T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Benzer belgeler
Pimpla turionellae (Linnaeus,1758) (Hymenoptera: Ichneumonidae) DA BAĞIL NEMİN YUMURTA VERİMİ, AÇILIMI VE LARVAL GELİŞİM SÜRESİNE ETKİSİ

FARKLI SICAKLIKLARIN AVCI BÖCEK SCYMNUS SUBVILLOSUS (GOEZE) (COLEOPTERA: COCCINELLIDAE) UN ERGİN ÖNCESİ DÖNEMLERİNİN ÖLÜM ORANLARINA ETKİLERİ *

BİYOLOJİK SAVAŞ. Kültür bitkilerinde zararlı organizmalara karşı doğal düşmanlarının kullanılmasıdır.

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı. Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı)

T.C. SÜLEYMAN DEMĠREL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ. ESKĠġEHĠR ĠLĠ TÜRKMEN DAĞI, ICHNEUMONIDAE (HYMENOPTERA) FAUNASI ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA

BİYOLOJİK MÜCADELE. Kültür bitkilerinde zararlı organizmalarakarşı doğal düşmanlarının insan katkısıyla kullanılmasıdır.

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti)

Türkiye Tenthredopsis (Hymenoptera: Symphyta: Tenthredinidae) Tür Sınırlarının Barkodlama Yöntemi İle Saptanması

Bracon hebetor (Say) (Hymenoptera: Braconidae) erginlerinde konukçu türünün ve besin tipinin ömür uzunluğuna etkisi

Insecta (Hexapoda) BÖCEKLER

Yafes YILDIZ, Azize TOPER KAYGIN 1 ÖZET

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara

zeytinist

HYMENOPTERA (Zarkanatlılar, Arılar)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Türkiye de yeni bir sedir zararlısı Dichelia cedricola (Diakonoff) 1974 (Lep.: Tortricidae) nın biyolojisi, zararı ve doğal düşmanları

TÜR NE DEMEKTİR? TÜR TÜR

zeytinist

AMERİKAN BEYAZ KELEBEĞİ (Hyphantria cunea (Dry.)) ÜZERİNE BİYOLOJİK VE MORFOLOJİK ARAŞTIRMALAR * Erol AKKUZU 1 Torul MOL 2

Yard.Doç.Dr. Özgür SAĞLAM Namık Kemal Üniversitesi Bitki Koruma Bölümü

Alt sınıf: Apterygota otakım 1. Diplura (Çift kuyruklular) otakım 2. Protura otakım 3. Collembola (Kuyrukla sıçrayanlar) otakım 4.

PUPA TİPLERİ. Serbest Pupa Mumya Pupa Fıçı pupa

Önceden Tahmin ve Erken Uyarı

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

GRYLLOBLATTODEA (GRYLLOBLATTARIA)

Türkiye faunası için yeni bir kayıt, Phalacrotophora fasciata Fallen (Dip.: Phoridae)

Fevzi UÇKAN, Adem GÜLEL* Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Balıkesir. Biyoloji Bölümü Samsun

Isı, bir böceğin gelişme süresi ve canlı kalma oranlarını etkiler. Belirli sınırlar içinde sıcaklığın artışı gelişme süresini kısaltır.

T"RK~YE B~L~MSEL YE TEKNOLOJ~K ARASTIRMA KURUMU

FARKLI SICAKLIKLARIN AVCI BÖCEK Cheilomenes propinqua (Mulstant) (COLEOPTERA:COCCINELLIDAE) NIN ERGİN ÖNCESİ DÖNEMLERİNİN ÖLÜM ORANLARINA ETKİLERİ*

ISPARTA YÖRESİNDE Thaumetopoea pityocampa (Den. & Schiff.) (Lep.: Thaumetopoeidae) NIN YUMURTA KOÇANLARI ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR.

ÖZGEÇMİŞ. Adı-Soyadı : Miray DURLU KÜLBAŞ. Doğum Yeri : Beyoğlu-İstanbul. Doğum Tarihi : Medeni Hali : Evli. Yabancı Dili : İngilizce

Besinin Galleria mellonella (L.) (Lepidoptera: Pyralidae) puplarının toplam lipit ve toplam yağ asidi yüzdelerine etkisi

Uzm. Sedat EREN AĞUSTOS-2015 Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/DİYARBAKIR

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

İki konukçu türün, larva ektoparazitoiti Bracon hebetor (Say, 1836) (Hymenoptera: Braconidae) da protein, lipit ve glikojen miktarlarına etkisi 1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

BÖCEKLERDE VÜCUDUN BÖLÜMLERİ

6. Familya: Tenebrionidae

INSECTA (HEXAPODA) SINIFI P T E R Y G O T A A L T S I N I F I EXOPTERYGOTA HEMIPTEROID GRUBU

F. Takım: Coleoptera

FARKLI AZADİRACHTİN ORANLARININ Pimpla turionellae L. ERGİNLERİNDE YAŞAM SÜRESİNE ETKİLERİ 1

KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST

A R I C I L I K MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZIRAATTIR. KEMAL ATATÜRK

POPÜLASYON EKOLOJİSİ

Çevre Biyolojisi

Anoplophora chinensis(turunçgil uzun antenli böceği) Sürvey Talimatı

Hatay İli Heterocera (Lepidoptera) Faunasına Katkılar

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Kim.Müh. Saadet ODACI Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir.

Grup KARDELEN. Grup Üyeleri Menduh ÖZTÜRK (Kocasinan YİBO-Kayseri) Hüseyin YILMAZ (M.100.Yıl YİBO-Ağrı)

ORDO: PHTHRİPTERA (HAYVAN BİTLERİ)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kimyasal savaş nedir?

zeytinist

BİYOLOJİK MÜCADELE. Dr. Bilgin GÜVEN

Bir çekirge sürüsü yaklaşık 2 milyar bireyden oluşur. Ortalama 3 bin ton ağırlığa ulaşır. Bu bazen 50 bin tona yaklaşır. Bir birey bin yumurta

BÖLÜM 8 EKOLOJİK KOMMÜNİTELER

Cicadatra adanai Kartal, 1980 (Hemiptera: Cicadidae) nin İzmir İli Kiraz Bahçelerinde Yayılışı, Konukçuları, Zararı ve Biyolojisi *

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. ALTIN KELEBEK Euproctis chrysorrhoea L (Lepidoptera: Lymantriidae)

Çizelge yılında patlıcan ve 1999 yılında domates serasına ait bilgiler.

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

Doğa koşullarında Portakal güvesi [Cryptoblabes gnidiella Mill., 1867 (Lepidoptera: Pyralidae)] nin biyolojisi üzerinde araştırmalar 1

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT

2009 TÜBİTAK TÜSSİDE BİLİM DANIŞMANLIĞI ÇALIŞTAYI 1

PESTİSİT UYGULAMA TEKNİKLERİ. ARŞ. GÖR. EMRE İNAK ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ ZİRAAT FAKÜLTESİ/ BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ

Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (50): (2009) ISSN:

Ders Kodu Ders Adı Ders Türü AKTS Hafta Teorik

Biyoloji = Canlı Bilimi. Biyoloji iki ana bölümden oluşur:

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

ENTOMOLOJİ LABORATUARI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

Phthiraptera (Bitler)

ÖZET. Kıymet Senan COŞKUNCU ** Bahattin KOVANCI **

Besinin Achroia grisella nın Larval Ağırlığına ve Üzerinde Üretilen Parazitoid Pimpla turionellae nın Erginleşmesine Etkileri

Halil BOLU İnanç ÖZGEN. Yayın Geliş Tarihi: Yayın Kabul Tarihi:

BÖCEKLERDE ÜREME VE GELİŞME

BÖCEKLERDE BACAK YAPISI

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

Ekoloji 21, 82, (2012) doi: /ekoloji Rahile OZTURK 1, Zahide Ulya NURULLAHOGLU 2, Ekrem ERGIN Konya- TURKEY

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI

BAL ARISININ TAKSONOMİSİ

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

BİYOLOJİK MÜCADELE NEDİR

12. SINIF KONU ANLATIMI 28 EKOLOJİ KOMÜNİTE EKOLOJİSİ

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II

Azize Toper Kaygın Accepted: January ISSN : azize_toper@yahoo.com Bartin-Turkey

Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-3

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Arıcılığın Tanımı. Arı Yetiştirme Ürünler. Ürünler. Ürünler. Ürünler. Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi

12. SINIF KONU ANLATIMI 29 EKOLOJİ POPÜLASYON EKOLOJİSİ

E. Takım: Lepidoptera. 1. Familya: Pyralidae 2. Familya: Galleriidae 3. Familya: Tineidae 4. Familya: Gelechiidae

Transkript:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ MERKEZ VE ADANA, YUMURTALIK İLÇESİ- HALEP ÇAMLIĞI ICHNEUMONIDAE TÜRLERİNİN TESPİTİ VE KÜLTÜRE EDİLEBİLEN TÜRLERİN BİYOLOJİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Ayşegül BUNCUKÇU Danışman: Prof. Dr. M. Yaşar AKSOYLAR YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ANABİLİMDALI ISPARTA 2008

İÇİNDEKİLER Sayfa İÇİNDEKİLER...i ÖZET...ii ABSTRACT... iii TEŞEKKÜR...iv ŞEKİLLER DİZİNİ...v ÇİZELGELER DİZİNİ...vi 1. GİRİŞ...1 2. KAYNAK ÖZETLERİ...8 3. MATERYAL VE YÖNTEM...11 3.1 Materyalin Elde Edilmesi...11 3.2. Stok Kültürlerinin Oluşturulması...13 3.2.1. Parazitoidlerin Kültürü...13 3.2.2. Galleria mellonella (L.) nın Kültürü...13 3.3. Parazitoidlerin Biyolojisinin İncelenmesi...13 3.4. Verilerin İncelenmesi...15 4. ARAŞTIRMA BULGULARI...16 4.1. Itoplectis melanocephala (Gravenhorst, 1829) Morfolojisinin Yeniden Tanımlanması...16 4.2. Itoplectis melanocephala nın Biyolojisi...22 4.2.1. Yumurta Evresi...22 4.2.3. Larva Evresi...23 4.2.3. Pupa Evresi...25 4.2.4. Ergin Evresi...27 4.3. Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı Ichneumonidae Fauna Listesi...34 4.4. Isparta İli Merkez İlçesi Ichneumonidae Fauna Listesi...45 5. TARTIŞMA VE SONUÇ...57 6. KAYNAKLAR...65 ÖZGEÇMİŞ...74 i

ÖZET Yüksek Lisans Tezi ISPARTA İLİ MERKEZ VE ADANA, YUMURTALIK İLÇESİ-HALEP ÇAMLIĞI ICHNEUMONİDAE TÜRLERİNİN TESPİTİ VE KÜLTÜRE EDİLEBİLEN TÜRLERİN BİYOLOJİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Ayşegül BUNCUKÇU Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Juri: Prof. Dr. Mehmet Yaşar AKSOYLAR (Danışman) Doç. Dr. Hasan Sungur CİVELEK Yrd. Doç. Dr. Mehmet Faruk Gürbüz Bu çalışma, Isparta ili Merkez ilçesi ve Adana, Yumurtalık-Halep Çamlığı Ichneumonidae (Hymenoptera) faunasının tespiti ve laboratuara canlı olarak getirilen parazitodilerin kültüre edilerek biyolojilerinin araştırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonunda Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı ndan 10 altfamilya, 10 cins ve 18 tür; Pimplinae den 8 tür, Tryphoninae den 2 cins, 2 tür, Banchinae den 1 tür, Cremastinae den 2 tür, Collyriinae den 1 tür, Diplazontinae 2 cins ve 2 tür, Ichneumoninae den 1 cins, 2 tür bulunmuştur. Halep Çamlığı ndan toplanan 2 tür Türkiye için yeni kayıt olarak bulunmuştur. Isparta İli Merkez İlçesi nden ise 11 altfamilya, 7 cins ve 25 tür; Pimplinae den 1 cins, 3 tür, Tryphoninae den 5 tür, Cryptinae den 1 cins, 3 tür, Banchinae den 2 cins, 4 tür, Cremastinae den 1 cins, Campoplaginae den 3 tür, Ophioninae den 1 cins, 1 tür, Anomalinae den 1 cins, 3 tür, Metopiinae, Collyrinae ve Diplazontinae den 1 er tane tür bulunmuştur. Ayrıca bu bölgelerden toplanan türlerden canlı olarak laboratuara getirilen türler; Itoplectis melanocephala (Gravenhorst, 1829), I. maculator (Fabricius) ve Pimpla spuria (Gravenhorst, 1829) dır. Fakat bu böceklerden sadece I. melanocephala nın biyolojisi incelenmiştir. I. melanocephala, Galleria mellonella (L.) konakları üzerinde yetiştirilmiştir. I. melanocephala nın yumurtadan ergine gelişimi, ömür uzunluğu, beslenme davranışı, yumurta verimi ve yumurta açılım oranları belirlenmiştir. I. melanocephala yumurtadan ergine gelişimini ortalama 15 günde tamamlamıştır. Ömür uzunluğu ortalama 32 gündür. Dişi ömrü boyunca ortalama 193 yumurta bırakmıştır. Yumurta verimi 16-20. günlerde en yüksek seviyede gözlenmiştir. Yumurta açılım oranları arasında 1. ve 20. günler arasında büyük bir fark olmadığı bulunmuştur. Dişi ve erkeğin beslenme durumlarına göre ömür uzunluklarında belirgin farklar gözlenmiştir. I. melanocephala biyolojik mücadele çalışmalarında özellikle Lepidoptera larvalarını baskı altında tutmaktadır. Yapılan çalışma I. melanocephala nın biyolojik mücadele çalışmalarında biyolojik mücadele ajanı olarak kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Ichneumonidae (Hym.), I. melanocephala, Halep Çamlığı- Isparta Fauna, Türkiye. 2008, 74 sayfa ii

ABSTRACT M.Sc. Thesis DETERMINATION OF ICHNEUMONIDAE (HYMENOPTERA) SPECIES IN ISPARTA PROVINCE CENTER AND ADANA, YUMURTALIK CITY- HALEP ÇAMLIĞI AND INVESTIGATION BIOLOGY OF CULTURED SPECIES Ayşegül BUNCUKÇU Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences Biology Department Thesis Committee: Prof. Dr. Mehmet Yaşar AKSOYLAR (Supervisor) Assoc. Prof. Hasan Sungur CİVELEK Asst. Prof. Dr. Mehmet Faruk Gürbüz This study was carried out to determination of fauna of Ichneumonidae (Hymenoptera) in Isparta Province Center and Adana, Yumurtalık City-Halep Çamlığı and investigation biology by rearing of species parasitoid which has been collected and brought the laboratuary. As a result of Ichneumonidae species determination, 10 subfamilies 10 genus and 18 species. 8 species from Pimplinae, 2 genus, 2 species from Tryphoninae, 1 species from Banchinae, 2 species from Cremastinae, 1 species from Collyrinae, 2 genus and species from Diplazontinae, 1 genus, 2 species from Ichneumoninae were recorded from Adana- Yumurtalık City-Halep Çamlığı. 2 species which have been collected from Halep Çamlığı are new records for Turkish fauna.11 subfamilies, 7 genus and 25 species; 1 genus, 3 species from Pimplinae, 5 species from Tryphoninae, 1 genus, 3 species from Cryptinae, 2 genus, 4 species from Banchinae, 1 genus from Cremastinae, 3 species from Campoplaginae, 1 genus, 1 species from Ophioninae, 1 genus and 3 species from Anomalinae, 1 species each of Metopiinae, Collyrinae and Diplazontinae were recorded in Isparta Province Center. Alive species which have been collected from these regions are; Itoplectis melanocephala (Gravenhorst, 1829), I. maculator (Fabricius) and Pimpla spuria (Gravenhorst, 1829). But only I. melanocephala s biology was investigated and raised on Galleria mellonella (L.) cocoons. I. melanocephala s developing process from egg to an adult, longevity, mating habit, capacity of producing eggs, and the rate of egg hatching were detected. It s average development process from egg to adult is 15 days, longevity is 32 days. The female has laid avarege 193 eggs. The productivity of laying eggs has been observed to be utmost during the 16 and 20 days. Among the hatching rate of the eggs haven t been observed to diffirences 1-20. days. Substantial differences have been observed in the life times of the male and females depending on their feeding situations. I. melanocephala, in control of biological attempts, affects especially Lepidoptera larvas. And this study is proved the fact that I. melanocephala can be used as a biological control agent. Key Words: Ichneumonidae (Hym.), I. melanocephala, Halep Çamlığı-Isparta Fauna, Turkey. 2008, 74 pages iii

TEŞEKKÜR Tez yöneticiliğimi üstlenip bu çalışma konusunu bana veren, fikirlerini esirgemeyen, her zaman yakın ilgi ve desteğini gördüğüm danışman hocam sayın Prof. Dr. M. Yaşar Aksoylar ve Prof. Dr. Yusuf Ayvaz a, tezimin ilk aşamasından itibaren gerek literatür temini, gerekse arazi çalışmaları ve teşhis işlemlerinde alanındaki bilgi ve tecrübeleri ile beni yönlendiren sayın hocam Yrd. Doç. Dr. M. F. Gürbüz e ve Dr. Janko Kolarov a teşekkürü bir borç bilirim. 1446 YL 06 No lu proje ile tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı na ve Tübitak TBAG-U/168 (106T189) projelerine çok teşekkür ederim. Tezimin her aşamasında maddi ve manevi desteğini eksik etmeyen aileme ve arkadaşlarım Belkıs Muca, Emine Özbey, Hasan Kırtay, Hümeyra Nergiz ve Erkan Özdan a sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım. Ayşegül BUNCUKÇU Isparta, 2008 iv

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. a. Isparta İli Merkez ilçesi haritası, b. Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı haritası...12 Şekil 4.1. I. melanocephala ergin dişi...18 Şekil 4.1. I. melanocephala ergin erkek...18 Şekil 4.3. a.başın üstten görünüşü, b. Başın ön kısmı, c. Üstten propodeum görünüşü, d. Abdomenin yandan görünüşü...19 Şekil 4.4. I. melanocephala nın morfolojik yapıları a. Ön kanat, b. Arka kanat...20 Şekil 4.4. (devam) I. melanocephala nın morfolojik karakterleri; c. Arka bacak, d. Orta bacak, e. Ön bacak...21 Şekil 4.4. (devam) I. melanocephala nın morfolojik karakterleri; f. Anten, g. Anten kaidesi, h. Ovipozitör...22 Şekil 4.5. Itoplectis melanocephala yumurta şekli...23 Şekil 4.6. I. melanocephala larval evreleri; a. I.larval evre, b. I. larval evre mandibulu, c. II. larval evre, d. II. larval evre mandibulu, e. III. larval evre, f. III. larval evre mandibulu...24 Şekil 4.6. (devam) I. melanocephala larval evreleri; g. IV. larval evre, h. IV larval evre mandibulu, i. V. larval evre, j. V. larval evre mandibulu...25 Şekil 4.7. I. melanocephala pupa evreleri; a. prepupa evresi. b. I. gün lateral pupa, c. I. gün dorsal pupa, d. II. gün lateral pupa, e. II. gün dorsal pupa, f. III.gün lateral pupa, g. III. dorsal pupa evresi,...26 Şekil 4.7. (devam) I. melanocephala pupa evreleri; h. IV gün lateral pupa, i. V. gün lateral pupa, j. V. dorsal pupa...27 Şekil 4.8. I. melanocephala bireylerinin çiftleşme davranışı...29 Şekil 4.9. I. melanocephala da süperparazitizm durumu...30 Şekil 4.10. I. melanocephala konağı Galleria mellonella yı parazitlerken...31 Şekil 5.1. Halep Çamlığı na ait tür çeşitliliğinin dağılış yüzdeleri grafiği...60 Şekil 5.2. Halep Çamlığı na ait türlerin birey sayılarına göre dağılış yüzdeleri grafiği...60 Şekil 5.3. Isparta İli Merkez ilçesine ait tür çeşitliliğinin dağılış yüzdeleri grafiği...61 Şekil 5.4. Isparta İli Merkez ilçesine ait türlerin birey sayılarına göre dağılış yüzdeleri grafiği...62 Şekil 5.5. İki bölge arasındaki tür çeşitliğinin karşılaştırılması...63 Şekil 5.6. İki bölge arasındaki türlerin birey sayılarının karşılaştırılması..63 v

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 3.1. Seçilen istasyonların habitat özellikleri, enlem ve boylamı...11 Çizelge 4.1. I. melanocephala ergin bireylerin ömür uzunlukları...28 Çizelge 4.2. I. melanocephala çiftleşmiş ve virgin dişinin 5 er günlük ergin yaş dilimleri arasında bırakılan günlük ortalama yumurta verimi ve açılımı...32 Çizelge 4.3. I. melanocephala dişi bireyleri tarafından parazitlemiş olan Galleria mellonella konaklarından çıkan bireylerin eşey oranları...33 vi

1.GİRİŞ Doğada yararlı ve zararlı organizmalar birbirleriyle belirli bir ilişki içinde bir arada ve belirli bir denge içinde bulunurlar. Doğadaki bu denge durumuna Doğal Denge adı verilir. Dışarıdan herhangi bir müdahale yapılmadığı sürece zararlı ve yararlıların populasyon yoğunlukları denge halinde olup bunun düzeyi de genelde ekonomik zarar eşiğinin altındadır. Dolayısıyla zararlının meydana getirdiği zarar ekonomik bakımdan önemli değildir ve bunun sonucu da herhangi bir mücadele yönteminin uygulanması gerekli değildir. Fakat dışarıdan bu sisteme yapılacak müdahaleler dengenin bozulmasına neden olur. Bu da genelde yararlıların aleyhinde gelişir. Bu durumda denge bozulmuş olup, yararlı organizmanın populasyonu azalırken, zararlı organizmanın populasyonunda aşırı artış olur. Artan populasyon sonucunda zararlılının etkisini azaltmak için çeşitli savaş yöntemleri kullanılması kaçınılmaz hale gelir (Öncüer, 1993). Günümüzde bu yöntemler arasında en çok kimyasal mücadele kullanılmaktadır. Kimyasal mücadelede kullanılan pestisitlere karşı zararlı böceklerin zamanla direnç kazandıkları, bu nedenle üreticiler tarafından önerilenin üzerinde yüksek dozlarda uygulanmalarına rağmen etkilerinin azaldığı ve zararlı böceklerin yanı sıra doğada kendiliğinden biyolojik kontrolü sağlayan faydalı böceklerin de ölümüne neden oldukları bilinmektedir. Zararlılarla mücadelede kimyasal mücadele yöntemlerinin neden olduğu doğal dengedeki bozulma, çevre kirliliği gibi olumsuz sonuçlar, son yıllarda mücadelede biyolojik kontrolün ve biyolojik kontrol ajanlarının önemini ortaya çıkarmış ve biyolojik kontrol ajanı olarak değişik mikro ve makro organizma türleri kullanılmaya başlanmıştır (Godfray, 1994; Conradt vd., 2002; Lemos vd., 2003; Gündüz ve Gülel, 2005). Zararlı böcekler ile biyolojik mücadelede genel olarak doğal düşmanları olan predatör ve parazitoitlerden yararlanılmaktadır. Bu amaç doğrultusunda sıklıkla kullanılan Hymenoptera takımı türleri, gerek tür çeşitliliği, gerekse parazitoit türler 1

açısından en zengin takımdır (Hassell ve Waage, 1984). Hymenoptera- Ichneumonidae türleri holometabol böceklerin larva ve pupalarına saldırırlar. Bunlar özellikle Lepidoptera takımı ve Symphyta gruplarıdır (Godfray, 1994). Pek çok türü orman ve tahıl zararlılarını baskı altında tutar. Biyolojik mücadele, zararlı organizmayla bunun düşmanı olan başka bir canlıdan faydalanmak suretiyle, zararlının neden olduğu zarar seviyesinin düşürülmesine yardım ederek (Schneider vd., 2004), doğal dengeyi koruyucu, onarıcı ve destekleyici önlemler almaktır (Barron vd., 2003; Gündüz ve Gülel, 2005). Ayrıca biyolojik mücadele ileriye dönük kalıcı sonuçlar verir (Greathead ve Waage, 1983; Godfray, 1994; Condradt vd., 2002; Lemos vd., 2003). Biyolojik mücadelenin amacı ise zararlı böcek türlerinin üreme ve hayat döngüsünü engellemektir. Biyolojik kontroldeki başarı, her şeyden önce, parazitoitin ve konağın biyolojik özelliklerinin, konak ile parazitoit arasındaki davranışsal ve fizyolojik ilişkilerin, bu ilişkilerde etkili olan fiziksel, kimyasal ve mekanik etkileşimlerin bilinmesine bağlı olacaktır (Uçkan ve Gülel, 2000). Zararlı bir böcek türüne karşı biyolojik mücadelenin uygulanabilmesi için, öncelikle o zararlıyı kontrol eden faydalı böcek türünün veya türlerinin bilinmesine yönelik çalışmaların yapılması gerekir (Greathead ve Waage, 1983). Biyolojik mücadele çalışmalarında parazitoit bir türün kullanılması için, o türün laboratuar şartlarında kitle halinde yetiştirilmesi gerekir. Laboratuar ortamında, bir böcek türünün kültüre alınabilmesi için doğal besinin temin edilmesi ya da besinsel ihtiyaçlarını tespit ederek, uygun sentetik besinlerin hazırlanması gerekmektedir (Nurullahoğlu ve Öztürk, 2006). Bunu da gerçekleştirmek için parazitoitin biyolojisinin, fizyolojisinin, metabolizmasının, besinsel isteklerinin, genetiğinin ve çevre faktörlerinden nasıl etkilendiğinin ortaya çıkarılması gerekir (House, 1972; Vinson ve Ivantsch 1980). Parazitoit terimi ilk defa 1913 yılında Reuter tarafından, arthropodaların ergin öncesi dönemlerinde, larva olarak gelişen böcek gruplarını tanımlamak için kullanılmıştır. Parazitoitler, zararlı böceklerin biyolojik kontrolünde en büyük öneme sahip doğal düşman grubudur. Aynı zamanda yaşamlarını tek bir konak birey üzerinde 2

tamamlayan ve konağını belirli bir süre sonra öldüren organizmalardır (Hassel ve Waage, 1984; Eggleton ve Belshaw, 1992). Bu organizmalar yumurtalarını diğer böceklerin üzerine veya içine yerleştirir ve konağın hemolenfinden beslenirler (Godfray ve Shimada, 1999; Ellers vd., 2000; Hougardy vd., 2005). Parazitoit gelişimini konak içerisinde tamamlarsa Endoparazitoit, konak dışında tamamlarsa Ektoparazitoit adı verilir. Endoparazitoitlerin konak içerisine bıraktıkları yumurtalardan sadece bir tanesi gelişirse Soliter Endoparazitoit, çok sayıda yumurta gelişirse Gregar Endoparazitoit olarak adlandırılır (Doutt, 1959). Soliter endoparazitoitte ilk açılan yumurtanın larvaya geçerken salgıladığı toksin enzimler, diğer yumurtaların larvaya geçişini önler. Bu rekabet ilk oluşan larvanın mandibulleri ile diğerlerini öldürmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Gregar türlerinde ise birden fazla yumurta aynı anda gelişip ergin olabildiği için bu tip bir rekabet görülmez. Konak, konak-parazitoit ilişkisinin ilk evrelerinden itibaren parazitoite karşı hem davranış yolu ile hem de fizyolojik olarak tepki göstermeye başlar (Gülel, 1988a). Dişi parazitoitler larvalarının gelişimi için uygun olan konak veya konaklar ile bunların evrelerini ayırt edebilme özelliğine sahiptirler. Konağının yumurta döneminde yumurtasını bırakıp ergin olan parazitoitlere Yumurta Parazitoiti, larva döneminde yumurta bırakıp ergin olan parazitodilere Larva Parazitoiti, pupa döneminde yumurta bırakıp ergin olan parazitoitlere de Pupa Parazitoiti adı verilmektedir (Fisher, 1961). Parazitoitler saldırı stratejilerine göre, konağın gelişimini engelleyen ve larval temas ilişkilerine dayanarak 2 önemli alt kategori olan Koinobiont ve Idiobiont a ayrılırlar. Koinobiont konağın gelişmesine izin verir ve larva genellikle konak vücudu içinde beslenir (endoparazitoit). Bunun tersi olarak idionbiontlar konağın gelişimini durdururlar (ektoparazitoit) (Gauld ve Bolton, 1988; Althoff, 2003). Böyle parazitoit türlerin larvaları besin kaynağı olarak konağın belirli kısımlarını kullanırlar. Parazioidler pup evresinden önce fazla miktarda konak dokusunu besin olarak kullanırsa gelişimleri yüksek olur (Hovell ve Fisher, 1977). Bir konak, aynı türün bireyleri tarafından parazitlenirse süperparazitizm, farklı tür böcekler tarafından parazitlenirse buna da multiparazitizm denir ( Fisher, 1961). 3

Hymenopter dişi parazitoitlerin döllenmemiş yumurtalarından haploid (n) erkek bireyler, döllenmiş yumurtalardan ise diploid (2n) dişi bireyler oluşur (Butcher vd., 2000). Dişiler yumurtalarının döllenmesini partonogenez çoğalma ile kontrol altında tutarak meydana gelecek neslin eşeyini tayin etme özelliğine sahiptir (Nurullahoğlu ve Öztürk, 2006). Bir parazitoitin öncelikle konağın alanını belirlemesi gerekir. Ancak konaklarının bulunduğu alana geldikten sonra konağının yerini bulabilir. Parazitoitlerin konaklarını bulmaları dört basamakta gerçekleşir (Doutt, 1959; Vinson ve Iwasch, 1980; Vinson 1976, 1977). Bunlar: 1- Konağın bulunduğu alanın belirlenmesi 2- Konağın yerinin belirlenmesi 3- Konağın kabul edilmesi 4- Konağın uygunluğudur. Parazitoitin konağının bulunduğu alanı belirleyebilmesi uzun mesafede etkili olan kimyasal maddeler sayesinde gerçekleşir. Konağın bulunduğu bitkiden çıkan kokular parazitoitin konağını bulmasında yardımcı olur. Bir bitki üzerinde beslenen konağın beslenme sırasında açtığı yaralardan ortama yayılan kokular da konağın bulunmasında yardımcı olur. Bunlardan başka konaktan salınan birçok feromonlar da konağın bulunmasında etkili olur (Vinson, 1976). Konağın bulunduğu alanı belirleyen parazitoit konağın bulunduğu bitkiye yönelerek konağın yerini tespit etmeye çalışır. Antenleri ile bitkiye dokunur ve yaralanmış bitki dokularını inceler. Konak yerinin tespitinde rol oynayan çekiciler kısa mesafede etkilidir. Konak kökenli olan bu çekiciler, kutikular bileşikler, konağın ürünü olan ipek ve dışkıları veya konağın yaşadığı organizmaların (bakteri, mantar, kene) ürünlerdir. Konağın larval artıklarından çıkan kokular da konak yerinin belirlenmesinde hizmet eder. 4

Konağın kabul edilmesinde konaktan salınan kokuların yanı sıra konağın şekli ve yaşı da önemlidir. Genellikle parazitoitler uygun yaş ve büyüklükteki konakları tercih ederler. Parazitoitlerin yumurta bırakımı konağın yaşı ilerledikçe oldukça azalmaktadır. Konağın tercih edilmesinde son basamak, konağın uygunluğudur. Parazitoitler bırakacakları yumurtaların iyi gelişebilmesi için uygun büyüklükteki konakları tercih ederler. Parazitoitin yumurtadan ergin hale geçmesinde konak büyüklüğü veya bir başka deyişle besin yeterliliği oldukça etkilidir. Şayet konak küçük ise yeterli besin kaynağı sağlayamadığından ölür ya da küçük olarak erginleşir. Uygun büyüklükteki konağın hemolenfi ile beslenerek konağını tamamen tüketen parazitoit veya parazitoitler ergin hale gelince konağını terk ederler. Ayrıca konakların başka böcekler tarafından parazitlenmiş olması da konağın uygunluğu için önemli bir etkendir. Predatör ve parazitoit böceklerin bazıları konak olmayan besin kaynaklarından (nektar ve bitki özsuyu) beslenir. (Hougardy vd., 2005; Vattala vd., 2006). Değişik parazitoit türleriyle yapılan çalışmalarda ergin parazitoit veriminin, oğul döldeki eşey oranının ve dişi parazitoitlerin parazitleme gücünün; Gülel (1982) parazitoitin yaşına, Kansu ve Uğur (1984); Tillman vd., (1993) etkilediği konağın türüne, Petitt ve Wietlisbach (1993); Şengonca ve Peters (1993) konak evre/evrelerine, Gülel (1982); Van ve Visser (1990) konağın daha evvel parazitlenmiş olup olmamasına, Gülel (1982); Van ve Visser (1990); Petitt ve Wietlisbach (1993), dişinin bıraktığı yumurta sayısına, Orr vd., (1986); Mendel vd., (1987) ergin olduktan sonra konağı bulma zamanına, Van ve Visser (1990); Tillman vd., (1993) konak bolluğuna, Melton ve Browning (1986); Mendel vd., (1987); Gürbüz vd., (1997) sıcaklığa ve nemine, Gülel (1991); Hagley ve Barber (1992); Tillman vd., (1993); Petitt ve Wietlisbach (1993), besin miktarına bağlı olarak değiştiğini ortaya koymuşlardır. Parazitoit veriminin ve oğul döldeki eşey oranının belirlenmesinin, biyolojik kontrol için temel oluşturduğu düşünüldüğünde; bunların bilinmesinin ve dikkate alınmasının, hem laboratuar şartlarında parazitoitlerin 5

kitlesel üretiminde, hem de biyolojik kontrol uygulamalarında başarıya ulaşmanın temel unsurunu oluşturacağı kolayca anlaşılacaktır (Uçkan ve Gülel, 1999). Parazitoitizm 7 böcek takımı içersinde görülür. Bunlar; Hymenoptera, Strepsiptera, Diptera, Coleoptera, Lepidoptera, Trichoptera, Neuroptera dır. Bunların % 80 ni Hymeoptera takımına aittir (Quicke, 1997). Bu takımlar, konaklarını bulmak için konaklar tarafından bırakılan kimyasal ipuçlarından yararlanırlar. Bu kimyasallar konak hakkında bilgi taşır. Diptera parazitoitleri Hymenoptera parazitoitlerden farklı olarak, aktif olarak konak aramazlar. Ayrıca gelişmiş ovipozitöre sahip olmadıklarından yumurtalarını konağın içine bırakamazlar (Feener ve Brown, 1997). Onun yerine konağın bağlantılı olduğu yerlere yumurtalarını bırakırlar. Sonuç olarak yumurta açıldığı zaman, larva kendi konağına yerleşir. Bu aktif konak yerleşmesi Diptera ve Coleoptera takımlarında görülmektedir (Castelo ve Lazzari, 2004). Hymenoptera takımı parazitoit böceklerin bulunduğu en önemli takımdır. Bu takım içerisinde de Ichneumonidae familyasına bağlı türler Lepidoptera, Coleoptera, Diptera ve Hymenoptera takımlarına giren pek çok türün larva ve pupa parazitoitidir. Palearktik bölgede yaklaşık 17.000 den fazla, dünyada ise 60.000 türü bulununan ichneumonidlerin biyolojik mücadele ve doğal dengenin korunmasında etkin bir role sahip oldukları bilinmektedir (Townes 1969, 1971; Gauld, 1984). En son Yu ve Horstmann (1997a) tarafından hazırlanan Ichneumonidae kataloğuna göre, dünyada 21.958 tür listelenmiştir. Bu listede toplam 8711 tür Palearktik bölge içerisinde yer almaktadır. Townes (1969) a göre, ülkemizde ise 383 Ichneumonid tür bulunmaktadır (Kolarov, 1995a). Gelişmiş ülkelerde böceklerle ilgili faunistik ve sistematik çalışmalar yıllar önce başlamış, bunların yayılış alanları, konakları birbirleriyle olan ilişkileri büyük ölçüde tespit edilmiştir. Ülkemizde Ichneumonidae türleri ile ilgili bazı çalışmalar yapılmış ise de diğer ülkelerde yapılmış olan çalışmalara oranla daha sınırlı sayıdadır. Araştırma alanı olarak seçilen iller arasında yer alan Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı, Doğu Akdeniz Bölgesinde, Adana ili, Karataş ilçesi sınırları içerisinde yer 6

almaktadır. Saha; 16430 Ha. büyüklüğündedir. Halep Çamı ise Ömer Gölü ve Çamlık Lagünü arasında uzanan kumul kuşağı üzerindeki yaklaşık 54 hektarlık kısımdır. Alanda Halep Çamı (Pinus halepensis), Mersin ( Myrtus communis), Püren (Erica manipuliflora), Sakız ( Pistacia lentiscus) ve daha birçok maki bitkisi bulunur (Erdem ve Hemmami, 2005). Isparta ili ise, coğrafik konumu ve vejatasyon yapısı itibariyle bitki coğrafyası açısından Akdeniz ve İran-Turan bölgelerinin kesişim yerinde bulunan, Akdeniz iklimi ile Karasal iklim arasında geçit konumundadır. Gerek klimatik şartları, gerekse zengin florası ile pek çok türün tercih ettiği ekolojik şartlara da sahiptir (Gruev, 2002). Bu tezin amacı, Isparta İlinde belirlenen bölgelerin ve Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı nın Ichneumonidae faunasını belirlemek, bu bölgelerden toplanan bazı türlerin kültüre edilip biyolojisini çıkarmak ve bu türlerin biyolojik bir ajan olarak biyolojik mücadele programlarında kullanılabilirliğini ortaya koymaktır. 7

2. KAYNAK ÖZETLERİ Hymenoptera parazitoit türlerin laboratuvarda kitle halinde yetiştirilmesine yönelik çalışmalar aşağıda kronolojik olarak belirtilmiştir. Tunçyürek (1972), Bracon hebetor (say.) ile Candra cautella (Walker, 1863) ve Anagasta kuhniella (Zeller.) ya karşı biyolojik mücadele imkanlarını, Aksoylar (1982), Pimpla turionellae (L.) nın suda eriyen vitamin ihtiyaçlarını, Gülel (1982) Galleria mellonella (L.) üzerinde Dibrachys boarmie nin biyolojisini, Uğur ve Kansu (1983) Pimpla turionella (L.) ile konağı bazı lepidopter pupları arasındaki ilişkileri, Gül (1985) parazitoit Bracon hebetor (Say) (Hymenoptera:Braconidae) da verim ile eşey oranı üzerine konak büyüklüğü ve aşırı parazitlenmenin etkisini, Uğur (1985) pupa asalağı bazı arıların konukçu seçimi ve parazitleme gücünü, Gülel (1988a) çiftleşmenin Dibrachys boarmiea (Hymenoptera; Pteromalidae) erkeklerinin hayat süresine eşey oranına etkilerini, Gülel (1988b) Dibrachys boarmie (Hymenoptera; Pteromalidae) de kantitatif besin eksikliğinin ergin boy büyüklüğü ve verimine etkisini, Gülel (1988c) parazitoit Agrothereutes adustus (Hymenoptera; Ichneumonidae) un üreme biyolojisini, (Özalp, 1990) suda çözünen vitaminlerin Pimpla turionellae L. (Hynenoptera Ichneunonidae)'da yumurta verimi ve açılma oranına etkilerini, Uğur ve Kansu (1990) Pimpla turionella (L.) nın yetiştirilmesinde uygun parazitoit konak oranı ile tutulma süresinin belirlenmesini, Aydın (1993) larva endoparazitoiti Apenteles galleria (Wilkinson, 1932) (Hymenoptera: Braconidae ) nin verim ve eşey oranına konak türünün etkisini, Gül ve Gülel (1995a) parazitoit Bracon hebetor (Say) da süperparazitizmin verim ve eşey oranı üzerine etkisini, Gül ve Gülel (1995b) Bracon hebetor (Say.) ın biyolojisi ve konak larva büyüklüğünün verim ve eşey oranını, Gürbüz (1996) Isparta ili meyve bahçelerinde yaşayan Hymenoptera parazitoit türlerinin tespiti ve kültüre alınabilenlerin biyolojilerini, Özalp (1996) Pimpla turionellae L. ergin dişilerinde karbohidratların yaşam süresi, yumurta üretimi ve açılımı ile total protein ve glikojetarına kalitatif ve kantitatif etkilerini, Akdura (2003) ektoparazitoit Agrothereutes hospes (Tschek) in (Hymenoptera, Ichneumonidae) biyolojisini, (Gürbüz ve Aksoylar, 2006) parazitoit Bracon hebetor (Say) un Galleria mellonella (L.) üzerindeki üretim kapasitesi ve eşey oranını, Gürbüz vd., (2007) Pimpla turionellae (Linnaeus, 1758) (Hymenoptera: 8

Ichneumonidae) da bağıl nemin yumurta verimi, açılımı ve larval gelişim süresinin etkisini araştırmışlardır. Ülkemizde taksonomik ve sistematik çalışmalar ile ilgili yapılan çalışmalar sınırlıdır. Sevidy (1959), 45 Ichneumonidae türünü listelemiş ve bu örnekler arasından dünya için yeni bir tür olan Cremastus anatolicus'un tanımını vermiştir. İren (1960), Yponomeuta malinellus Zell. ve Y. padellus L.'un12 parazitoiti olarak Pimpla turionellae L. ve Itoplectis maculator (F.), Özdemir (1981) pamuk alanlarından Exeristes roborator (F.) ve Sparganothis pilleriana (Schiff.)'da Pimpla turionellae L., Pimpla sp., Diadegma sp.; Ostrinia nubilalis Hbn. de Eriborus tenebrons Grav. da, Phaeogenes nigridens Wesm. de, Pimpla spuria Grav. yı parazitoiti olarak belirlemiştir. Tuatay vd., (1972), ülkemizin değişik bölgelerinden toplanan 29 Ichneumonidae türü tespit etmişlerdir. Doğanlar (1982) Doğu Anadolu Bölgesinde bazı Lepidoptera türlerinde parazitoit 11 Ichneumonidae türünü belirlemiştir. Aubert (1989), Türkiye'den toplanan örneklerden dünya için yeni 15 türün tanımını vermiştir. Özdemir ve Kılınçer (1990), İç Anadolu Bölgesinden Pimplinae ve Ophioninae ait 35 tür listelemiştir. Kolarov (1994), Bulgaristan ve Türkiye de geceleyin ortaya çıkan Ichneumonidleri araştırmıştır ve 29 tür listelemiştir. Tryphoninae den Netelia fuscicornis, Ophion obscuratus, Enicospilus ramidulus un yayılışları hakında bilgi vermiştir. Yurtcan vd., (1994) yeni ve az bilinen Türkiye Anomolinae türleri taksonomik olarak incelemiş ve 8 tür saptanmıştır. Türlerin bilinen konakları, yayılışları, lokalite ve zoocoğrafik bilgileri verilmiştir. Kolarov (1995 a, b), Türkiye Ichneumonidae faunası ile ilgili bir katalog hazırlamıştır. Bu kataloğa 21 altfamilyaya ait 383 tür listelemiştir. Türlerin sinonimleri, Türkiye ve dünya dağılışları verilmiştir. Bu altfamilyalardan; Pimplinae den 34, Tryphoninae 16, Banchinae 29, Ctenopelmatinae 26, Cremastinae 11, Campopleginae 53, Diplazontinae 10, Ophioninae 17, Anomalinae 14, Metopinae 22, Acaenitinae 5, Collyriinae den 1 tür listelenmiştir. Italya ve Akdeniz ülkeleri Cremastinae faunası çıkartılmış 31 tür bulunmuştur. Bunlardan altısı Türkiye faunası için yeni kayıt gösterilmiştir. Özdemir (1996), İç Anadolunun Banchinae dan 17 ve Ichneumoninae den 24 tür listelemiş bunların 22 tanesini Türkiye için yeni kayıt göstermiştir. Gürbüz (1996), Isparta ili meyva bahçelerinde elde edilen 9

parazitoitlerden 11 Ichneumonidae türü saptamıştır. Kolarov vd., (1997 a, b), Türkiye den ender bulunan Ichneumonidae türlerini incelemişler ve 46 tür belirlemişlerdir. Bozcada ve Gökçeada Ichneumonid faunası çıkartılmış 38 tür listelenmiş ve 17 si Türkiye için yeni kayıttır. Pekel (1998), Erzurum ili ve çevresinde Cremastinae faunasını araştırmış 12 tür listelemiştir. Bunlardan 3 türü yeni kayıt olarak vermiştir. Kolarov vd., (1999), Türkiye Ichneumonidae faunası 33 tür belirlemişlerdir. Bunlardan 10 tür Türkiye için yeni kayıt olarak verilmiştir. Pimplinae ve Tryphoninae ait E. phragmatidis, Tromatobia, Oculatoria, Pimpla hypocondriaca, P. spuria, Tryphon atriceps, T. signator türlerinin genel coğrafik dağılımları ve bilinenlerin konakları hakkında bilgi verilmiştir. Yurtcan vd., (1999), Türkiye Ichneumonidae faunasının Diplazontinae ve Ichneumoninae altfamilyasına ait 15 tür belirlemişlerdir. Bunlardan sekiz tanesi Türkiye için yeni kayıttır. Özbek vd., (2000), Türkiye Ctenopelmatinae ve Campopleginae ait 17 tür belirlemişler ve bunlardan beş tanesi Türkiye için yeni kayıt olarak verilmiştir. Yurtcan ve Beyarslan (2002), Trakya Tryphoninae türlerinden 11 cinse ait 26 tür tespit etmiş 10 tanesi ülkemiz için yeni kayıt olarak verilmiştir. Bu yeni kayıtlardan bazıları Tryphon atriceps, T. signator ve Monoblastus brachyacanthus dır. Ülkemizde zararlı böcekler üzerine yapılan çalışmalarda da birçok Ichneumonidae türü saptanmıştır. Gençer (2003), İç Anadolu bölgesinde Yponomeuta malinellus Zell. baskı altında tutan parazitoitlerin %29 Ichneumonidler olduğunu belirlemiştir. Kolarov ve Gürbüz (2004) Pimplinae altfamilyasına ait 26 tür vermişlerdir. Bunlardan beş tanesi Türkiye için yeni kayıttır. Gürbüz (2005), Isparta bölgesinde Ichnuemonidae familyasına ait 37 tür vermiştir. Gürbüz ve Aksoylar (2005), altı Ichneumonidae türünün Türkiye için yeni kayıt olduğu bildirmişlerdir. Gürbüz ve Kolarov (2005), Parablastus anatolicus sp.n. yeni tür olarak tanımlamışlardır. Kolarov ve Gürbüz (2006a) Tryphoninae ya ait 21 tür vermişlerdir. Bunlardan altı tanesi Türkiye için yeni kayıttır. Kolarov ve Gürbüz (2006b), Banchinae, Anomaloninae, Ophioninae ve Xoridinae alftmailyalarına ait 16 tür vermişlerdir. Bunlardan üçü Türkiye için yeni kayıttır. Gürbüz ve Kolarov (2006), Collyria isparta sp.n. yeni tür olarak tanımlamışlardır. Kolarov ve Gürbüz (2007), Cryptinae altfamilyasına ait 26 tür vermişlerdir. Bunlardan on beş tanesi Türkiye için yeni kayıttır. 10

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyalin Elde Edilmesi Bu çalışma, 01.03.2007-01.03.2008 tarihleri arasında çizelge 3.1 de görülen Isparta İlinden seçilen belirli istasyonlar ile Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı nda yürütülmüştür. Söz konusu lokasyonlara ait haritalar şekil 3.1.a ve şekil 3.1.b de verilmiştir. Isparta ilinden seçilen istasyonlara 15 günde bir gidilirken, Halep Çamlığı na Mart-Eylül 2007 ayları arası ayda bir periyodik olarak gidilmiştir. Çizelge 3.1. Seçilen istasyonların habitat özellikleri, enlem ve boylamı Lokalite Habibat Enlem-Boylam Isparta-Ayazmana Kestane, ot ve çalı (Doğal) 37º 45'K /30º 35'D Isparta-Sav Elma bahçesi (Kültür-ilaçlı) 37º 45'K /30º 30'D Isparta-Çünür Çalı, ot ve badem ağaçları (Doğal) 37º 46'K /30º 37'D Isparta-Gölcük yolu Çam ağaçları, çayırlık (Doğal) 37º 35'K /30º 30'D Isparta-Eğirdiryolu Elma-kiraz bahçeleri (Kültürilaçlı) 37º 40'K /30º 50'D Isparta Kirazlıdere Seyrek ve karışık meyve bahçesi 37 47'K /30 39'D (Kültür- ilaçsız) Adana-Yumurtalık- Halep Çamlığı Halep çamı, püren, sakız, geven, sütleğen, ot ve çalı (Doğal) 36 44'K /35 37'D Materyaller, araziden atrapla ot, çalı ve ağaç dallarından süpürme metodu ve malaise uzağı yardımı ile toplanmıştır. Atrapla yakalanan böcekler, ağız aspiratörü yardımıyla atraptan alınıp kavanozlara aktarılmıştır. Laboratuara getirilen dişi böceklerin stok kültürünün oluşturulabilmesi için G. mellonella konakları verilmiştir. Kültürü oluşturulamayan dişi böcekler ile diğer böcekler yumuşatma işleminden sonra SMZ645 Nikon marka stereomikroskop altında preparasyon işlemleri yapılarak uygun şekilde iğnelenip etiketlenerek standart müze materyali haline getirilmiştir. Materyal özelliklerini belirten etikette habitat, yükseklik, araştırma tarihi ve toplayıcının adı yazan lokalite etiketi oluşturulmuştur. Daha sonra her örnek ayrı ayrı SMZ645 Nikon marka stereo mikroskop altında ayırt edici taksonomik karakterlerine 11

göre altsınıf, cins ve tür seviyelerine göre ayırt edilmiştir. Tür teşhisi için kullanılan karakteristik yapılar; anten, segment yapısı, thoraks, abdomen, kanat damarlanması ve bacak yapılarına bakılmıştır. Örneklerin teşhisinde Townes (1969), Kasparyan (1973, 1981, 1990), Fitton vd., (1988), Gupta (1990), Kolarov (1997a, b) dan yararlanılmıştır. Araştırma materyalleri Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde saklanmaktadır. a. b. Şekil 3.1. a. Isparta İli Merkez ilçesi haritası, b. Adana-Yumurtalık-Halep Çamlığı haritası 12

3.2. Stok Kültürlerin Oluşturulması 3.2.1 Parazitoitlerin Kültürü Arazi çalışmalarından atrapla yakalanan böcekler laboratuara canlı olarak getirilmiştir. Parazitoitler % 50 lik bal çözeltisi emdirilmiş pamuk içeren 250 cc lik pet kavanozlara alınarak ağzı tülbentle örtülü bir şekilde laboratuara getirilmiş ve 25x25x25 cm lik tahta kafese yerleştirilmiştir. Bu dişi parazitoitlere 24 saatte bir %50 lik bal çözeltisi, su ve konak olarak G. mellonella (L.) pupası verilerek kültüre edilmeye çalışılmıştır. Laboratuvar şartları olarak 25±4 ºC sıcaklık, % 50±10 bağıl nem ve 12 saatlik fotoperiyot uygulanmıştır. 3.2.2. Galleria mellonella (L.) nın Kültürü; G. mellonella (L.) pupları üç litrelik cam kavanozlara alınmıştır. Bu ortamda pupalardan çıkan erginlerin çiftleşmeleri sonucu yumurta bırakmaları, daha sonra bu yumurtalardan larva ve pupa gelişimleri sağlanmıştır. Bu larvalar Bronskill (1961) den yararlanarak hazırlanan yarı sentetik besinle beslendirilmiştir. Bu yarı sentetik besin 300 ml gliserin, 200 gr petek, 500 gr kepek, 150 ml süzme bal ve 150 ml su içeren homojen bir karışım halinde hazırlanmıştır. Larvaların koza oluşturmaları sırasında cam kavanozlara pelur kağıt konularak bu safha kolaylaştırılmaya çalışılmıştır. Elde edilen G. mellonella (L.) nın larva ve pupa evreleri parazitoitler için konak olarak kullanılmıştır. G. mellonella (L.) kültürü 29±3 ºC sıcaklıkta, %45±5 bağıl nem ve karanlık bir ortamda hazırlanmıştır. 3.2.3. Parazitoitlerin Biyolojisinin İncelenmesi Arazi çalışmalarından laboratuara getirilen dişi parazitoitler arasından kültüre edilebilien türler; Itoplectis melanocaephala (Gravenhorst), I. maculator (Fabricius) ve Pimpla spuria (Gravenhorst) dır. I. melanocephala ve P. spuria Halep Çamlığı ndan, I. maculator ise Isparta dan toplanmıştır. Ergin parazitoit türlerin bulunduğu kafese, konak olarak G. mellonella (L.) (Büyük balmumu güvesi) nın son 13

larva evresi, prepupa ve pupaları konulöuştur. Bu sayede hangi konak evresinde yumurtasını bıraktığı araştırılmıştır. Türlerin beslenmesi için kafese %50 lik bal çözeltisi ve su konulmuştur. Bunlar 24 saatte bir değiştirilmiştir. Kafese yerleştirilen G. mellonella (L.) örnekleri de yine 24 saatte bir kontrol edilerek parazitoitler tarafından paralize edilip edilmedikleri tespit edilmiştir. Paralize olan ve yumurta bırakılan konak örnekleri kafesten alınarak, ağzı tülbentle kapalı olacak şekilde bir litrelik beherglaslara alınmıştır. Yeterli stok oluşturulduktan sonra bu konak örneklerinden bir kısmı dıştaki kılıf dikkatlice uzaklaştırılarak %1 lik NaCl çözeltisinde disekte edilmiştir. Ergin dişi tarafından konak pupası içerisine bırakılan yumurta sayılarak, yumurta verimi bulunmuş ve yumurta evresi incelenmiştir. Yumurtadan çıkan larvaların biyolojisi ve pupa evresine geçişi araştırılmıştır. Ayrıca pupa evresinden ergin evreye geçiş ve ergin biyolojisi incelenerek parazitoitlerin biyolojisi çıkarılmıştır. Kültüre edilen parazitoit türlerin teşhisinde önem taşıyan ergin morfolojik yapıları, SMZ645 Nikon marka stereo-mikroskop altında incelenmiş ve Olympus SZX12 Stereo mikroskoba ataç edilmiş Camedia 5060 marka fotoğraf makinesinde çekilmiştir. Stok kültürü oluşturulabilen parazitoitin ergin biyolojisi çıkarmak için parazitoite hem besin-konak verilerek, hem de besin konak verilmeyerek incelenmiştir. Bu şekilde ergin evrede besin verilen erginlerin ömür uzunlukları ile besin verilmeyen erginlerin ömür uzunlukları arasındaki fark tespit edilmiştir. Aynı gün erginleşen erkek ve dişi parazitoitler aynı kafese konularak üreme davranışları incelenmiştir. Ergin dişilerin konaklarını ne kadar sürede bulduğu, ovipozisyon süresi hesaplanmıştır. Virjin dişi bir kafese, aynı gün pupadan çıkan dişi ve erkek birey ayrı bir kafese alınmış ve bunlara 24 saatte bir 3 er adet konak pupası verilmiştir. Dişinin konağa günlük ve ömrü boyunca bıraktığı toplam yumurta sayısı ve yumurta açılım oranları hesaplanmıştır. Ayrıca iki dişi parazitoitin bulunduğu kafese 1 adet pupa konularak superparazitizm durumunun olup olmadığı araştırılmıştır. Deneyler 25±4 ºC sıcaklık, 50±10 bağıl nem ve 12 saatlik fotoperiyot uygulanan laboratuvar şartlarında gerçekleştirilmiş ve üçer defa tekrarlanmıştır. 14

3.4. Verilerin Değerlendirilmesi Parazitoit türlerin biyolojisinin incelenmesi sonucu elde edilen yaşa göre yumurta verimi, yumurta açılım oranları istatistiki yönden karşılaştırıldı. Verilerin değerlendirilmesinde Varyans Analiz Yöntemi (Düzgüneş vd., 1983) ve ortalamalar arası fark için Duncan (1955) ın Multiple Range Test i kullanılmıştır. Ortalamalar arası fark 0.05 önem seviyesinden büyük olduğu zaman önemli kabul edilmiştir. 15

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Bu çalışma, Isparta İlinde belirlenen bölgelerin ve Halep Çamlığının Ichneumonidae faunasını belirlemek, bu bölgelerden toplanan bazı türlerin kültüre edilip biyolojisini çıkarmak ve bu türlerin biyolojik bir ajan olarak biyolojik mücadele programlarında kullanılabilirliğini ortaya konulabilmesi amacıyla gerçekleştirilmesidir. Laboratuara canlı olarak getirilip stok kültürü oluşturulmaya çalışılan böcek türlerinden sadece Itoplectis melanocephala, Galleria mellonella konağı üzerinde kültüre edilmiştir. G. mellonella, I. melanocephala için belirtilen ilk konaktır. Pimpla spuria dan 6 dişi, 2 erkek böcek elde edilirken, I. maculator dan 1 dişi, 3 erkek böcek elde edilmiştir. I. melanocephala dişi ve erkek bireylerinin morfolojik yapısı Dr. Kolarov tarafından yeniden tanımlanmıştır. Yapılan deneyler sonucunda larvanın ve prepupun genel özellikleri çıkarılmıştır. Ayrıca ergin dişi ve erkek bireylerin beslendiğinde ve aç bırakıldığındaki ömür uzunlukları, virgin ve çiftleşmiş dişinin ömrü boyunca bıraktığı yumurta sayısı, bunların açılımı ve eşey oranları hesaplanmıştır. 4.1. Itoplectis melanocephala (Gravenhost, 1829) Morfolojisinin Yeniden Tanımlanması Dişi: Ön kanat 9,0 9,4 mm (Şekil 4.4. a), vücut 10,5 11, 5 mm, ovipozitor uzunluğu 2,2 mm (Şekil 4.4. h). Baş arkaya doğru dar (Şekil 4.3. a). Anten 24 segmentli (Şekil 4.4. f), birinci segment uzunluğu eninin 4,5 katı kadar. Occipital carina güçlü, malar space in 2 katı uzunluğundaki mandibul kaidesinden uzaklıkta, oral carina ile bağlı. Anten soketlerinin hizasında göz içeri doğru girintili (Şekil 4.3.b; Şekil 4.4. g). Yüz kısmen derin noktalı, yükseliği genişlğinin 1,4 katı kadar uzun, ventral ve merkezi düz. Malar space mandibul kaidesinin uzunluğunun 2,5 katı kadar. Alın parlak ve ön ocellus tan önce karşılıklı çizgili, göz ve lateral ocellus arasındaki uzunluk ocellus çapı kadar uzun. 16

Mesosoma kısa, yüksekliği uzunluğunun sadece 1,3 katı. Epomia var, notaulus basit. Epicnermal carina mesothoraxın ön marjini ile bağlı değil, mesopleurumun orta üstünde son bulur. Meso- ve metapleurum düzenli ve yoğun noktalı. Ön kanat ikinci recurrent damarlı (2mCu), paralel damara (cula) vertical (Şekil 4.4. a). Nervellus intersticial, nervellus güçlü geriye doğru eğik, ortaya ulaşmaz (Şekil 4.3. c). Propodeal spiracle pleural carina ya yakın. Ayaklar toplu, arka femur genişliğinin 3,0 katı kadar uzun. Arka tarsal segment ucu genişlemiş, 4. segment uzunluğunun 4,5 katından daha fazla. Ön tarsal tırnak basit, bazalı dişsiz (Şekil 4.4. c). Metasomal tergitler merkezde kabaca birbirine yakın olma eğilimde noktalı ve düzensiz boyuna çizgili, birinci tergit, güçlü dorsal ve ventral carina, II-V tergitleri güçlü yanlara doğru şiş (Şekil 4.3. d). Ovipozitör kını arka tibia uzunluğunun 0,83 katı kadar. Vücut siyah, bazal ve apical marjin hariç, palpi, ayaklar ön coxa kaidesi ve bazen arka bacak uç kısmının sonuncu tarsal segmenti hariç, postscutellum, metapleurum, pteriostigmanın kaidesi, propodeum ve metasoma turuncu-kahverengi. Tegula koyu kahverengi. Erkek: ön kanat 6,7mm, vücut 8,7mm uzunluğunda, Notaulus ayrı. Turuncukahverengi çok yaygın, scutellum, scapus üstü, mesopleurumun arka köşe kısmı ve arka mesosternumun bir bölümü. Metasoma üst kısımlarda (yedinci tergitten sonra) siyah. 17

Şekil 4.1. I. melanocephala ergin dişi Şekil 4.2. I. melanocephala ergin erkek 18

Şekil 4.3. a.baş üsten görünüşü, b. Başın ön kısmı, c. Propodeum, d. Abdomen 19

a. b. Şekil 4.4. Itoplectis melanocephala nın morfolojik yapıları a. Ön kanat, b. Arka kanat 20

c. d. e. Şekil 4.4. (devam) I. melanocephala nın morfolojik karakterleri; c. Arka bacak, d. Orta bacak, e. Ön bacak 21

f. g. h. Şekil 4.4. (devam) I. melanocephala nın morfolojik karakterleri; f. Anten, g. Anten kaidesi, h. Ovipozitör 4.2. Itoplectis melanocephala (Gravenhost) nın Biyolojisi Yapılan çalışmalar sonucunda I. melanocephala nın soliter endoparazitoit bir tür olduğu belirlenmiş ve biyolojisi çıkartılmıştır. Bu türün biyolojisi; yumuta, larva, prepup ve pup ve ergin evreleri olarak belirlenmiştir. 4.2.1. Yumurta Evresi I. melanocephala yumurtası 1.5 mm büyüklüktedir (Şekil 4.5). Türün yumurta açılım süresi ise yaklaşık 24 saat olarak tespit edilmiştir. 22

Şekil 4.5. Itoplectis melanocephala yumurta şekli 4.2.2. Larva Evresi Konak içine bırakılan yumurtalar larval evrenin gözlenebilmesi için %1 lik disekte suda 1 gün boyunca bekletilmiştir. Konak içerisindeki larvalar arasında kannibalizm söz konusudur. Yumurtalardan çıkan ilk larvanın mandibullarının erken gelişmesinden dolayı diğer larvalar ölmekte, dolayısıyla bir tane larva pup evresine ulaşmaktadır. Bunun sonucu olarak I. melanocephala soliter endoparazitoit bir böcektir. I. melanocephala da beş larva evresi belirlenmiştir. Larval evre süresi 6-9 gündür. Günlük yapılan gözlemlerde larvaların pup evresine kadar olan zaman aralığında oldukça farklı özellikler gösterdiği bulunmuştur. I. larva evresinde baş vücuttan bariz şekilde ayrılmış, mandibullar gelişmiş ve baş şeffaf renktedir (Şekil 4.6. a, b). II. ve III. larva evresinde sadece boy ve ende artış ve mandibullarda gelişme gözlenirken (4.6. c, d, e, f), IV. larva evresinde gözler belirginleşmiştir (4.6. g, h). V. larva evresinde ise abdomen ayrımı belirginleşmiş (4.6. i, j) ve prepup evresine geçişi gözlenmiştir. Yapılan mikroskop çalışması ile larvanın ağız parçalarının belirgin olduğu gözlenmiştir. Larvada artık ürünlerin atımı başlamıştır. Artıkların atılmasına bağlı olarak larva tamamı ile renksiz bir hal almıştır. 23

a. b. c. d. e. f. Şekil 4.6. I. melanocephala larval evreleri; a. I.larval evre, b. I. larval evre mandibulu, c. II. larval evre, d. II. larval evre mandibulu, e. III. larval evre, f. III. larval evre mandibulu 24

g. h. i. j. Şekil 4.6. (devam) I. melanocephala larval evreleri; g. IV. larval evre, h. IV larval evre mandibulu, i. V. larval evre, j. V. larval evre mandibulu 4.2.3. Pupa Evresi Itoplectis melanocephala ortalama 8 gün süren larva evresinden sonra prepupa hazırlık evresi tespit edilmiştir (Şekil 4.7. a). Bu evrede thorax abdomenden ayrılmamıştır. Prepupa evresinde oldukça açık sarımtırak renkte gözlenmiştir. Pupa evresinin ilk gününde belirgin bir şekilde vücut kısımları gözlenilmiş olup, başın üzerinde üç nokta göz, anten segmentleri, kanat yerleri, thorax, abdomen net bir şekilde belirlenmiştir (Şekil 4.7. a, b). Pupa evresinin 2. gününde vücut kısımları daha belirginleşmiştir. Kanat damarlanması ise çok net bir şekilde gözlenilmiştir (Şekil 4.7. c, d). Pupa evresinin 3. gününde abdomenin tamamen renksiz olduğu, thorax ve baş kısmının ise oldukça koyu bir renk aldığı gözlenmiştir (Şekil 4.7. e, f). 4. gününde pigmentasyon artışı gözlenmiş, renksiz olan abdomenin dorsalinde sarı bir bant oluştuğu, baş ve thorax ın koyu renkte bulunduğu belirlenmiştir. Pupanın 25

oldukça hareketli olup kendi çevresinde rotasyonlar yaptığı gözlenmiştir (Şekil 4.7. g). 5. günde artık pupa ergin görünümünü almıştır. Anten ve kanatlar gelişimini tamamlamıştır (Şekil 4.7. h, i). Pupanın ergin hale tamamen geçip hareketini kazanması 6. günde gerçekleşmiştir. Çalışmada I. melanocephala nın pup evresi 5-10 ortalama 7.5±3.53 gün sürmüştür. Sonuç olarak dişi 16-20 ortalama 18 ± 2.83 gün, erkek ise 13-16 ortalama 14.5 ± 2.12 günde ergin duruma gelmiştir. a. b. c. d. e. f. g. Şekil 4.7. I. melanocephala pupa evreleri; a. prepupa evresi. b. I. gün lateral pupa, c. I. gün dorsal pupa, d. II. gün lateral pupa, e. II. gün dorsal pupa, f. III. gün lateral pupa, g. III. dorsal pupa evresi 26

h. i. j. Şekil 4.7. (devam) I. melanocephala pupa evreleri; h. IV gün lateral pupa, i. V. gün lateral pupa, j. V. dorsal pupa 4.2.4. Ergin Evresi Bu çalışma laboratuvar şartları olarak 25±4 ºC sıcaklık, % 50±10 bağıl nem ve 12 saatlik fotoperiyot uygulanmıştır. Buna göre dişilerin ömür uzunluğu 24-40 ortalama 32±11,31 gün, erkeklerin ise 20-30 ortalama 25±7.07 olarak bulunmuştur. Bu sonuçları ortamın sıcaklık ve nem oranı etkileyebildiği gibi parazitoitin ergin evreye geçiş sırasındaki konaktan almış olduğu besin miktarıda etkileyebilmiştir. Küçük konaklarla beslenen parazitoit larvalarının boy uzunlukları normalden küçük olarak gözlenmiş ve bu şekilde de ömür uzunluğu değişebilmiştir. Besin problemi yaşayan ergin dişilerin ömür uzunluklarının daha kısa olduğu gözlenmiştir. Çizelge 4.1 de görüldüğü gibi virgin aç bırakılan dişi bireyler ortalama 4,66±1,52 gün, çiftleşmiş aç bırakılan dişi bireyler ortalama 3.33±0.57 gün yaşamıştır. Sonuç olarak virgin aç bırakılan dişi birey, çiftleşmiş aç bırakılan dişiden daha fazla yaşamıştır. Virgin aç bırakılan erkek bireyler ortalama 3±0 gün ise çiftleşmiş aç bırakılan erkek bireyler ise ortalama 2,66±0,57 gün yaşamıştır. Çiftleşmiş beslenen dişilerin ömür uzunluğu ortalama 32±11,31, virgin beslenen dişiler ise ortalama 33±3,60 gün yaşamıştır. Bu da virgin ve beslenmiş olan dişilerin, çiftleşmiş beslenen bireylere oranla daha fazla yaşadığı görülmüştür. Çiftleşmiş beslenen erkek birey, virgin beslenen erkek bireyden ömür uzunluğu daha fazladır. Bu şekilde besinin ömür uzunluğuna etkisi 27

gözlenmiştir. Bilhassa dişi bireyler için bu çalışma önem kazanmaktadır. Çünkü normal besinin dışında dişi birey yumurta üretimi için konak hemolenfi ile de beslenmekte ve yaşamının belirli dönemlerinde bu işlemi tekrarlamaktadır. Çizelge 4.1. I. melanocephala ergin bireylerin ömür uzunlukları (gün) Dişi ( ) Ömür Uzunluğu Erkek ( ) Ömür Uzunluğu Çiftleşmiş Birey Virgin Birey Beslenen Ort ± SH Aç Bırakılan Ort ± SH Beslenen Ort ± SH Aç Bırakılan Ort ± SH 32±11,31 3.33±0.57 33±3,60 4,66±1,52 25±7.07 2,66±0,57 23±2,60 3±0 I. melanocephala dişi ve erkeklerinin bir kafese alınarak incelenmesi sonucunda ergin oldukları gün çiftleşebildikleri gözlenmiştir. Dişilerin çiftleşme istekleri de ovipozisyon öncesi dönemde artış göstermiştir. Çiftleşme davranışı olarak her iki eşeyde birkaç saniye anten titreşimi, antenlerin karşılıklı birbirine değerek bir süre hareketi ve kanat titreşimi ile abdomen hareketi gözlemlenmiştir (Şekil 4.8). Çiftleşme esnasında I. melanocephala dişi bireyinin abdomenini hareket ettirdiği, erkek bireyin ise hareketsiz kaldığı gözlenmiştir. Dişilerde çiftleştikleri günden itibaren başka bir günde çiftleşme durumu gözlenilmemiştir. Erkek bireylerde ise yaşamlarının farklı günlerinde dişi bireyler ile çiftleşme davranışı gözlenilmiştir. Erkeklerin çiftleşme yeteneği ölümlerinden birkaç gün öncesine kadar devam etmektedir. Bu şekilde çiftleşme davranışlarının gözlemlenmesine rağmen erkek bireylerde ergin hayatlarının belirli döneminden sonra çiftleşme aktiviteleri azalmakta ve kendilerine sunulan dişiler ile daha uzun sürede çiftleşme davranışı göstermektedirler. Parazitoit I. melanocephala (Gravenhost) erkeklerinin çiftleşme süreleri 70-160 saniye ortalama 115 ± 63.64 saniye sürmüştür. 28

Şekil 4.8. I. melanocephala bireylerinin çiftleşme davranışı I. melanocephala dişileri ilk günden itibaren G. mellonella (L.) puplarına yönelmiş ve yumurta bırakmışlardır. Dişi bireyler yumurta bırakmadan önce anten hareketleriyle konak üzerinde uygun yeri tespit etmiş ve konaklarını paralize ederek yumurtasını bırakmışlardır. Paralize edilen konak hareketsiz kaldığı için konağı uygun duruma getirerek yumurta bırakılması daha kolay olmuştur. I. melanocephala dişileri verilen konaklardan bazılarını yumurta bırakmak, bazılarını ise hemolenfinden yararlanmak üzere kullanmıştır. Yumurta bırakma esnasında abdomenini 90 derece yaparken, hemolenfinden yararlanacağı zaman abdomenini kendi çevresinde 360 derece döndürmüş, konak hemolenfi bu yaralanmadan dolayı dışarı çıkmış ve ergin parazitoitin protein ihtiyacı karşılanmıştır. I. melanocephala dişileri konak olarak G. mellonella (L.) pupları verildiğinde birkaç dakikada pupları bulmuş ve yumurtalarını bırakmışlardır. Yumurta bırakma sırasında dişi parazitoitin hareketsiz olarak konak pupu üzerinde bulunduğu gözlenmiştir. Konak pupu üzerinde bulunma süresi de bıraktığı yumurta sayısına bağlı olup bıraktığı yumurta sayısı arttıkça bu süre uzamıştır. Ergin dişinin konak seçiminde büyük pupları, beslenmede ise küçük pupları tercih ettiği gözlenmiştir. Ayrıca I. melanocephala 29