RADİKAL GAZETESİ...18 AB'ye yeni rakip: Avrasya Birliği UĞUR GÜRSES... Kur yukarı, enflasyon da! SEYFETTİN GÜRSEL... Ekonomide durum saptaması



Benzer belgeler
IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK BÜLTEN OCAK 2016


Fon Bülteni Ocak Önce Sen

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

Yeni yıla yüzde 13 seviyesinde başlayan işsizlik. Borsa İstanbul da işlem gören 10

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

BIST-100 Teknik Analiz

internet adreslerinden

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Bir Önceki Gün. Bir Önceki Ay. Bir Önceki Gün

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Ağustos 2014

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BIST-100 Teknik Analiz

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SABAH BÜLTENİ. Destek FX Piyasa Gözlemi. 4 Eylül :00 GENEL GÜN ÖZETİ. AMB politika faizini açıkladı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD EURUSD

Lojistik. Lojistik Sektörü

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

GÜNE BAŞLARKEN 12 Mayıs 2009

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015

Mayıs Ayı Tekstil Gündemi

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:14

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. OCAK HAZİRAN 2012 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Merkez Bankası Gecelik Borçlanma Faizi (%)

GÜNE BAŞLARKEN 31 Ağustos 2009

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

13 Eylül Trump Vergi Reformunda Israrcı. 13 Eylül 2017

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

Fon Bülteni Aralık Önce Sen

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

Ekonomik Ticari Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

06 Temmuz 10 Temmuz 2015

Fon Bülteni Aralık Önce Sen

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

GÜNLÜK FOREX BÜLTENİ - 12 Şubat 2015

2014 YILI TEMMUZ AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

HAFTALIK BÜLTEN 28 ARALIK OCAK 2016

HAFTALIK BÜLTEN 12 EKİM EKİM 2015

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GÜNE BAŞLARKEN 6 Nisan 2009

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Ekonomi Bülteni. 01 Haziran 2015, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ekim 2011, No:7

GÜNLÜK BÜLTEN 12 Haziran 2014

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

Ekonomide Son Durum. Fon Bülteni Mayıs 2018

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

BIST-100 Teknik Analiz

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

Transkript:

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 1 HÜRRİYET GAZETESİ...1 İtalya'nın kredi notu düşürüldü Cerberus la kol kola girdi Türk şirketlerine yatırıma 400 milyon dolar ayırdı İstanbul kışın üşümesin diye BOTAŞ full kapasite çalışacak Nobel ödüllü iktisatçı: Kemer sıkma yetmez Yunanistan a kasım ayına kadar para yok Şimşek: Tarihi fırsatta rekor kırdık, 3 taksitle 11.4 milyar TL geldi Ekonomi Bakanlığı'nda yeni atamalar D-8 ülkeleri arasında ticaret hacmi 200 milyar dolara çıkar ortak otomobil de üretilebilir EGE CANSEN... Baba ve yiğit MİLLİYET GAZETESİ...11 ABD ile Çin Yuan için savaşacak mı? Memur maaşında yetki tartışması Dexia yı ikiye bölecekler Yunanistan Avrupa bankalarını sallıyor Emniyet akaryakıt işine girdi Apple sadece 4S le geldi iphone 5 bir başka bahara GÜNGÖR URAS Beymen den Zegna ya Kerim Kerimol SABAH GAZETESİ...15 Çin'den ABD'ye büyük tehdit: Ticaret savaşı çıkar İki kez istifa düşündü TSE'nin ilk "Helal Et'' sertifikası Aytaç'ın oldu Apple'ın hisseleri çakıldı SÜLEYMAN YAŞAR... Kur savaşları şiddetlendi, korkup faiz artırmayın ŞEREF OĞUZ... Merkez; her yerde Çevre; bir yerde RADİKAL GAZETESİ...18 AB'ye yeni rakip: Avrasya Birliği UĞUR GÜRSES... Kur yukarı, enflasyon da! SEYFETTİN GÜRSEL... Ekonomide durum saptaması DÜNYA GAZETESİ...21 Merkez'den döviz munzam indirimi Yerli otomotiv için ortağıyla görüşüyor Merkez'in 100 kişilik araştırma ordusu var! İthal enerji Chartis, 2012'de atağa geçecekı rekora koşuyor Chartis, 2012'de atağa geçecek Osman AROLAT... Enerji gündemli yaşamalıyız

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 2 HÜRRİYET GAZETESİ İtalya'nın kredi notu düşürüldü Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, İtalya'nın Aa2 olan devlet tahvili kredi notunu üç basamak birden düşürerek A2 ye çekti, kredi not görünümünü ise negatif olarak belirledi. Böylece 1998'den bu yana İtalya'nın notu ilk kez düşürülmüş oldu. Kuruluştan yapılan açıklamada, not indirimine gerekçe olarak İtalya'daki politik belirsizlikleri, düşük büyüme beklentilerini ve ciddi boyutlara ulaşan borcun uzun vadede finansman riskini gösterdi. Moody's, kararda, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 120'lerine ulaşan kamu borcunu azaltabilme riskinin artmasının etkili olduğuna dikkat çekerek, İtalya'nın borçlanma faiz oranlarının rekor seviyelerde artmasınında ülkenin ciddi bir güven kriziyle karşı karşıya olduğuna vurgu yaptı. Bir diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's da (S&P), 20 eylül'de İtalya'nın kredi notunu A dan A ya çekmiş, görünümü ise negatif olarak belirlemişti. Kuruluş, karara, zayıflayan ekonomik büyüme görünümünü ve hükümetin GSYH'nin yüzde 120'sine ulaşan kamu borcunu azaltamayacağına yönelik endişeleri gerekçe göstererek, ülkenin zayıf ekonomik büyüme görünümünün İtalya'nın mali konsolidasyon programının etkinliğini sınırlayabileceği uyarısında bulunmuştu. EURODA DÜŞÜŞ SINIRLI KALDI Kararın ardından euro da değer kaybı yaşandı. Dün sert gerilemeden sonra Avrupalı bankalara eşgüdümlü sermayelendirme haberiyle tepki alımları gelmesiyle euro yeniden toparlanmıştı. Ancak not indirimi kararı sonrası euro, yeniden 1.33'ün hemen altına geldi. İçeride ise euro, TL karşısında 2.52, dolar ise 1.89 TL seviyesinde bulunuyor. AVRUPA DA DAHA FAZLA NOT İNDİRİMİ OLABİLİR Moody s, kredi notları Aaa nın altında olan ülkelerin önümüzdeki dönemde notlarının daha da düşme ihtimali olduğunu açıkladı. Kurumdan yapılan açıklamada, Euro bölgesinin en güçlü ekonomilerinin haricinde, diğer ülkeler kredi notları konusunda olumsuz bir baskı altında olacak. Bu nedenle, Moody s kredi notu Aaa nın altında olan ülkelerden çok azının yüksek kredi notlarını koruyabileceğini düşünüyoruz ifadesi kullanıldı. NOT İNDİRİMİ BEKLENİYORDU Başbakanı Silvio Berlusconi, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in İtalya'nın kredi notunu düşürmesini beklenen bir karar olarak değerlendirdi. İtalya hükümeti bütçe hedeflerini tutturmak için taahhütlerine bağlı olarak çalışıyor diyen Berlusconi, 2013 yılına kadar bütçe dengesinin sağlanması dahil planlarının memnuniyetle karşılandığını ve Avrupa Komisyonu tarafından onaylandığını söyledi.

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 3 Cerberus la kol kola girdi Türk şirketlerine yatırıma 400 milyon dolar ayırdı Başkanlığını ABD nin eski başkan yardımcılarından Dan Quayle nin yaptığı Cerberus, Garanti Yatırım ile işbirliği yaptı. Anlaşmaya göre, iki şirket ilk etapta Türk şirketlerine 400 milyon dolar yatıracak. Rakam 1 milyar dolara kadar çıkacak. Cerberus Advisors Başkanı Dan Quayle, Türklerle siyasi alanda güzel çalışmalara imza atmıştım. İlişkileri artık ekonomik alana taşımak gerekiyor dedi. TÜRKİYE nin ekonomik performansı yabancı yatırım fonlarının da Türk şirketlerine ilgisini artırıyor. Garanti Bankası nın iştiraki Garanti Yatırım ile ABD merkezli Cerberus Capital Management L.P. (Cerberus), Türk şirketlerine yapacakları yatırımlar için 400 milyon dolarlık taahhütte bulunarak anlaşma imzaladı. Garanti Yatırım ve Cerberus, 1 yıl içinde fon büyüklüğünü 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Yatırımlar öne çıkmalı Anlaşmaya imza koyan Cerberus Global Investment Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Dan Quayle, Dünyanın farklı bölgelerine bakınca çok hızlı büyüyen ve hızlı büyümeye de devam edecek çok az ülke var derken, şöyle konuştu: Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerden biri. Ben eski bir kongre üyesi, eski başkan yardımcısı olarak Türkiye ile ABD arasındaki, güvenlik ve müttefiklik ilişkileri nedeniyle birçok ortak çalışmaya katıldım. Ülkelerimiz arasında ekonomik ilişkilerin, yatırımların öne çıkmasının zamanı geldi. 22 milyar dolarlık fon Cerberus un 1992 de ABD de kurulmuş bir fon olarak dünya genelinde 22 milyar dolarlık yatırıma aracılık ettiğini söyleyen Dan Quayle, şöyle konuştu: Türkiye de girişimciler görüyorum. Enerji görüyorum. İnsan kaynakları çok güçlü. Bu ülkenin insanını seviyorum. Türklerle siyasi konularda, iş hayatında ve özel hayatımda çok güzel beraberliklerim oldu. Bizim operasyon ekibimiz satın alınacak ya da ortaklık kurulacak şirkete giderler ve hemen incelemeye başlarlar. Yatırım fırsatlarını hep birlikte değerlendireceğiz. Yatırım tutarılarımız 50-250 milyon dolar arası dilimlerde olabilecek. 400 milyon dolar hazır Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar ise, son 6 yılda 10 milyar dolarlık seviyeleri aştığını söyledi. Ar, bu konuda şunları söyledi: Biz de ABD li Cerberus ile Türk şirketleri için yeni imkanlar yaratacağız. İlk etapta 1 milyar dolarlık sermaye hedefleyen bir işbirliği yapıyoruz. 400 milyon dolar hazır. Bu, sadece para yatırma işi değil. Yatırım yapılan şirket, gelişecek büyüyecek, değeri artacak. Üç başlı köpek kötü ruhları Hades te tutuyor CERBERUS, yunan mitolojisinde cehennemin bekçisi olan vahşi, üç başlı köpeğin adı. Bu köpek, yeraltındaki habis, ahlaksız, kötü ruhları ait oldukları yerde tutmak, iyinin ve Özgür Dünya ya kaçmalarını engellemek için bekçilik yapıyor. Kötüleri engelleyerek iyileri korumak gibi pozitif görevi olan Cerberus bazı girişimcilerce sempatik bulunuyor.

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 4 Ofisten bizim eve gittik Ferit ve Dan olduk DOĞUŞ Grubu Başkanı Ferit Şahenk, ABD 44 üncü Başkan Yardımcısı da olan Dan Quayle ile ilişkilerinin dostluğa dönüştüğünü belirtirken, bunu şöyle anlattı: Ofiste resmi görüşürken sohbet öyle bir noktaya gitti ki, Quayle i eve davet ettim. Eşimi aradım ve konuştular. Birkaç dakika sonra evdeydik. Ferit ve Dan olup bugün karşınıza çıktık. Tabii ki esas olan profesyonellik. Ancak insani özelliklerimizin de öne çıkması çok olumlu. Çocuklar ve torunlar en çok İstanbul u sevmişler CERBERUS Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Dan Quayle, Neden buradayız ve neden Türk şirketlerine yatırım yapacağız diye başladığı konuşmasında, kendi sorusunu şöyle yanıtladı: 4 yıl önce bölgede ailece bir geziye çıktık. Çocuklarım ve torunlarım da katıldı. ilk kez İstanbul da da kaldık. Döndükten sonra tüm aile fertleri en çok hangi kenti sevdik sorusunu yanıtladık. Cevap İstanbul oldu. Çocukları ve 30 lu yaşlardaki gençleri etkilemek zordur. İstanbul kışın üşümesin diye BOTAŞ full kapasite çalışacak Botaş ın Batı Hattı ndan yıllık 6 milyar metreküp doğalgaz ithal sözleşmesini yenilememe kararının ardından, Doğalgaz arzında sıkıntı yaşanır mı noktasında tartışmalar devam ediyor. BOTAŞ tan üst düzey bir yetkili, doğalgazın yoğun tüketildiği kış aylarında özellikle İstanbul ve çevresinde bir sıkıntı yaşanmaması için kapasiteleri full leyeceklerini ifade etti. 25 yıllık Batı Hattı anlaşmasının yenilenmemesiyle ortaya çıkan 6 milyar metreküp doğalgaz tartışmalarının odağındaki BOTAŞ tan üst düzey bir yetkili, özellikle Marmara bölgesinde ve İstanbul da bir doğalgaz sıkıntısı yaşanmaması için çaba sarf edeceklerini vurguladı. Marmara Ereğlisi ndeki LNG Terminali ve Silivri deki Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesislerinin full (tam) kapasiteyle çalışacağını bildiren yetkili, Ayrıca LNG lisansı alan 17 firma var. Gerektiği taktirde LNG getirip, piyasaya sokabilirler dedi. BOTAŞ ın kontratlarının miktarının bugün 47.8 milyar metreküp (bcm) olduğunu dile getiren BOTAŞ yetkilisi, Ancak giriş noktaları ve tüketim noktaları farklı. Gelen gazların yüzde 75 i Eskişehir in batısında tüketiliyor. Doğudan batıya ciddi miktar gaz transfer edeceğiz. Bunun için de ciddi yatırımlar yapıyoruz. Kompresör istasyonları konusunda yatırımlar yapılıyor. Yıllardır yapılamayan ihaleler vardı. Şu anda bu ihaleleri yaparak, altyapıyı güçlendiriyoruz diye konuştu. Avrupa ya indiriyorlar İhaleler tamamlandığı zaman doğudan batıya gaz naklinde çok büyük sıkıntı kalmayacağını dile getiren yetkili, 6 milyar metreküplük anlaşmayı neden yenilemediklerine yönelik ise şöyle konuştu: Pazarlık yaptık. Rusya nın Batı Avrupa da birçok ülkeye, Almanya, İtalya ve Fransa gibi, ciddi indirim yaptığını biliyoruz. İstediğimizi yapmadılar. Rusya ve İran la yapılan al ya da öde anlaşmalarına ilişkin ise BOTAŞ yetkilisi, Geçen yıl İran dan telafiye (make-up) girmiştik. Yani önceden parasını ödedğimiz gazları bedavaya alıyoruz. Bu yıl bütün Rus kontratlarında da telafiye giriyoruz ve İran la tekrar telafiye giriyoruz. Al ya da öde sorunumuz kalmadı

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 5 Nobel ödüllü iktisatçı: Kemer sıkma yetmez Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz, Avrupa'da yaşanmakta olan ekonomik krizi değerlendirdi Ünlü iktisatçının Avrupa para birimi ile ilgili değerlendirmesi özetle şöyle: "Amerikan dolarının ABD'nin her yerinde kullanılabilmesine olanak tanıyan nedenlerden biri, ortak bir mali idare bulunması ve yüksek göç oranı. Örneğin Kuzey Dakota'nın bomboş kalmasına itirazımız yok.avrupa'da böyle bir mali idare yok, göç daha zor ve devletlerin çoğu ülkelerinin bomboş kalması konusunda isteksiz. Bu nedenle etkili bir ortak para birimi olmasını sağlayacak koşullar yok orada. Bir taraftaki açıkları kapatmak için, başka bir tarafı güçlendirmenin yeterli olabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak bunun için güçlü bir mali idare gerekir ki, o da yok." Ekonomik durgunluk reçetesi Stiglitz'e göre, Avrupa'nın stratejisi hatalı: "Avrupalıların yaptıkları, mali olarak kendilerini bir istikrar ve büyüme anlaşmasına bağlamak oldu. Bu da aslında büyümeden çok, ekonomik durgunluk anlaşması. Zira bir şok yaşandığı zaman açıkları sınırlandırmak, ekonomik durgunluk reçetesidir. Yunanistan'da olan bu. Onun için mesele, her zaman için, bir kriz yaşandığında atlatmayı başarıp başaramayacaklarıydı. Bence bu sorunun cevabını henüz alamadık. Temmuz ayında varılan anlaşma nispeten iyi bir anlaşmaydı. Burada Yunanistan'ın büyümek için yardıma ihtiyacı olduğu kabul ediliyordu. Ancak bunun için bir para yatırılmadı ve anlaşmanın onay süreci yavaş ilerledi. Bu nedenle sorunun henüz çözülmediği kanısındayım." Uzun vadeli önlemler Avrupa Mali İstikrar Fonu'nun genişletilmesi gerektiğini düşünen Stiglitz, uzun vadede atılacak adımlar konusunda da şöyle diyor:"avrupa hisse senetleri çıkarılması, bazı başka adımlar atılması ve kemer sıkmanın çözüm olmadığının anlaşılması gerek.hisse senedi çıkarmak, mali çerçevenin parçası olmalı." Stiglitz, Euro bölgesinin sorununun, yalnızca mali açıkların kapatılması gerektiğinin düşünülmesi olduğunu kaydediyor.joseph Stiglitz'e göre, Temmuz ayında varılan anlaşmanın hızlı uygulanması iyi bir başlangıç olacak; ancak demokrasinin doğası gereği, anlaşmanın onay süreci çok ağır ilerliyor."önemli bir yasanın onaylanması için iki ay çok uzun bir süre değil. Ancak piyasa hızlı hareket ediyor. Onay sürecini eleştirmiyorum, demokrasinin doğası böyle. Benim eleştirim krizden önceki 10 yıl içinde bir şey yapmamış olmaları" diyor Stiglitz. Peki ne olacak? Nobel ödüllü iktisatçıya göre, Avrupa Yunanistan gibi ciddi ekonomik sorunları olan ülkelere yardım yapılmadan Almanya'daki gibi kemer sıkma önlemlerinde ısrar ederse, euro bölgesinin dağılması neredeyse kesin.ancak para yatırırlarsa en azından bir süre ayakta kalması mümkün.stiglitz, Avrupa Merkez Bankası'nın bunalımla baş edebilmek için gerekli esnekliğe sahip olan bir kurum olduğuna inanıyor ve şöyle diyor:"almanya'daki ve diğer bazı yerlerde Avrupa Merkez Bankası'nın İtalyan ve İspanyol hisseleri satın almaması gerektiği söyleniyor. Ancak banka bunu yapmazsa euro bölgesinin geleceği pek parlak değil.yunanistan'a büyümesi için yeteri kadar yardım verilirse, büyüyebilir ve borçlarını idare edecek duruma gelebilir

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 6 Yunanistan a kasım ayına kadar para yok Euro Bölgesi Maliye Bakanlarının, Yunanistan a verilmesinde mutabık kalınan 110 milyar Euro luk ikinci mali yardım paketine özel sektör alacaklılarının katılımının ne büyüklükte olacağını yeniden değerlendirmeye almaları, ülkenin karşı karşıya olduğu temerrüt riskini artırdı Maliye bakanları, Lüksemburg da yaptıkları görüşmede ayrıca ilk mali yardım paketi kapsamında Yunanistan a verilen kredinin bir sonraki diliminin serbest bırakılması için kasım ortasına kadar beklenebileceğini açıklayarak, mali yardım koşullarını karşılaması için Atina yönetimi üzerindeki baskıyı artırdı. Özel sektör paketi incelemede Euro Bölgesi maliye bakanları grubu başkanı Jean-Claude Juncker, 21 Temmuz tarihinde üzerinde uzlaşmaya varılan fakat henüz yürürlüğe girmeyen ikinci mali yardım paketine özel sektörün katılımını yeniden gözden geçirdiklerini açıkladı. Yunanistan ın özel sektördeki alacaklıları, ülkenin borç yükünü azaltmak için ellerindeki Yunan tahvillerinin yüzde 21 i kadar aktif silmeye razı olmuşlardı. Ancak Yunanistan ekonomisindeki daralma ve bütçe açığının artması özel sektörle varılan uzlaşının yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor. Juncker yaptığı açıklamada, Özel sektörün katılımı konusunda, 21 Temmuz kararlarından bu yana çeşitli değişiklikler olduğunu ve teknik revizyonları değerlendirdiğimizi söyleyebiliriz demekle yetindi ve başka herhangi bir ayrıntı vermedi. Altı saatten uzun süren görüşmelerin net bir sonuç vermemesi, Yunanistan ın 357 milyar Euroyu bulan borcunda temerrüde düşebileceği endişelerini güçlendirerek yatırımcıların karşı karşıya kaldığı belirsizliği artırabilir. 13 Ekim toplantısı iptal Maliye bakanları ayrıca Yunanistan a yapılacak 8 milyar Euro luk bir sonraki kredi ödemesinin onaylanması beklenen 13 Ekim toplantısını iptal etti. Belçika Maliye Bakanı Didier Reynders, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Yunanistan kredinin Kasım ayının ikinci haftasında serbest bırakılması gerekeceğini bize iletti diyerek mali yardımın bir sonraki dilimi için yeni ve daha ileri bir tarih verdi. Yunanistan a ilk mali yardımı veren Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu na (IMF) bağlı heyetinin, bu süre zarfında ülkenin bütçe kesintileri hakkındaki incelemelerini sürdürmesi bekleniyor. Papandreu istifa etme fikrini iki kez yakın çevresiyle paylaşmış YUNANİSTAN Hükümet Sözcüsü İlias Mosyalos un, Papandreu yakın çevresine istifa etmeyi düşündüğünü söylüyor dediği iddia edildi. Financial Times ın Almanya edisyonunda yer alan haberde, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu istifa edecek iddiası Atina yönetimi tarafından saçmalık olarak değerlendirildi. Haberde, Kendisini güçsüz hisseden Başbakan Papandreu nun son 3 hafta içinde iki kez yakın çalışma çevresine istifasından söz ettiğini, Yunanistan ın artık hiçbir şey için karar almadığını ifade ettiği belirtildi. Ancak Masyalos, iddiayı Saçmalık ve çöp bilgi olarak nitelendirdi. Papandreu nun ofisinden yapılan açıklamada ise, Yunanlı Başbakan ın çalışma arkadaşlarının iddiayı ortaya atan basın mensupları ile irtibata geçerek, ellerindeki bilgilerin gerçeği yansıtmadığını ifade ettiklerinin belirtildiği bildirildi. Protestocular bakanlık binalarını işgal etti YUNANİSTAN da hükümetin, 30 Bin kamu çalışanının kızağa alınmasını içeren ek kemer sıkma önlemlerine karşı protesto eylemleri gerçekleştiriliyor. Başkent Atina da yollara dökülen protestocu gruplar bakanlık binalarını işgal etti. Ekonomi, Kalkınma, Tarım, Sağlık, Adalet ve Kültür Bakanlıkları nın işgal edilirken, öğrenciler de Eğitim Bakanlığı nda gösterilerini sürdürdü.

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 7 Şimşek: Tarihi fırsatta rekor kırdık, 3 taksitle 11.4 milyar TL geldi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tarihi fırsat olarak nitelendirdiği yeniden yapılandırmada ilk üç taksit itibariyle tahsil edilen alacağın 11.4 milyar lira ile rekor tutara ulaştığını söyledi Almanya nın Kiel kentinde düzenlenecek olan Global Ekonomik Sempozyumuna (GES) Türkiye yi temsilen Danışma Kurulu üyesi olarak katılmak üzere giderken, bu konudaki soruları yanıtlayan Şimşek, şu bilgileri verdi: Tahsilat oranı yüzde 85 Yeniden yapılandırmada 30 Eylül de sona eren üçüncü taksitle tahsil edilen alacak tutarının 11 milyar 429 milyon 163 bin 206 lira oldu. Yapılan tahsilatın toplam alacağa oranının ikinci taksitte yüzde 24 iken, bu oranın üçüncü taksit itibariyle yüzde 29 a çıktı. İkinci taksit vadesinin dolduğu temmuz itibariyle tahsilat oranı yüzde 78 iken üçüncü taksit itibariyle yüzde 85 olarak gerçekleşti. Eylülde 1.8 milyar TL geldi Yeniden yapılandırmada üçüncü taksit itibariyle toplam 1 milyar 790 milyon liralık bir kaynak sağlandı. Yeniden yapılandırma ile vatandaşımıza bir anlamda tarihi bir fırsat sunduk. Vatandaşlarımız da buna yoğun ilgi gösterdi. Ödemelerinde hassasiyet gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ederim. Bundan vatandaşımız da devletimiz de kazanmıştır. Yeniden yapılandırma kapsamında başvuruda bulunan mükelleflerden bundan sonraki ödemelerinde de aynı duyarlılığı göstermelerini bekliyoruz. Ekonomi Bakanlığı'nda yeni atamalar Ekonomi Bakanlığının çeşitli birimlerine atamalar yapıldı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan atama kararlarına göre, Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğüne, Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Uğur Öztürk atandı. İthalat Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcılığına aynı yerde Daire Başkanı olan Mesut Aslantaş atanırken, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığına Bakanlık Müşaviri Musa Demir getirildi. Öte yandan, Bakanlık Müşaviri kadrolarına Simten Yahyaoğlu Denemeç ile Katade Bilal Özer atandı

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 8 D-8 ülkeleri arasında ticaret hacmi 200 milyar dolara çıkar ortak otomobil de üretilebilir Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, D-8 ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 9 yılda 2.9 milyar dolardan 100 milyar dolara çıktığını belirterek, Bu ülkelere, daha büyük ticaret rakamları yakışır. 5 yıl içinde 200 milyar dolara çıkacaktır dedi. Ergün, D-8 ülkeleri arasında ortak otomotiv üretiminin hayata geçirilmesi gerektiğini de söyledi BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, D-8 (Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya) ülkelerinin kendi aralarındaki ticaret hacminin 2009 yılında 66 milyar dolar iken, 2010 yılında 100 milyar dolar seviyesini aştığını belirterek, Bu kadar büyük potansiyeli olan ülkelere, daha büyük ticaret rakamları yakışır. Ben önümüzdeki 5 yıl içinde 200 milyar dolar ticaret hacmine ulaşacağımızı düşünüyorum dedi. Ergün, D-8 ülkeleri arasında ortak otomotiv üretiminin hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, bu konunun bizzat takipçisi olacağını belirtti. 14 yıl sonra yine evsahibi Haliç Kongre Merkezi nde düzenlenen D-8 Sanayi Bakanları Zirvesi nde yaptığı konuşmada Ergün, İstanbul un bundan 14 yıl önce, D-8 in kurulma sürecine de ev sahipliği yapmanın onurunu yaşadığını kaydetti. Bakan Ergün, Türkiye olarak, bir yandan insanların hayat standartlarını geliştirirken, diğer yandan dünya ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya da büyük önem verdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti: Ticaretin yüzde 7 si 1 milyara yakın nüfusuyla geniş bir coğrafyayı temsil eden D-8 ülkeleri arasındaki ticari, sanayi ve teknik alandaki işbirliğini çok daha yukarılara taşımayı arzu ediyoruz. Hükümetimizin göreve başladığı 2002 yılında D-8 ülkeleriyle yaptığımız ticaret hacmi 2.9 milyar dolar idi, 2010 yılında 20 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. D-8 ülkelerinin kendi aralarındaki ticaret hacmi de 2009 yılında 66 milyar dolar iken, 2010 yılında 100 milyar dolar seviyesini aşmıştır. D-8 üyelerinin kendi aralarındaki ticaret hacmi, toplam ticaret hacimlerinin yüzde 7 sine tekabül etmektedir. Bu kadar büyük potansiyeli olan ülkelere, daha büyük ticaret rakamları yakışır. Ben 5 yıl içinde 200 milyar dolar ticaret hacmine ulaşacağımızı düşünüyorum. İran da oto kararı alındı Bakan Ergün, alınan kararların hayata geçirilmesi konusunda, bütün üye ülkelere sorumluluklar düştüğünü ifade ederek şunları anlattı: Mesela İran da gerçekleşen toplantıda, üye ülkeler arasında otomotiv çalışma grubu kurulması yönünde karar almıştık. Ortak otomotiv üretimi, eğitim, Ar-Ge merkezi kurma gibi konularda çalışacak olan bir derneği hayata geçirmemiz gerekiyor. Türkiye olarak, burada alınacak kararların hayata geçmeleri için her desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Ben ev sahibi ülkenin bir bakanı olarak burada alınan kararların bizzat takipçisi olacağım. Diğer Bakan arkadaşlarımın da aynı iradeyi göstereceklerine inanıyorum

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 9 D-8 markalı oto üretimi yapılsın İRAN Otomotiv Sanayi Merkezi nden bir yetkili D-8 zirvesinde yaptığı sunumda, otomotivle ilgili bir rapor hazırladıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti: Otomotiv sanayinde D-8 ülkeleri arasında ortaklık kurulması hedeflendi. Bir doküman hazırlandı. B çerçevede D-8 ülkelerinde pazar araştırması anketi yapılacak ve aynı zamanda komşu ülkelerde de piyasa araştırması anketi hazırlanmasına karar verildi. Ortak ARGE ve tedarik zincirleri kurulmasına, karşılıklı tasarım ve ortak üretim ile D-8 markalı araba üretilmesine karar verildi. İnovasyon ve yeni marka tasarlama süreçlerine daha fazla önem verilecek. KOBİ lerle ilgili bir çalışma yapıldı. Çalkantılı geride bırakacağız D-8 Genel Sekreteri Widi Pratikto, Birlikte çalışarak çalkantılı zamanları geçmişte bırakabileceğimize inanıyorum dedi. Pratikto, global ekonominin toparlanmasının 2010 un son ve bu yılın ilk aylarında devam ettiğini, gelişmekte olan ülkelerde artan talebin hem mali sektörde hem de iş gücü sektöründeki iyileşmeleri tetiklediğini, diğer yandan da kemer sıkma politikalarının sürdürüldüğünü, krizle başa çıkabilme kapasitelerinin mali disiplinle ilgili olduğunu, herkesin farklı önlemler aldığını söyledi. Gelişmekte olan ülkeler dünyanın yükünü üstlendi TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Küresel sorumlulukla önemli bir işbirliği girişimini sürdüren D-8 örgütünün, yakın gelecekte öneminin artarak devam edeceği açıktır dedi. Boyner, konuşmasını şöyle sürdürdü: Son küresel kriz ile ortaya çıkan yeni bir eğilim söz konusu; gelişmiş ekonomiler ve gelişmekte olan ekonomiler arasında ciddi bir ayrışma yaşanmakta. Gelişmekte olan ekonomilerin birçoğunda toparlanma görece hızlı ve istikrarlı biçimde gerçekleşti ve bu ekonomiler belirli bir büyüme patikasına girdiler. Küresel krizin yönetimi açısından gelişmekte olan ülkelerin yetenekleri, üretim potansiyelleri ve dünya ekonomisine katkıları kritik hale gelmiş durumda

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 10 EGE CANSEN... Baba ve yiğit AKP hükümetinin yerli otomobil diye bastırmasını sebebini anlamaya çalışıyorum. Çünkü AKP hükümetinin veya kısaca Sayın Erdoğan ının 9 yıldır izlediği ekonomi politikasının ana eksenine bu proje ters düşüyor. Bir ihtimal 9 yıldır izlenen ve Türkiye yi içinden çıkılması zor bir cari açık meselesi ile karşı karşıya bırakan liberal ekonomi ekseni değiştirilmek isteniyor. Belki de başka bir sebep var. Şunu itiraf etmem gerekir ki; bu kabil aykırı çıkışlara başlangıçta anlam vermekte zorlanıyorum. Bunun için bilardo analizi yapmaya karar verdim. BİLARDO ANALİZİ Bilardoda, isketenin topa vuruş gücü ve açısı, hareket sondan başa doğru kurgulanarak saptanır. Bilardo masasının dört yanı, yarı esnek duvarla çevrelenmiştir. Topun sonunda varacağı yerin, vuruşun yapıldığı anda oluşan gidiş istikameti ile hiç ilgisi olmayabilir. Oyuncu, topu, diğer topa ve özellikle kısa ve uzun kenarlara çarptırıp yön değiştirerek hedefe ulaştırır. Acemi seyirci topun ilk gidiş yönünü, son gidiş yönü sanabilir. Hatta deliğe girecek topla onu deliğe itecek topu birbirine karıştırır. Ancak usta oyuncuları seyrettikçe topun deliğe veya vurması gereken diğer topa nasıl zigzaglı bir yolla vardığını anlar. DEVLET ÖZEL SEKTÖR ORTAKLIĞI Benim, İş Hayatında Deneyler ve Sonuçları dağarımda, devlet-özel sektör ortaklıklarının, ya başarısız olduğu ya da milletin kazıklanması ile sürdürüldüğüne dair çok vak a kaydı var. 2011 yılı sonu itibariyle söylüyorum, Türk otomotiv sanayii gerçekten çok ileri bir noktaya gelmiştir. Bu sektördeki oyuncuların yabancı firmalar olması bu gerçeği değiştirmez. Sektör bu kadar büyük başarılara imza attıktan sonra 1960 lara ait ve o zaman belki de doğru olan yerli otomobil projesinin bugün tekrar hayata geçirilmeye çalışılması tuhaftır. Üstelik bunu CHP nin değil, AKP nin gündeme getirmesi çok terstir. Ben bu gelişmeleri acemi bilardo oyuncusu gibi seyrediyor ve filmin sonunda hangi topun deliğe gireceğini görmüyordum. BABAYİĞİT GİRİŞİMCİ Çünkü büyüklerimiz bize bu işi yapacak bir babayiğit özel girişimci çıkacaktır herhalde diyorlardı. Ben, zarar etmesi kaçınılmaz böylesi bir yatırıma girişecek bir babayiğidin var olmasını mümkün görmüyordum. Ne zaman basında bu girişim devletin ile özel bir şirketin % 50 + % 50 ortaklığı şeklinde gerçekleşebilir haberi çıktı o zaman uyandım. Üstelik ilgili bakanımız, otomobil sektöründe haksız rekabetin önünü açacak şekilde bakanlıkların filoları ve benim makam aracım yerli otomobil olur diye kükremesiyle gözüm açıldı. Meğer aranan girişimci bir babayiğit değil, bir baba ile bir yiğit imiş. Dostum Yılmaz Argüden in hatırlattığı gibi bazılarımız, devlete baba ; yeğene de yiğit der, O zaman bu girişimci de baba ile yeğen olur. Son Söz: Babayiğit, arkasını babasına yaslamaz

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 11 MİLLİYET GAZETESİ ABD ile Çin Yuan için savaşacak mı? Çin, Yuan için ABD'nin karşısına dikildi iki seçenek bıraktı! Çin'in para birimi olan Yuan'ın değerini yükseltmeyi zorlayacak yasanın ABD tarafından kabulüyle, Çin'le ABD arasında "ticari savaş" çıkacağı uyarısı geldi. ABD'de yasanın kabul edilmesine "ısrarla karşı olduğunu" belirten Çin, Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi.çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ma Zhaoxu hükümetin resmi web sitesinde bugün yer alan açıklamasında, "Sözde bir kur dengesizliği mazeretinin kullanılması, kur sorununu tırmandıracak ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurallarını ciddi olarak ihlal ederken Çin- ABD ticari ve ekonomik ilişkilerini de büyük ölçüde bozacaktır" dedi. YUAN'LA OYNAYIP AÇIK KAPATMA PLANI ABD Senatosu dün aldığı bir kararla, bu yıl kabul edilen Kur Oranları Denetleme Reform Yasasını bir hafta süreyle ele alarak tartışacak. Bu süreçte hükümet isterse ihracatlarını, para birimlerini düşük değerde tutarak desteklediği görülen ülkelerden gelen mallara sübvansiyon giderici nitelikte yeni vergiler koyabilecek. Yasayı destekleyen Senato üyeleri, Yuan'ın düşük değerinin ABD'de istihdam kaybına yol açtığını ve daha adil bir Yuan kuruyla ABD'nin Çin'e karşı verdiği 250 milyar dolarlık ticaret açığının kısmen kapanabileceğini savunuyorlar. OBAMA'NIN ÖNÜNDEKİ İKİ SEÇENEK: YA SAVAŞ YA DİPLOMASİ Yasa Senato'dan sonra Temsilciler Meclisi'nde de kabul edilirse, Başkan Barack Obama yasayı imzalayarak Beijing ile ticaret savaşını göz alma ya da veto ederek sorunu diplomatik yollardan çözmeyi deneme seçenekleriyle karşı karşıya kalacak.ma, Amerikan Kongre üyelerine seslenerek, "Çin-Amerikan ticaret ilişkilerinin oluşturduğu büyük tablodan hareket etmelerini ve korumacılıktan vazgeçmelerini" istedi.sözcü, ülkesinin kur politikasını değiştirme yolundaki vaadini tekrarlayarak "Renminbi kurunun esnekliğinin güçlendirileceğini" belirtti. Memur maaşında yetki tartışması Önümüzdeki yılın memur maaşlarının belirlenmesi için süre daralırken, hükümetin memur konfederasyonlarıyla yaptığı Üçlü Danışma Kurulu nda, memur toplu sözleşmelerinin nasıl yapılacağı konusu masaya yatırıldı Toplantıda, en fazla üyesi olan memur konfederasyonu Memur-Sen ile KESK ve Kamu-Sen arasında toplu sözleşme yetkisi tartışması çıktı. Konfederasyonların itiraz ettiği bir diğer konu da toplu sözleşmeleri karara bağlayacak olan hakem kurulunun yapısı oldu. Görüşmelerden anlaşma çıkmayınca düğümü çözmek Bakanlar Kurulu na kaldı

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 12 Dexia yı ikiye bölecekler Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody s in Fransa-Belçika ortaklığı olan Dexia nın notlarını gözden geçireceğini açıklamasıyla başlayan bankadaki çöküş sürüyor. Fransa ve Belçika, hisseleri güne yüzde 38 e varan kayıpla başlayan günün geri kalanını da yüzde 15-20 bandında kayıpla geçiren Dexia için devreye girerek gerekenin yapılacağı mesajını verirken banka yönetimi de her türlü senaryoyu değerlendiriyor. Senaryolar arasında Denizbank la yolların ayırlması da var.belçika Maliye Bakanı Didier Reynders ve Fransız meevkidaşı François Baroin tarafından yapılan ortak açıklamada, mevduat sahiplerinin ve alacaklıların güvence altına alınması için merkez bankalarıyla koordinasyon içinde her türlü önlemin devreye sokulacağı belirtilirken Belçika hükümeti Dexia gündemiyle acil toplanma kararı aldı. Dexia nın karşı karşıya kaldığı senaryolar da bankanın işinin kolay olmadığını gösteriyor. İyi banka, kötü banka... Ele alınan çözüm yollarından birini, kötü banka oluşturup 100 milyar Euro düzeyinde olan zehirli tahvilleri izole ederek grubun geri kalanının etkilenmesini önlemek oluşturuyor. Devlet garantisi ve ayrılma da diğer iki güçlü senaryoyu oluşturuyor. Fransa daki faaliyetlerini bu ülkede kuracağı yeni bankaya devrederek mali yapısını güçlendirme arayışına girme olasılığı yüksek olan bankanın, Denizbank ve Dexia Varlık Yönetimi ni yıl sonunda ayrı ayrı satışa çıkarabileceği dile getiriliyor. Ağırlıklı olarak yerel yönetimlere kredi veren banka, 2008 de Belçika ve Fransız hükümetlerinin 6 milyar euro tutarındaki sermaye aktarımıyla kurtarılmıştı. Yunanistan Avrupa bankalarını sallıyor Euro Bölgesi Maliye Bakanları, Yunanistan için hayati öneme sahip 8 milyar euro luk yardımı serbest bırakmadı. Yunan iflasıyla ilgili endişeler risk altındaki Avrupa bankalarını ve borsaları vururken Yunan Maliye Bakanlığı Kasım ortasına kadar paramız yeter açıklaması yaptı. Kasasındaki paranın bitmesine sayılı günler kalan Yunanistan, Euro Bölgesi nin diğer ülkelerini Atina açısından yaşamsal öneme sahip olan 8 milyar euro tutarındaki yardım diliminin serbest bırakılması konusunda ikna edemiyor. Önceki gece Lüksemburg da bir araya gelen Euro Bölgesi maliye ve ekonomi bakanları Yunanistan a bir kez daha Ek önlem yoksa, yardım da yok mesajı verdi. Yunan hükümetinin 2011-2012 hedeflerini tutturamayacağının anlaşılmasının ardından 2013-2014 dönemini kurtarmayı amaçlayan Euro Bölgesi nin bekleme kararı, yardım diliminin serbest bırakılması için gözlerin 17-18 Ekim de Brüksel de yapılacak Avrupa Birliği zirvesine çevrilmesine neden oldu. Olası bir Yunan iflasının yarattığı endişe ve zordaki Dexia Bank nedeniyle Avrupa borsaları yüzde 3 ile yüzde 4 arası büyük düşüşler yaşadı. STOXX Europe 600 Bankacılık Endeksi yaklaşık yüzde 5 değer kaybetti.

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 13 Emniyet akaryakıt işine girdi Polisler, kendi istasyonlarında benzin ve mazot satmaya başlayacak Akaryakıt kaçakçılarının korkulu rüyası Emniyet sahaya indi. Polisler, kendi istasyonlarında benzin ve mazot satmaya başlayacak. Kamu şirketi TP ile stratejik ortaklığa imza atan Polis Yardım Sandığı (POLSAN) Ankara'daki ilk büyük istasyonunu "Türkiye Petrolleri" markası ile açacak. Askerlerin Opet-Mehmetçik Vakfı işbirliği sonrası polis vakfı da sektöre girmek için kamu şirketi TP Petrol işbirliği yoluna gitti. Polsan, kamu kurumu Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) markası "TP Petrol Dağıtım" ile Yozgat Yerköy'ün ardından ikinci istasyonunu Ankara'da açacak. HEDEF 100 İSTASYON İlk güne özel olarak Ankaralı müşterilere yüzde 10 indirim uygulanacak. Stratejik iş birliği başlığı ile ilişkilerini geliştirmeyi hedefleyen kurumlar istasyon sayısını da önümüzdeki dönemde 70 ila 100 arasında arttırmayı planlıyor. Polsan'ın özellikle Anadolu illerinde yeni bayilik daha alacağı belirtiliyor. Lüleburgaz'da da TPAO arazisinde istasyon kurma çalışmaları devam ediyor. Emniyet çalışanlarının üye olduğu sandık akaryakıt sektörüne girmek için geçen yıldan bugüne TP Petrol'le ortaklık görüşmesi yapıyordu. Görüşmeler devam ederken Polsan, TP'den istasyon alarak işletmeciliğe başlama yoluna gitti. 1952'DE KURULDU, HOLDİNGE DÖNÜŞTÜ Polis Sandığı 1952'de polislere daha iyi sosyal imkânlar sunabilmek amacıyla kuruldu. Üyelerinden gönüllülük esasına göre aidat toplayan Polsan'ın halen 100 bin civarında üyesi bulunuyor. 2000 yılında Ankara Sigorta'yı satın alarak büyüme yolunda önemli bir adım atan sandık, 2008'de bireysel emeklilik alanında faaliyet gösteren bu şirketi Hollandalı Aegon'a sattı. 2010'da Polsan Portföy isimli bir şirket kurdu. Sandığın aktif büyüklüğü ise 850 milyon lira.100 bayisi var TPAO'nun entegre şirket olma projesiyle 2006'da kurulan TP Petrol, kısa sürede 53 firmanın yer aldığı akaryakıt sektöründe ilk 8'e girdi. Türkiye geneli 100 üzeri bayisi bulunuyor. TP'nin bölgesel bir güç olmak için kurulduğunu anlatan Enerji Bakanlığı yetkilileri şirkete dinamizm katacak ortaklarla görüşmeye açık olduklarını belirtiyor. Apple sadece 4S le geldi iphone 5 bir başka bahara Apple iphone 4 ün içini yenileyip iphone 4S I yaptı. Şirket ucuz iphone da çıkardı. iphone 4S Türkiye ye yılsonu geliyor. Steve Jobs un CEO luktan ayrılışı sonrası iphone un yeni modelini yönetim takımı birlikte tanıttı. Bir önceki model iphone 4 ün piyasaya çıkışının 16 ay sonrasında gelen cihazın ismi iphone 4S oldu. Uzun süreden bu yana başta teknoloji endüstrisi olmak üzere tüm dünyada merakla beklenen Apple ın merkezindeki lansmana Steve Jobs katılmadı, iphone 5 de tanıtılmadı. Sunumun ardından Apple hisseleri eksi yazdı. Bu arada yeni modelin sunumunu Jobs un yerine atanan Tim Cook değil, Apple ın Başkan Yardımcısı Phill Schiller yaptı.yeni model iphone un en iddalı özellikleri iphone 4 e göre iki kat daha hızlı A5 işlemcisi, 8 megapiksel kamerası (yeni teknolojilerle donatılmış ve daha hızlı fotoğraf çekiyor) ve daha geniş (64GB) hafıza kapasitesi

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 14 GÜNGÖR URAS Beymen den Zegna ya Kerim Kerimol Gazetelerde yayımlanan bir ilan dikkatimi çekti. İlanın başlığı Ermenegildo Zegna Türkiye de 20 Yıl şeklinde idi.zegna, İtalya nın Altınyıldız ı / Beymen idir. Önce kumaş ile işe başlayıp konfeksiyon işine girdi. Altınyıldız ın Beymen ile konfeksiyona girmesi gibi.zegna, önce Altınyıldız ın müşterisi idi. Daha sonra Altınyıldız Zegna nın müşterisi oldu. Derken Zegna İstanbul da mağaza açtı. Gömlek üretim tesisi kurdu.bütün bu hikâyenin arkasında da Kerim Kerimol isminde Türkiye de bu sektörün gerçek anlamda duayeni olan zarif bir adam var. Kısaca bunları anlatmak istiyorum.önce Zegna dan başlayayım. Zegna 1910 yılında İtalya da bir kumaş üretim firması olarak kuruldu. Kaliteli kumaş ve özellikle moher kumaş üretmekle ünlendi.1961 yılında konfeksiyon işine girdi. 1980 yılında Paris ve Milano da ilk mağazalarını açtı. Şimdilerde ailenin 4 üncü kuşağının yönetiminde. Dünyanın her köşesinde 555 mağazası var. 311 i kendine ait mağazalar. 2010 cirosu 963 milyon euro. Kârı 180 milyon euro.. Her şeyin başı kaliteli üretim Şimdi de Kerim Kerimol u anlatayım. Kerim Kerimol tekstilci bir ailenin çocuğu, İngiltere de tekstil mühendisliği eğitimi aldıktan sonra 1950 lerin başında kendi sınırlı imkânlarıyla döşemelik kumaş üretimine başladı. Yakın arkadaşı Osman Boyner in daveti ile kendi işini bırakıp 1962 yılında Altınyıldız a geçti. Kaliteli kumaş üreten Altınyıldız ın İtalyan Corsini firmasının teknik desteği ile konfeksiyon işine girmesine, Beymen markasının doğmasına öncülük etti. 1967 yılından sonra Altınyıldız yeni tesislerinde en iyi kalite moher kumaş üretimine başlayınca, Zegna firması Altınyıldız kumaşlarını kullanır oldu. Kumaş aldığı Aytınyıldız ı ziyaret eden Ermenegildo Zegna, Beymen in konfeksiyon konusundaki becerisini görünce Beymen tesisleri Zegna için fason kostüm üretimine geçti. Bu ilişki sonunda Zegna markalı giysiler Türkiye de Beymen mağazalarında satışa sunuldu. Korumak da çaba istiyor Kerim Kerimol 29 yıl çalıştığı Altınyıldız/Beymen grubundan ayrılınca, İstanbul da Nişantaşı nda Zegna nın ürünlerini satmak için bir mağaza açtı. Zegna firması 2006 yılında Kerim Kerimol un hisselerini devraldı. Nişantaşı ve İstinye Park taki 2 mağaza Zegna tarafından işletiliyor. Şimdilerde Beymen Zegna ya fason üretim yapmıyor. Altınyıldız Zegna ya moher kumaş satamıyor. Çünkü Altınyıldız bir zamanlar dünyanın her köşesinde kalitesi ile ünlenen ve üretimi yılda 8 milyon metreye kadar yükselen moher kumaşı üretim tesislerini kapattı. Makineleri sattı. Kerim Kerimol 20 yıl önce Zegna mağazasını açarken Zegnacı lara Türkiye de üretim yapmaları konusunda ısrarcı oldu. Zegna bu ısrar karşısında Gebze de bir gömlek üretim tesisi kurdu. Bu tesiste şimdilerde günde 500 adet gömlek üretiliyor. Kerim Kerimol un ve Zegna nın hikâyesi, Türkiye de tekstil sektöründe ve konfeksiyon sanayinde ortaya çıkan fırsatların, değerlendirilen ve de değerlendirilemeyen fırsatların hikâyesi olduğu için benim ilgimi çeker

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 15 SABAH GAZETESİ Çin'den ABD'ye büyük tehdit: Ticaret savaşı çıkar Çin, ABD'de bu hafta Senato'da görüşülecek olan ve Çin para birimi yuanın değerini yukarı zorlamayı amaçlayan yasa tasarısının geçmesinin iki ülke arasında "ticaret savaşına" neden olacağını açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ma Zhaoxu, bakanlığın web sitesinde yer alan açıklamasında "Parite dengesizliği bahanesiyle yapılan bu girişim para birimleri arasındaki sorunları artıracak, Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal edecek ve Çin-ABD ticari ve ekonomik ilişkilerini bozacaktır" dedi. Ma, Çin'in bu yasa tasarısına karşı olduğunu belirtti. ABD Senatosu'nun dün görüşme programına almaya karar verdiği yasa tasarısı, Washington'un, başta Pekin olmak üzere ticari avantaj sağlamak için para birimlerinin değerini düşük tuttuğuna inandığı ülkelere karşı ticari yaptırımlarının önünü açıyor. İki kez istifa düşündü Yunanistan Hükümet Sözcüsü İlias Mosyalos, Financial Times'ın Almanya edisyonunda yer alan 'Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun son iki hafta içinde iki kez istifa etmeyi düşündüğü'ne yönelik iddiaları da 'çöp ve saçmalık' olarak nitelendirdi. Bu arada Yunan Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos ise, eylül ayında Yunanistan'a verilmesi gereken 8 milyar euroluk yardım paketinin 6. diliminin ekimden kasıma sarktığını söyledi. Venizelos Atina'da teftişlerini sürdüren Troyka'nın hazırlayacağı raporun gecikmesine bağladı. Yunan ekonomisinin AB ortaklarının yardımı olmadan içinde bulunduğu krizden tek başına çıkamayacağını kabul eden Venizelos "En kötü zamanda en kötü durumdayız. Yunan ekonomisinin kaderi AB ortaklarımızın elinde bunuyor" dedi TSE'nin ilk "Helal Et'' sertifikası Aytaç'ın oldu Türk Standartları Enstitüsü, kırmızı ve beyaz et üretiminin İslami kurallara uygun olarak yapıldığını gösteren "Helal Et'' belgesini Türkiye'de ilk kez' Aytaç'a verdi. Aytaç Grubu Pazarlama Direktörü Erdal Bölükbaş, TSE'nin Helal Et sertifikasının Türkiye'de ilk kez Aytaç tarafından alınmasının önemli bir konu olduğuna dikkat çekerek, "Özellikle ihracat için devletimizin verdiği bu sertifika çok önemli. Hem TSE'nin ilk kez böyle bir sertifika vermesi hem de Aytaç olarak bu sertifikayı alan ilk firma olmaktan gurur duyuyoruz'' dedi. Apple'ın hisseleri çakıldı Apple dün akşam iphone 5 yerine iphone 4S'i açıklaması hisselerde çakılmaya yol açtı. Yenilenmiş kamerası, Siri ses tanıma sistemi ve ucuz sayılabilecek fiyatına rağmen hissedarlar Steve Jobs'suz ilk sunuma olumsuz tepki verdi. Apple hisseleri yüzde 5 düştü. Apple sunumu teknoloji borsası Nasdaq ve Dow endeksi düşerken gerçekleşti. Tanıtım sırasında Dow yüzde 1,5 Nasdaq yüzde 1 düşüşteydi. Apple'ın düşüşü ise bu endekslerden daha sert oldu. Apple sunumları sırasında borsa hareketleri geçmişte de dikkat çekiciydi. Steve Jobs ipad'i tanıttığı sırada Apple hisseleri yüzde 2,5 düşmüş ancak fiyatının 499 dolar olarak açıklandığında ise hisseler toparlanmıştı

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 16 SÜLEYMAN YAŞAR... Kur savaşları şiddetlendi, korkup faiz artırmayın Amerikan Senatosu, parasının değerini düşük tutan ülkelerle rekabet edebilmek için, önceki gün "Döviz kuru izleme yasasını" kabul etti. Çin'den hemen cevap geldi. Çin, ABD'yi, "Eğer bu yasa yürürlüğe girerse dünya ticaret savaşları şiddetlenir ve dünya ekonomisindeki riskler artar" diye uyardı. Peki ABD ile Çin arasındaki savaşın nedeni ne? İktisatçı Paul Krugman'a göre, Amerikan ekonomisinin sağlığına kavuşması için ABD'nin yılda 500 milyar dolar daha az ithalat yapması gerekiyor. Dış ticaret açığının nedeni de ABD yönetimi tarafından Çin'in izlediği düşük kur politikasına bağlanıyor.dolayısıyla Çin'den parasının değerini yükseltmesi isteniyor. Çin ise parasının son bir yılda yüzde 7.3 değer kazandığını ileri sürüp bu isteği reddediyor. Ve parasını serbest dalgalanmaya bırakmayıp, sürekli düşük değerli tutarak mal ihracatını artırıyor. İşte Çin'in bu tutumu karşısında ABD, yeni bir yasa çıkardı. Parasının değerini düşük tutan ülke pazarlarına giden Amerikan ihraç mallarına, bu yasa doğrultusunda devlet yardımı yaparak rekabet gücü kazandırmayı tasarlıyor. Böylece ABD hem ihracatını hem de istihdamını artırmayı tasarlıyor. Çünkü Çin'in düşük değerli parası yuan nedeniyle ABD malları satılmıyor, üretim düşüyor ve ABD'de işsizlik yüzde 9'un altına bir türlü çekilemiyor. Peki Çin'in parasının değerini düşürmesi ABD ekonomisinin sorunlarını çözer mi? Çözmez ama kısmen yardımcı olur diye düşünülüyor. Çünkü ABD'nin tasarruf oranları düşük ve bütçe açığı oldukça yüksek. Çin yönetimi bu nedenle ABD'ye, "önce tasarruf edin sonra bizimle uğraşın. Bizden önce Avrupa'nın sorunlarını çözün" diye yükleniyor. Bütün uyarılar, öneriler doğru olabilir. Hatta Çin'deki enflasyon artışı Çin mallarının maliyetini yükseltip rekabet gücünü de azaltabilir ama şu bir gerçek ki, Çin'in parasının değerini serbest dalgalanmaya bırakması herkes için hayırlı olur. Çünkü düşük değerli yuan Türkiye dahil pek çok ülkenin dış ticaret dengesini bozuyor. Çin'in Türkiye ile dış ticareti geçen yıl 15 milyar dolar açık verdi. Türkiye 2010'da Çin'e 2.2 milyar dolarlık mal satarken, 17.1 milyar dolarlık ithalat yaptı. Bu yılın ilk sekiz ayında ise Çin'le olan dış ticaretimiz 13 milyar dolar açık veriyor. Dolayısıyla ucuz Çin malları neredeyse cari açığımızın yüzde yirmisini oluşturuyor ve işsizliği çoğaltıyor. Gelelim Avrupa'daki krize... Avrupa'daki kriz nedeniyle gelişmekte olan ülkelerden döviz çıkışı hızlandı. Tabii bu gelişmeler Türkiye'yi de etkiliyor. Özellikle dolar talebi arttığı için Türk parası dolar karşısında değer kaybediyor. Durumdan yararlanmak için yine faiz lobisi hareket geçti. Lobi, Türk parasının değer kaybını önlemek için faizlerin artırılması gerektiğini televizyonlara çıkarttığı bazı kişilere söyletmeye çalışıyor. Amaç belli... 2006'nın Nisan ve Mayıs aylarında ABD Merkez Bankası faiz artırınca birdenbire gelişmekte olan ülkelerden döviz çıkışı oldu ve Türk parası değer kaybetti. Ve Merkez korkup hemen faizleri 4 puan yükseltti. Zaten o faiz artışının ardından Türkiye'de kaynak dağılımı bozuldu. Dış ticarete konu olmayan yani ihraç edilemeyen malların üretimine yapılan yatırımlar çoğaldı. Bunun sonucunda da Türkiye yüksek cari açık vermeye başladı. Hatırlayın... O faiz artışının sonrasında Türk parasında yaşanan aşırı değerlenme nedeniyle IMF Başkan Yardımcısı Anne Krueger bile yanlış karar alındığını açıklamak zorunda kalmıştı. İşte bu nedenle yine Merkez'in korkup aynı yanlışa düşmemesi gerekiyor. Faiz lobisinin ne istediğini herkes biliyor. Eskisi gibi faizleri yükseltip kolay para kazanmak istiyorlar. Bu nedenle de etrafa yine "enflasyon artacak, ekonomide dengeler bozulacak" türünden yersiz korkular yaymaya başladılar. Hemen belirtelim... Dünya ekonomisinde durgunluk tahminlerinin ağırlık kazandığı bir dönemde enflasyon artmaz! Çünkü durgun ekonomilerde mallara olan talep azalır, fiyatlar geriler. İşte bu nedenle faiz lobisinin korkutmalarına ve medyadaki gürültüsüne pabuç bırakmamak gerekiyor. Yapılması gereken, Türk mallarına rekabet gücü sağlayarak dış ticarete konu mal üretimi çoğaltmak. Bakın ABD bile ihracatını çoğaltmak, ithalatını azaltmak için Çin'le ticaret diplomasisini bırakıp kur savaşına başladı. Bizim de korkmamamız gerekiyor. Türkiye'nin hedefi üretip satabilmek olmalı. Çünkü bugünün dünya ekonomisinde başka bir çıkış yolu yok

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 17 ŞEREF OĞUZ... Merkez; her yerde Çevre; bir yerde Dünyanın yeni üretim modeli bu. Yükselme çağı 1990'larda küreselleşmeyi biz "yerli malı" kavramını çöpe atan faktör sandık. Bağımsızlık- bağımlılık ekseninden bakıyorduk zira. Sonra anladık ki oluşan "karşılıklı bağımlılık" imiş. Bugün geldiğimiz nokta eski "yerli malı" üretim merkezleri, kürenin her yanına dağılmış ancak dün bu durumda olan "çevre", bir yere yığılmış. Bu yer de markanın, tasarım sahibinin, işi kurgulayanın bizzat kendisi. İster doğduğu ülkede ister doyduğu ülkede olsun, altın kural hiç değişmedi, "altını olan, kuralı koyar."bugün otomotiv, altın değerinde. Zira eğer ülkede otomotiv varsa, endüstride "çok şey" var demektir ve silahtan sigortacılığa dek yüzlerce sektörü tetikler, teknolojiyi geliştirir, diğerlerine katma değer sağlar. Biz "yerli malı" derken yalnızca Türkiye'de üretilmiş otomobili kastetmiyoruz. Bir gün kendi markamız olursa, elbette bunu, dünyanın dört bir yanında üreteceğiz. Tıpkı Bursa kümeli yan sanayimizin, Batı'nın ve Doğu'nun yabancı marka otolarına "parça" ürettiği gibi. Tabii ki Boeing'in 3 milyonu aşkın parçası, ABD dahil, 18 ülkede üretiliyor. Avrupalı Airbus farklı değil. Fakat değer zincirinde aslan payını, Boeing markasının sahibi, Seattle'daki baronlar alıyor. En ucuz B-777'nin yaklaşık 200 milyon $'ından yaratılan katma değerin %80'i, Boeing işinin sahiplerine kalıyor.sorun, yerli otomobil yapmak değil, yerli marka ile katma değerde aslan payının Türkiye'de kalmasıdır.yerli marka otomobilimizin 3 binden fazla parçasını, onlarca ülkede ürettireceğimizi de biliyoruz. Ancak bilmediğimiz; küreselleşmenin yeni yüzünde üretim merkezlerini dağıtsan dahi, her "çevre"den gelecek değerin, Türkiye'de kalacağıdır.

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 18 RADİKAL GAZETESİ AB'ye yeni rakip: Avrasya Birliği Rusya Başbakanı Vladimir Putin, eski Sovyet Cumhuriyetlerini "Avrasya Birliği" çatısı altında bir araya getirmek istediğini belirtti Rusya'da gelecek yıl mart ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimiyle Kremlin'e geri dönmeye hazırlanan Putin, Rus İzvestiya gazetesi için yazdığı makalede, yeni birliğin Rusya, Kazakistan ve Belarus arasında gelecek yıldan itibaren tüm ticari, para ve işçi dolaşımının serbest olacağı Gümrük Birliği üzerine inşa edileceğini ifade etti. Putin, "Burada durmayacağız ve daha iddialı bir hedef koyuyoruz ortaya: Avrasya Birliği içinde daha yüksek seviyede entegrasyonu sağlamak" ifadelerine yer verdi. Daha önce Sovyetler Birliği'nin 1991 yılındaki çöküşünü 20'nci yüzyılın en büyük jeopolitik felaketlerinden biri olarak adlandıran Putin, yeni projenin Sovyetler Birliği'ne benzemeyeceğini belirterek, "Geçmişten bir şeyi kopyalama veya yeniden hayata geçirmeye çalışmak saflık olur. Yeni bir siyasi ve ekonomik temelde daha güçlü entegrasyon ve yeni değerler sistemi oluşturulması bu çağda kaçınılmaz" açıklamasında bulundu. UKRAYNA'YI ELEŞTİRDİ Putin, yeni birliğin uluslar üstü bir yapıda olacağını, üyeleri arasında ekonomik ve kur politikalarını koordine edeceğini belirterek, birliğin yeni üyelere de açık olacağını ifade etti. Kazakistan, Belarus ve Rusya arasındaki Gümrük Birliği'ne Orta Asya Cumhuriyetlerinden Kırgızistan ve Tacikistan'ın da dahil edileceğini söyleyen Putin, Ukrayna'yı ise Gümrük Birliği dışında kalma kararı nedeniyle eleştirdi. Rusya'nın bazı komşularının söz konusu birliğe AB ile ilişki kurma kararlarıyla çelişeceği gerekçesiyle girmekten kaçındığını vurgulayan Putin, ancak söz konusu komşu ülke yönetimlerinin bu tercihlerinin yanlış olduğunu savundu. Gümrük Birliği ve gelecekteki Avrasya Birliği'nin AB'nin ortak ekonomik bölge oluşturma görüşmelerindeki partneri olacağını belirten Putin, "Avrasya Birliği üyeliği doğrudan ekonomik çıkarların yanında üyelerinin Avrupa'ya daha hızlı entegrasyonunu çok daha güçlü bir açıdan sağlamış olacak" ifadesini kullandı. Putin, küresel krizden AB, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması ve Güneydoğu Asya Uluslararası Birliği şeklindeki bölgesel entegrasyonlarla çıkılabileceğini belirterek, "Bu tuğlalar çok daha istikrarlı bir küresel ekonomiyi sağlayabilir" ifadesine yer verdi

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 19 UĞUR GÜRSES... Kur yukarı, enflasyon da! Manşet enflasyon hedefinin üzerine çıkan bir çekirdek enflasyonun hesabı, dünyanın her yerinde merkez bankasına kesilir. Önceki gün açıklanan enflasyon sayıları pek de iç açıcı görünmüyor. Nedeni, açıklanan sayılarla henüz fiyatlara yansımamış potansiyel fiyat ayarlamalarının arasındaki boşluk. Bu boşluğun dolacağı çok açık, önümüzdeki aylarda buna tanık olacağız. Ana omurga, yani çekirdek enflasyon kur artışıyla beslendi; yüzde 7 ye ulaştı. Üretici fiyatları (ÜFE) içinde sanayi kesiminin fiyatları, üretici fiyatlarının kabaca yüzde 80 lik bir ağırlığını oluşturuyor. Hafta başında açıklanan eylül fiyat istatistikleri gösteriyor ki; ÜFE yıllık olarak yüzde 12.1 artarken ÜFE içindeki sanayi üretim fiyatları yüzde 15.2, bunun da çekirdeğinde yer alan imalat sanayii üretim fiyatları da yüzde 17 artmış durumda. ÜFE son bir yılda yüzde 12 artarken tüketici fiyatlarında (TÜFE) olan artış şimdilik yüzde 6.2 oranında. ÜFE deki yükseliş, izleyen aylarda da devam edecek. Birincisi, henüz bu endekslere yansımayan elektrik ve doğalgaz fiyat artışları var. İkincisi, bir süredir artan döviz kurunun ithal girdi fiyatları nedeniyle üretim maliyetlerine yansımaları olacak. Bu iki unsur, ÜFE yi daha da yukarı taşıyacak. Üçüncüsü de ikincil etkiler olacak. Kur artar, maliyet de Üretim maliyetleri yüzde 20 ler oranında artarken bunun tüketicilere yansıtılmadan kalması olanaksız görünüyor. Sorun, bunun ne kadarının hangi sürede yansıyacağını kestirmekte. Ancak bu konuda bir başka iliştirilmiş sorun var. O da doğalgaz ve elektrik fiyat ayarlamalarının kamu otoritesince kontrollü yapılıyor olmasında. Doğalgaza Nisan 2009, elektriğe Eylül 2009 dan bu yana fiyat artışı yapılmıyordu. Elektrik üretiminin önemli bir bölümü doğalgazla yapılıyor. Hem uluslararası enerji fiyatlarında artış oldu hem de döviz kurunda artış var. Ekim ayı başında elektrik fiyatına kabaca yüzde 9.5, doğalgaza da yüzde 13 oranında zam yapıldı. Son iki yılda akaryakıt fiyatlarının ortalama yüzde 35 arttığı, ayrıca brent tipi ham petrolün TL fiyatının geldiği yer esas alınırsa biraz daha fiyat artışının olması olası. Böylece, hem akaryakıtta fiyat artışı yakın hem de doğalgaz ve elektrikte hâlâ yüzde 15-20 lik bir potansiyel fiyat artışı görünümü var. Kur kalıcı mı? Özellikle 2011 yılı enflasyon hedefini kur artışına feda eden Merkez Bankası ve hükümetin, geriye kalan zam dilimini bu yıla yükleme tercihini kullanabilecekleri de olasılık dahilinde. Ama yüksek oranda bir yüklemenin enflasyonda ikincil etkileri harekete geçirmesi de yüksek olasılık. Geçmişte ister kamu olsun ister özel kesim; fiyat ayarlamaları için döviz kuru artışının kalıcı mı geçici mi olacağına ilişkin olarak bir bekleme süresi vardı. Geçmişte çoğunlukla kur artışı geçici oldu. Yükselişler bir süre sonra geriye döndü. Bu kez farklı; çünkü Merkez Bankası dalgalı kur rejimine geçildikten sonra ilk kez bir kur seviyesi tercihi ortaya koydu. Bunu açıkça telaffuz etti. Kur seviyesinin hangi seviyelerde iyi olduğunu söyledi. İşte bu görünüm, fiyatlama yapan ekonomik birimlerin kur seviyesinin kalıcılığı konusundaki algısını pekiştiriyor. Bu algı, fiyatlama davranışına da yansıyacaktır. İlerleyen aylarda TÜFE de de artış sürecektir. Hane halkı da bu kur artışının bedelini ödeyecek. Bu defa farklı; deneysel politikalar ve kurla oynamanın kötü bir enflasyon deneyimine dönüşebileceğini öğreniyoruz. Neden mi? Manşet enflasyon hedefinin üzerine çıkan bir çekirdek enflasyonun hesabı, dünyanın her yerinde merkez bankasına kesilir.

TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 05.10.11 20 SEYFETTİN GÜRSEL... Ekonomide durum saptaması Ekonominin dengeli ve istikrarlı büyümesinin önünde tasarruf yetersizliği, enflasyon ve rekabet gücü zafiyeti engeli var. Geçen haftayı Türkiye ekonomisi tartışmalarıyla geçirdim. TÜRKONFED için hazırladığım Büyüme Sorunu ve Reform Ajandası başlıklı raporu (Bkz. TÜRKONFED, Yeni Dönem, Yeni Hedefler, Eylül 2011) cuma günü Ordu da yapılan başkanlar konseyi toplantısında sundum. Anadolulu sanayicilerle öğretici görüş alışverişleri yaptım. Pazartesi günü de DEİK in Turkey 2000-10: A Decade of Transition başlıklı kapalı seminerinde ekonomik sorunlarımızı enine boyuna tartışma fırsatım oldu. Günlük gelişmelerden sıyrılarak uzun erimli bir durum saptaması yapmak iyi olacak. İyimser olmak istiyorum ama olamıyorum. Endişelerim var. Ekonominin nihai hedefinin refah düzeyinin dengeli biçimde artması olduğunu biliyoruz. Bu hedefin anahtarı da yoksulluğu ve işsizliği geriletmeye yetecek kadar bir büyüme temposunun gerçekleştirilmesi. Asgari yüzde 5,5 Bu büyüme temposunu yüzde 5,5 olarak hesaplıyorum. Hesabın ayrıntıları için rapora bakılabilir. Önümüzdeki dönemde tarım dışı işgücü her yıl ortalama en az 500 bin civarında artacak. Halen 2,5 milyona yaklaşan işsiz sayısının en azından sabit tutulabilmesi için sanayide ve hizmet sektörlerinde bu miktarda net iş yaratılması gerekiyor. Bu tempoyla işsizlik oranı yavaş yavaş aşağıya çekilebilir. Yoksulluk 2007 ye kadar yüksek büyüme sayesinde dikkate değer ölçüde geriledi. Ancak 2008 den sonra gerileme durdu. 2010 da ve 2011 in ilk yarısında gerçekleşen olağanüstü yüksek büyüme sayesinde işsizlik hemen hemen kriz öncesi düzeye geri dönerken yoksulluğun da bir miktar gerilediğini tahmin ediyorum. Ancak sosyal cephede iyileşmenin devam edebilmesi için ortalama yüzde 5,5 büyümeyi istikrarlı şekilde en az 10 yıl devam ettirmemiz gerekiyor. Bunu başarabilirsek, işsizliği yüzde 7-8, yoksulluğu 12-13 (halen yüzde 18-19), kişi başına geliri de 20.000 dolar civarına getirebiliriz. Bu gerçekçi ama başarılması hiç de kolay olmayan bir hedef. Yakın geçmişin yüksek büyümesine bakarak yüzde 5,5 büyümeyi küçümseyebilirsiniz. Ama unutmayın ki son 30 yılın ortalama büyüme oranı yüzde 4 ten ibaret. 2002-2010 döneminde de ortalama büyüme yüzde 4,8 oldu. Büyüme temposundaki bu iyileşmeyi büyük ölçüde 2001 krizinden sonraki makroekonomik istikrara borçluyuz. Makro istikrarın devamı şart, ama hedef büyüme için yeterli değil. İç talebe dayalı büyümenin dur-kalka dayalı kısırlığını aşabilmek için büyümenin talep yönünden daha fazla ihracata, üretim yönünden de daha fazla verimlilik artışlarına dayanması gerekiyor. Üç büyük engel Türkiye ekonomisinde dengeli ve istikrarlı büyümenin önünde üç büyük engel var: İç tasarrufların yetersizliği, göreli yüksek enflasyon ve sanayinin rekabet gücü zafiyeti. Şu sıralar iç tasarrufların yüzde 11-12 gibi çok düşük düzeylere gerilediğini, cari açığın yüzde 9 lara çıkmasından kestirebiliyoruz. Tasarruflar yatırımlara yaklaşamazsa, kaçınılmaz olarak yatırımlar tasarruflara yaklaşacak. Rekabet ettiğimiz ülkelerle enflasyon farkımız hâlâ yüzde 4-5 düzeyinde. Bu fark nominal faizleri de yüksek tutuyor ve reel kur aşırı dalgalanıyor. Merkez Bankası iki arada bir derede kalmış durumda. Sanayimiz ise ancak orta düzey teknolojili mal üretebiliyor. Bu da ihracatta fiyat rekabetini dayatıyor. Bu çıkmazdan orta vadede ancak işgücü piyasasında daha fazla esneklik ve düşük maliyet, vergi sisteminde köklü reform, kamu harcamalarında da altyapı ve teknoloji yatırımlarının ağırlığını arttırarak çıkabiliriz. Uzun vadede ise eğitimde süreyi ve kaliteyi hızla arttıracak radikal reformlarla çıkabiliriz. Tabii düğmeye şu sıralar basmak koşuluyla. Bu reformların yapılacağına güveniyorsanız iyimser olabilirsiniz.