İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

Benzer belgeler
GIDALARIN YÜZEY ÖZELLİKLERİ DERS-9

MALZEME BİLİMİ VE MÜHENDİSLİĞİ Malzeme Üretim Laboratuvarı II SOL JEL DENEYİ

ASİT-BAZ VE ph. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla Evcin Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

KİM-118 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü

Nanolif Üretimi ve Uygulamaları

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3

ASİTLER- BAZLAR. Suyun kendi kendine iyonlaşmasına Suyun Otonizasyonu - Otoprotoliz adı verilir. Suda oluşan H + sadece protondur.

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi

Doğal Rb elementinin atom kütlesi 85,47 g/mol dür ve atom kütleleri 84,91 g/mol olan 86 Rb ile 86,92 olan 87

Soygazların bileşik oluşturamamasının sebebi bütün orbitallerinin dolu olmasındandır.

ÇÖZELTILERDE DENGE. Asitler ve Bazlar

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KOAGÜLASYON

BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

ÇÖZELTİLERDE DENGE (Asit-Baz)

ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ

Katılar. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006

Suda çözündüğünde hidrojen iyonu verebilen maddeler asit, hidroksil iyonu verebilenler baz olarak tanımlanmıştır.

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Serüveni 3. ÜNİTE KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİM GÜÇLÜ ETKİLEŞİM. o İYONİK BAĞ o KOVALENT BAĞ o METALİK BAĞ

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6

5.111 Ders Özeti # (suda) + OH. (suda)

Adsorpsiyon. Kimyasal Temel İşlemler

Her madde atomlardan oluşur

ASİTLER VE BAZLAR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI

KİMYA II DERS NOTLARI

TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

Gravimetrik Analiz-II

BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ I «ÇÖZELTİLER»

ASİTLER VE BAZLAR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 1

Atomlar ve Moleküller

MALZEME BİLGİSİ DERS 4 DR. FATİH AY.

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

KİMYA II DERS NOTLARI

Bir maddenin başka bir madde içerisinde homojen olarak dağılmasına ÇÖZÜNME denir. Çözelti=Çözücü+Çözünen

Araş. Gör. Can GÜNGÖREN

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ DERS/MODÜL/BLOK TANITIM FORMU. Sol-Gel Processing. Dersin Kodu: MME 5011

Sulu Çözeltiler ve Kimyasal Denge

PERİYODİK CETVEL

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Sol-jel Prosesleri Ders Notları

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir maddeye çözeltinin bileşenleri denir.

3. HAFTA DERS NOTLARI

ATOMLAR ARASI BAĞLAR

ASİTLER, BAZLAR ve TUZLAR

2+ 2- Mg SO 4. (NH 4 ) 2 SO 4 (amonyum sülfat) bileşiğini katyon ve anyonlara ayıralım.

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

TAMPON ÇÖZELTİLER. Prof.Dr.Mustafa DEMİR M.DEMİR 09-TAMPON ÇÖZELTİLER 1

5) Çözünürlük(Xg/100gsu)

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

Kimya Mühendisliği Bölümü, 2014/2015 Öğretim Yılı, Bahar Yarıyılı 0102-Genel Kimya-II Dersi, Dönem Sonu Sınavı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

Fe 3+ için tanıma reaksiyonları

Ca ++ +2HCO 3 CaCO 3(s) +CO 2 +H 2 O 2 CEV3352

KİMYASAL BAĞLAR İYONİK BAĞ KOVALANT BAĞ POLAR KOVALENT BAĞ APOLAR KOVALENT BAĞ

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır:

5.111 Ders Özeti #

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MALZEME LABORATUARI II DERSİ AKIMLI VE AKIMSIZ KAPLAMALAR DENEY FÖYÜ

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ

TOZ METALURJİSİ Prof.Dr. Muzaffer ZEREN

Akımsız Nikel. Çözeltideki tuzları kullanarak herhangi bir elektrik akım kaynağı kullanılmadan nikel alaşımı kaplayabilen bir prosestir"

Asitler, Bazlar ve Tuzlar

SOL-JEL YÖNTEMİYLE MİKRONALTI ALÜMİNA TOZ ÜRETİMİNDE KATALİZÖR MİKTARININ ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI ÖZET

Genel Kimya 101-Lab (4.Hafta) Asit Baz Teorisi Suyun İyonlaşması ve ph Asit Baz İndikatörleri Asit Baz Titrasyonu Deneysel Kısım

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz.

KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ

İÇİNDEKİLER TEMEL KAVRAMLAR Atomlar, Moleküller, İyonlar Atomlar Moleküller İyonlar...37

SIVILAR YÜZEY GERİLİMİ. Bir sıvı içindeki molekül diğer moleküller tarafından sarılmıştır. Her yöne eşit kuvvetle çekilir.daha düşük enerjilidir.

ELEMENT Aynı tür atomlardan oluşmuş saf maddelere element denir. ELEMENTLERİN ÖZELLİKLERİ 1. Aynı tür atomlardan oluşurlar. 2. Saf ve homojendirler.

Dispers Sistemlerin Sınıflandırılması

ELEKTRONLARIN DĠZĠLĠMĠ

Boya eklenmesi Kısmen karışma Homojenleşme

ÇEVRE GEOTEKNİĞİ DERSİ

HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME

Prof.Dr.Ulvi AVCIATA

ATOM ve YAPISI Maddelerin gözle görülmeyen (bölünmeyen) en parçasına atom denir. Atom kendinden başka hiçbir fiziksel ya da kimyasal metotlarla

a. Yükseltgenme potansiyeli büyük olanlar daha aktifdir.

Genel Kimya. Bölüm 7: ÇÖZELTİLER VE ÇÖZÜNÜRLÜK. Yrd. Doç. Dr. Mustafa SERTÇELİK Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü

İKİ YADA DAHA FAZLA MADDENİN ÖZELLİKLERİNİ KAYBETMEDEN ÇEŞİTLİ ORANLARDA KARIŞMASI İLE OLUŞAN TOPLULUĞA KARIŞIM DENİR KARIŞIMLAR İKİ SINIFTA

İKİ YADA DAHA FAZLA MADDENİN ÖZELLİKLERİNİ KAYBETMEDEN ÇEŞİTLİ ORANLARDA KARIŞMASI İLE OLUŞAN TOPLULUĞA KARIŞIM DENİR KARIŞIMLAR İKİ SINIFTA İNCELENİR

Zeyfiye TEZEL Mehmet KARACADAĞ

Malzeme Bilimi Ve Laboratuvarı KOROZYON. Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Bileşikteki atomların cinsini ve oranını belirten formüldür. Kaba formül ile bileşiğin molekül ağırlığı hesaplanamaz.

EVDE KİMYA SABUN. Yağ asitlerinin Na ve ya K tuzuna sabun denir. Çok eski çağlardan beri kullanılan en önemli temizlik maddeleridir.

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ I «ÇÖZELTİLER»

İÇERİK. Suyun Doğası Sulu Çözeltilerin Doğası

ÇÖZÜNÜRLÜK (ORTAK İYON ETKİSİ ) (Çöktürme ile Ayırma)

Transkript:

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Sol-jel prosesinin esası metal alkoksit çözeltileri veya metal tozları, nitratlar, hidroksitler ve oksitler gibi inorganik bileşiklerin belirli oranlarda su ve asitle birleştirilerek bir solüsyon meydana getirilmesi ve bu solüsyonun belirli sıcaklıklarda karıştırılması neticesinde solüsyon içerisinde birbirini izleyen bir dizi kimyasal reaksiyon ve taneciklerin sahip olduğu yüzey yüklerinin elektro kimyasal etkileşimleri ile bir ağ meydana gelmesi ( jelleşme ) ve bu ağın gitgide büyüyüp sistem içerisindeki bütün noktalar ulaşarak komple bir yapı ( jel ) meydana getirmesidir. Sol-jel yöntemi, seramik malzeme üretiminde kullanılan bir kimyasal yöntem olup, moleküler seviyede karışım sağlanmaktadır. Fakat bu yöntemde hazırlanan solüsyonlardaki, katı oranı genelde çok düşük olduğu için oluşan jellerin kurutulması ve sinterlenmesi esnasında çok büyük oranlarda büzülmelerin oluşması gerekmektedir. Bu da gerilimlerin meydana gelmesine ve kırılmalara neden olmaktadır. Bu nedenle sol-jel yöntemi ile monolitik seramik parçaların üretimi çok zordur. Bu sorunun çözümü için alümina seramik üretiminde alfa alümina tozları dolgu malzemesi olarak çeşitli oranlarda kullanılmaktadır. Böylece katı oranı artırılmış, jelin kurutulması ve sinterlenmesi esnasında oluşan büzülmeler ve gerilmeler azaltılmış ve dolayısıyla da kırılmalar önlenmiş olacaktır. 1

Sol-jel Yönteminin Kullanımı Monolitik şekiller Fiberler Kaplamalar Tozlar Sol-jel Yönteminin Basamakları 1. Alkoksit hidrolizi 2. Peptidleşme veya polimerizasyon 3. Jel eldesi 4. Kalsinasyon / Sinterleme 1. Alkoksit Hidrolizi Hidroliz hızını etkileyen faktörler Su miktarı Katalizör tipi Çözücü derişimi Sıcaklık Optimum molar su/alkoksit oranı 100 dür. Böylece alkoksit tanecikleri, bol su içinde birbirleri arasındaki mesafeyi açabilirler. Asit katalizörler, polimerleri hafif bağlarla bağlarken, baz katalizörler kuvvetli bağlarla bağlarlar. Distile su ile sıcak ortamda (>80 o C) çalışıldığında daha kararlı bir kolloid yapı oluşturur. 2

Hidroliz reaksiyonu şu basamaklardan oluşur ; M(OR) n + H 2 O HO-M(OR) n-1 + R-OH 2. Peptidleşme HO-M(OR) n-1 + H 2 O (HO) 2 -M-(OR) n-2 + R-OH (HO) 2 -M-(OR) n-2 (HO) n -M Peptidleşme, çökeltilerin bir çözücü etkisiyle dağıtılmasıdır. Bu çökeltilerin dağıtılmasıyla bir sol hazırlanmış olur. Peptidleşmede kullanılan en uygun maddeler, elektrolitlerdir. Kondenzasyon reaksiyonu ise 3 basamakta gerçekleşir : M-OR + H 2 O M-OH + R-OH M-OH + HO-M M-O-M + H 2 O M-OH + RO-M M-O-M + R-OH Elektrolitler, taneciklere belli bir yük verirler. Yüklemenin gerekliliğinin nedeni, kolloidal taneciklerin ancak yüklü oldukları zaman kararlı halde bulunabilmeleridir. Peptidleşme bir dekoagülasyon olayıdır. Koagülasyon ise kolloidal taneciklerin elektrik yükünün sıfır olması sonucu büyüyerek çökmeleridir. Bir çözelti, negatif yüklü bir kolloidal çözelti oluşturuyorsa, OH - iyonları ile (bazlarla), pozitif yüklü bir kolloidal çözelti oluşturuyorsa, H + iyonları ile (asitlerle) peptidleştirilirler. Eklenecek asit miktarı ortamın ph değeri ile ayarlanır. Çözeltiye verilen elektrolit gereğinden az veya çok olursa, peptidleşme meydana gelmez. Yüksek derişimdeki elektrolit, taneleri yüksüz bırakarak peptidleşmeyi önler. Az miktarda kullanıldığında ise verdiği yük de yeterli olmayacağından çökelti durumu devam eder. 3

Çizgisel veya rastgele dallanmış polimer Yüksek oranda dallanmış kümeler asit/alkoksit oranının optimum noktasını tespit etmek için deney tüplerine artan miktarlarda asit ilavesi yapılır. Jelleşme noktasında önce bir azalma ve sonra tekrar artma görülür. En düşük nokta optimum nokta olup, bunun altı ve üstündeki asit miktarları az veya çok gelmiştir. İlk etaptaki jelleşme hacmindeki azalma, asitin tanelerinin elektrik yükü üzerindeki etkisinden dolayıdır. Verilen asit miktarı arttıkça, artı (+) yüklü tanecikler anyonları absorbe eder ve nötr duruma geçerler. Böylece tanecikler arası itme kuvveti azalır, ve birbirlerine daha çok yaklaşırlar, bu da jelleşme hacminde azalma meydana getirir. Seçilen asit miktarı kadar asit cinsi de peptidleşmeyi etkileyen önemli faktörlerden birisidir. Peptidleşmeyi sağlamayan asitlerin iyonlaşma sabitleri 1.10-4 ün altındadır. Asit konsantrasyonu çok düşük olduğundan, elektrik yükü etkisinin sağlanabilmesi için, asidin kuvvetli olması gerekir. Bu şart birkaç kuvvetli asidin dışında hemen hemen tüm diğer organik asitleri devre dışı bırakmaktadır. Peptizasyon esnasında ; OH OH Al( OR ) 2 ( OH ) + H 2 O RO-Al-O-Al-OR + 2ROH 4

Nitrik HNO 3 Hiroklorik HCl Perklorik HclO 4 Hidroflorik HF İodik HISO 4 Sulfirik H 2 SO 4 Fosforik H 3 PO 4 Borik H 3 PO 3 Asetik H 3 COOH Triklorasetik CCl 3 COOH Monoklorasetik Formik CH 2 ClCOOH HCOOH Bulutumsu Bulutumsu Jelleşme mekanizması Oksalit H 2 C 2 O 4.2H 2 O Fitalik C 8 H 4 O 3 Sitrik H 3 C 6 H 5 O 7.H 2 O Karbolik C 8 H 3 OH Jeller Jel genel olarak iki bileşenden oluşur Katı Sıvı Jel, sıvısı çok olan katı ve sıvı fazlar arası bir sistemdir. Jelleşme olayı, kolloidal taneciklerin şekilleriyle yakından ilgilidir. Jeli oluşturan moleküller birbirine zayıf veya kuvvetli bağlarla bağlanarak, aralarındaki boşluklarda sıvı bulunan iskelet şeklinde dokular oluştururlar. Jeller yapısal özelliklerine göre, elastik, rijid ve tiksotropik olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Alüminyum hidroksit, jelatin veya jöle, nişasta, çeşitli sabunlar ve bir çok organik polimerler elastik jellere örnektir. Elastik jellerde, moleküler van der waals bağları gibi zayıf bağlarla birbirine bağlı olduğundan, sıcaklık değişimi ile bu bağlar kolayca kopar ve faz tersinirlik gösterir. 5

Silika jel rijid jellere örnektir. Bu jelin yapısı polimerizasyon sonucu 3 boyutlu bağlardan meydana gelir. Bu bağlar kuvvetle birbirine bağlandığından ne jel ne de katı faz, sıvı ilavesi ile kolloidal dispersiyona uğramaz. Tiksotropik jeller ise, sallanma, karıştırma ya da ultrasonik veya yüksek frekanslı seslerin etkisiyle kolloidal çözeltiye dönüşür. Tiksotropik jellere, ferritoksit, alümina, metalik sabunlar ve bentonit gibi killer örnek verilebilir. Jel oluşumunun en önemli adımı, bu jelin çatlak oluşumuna imkan vermeden kurutulmasıdır. Jellerde kurutma, çözücünün (alkol,su) fazlalığının giderilmesidir. Kurutmada jel büzülür ve meydana gelen katı yüksek miktarda gözeneklilik içerir. Bu katıya XEROGEL denir. Kurutma sırasında meydana gelen kırılmalar kapiler kuvvetlerden doğar. Jeldeki gözenek çapları nanometre boyutunda ise, içerdikleri sıvının hidrostatik basıncı çok yüksek olacaktır. Buna göre küçük gözeneklere sahip jeller daha çabuk kırılacaktır. Bunu önlemek için çok yavaş kurutma yapılarak, meydana gelecek gerilmeler giderilebilir. Jelin gözenek boyutu arttırılıp muhtemel kuvvetler azaltılabilir. Kuruyan jeldeki kapiler gerilimi azaltmak için önerilen yöntemler şunlardır; Sol jel yöntemiyle hazırlanan jeller ikiye ayrılır ; Kolloidal jeller Polimerik jeller Por çapını büyütmek, Por büyüklüğü dağılım aralığını daraltmak, Sıvının yüzey gerilimini düşürmek, Sıvı ile katı arasındaki değme açısını azaltmak 6

Kolloidal Jeller Bunlarda kendi aralarında ikiye ayrılırlar ; 1. Monodispers kolloidler 2. Polidispers kolloidler Monodispers kolloidler aynı şekil ve boyuta sahip taneciklerden oluşur. Bu jellerin aglomerasyon (toplanma) eğilimleri olduğu için hazırlanmaları zordur. Fakat kontrol edilebilen şartlarda çalışıldığında veya doymuş çözeltilerin aşı olarak kullanılmasıyla istenilen sol elde edilebilir. Polidispers kolloidler, düzensiz şekil ve boyuta sahip taneciklerden oluşur. Bu nedenle, bu sistemlerde ancak ortalama boyut ve miktarlardan söz edilebilir. Peptizasyonda (çökeltilerin bir çözücü etkisiyle dağıtılması etkisi) kullanılan asit türünün de etkisi vardır. Genel olarak komplex olmayan veya zayıf asitler sol oluşumunda etkilidir. Örneğin IO 4- ve F - gibi asit anyonları peptizasyon için gerekli özelliklere sahip değildir. NO 3- ve CIO 4- anyonları oluşan yapıyı kırıp, peptizasyon sağlama özelliğine sahiptir. Örneğin ; Al(OH) 3 bayerit jellerinin eldesinde yabancı katyonlar ve çözeltinin ph değeri de etkilidir. Hidroksit eldesi için Al(NO 3 ) 3, ph=10 da dağıtılır ve 6 saat yaşlandırılırlarsa mikrokristal Al(OH) 3 elde edilir. Alkoksitlerin hidrolizi ile elde edilen alüminyum hidroksit jel çökeltisi, amorf monohidroksit içerir. 80 o C de oluşturulan jelde ise böhmit bulunmaktadır. Bu durumdaki reaksiyonlar aşağıdaki gibidir ; Al(OR) 3 + 2 H 2 O AlO(OH) (kristal) + 3 ROH (T> 80 o C) Al(OR) 3 + 2 H 2 O AlO(OH) (amorf) + 3 ROH (T< 80 o C) AlO(OH) (amorf) AlO(OH) (kristal) (T> 80 o C) böhmit Polimerik Jeller Polimerik oksit jeller, metal oksitlerden elde edilirler. Metal oksitlere suyun eklenmesiyle hidrolize olurlar. Hidrolizasyon ve kondenzasyon reaksiyonları ile polimerize oksit yapısı oluşur. Çözeltideki polimerler kondenzasyon reaksiyonu ile büyürler. Bu solden jele geçiş noktasıdır ve çözeltinin viskozitesindeki artış ile belli olur. 7

Jel kurutulduktan sonra, yoğun seramik malzemesi için ısıl işlemden geçirilir. Jelin yapısına ve oluşum şartlarına göre, ısıl işlem esnasında şu reaksiyonlar meydana gelir; Tuzların dekompozisyonu, Karbonizasyon veya atık organik yanması, Kimyasal suyun uzaklaşması, Mikro gözeneklerin kaybolması, Yoğunlaşma 8