İslâm Felsefesinin Arkaplanı *

Benzer belgeler
ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Al-Ghazālī s Philosophical Theology

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Skolastik Dönem (8-14.yy)

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969.

İslâm Felsefesi El Kitabı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Matematik Ve Felsefe

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans İlahiyat Ankara Üniversitesi Doktora Felsefe İstanbul Üniversitesi İstanbul Üniversitesi

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

AYDIN TOPALOĞLU DOÇENT

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Alan Dersleri. I.

ÖZGEÇMİŞ Prof. Dr. Mehmet Sait REÇBER EĞİTİM YAYINLAR Makaleler

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA)

İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Alan Dersleri. I.

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ (Ocak 2014 itibariyle)

MUALLİM-İ SANÎ NİN TEMEL GAYESİ: DİN- FELSEFE UZLAŞTIRMASI Benazir KARUÇ *

Gazâlî nin Felsefeye Yaklaşım Tarzı Üzerine Bir Soruşturma

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

İSLÂM ÖNCESİ FELSEFEDE VE İSLÂM FELSEFESİNDE ESKATOLOJİYE YÖNELİK BAZI TEMEL GÖRÜŞLER

Gazâlî nin Felsefeye Yaklaşım Tarzı Üzerine Bir Soruşturma

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı, C *

Felsefece Düşünmenin Yolları

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

SALİME LEYLA GÜRKAN. 1997, Religious Studies, Lancaster University. 1991, İlahiyat Fakültesi, Marmara Üniversitesi.

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT

Doç.Dr. Musa Kazım Arıcan, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü Türk İslam Düşüncesi Tarihi Anabilimdalı, Öğretim Üyesi

DEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI İLAHİYAT BÖLÜMÜ I. SINIF I. & II. ÖĞRETİM BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ ÇİFT ANADAL İÇİN HAZIRLANAN ZORUNLU DERSLER

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Curriculum Vitae (as of January 2014)

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

- İslam dünyası hiçbir zaman özgün bir felsefe geleneğine sahip olmadı.

Yrd. Doç. Dr. Halil Rahman AÇAR. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.)

KÜRE YAYINLARI / 114. Kitap FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 3. Gazzâlî Konuşmaları

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s.

Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar *

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS

İBN MEYMUN FELSEFESİNDE TANRI

İSLÂM FELSEFESİ. TARİH ve PROBLEMLER. editör M. Cüneyt Kaya

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TE VİL

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME)

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

Aydın Topaloğlu. İslâm Felsefesine Giriş drl. Peter Adamson ve Richard C. Taylor çev. M. Cüneyt Kaya İstanbul: Küre Yayınları, sayfa.

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans İlahiyat Ankara Üniversitesi Lisans Uluslararası İlişkiler Karaçi Üniversitesi 2009

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

Öğrenim Durumu: Kitap Fârâbî nin Siyaset Felsefesi, Kökenleri ve Özgünlüğü, Atlas Yayınları, Ekim-2015, ISSN: , 484 sayfa.

AKADEMİK YILI

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Doğu-Batı Felsefi Etkileşiminde İbn Rüşd ve St. Thomas Aquinas Felsefelerinin Karşılaştırılması

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6

insan toplum Değerlendirmeler

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Transkript:

/ Iğdır University / Journal of Social Sciences Sayı / No. 3, Nisan / April 2013: 153-160 İslâm Felsefesinin Arkaplanı * GEORGE F. HOURANI Çeviren İLYAS ALTUNER Arş. Gör., İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Özet: Bu yazı, İbn Rüşd ün Faslu l-makâl adlı eserinin Hourani tarafından yapılan İngilizce çevirisindeki Giriş yazısından bir parçadır. Hourani, filozofların izleyenlerinin sınırlı olduğunu, ancak kelâmcıların öğretilerinin de kesinlikle kitlelerce ulaşılabilir olmadığını ve yine aşırı derecede sofistike olduğunu ifade etmektedir. Yazara göre, felsefe, burhânî hakikat hakkında, onun Yunan bilimlerince bildirilmiş olan zihinsel disiplinlerle kazanılabilir bir şey gibi olduğunu iddia etmektedir. Filozoflar, dinsel öğretilerin yerine, hatta onların yerini almak pahasına, Yeni Platoncu ve Aristotelesçi kavram ve terimleri kullanarak Tanrı ve evreni ele alan konularla ilgili olarak burhânî hakikati dile getirdiklerinde, kelâmcılar, varlık nedenleri olan dinin savunmasında önemli bir rol üstlenmeyi kendilerine görev saymışlardır. Bu yazı, bu iki grup arasındaki tartışmaları felsefe-din ilişkisi bağlamında kısaca ele almaktadır. Anahtar Kelimeler: Yunan felsefesi, İslâm felsefesi, kelam, tartışma, arkaplan. * Intruduction to Averroes On the Harmony of Religion and Philosophy, trans. & ed. George F. Hourani, London: Luzac and Company, 1976, ss. 2-8. 153

George F. Hourani The Background in Islamic Philosophy GEORGE F. HOURANI Translated by İLYAS ALTUNER Res. Assist. Iğdır University, Faculty of Divinity, Department of Philosophy and Religious Sciences Abstract: This paper is a part of Introduction in English translation of Averroes Fasl al Maqal by Hourani. He states that the philosophers audiences were a limited one, but it should be noted that the theologians teachings were not exactly accessible to the masses and were also of a high degree of sophistication. According to author, philosophy has claimed that of demonstrative truth as something achievable by intellectual disciplines as informed by Greek sciences. When the philosophers have spoken of demonstrative truth in relation to matters dealing with God and the world, by using Neo-Platonic and Aristotelian concepts and terms at the expense of, or even as a substitute for, religious doctrines, the theologians have regarded as a mission themselves to take a leading role in the defense of religion, which was their reason for being. Keywords: Greek philosophy, Islamic philosophy, theology, discussion, background. 154

İslâm Felsefesinin Arkaplanı Yunan felsefesi öğrenimi Müslüman çevrelere girer girmez, felsefeyle Sünnî İslâm arasında belli bir gerilimin olması kesindi. 1 İslam ın temelinde, kişiye belli ibadet ve inançları emreden Kur an vardı. İbadet alanında, ilk üç asırdaki meşru görüşün ağırlığı, kişi için doğru ve yanlış olanın aslında Sünnet tarafından yorumlanmış olan Kur an a göre belirlenmiş olduğuna karar vermişti. Onların yorumu hakkındaki kuşkular da âlimlerin ortak görüşüyle (icma ) giderildi. Hukukçular tarafından yapılan bağımsız muhâkeme (kıyas) en son başvuru kaynağı olarak ve sonradan yalnızca Kutsal Kitab ın yorumunda uygulanmak için alınırken, kamu yararı, doğal hukuk ya da başka herhangi bir standart Kutsal Kitap yorumundan doğru ve yanlışı çıkarsamak için alınmadı. Aynı ilkelere başvurarak, ilk dönem kelâmcıları Kutsal Kitab a özgü Tanrı ve evren hakkındaki öğretiler sistemini belirlemek için çalışmaya başladılar. Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu asır Mu tezilîleri, akıl ilkeleri gibi görünen birtakım kabûlleri benimsediler. Örneğin, Kur an, Tanrının Kıyamet Günü nden sonra insanı bu dünyadaki kötü eylemlerinden dolayı cezalandıracağını söylerken, akıl bize yetkin bir Tanrının bir kişiyi kontrolünde olmayan eylemler için cezalandırmayacağını söyler. Öyleyse kişi, eylemlerini seçme gücüne sahip olmalıdır; o hâlde Tanrı eylemleri önceden tayin etmez. Ancak onuncu asırda genel olarak Eş arî nin ve Eş arîlerin eserlerinde belirginleşmiş olan hâkim görüş, akıl ilkelerine dayanan birtakım kabûllerin hiçbir Kutsal Kitap hükmü tarafından doğrulanmadığı görüşüydü. Böylelikle, örneğin, Kur an kişinin kendi eylemlerinden sorumlu olduğunu söyler; yine Kur an Tanrıyı her şeye gücü yeten ve kişinin eylemlerini tayin eden olarak gösterir. Bu yüzden her iki eylem de kabul edilmek zorundadır. Kişinin sorumluluğunun ilâhî kaderle ilişkisi, Eş arîler açısından kelâmcıların, hünerlerini kullanabildikleri karşılaştırmalı bir detay konusuydu; ancak onlar her iki eylemin kabûlünden hareket edemezlerdi. Kut- 1 Bkz. L. Gauthier, La Théorie d Ibn Rochd (Averroes) sur les Rapports de la Religion et de la Philosophie (Paris, 1909), Giriş ; A.J. Arberry, Revelation and Reason in Islam (London, 1957); L. Gardet & M.M. Anawati, Introduction à la Théologie Musulmane (Paris, 1948), ss. 318-24. 155

George F. Hourani sal Kitab ın kinayeli yorumu, Tanrıya bedensel özellikler atfetme gibi belli birtakım ifadeleri açıklamak için kullanılabilirdi; ancak böyle bir yorum, Peygamber zamanındaki normal söyleme ilişkin Arap dilbilim kuralları tarafından sınırlandırılmak demekti. İslâm kelâmının bu erken gelişimi Yunan geleneğindeki felsefeye belirgin bir şekilde başvurmaksızın devam etti. Mu tezilîlerin Yunan felsefesiyle ilişkisi oldukça belirsizdir; onlar Tanrı ve insan hakkındaki bazı kavramları felsefeden ya da onu düzene sokan Hıristiyan kelâmından almış olabilirler. Gerek Mu tezilîler gerekse sonraki dönemlerinde Eş arîler, (farkında olmaksızın) Aristoteles mantığının silâhlarını tartışmalarında kullandılar. Ama her iki mezhep de Yunan felsefesine Tanrı ve evren hakkındaki gerçek düşüncelerin bir kaynağı olarak açıkça başvurmaz. Doğrusu tartışma, dokuzuncu yüzyıl ortalarında, Yunan felsefesinin İslâm ın bilge dünyasına yayılmasından yarım asır öncesinde vardı. Nitekim felsefe, en azından, İslâm kelâmının ortaya konması için gereksiz bir şeymiş gibi görüldü. Ancak felsefe, kelâmcılar tarafından yapıldığı gibi, kelâma mutlak anlamda tehlikeli görülebilirdi. Çünkü felsefe, evren hakkındaki kanıtlayıcı gerçeği, dokuzuncu asır Müslüman aydınlarına kendisiyle birlikte gelen tıp, astronomi, matematik ve diğer Yunan bilimleri gibi aynı kesinlikte göstermeyi öne sürerek, bilimin iddialarıyla ortaya çıktı. Hiçbir düşünen insan, Yunan filozoflarının, özellikle Platon ve Aristoteles in eserlerinde açık olan anlayış derinliği ve akıl yürütme gücünden etkilenmemeyi başaramaz. Onların sadık izleyenleri olan Fârâbî ve bir derecede İbn Sînâ gibi Müslüman filozoflar, onları bilge adamlar otoritesiyle konuşan gerçeklik kaynağı olarak gördüler. Deneysel bilimin konuları hususunda geleneksel kelâm için bunun az bir önemi oldu. Çünkü Kutsal Kitaplar birtakım konulara değinmediler; ancak filozoflar Tanrı, bir bütün olarak evren ve de insanın kaderi hakkında konuştukları zaman, Kur an ve Sünnetlerin öğrettiklerine uygun öğretip öğretmediklerini araştırmanın nedeni vardı. Çünkü iki asır, dokuzuncu yüzyılın ortalarından on birinci 156

İslâm Felsefesinin Arkaplanı yüzyılın ortalarına kadar, birtakım nedenlerden dolayı felsefe ile kelâm arasında doğrudan bir çatışma ertelendi. Bir yandan, ilkin Müslüman filozoflar ellerini göstermek zorundaydılar. Onlar, olumsuz bir koşulda çalışmanın bilincinde olsalar ve kendi görüşlerinin ifadelerini İslâm ın temel öğretileriyle uzlaştırmaya, mümkün olduğunca, özen göstermişlerse de, bu hayli zaman aldı. Nitekim Neo-Platoncu mistisizm, Sufizmin bir türü olarak Fârâbî ve İbn Sînâ da görüldü; ikisi de genel eserlerinde bedenin yeniden dirilişini doğrudan yadsımadı; onlar bir Peygamberin ortaya çıkışının rasyonel bir açıklamasını sundular; ve saire. 2 Öte yandan, Eş arî kelâm sistemi, (1040 dan sonra) Büyük Selçuklu İmparatorluğu nun kuruluşundan sonrasına kadar ve özellikle Sünnî kelâmın bir okulu olarak Bağdat ta (1065) Nizâmiye Medresesi nin kuruluşundan sonrasına kadar baskın bir gelenekçi olmadı. Ondan önce Büveyhîler, Fatımîler, Hamdanîler gibi Şiî prensleri Batı Asya ve Mısır ı yönetmişler ve halklarına kuramsal düşünme konusunda daha çok serbestlik tanımışlardı. Ancak 1064 civarında, İran da Nâsır-ı Hüsrev tarafından Câmiu l-hikmeteyn adlı eserinde bir uyarı notası çalındı. 3 Nâsır, felsefenin ve İsmailî teosofinin ortak düşmanı olan ehl-i tefsîr, ehl-i taklîd, haşviyân-ı ümme ve fukahâ-yı dîn-i İslâm dediği nakilci kuramcılara karşı felsefî düşüncenin haklılığını savunur. Onlar ehl-i bâtın ve te vîl e karşı çıkarlar. 4 Onlar, güneşin doğası gereği batacak olması gibi, nesnelerin nedensel özelliklere sahip olduğunu bildiğini ileri süren bir kimseye kâfir damgasını vururlar. Nâsır, Yaradan ı düşünmeyip yaratılan evren hakkında düşündüklerinden dolayı Peygamberin kesin emrine aldırmadıkları gerekçesiyle, o din bilginlerinin gerçek kâfir oldukları yönünde çıkış yapar. Böylece onlar Yaradan ile yaratılanı aynı seviyeye indirger ve cehâleti bilgiye tercih ederler. 5 Nâsır, dokunaklı sözlerle, bilim ve 2 3 4 5 Fârâbî nin görüşlerini ifade etmedeki uyarısının anlatımları için bkz. L. Strauss, Persecution and the Art of Writing (Glencoe, Illinois, 1952), böl. 1. Ed. Henry Corbin (Tahran & Paris, 1953), Giriş, ss. 60-4. Aynı Eser, Farsça Metin, par. 14, s. 10. Aynı Eser, par 14, s. 10; ayrıca s. 12 ve 15. Eş arîler, Tanrının biricik neden olduğunu ve doğadaki düzenin Onun koyduğu daimî düzen (âdet, sünnet) sayesinde va- 157

George F. Hourani felsefe üzerindeki bağnaz hoşgörüsüzlüğün korkunç sonuçlarına dövünür. O sözde âlimler, yaratılmış şeylerin bilgisine vakıf olan kimseleri kâfir saydıkları için, nasıl ve niçini araştıranlar suskun kaldıkları gibi, bu bilimin yorumcuları da sessiz kaldılar. Öyle ki cehâlet, bütün insanları, özellikle Horasan topraklarımızla doğu bölgelerimizin halklarını mahvetti. 6 Yukarıda gösterdiğimiz bir kitap üretimi için gerekli olacak beş neden dışında hiç kimse yaratılışın nasılı ve niçini üzerine bir kitap yazmadı. İlk olarak, bu bilgiyi araştıran fail neden olan kimse vefat etti; ikinci olarak, bu bilimin yorumcusu olan etkin neden olan kimse de öldü ve bu toprakların insanları arasından bu iki nedenin ortadan kaybolmasıyla, din bilimi de tarihe karıştı. Adı geçen topraklarda şimdi, Kutsal Ruh un bir ürünü olan gerçek din bilimini felsefenin bir uzantısı olan yaratma bilimiyle birleştirme (cem ) yeteneğine sahip hiç kimse bulunmuyor. Çünkü bunlar filozofun bir kâfir olduğunu beyan ederken, filozof da bu sözde âlimleri hayvan derecesine indirger ve onların cehâleti yüzünden İslâm dinini küçümser. Sonuç olarak, artık bu topraklarda ne gerçek din ne de felsefe kalır. 7 Ancak felsefeye en can alıcı darbe henüz vurulmamıştı. Bu, felsefenin bütün içeriklerinin bilgisiyle ve güçlü zekâsının bütün gücü ve açıklığıyla Gazâlî nin saldırısıydı. Bu saldırı, birden çok biçimde oldu. 1095 yılında tamamladığı Tehâfutu l-felâsife 8 adlı büyük eserinde, kendisine doğru bir felsefî yöntem edinerek, filozofların sırf inanca aykırı olan diğer tezlerinin yanı sıra, evrenin ezelîliği, Tanrının tikelleri bilmemesi ve bedenle dirilişin imkânsızlığı gibi İslâmî olmayan tezlerini kanıtlayamadıklarını öne sürdü. 1096 ile 1106 yılları arasında yazılmış olan Faysalu t-tefrika beyne l-islâm ve z-zendeka 9 adlı yapıtında, Kutsal Kitab ın kinayeli yorumlarının tıpkı küfür gibi çarpıtılmış olduğu hukukî sorununu, hamillerini 158 6 7 8 9 rolduğunu ileri sürerek, doğal şeyler arasındaki nedensel bağlantıları inkâr ettiler. Aynı Eser, par. 19, s. 15. Çeviri A.J. Arberry, Revelation and Reason in Islam, s. 72. Aynı Eser, par. 20, s. 16. Çeviri Arberry, Aynı Eser, ss. 72-3. Ed. M. Bouyges (Beyrut, 1927); ayrıca S. Dünyâ (Kahire, 1947). Ed. M.S. Kurdî. El-Cevâhiru l-gavâlî min Resâili l-imâm Hucceti l-islâmi l-gazâlî (Kahire, 1934).

İslâm Felsefesinin Arkaplanı İslâm dairesinin dışına koyarak ele aldı ve filozofların Tanrının bilgisi ve ahiret hayatı hakkındaki görüşlerinin çarpıtılmış olduğu sonucuna vardı. Son olarak, El-Munkız mine d-dalâl 10 adlı otobiyografisinde Gazâlî, ruhunun gereksinimi olan tedaviyi sağlamada felsefenin başarısız olduğunu çok kişisel ve popüler bir yolla açıkladı. Doğu da, Gazâlî nin meydan okumasına karşılık verecek kimse çıkmadı. Ancak, eğer felsefenin Müslüman ülkelerde bir yaşama şansı varsa, karşılık verilmek zorundaydı. Bu, İbn Rüşdün büyük İmam ın saldırılarına seksen yıl sonra Batı dan cevap vermek suretiyle üzerine aldığı görevdi. Seksen yıllık aralığın açıklamasını sormanın küçük bir yararı var: Adam bu vesileyle ortaya çıkmadı ve hiç çıkmayabilirdi. O ortaya çıktığında, yine de, Gazâlî nin meydan okuması hâlâ güncel bir sorun olarak hissediliyordu; entelektüel gelişme o günlerde daha yavaştı. İbn Rüşd ün Gazâlî eleştirisinde, Ebû Hâmid e neredeyse yaşayan bir çağdaşı gibi davranmasını, şakacıktan bir düşmanlık olarak algılıyoruz. Tehâfutu t-tehâfut (1180) adlı eser, Tehâfutu l-felâsife nin iddialarına ayrıntılarıyla karşılık verir. Faslu l-makâl ise, Faysalu t-tefrika ya geniş çapta bir hukukî karşılıktır. İbn Rüşd ün görünüşte farklı iki düşünce sistemini uzlaştırma girişimi, İslâm kültüründe sağlam kökleri olan bir türdü. Kur an ın kendisi pek çok yerde, İbrahim in dini ve İslâm ın Hıristiyanlık ve Yahudilik le ilişkisi hakkındaki öğretilerinde eşzamanlı bir eğilim gösterir. Cem, on ikinci yüzyıl Endülüs ünde iyi bilinen, Arap literatürünün düzenli bir örneğiydi: İbnu l-abbâr ın biyografik sözlüğü, Cem ile başlayan altı cilt kitaptan bahseder. 11 Felsefede, Fârâbî nin El-Cem beyne Ra yeyi l-hakîmeyn Eflâtuni l-ilâhî ve Aristûtâlîs adlı eseri, onun her iki bilgenin de gerçekliğin doğru bilgisine sahip oldukları ve bu yüzden de çelişki içinde olamayacakları kanısından kaynaklanan, Platon ve Aristoteles felsefelerini bir uzlaştırma girişimiydi. 12 Din ve felsefe ilişkisine özgü problem üze- 10 Ed. J. Salîbâ (Dimaşk, 1939); İngilizce çeviri W.M. Watt, The Faith and Practice of al-ghazâlî (London, 1953). 11 Kitâbu t-tekmile li Kitâbi s-sıla, ed. F. Codera, Bibliotheca Arabico-Hispana (Madrid, 1887-9), V-VI. Fihrist, VI, s. 900. 12 Ed. F. Dieterici, Die Philosophie der Araber (Leiden, 1890), XIV, özellikle bk. s. 1-3. 159

George F. Hourani rine, Beyhakî tarafından, on birinci ve on ikinci yüzyıllardan dört kitap listelenir. 13 Nâsır-ı Hüsrev in, İsmailî mistisizmi felsefe ile uzlaştırma girişiminden daha önce bahsedildi: Bu, ilginç bir koşut sunsa da, İslâm dünyasının kuzeydoğu sınırındaki Transoksanya da bulunan Şiî okurlar için Farsça olarak yazılan bu eser, İbn Rüşd e neredeyse tamamen yabancıydı. 14 İbn Tufeyl in Hayy İbn Yakzân adlı eseri, başlıca amacı bu olmamasına rağmen, şeriat ve felsefe arasındaki uzlaşımı kısaca öne sürdü. 15 Bütün bu arkaplan için, İbn Rüşd ün tezi, Ortaçağ İslâm ından geriye kalan en açık ve en kusursuz din ve felsefe Cem i olması açısından, bir zirve olarak durur. 160 13 Zâhiruddîn Beyhakî, Târîh Hukema l-islâm, ed. M. Kurd Alî (Dimaşk, 1946). O Ya kûb İbn İshâk el-kindî (s. 41), Ebû Zeyd el-belhî (s. 42), Ebû Alî Îsâ (s. 75) ve Ebû Îsâ el-müneccim den (s. 110) bahseder. 14 Bkz. H. Corbin in Camiu l-hikmeteyn için yazdığı Giriş. 15 L. Gauthier, onun böyle olduğu düşüncesinde yanılmıştır. Bkz. G.F. Hourani, The Principal Subject of Ibn Tufayl s Hayy Ibn Yakzân, Journal of Near Eastern Studies, 15 (1956), ss. 40-6.