En Icten Saygilarimla. Ramazan Boztepe Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi / Almanya



Benzer belgeler
Created by Zoo Vet Ramazan Boztepe

ERASMUS+ PROGRAMI ERASMUS STAJ HAREKETLİLİĞİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

GTIP : DIGER BITKILERDEN ELDE EDILEN BITKISEL ÖZSU VE HULASALAR

Enerji Verimliliği: Yüzde 50 Çözüm

ERASMUS+ PROGRAMI ERASMUS STAJ HAREKETLİLİĞİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ

BİR BAKIŞTA SAĞLIK -AVRUPA

GTIP : FRENLER VE SERVO - FRENLER VE BUNLARIN AKSAM VE PARÇALARI

TÜRKİYE VETERİNER FAKÜLTELERİNDE YENİ BİR VİZYON YABAN HAYATI VE EKOLOJİ ANABİLİM DALI

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

FİNLANDİYA ÜLKE RAPORU

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

FRESH2007 İSTANBUL TÜRKİYE NİN ESKİ DOĞU BLOKU ÜLKELERİNE YAŞ MEYVE SEBZE VE NARENCİYE İHRACATI

HAYTAP Aciklamasi: Bakan Veysel Eroglu dogru soylemiyor, "STK" gorusleri umursanmadi... Son Güncelleme Cumartesi, 03 Kasım :40

BATMAN TİCARET BORSASI

GTIP : SERAMIKTEN MUSLUK TASI, LAVABO VE AYAKLARI, KÜVET, BIDE, PISUAR VB; DIGER

AYI (Ursus arctos) SAYIMI

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TURKISH REPUBLIC MINISTRY OF FORESTRY AND WATER AFFAIRS

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

HAZIRLAYAN GAZİANTEP SANAYİ ODASI TİCARET DAİRESİ EKİM

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

DANİMARKA ÜLKE RAPORU

ANADOLU YABAN KOYUNU

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

GTIP : Polietilen tetreflattan (PET) levha, yaprak, film, folye ve seritler

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN

ETIK RESEARCH ETİK

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2011/2012 Ekim)

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

İSTANBUL TİCARET ODASI AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ LİTVANYA ÜLKE RAPORU

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ESCMID ve Türkiye İlişkileri

TÜRKİYE GENELİ ( 2013 / 2014 OCAK-ARALIK DÖNEMİ)

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

DÜNYA, AB ve TÜRKİYE ŞEKER İSTATİSTİKLERİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

HAYVAN HAKLARI & HAYVANLARI KORUMA & VETERİNER HEKİMLERİN YASAL SORUMLULUKLARI

DÜNYA, AB ve TÜRKİYE ŞEKER İSTATİSTİKLERİ

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Katılım Öncesi Risk İletişim Semineri 6-7 Mayıs 2014 Belgrad/Sırbistan

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

Agrega (Beton, Asfalt), Çimento Hammaddeleri Madenciliği

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

GTIP 6004: ENI 30 CM.YI GEÇEN, AGIRLIK ITIBARIYLE % 5 VEYA DAHA FAZLA ELASTOMERIK IPLIK VEYA KAUÇUK IPLIK IÇEREN ÖRME MENSUCAT

01/05/ /05/2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ EŞYA TAŞIMA GEÇİŞLERİ

Hastane atıkları yönetiminde ADR Uygulaması. HÜSEYİN DİLAVER Tehlikeli madde Güvenlik Danışmanı/Eğitimcisi

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

TÜRKİYE GENELİ ( 2013 / 2014 OCAK AYI DÖNEMİ)

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2

Öğrenci Öğrenim Hareketliliği nden Yararlanma Süresi: En az 3 ay En fazla 12 ay

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Eğitimde en pahalı ülke ABD en ucuz Kazakistan

Su Yönetimi ve Ekosistem Hizmetleri Çalıştayı

MEHMET ALBAYRAK 13. BÖLGE MÜDÜR YARDIMCISI

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

AVRUPADA DİYABET HARİTASI VE GENEL PERSPEKTİF. Prof. Dr. Şehnaz Karadeniz İstanbul Bilim Üniversitesi

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

İHRACAT-İTHALAT

YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖRÜ TÜRKİYE GENELİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İSTATİSTİKLERLE TÜRKİYE TEKSTİL VE KONFEKSİYON DIŞ TİCARETİ 2006

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Almanya'da Gıda Güvenliği Denetim Sistemi

7. Uluslar Arası Süs Bitkileri, Peyzaj ve Yan Sanayileri İhtisas Fuarı

Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program/Alan Üniversite Bitirme Yılı Lisans Fizik / Fen Edebiyat / Fizik Dicle Üniversitesi 2004

Erasmus+ Programı Avrupa Birliğinin yılları arasında eğitim, gençlik ve spor alanlarında uyguladığı hibe destek programıdır.

YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖRÜ TÜRKİYE GENELİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

TÜRKİYE GENELİ ( 2012 / 2013 TEMMUZ AYI DÖNEMİ)

YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖRÜ TÜRKİYE GENELİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Federal Almanya nın Tüketici Politikası Organizasyonu Tüketici Örgütleriyle ilişkileri

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU TARAFINDAN DESTEKLENECEK SÜT ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERDE AB STANDARTLARI DENETİM FORMU

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

TÜRKİYE GENELİ ( 2013 / 2014 OCAK-ŞUBAT DÖNEMİ)

YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖRÜ TÜRKİYE GENELİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MEYVE SULARI DÜNYA TİCARETİ. Dünya İhracatı. Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Transkript:

ÖNSÖZ Ankarada Hayvanlari Koruma Dernegine ( HAYKOD ) ait bir barinakta yasiyan Ursidae ailesinden Ursus arctos syriacus cinsi 21 yasindaki disi bir Bozayi ile ilgili olarak A.P. Germany e.v. basta olmak üzere bazi hayvan koruma dernekleri, birimleri ve bir cok hayvanseverin konu hakkindaki görüs ve düsüncelerimi alma eksenli müracaatlari üzerine basta Avrupa Birligi olmak üzere uluslararasi gecerli bilimsel veri ve cözümlemelerden de yararlanarak Türkiyedeki hayvan koruma ve Hayvan Haklari eksenli tartismalara positif bir ivme kazandirmak ve tartismalarin tarafi degerli Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari aktivistlerine kendi penceremden kisa özet bir paylasimla katki sunmak istedim. Dünyada savaslarin zulüm ve katliamlarin futursuzca sergilendigi tarihlerde yani 1908 yilinda güzelim ülkemde hayvan koruma bilincinin yesermeye basladigini sanirim, bilmeyen yoktur. Ve bu cabalar Kemalist Genc Cumhuriyetin kurulusundan hemen sonra 1924 yilinda Himaye-i Hayvanat Cemiyeti adiyla resmi bir hüviyete kavustu. Kaldi ki anadolu uygarliklarindan devr aldigimiz Mitolojik Insan _ Havan iliskileri eksenli degerlerimiz dünyamizin geleceklerine isik tutabilecek nitelik ve kutsallikta iken bugün yasanan tartismalari anlamak oldukca zor. Devr aldigimiz kutsal emanetlerimizin böylesi densizce heba edilmesi bir Türkiye vatandasi veteriner hekimi olarak bir cok canli dostunda oldugu gibi beni de oldukca üzmekte ve tedirgin etmektedir. Yaklasik 3 yildir ülkemdeki hayvan ve dogayi koruma calisma ve cabalarini yakindan izlemekteyim. Ve zaman zaman konuyla ilgili görüs ve düsüncelerimi degisik vesilelerle ilgili kisi, kurum ve birimlerimizle paylastim. Fakat bugün geldigimiz nokta itibariyla tarafsizligimi dogamiz, insan ve insan disindaki tüm canlilarin yani bir bütün olarak ülkemizin gelecegi lehine bozmak zorunda oldugumu hissediyorum. Bir yandan kendi ülkelerinde bir cok canli neslinin tükenmesini önlemeyen ya da halen seyirci olanlarin (bkz.: Ek:1 Bozayi Kimligi : Bozayilarin Internasyonal Statüleri) ülkemin insanina ders vermeye kalkmasi ya da dayatmada bulunmasi temelinde cereyan eden celiskili yönelimler öbür yandan Biyodiversite calismalarinin geleceklerimizin korunmasindaki önemini kavramak istemeyen, mesela; 2009 yilinda Hatay yöresinde tespit edilen bir ceylan populasyonu olan ve uluslararasi arenada nesli tükenmekte olan Gazella lardan Gazella Gazella oldugu tespit edilen specialarin subspecia tespitlerinin yapilmasi kaygisini tasimadan hangi ismi verelim tartismalarina indirgenen yönelimlerin geldigimiz sürec itibariyla bahsi edilen yabani hayvan gruplarinin ormana birakilmis Sahipsiz sokak köpekleri ile karsi karsiya gelmeleri seklindeki traji-komik bir verikasyona evrilmesi ile sonuclanmasina seyirci kalan zihniyet ya da bir canli türünü korumak adina bir baska canli türünü yok etmeyi dayatan sözde cözüm önerileri ve benzeri anlasilmazliklarin yasandigi ülkemizde Meyvan adli 21 yasinda dönemin zorunluluklari nedeniyle humanization tehlikesine rahmen bir hayvan koruma biriminde bakima alinan bir Bozayi öznelinde yürütülen tartismalar geldigi boyut itibariyle bilimsel degerlerimizin neresindeyiz sorularini akla getirmektedir. Bahsi edilen Bozayi tartismalarinda ilgili bakanlik ve kurumlarimizin taraf olma tehlikesini yasiyor olmasi cok ciddi bir sekilde irdelenmelidir. Cünkü devlet kurumlari Kamuoyunun bir bütün (Insan, hayvan, doga ) olarak cikarlarini gözeten yasa ve yönetmeliklerine göre hareket etmek zorundadirlar. Aksi taktirde bir canlinin lehine olanin bir baskasinin aleyhine

sonuclanmasi kacinilmaz olacaktir. Ve daha da kötüsü Insan-Doga-Hayvan üclemindeki celiskileri derinlestirmek suretiyle ciddi anlamdaki geri dönülemez hasarlara yol acacaktir. Iste tam bu noktada bu tartismanin ilgili bakanliklarimiz, birimlerimiz ve kurumlarimiz basta olmak üzere tüm ilgili sivil toplum kuruluslarimizda ülkemizin geleceklerinin güvenceye alinmasi amaciyla Biyodiversitedeki Süreklilik espirisiyle canli türü cesitliligini koruma amacli Fauna ve Floramizin iyilestirilmesi calismalarina hizmet eden ve uluslararasi basarili örneklerin incelenmesi seklindeki düzenlemeleride kapsayan yeniden reorganize olmanin kapisini aralamasini umut ediyorum. Sonuc olarak güzel ülkem Türkiyemiz`e vefa borclarimizi ödeme temelinde kendi capimda katki sunmak amaciyla simdilik Bozayilar ile ilgili olarak bir cok uluslararasi kaynaktan yararlanmak suretiyle hazirladigim ve örnek olmasini ümit ettigim kisa bir ön calismayi Meyvan adli 21 yasindaki disi Bozayi sorununda cözüm olmasi ve gereginin yapilmasi dilegimle ilgi ve bilgilerinize saygilarimla arz ediyorum. En Icten Saygilarimla / Almanya..

BOZAYI (URSUS ARCTOS) Sayfa Önsöz 02 Genel Özellikleri ve Tanimi 03-04 Bozayilarda Kis Uykusu 04 Reproduktion 04-05 Sosyal Organizasyon ve Dagilimlari 05 Yasam Alanlari Ihtiyaci 06 Dogal yasam alanlari 06 Sunni yasam alanlari 06-08 Beslenme ve Gida Ekolojisi 08-09 Bozayilarin Internasyonal Statüleri 09-11 Literatur (Yararlanilan Kaynaklar) 11-16

- 2 - Önsöz Bu Inceleme ve arastirma yazisiyla Türkiyedeki ve avrupadaki bazi hayvansever grup ve bireylerin istemi üzerine Meyvan adli 21 yasindaki Bozayinin sahsinda yürütülen tartismalara özelde Bozayilar genelde ise yabani hayvan _ menegment calismalarina katki sunmak istiyorum.: Ayrica bir hayvan koruma aktivisti olarak yasanilan tartismalarin bir tarafi olmama kaygisi tasidigimi ve sadece ülkem Türkiyede ki özelde yabani hayvan genelde Hayvan Koruma calismalariyla ilgili olarak bilgi ve deneyimlerimi aktarma esprisi icinde oldugumun özellikle altini cizmek istiyorum. Bütün büyük yirtici hayvanlarda oldugu gibi Bozayilarda tekli revir sistemi özelliklerinden dolayi yasam kabiliyeti olan populasyonlar olusturmak icin oldukca büyük cografik alanlara ihtiyac duyarlar. ( en az 100 km² olmak üzere 1000 km² `nin üzeri) Bozayilar insanlarla en cok ic celiskiler yasiyan canli türleri grubundan olmalari nedeniyle zaman zaman sinirötesi cografyalara yayilma zorunluluklari ile karsilastiklari bir cok defalar tespit edilmistir. Bu nedenle bu canli türleri ile ilgili calismalarda (yasam alanlarini koruma ya da yeniden düzenleme projeleri gibi) nasyonal ve internasyonal isbirlikleri oldukca önemlidir. Ayrica yerel insan gruplari ile ilgili celiskilerini asgariye indirme yönelimleri cok dikkatli ve özenle verilendirilmelidir. Bozayilarla ilgili calisma ve projeler olusturmak isteyen kurum ya da bireyler Europarat 2000 Eylem Plani`ni ve IUCN / SSC` nin yillik raporlarini mutlak suretle incelemelidir. Bu inceleme yazisi hazirlanirken konunun uzmani kisi ve kurumlarin görüsleri birebir görüsmek suretiyle alinmis olup mümkün olan cok sayidaki kaynaktan yararlanilmistir. Bu vesile ile katkilarini esirgemeyen asagida isimleri yazili olan tüm kisi ve kurumlara ayrica tessekür etmek istiyorum. Almanya Gotha (Tierpark) Heidelberg (Tiergarten, Prof. Dr. C. Erbar) Münster (Allwetterzoo) Nürnberg (Tiergarten) Stralsund (Tierpark, Dr.C. Langner) Stuttgart (Wilhelma) Fransa Montpellier (Zoo) Israel Ramat Gan (Zoological Center Tel-Aviv) Avusturya Arbesbach (Bärenwald, Dr.S. Zederbauer)) Isvicre Goldau (Natur-und Tierpark) Türkiye Bursa (Karacabey Bozayi Reha Merkezi, Prof. Dr. N.Aytug) Macaristan

- 3 - Budapest (Zoo) Ayrica ilgili uluslararasi anlasma ve direktiflerin icerik ve tespitlerine uygunlugu oldukca önemsenmistir. Bunlardan bazilari: - EU Habitats Directive (Council Directive 92/43/EEC of 21 May 1992 on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora) - Bern Convention (Convention on the Conservation of European Wildlife and Natural Habitats / CETS No.: 104 ) - Bonn Convention (Convention on Migratory Species) - CBD (Convention on Biological Diversity) - CITES (Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and Flora) Bozayilarin basta avrupa birligi ülkeleri olmak üzere bir cok ülkedeki statulari ve ilgili calisma ve projeleride incelenmek suretiyle bir fikir jimnastigi yapilmistir ve mümkün oldugu kadar ilgili bölümlerde islenmeye calisilmistir. Bu ülkelerden bazilari: Norvec, Isvec, Finlandiya, Rusya, Estland, Litvanya, Belarus, Polonya, Slovakya, Cekoslavakya, Macaristan, Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, Fransa, Avusturya, Almanya, Italya, Isvec, Fransa, Ispanya Bu calisma ile ülkeme vefa borclarimizi ödeme temelinde faydali olabilmek dilegiyle () BOZAYI (Ursus Arctos) Genel Özellikleri ve Tanimi:: Carnivoria soyundan (ordo) Ursidae ailesinden bir memeli hayvan olan Ursus arctos avrupa kitasindan asya ve amerika kitasina kadar genis bir arazide yasam alani olusturmus ayilar olup, diversite ve ekolojik calismalarda adeta birer bilgi deposudurlar. Anatomik olarak oldukca güclü ve genis kafatasi, kisa burun, yuvarlak kulaklar, kücük gözler, kisa kuyruk (6-14cm) ve omuzlarindaki prominente olmus kambur ile karekterize vucut yapisina sahiptirler. Vucut uzunluklari 170-250 cm olup vucut yükseklilkleri 90-110 cm arasindadir. Deriyi kaplayan killari acik kahve renginden koyu kahve rengi arasi bir renk hakimtir. (Toprak rengi, bu nedenle Türkiyede Bozayi denilmektedir.) Ön bacaklarda arka bacaklara göre daha uzun olan cok hafif bükümlü ve her bir bacakta 5 tane olan pencelere sahiptir. Bozayilar cok iyi gelismis duyu sistemi (koku alma, isitme vb gibi)) sahibi olup bu sayede gida kaynaklarina (cilek, dut, palamut, findik vb gibi) ulasmada pek zorluk cekmezler. Mesela; Bozayilar ölü hayvan lesinin kokusunu 19 km lik bir mesafeden alabiliyorlar. Yine Insan seslerini 270 m lik mesafeden duyabiliyorlar. Bir ayi ile gözgöze gelmek onlarin dilinde kavga istegi olarak algilanir! Hantal görünümlü bir vucut sahibi olmalarina rahmen oldukca atilgan ve iyi birer yüzücüdürler. Tirmanma kabiliyetleri oldukca dikkat cekicidir.

- 4 - Yetiskin erkek Bozayilar disilere göre daha büyük bir vucut yapisina ve vucut agirligina sahiptirler ( : 140-320kg, : 100-200 kg) Oldukca gelismis uyum saglama kabiliyeti sahibi olan bu canli türleri bu sayede birbirinden fakli cografik özellikteki alanlarda yasabilmektedirler. Ayrica en akilli hayvanlar kategorisinde olan Bozayilar cok iyi birer ögrencidirler. Yani ögrenme kabiliyetleri oldukca gelismistir. Öyleki insan topluluklari ile yogun celiski yasadigi alanlarda gündüzleri görünmemeye oldukca özen gösterirler. Ayrica tehlike ile karsi karsiya kaldiklarinda yani kavgaya tutusmalarini gerektiren durumlarda güclü olduklarinin bilincindedirler. Bozayilar Mitolojide cok önemli rol sahibi olmalarina rahmen, gidalarin paylasimi noktasinda insanoglu ile yasadigi celiskiler nedeniyle dünyanin bir cok cografyasinda kendisini yok olmaktan kurtaramamistir. Özellikle bati ve orta avrupada sayilari yok denecek kadar azalmis durumdadir. Bozayilarda Kis Uykusu Kis uykusu boyunca yetebilecek enerji kaynagi vucut yaglarini sonbaharin son dönemlerine kadar depolayan Bozayilar 3-7 ay boyunca kis uykusu dönemi yasarlar. Bu dönem icin genellikle yerde kendilerinin kazdigi inleri ya da kaya altlarindaki bosluklari ve dogal inleri mesken secerler. Fakat bazi bölgelerde (mesela ispanya, kroatia gibi güney ülkerindeki populasyonlar) kis uykusuna yatmadiklari ve tüm yil boyunca aktif yasam sürdürdükleri gözlemlenebilmektedir. Bu durum ister istemez neden bazi bölgelerde kis uykusuna yattiklari bazilarinda yatmadiklari sorusunu akla getirmektedir. Bir cok bilim cevresinin bu anlamda ortaklastigi yanit yine gida kaynaklari eksenli sorunla direkt iliskili. Yani - Gida kaynaklari sikintisi yasayan alanlardaki Ayilar vucut reservlerini hayatta kalma payi anlaminda tassaruflu kullanmak icin vucut aktivitelerini en asgariye indirme zorunlulugundan dolayi kis uykusuna cekilmektedirler. Yani kis uykusuna yatip yatmama bireysel davranis bozuklugu degil biz insanlarin biyolojik cesitliliklerimizi hoyratca kullanmasi ile dogrudan iliskili. - Yavrulama dönemleri kis aylari oldugu ve de yavru ayilarin thermoregulasyon yetisine sahip olmamalari da benzer bir yönelime gecise neden olmaktadir. Kis uykusu dönemi genelllikle Kasim - Aralik aylarinda baslayip Nisan Mayis aylarina kadar sürmektedir. Kis uykusu esnasinda metabolik aktiviteler, vucut isilari, solunum ve nabiz frequenslari düser. Bu süre zarfinda yiyip icmezler ve de urin ve defakasyon yapmazlar. Hayatta kalmak icin vucut agirliklarinin 1/3 olan reserve vucut yaglarini kullanirlar. Ayrica disi Bozayilar bu dönemde yavrularinida sütle beslemek zorundalar. Reproduktion Bozayilar polygom canlilar olup oldukca uzun yasarlar (20-30). Cok gec ergenlik (Üreme kabiliyeti anlaminda, 4-5 yas arasi) cagina ulasirlar yani bunlar uzun bir reproduktion zyklusuna sahip canlilardir. Bir erkek birey birden fazla disi ile ciftlestigi gibi bir diside birden fazla erkekle ciftlesebilmektedir. Ciftlesme zamani genellikle Mayis Temmuz aylari arasindadir. Ciftlesme sonrasi embriyo ve blastozyst olusum ve gelisim kasim ayinin sonuna kadarki implantationa kadar sürer. Gebelik süresi 7-9 ay olmakla birlikte reel gebelik süresi 6-8 hafta

- 5 - arasinda olup ocak-subat aylarinda 1-4 arasi sayidaki 0,5 kg agirligindaki yavruyu dünyaya getirirler. Yavrular 4 aylik oluncaya kadar anne sütü ile beslenirler ve 2 yasina kadar annenin yaninda kalirlar. Bozayilardaki akraba ciftlesmeleri (inzucht, inbreeding) problemi kesinlikle gözden kacirilmamalidir. Cünkü akraba bireyler arasindaki ciftlesmelerden dogan bireylerde genetik defektler olusmakta ve böylesi bireylerin cevreye uyum kabiliyetleri önemli ölcüde olumsuz etkilenmektedir. Sosyal Organizasyon ve Dagilimlari Bozayilarin sosyal yapilari hakkinda ne yazikki halen cok az bilimsel veriye sahibiz. Ancak bu memeli canlilarin dogal ortamlarda yanliz yasamayi tercih ettiklerini biliyoruz. Sadece ciftlesme zamanlarinda revir olustururlar. Polygom canlilar olmalarina rahmen erkek bireyler genellikle ciftlestirdikleri disileri baska erkek bireyler ile paylasmama egilimi gösterirler bu da bazen erkek bireyler arasinda yaralanmalarla neticelenen kavgalaraa neden olabilmektedir. Bozayilardaki uzun süreli birlikte yasama egilimi sadece disi ayi ile yavrulari arasinda tolerire edilmektedir (yaklasik 2 yil) Ancak Bozayilarin territorial bir yasam sahibi olmadiklarini söylemek te yanlis yaklasim olmaz. Yani yeterli gida kaynaklarina sahip olunan alanlarda ayni cins ayilar beraber yasamayi tümden ret etmiyorlar. Dogal yasam alanlarinda yasiyan ayilarda saldirganlik egilimi söz konusu degil. Ancak insanlardan kaynakli yanlis bir yönelime de yanit vermekten kacinmazlar. Bu nedenle böylesi yasam alanlarinda ayilar ile karsilasmamaya özen gösterilmelidir. Cünkü insanoglunun merak egilimi ayilar tarafindan hodri meydan olarak aligilanir. Bütün diger yabani hayvanlarda oldugu gibi bozayilarda dogal ortamdan koparilip insanlarin yasam alanlarina dahil edildikleri taktirde dogal yasam tarzlarinda cogu zaman telafisi mümkün olmayan davranis ve yasam bicimi sahibi oluyorlar. Mesela uzun süre insan destegine (barinma, beslenme ihtiyaclari gibi) muhtac yasayan ayilar bir süre sonra karsisindaki insani gida kaynagi olarak algiliyor ve hatta bir adim ileri gidip karsisindaki insani gidasini koruyamayan gücsüz canli olarak görüyor. Bu durumda söz konusu bireylerde gidaya ihtiyac duyuldugu durumlarda insanlara saldirma egilimine yol aciyor. Bu nedenle böylesi yabani hayvan bireylerini in situ (tekrar dogal yasama dahil etme) programlarina dahil etmek söz konusu bireyin ölüm emrini vermek ya da baska canlilara zarar vermelerine göz yummak olarak algilanmalidir. Yabani hayvanlar yabani hayata kalmalidir ve onlari yabani hayattan koparmak öldürmek ile es anlamlidir. Burada sunun altini sanirim cizmek gerekir; dogal yasam alanlari bozulmus diger yirtici bir cok yabani hayvan gibi ayilarda gida kaynagi bulma sikintisina düstükleri zaman insan topluluklarinin yasadigi alanlara gelme egilimi gösterirler bu da beraberinde karsilikli celiski ve catismaara neden olur bu nedenle yabani hayvan projeleri her anlamda bireysel veri ve calismalara dayandirilmalidir. Yasam Alanlari Ihtiyaci Bu baslik altinda yabani hayvanlarla ilgili önemli bazi organizasyonlarin (WAZA, EAZA, AZA, ARAZPA, PAAZAB, SEAZA) yaptigi calisma ve projeler incelenmeye calisilmistir. Ayrica bozayilarin bir cok ülkede (avusturya, almanya gibi) hayvanat bahcesi disindaki birimlerde de bakilmasina izin verildigini ve özellikleyabani hayvanlarin insan

- 6 - kontrollerindeki bakim ve beslemelerinin oldukca karisik ve komplex bir alan oldugu ve konu ile ilgili yasa ve yönetmeliklerdede ülkeden ülkeye degisen yetmezliklerin mevcutiyetinide bu vesile ile zikr etmek gerekir. Günümüz gercekliklerinden hareketle Bozayilardaki yasam alani ihtiyaclarini iki kategoride ele almanin daha anlasilir ve dogru olacagini düsünüyorum. 1.Dogal yasam alanlari 2. Sunni yasam alanlari 1.Dogal yasam alanlari Bozayilar degisik cevre sartlarina uyum yetenekleri nedeniyle oldukca fakli cografik yapidaki alanlarda yasamaktadirlar. Daha az insan eli degmis ormanlar ve benzeri alanlar en cok tercih edilen yasam alanlaridir. Bozayilarin yasam alani secimlerinde üc önemli kriter göz önüne alinir Bunlar önem sirasina göre: 1) Gida Kaynaklarinca Zengin Olusu 2) Arazinin Kacis ve Yer Degistirmeye Elverisli Olusu 3) Arazinin Topografik Yapisi Bu 3 madde baska bir arastirma konusu oldugu icin burada ayrintisini veremeyecegim. 2. Sunni yasam alanlari (daha cok hayvanat bahceleri, hayvan bakim evleri, safariler, rehabilitasyon merkezleri, botanik bahceleri vb benzeri alanlarda) Böylesi zoraki ya da mecburi yasam alanlarinda gerek ulusal ve gerekse internasyonal bir cok yönetmelik ve direktiflerle asgari ihtiyaclar temelinde bir takim düzenlemelere gidilmistir. Ben burada daha cok Avrupa Birligi ülkelerinin kendi ulusal programlarina uyarladiklari AB normlarini vermekle yetinecegim. Avrupa birligi üyesi her ülke bu anlamdaki yasa ve yönetmeliklerini CITES ya da ABdirektivlerine uyarlamak zorundadir. Türkiyede AB üyesi olmak isteyen bir ülke oldugu icin AB normlarini bu anlamda referans aldim. Bunlardan bazilari; - Regulation (EC) No 338/97, published in the Official Journal EC No. L 320.( EC Regulation 407/2009 Annex is the current list of EC Regulation 338/97 and includes all of CITES-listed species and their attachments (protective categories).) Objective of EC Regulation 338/97 is the protection and conservation of wild fauna and flora by regulating trade with them to ensure accordance with the Washington Convention CITES. It provides the framework law and governs the trade within the EU and trade between EU and third countries, including the procedures and documents needed. - Regulation (EC) No 865/2006, published in the Official Journal EC No. L 250 / 1 (EC Regulation 865/2006 was amended by EC Regulation 100/2008.)

- 7 - The EC Regulation 865/2006, the detailed implementation rules for the EC Regulation 338/97 sets out the aims at the more practical aspects of the regulation of trade with endangered animal and plant species. - Directive 91/628/EEC of 19 November 1991 on the protection of animals during transport, in adapting Directives 90/425/EEC and 91/496/EEC - Regulation (EC) No 1 / 2005 of 22 December 2004 on protection during transport and related events and in adapting Directive 64/432/EEC and Regulation (EC) No 1255/97, shall enter into force in 2007 - Directive 1999/22/EC of 29 March 1999 in relation to the keeping of wild animals in zoos - Year 2004, Issued on 17 December 2004, Part II, 486 Regulation: 2 Livestock regulation, Austria Yabani hayvan bakim ve beslemesi ile yükümlü kisi ve kuruluslar ilgili yasa ve yönetmeliklerin geregini yerine getirmek mecburiyetindedirler. Ve asagidaki hususlara azami itinayi göstermelidirler: - Bakim ve koruma altindaki hayvanlarin bakim ve beslenmeleri ile ilgili olarak hayvanin aci ve izdirap cekmesi ve zarara ugramasina ve de korku ve endise yasamasina neden olabilecek degisikliklerden kacinilmalidir. - Yakalama ve benzeri gereklilikler mutlak suretle uzman kisilerce yapilmalidir. - bakim kosullari, bicimi ve bakildigi yer hayvanin biyolojik ihtiyaclarina yanit vermelidir. - Hayvanin saklanma ve dinlenme ihtiyaci göz önüne alinmalidir. - Hayvanin yasadigi yerdeki zemin hayvanin cinsi ihtiyaclarina uygunluguna dikkat edilmelidir. Ahir ve cevre gibi alanlar icin kullanilan material yaralanmalarina neden olmayacak nitelikte olmalidir. - Yasam alanlarinin büyüklügü, hacmi vb gibi kriterler ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun olmalidir. - Himaye edilen hayvanin sahlik kontrolleri bir veteriner hekim tarafindan düzenli periyotlarla kontrol edilmelidir. - Gereksiz hayvan ölümleri engellenmeli ve izdirap cekmemeleri icin gerekli önlemleri almalidirlar. - Hayvanlarin kacisini engellemek suretiyle yerel Flora ve Faunanin olumsuz etkilenmemesi icin her türlü önlemi almalidirlar - Zoonos hastaliklarin önlenmesi icin gerekli tedbirleri almalidirlar - Yukaridaki yönetmelik ve direktiflere göre belirlenmis kriterlere göre kapali alanlarda tutulma zorunlulugu olan Bozayilarla ilgili olarak istenilen asgari sartlar kisaca asagidaki tablodaki gibidir.

- 8 - Hayvanin adi Hayvan Sayisi Asgari dis alan hacmi Bozayi (Ursus arctos) Istenilen ek hususlar: 2 150 m² (avusturya) 200 m² (Almanya) 500 Asgari dinlenme alani hacmi (Mesela: Box basina) 6 m² 20 m² Ilave edilecek her bir birey icin asgari hacim -Bozayilarin bakim ve beslenmesi icin ilgili kurumlardan izin alinmasi mecburidir. - Yasam alanlarindaki zemin ihtiyac halinde hayvan tarafindan islenebilirliligine dikkat edilmelidir yani dogal olmalidir (saklanma, dinlenme, kis uykusu yerinin kendisince belirlenmesi özgürlügü) - Tirmanma imkani verecek agac dallari ve kaya bezeri imkanlar mevcut olmalidir.yok Tirmanma dallari hayvana tutma (kavrama organi) olanagi sagliyacak kalinlikta olmalidir - Hayvanin ihtiyac dahilinde izole edilebilcegi ek alani olmalidir - Yasam alaninda hayvanin can sikintisini giderecek arac ve gerecler mevcut olmalidir. (Salincik ipleri, Saman yiginlari, plastik ficilar ve benzeri gibi). Ayrica Yemlerin zaman zaman saklanarak verilecegi uygunluktaki tedbir alinmis olmalidir. - Yikanma Yüzme gibi ihtiyaclari giderecek önlemler alinmis olmalidir. Beslenme ve Gida Ekolojisi Bozayilar diger büyük yirtici hayvanlar gibi oldukca basit bir sindirim sitemine sahiptir. Bozayilarda sellulozun mikroorganizmalar tarafindan sindirildigi yer olan kör bagirsak yoktur. Ancak uzunluklari 7-10 m olan bagirsak özellikleri sayesinde. bitkisel gidalardaki protein, nisasta ve karbonhidratlari oldukca iyi degerlendirirler. Bunlardaki dis sayisi 42 tanedir (3/3-1/1-4/4-2/3). Bunlardaki molar disler (cigneme disleri) genis ve düz kron özelliginde oldugu icin özellikle bitkisel gidalarin islenmesinde ve oldukca büyük olan kesici disler ise özellikle savunma ve avini parcalama isine yaramaktadir. Bozayilar aldiklari gida miktarinin mevsimsel degisiklik göstermesi nedeniyle bunlarin biyokimyasal ve fizyolojik olarak üc ana devrede ele alinmasini gerektirmektedir. - Ilkbahar devresi: En az gida tüketilen devre (hypophagia) - Yaz Devresi: Normal miktarlarda gida tüketilen devre - Sonbahar Devresi En cok gida tüketilen devre (Hyperphagie) Aldiklari gidalarda cesitlerine göre su sekilde gruplandirilabilir: - Yesil Vegetation (% 75):ot ve yesil sebzeler, meyveler, dut, cilek, palamut (quercus), kozalagi, (fagus), kestane, findik (corylus), erik (prunus), elma (malus), armut (pyrus), mantar - Hayvansal gidalar (% 25): geyik yavrulari (alces alces), kücük memeli evcil hayvanlar (koyun, keci ve benzeri gibi), karinca, yaban arisi gibi hymenopterler, ölü hayvan lesleri, balik

- 9 - Bozayilarin Internasyonal Statüleri Diger bir cok büyük yirtici hayvanda oldugu gibi Bozayilarda Insan topluluklari ile yasadiklari cikar catismalarindan dolayi ne yazikki dünyanin bir cok cografyasinda yasam alanlarini kaybetmis durumdalar. Bu nedenledir ki bir cok alanda nesilleri tükendi ya da tükenmek üzeridir. En cok celiskinin yasandigi alanlar: - Bag Bahce vb alanlara gida kaynagi olarak yararlanmak isteyen ayilarin verdigi zarar! Temelinde insan topluluklarinca cezalandirmalari - Insanlar icin gida kaynagi olarak yetistirilen evcil hayvan populasyonlarinin ayilar tarafindan zaman zaman zarar görmesi. - Turistik ve avlama amacli yönelimler Biyodiversitenin devamliligini saglamak icin ekolojik dengelerin korunmasi bilinciyle basta türlerin cesitliligi konusu olmak üzere yeryüzündeki flora ve faunanin iyilestirilmesi calismalari eksenli projeler bir cok etkin uluslararasi birim ve organizasyon tarafindan yürütülmektedir. Tabiki bütün bunlarin geleceklerimizin korunmasi icin acil eylem planlari olarak görülmesi gerekmektedir. Bozayilarin internasyonal statülerini örneklendirmek gerekirse: - IUCN (International Union for the Conservation of Nature): Dünya dagayi koruma birligi uzun süreli proje kapsaminda Bozayilari varliklari tehlikedeki canlilar listesine alip avusturyada varlilarini koruma calismalarini baslatmistir. - CITES (Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and Flora): Tüerlerin korunmasi cercevesinde Bozayilar bu anlasmanin ilgili maddeleri geregi Ek II protokolüne dahil edilmistir. - FFH Richtlinien: Bu cercevede Bozayilar Ek Protokol II listesine alinmislardir. Bütün bu uluslararasi baglayciligi olan anlasma ve protokoller elbetteki dünyadaki tek tek ülkelerin populasyon durumlarina göre ilgili yönetmeliklerle ek hususlarida icermektedir. Mesela: Almanya ve isvicrede nesli tükenmis canlilar listesinde yer alirken Italya ve Avusturyada nesli tükenme tehlikesi yasiyan türler listesine alinmislardir. Bazi Avrupa ülkerindeki Bozayilarin yasal statüleri ve menecmentleri asagidaki gibi siralanabilir: Norvec: korunan türler listesinde yer almaktadir. Uygulamada gevseklilkler halen giderilmis degil Isvicre: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak bazi alanlarda atesli silahlarla öldürülmelerine halen izin verilmektedir.. Finlandiya:korunan türler listesinde yer almaktadir, Estonya: korunan türler listesinde yer almaktadir Litvanya: siki korunan türler listesinde Polanya: siki korunan türler listesinde Romanya: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak avlama amacli öldürülmelerine halen izin verilmektedir.. Slovakya: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak avlama amacli öldürülmelerine

- 10 - halen izin verilmektedir.. Cekoslavakya: siki korunan türler listesinde Macaristan: Nesilleri tükendi Sirbistan: siki korunan türler listesinde Bulgaristan: siki korunan türler listesinde Yunanistan: siki korunan türler listesinde Makadonya: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak avlama amacli öldürülmelerine halen izin verilmektedir.. Arnavutluk: siki korunan türler listesinde Avusturya: siki korunan türler listesinde Almanya: siki korunan türler listesinde Isvec: siki korunan türler listesinde Italya: siki korunan türler listesinde Fransa: siki korunan türler listesinde Ispanya: siki korunan türler listesinde Bazi menegment örnekleri ise söyle siralanabilir: BAFU Projesi: Isvicre WWW- Projesi: Avusturya Yellowstone: Amerika EuroNatur: Ispanya Karacebey Bozayi Merkezi: Türkiye Bozayialrin yasma alanlarini kaybetme temelinde yok olma tehlikesi yasamalarinda etkin en önemli bazi nedenler ise sunlardir: - Uluslararasi kamuoyunun genelde büyük yirtici hayvanlar özelde Ayilar ile ilgili bilgi yetersizligi ya da yasadigi bilgi kirliligi - Dogamizin insan egoismi eksenli tahrip olmasi nedeniyle zor durumda kalan Yabani hayvanlarin yasamak icin yerlesim alanlarina yakin yerlerde mesken tutmak suretiyle gida kaynaklarina ulasma gayretleri sirasinda insan ile karsi karsiya kalmasi ve bu durumun yol actigi insan ölümleri - Yasal öldürmler!!! - Yasadisi öldürmeler? - Tarfik kazalari - Vb gibi Yukarida bahsettigim uluslararasi yasal düzenlemelere rahmen siki korumaya alinan ülkelerde bile Bozayi öldürme haberlerini ne yazikki avrupanin merkezleride halen duymakta oldugumuz realitesininde altini cizerek belirtmek istiyorum. Literatur (Yararlanilan Kaynaklar) Bernd Brunner: Eine kurze Geschichte der Bären. Claassen, Berlin 2005, ISBN 3-546-00395-0

- 11 - Igor Chestin: Der Braunbär. Neue Brehm-Bücherei. Bd 633. Westarp, Magdeburg 1996, ISBN 3-89432-494-5 Maria Pasitschniak-Arts: Ursus arctos. in: Mammalian Species. American Society of Mammalogists, Washington DC, Nr. 439, S.1 10. ISSN 0076-3519 Adamic, M. 2005: Slovenia, the carnivore bridge between the Alps and Dinara-Pindus mountians - will it sustain? In: Report of the Seminar on Transboundary Management of Large Carnivore Populations. Osilnica, Slovenia, 15-17 April 2005. T-PVS (2005) 10, Council of Europe: 51-53. Andersen, R., Linnell, J.D.C., Hustad, H. & Brainerd, S.M. (Eds.) 2004: Large predators and human communities in Norway - A guide to coexistence in the 21st century.nina Temahefte 25: 1-48 Andersone, Z. & Ozolins, J. 2004: Public perception of large carnivores in Latvia. Ursus 15: 181-197. Antoniou, V., Tsoukali, H. & Mertzanis, G. 1998: Toxic substances and the brown bear. Bul. of Int. Assoc.of For. Toxicologists 18(4): 7. Bayerisches Staatsministerium für Umwelt, Gesundheit und Verbraucherschutz. 2007: Managementplan Braunbären in Bayern - Stufe I. München, 16 pp. Bellemain, E., Swenson, J. E., Tallmon, D., Brunberg, S. & Taberlet, P. 2005: Estimating Population Size of Elusive Animals with DNA from Hunter-Collected Feces: Four Methods for Brown Bears. Conservation Biology 19: 150-161. Chestin, I.E. 1994: Some comments on different methods of counting brown bear, Ursus arctos L., 1758, populations used in the former USSR. International Conference on Bear Research and Management 9: 295-300. Committee for the elaboration of The Brown Bear Management Plan for The Republic of Croatia, 2005: Brown Bear Management Plan for The Republic of Croatia. Ministry of Agriculture, Forestry and Water Mangement, Department for Hunting & Ministry of Culture, Department for Nature Protection: 1-91. Danilov, P.I. 1995: Biotopical distribution of brown bear and required composition of biotops for it in European Taiga. International Conference on Bear Research and Management 9: 616.

- 12 - Dupré, E., Genovesi, P. & Pedrotti, L. 2000: Feasibility study for the reintroduction of the Brown bear (Ursus arctos) in the Italian Central Alps. Biol. Cons. Fauna 105: 1-96 Farmer, L., Brewerton, N. & Rankine, C. (Eds.). 1999: Europe s carnivores A conservation challenge for the 21st century. WWF UK Report, February 1999: 1-28. Fedotov, V. 2000: In: Group of experts on large carnivore conservation, pp. 67-74. Council of Europe T-PVS (2000) 33, Strasbourg. Frackowiak, W. 1997: Diet and food habits of the brown bear (Ursus arctos L.) in Polish eastern Carpathians. Journal of Wildlife Research 2: 154-160. Frkovic, A., Huber, D. & Kusak, J. 2001: Brown bear litter sizes in Croatia. Ursus 12: 103-106. Gerstl, N., Laass, J., Rauer, G., Striebel, B., Elmauer, K., Gutleb, B. & Wagner, W. 2005: Managementplan Bär Österreich überarbeitete Version 2005. WWF Österreich, Wien. 52 pp. Große, C., Kaczensky, P. & Knauer, F. 2003: Ants: a food source sought by Slovenian brown bears (Ursus arctos)? Canadian Journal of Zoology 81(12): 1996-2005. Gula, R. & Frackowiak, W. 1996: Status and conservation of brown bears in Poland. Journal of Wildlife Research 1: 221-223. Kanellopoulous, N., Mertzanis, G., Korakis, G. & Panagiotopoulou, M. 2006: Selective habitat use by brown bear (Ursus arctos, L.) in northern Pindos, Greece. Journal of Biological Research 5: 23-33. Kaczensky, P., Blazic, M. & Gossow, H. 2004: Public attitudes towards brown bears (Ursus arctos) in Slovenia. Biological Conservation 118 (5): 661-674. Kaczensky, P., Huber, D., Knauer, F., Roth, H., Wagner, A. & Kusak, J. 2006: Activity patterns of brown bears (Ursus arctos) in Slovenia and Croatia. Journal of Zoology 269: 474-485. Knauer, F., Kaczensky, P. & Rauer, G. 2001: Modell 3: Ein Habitat- und Ausbreitungsmodell für Bären in den Ostalpen. In: G. Rauer, P. Aubrecht, B. Gutleb, P. Kaczensky, F. Knauer, C. Plutzar, L. Slotta-

- 13 - Bachmayr, C. Walzer and A. Zedrosser, Der Braunbär in Österreich II. Monographien 110: 45-52, Federal Environment Agency, Vienna, Austria. Kojola, I., Danilov, P., Laitala, H.-M., Belkin, V. & Yakimov, A. 2003: Brown bear population structure in core and periphery: analysis of hunting statistics from Russian Karelia and Finland. Ursus 14 (1): 17-20. Kojola, I., Hallikainen, V., Nygren, T., Pesonen, M. & Ruusila, V. 2006: Recent trends and harvest in Finland s brown bear population. Ursus 17 (2): 159-164. Kozlo, P.G. 1993: Brown bear in Belarus: status analysis, ecology and probems related to species protection. In: Bears of Russia and adjacent countries - state of populations. Proceedings of the 6th Conference of Specialists studying bears, Vol. Volume 1, pp. 103-114. Central Forest Reserve, Moscow. Kusak, J. & Huber, D. 1998: Brown bear habitat quality in Gorski kotar, Croatia. Ursus 10: 281-291. Kusak, J., Baric Rafaj, R., Žvorc, Z., Huber, D., Foršek, J., Bedrica, L. & Mrljak, V. 2005: Effects of sex, age, body mass and capturing method on hematologic values of brown bears in Croatia. Journal of Wildlife Diseases 41(4): 843-847. Länderübergreifende Koordinierungsstelle für Bärenfragen 2005: Bears in Austria a Management Plan. WWF Austria, Vienna. Linnell, J.D.C. & Brøseth, H. 2003: Compensation for large carnivore depredation of domestic sheep 1994-2001. Carnivore Damage Prevention News 6: 11-13. Majic, A. 2003: Human Dimensions in Brown Bear Management Attitudes toward and beliefs about brown bears in Croatia: Descriptive analysis of the survey results. Report :1-61. Manel, S., Bellemain, E., Swenson, J.E. & François, O. 2004: Assumed and inferred spatial structure of populations: the Scandinavian brown bears revisited. Molecular Ecology 13: 1327-1331. Medvedev, N. 1999: Levels of heavy metals in Karelian wildlife, 1989-91. Environmental Monitoring and Assessment 56: 177-193.

- 14 - Mertzanis et al. 2002: Movements, activity patterns and home range of the brown bear (Ursus arctos L.) in Rodopi mountain range, Greece. Belg. J. of Zool. 135(2): 217-221. Mertzanis, G., Isaak, I., Mavridis, Av.,Nikolaou, Ol., Riegler, S., Riegler, Ar. & Tragos, Ath. 2005: Movements, activity patterns and home range of the brown bear (Ursus arctos L.) in Rodopi mountain range, Greece. Belg. J. of Zool., 135 (2): 217-221. Mertzanis, G., KallimanisAth. S., Kanellopoulos, N., Sgardelis, St., Tragos, Ath. & Aravidis, I. 2006: Brown bear (Ursus arctos, L.) habitat use patterns in two regions of northern Pindos. Journal of Natural History. (submitted) Ministry of Agriculture and Forestry 1996: Management of bear, wolf, wolverine and lynx in Finland. Ministry of Agriculture and Forestry 6a/1996, Helsinki. Petram, W., Knauer, F. & Kaczensky, P. 2004: Human influence on the choice of winter dens by European brown bears. Biological Conservation 119 (1): 129-136. Posillico, M., Meriggi, A., Pagnin, E., Lovari, S. & Russo, L. 2004: A habitat model for brown bear conservation and land use planning in the central Apennines. Biol. Conserv. 118 (2): 41-150. Rauer, G., Laass, J. & Striebel, B. 2005: Der Braunbär in Österreich III. Aktueller Status, Lebensraum und Strategien für die Zukunft. Report, REP-0014. Umweltbundesamt, Wien. 65 pp. Rauer, J., Kaczensky, P. & Knauer, F. 2003: Experiences with aversive conditioning of habituated brown bears in Austria and other European countries. Ursus 14 (2): 215 224. Rigg, R. 2005: Status of brown bears in the Ukraine. International Bear News 14: 20. Saarma, U., Ho, S.Y.W., Pybus, O.G., Kaljuste, M., Tumanov, I.L., Kojola, I., Vorobiev, A.A., Markov, N.I., Saveljev, A.P., Valdmann, H., Lyapunova, E.A., Abramov, A.V., Männil, P., Korsten, M., Vulla, E., Pazetnov, S.V., Pazetnov, V.S., Putchkovskiy, S.V. & Rokov, A.M. 2007: Mitogenetic structure of brown bears (Ursus arctos L.) in northeastern Europe and a new time frame for the formation of Europan brown bear lineages. Molecular Ecology 16: 401-413.

- 15 - Saarma, U. & Kojola, I. 2007: Matrilineal genetic structure of the brown bear population in Finland. Ursus 18: 30-37. Salvatori, V., Okarma, H., Ionescu, O., Dovhanych, Y., Findo, S. & Boitani, L. 2002: Hunting legislation in the Carpathian Mountains: implications for the conservation and management of large carnivores. Wildlife Biology 8: 3-10. Spitzenberger, F. 2005: Rote Liste der Säugetiere Österreichs (Mammalia). pp. 45-62 in: Rote Listen gefährdeter Tiere Österreichs. Grüne Reihe des Lebensministeriums, Bd. 14/1, Böhlau Verlag, Wien. Swenson, J. E. 1999: Does hunting affect the behavior of brown bears in Eurasia? Ursus 11: 157-162. Swenson, J. E. 2003: Implications of sexually selected infanticide for hunting of large carnivores. Pages 171-189 in M. Festa-Bianchet & M. Apollonio, editors. Animal Behavior and Wildlife Management. Island Press, Washington. Swenson, J. E., Sandegren, F., Söderberg, A., Bjärvall, A., Franzén, R. & Wabakken, P. 1997: Infanticide caused by hunting of male bears. Nature 386: 450-451. Swenson, J. E., Sandegren, F., Bjärvall, A., & Wabakken, P. 1998: Living with success: research needs for an expanding brown bear population. Ursus, International Conference on Bear Reserach and Management, 10: 17-23. Swenson, J. E., Sandegren, F. & Söderberg, A. 1998: Geographic expansion of an increasing brown bear population: evidence for presaturation dispersal. Journal of Animal Ecology 67: 819-826. Swenson, J. E., Sandegren, F., Soderberg, A., Heim, M., Sørensen, O.J., Bjarvall, A., Franzen, R., Wikan, S. & Wabakken, P. 1999: Interactions between brown bears and humans in Scandinavia. Biosphere Conservation 2: 1-9. Swenson, J.E., Gerstl, N., Dahle, B. & Zedrosser, A. (eds) 2000: Action Plan for Conservation of the Brown Bear (Ursus arctos) in Europe. Nature and environment, 114: 1-69. Council of Europe, Strasbourg. Swenson, J. E., Dahle, B. & Sandegren, F. 2001: Intraspecific predation in Scandinavian brown bears older than cubs-of-the-year. Ursus 12: 81-92.

- 16 - Swenson, J. E., Sandegren, F., Brunberg, S. & P. Segerström, P. 2001: Factors associated with loss of brown bear cubs in Sweden. Ursus 12: 69-80. Tallmon, D.A., Bellemain, E., Swenson, J.E. & Taberlet, P. 2004: Genetic monitoring of Scandianvian brown bear: effective population size and immigration. Journal of Wildlife Management 68: 960-965. Vaisfeld, M.A. & Pazhetnov, V.S. 1995: Bear-human conflicts in developed landscapes of European Russia. International Conference on Bear Research and Management 9: 332-337. Valdmann, H., Saarma, U. & Karis, A. 2001: The brown bear population of Estonia: current status and requirements for management. Ursus 12: 31-36. Waits, L., Taberlet, P., Swenson, J.E., Sandegren, F. & Franzén, R. 2000: Nuclear DNA microsatellite analysis of genetic diversity and gene flow in the Scandinavian brown bear (Ursus arctos). Mol. Ecol. 9: 421-431. Wiegand, T., Knauer, F., Kaczensky, P. & Naves, J. 2004: Expansion of brown bears (Ursus arctos) into the eastern Alps: a spatially explicit population model. Biodiversity and Conservation 13: 79 114. Wiegand, T., Revilla, E. & Knauer, F. 2004: Dealing with uncertainty in spatially explicit population models. Biodiversity and Conservation 13: 53-78. WWF Austria 2005: Final report of genetic monitoring 2005. Bear Newsletter No. 3/2005, 4 pp. Zedrosser, A., Gerstl, N., & Rauer, G. 1999. Brown bears in Austria - 10 years of Conservation and Actions for the Future. Monographien, Band M-117. Umweltbundesamt (Federal Environment Agency), Wien, 42 pp. Zedrosser, A., Rauer, G. & Kruckenhauser, L. 2004: Early primiparity in brown bears. Acta Theriologica 49 (3): 427-432.

Ankarada Hayvanlari Koruma Dernegine ( HAYKOD ) ait bir barinakta yasiyan Ursidae ailesinden Ursus arctos syriacus cinsi 21 yasindaki disi bir Bozayi ile ilgili olarak A.P. Germany e.v. basta olmak üzere bazi hayvan koruma dernekleri, birimleri ve bir cok hayvanseverin konu hakkindaki görüs ve düsüncelerimi alma eksenli müracaatlari üzerine basta Avrupa Birligi olmak üzere uluslararasi gecerli bilimsel veri ve cözümlemelerden de yararlanarak Türkiyedeki hayvan koruma ve Hayvan Haklari eksenli tartismalara positif bir ivme kazandirmak ve tartismalarin tarafi degerli Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari aktivistlerine kendi penceremden kisa özet bir paylasimla katki sunmak istedim. Bahsi edilen Bozayi sahsinda yürütülen tartismalar elbetteki söz konusu bireyin yasam kalitesinin artirilmasi gibi önemli ve degerli bir yönelimi icermektedir. Ancak tartismalarin dili ve yönelimleri daha önce yasanmis benzeri eylemliliklerde de tespit edilebilecegi gibi gercekte uluslararasi platformlarda yasanan tartismali ortamin Türkiye versiyonu olarak ta görülebilmelidir. Sayin Prof.Dr. Nilüfer Aytug Hocamizin bahsi edilen Bozayi sahsinda hazirladigi 28.09.2009 tarihli ve B.30.2.ULU.0.23.00.00/020/1514 sayili raporunda Hayvan Refahi`nin realise edilebilirligi hayvanin türü ve cinsinin biyolojik ihtiyaclari temelindeki bir yaklasimla mümkündür anlamina gelen tespitleri isvecli ünlü Biyolog Prof.Dr. H. Würbel Hocamin Biyolojik Ihtiyaclar Temelindeki Hayvan Koruma perspektifinden ayri olarak ele almak bilime tezat düsmek olacaktir ve Biyodiversite anlamindaki yok oluslarimiza prim vermek anlamina gelecektir. Hayvanlara Özgürlük bicimindeki sloganlari icsellestirmis hayvan haklari savunucusu kurum. birim, dernek ve bireylerin cikislarini Her Bir Hayvansever Haksizliga Ugrayan Hayvanlarin Avukatligini Yaptigi Sürece bu anlamda geleceklerimiz güvenceye alinmis olacaktir seklindeki uluslararasi belirlemelerden izole etmek Barislar ve Savaslar anlamindaki yikimlari / ya da yeniden var olmalari anlamama olarak algilanmalidir. Hayvanlari korumak icin Ahlaki ve Moral Degerleri öne cikarmaya calisan Hayvan koruma birim, dernek ve bireylerin cikislarini Hayvan ve Ethik, Hayvan ve Sosyoloji, Hayvan ve Theoloji... benzeri uluslararasi tartismalardan ayri düsünmek iki yüzlülük olacaktir. Ve Yasadigimiz cografyaya bu anlamda haksizlik olacaktir. Iste bahsini ettigim bu ve benzeri nedenlerden dolayi Bozayi öznelindeki tartismalari anlamak ve bahsi edilen birey sahsinda cözümlemelere gitmek icin olup bitenleri global konjektürde anlamaya calismak ve realise edilebilirlilikler anlaminda diversikativ analiz ve projelere evriltilebilecek mental durumlari yaratabilecek bilinc ve suura (conscientia) erisime hizmet edecek tartismalara kapiyi aralamak gerekiyor. Daha cok eldeki veriler eksenli olarak yapmaya calistigim analiz ve tespitlerde cözüm anlaminda sonuca ulasmak icin: Kullanilan Metodlar: - Verifikasyon (empirismus, positivismus) Falsifikasyon Metodu : Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari ile ilgili analizlerde kullandim. cünkü böylesi yönelimler bilimsel gelisimlere paralel olarak reorganize olma durumundaki fikir akimlaridir. - Elestirel Rasyonalismus Metodu: Kamu Birimleri (Orman ve Cevre Bakanligi vb gibi) ile ilgili analizlerde kullandim. Cünkü buradaki düzenlemeler ve islevsellikler belli bir yasal cerceveye sahip olmalidir ve her bir eylemsellige (yasam hakki gibi) esit durmak zorundadir Kullanilan Araclar: - Deduktif Araclar. Gözlem ve Tecrübe...

- Induktif Araclar: Tartismalardaki Paradoxlar... (Her iki taraf haklidir ve / ya da her iki taraf haksizdir) - Abduktif Araclar. Geleneksel ve Klasik Mantik cercevesinde kabul gören dogrular / yanlislar esas alinarak sonuca gitme mantigi arac olarak kullanildi. Genel anlamda ele alinan konular: - Türkiyede Hayvan Koruma - Türkiyede Hayvan Haklari Tartismalarda yer alan taraflar olarak : - Hayvanlari Koruma Dernegi HAYKOD sahsinda Hayvan Koruma Aktivistleri - Hayvan Haklari Federasyonu sahsinda HAYTAP Hayvan Haklari Savunuculari - Karacebey Bozayi Rehabilitasyon Merkezi ve Cevre ve Orman Bakanligi ve Ilgili Birimleri Amac : Haykod adli dernege ait bir barinakta yasiyan 21 yasindaki disi bir Bozayi sahsinda yürütülen yabani hayvan menegment tartismalarinda ulusal perspektifleri yakalama esprisinden hareketle bahsi edilen bireyin Nerede yasamalidir? sorusuna yanit bulmak. Bu makalemle anlasilmayi kolaylastirmayi hedefledigimi ve bu nedenle amaci asmama anlaminda ilgili konularin sadece genel basliklar anlaminda verilmeye calisildiginin göz önünde bulundurulmasi gerektiginin altini özellikle cizmek istiyorum. Bildiginiz gibi islenen her bir konu basligi (hayvan koruma gibi) ve olgu (biyolojik davranislar gibi) basli basina birer arastirma konusu olup yüzyillardir tartisila gelen ve bir cok bilinmezligi iceren bilim kollaridir. Türkiyede Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari : Dünyada savaslarin zulüm ve katliamlarin futursuzca sergilendigi tarihlerde yani 1908 yilinda güzelim ülkemde hayvan koruma bilincinin yesermeye basladigini sanirim, bilmeyen yoktur. Ve bu cabalar Kemalist Genc Cumhuriyetin kurulusundan hemen sonra 1924 yilinda Himaye-i Hayvanat Cemiyeti adiyla resmi bir hüviyete kavustu. Daha sonraki yillarda 1955 yilinda Hayvanlari Koruma Dernegi (HAYKOD) kuruldu ve Türkiyedeki ilk Hayvan Barinagini kurdu. Ancak Avrupanin almanya ve ingiltereden sonra en eski hayvan koruma calismalarina ev sahipligi yapmis ülkemde su an yasananlar her bir ülke vatandasinin icini sizlatmalidir. Daha bir kac on sene önce kurulmus avrupai benzer örgütlenmeler basta üniversiteler olmak üzere devletlerin ilgili kurumlarinca uluslararasi önemli proje ve calismalar öznelinde öncülük anlaminda desteklenirken ve bahsi edilen dernekler bilim adamlarinin arastirmalarina konu olmaya devam ederken bizler bu anlamdaki miraslarimiza nasil yaklasiyoruzun yanitini bile arama geregi duymuyoruz! Ekolojik dengelerin gelecekleri yok etme anlaminda hoyratca alt üst oldugu günümüz dünyasinda bu yönlü calismalara yönelmeyen toplumlarin yasama sansi varmidir? Sorusu bilimsel oldugu kadar ethik sorumluluklar anlamindada üzerinde durulmasi gereken bir konu oldugu kadar bütün modern gelismis ülkelerin öncelikleri arasinda yerini aldigi gercegini herkesin bilince cikarmasi gerekiyor. Yani Hayvan-Insan-Doga üclemindeki realiteleri anlamak gerekiyor. Ki ancak bu sekilde gelecek güvencemiz olan Biyodiversitedeki Süreklilik ilkler anlaminda bilinclerimizde kavramsallasir. Iste tam bu noktada Hayvan Koruma olgusal bir icerik kazanacaktir. Ancak ülkemdeki hayvan insan eksenli tartismalarda uluslararasi kilit olgular bile teget gecilmektedir.

Bir ulusun büyüklügü hayvanlara verdigi deger ile ölcülür (M.Gandii, Hindistan) tespitinin vermek istedigi mesaji anlamayan yaklasimlar ahlak yüceltilmis degerler anlaminda her canliya zarar verir (R.Boztepe, Hayvan ve Ethik, 2008) benzeri belirlemeleri polemiklestirmek suretiyle herkese zarar vermek suretiyle kendisini yok edecektir. Yani türkiyedeki hayvan-insan-doga eksenli duruslar ne yazikki kendi dogal mecrasindan kopuk dayatma ve taklitlerle mevcut global - Dualism - monism - pluralism - Utilitarianism - moralism - amorality; - Decisionism - fictionalism - intuitionism; rationalism - egoism - consequentialism; - Pathocentrism - biocentrism - holism... benzeri felsefik, sosyalojik, politik, biyolijik... olgulari gündemlestirememekte ve bu anlamdaki bakis acilarinda bir netlesme yasayamamaktadir. Hatta kendi icinde belirgin bir konflikt yasiyan bakis acilariyla ayrisma ya da aynilasma noktalarinda da bir tutarsizlik yasanmaktadir. optimismus ya da pessimismus arasindaki ince cizginin önemini kavramadan ahlaki realismus ve ahlaki relativismus adina bireyin ahlaki konumu öne cikarilarak cözüm üreten bir mantigin ekolojik ahlak adina fikir üretmesi ülkemizdeki insan - hayvan iliskilerinde bir anlasilmazligi dayatmaktadir. Yani adeta ekolojik ahlak cözümlemeleri adina yaptiklarimizla kendimizi inkar etme temelinde kendi tekrarimizi yasamaktayiz. Ki böylesi bir yaklasim bahsi edilen sorunlarin cözümü noktasinda cözümzüzlügü dayatmaktadir. Mesela dünyada Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari konularindaki pratik ve teorik yaklasimlarda farklilasma bakis acilari ve cözümlemeler anlaminda cözüm üretirken türkiyede bu durum sloganlar anlaminda ki ruhsal tatminlerle sinirli kalmaktadir. Yine dünyadaki Hayvan Koruma aktiviteleri - Antopozentrik - Pathozentrik (Jeremy Bentham) - Biyozentrik (Albert Schweitzer) - Kosmozentrik - vb gibi yaklasim tarzlari ile tartisilirken kendimizi Descartes mantigindan kurtaramamis olmanin bilincinde bile olmadan hayvanlara yaptiklarimiz bize aynen geri döner (Pythagoras) mantigini icsellestirmeye calisiyoruz ve bu anlamda aynilastigimizin farkinda bile olamiyoruz. Durumun vehameti ilgili konu öznelinde yasanan tartismalarda cok acik olarak görülebilmektedir. Elbetteki bütün yetmezliklere rahmen umut verici bazi yönelimlerin mevcudiyetinden de burada bahsetmek gerekiyor. Özellikle 1924 yilinda Himaye-i Hayvanat Cemiyeti adli olusumun manevi anlamda devamcisi olarak kabul edilen Türkiye Hayvanlari Koruma Derneginin (THKD) hayvanlari koruma adina barinaklarin iyilestirilmesi basta olmak üzere ortaya koydugu cözüm perspektifleri ve bir cok entellektuelimizin bir araya gelerek olusturduklari ve bir cok irili ufakli dernek ve birimi himayesinde bulunduran Hayvan Haklari Federasyonu adli federasyonumuzun özellikle global Hayvan Haklari bakis acisini cok sancili bir dönemden gectigimiz bir sürecte ortaya koymaya calismasi oldukca önemli girisimlerdir.

Ancak kendilerinin bir cok demecinde rastaladigimiz yakinmalarininda dikkatlice incelenmesi gerekmektedir. Özellikle kamusal alandaki yetmezlikler ve bilim cevrelerinin konuya duyarsizliklari temelinde yasadiklari sikinti ve yetmezliklerinin iyi görülmesi gerekiyor. Elbetteki ilgili söz sahibi birimlerimizin bu anlamda birey sorunlarinda gösterilen cabalarin genel sorunlarin cözümüne katki saglayacak daha bilimsel proje ve calismalarla desteklenmesi ve bu vesileyle kendilerini yetkinlestirmelerinin daha kalici cözümlere hizmet edecegini özellikle vurgulamak gerekiyor... Sonuc olarak basta Üniversitelerimiz bünyesindeki Veteriner fakülteleri, Biyoloji Fakülteleri olmak üzere ilgili tüm bilim cevrelerimizin ve kurumlarimizin bu alandaki boslularimizin geleceklerimiz anlaminda doldurulmasina yönelik calismalara ivedi olarak baslamasi gerekmektedir. Ve ben bu vesile ile 2008 yilinda ilgili tüm birimlerimizin bilgi ve ilgilerine sundugum Hayvan Koruma ve Ethik Institusü`nün ( www.abveteriner.org ) kurulmasina yönelik projemin bir daha gözden gecirilmesini rica ediyorum Karacabey Ovakorusu Ayı Barınağı : 1994 yılında sokaklarda oynatılan ayıların toplatılması için başlatılan Libearty- Türk Ayı Projesi cercevesinde 1996 yılında sponsorlügünü ve koordinasyonunu Dünya Hayvanlari Koruma Birligi WSPA (World Society for the Protection of Animals) yaptigi Karacabey- Ovakorusu sahasında 4.5 ha.lık alanda ayılar koruma altına alınmıştır. Daha sonralari 2001 2009 yillari arasinda merkezi Almanya olan Pro Animalia tarafindan finanze ve koordine edilen proje nihayet 2009 yili itibariyle Cevre ve Orman Bakanligi himayesine alinmis olup su anda yaklasik100.000 m²lik bir arazi üzerinde calismalarini sürdürmektedir. Bu merkezdeki Bozayilara Uludug Üniverisitesi Veteriner Fakültesi Ic hastaliklari anabilim dali baskani Sayin hocamiz Pro.Dr. Nilüfer Aytug ve bir asistani ile iki hayvan bakicisi tarafindan büyük özverilerle saglik, bakim ve rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir. Bozayilar sayi itibariyle 50 sayisini coktan asmis durumda ve sorunlu Bozayilarda rehabilite etme anlaminda basari grafiginde önemli bir ivmenin yakalandigi eldeki verilerden anlasilmaktadir. (Cornelia Baumsteiger, 25.11.2007, WDR Fernsehen) Karacabey ve Bandırma yöresindeki kuruluşların gıda yardımları gönderdiği ayı barınağı (Karacabey Belediyesi, web sayfasi) avrupadaki en büyük Bozayi Reha Merkezi olarak kabul edilmektedir. Yurdun her yanında barınağa getirilen dansçı ayıların çoğalmalarını engellemek için burada kısırlaştırıldıkları açıkladı. Etlik piliç fabrikalarının artıklarıyla, yöre esnafı ve halkın yiyecek yardımıyla beslenen oyuncu ayılar, gün geçtikçe ziyaretçi sayısında artış sağladılar Karacabey'e bağlı Yeniköy'de Dünya Hayvanları Koruma Derneği'nin desteğiyle oluşturulan doğal barınaklar, sokaklarda dolaştırılan, eziyet çektirilen ayılara özgür bir dünya sundu. 1993 yılında hazırlanan rehabilitasyon projesi çerçevesinde doğal yaşama hazırlanan dansçı ayılar, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor Yeniköy istikametine gelenlerin uğramadan geçemediği ayı barınağının amacına ulaştığını belirten üniversite yetkilileri, sokaklarda oynatılarak eziyet çektirilen dansçı ayıların Yeniköy'deki barınak sayesinde özgürlüklerine kavuşmaları sağlandı. Böylece, dünya çapında başlatılan "dansçı ayılara özgürlük" Yeniköy'de noktalanarak, tonlarca yiyecekle beslenen dansçı ayılara ziyaretçilerin gözleri önünde 'özgür bir dünya sunuldu Dansçı ayıların Yeniköy'deki barınaklarında kış uykusuna yatma isteklerinin azaldığı gözlenmiştir. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız yetkililer, kış uykusunun söz konusu olması için iklimin oldukça soğuk olması gerektiğini vurguluyorlar. Ilıman iklime sahip Yeniköy'de, ayıların ancak karlı hava koşullarında kış uykusuna yatabildiğini söyleyen yetkililer, çok soğuk günlerde ayıların bu özellikleri nedeniyle barınağa uğramadıklarıni belirtiyorlar (Karacabey Belediyesi, web sayfasi)