YDS İÇİN EN ÖNEMLİ PHRASAL VERB KULLANIMLARI No Phrasal Verb frq Türkçesi 1 make up 18 oluşturmak (=account for), uydurmak (=fabricate), telafi etmek 2 put off 14 ertelemek (=pospone, adjourn, delay, defer, hold off, suspend) 3 find out 13 öğrenmek, bulmak (=learn, identify, uncover, reveal) 4 make out 13 bir şeyi/birini anlayabilmek/işitebilmek/görebilmek (=recognise) 5 put up with 13 tahammül etmek (=tolerate, endure, withstand) 6 make up for 10 telafi etmek (=compensate for) 7 take over 10 ele geçirmek, yönetimi/kontrolü ele geçirmek (=seize) 8 break down 8 bozulmak, parçalanmak (=fall apart) 9 pull through 8 iyileşmek (=get over, recover from) 10 deal with 7 ile baş etmek (=cope with), ile ilgilenmek 11 put out 7 söndürmek (=extinguish) 12 set out 7 yola çıkmak (=set off) 13 set up 7 kurmak (=establish) 14 take up 7 (zaman) almak, (yer) kaplamak, başlamak 15 bring about 6 sebep olmak (=cause) 16 bring up 6 (çocuk) büyütmek (=raise), gündeme getirmek, istifra etmek 17 carry out 6 gerçekleştirmek, yapmak (=fulfill, perform) 18 give up 6 bırakmak, vazgeçmek, pes etmek (=quit, renounce) 19 hold up 6 geciktirmek (=delay), engellemek, silahla soymak 20 turn down 6 reddetmek (=refuse, reject), sesini kısmak 21 account for 5 açıklamak (=clarify), hesabını vermek, bütünün parçasını oluşturmak 22 break into 5 zorla soygun amacıyla girmek (=break into, burgle) 23 come across 5 karşı karşıya gelmek (=encounter, bump into, run into) 24 come up with 5 çözüm, fikir, alternatif üretmek (=suggest, contrieve, mastermind) 25 get off 5 araçtan inmek (=disembark) 26 keep up 5 devam etmek,...e ayak uydurmak, ayak uydurmak 27 keep up with 5...e ayak uydurmak, ayak uydurmak (=catch up with, keep pace with) 28 put down 5 (isyan v.b.'ni) bastırmak, yere koymak, yazmak 29 put through 5 (telefon) bağlamak 30 settle down 5 yerleşmek, durulmak, uslanmak (=mature, come of age, ripen) 31 sort out 5 sınıflandırmak (=classify), çözümlemek 32 take after 5 benzemek (=resemble) 33 turn out 5 olduğu ortaya çıkmak (+to be) 34 turn over 5 tersini çevirmek (=overturn), teslim etmek, döndürmek 35 build up 4 birikmek (=accumulate) 36 clear out 4 boşaltmak, temizlemek 37 cope with 4 ile başetmek, üstesinden gelmek 38 cut off 4 kesmek, mahrum bırakmak 39 keep off 4 yaklaştırmamak, uzak tutmak (=keep out) 40 look after 4 ilgilenmek, göz kulak olmak (=take care of) 175
41 make do 4 (with sth) elde olanla idare etmek (= survive, get by with, eke out, subsist) 42 make over 4 baştan sona yenilemek (shape up, change, rectify), devretmek 43 put on 4 giymek (=wear), kilo almak 44 rely on 4 güvenmek, bel bağlamak (= depen on, count on, have faith in) 45 run through 4 gözden geçirmek, prova etmek (=rehearse) delip geçmek, tüketmek 46 take off 4 uçağın kalkması, elbisesini çıkarmak 47 turn on 4 açmak (radyo vs.) (= switch on) (x turn off, switch off) 48 turn up 4 sesini açmak, çıkıp gelmek (= show up) 49 use up 4 kullanıp bitirmek, tüketmek (= deplete, consume, exhaust supply) 50 work out 4 çözmek (=solve), hesaplamak (= figure out), bulmak, hâlletmek 51 back up 3 birini desteklemek, arka çıkmak = (sustain, uphold) 52 carry on 3 (+Ving) devam etmek, ilerlemek (= keep on) 53 come into 3 girmek, (miras vs. ye) konmak 54 depend on 3 e bağlı olmak (= rest on) 55 end up 3 kendini bir yerde/durumda bulmak, sonunda... e/a varmak 56 get away with 3 alıp kaçmak, paçayı kurtarmak (= break away from ), yanına kâr kalmak 57 get over 3 üstesinden gelmek, iyileşmek, kurtulmak (= recover, overcome) 58 give in 3 teslim olmak (= yield to, succumb to) 59 keep on 3 yapıp durmak,...e devam etmek (= carry on, go on, move on) 60 keep out 3 uzak durmak, yaklaşmamak (= keep off) 61 look into 3 incelemek, araştırmak (= investigare, explore) 62 look up 3 bilgi aramak (sözlük, ansiklopedi vs.) 63 make do with 3 elde olanla idare etmek (= survive, get by with) 64 make for 3 e doğru gitmek, yürümek 65 point out 3 işaret etmek (= denote), göstermek, dikkati çekmek, belirtmek 66 put forward 3 ileri sürmek (= suggest, propose, put forth, propound, advance) 67 put over 3 açıkça ifade etmek, anlatmak, açıklamak (= explain, get across) 68 run out of 3...i tüketmek, bitirmek,..siz kalmak (= deplete, exhaust, use up) 69 run up 3 göndere çekmek, artmak, borç altına girmek 70 set off 3 yola çıkmak (= set out, depart, set forth, start out) 71 slow down 3 yavaşlamak 72 take care of 3...e bakmak,...in bakımıyla meşgul olmak (= look after, care for) 73 take on 3 üstlenmek, iş vermek, işe almak, bürünmek 74 take place 3 meydana gelmek, gerçekleşmek 75 wipe out 3 yok etmek, öldürmek (=destroy, slaughter, massacre, exterminate, get rid of) 76 break through 2 (engelleri/kuşatmayı) yarıp geçmek, büyük bir bulus veya ilerleme yapmak, 77 bring down 2 aşağı indirmek, düşürmek, yönetimi devirmek 78 bring off 2 başarmak, başarıyla yapmak, zorluğa rağmen başarmak (= pull off, attain) 79 bring out 2 yayımlamak (= publish), piyasaya sürmek 80 carry away 2 alıp götürmek, kendinden geçirmek, büyülemek 81 close down 2 kapatmak (işyerini), faaliyetine son vermek (= stop trading) 82 count on 2 güvenmek, bel bağlamak (= rely upon, trust ) 176
83 do with 2 ile ilgisi olmak, ile işi olmak 84 fall through 2 başarısız olmak, suya düşmek 85 figure out 2 çözmek (= work out,), anlamak (= make sense of), hesaplamak, halletmek 86 fill in 2 doldurmak (form, belge) (= complete, fill out) 87 fill out 2 doldurmak (form, belge) 88 follow up 2 (sorun) peşini bırakmamak, takip etmek (= look into) 89 force out 2 zorla dışarı atmak, kovmak 90 get along with 2 anlaşmak, iyi ilişkide olmak, ile iyi geçinmek 91 get in 2 içeri girmek, (arabaya) binmek, seçilmek 92 get rid of 2 başından savmak, kurtulmak, ortadan kaldırmak (= throw away, dispose of) 93 get through 2 başarmak, atlatmak, içinden geçmek, telefonla ulaşmak 94 get up 2 yataktan çıkmak 95 give off 2 yaymak, çıkarmak, saçmak (= give off, send out, emit, discharge, give out) 96 give out 2 yaymak, duyurmak, bitmek, yorulmak 97 give rise to 2 sebep olmak, yol açmak (= cause, bring on, unleash) 98 go off 2 (yemek, süt) bozulmak, (bomba) patlamak, (alarm) çalmak 99 go over 2 gözden geçirmek, incelemek 100 go through 2 gözden geçirmek, incelemek, acı sıkıntı çekmek 101 lead to 2 sebep olmak (= bring about) 102 leave out 2 dahil etmemek, hariç tutmak 103 look down on 2 küçümsemek (= undervalue, underrate, underestimate, discount, disdain) 104 look for 2 aramak (= search for, go through, look out for, seek out, search out) 105 look over 2 göz gezdirmek, şöyle bir bakmak 106 look through 2 incelemek, gözden geçirmek 107 make up to 2 yalakalık yapmak 108 pass out 2 bayılmak (= faint, pass out, knock out, black out) 109 pay off 2 borcunu ödeyip bitirmek, parasını verip kovmak 110 play down 2 küçümsemek, olduğundan daha önemsiz görmek (= downplay, understate) 111 pull out of 2 den çekilmek/çıkmak 112 pull up 2 arabayı sağa çıkmak, yukarı çekmek, kaldırmak 113 put in 2 sarf etmek veya ayırmak (zaman,enerji vb.), içine yerleştirmek 114 put out of 2 dışında bırakmak, hariç bırakmak, dahil etmemek 115 put up 2 inşa etmek, misafir etmek, değerini artırmak 116 rule out 2 ihtimalini ortadan kaldırmak, hükümsüz kılmak 117 run down 2 arabayla ezmek, eleştirmek (= reproach, reprimand), kötüye gitmek 118 run out 2 (pil, motor, makine) bitmek, tükenmek 119 run over 2 arabayla ezmek, üzerinden geçmek (prova) 120 send off 2 oyundan atmak, postalamak 121 send out 2 dışarı göndermek, (koku, duman, ışık vs.) yaymak (= give off, emit, dağıtmak 122 show off 2 gösteriş yapmak, hava atmak 123 show up 2 çıkıp gelmek, ortaya çıkmak, belli olmak 124 sign off 2 bitirmek, oturumu kapatmak, yayına son vermek 177
125 stand for 2 temsil etmek, simgelemek (= signify, symbolize, represent) 126 step down 2 istifa etmek, emekli olmak 127 take away 2 paket yaptırıp götürmek, alıp götürmek 128 take back 2 eskilere götürmek, sözünü geri almak 129 take down 2 not etmek (= jot down, scribble), aşağıya indirmek 130 take part in 2 katılmak, yer almak (= join in, participate in) 131 think over 2 üzerinde düşünmek, düşünüp taşınmak (= consider, think out, contemplate) 132 try on 2 (elbise) denemek, prova etmek 133 try out 2 denemek, test etmek 134 turn into 2 dönüştürmek (= change into, convert) 135 turn off 2 kapatmak (= shut down, shut off, switch off, deactivate, disable) 136 wait for 2 beklemek, ümit etmek 137 auction off 1 açık artırma ile satmak 138 back out 1 sözünden dönmek, vazgeçmek 139 based on 1 e dayalı olmak 140 be concerned about 1 hakkında endişelenmek 141 bear out 1 doğrulamak, teyit etmek 142 blow up 1 yavaya uçurmak 143 break away from 1 den kaçmak, ilişkiyi kesmek 144 break out 1 patlak vermek (savaş, salgın) 145 break out of 1 den kaçmak 146 break up 1 ayrılmak, parçalanmak, dağılmak 147 bring forth 1 sebep olmak, meydana getirmek 148 bring forward 1 öne sürmek, ileri almak, arzetmek 149 bring in 1 kazanç getirmek 150 bring into 1 dahil etmek 151 bring over 1 ikna etmek, karşıya geçirmek 152 bring through 1 hayatını kurtarmak, kendine getirmek 153 bring up to 1 e bahsetmek 154 bring up with 1 ile büyümek, ile yetişmek 155 build in 1 dahil etmek, içine yerleştirmek 156 call for 1 çağırmak, gerektirmek 157 call in 1 çağırmak, telefonla görüşmek 158 call off 1 iptal etmek 159 call out 1 yüksek sesle çağırmak, göreve çağırmak 160 capable of 1 e muktedir olan, gücü yeten 161 care about 1 umursamak, önemsemek 162 care for 1 bakmak, ilgilenmek 163 catch up 1 yetişmek, geri kalmamak 164 change over 1 yöntem değiştirmek, tarz değiştirmek 165 clear away 1 ortadan kaldırmak, temizlemek 166 close in 1 sarmak, kuşatmak 167 close up 1 kapatmak, yakın çekim yapmak 168 come along 1 beraber gelmek, ilerlemek 178
169 come from 1 den gelmek 170 come in 1 içeri girmek, gelmek 171 come through 1 yaşamak, sağ olarak çıkmak, sonuca ulaşmak 172 come up 1 ortaya çıkmak, yükselmek, gündeme gelmek 173 come with 1 gelmek 174 concerned with 1 ile ilgilenmek 175 confess to 1 itiraf etmek 176 connect with 1 ile bağlantılı olmak 177 contain in 1 içermek 178 cut back on 1 azaltmak, kesmek 179 cut down 1 kesip devirmek, azaltmak 180 cut down on 1 i azaltmak 181 cut free from 1 kesip kurtarmak 182 cut off from 1 koparmak 183 cut out 1 kesip çıkarmak 184 deny (by) 1 inkar etmek 185 die out 1 nesli tükenmek, yok olmak 186 do away with 1 ortadan kaldırmak, yok etmek 187 do well 1 iyi gitmek 188 do well (by) 1 iyi gitmek 189 do without 1...sız idare etmek 190 draw out 1 sürüncemede kalmak, uzatmak, çekmek 191 draw up 1 düzenlemek, hazırlamak, yazmak 192 drive into 1 araba ile içine girmek 193 drive off 1 araba ile hızla uzaklaşmak 194 drive through 1 araba ile içinden geçmek 195 drop out 1 okulu bırakmak, kaydını sildirmek 196 end up (at) 1 sonunda bir yere varmak 197 end up with 1...ile sonuçlanmak 198 fall back on 1 başvurmak, müracaat etmek 199 fall in with 1 arkadaşlık etmeye başlamak, kabul etmek 200 fall into 1 içine düşmek, kendini içinde bulmak, bölünmek 201 fall off 1 düşmek, azalmak 202 fall out 1 anlaşmazlığa düşmek, kavga etmek 203 fall short 1 yetersiz gelmel/kalmak, yetmemek 204 feel up to 1 yapabilir durumda olmak/hissetmek 205 find out (about) 1 hakkında bir şeyler öğrenmek 206 fit in with 1...e uymak 207 fold over 1 katlamak 208 follow through 1 başladığı bir işin sonunu getirmek, bitirmek 209 get across 1 anlatmak; açıklamak (= put over) 210 get back 1 dönmek, geri dönmek 211 get in touch with 1...ile temas kurmak 212 get into 1...e girmek, arabaya binmek 213 get on 1 binmek, geçinmek, anlaşmak 179
214 get on with 1...ile geçinmek, ile uyuşmak 215 give back 1 geri vermek, iade etmek 216 go along with 1 aynı düşüncede olmak, desteklemek 217 go around 1 etrafında dolaşmak, gezinmek 218 go by 1 geçmek (zaman vs),...e göre davranmak 219 go for 1...i seçmek;...i tercih etmek, beğenmek 220 go on 1 devam etmek, sürdürmek 221 go out 1 dışarı çıkmak, (ışık) sönmek, flört etmek 222 go (up) against 1...e karşı olmak 223 go without 1...sız idare etmek/yapmak 224 hand in 1 elden teslim etmek 225 hand over 1 devretmek, havale etmek, teslim etmek 226 hang around with 1 birisiyle gezmek, dolaşmak, takılmak 227 have on hand 1 elinde olmak, sahip olmak 228 head towards 1...e doğru yönelmek 229 hold on 1 beklemek (telefonda), sebat etmek 230 hold onto 1 tutmaya çalışmak, tutunmak 231 hold out 1 dayanmak, direnmek, uzatmak 232 join in 1 katılmak, de yer almak 233 keep down 1 kontrol altında tutmak, bastırmak 234 keep pace with 1 hızına yetişmek (=keep up with, catch up with) 235 keep to 1 e bağlı kalmak, sadık kalmak 236 lay down 1 kural koymak, yere bırakmak şekerleme yapmak 237 lay out 1 tasarlamak, hazırlamak, sermek 238 lead from..to.. 1 bir yerden bir yere doğru gitmek 239 let down 1 hayal kırıklığına uğratmak, yarı yolda bırakmak 240 let go of 1 bırakmak, tutmayı bırakmak, salıvermek 241 let in 1 içeri sokmak/almak, aldatmak 242 light up 1...i aydınlatmak, çoşmak, yakmak (sigara) 243 look down 1 tepeden bakmak, hor görmek, küçümsemek 244 look forward 1 dört gözle beklemek 245 look forward to 1 i dört gözle beklemek 246 look out 1 dikkat etmek, sakınmak 247 look out for 1...e dikkat etmek,...i gözetmek 248 look up to 1 e saygı duymak, hayranlık beslemek 249 lose in 1 kaybetmek (lost in= e dalmış/dalıp gitmiş) 250 lose out 1 kazanamamak, yenilmek, kaybetmek 251 make away with 1...i alıp götürmek,...i yürütmek, ortadan kaldırmak 252 make into 1...e haline getirmek,...e dönüştürmek 253 make off 1 sıvışmak, kaçmak. 254 make on 1 bir konu üzerine/üzerinde yapmak 255 make out (for) 1 sökmek, anlamak, çıkarmak 256 make out (to) 1 sökmek, anlamak, çıkarmak 257 make sure of 1 den emin olmak 258 make up of 1 den oluşmak 180
259 move in 1 eve taşınmak, yerleşmek 260 move off 1 harekete geçmek, kalkmak, uzaklaşmak 261 move off with 1 ile uzaklaşmak/kaçmak 262 move (a)round 1 etrafında dolaşmak/gezinmek 263 open up 1 açmak, deşmek, başla(t)mak 264 pass up 1 uzatmak, vermek, reddetmek, kaçırmak 265 pay back 1 geri ödemek, intikam almak 266 pick up 1 ilerlemek, arabaya almak, toparlamak 267 pile up 1 istif etmek, yığmak 268 play down (to) 1 önemsememek, hafife almak 269 play out 1 tamamlanmak, bitmek, tükenmek, oynamak 270 play up 1 abartmak, vurgulamak, yaramazlık yapmak 271 prepared to 1 e hazır olmak 272 provide for 1 ihtiyacını karşılamak 273 pull down 1 aşağı çekmek, indirmek, yıkmak 274 put back 1 geri almak, geciktirmek, yerine koymak 275 put into 1 koymak (use, practice, effect), yatırım yapmak 276 put pressure on 1 üzerine baskı yapmak 277 rank high 1 üst sırada gelmek 278 reach up 1 e ulaşmak/erişmek 279 related to 1 ile ilgili olmak 280 release from 1 den salıvermek/serbest bırakmak 281 replace by 1 ile yer değiştirmek 282 run off 1 kaçmak (+with= ile kaçmak) 283 run on 1 devam etmek, sürmek 284 seal off 1 sıkı sıkı kapatmak, mühürlemek 285 search for 1 için araştırma yapmak 286 see off 1 uğurlamak 287 send out for 1 için çağırmak 288 serve up 1 servis yapmak, masa hazırlamak 289 set aside 1 bir kenara koymak/ayırmak 290 set down (to) 1 indirmek, yere koymak, yazmak, kaydetmek 291 set forth 1 yola koyulmak, ileri sürmek, izah etmek 292 show up (to) 1 ortaya çıkmak, çıkıp gelmek, belli olmak 293 speed up 1 hızlanmak, hızını artırmak 294 stand up against 1 e karşı durmak/koymak/direnmek, 295 stir up 1 kışkırtmak, harekete geçirmek 296 strike up (against) 1 kurmak (dostluk), başlamak 297 switch off 1 kapatmak 298 take along 1 yanında/beraberinde götürmek 299 take into account 1 dikkate almak, hesaba katmak 300 take over (by) 1 devralmak (yönetim, idare, sorumluluk) 301 take over (from) 1 devralmak (yönetim, idare, sorumluluk) 302 take to 1 (bir yere) gitmek, sığınmak, çıkmak (sahne) 303 take up (with) 1 almak, kaplamak (zaman, yer) 181
304 tell off 1 azarlamak, fırça çekmek 305 think out 1 (plan) tasarlamak, düşünerek çözümlemek 306 think up 1 tasarlamak, kafa yormak, fikir üretmek 307 throw away 1 (istenilmeyen bir şeyi) atmak, israf etmek 308 throw into 1 içine atmak/dökmek/boşaltmak 309 turn away 1 geri çevirmek, savmak, başka tarafa döndürmek 310 turn back 1 geri dönmek/çevirmek 311 turn in 1 iade etmek, geri vermek, yatmaya gitmek 312 turn upon 1 bağlı olmak, saldırmak 313 wake up 1 uyanmak 314 watch out for 1 e dikkat etmek (= watch out for) 315 wear out 1 aşınmak, eskimek, yıpranmak 316 weigh up 1 ölçüp biçmek, düşünüp taşınmak 317 wind up 1 bitmek, bitirmek, sona ermek, boylamak, 318 work at 1... için emek harcamak, için çaba göstermek 319 work back 1 set work back, put work back = işi geriletmek 320 work for 1 için çalışmak 321 work through 1 bir konuyu etraflıca ele almak, den çıkış bulmak 322 work up 1 hazırlamak, gelişmek, planlamak 323 wrap up 1 paketlemek, sarmak, bitirmek (konuşma, iş) 324 write off 1 borcunu silmek, iptal etmek, hurdaya ayırmak 325 write out 1 tam olarak yazmak, kaleme almak 326 write up 1 ayrıntılı yazmak, kaleme almak 182