OSMANLI ARAŞTIRMALARI XXV



Benzer belgeler
Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

OSMANLI ARAŞTIRMALARI XXV

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Müşterek Şiirler Divanı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

GÜLŞEHRİ NİN MANTIKU T-TAYRI (GÜLŞEN-NÂME)

* Yard. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi. DiVAN ŞAiRLERİNİN GAZELLERiNDE HARF. MehmetAKKAYA *

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

FUZÛLÎ'NİN İKİ MESNEVÎSİNDE NİZAMÎ ETKİSİ

: 1490/ / [ 998] 1590

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

AVNÎ (FATİH) DÎVÂNI. Hazırlayan. Muhammed Nur Doğan

PROF. DR. HALUK ĠPEKTEN ĠN HAYATI VE BĠBLĠYOGRAFYASI Sevda ÖNAL

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

Saraydaki Eğlencelere Katılan Şairler

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

Hayatta gerek yaşayarak,gerek duyarak veya görerek,hiç kimse yoktur ki,etti de bulmadı,desin ve de denilsin.

Betül Erdoğan.

MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1

RÂSİH BEY'İN ÜSTİNE REDİFLİ MEŞHUR GAZELİNDE İKİLEMELERİN KULLANILIŞI Hüseyin AKKAYA

Yahya Kemal Beyatlı, 30 Mart 1922 tarihli Tevhid-i Efkâr gazetesinde Ezan ve Kur an başlığıyla neşrettiği bir yazısında diyor ki:

5/A SINIFI SEÇMELİ DERS PROGRAMI - ÖĞRENCİ BAZINDA ADI SOYADI

OSMANLI ARAŞTIRMALARI X

Doç.Dr. ŞEVKİYE KAZAN NAS

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Hak Teala (cc) itiraz edenlere Hud Suresinde şu kelimelerle cevap vermiştir:

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

NO ADI SOYADI AİDATLAR GÖZGÖZ SEFER GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00 2 ERCAN GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YIL DÖNÜMLERİ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

2002 Doğu Akdeniz Üniversitesi Dergideki yazılar kaynak gösterilerek alıntılanabilir. DOGU AKDENiZ ÜNivERSiTESi YAY/NEVi

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

MUHİBBÎ (KÂNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN) DİVANI NIN İKİ YENİ YAYINI TWO NEW PUBLICATIONS OF MUHIBBÎ S (SULEIMAN THE MAGNIFICENT) DIVAN

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: İskender PALA 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu:

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

Âmil Çelebioğlu nun Bibliyografyası *

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mustafa GÜZELGÖZ

Dr. MEHMET KALPAKLI NIN KONUŞMASI

DAL MEḤMED ÇELEBĪ Āṣafī (ö veya 1598)

SÂMİHA AYVERDİ KİMDİR? Hazırlayan: E. Seval YARDIM

DİVANDAN SESLENEN BİLGE ŞAİR 1

ARİF NİHAT ASYA'NIN NESİRLERİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Transkript:

OSMANLI ARAŞTIRMALARI XXV. Neşir Heyeti - Editorial Board Halil İNALCIK- İsmail E. ER ÜNSAL Heath W. LOWRY -Feridun EMECEN Klaus KREISER Misafir Editörler: Hatice A YNUR- Mehmet KALP AKLI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES XXV Prof. Dr. Mehmed ÇAVUŞOGLU'na ARMAÖAN- I İstanbul - 2005

FT.İZÔLİ ve ANADOLU ŞAİRLERİ * Melınıed ÇA VUŞOGLU İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne bağlı Türkiyat Enstitüsü'nün (şimdiki adiyle Türkiyat Araştırma Merkezi'nin) beş yıl önce, 1981 'de 19-23 Ekim tarihleri arasında düzenlediği 4. Milli Türkoloji Kongresi'nde "FuzQll'nin Su Kasidesi Üzerine" konulu bir tebliğ sunmuşdum. Tebliğimin gayesi Fuzfili'nin konu bakırnından bir na't yani Hz. Peygamber'e övgü niteliğindeki "su" redifli kasidesinde, redif ve katiyenin "nev-zemin" yani Fuzfill'nin icadı olmadığ ını, bu katiye ve redifin daha önce Anadolu'da kullanıldığını, dolayısiyle dahi şa irin bir Anadolulu, başka bir ifadeyle İstanbullu şaire nazire yazdığım belirtmekdi. Osmanlı edebiyatçılan yeni bir redif bulup o redif çerçevesinde mazmun, yani mana üretmeyi "zemllı bulmak" diye tarif ederlerdi. Böyle şiir iere de "nevzemin" adını verirlerdi. Mesela Necati Bey daha Kastamonu'da iken "döne döne" redifini ilk defa kullanmış, dolayısiyle yeni bir zemin bu lmuşdur. Bu zeminde: ve: Çıkalı göklere alıum şereri döne döne Yandı kandil-i sipilırin ciğeri döne döne Bu cefadan ki kadeh ağzwı öper döne döne Nar-ı gayretde kebab oldu ciğer döne döne beyitleriyle baş layan iki gazel yazmış, rivayete göre bu gazeller kervanlarla Bursa'ya getirilmiş, o devrio şliirler sultanı olarak kabıli edi~eıi Alımed Paşa'nın * Prof. Dr. Mehmed Çavuşoğlu'nun 17 Nisan 1986'da Milli Kütüphane'de yaptığı konuşma metnidir. İlk defa yayımlanmaktadır. Metnin yayımında merhum Çavuşoğlu'nun _kullandı~ imiaya sadtk kalınmıştrr. (Yayı ma hazırlayan: M. Kalpak lı) OSMANLI ARAŞTIRMALARI, XXV (2005).

58 Meluned ÇA VUŞOGLU mec~isinde okunup beğenilmişdir. Necati Bey'in ününün yayılması da böyle başlamışdır. Bilindiği gibi, Fuzillt, Kanuni'nin Bağdad'ı fethinde, bu büyük şair sultanla birlikde gelen şairlerle tanışmışdı. Gelen şairler arasında Hayili Bey, Yahya Bey ile dtvanı elimizde olmamakla beraber, şuara tezkirelerine alınan örneklerden ve mecmualardaki şiirlerinden çok iyi bir şair olduğu anlaşılan Kazasker Kadr1 (veya Kadid) Efendi de vardı. Kadr1 Efendi, bize nakl edildiğine göre, Fuzilli'yi Kanuni'ye takrum etrnişdi. Hayili Bey'in ve Yahya Bey'in divanlarında "su" redifli gazeller vardır. Üstelik Hayali'nin iki tanedir. KadriEfendi'nin ise: \ Sfıye tek lıem-~(ih olaldan kanıet-i dildôra su Yüz yere kor seede-i şükr eyleye bfçôre su İntizôr odıyle yandum sım bana bir pare su Yollaruna bakmadan indi gözüme kara su kıt' asiyle başlayan beş kıt' alık bir murabba'ı vardır. ı Bilindiği gibi, nazlre bir şairin şiirine vezin, kafiye ve redifde benzer olarak yazılan şiire denilir. Anadolu'da yazılmış, benim tesbit edebildiğim 35 aded "su" rediili gazel ile Fuzilli'nin söz konusu kastdesi arasındaki benzerlik bu naztre tarifine uygundur. Fakat üstünde durup düşünmeyi gerektiren husus, zerrılni önce kimin bulduğudur. _Topkapı Sarayı Müzesi'nin kitablığında Bağdad yazmaları arasında 406 nurnarada kayıtlı Pervô.ne Bey Mecmılasz'ndaki "su" redifli gazellerden ilk gazel Zat! tarafından yazılmış ve diğerleri ona naztre olarak ~öylenmiş gibi gösteriliyor. Zati'nin gazeli yedi ~eyitden oluşmuşdur. Matla' beyti şudur: Alumı mtar urduğınca sublı-dem ruhsara su Nô.leler peydcı olur tokzmduğmca nô.ra su Görülüyor ki bu gazel Fuzilli'nin: Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu deniii tutuşan odlara kılmaz çare su Süleymaniye Kütüphanesi, Ali Nihad Tarlan Yazmaları 68, yk.8la)

FUZÜLI ve ANADOLU ŞAiRLERİ 59 matla'ıyle başlayan kasidesine vezin, ka_fiye ve redif bakımından tıpatıp benziyor. Pervane Bey Mecmuası'nda Zati'ye nazire olarak gösterilen ilk gazel Yenice V ardarlı Hayren'nin: Gönlini benzer ki akıtmzş durur bir yara su Şevkden kendin yire urup yürür fıvare su beytiyle başlayan gazelidir. Fakat onun divanında aynı vezinde, aynı redifde ama başka bir kafi yede: Haclerinden yire geçse yiridiir her bar su Şevkden kendin yi re urup yürür fıvare su matla'lı bir gazeli daha varsa da konumuzun dışındadır. Pervane Bey Mecmuası'ndaki sıralamanın kronolojik bir sıralama olduğunda tereddüd etsek bile, ikinci sıradaki Hayren'nin Kanuni'nin Bağdad'ı fethinden çok önce Sadcıazam İbrahim Paşa'ya küsüp İstanbul'dan aynlarak Rumeli serhaddinde akıncı ocaklannda dolaşdığını, bazan Mibaloğullan'nın, bazan Yahyahlar'ın yanmda eğlendiğini ve fethin vuku bulduğu yılda vefat etdiğini biliyoruz. Onun içindir ki, Hayren'nin gazelinin FuzOü'nin söz konusu na'tinden çok önce yazıldığı kesindir, demekde tereddüd edemeyiz. Dolayı siyle, Bağdad'da FuzOü ile görüşdükleri kuvvetle muhtemel olan Yahya Bey ile Hayali Bey'in "su" redifli gazellerini Zati'ye ve Hayrefı'ye naztre olarak yazmalannın, FuzOU'nin de onlara nazire yazrruş. olmasının ihtimalin üstünde, hatta kat'1 olduğunu söyleyebiliriz. Su Kasldesi'nin durumunu böylece tesbit etdikten sonra, o noktadan hareketle, FuzOll'nin Anadolu şairlerini okuduğunu, onlardan faydalandığını gösteren başka deliller ileri sürmüşdüm. Bunlar Hayili Bey'in ve Necati Bey'in bir iki beyti idi. Tebliğimin sonunda söz konusu faydalanmanın nisbetinin araştırmaya değer olduğunu söylernişdim. Aradan beş yıl geçdi. Şimdi, geçen zaman içinde edindiğim bilgileri bilinenlerle birlikde değerlendirmek istiyorum. Zann ediyorum ki önce şu sorunun cevabını aramak gerekir: FuzOli Anadolu şairlerini okumuş muydu?

60 Mehmed ÇA VUŞOGLU Benim gördüğüm mecmiiajarda bu husiisu iki kere iki dörd eder gibi kesin bir hükme bağlayan deliliere rastladığımı hatırlamıyorum. Eğer okuduysa, Prof. Kenan Akyüz, Süheyl Beken, Dr. Sedid Yüksel ve Dr. Müjgan Cunbur tarafından hazırlanan ve İş Bankası Kültür Yayınlan arasında neşr olunan dminının 481. sahlfesindeki: O sebebden farsf laft.iyle çokdur naznı kim Nazm - ı nazük türk lafr.iyle inen düşvar olur Lehce-i türkf kabal-i navn u terkfb itmeyüp Ekser-i elf/izı na-merbut u na-hemvar olur beyitlerioden onun, türkçenin şiir yazmak hususunda farsça kadar elverişli olmadığı kanaatini taşıdığı anlaşılmaktadır. Fuziill'nin ölümünden aşağı yukarı kırk yıl sonra yazdığı Künhü' L -Alıbar adlı taribinin şarrlere ayırdığı bölümlerinden birinde Ahmed Paşa'dan bahs ederken: "lisan-ı türkl ki hadd-i zatında sakli ve fesahat ü belagati her cihetle nadir ü kallldür" diyen Gelibolulu Aıı de aynı fikirdedir. Bu kanaatin isabetinin tartışmasına girerek konunun dışına çıkmak istemiyorum. Fakat FuzaLI'nin o zamanki Türkiye lehçesini iyi bildiği Şikayetname'deki üsliibundan, bilhassa "zevayid" kelimesi hakkındaki yorumlanndan bellidir. Kaldı ki, Leyla ve Mecniln mesnevlsinin "sebeb-i te'üf' bölümümde: Olmışdı refik u Jzem-zebanum Ayfne-i tatf-i revaman Birniçe zarif-i lutta-i Rılnı Rılnıf ki didük kazıyye ma' Lılm Yanı ki kamu dekayık e/ıli Her mes'elede haklıyık e/ıli??? beyitlerinde Anadolu şairlerine hayranlığını da irade etmişdir. Diğer tarafdan H adfkatü 's-süada' da: "eğerçi ibaret-i türklde beyan-ı vekayi'.düşvardur, zira ekser-i elfazı reklk ve ibaratı na-hemvardur" demekle Anadolu türkçesiyle yazılmış eserlerden tarihleri, en azından Selimname'leri veya Sinan Paşa'nın, hatta Nevayi'nin nesrini,görmediği, gördüyse bile fars dilindeki benzerleri ayarında bulmadığı söylenebilir. Fakat Leyla ile Mecniaı'un söz konusu bölümünde:

FUZÜLI ve ANADOLU şairleri 61 Hem ilmfeninde niikıedô.nlar Hem söz revişinde dür-feşanlar Kim eyler idi dekteyık- ı rô.z Şeyhfden ii Ahmedfden ağô.z derken, tanışdığı Anadolu şair lerinden 14. ve 15. yüzyıllarda yaşamış iki ünlü mesnevl şairinin adlarını duyduğu veya aralanndaki sohbetde onların söz konusu edildiği haber verilmişdir. Onun Abmedi'nin mesnevilerini ve Şeyhl'nin Hüsrev ü Şirin'ini görmüş olduğunu bu mısralardan hareketle iddia etmek güçdür. Bununla beraber: Lutf ile d idiler ey suhaıı -senc Faş eyle cilıô.na bir nihfın gene Leylf M ecnim Acemde çokdur Etrakde ol fesane yokdur Takrfre getiir bu dô.sıô.m Kıl taze bu eski hastam mısra.iarını yazarken doğruyu söylemediği, merhum Agah Sım Levend'in Tiirk Edebiyatında Leyla ve Mecnıi~ı Mesnevfleri adlı kıymetli incelemesiyle aşikar olmuşdur. Ma'matih, mesnevilerdeki "sebeb-i te'lif' bölümlerinin ekseriyet itibariyle şrurlerin hayallerinin mabsolü olduklannı da biliyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse, o bölümlerdeki gerçekle hayali n oranını tesbit etmek kolay değildir. Şurası muhakkak ki, Fuzı1lt'den önce Şahidl, Nevayi, Bihişti Sinan Çelebi, Hamdullah Hamdl, Ahmed-i Rıdvan, Celili, TebrizH Hak1ı:i bu konuyu işlemişlerdir. Sözü edilen Anadolu şairlerinin bunlardan birkaçını bilmemesi, do layısiyle FuzO.lt'ye "Etrakde ol fesane yokdur" demeleri mürnkin değildir. Diğer tarafdan, Agah Sım Bey'in adı geçen şairterin eserlerini FUZO.ll'ninki ile karşılaştırmasından çıkan netlee şudur ki, Fuzfili, Hamdullah Harndi'nin ve Celili'nin eserlerini görmüş, onlardan bazı fasıllar almışdır. Söz konusu alıntılar için, kendimizi zorlayarak "tevarüd" desek bile, FuzO.li'nin bikr-i mana ve bikr-i mazmo.n almada tevarüd hüllesine zaman zaman müracaat etdiğini gösteren başka deliller var. Fakat o konuya girerken Fuzfili'njn Hayali ve Yahya Bey ile tanışm~an bahsi üıerinde biraz durmak istiyorum.. Merhum Fuad Köprülü İslam Ansiklopedisi'ndeki Fuzfili maddesinde şöyle diyor: "FuzQli'nin Bağdad fethi esnasında orduda bulunan şair Hayali ve Taşh~alı Yahya Bey ile tanışıp dostane münasebetlerde bulunduğu o devir

62 Mehmed ÇA VUŞOGLU kaynaklannda kayıthdır. Faik Reşad galiba bu ri vayeti esas tutarak, Hayall'nin Bağdad'da Fuz(i}i ve oğlu Fazü ile görüştüğünü, hatta "su" redifli iki gazelini FuzOll'nin pek beğenerek meşhur "su" kasidesini onlara naztre olarak vücuda getirdiğini yazıır. Tabir Olgun da aynı ri vayete dayanarak ~ay ali ile Taştıcalı Yahya'nın "su" rediili gazellerini Fuzfiü'ye naztre olarak yazdıklannı söyler. Biz bunlara ilave olarak Fuzfrü'nin: Niçe yıllardur ser-i ki )1-ı n.ıelômet beklerüz mısra'ı ile başlayan gazeli ile Hayili'nin aynı vezin ve kafiyede iki ve Kanuni Sultan Süleyman'ın Muhibbi mahlası ile bir gazelini zikr edeceğiz. Bütün bu eserler, bu bahs edilen şairlerin biribirileri ile alakalannı göstermekle beraber kirnin kime naztre yazdığım tayin etmek çok müşkildir. Burada bir husfrsu aydınlatmak istiyorum. Üstad Köprülü: "o devrio kaynaklannda kayıtlıdır" diyor, fakat hangilerinde olduğunu beliitm.iyor. Ben, Köprülü'nün makalesinin kaynaklanna ve Köprülü'nün bu makalesine bibliyografyasındaki ikiyüz yirmi kaynak arasında yer vermiş olan Prof. Dr. Abdülkadir Karahan'ın "Fuzfrli, Muhiti, Hayat ı ve Şahsiyeti" adlı doktora tezine müracaat ederek söz konusu kaynaklan tesbite çalışdım. Karahan: "Fuzfrü'nin Irakayn Seferi'nde, Bağdad'da (tanıştığ ını bir iki vesikaya göre kuvvetle tahmin etmek gereken) 16. asır Anadolu şairlerinden Hayall ve Yahya Bey ile münasebetleti hakkında düşüncelerimizi, sırası gelince, ikinci bölümde, kısaca yazacağız" (sf. 61) diyor. Sırası ge ldiğinde de: "Fuzfrli'nin bazı imalan ve bazı tarihi vesikalar, şairimizin Osmanlı şairleri (Rfrm zarifleri) ile münasebet tesis etdiğini göstermektedir" diyor. Karahan'ın bazı imalar dediği, biraz önce Leyla ve Mecnfin mesnevisinden nakl etdiğim mısralardır. Bir de Enfsü'l-Kalb'in sonundaki: Be-dest-i pfik-btizôn-ı emônet-pfşe bisparem Firistem sıly-ı darü'l-adl-i Rut~ı ez-mülk-i Iran-eş Be-iimmfdf ki der-ôlem-sitônf vii cihan-gfrf Resed te 'sfr-ifeth ez-devlet-i Sultan Süleyman-eş "Alemi zabt etmek ve cihanı tesbir eylemek hususunda Sultan Süleyman devletinden kendisine bir fetih te'siri erişir ümidiyle onu, emin ve afif insanların eline tevdi ederek İran mülkünden adalet ülkesi olan Anadolu'ya gönderiyorum" beyitlerini örnek olarak gösteriyor ki, bu beyillerde ben Fuzuli'nin Osmanlı

FUZÜLİ ve ANADOLU ŞAiRLERi 63 şairleriyle tanışdığına dair bir işaret görmüyorum. "Emanet-ptşe" sıfatı daha ziyade idan ve asken devlet ricaline yaraşır. Prof. Karahan, Köprülü'nün "tarihi kaynaklar" sözü gibi bir de tarim vestkalar"dan bahsediyor. Halbuki, "veslkalar" yok, sadece bir tek vesika var. O da Bağdad'ın fethinden 7-8 yıl sonra H.948/M.1541 tarihinde doğmuş olan All'nin: "merhiim Hayalt Bey ile ülfet ve sohbet idüp niçe günler muaşeret!aldı" ifadesidir. Halbuki, Fuzilll'nin zamanında yaşamış olan şuara tezkiresi mtielliflerinin hiç birinde bunu tey~d eden bir ima dahi yokdur. Prof. Karahan ayrıca: "Bütün bunlardan anlaşılan şudur ki, Fuzfiü Bağdad seferini mütelikıb orduda bulunan Osmanlı şairleriyle tanışrruş, onlarla edebiyat ve san'at meselelerini konuşmuş, ülfet etmiş, meclislerde beraber bulunmuşdur" diyor. Söyledikleri "bütün bunlar"dan değil, sadece Leyla ve Mecnfin mukaddimesindeld malfun betitlerden ilham alınarak tahayyül edilebilir. Böyle demekle Fuzilli'nin bu iki şairle ve o sırada orduda bulunan diğer şairlerle görüşmediğini iddia ediyor değilim.. Elimizde veslkalar yok; karlneler ve o karlneleri destekl~yen deliller var. Zaten konumuz Fuzfili'nin Anadolu şairleri ile konuşup konuşmadığı nı tahkik etmek değildir. Gayem bu vesile ile kazıyye - i muhkeme gibi kabfil edilmiş olan bazı hükümlerin ne kadar temelsiz, ne kadar güvenilmez olduklarını göstermekdir. Fuzfili ile Hayili Bey arasındaki nazireleşme yalnız "bekleriz" redifli gazele münhasır değildir. Fuzull' nin "gül" redifli kasldesine mukabil Hayall Bey' in: Bağda olup iikufe haylma serdar gül Od bırakdı hiinüman-ı bülbiile tekrar gül matla'lı bir kasidesi vardır ki Kanuni'ye sunulmuşdur. Ma'mafih, bu kaside: Sonra geldiimse Necatiyle Nevayfden nola Har evvel ser-zened ez-şah u ba'd-ez-har gül beytinden de anlaşılacağı gibi Necati Bey' in: Yılda bir kerre menar-ı şmıdan dfdar gül Gösterür niteki nur-ı Ahmed-i Mulıtar giil matla'lı kasidesine naztredir. Hayall Bey'in Kanuni'ye sunduğu:

64 Mehrned ÇA VUŞOGLU id-i kurbtm erdi halkı yine şadan eyledi Gonca-leb dilberieri gül gibi lıandtın eyledi matla'lı bir kasldesi vardır. Fuzllli deayas Paşa'ya: Şükr kim çarh istikômet iizre devran eyledi Cem '-i ehl-i devlet a 'das ın perişan eyledi beytiyle başlayan tercl-i bend şeklinde bir kaside sunmuşdur. Hayall Bey'in Kanuni'ye sunduğu: matta'lı Tartkat elıline sôlıib-vil{ıyet tu.ğ-ı sultônt Hidtiyet yollann gösternıeğe gönderdi If. ak anı ve Şehzade Mehmed ile Selim hakkında: İki servi revôn itdi yine giilzar-ı Osmônt Saadet gülşeniniin her biri bir verd-i handiinı matla'lı kastdeleri vardır. Fuzı111 de İbrahim Han Musullu'ya: B i-lıamdi 'Ilahi ve 'l-minne ki tevfiktir - ı Rabbant Yeriirdi menzil-i maksiida İbra1ıtm Sultam matta'lı bir kaslde yazmışdır. ve diğeri: Bu benierlikler gazellerde daha da dikkat çekicidir. Hayili Bey'in birisi: Ol melek-sfina pert kim benzemez insan ana Ctiıı ile dildenfeda olsun lıezarôıı din ana Ayet-i mushafhatımdur kaşlarun ımvan ana Zeyl içün i'rôblar çeşmiinde her miijglin ana matla'lı iki gazeli var. Fuzfill'nin de: Şerber-i la'lün ki dirler çeşme-i hayvan ana Ol virür côıı dembedem uşşôka vii men côıı ana matla ' lı bir gazeli var:hayaübey'in:

FUZÜLİ ve ANADOLU ŞAiRLERİ 65 Dimen Mecnilnafenn-i ışkz tekmfl itdi kamildür Benüm yanumda ol dfvane bilmez nesne cahildür beytiyle başlayan gazeli ile Fuzfili'nin matla' beyti şu olan gazeli arasında tevartid mü vardır? M eni zikr itmez il efsane-i M ecnuna meyildür Ne benzerolmana derdi anun takrfre kfibildür Hayali Bey'in "istemez" redilli gazelindeki: Şol geaa kim penbe-i dağın demô.dem tazeler Gül koparmaz şô.hdmı geşt-i giilistan istemez beytiyle Fuzfili' nin aynı redilli gazelindeki: Eylemez meyl-i behişt üftô.de-i lıô.k-i de rün Sakin-ikiinc-i gamun seyr-i giilistan istemez beytinin kafiye ve_redifi aynı fakat mazmfinu farklıdır. Fakat "bekleriz" rediili gazellerde Hayali Bey'in: beyti ile Fuzfili'nin: Işk ili sultanınun serdanyuz Mecnun gibi Gam sipô.hın cem' idüp şahum vilayet beklerüz Niçe ıllardur ser-i kay-ı melô.met bekleriiz Leşker-i sultan - ı irfanuz vilayet bekleriiz Beytinin ve yine aynı gazelde Hayali Bey'in: beyti ile Fuzfili'nin: Haylfden pfr-i muganın sakin-i dergflhıyuz Kô.mran-ı alemüz bab-ı saô.det bekleriiz Sakin-i hô.k-i der-i meyhô.neyüz şô.m useher İrtifa-ı kadr içün bô.b-ı saô.det bekleriiz beyhnin mazmfinlan arasında pek fark yokdur. Acaba bir tevarüd mü vaki olınuşdur?

66 Meluned ÇA VUŞOGLU Bilindiği gibi Hayili Bey'in cüvaru vefatından sonra Kanuni'nin emriyle tanzim edilmişdi. Fuzftli'nin onun bütün şiirlerini görmüş olmasını muhtemel telakki edemeyiz. Fakat.Necati Bey'in dtva.nuu okuduğunu, hatta ondan bazı mana ve mazmftnlar alıp tasarruf etdiğini kesin olarak söyleyebilirim. Necati Bey'in "hançer'' redifli kasidesindeki: Niçe ki örnr-i eadtyi kat' kılrrzağ içün Her ay başında çeke çarha asuman hançer beyti ilefuzllli'nin yalnız vezni far-klı olan na'tindeki: Adtı -yı côhınun kat' -ı hayatiyçün çeker her ay Gılafı lficiverdiden hiltll-i asuman hançer beyti arasında mazmun ortaklığı aşikardır. Necati Bey'in "gül" kasidesi ile, Fuzii.l.l'nin ona naztre olarak yazdığı aynı redilli kastdesindeki bazı beyiderdeki mana ve mazmftn ayniyyeti dikkate değer. Şu beyit Necatl Bey' in: Ah- ı aşıkdur seni hüsnünden agah eyleyen Na' re-i bülbülden olur her se her bfdfi.r gül Şu beyit de Fuzllli' nin: Bülbülün ziir itdüği ferymlar te' sfridiir Bi-sebeb hfib-ı adernden olmamış bfdar gül Şu beyit Necatl Bey'in: Gonca gibi kan dikenlerinde bülbül kan yudar Karşusında bm-ı subh ile güler oynar gül Şu bey it de Fuzftli'nin: Fuzftli'nin: Har- ı gayret nola ger sancı/sa gülbün bağnna Aynlup andan olar hem-sohbet-i ağyar giil Ne yanar kimse bana ateş- i dilden özge Ne açar kimse kapum bm- ı sabman gayn

FUZÜLİ ve ANADOLU ŞAiRLERİ 67 beyti pek meşhfudur. Bir de Necati Bey'in şu beytini dinleyiniz: Bir veche unuduldı Necô.tf ki kirnesne Mihnet-serô.sı kapusın açmaz meğer ki bô.d Bu arada Necati Bey'in, içinde: Beni ağlan beni kim üstüme gelmez ölicek Bir avuç toprağ atar bô.d-ı sabô.dan gayn beytinin olduğu bir gazelinin varlığını da hatırlatmak isterim. Fuziili'nin: Çelane dô.men naz idüp üftô.delerden velım kıl Göklere açılmasun eller ki damanundadur beyti ile Necati Bey' in: Derdile çak-i girfbôn eyleyen eller bu gün Ruz-ı mahşerde seniin ser-cümle damanundadur beyti arasındaki nükte benzerliğine bakınız. Bunlardan başka Fuzfili'nin dlvanında onbeş gazel v~dır ki Necati Bey' e nazire olarak söylenmiş gibidir. Tfuihçi Ali, Fuzilli'yi övmekle beraber: "memalik-i Şarkda şiir söyleyenlerün üstadıdur" demekle, onu Necati, Zati, Eınri, Yahya Bey, Hayreti, Ulvi', Baki gibi onaltıncı yüzyılın Anadolu'daki üstad şairleri arasına dahil etmemişdir. Dile hakimiyetde, mazmiln bulmakda Fuzfili'nin bir Necati Bey ile, çağdaşlarından Zati, Yahya Bey ve hele Hayili Bey ile ölçülemeyeceği görüşündeyim.~ Aslında kendisi de, şübhesiz adlarını andığun şairleri kasd ederek: "Rumi ki dedük kazıyye ma'lı1m" mısra'ıyla durumu kabili etmişdir. Azeri türkçesinin Fuzilll'ye kadar (Nestmi müstesna) bir büyük şam, daha kesin bir biçimde ifade etmek gerekirse işlenmiş bir edebi dili yokdu. Fuzuü'nin N eva yi' den ziyade Anadolu'lu şiiiriere çok şey borçlu olduğunu söylemek sade bir tahmin olarak görülmemelidir. Onun: Reng-i r((ymdan dem umıış sô.gar-ı sahbaya bah Afitô.b ilen kılur dava dutulmış aya bah matla'ıyla başlayan gazelini, Hayali Bey'in:

68 Mehmed ÇA VUŞOGLU Allarla kana ginrıiş ol melek-stmfıya bak Fi'l-mesel gökde şafak içinde doğmış aya bak matla'lı gazeline naz!re olarak mı yazdığı, veyii aksinin mi vfuid olduğu tartışılabilir. O devir şililerinden hiç birinin Fuzuü'nin bir gazelini tahmis etmemiş olmalan dikkate değer bir badisedir.