8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla mümkün olacağını söylemektedir. Emeğin özgürlüğünün sermayenin boyunduruğundan kurtulmasının yolu SOSYALİST DEVRİMDİR! Bugün dünyanın hemen her tarafında burjuvazi ve onun yamağı bilumum reformist kadının kurtuluşunun şu ya da bu burjuva partisinin hükümete gelmesiyle mümkün olabileceği yalanını söyleyip durmaktadırlar. Sosyalizm adına konuşan bir dizi legal sosyalist de aynı yalana ortak olmaktadır. Ama gerçekler çok ayrı dil konuşmaktadır. En gelişmiş kapitalist ülkelerde de burjuvazinin elindeki burjuva devlet kadına bazı kırıntıların dışında bir şey sunamamaktadır. Tüm kapitalist-emperyalist ülkelerde kadınların ikinci, üçüncü sınıf insan görüldükleri birçok istatistikle mevcuttur. Aşağıda hem dünyada hem de coğrafyamızda erkek egemen kapitalist dünyanın kadınlara karşı saldırılarına ve eşitsizliğine bazı örnekler veriyoruz: 1
Dünyadaki özel mülkiyetin yalnızca %1 i kadınların elinde. Çocuk ve Anne ölüm oranları sıralamasında Türkiye dünyada 189 ülke arasında 108. sırada. Kadın erkek eşitliği sıralamasında 135 ülke arasında Türkiye 126. sırada. Dünya Ekonomik Forumu'nun (DEF) yayımladığı 2013 cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre, Türkiye ye dair bazı çarpıcı veriler ise şöyle: Kadınlar arasında işsizlik oranı %11 (erkeklerde 9) Kadınlar arasında yarım gün çalışma oranı %24 (erkeklerde 9) Tarım dışı istihdamda kadın işgücü oranı %23 Banka hesabı olan kadınların oranı %33 (erkeklerde 82) İşletmelerde liderlik konumuna yükselebilen kadın oranı %4 Kadına yönelik şiddete gelince Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ise Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılından 2009 yılına kadar kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığını açıkladı. Bianet.org un kadına yönelik şiddeti saptamak için tuttuğu çeteledeki kadına yönelik cinayet rakamlarına bakalım şimdi de: Erkekler 2013'te 214 Kadın Öldürdü Erkekler 2012'de 165 Kadın Öldürdü Erkekler 2011 de 257 Kadın Öldürdü Erkekler 2010'da 217 Kadın Öldürdü Erkekler 2009'da 139 Kadın Öldürdü Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün yaptığı araştırmanın ise çarpıcı sonuçları şöyle: - Aile içi şiddetin yüzde 87'si, kadınlara karşı işleniyor. Şiddetin yüzde 34'ü fiziksel, yüzde 53'ü sözlü olarak gerçekleşiyor. - Kadınların yüzde 20'si okur-yazar değil. - Lise ve daha üstü eğitimli 15-24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 39.6'sı işsiz. - Kadınların yüzde 40'ı görücü usulüyle evleniyor, yüzde 20'si ise nikahsız yaşıyor. 2
- Kadınların yüzde 55'i doğum kontrolü uygularken, yüzde 64'ü hamilelik döneminde doktora gitmiyor. - Yılda 2 bin 500 kadın anne olmak isterken yaşamını yitiriyor. - Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 27'lerde bulunuyor - Türkiye'de 850 kaymakamın sadece 17'sini kadınlar oluşturuyor. - Hakim ve cumhuriyet savcısı sayısı içindeki kadın oranı ise yüzde 18 - Meclis'teki 550 milletvekilinin 24'ü kadın. Belediye başkanlarının ise sadece binde 5'i kadınlardan oluşuyor. - Türkiye'de kadınların yüzde 35.6'sı bazen, yüzde 16.3'ü sık sık aile içi tecavüze uğruyor Yemek, bulaşık, çamaşır, ütü, çocuk bakımı, ev temizliği vs. işler de emekçi kadınların omzundadır Ancak Kadınlar Günü kutlamalarının her yıl artmasına rağmen, kadına şiddet de her geçen gün artmakta. Emekçi kadınları bekleyen taciz, dayak, tecavüz nerdeyse günlük yaşamın bir parçası halindedir. Dünyada kadınlara karşı şiddet Dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan durumundadır. Yaklaşık 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak kayıp görünmektedir. Erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi yüzünden ya doğar doğmaz öldürülmüşler ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır. Fuhuşa zorlanan kadın sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik kazancından elde edilen gelir yılda on iki milyar dolardır. Küresel olarak, 15-45 yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır. En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Bunu yapanlar genelde aileden bir üye ya da kadının tanıdığı biridir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir. Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. 3
Savaşlar bizim savaşımız değildir! Başta emekçi kadınlar olmak üzere, bütün dünyada ezilen ve sömürülen kadınlar emperyalist savaşa hayır diyoruz. Bizim savaşımız emekçileri birbirine kırdıran, emekçi kadınları yoksulluğa ve sefalete sürükleyen erkek egemen sistemledir. Dünya zenginlikleri burjuvazinin ellerinde toplanırken, bu zenginliklerin yaratılmasında ilk derecede rol oynayan ezilen kadınlar her alanda yoksulluk çekiyorlar, erkek egemen baskı ve şiddete maruz kalıyorlar. Özgürlük ve insanca yaşam sosyalizmdedir! Emekçi kadınların maruz kaldıkları tüm bu sınıfsal, cinsel, ulusal baskıların kaynağı bir erkek egemen sistem olan kapitalist sistemdir.. İşçi ve emekçi kadınların gerçek anlamda özgürleşmesi, kadınlar aleyhine işleyen tüm yasaların yok edilmesi çalışabilir durumda olan tüm kadınlara iş imkânları yaratılarak ekonomik bağımsızlıklarının sağlanması, eğitim kurumları ve meslek alanlarında olanak tanınması ve bunun sonucu kalifiye elemanlar olarak yetişmesinin imkânlarının yaratılması, ev işleri ve çocuk bakımının toplumsallaştırılması, Kadın mücadelesi elbette ki tek bir gün değil yılın her günü çalışma hayatında evde, işyerinde, okulda, sokakta devam ediyor. Kapitalist sömürü sisteminde kadınların özgür olabileceği düşüncesini yayanlara karşı Clara Zetkin net cevap veriyor. Kapitalizm yıkılmadan emek özgür olamaz ve dolayısıyla kadının özgürlüğü de kapitalizmin yıkılmasından geçmektedir. Erkek egemenliği, hayatın her alanında evde, işyerinde, sendikada, siyasi örgüt ve partilerde sürmektedir. Kapitalist barbarların kadınlara karşı hoyratça tavrı ortadadır. Fakat adına işçi örgütleri dedikleri örgüt ve partilerde, derneklerde, sendikalarda egemen olan sözde solcuların, sosyalist lerin 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününde kürsüye çıkıp kadın erkek eşitliği üzerine vaaz vermeleri ne büyük sahtekârlık! Sendikalarda yönetim, denetim, disiplin kurullarına kadın işçileri sokmayanların yılda bir defa 8 Mart ta eşitlikte bahsetmeleri ikiyüzlülüğün, sahtekârlığın en büyük kanıtı. İşçi ve emekçi kadınlar bu sahtekârların konuşmalarına izin vermemelidirler. İşyerlerinde kreş, Kürtaj Yasağına karşı benim bedenim benim kararım, kadına şiddetin son bulmasını etnik köken ayrımcılığının son bulmasını, cinsel, ulusal, sınıfsal şiddetin son bulmasını, Ana dillerde eğitim hakkını talep ediyoruz. Tüm işçi örgütlerinde, sendikalarda eşit temsiliyet hakkını istiyoruz. Bunun için burjuva iktidarlara karşı mücadele edeceğiz. Bu demokratik taleplerimiz için mücadele, sosyalizm için mücadelemizin bir parçasıdır. Gerçek eşitliğin ancak sosyalist bir toplum kurmakla mümkün olacağını biliyoruz. 4
Bu sebeple de diyoruz ki, Kahrolsun erkek egemen sistem! Emekçi kadınlar elele... Baskının, sömürünün, erkek egemenliğinin olmadığı bir dünya için mücadeleye! Yaşasın işçi ve Emekçi kadınların Örgütlü mücadelesi! Kadın ve Erkeğin eşit olduğu, Gericiliğin, yoksulluğun, baskı ve sömürünün yer olmadığı eşitliğin ve özgürlüğün hüküm süreceği sosyalizm için örgütlenelim, mücadele edelim! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Mücadele Günü Olsun! Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! KAHROLSUN ERKEK EGEMEN KAPİTALİST SÖMÜRÜ SİSTEMİ! YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZ! GÖREV, DEVRİM KAVGASINA ÖNCÜLÜK YAPACAK GERÇEK İŞÇİ PARTİSİNİ, MARKSİST-LENİNİST PARTİ (BOLŞEVİK)İ YARATMAKTIR! MARKSİST-LENİNİST PARTİ (BOLŞEVİK)-ÖK PARTİYA MARKSİST-LENİNİST (BOLŞEWİK)-KR 7 Adar/Mart 2014 5