TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN REKABET YAPISININ ANALİZİ



Benzer belgeler
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN REKABET YAPISININ ANALİZİ. Dr. Gamze GÖÇMEN YAĞCILAR

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM KALKINMA VE FİNANS

İçindekiler kısa tablosu

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

Kanun No: 6325 Kabul Tarihi: 7/6/2012 HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU

GRAFİK LİSTESİ. Grafik I.7.

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar

Aysel Gündoğdu, PhD C. Turgay Münyas, PhD C. asset FİNANSAL YÖNETİM. Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitimi

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

Finansal Piyasalar ve Bankalar

İşletme Finansmanı İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM İşletme Finansmanına Giriş 1 28

YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

Sunum Başlığı Arial Regular 20 pt. Departman Ad/Panel/Yer Tarih

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

SEDEFED REKABET KONGRESİ Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE FİNANSAL YÖNETİM VE FONKSİYONLARI 1. GİRİŞ... 19

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Ek 4. Faaliyet Türleri Formu


SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Finansal Amaç, Finans Fonksiyonu, Finansal Çevre 3 38

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA ARAÇLARINA İLİŞKİN RİSK BİLDİRİM FORMU

DENİZBANK A.Ş. MİLYAR TÜRK LİRASI

MNG BANK A.Ş. BİLANÇOSU

DENİZBANK A.Ş. VE BAĞLI ORTAKLIKLARI

EK-1 YABANCI PARA NET GENEL POZİSYON / ÖZKAYNAK STANDART ORANI BİLDİRİM CETVELİ

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. ENFLASYONA GÖRE DÜZELTİLMİŞ KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Finansal Amaç, Finans Fonksiyonu, Finansal Çevre 1 40

PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU NUN 31 ARALIK 2014 TARİHİ İTİBARİYLE BİTEN HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

1. BÖLÜM: FİNANSAL YÖNETİM VE FİNANS KESİMİ

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık :24

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇO BİN YENİ TÜRK LİRASI

TEB PORTFÖY BİRİNCİ DEĞİŞKEN FON

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

ÜNİTE:6 Teknik Analiz ÜNİTE:7 Yatırım Politikaları ÜNİTE:8 Yatırım Şirketleri

KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

MENKUL KIYMET YATIRIMLARI

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇO BİN YENİ TÜRK LİRASI

KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri ,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

AKTİF TOPLAMI 153, , , , , ,818. İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu mali tabloların tamamlayıcı bir unsurudur.

Türkiye Bankacılık Sistemi 1, 2 Eylül 2007

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİNİN GENEL İŞLEYİŞİ ve FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ BÖLÜM FİNANSAL SİSTEM VE İŞLEYİŞİ

TEB PORTFÖY İKİNCİ DEĞİŞKEN FON

İçindekiler. Yatırım Fonları. Şirket Profili IV. II. Kimler Varlık Yönetimi Servisi Alır? Şirket Bonosu III. Varlık Yönetimi Strateji

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. 31 Mart 2006 ve 31 Aralık 2005 Tarihleri İtibariyle Bilançolar (Bin Yeni Türk Lirası)

AKTİF TOPLAMI İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı bir unsurudur.

KONSOLİDE BİLANÇO AKTİF TOPLAMI

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

Banka, Şube ve Personel Sayıları

DENIZBANK A.S. VE BAGLI ORTAKLIKLARI

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

Grafik I.1 Seçilmiş Ülkelerde Piyasa Güven Göstergeleri 1 Grafik I.2 Kredi İflas Takası Endeksleri 2 Grafik I.3 Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2

Banka, Şube ve Personel Sayıları

1. HAFTA DERS NOTU BANKALAR


Halka Arz Tarihi 07/11/2008 Portföy Yöneticileri. Fon Toplam Değeri 527, Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Bankacılık sektörü 2010 Ocak-Eylül dönemindeki gelişmeler. Ekim 2010

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

İçindekiler. Finansal Sistem. Finansal Piyasalar

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü

YAPI ve KREDİ BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONUNA BAĞLI LİKİT ALT FONU (12. ALT FON) (YFBL1)

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi 1. Hafta. Dr. Mevlüt CAMGÖZ

VİRTUS Serbest Yatırım Fonu. Finans Yatırım Bosphorus Capital B Tipi Değişken Fon

AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

TEB PORTFÖY BİRİNCİ ORTA VADELİ KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI FONU

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU VE YATIRIM PERFORMANSI

TÜRKİYE HALK BANKASI. A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

Transkript:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN REKABET YAPISININ ANALİZİ GAMZE GÖÇMEN YAĞCILAR DOKTORA TEZİ DANIŞMAN DOÇ. DR. ŞEREF KALAYCI ISPARTA, 2010 i

ii

ÖNSÖZ Akademisyenliğe başlamama vesile olan ve tüm yüksek öğrenim hayatım boyunca beni motive eden, yönlendiren ve yetiştiren Tez Danışmanım Doç. Dr. Şeref KALAYCI ya teşekkürü bir borç bilirim. Tez çalışmamda değerli yardım ve katkılarını gördüğüm arkadaşlarım Arş.Gör. İbrahim Y. GÖK e ve Arş. Gör. Münire ÇİFTÇİ ye teşekkür ederim. Son olarak, aileme ve sevgili eşim Mustafa YAĞCILAR a sabır ve desteklerinden dolayı sonsuz teşekkürler. i

ÖZET TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN REKABET YAPISININ ANALİZİ Gamze GÖÇMEN YAĞCILAR Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Bölümü Doktora Tezi 200 Sayfa, Ağustos 2010 Danışman: Doç.Dr. Şeref KALAYCI Bu tez çalışmasında, Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların rekabet dinamikleri araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle, Lerner Endeksi hesaplanarak 1992 2008 yılları arasında faaliyet gösteren bankaların rekabetçi davranışları belirlenmiştir. İkinci olarak, rekabetçi davranışı belirleyen banka düzeyindeki değişkenler tespit edilmiştir. Üçüncü olarak, yabancı girişlerinin sektördeki rekabeti nasıl etkilediğinin değerlendirilmesi amacıyla rekabetçi davranışların banka grupları arasında nasıl değiştiği incelenmiştir. Son olarak, bir rekabet stratejisi olan Birleşme ve Devralmaların rekabet yapısı üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Avrupa Birliğine girme çabasındaki Türkiye de Bankacılık Sistemi, ülkenin Birliğe katılmaya hazır bir sektörü olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Bu bağlamda sektördeki gelişmeler, 1980 li yıllarda piyasaların serbestleşmesinden başlayarak 2010 yılına kadar değerlendirilmiştir. Avrupa Birliğine giriş sürecinin, bankacılık sektörü üzerindeki en önemli etkisinin rekabet boyutunda gerçekleşeceği düşüncesiyle, faiz oranlarının serbestleştiği dönemden itibaren bankacılık sektörünün piyasa yapısındaki gelişmeler analiz edilmiştir. Doğrusal regresyon analizi kullanılarak, piyasa yapısı göstergesi olan Lerner Endeksi hesaplanmıştır. Lerner Endeksinin tercih edilmesinin nedeni, diğer piyasa yapısı göstergelerinden farklı olarak bu yöntemin banka düzeyindeki değişkenlerin analizine imkân vermesidir. Lerner Endeksinin banka ölçeğindeki belirleyicilerinin tespiti, Panel Veri Analizi ile gerçekleştirilmiştir. Analiz sonucu Türk Bankacılık Sektöründe rekabetçi davranış üzerinde etkili olan faktörlerin, Krediler/Toplam Aktifler, Krediler/Mevduatlar, Faiz Dışı Gelirler/Toplam Aktifler, Toplam Gelirler/Toplam Giderler, Aktif Karlılığı (ROA), Risk, Özkaynaklar/Toplam Aktifler, Bilanço Yapısı ve Net Faiz Marjı olduğu sonucuna varılmıştır. Avrupa Birliği yolunda bankacılık sektörüne yabancı girişlerinin yoğunluk kazanmasının rekabetçi yapıyı nasıl etkilediğini belirlemek amacıyla da parametrik olmayan Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testleri uygulanmıştır. Elde edilen bulgular, Türkiye de şube açan yabancı bankaların yüksek piyasa gücüne sahip oldukları, kamu bankalarının ise düşük marjlarla çalışmak suretiyle rekabet çabasına girdikleri yönündedir. Anahtar Kelimeler: Bankacılık, Piyasa Yapısı, Rekabet, Lerner Endeksi, Panel Veri Analizi ii

ABSTRACT ANALYSIS OF COMPETITIVE STRUCTURE OF TURKISH BANKING SECTOR Gamze GÖÇMEN YAĞCILAR Suleyman Demirel University, Department of Business Administration, ph.d. Thesis 200 Pages, August 2010 Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Şeref KALAYCI In this thesis, competitive Dynamics of commercial banks operating in Turkish Banking Sector is investigated. For this purpose, firstly, competitive behavior of banks which have been operated during 1992-2008 period have been assessed with estimation of Lerner Index. Secondly, bank level variables effecting competitive behavior were identified. Thirdly, in order to evaluate how foreign presence effected sectoral competition, differences of Lerner Index among banking groups were investigated. Finally, as a competitive strategy, effects of Mergers&Aquisitions on competitive structure were discussed. Banking system is one of the best-prepared sectors in Turkey to join European Union. In this context, developments in the sector is evaluated beginning with the financial liberalization in 1980 s until 2010. Most significant effects of integration process on banking sector is expected to be seen in competitive framework. For this reason, using linear regression model, Lerner Index is estimated as a Proxy of market structure. Lerner Index is preferred because, unlike other indicators of market structure, this method allows the analysis of bank-level variables. Bank level determinants of Lerner Index is analysed using Panel Data Regression Method. Results indicate that in Turkish banking sector, factors effecting competitive behavior are Credits/Total Assets, Credits/Deposits, Faiz Dışı Gelirler/Toplam Aktifler, Total Revenues/Total Expenses, Return over Assets, (ROA), Risks (standart deviation of ROA), Equity/Total Assets, Structure of Balance Sheet and Net Interest Margin. In order to investigate the effect of foreign precense on the competitive conditions of Turkish Banking Sector, non-parametric Kruskal-Wallis and Mann- Whitney U tests were applied. Results show that foreign banks operating by branch offices have the highest market power, whereas publicly owned banks operate with lowest price-marginal cost margins. Keywords: Banking, Market Structure, Competition, Lerner Index, Panel Data Analysis iii

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i ÖZET... ii ABSTRACT... iii İÇİNDEKİLER...iv KISALTMALAR DİZİNİ... viii ŞEKİLLER DİZİNİ...x ÇİZELGELER DİZİNİ...xi GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM BANKALARIN VARLIK NEDENLERİ, TÜRLERİ VE TEMEL İŞLEMLERİ 1.1. BİRER FİRMA OLARAK BANKALARIN VARLIK NEDENLERİ...4 1.1.1. Finansal Aracılık Yapmak...4 1.1.2. Likidite Yaratmak...5 1.1.3. Kredi Talep Edenleri Değerlendirmek ve İzlemek...5 1.1.4. Asimetrik Bilgi Problemini Çözmek...6 1.1.5. Para Politikalarının Etkinliğini Arttırmak...7 1.1.6. Ekonomik İstikrarı Etkilemek...7 1.1.7. Ölçek ve Kapsam Ekonomileri...8 1.2. BANKALARIN TÜRLERİ...8 1.2.1. Kapsamlarına Göre Banka Türleri...8 1.2.1.1. Özel Bankacılık...9 1.2.1.2. Perakende Bankacılık...9 1.2.1.3. Toptancı Bankacılık...9 1.2.1.4. Evrensel Bankacılık...10 1.2.1.5. Uluslararası Bankacılık...10 1.2.1.6. Holding Bankacılığı...11 1.2.1.7. Kıyı Bankacılığı...11 1.2.2. Faaliyet Alanlarına Göre Banka Türleri...11 1.2.2.1. Merkez Bankaları...11 1.2.2.2. Ticaret Bankaları...11 1.2.2.3. Yatırım Bankaları...12 1.2.2.4. Kalkınma Bankaları...12 1.2.2.5. Katılım Bankaları...12 1.3. BANKALARIN TEMEL İŞLEMLERİ...12 iv

İKİNCİ BÖLÜM BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABET 2.1. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABETİN ÖNEMİ...16 2.2. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABET YAKLAŞIMLARI...19 2.2.1. Yapısalcı Yaklaşımlar...20 2.2.1.1. Yapı-Davranış-Performans Paradigması...20 2.2.1.2. İşbirliği Hipotezi...22 2.2.1.3. Etkinlik Hipotezi...22 2.2.1.4. Yarışılabilirlik Teorisi...23 2.2.2. Yapısalcı Olmayan Yaklaşımlar...25 2.2.2.1. Lerner Endeksi...25 2.2.2.2. Panzar-Rosse Modeli...26 2.3. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABETE İLİŞKİN AMPİRİK MODELLER...26 2.3.1. Bankacılıkta Rekabet Modellerinin Arkaplanı: Para Çarpanı...26 2.3.2. Bankacılık Sektöründe Tam Rekabet...27 2.3.3. Klein Monti Monopol Modeli...28 2.3.4. Cournot Modeli (Oligopol Varyantı)...29 2.3.5. Bertrand Modeli...29 2.3.6. Salop Modeli (Tekelci Rekabet)...30 2.4. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABETİN ETKİLERİ...32 2.4.1. Rekabet, Ekonomik Büyüme ve Refah İlişkisi...32 2.4.2. Rekabet ve Faiz Oranları İlişkisi...37 2.4.3. Rekabet ve İstikrar İlişkisi...41 2.4.3.1.Rekabet-Kırılganlık Hipotezleri...43 2.4.3.1.1. Risk Kanalı...43 2.4.3.1.2. İlişki Bankacılığı Kanalı...44 2.4.3.1.3. Bankalar Arası Piyasa Kanalı...45 2.4.3.1.4. Diğer Kanallar...45 2.4.3.2. Rekabet-İstikrar Hipotezleri...46 2.4.3.2.1. Yüksek Aktif Riski...47 2.4.3.2.2. Batırılamayacak Kadar Büyük Olma Problemi...47 2.4.4. Rekabet ve Etkinlik İlişkisi...49 2.4.4.1. Rekabet-Etkinlik Hipotezleri...52 2.4.4.2. Rekabet-Etkinsizlik Hipotezleri...54 2.4.5. Rekabetin Yarattığı Olumsuz Etkiler...56 2.4.5.1. Asimetrik Bilgi Argümanı...56 2.4.5.2. Marka Değeri Argümanı...58 v

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABETİN UNSURLARI 3.1. KÜRESELLEŞME VE SERBESTLEŞME...62 3.2. ULUSLARARASILAŞMA...65 3.2.1. Yabancı Girişlerinin Etkileri...65 3.2.2. Gelişmekte Olan Ülkelerde Yabancı Bankalar...69 3.2.3. Yerli ve Yabancı Bankaların Rekabet Stratejileri...72 3.3. KONSOLİDASYON VE YOĞUNLAŞMA...76 3.3.1. Konsolidasyona Yol Açan Faktörler...76 3.3.2. Konsolidasyonun Etkileri...79 3.3.3. Yoğunlaşma ve Rekabet İlişkisi...81 3.4. FİNANSAL İNOVASYON...84 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABETİ DÜZENLEYEN POLİTİKA ARAÇLARI 4.1. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE DÜZENLEME VE DENETLEME İHTİYACI...87 4.2. MEVDUAT SİGORTASI VE MERKEZ BANKASININ ROLÜ...91 4.2.1. Mevduat Sigortasının Fonksiyonları...92 4.2.2. Mevduat Sigortası Uygulamalarının Rekabet ile İlişkisi...93 4.3. SERMAYE DÜZENLEMELERİ...96 4.4. GİRİŞ VE ÇIKIŞ ENGELLERİ...99 4.5. FAALİYET KISITLAMALARI...102 BEŞİNCİ BÖLÜM TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ 5.1. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER VE SERBESTLEŞMEYE YÖNELİK ATILIMLAR...105 5.1.1. Cumhuriyet Sonrası Türkiye de Bankacılık...106 5.1.2. 1980 Sonrası Gelişmeler...107 5.1.3. 1990 Sonrası Gelişmeler...109 5.1.4. 2000 Sonrası Gelişmeler...113 5.2. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YAPISAL DÜZENLEMELER...117 5.3. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KONSOLİDASYON...123 5.4. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN TEMEL GÖSTERGELERİ...126 5.5. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YABANCI BANKALARIN YERİ..133 vi

ALTINCI BÖLÜM TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN REKABET DİNAMİKLERİNİN TEST EDİLMESİ 6.1. ARAŞTIRMANIN DİZAYNI...137 6.1.1. Bankacılık Sektöründe Lerner Endeksi...137 6.1.2. Bankacılıkta Piyasa Gücünü Lerner Endeksi ile Test Eden Çalışmalar...140 6.1.3. Araştırmada Kullanılan Analiz Teknikleri...144 6.1.3.1. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi...144 6.1.3.2. Panel Veri Analizi...145 6.1.3.3. Kruskal-Wallis Varyans Analizi...146 6.1.3.4. Mann-Whitney U Testi...146 6.1.3.6. Panel Veri Regresyon Modellerinin Hesaplanması-Hausman Testi...147 6.1.3.7. Levin-Lin ve Chu Testi...149 6.1.4. Veri Seti...149 6.2. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ İÇİN LERNER ENDEKSİNİN HESAPLANMASI...149 6.3. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABET YAPISINI BELİRLEYEN FAKTÖRLER...152 6.3.1. Değişkenlerin Tanımlanması...152 6.3.2. Durağanlıkların Test Edilmesi...153 6.3.3. Analiz Sonuçları...155 6.3.4. Banka Grupları İtibariyle Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi-Kukla Değişkenlerin Analizi...164 6.4. BİRLEŞME VE DEVRALMALARIN ETKİSİ...167 GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ...170 KAYNAKÇA...177 EKLER...193 ÖZGEÇMİŞ...199 vii

KISALTMALAR DİZİNİ AB ABD ATM BDDK CR(x) DPT ECU FSAP GSMH GSYH HHI KOBİ LE MASAK MC NEIO NFM NPL OECD ROA ROE Avrupa Birliği Amerika Birleşik Devletleri Otomatik Vezne Makinesi (Automatic Teller Machine) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Concentration Ratio (İlk x sayıda bankanın yoğunlaşma rasyoları) Devlet Planlama Teşkilatı Avrupa Para Birimi (European Currency Unit) Finansal Hizmetler Eylem Planı (Financial Services Action Plan) Gayrisafi Milli Hasıla Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Herfindall-Hirschmann Index Küçük ve Orta Ölçekli İşletme Lerner Endeksi Mali Suçları Araştırma Komisyonu Marjinal Maliyet Yeni Ampirik Endüstriyel Organizasyon (New Empirical Industrial Organization) Net Faiz Marjı Çalışmayan Krediler (Non-performing Loans) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organization for Economic Co-operation and Development) Aktif Karlılığı (Return Over Assets) Özkaynak Karlılığı (Return Over Equity) viii

TA TBB TBS TCMB TL TMSF YDP Toplam Aktifler Türkiye Bankalar Birliği Türk Bankacılık Sektörü/Sistemi Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Türk Lirası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yapı-Davranış-Performans ix

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1. Salop Çemberi x

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 5.1. Bankacılık Sektöründe Devir ve Birleşmelere İlişkin Gelişmeler 126 Çizelge 5.2 Türkiye de Finansal Sektör İçinde Bankacılık Sektörünün Yeri 127 Çizelge 5.3. Türk Bankacılık Sektörünün Finansal Sağlamlık Göstergeleri 129 Çizelge 5.4. Ticari Bankaların Şube ve Personel Sayıları 130 Çizelge 5.5. Türk Ticari Bankacılık Sektöründe Yoğunlaşma 131 Çizelge 5.6. Ticari Bankaların Karlılık Göstergeleri 132 Çizelge 5.7. Türkiye'de Faaliyeti Sona Eren Yabancı Bankalar 134 Çizelge 5.8. Ticari Bankalardaki Yabancı Sermaye Payları 134 Çizelge 6.1. Türk Ticari Bankacılık Sektörünün Lerner Endeksi Değerleri 151 Çizelge 6.2. Levin-Lin ve Chu Durağanlık Testi Sonuçları 153 Çizelge 6.3. Değişkenlerin Deterministik Bileşenlerine Göre Durağanlık Düzeyleri Çizelge 6.4. Hausman Model Tanımlama Testi Sonuçları 155 Çizelge 6.5. Sabit Etkiler Yöntemiyle Panel Veri Regresyon Analizi Sonuçları Çizelge 6.6. Ticari Bankaların Toplam Aktifleri İçerisinde DİBS lerin Payı 158 Çizelge 6.7. Çizelge 6.8. Ticari Bankaların Faiz Gelirleri İçerisinde Menkul Değerlerden Alınan Faizlerin Payı Ticari Bankaların NFM ve Kambiyo Kar/Zararlarının Yıllar İtibariyle Gelişimi Çizelge 6.9. Toplam Krediler İçerisinde Takipteki Kredilerin Payı 161 Çizelge 6.10. Türk Bankacılık Sektöründe Uzmanlaşmanın Yıllar İtibariyle Gelişimi Çizelge 6.11. Lerner Endeksi Normallik Testi Sonucu 164 Çizelge 6.12. Kruskal-Wallis Varyans Analizi Sonuçları 164 Çizelge 6.13 Mann-Whitney U Test Sonuçları 166 Çizelge 6.14. Birleşme ve Devralma Sonrası Rekabet Gücündeki Değişmeler 168 154 156 159 160 162 xi

GİRİŞ Bankalar ekonominin can damarıdır. Ekonominin özelde parasal boyutunun genelde tamamının sağlıklı işleyişi, iyi işleyen bir bankacılık sistemi ile mümkündür. Bankacılık sisteminde görülen bir aksaklık, istikrarsızlık ya da sektörün geleceğine ilişkin olumsuz beklentiler, ekonominin tüm birimlerince olumsuz karşılanır. Çünkü bankalar, yatırımlar için gereken finansmanın temini için birincil kanal olmak suretiyle reel kesimin lokomotifi olmakta, belirli bir getiri sunmak karşılığında hane halklarının tasarruflarının ekonomiye kazandırılmasına aracılık etmekte, Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikalarının aktarım organı olarak mali sisteme yön vermekte, gelir ve servet dağılımını etkilemekte, ödemeler sisteminin etkinliğine katkıda bulunmakta ve uluslararası ticaretin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle bankacılık sektörünü etkileyen tüm gelişmelerin izlenerek, doğru zamanda uygun müdahalelerin yapılması hayati bir önem arz eder. Türkiye nin dünyadaki trendlere uyarak, 24 Ocak 1980 kararları ile serbest piyasa ekonomisine geçmesi ve ekonominin dışa açılması, Türk ekonomisinin başta Avrupa Birliği olmak üzere dünya piyasaları ile bütünleşmesinin önünü açarken, Türkiye piyasalarını küresel rekabet ile karşı karşıya bırakmıştır. Bu etkinin en yoğun yaşandığı sektör, uluslararası boyut taşıyan geniş faaliyet alanı ve düzenleme çerçevesiyle bankacılık sektörüdür. Bankacılık sektöründe optimum rekabet düzeyinin ne olması gerektiği teorisyenler arasında tartışılmaya devam eden bir konu olup, konunun önemini arttıran faktörlerin başında, rekabetin fayda ve maliyetleri arasındaki tercih yapma zorluğu gelmektedir. Bankacılık sektöründe rekabet, bankaları daha etkin ve verimli çalışmaya zorlarken, aynı zamanda ekonomik birimlerin refah düzeyini arttırır. Ne var ki rekabet halindeki bankalar pazar paylarını korumak ve kar elde etmek gayesiyle daha riskli varlıklara yatırım yaparlar ki bu da bankaların kırılganlığını arttırır ve sektördeki bulaşma etkisine bağlı olarak da genel ekonomik istikrarı olumsuz etkiler. Bu tez çalışmasında, Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların rekabet dinamikleri araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle, Lerner Endeksi 1

hesaplanarak 1992 2008 yılları arasında faaliyet gösteren bankaların rekabetçi davranışları belirlenmiştir. İkinci olarak, rekabetçi davranışı belirleyen banka düzeyindeki değişkenler tespit edilmiştir. Üçüncü olarak, yabancı girişlerinin sektördeki rekabeti nasıl etkilediğinin değerlendirilmesi amacıyla rekabetçi davranışların banka grupları arasında nasıl değiştiği incelenmiştir. Son olarak, bir rekabet stratejisi olan Birleşme ve Devralmaların rekabet yapısı üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Bu kapsamda birinci bölümde bankacılık sistemi tanıtılmış, varlık nedenleri, türleri ve temel bankacılık işlemleri ele alınmıştır. İkinci bölümde, bankacılık sektöründe rekabete ilişkin teorik bir çerçeve çizilmiş; bankacılık sektöründe rekabetin önemi tartışılmış, rekabet yaklaşımları ve rekabete ilişkin ampirik modeller tanıtılmıştır. Bankacılık sektöründe rekabetin etkileri, ekonomik büyüme ve refah; faiz oranları; istikrar ve etkinlik ile ilişkili olarak değerlendirilmiş, ayrıca bankacılık sektöründe rekabetin asimetrik bilgi ve marka değeri bağlamlarında yarattığı olumsuz etkilere değinilmiştir. Üçüncü bölümde bankacılık sektöründe rekabetin unsurları olarak küreselleşme ve serbestleşme, uluslararasılaşma, konsolidasyon ve yoğunlaşma ile finansal inovasyon olguları tartışılmıştır. Dördüncü bölümde, kamusal müdahale aracı olarak uygulamaya konulan politikaların sektördeki rekabet üzerinde yol açtığı etkiler ele alınmıştır. Bu bölümde bankacılık sektöründe düzenlemelerin önemi tartışılmış, başlıca düzenleme araçları olarak mevduat sigortası; sermaye düzenlemeleri; giriş-çıkış engelleri ve faaliyet kısıtlamalarının bankalar arası rekabet üzerindeki etkileri incelenmiştir. Beşinci bölümde Türk Bankacılık Sektörünün genel görünümü ortaya konmuştur. Türkiye nin Bankacılık sektöründe yaşanan tüm gelişmeler, dört dönem (1923 1980, 1980 1990, 1990 2000, 2000 2008) halinde detaylı olarak anlatılmıştır. Bu bölümde ayrıca Türk Bankacılık Sektörünün mevcut durumu, sektöre özgü temel göstergeler itibariyle değerlendirilmiş, Türk Bankacılık Sektörünün yapısal ve davranışsal özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Tezin 2

uygulama aşamasına zemin hazırlamak üzere Türk Bankacılık Sektöründe 1980 li yıllardan itibaren yaşanan gelişmeler, faiz oranlarının serbestleşmesi ve yapılan düzenlemelerle bankacılık sektörünün rekabet açık hale getirilişi bağlamında ele alınmış; Türk Bankacılık Sektörünün yapısal özellikleri yanında, sektörün konsolidasyonu ve uluslararasılaşması konuları tartışılmıştır. Altıncı bölüm tezin uygulama kısmı olup, bu bölümde 1992 2008 dönemi itibariyle Türk Bankacılık Sektörünün piyasa yapısı ve bu yapının banka ölçeğindeki dinamikleri analiz edilmiştir. Piyasa yapısı üzerinde etkili olan faktörlerin tespit edilebilmesi için öncelikle piyasa yapısının belirlenmesi gerekir. Piyasa yapısını temsilen Lerner Endeksi seçilmiştir. Bundaki temel gerekçe, diğer piyasa yapısı göstergelerinden farklı olarak Lerner Endeksinin banka bazında ölçülebiliyor olmasıdır. Doğrusal regresyon analizi ile Lerner Endeksinin hesaplanmasında kullanılan Marjinal Maliyet fonksiyonu çözülmüş, bulunan piyasa yapısı ölçüsü, kendisini belirleyen faktörlerin incelendiği Panel Veri Analizi için bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Krediler/Toplam Aktifler, Krediler/Mevduatlar, Faiz Dışı Gelirler/Toplam Aktifler, Toplam Gelirler/Toplam Giderler, Aktif Karlılığı (ROA), Risk, Özkaynaklar/Toplam Aktifler, Bilanço Yapısı ve Net Faiz Marjı, Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların rekabetçi davranışı üzerinde etkili olan faktörler olarak bulunmuştur. Uygulamada son olarak, rekabetçi davranış yönünden bankalar arasındaki farklılıklar araştırılmış, bankalar kamu bankaları, yerli özel bankalar, Türkiye de kurulmuş yabancı bankalar ve Türkiye de şube açan yabancı bankalar olarak dört gruba ayrılmıştır. Lerner Endeksi açısından piyasa gücü en yüksek grubun Türkiye de şube açan yabancı bankalar, en düşük olan grubun ise kamu bankaları olduğu anlaşılmıştır. Birleşme ve devralmaların etkisi analiz kapsamı dışında tutulmakla birlikte, bundan sonraki çalışmalara ışık tutması amacıyla kısaca değerlendirilmiştir. 1992 2008 yılları arasında sürekli olarak faaliyet gösteren bankalardan Birleşme ve Devralma süreci geçiren bankaların birleşme öncesi ve sonrası Pazar payları ve piyasa güçleri karşılaştırılmıştır. Buna göre, Ziraat Bankası hariç tüm bankaların pazar paylarında birleşme sonrası nispi artışlar görülmüş ve yine Ziraat Bankası hariç tüm bankalarda rekabetçi davranış yoğunluk kazanmıştır. 3

BİRİNCİ BÖLÜM BANKALARIN VARLIK NEDENLERİ, TÜRLERİ VE TEMEL İŞLEMLERİ 1.1. BİRER FİRMA OLARAK BANKALARIN VARLIK NEDENLERİ Para politikasına ilişkin temel yaklaşımlarda bankalar pasif bir küme olarak görülürler. Oysa ticari bankaların çevrelerine optimal tepkiler veren bağımsız oluşumlar olarak modellenmeleri gerekir. Endüstriyel iktisatta banka, belirli bir pazarda müşterilerine hizmet sağlayan ve bu hizmetleri üretmek için de belirli bir maliyete katlanan bir firma olarak tanımlanır. Bu süreçte banka, fiyatı ve fiyat dışı araçları kullanarak ve sektördeki varlığını hissettirecek belirli bir getiri elde ederek sektördeki diğer bankalarla rekabet etmek zorundadır (Deb, Murthy, 2008:37). Bankalar özel kuruluşlardır. Çünkü kısa vadeli fon arz ve talep edenler arasında Aracılık yaparlar, likidite yaratırlar, kredi talep edenleri değerlendirir ve izlerler, asimetrik bilgi problemini çözerler, para politikasının etkinliğini arttırırlar ve ekonomik istikrarı etkilerler. Ayrıca bankalar, ölçek ve kapsam ekonomilerinden yararlanarak işlem maliyetlerini azaltırlar. 1.1.1. Finansal Aracılık Yapmak Finansal kurumlar finansal sözleşmeleri ve menkul kıymetleri aynı zamanda alma ve satma faaliyetinde uzmanlaşmış ekonomik aracılar olarak tanımlanabilir. Bankalar, finansal varlıkların perakendecileri olarak finansal kurumların bir alt kümesi olabilir: borç alanların ihraç ettiği menkul kıymetleri satın alırlar ve onları borç verenlere satarlar. Bankaların çeşitli ve karmaşık işlemleri açısından bir bankanın işlemsel tanımlaması şu şekilde olabilir: Bankalar, cari işlemleri halktan aldığı mevduatlarla kredi sağlamak olan kurumlardır. 1949 tarihli Bankacılık Düzenleme Yasasında (Banking Regulation Act) Bankacılık şu şekilde tanımlanmıştır: Bankacılık, borç vermek ya da yatırım yapmak amacıyla halktan, talep üzerine veya başka yolla geri ödenebilir, üzerinde çek, senet, emir ya da başka 4

şeyler düzenlenebilir mevduat kabul etmek anlamındadır. Sözleşme, bir ticari bankanın üstlenebileceği fonksiyonları tanımlamış ve faaliyetlerin kapsamını sınırlamıştır (Deb, Murthy, 2008:18). Bossone (2000) bankalar için finansal aracılardır; bundan ne daha fazlası ne de daha azı ifadesini kullanmakla birlikte, bugün bile bankaların hükümetler, halk ve ekonomistler tarafından özel bir statüde değerlendirmesinin nedenlerini, arz ettiği kredileri izleme konusunda ölçek ekonomilerinden faydalanarak yarattığı sosyal faydaya; kısa vadeli ve nominal değerden paraya çevrilebilir mevduat hesapları sayesinde likidite sağlama kapasitesine; para, kredi ve ödeme sistemlerini birleştirmesine bağlamaktadır (Bossone, 2000:3-4). 1.1.2. Likidite Yaratmak Bankalar sundukları vadesiz mevduat hizmetiyle kişilere ve firmalara ne zaman isterlerse harcama yapma imkânı sağlarlar. Ayrıca sağladıkları kredi imkânlarıyla, likiditenin ekonominin geneline yayılmasına katkı sağlarlar (Kalaycı, 2010:9). Kamunun bankaların mevduata ilişkin yükümlülüklerini yerine getirebileceğine olan güveni, bankanın varlıklarının kalitesine ve genel finansal durumuna bağlıdır. Diğer kurumların gerçekleştiremediği durumlarda bile bankaların kredi ve likidite arz etme kabiliyeti vardır çünkü bankaların mevduat yaratma fonksiyonu, diğer kurumlar için hemen ulaşılabilir olmayan, kredi ve likidite esnekliği sağlar (Corrigan, 1982). 1.1.3. Kredi Talep Edenleri Değerlendirmek ve İzlemek Bankalar ağırlıklı olarak tasarruf sahiplerinden mevduat kabul ederler ve topladıkları fonları şahıs ve firmalara kredi olarak kullandırırlar. Bu bağlamda bankalar, kredi talep eden şahıs veya firmaların kredi verilebilirliğini değerlendirirler. Bankaların, kredi talep edenin risk düzeyini ölçebilecek personel ve enstrümanları vardır. Bu nedenle iyi borçlu ile kötü borçluyu birbirinden düşük bir maliyetle ayırabilirler. Bankaların bilgi derleme ve işleme kapasiteleri sayesinde ekonomide verimli projeler seçilir ve kredilendirilir. Tasarruf sahiplerinin ve yatırımcıların arada bankalar olmaksızın karşılaşabilmeleri ve tasarrufların ekonomide verimli yatırımlara dönüşebilmesi adeta imkânsızdır. Bu anlamda 5

bankalar, tasarruf sahiplerinin tasarruflarını kabul eder ve bunları en verimli kullanabilecek yatırımcılara aktarırlar. Değerli bulunan projeler finanse edilir ve açılan krediler geri ödeninceye kadar bu projeler izlenir (Kalaycı, 2010:5-6). Varlıklar tarafında geleneksel bakış açısına göre bankalar girişimciler tarafından ortaya konan projelerin karlılığını ve nispi kapasitesini değerlendirmek konusunda uzmanlaşmışlardır ve bu projeler hakkındaki bilgi üretimlerine dayalı olarak girişimcilere kredi sağlarlar. Yükümlülükler tarafında geleneksel bakışa göre bankalar, toplayıp üretim işletmelerine sağladıkları uzun vadeli kredilere yatırdıkları, küçük tutarlı, kısa vadeli talep edilebilir mevduatları dolayısıyla özeldirler. Varlıklar ile yükümlülükler arasındaki bu vade uyumsuzluğu, varlıklarının güçlü bilgi içeriği ile birlikte bankalara mevduat sahiplerine likidite sağlamakta ilave bir rol yükler (Carletti, Hartmann, 2001:8; Vives, 2001). 1.1.4. Asimetrik Bilgi Problemini Çözmek Projelerin kalitelerine ilişkin bilgiye ulaşmak bazen maliyetli bazen de imkânsızdır. Bilgiyle ilgili bu problem, finansal piyasalarda Asimetrik Bilgi olarak ifade edilir. Başka bir ifadeyle, herhangi bir proje veya mal hakkında taraflardan birinin (proje sahibi, mal sahibi gibi) sahip olduğu bilgiye, diğer tarafın (bankanın) sahip olmaması veya eksik bilgiye sahip olmasının, finansal piyasalarda doğru kararlar alınabilmesini engelleyebilir (Kalaycı, 2010:7). Finansal piyasalardaki bu tür bir bilgi noksanlığı iki tür problem yaratır (Vadareri, Dursun, 2010:139): Ahlaki Zafiyet (Moral Hazard): kredi alan tarafın, kredi verenin bakış açısına göre ahlaki olmayan bir biçimde davranarak, daha yüksek getirisi olan ve buna karşılık riski, kredi verenin kabul edebileceğinden daha yüksek olan projelere girişerek zarar etme olasılığını ifade eder.. Bu tür projeler başarılı olursa, yararı borçluya olmasına karşılık, başarısız olursa riskin büyük kısmı kredi verene aittir. Ters Seçim (Adverse Selection): Kredi almak konusunda en istekli olan müşterilerin potansiyel kötü borçlu olduğu asimetrik bilgi sorunudur. Büyük risk almak isteyen müşteriler, kredilerin geri ödenmesi konusunda 6

istekli olmayacaklarından, yüksek faiz oranlarından kredi almakta bir sakınca görmezler. Bankalar finansal piyasalarda (kredi piyasalarında) yer alan ters seçim ve ahlaki zafiyet sorunlarını büyük ölçüde çözebilirler (Kalaycı, 2010:8). 1.1.5. Para Politikalarının Etkinliğini Arttırmak Bankalar ile Merkez Bankası arasında, kısmen Merkez Bankasının son ödünç verme mercii (lender of last resort) olma fonksiyonundan kaynaklanan, doğrudan bir ilişki vardır. Merkez Bankalarının işlem ve politikaları, finans piyasalarının durumunu, para ve kredi yaratımını ve genel ekonomik koşulları yönetir (Corrigan, 1982). Bir ekonomide para politikasının etkinliği o ekonomide gelişmiş bir bankacılık sisteminin olmasına bağlıdır. Merkez Bankalarının para politikası araçları (açık piyasa işlemleri, iskonto mekanizması, karşılık oranları) ancak gelişmiş bir bankacılık sisteminin varlığı halinde ekonomi üzerinde etkili olabilir (Kalaycı, 2010:10). 1.1.6. Ekonomik İstikrarı Etkilemek Bankacılığın önemli özelliklerinden biri de, bir bankanın başarısızlığının diğer bankalara da yayılmasıyla doğacak bulaşma etkisidir (Gomes, 2004). Bankaların ve bankacılık sisteminin sahip olduğu özel statüyü Carletti ve Hartmann (2001:8), bankaların temel olarak istikrarsızlık karşısında diğer sektörlere göre daha savunmasız olarak görülmelerine, ayrıca banka mevduatlarında tutulan fonların önemli bir bölümünün küçük yatırımcılara ait olmasına bağlamaktadırlar. Banka bilançolarının bu özel görünümüne vurgu yapan Vives (2001) de, banka sermayesi içinde borcun ağırlıklı olmasının ve küçük yatırımcılar arasındaki geniş dağılımının banka faaliyetlerinin izlenebilirliğini zorlaştırırken, bankaların da iflas (ya da borç ödeyememe) riskini arttırdığını belirtmektedir. Bu durum, bankaların çok fazla risk alma eğilimini arttıran ahlaki tehlike problemini ifade eder. Dahası, bankaların iflasının yol açacağı sosyal maliyet de daha geniş olur. Bu sosyal maliyet, finansal ve ekonomik sıkıntı maliyetlerini içerir. Finansal sıkıntı maliyeti bankaların alacaklılarına ve pay sahiplerine dayanır ve böylece bankaların kararlarında içselleşir. Bilgi sermayesinin kaybı, borçlularla ilişkilerin iyileştirilmesi gibi kayıplar ise banka tarafından kısmen içselleştirilen maliyetlerdir. Ödeme sistemlerinin 7

bozulması ve bulaşma etkisi gibi maliyetler ise dışsal maliyetlerdir (Vives, 2001:538). Gerçekten de vadesinde borçlarını ödeyebilecek durumda olan bir banka tamamen spekülatif bir panikle karşılaşabilir ve mevduat sahiplerinin fonlarını çekmeye başlamasıyla banka varlıklarını hızla ve yüksek bir maliyetle paraya çevirmek zorunda kalabilir. Bunun yanında, bir firmanın başarısızlığından kaynaklanan bulaşma etkisi nedeniyle, hem finansal sektör hem de reel sektör için güçlü negatif dışsallık yaratan sistematik risk tehlikesi ortaya çıkar. Bankacılık sektörünün kırılganlığını telafi etmek için uygulanan mevduat sigortası ve son ödünç verme mercii, ahlaki tehlike (moral hazard) problemini doğurabilir (Vives, 2001:538). 1.1.7. Ölçek ve Kapsam Ekonomileri Bankalar, örgütsel sabit maliyetlere bağlı olarak ölçek ekonomilerinden, mevduat ve kredi faaliyetlerinin ortak provizyonu yoluyla da kapsam ekonomilerinden faydalanabildikleri için özeldirler (Gomes, 2004). Benston ve Smith (1976; alıntılayan Kalaycı, 2010) uzmanlaşmaya bağlı olarak finansal aracıların ölçek ekonomilerine ulaştıkları ve bu nedenle işlem maliyetlerini düşürebildiklerini vurgulamaktadır. Bankalar müşterileri hakkında da detaylı finansal bilgileri çok daha düşük maliyetle elde edebilirler. Ayrıca, bankalar araştırmayla ilgili işlem maliyetlerini de azaltabilirler. 1.2. BANKALARIN TÜRLERİ Bankaları kapsamlarına ve faaliyet alanlarına göre iki grupta ele almak mümkündür. 1.2.1. Kapsamlarına Göre Banka Türleri Kapsamlarına göre bankaları, özel bankacılık, perakende bankacılık, toptancı bankacılık, evrensel bankacılık, uluslararası bankacılık, holding bankacılığı ve kıyı bankacılığı olarak sınıflandırabiliriz. 8

1.2.1.1. Özel Bankacılık Özel bankacılık (Private Banking) olarak adlandırılan hizmet türü, müşterilerin varlıklarının kişilerin belirlediği risk ve beklentilerine göre özel olarak yönetilmesini ifade eder. Bu uygulamada banka tarafından müşterinin profili belirlenmek suretiyle, onun ihtiyaç ve yatırım tercihlerine göre kişiye özel alternatif ürünler sunulmaktadır. Bankalar özel bankacılık hizmetini bu iş için özel olarak hazırlanmış şubeler aracılığıyla verirler. Özel bankacılık her türlü standart bankacılık, kiralık kasa ve gişe hizmetleri; repo işlemleri, sabit getirili menkul kıymetler ve yurt içi hisse senetleri alım-satımı gibi yatırım hizmetleri; birikimlerin yabancı para ve menkul kıymetlerde değerlendirilmesi; türev ürünlerde yatırım; kişiye özel tasarlanmış kredi kartları, özel fonlar, kişiye özel hazırlanmış mevduat ürünleri ve opsiyon stratejileri gibi ürün ve hizmetleri kapsamaktadır. Türkiye de özel bankacılıkta genelde 250 bin TL üstü varlığa sahip müşteri kitlesi hedeflenmektedir (www.tuketicifinansman.net). 1.2.1.2. Perakende Bankacılık Bireyler ve KOBİ ler ile gerçekleştirilen, mevduat kabulü ve kredi sağlama faaliyetlerini kapsar. Bu işlemlerin her biri küçük tutarlı olup, toplamda geniş hacimlidir (Mathews, Thompson, 2005:55). Tüketicilere yönelik perakende bankacılık ürünleri cari işlemler hesabı (current accounts), yatırım amaçlı mevduat hesabı (deposit accounts), tüketici kredileri (consumer term loans), kredi kartları, mortgage kredileri, yatırım fonları vb. dir. KOBİ lere yönelik perakende bankacılık ürünleri ise, cari hesap, vadeli kredi (term loans) ve kredi limitlerinden (credit lines) oluşmaktadır. Bu ürünlere ilave olarak perakendeci bankalar küçük işletmelere yönelik leasing vb ürünler de sunmaktadırlar 1. Bu hizmetlerin karşılığında banka, faiz ve ücret geliri sağlamaktadır (Ceylan, 2003:343). 1.2.1.3. Toptancı Bankacılık Perakende bankaların aksine, toptancı bankacılık kapsamında az sayıda fakat yüksek hacimli işlemler gerçekleştirilir (Mathews, Thompson, 2005:56). Kurumsal Bankacılık hizmetlerini içerir. Finansal olmayan işletmeler, finansal nitelikli 1 European Commission, Interim Report II: Current Accounts and Related Services, Sector Inquiry under Article 17 Regulation 1/2003 on Retail Banking, 17 Temmuz 2006. 9

işletmeler (sigorta kuruluşları) ve hükümetin bazı kurumlarının faaliyetlerini kapsamda yer alır. Bu kategoriye göre ayrıca, banka dışı finansal kurum olarak kabul edilen leasing, forfaiting ve factoring kuruluşları da girmektedir (Ceylan, 2003:343-344). Toptancı bankacılık, bankalar ya da diğer finansal kurumlar arasındaki çift yönlü aktiviteleri ifade eder. Kıta Avrupasının bankacılık ağırlıklı finansal sisteminde, evrensel banka grupları arasındaki likidite aktarımı toptancı bankacılığın en önemli bileşenidir ve bu gruplar tüm finansal hizmet faaliyetlerinin büyük bir bölümünü kontrol eder (Cabral vd, 2002:11). 1.2.1.4. Evrensel Bankacılık Evrensel bankalar, tarihsel gelişimleri, örgüt yapıları ve stratejik yönelimleri itibariyle finansal sektör içerisinde çok ürün üreten firmalar olarak ortaya çıkmıştır. Kendi ana ülkelerinde evrensel bankalar hemen hemen tüm müşteri kitlelerini hedef almakta ve onlara her alanda uygun finansal hizmetler sunmaya çalışmaktadırlar. Kendi ülke piyasalarının dışında ise çoğu faaliyetlerini uluslararası bankacılık, toptancı bankacılık ve menkul kıymet faaliyetleri alanlarında toplayarak, genellikle daha sınırlı bir rekabet profili çizerler. Yabancı piyasalarda nadiren perakende bankacılık faaliyetlerinde bulundukları da olur (Walter, 2003:207) Evrensel bankacılık, İşletme finansmanını, sermaye piyasası ve yabancı para araçlarını ve hizmetlerini kapsayan çok geniş faaliyet alanlarını içine alır. Birçok evrensel banka, faaliyetlerini faiz gelirlerinden ziyade hizmetler karşılığında aldıkları komisyonlardan karşılamaktadır (Ceylan, 2003:344). 1.2.1.5. Uluslararası Bankacılık Uluslararası bankalar, yabancı müşterilerine mahsup hesabı (payment accounts) ve kredi fırsatları gibi finansal hizmetler sunan kuruluşlardır. Sözkonusu yabancı müşteriler bireyler ya da şirketler olabilmekte, böylece her uluslararası banka iş yaptığı kişiler ile kendi çalışma prensiplerini oluşturabilmektedir. Uluslararası bankalarla çalışan işletmeler kendileri için oldukça maliyetli olabilecek uluslararası işlemleri kolaylaştırma amacı taşırlar. Ayrıca uluslararası bankalar ile çalışan firmalar, kendi faaliyetlerini uluslararası ölçeğe taşımak konusunda da bu bankalardan destek alabilmektedirler. Bireylerin uluslararası bankalarla çalışmaları ise birkaç nedene bağlı olmaktadır: Bunlardan biri, gelirlerin uluslararası bankalarda 10

gizlenmesi suretiyle vergiden kaçınmaktır. Diğer sebepler ise, uluslararası bankaların ulusal faiz dalgalanmalarından daha az etkileneceği ve daha güvenli olacağı düşüncesi, uluslararası bankalar tarafından mevduata verilen daha yüksek faizler olarak sıralanabilir (www.howstaffworks.com). 1.2.1.6. Holding Bankacılığı Holding bankacılığı, bir bankanın doğrudan veya dolaylı olarak bir ya da daha fazla bankaya sahip olması, kontrol etmesi veya bir bankanın sermayesinin çoğunluğunun bir holdingin kontrolünde olması şeklindeki yapıyı ifade eder (Takan, 2001:21). 1.2.1.7. Kıyı Bankacılığı Off-shore bankacılık olarak bilinir. Denetim ve vergilendirmenin en az düzeyde olduğu yerlerde konvertibl paralar üzerinden işlem yaparak, çok uluslu şirketlere ve uluslararası girişimlere hizmet veren bankalardır (www.tbb-bes.org.tr). Euro-kredi sendikasyonları, yabancı tahvil ihraçları, faiz ve para swapları, fon yönetimi, leasing, factoring, forfaiting, altın ve döviz işlemleri başlıca faaliyet alanlarıdır (Akbulak vd, 2004:83). 1.2.2. Faaliyet Alanlarına Göre Banka Türleri Faaliyet alanlarına göre bankalar, merkez bankaları, ticaret bankaları, yatırım bankaları, kalkınma bankaları ve katılım bankaları olarak sınıflandırılabilir. 1.2.2.1. Merkez Bankaları Emisyon yetkisine sahip olarak para arzını kontrol eden bankalardır. Bu nedenle merkez bankaları para piyasasını düzenlemek, fiyat istikrarını sağlamak, bankacılık sistemini kontrol etmek, ülkenin altın ve döviz rezervlerini yönetmek gibi önemli fonksiyonlar üstlenirler (Akbulak vd, 2004:83). 1.2.2.2. Ticaret Bankaları Bankacılık sektöründe en çok karşılaşılan banka türü olup, temelde klasik bankacılık faaliyetleri olan mevduat toplama ve kredi verme faaliyetiyle uğraşırlar. Başlıca fon kaynakları mevduat, kullanılan krediler ve özkaynaklardır (Akbulak vd, 2004:82). 11

1.2.2.3. Yatırım Bankaları Devletlerin ve firmaların uzun vadeli fon ihtiyaçlarını karşılamaları için onların hisse senetleri ve tahviller gibi menkul kıymetler ihraç etmelerine aracılık eden kurumlardır. Mevduat toplama yetkisine sahip olmayan yatırım bankaları, tahvil ihraç etmek ve kredi almak suretiyle elde ettikleri kaynakları kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet almak ya da firmalara orta ve uzun vadeli yatırım ve proje kredisi sağlamak şeklinde kullanırlar. Yatırım bankaları, yatırım yaptıkları menkul kıymetleri daha sonra halka satmaları nedeniyle literatürde menkul kıymet taciri olarak da adlandırılırlar (Akbulak vd, 2004:82). 1.2.2.4. Kalkınma Bankaları Gelişmekte olan ülkelerde yatırım sermayesi eksikliğini gidermek ve kalkınmada öncelikli bölgelere finansman sağlamak amacıyla kurulmaktadırlar. Hükümetler veya uluslararası kurumlar tarafından sağlanan fonlar ve tahvil ihracı yoluyla kaynak temin ederler. Mevduat toplama yetkisine sahip değildirler (Akbulak vd, 2004:82-83). 1.2.2.5. Katılım Bankaları Konvansiyonel bankacılık anlayışının dışına çıkarak, faizden uzak kalmak isteyen kişilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamaları, tasarruflarını değerlendirmeleri ve modern bankacılık hizmetlerinden yararlanmaları amacıyla faizle çalışan klasik bankalara alternatif olarak kurulan kuruluşlardır. Özel Cari Hesap ve Katılma Hesapları adı altında iki yöntemle fon toplayabilen özel finans kurumları, topladıkları bu fonları üretim desteği, bireysel finansman desteği, karzarar ortaklığı yatırımı, finansal kiralama ve mal karşılığı vesaikin alım-satımı şeklinde kullandırmaktadırlar (Coşkun, 2005:111-115). 1.3. BANKALARIN TEMEL İŞLEMLERİ Genel anlamıyla bankalar, bir dizi karakteristikler (likidite, risk ve geri dönüşün özel bir bileşimi) ile yükümlülüklerini satıp, farklı karakteristiklerdeki varlıkları satın alarak kazanç elde etmeye çalışırlar. Bu süreç sıklıkla varlık transformasyonuna işaret eder. Bir birey komşusuna rehin karşılığı borç 12

vermektense, parasını bankadaki bir tasarruf mevduatı hesabına yatırır ve bankaya da komşusuna vereceği krediyi sağlar. Böylece banka tasarruf edilen mevduatı kaydi paraya dönüştürmüş olur (Mishkin, 1998:232). Bankacılık işlemlerini aslında üç ana gruba ayırmak mümkündür: Mevduat toplama, kredi dağıtımı ve belirli bankacılık hizmetlerinin görülmesi. Bankalarda varlık transformasyon süreci kısa vadeli borç alıp, uzun vadeli borçlanması şeklinde gerçekleşir. Varlık transformasyon ve bir dizi hizmet (çek ödemeleri, kayıt tutma, kredi değerleme ve benzerleri) süreci, bir şirketin herhangi bir üretim sürecine benzer. Eğer banka istenen hizmetleri düşük maliyetlerle üretir ve varlıklar üzerinden ciddi bir girdi sağlarsa, kar sağlamış olur; tersi durumda ise kayıptadır (Mishkin, 1998:232). Bir örnekle özetlemek gerekirse; bir bankadaki hesap üzerine yazılan çek, başka bir bankaya verildiğinde, mevduatı alan banka çek tutarına eşit miktarda rezerv kazanmış olur ve üzerinde çek yazılan banka rezervlerinin de aynı tutarda düştüğü görülür. Bu nedenle bir banka ilave mevduatlar aldıkça rezerv kazanmış, mevduat kaybettikçe de rezerv kaybetmiş olur (Mishkin, 1998:233). Tüm diğer özel işletmeler gibi bankaların da amacı, uzun dönemli karlılıklarını maksimum düzeye çıkarmaktır. Banka karları her şeyden önce kredilerden sağlanan faiz geliri ve yatırımlardan elde edilir. Uzun dönemli karları maksimize etmek mantıklı bir amaçtır, çünkü beklenen yıllık karların büyüklüğü ve zamanlaması kadar, cari yıl karlarını da dikkate alır. Menkul kıymetleri açıkça ihraç edilmiş olan bankalar için bu amaç firmanın menkul kıymet fiyatlarına yansıtılabilir. Bir firmanın menkul kıymetlerinin fiyatı, pazarın o firmanın beklenen kazançları ve muhtemel riskleri hakkında bir yargıya varmasına yol açar. Bu durumun uzantısı olarak, pazar fiyatı, menkul kıymet sahipleri lehine yönetimin ne kadar iyi bir performans gösterdiğinin devamlı bir göstergesi olur. Hissedarların tatmin olmadıkları herhangi bir zamanda menkul kıymetler satılabilir ve bu da hisse başına piyasa fiyatı üzerinde aşağı yönlü bir baskı doğurur (Kidwell, Peterson, 1990:164). 13

Türkiye de, araştırmamızın konusunu oluşturan ticaret bankalarının yapabilecekleri işlemler 5411 sayılı bankacılık kanununda aşağıdaki gibi sıralanmıştır: 2 Mevduat Kabulü, Nakdi, gayri nakdi her cins ve surette kredi verme işlemleri, Nakdi ve kaydi ödeme ve fon transferi işlemleri, muhabir bankacılık veya çek hesaplarının kullanılması dâhil her türlü ödeme ve tahsilât işlemleri, Çek ve diğer kambiyo senetlerinin iştirası işlemleri, Saklama hizmetleri, Kredi kartları, banka kartları ve seyahat çekleri gibi ödeme vasıtalarının ihracı ve bunlarla ilgili faaliyetlerin yürütülmesi işlemleri, Efektif dâhil kambiyo işlemleri; para piyasası araçlarının alım ve satımı; kıymetli maden ve taşların alımı, satımı veya bunların emanete alınması işlemleri, Ekonomik ve finansal göstergelere, sermaye piyasası araçlarına, mala, kıymetli madenlere ve dövize dayalı; vadeli işlem sözleşmelerinin, opsiyon sözleşmelerinin, birden fazla türev aracı içeren basit veya karmaşık yapıdaki finansal araçların alımı, satımı ve aracılık işlemleri, Sermaye piyasası araçlarının alım ve satımı ile geri alım veya tekrar satım taahhüdü işlemleri, Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri, Daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık maksadıyla alım satımının yürütülmesi işlemleri, Başkaları lehine teminat, garanti ve sair yükümlülüklerin üstlenilmesi işlemleri gibi garanti işleri, Yatırım danışmanlığı işlemleri, 2 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu, md. 4. 14

Portföy işletmeciliği ve yönetimi, Hazine müsteşarlığı ve/ veya Merkez Bankası ve kuruluş birlikleri nezdinde oluşturulan bir sözleşme kapsamında üstlenilen yükümlülükler çerçevesinde alım satım işlemlerine ilişkin piyasa yapıcılığı, Faktöring ve forfaiting işlemleri, Bankalararası piyasada para alım satımı işlemlerine aracılık, Finansal kiralama işlemleri, Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık hizmetleri. 15

İKİNCİ BÖLÜM BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABET 2.1. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABETİN ÖNEMİ Tüm dünyada bankacılık sektörü sürekli bir değişim ortamı içerisinde bulunmaktadır. Bu ortamda bankalar risklerini çeşitlendirmek için hem yeni iş türlerine yönelmekte; hem de kendi ülkeleri dışındaki ülkelerde faaliyet göstermekte ve sınır ötesi birleşmeler yoluyla dışa açılmaktadırlar. Aynı zamanda banka dışı finansal kurumlar, bankaların kendi sahası olagelmiş piyasa segmentlerine girmektedirler. Bu gelişmeler, yeni bilgi teknolojileri, aracıların devre dışı bırakılması (disintermediation), serbestleşme ve Euro nun yürürlüğe girmesiyle tetiklenerek, bankacılığın görünümünü değiştirmiş (Canoy ve diğerleri:2001) ve kaçınılmaz bir rekabet ortamı yaratmıştır. Bu ortamda politika yapıcılar rekabet sürecini, fayda ve maliyetleri arasında denge sağlayacak düzenlemelerle yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Ne var ki bankacılık sektörlerinde etkinliği ve istikrarı aynı anda temin ederken ekonomik büyümeyi ve refahı da destekleyecek rekabet düzeyinin ne olması gerektiği, cevap bulunamamış sorular arasındadır. Genellikle tekelin tersi olarak ifade edilmesine rağmen, McNulty nin (1968) tanımında rekabet, fiyat ve marjinal maliyeti eşitleyerek kaynakların kullanımında dağılımsal etkinliği temin eden güç olarak ifade bulmuştur. İktisatçılar genellikle tüketim toplumlarına en iyi hizmetin rekabetçi piyasalarda verildiğine hükmetmektedirler (rekabetçi piyasalar teorisi). Rekabetçi piyasalar teorisinin en önemli sonuçlarından biri, piyasa yapısı ile iktisadi kaynakların etkin dağılımı arasındaki ilişki ile ilgilidir. Çünkü rekabetçi piyasalarda firmalar mal ve hizmetleri tüketici talepleri doğrultusunda üretmek isterler. Yani firmaların üretim düzeyleri, üretilen çıktının maliyetinin tüketicilerin ödemeye hazır oldukları fiyat karşısında dengelenmesi ile belirlenir. Mal ve hizmetlerin üretilmesinde firmalar kaynakları, mümkün olan en düşük maliyetle maksimum çıktıyı sağlayacak şekilde birleştirmeye 16

çalışırlar. Kaynakların optimal kullanımı firmaların kendi uzun vadeli karlarını maksimize etmek istemelerinden dolayı ortaya çıkar (Kidwell, Peterson, 1990:231). Finansal sistemin etkin ve etkili işlemesini temin etmeye yönelik politik yaklaşımlar, rekabete dayalılık ve piyasa güçlerinin çalışması konularına önem vermektedir (Bröker, 1992). Diğer sektörlerde olduğu gibi finansal sektörde de rekabetin derecesi finansal hizmet üretiminin etkinliği, finansal ürünlerin niteliği ve sektörel yeniliğin derecesi açısından önemlidir (Claessens, Leaven, 2004:563). Halka hizmet sağlanması noktasında sektör yapısının performansı etkilediği şeklinde ifade edilen rekabetçi model, çok sayıda rakibin olduğu piyasaların diğer yapısal özellikler sergileyen piyasalara tercih edildiğini ortaya koymaktadır (Kidwell, Peterson, 1990:232). Finansal hizmetler için serbest piyasaların oluşturulması ve işletilmesi ile finansal sektörde rekabeti kısıtlayan tüm engellerin ortadan kaldırılması yönündeki politik yaklaşımların arkasında yatan anlayış da budur (Bröker; 1992). Ne var ki, rekabetçi piyasalar teorisinin geçerliliği bir takım oldukça katı varsayımlara dayanmaktadır. Eğer bunlar karşılanmazsa, kaynakların tüketicilere en iyi hizmeti sağlayacak şekilde dağıldığı sonucuna varmak mümkün olmaz. Bu varsayımlardan özellikle üç tanesi bankacılık ile ilgilidir (Kidwell, Peterson, 1990:232): 1- Giriş Kısıtlamalarının Olmaması: Rekabetçi piyasalar teorisi, piyasalara girişin kısıtsız olduğunu öne sürmektedir. Eğer piyasalar kısıtlanmışsa, kötü bir şekilde yönetilen veya piyasada tekel pozisyonuna sahip bankalar yüksek fiyat veya düşük kalitede hizmetler sunabilirler, çünkü halkın başka bir alternatifi yoktur. Girişlerin serbest olduğu durumlarda, diğer bankalar da bu piyasalarda hizmet sunabilir. 2- Çıkış Kolaylığı: Rekabetçi piyasalar teorisi, gerek birleşme gerekse başarısızlık yoluyla etkin olmayan ve istenmeyen firmaların pazardan çıkışının mümkün olması gerektiğini varsayar. Çıkış serbestliği olmadan sektörün yapısı yeni koşulları karşılayacak şekilde değişemez. Fakat bankacılık sektöründe banka başarısızlıkları batan bankanın yanında geniş kapsamlı etkilere sahip olabilir ve bu durum bankalar arasında rekabetin mutlaka denetim altında tutulmak istenmesine neden olur. 17

3- Doğal Tekellerin Olmaması: Rekabetçi piyasalar teorisi doğal tekellere neden olan ölçek ekonomilerinin var olmadığını varsayar. Doğal tekeller sektörün maliyet eğrisi firma büyüdükçe birim maliyetlerin daima azaldığı bir şekil aldığında meydana gelir. Eğer bu durum bankacılık için geçerli olsa idi, en etkin banka büyüklüğü, olabilecek en yüksek düzey olurdu ve rekabetçi piyasa her bir pazarda yalnızca bir bankanın ayakta kalmasına yol açardı. Diğer sektörlerden farklı olarak bankacılık sektörüne özgü olan durum, rekabet ve istikrar arasındaki ilişkidir (Claessens, Leaven, 2004:563). Rekabet ve bankaların istikrarı arasındaki ilişkinin anlaşılması bankacılık düzenlemelerinin tasarımı için fevkalade önemlidir ve finansal krizlerin riskini hafifletmede eninde sonunda yardımcı olacaktır (Wagner; 2007). Rekabet ve istikrar arasındaki negatif ilişki, politika yapıcıların bankalara yönelik temel yaklaşımını belirlemektedir. Her ne kadar finansal olmayan sektörlerde olduğu gibi piyasa rekabeti etkin bir bankacılık sektörünün önkoşulu olarak görülse de, bazı teorik ve ampirik çalışmalar, tekel kazançlarının bankalara daha küçük ve şeffaf borçlularla ilişkileri geliştirme eğilimi kazandıracağını öne sürerek, rekabetin kısıtlanması gerektiğini savunmaktadırlar. Aşırı rekabetin kırılganlığı arttıracağı şeklinde genel bir kanı bulunmakla birlikte, rekabet ve istikrar ilişkisi teorik ve ampirik olarak bir sonuca bağlanmış değildir (Beck: 2008:1). Ampirik olduğu kadar teorik olarak da gösterilen bir başka etki de, finansal sektörde rekabetin derecesinin firmaların ve hane halklarının finansal hizmetlere ve dış finansmana girişini, ardından da tüm ekonomik gelişmeyi etkilemesidir (Claessens, Leaven, 2004:563-564). Piyasa gücünün yol açması beklenen yüksek marjların sosyal refah için iyi olup olmadığı ise ayrı bir tartışma konusudur. Bir taraftan dar marjlar, düşük aracılık maliyetleri ve düzenleyici vergiler (rezerv ve sermaye gereklilikleri) ile nispeten rekabetçi bankacılık sistemine işaret edebilir. Diğer taraftan nispeten geniş marjlar, karlılığa ve banka sermayesine eklenmek suretiyle bankaları makro ve diğer şoklara karşı koruyarak, bankacılık sistemine bir miktar istikrar getirebilir (Saunders, Schumacher: 2000). 18

Bankacılık sektöründe rekabet koşullarının ölçülmesi ve değerlendirilmesi politika yapıcıların ilgisini çekmektedir. Maliyet, gelirler ve bankaların giriş davranışlarını da kapsayan pek çok kamusal düzenleme nedeniyle bankacılıkta rekabetin değerlendirilmesi oldukça zordur (Anderson; 1966:125). Ne var ki, rekabetin fayda ve maliyetleri arasında denge kurma zorluğu (tradeoff) olduğu da aynı derecede doğrudur. Rekabet finansal aracılığın maliyetini düşürüp ekonomik etkinliğin gelişmesine katkıda bulunurken, olumsuz gelişmelerle baş etme kabiliyetini zayıflatarak bankaların piyasa gücünü ve karlılığını da düşürebilmektedir (Mamatzakis vd: 2005). Politika yapıcılar hem ekonomik etkinliği hem de istikrarı destekleyen bir finans sistemini oluşturma amacındadırlar (Northcott, 2004:29). 2.2. BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABET YAKLAŞIMLARI Rekabet Yaklaşımları, bankacılık piyasalarının yapısının belirlenmesi ve işleyişinin değerlendirilmesinde araştırmacılara bir altyapı sağlaması ve öngörü kazandırması bakımından önemlidir. İnsan unsurunu barındırması ve insan davranışları ile şekillenmesi nedeniyle sosyal bir bilim olan ekonomideki kuramların, her biri benzersiz (unique) ve kendine özgü özellikler taşıyan finans ve bankacılık piyasalarının tümünde geçerli olacağını beklemek doğru değildir. Nitekim farklı yaklaşımların farklı piyasalar için analiz edilmesi ile birbiriyle çelişkili gibi görünen sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu bölümde açıklanan teoriler, geçerliliği ile ilgili kesin çıkarımlar yapılamayacak olan, ancak piyasa analizleri için etkili yönelimler sağlayabilen paradigmalardır. Bankacılık çalışmalarını yönlendiren yaklaşımlar, Deb ve Murthy (2008:26) tarafından dört grupta toplanmıştır. Bu çalışmaların içerikleri aşağıda verilmiş olup, özellikle Endüstriyel Organizasyon Yaklaşımı, bankacılık sektöründe rekabetin analizine ilişkin modeller için bir temel oluşturmaktadır. - Bankaların finansal kurumlar olarak ekonomik gelişmelerle ilişkisinin analizi: Kurumsal iktisada dayanır ve rekabet çalışmaları için bir çerçeve oluşturmaz. - Bankaların finansal yönetim açısından incelenmesi: Bireysel birer firma olarak bankaların mali işlerinin iç yönetimi ile ilgilidir. 19