Haziran 2013 Cilt 5 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ



Benzer belgeler
Reyhanlı Saldırısı ve Türkiye nin Suriye İkilemi

ORTADOĞU VE AVRASYA YAZ OKULU/TRABZON

ORTADOĞU VE AVRASYA YAZ OKULU/TRABZON

التعر ف على العراق بريشة فناني الكاريكاتور 5 -

YAKLAŞAN SEÇİMLER VE IRAK IN GELECEĞİ

ORSAM KARİKATÜRLERDE ÜSAME BİN LADİN OPERASYONU VE YANKILARI THE OPERATON AGAINST OSAMA BIN LADEN AND ITS REFLECTIONS IN CARTOONS

كيف نفهم المشكلة السورية عبر صور كاريكاتورية

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

BAĞDAT ÜNİVERSİTESİ HEYETİ İLE 3 AĞUSTOS 2010 DA ORSAM DA YAPILAN TOPLANTI

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

ULUSLARARASI SURİYE SEMPOZYUMU TARİH, SİYASET VE DIŞ POLİTİKA NİSAN ANKARA. Prof. Dr. H. Mustafa Eravcı-Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

ORSAM 5. YILINDA ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ. ORSAM Beş Yaşında! Doğu Akdeniz de Enerji. Aralık 2013 Cilt 5 Sayı 60

اجتماع المائدة المستديرة مع الدكتورة جيكدم بالليم معاونة رئيس مركزابحاث الشرق األوسط بجامعة انديانا

TÜSİAD-Boğaziçi Üniversitesi Dış Politika Forumu Orta Asya Güvenliği, Bölgesel Örgütler ve Türkiye nin Rolü başlıklı konferans düzenleyecek

المحاضرة التي القاها السيد مسعود البارزاني رئيس ادارة االقليم الكردي في العراق بتاريخ 4 حزيران

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4.

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1


İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

ÖZGEÇMĐŞ. 1. Adı Soyadı: Sait YILMAZ 2. Doğum Tarihi: Ünvanı: Yard.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Devrim Öncesinde Yemen

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Kamu Yönetimi Trakya Üniversitesi 2001

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Amerikan Stratejik Yazımından...

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASI YILLIĞI 2012

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

ÖZGEÇMİŞ. GAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Ekonomi Bölüm Başkanı

Enerji Güvenliği, Ortadoğu Jeopolitiği ve Türkiye

Hazar dan Karadeniz e Stratejik Bakış Uluslararası Sempozyum Aralık 2013 / İstanbul

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

2013 Türk Dış Politikası Yıllığı. Editörler: Burhanettin Duran, Kemal İnat, Ali Balcı

ÖZGEÇMİŞ. : Prof. Dr. Birol AKGÜN : Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, Çankaya, Ankara

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ. ORSAM REYHANLI RAPORU 11 Mayıs. ORSAM REPORT ON REYHANLI May 11

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ - III

Siyasi Gelişme ULS-3 Amfi III Öğr.Gör. Feride Yılmaz Arş. Gör. Canan Özcan

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

RİSKLER VE FIRSATLAR KAVŞAĞINDA IRAK'IN GELECEĞİ VE TÜRKİYE

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Değerli Çekmeköy Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencileri

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

Yrd. Doç. Dr. Kemal Çiftçi

. Uluslararası Akdeniz Karpaz Sempozyumu: Lefkoşa - KKTC

İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü

Dış Politika Analizi (IR310) Ders Detayları

19 MAYIS 2011 PERŞEMBE

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

PYD, PKK nin Suriye kolu olarak da biliniyor.

Hollanda Türkevi Topluluğu nun Ankara Ziyareti

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

20. ENSTİTÜLERE GÖRE LİSANSÜSTÜ ÖĞRENCİ SAYILARI NUMBER OF GRADUATE STUDENTS IN THE VARIOUS GRADUATE SCHOOLS

MUSUL OPERASYONU, IRAK IN GELECEĞİ VE TÜRKMENLER KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.11, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.

YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum

Arap Baharında Eklemlenen Kürt Bölgeleri ve Türk Dış Politikasına Etkileri

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

BLOG ADRESİ :

LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

المحاضرة التي القيت في اورسام بتاريخ 9 نيسان

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

HUKUK TABAN PUANLARI, KONTENJAN ve TERCİH EĞİLİMLERİ i HUKUK TABAN PUANLARI, KONTENJAN VE TERCİH EĞİLİMLERİ ÖZET

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 10. Hafta (8 14 Mart 2010)

ULUSLARARASI SEMPOZYUM 100. YILINDA TÜRK ERMENİ İLİŞKİLERİNİN YARINI, ADİL HAFIZA VE NORMALLEŞME

İÇİNDEKİLER. Sunuş Konu Proje Koordinatörü ve Uygulayıcı Kurum Tarih ve Yer Amaç ve Hedefler Katılımcılar...

Transkript:

Haziran 2013 Cilt 5 54 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ STRATEJİK BİLGİ YÖNETİMİ, ÖZGÜR DÜŞÜNCE ÜRETİMİ www.orsam.org.tr/tr/

STRATEGIC INFORMATION MANAGEMENT AND INDEPENDENT THOUGHT PRODUCTION ORSAM CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES History In Turkey, the shortage of research on the Middle East grew more conspicuous than ever during the early 90 s. Center for Middle Eastern Strategic Studies (ORSAM) was established in Janu- ary 1, 2009 in order to provide relevant information to the general public and to the foreign policy community. The institute underwent an intensive structuring process, beginning to con- centrate exclusively on Middle Eastern affairs. Outlook on the Middle Eastern World It is certain that the Middle East harbors a variety of interconnected problems. However, ne- ither the Middle East nor its people ought to be stigmatized by images with negative connota- tions. Given the strength of their populations, Middle Eastern states possess the potential to activate their inner dynamics in order to begin peaceful mobilizations for development. Respect for people s willingness to live together, respect for the sovereign right of states and respect for basic human rights and individual freedoms are the prerequisites for assuring peace and tranquility, both domestically and internationally. In this context, Turkey must continue to make constructive contributions to the establishment of regional stability and prosperity in its vicinity. ORSAM s Think-Tank Research ORSAM provides the general public and decision-making organizations with enlightening in- formation about international politics in order to promote a healthier understanding of interna- tional policy issues and to help them to adopt appropriate positions. In order to present effective solutions, ORSAM supports high quality research by intellectuals and researchers that are com- petent in a variety of disciplines. ORSAM s strong publishing capacity transmits meticulous analyses of regional developments and trends to the relevant parties. With its website, books, reports, and periodicals, ORSAM supports the development of Middle Eastern literature on a national and international scale. ORSAM facilitates the sharing of knowledge and ideas with the Turkish and international communities by inviting statesmen, bureaucrats, academicians, strategists, businessmen, journalists, and NGO representatives to Turkey. * ORSAM is a member of the The Middle East Studies Association (MESA). www.orsam.org.tr/en/

The Reyhanli Attack and Turkey Dilemma Buket Bahar Divrak: Turkey is the one of the country that experiences population and sectoral water demand growth Abdülkadir Gök: Syrian Kurds Do Not Feel Safe in Their Own Regions. Because They Feel Themselves Threatened Under the Administration of Free Syrian Army When Assad Leaves Power. 21 April 2013 20 May 2013

rticulation of the urdish Regions in the Arab Spring and Its Impacts on Tur ish Foreign Policy Tur ey Israel Relations After Israel s Apology to Tur ey Gelece in OD A s nda Tehdit manzaralar ve T r iye nin Savunma Duru u On Weapons of Mass Destruction Free Zone (WMDFZ) in the Middle East The State Capacity and Foreign Policy of Iran Economic Sanctions on Iran Is It Iran s Nuclear Program or the Government Getting Fragile? The Source of Motivation in Gaza and the Effects of the Recent Events on Gaza Rusya n n G ney af asya da i u u a G c n n De erlendiril esi Mos ova n n Zay f G r n esinin 10 Nedeni

Haziran 2013 Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Hasan Kanbolat Doç. Dr. Hasan Canpolat Prof. Dr. Ahmet Kesik Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen ORSAM Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ORSAM Başkanı Milli Savunma Bakanlığı Başdanışmanı Kalkınma Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ORSAM Akademik Kadro Hasan Kanbolat Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Prof. Dr. Tarık Oğuzlu Doç. Dr. Harun Öztürkler Doç. Dr. Mehmet Şahin Doç. Dr. Özlem Tür Habib Hürmüzlü Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Yrd. Doç. Dr. Canat Mominkulov Yrd. Doç. Dr. Didem Danış Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov) Dr. Jale Nur Ece Doç. Dr. Yaşar Sarı Dr. Süreyya Yiğit Av. Aslıhan Erbaş Açıkel Pınar Arıkan Sinkaya Noyan Gürel Volkan Çakır Dr. Göknil Erbaş Tamer Koparan Bilgay Duman Oytun Orhan Fazıl Ahmet Burget Seval Kök Nebahat Tanriverdi Shalaw Fatah Aytekin Enver Tuğçe Kayıtmaz Uğur Çil ORSAM Başkanı ORSAM Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Uluslararası Antalya Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Afyon Kocatepe Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Gazi Üniversitesi ORSAM Danışmanı, ODTÜ Uluslararası İlişkiler ORSAM Danışmanı ORSAM Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ORSAM Danışmanı Al Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Galatasaray Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Tarih Bölümü ORSAM Danışmanı, Deniz Emniyeti ve Güvenliği ORSAM Danışmanı, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv. Ögretim Üyesi ORSAM Danışmanı, Avrasya [samarkand2020@yahoo.com] ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku [aslihan.erbas@gmail.com, pinara@metu.edu.tr] ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü ORSAM Danışmanı ORSAM Danışmanı, Afrika [vcakir@santenet2.rti.org] ORSAM, Karadeniz [goknile@gmail.com] ORSAM Yönetici Editörü [tamer.koparan@gmail.com] ORSAM Uzmanı, Ortadoğu [bilgayduman@orsam.org.tr] ORSAM Uzmanı, Ortadoğu [oytunorhan@orsam.org.tr] ORSAM Uzmanı, Ortadoğu, Afganistan ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu [sewalkok@gmail.com] ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu [nebahat.tanriverdi@gmail.com] ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu Mütercim Tercüman ORSAM, Ortadoğu Dr. Tuğba Evrim Maden Dr. Seyfi Kılıç ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı

Dr. İsmet Abdülmecid Irak Danıştayı Eski Başkanı Av. Aslıhan Erbaş Açıkel ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku Hasan Alsancak İhlas Holding, Gn.Md.Yrd., Statejik İs Gelistirme ve Dış İliskiler Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahat Andican Devlet Eski Bakanı, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Tayyar Arı Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Arslan İstanbul Üniversitesi, Tarih Bölümü Başar Ay Türkiye Tekstil Sanayii İşveren Sendikası Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Aydın Kadir Has Üniversitesi Rektörü Doç. Dr. Ersel Aydınlı Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı & Fulbright Genel Sekreteri Dr. Serdar Aziz ORSAM Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. İdris Bal TBMM 24. Dönem Milletvekili Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar Karadeniz Teknik Üniversitesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı Kemal Beyatlı Irak Türkmen Basın Konseyi Başkanı Barbaros Binicioğlu Ortadoğu Danışmanı Prof. Dr. Ali Birinci Polis Akademisi Doç. Dr. Mustafa Budak Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Canpolat Milli Savunma Bakanlığı Danışmanı E. Hava Orgeral Ergin Celasin 23. Hava Kuvvetleri Komutanı Doç. Dr. Mitat Çelikpala Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya YÖK Başkanı Doç. Dr. Didem Danış ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Prof. Dr. Ramazan Daurov Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü, Direktör Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Ediger İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü Prof. Dr. Cezmi Eraslan Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Çağrı Erhan Ankara Üniversitesi, Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. Amer Hasan Fayyadh Bağdat Üniversitesi, Siyaset Bilimi Fakültesi Dekanı Cevat Gök Irak El Fırat TV Türkiye Müdürü Mete Göknel BOTAŞ Eski Genel Müdürü Osman Göksel BTC ve NABUCCO Koordinatörü Timur Göksel Beyrut Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi Av. Niyazi Güney Prens Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhamad Al Hamdani Irak ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Numan Hazar Emekli Büyükelçi Doç. Dr. Pınar İpek Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Tuğrul İsmail TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç. Dr. Şenol Kantarcı Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç. Dr. Nilüfer Karacasulu Dokuz Eylül Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Selçuk Karaçay Vodofone Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. M. Lütfullah Karaman Istanbul Medeniyet Üniversitesi - (SBF) Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç. Dr. Şaban Kardaş TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Arslan Kaya KPMG,Yeminli Mali Müşavir Dr. Hicran Kazancı Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi İzzettin Kerküklü Kerkük Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kesik Kalkınma Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Doç Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli Çukurova Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aleksandr Knyazev Rus-Slav Üniversitesi (Bişkek) Prof. Dr. Alexandr Koleşnikov Diplomat Prof. Dr. Erol Kurubaş Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Talip Küçükcan Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Hediye Levent Gazeteci (Suriye) Dr. Max Georg Meier Hanns Seidel Vakfı Proje Müdürü (Bişkek) Prof. Dr. Mosa Aziz Al Mosawa Bağdat Üniversitesi Rektörü Büyükelçi Shaban Murati Arnavutluk Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Dr. Sami Al Taqi Orient Research Center Başkanı Prof. Dr. Mahir Nakip Erciyes Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Vitaly Naumkin Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Dr. Farhan Ahmad Nizami Oxford Üniversitesi İslami Çalışmalar Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Dorayd A. Noori Irak ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Yardımcısı Muhammed Nurettin Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Murat Özçelik Büyükelçi Prof. Dr. Çınar Özen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç. Dr. Harun Öztürkler ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Prof. Dr. Victor Panin Pyatigorsk Üniversitesi (Pyatigorsk, Rusya Federasyonu) Prof. Aftab Kamal Pasha Hindistan Batı Asya Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Bahadır Pehlivantürk TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç. Dr. Fırat Purtaş Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Suphi Saatçi Kerkük Vakfı Genel Sekreteri Safarov Sayfullo Sadullaevich Tacikistan Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Ersan Sarıkaya Türkmeneli TV (Kerkük,Irak) Patrick Seale Ortadoğu ve Suriye Uzmanı Dr. Bayram Sinkaya ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlşkiler Bölümü Doç. Dr. İbrahim Sirkeci Regent s College (Londra, Birleşik Krallık) Dr. Aleksandr Sotnichenko St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu) Zaher Sultan Lübnan Türk Cemiyeti Başkanı Dr. Irina Svistunova Rusya Strateji Araştırmaları Merkezi, Türkiye-Ortadoğu Araştırmaları Masası Uzmanı Prof. Dr. Türel Yılmaz Şahin Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Mehmet Şüküroğlu Enerji Uzmanı İlhan Tanır ORSAM Danışma Kurulu Üyesi, Vatan Gazetesi Washington Temsilcisi Doç. Dr. Oktay Tanrısever ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü Prof. Dr. Erol Taymaz ODTÜ, Kuzey Kıbrıs Kampusü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Tekir İzmir Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Dr. Gönül Tol Middle East Institute Türkiye Çalışmaları Direktörü Dr. Umut Uzer İstanbul Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Dr. Ermanno Visintainer Vox Populi Direktörü (Roma,İtalya) M. Ragıp Vural 2023 Dergisi Yayın Koordinatörü Prof. Dr. Vatanyar Yagya St. Petersburg Şehir Parlamentosu Milletvekili, St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu) Yaşar Yakış Büyükelçi, Dışişleri Eski Bakanı Semir Yorulmaz (Gazeteci, Mısır) Volkan Çakır ORSAM Danışmanı, Afrika Yönetim Merkezi: www.karincayayinlari.net - bilgi@karincayayinlari.net Dergisi abonesidir. - - -

ORSAM dan Değerli Okurlar, Ortadoğu Analiz in Haziran sayısını Reyhanlı Saldırısı ve Türkiye kapak konusuyla çıkarıyoruz. Hatay Reyhanlı da 52 kişinin ölümü ile sonuçlanan terör saldırısı derin etkiler bırakmıştır. Türkiye nin bugüne kadar yaşadığı en derin terör saldırısı olarak kayıtlara geçen bu saldırı, Türkiye nin Suriye politikasının yeniden ele alınmasına neden olmuştur. Kapak konumuzun makalesi Oytun Orhan a aittir. Orhan makalesinde Reyhanlı da 11 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen terör saldırısına giden süreci 2000 li yıllardan itibaren Türkiye- Suriye ilişkileri ekseninde inceliyor ve bu saldırının Türkiye nin Suriye politikasına olan etkilerini analiz ediyor. Erol Kurubaş makalesinde Ortadoğu da yaşanan dengesiz ve değişken süreçlerin Türkiye, Suriye ve Irak ta bulunan Kürtlerin durumuna olan etkilerini, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerin birbiri ile etkileşimleri sonucu ortaya çıkması muhtemel sonuçları ve bunların Türkiye üzerindeki yansımalarını tartışıyor. 22 Mart 2013 tarihinde İsrail in Türkiye den özür dilemesini 2000 li yıllardan itibaren Türkiye-İsrail ilişkilerinin gelişimi arka planında inceleyen Özlem Tür, makalesinde özür sonrası meydana gelecek olası gelişmeleri ve bu özrün iki ülke arasında kalıcı bir barış ve işbirliği ortaya çıkarma potansiyelini tartışıyor. Can Kasapoğlu ise çalışmasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinda oluşmakta olan yeni güvenlik ortamını, bunun Türkiye nin güvenliğine olan etkilerini ve bu süreçte Türk ordusunun yaşadığı modernizasyon sürecinin dinamiklerini inceliyor. Şebnem Udum makalesinde, Madrid Barış Konferansı ndan sonra 1992 de başlatılan Silahların Kontrolü ve Bölgesel Güvenlik görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasından ardından, Ortadoğu da meydan gelen gelişmeleri ve bu minvalde gündeme gelen ODKİSAB (Ortadoğu da Kitle İmha Silahlarından Arındırılmış Bölge) insiyatifini derinlemesine tartışıyor. İran, 14 Haziran 2013 tarihinde gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bir kez daha küresel ve bölgesel ajandalarda öne çıkmıştır. Barış Doster makalesinde seçimleri ve sertleşen siyasi rekabeti İran ın iç ve dış dengelerini esas alarak inceliyor. Özüm Uzun, makalesinde İran ın mevcut rejiminin ekonomi politikalarını ve devam ettirdiği nükleer programından dolayı maruz kaldığı ekonomik yaptırımların etkilerini tartışıyor. Abdülgani Bozkurt, bu sayımızda yer alan çalışmasında İsrail-Gazze ilişkilerinde savaşın yeri ve önemini değerlendirirken, Mısır da genel durum, Gazze için Mısır ın önemi ve İsrail in özrünün Gazze ye olan muhtemel etkilerini mercek altına alıyor. Dr. Maxim A. Suchkov, çalışmasında Rusya nın Güney Kafkasya da izlediği bölgesel dış politikasını zayıflıklar ve gelecekten beklentiler çerçevesinde inceliyor. Konferans İzlenimleri köşemizde ise Bilgehan Öztürk 10 Mayıs 2013 tarihinde Antalya da Uluslararası Antalya Üniversitesi Sosyal, Ekonomik ve Politik Araştırmalar Merkezi (SEPAM) tarafından düzenlenen Güncel Gelişmeler Işığında Türk Dış Politikası: Zorluklar ve Fırsatlar, başlıklı konferansa ait izlenimlerini bizlerle paylaşıyor. Bu sayımızın Kitap İncelemesi bölümünde Zeynep Sütalan, Lloyd C. Gardner tarafından yazılan The Road to Tahrir Square: Egypt and the United States from the Rise of Nasser to the Fall of Mubarak adlı kitabı okuyucularımızın ilgisine sunuyor. Bu sayımızda WWF-Türkiye de Sürdürülebilirlik ve Stratejik İşbirlikleri Müdürü Buket Bahar Dıvrak ve Şanlıurfa da bölgeyi çok iyi bilen ve yaşanan gelişmeleri yakından takip eden öğretmen Abdülkadir Gök ile yapılan söyleşileri siz okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz. Temmuz sayımızda görüşmek üzere, Keyifli okumalar Tarık Oğuzlu Ortadoğu Analiz Editörü Hasan Kanbolat ORSAM Başkanı

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ www.orsam.org.tr

Kapak Konusu Kapak Konusu Reyhanlı Saldırısı ve Türkiye ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ 9

Kapak Konusu Reyhanlı terör saldırısı Irak ve Suriye deki dehşet sahnelerini andıran son derece üzücü görüntüler ortaya çıkarmıştır. Reyhanlı Saldırısı ve Türkiye nin Suriye İkilemi The Reyhanlı Attack and Turkey s Syria Dilemma Oytun ORHAN Abstract The terrorist attack that took place in Reyhanli has been a tragic indicator of how easily the instability in neighboring countries could spread to Turkey. The Reyhanli district has been hosting almost as many Syrian guests as its own population since the beginning of the uprising in Syria. This situation negatively affects the social, economic and security situation in the district. The Reyhanli bombing further deepened the existing negative effect. This study will primarily deal with the process before the Reyhanli bombing, and then analyze the targets and forces at the back of the bombing. The article will be concluded with the section that deals with the impacts of the Reyhanli bombing on Turkey s Syria policy. Keywords: Turkey-Syria relations, Reyhanlı attacks, terrorism

Kapak Konusu T r iye 000 ler boyunca Suriye ye y neli A D nin sertli yanl s po liti alar na arl uzun vadeye yay lm i dinami ler yoluyla sa lanaca bir de i imi savunmu tu u anlamda baz alanlarda sonu da al nmt Suriye nin at ile iliileri T r iye sayesinde nispeten d zelmi Suriye i inde i reformcu anat glenmi ti Giriş Reyhanlı da 11 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen terör saldırısı komşu ülkelerde yaşanan istikrarsızlığın Türkiye ye nasıl kolayca yayılabileceğinin acı bir göstergesi olmuştur. Irak ta 2003 işgali ve Suriye de 2011 ayaklanma sonrası görmeye alıştığımız acı sahnelerin bir benzeri Hatay Reyhanlı da yaşanmıştır. Resmi açıklamalar ve Türk kamuoyundaki genel bakış saldırının faili olarak Suriye rejimini işaret etmektedir. Buna göre eylemi, Esad rejiminin Türkiye yi Suriye politikası nedeniyle cezalandırma ve çatışmanın içine çekerek savaş sahasını genişletme çabası olarak okumak mümkündür. Olay tüm Türkiye yi derinden etkilemiştir. Ancak bölge insanı, Reyhanlı halkı doğrudan şiddete maruz kalmıştır. Bu da zaten Suriye ile sınır ilçesi olması dolayısıyla direk etkilenen ve gergin bir havanın hakim olduğu bölgede kutuplaşmaları daha da körüklemiştir. Reyhanlı, Suriye deki olayların başlamasından bu yana neredeyse kendi nüfusu kadar Suriyeli misafiri ağırlamaktadır. Bu da bölgedeki sosyal, ekonomik, güvenlik durumunu olumsuz biçimde etkilemektedir. Reyhanlı saldırısı söz konusu etkiyi daha da derinleştirmiştir. Bu çalışmada öncelikle Reyhanlı saldırısına giden süreç ele alınacak, ardından olayın arkasındaki güçler ve hedefleri analiz edilmeye çalışılacaktır. Çalışma Reyhanlı saldırısının Türkiye nin Suriye politikasına etkisinin ele alınacağı kısım ile sonlandırılacaktır. Reyhanlı Saldırısına Giden Süreç Türkiye-Suriye ilişkileri 1999 yılından bu yana kademeli olarak gelişmiş ve son olarak vizelerin kaldırılmasıyla toplumsal, ekonomik bütünleşme yolunda önemli bir adım atılmıştı. Ancak 15 Mart 2011 tarihinde Suriye ye sıçrayan halk ayaklanması bu süreci tersine çevirdi. Bunun temel nedeni Türkiye nin uzun zamandan beri dış politikanın merkezine meşruiyet ve değer merkezli dış politika kavramlarını oturtmasından kaynaklanmıştı. Bu yaklaşım Türkiye nin Ortadoğu daki değişim dalgasında demokrasi taleplerinin yani bölge halklarının yanında yer almasını gerektirmekteydi. Aksi bir tutum söylem ile eylem arasında çelişki yaratarak Türk dış politikasında meşruiyet krizi yaratabilirdi. Ancak reel politikanın gerekleri Türkiye nin bazı sorunlarda hızlı adım atmasına engel olmuştu. Suriye bu açıdan en çarpıcı örneklerden biri oldu. Türkiye 2000 ler boyunca Suriye ye yönelik ABD nin sertlik yanlısı politikalarına karşılık uzun vadeye yayılmış, iç dinamikler yoluyla sağlanacak bir değişimi savunmuştu. Bu anlamda bazı alanlarda sonuç da alınmıştı. Suriye nin Batı ile ilişkileri Türkiye sayesinde nispeten düzelmiş, Suriye içindeki reformcu kanat güçlenmişti. Ancak Arap Baharı bölgede hızlı ve köklü bir değişim talebini beraberinde getirdi. İşte bu durum Türkiye nin uzun yıllardır başarmaya çalıştığı ve mesafe kat ettiği Suriye de değişim sürecini çok kısa bir süreç içinde gerçekleşmesi zorunluluğunu beraberinde getirdi. Değer merkezli dış politika ve reel politika ikilemi içinde kalan Türkiye son 10 yılda yakın ilişkiler kurduğu Esad yönetimine karşı eleştirel bir tavır almak durumunda kaldı. Rejim bekası sorunu ile yüzleşen Suriye yönetimi, Türkiye nin sorunu sivil halkın meşru

Kapak Konusu talepleri olarak tanımlamasından rahatsızlık duydu. Buna karşılık Türkiye, uzun yıllardır desteklediği Esad yönetimine ilettiği reform telkinlerinin dikkate alınmamasından hayal kırıklığı duyduğunu açıkça ifade etti. Türkiye ayaklanmanın Suriye ye sıçramasını takiben belli bir süre Suriye den umudunu kesmediğini ve halen reform yapabileceğine olan inancını dile getirmişti. 1 Ancak Suriye ordusunun Humus, Deyr ez Zor ve özellikle Hama ya düzenlediği askeri operasyonlar Türkiye nin umutlarının neredeyse tükenmesine yol açtı. Hama operasyonunun 1982 yılındaki Hama Katliamını hatırlatması ve Başbakan Erdoğan ın daha önce yeni Hama lar istemiyoruz açıklamasını yapmış olması, operasyonun Türkiye açısından bir dönüm noktası olmasına neden oldu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da daha sonraki açıklamalarında Hama da başlayan olayların kendilerini derinden etkilediğini, Hama da yaşanan olayların yönteminin ve zamanlamasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Türkiye operasyonlar sonrasında, Başbakan Erdoğan ın ifadesi ile sabrının sonuna geldi. 2 Bu sert dış politika söylemi Suriye nin olayları şiddet yoluyla bastırmaya devam etmesi durumunda Türkiye nin hangi yeni dış politika araçlarını hayata geçireceği sorusunu beraberinde getirmişti. 10 yılı aşkın bir sürede kurulan çok boyutlu ve derin ilişkiler birkaç ay içinde kısaca özetlenmeye çalışılan süreçte hızla geriledi. İşte böyle bir ortamda Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye nin mesajlarını ve beklentilerini iletmek üzere 9 Ağustos 2011 tarihinde Şam a kritik bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu görüşme iki ülke ilişkileri açısından dönüm noktası oldu. Türkiye her ne kadar halk ayaklanmasının bastırılış şekline eleştirel yaklaşsa da olaylar başladığı tarihten bu yana Batı ile Suriye yönetimi arasında bir kalkan vazifesi görmüştü. Ancak Esad- Davutoğlu görüşmesinde Türkiye nin beklentilerinin karşılanmaması neticesinde Türkiye nin Batı ile Suriye arasında kalkan olma durumu sona erdi ve bundan sonra Türkiye Suriye de değişimi gerçekleştirmek için baskı ve izolasyon politikaları uygulamaya başladı. 3 Bu süreçte her türlü diplomatik, siyasi, ekonomik baskı araçları kullanılmaya başlandı. En önemli ayaklardan biri ise Suriye muhalefetine destek verilmesiydi. Suriye siyasal muhalefeti örgütlenme çabalarını büyük ölçüde Türkiye de sürdürdü ve ilk çatı muhalif yapı olan Suriye Ulusal Konseyi kuruluşunu İstanbul da ilan etti. Muhalefete destek açısından Türkiye-Suriye sınır hattının Suriye muhaliflerin lehine kullanımına izin verilmesi kritik önem taşıyordu. Sınır hattının kontrolünün zayıflatılması muhalefetin rejime karşı mücadelesi açısından kritik önem taşıyordu. Suriye rejimi de Türkiye nin verdiği destek olmasa muhalefetin çok fazla yaşama şansı olmadığını ya da bu denli güçlenemeyeceğini düşünüyordu. Bunun neticesinde Suriye tarafı Türkiye yi Suriye politikası nedeniyle cezalandırma çabası içine girdi ve 1998 yılından itibaren destek vermeyi kestiği PKK ya ülkesinde yeniden alan açmaya başladı. 4 Bu süreç içinde Türkiye ile Suriye arasındaki en büyük kriz Haziran 2012 ayı içinde Türk uçağının Akdeniz de uluslararası sularda Suriye hava savunma sistemleri tarafından düşürülmesi ile yaşandı. Suriye bu saldırı ile rejimin varlığını koruma konusunda ne kadar ciddi olduğunu ve nereye kadar gidebileceğini göstermişti. Diğer taraftan bu saldırı Türkiye yi Suriye politikasında geri attırmaktan ziyade daha sertleştirdi. Başbakan Erdoğan ın ifadesi ile Suriye muhalefetine her türlü destek verilmeye başlandı, saldırının hemen ertesinde Suriye sınırına askeri sığınak yapıldı ve Suriye nin artık düşman ülke olarak görüldüğü ilan edildi. Suriye den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsurun bir tehdit olarak değerlendirileceği ve askeri hedef olarak muamele göreceği açıklandı. Bu durum Suriye ordusunun sınıra çok yakın bölgelerde operasyon yapmasını zorlaştırdı ve böylece takip eden dönemde sınır bölgesinde muhaliflerin etkinliği giderek artmaya başladı. Sınırdan 40-50 kilometrelik bir hat boyunca rejim kontrolü ortadan kalkmaya başladı. Türkiye nin sınır hattındaki kontrolleri daha da zayıflatması ile muhaliflerin kontrolündeki kuzey Suriye ile Türkiye nin güney bölgesi arasındaki geçişkenlik inanılmaz boyutta arttı. 5 Bu dönemde Türkiye-Suriye sınırında yer alan il ve ilçelerde Suriyelilerin varlığı hissedilir biçimde artmaya başladı. Türkiye nin Suriye üzerinden Ortadoğu ya açılan en önemli karayolu

Kapak Konusu Banyas katliamı Sünni halkın korkutularak göçe zorlanması, güvenli ve homojen bir Arap Alevi bölgesi yaratılma hedefinin önemli bir ayağı olarak düşünülmüştür. sınır kapısı olan Cilvegözü nü barındıran Reyhanlı ilçesinde yaşananlar söz konusu süreci ve tüm Türkiye-Suriye sınır hattı boyunca yaşananları yansıtması açısından son derece çarpıcı bir örnek oluşturuyordu. ORSAM Başkanı Hasan Kanbolat, Temmuz 2012 ayı içinde kaleme aldığı Hatay-Reyhanlı dan Suriye ye Bakış ve Reyhanlı-İdlib Sınırında Sakin Günler başlıklı ve kişisel gözlemlerine dayanan iki köşe yazısında şu tespitlerde bulunuyordu. 19 Temmuz da Bab-el Hava sınır kapısı Suriyeli mücahitlerin eline geçti. Aynı saatlerde Türkiye-Suriye sınırındaki Gaziantep-Karkamış sınır kapısının Suriye tarafındaki Carablus sınır kapısı ve Suriye-Irak sınırındaki Abu Kemal Sınır Kapısı nın da mücahitlerin eline geçtiği öğrenildi. Reyhanlı sokakları Suriyeli sivillerle ve üniformalı Suriyeli askerlerle dolu. Türkiye sığınılacak güvenli bir liman. Reyhanlı halkı da üniformalı Suriye askerlerine alışmış durumda. Dışarıdan gelen biri, Türkiye ile Suriye nin birleştiğini veya Reyhanlı nın Suriye ordusu tarafından işgal edildiğini düşünebilir. Yaklaşık 70 bin nüfuslu Reyhanlı da son birkaç ayda Suriyeli nüfusu birden bir arttı ve artmaya devam ediyor. Suriyeli aile sayısı 1500 civarını bulmuş durumda. İlçede kiralık ev kalmadı. Aylık ortalama 100-200 TL olan ev kiraları 300 TL ye çıktı. Reyhanlı devlet hastanesi Suriyeli hastalarla dolu. Ambulanslar her gün sınırdan hasta taşıyor. Reyhanlı da jet krizinin etkilerini açıkça görmek mümkün. Kriz sonrası Türkiye nin çekingenlik bariyerlerinin ortadan kalktığı rahatça gözlemlenebiliyor. Askeri birlikler silah ve mühimmat olarak güçlendirilmiş, füze rampaları yerleştirilmiş. Türkiye, Suriye deki çatışmalara katılmamakla birlikte artık çok daha rahat bir şekilde mücahitleri desteklemeye başlamış. Son birkaç aydır Reyhanlı dahil olmak üzere Türkiye sınır il ve ilçelerine yoğun bir Suriyeli yerleşimi oldu. Reyhanlı, Suriye ile içi içe günlük yaşamına devam ediyor. 6

Kapak Konusu Sınır hattının buharlaşması jet krizinin ardından yeni gerginlikleri beraberinde getirdi. Suriye ordusu ile Özgür Suriye Ordusu arasında Tel Abayad kasabasının kontrolü için yürütülen silahlı mücadele Türkiye ye sıçradı. Tel Abayad kasabası ve Akçakale ye açılan sınır kapısının kontrolünü kaybeden Suriye ordusu bölgeyi yakın çevreden top atışına tutmaya başlamıştı. Suriye ordusu bu saldırılar sırasında 3 Ekim 2012 tarihinde, Şanlıurfa nın Akçakale ilçesini hedef alan 6 top atışı gerçekleştirdi. Saldırıda 5 Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Türkiye karşılık olarak tespit edilen 14 hedefe 40 top atışıyla karşılık verdi. Bu saldırı ile Suriye yönetimi jet krizinde olduğu gibi gerekirse her türlü çılgınlığı yapabileceği mesajını veriyordu. 7 Suriye yönetimi daha ne kadar ileri gidebileceğini 11 Şubat 2013 tarihinde Cilvegözü sınır kapısı ile Suriye tarafındaki Bab el Hava sınır kapısı arasında kalan tampon bölgede bomba yüklü araç ile gerçekleştirdiği saldırı ile gösterdi. Bu saldırı Suriye ve Türkiye-Suriye sınır hattındaki istikrarsızlık ve otorite kaybının, kontrollerin gevşekliğinin Türkiye nin güvenliğine nasıl olumsuz yansıyacağının açık göstergesiydi. 8 Türkiye 11 Mayıs 2013 günü tarihinin en büyük terör saldırısına işte böyle bir ortam içinde gidiyordu. Reyhanlı Saldırısını Kimler, Neden Gerçekleştirmiş Olabilir 11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı, Hatay da iki ayrı bombalı terör saldırısı düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör eyleminde 51 kişi ölmüş, 146 kişi yaralanmıştır. Eylem Reyhanlı Belediyesi nin de bulunduğu Atatürk Caddesi nde art arda meydana gelen 2 patlama şeklinde gerçekleşmiştir. Bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarda patlamalardan biri belediye diğeri postane binası önünde meydana gelmiştir. Reyhanlı terör saldırısı Irak ve Suriye deki dehşet sahnelerini andıran son derece üzücü görüntüler ortaya çıkarmıştır. Bu görüntüler neticesinde söylenebilecek ilk söz Türkiye nin Ortadoğu sorunlarına doğrudan müdahil olması ile beraber bir taraftan etkinliğini artırmakla birlikte bölge sorunlarının tarafı olması ve bölgede siyasetin yürütülüş biçiminin hedeflerinden biri haline geldiğidir. Türkiye her ne kadar haklının yanında yer aldığı argümanı ile meşruiyeti güçlü bir dış politika izlediğini savunsa da düzen kurucu, statükoya meydan okuyan bir dış politika izlendiğinde buna yönelik karşı meydan okumalar ile karşılaşılacağı açıktır. Reyhanlı daki terör saldırısını; failleri ve arkasındaki güçler kim olursa olsun her şeyden önce söz konusu karşı meydan okumanın bir parçası olarak görmek gerekmektedir. Saldırı ile birbiri ile bağlantılı farklı amaçlar güdülmüş olabilir. Türkiye yi Suriye politikası nedeni ile cezalandırmak ve geri adım atmaya zorlamak, Türk kamuoyu ve muhalefetini hükümetin Suriye politikasını sorgulatmaya yönlendirmek, Türkiye de mezhepsel ayrışımları körükleyerek iç çatışma ortamı yaratmaya çalışmak ve böylece Türkiye nin daha içe dönük bir politika izlemesini sağlamak, Türkiye nin sınırlarında uyguladığı açık kapı politikasının nasıl kendine karşı bir silah olarak dönebileceğini göstermek bunlar arasında olabilir. Bu tarz saldırılar ile Türkiye ciddi bir ikileme zorlanmaktadır. Suriye deki iç savaş, artan bir şekilde Türkiye nin güvenliğini olumsuz etkileyen bir soruna dönüşmektedir. Ancak diğer taraftan sorunu sonlandırmak adına uygulanan politika Türkiye yi doğrudan çatışmanın tarafı haline getirmekte ve daha fazla güvenlik sorunu ile karşılaşmasına neden olmaktadır. Türkiye, Suriye sorununa çözüm bulunamaması durumunda ya artan şekilde şiddet sarmalının içine çekilecek ya da Suriye politikasında radikal bir değişikliğe gitmek durumunda kalacaktır. Her iki seçenek kendi içinde Türkiye açısından ciddi zafiyetleri beraberinde getirecektir. Birinci şıkkın seçilmesi durumunda bir şekilde uluslararası toplum ikna edilerek Esad yönetiminin yıkılması için gerekli uçuşa yasak bölge ilanı, muhaliflere ağır silah yardımı, doğrudan askeri müdahale gibi önlemlerin alınması sağlanmalıdır. Bu mümkün değilse Türkiye, sınırlardan kaynaklanan güvenlik risklerinin ortadan kaldırılması için doğrudan kendisi sorumluluk almak durumunda kalacaktır. Suriye sorununda aktif ülkelerin pozisyonlarına bakıldığında birinci şıkkın gerçekleşmesi mümkün gözükmemektedir. İkinci şık ise Türkiye nin Suriye sınır bölgelerini kapsayan

Kapak Konusu bir askeri müdahalesini gerektirmektedir. Bu da Türk ordusunun Suriye içinde saldırıya açık bir hale düşmesine ve Suriye rejiminin Türkiye ye yönelik misilleme saldırılarına açık kalması anlamına gelecektir. Suriye politikasında radikal bir değişikliğe gidilmesi ise Türkiye nin uzunca bir süre Ortadoğu ya yeniden sırtını dönmesi ve dış politikanın ana unsuru olan yaptırım gücünün zayıflaması sonucunu beraberinde getirecektir. Dolayısıyla Suriye meselesi bu noktadan itibaren sonuçları her halükarda Türkiye açısından sıkıntılı alternatifler arasında tercihi zorunlu kılmaktadır. Bu geniş fotoğraf çerçevesinde değerlendirildiğinde, Reyhanlı saldırısı Türkiye nin Suriye politikası bağlamında daha fazla baskı altında kalmasına neden olacaktır. Büyük resmin dışında Reyhanlı saldırısının sonuçları ve olası failleri hakkında şu değerlendirme yapılabilir. Bu saldırı her şeyden önce Suriye rejiminin en azından Hatay içinde eylem düzenleme kabiliyetine sahip olduğunu göstermiştir. Türk yetkililerin açıklamaları da terör saldırısının Suriye istihbaratı destekli olmakla birlikte Türkiye içinden yürütüldüğü ve olayın içinde Türk vatandaşlarının olduğu şeklindedir. 9 Bu durum Cilvegözü ve Reyhanlı saldırılarının ardından önümüzdeki dönemde aynı yönde girişimlerin olabileceği düşüncesini doğurmaktadır. Hatay; Türk, Sünni Arap, Arap Alevi, Kürt, Hıristiyan ve Ermeni topluluklarının bir arada olması itibarıyla yüzyıllardır barış içinde bir arada yaşamayı başaran bir il olarak örnek gösterilmektedir. Ancak Suriye deki iç savaşın mezhepsel boyutunun giderek keskinleşmesi Hatay daki farklı toplumlar arasındaki barış ortamını da sarsmıştır. Dolayısıyla Suriye rejimi kaynaklı bu tarz eylemler zaten var olan gergin ortamının körüklenmesine neden olabilir. Türkiye nin Suriye politikasının en önemli sonuçlarından biri de Ortadoğu da siyasetin temel dinamiklerinden olan etnik ve mezhepsel ayrışımlara dayalı tartışmaların Türkiye ye taşınması olmuştur. Olayın doğrudan faili olarak THKP-C Acilciler örgütü ve lideri Mihraç Ural öne çıkarılmaktadır. Mihraç Ural yakın zaman önce gerçekleşen Banyas katliamının da faili olarak görülmektedir. 10 Esad rejiminin yıkılması durumunda Arap Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Lazkiye, Tartus vilayetleri ile Humus ve Hama vilayetlerinin batı kanadını içeren bir Alevi devleti kurmayı alternatif olarak düşündüğü söylenebilir. Banyas ili Tartus vilayeti içinde Sünni Arapların yaşadığı bir il olarak söz konusu planın hayata geçirilişi önünde engel teşkil etmektedir. Banyas katliamı Sünni halkın korkutularak göçe zorlanması, güvenli ve homojen bir Arap Alevi bölgesi yaratılma hedefinin önemli bir ayağı olarak düşünülmüştür. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Banyas katliamını bu şekilde okuduğunu rejim ülkenin tümünü kontrol altına almak mümkün değilse belli bir bölgeyi etnik temizliğe tabi tutup o bölgede etkin olma stratejisine geçmiştir. sözleriyle dile getirmiştir. 11 Banyas katliamından kısa süre önce Mihraç Ural ın internette yayınlanan görüntülerinde Banyas ilinin Sünnilerin tek denize çıkış noktası olduğu, bu şehrin önce kuşatılıp sonra temizlenmesi gerektiği ve başında olduğu Suriye Mukavemeti isimli örgütün sahaya inerek bunu gerçekleştireceği yönündeki ifadeleri yer almıştır. 12 Reyhanlı saldırısı sonrası Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu nun Banyas katliamını kim yapmışsa Reyhanlı saldırısında da onların ayak izleri var. açıklaması Türk karar alıcıların her iki olayın faili olarak söz konusu örgütü ve başındaki ismi gördüğünü ortaya koymaktadır. Ural, Reyhanlı saldırısı sonrasında kendisiyle yapılan röportajda Suriye de şu anda faaliyette bulunan örgütün Acilciler olmadığını, Suriye Mukavemeti isimli yeni bir direniş hareketi olduğunu kaydetmiş ve örgütün kurucuları arasında Türkiyelilerin bulunduğunu belirtmiştir. Başbakan Erdoğan da Reyhanlı saldırısına ilişkin yaptığı açıklamada Suriye rejiminin Türkiye de uzantıları var. ifadelerini dile getirerek söz konusu milis grubu ve arkasındaki Suriye istihbaratını olayın faili olarak işaret etmiştir. 13 Sonuç Reyhanlı saldırısı Suriye sorununa doğrudan müdahil olmanın ve çözüm üretilememesinin Türkiye açısından maliyetinin giderek hangi boyutlara ulaşabileceğini göstermesi açısından önemlidir. Suriye sorunu dış kaynaklı saldırılara açık hale gelmenin yanı sıra toplumsal barış ortamının bozulmasına neden olmaktadır. Ortadoğu da şiddet

Kapak Konusu ne yazık ki birçok zaman siyasi amaca ulaşmanın aracı olarak kullanılmaktadır. Reyhanlı saldırısı bölge sorunlarına taraf olmanın sonuçlarından birinin söz konusu yöntemin hedeflerinden biri haline gelme riskini açıkça ortaya koymuştur. Saldırının zamanlaması Başbakan Erdoğan ın kritik ABD ziyareti öncesi gerçekleşmesi açısından önemli olabilir. Başbakan Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri ne gerçekleştirdiği ziyaret öncesinde, Amerikan televizyonu NBC ye bir röportajda kritik mesajlar vermişti. Gazetecinin Suriye de uçuşa yasak bölge ilan edilmesi durumunda Türkiye nin de buna destek verip vermeyeceği sorusuna Erdoğan, Buna evet deriz yanıtını vermiştir. Ayrıca Suriye rejiminin halkına karşı kimyasal silah kullandığını belirterek Washington ı bu konuda da harekete geçmeye çağırmış, kırmızı çizgi nin çoktan aşıldığını da belirtmiştir. Başbakan Erdoğan ın bu ifadeleri Washington ziyaretinde Başkan Obama yı Suriye konusunda daha sert bir pozisyon almaya ikna için çabalayacağı yönünde beklenti oluşturmuştur. ABD nin uçuşa yasak bölge ilanına destek vermesi ya da muhaliflerin ağır silahlar dahil olmak üzere silahlandırılması kararı alması Suriye de dengeyi değiştirebilecek gelişmeler olacaktır. Ancak Esad rejimi kritik görüşme öncesi Reyhanlı saldırısını planlayarak Türk tarafının ABD de elini zayıflatmaya çalışmıştır. Gerçekten de ziyaret sonrasında Türkiye nin ABD yi ikna etmesinden ziyade Türkiye nin ABD pozisyonuna yakınlaşması söz konusu olmuştur. Dolayısıyla Reyhanlı saldırısı ilk aşamada Türkiye nin Suriye politikasında elini zayıflatmıştır. Ayrıca Suriye rejiminin Hatay daki gelişmeleri manipüle etme kabiliyeti ve iradesi olduğunu göstermiştir. Bu da zaten hassas bir konumda olan Hatay daki toplumsal barışı sarsacak yeni terör saldırılarının rejim tarafından gerçekleştirilebileceği düşüncesi oluşturmuştur. Bu durum Suriye deki istikrarsızlığın bir an önce çözülmesinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. O DİPNOTLAR 1 Aslı Aydıntaşbaş, Davutoğlu: Esad hâlâ reform yapabilir, Milliyet, 9 Haziran 2011. 2 Erdoğan: Suriye de sabrın sonuna geldik, Sabah, 7 Ağustos 2011. 3 Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras bir gazete ile gerçekleştirdiği röportajda bu politikanın işaretlerini vermiştir: Yaptırım politikası, Yeni Şafak, 14 Ağustos 2011. 4 Oytun Orhan, Suriye Türkiye ye Karşı PKK Kozunu Oynuyor (mu?), ORSAM Dış Politika Analizi, 14 Şubat 2012. 5 Jet krizi ve sonrası hakkında bakınız: Oytun Orhan, Suriye ile Jet Krizinin Düşündürdükleri, ORSAM Dış Politika Analizi, 28 Haziran 2012. 6 Hasan Kanbolat, Hatay-Reyhanlı dan Suriye ye Bakış, ORSAM Dış Politika Analizi, 23 Temmuz 2012; Hasan Kanbolat, Reyhanlı-İdlib Sınırında Sakin Günler, ORSAM Dış Politika Analizi, 23 Temmuz 2012. 7 Saldırı hakkında bakınız: Oytun Orhan, Akçakale Saldırısı ve Sonrası, ORSAM Dış Politika Analizi, 10 Ekim 2012. 8 Saldırı hakkında bakınız: Oytun Orhan, Cilvegözü Saldırısı Üzerine Notlar, ORSAM Dış Politika Analizi, 14 Şubat 2013. 9 Atalay: Reyhanlı saldırısını gerçekleştirenlerin hepsi bizim vatandaşımız, Cihan Haber Ajansı, 20 Mayıs 2013. 10 Temizliğin lideri Antakyalı Mihraç, Milliyet, 17 Mayıs 2013. 11 Esad etnik temizlik yapıyor, Star, 7 Mayıs 2013. 12 Görüntüleri izlemek için bakınız: http://www.youtube.com/watch?v=2jvb77o4-go (Son erişim Tarihi: 27 Mayıs 2013) 13 Arkasında Suriye rejimi var, Milliyet, 14 Mayıs 2013.

Iraklı Kürtlerin büyük kazanımı işgal öncesi zaten koruma altında olan Kürt bölgesinin, 2005 Anayasasıyla Kürdistan Bölgesel Yönetimi adıyla federal bir siyasi birim haline gelmesiydi. Arap Baharında Eklemlenen Kürt Bölgeleri ve Türk Dış Politikasına Etkileri Articulation of the Kurdish Regions in the Arab Spring and Its Impacts on Turkish Foreign Policy Erol KURUBAŞ Abstract Instability and changes in the Middle East have affected the status or positions of the Kurds in Syria, Iraq and Turkey. Some developments have led to intertwining and articulation of the Kurdish regions, the Kurdish questions, and the Kurdish movements in these different countries of the Middle East at the degree it has not been experienced so far. Especially, the developments in Syria has caused the birth of a struggle area in which the ideals of Kurdish movements are intersected with the fears of Turkey. This situation has also forced Turkey to come to terms with the Kurdish reality in its foreign policy towards the Middle East once more. In connection with the developments in the Kurdish region, three major issues determine the agenda of Turkey s foreign policy: Syria, Iraq and PKK/Kurdish issue. Now, depending on developments in the Kurdish region, these issues have been articulated to each other. Every step taken in one of these three fields has begun to affect the others directly or indirectly. This has draggged Turkish foreign policy to some dilemmas. Thus, Turkey has seen clearly that it cannot be an effective force in the Middle East without solving both its and others Kurdish problem. This study examines why and how the process of articulation in the Kurdish areas has appeared. In this context, it disscuses whether the process poses a growing threat or provides new opportunities for Turkey. Keywords: the Kurds, the Kurdish regions, Turkish foreign policy, pan-kurdism, Kurdistan Regional Government

Ira ta ortaya an rt b lgesi di er l elerde i rtler ve rt ha re etleri i in bir model olu turmu ve bir e im alan olmu tur Arap ahar yla Suriye de ortaya an otorite bo lu u ise bu durumu daha da pe i tirmi ve h zland rmt r Giriş Ortadoğu da son yıllarda büyük bir altüst oluş yaşanmaya, rejimler ve dengeler değişmeye başladı. Ortaya çıkan bu statüko değişimi, Ortadoğu da bölgesel dengeleri belirleyen ve küresel rekabete yol açan üç mücadele alanından biri olan Kürt bölgelerinde de (diğer iki bölge olan Filistin-İsrail anlaşmazlığı çerçevesinde Doğu Akdeniz, petrol ve Şiilik etrafında Basra Körfezi bölgelerinde olduğu gibi) gözle görünür bir hareketlenmeyi beraberinde getirdi. Böylece Ortadoğu daki bu değişim dalgası sadece Arap dünyası için değil, aynı zamanda Türkiye ve Kürtler için de çok özel anlamlar ifade etmeye başladı. Çünkü Ortadoğu nun yeniden yapılanmasıyla sonuçlanacak olan bu devrim süreci Kürtlerin birtakım ideallerini ve buna bağlı olarak Türkiye nin birtakım korkularını açığa çıkarttı. Gerçekten de bölgede yaşanan istikrarsızlık ve değişim, Kürtler açısından tarihi bir fırsat olarak görüldü ve Kürt hareketleri yaşadıkları ülkelerdeki pozisyonlarını güçlendirmeye dönük çaba içine girdiler. Ama öte yandan bu olgu, Türkiye nin Ortadoğu daki temel güvenlik alanlarından -ki bunlar genellikle Kürt bölgeleridir- algıladığı tehdidin düzeyini yükseltti. Özellikle Suriye deki Kürt bölgeleri üzerinden, Türkiye nin korkuları ile Kürtlerin ideallerinin kesiştiği bir mücadele alanı doğdu. Çünkü hemen tüm Kürt hareketlerinin Suriye Kürtlerinin durumu konusunda tam bir uzlaşı içinde hareket etmeyi başarmasıyla farklı ülkelerdeki Kürt bölgelerinin, Kürt hareketlerinin ve Kürt sorunlarının bugüne değin hiç olmadığı kadar iç içe geçmesi ve eklemlenmesi söz konusu oldu. Böylece daha önceleri her ülkenin kendi bağımsız sorunu olarak kalan Kürt sorunları, bugüne değin hiç olmadığı kadar Ortadoğu nun total bir sorununa dönüşmeye başladı. Bu durum, Türkiye nin geleceğine dair birtakım korkularının depreştirmesinin yanı sıra Ortadoğu da izlediği dış politikasının bir kere daha Kürt sorunu gerçeğiyle yüzleşmesine neden oldu. Bir başka deyişle, gerek içerideki gerekse dışarıdaki Kürt sorunları hem iç-dış politika bağlantısı oluşturarak hem de total bir bölgesel sorun olarak Türkiye nin Ortadoğu daki bölgesel güç hayallerini kâbusa çevirecek bir faktör olarak karşısına dikildi. Gerçekten de Ortadoğu çalkalanırken bölgede etkin bir güç olmaya çalışan Türkiye nin son iki yıldır dış politika gündemini belirleyen üç konu oldu: Suriye, Irak ve PKK/Kürt sorunu ve Kürt bölgelerindeki gelişmelere bağlı olarak bu gündemler birbirine eklemlendi. Böylece Türkiye nin bu üç alandan herhangi birinde attığı bir adım, diğerlerini de doğrudan ya da dolaylı etkilemeye başladı. Bu da Türk dış politikasını birtakım açmazlara sürükledi. Böylece Türkiye, hem kendi Kürt sorunu hem de dışarıdaki Kürtlerin sorunları tam olarak çözülmeden Ortadoğu da etkin bir güç olmasının mümkün olmadığını açıkça gördü. Bu temel varsayımlar etrafında çalışma, özellikle Arap Baharı ekseninde Kürt bölgelerinde yaşanan eklemlenme sürecini, bu sürecin Türkiye yi neden ve nasıl etkilediğini ve bu etkilerden nasıl kurtulabileceğini sorgulamaktadır. Bu bağlamda Kürt bölgelerindeki eklemlenmenin Türkiye açısından büyüyen bir tehdit mi, yoksa yeni fırsatlar mı sunduğu da birtakım politika seçenekleri/ önerileri çerçevesinde tartışılmaktadır.

Kürt Bölgelerinin Eklemlenme Süreci Kürtler yoğun olarak ikisi Arap (Irak ve Suriye), ikisi Arap olmayan (Türkiye ve İran) dört ülkeye dağılmış durumdadırlar. Ortadoğu daki devrim bu devletleri değişik oranlarda etkilediği için Kürtler ya da Kürt bölgeleri de bu süreçten farklı biçim ve düzeylerde etkilendiler. Bilindiği gibi, Irak ta Arap Baharı ndan çok önce, 2003 te, ABD nin müdahalesiyle Saddam devrilmiş ve Iraklı Kürtler kendi baharlarını yaşamaya başlamış, büyük kazanımlar elde etmişlerdi. En büyük kazanımlarıysa hiç kuşkusuz işgal öncesi zaten koruma altında olan Kürt bölgesinin, 2005 Anayasasıyla Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) adıyla federal bir siyasi birim haline getirilmesiydi. 1 Bu sayede Iraklı Kürtler ayrı bir yasama, yürütme ve ordusu, ayrı bir eğitim sistemi, üniversiteleri, ekonomik yapısı olan, yani Bağdat tan oldukça bağımsız hareket edebilme imkânına sahip, büyük ölçüde kendi kendini yöneten ve bu nitelikleri gittikçe güçlenen bir bölge elde etmişlerdi. 2 Hatta son dönemde Bağdat yönetimine rağmen, yabancı ülke şirketleriyle yapılan 50 civarındaki petrol arama ve çıkarma anlaşması dikkate alındığında 3 KBY nin belli oranda dış ilişkiler kurma imkânına bile kavuştuğu söylenebilir. Iraklı Kürtlerin elde ettikleri bu kazanımların konumuz açısından esas önemi ise diğer Kürtler açısından doğurduğu sonuçlardır. Gerçekten de Irak ta ortaya çıkan bu Kürt bölgesi, diğer ülkelerdeki Kürtler ve Kürt hareketleri için bir model oluşturmuş ve bir çekim alanı olmuştur. Arap Baharı yla Suriye de ortaya çıkan otorite boşluğu ise bu durumu daha da pekiştirmiş ve hızlandırmıştır. Özellikle Suriye nin Kürt bölgelerinde yönetimin Kürtlerin eline geçmesiyle burada IKBY (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi) benzeri bir yapının ortaya çıkması, bu örnek etkisini somut olarak göstermiştir. Zaten o nedenle Türkiye basınında ortaya çıkan bu yapı Kuzey Irak a benzetilerek Kuzey Suriye olarak anılmıştır. 4 Ayrıca bu örnek etkisinin, Türkiye deki Kürtler açısından da sonuç doğurduğu ve Kürt sorununun çözüm çıtasını yükselttiği de kuşkusuzdur. 5 Irak Kürt bölgesinin diğer Kürtler açısından bir çekim alanı olduğu ve onların hayallerini süslediği de açıktır. Örneğin, Türkiye deki Kürtlerin Irak Kürt bölgesiyle ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin yoğunlaştığı bir sır değildir. Buradaki üniversitelerde okuyan, burayla ticaret yapan birçok Türkiyeli Kürt bulunmaktadır. Kısacası, bu bölge ile diğer Kürtler arasında ekonomik, sosyal ve kültürel bağlar yoğunlaşmakta, buna paralel olarak kısmen var olan siyasi bağlar da sorunlara duyulan ilgi de artmaktadır. Öte yandan, Arap Baharı sürecinde IKBY nin diğer Kürtler ve Kürt bölgeleri üzerindeki etkisi sadece yukarıda sözü edilen pasif biçimlerde olmamış, aksine bu yapı aynı zamanda aktif bir tutum içine girerek tüm Kürtlerin koruyuculuğuna soyunmuş ve hem Türkiye deki hem de Suriye deki Kürt sorunlarıyla yakından ilgilenmek suretiyle etkinliğini diğer Kürt bölgelerine yaymıştır. Yani Barzani önderliğinde KBY gerek Türkiye deki Kürt sorununa gerekse Suriye deki Kürt bölgelerindeki ilişkin konularda etkin bir aktör haline gelmiştir. Bu duruma daha yakından bakarsak ortaya çıkan tabloyu şu şekilde özetleyebiliriz: Her şeyden önce, Barzani nin, 2010 sonlarına doğru Türkiye deki Kürt sorunu ve PKK eksenli gelişmelerde etkinlik kazanmaya başladığı görülmektedir. Bilindiği gibi zaten PKK nın Kandil deki varlığı, ama özellikle 2011 Temmuzundaki Silvan saldırısı sonrası Türkiye ye yönelik terör eylemlerindeki artış nedeniyle Barzani, Türkiye nin haklı şikâyetlerine ve baskısına muhatap olmakta, bu nedenle Bağdat la bozulan ilişkiler yüzünden hiç de çıkarına olmadığı halde Türkiye ile karşı karşıya gelmekteydi. Buna karşın hem Türkiye nin müdahale tehditlerinden hem de PKK nın Türkiye ye dönük terör eylemlerinden rahatsız olan Barzani nin ne Türkiye nin buraya müdahalesini engelleyebilecek ne de PKK yı kontrol edebilecek bir gücü ve/ya iradesi vardı. Bu açmaz, Barzani nin bir tür arabuluculuk yaparak Türkiye deki Kürt sorununun çözülmesine karşılık, PKK nın silahlı mücadeleden vazgeçmesini sağlamaya dönük çabalara katılmasına yol açtı. Sonuçta Türkiye deki Kürtlerin kaderinde de bir biçimde Barzani söz sahibi oldu. Tam da bu dinamikle 2013 başında PKK nın silah bırak-

Türkiye nin özellikle son birkaç yıldır özellikle KBY ye yönelik izlediği politika dikkate alındığında, fırsat odaklı bir yaklaşımı benimsemiş olabileceği söylenebilir. masına dönük çabalarda Erbil yönetiminin rol alması dikkat çekicidir. 6 Öte yandan, Suriye deki Kürt bölgelerinde Baas yönetiminin birliklerini çekmesiyle PKK nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi nin (PYD) burayı kontrol altına alması, Barzani yi harekete geçirdi. Barzani kendine yakın diğer Kürt partilerine destek vererek onların PYD yi dengeleyebilmesi için yüzlerce kişiyi Irak Kürt bölgesinde eğitip geri gönderdi. Nihayet bu çerçevede taraflar arasında ortaya çıkan anlaşmazlığı gidermek de yine Barzani ye düştü. Haziran 2012 de 12 Kürt partisinin oluşturduğu Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile PYD arasında Barzani nin arabuluculuğunda Erbil de bir anlaşma imzalandı. 7 Böylece Barzani nin himayesi ve hatta teşviki altında Suriyeli Kürtler ve bu arada PYD aracılığıyla PKK, Esad sonrası Irak takine benzer bir yapı kurmaya yönelik önemli bir kazanım elde ettiler. Kuşkusuz PKK nın faaliyetleri de Kürt bölgelerindeki eklemlenmeyi pekiştirici bir etki doğurmuştur. PKK da, aynen IKBY gibi, etkisini artırma ve yayma çabasında olmuştur. Bunun için PKK zaten uzun süreden beri Türkiye nin yanı sıra İran, Irak ve Suriye deki Kürt bölgelerinde de etkin bir örgütlenmeye sahipti. Ama PKK özellikle Arap Baharı yla ortaya çıkan devrimci dinamiği tarihi bir fırsat bilerek Türkiye ye yönelik mücadelesinin dozunu artırma kararı aldı. Bu nedenle Temmuz 2012 de MİT ile PKK nın Avrupa kanadı arasında yürütülen Oslo Görüşmelerini sona erdiren Silvan saldırısını gerçekleştirdi. Hemen ardından PKK ya karşı Türkiye ile işbirliği içinde mücadele eden İran la, örgütün İran kanadı PJAK ın çatışmasını sonlandıran bir anlaşma yaptı. 8 Bu anlaşmada hiç kuşkusuz Suriye krizinde İran ın Türkiye ile karşıt pozisyonda olmasının etkisi büyüktü. Bu sayede İran Türkiye ye karşı PKK yı kullanma imkânı elde