AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI



Benzer belgeler
AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ( MUSTAFA AÇIKGÖZ/TÜRKİYE) KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE. Gümüşten -Türkiye Davası (Başvuru no: 47116/99)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

A V R U P A K O N S E Y Đ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YILDIZ YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /01) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2005

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

COU N CI L OF KONSEYĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZÖHRE AKYOL/TÜRKİYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 4 Kasım 2008

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru n o 43627/09 Misak HAÇĐKOĞLU/TÜRKĐYE STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TOK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 )

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE PARSIL/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 39465/98) KARAR STRAZBURG. 26 Nisan 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE EVRENOS ÖNEN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 29782/02) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2007

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ÇATAK TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 26718/05) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE CANPOLAT TÜRKİYE. (Başvuru no /00) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KANĐOĞLU VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:44766/98, 44771/98 VE 44772/98)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE GÜNSİLİ VE YAYIK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:20872/02 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No. 4062/07) KARAR STRASBOURG. 28 Ağustos 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE MEHMET ZÜLFĐ TAN - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 31385/02)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. TACİROĞLU - TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 2 Şubat 2006

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

CON S EI L D E KONSEYĐ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE YUMUŞAK VE YILDIRIM - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 15725/07)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE EYÜP AKDENİZ -TÜRKİYE DAVASI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ UYGULAMA TALİMATI 1 ADİL TAZMİN TALEPLERİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE NACARYAN VE DERYAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:19558/02 ve 27904/02 )

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BÜLENT UĞURLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13364)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

ĐKĐNCĐ BÖLÜM. (Başvuru No /03) KARAR. (Adil tazmin) STRAZBURG. 24 Eylül 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ APOSTOLİDİ VE DİĞERLERİ- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:45628/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ (ADİL TATMİN) STRAZBURG

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KAHRAMAN KORKMAZ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:47354/99 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MENEMEN MİNİBÜSÇÜLER ODASI -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 44088/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Ulusal Mevzuatın AİHM Yargılamasındaki Rolüne Dair Kısa Bir Değerlendirme

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

heyetine cevap vermekten kaçınarak 3 Şubat, 7 Nisan ve 12 Mayıs 1994 tarihlerinde yapılan duruşmalara katılmamıştır.. HUKUK AÇISINDAN I. AİHS NİN 10.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE DERECİ/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 77845/01) KARAR STRAZBURG. 24 Mayıs 2005

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. İKİNCİ DAİRE KANAT ve BOZAN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:13799/04)

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YAVUZ ve diğerleri -TÜRKİYE DAVASI

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

COUNCIL AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ÜÇÜNCÜ DAĐRE MUSLUOĞLU 1 VE DĐĞERLERĐ TÜRKĐYE. (Başvuru no /99) STRAZBURG.

Transkript:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI AKSEKİ TÜRKİYE DAVASI Hazırlayan: Erol Karaaslan * I- GİRİŞ : 12-14 Şubat 2013 tarihinde Hâkim ve Savcıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Hakkındaki Farkındalıklarının Arttırılması Projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışma ziyareti sonucunda, aşağıda özeti bulunan Akseki/Türkiye 1 karar incelenmiştir. II-MEVZUAT : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Adil yargılanma hakkı başlıklı 6. maddesi; 1. Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir. 2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır. 3. Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir: a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak; c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek; d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek; e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak. şeklinde düzenlenmiştir. AİHS md.6, daha çok ceza yargılamasından kaynaklı davalarda uygulama alanı bulabileceği akla gelse de, özellikle 1.bentte belirtildiği gibi medeni hak ve yükümlülüklerde makul süre kavramına yer verdiğinden, özel hukuk davalarında da karşımıza çıkmaktadır. III-KARAR İKİNCİ DAİRE AKSEKİ v. TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no. 19509/07) KARAR * Hatay İş Mahkemesi Hâkimi 1 Karara http://www.inhak.adalet.gov.tr/ara/karar/akseki.pdf adresinde ulaşılabilir (Erişim 07.05.2013)

6 Mart 2012 İşbu karar nihaidir ancak şekli bazı değişikliklere tabi tutulabilir. Akseki Türkiye Davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Daire) aşağıdaki hakimlerden oluşmaktadır: Isabelle Berro-Lefevre, Başkan, Guido Raimondi Helen Keller, hakimler ve Françoise Elens-Passos, Daire Yazı İşleri Müdür Yardımcısı, 14 Şubat 2012 tarihinde gizli olarak müzakere edilmiş olup, Aynı tarihte kabul edilmiş olan aşağıdaki kararı bildirir: USUL 1. Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine açılan (19509/07) no lu davanın nedeni, TC vatandaşı Bay Ümit Akseki nin ( başvuran ) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne 27 Nisan 2007 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme nin ( Sözleşme ) 34. Maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. 2. Başvuran, İzmir Barosu avukatlarından Sayın İ. Baş ve Sayın E. Tangobay tarafından temsil edilmiştir. Türkiye Hükümeti ( Hükümet ), kendi görevlileri tarafından temsil edilmiştir. 3.27 Ağustos 2009 tarihinde, başvuru Hükümet'e bildirilmiştir. OLAYLAR DAVANIN KOŞULLARI 4.Başvuran 1970 doğumlu olup, İzmir de ikamet etmektedir. 5.20 Nisan 2000 tarihinde, başvuran, eşinin ölümüne sebep olan ve kendisinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bir trafik kazası geçirmiştir. 6.13 Nisan 2001 tarihinde, başvuran, diğer üç kişiyle birlikte, trafik kazası sonucunda ortaya çıkan maddi ve manevi zararının tazmini talebiyle Banaz Asliye Hukuk Mahkemesi'ne bir dava açmıştır. 7.Bu arada, 21 Kasım 2002 tarihinde, aynı olaya ilişkin olarak Banaz Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde başvurana karşı yapılan cezai kovuşturma kesinlik kazanmış ve karar, söz konusu dava dosyasına ibraz edilmiştir. 8. 9 Mayıs 2003 tarihli duruşmada mahkeme, başvuranın zararının ve yoksun kaldığı ekonomik destek kaybına ilişkin miktarın saptanması hususunda iki ayrı bilirkişi görüşü istemiştir. 9.20 Ağustos 2003 ve 8 Ekim 2003 tarihlerinde talep edilen iki bilirkişi raporu hazırlanmıştır. 10.3 Haziran 2004 tarihinde mahkeme diğer bir bilirkişi raporunun hazırlanmasını talep etmiştir. 11.26 Ocak 2005 tarihinde bilirkişi komitesi, mahkemeden daha fazla belge talep etmiştir. 12.Eksikliklerin tamamlanması üzerine, 8 Eylül 2005 tarihinde mahkemeye bilirkişi raporu ibraz edilmiştir. 13.11 Mayıs 2005 tarihinde mahkeme, davalının talebi üzerine aynı komiteden ek bir rapor istemiştir, bu rapor 16 Şubat 2006 tarihinde teslim alınmıştır. 14.11 Mayıs 2006 tarihinde mahkeme, başvuranın talebini kısmen kabul etmiştir. Maddi tazminata

ilişkin olarak 55,938 Türk lirasının 2 (TL) ve manevi tazminata ilişkin olarak 1,500 TL nin 3, ayrıca olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizin başvurana ödenmesine karar vermiştir. 15.16 Ocak 2007 tarihinde karar, tarafların bilgisine sunulmuştur. 16.Taraflar bu kararı temyiz etmemişlerdir ve karar 1 Şubat 2007 tarihinde kesinlik kazanmıştır. HUKUK I.SÖZLEŞME'NİN 6 1 MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA 17.Başvuran, yargılama sürecinin uzunluğunun, Sözleşme'nin 6 1 Maddesinde yer alan makul süre şartıyla bağdaşmadığından şikayetçidir: "Herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili konusunda karar verecek olan bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkında sahiptir." 18. Hükumet, yargılamayı yapan mahkemenin, bilirkişi raporlarını ve başvurana karşı yürütülen 21 Kasım 2002 tarihinde kararı bildirilmiş olan ceza kovuşturmasının sonucunu beklemek zorunda kaldığından, yargılama sürecinde Devlete atfedilebilir olan hiçbir gecikmenin olmadığını iddia ederek, itiraz etmiştir. 19. Başvuran, davanın karışık olmadığını ve ulusal mahkemenin kovuşturmayı çok fazla uzattığını iddia etmiştir. 20. Mahkeme, bu şikayetin Sözleşme'nin 35 3 (a) Maddesi kapsamında açıkça temelden yoksun olmadığını belirtmektedir. Ayrıca, diğer koşullar bakımından da kabul edilemezliğe ilişkin herhangi bir noktanın olmadığını belirtmektedir. Dolayısıyla, başvurunun kabul edilebileceği beyan edilmelidir. 21. Dikkate alınacak süre, 13 Nisan 2001 tarihinde başlamıştır ve 11 Mayıs 2006 tarihinde sona ermiştir. Dolayısıyla, ilk derece mahkemesindeki yargılama yaklaşık beş yıl sürmüştür. 22. Mahkeme 21 Kasım 2002 tarihinde sonuçlanan ve başvurana karşı yürütülen cezai kovuşturma kesinlik kazanıncaya kadar, tazminat talebine ilişkin yargılamayı yapan mahkemenin, hiçbir mühim karar almadan duruşmaları daha sonraki bir tarihe ertelemiş olduğunu ilk elden gözlemlemektedir. Ayrıca mahkemenin, bilirkişi raporlarının hazırlanmasını beklediğini belirtmektedir. Bu bağlamda Mahkeme, bilirkişi raporlarının hazırlanmasından kaynaklanan gecikmelerde, temel sorumluluğunun, nihayetinde Devlete ait olduğunu belirtmektedir (bkz. Kulikowski v. Polonya, no. 18353/03, 19 Mayıs 2009, 50, ve Capuano v. İtalya, Seri A no. 119, 25 Haziran 1987, 32). Ayrıca, Mahkeme Sözleşme'nin 6 1 Maddesinin Taraf Devletlere, yargı sistemlerini kendi mahkemelerinin makul sürede karar verme yükümlülüğünü karşılayabilecekleri şekilde düzenleme yapması görevini yüklediğini hatırlatmaktadır (bkz. Löffler v. Avusturya (no. 2), no. 72159/01, 4 Mart 2004, 57). 23.Yargılama esnasındaki gereksiz gecikmeler göz önüne alındığında, Mahkeme, yargılama sürecinde başvuran için çok önemli olmasına rağmen, ulusal mahkemenin yargılama sürecini makul sürede tamamlamak için gereken titizliği göstermediğine kanaat getirmiştir. 24.Mahkeme, mevcut davadakine benzer konuların ele alındığı diğer davalarda çoğu zaman Sözleşme'nin 6 1 Maddesinin ihlal edildiğine rastlamıştır (bkz. diğerleri arasında, Frydlender v. 2 Yaklaşık 30,000 Euro ya eşdeğerdir. 3 Yaklaşık 800 Euro ya eşdeğerdir

Fransa [GC], no. 30979/96, AİHS 2000-VII, 42-46, ve Daneshpayeh v. Türkiye, no. 21086/04, 16 Temmuz 2009, 26-29). Mahkeme, kendisine ibraz edilen tüm materyalleri inceledikten sonra, Hükümet'in, mevcut davada farklı bir sonuca ulaşmaya neden olabilecek hiçbir olay veya olguyu ileri sürmediğini düşünmektedir. Bu yüzden mevcut davada, yargılama sürecinin uzunluğunun makul süre şartını karşılamadığına kanaat getirmiştir. Dolayısıyla, Sözleşme'nin 6 1 Maddesinin ihlali söz konusu olmuştur. II. SÖZLEŞME'NİN 13. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDASI HAKKINDA 25.Başvuran, Türk hukukunda yargılama sürecinin aşırı uzunluğuna ilişkin şikâyetini sunabileceği bir iç hukuk yolu olmadığından şikâyetçidir. Başvuran Sözleşme'nin 13. Maddesine istinat etmiştir: Bu Sözleşme de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes,, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir. 26.Hükümet, başvuranın maruz kaldığını iddia ettiği zararlara ilişkin olarak idari mahkemeler nezdinde dava açabileceğini ileri sürmüştür. 27.Söz konusu şikâyet, 6. Madde uyarınca yukarıdaki şikâyet ile ilişkili olduğundan, kabul edilebilir olarak beyan edilmelidir. Mahkeme, daha önceki olaylardaki benzer davaları incelemiş ve Türk hukuku çerçevesinde başvuranın söz konusu yargılama süreci uzunluğuna itiraz edebileceği etkili bir çözüm yolunun olmadığına ilişkin olarak Sözleşme'nin 13. Maddesinin ihlal edildiği kanaatine varmıştır (bkz. Danespayeh, yukarıda geçmektedir, 37 ve 51; ve Bahçekaya v. Türkiye, no. 74463/01, 13 Temmuz 2006, 26-30; ve Tendik ve Diğerleri v. Türkiye, no. 23188/02, 22 Aralık 2005, 34-39). Mahkeme bu olayda da daha öneki davalarda ulaştığı sonuçtan ayrılmasını gerektirecek bir neden görmemiştir. Dolayısıyla, 13. Maddenin ihlali söz konusudur. III. SÖZLEŞME'NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI 28.Sözleşme'nin 41. Maddesi şunu öngörür: Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder. A.Tazminat 29.Başvuran, maddi tazminata ilişkin olarak 10,000 Euro (EUR) ve manevi tazminata ilişkin olarak 25,000 Euro talep etmiştir. 30.Hükümet, talep edilen miktarları çok yüksek bularak itiraz etmiştir. 31.Mahkeme, söz konusu ihlal ve iddia edilen maddi tazminat arasında hiçbir nedensel ilişki görmemektedir, bu nedenle bu iddiayı reddetmiştir. Diğer taraftan, Mahkeme, başvuranın manevi tazminat alması gerektiğini düşünmektedir. Hakkaniyet temeline hükmederek bu başlık altında başvurana 3,000 Euro ödenmesine karar vermiştir. B.Yargılama masraf ve giderleri 32.Başvuran ayrıca, Mahkeme nezdinde ortaya çıkan yargılama masraf ve giderlerine ilişkin olarak 116 Türk lirası (TL) ve avukat ücreti olarak 3,000 TL talep etmiştir. Başvuran, talebini desteklemek için makbuz ve faturalar ibraz etmiştir. 33.Hükumet, bu taleplerin nedensiz olduğunu iddia etmiştir. 34.Mahkeme, yargılama masraf ve giderlerinin, fiilen ve gerekli olarak ortaya çıktığı ve miktar konusunda makul olduğu gösterildiği ölçüde, başvuranın yargılama masraf ve giderlerini tazmin

etmeye hakkı olduğunu vurgulamaktadır (bkz. Sawicka v. Polonya, no. 37645/97, 1 Ekim 2002, 54). Mahkeme, başvuranın avukatına yapılan ödemeyi gösteren dekont ve ayrıca postayla ve çeviriyle ilgili olan giderleri teyit eden faturalara dayalı olarak kendi değerlendirmesini yaparak ve hakkaniyet temeline hükmederek, bu hususta başvurana 1,250 Euro ödenmesine karar vermiştir. C.Gecikme faizi 35.Mahkeme, gecikme faizi olarak Avrupa Merkez Bankası'nın kısa vadeli kredilere uyguladığı marjinal faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın uygun olduğuna karar verir. İŞBU GEREKÇELERLE, MAHKEME OYBİRLİĞİYLE, 1.Yargılama sürecinin aşırı uzunluğuna ve etkili bir çözümün olmamasına ilişkin olan şikayetlerin kabul edilebilir olduğunu beyan eder; 2.Sözleşme'nin 6 1 ve 13. Maddelerinin ihlal edildiğine karar verir; 3.(a) Davalı Hükumet tarafından başvurana, üç ay içerisinde, ödeme tarihinde geçerli olan döviz kuru üzerinden TL ye çevrilmek üzere: (i) manevi tazminata ilişkin olarak 3.000 (üç bin) Euro nun miktarı yansıtılabilecek vergilerle birlikte ödenmesine; (ii) masraf ve harcamalara ilişkin olarak 1,250 (bin iki yüz elli) Euro nun miktara yansıtılabilecek vergilerle birlikte ödenmesine; (b) yukarıda bahsedilen üç aylık sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, yukarıda bahsedilen miktara, Avrupa Merkez Bankası nın kısa vadeli kredilere uyguladığı marjinal faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranda, basit faizin uygulanacağına karar verir; 4.Başvuranın talebinin geri kalanına ilişkin adil tazmin talebini reddeder. İngilizce olarak hazırlanmış ve Mahkeme İç Tüzüğünün 77 2 ve 3. maddesi uyarınca 6 Mart 2012 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir. Françoise Elens-Passos / Isabelle Berro-Lefevre - Yazı İşleri Müdür Yardımcısı / Başkan AKSEKİ TÜRKİYE KARARI IV-KARARIN DEĞERLENDİRMESİ Her dava makul bir süre içinde görülmesi gerekir. Davaların uzayıp gitmesi, pek çok ülkede şikayetlere neden olmaktadır. Gecikmiş adalet, adalet adaletsizliktir. Taraf Devletler, adil yargılama taahhüdünde bulunmuş olduklarından, bu soruna bir çözüm bulmaları gerekir. Devletler kendi adli sistemlerini, 6.maddenin 1. fıkrasında belirtilen şekilde düzenlemeye mecburdur (Francesco Lombardo/İtalya). 4 Her davada, önceden belirlenebilir makul bir sürenin olamayacağı açıktır. AİHM, her olaya göre kabul ettiği kriterlere göre değerlendirme yapmaktadır. Makul sürenin başlangıcı; ilke olarak davanın yetkili yargılama makamının önüne götürüldüğünde başlar (Buchholz/F.Almanya). 5 İç hukuk bakımından dava dilekçesinin verilmesi veya harçlandırılma tarihi düşünülebilir. Sürenin sonu; olağan yasa yolunun da dahil olduğu, çekişmeye sonlandıran kararın kesinleşme tarihidir. 4 GÖZÜBÜYÜK,Ş./GÖLCÜKLÜ,F.: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Ankara 2003, s.284 5 GÖZÜBÜYÜK,Ş./GÖLCÜKLÜ,F.: age. s.285

AİHM, makul süre yönünden, bir takım ölçütler kabul etmiştir. Mahkeme 3 temel ölçütü esas almaktadır. 6 Bunlardan birincisi, davanın niteliği veya dava konusunun niteliğidir. Bu kavramdan, hukuki meselenin çözümündeki güçlükler, delillerin toplanmasındaki zorluklar akla gelmelidir. Kısaca davanın karmaşıklığından söz edilebilecektir. İkinci ölçüt, hukuk davasındaki davacının, yargılamadaki tutumudur. 7 Ülkemizde ayrık durumlar hariç olmak üzere, tarafların hazırlama ilkesi gereğince, işin takibi davacıya ait ise de, mahkemelerin makul sürede davayı sonuçlandırma yükümlülüğü ortadan kalkmayacaktır. İş davalarında, Adli Tıp Kurumuna sevk edilen davacının, verilen randevu tarihlerine uymaması akla gelen sorunlardandır. Son ölçüt ise, görevli makamların tutumudur. 8 AİHM, yargılamadaki gecikmelerde Devleti, ihmal ve kusuru nedeniyle sorumlu tutmaktadır (B./Avusturya). 9 AİHM, Neumeister/Avusturya kararıyla, başvuru için iç hukuk yolunun tüketilmesinin gerekli olmadığına hükmetmiştir. Davanın sonucu, AİHS md.6 kapsamında önemli değildir. Eğer dava uzamasaydı da aynı sonuca varılacaktı, savunması geçerli değildir. Başvurucunun, iddia ettiği hak veya yükümlülüğünün iç hukukta bir temelinin olması ve bu yükümlülüğe ilişkin uyuşmazlığın bulunması gerekir. 10 Ülkemizde hukuk hakimlerinin bu konudaki bir sorunu da, Yargıtay tarafından ceza dosyası sonucunun beklenmesi gerektiğinden söz edilerek verilen yerel mahkeme kararının bozulmasıdır. 11 Yukarıda değinildiği gibi, sürenin başlangıcı, dava dilekçesinin verilme tarihi ve sonu ise kararın kesinleme tarihidir. AİHM bu iki tarih arasındaki süreyi, üç ölçütü kullanarak değerlendirmekte ve Sözleşme'nin 6/1. md. kapsamında ihlal edilip edilmediğine karar vermektedir. Oysa ülkemizde, ceza yargılamasının uzunluğu -daha iyi bir seviyeye gelmekte olmasına rağmen- zaten bir vakıayken özellikle, yasal değişiklik nedeniyle lehe yasa uygulanması gerekliliğinden dolayı dosyaların Yargıtay tarafından yerel mahkemelere gönderilmesi durumumda bu süre daha da 6 TEZCAN,D./ERDEM,M.R./SANCAKDAR,O.: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Türkiye'nin İnsan Hakları Sorunu, Ankara 2004, s.339 7 Monnet/Fransa kararında, davacının açtığı ayrılık davasının 7 yıl sürmesine karşın, AİHM, davanın karmaşık hale gelmesinde ve uzamasında, davacının sayısız dilekçe vermek suretiyle bizzat sebebiyet verdiği gerekçesiyle, ihlal hararı vermemiştir (TEZCAN,D./ERDEM,M.R./SANCAKDAR,O.: age. s.340). 8 Burada yine iş yükü ağır olan Adli Tıp Kurumu akla gelebilir. 9 GÖZÜBÜYÜK,Ş./GÖLCÜKLÜ,F.: age. s.287 10 EREN,H.C.: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına Göre Adil Yargılanma Hakkı ve Türkiye (http://www.belgeler.com/blg/spm/avrupa-nsan-haklari-mahkemesi-kararlarina-gre-adil-yargilanma-hakki-ve-trkiyethe-right-to-a-fair-trial-according-to-decisions-of-european-court-of-human-rights-and-turkey ; Erişim 07.05.2013). 11 Davalı-karşı davacı işçiye 03.04.2001 tarihinde 3 ay süreyle ücretsiz izin verilip verilmediği taraflar arasında uyuşmazlığı oluşturmaktadır. Konuyla ilgili davalı karşı davacı işçi tarafından e-mail çıktısı delil olarak sunulmuş, söz konusu belgenin gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiği iddiasıyla davalı karşı davacı işçi hakkında ceza davası açılmıştır. Mahkemece, 1475 sayılı İş Kanununun 18.maddesinde öngörülen 6 işgünü geçtiği ve davalı tanıklarının dahi ücretsiz izin uygulamasını doğruladığı gerekçesiyle ceza davasının sonucunun beklenmesine gerek görülmemiştir. Bu konuda belirtmek gerekir ki, devamsızlık olgusu temadi ettiğine göre 6 iş günlük sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ayrıca, davacı karşı davalı işverenin bildirdiği tanıklar davalı isçi yönünden ücretsiz izin uygulamasını bilmediklerini açıklamışlardır. Uyuşmazlığın çözümü bakımından ceza davasının sonucunun beklenmesi önemlidir. Davalı karşı davacı işçi hakkında özel evrakta sahtecilik suçundan açılan kamu davasının sonucu beklenerek, asıl dava ile karşı davaya konu kıdem tazminatı fesih süresine ilişkin ücret alacağı ve hisseye bağlı tazminat istekleri konusunda bir karar verilmelidir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 02.12.2003 T. 6791/19858)..

uzamaktadır. Yukarıda özeti verilen kararda, yerel mahkemenin, öncelikle ceza dosyasının sonucunu beklediği görülmektedir. Daha sonra bilirkişi raporları beklenmekte olduğu anlaşılmaktadır. Kusur raporu, malullük oranına ilişkin bilirkişi raporu, duruma göre destekten yoksun kalma tazminatı veya sürekli işgücü kaybı sonucu hesaplanacak tazminat, kısaca hesap bilirkişisi raporları, olmak üzere en az üç rapor alınması gerekmektedir. Raporların yetersizliği ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, talimat ile rapor alınma ve ek rapor konusununa sadece değinmekle yetilecektir. Adli Tıp Kurumu'nun randevu ve kontrol tarihlerini -iş yükü nedeniyle- uzak bir tarihe bırakması da başka bir gecikme konusudur. Başvurucu, 13 Nisan 2001 tarihinde yerel mahkemeye başvurmuş ve karar 11 Mayıs 2006 tarihinde verilmiştir. Dava yaklaşık olarak 5 yıl sürmüştür. AİHM, bu süreyi fazla bularak, ihlal kararı vermiştir. V-SONUÇ AİHS'yi imzalayan her Devlet, Sözleşmede yer alan haklara uymayı taahhüt etmiştir. Sözleşme'nin daha çok, ceza yargılamasına uluslararası bir standart getirmekte olduğu düşünülse de medeni haklar yönünden de bir takım yükümlülükler getirdiği görülmektedir. AİHS md.6/1 makul sürede yargılama hakkını düzenlemektedir. Üye Devletler, kendi yargılama sistemlerini, Mahkemenin ve Sözleşmenin kabul ettiği niteliğe getirmeyi kabul etmişlerdir. Mahkeme, makul süre kavramından belli bir süreyi anlamamaktadır. Mahkeme önüne gelen her bir somut olay çerçevesinde; davanın karmaşıklığı, davacının tutumu ve yetkili makamların tutumunu birlikte değerlendirerek sonuca varmaktadır. Ülkemizde, kadastro davaları ile ceza dosyaları sonucunun beklendiği hukuk davalarında Sözleşmenin 6/1. maddesine aykırılık olabileceği değerlendirilmektedir.