikle protein yapısındaki maddelerin atım şekli olan ürik asidin, atılmasında bir sorun varsa ya da çok fazla üretiliyorsa bu madde vücutta birikir. Kanda bulunan miktarı artar. Ürik asidin eklemlerde birikmesi sonucu burada iltihap oluşur. Bu soruna Gut hastalığı denir. Gut hastalığı, romatizmal bir hastalıktır. Diğer hastalıklardan farklı olarak zaman zaman ortaya çıkar. Sıklıkla ayak baş parmağındaki iltihapla kendini gösterir. Müzmin bir hastalık olan gutun, kesin tedavisi yoktur. Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülür. Gut hastalığı, en çok 40-65 yaş arasında ortaya çıkar. Kadınlarda genelde menopoz döneminden sonra görülür. Gençlerde görülmesi çok düşük bir ihtimaldir. GUT HASTALIĞININ NEDENLERİ Hastalığın nedeni, ürik asit miktarının kanda fazla olmasıdır. Bu ürik asit miktarının artmasında bazı faktörler rol oynamaktadır. Vücutta ürik asit üretimi aşırı derecede artmıştır ya da ürik asidin böbreklerden atılmasında bir bozukluk vardır. Kronik böbrek iltihabı olanlarda, idrar söktürücü ilaç kullananlarda, kandaki ürik asit miktarı artar. Bazı hastalıklar, gutun ortaya çıkmasına neden olur. Bunlar; şeker hastalığı, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi Beslenme tarzı daha önceleri önemli bir neden olarak görüldüyse de, günümüzde, bunun hastalığa yakalanma riskinde fazla bir artış gösterdiği açıklanmıştır. Fakat alkol ve sigara kullanımı guta neden olabilir. Şişmanlık gut hastalığı riskini arttırır. GUT TEDAVİSİ 1. Gutun tedavisi, hastalığın evrelerine göre farklılık gösterir. Örneğin bazı dönemlerde, sadece kanda ürik asit yüksektir ve atak yoktur. Bu durumda kandaki ürik asit miktarını azaltıcı ilaçlar hastaya önerilir. Yapılan tedaviyle ürik asit yapımı azaltılır ya da atılımı arttırılır. Bu ilaç tedavisi hasta için çok uygun bir yöntemdir. 2. Sık atak geçiren yani şiddetli gut hastası olanlar için uzun süreli tedavi gerekir. Yine ilaç tedavisi bu hastalar için uygundur. Gut hastası olanların, bol su içmesi gerekir. Böylece tuz kristallerinin çözünmesi arttırılır. Böylece böbrek taşı oluşmasının da önüne geçilir. Ayrıca mutlaka diyet yapılmalıdır. Deniz ürünlerinden, hayvansal yağlardan kaçınmanız gerekir. En uygun diyet programı, doktorunuz tarafından belirlenecektir. 3. Bunların dışında, gut hastalarının aspirin türü ilaçları kullanmaması gerekir. Rastgele alınan bu tür ilaçlar, gut hastalarına çok zararlıdır. 4. En önemlisi kırmızı etten uzak durmak, tansiyon ve kolesterolü normal sınırları içinde tutmak, ideal kiloda olmak ve diyet yapmak, guttan korunmak için yapılması gerekenlerdir. Kürdistan Olimpiyat Komitesi Başkanı: Komitede hiçbir milletin temsilcisi olsun istemiyoruz Röp: Karzan Hevleri Kürdistan Olimpiyat Komitesi Başkanı Salah Hasan, komitelerinde yer alan üyelerin, etnik temeller üzerine alınmadığını 1966 ve 1970 yıllarında futbolda uluslararası iki diploma elde eden Hasan, birinci kabinede Kültür Bakanlığı nda genel müdür olarak görev yaptı. Bağdat Üniversitesi Beden ve Spor Eğitimi Fakültesi mezunu olan Hasan, komitenin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Saray: Kürdistan Olimpiyat Komitesi nin başına, eski başkan Mala Bahtiyar ın istifasının ardından siz getirildiniz. Komitede iki yıldır Türkmen ve Hıristiyan temsilcilerden boşalan yerleri hâlâ kimse doldurmuş değil. Bu yerleri doldurmak için herhangi bir planınız var mı? S.Hasan: Sporun dini ve milleti olmadığı için, komitemizin de partilerin, milletlerin ve din mensuplarının temsil edildiği bir yer olmasını istemiyoruz. Örneğin Akad Kulübü Hıristiyanlara mahsus bir spor takımıdır. Burada tek bir Müslüman oyuncu bulamazsınız. Türkmen Spor Kulübü nün tüm oyuncuları Kürt tür. Dışarıya bakın, buradaki olimpiyat komitelerinin etnik ve dini temeller üzerine kurulmadığını göreceksiniz. Doğrusu da budur. Saray: Milletvekili Şerdil Tahsin in çabaları sonucu spora tahsis edilen ödeneklerin ne kadarı harcandı? S.Hasan: Komite olarak bu konuda bilgi sahibi değiliz. Saray: Neden peki? S.Hasan: Çünkü parayı hükümete devrettiler. Saray: Yeni projeleriniz nelerdir? S.Hasan: Komitemiz için tasarlanan bina inşaatının bir an önce bitmesini istiyoruz. Saray: Spor kulüplerine tahsis edilen bütçenin arttırılmasına çalışacak mısınız? S.Hasan: Böyle bir şey komitemizin görevleri dâhilinde değildir. Saray: Viva Kupası na az bir süre kalmasına rağmen sahalar henüz onarılmış değil. Kupa maçlarına en iyi şekilde ev sahipliği yapacağınıza inanıyor musunuz? S.Hasan: Bu konuda güvenim tamdır. Erbil, Duhok ve Süleymaniye deki stadyumların hepsi çok iyi durumda ve onarıma ihtiyaçları yoktur. Bölge sporu bilimsellikten uzak Röp: Karzan Hevleri Bölgemizde sporda mastır ve doktora gibi diplomalara sahip olanlar hayal kırıklığı yaşıyor. Hiçbir kulüpten ilgi göremeyen diploma sahipleri elde ettikleri diplomaların spor sürecine yarar sağlayacağını düşünüyorlar. Doktora tezi üzerinde çalışan Ömer Mecit, spor üzerine elde ettikleri diplomalardan hiçbir kulübün yararlanmaya çalışmadığını Bu durumun kendilerini hayrete düşürdüğünü dile getiren Mecit, diplomalarından yararlanmak istemeyen teknik direktörleri eleştirdi. Teknik direktörlerin takımlarını çalıştırırken ellerinde hiçbir programın olmadığını ifade eden doktora talebesi Ömer Mecit, teknik direktörlerin işlerinde hiçbir gelişme sağlayamadıklarını Yaşadığımız çağın teknoloji çağı olduğunu ifade eden Mecit, teknik direktörlerin spordaki yeni gelişmelerden yararlanmadıklarını Mecit, spor bilgilerini kulüp yöneticileri ile paylaşmaya hazır olduğunu da Mastır diplomasına sahip Taha Kadir, diplomasından kimsenin yararlanmaya çalışmadığını Futbolun yeni kuralları üzerine mastır yaptığını ifade eden Kadir, bilgilerinden yararlanan takımların büyük avantaj elde edeceğini Aynı zamanda bayanlar futsal hakkında da bilgi sahibi olduğunu dile getiren Mecit, bölgedeki futsal takımlarının bu bilgilerinden yararlanabildiklerini Takımları, mastır ve doktora diplomalarına sahip olan kişilerden yararlanmaya çağıran Mecit, bilgilerini her takımla paylaşmaya hazır olduğunu belirtti. Kulüplerin diplomaya inanmadıklarını ifade eden teknik adam Arslan Celal, kulüplerin diploma sahibi kişilerden ziyade bu işi gerçek zeminde yapanları tercih ettiklerini Sporda yüksek diplomaya sahip olanları kendileri bile ellerindeki diplomayla çalışmıyor diye suçlayan Celal, kulüpleri diplomalılardan yararlanmaya çağırdı. Spor yazarı Sıddık Awale, sporda yüksek diplomalılardan yararlanılması gerektiğini savundu. Kulüplerde diplomalı kişilerin bulunmadığını ifade eden Awale, bölge sporunda bilimselliliğe önem verilmediğine dikkat çekti. Awale, sporda mastır ve doktora sahibi kişilerin ilgi görmediklerini Teknik adamların çalışmalarında bilimselliğe önem vermesi gerektiğini savunan Awale Artık klasik spor dönemi bitti dedi.

6 Sayı:67-31 Mart 2012 saray Kürt Yazarlar Birliği Erbil Kol Başkanı Abdurrahman Ferhadi: Türkmen edebiyatının gelişmesinde bir katkımız olsun istiyoruz Röp-Saray Kürt Yazarlar Birliği Erbil Kol Başkanı Abdurrahman Ferhadi, Türkmen edebiyatçı ve yazarlar için seminer ve sempozyum düzenlemek istediklerini Kısıtlı çalışmalar ve faaliyetlerde bulunduklarını itiraf eden Ferhadi, kol hakkında bilgi verdi. Edebi kitap ve dergiler bastırıyoruz seminer ve sempozyum düzenliyoruz Kürt Yazarlar Birliği Erbil Kol Başkanı Abdurrahman Ferhadi, edebi kitap ve dergiler bastırmak, seminer ve sempozyum düzenlemek, çalışma ve faaliyetlerinin başında geldiğini İki ayda bir Yeni Yazar adında bir dergi çıkardıklarını ifade eden Ferhadi, dergiden bugüne kadar 59 sayı çıkarmayı başardıklarını Haftada bir seminer düzenlediklerini dile getiren Ferhadi, yazarların edebi eserlerini de bastırdıklarını belirtti. Kol olarak, Kürt Yazarlar Birliği nin 6. kongresinin ardından çalışmalarına hız kazandırdıklarını ifade eden Ferhadi; edebiyatçı, yazar ve sanatçıları kucakladıklarını ve bunları haftalık olarak düzenledikleri seminerlerde buluşturduklarını belirtti. Erbil de edebi bir hareketlenmenin söz konusu olduğunu söyleyen Kürt Yazarlar Birliği Erbil Kol Başkanı Ferhadi, basın ve yayın kuruluşlarının sayısının arttığına dikkat çekti. Maddi imkânlarının kısıtlı olmasına rağmen iyi çalışmalara imza attıklarını dile getiren Ferhadi, yerel gazetecilerin iyi beceriler kazandıklarını Türkmen edebiyatçıları için seminer düzenlemek istiyoruz Türkmen edebiyatçılarıyla ilişkileri bulunmasa da Türkmen edebiyat sürecine hizmet etmek istediklerini ifade eden Ferhadi, ilk kuruluş kongresini düzenlediği için Türkmen Edebiyatçı ve Yazarlar Birliği ni tebrik etti. Türkmen edebiyat sürecine hizmet etmek ve Türkmen edebiyatçılarıyla güçlü ilişkiler kurmak istediklerini belirten Kol Başkanı Abdurrahman Ferhadi, birliklerinin adı Kürt Yazarlar Birliği olsa da, Türkmen edebiyat sürecine hizmet etmek istediklerini Türkmen edebiyatçılarına seminer ve sempozyum düzenlemeye hazır olduklarını belirten Ferhadi, Türkmenlere kapılarının her zaman açık olduğunu vurguladı. Diğer etnik grupların da edebiyatçı ve yazarlarını kucaklayabilmesi için, birliklerinin adının Kürdistan Yazarlar Birliği olmamasını çok istediklerinin altını çizen Ferhadi Ancak bu isme kongre karar verdiği için elimizden bir şey gelmiyor diye konuştu. Edebiyatta gerileme yok Edebiyatın gerilediği iddialarına yanıt veren Ferhadi, kol olarak geçtiğimiz Şubat ayında 18-25 yaş arası gençler için şiir ve hikâye yarışması düzenlediklerine dikkat çekti. Dereceye girenleri ödüllendirdikleri yarışmayı Kültür ve Gençlik Dairesi nin organize ettiğini ifade eden Ferhadi, bu yıl Erbil genelinde Safi Hirani adında bir festival düzenleyeceklerinin müjdesini verdi. Edebiyatın gerilediği iddialarının doğru olmadığını dile getiren Ferhadi şöyle konuştu, Edebiyatın teknoloji karşısında gerilediğine inanmıyorum. Çünkü edebiyat her devirde elit tabakanın malı olmuştur ve edebiyat okuyanlara her devirde rastlanmıştır. Türkmen yazarlar tercümeye önem vermiyorlar Saray-Erbil Önemli bilimsel kitapların farklı dillere tercüme edilmesinde maddi imkânlar etkili oluyor. Selahaddin Üniversitesi nde görev yapan bir Kürt öğretim üyesi, Yüksek meblağda para olmadan önemli bilimsel kitapları çevirmek imkânsızdır dedi. Türkmen üniversite hocası Dr. Salim Otrakçı, bazı Türkmen yazarların Türkçeyi iyi konuşamadıkları için bu dilde yazılmış eserleri çevirmekte zorlandıklarını Otrakçı, yeteri kadar matbaa bulunmamasının tercüme çalışmalarına engel olduğunu da Medeniyetler alışverişi olarak kabul edilen tercümeye toplumlar büyük önem veriyor. Kültür Bakanlığı bunun için her yıl astronomik paralar tahsis ediyor. Ancak Türkmenler tercümeye fazla ilgi göstermiyorlar. Medeniyet inşa etmenin en önemli ayağını tercüme çalışmalarının teşkil ettiğinin altını çizen Türkmen öğretim görevlisi Dr. Salim Otrakçı, tercümeden toplumların büyük faydalar gördüğüne dikkat çekti. Üç dilde yazan İbrahim Halil adlı Türkmen edebiyatçı, ağırlıklı olarak Türk edebiyatı alanında eserler ortaya koyuyor. Maddi imkânsızlıkların tercüme çalışmaları önünde engel teşkil ettiğini ifade eden edebiyatçı İbrahim Halil, tercüme çalışmalarının çok yavaş ilerlediğini Türkmen Kardeşlik Ocağı nın, belli aralıklarla eserlerini basarak iyi hizmetler yaptığını dile getiren İbrahim Halil, Yıl içinde Türkmenceye çevrilen kitap sayısı çok düşüktür. Tercüme için yeteri kadar finansman ayrılmıyor dedi. Türkmen yazar Muhammet İlhanlı da tercüme çalışmalarından memnun değil. Maddi olarak Türkmenlerin kısıtlı imkânlara sahip olduklarını ifade eden İlhanlı, Türkmen kuruluşlarının kendilerine değil Kürtlere çalıştıklarını Kürt basın-yayın kurumlarını Türkmen kültürel kurumlarına yardım etmeye çağıran İlhanlı, Kürdistan Bölgesi ndeki milletlerin, kültürel kurumlarının desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Kerküklü Türkmen yazarlar seviye olarak Erbilli soydaşlarının ilerisinde. Bunu, Kerkük teki Türkmen yazar sayısının çokluğuna bağlayan yazar Sabah Bezirgan, ayrıca Kerkük te tercüme hareketinin de çok önde olduğunu Bezirgan, Arapça yazılmış önemli eserleri Türkçeye çevirdiklerini Türkmen yazarların tecrübeli olduklarını ifade eden yazar Sabah Bezirgan, bu yazarların kimi zaman kendi ceplerinden ödeyerek kitap bastırdıklarına dikkat çekti. Bezirgan, Türkmen kültürüne büyük hizmetleriyle meşhur yazarımız Ata Terzibaşı nın eserleri Arapçaya çevrildi. Ayrıca Arapça dan da Türkçe ye çok kıymetli eserleri çevirdik diye konuştu. Ünlü Kürt yazar ve akademisyen Dr.Kemal Maruf, kitap çevirmenin kolay bir iş olmadığını savundu. Tercümanın çevirdiği dili iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Maruf, Tercümenin belli bir plan çerçevesinde yapılması ve bunun için iyi bir finansmanın tahsis edilmesi gerekir diye konuştu.

5 Sayı:67-31 Mart 2012 saray Emekli polis subayı Vurya Maruf: Zamanında Erbil de 10 subay ve 7 komiser vardı Röp: Seyit Fahrettin Erbilli Emekli polis subayı Vurya Maruf Cezravi, gazetemize hayat hikâyesini anlattı. 19-67 de Erbil de Nüfus Dairesi Müdürü olan Vurya Maruf, o dönemlerde kentteki tüm polis teşkilatında 10 subay ve 7 komiserin olduğunu Maruf, polis ve asayiş unsurlarına nasihatlerde bulunmayı da ihmal etmedi. Aile olarak kökenleri Botan Bölgesi nden gelen emekli polis Maruf, ailece Erbil e gelerek Kale ye yerleştiklerini Kale de kendilerinin Pismamlar olarak çağrıldıklarını ifade eden Maruf, Pismamlar denilmeseydi kimse bizi tanımazdı. Şimdi Kale de Pismamlar adında bir mahalle bulunuyor dedi. 1944 Kale doğumlu Vurya Maruf, üçü kız biri erkek 4 çocuk babasıdır. İçinde çocukluğundan beri polisliğe karşı yoğun bir istek olduğunu ifade eden Maruf, 1962 de liseden mezun olup eğitim fakültesinde tahsiline başladığını belirtti. Eskiden toplumun polislere büyük hürmet ettiğini dile getiren emekli polis subayı, Polis ve asayiş unsurlarına ne kadar hürmet edilse azdır. dedi. 1967 de Erbil e taşınarak nüfus dairesinde müdürlük görevine başladığını belirten Vurya Maruf şöyle devam etti, Nüfus müdürlüğü görevinden sonra Erbil kaymakamı oldum. Burada subaylar Abdullah Haylani, Cevdet ve Vecdi ile tanıştım. Ben subayken onlar daha komiserdi. O dönemlerde kentte tüm polis teşkilatında 10 subay ve 7 komiser vardı. O zaman insanlar torpil yaparak polis olurdu ve tayin olabilmeleri için ilk önce Bağdat ta, sonra Erbil de yetkili makamlara işlem başvurusu yapması gerekiyordu. Çünkü Bağdat onay vermezse polis olunamazdı. Arap ses sanatçılarından Mısırlı Ümkelsüm, Ferit Etraş ve Abdülhalim Hafız, Iraklı ses sanatçılarından Yas Hızır, Hamit Mansur ve Hüseyin Nime, Kürtlerden Hasan Zirek, Tahır Tevfik ve Resul Gerdi yi dinleyen Vurya Maruf, zamanında radyoda sabahları Lübnanlı ses sanatçısı Feyrüz, geceleri ise Ümkelsüm şarkılarının çalındığını O zamanlarda Perşembe günleri Ümkelsüm ün konser yaptığını hatırlatan Vurya Maruf, Ümkelsüm ün kasetlerini aldıklarını Türkmenler den Mışko, Haba, Ekrem Tuzlu ve Yunus Hattat ın hayranı olduğunu ifade eden emekli polis subayı, Bu şarkıcılar sanatın hakkını veriyorlar dedi. Polis kolejine alındığı günün hayatının en güzel günü olduğunu, ancak emekli olduktan sonra işine yeniden dönmek istemediğini dile getiren Vurya Maruf, Hayat fırsattır ve bir defa yaşamak lazım. Bir şeyi tekrar yaparsan tat alamazsın ve her şey zamanında güzeldir. Ben 64 yaşındayken emekliye ayrıldım. Dinlenme zamanım artık geldi diye düşünüyorum diye konuştu. Sporsuz bir hayatı düşünmek imkânsız diyen Vurya Maruf, sporun kendisi için önemli ve kutsal olduğunu düşünüyor. Polislik mesleğinin kutsal olduğunun altını çizen Maruf, polislerin güler yüzlü olmalarını ve insanlara yakışır şekilde hizmet etmeleri gerektiğini Altunköprü Katliamı Anısına Ahmet Seyit Yakup Bundan tam 21 yıl önce Baas Partisi nin faşist askerleri, Altunköprü ye baskın düzenleyerek, çocuk, genç, yaşlı, erkek, kadın demeden onlarca Türkmen i hunharca katletti. Her yıl Mart ayı geldiğinde, acı tatlı farklı günler anılır. Bu anılardan biri de Altunköprü ve Tuz Bölgelerinde sivil Türkmenlere karşı işlenmiş olan katliamdır. Devrik Baas rejimi tarafından işlenen bu katliamların yıldönümlerinde Türkmenler şehitlerini milletçe yâd eder. Topraklarında mensubu oldukları halklarının özgürce yaşaması için canlarını feda eden şehitlerimiz aslında bize şöyle bir mesaj veriyor, Eğer vatan ve millet tehlikeyle karşı karşıya kaldıysa bizim yaptığımız gibi canınız pahasına olsa bile mücadele etmelisiniz. 21 yıl önce millet olarak huzurlu ve özgür yaşayabilmemiz için canlarını feda eden şehitlerimizin bu mesajını iyi okumalıyız. Devrik rejimin Altunköprü katliamındaki amacı, Irak ta yıllarca kendi yönetimi altında yaşamış bir milleti yok etmekti. Ancak başaramadı. Zira böyle Yeni yayınlar Şair ve yazar Hacı Burhan Yaralı nın kaleme aldığı Erbil Destanı adlı şiir kitabı piyasaya çıktı. Yaralı nın, masraflarını kendisinin karşıladığı kitapta; Erbil in tanınmış şahsiyetleri, kentin yapısı, gelenek ve görenekleri tanıtılıyor. Ayrıca Türkmen yazar ve araştırmacı Şirzat Şeyh Muhammet in de Erbil Mezarlıkları ve Türbeleri ve Peygamber Mevlüdnamesi adında iki yeni eseri piyasaya çıktı. Türkmen kütüphanesine değerli eserler kazandıran yazarlar Burhan Yaralı ve Şirzat Şeyh Muhammet e başarılar dileriz. erdemli ve parlak bir tarihe sahip olan millete diz çöktürmek hiç de kolay değildir. Burada Türkmen yetkililerine ve ileri gelenlerimize sesleniyorum; Yeter artık, bölünmüşlüğe son verin, birbirinizi kabul edin, saflarınızı birleştirin ve hep önünüze bakın... Kazım Hacı Kadir den izah 7 Mart 2012 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen bir şiir gecesine katıldım. İstanbul Çiçekleri adlı gecede, benden şiir okumam istendi. Ben de yazar ve şair Hacı Burhan Yaralı dan aldığım parça şiiri okudum. Ancak geceyi organize eden kurum tarafından hazırlanan kitapta, okuduğum şiir benim adıma basılmıştır. Bu hatadan dolayı Hacı Burhan Yaralı dan özür dilerim.

4 Sayı:67-31 Mart 2012 saray Dr. Arslan Bayiz: Şeref kıtasına Türkmen ulusal kıyafeti giymiş polislerin atanması fikrine sıcak bakıyorum Röp-Saray Bölge parlamentosunun yeni başkanı Dr. Arslan Bayiz, Türkmen taleplerini desteklediğini Elimden geldiği kadar Türkmenlerin tüm taleplerini yerine getireceğim. Çünkü bu taleplerin hepsi haklı taleplerdir diyen Bayiz, parlamento bütçesini yeniden gözden geçireceklerini Gazetemize özel bir röportaj veren Bölge Parlamento Başkanı Dr. Arslan Bayiz, kendisine bir Türkmen danışman tayin edeceğini de ifade etti. Saray: Vaktiyle Türkmen milletvekilleri, parlamento şeref kıtasına Türkmen polislerin atanması ve parlamento levhasının Türkmence de yazılması gibi taleplerini gündeme getirmişlerdi. Ancak bir önceki parlamento başkanı Kerkük Kürdistan Bölgesi ne geri dönmediği sürece Türkmen taleplerine cevap vermeyeceklerini söylemişti. Parlamentonun yeni başkanı olarak bu taleplere karşı yaklaşımınızı öğrenebilir miyiz? A.Bayiz: Şeref kıtasına Türkmen ulusal kıyafeti giymiş polislerin atanması fikrine sıcak bakıyorum. Şeref kıtasında nasıl Hıristiyanlar temsil ediliyorsa aynı şekilde Türkmenler de temsil edilmelidir. Ben bu konuyu Türkmen gruplarıyla konuşmuştum. Türkmenlerin bu taleplerini elimden geldiği kadar yerine getireceğim. Çünkü bu talepler haklı taleplerdir. Örneğin bir demet çiçek, tek bir çiçekten daha güzeldir. Dolayısıyla şeref kıtasında Kürdistan Bölgesi ndeki tüm etnik gruplar temsil edilirse dış dünyaya kendimizden iyi bir görüntü vermiş oluruz. Aynı zamanda bölge milletleri olarak uyum içinde olduğumuzu ispatlamış oluruz. Parlamento levhasının Türkmence de yazılması meselesine gelince; muhtemelen kardeş Hıristiyanlar da benzer bir taleple gelecekler. Dolayısıyla bu konuda karar veremem. Bu talep mütehassıs bir komisyon tarafından ele alınmalı. Bölgemizdeki toplumlar kendi dilleriyle eğitim yapma ve kendi kültürlerini kullanma hakkına sahiptir. Ancak parlamento levhasının farklı dillerle yazılması konusuna mütehassıs bir komisyon bakmalıdır diye düşünüyorum. Saray: Parlamento içtüzüğünün Bir yasa tasarısının sunulmasında 10 milletvekilinin imzası şarttır yönündeki maddesinin tadili gündemde. Çünkü bildiğiniz gibi kota gereği, 5 vekille temsil edilen Türkmenler yasa teklifinde bulunamıyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? A.Bayiz: Yasa tasarıları etnik esasa göre sunulmuyor. Bu, grupların işidir. Örneğin parlamentoda temsil edilen gruplar bazı durumlarda birlikte yasa tasarıları sunuyor. Muhtemelen bazı durumlarda Türkmenlerin talepleri Hıristiyanlarla ve Kürdistani listesiyle uyuyor. Hıristiyanların İslami gruplarla birlikte yasa teklifinde bulunduklarına şahit olmuştuk. Dolayısıyla sunulan yasa tekliflerinden Türkmen ve Hıristiyanların faydalanamadığı gibi bir şey söz konusu değildir. Çünkü sunulan tekliflerde amaç halka hizmet etmektir. Saray: Peki, sunulan yasa teklifi Türkmen toplumunu ilgilendiriyorsa o zaman ne olur? A.Bayiz: Eğer böyle bir teklif yasalara uygunsa o zaman parlamento başkanlığı tarafından incelenir ve kabul edilir. Zaten parlamento başkanlığı böyle bir yetkiye sahiptir. Saray: Kendinize bir Türkmen danışman tayin edeceğiniz söyleniyor. Bu danışman sözleşmeli olacak ve Türkmen işleriyle ilgilenecek, doğru mu? A.Bayiz: Evet doğru. Bu talebi bana Türkmen çevreleri sundu. Saray: Kürdistan Anayasası nın parlamentoya geri gönderilmesi gündemdeyken, Türkmen çevreleri anayasaya Bölge Başkanının ve Hükümet Başkan Yardımcısının Türkmen olması yönünde bir madde eklenmesini önerecekler. Siz böyle bir talebe evet diyecek misiniz? A.Bayiz: Bu konuda kesin bir şey diyemem. Çünkü bu talep de incelenmesi gereken bir taleptir. Kaldı ki burada sadece Türkmenler bulunmuyor, Hıristiyanlar da bulunuyor. Türkmen ve Hıristiyanların talepleri kesinlikle yasal ve meşrudur. Ancak anayasa tekrar parlamentonun gündemine geldiği zaman muhtemelen laik ve İslami grupların da talepleri olacak. Herkes anayasada değişiklik yapılmasını isteyebilir. Saray: Geçenlerde, özellikle 2011 bütçesinde bazı partilere ait medya kuruluşlarına finansman tahsis edilmişti. Acaba bu yılın bütçesinde Türkmen medyasına finansman tahsis edilmesini destekleyecek misiniz? A.Bayiz: Tüm grupları temsil eden herhangi resmi bir televizyon kanalı bulunmuyor. Parlamento tv hariç ki bu kanal parlamentodaki tüm grupları temsil ediyor. Eğer Bugün Türkmenlere mahsus bir televizyon kanalı kurulursa, bu ters bir şey olur. Çünkü o zaman Hıristiyanlar da bizden televizyon kanalı isteyeceklerdir. Saray: Ancak nüfus olarak bölgenin en büyük ikinci toplumu olan Türkmenlerin medya kuruluşları yok. Hükümetin buna bir çare yolu bulması gerekmez mi? A.Bayiz: Hükümetin kendine ait medyası olmadığı gibi Türkmen ve Hıristiyanların da olmaz. Saray: Türkmen vekillerin çalışmalarından memnun musunuz? A.Bayiz: Hepsi aynı değil. Kimisi aktif kimisi pasif halde. Bu durum diğer gruplar için de geçerlidir. Saray: 76 milyarlık parlamento bütçesinin çok fazla olduğu söyleniyor. Acaba 2012 bütçesini kısıtlama gibi bir planınız var mı? A.Bayiz: Bu göreve geleli bir ay oldu. Bütçeden hiç haberim yok. Az mı çok mu bilmiyorum. Bütçenin yeterli olup olmadığını incelemek için bir komisyon teşkil edeceğim. Komisyon eğer fazladır derse bütçeyi kısıtlayacağız. ITC Başkanı Erşet Salihi: Hiçbir taraftan para almıyoruz ve kendi imkânlarımızla geçiniyoruz Röp: Saray Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı ve Milletvekili Erşet Salihi, gazetemize verdiği özel röportajda, Türkmenler e karşı dürüst politikalar uygulamaları halinde iki Kürt grubuna diyalog kapısını açık tutacaklarını ITC üyelerine ödenen maaş konusuna da temas eden Salihi, ITC, Irak Hükümeti nden para almadığı için kendi maddi imkânlarıyla geçiniyor dedi. Saray: ITC nin bölgedeki siyasi partiler toplantısına çağrılmamasına, bu kuruluşun Türkmeneli uydu kanalında, Erbil deki bürosunu ziyaret eden KDP ve KYB nin adından Kürdistan sözcüğünün kaldırılmasının sebep olduğu söyleniyor, bu doğru mu? E.Salihi: Bizim isim konusunda bugüne kadar bir problemimiz olmadı. Her kanalın ve her gazetenin kendine özgü bir çizgi ve bir politikası olduğunu biliyoruz. Türkmen medyası neden böyle bir yaklaşım içinde diye soracaksınız, bunun bir arka planı olmalıdır. Eğer KDP ve KYB Türkmen toplumuna iyi niyetli davranırsa, bu iki parti, arazilerine el koyduğu Türkmen ailelerine tazminat öderse ve bu topluma karşı dürüst bir politika uygularsa, o zaman biz bu iki partiyle diyalog kapısını açık tutarız. Bunun için ilk adımı onlar atmalıdır. Saray: Saddam sonrasında, ekonomik durumda birçok şey değişti. Ancak ITC kendi üyelerine eskisi gibi çok düşük bir maaş ödüyor. Büro sorumlularının makam arabaları ve korumaları yok. Bu neden kaynaklanıyor? E.Salihi: ITC, Irak Hükümeti nden para almıyor ve kendi imkânlarıyla geçiniyor. Bizim üyelerimiz birer mücadelecidir. Böyle olmasaydı bizimle 100 veya 200 dolar gibi az bir maaş karşılığında çalışmazlardı. Kaldı ki partide çalışmak devlette çalışmak gibi değil. Üyelerimiz kalben ve ruhen bizimle çalışıyorlar. Bunlar canlarını ortaya koymuş insanlardır. Bunların çoğu ITC ye kendi ceplerinden bağışta bulunuyor. Bizim, bazı üyelerimize harcırah masrafı olarak sağladığımız yardımı maaş gibi algılamamak lazım. Çünkü bunlar bizde memur değiller. Biz televizyon ve matbaamızdan gelir elde ediyoruz. Irak Parlamentosu ne zaman partiler yasasını kabul ederse, o zaman partilere hazine yardımı sağlanacak. Bu gerçekleştiği takdirde üyelerimizin maaşlarını yeniden gözden geçireceğiz. Saray: Irak Parlamentosu Türkmen bölgeleri için genel bütçeden ödenek ayırdı. Ancak bu para neden hala harcanmadı? E.Salihi: Parlamentonun bu kararı, Cumhurbaşkanın onayının ardından uygulanacak. Geçenlerde bütçeden Türkmen bölgeleri için ödenek ayrılması kararının çıkması konusunda Maliye Bakanlığı ndan itiraz gelmesin diye çok ayak diremiştik. Şunu da bilmemiz gerekir ki bu para bize, Irak petrolünün artan gelirinden harcanacak. Irak Hükümeti şimdi bize karşı yükümlülüklerini yerine getireceğine dair bir sınavdan geçiyor. Saray: Geri verilen matbaanızı neden Kerkük e taşıyorsunuz. Neden Erbil de bırakmıyorsunuz? E.Salihi: Matbaamız nerede olursa olsun tüm Türkmenler in malıdır. Erbil deyken Türkmenlere çok hizmet etmişti. Şimdi ister Bağdat ta olsun ister Telafer de olsun bizim için fark etmez, çünkü matbaa halkımıza hizmet için çalışacak.

3 Sayı:67-31 Mart 2012 saray Milletvekili Şerdil Tahsin in çabaları sonuç verdi Türkmenler, Bölge Öğretmenler Birliği nde resmen temsil edilecek Saray-Erbil Parlamentoda grubu bulunan Türkmen Erbil Listesi Başkanı Şerdil Tahsin in çabaları sonuç verdi. Artık Türkmen Birliği nin hem yönetiminde hem de birliğin şubelerinde temsil edilecek. Bu gelişme Türkmen öğretmenleri çok sevindirdi. Bilindiği gibi Kürdistan Öğretmenler Birliği, geride bıraktığımız 2011 yılının Ekim ayında toplam 579 delegenin katılımıyla 12. kongresini yapmıştı. Ardından 19 Mart 2012 günü bölge parlamentosu birlikler yasasını kabul etti. Yasaya göre Türkmen ve Hıristiyanlar, Öğretmenler Birliği nin hem yönetiminde hem de birliğin şubelerinde temsil edilecek. Konuyla ilgili gazetemize konuşan bir Türkmen öğretmen, Öğretmenler Birliği nin yönetiminde ilk kez temsil edileceklerini Birliği yönetiminde Türkmenleri temsil eden öğretmen Nurettin Hasan, Nisan ayında Öğretmenler Birliği şubeleri tarafından gerçekleştirilmesi beklenen konferansta, Türkmenlerin birliğin yönetiminde temsil edileceğini ifade etti. Bunun, parlamentonun kabul ettiği yasaya uygun olduğunu savunan Hasan, Türkmenlerin öğretmenler birliği yönetiminde temsil edilmesinde yasanın etkili olduğunu Yasanın kabulünde Türkmen Milletvekili Şerdil Tahsin in büyük çabası olduğunu belirten öğretmen Nurettin Hasan, Türkmenlerin artık hem Öğretmenler Birliği nin yönetiminde hem de birliğin şubelerinde temsil edileceğini Öğretmen Nurettin Hasan, yasanın geçmesinde emeği olan parlamento başkanı, eğitim, yasa ve içişleri komisyonlarına, Türkmen ve Asuri temsilcilerine teşekkür etti. Yasanın geçmesinde büyük çabalar harcayan Türkmen Milletvekili Şerdil Tahsin, Parlamentoya gönderilen Birliği yasasında Türkmen ve Hıristiyan öğretmenlerin, birliğin yönetimi ve şubelerinde temsil edildiğine temas edilmediğini anladım. Bunlar birliğin yönetimi ve şubelerinde somut olarak temsil edilse de yasada böyle bir hüküm geçmiyor. Dolayısıyla yasaya karşı tepkilerimi dile getirerek tadilini talep ettim. Ardından Hıristiyan milletvekillerinin de desteğini aldıktan sonra eğitim komisyonuyla bir toplantı yaptık. Toplantıda yapılan oylamada Türkmen ve Hıristiyan öğretmenlerin Birliği nin yönetiminde ve şubelerinde temsil edileceği hükmünün, birliğin yasasına konulması kararı oybirliğiyle kabul edildi dedi. Diğer Türkmen milletvekillerinin yasaya kayıtsız kaldıklarını ifade eden Tahsin şöyle devam etti, Diğer Türkmen milletvekillerinin yasadan haberleri olduğunu sanmıyorum. İki kişi hariç Hıristiyan temsilcileri de haberdar değildi. Öğretmenler Birliği ndeki Türkmen ve Hıristiyan temsilciler de öyle. Türkmen ve Hıristiyanlar, Birliği nin hem yönetiminde hem de birliğin şubelerinde temsil edilmesi Türkmen öğretmenleri çok sevindirdi. Kararın kendilerini sevindirdiğini dile getiren Türkmen öğretmen Felah Yasin, Türkmen öğretmenlerin birlikte temsil edilmesinin meşru bir hak olduğunu Nüfus olarak bölgenin en büyük ikinci unsuru olduklarını ifade eden Yasin, daha fazla hakka sahip olmaları gerektiğini Öğretmen Felah Yasin, yasanın yürürlüğe geçmesinde emeği olan Türkmen milletvekilleri ve öğretmenler birliğindeki temsilcilerine teşekkür etti. Karardan duyduğu memnuniyeti dile getiren öğretmen Azat Küreci ise, Türkmenler için özel bir birliğin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu savundu. Birliği nde Türkmen temsilci bulundurmadan önce Türkmen öğretmenler için özel bir birliğin kurulmasının düşünülmesini talep eden Küreci, Parlamentodan geçen yasaya göre Kürdistan Öğretmenler Birliği nde temsil edilecek Türkmen üyeler beklentilerimizi karşılamayabilir diye konuştu. Parlamentonun Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu nun çalışması engelleniyor İsa Abdulkahhar-Erbil Parlamento başkanının desteğini alamayan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu çalışamaz hale geldi. Parlamento tarafından ölü komisyon olarak adlandırılan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu başkanı ve 4 üyesi görevlerinden istifa ettiler. Komisyonun istifa eden üyesi Serhenk Fereç, komisyonun hiçbir iş başaramayacağına inandığı için görevinden istifa ettiğini Parlamentoda grubu bulunan Değişim Hareketi üyesi Fereç, komisyonun ölü olarak doğduğuna dikkat çekti. Komisyonda kalmasının zaman kaybından başka bir şey olmadığını ifade eden Kürt Milletvekili Serhenk Fereç, parlamento başkanının komisyona destek vermediğini Komisyonun aktif olamamasının nedenlerini gazetemize anlatan Fereç, İktidar, yolsuzlukla mücadele yapılmasını istemediği için komisyonumuz pasif kaldı dedi. Fereç, komisyonun maksatlı olarak arka plana itildiğini de belirtti. Bölge parlamentosu bünyesinde 19 komisyon görev yapıyor. Her komisyon bir başkan, bir başkan yardımcısı, bir raportör ve 8 üyeden oluşuyor. Parlamentonun arka plana itilen tek komisyonu olan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu çalışmalarına sadece 4 üyeyle devam ediyor. Komisyonun istifa eden bir diğer üyesi olan Dr. Server Abdurrahman, komisyona yolsuzlukla aktif mücadele edebilmek ümidiyle katıldığını Kürdistani Listesi grup üyesi Abdurrahman, komisyonun önem görmediğini ve kendisine yeterli bilgi sağlanmadığını anladığı için görevinden istifa ettiğini Komisyonun parlamento başkanından destek görmediğini ifade eden Kürt Milletvekili Server Abdurrahman, komisyonun aktif hale getirilmesini ümit ettiğini Bu konuda parlamentonun yeni başkanı Dr. Arslan Bayiz den çok şey beklediklerini dile getiren Abdurrahman, komisyona daha fazla yetki verilmesini ümit etti. Komisyonun feshi konusunun gündemde olup olmadığı yönündeki sorumuzu yanıtlayan yasa komisyonu üyesi Goran Azat, parlamentonun bir komisyonunun feshine hükmeden hiçbir yasal metnin bulunmadığına dikkat çekti. Her komisyonun en az 6 üyeden oluşması gerektiğini ifade eden Goran, Mali Denetim Kurumu nun olmadığı bir yerde Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu nun büyük önem arz ettiğini Değişim Hareketi grup üyesi ve aynı zamanda yolsuzlukla mücadele komisyonunda da görev yapan Adnan Osman, komisyonu ölü komisyon olarak niteledi. Komisyonun, parlamento başkanının destek vermemesi ve 7 üyesinin istifa etmesi nedeniyle pasif hale geldiğini ifade eden Osman, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu ndan söz etmek mümkün değil dedi. Komisyonun faal olabilmesi için alınan tedbirlerin yeterli olmadığını dile getiren Osman, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, parlamentonun çalışamaz durumda olan tek komisyonudur diye konuştu. Siyasi gözlemci Abdulhalık Mesut, yolsuzluğun bölgede had safhada olduğuna dikkat çekti. Bölgede yolsuzlukla mücadelenin çok zor olduğunu ifade eden gözlemci Mesut, kurulan komisyonların yolsuzlukla savaşmakta aciz kaldığını savundu. Irak Parlamentosu bünyesindeki Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu nun büyük işler başardığını ifade eden Mesut, Bağdat taki komisyonun 5 bin soruna çözüm getirdiğini ve milyonlarca dinarı bütçeye geri kazandırdığını Ancak bölgedeki komisyonun yolsuzluğa karşı yenik düştüğünü savunan Mesut, komisyondan istifa eden üyelerin, yolsuzluğa karşı başkaldırdıklarını ve istifa etmekle iyi bir şey yaptıklarını

2 Sayı:67-31 Mart 2012 saray Şeyh Edhem Barzani: Partilerin işlerine karışmak iyi sonuçlar doğurmaz Röp-Saray Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) yönetim üyesi ve tanınmış şahsiyet Şeyh Edhem Barzani, gazetemize özel olarak verdiği röportajda, mevcut durum ve Türkmen meselesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Türkmenleri, haklarına kavuşabilmeleri için birlik olmaya davet eden Barzani, kurulacak yedinci kabinenin süresinin uzatılmaması gerektiğini vurguladı. Saray: Bildiğiniz gibi KDP, yeni hükümeti ancak 6 ayda kurabildi. Siz KDP olarak Neçirvan Barzani hükümetinin süresini uzatmayı planlıyor musunuz? E.Barzani: Umarım uzatılmaz. Çünkü yasalar diyor ki; seçimler 4 yılda bir yapılır. Biz ne zaman yasaları öğreneceğiz? Ne zaman yasalara saygı göstereceğiz? Saray: Ancak 2 yıl görev yapacak olan KDP hükümeti üzerinden 6 ay geçti? E.Barzani: Umarım Neçirvan Bey, sahip olduğu azim ve yetenekle bunun üstesinden gelir ve kayıp 6 ayı telafi edebilir. Şunu çok emin olarak söyleyebilirim ki Neçirvan Bey vatana en iyi şekilde hizmet edecektir. Saray: 1933 Anayasası nda Arapça nın ülkenin resmi dili, Kuzey Irak ta ise Türkmence ve Kürtçe nin iki resmi dil olduğu yazıyor. Ancak neden Türkmence, Irak ve Kürdistan Anayasalarında resmi dil olarak kabul edilmiyor veya neden biz de levhalarımızı Hıristiyanlar gibi kendi dilimizde yazamıyoruz? E.Barzani: Türkmenler, Kürdistan da yaşayan tek millet değildir. Kürdistan ı oluşturan bir millettir. Kürdistan, Kürtlerin olduğu gibi Türkmenler in de toprağıdır. Bölge nasıl ki Kürtlerin eviyse, aynı şekilde Türkmenlerin de evidir. Sanırım aynı evde yaşayan bir kişi diğerine ayrı bir hak tanımaz. Buradaki haklar müşterektir. Biz hepimiz bu evin birer evladıyız. Benim adım Kürt iken, seninki Türkmen. Ben sana hak vermem, çünkü sen de evsahibisin ve aynı haklardan yararlanıyorsun. Ben bölgedeki millet ve din mensupları için böyle düşünüyorum. Sorunuza gelince hepimize ait olan bölge anayasasında Türkmenlerle ilgili ne varsa aynen uygulanmalıdır. Size ayrı haklar verilmesin, çünkü burası kendi eviniz. Kürtlere eğitim, siyasi, kültürel, askeri ve ekonomik alanlarda tanınmış haklar sizin de hakkınız sayılır. Saray: Bildiğiniz gibi Saddam iktidarı döneminde Kürtler adına bir takım kukla partiler teşkil edilmişti. Bugün böyle bir durum Türkmenler için de geçerlidir. Aynı zamanda hem parlamentoda hem de hükümette Türkmen temsili çok düşüktür. Sizin bu konudaki görüşünüzü öğrenebilir miyiz? E.Barzani: Doksanlı yılların sonunda tüm Türkmen siyasi çevreleriyle güçlü ilişkilerim vardı. O dönemlerde kurulan Türkmen Cephesi nin görüş ve çizgisini bazıları beğenmemiş olabilir. Ancak ben şahsen Türkmen Cephesi ve dışındaki partilerle ilişkilerimi hep devam ettirdim. Bunda benim bir amacım vardı o da; Türkmenlerin kendi meşru haklarına kavuşabilmeleri ve tek bir siyasi söylem geliştirebilmeleri konusunda birlik olmaları için kendilerine yardımcı olmaktı. Bir Kürdistanlı olarak elimden geldiği kadar size yardımcı olmaya hazırım. Ancak içişlerinize karışamam. Ayrıca Irak ve Kürdistan ın diğer siyasi çevrelerinin de işlerine karışamam. Çünkü böyle bir yaklaşım iyi sonuçlar doğurmaz ve ayrılığa yol açar. Türkmenlerin siyasi kurumlardaki temsiline gelince, ben bu toplumun kota usulü ile temsil edilmesine karşıydım. Türkmenlere veya diğerlerine kota uygulansın istemiyorum. Hepimiz Kürdistanlı olduğumuz için uygun yere uygun insanlar getirilsin, bu Türkmen olabilir, Kürt olabilir hiç fark etmez. Saray: 1924 te Kürdistan a gelen Özdemir Hareketi, İngilizlere karşı mücadele etmek için Şeyh Mahmut Hafit ve Barzan aşireti ile anlaşmıştı. Siz bu konuda, özellikle de Atatürk Ordusu ile Barzan ordusu arasındaki işbirliği ve birlikte hareket etme konusunda ne diyorsunuz? E.Barzani: Her şeyden önce şunu düzeltmeme izin verin ki, Barzaniler aşiret değildir. Tarih kitaplarında böyle yazılmış olabilir ancak Kürdistan tarihinde hiçbir zaman Barzan aşireti diye bir şey göze çarpmamıştır. Aslında Barzaniler ve Barzan milleti olarak tanınan millet 7 aşiretten müteşekkildir. Millet sözcüğü, belli bir fikir ve belli bir ideoloji etrafında toplanmış bir grup kişiye verilir. Kur an-ı Kerim de de Milleti İbrahim (İbrahim milleti) gibi milletlerden söz ediliyor. Biz yedi aşiret olarak birinci Nakşibendi Tarikatı şeyhi olan Abdurrahman Barzan ın elinde, kutsal Barzan fikri etrafında toplanabildik ve aşiret taassubunu bir kenara bırakmayı kabul ettik. Ben Barzan ı bir aşiret olarak görmüyorum, belki de bir ekol olarak görüyorum. Ben Barzan ı kültür, eğitim ve anlama seviyesini alt düzeylerden çok yükseklere çıkarmayı başaran güçlü bir inanç olarak görüyorum. Dolayısıyla tüm bu aşiretlerin farklı inançlarını bir kenara atıp, onları kendi çatısı altında toplamayı başaran Barzan ın aşiret olduğunu kabul eden tespitlerin yeniden araştırılmasını ve gözden geçirilmesini istiyorum. Çünkü Kürdistan tarihinde Barzan adında bir aşiret yoktur. Sorunuzda Barzan ın Türk Devletiyle işbirliği yapmış olduğuna ve İngilizlere karşı çıkmış olduğuna temas ediyorsunuz. Ben size şunu net olarak söyleyebilirim ki Barzaniler, Barzan Milleti ve Barzan ideolojisi, zulüm yapmış veya bölgemizdeki milletlerin yaşamına, gerçeğine ve özgürlüğüne müdahale etmeye çalışmış her güce tarih boyunca karşı durmuştur. Şeyh Abdülselam Barzani, 1914 te Musul da Osmanlı Devleti tarafından şehit edildi. O zaman Nazif Paşa Musul da vali olarak görev yapıyordu. Barzanilerin Osmanlı ile en meşhur savaşı olan Seri Baza Savaşı nda Osmanlı ordusu Barzan Bölgesi ne saldırarak Şirin Dağı nı işgal etti. Ancak Barzaniler Osmanlı ordusunu darmadağın ederek mağlup ettiler. İki taraf arasında savaşın çıkmasında, Şeyh Abdülselam Barzani nin Osmanlı makamlarına göndermiş olduğu talep paketi etkili olmuştu. Şeyh Abdülselam Barzani, Bahdinan Bölgesi nde toplanıp, aşiret reisleri ve şeyhlerle birlikte imzaladığı talepler paketini Osmanlı makamlarına gönderir. Pakette Kürdistan daki Kürtlere bazı özgürlüklerin sağlanması, memurların Kürtler den veya Kürtçe bilenlerden seçilmesi, eğitimin Kürtçe yapılması ve diğer talepler yer alıyordu. Osmanlı, Kürtlerden gelen talepleri anlayışla karşılamak yerine bölgeye asker göndermeye ve pakete imza atanları cezalandırmaya karar verir. Askerlerin geleceğini duyan, Şeyh Abdülselam Barzani hariç, pakete imza atanların hemen hemen hepsi ne yazık ki geri adım atar. Kürtlerin haklı taleplerini savunan Şeyh Abdülselam Barzani nin şehit edildiği gün (14.12.1914) aynı zamanda işgal için İngilizlerin Basra Limanı ndan Irak a giriş gününe denk geliyor. Irak a giren İngiliz ordusu Basra ve Irak ın orta kısımlarında Arapların direnişi ile karşılaşır. Çoğunu Şiilerin oluşturduğu isyan hareketine Yirminci Yıl Devrimi adı verilir. İngiliz ordusu direnişi kırıp Bağdat a kadar ilerler ve 1921 de Irak Devleti nin temelini atar. İngiliz işgalinden önce Irak Devleti diye bir şey yoktu. O zamanlar Irak; Musul, Bağdat ve Basra vilayetlerinden oluşuyordu. İngilizler, Irak Devleti kurulduğunda Kürtlerle sorun yaşamaya başlar. Bunun üzerine İngilizler hava gücüyle 1925 te Kürdistan ı da Irak a ilhak eder. Bunun üzerine Kürtler, İngilizlere karşı isyan hareketi başlatır. Bunlardan biri de Süleymaniye de Şeyh Mahmut hareketidir. Mustafa Barzani, Şeyh Ahmet i Şeyh Mahmut a destek için gönderir. Ancak başarılı olamaz. Çünkü İngilizler, Şeyh Ahmet daha yarı yoldayken, Şeyh Mahmut un hareketini bastırır. Bunun üzerine Şeyh Ahmet geri dönmek zorunda kalır. Şeyh Mahmut un hareketinden sonra Barzani de İngilizlerle savaşır. Burada İrlandalı mühendis Hamilton un kaleme aldığı eserindeki anılarına temas etmek istiyorum. Irak Hükümeti nin teklifiyle 19281933- yılları arasında ve bugüne kadar kendi adını taşıyan Masif - Hacı Umran yolunun inşasına imza atan Hamilton, Gali Ali Bek i Diyane Bölgesi ne bağlayan sarp dağları delerek yol açmayı başardı. Hamilton, eserinde Barzaniler hakkında şu bilgilere yer veriyor, Yolu tamamladıktan sonra dönemin Irak Başbakanına bir rapor sunmak istedim. Başbakanın bana büyük bir iş başardığımı ve yaptığım yolun söz konusu dağlık bölgeye okullar, hastaneler ve diğer hizmetleri götürebilmelerine vesile olacağını söylemesini bekledim. Ancak bana söylediği sözler karşısında çok şaşırmıştım. Kendisi bana bu yol vesilesiyle çeteleri yok edebileceklerini Hamilton, çetelerden Kürt kurtuluş hareketini kastediyor. İrlandalı mühendis Hamilton anılarına şöyle devam ediyor, İngiliz hava kuvvetleri olarak Barzanilere karşı her türlü yola başvurduk. Biz bunlara karşı sadece savaşmadık, Barzan Bölgesi nde tarım, hayvancılık ve hemen hemen ne varsa yok etmek istedik. Amacımız buradaki yaşamı yok etmekti. Burada ne varsa yakmak yıkmak ve bize karşı savaşan Barzanileri yok etmek istedik. Buna rağmen Barzan şeyhinin bize yaklaşımı çok olumluydu. Mesela elindeki esir İngiliz hava subaylarına tıbbi tedavi temin ediyordu ve kendilerine hürmette kusur etmiyordu. Barzaniler bu esirlerin serbest bırakılması karşılığında Irak yönetimi tarafından tutuklanan 29 Barzani nin serbest bırakılmasını şart koşuyordu. Subaylarımız çok hürmet gösterilerek serbest bırakıldı. Çünkü Barzaniler, savaş esnasında bile, çok güzel bir ahlâka sahiplerdi. Onların aksine bizim tek amacımız Barzanileri yok etmekti. Burada şunu tekrar söylemek isterim ki, Barzaniler bu topraklara ve bu millete zulüm yapmaya kalkanlara her zaman bir kalkandı. Ayrıca, İngiliz hava kuvvetlerinin ilk kez Barzan devrimine karşı kullanıldığı bilgisini de sizinle paylaşmak istiyorum.

21. yıldönümünü şu günlerde andığımız, barbarlık simgesi ve diktatörlüğün yüz karası Altunköprü Katliamı şehitlerini rahmetle anıyoruz. İlelebet hafızamızda kalacaklardır Ünlü sözler Zamanın damı olmak değil... her zaman adam olmaktır Rauf Denktaş Sayı:67-31 Mart 2012 8 Berberiler kimdir? Altunköprü katliamı yıldönümünde tek ses olalım 5 Türkmenler, Öğretmen Birliği yönetiminde resmen temsil edilecek Sinan Çelebi nin çalışmaları takdir ediliyor 3 Türkmenler haklarına kavuşabilmeleri için tek ses olmalıdır 2 Ticaret ve Sanayi Bakanı Erbil in yeni silosunu gezdi Saray-Özel Ticaret ve Sanayi Bakanı Sinan Çelebi, kendisine eşlik eden Erbil Valisi ile birlikte inşaatı son aşamasına gelen Erbil in yeni silosunu gezdiler. İnşaatı üstlenen şirket yetkilileri projenin zamanında bitirilmesi için kendilerine her fırsatta destek olan Türkmen Bakan Çelebi ye teşekkür ettiler. Siloyu gezen Bakan Çelebi basına yaptığı açıklamada, silonun hasat mevsimine hazır olacağı müjdesini verdi. Benzer projeleri Süleymaniye ve Duhok ta da gerçekleştireceklerini ifade eden Çelebi, silonun yakın zamanda biteceğini Erbil Valisi Nevzat Hadi ise basına yaptığı açıklamada, Erbil in altımışlık caddesi üzerinde bulunan eski silonun 16 bin ton kapasiteli olduğunu Tarım sektörüne hizmet için modren tarzda bir silo inşa etme ihtiyacını duyduklarını ifade eden Vali Hadi, eski silonun yerinin yeşil alana dönüştürüleceğini Hadi, diğer yerlerde de benzer projelerin gerçekleştirilmesi konusunda Bakan Çelebi ile hemfikir olduklarını Erbil in yeni silosunu inşa eden şirket yetkililerinden Kurdo Muhammet, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı na, silo inşaatını bu yılın ortalarına doğru tamamlayacaklarına dair taahhütte bulunduklarını Muhammet, kendilerine her fırsatta yardımcı olan Bakan Sinan Çelebi ye teşekkür etti. Edinilen bilgilere göre, 3 milyon dolara mal olan yeni silo, 60 bin ton kapasiteye sahip.