GANOS (IŞIKLAR) DAĞI VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ (TEKİRDAĞ) AKARSULARIN DRENAJ ÖZELLİKLERİ



Benzer belgeler
BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ


Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

The Journal of Academic Social Science Studies

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 10, Mart 2015, s

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

PROF. DR. FATMAGÜL KILIÇ GÜL HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ PROF. DR. ERKAN GÖKAŞAN DOĞA BİLİMLERİ MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 2018, İSTANBUL

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda

COĞRAFYA'DA YENİ YAKLAŞIMLAR

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ

FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

MADRA ÇAYI HAVZASININ HİDROGRAFİK ÖZELLİKLERİNE SAYISAL YAKLAŞIM ÖZET

ACISU ÇAYI NIN (SERİK ANTALYA) DRENAJ ÖZELLİKLERİNİN MORFOMETRİK ANALİZİ

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

Yapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR

18. ESRI KULLANICILAR KONFERANSI

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TRAKYA DA VEJETASYON DEVRESİ VE BU DEVREDEKİ YAĞIŞLAR. Vegetation period and rainfalls during in this time in Trakya (Thrace)

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

ULUABAT MANYAS GÖLLERİ VE YAKIN ÇEVRESİNİN JEOMORFOLOJİK GELİŞİM MODELLEMESİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 10. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

BĠLĠMSEL ARAġTIRMA PROJESĠ SONUÇ RAPORU

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

EGE DENİZİ DEPREMİ

JEOMORFOLOJİK İNDİSLER

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Bazı şekil grupları km 2 Ha Oran

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

Ters ve Bindirme Fayları

Jeomorfoloji Dönem Ödevi Konu:Jeomorfik indisler. Gözde Seviner Gözde Pelin Topkaya Yasin Başköse Prof.Dr.

Havza. Yağış. Havza. sınırı. Havza. alanı. Akarsu ağı. Akış Havzanın çıkış noktası (havzanın mansabı) Çıkış akımı

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

Hatalı Kıyı Kullanımının Neden Olduğu Bir Problem: Karaburun Limanın (İstanbul) Dolması

Kızılırmak Deltası ve yakın çevresinin jeomorfolojik özellikleri ve insan yaşamındaki etkileri

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

The geomorphological stady of the area Çınarcık and ite surroundings

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

KENTSEL GELİŞİM VE DEPREM ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİNE BİR ÖRNEK: İSKENDERUN (HATAY)

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

Kütahya Simav da. Makale

The Journal of Academic Social Science Studies

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ

NEOTEKTONİK. Doç.Dr. Yaşar EREN DOĞU ANADOLU SIKIŞMA BÖLGESİ

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

SEYİTÖMER LİNYİT ÇIKARIM SAHASI

AKARSU MORFOLOJİSİ TANIMLAR

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ, SAYI: 10, TEMMUZ-2004, İSTANBUL

Yüzeysel Akış. Giriş

DETERMINATION, MAPPING AND ANALYSIS OF LAND-USE CHANGES IN ÇORLU RIVER BASIN (THRACE PENINSULA)

TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

MUŞ ŞEHRİNİ ETKİLEYEN ÇAR VE MUŞ DERELERİNİN BAZI JEOMORFOMETRİK İNDİSLERE GÖRE ANALİZLERİ

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik

MÜREFTE-ŞARKÖY DEPREMİ: GANOS FAYI'NIN 9 AĞUSTOS 1912 DEPREMİNDE ATIMI, KIRIK UZUNLUĞU, BÜYÜKLÜĞÜ, KARAKTERİ VE AYNI YÖREDE OLAN TARİHSEL DEPREMLER

Türkiye nin Yüzey Suyu Kaynakları (Nehirler, Göller, Barajlar) Usul (2008)

Şekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

EK-3 NEWMONT-OVACIK ALTIN MADENİ PROJESİ KEMİCE (DÖNEK) DERESİ ÇEVİRME KANALI İÇİN TAŞKIN PİKİ HESAPLAMALARI

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

Emre ÖZŞAHİN * RELATIONSHIP BETWEEN LAND USE WİTH GEOMORPHOLOGICAL UNITS IN THE GONEN BASIN (BALIKESİR)

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

Akarsu aşındırma ve biriktirme şekilleri nelerdir?

KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır.

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

Fielding ve diğ. 1994, Geology

MIHLI ÇAYI HAVZASI NIN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN JEOMORFİK İNDİSLERLE ANALİZİ

İKİNCİ ÖĞRETİM DERS PROGRAMI

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

COĞRAFYA DERGİSİ İSTANBUL UN ANADOLU YAKASININ JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN ANA ÇİZGİLERİ 1

COĞRAFİ FAKTÖRLERDEN YERŞEKİLLERİNİN HARPUT UN KURULUŞU, GELİŞMESİ VE ŞEHRİN YER DEĞİŞTİRMESİ ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ

Harita Okuma ve Yorumlama. Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2

Transkript:

The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss2920 Number: 35, p. 139-162, Summer I 2015 Yayın Süreci Yayın Geliş Tarihi Yayına Kabul Tarihi Yayınlanma Tarihi 19.05.2015 05.06.2015 15.07.2015 GANOS (IŞIKLAR) DAĞI VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ (TEKİRDAĞ) AKARSULARIN DRENAJ ÖZELLİKLERİ THE CHARACTERISTICS OF DRAINAGE OF RIVERS IN THE GANOS MOUNT AND ITS SURROUNDINGS (TEKIRDAG) Yrd. Doç. Dr. Emre ÖZŞAHİN Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Özet Bu çalışmanın amacı, Ganos (Işıklar) Dağı ve yakın çevresindeki drenaj sisteminin özelliklerinin ve tiplerinin açıklanmasıdır. Temel materyal olarak HGK (Harita Genel Komutanlığı) tarafından hazırlanan Türkiye Topoğrafya Haritalarının kullanıldığı çalışmada, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) tekniklerinden ve çeşitli kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Çalışmanın veri toplama ve kontrolü arazi çalışmalarıyla sağlanmıştır. Sonuçta hidrografik açıdan hem Marmara hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından drene edilen bu sahadaki akarsu ağının bugünkü karakterini esas olarak Üst Pleyistosen de kazandığı ve günümüzdeki ana drenaj şebekesinin denge profiline ulaşmaya çalıştığı anlaşılmıştır. Topoğrafyadaki parçalanma derecesi veya akarsu yoğunluğunun tekdüze olmadığı bu alanda, bazı kesimlerde düşük, bazı kesimlerde ise yüksek akarsu yoğunluk değerleri tespit edilmiştir. Toplam akarsu uzunluğunun 1157 km olduğu bu sahada, km² ye düşen drenaj yoğunluğunun ortalaması 2.54 km/km² olarak hesaplanmıştır. Sahadaki akarsu ağının oluşum ve gelişiminde jeoloji, topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü belirleyici rolü oynamıştır. Böylece ilgili faktörler ve etkinlik derecelerine bağlı olarak dantritik, paralel, kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj tipleri tanımlanmıştır. Ayrıca bu sahada etkili olan tektonik hareketler akarsularda ötelenmelere ve gençleşmelerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışmanın sonuçları sahadaki jeomorfolojik ve hidrografik gelişim sürecinin açıklanmasında ve doğal ortamdaki diğer unsurların etkilerinin çözümlenmesinde kullanılabilir. Sonuç olarak, bu çalışma sayesinde Türkiye jeomorfoloji ve hidrografya literatürüne yeni bir kayıt işlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Tekirdağ, Ganos (Işıklar) Dağı, Drenaj, Drenaj özellikleri, Drenaj tipleri, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) Abstract The aim of the present study is to describe the characteristics and the types of the drainage system in and around the Ganos (Işıklar) Mount. In this study, Turkey s Topographic Maps prepared by the General Command of Mapping were used as the main materials beside GIS (Geographic Information System) techniques and datas obtained from various resources. The research data were collected and checked through

140 Emre ÖZŞAHİN field works. It was found out that the river system in the this area that was drained by the rivers flowing into both the Marmara Sea and the Aegean Sea gained its characteristics mainly from the Upper Pleistocene and that the main drainage system was on the way to reaching the equilibrium profile. In the study area where the degree of fragmentation in the topography or the density of the river was not uniform, it was determined that the density of the river was low in some parts while it was high in others. The average drainage density per km² in this area where the length of the river is 1157 km was found to be 2.54 km/km². Geology, topography, climate, and vegetation played an important role in the composition and development of the river system in the study area. Thus, dendritic, parallel, barbed, radial, lattice, and centripetal drainage patterns were identified in line with the related factors and their degree of activity. Also, the tectonic movements seen in the area was the reason for drainage displacements and regeneration. The results of the present study can be used for explaining geomorphologic and hydrographic development processes in the area and for analyzing the effects of the other elements in the natural environment. Lastly, the present study brought a new entry to geomorphology and hydrography literature in Turkey. Key Words: Tekirdag, Ganos (Işıklar) Mount, Drainage, Characteristics of the drainage, Types of the drainage, GIS (Geographic Information System) 1. GİRİŞ Türkiye nin flüviyal jeomorfoloji konusundaki duayenlerinden biri olan Sırrı Erinç; Akarsu şebekesi topoğrafyanın tomografisidir. ifadesiyle (Erinç, 2012: 367) akarsu drenajının topoğrafyanın açıklanmasındaki en önemli anahtar unsurlarından biri olduğunu açıkça beyan etmiştir. Gerçekten de akarsu sistemleri, yeryüzünü şekillendiren en etkin dış kuvvetlerden olmasının yanı sıra iklim ve taban seviyesi değişiklikleri ile tektonizma (kıvrımlanma, faylanma vb.) gibi çevresel değişimlere çok bariz tepki verir (Doğan, 2012: 296). Bu nedenle akarsular, ilgili tepkinin önemli kayıtlarını içeren öncelikli morfolojik sistemler olarak görülmektedir (Özşahin ve Ekinci, 2014: 40; Avşin, 2014: 314). Akarsu sisteminin karmaşık dinamiklerinin çözümlenmesinde ve topoğrafyanın gelişiminin açıklanmasında akarsu drenaj ağının önemi büyüktür (Zernitz, 1932: 498). Zira topoğrafya şekilleri ile drenaj tipleri arasında sıkı bir münasebet vardır (Erinç ve Bilgin, 1956: 124). Bu ilintili durum dağlık alanlarda bulunan drenaj havzalarında daha fazla ön planda olup, söz konusu sahalardaki drenaj şebekesi, tektonik ve iklimsel tekâmül süreci hakkında önemli kayıtlar ihtiva etmektedir (Bordal, 2014: 2). Bu kayıtların doğru bir şekilde okunabilmesi için söz konusu mekânlardaki drenaj ağının özelliklerinin ve tiplerinin ayrıntılı bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Nitekim dünyadaki eğilime oranla biraz daha yavaş kalsa bile, Türkiye de de drenaj sistemleri üzerine mühim çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalardan alanında ilk olarak, Akyol (1947; 1948-1949) Türkiye deki akarsu sistemleri ve rejimlerini etüt etmiş, Erinç ve Bilgin (1956) Türkiye deki drenaj tiplerini açıklamaya çalışmışlardır. Yine Turoğlu (1997) tarafından İyidere havzası örneğinde yapılan benzer bir çalışmada ise akarsu ağı sayısal yaklaşımlarla incelenmiştir. İlgili araştırma CBS tekniklerine dayalı bir şekilde gerçekleştirildiği için ulusal coğrafya literatüründe önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Daha sonraki süreçte farklı araştırmacılar tarafından da benzer konularda yeni yayınlar literatüre kazandırılmıştır. Bu çalışmada, Ganos (Işıklar) Dağı ve yakın çevresindeki drenaj özelliklerinin açıklanması amaçlanmıştır. Çalışma amacı kapsamında; Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenajın özellikleri, drenaj üzerinde etkili olan faktörler ve sahada hangi drenaj tiplerinin ortaya çıktığı etüt edilmiştir. Böylece genel kapsamlı da olsa Türkiye jeomorfoloji ve hidrografya

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 141 literatürüne yeni bir çalışma kaydının işlenmesi bakımından önem taşıyan bu araştırmadan elde edilen sonuçlar, ilgili konuda çalışacak bilim insanlarına da kaynak teşkil edebilecektir. Türkiye nin kuzeybatı kesimindeki Marmara Bölgesi nde yer alan Ganos Dağı ve yakın çevresi, doğudan Marmara Denizi, batıdan Koru Dağı ile sınırı oluşturan Gökbüet depresyonu, güneyden Gölcük depresyonu gibi graben alanları ve kuzeyden de Ergene Havzası ile Marmara Denizi ne dökülen Ovadere nin havzasıyla sınırlandırılmıştır (Şekil 1). Bu şekilde alanın yüzölçümü 456 km² dir (Şekil 1). Şekil 1. Ganos Dağı ve yakın çevresinin lokasyon haritası 2. MATERYAL VE YÖNTEM Yöntem olarak fiziki coğrafya ilkelerinin temel prensipleri eşliğinde gerçekleştirilen hidrografik çalışmalarda yararlanılan klasik metottan faydalanılan bu çalışmada, temel materyal olarak HGK (Harita Genel Komutanlığı) tarafından hazırlanan Türkiye Topoğrafya Haritalarının 1/25.000 ölçekli BANDIRMA G18; a3, b3, b4, c1, d2, d3 numaralı paftaları kullanılmıştır. İlgili paftalar CBS metodolojisiyle öncelikle raster, daha sonra ise vektör veri formatına dönüştürülmüştür. Bu safhanın ardından sahanın SYM (Sayısal Yükseklik Modeli), drenaj ağı, eğim ve bakı özellikleri ile diğer mekânsal veriler (yerleşim alanları, tepeler vs.) oluşturulmuştur. Sahanın jeoloji ve bitki örtüsü özellikleri, çeşitli kaynaklardan elde edilen veriler sayesinde çözümlenmiştir. Yağış özellikleri Tekirdağ Meteoroloji İstasyonunun yağış rasat verilerinin çeşitli yükselti kademelerine (300 m ve 924 m) enterpole edilmesiyle saptanmıştır. Ayrıca Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu yoğunluk değerleri, CBS ile ilişkili bir yazılım olan Hawth s Tools kullanılarak tespit edilmiştir. Bu bağlamda saha 1 km² alanında karelere bölünmüş ve her bir kareye düşen akarsu uzunlukları hesaplanmıştır. Çalışma, gerek tematik haritalarının hazırlanması gerekse ölçme işlemlerinin gerçekleştirilmesi safhalarında CBS teknikleriyle entegre bir şekilde yürütülmüştür. Zira son zamanlarda drenaj ağları hakkında yapılmış çalışmalar CBS tekniklerine dayalı bir şekilde gerçekleştirilmektedir (Zhang ve Guilbert, 2012: 29). Nitekim CBS sayesinde drenaj şebekesi daha net bir şekilde tanımlanmakta ve daha kantitatif (niceliksel) olarak açıklanmaktadır (Turoğlu, 1997: 355; Strahler, 2013: 454). Bu kapsamda ArcGIS/ArcMap 10.3 paket programı kullanılmıştır.

142 Emre ÖZŞAHİN Çalışma çerçevesinde yapılan analizlerden sonra Ganos Dağı ve yakın çevresine yönelik sistematik bir şekilde arazi çalışmaları düzenlenmiştir. Bu geziler esnasında sahada drenajla alakalı gözlemler gerçekleştirilmiş, literatür bilgileri karşılaştırılmış ve fotoğraf çekimleri yapılmıştır. Son aşamada ise farklı yöntemlerle elde edilen bütün bulgular büro çalışmaları kapsamında metin ve şekillere aktarılmıştır, nihai aşamada ise araştırma soruları çerçevesinde yorumlanmıştır. 3. BAŞLICA JEOLOJİK VE JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLER Ergene Havzası nın güneyinde yer alan Ganos Dağı ve yakın çevresinde jeolojik olarak çeşitli yaş ve türde litolojik istifler yayılış göstermektedir. Bunlardan en yaşlısı Üst Kretase ye ait ofiyolitik melanj; en genci ise Kuvaterner alüvyonlarıdır (Şekil 2). Bunun dışında Ganos Dağı ve yakın çevresinde yer alan diğer istifler ise yaşlıdan gence doğru şöyledir; Gaziköy Formasyonu (Orta-Üst Eosen), Korudağ Formasyonu (Üst Eosen), Soğucak Formasyonu (Üst Eosen), Keşan Formasyonu (Üst Eosen), Yenimuhacir Formasyonu (Üst Eosen), Gazhanedere Üyesi (Orta Miyosen), Anafarta Üyesi (Üst Miyosen), Çamrakdere Üyesi (Üst Miyosen), Bayraktepe Üyesi (Üst Miyosen) ve Karatepe Formasyonu (Orta-Üst Miyosen) dur (Şentürk vd., 1998: 1; Özşahin, 2015a: 366; Şekil 2). Şekil 2. Ganos Dağı ve yakın çevresinin jeoloji haritası (Yaltırak, 1996; Şentürk vd., 1998; Okay vd., 2008; Özşahin, 2015b den faydalanılarak)

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 143 Tektonik olarak, Kuzey Anadolu Fay Zonunun batı uzantısında bulunan Ganos Fayının etkisinde kalan bu sahadaki ana fay, Marmara Denizi nden Gaziköy de karaya çıkar ve birbirine yarı paralel uzanan bir ile üç faydan oluşur. Bu faylar çoğunlukla doğrultu atımlı ve bindirme karakterlidir (Yaltırak, 1996: 138). Bölgedeki bütün birimleri kesen bu fay, yaklaşık K70 D ile K62 D doğrultusunda uzanmakta olup, karada toplam 46 km uzunluğa sahiptir (Okay vd., 2008: 6). Fayın toplam atımı, 70-85 km olarak saptanmış ve son aktivitesinin başlangıç yaşı ise 3.4-3.7 milyon yıl arasında olduğu öne sürülmüştür KAF ile eş yaşlı olduğu düşünülen Ganos Fayı günümüzde de halen aktiftir (Çınar Yıldız vd., 2013: 17). Ganos Dağı ve yakın çevresinde bulunan diğer başlıca kırıklar ise, KBF (Kumbağ Bindirme Fayı), KCBF (Kocaçay Bindirme Fayı), IBF (Işıklar Bindirme Fayı), DBF (Dolucatepe Bindirme Fayı), TBF (Tepeköy Bindirme Fayı), ÇF (Çengelli Fayı), AF (Araplı Fayı), KTF (Kuzey Tepeköy Fayı), GTF (Güney Tepeköy Fayı), MF (Mürefte Fayı), DF (Dolapdere Fayı) ve UF (Uçmakdere Fayı) dir (Özşahin, 2015b: 402; Şekil 2). Ganos Dağı ve yakın çevresinde ana yerşekillerinin tümü mevcuttur (Şekil 3). Bunun yanında sahada akarsu, kıyı, karst ve volkan topoğrafyalarına ait elemanter yerşekillerinin varlığı da bildirilmiştir (Özşahin, 2015a: 360). İnceleme sahası esas itibariyle flüvyal süreçlerin farklı yapılar ve litolojiler üzerindeki aşındırma ve biriktirme faaliyetleri sonucunda şekillenmiştir. Buna göre sahanın uzun jeomorfolojik gelişimi sırasında iklim şartlarında yaşanan farklılıklara rağmen, Ganos Dağı ve yakın çevresi flüvyal morfojenetik bölge sınırları içerisinde kalmaktadır (Erinç vd., 1985: 19). Şekil 3. Ganos Dağı ve yakın çevresinin genelleştirilmiş jeomorfoloji haritası

144 Emre ÖZŞAHİN 4. DRENAJ SİSTEMİ ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER Herhangi bir sahadaki akarsu ağının oluşum ve gelişiminde çeşitli etmenler rol oynamaktadır. Böylece etkili faktörler ve etkinlik derecelerine bağlı olarak çeşitli drenaj modelleri belirmektedir. Ortaya çıkan bu drenaj şebekesi jeoloji, topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü tarafından kontrol edilir (Charlton, 2008: 4). Atalay (1986: 139) herhangi bir sahadaki drenaj ağının, o sahanın iklim, bitki örtüsü, topoğrafya, litolojik ve yapısal özelliklerinin adeta aynası olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bu hususta en önemli roller jeoloji (litolojik ve tektonik) ve topoğrafya özelliklerine aittir (Hoşgören, 2012: 108). Aşağıda drenaj üzerinde etkili olan faktörler etki dereceleri nispetinde açıklanmıştır. 4. 1. Jeoloji Akarsu ağlarının şekil kazanmasında etkili temel özelliklerin başında jeoloji gelmektedir. İnceleme alanındaki drenaj ağının genel karakteri üzerinde jeolojinin etkisi litolojik ve tektonik özellikler kapsamında kendini göstermektedir. Bu bağlamda litolojik özelliklerinin drenaj ağına olan tesiri Atalay (1986: 48) tarafından bildirilen kayaçların erozyona dayanıklılık indisleri çerçevesinde değerlendirilmiştir (Tablo 1). Söz konusu indis değerleri sahadaki litolojik birimlerin muhteva ettiği içeriğe göre ayırt edilerek gruplandırılıp, haritalandırılmıştır (Tablo 1; Şekil 4). Tablo 1. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki litolojik birimlerin erozyona dayanıklılık indislerinin alansal dağılışları Erozyona Alan Litolojik Birimler Dayanıklılık İndisi km² % Alüvyon Çamrakdere Üyesi: Kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, linyit Gazhanedere Üyesi: Miltaşı, kumtaşı, kiltaşı, çakıltaşı 0.3-0.4 269 59 Yenimuhacir Formasyonu: Şeyl, siltaşı, kumtaşı Korudağ Formasyonu: Çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı Anafarta Üyesi: Kumtaşı, miltaşı, kiltaşı Keşan Formasyonu: Kumtaşı, kiltaşı, çakıltaşı, volkanit 0.5-0.6 177 39 Gaziköy Formasyonu: Kumtaşı, silttaşı, silisifiye tüf Bayraktepe Üyesi: Kireçtaşı, kumlu kireçtaşı, oolitik kireçtaşı 0.6-0.7 2 0 Karatepe Formasyonu: Bazalt Soğucak Formasyonu: Kireçtaşı Yeniköy Karışığı: Serpantinit, fillit, mavişist, diyorit, dolerit 0.8-0.9 8 2 Toplam 456 100 En geniş sahada (% 51) erozyona düşük derecede (0.3-0.4) direnç gösteren kayaçlar yayılış gösterir (Tablo 1). Bu kayaçlar daha çok sahanın kuzey ve orta kesimlerinde izlenmektedir (Şekil 4). İlgili durum sahadaki drenaj ağının genel olarak litolojik yapıya işlemesini de beraberinde getirmiştir. Böylece drenaj yoğunluğu litolojinin aşınıma karşı direnci nispetinde farklılık kazanmıştır. Bu nedenle kayaçların erozyona dayanıklılık indisi arttıkça drenaj yoğunluğu azalmaktadır.

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 145 Şekil 4. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki litolojik birimlerin erozyona dayanıklılık indislerinin haritası Arazinin yapısal özellikleri de drenaj ağının gelişmesini yönlendirmekte, böylece adeta yapısal doğrultuları takip eden vadiler kurulmakta ve drenaj ağı yapısal doğrultulara önemli ölçüde uyum sağlamaktadır (Atalay, 1986: 139). Bu sahadaki akarsu ağı da güncel şekline Ganos Fay sisteminin etkisiyle yaşanan tektonik hareketler neticesinde kavuşmuştur. Bu duruma dayanılarak akarsuların karakterinin genç olduğu yorumlanabilir. Atalay (1987: 80) Türkiye de tektonik havzalara ve fay zonlarına kurulan akarsuların genç karakterde olduğunu kaydetmiştir. Ayrıca güncel vadi şebekesinin asli görünüşünün genel olarak tektonik hareketlerin etkisi oranında kazanan bu sahada bahsi geçen faktörler kafesli ve kancalı drenaj ağının ortaya çıkmasına da sebebiyet vermiştir. 4. 2. Jeomorfoloji Akarsu ağının gelişmesinde etkili olan faktörlerden birisi de jeomorfolojik özelliklerdir. Bu özelliklerin etkisine göre akarsu ağının topoğrafya üzerindeki kuruluşu ve gelişmesi devam eder. Gerçekten de Erinç ve Bilgin (1956: 124-125) jeomorfolojik özelliklerle drenaj tipleri arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu belirtmişler ve bu ilişki çerçevesinde morfolojik gelişimin

146 Emre ÖZŞAHİN açıklanabilmesi için her şeyden önce drenaj tiplerinin tespit edilip bunların hangi şartlar altında teşekkül ettiklerinin belirlenmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Ganos Dağı ve yakın çevresinin jeomorfolojisinin bazı karakteristik özellikleri drenaj şebekesinin tiplere ayrılmasında etkili bir rol oynamıştır. Bu bağlamda en belirgin etki yeryüzü şekilleri vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Nitekim sahadaki dağlık alandan çevreye doğru akarsuların akması neticesinde radyal, plato yüzeylerinin hafif eğimli ve dalgalı bir röliyef özellikleri göstermesi dantritik ve ova sahalarında akarsu eğimlerinin azalmasına veya akarsuların epijenik bir mekanizmayla temele saplanmasına bağlı olarak menderesli drenaj tipleri belirmiştir. Yine sahadaki eğim özelliklerine bağlı olarak paralel drenaj ağı da gelişmiştir. Bilhassa Ganos Dağı ve yakın çevresinde Marmara Denizi ne dökülen akarsular ilgili drenaj tipinin çok klasik örneklerini yansıtmaktadır. Jeomorfolojik durumla alakalı drenajı etkileyen bir diğer özellik ise bakıdır. Zaten sahanın jeomorfolojik gelişimi esnasında güneye doğru çarpılması güneye bakan yamaç arazilerin daha geniş alan kaplamasını beraberinde getirmiştir (Özşahin, 2015c: 34). Bu duruma bağlı olarak birçok akarsu kolunda kapma hadiseleri vuku bulmuştur (Özşahin, 2015a: 386). 4. 3. İklim İklim özellikleri, drenaj ağının yoğunluğu ve akımı üzerinde etkili temel etmenlerden biridir. Genel olarak Yarınemli Marmara iklimin egemen olduğu Ganos Dağı ve yakın çevresinde, iklimin drenaj tipine etkisi akımdan ziyade daha çok yoğunluğu nispetinde değerlendirilmiştir. Buna göre drenaj yoğunluğu sahanın yüksek kesimlerine doğru artmaktadır. Zira bu durum yüksek alanlarda kıyı sahasına nazaran daha nemli iklim şartlarının görülmesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de Dönmez (1990: 25) Ganos Dağı nın yüksek kesimlerinde yağışın 1000 mm yi aştığından bahsetmiştir. Söz konusu vaziyet sahaya ait iklimsel parametrelerden yağış dağılışıyla da doğrulanmaktadır (Tablo 2). Bu bağlamda Ganos Dağı ve yakın çevresinde 300 m yükseltinin üzerindeki sahalarda vadi yoğunluğunun yüksek olmasının temel nedenlerinden birisi de ilgili alanlarda yağışın artış göstermesiyle alakalı bir hadisedir. Bu sahalarda yıllık ortalama toplam yağış miktarı 750 mm nin üzerindedir (Tablo 2). Tablo 2. Tekirdağ meteoroloji istasyonun verilerine göre Ganos Dağı ve yakın çevresinde yükseltiye bağlı yağış değerlerinin dağılışı Merkez Yağış (mm) Aylar O Ş M N M H T A E E K A Yıl. Ort. Tekirdağ (4 m) 67.0 55.5 54.7 42.1 37.2 36.8 23.3 12.8 36.1 62.4 75.6 84.9 588.4 Ganos Dağı 80.5 69.0 68.2 55.6 50.7 50.3 36.8 26.3 49.6 75.9 89.1 98.4 750.4 (300 m) Ganos Dağı 108.4 96.9 96.1 83.5 78.6 78.2 64.7 54.2 77.5 103.8 117.0 126.3 1085.2 (924 m) Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 2015 4. 4. Bitki örtüsü Drenaj ağı, bilhassa drenajın yoğunluğu üzerinde etkili olan bir diğer etmen de bitki örtüsüdür. Gür ve sık bitki örtüsü ile kaplı olan alanlarda drenaj ağı zayıfken, bitki örtüsünün seyrek olduğu alanlarda drenaj ağı daha kuvvetlidir (Atalay, 1986: 138). Ganos Dağı ve yakın

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 147 çevresinde benzer bir durumun mevcudiyeti söz konusu görüşü destekler mahiyettedir. Bu sahada bitki örtüsünün yetersiz olduğu alanlarda drenaj yoğunluğu fazla iken, bitki örtüsünün ve kapalılık derecesinin yoğun olduğu ormanlık alanlarda akarsu ağı daha zayıf bir karakter gösterir. Buna mukabil Ganos Dağı ve yakın çevresinde bitki örtüsünden mahrum sahalarda dantritik akarsu ağının daha yaygın bir şekilde bulunması da ilgili durumun neticesinde gerçekleşmiş olmalıdır. 5. BULGULAR Akarsular tarafından derin bir şekilde yarılmış ve akarsu vadilerinin bazı kesimlerde sahanın temeline ulaşacak derecede gömülmüş olduğu haşin bir topoğrafyaya sahip olan dağlık alanlardaki drenaj sisteminin açıklanması jeomorfolojik sürecin izahı bakımından oldukça faydalıdır (Atalay, 1987: 79). Zira drenaj konusu üzerine yapılan araştırmaların havza geometrisi, aşınım yüzeyi sistemlerinin morfometrisi, havza gelişim doğrultusu, drenajın kuruluşu ve düzenlenmesi ile kapma ve yarılma derecesi gibi konuların açıklanmasında yararlı olduğunun altını çizmiştir (Öztürk, 2008: 114). Bu bölümde öncelikle drenaj sisteminin özellikleri incelenmiş, akabinde ise sahadaki drenaj tipleri ayırt edilmiştir. 5. 1. Drenaj Sisteminin Özellikleri Hidrografik açıdan hem Marmara hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından drene edilen Ganos Dağı ve yakın çevresinde Marmara Denizi akaçlama havzası 231 km², Ege Denizi akaçlama havzası ise 225 km² yüzölçüme sahiptir (Şekil 5). Sahadaki akarsuların büyük kısmı topoğrafya yüzeyinin eğimine uygun olarak akmakta olup, geniş anlamda konsekant akarsulardır (Şekil 5). Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu şebekesi özellikle tektonik etkinin kontrolünde gelişmiştir. Ganos Fayı ve segmentlerinin etkisi altında kalan bu sahadaki akarsuların büyük çoğunluğu kuzeydoğu-güneybatı yönlü dislokasyon hatlarına yerleşmiş bir şekilde bulunur. Nitekim Erinç vd. (1985: 16) Trakya daki akarsu şebekesinin genellikle yapısal doğrultu ve hatlara uyduğunu bildirmişlerdir. 5. 1. 1. Akarsu Şebekesinin Kuruluşu ve Gelişmesi Miyosen ortalarına kadar, Ganos Dağı ve yakın çevresinin büyük kısmı sedimantasyon sahası durumundadır (Yaltırak, 1996: 152). Oligosen sonları-miyosen başlarında bu sahada geniş alanlı bir aşınım yüzeyi meydana gelmiştir. Sıcak denizel (nemli) karakterli bir iklimin etkisi altında gelişen Alt-Orta Miyosen yaşlı bu aşınım yüzeyi, sahada 470 m nin üzerindeki yükselti seviyelerinde izlenmektedir (Şekil 3). Aynı zamanda ilgili aşınım yüzeyleri üzerinde kısa boylu akarsuların egemen olduğu bir drenaj sisteminin de gelişmiş olduğu tahmin edilmektedir (Atalay, 1987: 79). Söz konusu akarsuların Alt-Orta Miyosen yaşlı satıhları aşındırmaları neticesinde ilgili yüzeylerle yaşıt depolar ise çevre alçak sahalarda birikmiştir. Miyosen sonlarında Ganos Dağı ve yakın çevresinde yeni bir tektonik dönem (Neotektonik Dönem) başlamıştır. Bu tektonik rejim değişikliği neticesinde Alt-Orta Miyosen (DI) aşınım yüzeyleri akarsular tarafından parçalanmış ve ilgili yüzeylerin aleyhine gelişen araziler meydana gelmiştir. Üst Miyosen (DII) aşınım yüzeylerine tekabül eden ilgili röliyef parçaları, sahada 270-470 m yükselti basamakları arasında yayılış gösterir (Şekil 3). Yine bu dönemde gerçekleşen morfotektonik gelişme sedimantasyonu hızlandırmış ve yüksek alanlarda etkin bir aşınım süreci yaşanmıştır (Erol, 1989: 14). Aşınan bu malzemeler Ganos Dağı ve yakın çevresinin daha çok kuzeyindeki Ergene havzasında birikmiştir. Üst Miyosen-Pliyosen geçişi esnasında tektonik hareketlerin yeniden canlanması Üst Miyosen akarsu sistemlerini ortadan kaldırırken, yeni bir drenaj sisteminin de kurulmasına vesile olmuştur. Pliyosen de kurulan ilgili sistem Miyosen dekine nazaran günümüzdeki drenaj

148 Emre ÖZŞAHİN şebekesine daha yakın bir karakter arz etmektedir. Ancak Pliyosen akarsu ağlarının önemli bir kısmı daha sonraki süreçte meydana gelen tektonik hareketler yüzünden büyük değişikliklere maruz kalmıştır (Ardos, 1993-1996: 2; 1996: 110). Drenajda meydana gelen değişiklikler Üst Miyosen (DII) aşınım yüzeylerin zararına gelişen Pliyosen (DIII) aşınım yüzeyi sistemlerinin ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Bu yüzeye ait kalıntılar günümüzde 130-270 m yükselti seviyelerinde tanımlanmaktadır (Şekil 3). Belirgin biçimde serin ve daha nemli iklim şartlarının hüküm sürdüğü Pliyosen dönemde büyük ölçekli aşınım süreçleri gerçekleşmiş ve döneme ait eş yaşlı malzemeler ise daha çukur kısımlara doldurulmuştur. Şekil 5. Ganos Dağı ve yakın çevresinin drenaj haritası Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu ağı, bugünkü karakterini esas olarak Üst Pleyistosen de kazanmıştır (Altın, 1992: 81). Bu zamandaki drenaj şebekesi, topoğrafyanın asli eğim koşullarına bağlı ve alttaki kıvrımlı bünyenin yapısal hatlarını dik veya verevine kesen boyuna konsekant özelliğe sahip paralel veya yarı paralel şekilde kurulmuş olmalıdır. Erinç vd. (1985: 16) Trakya daki akarsu şebekesinin kuruluşunun nispeten daha basit yapısal faktörlerin eseri olan ilksel eğim şartlarında ortaya çıktığının altını çizmiştir. Yine bu zamandaki östatik

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 149 salınımlara bağlı olarak drenajın yapısı daha da belirginleşmiş ve iklimdeki değişimlere uygun olarak geriye aşınım etkinlik kazanmıştır. Pleyistosen deki tektonik aktivitenin etkisiyle de ana drenaj ağı denge profiline yaklaşmaya başlamıştır. Bu süreç aktüel olarak günümüzde de devam etmektedir (Sekin, 1993: 90). Sonuç olarak Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenaj sisteminin jeomorfolojik oluşum ve gelişim safhasında yapı ve litoloji denetimindeki tektonik hareketler neticesinde kurulduğu anlaşılmaktadır. Akyol (1947: 18) Türkiye nin bugünkü akarsu sistemlerinin ana çizgilerinin jeolojik olarak yakın zamanın mahsulü olduğunu ve genel olarak akarsuların yapı ve litolojinin etkileri altında meydana geldiğini ifade etmiştir. İnandık (1960: 54) Türkiye deki akarsu şebekesinin kuruluşunu yerel özellikler ile genel morfolojik tekâmüle ve iklim değişikliklerine bağlamıştır. Atalay (1987: 80) Türkiye de çok karmaşık bir drenaj sisteminin bulunduğunu, bilhassa akarsu şebekesinin kuruluş ve gelişmesindeki ana etkenin tektonik hareketler, tali etkenlerin ise yapı ve litoloji olduğunu beyan etmiştir. Altın (1992: 81) yöredeki akarsu şebekesinin yapısal çizgiselliklerin etkisinde kaldığını ve Ege-Ergene-Marmara havzalarındaki çökmelerin belirlediği yeni taban seviyeleri ile değişen iklim koşullarının kontrolünde bulunduğunu ifade etmiş, ancak son etkinin Neotektonik dönemde gerçekleşen hareketlerle ortaya çıktığını zikretmiştir. 5. 1. 2. Drenaj Yoğunluğu ve Sıklığı Akarsu havzalarında drenaj yoğunluğunun saptanması drenaj sistemi ile ilgili önemli ipuçları verir (Özşahin, 2008: 310). Drenaj yoğunluğu toplam kanal uzunluğunun (L) drenaj alanına (S) bölünmesi (D = L / S) ile hesaplanmaktadır. Böylece birim alandaki akarsu uzunluğu tespit edilebilir (Horton, 1945: 283). Akarsuların süreksiz kollarının 977 km, sürekli kollarının 180 km uzunluğunda olduğu ve buna göre toplam kanal uzunluğunun ise 1157 km olarak belirlendiği sahanın drenaj alanı, 456 km² dir. Bu değerler dikkate alındığında drenaj yoğunluğu 2.54 km/km² olarak saptanmıştır. Diğer bir değişle Ganos Dağı ve yakın çevresinde her bir kilometre kare 2.54 km uzunluğundaki akarsu kanallarıyla işgal edilmiştir. Akarsu havzalarındaki drenaj sıklığı ise havza içindeki birim alandaki yatak sayısını ifade eder. Bu bağlamda drenaj sıklığı (F), drenaj yoğunluğunun karesinin (D²) 0.694 sabit katsayı ile çarpılmasıyla bulunur (Horton, 1945: 285). Ulaşılan değer akarsuların sahayı ne derece sık bir drenaj ağı ile drene ettiğini göstermektedir (Turoğlu, 1997: 362; Cürebal, 2004: 21). Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenaj sıklığı kilometre karede 4.48 km olarak tespit edilmiş olup, bu değere istinaden sahadaki drenajın genişleme evresini karakterize etmekte olduğu söylenebilir. Bundan önce Türkiye nin farklı sahalarında hesaplanan değerler de benzer sonuçları yansıtmaktadır. Özşahin (2008: 313) drenaj sıklığı değerinin artışının akarsu genişlemesiyle doğru orantılı olduğunu ve ilgili değerin artmasının akarsuyun genişlediğinin göstergesi olduğunu kaydetmiştir. Ayrıca bu bulgu sahadaki drenaj sıklığının çok olduğuna işaret etmektedir. Bu durum muhtemelen sahanın doğal karakterinin bir sonucudur. Gerçekten de İzbırak (1990: 129) dağlık alanların jeomorfolojik, jeolojik, iklim ve bitki örtüsü özelliklerinin bir yansıması olarak akarsu sıklığının bu tür sahalarda daha fazla olduğunu belirtilmiştir. 5. 1. 3. Vadi Yoğunluğu Ganos Dağı ve yakın çevresindeki vadi yoğunluğu sahanın her yerinde aynı değerde değildir. Nitekim sahanın bazı kesimlerinde düşük vadi yoğunluğu değerleri görülürken, hatta yer yer vadiden yoksunken, bazı kesimlerinde de bu sahalara oranla çok daha yüksek vadi yoğunluğu değerleri mevcuttur (Şekil 6). Ancak bu alandaki akarsu ağının ön plana çıkan özelliklerinin başında nispeten gelişmiş bir vadi şebekesinin varlığı gelmektedir. Sahada bilhassa su erozyonuna dayanıklılık indisleri düşük olan kayaçların daha geniş alan kaplaması, yamaç eğim değerlerinin yüksek ve orman alanlarının önemli oranda ortadan kaldırılmış

150 Emre ÖZŞAHİN olması gibi sebepler yağışlarının büyük ölçüde yüzeysel akışa geçmesine yardım etmektedir. Bu durum sahanın belirli kesimlerinde vadi yoğunluğunun artmasına yol açmıştır. Esasen Ekinci (2011: 59) herhangi bir sahanın jeolojik yapısı, jeomorfolojik ve klimatolojik özellikleri, bitki örtüsü kapalılık oranı, süre ve insan faktörüne bağlı olarak vadi yoğunluğunun mekânsal değişim gösterdiğini ifade etmiştir. Şekil 6. Ganos Dağı ve yakın çevresinin vadi yoğunluğu haritası Ganos Dağı ve yakın çevresindeki vadi yoğunluğu bazı alanlarda km² de 5.3 km ye yükselirken, bazılarında 0.039 km ye kadar düşmektedir. Lakin yoğunluk değerleri genel olarak 2.01-3 km/km² arasında bulunur (Şekil 6). Toplam vadi uzunluğunun 1157.3 km olduğu bu sahada km² ye düşen vadi yoğunluğunun ortalaması ise 2.39 km dir (Şekil 6). 5. 2. Drenaj Tipleri Akarsular morfolojik gelişim evreleri ve süreçleri esnasında yapıya ve morfolojiye uyarak onların özelliklerini yansıtırken, zamanla bir takım şekiller kazanarak çeşitli drenaj tipleri oluşturmaktadır (Özdemir, 1996: 197). Ganos Dağı ve yakın çevresinde ilgili sebepten dolayı dantritik, paralel, kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj tipleri tespit edilmiştir. Ayrıca bu sahada drenajı etkileyen asılı vadi, gömük menderesler veya kapma hadiseleriyle

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 151 temsil edilen gençleşmeler ile akarsu ötelenmeleri ve keskin dirseklerin bulunduğu da anlaşılmıştır. 5. 2. 1. Dantritik Drenaj Rastgele bir desen olarak ifade edilen dantritik drenaj ağı, herhangi bir jeolojik kontrolün denetimi altında ortaya çıkmaz (Charlton, 2008: 4). Genellikle homojen yapılı sahalarda rastlanan bu drenaj şebekesi (Hoşgören, 2012: 108), Türkiye ölçeğinde olduğu gibi (Erinç ve Bilgin, 1956: 127) Ganos Dağı ve yakın çevresinde de en yaygın drenaj sistemini meydana getirir. Bu sahada dantritik drenaj tipinin varlığında akarsu şebekesini meydana getiren akarsuların, vadilerine gömülmeleri ve yeni oluşan akarsuların henüz yapıya uyacak derecede gelişmemiş olmalarının etkisi rol oynamıştır. Ayrıca farklı direnç sahalarının etkisi yüzünden de söz konusu drenaj şekline rastlanmaktadır. Kocadere kollarıyla birlikte bu sahadaki dantritik drenajın en güzel örneklerinden birini oluşturur (Şekil 7). Şekil 7. Kocadere ve kollarında izlenen dantritik drenaj ağına ait görünüm 5. 2. 2. Paralel Drenaj Bu drenaj şekli, akarsuların birbirine paralel uzanan kollarının ortaya çıkardığı bir drenaj tipidir. Ganos Dağı ve yakın çevresinde dantritik drenajdan sonra en yaygın olarak görülen diğer drenaj tipi olan paralel drenaj, eğim ve yapı şartlarının etkisiyle ortaya çıkmıştır. Erinç ve Bilgin (1956: 149) paralel drenajın akarsu kuruluşunun taze ve yamaç meyillerinin bir tarafa doğru kuvvetli olduğu sahalarda belirdiğini kaydetmişlerdir. Charlton (2008: 4) paralel drenaj şebekesinin güçlü bir eğim neticesinde meydana geldiğini bildirmiştir. Zeybek (2010:

152 Emre ÖZŞAHİN 108) ana akarsu vadilerine doğru eğimli yamaçlarda paralel drenajın geliştiğini ve bu durumun söz konusu sahalarda akarsu ağının yeni oluştuğunu düşündürmekte olduğunu iddia etmiştir. Hakikaten bir tarafı denize bakan bu sahada eğime bağlı olarak paralel drenaj şebekesi oldukça sık bir şekilde seçilebilmektedir. Diğer yandan Ganos Dağı ve yakın çevresinde faylı yapının hâkimiyeti altındaki alanlarda da paralel drenaja ait çok güzel görünümler meydana gelmiştir. Erinç ve Bilgin (1956: 149) paralel drenajın görüldüğü bazı sahalarda faylı bir bünyenin mevcudiyetine dikkat çekmişlerdir. Özdemir (1996: 198) paralel drenajın birbirine paralel fayların etkisiyle de meydana gelebileceğine işaret etmiştir. Ganos Dağı ve yakın çevresinde söz konusu sebep vasıtasıyla ortaya çıkan paralel drenajın en ideal örneklerine KBF etkisindeki akarsu kollarında rastlanılmaktadır. Aslında bu sahada genellikle akarsular münferit olarak dantritik bir drenaj karakteri göstergeler bile yan yana konuçlandıkları için ayrıca paralel drenaj tipi de oluşturur (Şekil 8). Şekil 8. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki paralel drenaj ağına ait görünüm Ayrıca ovalık sahaları kateden akarsulara ait kolların ana mecralarıyla doğrudan birleşmeden belli süre beraber akmaları neticesinde paralel veya subparalel bir drenaj görüntüsü ortaya çıkar. Yazoo tipi kavuşma olarak ifade edilen bu mecra tipi, Türkiye de çok yaygın olmayıp belli alanlarda görülmektedir (Erinç ve Bilgin, 1956: 156). Ganos Dağı ve yakın çevresindeki Ergene Nehri nin bir kolu olan Hayrabolu Deresi nin Kocadere kolu üzerinde de yazoo tipi kavuşma müşahede edilmiştir. Burada Kocadere nin Domuzkaynak Deresi kolu, ova

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 153 sahasına ulaştığı noktadan itibaren belirli bir süre ana mecraya paralel aktıktan sonra onunla birleşmektedir (Şekil 9). Şekil 9. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki yazoo tipi kavuşma görünüm 5. 2. 3. Kancalı Drenaj Kancalı drenaj tipi sahadaki faylanmalara bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle fay hatları ile bu tür drenaj şebekesinin dağılışı arasında paralel bir durum mevcuttur. Efe (1994: 226) fay hatlarının bulunduğu sahalarda kancalı drenaj yapısının hâkim olduğundan bahsetmiştir. Zeybek (2010: 108) bu tür bir drenajın oluşmasında dislokasyon hatlarına yerleşmiş bulunan ana akarsuların tabilerinin dirençsiz tabakalara bağlı olarak gelişmelerinin rol oynamış olması ihtimali üzerinde durmuştur. Öztürk (2008: 148) kırık sistemlerinin drenaj yönlenmesi ile kancalı drenaj gelişimini belirlediğini ileri sürmüştür. Ganos Dağı ve yakın çevresinde bu drenajın en iyi örnekleri Ganos Fay Zonu çevresinde seçilmektedir. Nitekim Sekin (1993: 91) Hoşköy Deresi nde kancalı drenajın hâkim olduğunu dile getirmiştir. Bununla birlikte Ganos Dağı nın doğusunda bulunan Kirazdere, Dolapdere Fayı nedeniyle kancalı drenaj ağına sahiptir (Şekil 10). 5. 2. 4. Radyal Drenaj Radyal drenaj, çevresine göre daha yüksek olan sahalarda simetrik erozyon sonucu gelişir (Charlton, 2008: 4). İnceleme sahasında dağlık alandan doğan ve eteklere doğru birbirinden uzaklaşarak akan akarsular tarafından bu tür bir drenaj sistemi oluşturulur. Bunun en güzel örneği Uçaktaşı ve Doluca tepelerinde gözlemlenir (Şekil 11). Aşınımdan arta kalan bu

154 Emre ÖZŞAHİN kütlelerden kaynaklarını alan akarsular çevredeki alçak sahalara ulaşarak radyal bir akarsu ağının oluşmasına neden olmuştur. Şekil 10. Kirazlıdere görülen kancalı drenaj ağına ait görünüm Şekil 11. Uçaktaşı (Radar) Tepe civarında akarsuların oluşturduğu radyal drenaj örneği

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 155 5. 2. 5. Kafesli Drenaj Kafesli drenaj ağı, genellikle faylanmalara bağlı olarak var olan zayıf mukavemet sahalarında teşekkül etmektedir. Charlton (2008: 4) bu tür drenajın çoğu kez yapısal faktörler tarafından kontrol edildiğini ve bazen de bölgesel eğimle alakalı oluştuğunu zikretmiştir. İnceleme alanındaki fay sistemlerinin yarattığı zayıf direnç zonlarında bu tür bir akarsu ağı kurulmuştur. Erinç vd. (1985: 16) Ganos Dağı ndaki eski topoğrafyalardan inen akarsu kollarının havza dolgusunu yaran konsantrik bir kafesli drenaj karakteri gösterdiğini vurgulamışlardır. Bununla birlikte bu sahadaki kafesli drenaj hem ortogonal hem de romboidal kafesli drenaj şeklinde gelişmiş bir halde bulunur (Şekil 12). En güzel örneklerini Ganos Fayı, KBF ve KCBF çevresinde görmek mümkündür. Şekil 12. Kocadere ve Gölcük Deresi nin kollarında seçilen kafesli drenaj örneği. Aynı zamanda bu sahada depresyon tabanına (Gölcük Depresyonu) ulaşan akarsular sentripetal bir drenaj deseni gösterirler. 5. 2. 6. Sentripetal Drenaj Bu drenaj görüntüsü, çevredeki yüksek alanlardan doğan ve kendilerine taban seviyesi gören alçak sahalara doğru akan akarsular tarafından oluşturulur (Hoşgören, 2012: 110). Zeybek (2010: 106) dağlık sahalardan doğan akarsuların ova tabanına yönelmeleri neticesinde ilgili drenajın oluştuğunu zikretmiştir. Bu bağlamda Ganos Dağı ve yakın çevresinde dağın

156 Emre ÖZŞAHİN yüksek kesimlerinden kaynaklarını alıp, sahanın batısındaki depresyon tabanına ulaşan akarsular hemen hemen sentripetal bir drenaj deseni çizmektedirler (Şekil 12). 5. 2. 7. Gençleşme Olayı Sonucunda Ortaya Çıkan Drenaj Tipleri Akarsu şebekesinin Kuvaterner de kurulduğu Ganos Dağı ve yakın çevresinde, yine bu zamanda meydana gelen iklim değişimleri ve epirojenik hareketler sonucunda akarsularda gençleşmeler yaşanmıştır. Ganos Dağı ve yakın çevresinde görülen asılı vadiler, gömük menderesler ve kapma olayları bu durumun jeomorfolojik delillerindendir (Foto 1). Ayrıca sahadaki genç tektonik etkinliğin göstergesi olan akarsu ötelenmeleri ve keskin dirsekler de akarsu jeomorfolojisinin izahı bakımından önemlidir (Foto 1). Foto 1. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsularda görülen gençleşme olayları ve ötelenmeler (1-5: Asılı vadi; 2-4-8: Akarsularda ötelenmeler; 3-7: Asimetrik vadiler; 6: Faylanma nedeniyle oluşmuş asılı vadiler ve akarsu ötelenmeleri)

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 157 Ganos Dağı ve yakın çevresinde gençleşme sonucu meydana gelmiş asılı vadiler bulunmaktadır (Foto 1). Hoşgören (2011: 21) vadi tabanının yerden veya zeminden daha yüksekte kalmasıyla ortaya çıkan asılı vadilerin faylanma olayı sonucunda meydana gelebileceğini not etmiştir. Bu sahada da benzer nedenden dolayı özellikle Marmara Denizi havzasında yüksek kıyıların hâkim olduğu sahalarda bu tür vadilerin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Erinç vd. (1985: 16) Ganos kütlesinin Marmara Denizi ne bakan yamaçlarında, genç faylarla kesilerek yüksekte kalmış asılı vadilerin bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki gömük menderesler, Çay Deresi, Kocadere ve Gölcük Deresi gibi akarsuların Pleyistosen deki genç tektonik hareketler yüzünden ortaya çıkan yeni taban seviyesine göre epijenik olarak temele kopya edilmesiyle meydana gelmişlerdir (Foto 1; Şekil 13). Aşınım yüzeylerine gömüldükleri için gençleşmenin delili olarak yorumlanan bu menderesler, drenajın desenini de kıvrımlı bir durum almasına müsaade etmişlerdir (Altın, 1992: 108). Şekil 13. Çay Deresi nde görülen menderesli drenaj deseni Ganos Dağı ve yakın çevresinde tanımlanan kapma hadiselerinin en tanıtıcı özellikleri, kapılan alanda belirgin bir kapma dirseğinin meydana gelmesi ve kapılan akarsu kolunun kurumuş olmasıdır (Şekil 14). Ayrıca kapılan akarsuya ait olduğu düşünülen akarsu çakılları ve eski alüvyonlara kuru vadi içerisinde rastlanılması, bu tür bir müsadere olayının işareti olarak yorumlanmıştır (Özşahin, 2015a: 377). Ganos Dağı ve yakın çevresinde Gaziköy yakınlarından denize dökülen Değirmendere nin Karamehmetdere isimli kolu memba kesiminde Sakıbın Deresi tarafından kapılmıştır (Altın, 1992: 50; Şekil 14). Benzer şekilde Yeniköy civarında Köydere ile Ihlamurluk Deresi arasında bulunan kuru vadi, bir zamanlar Ihlamurluk Deresi nin Köydere istikametinde aktığının delilidir (Şekil 14). Bir diğer kapma olayı da Yeniköy yerleşmesinin doğusundaki Kavakdere ile Azının Deresi arasında yaşanmıştır (Şekil 14). Bu iki akarsu arasında yer alan kuru vadi, drenajın bir zamanlar Kavakdere yönünde olduğuna işaret etmektedir. Kumbağ ın güneybatısında bulunan Çınarlıdere ile Kurukavak Deresi arasındaki mevcut kuru vadi, Çınarlıdere nin keskin bir kapma dirseği ile Kurukavak Deresi ni kaptığının göstergesi olarak tabir edilmiştir (Özşahin, 2015a: 377). Yenice yerleşim alanının kuzeydoğusunda Değirmendere Pırnallık Deresi,

158 Emre ÖZŞAHİN güneydoğusunda ise Kirazlıdere Dolapdere nin Botandere kolu tarafından kapılmıştır (Altın, 1992: 79). Yörgüç yerleşim alanı civarındaki Gölcük Deresi ne ait bir akarsu kolu ise Çay Deresi ne kapma neticesinde bağlanmıştır (Şekil 14). Şekil 14. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsularda yaşanan kapmaların haritası Ganos Dağı ve yakın çevresinde etkili olan tektonik hareketler akarsularda ötelenmelere ve keskin dirseklerin oluşmasına da neden olmuştur. Özdemir ve İnceöz (2003: 89) tektonik olayların drenaj sisteminde akarsu ötelenmeleri başta olmak üzere önemli değişiklikleri beraberinde getirdiğini öne sürmüşlerdir. Özdemir (1996: 198) ise akarsu ötelenmelerini yapının en bariz etkilerinden biri olarak değerlendirmiştir. Bu bağlamda sahadaki fay hatlarına yerleşen akarsu vadilerindeki akarsular kimi alanlarda keskin dirsekler yapmış, kimi alanlarda da belirli bir mesafe ötelenmişlerdir. Nitekim Ganos Fayı boyunca yapılan mikrotopoğrafya çalışmaları sonucunda bazı akarsularda sağ yanal ötelenmenin varlığı ispatlanmıştır (Çınar Yıldız 2013: 4). Yine Yaltırak (1996: 145) Mursallı ile Gaziköy arasında bulunan genç vadilerin sağ yönlü bir hareketle batıya bükülmüş olduğunu kaydetmiştir. Bu kapsamda en belirgin etki Ganos Fayı nın Hoşköy ve Gölcük derelerinin, DF nın ise Dolapdere

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 159 ve Kirazlıdere akarsuları üzerinde sebep olduğu ötelenmeler ve keskin dirsek oluşumlarıdır (Şekil 15). Şekil 15. Hoşköy Deresi nin drenaj ağında görülen ötelenmeler ve keskin dirsek oluşumları (1a: Havzayı etkileyen fay hatları haritası, 1b-1c-1d: Havzanın bazı kısımlarında görülen ötelenme ve keskin dirsekler ile kancalı drenaj örnekleri) 6. SONUÇ Hidrografik açıdan hem Marmara hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından drene edilen Ganos Dağı ve yakın çevresi, Türkiye de drenaj şebekesinin farklılık gösterdiği mekânlardan birisidir. Bu sahadaki akarsu bilhassa tektonik etkenlerin kontrolünde gelişmiştir. Ganos Fayı ve segmentlerinin denetimi altında kalan bu akarsuların büyük çoğunluğu kuzeydoğu-güneybatı yönlü dislokasyon hatlarına yerleşmiş bir şekilde bulunurlar. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu ağı, bugünkü karakterini esas olarak Üst Pleyistosen de kazanmıştır. Günümüzde ana drenaj şebekesi denge profiline ulaşmaya çalışmaktadır. Topoğrafyadaki vadi yoğunluğunun tekdüze olmadığı bu sahada, bazı kesimlerde düşük bazı kesimlerde de yüksek vadi yoğunluğu değerleri tespit edilmiştir. Bu bakımdan kimi sahalardaki vadi yoğunluğu bazı alanlarda km² de 5.3 km ye yükselirken, bazılarında 0.039 km ye kadar düşmektedir. Ancak yoğunluk değerleri genel olarak 2.01-3 km/km² arasında bulunur. Toplam vadi uzunluğunun 1157.3 km olduğu bu sahada, km² ye düşen vadi yoğunluğunun ortalaması ise 2.24 km dir. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu ağının oluşum ve gelişiminde jeoloji, topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü belirleyici rolü oynamıştır. Böylece ilgili faktörler ve etkinlik derecelerine bağlı olarak sahada dantritik, paralel, kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj tipleri tespit edilmiştir. Ayrıca bu alanda drenajı etkileyen asılı vadi, gömük menderesler veya kapma hadiseleriyle temsil edilen gençleşmeler ile akarsu ötelenmeleri ve keskin dirseklerin varlığı da saptanmıştır. Flüvyal morfojenetik bölge sınırlarında kaldığı için akarsu etkinliğinin yoğun olarak hissedildiği Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenaj ağı, hidrojeomorfolojik gelişim döngüsü esnasında yaşanan olaylara çok güçlü bir tepki vermiştir. Bu durum sahadaki güncel drenaj ağının ortaya çıkmasında belirleyici olmuştur. Konu hakkında farklı sahalarda benzer araştırmaların yapılması yeryüzünü şekillendirici en etkili dış kuvvet olan akarsu sistemini anlamamız ve ondan en yararlı bir şekilde istifade etmemiz için önemlidir. Bu çalışmanın

160 Emre ÖZŞAHİN sonuçları sahadaki jeomorfolojik ve hidrografik gelişim süreçlerinin açıklanmasında ve doğal ortamdaki diğer unsurların etkilerinin çözümlenmesinde kullanılabilir. Diğer yandan bu tarz çalışmalar flüvyal kökenli çeşitli türden doğal afetlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi bakımından da önem taşır. Sonuç olarak, bu çalışma sayesinde Türkiye jeomorfoloji ve hidrografya literatürüne yeni bir kayıt işlenmiştir. KAYNAKÇA AKYOL, İ. H. (1947). Türkiye de Akarsu Sistemleri ve Rejimleri. Türk Coğrafya Dergisi, S. IX-X: 1-55. AKYOL, İ. H. (1948-1949). Türkiye de Akarsu Rejimleri. Türk Coğrafya Dergisi, S. 11-12: 1-34. ALTIN, B. N. (1992). Işıklar (Ganos) Dağı ve çevresinin neotektonik dönem jeomorfolojik-tektonik gelişimi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Coğrafya Enstitüsü, İstanbul. ARDOS, M. (1993-1996). Türkiye de Akarsu Şebekesinin Kuvaterner deki Oluşum ve Gelişimi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Dergisi, S. 4: 1-6. ARDOS, M. (1996). Türkiye de Kuvaterner Jeomorfolojisi. 2. Baskı, İstanbul: Çantay Kitabevi. ATALAY, İ. (1986). Uygulamalı Hidrografya. İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 38. ATALAY, İ. (1987). Türkiye Jeomorfolojisine Giriş. İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. AVŞİN, N. (2014). Göksu Nehri Vadisinin Flüvyal Jeomorfolojisi (Mut-Silifke Arası). Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 7, S. 34: 314-334. BORDAL, M. (2014). Drainage Reversals Due to Tectonic Uplift: An Investigation Through Modeling. University Honors Theses Paper 95, USA: Portland State University. CHARLTON, R. (2008). Fundamentals of Fluvial Geomorphology. USA & Canada: Routledge. CÜREBAL, İ. (2004). Madra Çayı Havzasının Hidrografik Özelliklerine Sayısal Yaklaşım. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 11: 11-24. ÇINAR YILDIZ, S., ÖZDEN, S., TUTKUN, S. Z., ATEŞ, Ö., ALTUNCU POYRAZ, S., KAPAN YEŞİLYURT, S., KARACA, Ö. (2013). Ganos Fayı Boyunca Geç Senozoyik Yaşlı Gerilme Durumları, KB Türkiye. Türkiye Jeoloji Bülteni, S. 56 (1): 1-21. DOĞAN, U. (2012). Akarsu Süreçleri. Kazancı, N. ve Gürbüz, A. (Ed.), Kuvaterner Bilimi (s. 281-306). Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları No: 350. DÖNMEZ, Y. (1990). Trakya nın Bitki Coğrafyası. Genişletilmiş İkinci Baskı, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 3601, Coğrafya Enstitüsü Yayınları No: 51. EFE, R. (1994). Biga Yarımadasında Neotektoniğin Jeomorfolojik İzleri. Türk Coğrafya Dergisi, S. 29: 209-242. EKİNCİ, D. (2011). Safranbolu ve Çevresinin Jeomorfoloji Özellikleri. II. Baskı, İstanbul: Titiz Yayınevi. ERİNÇ, S. (2012). Jeomorfoloji I. 7. Baskı, İstanbul: DER Yayınları. ERİNÇ, S., BİLGİN, T. (1956). Türkiye de Drenaj Tipleri. İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Dergisi, C. 4, S. 7: 124-156. ERİNÇ, S., KURTER, A., EROSKAY, O., MATER, B. (1985). Batı Anadolu ve Trakya Uygulamalı Jeomorfoloji Haritası 1/500.000. Ankara: TÜBİTAK TBAG Proje No. 593. EROL, O. (1989). Türkiye Jeomorfolojisi, Türkiye nin Jeomorfolojik Evrimi ve Bugünkü Genel Jeomorfolojik Görünümü. İstanbul: Yayınlanmamış Ders Notu.

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 161 HORTON, R. E. (1945). Erosional Development of Streams and their Drainage Basins; Hydrophysical Approach to Quantitative Morphology. Bulletin of the Geological Society of America, V. 56: 275-370. HOŞGÖREN, M. Y. (2011). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Çantay Kitabevi. HOŞGÖREN, M. Y. (2012). Hidrografya nın Ana Çizgileri I. 7. Baskı, İstanbul: Çantay Kitabevi. İNANDIK, H. (1960). Akarsular ve Göller. İstanbul: Baha Matbaası. İZBIRAK, R. (1990). Sular Coğrafyası. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları: 159. METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (2015). Tekirdağ Meteoroloji İstasyonuna ait uzun yıllar içinde gerçekleşen ortalama değerler (1954-2013). Ankara: Meteoroloji Genel Müdürlüğü. OKAY, A., OKAY, N., ÖZGÖRÜŞ, Z. (2008). Ganos Fay Zonu ve çevresinin Oligosen sonrası tektonik evrimi: Trakya da Paleotektonik dönemden Neotektonik döneme geçişin niteliği. Ankara: TÜBİTAK Proje No: 104Y155. ÖZDEMİR, M. A. (1996). Doğu Anadolu Fay Zonunun Sincik (Adıyaman) İle Hazar Gölü (Elazığ) Arasındaki Jeomorfolojik Özellikleri. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 8, S. 1: 191-216. ÖZDEMİR, M. A., İNCEÖZ, M. (2003). Doğu Anadolu Fay Zonu nda (Karlıova-Türkoğlu arasında) akarsu ötelenmelerinin tektonik verilerle karşılaştırılması. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 5, S. 1: 89-114. ÖZŞAHİN E. (2008). Keçi Dere (Gönen Çayı nın Bir Kolu) Havzasının Hidrografik Özelliklerine Sayısal Yaklaşım. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 5, S. 10: 301-317. ÖZŞAHİN E., EKİNCİ, D. (2014). Gönen Çayı nın mendereslenme morfolojisi ve mendereslenmeyi etkileyen faktörler. Türk Coğrafya Dergisi, S. 62: 39-51. ÖZŞAHİN, E. (2015a). Şarköy Deresi (Şarköy) - Bağlar Deresi (Marmara Ereğlisi) Arasındaki Marmara Denizi Akaçlama Havzasının (Tekirdağ) Jeomorfolojik Özellikleri. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Y. 3, S. 10: 360-393. ÖZŞAHİN, E. (2015b). Ganos Dağı ve Yakın Çevresinin Tektonik Jeomorfolojisi (Tekirdağ). Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 8, S. 37: 398-418. ÖZŞAHİN, E. (2015c). Ganos (Işıklar) Dağının Ekojeomorfolojisi (Tekirdağ). Researcher: Social Science Studies, Y. 3, S. 4: 23-44. ÖZTÜRK, B. (2008). Biga Yarımadasında Asimetrik Havza Gelişimi ve Yapı İlişkisine Bir Örnek: Yapıldak Dere Havzası. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı Dergisi, S. 6-7: 133-149. SEKİN, S. (1993). Bolayır-Şarköy-Gaziköy Çevresinin Jeomorfolojik Etüdü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Coğrafya Enstitüsü, İstanbul. STRAHLER, A. (2013). Introducing Physical Geography. Sixth Edition, USA: John Wiley & Sons, Inc. ŞENTÜRK, K., SÜMENGEN, M., TERLEMEZ, İ., KARAKÖSE, C. (1998). 1:100 000 ölçekli Açınsama Nitelikli Türkiye Jeoloji Haritaları Bandırma-D4 Paftası. Ankara: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü No: 64. TUROĞLU, H. (1997). İyidere Havzasının Hidrografik Özelliklerine Sayısal Yaklaşım. Türk Coğrafya Dergisi, S. 32: 349-355. YALTIRAK, C. (1996). Ganos Fay Sistemi nin Tektonik Tarihi. TPJD Bülteni, C. 8, S. 1: 137-156. ZERNITZ, E. R. (1932). Drainage Patterns and Their Significance. The Journal of Geology, V. 40, N. 6: 498-521. ZEYBEK, H. İ. (2010). Turhal Ovası (Doğal Ortam Özellikleri). İstanbul: Çantay Yayınları.